Bu Faizle Üretim Yapmak Mümkün Değil

TCMB faizi artırınca iş dünyasından faizlerin yüksekliğiyle ilgili şikâyetlerde ciddi artış oldu. İş dünyası temsilcileri “bu faizlerle, bu kadar yüksek finansman maliyetleriyle üretim yapmak mümkün değil” diyorlar. Şikâyetler, faiz oranlarıyla sınırlı değil. İhracatçılar ve turizmciler de bir yandan yüksek faizden bir yandan da uzunca bir süredir kurun sabitleşme eğilimi içinde olmasından rahatsızlar.

Aynı kişiler, tıpkı tüketicilerin büyük çoğunluğu gibi, gerçek enflasyonun aslında TUIK’in açıkladığı enflasyon oranının en az yüzde elli üzerinde olduğundan şikâyet ediyorlar. Eğer bu şikâyetleri doğruysa yani enflasyon gerçekte yüzde 38,1 değil de yüzde 75 dolayındaysa o zaman yüzde 75’e kadar kredi faizi düşük oranlı faiz demektir. Eğer faiz oranı yüksekse o zaman enflasyon onların dediği gibi yüzde 75 değil, TUIK’in açıkladığı gibi yüzde 38,1 demektir. Bir başka ifadeyle bu şikâyetlerin ikisi aynı anda haklı olamaz.

2021 Eylülünde TCMB faizi düşürmeye başladığında bunun yanlış bir adım olduğunu söyleyenlerin sayısı bir elin parmakları kadar azdı. Enflasyon hızla yükselir, faizler de hızla düşürülürken enflasyonun çok altında maliyetle kredi kullanan iş çevresi temsilcilerinin çoğu, ekonominin girdiği yanlış yol konusunda pek bir uyarı yapmadılar, tam tersine bu girişimi desteklediler. İktisatçıların bir bölümü bunun yanlış olduğunu söylerken birçok kişi onları yeni ekonomiyi izleyememekle suçladı. Yeni ekonomiyi tasarruf sahiplerinin tasarruflarını enflasyonun altında bir maliyetle (negatif reel faizle) kullanmanın doğru olduğunu savunmak olarak anladılar ve anlattılar. Böylece tasarruflar yer değiştirdi. Bugün yaşadığımız ekonomik sıkıntıların temelinde yatan hatalardan birisiydi bu. Faiz getirisinin enflasyonda yaşanan kaybı karşılayamadığını gören tasarruf sahipleri, tasarruflarını dövize ve altına yatırarak önemli bir bölümünü ekonomi dışına çıkararak banka veya ev kasalarına koydular.

Şimdi faizler yükselince kıyameti koparanların çoğu o zaman bu irrasyonel faiz indirimini alkışlıyor, enflasyonun çok altında oranlarla kullandıkları kredilerle iş yapıyorlardı. Birçok kişi düşük faizle kredi alıp o krediyle döviz alıyordu. Yine istiyorlar ki düşük faizle kredi kullansınlar ama enflasyon da düşsün. O işler öyle olmuyor. Tasarruf sahiplerinin tasarruflarını ucuza kullanarak üretim yapmak sonsuza kadar sürdürülemiyor.

Bugün faizlerin yüksekliğinden şikâyet etme hakkı olanlar yalnızca o gün faiz indirimlerinin yanlış olduğunu öne sürmüş olanlardır.

Kura gelince, orada da benzer sorunlar söz konusu. Bugünkü tuhaf kur düzeyi 2021 Eylülünde faiz sebep enflasyon sonuç yaklaşımıyla başlayan enflasyonun çok altında faiz (negatif reel faiz) uygulamasının sonucudur. Faizler düşürülüp de insanlar tasarruflarını dövize yönlendirince bunu önlemek amacıyla geçilen kur korumalı mevduat faciasından kurtulabilmek, dolarizasyonu azaltabilmek için kurun bir süre sabit tutulması ve bu yolla Türk Lirasının çekici hale getirilmesi kaçınılmaz bir adımdı. Bu şekilde dışarıdan carry trade ile döviz çekildi, kur iyice sabitleşti ve dövize geçen yerli tasarruf sahipleri de yavaş yavaş döviz satarak Türk Lirası mevduat hesaplarına ve tahvillere geri döndüler. Bu durum kurların sabitleşmesine, dolayısıyla Türk Lirasının değerlenmesine yol açtı. Değerli Türk Lirası, ithalatı özendirirken ihracatı zorlaştırdı.

Bugün kurdan şikâyet etmeye hakkı olanlar o gün kur korumalı mevduata karşı çıkıp, faizlerin enflasyonun üzerinde olması gerektiğini savunanlardır.

Hep söyledik: Faizi yanlış belirlerseniz ekonomiyi çökertirsiniz, sonradan doğru belirleseniz de yalnızca bu adımla ekonomiyi düzeltemezsiniz diye. Ama biz söyledik biz dinledik. Ve sonunda bugünlere geldik.

Bugünkü durumda faizler iddia edildiği gibi yüksek değil. Açıklanan enflasyon gerçeği göstermiyor. Önce gerçeklerin tam olarak açıklanması gerekir. Ondan sonra faiz yüksek mi değil mi görebiliriz.

