İki Haftanın Bilançosu

En sonda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim, bilançoyu sonra çıkarırım: Piyasalardaki çöküşün, ekonomideki bozulmanın nedeni protestolar, mitingler değil, İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıdır. Toplumun önemli bir bölümü ve muhtemelen piyasalarda karar alıcı konumunda olan çok sayıda kişi ve kurum bu durumu bir yargı kararı olarak değil siyasal bir müdahale olarak algıladı. O gün henüz hiçbir protesto, miting falan yokken dolar kuru 41,5'e çıktı, borsa hızla düştü, devre kesiciler çalıştı, TCMB milyarlarca dolar satarak piyasaya müdahale etti, kamu kurumları milyarlarca liralık hisse satın alarak borsadaki çöküşü durdurmaya çalıştı. Bunlar olurken ortada ne protesto ne de miting vardı. Tıpkı faiz ve enflasyon meselesinde olduğu gibi neden - sonuç ilişkisini birbirine karıştırarak insanların kafası karıştırılıyor. Bugün içinde olduğumuz durumun nedeni protestolar değil, İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıdır.

17 Mart Pazartesi günüyle başlayan haftaya girdiğimizde finansal piyasalarda durum şöyleydi (kaynaklar: TCMB İstatistikleri, Bloomberg HT, Tradingeconomics.com):

USD / TL Kuru: 36,60

Gösterge Faiz: 37,09

TCMB Gecelik Borç Verme Faizi: % 44

BIST 100 Endeksi: 10.811

CDS Risk Primi (5 yıllık): 242

19 Mart günü Ekrem İmamoğlu gözaltına alındı. Henüz protesto eylemleri, Saraçhane toplantıları başlamamıştı. O gün piyasalarda durum şöyleydi (kaynaklar aynı):

USD / TL Kuru: 37,90

Gösterge Faiz: 41,23

TCMB Gecelik Borç Verme Faizi: % 44

BIST 100 Endeksi: 9.860

CDS Risk Primi (5 Yıllık): 262

Açık bir şekilde görülüyor ki henüz hiçbir protesto ortada yokken yalnızca diploma iptali ve ardından gelen gözaltı ile piyasalar bozulmaya başlamıştı. Burada neden – sonuç ilişkisini bir kez daha açık biçimde ortaya koyalım: Finansal piyasalardaki çöküşün nedeni protestolar, gösteriler değil, İmamoğlu’nun diplomasının iptali, gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasıdır. Protestolar ve gösteriler, neden değil sonuçtur.

USD/TL kurunun yükselmesi uygulanan para politikasının temelini oluşturan kur çıpasını yerinden oynattı. Bunun sonucu olarak yüksek TL faizi ve sabitleşen kurdan yararlanarak para kazanmak için carry trade yoluyla gelen yabancı yatırımcılar da döviz bozdurup TL’ye dönen yerli yatırımcılar da paniğe kapılarak yeniden dövize dönmeye yöneldiler. Piyasada panik arttı ve bunun üzerine yükselen USD/TL kurunu tutabilmek için TCMB piyasaya döviz satmaya başladı.

Piyasaların 28 Mart 2025 saat 14 itibarıyla görünümü şöyleydi (kaynaklar aynı):

