Hocam Merhaba, galiba cari denge/gsyh Ocak oranında yapıştırılırken bir (-) hatası olmuş. Bu vesileyle size hem bu tablo, hem blogunuzdaki keyifli ve öğretici yazılar, hem de yazdığınız güzel dilli ekonomi kitapları için teşekkür etmek isterim. Sayenizde Odtü'de öğrendiğimden fazlasını mezuniyetten sonra öğrendim. İyi ki varsınız.
''Gelişen Ülkeler ve Türkiye'de Gayrimenkul Sektörü; Değerlendirme ve Öngörüler'' raporuna göre, Türkiye'de gayrimenkul stoku 2010 yılında artarak 239 milyar dolara ulaştı. 2020 yılında bu stokun 582 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.." Bu alıntıdan yola çıkarsak 2012 de 300 milyar dolar desek eder 510 milyar Lİra konut stoğu eder.. Toplam mevduat 1 trilyon liraya yaklaşsa bu mevduatın hepsi konut almayacağına göre..ona 400 milyar lira konut almak isteyebilir dielim..Kentsel dönüşümle konut stoğu %20 artsa (müteahitte 10 dairede 4-5 daire verilir herhalde) bir kısmı da emlak değer artışınlarından gelse..onu konut stoğu 650 700 milyar TL ye ulaşırsa, hali hazırda kentsel dönüşüm projesi çöker, bir sürü batık müteahhit, inşaat firması, mağdur evsahipleri yaratır.O yüzden mütekabiliyet yasası ve hatta konut alan yabancılara Türkiye'de ikamet hakkı olmadan; Kentsel dönüşüm ve buna bağlı bankların yaratacakları ve kakalayacakları mortgage kredileri ve emlak balonu işin sonunda ABD dekinden daha kötü patlayabilir..?..Ez cümle mütekabiliyet yasasına ideolojik ve siyasi çıkar perspektifinden bakabilme lüxüne sahip olduğumuz zamanlar epey geride kaldı galiba.. Ne dersiniz hocam?:) link: http://www.memurlar.net/haber/196082/
ataşehirde finans merkezi gazıyla 2 milyon tlye satılan 4+1 daireler var.yani bu kadar parayı kim talep eder demek ki verecek olan var insanın aklı almıyor.bunlar ne kadar rasyonel kararlar tartışılır.ama daireler de satılmaya devam ediyor.Aklı başında insanlar turkiyede bir emlak balonu tehlikesinden bahsediyorlar ama pratikte olanlara bakınca da demem ki sorun yok diyesi geliyor insanın.
Ataşehir'de iş yapan bir inşşat şirketi evlerin doktor ve avukatlar tarafından yatırım amacıyla tercih edildiğini söylemişti, bu fiyatlara kim nasıl ev alır bilemedim.
Hocam elinize sağlık, çok faydalı bir sunum olmuş yine. Bu tablolara ve verilere baktığımda türk ekonomisinin kendi geçmiş performanslarıyla karşılaştırılmasından ziyade,dünya ekonomisindeki yeri nereden nereye gelmiş, ona bakmak lazım geldiğini düşünüyorum. Hocam bana tavsiye edebileceğiniz ''ekonomi sözlüğü'' niteliğinde bir kaynak var mı? saygılar...
Hocam. Son birkaç yıldır Yunanistan ile yatıp kalkıyoruz ama göstergeler Yunanistanın durumunun o kadar da vahim olmadığını gösteriyor. Geçmişte bizim GSYİH değerimizin dolar bazında çok kötü düştüğü zamalar oldu. Hiç kimse bizden bahsetmedi. Yunanistan Euro zone'da olduğu için mi bu kadar etkili oluyor. Her ne olursa olsun bu kadar küçük bir ülkenin bütün dünyayı etkilemesi bence spekülatif. Ortam kötü olduğu için Yunanistan bahane ediliyor gibime geliyor. Selamlar
Hocam Lüksemburg'un kişi başı GYSH'si ile nüfusunu çarptım ve elde ettiğim rakam çok yüksek çıktı. Oysa Lüksemburg Dünya'da GYSH tablosunda görünmüyor bile . Sorum şu ki , Bu Lüksemburg'un olayı nedir ?
Lüksemburg'un nüfusu 514 bin. Kişi başına geliri (2011) 113.533 USD (dünya birincisi) toplam GSYH'sı ise 58,4 milyar dolar. Lüksemburg, finans kesimi çok gelişmiş olan ve neredeyse bütün GSYH'sını oradan elde eden küçücük bir ülke.
Sevgili hocam, tablo için çok teşekkürler öncelikle.Tabloda MEVDUAT olarak ifade edilen tutar yerleşiklerin halihazırda bankalardaki vadeli ya da vadesiz mevduatını mı kapsamaktadır? Kredi stoku içinde bankaların verdiği tüm kredileri mi kapsamaktadır?
Merak ettiğim kısmi rezerv oranına göre kaldıraç yönetimini nasıl yaptıklarını anlamak? Normalde kredinin 10 kat olması beklenir mevduata göre yani 1'e 10.
Mevduat olarak gösterilen tutar yerleşiklerin ve yerleşik olmayanların bankalardaki vadeli + vadesiz mevduatını ifade ediyor. Kredi stoku da bankacılık sisteminin tüm kredilerini kapsıyor. Kredi mevduat oranı bizde oldukça düşüktür. Eskiden daha da düşüktü. Eskiden Hazine kağıtlarına yatırdıkları para yüksekti şimdi o düştü.
Hocam GSYH artiyor, iyi haber, issizlik dusuyor, bu da iyi haber, Gini katsayisi azaliyor !!!..... , Adil Gelir dagilimindaki bozulma nedeniyle Acaba insanlarimiz artik bogaz toklugiuna mi calismaya razi oluyor?
Kredi mevduat oranı bence normal bir düzeyde. Bankaların esas işi mevduat toplayıp kredi vermek. Bankalararası mevduatı saymazsak alınan mevduatın neredeyse tamamı krediye dönmüş görünüyor ki bu doğru bir eylem.
2012 yılı borç göstergeleri Temmuz ayı sonu itibariyledir. Yılsonuna kadar bir miktar daha artsa bile GSYH'ya oran olarak % 40'ı geçmeyeceğini söylememiz mümkün. Bu oran endişe verici değil. Biliyorsunuz bir zamanlar endişe verici oran olarak % 60 alınıyordu (Maastricht kriteri)
merak etmeyın bu tablo suriye savasının ilerlemesi ile değişecek bır zamanlar katrına kasırgası ile abd deki gsmh degısmıstı ışsizlik düşmüştü aynı şey ülkemiz içinde gerçekleşecek belki kötü bir senaryo ama içerde güvenlik sorunları başlayacak k.maraş g.antep ş.urfa hatay diyarbakır gibi iller de ve bu degerler ters bır sekılde değişim gösterecek üzgünüm ben azda olsa ekonomi okudum ve en kötü tahmini yapıyorum umarım hocamızda bu fikirlerim hakkında yorum yapar.
Suriye meselesi ve ortadoğudaki karışıklığın bu tabloyu etkilemesi olasılığı çok yüksek. Ama en az onun kadar etkili olabilecek bir gelişme Avrupa'da işlerin daha da kötüleşmesi ve Çin'de başlayan düşüşün devam etmesi.
değerleri yazılarınız çok şey katıyor teşekkürler. yalnız bir yorumunuzda mevduatların neredeyse tamamının krediye döndüğünü belirttiniz ki bu da "normal" de iyi bir şey ama bu kredilerin nereye gittiğini nasıl görebiliriz? Zira iş bankası eski genel müdür Ersin Özince şöyle demiş.
“Türkiye üretmiyor, tasarruf yapmıyor, tüketiyor. Bunu müşterilerimizden biliyoruz. Kredi kullanan müşterilerimiz artık yatırım yapmıyorlar. Çoğu marketçi, gayrimenkulcü, inşaatçı oldu. Gayrimenkul fiyatlarının ne kadar yükseldiğine bakarsanız, Türkiye’nin üretmediğini görebilirsiniz.”
Kredi kullanan müşteri yatırım yapmıyor, çoğu marketçi, gayrimenkulcü, inşaatçı oldu. Çok güzel de marketçi, gayrimenkulcü, inşaatçı üretim yapmıyor mu? Diyelim ki marketçi aldı krediyi. O ne yapacak? Mal alacak. Kimden alacak? Üreticiden. Bir tek apartman dairesinde 150 çeşit sanayi mamulü kullanılıyor. İnşaatçı bunları nereden alıyor? Bunları imal edenlerden. Kusura bakmayın ama ben Özince'nin dediğini anlayamadım.
Mahfi hocam çok haklısınız ama inşaatçıda ithal beton, aliminyum çerçeve vs. hep dışardan ithal ediyor diyor,sanırım bahsettiği sanayi üretimin yetersizliği...
İnşaattaki ithal malzeme genellikle pahalı ve kaliteli, inşaatta kullanılıyor. Normal inşaatlardaki malzeme yerli malı. O 150 çeşit ürünün ağırlığı yine yerli maldadır. Sanayi üretimi yetersiz değil aslında sorun Çin vb ülkelerden gelen ucuz ithal mallarının yavaş yavaş bizim sanayiciyi resmin dışına itmesi. Adam bakıyor ki Çin'de aynı mal daha ucuz bırakıyor sanayi üretimini aynı malın ithalatçısı oluyor.
Yurtdışından beton ithal edilmemekte, toplamda inşaat malzemeleri sanayisi 1'e 3 cari fazla vermekte (2011 ihracat-18 mil USD). 2002 yılında Türkiye istihdamının %4,5'ini İnşaat Sanayi oluştururken 2011 yılında %7'sini oluşturmaktadır. Hem istihdam, hem üretim, hem de sanayi ve ticarete altyapı sağlanmaka. Bu durum Çin için de geçerli. Bugün dünyada üretilen çimentonun %50'den fazlası Çin'de tüketilmekte olup, Çin'in büyüymesinde İnşaat Sanayi çok önemli bir yer tutyor.
değerli hocam bu tablo ülke ekonomisi tüm yurt dışı olumsuzluklara rağmen gayet iyiye gidiyor diyebilirmiyiz ortadoğu kan gölü,avrupa krizin dibinde,rusya çin s.o.s veriyorken.Peki hükümetin arkasına aldığı desteğin 1 puan bile düşmemesini ve hatta yükseltmesini yine bu gösterler bize açıklıyor mu biraz çünkü iç politikada da son 10 yılın en sıkıntılı aylarını yaşıyoruz aynı dış politika gibi.
Bizde siyaset biraz futbola benzer. İnsanlar futbol takımı tutar gibi parti tutuyorlar. Geçmişteki bütün çöküşlerin, krizlerin nedeni budur. Oysa geçmişte örneğin İngiltere'deki gibi siyasal iktidarların değişebilmesi söz konusu olsa darbe sorunları yaşamadan demokrasiyi sürdürmek mümkün olabilirdi. Ekonomik göstergelerimizin iyi, buna karşılık eğitim kalitesi, kadının iş yaşamına katılması, bilim adamı sayısı vb gibi göstergelerimizin çok kötü olması biraz bu durumu açıklıyor.
Demografi herşeyin anahtarı. Ancak demografik dönüşüm zaman alıyor. Hocam demografik döşüme bağlı olarak Türkiye için gelecek projeksiyonu yapar mısınız?
Örneğin işgücüne katılım oranı artışı refah getirecektir, vergi toplama kolaylaşacak, kamu desteğine ihtiyaç duyan azalırken devlet imkanları artacaktır. Yada yüksek kalifiye işgücü artışı sağlık hizmetleri - mühendislik projelerini daha ulaşılabilir yapacaktır. Ortalama yaşın artması tasarruf oranını artırabilir. Ayrıca ortalama işçi tecrübesindeki artış daha kaliteli mal üretimine sebep olacak.
Değerli hocam siin yazılarınızla ekonomide yıllardır merak ettiğim kavramları anlamaya başladım.Faiz korudorunu anlattığınız bir yazınız mevcut mudeğilse o yalın ve anlaşılır şekilde faiz korudoru nu bizimle paylaşabilir misiniz?teşekkürler.cihan s.
türkiyede bilançolara girmeyen kayıt dışı ekonomi var ve bu rakam hesap edilemez boyutta uyuşturucu silah akaryakıt sigara türkiyenin hala yürümesinin sebebi bu vede maden yasası...
Mahfi bey merhaba. Cari açık 60'lara dayanıyor. Tehlike 50 denirken 60 olmuş. Neden bizde kriz olmuyor. Ekonomi sadece borsadan mı ibarettir ki; 2001 krizi ile hükümetler devrildi.Şu an borsanın % 75'i yabancıların elinde olması nedeniyle mi kriz olmuyor? Bordroluya ve emekliye yapılan zamla elektriğe, petrole yapılan zam makası ne kadar zıt. Halk kan ağlıyor ama bize ekonomi tıkırında, İMF'ye borç verecek durumdayız deniyor. Hatta geçen gün Mısır'a borç verildiğini okudum. Sizce yukarıdaki tablo ve enflasyon hesaplamaları ne kadar gerçekçi? (Enflasyon hesabına da talebi olmayan, fiyatı sabit kalan kalemler alınıyor). Saygılarımla, Feriha G.
Değerli Hocam yazılarınızı bir iktisat öğrencisi olarak ilgiyle takip etmekteyim. Aklıma bir soru geldi bu tablolara bakarken. OVP'de 2013-2014-2015 öngörülerinde işsizlik hiç düşmeyerek 8.8-9 seviyesinde seyrediyor. Hocam bizim kur politikamız 2005'ten itibaren dalhalı kur ve enflasyon hedeflemesi şeklinde bir politika izliyoruz. Enflasyon ve işsizlik Philips eğrisi göstererek ters orantılı bir biçimde gelişiyordu. Hedeflememiz Enflasyon %5 İşsizlik %5 şeklinde mümkün olabilir bir hedef belirlenemez mi ?
Hocam, göstergeler tablosunda bir hata var sanırım. 2012 OVP de kişi başı milli gelir 10.673 usd olarak düzeltilmişti. Siz tabloda yazdığınız 11.318 usd rakamı 2013 yılı OVP rakamı.
Nasıl doğru Hocam 799 milyar doları ı1.318 usd ye bölerseniz nufus 70 milyon 595 çıkıyor. Daha bugün Türkiye nufusu 75 milyon 627 bin çıkmadı mı? Nereye gitti 5 milyon kişi.