Kurlara gelince, o da son zamanlarda Euro / TL kurunun yükselmesi, Türk Lirasının Euro’ya karşı değer kaybetmesiyle normale dönmeye başladı. USD/TL kuru son günlerde biraz yükselse de fazla oynamıyor. Çünkü ekonomi yönetimi IMF’nin istikrar programı uygulamalarının temel taşlarından birisi olan kuru çıpa olarak kullanma önerisine uygun hareket ediyor. Türkiye, ihracatının çoğunu Avrupa’ya yaptığı ve turizm gelirlerinin çoğunu Avrupalılardan elde ettiği için Euro/TL kurunun yükselmesi iyi bir gelişme. Türkiye’nin dış borçlarının çoğu Dolarla olduğu için USD/TL kurunun fazla yükselmemesi de öyle.  

Herhangi bir işyerini, bir sistemi, bir ekonomiyi doğru yönetebilmenin birinci kuralı gerçekleri kabul etmektir. Eğer gerçekleri kabul etmiyorsanız alacağınız önlemler hayal âlemine hitap edeceği için çözüm getiremez. Enflasyon yüzde 75 ise bunu kabul edip ona göre önlem almak gerekir. Enflasyon yüzde 75 iken onu yüzde 40 gibi gösterince faizin yüzde 70’e çıkması halinde iş dünyası isyan eder ve sanki haklı gibi görünür.

Yorumlar

  1. Mahfi Hocam, yazınızın son cümlesi eksik.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Murat Bey o cümle fazladan girmiş oraya hemen çıkardım. Uyarınız için teşekkür ederim. 🙏

      Sil
    2. sayın hocam.
      o dönem verilen enflasyonun çok altında verilen ucuz kredilerle kmh, kredi kart nakit avans vs araçlar alındı evler alındı hatta işletme sahipleri ihtiyaçları olmadığı halde parası enflasyoın karşısında parası erimesin diye ticari mal mülk araba alıp talep patlamasına sebep oldu, arz talebi karşılamayınca fiyatlar da yükseldi katılır mısınız ?

      Sil
    3. Mustafa Koçak22 Nisan 2025 11:18

      Merhabalar; Kuru çıpalamanın inikasları da olmuyor mu hocam? Çıpada ısrar etmenin sonuçlarını da absürt fiyatlarda görerek yaşıyoruz. 15 Dolara Adana’da tablacıda kebap dürüm+ayran mı, İtalya’da piemonte mahsulü barbera d’asti eşliğinde quattro formaggi pizza mı?

      Sil
    4. Adsız 10:52 katılırım.

      Sil
  2. Hocam her zamanki gibi ana fikir ve çözüm yazınızın içinde." Faiz getirisinin enflasyonda yaşanan kaybı karşılayamadığını gören tasarruf sahipleri, tasarruflarını dövize ve altına yatırarak önemli bir bölümünü ekonomi dışına çıkararak banka veya ev kasalarına koydular. Bugünkü durumda faizler iddia edildiği gibi yüksek değil. Açıklanan enflasyon gerçeği göstermiyor. Önlemler hayal âlemine hitap edeceği için çözüm getiremez."

    YanıtlaSil
  3. Sevgili hocam muhtemelen paranın kasalara ve yastık altına gitmesi birazda kayıt dışı ile ilgili olabilir. İnsanlar vergi vermek istemiyor. Hakaızlar mı bilemiyorum. Yüzmilyonlarca vergisi affedilen çok kazançlı bankalar ve müteahitlere karşılık emekli Ayşe teyzenin kira gelirini kovalamak, beyaz yakalı çalışandan sarı taksi plaka sahiplerindene göre daha fazla vergi almak adil değil gibi. Umarım her şey daha iyi olsun, ama bu adaletsiz düzende umamıyoruz bile.
    Siyasilerin söylediklerinin sosyal karşılığı bile kalmadı, matematikte zaten karşılığı yok.
    Tüm suçu eyt’ye, depreme, eksik vergi ödemesine bulmalarına 70 yaşındaki annem bile inanmıyor artık. Bol garantili yollar köprüler dururken vatandaşa verilen yaşlı aylığına dönüştürülmüş emeklilik ödemelerini millete çok görenlere vicdan hediye etmek lazım. Saygı, sevgi ve hürmetler..

    YanıtlaSil
  4. Hocam regülasyonlardan dolayı bankalar ihracatçı imalatçı istihdam sağlayan firmalara da kredi satmıyor bu durumun sürdürülebilirliği konusunda ne düşünüyorsunuz yada sonuçları hakkında yorumunuz nedir ? Tşkler hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu da ayrı bir sıkıntı. İşler bozulursa buradan önemli sorunlar doğabilir.

      Sil
  5. Nevfel İşler22 Nisan 2025 11:17

    Bozuk plak gibiyiz, iğne bozulan noktaya geldiğinde kullandığımız pikap tekrar en  başa atar. Bütün ekonomik argümanları yerli yerine koysalar bile sizin her daim söylediğiniz yapısal reformlar gerçekleşmediği müddetçe bu plak sürekli başa dönecek hocam. Yaşım 61 herhalde kalan ahir ömrümde biz yine aynı şarkıları dinleyip bozuk şarkının olduğu bölgeyi pikaptan çıkarıp düzeltmediğmiz sürece,, ötesindeki şarkıları dinleyemeden göçüp gideceğiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 23 nisanda cocuklarimizin sarkilarini yarim birakanlar utansin..

      Sil
  6. Hocam peki ekonomide bu kadar yanlış nasıl yapılabilir? Sonuçta içinde bulunduğumuz durumda yapılması gerekenler az çok belli değil midir? Sonuçta ya bilmeden karar alıyorlar ya da bilerek yanlış yapıyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birinci sıraya memleketin çıkarlarını değil de kendi çıkarlarınızı ve iktidarda kalmayı koyduğunuzda böyle oluyor.