USD / TL Kuru: 38,01

Gösterge Faiz: 45,53

TCMB Gecelik Borç Verme Faizi: % 46

BIST 100 Endeksi: 9.460

CDS Risk Primi (5 Yıllık): 294

TCMB’nin bugüne kadar piyasaya 30 milyar dolara yakın döviz sattığı tahmin ediliyor. Kuşkusuz bu satışlar TCMB’nin rezervlerinde ciddi kayıplara yol açtı. Kamu kurumları borsadaki değer düşüşünü durdurabilmek için milyarlarca liralık hisse senedi alımı yaptılar. TCMB, politika faizinin temelini oluşturan haftalık repo ihalesi yoluyla borç verme işlemini askıya alarak yerine gecelik borç verme uygulamasını devreye soktu ve bunu yaparken de faizi yüzde 44’ten 46’ya çıkardı. Böylece gecelik borç verme faizi politika faizi yerine geçti. TCMB’nin politika faizini artırmayıp gecelik borç verme faizini onun yerine yükseltmesinin nedeni hem siyasetçiye hem de dünyaya politika faizinin yüzde 42,5’te kaldığı izlenimi vermekti. Mesela sürekli güncellenen bu iki sitede TCMB faizi yüzde 42,5 görünüyor (https://www.cbrates.com/  ve https://tradingeconomics.com/turkey/indicators) TCMB, bu illüzyonu eskiden de uygulardı.

Kurun yükselmesi birkaç sonuç doğuracaktır. Her şeyden önce Euro kurunun yükselmesi ihracatın ve turizm gelirlerinin ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerine ve Avrupalı turistlere dayanması nedeniyle olumlu sonuç yaratır. Buna karşılık ithalatımız ve dış borçlarımız ağırlıklı olarak dolara dayalı olduğu için dolar kurunun yükselmesi aleyhte sonuçlara yol açar. Kurdaki yükselmenin bir başka olumsuz yanı enflasyonla mücadele uygulamasının temel dayanağı olan sıcak para girişi ve yerli yatırımcıların dolar bozdurması eğilimini düşürmesidir. Döviz bozdurulması kurun sabitleşme eğilimine girerek enflasyonu düşürme mekanizması yaratırken şimdi iş tersine dönmektedir. Kur geçişkenliği nedeniyle yükselen kur enflasyonu da yükseltir.

CDS risk priminin yükselmesi Türkiye’nin dış borçlanma maliyetlerini yükseltecektir. Gösterge faizin yükselmesi Hazine’nin iç borçlanma maliyetini yükseltecektir. TCMB’nin gecelik borçlanma faizini yükseltmesi sonucunda bankaların da mevduat faizlerini yükseltmesi bankaların maliyetini artıracak bu da ister istemez kredi faiz oranlarının dolayısıyla firmaların finansman maliyetlerinin artmasına yol açacaktır. Bütün bu saydıklarımızın da enflasyonu artırıcı etkiler yaratması kaçınılmazdır.    

Bundan sonra neler olur? 9 günlük bayram tatili piyasalara ister istemez durulma getirir, piyasa aldırmazlığı[i] devreye girer ve durulmaya katkı yapar. Ne var ki bu durulma, ortaya çıkan büyük güven kaybının ve karşılaşılan büyük maliyetin giderilmesini sağlayamaz.   

Yorumlar

  1. Hocam Merhaba. Ekonomi yönetimi, politikalarında kararlı olacağını ve bu sürecin geçici etkisinin olacağı düşüncesinde. Bu yaklaşım ve açıklamalar gerçek bir kararlılık göstergesi mi? Yoksa geçici düşünülen dönemin gerçkeliğini ve etkisini doğru tahlil edememeleri midir ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Piyasalara moral verme çabası.

      Sil
    2. Hocam objektif ve güzel tespitleriniz için teşekkür ederiz.

      Sil
  2. piyasa aldırmazlığı, BAZ etkisi, ilkbahar çoşkusu derken, çabuk unutulur HOCAM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Kurt kışı atlatır ama yediği ayazı unutmazmış" derler.

      Sil
    2. Kapadokya yöresinde yerel bir söylem vardır. "Biz işimizi bilmez miyiz, heybeyi bozar, toprba yaparız" diye... Oysa ki, "Heybe" daha kullanışlı amaçlar için üretilmiştir. Buna benzeyen kamusal işlerimizin herkeslere zararlar verdiğini düşünüyoruz.

      Sil
  3. HOCAM mb SİZİN sevdiğiniz ve tercih ettiğiniz modeli uyguladı.bu sefer hızlı davrandı,faizi artırdı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam olarak öyle değil. Yazıda da değindiğim gibi faizi artırdı ama artırmamış gibi yaparak. Bu, kararsızlık ifadesidir. Piyasa bunu anlar.