Rica ederim Hocam. Hocam affınıza sığınarak bir şey sormak istiyorum. 2010 yılı sonu nüfus 73 milyon 722 bin. 2011 yılı sonu nüfus 74 milyon 724 bin kişi. Şimdi toplam milli gelir 2011 de 772 milyar dolar. Kişi başı milli gelirde 10.444 usd ise kişi başı milli gelir hesabında nufus sayısını neden 73 milyon 918 bin kişi alıyorlar.? Bu hesapta 2011 yılı nufus ortalamasını almak gerekmez mi? Tşk.ler…
Hocam çokmu zor soru sordum? Hep merak etmişimdir. Cevabını bir türlü bulamadım. Nufus 2011 de 1 milyon kişi artmış iken kişi başı milli gelir hesabında neden 200 bin kişi artmış gibi hesaplanıyor? Rakam yüksek gözüksün diyemi? Yoksa başka teknik açıklaması mı var?
Nasıl ki GSYH yıllık ortalama alınıyorsa nüfus da yıl ortası nüfusu olarak hesaba alınıyor. Ayrıca bu hesaplamaların hepsi tahminlere dayanıyor ve zaman içinde revize ediliyor.
Teşekkürler. TCMB'nin rezervlerinde son dönemde ortaya çıkan artışlar büyük ölçüde bankalardan TL zorunlu karşılıklar yerine alınan dövizlerin rezerve girmesiyle ilgili. Bu konuda bu blogda Ödünç Rezerv Olur mu başlıklı yazım var.
Son dönemdeki ortaya çıkan rezerv artışı ile ilgili bir yorumu sizinle paylaşmak istedim.
"Bir ülke için olumlu bir gelişme olan rezervlerdeki artış, o ekonomi için güveni artırıp, kırılganlığı azaltıcı etki yapar. Türkiye’nin rezervlerinin de son on yılda hızlı bir artış gösterdiği görülüyor. Ancak, rezerv artışının ne şekilde gerçekleştiği, yani kaynağının ne olduğu büyük önem taşıyor.
Çin, Almanya, Rusya gibi harcadığından daha fazla döviz kazanan ekonomilerin ödemeler dengesinde ortaya çıkan cari işlemler fazlası kaynaklı rezerv artışı, bu ekonomiler için sağlıklı bir gelişme niteliğinde. Buna karşılık Türkiye gibi dış açık veren, yani harcadığından daha az döviz kazanan bir ekonomide, yabancı sermaye yatırımları da yeterli değilse, net borcu artırmadan rezerv artışı gerçekleşemiyor. Başka deyişle dış açık veren ekonomide rezerv artışı, bununla paralel biçimde dış borcun da artması anlamına geliyor. Başbakanın “rezervleri 100 milyar dolar büyüttük” böbürlenmesi, bankadan kredi (borç) alıp mevduat hesabına yatıran birinin, mali varlığıyla övünmesine benziyor."
Evet bu yoruma bende katılıyorum. Ayrıca bu rezervin ne kadarı nakit? Diğer yandan ne kadarı gerçekten devletin ne kadarı zorunlu karşılık? Yani biraz zorlama bir artış...
Copy paste yapmanin daha cok farkli yollarida var hocam. Zaten ogrenciler projelerinde tezlerinde bu rakamlari yorumlamadikca copy paste yaparak bir sey kazanamazlar. Acaba verilen odevler ezberci odevler midir? Hocalarinda ogrencilerine ezber degil rakamlarla beraber degerlendirmeler yapabilecekleri dogru sorulari sormalari gerekir..
Sayın Hocam, Kredi mevduat oranı en son %101 e gelimiş böyle devam etmesi, iyi mi kötü mü... (Kötü senaryo; Faiz oranlarının artması halinde neler olabilir. Döviz kuru ani artarsa ne olur. İyi seanryo; Kredi hacmi artışı büyümeye fayda sağlar mı) m.türkay..
Hocam, 2012'nin ilk çeyreğinde sanayi üretimi bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %3,9 artmış ve 2012 ilk çeyrek büyümesi %3,3 gelmişti. ve bu büyümenin 5.3 puanı net ihracat kaynaklıydı. 2013 ilk çeyrek sanayi üretimi artışı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %1,3'e geriledi ve bu yıl net ihracatın büyümeye katkısının sadece 0,5 puan olması bekleniyor. sizin ilk çeyrek büyüme tahmininiz var mı? varsa paylaşmanız mümkün mü? teşekkürler.
sayın hocam sayın güngör uras brüt merkez bankası rezervlerini, kısa vadeli dış borclara oranlayan bir yazısı var ve bu oranın birden büyük olması isteniyor 94 ekonomik krizlerinde ve 2001 krizlerinde bu oranlar birin altında kalmış, sizinde bu konu hakkında fikirlerinizi ve görüşlerinizi almak istiyorum saygılarımla
Güngör beyin dikkat çektiği TCMB rezervleri / KV Dış borçlar oranı önemli bir gösterge. Genel yaklaşım bu oranın en az 1 olmasının bir ekonominin dış borç ödemede sıkıntı çekmeyeceği biçiminde. Yani ne kadar kısa vadeli dış borcunuz varsa o kadar da MB rezerviniz olmalı. Çok önemli gir gösterge olmakla birlikte tek gösterge bu değil tabii.
Hocam, nominal GDP büyümesi yerine real GDP büyümesini tabloya dahil etmemiz finansal bir analiz yapmak isteyenler için daha iyi olmaz mı? Elinize sağlık.
sayın hocam net dış varlıkları bulurken, döviz yükümlülüklerimizi çıkıyoruz dimi net dış varlıkların milli gelire oranı gelişmekte olan ülkeler için kritik sevye varmıdır, şimdiden çok teşekür ediyorum saygılarımı sunuyorum
sayın hocam klr modeline göre sinyaler gelmektedir, türkiye 12 veya 24 ay içersinde krize girecektir, bu sefer hep beraber batan çok şirketler göreceğiz. bütün şirketlerin yurt dışı borclanmaları var, sayın dr yaşar erdinc kredilerin gsyh oranın çinde yüzde 150 olduğunu cinin finansal krize girebilceiğini söylüyor fakat türkiyeyi söylemiyor.Ben bazı bilim adamlarının yazılarını okuyunca gülüyorum, tamam gerceği söyleyemeye bilirsiniz, sizdende bu gerceği beklemiyorum .ama şu var bu gercekleride görebilenlerin olduğu unutulmasın saygılarımla
Gerçeğin ne olduğunu bilsek korkmaz söylerdik herhalde. Çünkü bunu tahmin eden adam prim yapar. Ne var ki bu öyle hop diye görülebilecek bir şey değil. İşin içinde insan davranışı varsa tahminlerle gerçekler çok farklı olabilir.
İki sorun var: (1) Serilerde değişiklikler var. Mesela eski TÜFE ile yenisi aynı şey değil. Ödemeler dengesi değişti. (2) Buraya daha fazlası sığmıyor. Link verince de işin büyüsü bozuluyor.
Hocam Merhaba, sayfanızı çok beğendiğimi ifade etmek isterim. Umarım uzun yıllar devam ettirirsiniz. Benim merak ettiğim, Türkiye'nin (kamu ve özel sektör ayrımıyla birlikte)iç ve dış borç durumunun yıllara göre karşılaştırmalı olarak analizini yaptığınız bir yazınız var mıdır? Özellikle siyasetçileri dinlerken herkesin işine gelen rakamları söylediğini düşündüğümden fotoğrafın tamamını gösteren bir yazınız çok faydalı olurdu. İktisattan çok az anlamama rağmen sizin yalın fakat bilgilendirici anlatımınıza güveniyorum. Teşekkürler.
sayın hocam bileşik öncü göstergeler türkiye için 100 değerinin altını gösteriyor. bu konu hakkındaki fikirlerinizi alablirmiyiz,2001 , 1994,1989 bunlar hatırlayabildiklerim. ozamanda bu değerler yüzün altına gelmişti şimdiden teşekür ederim yanıtınız için.
OECD Bileşik Öncü Göstergeleri Nisan 2013 itibariyle 99,3. Nisan 2012'de 100,3 idi. Sanırım asıl bakmamız gerekn Mayıs ayı ve Haziran ayı CLI değerleri ondan sonra yorumlamak daha anlamlı olacak.
nisan 2013 ithalat kalemlerinde toplam yaklaşık 11 milyar dolar civarında GİZLİ VERİ adı altında bir kalem var, ama ne alınmış nereye alınmış bir bilgi yok, bu kadar büyük bir kalem gizli veri olarak kayıtlara geçebilir mi? ve ne olabilir ?
sayın hocam mrblar, kur sepeti en son 2.20 civarına gelip daha sonra aşağya gelmeye başladı, merkez bankasının sanırım sınırı orası sizinde bu konu hakkındaki fikirlerinizi alıyım
REK açısından üst sınır 120, alt sınır da sanırım 115 - 116. Kur sepetindeki işaretler biraz daha oynak. Bunları kur sepetine uygularsak üst sınır için kabaca 2.25 alt sınır ise 1,90 gibi duruyor. Bu konularda resmi bir açıklama yok bunlar bizim çıkarımlarımız.
Sayın hocam,15-30 Mayısları tarihleri arası Bist 93.000-85.000 Usdtl 1.78-1.85 arasında kimlerin yüklü miktarda satım ve alım yaptığı bilgisini öğrenme imkanı varmıdır?
Hocam günaydın; Konu ile cok alakalı değil ama 6-7 Eylül olaylarının Türk ekonomisine etkisi konusunda bildiğiniz bir çalışma var mı acaba?O dönemdeki olayların etkisi ile y.dışına cıkan para hala ülkeye girmiyor.Bakanımızın da belirttiği gibi Türklerin y.dısında 130 mia usd parası bulunmakta.Geri gelecek gibi de gözükmüyor.Uzun yıllardır tasarruf sıkıntısı çeken ülkemiz için çok önemli bir miktar. Bir de şu an y.dışında gezi olaylarının algılanması ile ilgili çelişikli açıklamalar var.Bazı yorumcular hergün ağız değiştirmekte.Dün tabloyu çok kötü olarak yorumlayanlar bugün hisse piyasalarında ralli olur demeye başladı.Aynı durum Fed açıklaması sonrası gelişmekte olan ülke piyasaları için de geçerli.Dün yandık bittik kül olduk diyenler bugün herşey çok güzel olacak diyor.Bu işin bir orta yolu yokmudur? Neye kime inanacağımızı şaşırdık.Bu ortamda yatırım kararı vermek yürek ister :)
6 - 7 Eylül olaylarıyla ilgili birçok yazı ve kitap var ama işin ekonomik boyutunu derinliğine inceleyen bir araştırma var mı bilmiyorum. O dönemde dışarıya çıkan para miktarı sandığımız kadar büyük olmayabilir. Türkiye'nin o tarihlerdeki toplam GSYH'sının büyüklüğü 10 - 12 milyar doların içinde zaten. Fed kararıyla ilgili yorumlarda bir yanlışlık yok. Fed iki kez farklı açıklama yaptı. Piyasa büyük ölçüde Fed'e göre belirlendiği için Fed ne derse ona göre şekil alıyor. Aslında ağız değiştirenler piyasa yorumcularından çok Fed yetkilileri oldu.
Size bir sorum olacaktı: FED'in faiz artırımıyla ilgili açıklamaları bir yana, Gezi Parkı eylemlerinin kura veya endekse olan etkisinden bahsederken nedensellikle nasıl ilişkilendirdiğinizi açıklayabilir misiniz? Bir iktisat öğrencisi olarak korelasyon ve nedensellik ayrımını güncel örneklerde kavrayabilmeyi çok önemsiyorum.
Yabancı yatırım fonlarının getirip götürdükleri para miktarları nedeniyle etkisinin fazla olduğu bir ekonomide döviz kuru oynaklığıyla borsa ters ilişkilidir. Döviz kuru oynaksa ve yerli para değer kaybediyorsa paralarını getiren yabancılar borsadan elde ettikleri kazancı kurdan kaybedecekler demektir. Diyelim ki bir yabancı 100 dolarını getirip 1,8 TL'lik kurdan bozdurdu ve eline geçen 180 TL ile bir şirketin hisse senetlerini aldı. Yine diyelim ki dönem sonunda o şirketin hisse senedinin değeri arttı ve bu yabancının yatırdığı 180 TL yerine eline 200 TL geçti. Eğer kur değişmemişse bu kişi 200 TL'yi 1,8 lik kurdan dolara çevirdiğinde eline 111 dolar geçer. Yani getirdiği paradan 11 dolar para kazanmış olur. Şimdi diyelim ki dönem sonun kur 2 TL olmuş olsun. Bu durumda yabancı eline geçen 200 TL'yi 2 lik kurdan çevirince eline 100 dolar geçer. Yani sıfır kazanç elde etmiş olur. Kurun bu tür (özellikle TL'ye değer kaybettirici) oynamaları yabancı yatırımcının borsadan kazancını kayba dönüştürme eğilimi taşığı için de kurla borsa böyle bir ters yönlü hareket içine giriyorlar.
sevgili hocam bileşik öncü göstergelere dediğiniz oced baktım fakat sanırım nisandan sonrası yok , halbuki yayınlığca tarihleride yazmışlar fakat, bulamadım bu tür aksaklıklar olabiliyormu yardımcı olursanız sevinirim saygılar
sayın hocam ihracatın ithalatı karşılama oranı sanırım yüzde 54 civarında çıktı yüzde60 bayağ bir altında sanırım türkiye için ilk sinyal geldi, ben çok sinyal görmekteyim sayın hocam allah sonumuzu hayır etsin diyorum sizede saygılarımı sunuyorum umarım 2015 kadar birşeyler olmaz diyorum umarım ben yanılırım,sizinde bu ihracatın ithalatı karşılama oranı hakında fikrinizi rica ediyim saygılarımla
Hocam siz CNBC-E nin Acun'u gibi oldunuz bence, sizsiz bir cnbc-e düşünemiyorum. Bir iktisatçı olarak okuldaki teorik eğitimden sonra bize uygulamayı öğreten çok önemli ikinci okul gibisiniz.
sayın hocam gölge kur uygulansa ve faizler yukarı çekilse, kalıcı bir çözüm olabilirmi? yoksa faizleri yukarı çekmek gecici bir çözümüdür saygılarımla.
sevgili hocam, blombergte merkez bankası net rezervlerin 40 milyar dolar olduğunu söylediler. bu net rezervi bulurken dış varlıklardan döviz yükümlülüklerini çıkartıp dolar kuru değerine bölüyoruz dimi hocam bu konuda yardımcı olursanız sevinirim yoksa farklı hesap varmı ?
sayın hocam taylor kuralına göre politika faizini bir yabancı kurum 9.56 hesaplamış, eğer hesaplama uzun değilse bana yardımcı olurmsunuz neler yapmam gerektiğine yok uzun ise şunu yapın burdan devam ederseniz derseniz sevinirim saygılarımla sayın hocam
sayın mahfi eğilmez yukarıda'gösterge olan türkiye ekonomi haritası tcmb'nin ve ekonomi kurmaylarının hazırlayıp derlediği açıklama manipulatif ve sanal esas göstergelerin sokaktaki insanların tablosudur. ben orta öğrenim terk'im türkiye yıllardır emperyalizmin sömürgesi haline gelmiş bir ülkedir bu sebeple genel olarak türkiyenin refah mutlu sıkıntısız bir ülke olması hayalcilikten ibarettir. saygılarımla
Gelişmiş ülkelere baktığımız zaman özel tüketim harcamalarındaki büyüme ile perakende satışlardaki büyüme arasında çok yakın ilişki olduğunu görüyoruz. Türkiye'de de böyle olması beklenir ancak TÜİK'in açıkladığı sabit fiyatlarla perakende satış hacim endeksindeki büyümeyle, GSYH içindeki özel tüketim harcamalarındaki büyüme arasında uyum yok. Mesela TÜİK'e göre bu yılın 2. çeyreğinde perakende satışlar sabit fiyatlarla %1 AZALMIŞ, ancak GSYH verilerine baktığımızda özel tüketim harcamaları %5,3 artmış. Türkiye'de kayıtdışı ekonomi nedeniyle bazı hesaplama farklılıkları var ama bu kadar fark eder mi? Veriler arasındaki bu dengesizliğin nedeni ne olabilir?