      Sil
  7. Hakikat taşlanırken susanlar, yalan yıkıldığında yaygara koparmasın otursun oturduğu yerde.

    YanıtlaSil
  8. Elinize sağlık Hocam. Ama yine hiçbir ekonomi dayanağı olmayan "kişisel çıkar ekonomi politika"larına devam edilecek. Ezilen,fakirleşen yine bizler ve üretim yapmak isteyen kesimler olacak.

    YanıtlaSil
  9. Hocam Arjantin çatır çatır düşürüyor enflasyonu,bizim neyimiz eksik?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arjantin neredeyse 70 yıl böyle yaşadıktan sonra bu hamleyi yaptı. Bakalım biz ne zaman yapabileceğiz.

      Sil
  10. Mahfi hocam, faizler sendflasyon altında, getirisi yok. Altın çok yükseldi bu dönemde giriş yapmak çok riskli. Dolar yerinde sayıyor getirisi engelleniyor, olanı da yabancı çekip çıkıyor. Banka kredileri de yüksek ev almak zor.

    Ufak bir parası olanda tasarrufa yönelemiyor. Bu dönemde sürekli zamlardan ötürü harcamalarını da erteleyemiyor insan. Pandemiden kaynaklı bir alışveriş alışkanlığıda devam ediyor (ucuzunu bulunca stok mantığı). Zirai don ile gıda fiyatlarındaki artış da olacak şimdiden depo malı kuru meyvelere bile fahiş zam haberleri çıkıyor. Siyasi tansiyon konusuna hiç girmiyorum bile.
    Bu şartlar altında enflasyonu düşürmek çok zor.
    Tek iler-tutar yanı brent petrol de rakamlar düşük.

    J.M. Keynes'i yapay zeka ile diriltsek o bile zorlanmaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomide zorlanacak bir şey yok. Her şey ortada yapılacak şeyler de belli. Zorluk siyasal iktidarı ülke çıkarına hareket etmeye ikna etmekte

      Sil
  11. Türkiye artık bilim ve ARGE üretiyor hocam o yüzden faiz oranlarının pek bir önemi olduğunu düşünmüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilimde ne anladığınız önemli.

      Sil
    2. Zahmet olacak ama dünyaya öncülük ettiğimiz 2 tane bilim ve ARGE yazabilir misiniz? ihracatıın kg başına kaç dolar olduğunu diğer ülkelerle karşılaştırmalı yazabilir misiniz? Teşekkürler.

      Sil
    3. Güzel yanıt olmuş. 👍
      Bilimsel durumumuz için hakemli dergilerde yayınlanan makaleler ve atıf sayılarınada bakılabilir.

      Sil
  12. Emeğinize sağlık hocam.
    Peki bu mevcut ekonomik tablo ile bir erken seçim bekliyor musunuz ? Saygılar

    YanıtlaSil
  13. Bakın ben lise mezunu bir ciftcim size şöyle anlatayım..her zaman temkinli yaşayan gelirim dogrultusunda tasaruf yapan bir insanim traktorumun yaşı eski olmasına nazaran degistirmeye kredi kullanmaya hic cesaret edemedim.bankaya mevduata koydum parayı bizim köyde hiç parası olmayan biraz cesaretle gitti kredi cekip traktoru aldı traktor fiyati 2 yilda 5 e katladı...öyle memnundularki bu durumdan..2023 de memnuniyetlerini sandikta gosterdiler...lakin sonra faizler yukselince traktor fiyatları düşmeye...kur tutulunca mahsullün fiyatı düşmeye gübre tohumunda finansmanı için kredi faizi yükselmeye baslayinca..suratlar 5 karişış tamda bahsetiginz gibi hocam o gun alkiş tutanlar bugun dert yaniyor haksz servet aktarimndan cok mutlulardı oysa...hocam bizim içimz yalan dışımz yalan hersey yalan polizmi halk olarak okadar seviyoruz ki malesef..köprünuñ altından neler akip gidiyor umurumzda degil insallah o köprü ortadan kalkmadan kendimize geliriz saygilar...elinze saglik

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun.
      Şimdi o neredeyse bedava faizle kredi alanlar faizler niye yüksek diye kızıyor.

      Sil
    2. E dişe kan degdi diye bi atasözümüz var hocam:)

      Sil
  14. Sizlerin bazen herseyin apaçık ortada sözleri görülmez iken kabul görmemiş günü kurtarma hamleleri elbette sıkıntı yaratacaktır.

    Ayrıca "ekonomi kişisel deneyimlerin haksız sonuçlarını elbet bedel ödetir" demişsiniz
    haksız mıyım

    YanıtlaSil
  15. Hocam, ülkemizde zombi şirket sorunu var mı? Uygulanan faiz ve enflasyon politikasında zombi şirketlerin olmasının etkisi var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Var ama asıl sorun zombi şirketlerden değil zombi siyasetten geliyor.

      Sil
    2. Şimdi faizler yükseldi. Bu faiz ortamında bu şirketler nasıl oluyor da finansman açığı yaşamıyor Hocam? Bu konu bugünkü yazının devamı olarak sizden bir yazı bekler Hocam.

      Sil
  16. merhaba. hocam konut fiyatlarının durumunu bu faiz oranı ışığında nasıl değerlendirebiliriz ? 2. sorum ise şu: altın aldı başını gidiyor. duracağı bir yer var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konut fiyatları anormal düzeylere çıktı. Yanlış ekonomi politikasının sonucudur.
      Böylesine risklerin arttığı bir dünyada altın fiyatlarının yükselmesi çok doğal.