      Sil
  4. Hocam 6 nisan chp kurultayından sonra , birde erken seçim kararı alınırsa siz ozaman seyredin cümbüşü.ekonomiymiş, SIKI PARA politikasıymış, HANE HALKI refahıymış,HEPSİ hikaye olur. Yani kısaca 45 yıldır aynı tas, aynı hamam.

    YanıtlaSil
  5. FİLLER TEPİŞİYOR, ÇİMENLER EZİLİYOR. OLAN HALKA OLUYOR.

    YanıtlaSil
  6. Şu 15 günde YİNE bir şey öğrendim, doğu yakasında değişen hiçbirşey yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında değişen şeyler var, daha kötüye gidiyor.

      Sil
  7. Rakamsal düşüşü mitinglere bağlamaya calisiyorlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten bu toplumun en büyük hatası hatasını kabul etmeyip başkasının üzerine atma çabasına girmesidir.

      Sil
  8. Borsada, Bank of amerikaya karşı, ziraat bankası.sonuç 2 YILDIR faizle biriktirdiğini, 2 günde bozdurdun

    YanıtlaSil
  9. Bütün yapılanlar cumhurbaşkanının karşışına profili, aurası düşük bir aday çıkarıp erken seçim kararı almak.ekonomi çökmüş,bitmiş kimin umurunda.

    YanıtlaSil
  10. Hocam iktidarada hakkını verelim.deprem, ekonomik kriz, toplumsal olaylar , DARBE teşebbüsleri karşısında inanılmaz bir eşgüdümle cevap veriyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eşgüdüm tanımınızın doğru olduğuna emin misiniz?

      Sil
  11. Hocam bir krizi daha atlattık,sıradaki nedir?

    YanıtlaSil
  12. İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının piyasalarda bu denli derin etkiler yaratmasının arkasında hangi psikolojik ve politik dinamikler bulunmaktadır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umudun yitirilmesi ya da demokrasinin tamamen rafa kaldırılması olabilir mi?

      Sil
  13. Hocam yazılarınızı elimden geldiğince takip ediyorum.Yazınızda kısmen şerh koymak istediğim bir bölüm var, ''Her şeyden önce Euro kurunun yükselmesi ihracatın ve turizm gelirlerinin ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerine ve Avrupalı turistlere dayanması nedeniyle olumlu sonuç yaratır'' Turizm gelirleri Ege,Akdeniz bölgesi için artma eğilimi gösterse de şehir turizminde özellikle Avrupa ve Asya ülkelerinden rezervasyon iptalleri yapılmaya başladı. 24/28 Mart tarihleri arasında en azından İstanbul için Nisan/Mayıs/Haziran dönemine 15% ortalama rezervasyon iptali oldu.Ayrıca ithal edilen bir çok temizlik kimyasalı ve özel gıda ürünlerine Nisan ayı ile birlikte kur artışı nedeniyle zam gelecek diye düşünüyorum.Ne yazık ki şehir otelleri için 2025 yılı yine kısmen kayıp bir yıl olacaktır.
    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir süre sonra yeniden rezervasyonlar yapılmaya başlanır ama haklısınız bu olayın olumsuz etkisi olacak.

      Sil
    2. Kanada hükümeti bile Türkiye'de keyfi olarak tutuklanabilirsiniz diyerek vatandaşlarını uyarmıştı. Artık bu noktadan sonra seneye hukukun üstünlüğü endeksinde Afganistan ve Venezuela ile yarışırız.

      https://worldjusticeproject.org/rule-of-law-index/global

      Sil
  14. piyasa istediği kadar aldırmaz olsun bu durumu yaratan ülke yönetimi kendisini kandırır sürekli yapdıkları hukuksuzlukları yine yapacakları için riske girmek istemeyen yabancı ufak ufak bir daha gelmemek üzere uzar para istikrar arar .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelen zaten sıcak para. Risk yükselmesi getiriyi de yükseltir. Yabancılar da bir süre sonra tekrar gelir. Ama biz sıcak parayla yaşamaktan kurtulamayız.