Ulasilan ekonomik buyulugun finansmaninin disariya bagimli oldugu cok acik. Dolayisiyla iplerimiz baskalarinin elinde oldugundan akisin kesilmesi cok ciddi sorunlar yaratabilir. Ulke olarak birikimleri artirmak cok onemli ama kolay degil tabiki. Zira carklarin donmesi icin bir taraftan da harcama yapilmasi gerekiyor. Yinede birikim yapmak hem kisisel olcekte hem de ulke olceginde onemli diye dusunuyorum. Saygilar, YT
göstergeler tablosunda büyüme rakamı son 6 ay, ancak cari denge son 12 aya ait. büyüme rakamında son 12 ay yer alsa karşılaştırma açısından daha uygun olmaz mı? çünkü tablodaki 2010, 2011 ve 2012 verileri 12 aylık veriler. bir de son 12 ayın cari açığı %6,6'ya çıktı galiba.
mrb sayın hocam, optimal cari dengeyle, gercek cari işlemler arasındaki grafik şu anki durumda bayağ bir açıkmıdır, bununla ilgili bir çalışmanız varmı? saygılarımla
hocam merhaba.ABD de borç tavanı sorunu çözümlendikten sonra niçin gelişmekte olan ülkelerin parası dolar karşısında değer kazanıyor,kısaca açıklayabilir misinir?
Merhaba Hocam.FED'in er ya da geç parasal genişlemeyi yavaşlatacağı ya da durduracağı kesin.Böyle bir senaryoda ülkemizdeki faiz oranları seviyesi ve kurlar "kriz" yaratacak seviyelere ulaşır mı?Kısaca yorumlar mısınız?Teşekkürler.
Hocam size twitter üzerinden bir grafik gönderdim. sitenizin göstergeler kısmında da buna benzer bir grafiğe yer vermeniz mümkün mü? ki herkes TL'nin reel getirisinin yerlerde süründüğünü daha net görebilsin.
Sayfanızda yer alan OVP verilerini baz alırsak GSYH'miz 1 katrilyon 559 trilyon TL (1.559*milyar) gibi inanılmaz bir rakam oluyor. Galiba nokta ayracı ve milyar ilişkisi tam olarak kurulamamış. Maalesef tablonun genelinde bu hata yapılmış. İşin kötüsü OVP gibi ciddi bir raporda bu hatanın yapılması.
ÜFE ile TÜFE arasında bağlantı var. ÜFE, TÜFE'nin üzerindeyse kısa süre sonra TÜFE de artış olacak demektir. Yani üretici fiyatını artırmış ama henüz perakendeci artıramamış demektir. TÜFE, ÜFE'nin üzerindeyse o zaman perakendeci üreticiden gelen artışları talep düşüklüğü nedeniyle fiyatlara yansıtamıyor demektir. 2012 GSYH'mız 1 trilyon 559 milyar TL (1.559 milyar TL) olarak tahmin ediliyor. Tabloda ve noktalama işaretlerinde bir yanlışlık yok.
sayın hocam sizin daha önce j eğrisiyle ilgili yazınız vardı ,bence hocam 2014 kasım ayı gibi tamamlanır gibi düşünüyorum. umarım hiç tamamlanamaz ama malesef bu gercekle zanedersem karşılaşacağız, her zamanki gibi.
baktığımızda bu 6 ülkeden çin'i kendisine has ekonomik yapısı sebebi ile dışarda tutalım...kalan 5 ülkenin cds primi artış ortalaması 44%, yerel para değer düşüş ortalaması ise 16% oluyor...ülkemize baktığımızda ortalama cds primi artış oranının 2.15 katı kadar artmış cds primimiz...kur düşüşü ise 1.26 kat olmuş (94.9% ve 20.3% ile)...yani ya cds primimiz çok ciddi oranda yükselmiş ya da para birimimiz hala daha değerli gözüküyor...kur değişimini baz alırsak cds primimiz 148 olması gerekiyor ki, çin'den sonraki en düşük oran demektir bu, gezi direnişinin başlangıcından beri bildiğim kadarı ile o seviyelere hiç gerilemedi...eğer cds oranlarını baz alırsak da 2.48 civarı bir kur çıkıyor karşımıza...sadece cds ve kur değer değişikliğini ele alarak yaparsak yorumları...paylaşmak istedim...
Hocam iç ve dış denge formüllerinde tabloya göre yerlerine koyarsak: T-G= -18,5 X-M= -79,9 (*1,9 (dolar kuru))= 151,8 S-I = -151,8 + 18,5 = -133,3 TL
Şu halde üçüz açık TR için hala devam ediyor.
Sizin önceki yazılarınızın birinde cari işlemlerdeki gerilemenin bütçe açığını (ithalattaki dolaylı vergilerden dolayı) arttıracağını ifade etmiştiniz. Şimdi bu durumu nasıl yorumlamak gerekir. Yani bütçe açığı giderek azalırken (2013 için %-1,2) cari işlemlerde sürekli bir artışı nasıl yorumlarız.
Hocam ikinci olarak bir kavram kargaşası mıdır bilemiyorum ama "Bütçe dengesi" kavramı ile "Kamu dengesi" kavramı farklı mıdır? farklılığa neden olan borçlanmaların bütçe hesabında gösterilmeyişi midir?
Üçüncü olarak tabloda kamu-özel kesim dış borç stoku 2013 için zannediyorum güncellemeyi gerektiriyor.
Cari açıktaki daralma bütçe açığını artırır sözü diğer koşullar aynı kaldığı sürece (ceteris paribus) şartı altında geçerli kuşkusuz. Eğer ithalat düşerken ve ithalde alınan KDV ve ÖTV miktarı azalırken diğer vergilerde artışl varsa bütçe açığı artmayabilir. Kamu dengesi bütçe dengesinden büyüktür. Çünkü bizde bütçe dengesi denilince merkezi yönetim bütçesi alınıyor. Oysa kamu dengesinde buna ek olarak yerel yönetimler, KİT'ler vb de var. Dış borç stoku iç borç gibi aylık yayınlanmıyor. Eldeki son veriler 2013 sonuna ait o nedenle benim tabloda da öyle görünüyor.
Enflasyon, büyüme, bütçe, borç stoku, ödemeler dengesi vb gibi veriler yayınlandığı zaman tabloyu güncelliyorum (bazen bir iki gün gecikme olabiliyor.) Bunun dışında dolar kuru,DİBS faizi, mevduat, kredi gibi kalemleri de genellikle ay başlarında güncelliyorum.
Hocam elinize sağlık, Bu verileri bulabilmek için oradan oraya koştururken sitenizi farkettim. Siteniz bir iktisat öğrencisi için adeta başucu sitesi. Saygılarımla,
2014’ü yarıladık ama izlediğim ekonomi programlarında ve okuduğum yazılarda 2013 GSYH ve kişi basına GSYH rakamlarından söz edildiğini görmedim. Dolar cinsinden GSYH rakamlarının küçülmüş olacağını ve bu nedenle onlardan söz etmeyi ekonomistlerimizin uygun görmediğini tahmin ediyordum. Durumu anlamak için, Kendime Yazılar’daki Makro Göstergeler Tablosuna baktım. Şaşkınlık ve sevinçle(!) gördüm ki 2013 yılında GSYH ve kişi başına GSYH dolar bazında da büyümüş.
Lütfen bana açıklar mısınız 2013’te %4 büyüyen GSYH aynı dönemde yaklaşık %6 değerlenmiş olan bir dolarla ifade edildiği zaman nasıl büyümüş olabiliyor? Kişi başına GSYH hesabında, nüfus da artmış olacağı için dolar cinsinden artış daha da inanılmaz.
Tablodaki rakamlardan anlaşıldığına göre 1913 için dolar kuru ortalamasını 1901 ,ve 1912 için 1801 olarak kullanamışsınız. O durumda da dolardaki değerlenme %5.5 oluyor. Tablodaki GSYH rakamlarının nominal olduğu görülüyor ve dolar bazında GSYH da bunun üzerinden hesaplanıyor.
Eğer 2013 yılı enflasyonu % 100’ün biraz üzerinde olsaydı, nominal GSYH da yaklaşık olarak şimdikinin iki katı olacaktı. Dolar cinsinden GSYH da yaklaşık 1800 dolar olacak, kişi başına milli gelirimiz 23.000 doları geçeçek ve “parlayan yıldız Türkiye” yeni bir mucizeyle dünyanın gözünü kamaştıracaktı. O zaman belki bize komplo yapmaktan başka işleri olmayan dış güçler, bu mucizenin mimarını bize bırakmaz ve onu bizden alıp kendi başlarına getirirlerdi de biz de rahat bir nefes alırdık.
Enflasyonun erdemlerini! yeniden düşünmenin zamanı gelmiştir belki de.
Şaka bir yana, ekonomik göstergeler ekonominin gerçeklerini göstermeli gerçekleri gizlememelidir.
Türkiye’nin milli geliri 2013 yılında dolar bazında küçülmüştür. Bunu görebilmek için ilkokulda öğrendiği dört işlemi unutmamış olmak yeter. Gelirimizle 2013 yılında 2012 ye kıyasla, dolarla daha az mal ve hizmet alabiliriz. Kişi başına düşen gelir daha da çok azalmıştır.
Eğer kullanılan göstergeler bunun aksini gösteriyorsa o göstergeleri kullanmak yanlıştır.
Merhaba hocam; Tablodaki değerler reel değerler mi? yoksa enflasyonist etkilerin dahil olduğu değerler mi? Hocam aslında sorum şu: Ekonomi reelde mi artıyor büyüyor yoksa; enflasyonist değerlerle mi büyüyor ? teşekkürler
Ben herkesten farkli olarak ekonomi yonetimini bu yil icin gereksiz derecede muhafazakar buluyorum. Butcenin neredeyse yuzde onu kadar faiz disi fazla vermek ve borc kapatmak bu konjekturde (uygun faiz oranlari, yukselen issizlik, cok dusuk borcluluk oranlari vs..) sizce akillica mi? Sanki cari acik riski yaygarasi ile bizi frene bastirdilar?
sayın hocam bugün yanlış olması proğramınızda dolar düşebilirde diyorsunuz, federal rezervin 2015 yıllında faiz artırımı garantiyken bunu fed fund futur ve bir yıllık libor artış oranlarında görebiliyoruz acaba benmi yanlış anladım yoksa bir dil sürçmesimi 1994 krizinde önce notu düşürdüler sonra fed faiz artırdı tarih tekerürden ibaretir sayın hocam saygılarımla
Maliye Bakanı'ndan açıklamalar: 2014'te bütçe açığı 22.7 milyar Türk Lirası olarak gerçekleşti. Hedef 33.3 milyar Türk Lirası'ydı. Yani beklenenden 10 milyar Türk Lirası daha az açık verdik.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe açığının 2014'te 22.7 milyar lira olduğunu söyledi.
İşte Bakan Şimşek'in açıklamaları: * Euro Bölgesi'nde deflasyon riski düşük riskler değildir. Büyüme yavaşlıyor. Faiz artışı kadar doların değer kazanması da bir risktir. Dolarda ciddi değer kazanma söz konusu olursa bir yıl sonra ABD ekonomisini yavaşlatma riski olabilir.
* Bu yıl büyüme beklentilerimiz daha olumlu çünkü küresel ekonomide toparlanma öngörülüyor. AB toparlanırsa bu da olumlu yansır ve geçen yılki kuraklığın bu yıl tekrarlanma olasılığı düşük. Bu sene rahat şekilde yüzde 4 civarında büyüme olacağını tahmin ediyoruz * Enflasyon 2015'te hızlı şekilde düşmeye devam edecek. * Cari açıkta henüz petroldeki düşüşün etkisini görmedik, petrol fiyatlrı bu seviyede kalırsa cari açık/GSYH yüzde 3-4 arasına inebilir.
* Geçen yıl bütçe giderleri 448,4 milyar TL, bütçe gelirleri 425,8 milyar TL; vergi gelirleri 352,4 milyar TL; faiz hariç bütçe giderleri 398,5 milyar TL oldu.
Gelir Vergisi Tasarısı'nın seçim öncesi çıkması zor.
Merkezi yönetim bütçe açığı/GSYH'nın geçen yıl muhtemelen yüzde 1,3'e düştü. Brüt kamu borç stoku/GSYH'nın da yüzde 33 civarına indi.
* Merkezi yönetim bütçe açığı yüzde 1.3'e düştü. Uluslararası karşılaştırmalar açısından alacağınız rakam yüzde 0.7. * Faiz ödemeleri milli gelire oranı yüzde 3'ün altına indi. * Bütçe disiplini önümüzdeki dönemde de devam edecek. Reformlar devam edecek.
Kaynak http://www.gazetevatan.com/bakan-acikladi-sevindiren-gelisme-717438-ekonomi/
Hocam gini katsayısı 2014 yılı için hesaplandı mı ben internetten biraz araştırdım fakat bulamadım, hesaplanmadıysa hangi kurum açıklıyor. Teşekkürler.
Hocam merhaba, yüksek lisans tezim için gerekli olan gösterge tahvil faizinin 2010 yılı öncesi verilerine nasıl ulaşabilirim? Benim için 20 yıllık bir geçmiş gerekli ancak ben 2010 yılına kadar ulaşabildim. Bana önerebileceğiniz bir site var mı? Yardımınız için şimdiden teşekkürler...
OVP'den alındığı anlaşılan 2015 yılı GSYH büyüklüğü, 1.945 milyar TL ve 850 milyar $ olarak görülüyor. Bu rakamlardan anlaşıldığına göre, 2015 yılı ortalama dolar kuru yaklaşık olarak 2.29 kabul edilmiş. Dolar kurunun şimdiden 2.60' ın üstünde olduğunu dikkate almasak bile, 2014 yıl sonu kuru 2.32 olduğuna ve OVP' da 2015 yıl sonu kuru 2.62 öngörüldüğüne göre, OVP' nin 2015 ortalama kuru olarak 2.29 kabul etmesi nasıl bir hesaplamadır?