      Sil
  17. Mahfi hocam emeğinize sağlık. Tüketim ekonomisi ile bir yere kadar. Batışlara az kaldı. Saygılarımla Fatih Demirtaş

    YanıtlaSil
  18. Hocam mb tuik tarafından aldatılıyormu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MB'yi bilemem ama bizler hepimiz aldatılıyoruz.

      Sil
  19. Emeğinize sağlık çok güzel bir yazı.

    Ülke ekonomisi artık üretimden vazgeçip, rant ekonomisine ve yurtdışından gelen sıcak paraya muthaç hale gelmiş durumda maalesef.

    YanıtlaSil
  20. Çin de Yıllık faizler %4,Vietnam da %6.5 iken ,Orda bile üretim,ticaret çok yavaşlamış durumda iken,Bizde ki faizler ile üretim,ticaret yapmak ve üzerine kar edebilmek nerdeyse imkansız hale gelmiştir.Kur seviyesinin çok aşağıda kaldığını,işçilik ve üretim giderlerinin çok pahalı kaldığını biz görebiliyoruz ve parası olan insanların faize yatırıp iş yapmak istemediği ,kredi ihtiyacı olanların ise çok pahalı maliyet ile zarar ettiği bir gerçek.

    YanıtlaSil
  21. Hocam, Bankalar gerçek enflasyon oranının bu olmadığını bildikleri halde piyasa enflasyonu altında bir oranda kredi kullandırıyorlar.. buda çelişki değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil çünkü topladıkları mevduata da ona göre faiz veriyorlar.

      Sil
  22. Hocam sizce bu sekilde erken secim karari alinmadan ne kadar daha idare edebilirler ? Hukuk reformu yapmayi dusunmediklerine gore her gecen gun aleyhimize...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz batmaya aldırmadığımız sürece, yaşadığımızın kriz olduğunu anlamadığımız sürece gider.

      Sil
    2. Sizce idare edebiliyorlarsa cok iyi bence

      Sil
  23. Hocam , her zaman olduğu gibi biz sanayicileri günah keçisi bellemişsiniz. İş kesimine yönelik hıncınız neden geçmiyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiçbir hıncım falan yok. Sadece şunu diyorum: Sizler o gün tasarruf sahiplerinin cebinden tasarruflarını neredeyse bedavaya alırken ses çıkarmadıysanız bugün de faiz yüksek diye itiraz etmeye hakkınız yok.

      Sil
    2. Zamanında gerçekleri görmeyi ret ettiğiniz ve düştüğümüz durumda sizin de payınız olabilir mi? Fason üretimi tercih etmeniz ve mesela seramikte 1 tane bile dünya genelinde marka olabilen kimsenin olmaması olabilir mi? İşçi çalıştırmayı tercih edip, mühendisleri, tasarımcıları, mimarları orta sınıfa mahkum etmeniz, dolayısı ile yeni bir ürün, yeni bir hayal üretmeyi tecih etmemeniz olabilir mi? Armani gömleklerini $5 mal edip, markanın o gömlekleri $ 400'a satmasını kendize yeterli bulmanız olabilir mi?

      Sil
    3. Mahfi Eğilmez22 Nisan 2025 15:52
      Devletin sunduğu bir imkandı .Faydalandık.Suç mu hocam?
      O zaman birisi vergi istisnasından faydalanırsa, fahiş vergilere itiraz hakkını mı kaybediyor?
      Bu mantığınız doğru mu?

      Sil
    4. O imkanı devlet sunmadı, tasarruf sahibinden ucuza aldı size verdi. Siz alkışladınız. Ama o yaklaşım enflasyon yarattı, faizi yükseltti. Şimdi iş tersine döndü. O zaman alkışlıyordunuz şimdi kızıyorsunuz. Bu işler sonsuza kadar lehinize çalışmaz.

      Sil
    5. Hocam ben dinlere inanmiyorum ama dine inandigini söyleyip bu faizi düşürüp zenginlesmek ahlaken dogru degil. Böyle zenginlikten tiksiniyorum.