      Sil
  15. Sayın Eğilmez, Hükümetin başı bunları bilerek yaptı. bir süredir bunların yapılacağının göstergeleri zaten vardı. Bunlar Hükümetin erken seçimlere ne zaman ve nasıl girileceğinin göstergesidir. Şimdiye kadar ekonominin ve Ülkemizin nasıl düzeleceğine dair çok güzel bilgiler verdiniz bizlere, çok teşekkürler ediyorum.

    YanıtlaSil
  16. Hocam,

    Trol değilim.

    Bilmediğim için soruyorum:

    "Demokratik yöntemlerle iktidara geldikten sonra, demokrasiyi ortadan kaldırmak mümkün mü?"

    Hatırlayabildiğiniz kadarıyla, tarihte böyle olaylar varsa; bu olaylardan birkaç tanesinin ismini yazar mısınız?

    Not: Türkiye'den örnekler vermenize gerek yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hitler, Mussolini seçimle geldiler. Maduro ve Putin de seçimle geldi halen de seçim yapıyorlar ama demokrasi yok. Seçim, demokrasinin gerek şartıdır ama yeter şart değildir.

      Sil
    2. Bu ülke bir gün cumhuriyet ile demokrasinin farkını anlayabilecek mi merak ediyorum.

      Sil
  17. Guven kaybi mi? Kim guveniyordu turkiyeye ki? Olmayan seyin kaybi olur mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kötü vardır daha kötü vardır en kötü vardır.

      Sil
    2. Herhalde son aşamaya varmışızdır. Lütfen bundan daha kötüsü de var demeyin bana sayın Hocam, bünyem o kadarını kaldırmaz...

      Sil
  18. Ekonomi bozulsa da iktidar değişmez..bakınız gezi olayları , 2023 depremi vs. halkın tercihleri gündemimize de ekonomimizin açmazkarını da belirliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer dediğiniz gibi olursa Türkiye bu beter durumdan hiç çıkamaz.

      Sil
    2. Cikmazsa ne olur?

      Sil
    3. Böyle sefil yaşamaya devam ederiz.

      Sil
  19. İpin ucu kaçmış bir kere. Kuru tutmak zorundasın. Enflasyonu ithalatla düşürmek için ihracat ve turizm gözden çıkarılmış oluyor. Bir süre sakinleşiyor ortalık. Daha da kırılgan hale geliyor ekonomi. Kaçındığın ne varsa tekrar önüne geliyor. Tam bir kısırdöngü.
    Olması gereken;
    -Gerçek enflasyon
    -Gerçek enflasyonun üzerinde bir faiz
    -En az enflasyon kadar devalüe edilen TL.

    En önemlisi de bunları sorgulamanın akla bile gelmeyecek kadar uzun bir dönem.

    Teşekkürler


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kısır döngü, yani çemberin içinde dönüp duruyoruz. Bugüne kadar çemberi kırmadan nasıl idare etti bu iktidar, aklım almıyor. Bundan önceki iktidarlar çok beceriksizmiş bu konuda demek ki...

      Sil
  20. 10 temmuz 2018 tarihinde bugün olanlar ve ileride olacaklar yazılmıştı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet hepimiz bunların olacağına değinmiştik. Çok açık ve belliydi.

      Sil
    2. en doğru haberleri resmi gazete yazar

      Sil
  21. Güven; finansal operasyonların başarısındaki en büyük etkendir. Meri kanunların başarı göstergesi ise şekli hukukun sonuçlarıdır. Şekli hukuk tarafsız ve eşit sonuçlar ürettiğinde güvenin oluşumu ve yansıması pozitif olacağı kanısındayım.
    Teşekkür ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  22. Normal bir devlette anayasaya karşı keyfi uygulamalar kabul edilebilir mi? Ben normal bir vatandaş olarak anayasaya aykırı davransam bunun cezasını çekerim. Peki bizi yönetenler nasıl olur da anayasaya aykırı hareket edip, anayasayı ihlal edecek kararlar alabilirler? Bu bir suç değil midir? Hangi devlet adamı anayasanın üzerindedir? Birilerinin anayasaya bağlı kalmama ve onun üzerinde olma ayrıcalığı mı vardır? Anayasaya bağlı kalınamayacaksa, o halde bu anayasa neden var?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gücler ayrılığını (yasama-yargı-yürütme) biz vatandaşlar başkan seçerek sonlandırdık.