Temel göstergeleri bu şekilde gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Yıllara göre GSYH vb. gibi arayışlarımı toplu halde bir türlü bulamamıştım, burada karşıma çıktı.
Sayın Müsteşarım, galiba inşaata dayalı KÜÇÜLME modeli hala birileri tarafından anlaşılamadı, "Teknoloji Üreten Türkiye" hayali ile,,, saygılarımla,(not: tablolar herşeyi gösteriyor. Saraylar arttıkça büyüme negatif ne garip, sanki "Son Osmanlı)"
Hocam merhaba. Çalışma yaparken dikkatimi bir şey çekti. Göstergeler çoğunlukla GSYİH üzerinden veriliyor. GSMH üzerinden olan veriler çok az. GSYİH 'nın neden daha çok tercih edildiğini açıklayabilir misiniz? Saygılarımla.
Hocam 2010'dan 2015'e 1990 yılı Dolar kuru baz alınarak ve satın alma gücü paritesine göre düzenlenmiş şekilde Türkiye'nin 200 yıllık iktisadi tarihi kitabındaki data setini uzatmam lazım. Fakat şu an bocalıyorum. Sizin paylaştığınız verilerin baz yılı nedir ? Ve öneriniz nedir ? Yardımcı olursanız çok sevinirim.
Hocam rezervlerin alt hesabı olan altın hesabındaki kayıdin işleyiş mantığı nedir? Normal altın ithal ve ihraç işlemleri burada mı takip ediliyor? Haberlerde izlediğimiz ülkemize giren ya da girmeye çalışan altın haberleri ile bu hesabın ilişkisi nedir? Teşekkür ederim.
TCMB Ödemeler Dengesi Raporunda İthalat-İhracat gibi kalemler milyon $ cinsinden gösterilmiş fakat siz milyar $ cinsinden göstermişsiniz ifade etmek istedim.
Hocam bişiy sormak istemiştim. GSYH (TL) 2015 te 10.7% büyümüş görünüyor. 2015 te enflasyon ise 8.81%. Bu durumda enflasyondan arındırılmış büyüme bu ikisi arasındaki fark olması gerekmiyor mu?
Hocam kamunun dış borcu iç borcuna göre düşük seviyelerde seyretse de iç borçtaki hadlerin yüksek olması ve iç borçlunun bankacılık sektörü olduğunu düşünürsek son günlerde bu sektördeki karlılık oranlarının düşmesi borçların ödenmemesi korkusunu yaratıp ekonomiyi kötü bir havaya sokar mı?
Merhaba. Ülkemiz son 14 yıldır inşaat ve altyapı yatırımlarını öncelik alan ekonomik büyüme modelini tercih etti. Bu bize ilk zamanlarda fayda sağlasa bile, sürdürülebilir bir model olmadığından dolayı son 3 yıldır GSMH, dolar bazında düşmektedir. Bu yıl da muhtemelen geçen yıla nazaran düşme görülecektir. Sanayi maalesef bu dönemde ihmal edildi. Sanayinin toplam GSMH içinde aldığı pay eskiye oranla azalmaya başladı. Ben son 14 yıllık dönemde büyük bir yeni sanayi yatırımı hatırlamıyorum. Büyük sanayi tesislerinin hepsi, 14 yıllık dönemden önce faaliyete geçmiştir. Dünya üzerinde gelişmiş ekonomilerin hemen hepsi sanayi sayesinde ekonomik kalkınmalarını sağlamıştır. Örneğin Almanya, Doğu Almanya birleşmesi gibi çok büyük bir ekonomik yükü üstlenmesine rağmen, sanayisinin kuvvetli olması nedeniyle büyük ekonomik krizlerden etkilenmediği gibi hem AB, hem de dünya ekonomi ve politikası üzerinde önemli söz sahibi olmaktadır. Sizce hükümetimiz sanayimizi daha fazla nasıl geliştirebilir? Mevcut inşaata dayalı ekonomik modeline devam edilmeli midir? Ekonomik kalkınma için bizim ülkemize hangi model daha uygundur? Saygılarımla,
Sayın Hocam, bugün yayımlanan Türkiye brüt dış borç stoku rakamlarında geriye dönük güncellemeler mevcut. Tablonun güncelliğini sağlamak adına bu hususu bilginize sunmak istedim. Saygılarımla,
Maliyenin sitesinde Dış Ticaret Dengesi 47.8 yerine 63.3 olarak verilmiş. Farklılığın sebebi ne olabilir acaba hocam. http://www.bumko.gov.tr/TR,151/dis-ticaret-dengesi.html
Hocam günaydın, BDDK'nın finansal Piyasalar raporu ile finansal kesimi derli toplu bir raporda görebiliyorduk. BDDK artık bu raporu yayınlamıyor. Benzer bir raporu veya büyüklükleri yayınlayan bir kurum var mı acaba?
Hocam günaydın, BDDK bir kaç yıl öncesine kadar Finansal Piyasalar Raporu yayınlıyordu. Bu sayede finansal kesimi derli toplu 3 ayda bir görme imkanımız oluyordu, maalesef artık bu rapor yapılmıyor. Bu rapora benzer raporu veya büyüklükleri yayınlayan kurum var mı acaba? teşekkürler, saygılar.
Mahfi bey; Bu tabloda neden İthalat FOB olarak baz alınmıs? İthalat hesabı yaparken CİF fiyat esas alınır.İstatistiki Kıymet alınırkende CİF baz alınır. Bu tabloda Navlun ve sigorta giderlerininde olması gerekmez mi? MB'de bu bilançoları acıklarken Cif olarak acıklıyor alt baslık acıp Navlun ve sigortaları belirtiyor.
Çıkışı Ekonomik sistem olarak değerlendirildiğinde kapitalizm, dört üretim faktöründen üçüne göre biçim alabilen bir ekonomik sistem. Dört üretim faktörü; emek, sermaye, doğal kaynaklar ve girişim gücü olarak sayılıyor (bunların üretimden aldıkları paylar da sırasıyla; ücret, faiz, rant ve kâr olarak belirleniyor.) Emeğin kapitalizmi olmuyor. Emek, ekonomik sistemin yönetim ve yönlendirilmesinde başrole geçiyorsa o zaman sistemin adı sosyalizm (ya da derecesine göre sosyal demokrasi, komünizm) oluyor. Buna karşılık eğer toprak sahiplerinin üretim araçlarının mülkiyetine sahip olduğu tarım ağırlıklı bir sistem söz konusuysa tarım kapitalizmi, ticaret burjuvazisinin üretim araçlarının mülkiyetine sahip olduğu ticaret ağırlıklı bir sistem söz konusuysa ticaret kapitalizmi söz konusu oluyor.
Yakın zamana kadar çok yaygın kullanılan bir söylem vardı: “Paradan para kazanmak.” Sanırım önce siyasetçiler kullanmaya başladı bu söylemi sonra bütün topluma yayıldı. Bu söylemle kastedilen şey parasını bir üretim işinde kullanmak yerine mevduata yatırıp faiz elde etmeyi tercih etmekti. Ekonomi bilimi açısından tamamen boş bir söylemdi bu aslında. Çünkü parayı eğer yastık altına döviz, altın vb. formlarında saklamamışsanız bir üretim işinde kullanmanızla bankaya mevduat olarak yatırmanız arasında bir fark yoktur. Banka, o parayı yemez, yırtmaz, yok etmez. Ya üretim yapmak isteyen ya da tüketim için kullanmak isteyen birisine kredi olarak vermek zorundadır. Aksi takdirde zarar eder. Krediyi üretim amacıyla alan üretim yaparak ekonomiye katkıda bulunur. Tüketim amacıyla alan da harcayarak talebi artırır, bir süre sonra talep artışı arzın da artmasına yol açar. Yani bankaya yatırılan para bir yandan sahibine faiz kazancı sağlarken bir yandan da üretim – tüketim – üretim zinciri yoluyla ...
Türkiye’ye gelen Suriyelileri iki grupta toplamak mümkün: (1) Parası, serveti olanlar ki bunların çoğu burada konut satın alarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu, birçoğu burada iş kurdu, eleman istihdam etti ve para kazanmaya devam ediyor. (2) Parası, serveti olmayanlar ki bunlar burada çeşitli işlerde, özellikle emeğe dayalı işlerde çalışmaya girdiler ve gelir elde eder oldular. Suriye’de yeni bir rejim kuruluyor. Bu gelişmenin Türkiye’ye ekonomik, sosyal ve siyasal etkilerinin olacağını görebiliyoruz. Sosyal ve siyasal etkileri şimdilik bir kenara bırakıp işin ekonomik etkilerini irdelemeye çalışalım. Suriye’de gerçekleşmekte olan rejim değişikliğiyle birlikte Esad rejiminden kaçıp bize sığınan Suriyelilerin önemli bir bölümünün ülkelerine döneceği tahminini yaparsak yanılmış olmayız. Büyük ölçüde yanmış, yıkılmış olan Suriye’de IMF, Dünya Bankası ve diğer uluslararası kuruluşların finansal desteği altında ciddi bir yeniden yapılanma, inşaat faaliyeti başlayacaktır. Bu ...
bir tablo ile ancak bu kadar etkili ve verimli bilgi sunulabilir. Teşekkürler.
YanıtlaSilHocam Merhaba, galiba cari denge/gsyh Ocak oranında yapıştırılırken bir (-) hatası olmuş.
SilBu vesileyle size hem bu tablo, hem blogunuzdaki keyifli ve öğretici yazılar, hem de yazdığınız güzel dilli ekonomi kitapları için teşekkür etmek isterim. Sayenizde Odtü'de öğrendiğimden fazlasını mezuniyetten sonra öğrendim. İyi ki varsınız.
''Gelişen Ülkeler ve Türkiye'de Gayrimenkul Sektörü; Değerlendirme ve Öngörüler'' raporuna göre, Türkiye'de gayrimenkul stoku 2010 yılında artarak 239 milyar dolara ulaştı. 2020 yılında bu stokun 582 milyar dolara ulaşması öngörülüyor.."
YanıtlaSilBu alıntıdan yola çıkarsak 2012 de 300 milyar dolar desek eder 510 milyar Lİra konut stoğu eder.. Toplam mevduat 1 trilyon liraya yaklaşsa bu mevduatın hepsi konut almayacağına göre..ona 400 milyar lira konut almak isteyebilir dielim..Kentsel dönüşümle konut stoğu %20 artsa (müteahitte 10 dairede 4-5 daire verilir herhalde) bir kısmı da emlak değer artışınlarından gelse..onu konut stoğu 650 700 milyar TL ye ulaşırsa, hali hazırda kentsel dönüşüm projesi çöker, bir sürü batık müteahhit, inşaat firması, mağdur evsahipleri yaratır.O yüzden mütekabiliyet yasası ve hatta konut alan yabancılara Türkiye'de ikamet hakkı olmadan; Kentsel dönüşüm ve buna bağlı bankların yaratacakları ve kakalayacakları mortgage kredileri ve emlak balonu işin sonunda ABD dekinden daha kötü patlayabilir..?..Ez cümle mütekabiliyet yasasına ideolojik ve siyasi çıkar perspektifinden bakabilme lüxüne sahip olduğumuz zamanlar epey geride kaldı galiba..
Ne dersiniz hocam?:)
link: http://www.memurlar.net/haber/196082/
ataşehirde finans merkezi gazıyla 2 milyon tlye satılan 4+1 daireler var.yani bu kadar parayı kim talep eder demek ki verecek olan var insanın aklı almıyor.bunlar ne kadar rasyonel kararlar tartışılır.ama daireler de satılmaya devam ediyor.Aklı başında insanlar turkiyede bir emlak balonu tehlikesinden bahsediyorlar ama pratikte olanlara bakınca da demem ki sorun yok diyesi geliyor insanın.
SilAtaşehir'de iş yapan bir inşşat şirketi evlerin doktor ve avukatlar tarafından yatırım amacıyla tercih edildiğini söylemişti, bu fiyatlara kim nasıl ev alır bilemedim.
SilMahfi Bey, tebrik ediyorum, gayet faydalı ve güzel bir çalışma olmuş.
YanıtlaSilBanka mülakatlarına hazırlanan biri olarak bu tablo ile bilgilerimi güncelledim, teşekkürler hocam!
YanıtlaSilYorumlar için çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilgrafiklerden bütçe dengesi ile cari denge grafiklerinin simetrisi (ters) yumuşak karnımızı işaret ediyor.
YanıtlaSilHocam Tablo Enfesss. Tskrler.
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilHocam, üstadım yazılarıniz ilmi bir lezzet veriyor. Kaleminiz eksik olmasın. Hayırlı akşamlar d ilerim.
SilMahfi Bey ellerinize sağlık. Çok yararlı yazılar var.
YanıtlaSilHocam elinize sağlık, çok faydalı bir sunum olmuş yine. Bu tablolara ve verilere baktığımda türk ekonomisinin kendi geçmiş performanslarıyla karşılaştırılmasından ziyade,dünya ekonomisindeki yeri nereden nereye gelmiş, ona bakmak lazım geldiğini düşünüyorum. Hocam bana tavsiye edebileceğiniz ''ekonomi sözlüğü'' niteliğinde bir kaynak var mı? saygılar...
YanıtlaSilÇok teşekkürler. Bu iyi bir sözlük: http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=106756
SilÇok teşekkür ederim hocam. İyi ki varsınız ve sizinle iletişim kurma şerefine nail oluyoruz bu sayede.
Silhocam linki kopyalayamıyorum adını verseniz olur mu?
SilHocam link çalışmıyor. Sözlük- Kitap ismini yeniden verme şansınız var mı?
Silkopyala yapıştır ile linke erşiliyor.
Silhttp://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=106756
Teşekkürler Hocam.
YanıtlaSilSayenizde iktisattan kopmuyoruz.
Elinine sağlık
Hocam.
YanıtlaSilSon birkaç yıldır Yunanistan ile yatıp kalkıyoruz ama göstergeler Yunanistanın durumunun o kadar da vahim olmadığını gösteriyor. Geçmişte bizim GSYİH değerimizin dolar bazında çok kötü düştüğü zamalar oldu. Hiç kimse bizden bahsetmedi. Yunanistan Euro zone'da olduğu için mi bu kadar etkili oluyor. Her ne olursa olsun bu kadar küçük bir ülkenin bütün dünyayı etkilemesi bence spekülatif. Ortam kötü olduğu için Yunanistan bahane ediliyor gibime geliyor.
Selamlar
Hocam Lüksemburg'un kişi başı GYSH'si ile nüfusunu çarptım ve elde ettiğim rakam çok yüksek çıktı. Oysa Lüksemburg Dünya'da GYSH tablosunda görünmüyor bile . Sorum şu ki , Bu Lüksemburg'un olayı nedir ?