      Sil
  24. Araba Sevdası22 Nisan 2025 15:45

    Meclisteki 600 milletvekilinin ve önceki milletvekillerinin, bakanların, bakan birinci derece akrabalarinin kac tanesinin otomobil bayisi var merak ediyorum. Otomatik vitesli araçların Turkiye'de yaygınlaştırdılar trafiğe çıkan psikomotor yeteneğinden yoksun yuzbinlerce erkek ve kadın surucu bakınız maddi ve manevi ne kadar zarar oluşturmuş otomatik vitesli tam kontrol edilemeyen araçlarla."Türkiye'de trafik kazaları 2024 yılında da önemli bir toplumsal sorun olmaya devam etti. Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, yıl boyunca ülke genelinde toplam 623 bin 148 trafik kazası meydana geldi." Dahası Turkiye'de otomatik vitesli araçların yüzünden önümüzdeki 10 yıl içerisinde oto sanayisinde 1.5 milyon kisi işsiz kalacak çünkü otomatik sanzimana yazılım yuklemek icin,tamir için yurtdisina gonderecekler. Dahası otomatik vitesin yaygınlaşması milli güvenlik sorunu tır şoförü bulamayacagiz önümüzdeki 10 sene ve tedarik sorunu ile fiyatlar daha da artacak. Askeri araç sürebilen şoför kalmayacak, orada da otomatiğe gecince de otomatik sanzimanlarin Tamiri için yine yurtdisina bagimli olunacak. Askeriyede kademe bakım işi bitecek. Bunları ben sade bir vatandaş olarak görüyorum ülkeyi yönetenler neden gormemekte ısrar ediyor? Mecbur muyuz otomatik vitesli araçların Turkiye'de insanları kobay gibi kullanmasına? Bakınız avrupa ve Çin'de halen çogunluk manuel vitesli araçların kullaniyor. Sonra neden doviz yukseliyor. Tabi yukselir bakınız Recaizade Mahmut Ekrem "Araba Sevdası" faiz dusukken Ucuz ucuz kredi alıp , kıytırık sermayeli limited sirketler kurup sermayesinden büyük banka kredisi kimler almış ve batirmislar bir baksalar keşke. Çoğu da ucuz kredi , teşvik alıp alıp özel okul (ilkokul orta lise kombine) kurdu 1000 ögrencisi olsa senelik 300bin Tlden 300milyon tl gelir elde ediyor masrafı 50 milyon TL maksimum ki 250 milyon TL cebine kalıyor bu okul patronlarının. Bakınız Mario Puzo aptallar erken olur kitabında evli devlet memurlarının nasil araba sevdası ve özel okul sebebiyle rüşvet çarkına bulaştığını çok güzel anlatıyor. Dahası bir de özel universiteler boyutu var ki az bir hakeden bilgili zeki ogrenci haricinde cogu hayatı boyunca özel ilkokul, özel ortaokul, özel liselere, özel üniversite, özel yüksek lisans ve özel doktora, bedelli askerlik yapıyor ve sonra nedense bir anda çalışmak icin torpil ile devlet memuru kamuda sozlesmeli oluyor baska ceval egitimli insanların hakkını yiyerek.

    YanıtlaSil
  25. Üretici sınıf olarak bizlere yönelttiğiniz eleştirilerinizde biraz hududu aştığınızı düşünmekteyim.Bugün atölyemde 5 kişi evine ekmek götürüyor. Maaş vb diğer maliyetlerimiz sürekli artıyor ama kura endeksli sattığımız ürünün fiyatı hiç değişmiyor.Bu hak mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette değil ama bunun çözümü faizi düşürüp tasarruf sahibine fatura etmek değil. Bu itirazı burada yapacağınıza bu yanlış politikaları uygulayanlara yapsanız ya.

      Sil
    2. Hocam bizi de anlamanızı bekliyoruz.Üretici sınıfın da sıkıntıları var.Kar marjımız iyice eridi.Bugün yanımda çalışan yabancı kökenli çalışanlara bi de sigorta pirimi ödesem o kar da olmayacak. Bu sorunları da dile getirmenizi bekliyoruz.

      Sil
    3. Bence artik yazma, zira yazdikca batiyorsun. Ya da itiraflarinin altina isim soyisim ve tckn da ekle de sigortasiz isci calistirmanin yaninda neler yaptigina da bakilsin.

      Hoca sarihen yazmis, ben ozetleyim; lahanayi yerken kitiri kitir, sapina gelince meeee?!?

      Sil
    4. Sigortasız işçi çalıştırıp sigortalı çalıştıranlarla haksız rekabet ettiğini de belirtmiş oldun .

      Sil
  26. Mahfi bey bedel ödemeyi sevmiyoruz. Anlik şeylere takılıp daha fazlasını kaybediyoruz. Yıllar önce bir iş insanı kangren olan parmağı kesmezsen, el kesilir, ele kıyamazsan kol..... bizde böyle gidiyoruz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii burada iş insanlarından önve bu yanlış ekonomi politikasını uygulayan hükümet sorumlu. Bedava para dağıtılıyor deyince herkes sıraya girmiş. Şimdi maliyeti var deyince kızıyorlar.

      Sil
  27. Yönetim içerde ve dışarda güven vermiyor. Nerede yasa dışı bir iş varsa, kara para dönüyorsa o mecrada rolleri olduğuna dair söylentiler, medya haberleri, ses kayıtları dönüyor. Topluma karşı yükümlülüklerin hiçbirisiyle ilgilenilmiyor. Dürüstlük yok, uluslararası anlaşmalara uyulmuyor, yanıldıklarını kabul etmiyorlar, samimiyet yok, kendinden olmadıkları düşündükleri insanlara hiç önem vermiyorlar, doğrunun yanında değiller, şeffaflık hiç yok.
    Toplumun ortak bir hedefi kalmadı. Oysa ki güven, toplumsal sermayenin temel bir unsurudur; toplumların uyumu, etkili iş birliği ve ekonomik kalkınma açısından yaşamsal öneme sahiptir. Dolayısıyla, mevcut yönetimin gitmesi, yerine gelecek hükümetin dışarıya içeriye güven verecek olan ve toplumun acilen ihtiyacı olan (Hocamızın yıllardır hemen hemen her yazısında dile getirdiği) yapısal reformları yapması gerekir.