      Sil
  23. Piyasayı kaldıramayan, MB kendini kandırır
    Biz olmayan rezerv ile kuru tutamayiz.
    O kur ercyada geç patlar.

    YanıtlaSil
  24. Hocam biz şu an tam otokrasi ya da diktatörlüğe geçip geçmeme mücadelesi mi veriyoruz yoksa yalnızca yıllardır süren siyasi çekişmelerden birini mi yaşıyoruz. Bir de Türkiye'de diktatörlük kabul edilmez, halk bunu asla kabul etmez görüşüne katılıyor musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Halkın %60 tan fazlası oylamada Diktatörlüğe karşı oy kullanır.

      Sil
  25. # Mayıs 21, 2014, Temel Yanılgılarımız:
    https://www.mahfiegilmez.com/2014/05/temel-yanlglarmz.html

    # Nisan 28, 2014, Demokrasiyle Ekonomik Gelişme Arasında Bir İlişki Var mı?:
    https://www.mahfiegilmez.com/2014/04/demokrasiyle-ekonomik-gelisme-arasnda.html

    # Aralık 10, 2019, Hukukun Üstünlüğü ve Ekonomi:
    https://www.mahfiegilmez.com/2019/12/hukukun-ustunlugu-ve-ekonomi.html

    # Ocak 23, 2020, Demokrasi Dosyası: Dünyada ve Türkiye'de Durum:
    https://www.mahfiegilmez.com/2020/01/demokrasi-dosyas-dunyada-ve-turkiyede.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 5-10 sene önceki yazılarınızı güncellemenizi istesek içerikte çok da değişen bir şey olmayacak gibi :(
      Niye ilerleyemiyoruz?

      Sil
    2. Ekonomist Mahfi Eğilmez 11 yıl sonra yeniden paylaştı: Türkiye ilginç bir biçimde geriye doğru ilerliyor.

      Ekonomist Mahfi Eğilmez, 2014 yılında kaleme aldığı “Temel Yanılgılarımız” başlıklı yazısını 11 yıl sonra yeniden paylaştı.

      https://www.ekonomim.com/ekonomi/ekonomist-mahfi-egilmez-11-yil-sonra-yeniden-paylasti-turkiye-ilginc-bir-bicimde-geriye-dogru-ilerliyor-haberi-809060

      Sil
  26. Hocam hep bir çözüm buldular. Ekonominin işleyişi malumunuz yüksek sermayenin dönmesi bunu bir şekilde sağlıyorlar. işsizlik hak kaybı gibi kavramlar ortaya çıksa da bunlar dikkate alınan unsurlar değil. Bu şekilde de pekala devam edebilir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam kazan hala bir şekilde doğuruyor ve bu kazan ölmedikce bu tefeciler yüksek faize kuyruk sallaya sallaya gelecektir. Çünkü korku yüzünden koltuklarını korumak için ülkeyi satıyorlar hemde çok ucuza neden gelmesinler ki.

      Sil
  27. Siradaki kriz nedir? Ne zaman dolar 1000 olacak? Ne zaman 1 ev on bin veya bir milyon dolar olacak? Ne zaman bati Turkiyeyi bombalayacak? Ne zaman Turkler kaybettikleri petrol topraklarini geri alacak veya Istanbulu kaybedecek? Ne zaman Turkler tarihten silinecek veya silinmemeyi basaracak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kimsenin Türkiyeyi bombalamasına gerek yok Türkiye kendi kendini bombalıyor.

      Sil
    2. Turkiyeyi tanimlar misiniz?