YanıtlaSilLüksemburg'un nüfusu 514 bin. Kişi başına geliri (2011) 113.533 USD (dünya birincisi) toplam GSYH'sı ise 58,4 milyar dolar. Lüksemburg, finans kesimi çok gelişmiş olan ve neredeyse bütün GSYH'sını oradan elde eden küçücük bir ülke.
Silhocam luksemburg tan selamlar :)
SilSevgili hocam, tablo için çok teşekkürler öncelikle.Tabloda MEVDUAT olarak ifade edilen tutar yerleşiklerin halihazırda bankalardaki vadeli ya da vadesiz mevduatını mı kapsamaktadır? Kredi stoku içinde bankaların verdiği tüm kredileri mi kapsamaktadır?
YanıtlaSilMerak ettiğim kısmi rezerv oranına göre kaldıraç yönetimini nasıl yaptıklarını anlamak? Normalde kredinin 10 kat olması beklenir mevduata göre yani 1'e 10.
Mevduat olarak gösterilen tutar yerleşiklerin ve yerleşik olmayanların bankalardaki vadeli + vadesiz mevduatını ifade ediyor. Kredi stoku da bankacılık sisteminin tüm kredilerini kapsıyor.
SilKredi mevduat oranı bizde oldukça düşüktür. Eskiden daha da düşüktü. Eskiden Hazine kağıtlarına yatırdıkları para yüksekti şimdi o düştü.
Hocam
YanıtlaSilGSYH artiyor, iyi haber,
issizlik dusuyor, bu da iyi haber,
Gini katsayisi azaliyor !!!..... ,
Adil Gelir dagilimindaki bozulma nedeniyle
Acaba insanlarimiz artik bogaz toklugiuna mi calismaya razi oluyor?
saygilarimla
ismail boy
gininin azalması yani 0 a yaklaşması iyi demek gelir dağılımın düzelmesi demek 1e doğru gitmesi kötüleşme anlamını taşıyor saygılar
SilHocam bu kredi mevduat oranını nasıl buluyosunuz teşekkürler iyi günler
YanıtlaSilömer uğur
Kredi mevduat oranı bence normal bir düzeyde. Bankaların esas işi mevduat toplayıp kredi vermek. Bankalararası mevduatı saymazsak alınan mevduatın neredeyse tamamı krediye dönmüş görünüyor ki bu doğru bir eylem.
SilGüncel veri: 2012 Mayıs - İşsizlik %8,2 vs 2011 Mayıs %9,4
YanıtlaSilSaygılarımla,
Güncelledim.
SilHoca, yerel yönetimler ne durumda. Abdulselam Suvakçı
YanıtlaSilO konuda yeterli güncel veri yok elimizde.
Silmağfi bey iyi günler kredi/mev oranındaki rakamları örneğin 2012 için 105,6 yı nasıl bulabiliriz.teşekkürler
YanıtlaSilBen ANKA ekonomi bülteninden alıyorum.
SilHocam 2012 borc stoklari temmuz ayina kadar olusan gosterge mi? eger oyle ise yil sonuna kadar olucasak borclar endise verici degil mi?
YanıtlaSil2012 yılı borç göstergeleri Temmuz ayı sonu itibariyledir. Yılsonuna kadar bir miktar daha artsa bile GSYH'ya oran olarak % 40'ı geçmeyeceğini söylememiz mümkün. Bu oran endişe verici değil. Biliyorsunuz bir zamanlar endişe verici oran olarak % 60 alınıyordu (Maastricht kriteri)
Silmerak etmeyın bu tablo suriye savasının ilerlemesi ile değişecek bır zamanlar katrına kasırgası ile abd deki gsmh degısmıstı ışsizlik düşmüştü aynı şey ülkemiz içinde gerçekleşecek belki kötü bir senaryo ama içerde güvenlik sorunları başlayacak k.maraş g.antep ş.urfa hatay diyarbakır gibi iller de ve bu degerler ters bır sekılde değişim gösterecek üzgünüm ben azda olsa ekonomi okudum ve en kötü tahmini yapıyorum umarım hocamızda bu fikirlerim hakkında yorum yapar.
YanıtlaSilSuriye meselesi ve ortadoğudaki karışıklığın bu tabloyu etkilemesi olasılığı çok yüksek. Ama en az onun kadar etkili olabilecek bir gelişme Avrupa'da işlerin daha da kötüleşmesi ve Çin'de başlayan düşüşün devam etmesi.
SilHocam selam,
YanıtlaSildeğerleri yazılarınız çok şey katıyor teşekkürler. yalnız bir yorumunuzda mevduatların neredeyse tamamının krediye döndüğünü belirttiniz ki bu da "normal" de iyi bir şey ama bu kredilerin nereye gittiğini nasıl görebiliriz? Zira iş bankası eski genel müdür Ersin Özince şöyle demiş.
“Türkiye üretmiyor, tasarruf yapmıyor, tüketiyor. Bunu müşterilerimizden biliyoruz. Kredi kullanan müşterilerimiz artık yatırım yapmıyorlar. Çoğu marketçi, gayrimenkulcü, inşaatçı oldu. Gayrimenkul fiyatlarının ne kadar yükseldiğine bakarsanız, Türkiye’nin üretmediğini görebilirsiniz.”
Kredi kullanan müşteri yatırım yapmıyor, çoğu marketçi, gayrimenkulcü, inşaatçı oldu. Çok güzel de marketçi, gayrimenkulcü, inşaatçı üretim yapmıyor mu? Diyelim ki marketçi aldı krediyi. O ne yapacak? Mal alacak. Kimden alacak? Üreticiden. Bir tek apartman dairesinde 150 çeşit sanayi mamulü kullanılıyor. İnşaatçı bunları nereden alıyor? Bunları imal edenlerden. Kusura bakmayın ama ben Özince'nin dediğini anlayamadım.
SilMahfi hocam çok haklısınız ama inşaatçıda ithal beton, aliminyum çerçeve vs. hep dışardan ithal ediyor diyor,sanırım bahsettiği sanayi üretimin yetersizliği...
Silİnşaattaki ithal malzeme genellikle pahalı ve kaliteli, inşaatta kullanılıyor. Normal inşaatlardaki malzeme yerli malı. O 150 çeşit ürünün ağırlığı yine yerli maldadır.
SilSanayi üretimi yetersiz değil aslında sorun Çin vb ülkelerden gelen ucuz ithal mallarının yavaş yavaş bizim sanayiciyi resmin dışına itmesi. Adam bakıyor ki Çin'de aynı mal daha ucuz bırakıyor sanayi üretimini aynı malın ithalatçısı oluyor.
Yurtdışından beton ithal edilmemekte, toplamda inşaat malzemeleri sanayisi 1'e 3 cari fazla vermekte (2011 ihracat-18 mil USD). 2002 yılında Türkiye istihdamının %4,5'ini İnşaat Sanayi oluştururken 2011 yılında %7'sini oluşturmaktadır. Hem istihdam, hem üretim, hem de sanayi ve ticarete altyapı sağlanmaka. Bu durum Çin için de geçerli. Bugün dünyada üretilen çimentonun %50'den fazlası Çin'de tüketilmekte olup, Çin'in büyüymesinde İnşaat Sanayi çok önemli bir yer tutyor.
Sildeğerli hocam bu tablo ülke ekonomisi tüm yurt dışı olumsuzluklara rağmen gayet iyiye gidiyor diyebilirmiyiz ortadoğu kan gölü,avrupa krizin dibinde,rusya çin s.o.s veriyorken.Peki hükümetin arkasına aldığı desteğin 1 puan bile düşmemesini ve hatta yükseltmesini yine bu gösterler bize açıklıyor mu biraz çünkü iç politikada da son 10 yılın en sıkıntılı aylarını yaşıyoruz aynı dış politika gibi.
YanıtlaSilDr.Cihan SANBİRGAN
Bizde siyaset biraz futbola benzer. İnsanlar futbol takımı tutar gibi parti tutuyorlar. Geçmişteki bütün çöküşlerin, krizlerin nedeni budur. Oysa geçmişte örneğin İngiltere'deki gibi siyasal iktidarların değişebilmesi söz konusu olsa darbe sorunları yaşamadan demokrasiyi sürdürmek mümkün olabilirdi. Ekonomik göstergelerimizin iyi, buna karşılık eğitim kalitesi, kadının iş yaşamına katılması, bilim adamı sayısı vb gibi göstergelerimizin çok kötü olması biraz bu durumu açıklıyor.
SilDemografi herşeyin anahtarı. Ancak demografik dönüşüm zaman alıyor. Hocam demografik döşüme bağlı olarak Türkiye için gelecek projeksiyonu yapar mısınız?
SilÖrneğin işgücüne katılım oranı artışı refah getirecektir, vergi toplama kolaylaşacak, kamu desteğine ihtiyaç duyan azalırken devlet imkanları artacaktır. Yada yüksek kalifiye işgücü artışı sağlık hizmetleri - mühendislik projelerini daha ulaşılabilir yapacaktır. Ortalama yaşın artması tasarruf oranını artırabilir. Ayrıca ortalama işçi tecrübesindeki artış daha kaliteli mal üretimine sebep olacak.
Değerli hocam siin yazılarınızla ekonomide yıllardır merak ettiğim kavramları anlamaya başladım.Faiz korudorunu anlattığınız bir yazınız mevcut mudeğilse o yalın ve anlaşılır şekilde faiz korudoru nu bizimle paylaşabilir misiniz?teşekkürler.cihan s.
YanıtlaSiltürkiyede bilançolara girmeyen kayıt dışı ekonomi var ve bu rakam hesap edilemez boyutta uyuşturucu silah akaryakıt sigara türkiyenin hala yürümesinin sebebi bu vede maden yasası...
YanıtlaSilVergide kayıtdışılık yüksektir ama GSYH hesaplarında o kadar yüksek değil. Bu konudaki yazım http://www.mahfiegilmez.com/2012/05/kayt-ds-ekonomi.html
SilHocam,Tasarruf oranımızın rakamlarını (GSYH 2003-2012)güncelleyebilirmisiniz? teşekkürler.
YanıtlaSilMahfi bey merhaba. Cari açık 60'lara dayanıyor. Tehlike 50 denirken 60 olmuş. Neden bizde kriz olmuyor. Ekonomi sadece borsadan mı ibarettir ki; 2001 krizi ile hükümetler devrildi.Şu an borsanın % 75'i yabancıların elinde olması nedeniyle mi kriz olmuyor? Bordroluya ve emekliye yapılan zamla elektriğe, petrole yapılan zam makası ne kadar zıt. Halk kan ağlıyor ama bize ekonomi tıkırında, İMF'ye borç verecek durumdayız deniyor. Hatta geçen gün Mısır'a borç verildiğini okudum. Sizce yukarıdaki tablo ve enflasyon hesaplamaları ne kadar gerçekçi? (Enflasyon hesabına da talebi olmayan, fiyatı sabit kalan kalemler alınıyor).
YanıtlaSilSaygılarımla, Feriha G.
Pek çok nedeni var. Mesela Türkiye tarihinde ilk kez 100 milyar dolarlık rezerve sahip. Bu konuyu ayrıca bir yazıda ele almak en iyisi.
Siltakibi buradan yapacağım hocam tşk
Sil2013 dış ticaret açığı basında 100 milyar dolar olarak açıklanmadımı? Tabloda farklı gibi?
SilBedava ve doğru bilgi baldan tatlıdır ...Hocam elinize sağlık
YanıtlaSilHocam, Hazine Müsteşarlığı rakamlarına göre 2008 yılı Merkezi Yönetim Toplam Borç Stoku rakamı 380,3 olmalı..
YanıtlaSilhttp://www.hazine.gov.tr/irj/go/km/docs/documents/Hazine%20Web/%C4%B0statistikler/Borc_Gostergeleri_Sunumu/borc_gostergeleri.pdf
Saygılar.
Değerli Hocam yazılarınızı bir iktisat öğrencisi olarak ilgiyle takip etmekteyim. Aklıma bir soru geldi bu tablolara bakarken. OVP'de 2013-2014-2015 öngörülerinde işsizlik hiç düşmeyerek 8.8-9 seviyesinde seyrediyor. Hocam bizim kur politikamız 2005'ten itibaren dalhalı kur ve enflasyon hedeflemesi şeklinde bir politika izliyoruz. Enflasyon ve işsizlik Philips eğrisi göstererek ters orantılı bir biçimde gelişiyordu. Hedeflememiz Enflasyon %5 İşsizlik %5 şeklinde mümkün olabilir bir hedef belirlenemez mi ?
YanıtlaSilHocam, göstergeler tablosunda bir hata var sanırım. 2012 OVP de kişi başı milli gelir 10.673 usd olarak düzeltilmişti. Siz tabloda yazdığınız 11.318 usd rakamı 2013 yılı OVP rakamı.
YanıtlaSilTekrar kontrol ettim 11.318 USD doğru.
SilNasıl doğru Hocam 799 milyar doları ı1.318 usd ye bölerseniz nufus 70 milyon 595 çıkıyor. Daha bugün Türkiye nufusu 75 milyon 627 bin çıkmadı mı? Nereye gitti 5 milyon kişi.
YanıtlaSilHaklısınız tabloda bir kayma olmuş. 2012 kişi başına GSYH 10.673 USD olacak, 11.318 USD 2013'e ait. Teşekkürler.
SilRica ederim Hocam. Hocam affınıza sığınarak bir şey sormak istiyorum. 2010 yılı sonu nüfus 73 milyon 722 bin. 2011 yılı sonu nüfus 74 milyon 724 bin kişi. Şimdi toplam milli gelir 2011 de 772 milyar dolar. Kişi başı milli gelirde 10.444 usd ise kişi başı milli gelir hesabında nufus sayısını neden 73 milyon 918 bin kişi alıyorlar.? Bu hesapta 2011 yılı nufus ortalamasını almak gerekmez mi? Tşk.ler…
YanıtlaSilHocam çokmu zor soru sordum? Hep merak etmişimdir. Cevabını bir türlü bulamadım. Nufus 2011 de 1 milyon kişi artmış iken kişi başı milli gelir hesabında neden 200 bin kişi artmış gibi hesaplanıyor?
YanıtlaSilRakam yüksek gözüksün diyemi? Yoksa başka teknik açıklaması mı var?
Nasıl ki GSYH yıllık ortalama alınıyorsa nüfus da yıl ortası nüfusu olarak hesaba alınıyor. Ayrıca bu hesaplamaların hepsi tahminlere dayanıyor ve zaman içinde revize ediliyor.
Siliş gücüne katılım oranındaki değişim de işsizlik rakamıyla birlikte verilmeli sanırım
SilSelam hocam harika bir çalışma olmuş . Acaba MB Rezervlerindeki artışla ilgili bir yorum yapma şansınız var mı? İyi çalışmalar , teşekkürler.