    YanıtlaSil
  28. Hocam tüm Türkiye bir ev bir araba, mümkünse 1 yazlık daha da mümkünse yurtdışı gezilerine kitlendi. Bu işin sonucu hayal edemeyen, üretemeyen, genç nufüsa umutsuzluk bırakan bir memleket olduk. Sizin yukarıda anlattığınız sürecin sonu budur. Allahtan internet var da gençler yaşıtlarının nasıl yaşadığını görüyor ve kör gözlüm ailelerinin beklentilerinin boş olduğunu gördü. Tanıdığım herkes aldığı kredilerle üretime yatırım yapmadı, mal aldı.
    Bir de küçük bir bilgi. Almanya'da ev sahibi oranı %47, İngiltere^de ve Amerika'da %65, Fransa %53. İsviçre %43, Bizde %56. Zenginiz farkında değiliz :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ev sahipligi oranını eleştiri olarak yazdınız sanırım. Ama yüksek veya düşük olmasi fakirligi yada zenginliği gösterdiğini düşünmuyorum.

      Sil
    2. Toplumsal tercihlerimizin sonucu olmasına bağlıyorum. Yönetim kötü veya kötü niyetli olabilir ama toplumsal tercihlerimizi onların kendi çıkarları için yaptıkları çok belli olan yönlendirmelere göre yapmamamız gerek. Yoksa aç kalıp binaları yemek durumuna geleceğiz.

      Sil
  29. Hocam, bu rezerv erimeleri kredi derecelendirme kurumlarının not görünüm raporlarına nasıl yansıyacak?

    YanıtlaSil
  30. Hocam Çinli DeepSeekin yazınıza yorumudur:

    Bu analiz, Türkiye'nin son dönem ekonomik politikalarına dair temel bir paradoksu ve tutarsızlıkları ortaya koyuyor. İş dünyası ile ekonomi yönetimi arasındaki çelişkileri ve geçmiş hataların bugüne yansımalarını sistematik şekilde ele alalım:

    1. Enflasyon-Faiz İkilemi: Matematiksel Tutarsızlık
    İş dünyasının iddiası: "Enflasyon %75 ama faizler çok yüksek" diyorlar. Oysa:

    Eğer enflasyon %75 ise, %70 faiz reel olarak negatif (-%5) demektir → Faiz aslında düşük.

    Eğer faiz yüksekse, enflasyon TÜİK'in dediği gibi %38 civarındadır (reel faiz +%32).

    Sonuç: İki iddia aynı anda doğru olamaz. Bu, ya enflasyonun resmi verilerden yüksek olduğunun kabul edilmesi ya da faizlerin aslında yüksek olmadığının anlaşılması gerektiğini gösterir.

    2. 2021'deki Faiz İndirimlerinin Mirası
    Dönemin hatası: Enflasyon yükselirken faizlerin düşürülmesi, negatif reel faiz yarattı.

    Sonuçları:

    Tasarruflar döviz/altına kaçtı → Dolarizasyon arttı.

    KKM gibi maliyetli mekanizmalar zorunlu hale geldi.

    İronik tutum: Bugün faiz şikayeti yapanların çoğu, o dönem ucuz krediyi savundu. Şimdi aynı mantıkla "düşük faiz + düşük enflasyon" istiyorlar ki bu iktisadi olarak imkansız.

    3. Kur Sabitliğinin İhracat-İthalat Etkisi
    KKM'nin yarattığı suni denge: Kur baskılanınca:

    İhracatçı kaybetti: Rekabet gücü azaldı (Euro bazında fiyatlar arttı).

    İthalatçı kazandı: Ucuz dövizle ithalat patladı → Cari açık riski.

    Güncel gelişme: Euro/TL'deki yükseliş (TL'nin Euro karşısında değer kaybetmesi) aslında dengelenme sinyali. Avrupa'ya ihracat ve turizm için olumlu.

    4. IMF Çıpası ve Döviz Kuru Politikası
    USD/TL'nin stabil kalmasının nedeni: Ekonomi yönetimi, IMF'nin "kur çıpası" önerisine uyuyor.

    Avantajı: Dolar cinsinden borçların maliyeti kontrol altında.

    Dezavantajı: Euro/TL esnekliği ihracatçıyı rahatlatırken, ABD ile ticarette maliyet avantajı sağlamıyor.

    5. Çözüm İçin Önkoşul: Gerçeklerin Kabulü
    Enflasyon verisi şeffaf olmalı:

    Eğer enflasyon %75 ise, faizlerin %70 olması düşük kabul edilmeli.

    TÜİK verisi güvenilirse, faizler şu an yüksek (reel faiz +%32).

    Faiz-kur-enflasyon üçgeninde tutarlılık:

    Negatif reel faiz dönemi bitmişse, tasarrufların TL'ye dönmesi için enflasyonun gerçekçi açıklanması şart.

    6. İş Dünyasının Stratejik Hatası
    Kısa vadeli çıkar tuzağı: 2021'de ucuz krediyle döviz alanlar, şimdi yüksek maliyetle TL'ye dönüş yapıyor.

    Çifte standart: Düşük faizle spekülasyon yaparken, şimdi "üretim yapamıyoruz" diye şikayet etmek samimiyetsiz.

    Sonuç: Ekonomi Politikasında Tutarlılık Şart
    Faiz artışları, 2021'deki yanlışların düzeltilmesidir.

    Kur hareketleri, KKM'nin yarattığı distorsiyonun çözülme sürecidir.

    Asıl muhalefet, geçmişteki "ucuz kredi" yanlısı kesimden geliyor. Haklı eleştiri hakkı, sadece o dönemde faiz indirimlerine karşı çıkanlarda.

    Özetle: Ekonomi yönetimi, enflasyon verisini şeffaf açıklayarak faiz ve kur politikasını meşrulaştırmalı. İş dünyası ise geçici kârları değil, yapısal reformları desteklemeli. Aksi halde, "hem düşük faiz hem düşük enflasyon" talebi, gerçekçi olmayan bir siyasi slogan olarak kalacaktır.