      Sil
    3. 5 yildiz otelde turk sayisi yuzde 5 i gecmiyor gerrk var mi bombaya

      Sil
  28. Muhalefet daha iktidar olmadan ekonomiyi batırıyor, bir de iktidar olsa neler yapacak kim bilir? Milletimiz boşuna bunları iktidara getirmiyor demek ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz şaşı mısınız acaba?

      Sil
    2. normal hocam okuyup araştırmayan sorgulamayan toplumumuz var ve bu toplum maalesef çok sığ bilgisiyle oy verip hükümet seçiyor aşağıdaki istatistik seçmenin şaşılık nedenini açıklıyor.
      Türkiye, okuma alışkanlığında da dünyada 86. sırada yer alıyor. Kitap okuyanların yüzde 65'i aşk, yüzde 24'ü siyasi, yüzde 13'ü düşünce, yüzde 7'si kişisel gelişim kitapları okuyor. Çocuklara kitap hediye edilmesinde ise Türkiye 180 ülke içerisinde 140. sırada.

      Sil
    3. Abi ne şaşısı kör ve sağır içimizdeki beyinsizletden

      Sil
    4. adam sizin kitlenin okumadığını bildiği için en başta yazmış her şeyi. bari ilk cümleyi okusaydınız.

      Sil
    5. Siz gidin ben ekonomistim diyen, imf ye ve dünya bankasına laf eden ama tefecilere ülkeyi satanı dinleyin bu mecralar size fazla geliyor bakın saray ve iletişimcisi vitaminsiz sizi aydınlatır nura boğar hatta

      Sil
  29. Hocam mevcut yönetim seçim ile değişir mi ?

    YanıtlaSil
  30. 1. Turkler petrol topraklarini kontrol edemesin diye Amerika bedevileri paraya bogdu, mutlak monarsi gucu verdi. O kadar paraya bogdu ki bkz: dubai porta potty
    2. Osmanli topraklarinin diger kisimlarini Amerika paramparca etti. Orta dogu diye hayali bir cografi terim uretti buraya osmanli topraklari demek yerine.
    3. Turkler eski topraklarina geri donmesin diye ve bolgedeki muslumanlarin kontrolu icin israil kuruldu. Israile mutlak ozgurluk verildi, istedikleri gibi katliam yapabiliyorlar ve sinirsiz parasal destek aliyorlar ve alacaklar. Yahudilere dokunulmazlik verildi. Almanya uzerinden diger ulkere gozdagi verildi.
    4. Yugoslavya turklerle isbirligi yapmasin Amerika orayi da parcaladi.
    5. Turkiyenin yonetenler bu topraklarin halkini birbirlerine dusman etti. Insanlarda ulkesi icin savasma arzunu yok etti. Dunyayi turklere dusman etti. Turklerin en kaliteli genlerini (ki 1 insan 100,000 insana bedeldir savasta ve bilim alaninda) terk ettirdi. Ulkenin stabil ve bagimsiz olmasini saglayan unsurlari yok etti.
    6. Suanda Turkiyenin her tarafi amerika gucleri tarafindan cevrili, belki Rusya haric.
    7. Sirada ne var? Tahminlerinizi buraya yazabilirsiniz:

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yazdıklarınız tümüyle dış güçler bahanesi. Her toplum kendi kaderini kendi belirler.

      Sil
    2. Dediklerim yalan mi?

      Sil
    3. türkiyenin sorunu barınma sorunu 42% kiracı var (tuik)70% ev imarsız (mimarlar odası başkanı demeci)türkiye anadolu tabakası kuzeye doğru devamlı hareket halinde yani sürekli deprem olacak 2020 den beri emlak fiyatları 10 misli arttı ücretler 10 misli arttımı? emekliler çöpden ve hayvanlar için asılan ekmek torbalarındaki ekmekleri alıyorlar 70,81 % emlak enflasyonu var (tuik) 100-200% emlak enflasyonu var emlak piyasası hükümet bunlardan bahsediyormu hiç duydunuzmu ? yukardakileri yazdığınıza göre bir masal aleminde yaşıyorsunuz veya aşağıda açıklayacağım işi yapıyorsunuz.