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilTCMB'nin rezervlerinde son dönemde ortaya çıkan artışlar büyük ölçüde bankalardan TL zorunlu karşılıklar yerine alınan dövizlerin rezerve girmesiyle ilgili. Bu konuda bu blogda Ödünç Rezerv Olur mu başlıklı yazım var.
Hocam merhaba,
SilSon dönemdeki ortaya çıkan rezerv artışı ile ilgili bir yorumu sizinle paylaşmak istedim.
"Bir ülke için olumlu bir gelişme olan rezervlerdeki artış, o ekonomi için güveni artırıp, kırılganlığı azaltıcı etki yapar. Türkiye’nin rezervlerinin de son on yılda hızlı bir artış gösterdiği görülüyor. Ancak, rezerv artışının ne şekilde gerçekleştiği, yani kaynağının ne olduğu büyük önem taşıyor.
Çin, Almanya, Rusya gibi harcadığından daha fazla döviz kazanan ekonomilerin ödemeler dengesinde ortaya çıkan cari işlemler fazlası kaynaklı rezerv artışı, bu ekonomiler için sağlıklı bir gelişme niteliğinde. Buna karşılık Türkiye gibi dış açık veren, yani harcadığından daha az döviz kazanan bir ekonomide, yabancı sermaye yatırımları da yeterli değilse, net borcu artırmadan rezerv artışı gerçekleşemiyor. Başka deyişle dış açık veren ekonomide rezerv artışı, bununla paralel biçimde dış borcun da artması anlamına geliyor. Başbakanın “rezervleri 100 milyar dolar büyüttük” böbürlenmesi, bankadan kredi (borç) alıp mevduat hesabına yatıran birinin, mali varlığıyla övünmesine benziyor."
Bu yoruma sizde katılır mısınız?
Saygılarımla.
Evet bu yoruma bende katılıyorum. Ayrıca bu rezervin ne kadarı nakit? Diğer yandan ne kadarı gerçekten devletin ne kadarı zorunlu karşılık?
SilYani biraz zorlama bir artış...
Sayın Hocam;
YanıtlaSilTabloyu kopyalayamıyoruz. Niçin? Bu konuda daha esnek olmanızı diliyorum. Selam ve saygılarımla.
Hocaların bu blogdan copy paste yoluyla ödev yapıldığına ilişkin şikayetleri nedeniyle kopyalamayı yasakladım.
SilCopy paste yapmanin daha cok farkli yollarida var hocam. Zaten ogrenciler projelerinde tezlerinde bu rakamlari yorumlamadikca copy paste yaparak bir sey kazanamazlar. Acaba verilen odevler ezberci odevler midir? Hocalarinda ogrencilerine ezber degil rakamlarla beraber degerlendirmeler yapabilecekleri dogru sorulari sormalari gerekir..
Silsayın hocam reel efektik kur 95 yıllı baz alınıyordu, şimdi 2003 yıllı baz alınmaya başlandı neden ?
YanıtlaSilTürkiye'nin ticaret partnerleri ve onlarla ticaretin ağırlıkları değişiyor ve bu durumda da REK'i güncellemek gerekiyor.
SilSayın Hocam,
YanıtlaSilKredi mevduat oranı en son %101 e gelimiş böyle devam etmesi, iyi mi kötü mü... (Kötü senaryo; Faiz oranlarının artması halinde neler olabilir. Döviz kuru ani artarsa ne olur. İyi seanryo; Kredi hacmi artışı büyümeye fayda sağlar mı) m.türkay..
Buna tek başına iyi ya da kötü demek zor. Kredilerin nerede ve ne amaçla kullanıldığı önemli.
SilHocam, 2012'nin ilk çeyreğinde sanayi üretimi bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %3,9 artmış ve 2012 ilk çeyrek büyümesi %3,3 gelmişti. ve bu büyümenin 5.3 puanı net ihracat kaynaklıydı. 2013 ilk çeyrek sanayi üretimi artışı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre %1,3'e geriledi ve bu yıl net ihracatın büyümeye katkısının sadece 0,5 puan olması bekleniyor. sizin ilk çeyrek büyüme tahmininiz var mı? varsa paylaşmanız mümkün mü?
YanıtlaSilteşekkürler.
İlk çeyrek büyüme tahminim yüzde 1,5 dolayında.
Silher bir makro değişkene ait verileri toplu bir şekilde görebileceğimiz çok güzel bir sayfa olmuş sayın hocam. Emeğinize sağlık, çok teşekkürler.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Silsayın hocam sayın güngör uras brüt merkez bankası rezervlerini, kısa vadeli dış borclara oranlayan bir yazısı var ve bu oranın birden büyük olması isteniyor 94 ekonomik krizlerinde ve 2001 krizlerinde bu oranlar birin altında kalmış, sizinde bu konu hakkında fikirlerinizi ve görüşlerinizi almak istiyorum saygılarımla
YanıtlaSilGüngör beyin dikkat çektiği TCMB rezervleri / KV Dış borçlar oranı önemli bir gösterge. Genel yaklaşım bu oranın en az 1 olmasının bir ekonominin dış borç ödemede sıkıntı çekmeyeceği biçiminde. Yani ne kadar kısa vadeli dış borcunuz varsa o kadar da MB rezerviniz olmalı.
SilÇok önemli gir gösterge olmakla birlikte tek gösterge bu değil tabii.
Hocam, nominal GDP büyümesi yerine real GDP büyümesini tabloya dahil etmemiz finansal bir analiz yapmak isteyenler için daha iyi olmaz mı? Elinize sağlık.
YanıtlaSilTablodaki zaten reel GSYH büyümesi.
Silsayın hocam net dış varlıkları bulurken, döviz yükümlülüklerimizi çıkıyoruz dimi net dış varlıkların milli gelire oranı gelişmekte olan ülkeler için kritik sevye varmıdır, şimdiden çok teşekür ediyorum saygılarımı sunuyorum
YanıtlaSilBöyle ortalama bir düzey yok. Dönem dönem bazı düzeylerin kritik olduğu yakıştırması yapılıyor. Ülkeye ve koşullara göre değişir.
Silsayın hocam klr modeline göre sinyaler gelmektedir, türkiye 12 veya 24 ay içersinde krize girecektir, bu sefer hep beraber batan çok şirketler göreceğiz. bütün şirketlerin yurt dışı borclanmaları var, sayın dr yaşar erdinc kredilerin gsyh oranın çinde yüzde 150 olduğunu cinin finansal krize girebilceiğini söylüyor fakat türkiyeyi söylemiyor.Ben bazı bilim adamlarının yazılarını okuyunca gülüyorum, tamam gerceği söyleyemeye bilirsiniz, sizdende bu gerceği beklemiyorum .ama şu var bu gercekleride görebilenlerin olduğu unutulmasın saygılarımla
YanıtlaSilYorumunuz isabetliymiş:))
Silkredilerin mevduata hocam oranı olcak veriyi yanlış girmişim pardon
YanıtlaSilGerçeğin ne olduğunu bilsek korkmaz söylerdik herhalde. Çünkü bunu tahmin eden adam prim yapar. Ne var ki bu öyle hop diye görülebilecek bir şey değil. İşin içinde insan davranışı varsa tahminlerle gerçekler çok farklı olabilir.
SilHocam şu tabloyu 1993'den başlayarak, 20 yıllık olarak, bir düzenleseniz sizden kralı yok yemin ediyorum.
YanıtlaSilİki sorun var: (1) Serilerde değişiklikler var. Mesela eski TÜFE ile yenisi aynı şey değil. Ödemeler dengesi değişti. (2) Buraya daha fazlası sığmıyor. Link verince de işin büyüsü bozuluyor.
SilHocam Merhaba,
YanıtlaSilsayfanızı çok beğendiğimi ifade etmek isterim. Umarım uzun yıllar devam ettirirsiniz. Benim merak ettiğim, Türkiye'nin (kamu ve özel sektör ayrımıyla birlikte)iç ve dış borç durumunun yıllara göre karşılaştırmalı olarak analizini yaptığınız bir yazınız var mıdır? Özellikle siyasetçileri dinlerken herkesin işine gelen rakamları söylediğini düşündüğümden fotoğrafın tamamını gösteren bir yazınız çok faydalı olurdu. İktisattan çok az anlamama rağmen sizin yalın fakat bilgilendirici anlatımınıza güveniyorum.
Teşekkürler.
Teşekkür ederim.
SilBorçlarla ilgili bu blogda daha önce yayınlanmış şu iki yazıma bakarsanız sanırım kafanızdaki soru işaretleri silinir.
http://www.mahfiegilmez.com/2013/04/gercekte-ne-kadar-buyuduk.html
http://www.mahfiegilmez.com/2013/04/kimin-borcu-artyor.html
sayın hocam bileşik öncü göstergeler türkiye için 100 değerinin altını gösteriyor. bu konu hakkındaki fikirlerinizi alablirmiyiz,2001 , 1994,1989 bunlar hatırlayabildiklerim. ozamanda bu değerler yüzün altına gelmişti şimdiden teşekür ederim yanıtınız için.
YanıtlaSilOECD Bileşik Öncü Göstergeleri Nisan 2013 itibariyle 99,3. Nisan 2012'de 100,3 idi. Sanırım asıl bakmamız gerekn Mayıs ayı ve Haziran ayı CLI değerleri ondan sonra yorumlamak daha anlamlı olacak.
Silsayın hocam, bileşik öncü göstergeleri takip edebileceğim iyi bir kaynak önerebilirmisiniz. teşekür ederim .
YanıtlaSilEn doğru kaynak OECD sitesi.
SilHocam selamlar,
YanıtlaSilnisan 2013 ithalat kalemlerinde toplam yaklaşık 11 milyar dolar civarında GİZLİ VERİ adı altında bir kalem var, ama ne alınmış nereye alınmış bir bilgi yok, bu kadar büyük bir kalem gizli veri olarak kayıtlara geçebilir mi? ve ne olabilir ?
tşk
sayın hocam mrblar, kur sepeti en son 2.20 civarına gelip daha sonra aşağya gelmeye başladı, merkez bankasının sanırım sınırı orası sizinde bu konu hakkındaki fikirlerinizi alıyım
YanıtlaSilREK açısından üst sınır 120, alt sınır da sanırım 115 - 116. Kur sepetindeki işaretler biraz daha oynak. Bunları kur sepetine uygularsak üst sınır için kabaca 2.25 alt sınır ise 1,90 gibi duruyor. Bu konularda resmi bir açıklama yok bunlar bizim çıkarımlarımız.
SilSayın hocam,15-30 Mayısları tarihleri arası Bist 93.000-85.000 Usdtl 1.78-1.85 arasında kimlerin yüklü miktarda satım ve alım yaptığı bilgisini öğrenme imkanı varmıdır?
YanıtlaSilBöyle bir bilgi bende yok.
SilBorsa analistleri veya menkul kıymet şirketleri yetkilileri bilir sanırım.
SilHocam günaydın;
YanıtlaSilKonu ile cok alakalı değil ama 6-7 Eylül olaylarının Türk ekonomisine etkisi konusunda bildiğiniz bir çalışma var mı acaba?O dönemdeki olayların etkisi ile y.dışına cıkan para hala ülkeye girmiyor.Bakanımızın da belirttiği gibi Türklerin y.dısında 130 mia usd parası bulunmakta.Geri gelecek gibi de gözükmüyor.Uzun yıllardır tasarruf sıkıntısı çeken ülkemiz için çok önemli bir miktar.
Bir de şu an y.dışında gezi olaylarının algılanması ile ilgili çelişikli açıklamalar var.Bazı yorumcular hergün ağız değiştirmekte.Dün tabloyu çok kötü olarak yorumlayanlar bugün hisse piyasalarında ralli olur demeye başladı.Aynı durum Fed açıklaması sonrası gelişmekte olan ülke piyasaları için de geçerli.Dün yandık bittik kül olduk diyenler bugün herşey çok güzel olacak diyor.Bu işin bir orta yolu yokmudur? Neye kime inanacağımızı şaşırdık.Bu ortamda yatırım kararı vermek yürek ister :)
6 - 7 Eylül olaylarıyla ilgili birçok yazı ve kitap var ama işin ekonomik boyutunu derinliğine inceleyen bir araştırma var mı bilmiyorum. O dönemde dışarıya çıkan para miktarı sandığımız kadar büyük olmayabilir. Türkiye'nin o tarihlerdeki toplam GSYH'sının büyüklüğü 10 - 12 milyar doların içinde zaten.
SilFed kararıyla ilgili yorumlarda bir yanlışlık yok. Fed iki kez farklı açıklama yaptı. Piyasa büyük ölçüde Fed'e göre belirlendiği için Fed ne derse ona göre şekil alıyor. Aslında ağız değiştirenler piyasa yorumcularından çok Fed yetkilileri oldu.
Hocam günaydın,
YanıtlaSilSize bir sorum olacaktı: FED'in faiz artırımıyla ilgili açıklamaları bir yana, Gezi Parkı eylemlerinin kura veya endekse olan etkisinden bahsederken nedensellikle nasıl ilişkilendirdiğinizi açıklayabilir misiniz? Bir iktisat öğrencisi olarak korelasyon ve nedensellik ayrımını güncel örneklerde kavrayabilmeyi çok önemsiyorum.
Saygılar.
Yabancı yatırım fonlarının getirip götürdükleri para miktarları nedeniyle etkisinin fazla olduğu bir ekonomide döviz kuru oynaklığıyla borsa ters ilişkilidir. Döviz kuru oynaksa ve yerli para değer kaybediyorsa paralarını getiren yabancılar borsadan elde ettikleri kazancı kurdan kaybedecekler demektir.
SilDiyelim ki bir yabancı 100 dolarını getirip 1,8 TL'lik kurdan bozdurdu ve eline geçen 180 TL ile bir şirketin hisse senetlerini aldı. Yine diyelim ki dönem sonunda o şirketin hisse senedinin değeri arttı ve bu yabancının yatırdığı 180 TL yerine eline 200 TL geçti. Eğer kur değişmemişse bu kişi 200 TL'yi 1,8 lik kurdan dolara çevirdiğinde eline 111 dolar geçer. Yani getirdiği paradan 11 dolar para kazanmış olur. Şimdi diyelim ki dönem sonun kur 2 TL olmuş olsun. Bu durumda yabancı eline geçen 200 TL'yi 2 lik kurdan çevirince eline 100 dolar geçer. Yani sıfır kazanç elde etmiş olur. Kurun bu tür (özellikle TL'ye değer kaybettirici) oynamaları yabancı yatırımcının borsadan kazancını kayba dönüştürme eğilimi taşığı için de kurla borsa böyle bir ters yönlü hareket içine giriyorlar.
sevgili hocam bileşik öncü göstergelere dediğiniz oced baktım fakat sanırım nisandan sonrası yok , halbuki yayınlığca tarihleride yazmışlar fakat, bulamadım bu tür aksaklıklar olabiliyormu yardımcı olursanız sevinirim saygılar
YanıtlaSilsayın hocam ihracatın ithalatı karşılama oranı sanırım yüzde 54 civarında çıktı yüzde60 bayağ bir altında sanırım türkiye için ilk sinyal geldi, ben çok sinyal görmekteyim sayın hocam allah sonumuzu hayır etsin diyorum sizede saygılarımı sunuyorum umarım 2015 kadar birşeyler olmaz diyorum umarım ben yanılırım,sizinde bu ihracatın ithalatı karşılama oranı hakında fikrinizi rica ediyim saygılarımla
YanıtlaSil% 50'nin altı kritik düzey kabul ediliyor. Ama işi finansmanla birlikte düşünmek gerekir.