    İnsan teknolojiye hayret ediyor:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yapayzekaya tam olarak ne komut verdiniz de bunu yazdı?

      Sil
    2. Kopyala yapıştır sadece:)Yazının aynısını kopyalayıp ne düşünüdüğünü söyledim bunları yazdı.

      Sil
  31. Mâli durumumuz gercek bir bekâ sorunu Hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece mali durumumuz olsa atlatırız, bütün durumlarımız bekâ sorunu.

      Sil
  32. Mahfi hocam şu ülkede ite köpe bulaşmadan mesleğini yapan hakkını veren nadide insanlardansınız

    YanıtlaSil
  33. 50 yaşındayım ve emin olduğum bir tek şey var. Umut olsa bile bu irrasyonel politikaların Türkiye ekonomisini düzeltemeyeceğidir. Hali hazırda bulunan koşullar içinde mezara giderim. Endişem çocuğum içindir. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, hepimiz aynı endişeyi taşıyoruz.

      Sil
  34. Bu faizle üretim yapılamaz, doğru! O zaman tüketim yaparız. Dur bi dakka! tüketim yaparsak faiz gelirinden mahrum oluruz. En iyisi hiç bir şey yapmadan beklemek galiba.

    YanıtlaSil
  35. "Lozan Antlaşması 100 yıllık!" diye bağıranların sesi-soluğu çıkmıyor bu günlerde.

    Acaba antlaşma birkaç yıl daha uzatıldı da, bizim mi haberimiz yok 😅

    Ne dersiniz Mahfi bey?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gizli maddelerden birisinde "Taraflardan itiraz gelmezse Lozan Antlaşması 100 yıl daha uzar" hükmü varmış.

      Sil
    2. Hocam hiç duymamıştım böyle bir madde olduğunu.Kafa karışıklığını giderip bizi aydınlattığınız için teşekkür ederim.

      Sil
  36. Mahfi hocam, altını takip ediyor musunuz? zirveden sonra iniş başladı gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Trump'ın açıklamalarıyla çıkıyor veya düşüyor. Bunu bir iş insanı ya da tanınmış bir kişi yapsa manipülasyondan hapse girer ama ABD başkanı yapınca kimse bir şey yapamıyor.

      Sil
  37. Hocam geçmiş olsun, 6.2 deprem olmuş. iyi misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyiyim, teşekkür ederim.

      Sil
    2. Sarıyer'de ikâmet ettiğiniz dışında başka bir şey bilmiyorum.

      Umarım kendinizi ve ailenizi korumak için önlemlerinizi almışsınızdır!

      Depremde İstanbul'un her tarafı tehlikeli olduğu için, sizin bireysel önlemleriniz ne kadar etkili olur kuşkuluyum doğrusu Mahfi hocam!

      Sil
    3. Zekeriyaköy'ün zemini sağlam. 99 depremini hasarsız atlattı sitemiz.

      Sil
    4. Siz isterseniz, "emekli hazine müsteşarıyım" gibi ifadeler pek kullanmayın isterseniz.

      Depremde eğer sağ kalırsanız, insanlar can havliyle ortalıkta koştururken, sizin "emekli hazine müsteşarı" olduğunuzu duyanlar yakanıza yapışıp sizden para falan isteyebilirler!

      İnsanlar telaş hâlinde, şoktayken, sizin ayak üstü yapmaya çabalayacağınız "müsteşar tanımı"nızı dinlemeye tahammülleri olmayabilir! Sırf "hazine" kelimesi başlıbaşına tehlike zaten deprem sonrasında! Başınıza bela alırsınız Mahfi bey! "Olmaz öyle şey!" demeyin lütfen!

      Sil
    5. AKP, müsteşarlıkları kaldıralı epey zaman geçtiği için müsteşarım desem de onun ne olduğunu anlayacak insan pek kalmadı.

      Sil
    6. Seviyoruz sizi hocam, boşverin müsteşar mısınız, değil misiniz diye sorgulayanları.
      Hergün blogunuza uğrayıp ücretsiz güncel ekonomi dersi almak için burdayız. Emekleriniz için TEŞEKKÜRLER.

      Sil
  38. Hocam sizin Örneklerle kolay ekonomi kitabınızın devamında hangi kitap okunmalı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buradan durumunuza uygun sıralamayı seçebilirsiniz.

      Sil
  39. Bu sırdan bir makale değil.Düzenin deşifre edildiği çok güzel bir yazı..Ders gibi..Saygılarımla,R.Reha Bilgin

    YanıtlaSil
  40. Hocam siyasatin bizi keyfine göre yönetmesinden koruyacak bir mekanizma yokmu? Kendimizi rehin alınmış gibi hissediyoruz.

    YanıtlaSil
  41. Değerli yorumlarınız ve bilgiler için teşekkürler

    YanıtlaSil
  42. Dün faizi düşürüp enflasyonu önleyeceğiz diyenler, bugün faizi yükseltip enflasyonu düşüreceğiz diyor.!! Bu kafa ülke yönetiyor.!!