SilHocam elinize sağlık çok faydalı bilgileri bir arada görmek güzel
YanıtlaSilHalil BUHUR
Hocam siz CNBC-E nin Acun'u gibi oldunuz bence, sizsiz bir cnbc-e düşünemiyorum. Bir iktisatçı olarak okuldaki teorik eğitimden sonra bize uygulamayı öğreten çok önemli ikinci okul gibisiniz.
YanıtlaSilHer ne kadar benzetmeyi uygun bulmasam da nazik sözleriniz için teşekkür ederim.
SilBurak Bey, durup dururken Acun benzetmesiyle, Mahfi Eğilmez'e neden hakaret ettiniz?
Silsayın hocam gölge kur uygulansa ve faizler yukarı çekilse, kalıcı bir çözüm olabilirmi? yoksa faizleri yukarı çekmek gecici bir çözümüdür saygılarımla.
YanıtlaSilBugün geldiğimiz aşamada faizleri yukarı çekmek gerekiyor.
Silsevgili hocam, blombergte merkez bankası net rezervlerin 40 milyar dolar olduğunu söylediler. bu net rezervi bulurken dış varlıklardan döviz yükümlülüklerini çıkartıp dolar kuru değerine bölüyoruz dimi hocam bu konuda yardımcı olursanız sevinirim yoksa farklı hesap varmı ?
YanıtlaSilEvet ama zaten analitik bilançoyu dolarla da veriyorlar.
Silhttp://www.makronomi.com/tcmb_analitik_bilanco.php
sayın hocam taylor kuralına göre politika faizini bir yabancı kurum 9.56 hesaplamış, eğer hesaplama uzun değilse bana yardımcı olurmsunuz neler yapmam gerektiğine yok uzun ise şunu yapın burdan devam ederseniz derseniz sevinirim saygılarımla sayın hocam
YanıtlaSilsayın mahfi eğilmez
YanıtlaSilyukarıda'gösterge olan türkiye ekonomi haritası tcmb'nin ve ekonomi kurmaylarının hazırlayıp derlediği açıklama manipulatif ve sanal esas göstergelerin sokaktaki insanların tablosudur. ben orta öğrenim terk'im türkiye yıllardır emperyalizmin sömürgesi haline gelmiş bir ülkedir bu sebeple genel olarak türkiyenin refah mutlu sıkıntısız bir ülke olması hayalcilikten ibarettir.
saygılarımla
Gelişmiş ülkelere baktığımız zaman özel tüketim harcamalarındaki büyüme ile perakende satışlardaki büyüme arasında çok yakın ilişki olduğunu görüyoruz. Türkiye'de de böyle olması beklenir ancak TÜİK'in açıkladığı sabit fiyatlarla perakende satış hacim endeksindeki büyümeyle, GSYH içindeki özel tüketim harcamalarındaki büyüme arasında uyum yok. Mesela TÜİK'e göre bu yılın 2. çeyreğinde perakende satışlar sabit fiyatlarla %1 AZALMIŞ, ancak GSYH verilerine baktığımızda özel tüketim harcamaları %5,3 artmış. Türkiye'de kayıtdışı ekonomi nedeniyle bazı hesaplama farklılıkları var ama bu kadar fark eder mi? Veriler arasındaki bu dengesizliğin nedeni ne olabilir?
YanıtlaSilBurada bir tutarsızlık var. İkisinden birisi yanlış olabilir. Şlki anketle belrileniyor. İnsanlar anketlere doğru yanıt vermiyor olabilirler.
SilUlasilan ekonomik buyulugun finansmaninin disariya bagimli oldugu cok acik. Dolayisiyla iplerimiz baskalarinin elinde oldugundan akisin kesilmesi cok ciddi sorunlar yaratabilir. Ulke olarak birikimleri artirmak cok onemli ama kolay degil tabiki. Zira carklarin donmesi icin bir taraftan da harcama yapilmasi gerekiyor. Yinede birikim yapmak hem kisisel olcekte hem de ulke olceginde onemli diye dusunuyorum. Saygilar, YT
YanıtlaSilDoğru tespit.
Silgöstergeler tablosunda büyüme rakamı son 6 ay, ancak cari denge son 12 aya ait. büyüme rakamında son 12 ay yer alsa karşılaştırma açısından daha uygun olmaz mı? çünkü tablodaki 2010, 2011 ve 2012 verileri 12 aylık veriler. bir de son 12 ayın cari açığı %6,6'ya çıktı galiba.
YanıtlaSilBüyüme böyle kullanılmıyor. Cari açık yarın açıklanacak ona göre düzelteceğim. Teşekkürler.
Silmrb sayın hocam, optimal cari dengeyle, gercek cari işlemler arasındaki grafik şu anki durumda bayağ bir açıkmıdır, bununla ilgili bir çalışmanız varmı? saygılarımla
YanıtlaSilhocam merhaba.ABD de borç tavanı sorunu çözümlendikten sonra niçin gelişmekte olan ülkelerin parası dolar karşısında değer kazanıyor,kısaca açıklayabilir misinir?
YanıtlaSilemeğinize sağlık hocam teşekkürler.
YanıtlaSilMerhaba Hocam.FED'in er ya da geç parasal genişlemeyi yavaşlatacağı ya da durduracağı kesin.Böyle bir senaryoda ülkemizdeki faiz oranları seviyesi ve kurlar "kriz" yaratacak seviyelere ulaşır mı?Kısaca yorumlar mısınız?Teşekkürler.
YanıtlaSilhasan a cevap :evet ulaşır. adsız a cevap : çünkü gelişmekte olan ülkelerin parası ihracatı arttırmadan kaynaklı düşük tutuluyor ondan
YanıtlaSilHocam size twitter üzerinden bir grafik gönderdim. sitenizin göstergeler kısmında da buna benzer bir grafiğe yer vermeniz mümkün mü? ki herkes TL'nin reel getirisinin yerlerde süründüğünü daha net görebilsin.
YanıtlaSilHocam üfe ile tüfe arasında bir bağlantı varmı? Eğer üfe değeri tüfenin üzerinde gerçekleşirse bu neye sebep olur yada neyin göstergesidir?
YanıtlaSilSon eklenen altın grafiğine göre, 2012 ve 2013 rezervlerimize de bakarsak Merkez Bankası çok kötü bir altın trade i yapmış diyebilirmiyiz? =))
YanıtlaSilSayın Hocam,
YanıtlaSilSayfanızda yer alan OVP verilerini baz alırsak GSYH'miz 1 katrilyon 559 trilyon TL (1.559*milyar) gibi inanılmaz bir rakam oluyor. Galiba nokta ayracı ve milyar ilişkisi tam olarak kurulamamış. Maalesef tablonun genelinde bu hata yapılmış. İşin kötüsü OVP gibi ciddi bir raporda bu hatanın yapılması.
Saygılarımla.
ÜFE ile TÜFE arasında bağlantı var. ÜFE, TÜFE'nin üzerindeyse kısa süre sonra TÜFE de artış olacak demektir. Yani üretici fiyatını artırmış ama henüz perakendeci artıramamış demektir. TÜFE, ÜFE'nin üzerindeyse o zaman perakendeci üreticiden gelen artışları talep düşüklüğü nedeniyle fiyatlara yansıtamıyor demektir.
YanıtlaSil2012 GSYH'mız 1 trilyon 559 milyar TL (1.559 milyar TL) olarak tahmin ediliyor. Tabloda ve noktalama işaretlerinde bir yanlışlık yok.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilsayın hocam sizin daha önce j eğrisiyle ilgili yazınız vardı ,bence hocam 2014 kasım ayı gibi tamamlanır gibi düşünüyorum. umarım hiç tamamlanamaz ama malesef bu gercekle zanedersem karşılaşacağız, her zamanki gibi.
YanıtlaSilbaktığımızda bu 6 ülkeden çin'i kendisine has ekonomik yapısı sebebi ile dışarda tutalım...kalan 5 ülkenin cds primi artış ortalaması 44%, yerel para değer düşüş ortalaması ise 16% oluyor...ülkemize baktığımızda ortalama cds primi artış oranının 2.15 katı kadar artmış cds primimiz...kur düşüşü ise 1.26 kat olmuş (94.9% ve 20.3% ile)...yani ya cds primimiz çok ciddi oranda yükselmiş ya da para birimimiz hala daha değerli gözüküyor...kur değişimini baz alırsak cds primimiz 148 olması gerekiyor ki, çin'den sonraki en düşük oran demektir bu, gezi direnişinin başlangıcından beri bildiğim kadarı ile o seviyelere hiç gerilemedi...eğer cds oranlarını baz alırsak da 2.48 civarı bir kur çıkıyor karşımıza...sadece cds ve kur değer değişikliğini ele alarak yaparsak yorumları...paylaşmak istedim...
YanıtlaSilHocam göstergelerde kredi stoku mevcut mevduat oranını geçmiş görünüyor bu bir risk değil mi? Teşekkürler.
YanıtlaSilEğer krediler yerinde kullanılıyorsa risk değildir. Ama eğer yerinde kullanılmıyorsa o zaman risktir.
SilHocam iç ve dış denge formüllerinde tabloya göre yerlerine koyarsak:
YanıtlaSilT-G= -18,5
X-M= -79,9 (*1,9 (dolar kuru))= 151,8
S-I = -151,8 + 18,5 = -133,3 TL
Şu halde üçüz açık TR için hala devam ediyor.
Sizin önceki yazılarınızın birinde cari işlemlerdeki gerilemenin bütçe açığını (ithalattaki dolaylı vergilerden dolayı) arttıracağını ifade etmiştiniz. Şimdi bu durumu nasıl yorumlamak gerekir. Yani bütçe açığı giderek azalırken (2013 için %-1,2) cari işlemlerde sürekli bir artışı nasıl yorumlarız.
Hocam ikinci olarak bir kavram kargaşası mıdır bilemiyorum ama "Bütçe dengesi" kavramı ile "Kamu dengesi" kavramı farklı mıdır? farklılığa neden olan borçlanmaların bütçe hesabında gösterilmeyişi midir?
Üçüncü olarak tabloda kamu-özel kesim dış borç stoku 2013 için zannediyorum güncellemeyi gerektiriyor.
Zamanınızı aldım, teşekkür eder saygılar sunarım.
Cari açıktaki daralma bütçe açığını artırır sözü diğer koşullar aynı kaldığı sürece (ceteris paribus) şartı altında geçerli kuşkusuz. Eğer ithalat düşerken ve ithalde alınan KDV ve ÖTV miktarı azalırken diğer vergilerde artışl varsa bütçe açığı artmayabilir.
SilKamu dengesi bütçe dengesinden büyüktür. Çünkü bizde bütçe dengesi denilince merkezi yönetim bütçesi alınıyor. Oysa kamu dengesinde buna ek olarak yerel yönetimler, KİT'ler vb de var.
Dış borç stoku iç borç gibi aylık yayınlanmıyor. Eldeki son veriler 2013 sonuna ait o nedenle benim tabloda da öyle görünüyor.
Hocam güncellemelerinizin de bir tablosu var mı ? Hangi veriyi, ne zaman, ne olunca, ne kadar değiştirdiniz gibi...
YanıtlaSilEnflasyon, büyüme, bütçe, borç stoku, ödemeler dengesi vb gibi veriler yayınlandığı zaman tabloyu güncelliyorum (bazen bir iki gün gecikme olabiliyor.) Bunun dışında dolar kuru,DİBS faizi, mevduat, kredi gibi kalemleri de genellikle ay başlarında güncelliyorum.
Silsayın hocam enflasyon rakamı9.38 çıktı,bankalar yüzde8 ile merkez bankasına para yatırırlarmı,negatif reel faizemi doğru gidiyoruz.
YanıtlaSilHocam elinize sağlık,
YanıtlaSilBu verileri bulabilmek için oradan oraya koştururken sitenizi farkettim.
Siteniz bir iktisat öğrencisi için adeta başucu sitesi.
Saygılarımla,
Merhaba,
YanıtlaSil2014’ü yarıladık ama izlediğim ekonomi programlarında ve okuduğum yazılarda 2013 GSYH ve kişi basına GSYH rakamlarından söz edildiğini görmedim. Dolar cinsinden GSYH rakamlarının küçülmüş olacağını ve bu nedenle onlardan söz etmeyi ekonomistlerimizin uygun görmediğini tahmin ediyordum. Durumu anlamak için, Kendime Yazılar’daki Makro Göstergeler Tablosuna baktım. Şaşkınlık ve sevinçle(!) gördüm ki 2013 yılında GSYH ve kişi başına GSYH dolar bazında da büyümüş.
Lütfen bana açıklar mısınız 2013’te %4 büyüyen GSYH aynı dönemde yaklaşık %6 değerlenmiş olan bir dolarla ifade edildiği zaman nasıl büyümüş olabiliyor? Kişi başına GSYH hesabında, nüfus da artmış olacağı için dolar cinsinden artış daha da inanılmaz.
Tablodaki rakamlardan anlaşıldığına göre 1913 için dolar kuru ortalamasını 1901 ,ve 1912 için 1801 olarak kullanamışsınız. O durumda da dolardaki değerlenme %5.5 oluyor. Tablodaki GSYH rakamlarının nominal olduğu görülüyor ve dolar bazında GSYH da bunun üzerinden hesaplanıyor.
Eğer 2013 yılı enflasyonu % 100’ün biraz üzerinde olsaydı, nominal GSYH da yaklaşık olarak şimdikinin iki katı olacaktı. Dolar cinsinden GSYH da yaklaşık 1800 dolar olacak, kişi başına milli gelirimiz 23.000 doları geçeçek ve “parlayan yıldız Türkiye” yeni bir mucizeyle dünyanın gözünü kamaştıracaktı. O zaman belki bize komplo yapmaktan başka işleri olmayan dış güçler, bu mucizenin mimarını bize bırakmaz ve onu bizden alıp kendi başlarına getirirlerdi de biz de rahat bir nefes alırdık.
Enflasyonun erdemlerini! yeniden düşünmenin zamanı gelmiştir belki de.
Şaka bir yana, ekonomik göstergeler ekonominin gerçeklerini göstermeli gerçekleri gizlememelidir.
Türkiye’nin milli geliri 2013 yılında dolar bazında küçülmüştür. Bunu görebilmek için ilkokulda öğrendiği dört işlemi unutmamış olmak yeter. Gelirimizle 2013 yılında 2012 ye kıyasla, dolarla daha az mal ve hizmet alabiliriz. Kişi başına düşen gelir daha da çok azalmıştır.
Eğer kullanılan göstergeler bunun aksini gösteriyorsa o göstergeleri kullanmak yanlıştır.
Saygılarımla
Benim bu konudaki eleştirilerimin yer aldığı Gerçekte Ne Kadar Büyüdük? başlıklı yazımda bu konulara değinmiştim.
SilMerhaba hocam;
YanıtlaSilTablodaki değerler reel değerler mi? yoksa enflasyonist etkilerin dahil olduğu değerler mi?
Hocam aslında sorum şu: Ekonomi reelde mi artıyor büyüyor yoksa; enflasyonist değerlerle mi büyüyor ?
teşekkürler
Hocam merhaba,
YanıtlaSilGeçen sene bir sonraki yıl için kur tahminleri ile ilgi güzel bir yazınız vardı bu yılda önümüzdeki sene için kur tahminleri yazınız varmı ?
hocam sürekli veriler ve istatistikler üzerinden yorum yapıyorsunuz ama açıklanan veriler ne kadar güvenilir? kalem oyunları olamaz mı?
YanıtlaSilSayın hocam , 2014 GSYH ile GDP verileri arasında neden fark var ? Affınıza sığınıyorum saygılar..
YanıtlaSilMahfi Bey,
YanıtlaSilBen herkesten farkli olarak ekonomi yonetimini bu yil icin gereksiz derecede muhafazakar buluyorum. Butcenin neredeyse yuzde onu kadar faiz disi fazla vermek ve borc kapatmak bu konjekturde (uygun faiz oranlari, yukselen issizlik, cok dusuk borcluluk oranlari vs..) sizce akillica mi? Sanki cari acik riski yaygarasi ile bizi frene bastirdilar?
sayın hocam bugün yanlış olması proğramınızda dolar düşebilirde diyorsunuz, federal rezervin 2015 yıllında faiz artırımı garantiyken bunu fed fund futur ve bir yıllık libor artış oranlarında görebiliyoruz acaba benmi yanlış anladım yoksa bir dil sürçmesimi 1994 krizinde önce notu düşürdüler sonra fed faiz artırdı tarih tekerürden ibaretir sayın hocam saygılarımla
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilhocam ekonomik göstergelerin bütçeye etkisini ögrenebilirmiyim?
YanıtlaSilSayın hocam ...Verlerinize teşekkürler.Devlet bünyesi hesaplarını da TOBLONUZ yanında görmek isterdim.
YanıtlaSilMaliye Bakanı'ndan açıklamalar: 2014'te bütçe açığı 22.7 milyar Türk Lirası olarak gerçekleşti. Hedef 33.3 milyar Türk Lirası'ydı. Yani beklenenden 10 milyar Türk Lirası daha az açık verdik.
YanıtlaSilMaliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe açığının 2014'te 22.7 milyar lira olduğunu söyledi.
İşte Bakan Şimşek'in açıklamaları: * Euro Bölgesi'nde deflasyon riski düşük riskler değildir. Büyüme yavaşlıyor. Faiz artışı kadar doların değer kazanması da bir risktir. Dolarda ciddi değer kazanma söz konusu olursa bir yıl sonra ABD ekonomisini yavaşlatma riski olabilir.
* Bu yıl büyüme beklentilerimiz daha olumlu çünkü küresel ekonomide toparlanma öngörülüyor. AB toparlanırsa bu da olumlu yansır ve geçen yılki kuraklığın bu yıl tekrarlanma olasılığı düşük. Bu sene rahat şekilde yüzde 4 civarında büyüme olacağını tahmin ediyoruz * Enflasyon 2015'te hızlı şekilde düşmeye devam edecek. * Cari açıkta henüz petroldeki düşüşün etkisini görmedik, petrol fiyatlrı bu seviyede kalırsa cari açık/GSYH yüzde 3-4 arasına inebilir.
* Geçen yıl bütçe giderleri 448,4 milyar TL, bütçe gelirleri 425,8 milyar TL; vergi gelirleri 352,4 milyar TL; faiz hariç bütçe giderleri 398,5 milyar TL oldu.
Gelir Vergisi Tasarısı'nın seçim öncesi çıkması zor.
Merkezi yönetim bütçe açığı/GSYH'nın geçen yıl muhtemelen yüzde 1,3'e düştü. Brüt kamu borç stoku/GSYH'nın da yüzde 33 civarına indi.
* Merkezi yönetim bütçe açığı yüzde 1.3'e düştü. Uluslararası karşılaştırmalar açısından alacağınız rakam yüzde 0.7. * Faiz ödemeleri milli gelire oranı yüzde 3'ün altına indi. * Bütçe disiplini önümüzdeki dönemde de devam edecek. Reformlar devam edecek.
Kaynak
http://www.gazetevatan.com/bakan-acikladi-sevindiren-gelisme-717438-ekonomi/
Hocam gini katsayısı 2014 yılı için hesaplandı mı ben internetten biraz araştırdım fakat bulamadım, hesaplanmadıysa hangi kurum açıklıyor. Teşekkürler.
YanıtlaSilGelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2014
Sil(Yayımlama tarihi: 18-09-2015 10:00)
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)
Hocam merhaba, yüksek lisans tezim için gerekli olan gösterge tahvil faizinin 2010 yılı öncesi verilerine nasıl ulaşabilirim? Benim için 20 yıllık bir geçmiş gerekli ancak ben 2010 yılına kadar ulaşabildim. Bana önerebileceğiniz bir site var mı? Yardımınız için şimdiden teşekkürler...
YanıtlaSilOVP'den alındığı anlaşılan 2015 yılı GSYH büyüklüğü, 1.945 milyar TL ve 850 milyar $ olarak görülüyor. Bu rakamlardan anlaşıldığına göre, 2015 yılı ortalama dolar kuru yaklaşık olarak 2.29 kabul edilmiş. Dolar kurunun şimdiden 2.60' ın üstünde olduğunu dikkate almasak bile, 2014 yıl sonu kuru 2.32 olduğuna ve OVP' da 2015 yıl sonu kuru 2.62 öngörüldüğüne göre, OVP' nin 2015 ortalama kuru olarak 2.29 kabul etmesi nasıl bir hesaplamadır?
YanıtlaSilHocam kaynak olarak hangi siteleri kullaniyorsunuz ogrenebilir miyiz acaba?
YanıtlaSilKaynaklar tabloların altında yer alıyor.
SilTemel göstergeleri bu şekilde gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Yıllara göre GSYH vb. gibi arayışlarımı toplu halde bir türlü bulamamıştım, burada karşıma çıktı.
YanıtlaSilTeşekkürler
SilHocam son açıklanan işsizlik oranı 10,6 idi. Tabloda 11,2 olarak gösteriyor
YanıtlaSilHocam Merhaba, emeğinize ve bilginize sağlık,
YanıtlaSilTablo hali hazırda güncel mi ?
Syg.
Sayın Müsteşarım, galiba inşaata dayalı KÜÇÜLME modeli hala birileri tarafından anlaşılamadı, "Teknoloji Üreten Türkiye" hayali ile,,, saygılarımla,(not: tablolar herşeyi gösteriyor. Saraylar arttıkça büyüme negatif ne garip, sanki "Son Osmanlı)"
YanıtlaSilHocam dolar 2,32 iken 10.400USD milli gelir var, 2015 sonu tahmininiz 2,90 iken 10.250USD milli geliri nasıl elde edeceğiz?
YanıtlaSilBu hesaplarda yıl sonu kuru değil yıllık ortalama kur esas alınır.
SilÖzlü bilgiler için teşekkürler çok. 2014 gini katsayısı mevcut olmadığına göre değeri henüz yayınlanmadı sanıyorum?
YanıtlaSilTeşekkürler.
Sil2014 Gini katsayısı 0,391 olarak yayınlandı.
Hocam merhaba. Çalışma yaparken dikkatimi bir şey çekti. Göstergeler çoğunlukla GSYİH üzerinden veriliyor. GSMH üzerinden olan veriler çok az. GSYİH 'nın neden daha çok tercih edildiğini açıklayabilir misiniz?
YanıtlaSilSaygılarımla.
Hocam çok çok teşekkürler severek takip ediyorum sizi. Teşekkürler , Saygılar ..
YanıtlaSilHocam gösterge tahvil 2015 3,32 doğru mu? Bu sayı daha çok dolar kuruna benziyor:)
YanıtlaSilHocam 2010'dan 2015'e 1990 yılı Dolar kuru baz alınarak ve satın alma gücü paritesine göre düzenlenmiş şekilde Türkiye'nin 200 yıllık iktisadi tarihi kitabındaki data setini uzatmam lazım. Fakat şu an bocalıyorum. Sizin paylaştığınız verilerin baz yılı nedir ? Ve öneriniz nedir ? Yardımcı olursanız çok sevinirim.
YanıtlaSilTemel Göstergeler Tablosuna CDS'yi koymak o ülkenin genel durumunu göstermesi açısından mantıktı olmaz mı Mahfi hocam?
YanıtlaSilHocam rezervlerin alt hesabı olan altın hesabındaki kayıdin işleyiş mantığı nedir?
YanıtlaSilNormal altın ithal ve ihraç işlemleri burada mı takip ediliyor?
Haberlerde izlediğimiz ülkemize giren ya da girmeye çalışan altın haberleri ile bu hesabın ilişkisi nedir?
Teşekkür ederim.
Hititlerin gösterge tablolarını da bekliyoruz hocam...:))
YanıtlaSilsevgiler...
hocam merhaba. büyüme rakamları masıl hesaplanıyor? rakamlar üzerinden küçük bir örnek yapabilimisiniz?
YanıtlaSilBu konuda blogda yazılar var. Arama kısmına büyüme nasıl hesaplanıyor yazmanız yeterli.
SilTCMB Ödemeler Dengesi Raporunda İthalat-İhracat gibi kalemler milyon $ cinsinden gösterilmiş fakat siz milyar $ cinsinden göstermişsiniz ifade etmek istedim.
YanıtlaSilGöstergeler Tablosuna sığdırabilmek için bütün göstergeleri milyar düzeyinde yazıyorum.
SilHocam bişiy sormak istemiştim. GSYH (TL) 2015 te 10.7% büyümüş görünüyor. 2015 te enflasyon ise 8.81%. Bu durumda enflasyondan arındırılmış büyüme bu ikisi arasındaki fark olması gerekmiyor mu?
YanıtlaSilbüyüme sabit fiyatlarla hesaplanan bir olgu gsyih deki sizin hesapladığınız güncel fiyatlarla ordan büyümeye ulaşamazsınız
SilHocam kamunun dış borcu iç borcuna göre düşük seviyelerde seyretse de iç borçtaki hadlerin yüksek olması ve iç borçlunun bankacılık sektörü olduğunu düşünürsek son günlerde bu sektördeki karlılık oranlarının düşmesi borçların ödenmemesi korkusunu yaratıp ekonomiyi kötü bir havaya sokar mı?
YanıtlaSilDeğerli hocam yıl sonu TÜFE ' nin minimum 9.00 olacağını naçizane bilgilerinize sunarım...
YanıtlaSilHocam bireyler bankalardaki mevduatlarını çekerse sistem bundan nasıl etkilenir?
YanıtlaSilSayın Hocam,
YanıtlaSilMerhaba. Ülkemiz son 14 yıldır inşaat ve altyapı yatırımlarını öncelik alan ekonomik büyüme modelini tercih etti. Bu bize ilk zamanlarda fayda sağlasa bile, sürdürülebilir bir model olmadığından dolayı son 3 yıldır GSMH, dolar bazında düşmektedir. Bu yıl da muhtemelen geçen yıla nazaran düşme görülecektir. Sanayi maalesef bu dönemde ihmal edildi. Sanayinin toplam GSMH içinde aldığı pay eskiye oranla azalmaya başladı. Ben son 14 yıllık dönemde büyük bir yeni sanayi yatırımı hatırlamıyorum. Büyük sanayi tesislerinin hepsi, 14 yıllık dönemden önce faaliyete geçmiştir. Dünya üzerinde gelişmiş ekonomilerin hemen hepsi sanayi sayesinde ekonomik kalkınmalarını sağlamıştır. Örneğin Almanya, Doğu Almanya birleşmesi gibi çok büyük bir ekonomik yükü üstlenmesine rağmen, sanayisinin kuvvetli olması nedeniyle büyük ekonomik krizlerden etkilenmediği gibi hem AB, hem de dünya ekonomi ve politikası üzerinde önemli söz sahibi olmaktadır.
Sizce hükümetimiz sanayimizi daha fazla nasıl geliştirebilir? Mevcut inşaata dayalı ekonomik modeline devam edilmeli midir? Ekonomik kalkınma için bizim ülkemize hangi model daha uygundur?
Saygılarımla,
Sayın Hocam, bugün yayımlanan Türkiye brüt dış borç stoku rakamlarında geriye dönük güncellemeler mevcut. Tablonun güncelliğini sağlamak adına bu hususu bilginize sunmak istedim. Saygılarımla,
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilMaliyenin sitesinde Dış Ticaret Dengesi 47.8 yerine 63.3 olarak verilmiş. Farklılığın sebebi ne olabilir acaba hocam. http://www.bumko.gov.tr/TR,151/dis-ticaret-dengesi.html
YanıtlaSilHocam günaydın, BDDK'nın finansal Piyasalar raporu ile finansal kesimi derli toplu bir raporda görebiliyorduk. BDDK artık bu raporu yayınlamıyor. Benzer bir raporu veya büyüklükleri yayınlayan bir kurum var mı acaba?
YanıtlaSilHocam günaydın,
YanıtlaSilBDDK bir kaç yıl öncesine kadar Finansal Piyasalar Raporu yayınlıyordu. Bu sayede finansal kesimi derli toplu 3 ayda bir görme imkanımız oluyordu, maalesef artık bu rapor yapılmıyor. Bu rapora benzer raporu veya büyüklükleri yayınlayan kurum var mı acaba? teşekkürler, saygılar.
Mahfi bey;
YanıtlaSilBu tabloda neden İthalat FOB olarak baz alınmıs? İthalat hesabı yaparken CİF fiyat esas alınır.İstatistiki Kıymet alınırkende CİF baz alınır. Bu tabloda Navlun ve sigorta giderlerininde olması gerekmez mi? MB'de bu bilançoları acıklarken Cif olarak acıklıyor alt baslık acıp Navlun ve sigortaları belirtiyor.