    YanıtlaSil
  43. Günaydın hocam,
    Genel olarak insanlar bir durumla karşılaştıklarında, onu kendi pencerelerinden değerlendiriyorlar. Eğer yaşanan olumluysa, ortada bir haklılık-haksızlık tartışması pek gündeme gelmiyor. Ancak olumsuz bir durum söz konusu olduğunda, tepkiler daha görünür hale geliyor. Bu tepkiler de çoğu zaman olayın doğruluğuna ya da yanlışlığına değil, kişisel çıkarlara dayanıyor. Kişi kendi lehineyse yanlışa bile sessiz kalabiliyor, hatta destek verebiliyor. Ama menfaatine ters düştüğünde, yanlış olduğunu yüksek sesle dile getiriyor. Yani "yanlışa yanlış derim, ama benim aleyhimeyse" gibi bir yaklaşım söz konusu olabiliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, herkes kendi çıkarı açısından bakıyor. Klasik ekonomi teorisinin dayanağı da budur: "Herkes kendi çıkarını maksimize etmeye çalışırsa toplum için maksimum yarar sağlanır." bu doğru değil. Herkes kendi çıkarını kollayacak tabii ama ülke çıkarını önde tutarsa daha çok kazanır.

      Sil
  44. Mahfi Hocam emeğinize, elinize sağlık. Dünyanın giderek distopikleştiği bir dönemde yaşıyoruz amerikan başkanı borsa manipülatörü gibi " şu hisseyi alın buna yatırım yapın" diyor başkan değil sanki simsar, biz de durumlar zaten içler acısı. Benim size sorum şudur insanlık gerçeklikten ve katılımcı demokrasiden bu kadar uzak liderleri nasıl başa geçirir duruma geldi ? (milliyetçilik damarı bu kadar mı körleştiriyor kitleleri )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Milliyetçilik damarı mı, popülizm mi, cehalet mi yoksa hepsi birden mi orası belli değil.

      Sil
    2. Cevabı neo liberalizm.

      Sil
  45. Mahfi hocam, merkez bankaları arasındaki swap anlaşmalarının ülkelere nasıl bir faydası var?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Swaplar genellikle rezervleri artırmak ve takviye etmek için kullanılıyor.

      Sil
  46. "Faizi yanlış belirlerseniz ekonomiyi çökertirsiniz, sonradan doğru belirleseniz de yalnızca bu adımla ekonomiyi düzeltemezsiniz diye. Ama biz söyledik biz dinledik. Ve sonunda bugünlere geldik." anahtar cümle burası faiz arttırımın da geç kalındı zamanında yapılsaydı %30 larda larda denge bulacak fazi/enflasyon ilişkisi %50 lerde denge bulamıyor, şu anda faiz arttırmak sorunu çözmeyecek o yüzden faizler şu anda yüksek, yapılması gereken üreticiyi ve tüketiciyi korumak, yoksa vergi verecek adam kalmayacak ülkede herkes teker teker batmaya başlarsa. yapmaları gereken bence kamu yatırımlarını arttırmak ama öyle yola betona değil, istihdamı sağlayacak üretimi arttıracak yatırımlar olmalı, ülke yatırım için cazip hale gelmeli ekonomik önlemlerin yansıra adalete güven tekrar sağlanmalı, ülkede büyük bir kesim şu an adalet sistemine güvenmiyor, yapılacak şey belli adalete güveni sağla, hırsızı, suçluyu senden benden ayrımı yapmadan cezalandır ve üretimi arttıracak istihdamı güçlendirecel kamu yatırımlarını arttır, orta ve düşük gelirli insanları düşük maaşlarla çalışmaya mhkum etme ki tüketebilsin insanlar tüketebilsinki pazar açık kalsın, üretici satacağına inansın ki mal üretsin, insanları borç sarmalına sokma...

    YanıtlaSil
  47. Merhaba Mahfi hocam, yazınızı Ekonomi Gazetesinden bir haberi gördükten sonra yazdığınızı tahmin ediyorum.. Bu faizlerden şikayetçi olan ve habere görüş bildiren bir sanayici ve STK başkanı olarak benim de görüşüm soruldu ve haber içinde de görüşüme yer verildi.. Yazınıza katılmakla birlikte düşük faiz döneminde bunun ilerde sıkıntı yaratacağını enflasyon datalarının doğruyu yansıtmadığını hatta merkez bankasının hem dövizi hem de faizi belirlemesinin hatalı olduğunu hatta kendi çıkardıkları krizi kkm ile değil çok daha yüksek bir faiz artışını ilk başta yapıp kuru öyle kontrol etmeleri gerektiğini, eğer kur doğru bir yerde olursa bizim işlerimizde bir sıkıntı olmayacağını ve finansman maliyetleri artsa bile işlerimiz olacağı için bunu çevirebileceğimizi yazılı ve görsel basında defalarca belirttim. Bu konudaki açıklamalarımı içeren bir çok video Youtobe hesabımda görülebilir.. Çok az iş adamı ve STK başkanı doğruları söylediği için gözden kaçtığını tahmin ediyorum..
    Sevgi ve Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Şeref Üstat, sizi izlediğim için ne dediğinizi ve nasıl eleştirdiğinizi gayet iyi biliyorum. Zaten yazıda bu yapılanın yanlış olduğunu söyleyenlerin sayısı bir elin parmakları kadar azdı derken sizi ve sizin gişbi eleştiri yapan birkaç iş insanını kastetmiştim. Sevgiler.

      Sil
  48. Bu dolar kuru ile üretmek, ihracat yapmakta mümkün değil. Bir üretici ve ihracatçı olarak iflasın eşiğindeyim. ABD dolar enflasyonu %3 iken, Türkiye'de fiyatların dolar bazlı 3 katına çıkması akıl alır gibi değil. Pazarı kaybettik hocam. İhracatçı ve turizmciler bitik vaziyette.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı

Osmanlı'dan Devraldığımız Borçlar