      Kısacası, bu yöntem "halkın acılarını milliyetçilikle uyuşturmak" veya "gerçek sorunları düşman imajıyla maskelemek" olarak özetlenebilir. 😊
      Bu teori, siyaset bilimci Jack S. Levy gibi isimler tarafından "diversionary war theory" olarak incelenir. Ayrıca, Noam Chomsky, medya ve korku siyaseti ilişkisini "Manufacturing Consent" kitabında analiz eder.

      Sil
  31. Türk tarihini okuduğumda gördüm ki ana tema hiç değişmiyor. Sürekli bir taht kavgası var ama sürekli. Tahtı uğruna 19 kardeşini boğdurmuş padişah bile var. Babasını öldürten, oğlunu öldürten hatta torununu öldürten bile var. Okuyunca normalmiş gibi geliyor çünkü sürekli birileri birilerini öldürüyor. Fakat içselleştirince hiç hoş durumuyor. Bazen eskilerle yenilerin yerlerini değiştiriyorum. Acaba eskidekiler şimdiki iletişim çağında yaşasalardı birbirinin kuyusunu kazmak için hangi yollara başvururlardı? Ya da şimdikiler eskiden yaşasaydı kimin adına hangi ferman hazırlanırdı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani diyorsunuz ki değişen hiç bir şey yok. Taht koltuğa dönüşmüş, cellat ise savcıya. Doğru mu anladım?

      Sil
  32. Mahfi hocam 19 mart da gösteriler yoktu demişsiniz ama sokak çağrıları vardı en yetkili ağızdan.Piyasalar beklentiye göre hareket etmez mi?
    chp.org.tr/haberler/chp-l…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O çağrılar aylardır var ama piyasada en ufak bir kıpırdanma yoktu.

      Sil
    2. Yer ve zaman verilerek toplu halde eyleme başlıyoruz denmemişti.Ayrıca bu sefer beklentinin en yüksek olduğu dönem oldu.Sokak olayları beklentileri çok yükselmişti ki zaten valilik eylem yasağı getirdi hemen

      Sil
    3. Valilik o yasağı getireceğine izin verse ve polisler de düşmanla savaşır gibi gireceğine insanca yaklaşsa piyasa böylesine gerilmezdi.

      Sil
    4. Hocam kusura bakmayın ama piyasanın gerginliğini çıkan olaylarla ilgili olduğunu söylüyorsunuz burada.

      Sil
    5. Hayır piyasa diploma iptaliyle bozuldu.

      Sil
    6. "Valilik o yasağı getireceğine izin verse ve polisler de düşmanla savaşır gibi gireceğine insanca yaklaşsa piyasa böylesine gerilmezdi."
      Bunu üstte siz yazdınız hocam.Sokak olayları olmasa piyasa böylesine gerilmeyecekti.

      Sil
    7. Bir kez daha anlatayım. Önce İmamoğlu hakkında diploma meselesi çıktı, halk tepki verdi ama sokağa çıkmadı. Ardından İmamoğlu göz altına alındı ve ondan sonra insanlar sokağa çıkıp tepki verdi. Piyasa bozulmaya başladığında 19 Mart sabahıydı ve kimse sokakta değildi.

      Sil
  33. Boykot yapmanın doğru olduğunu düşünmüyorsunuz sanırım. Peki biz ne yapacağız? Adamlar seçme ve seçilme hakkımızı elimizden alıyor. İstedikleri gibi at koşturuyorlar biz de hâlâ tüketime devam ederek bunları doyuruyoruz. Aptal mıyız biz? Adam gibi boykota devam etsin bu millet, bakın neler değişiyor bu ülkede.

    YanıtlaSil
  34. Mahfi hocam 15 yıldır aralıksız çalışıyorum. Dişimden tırnağımdan zar zor biriktirdiğim bi param var. Ev almak istiyorum ama emin de olamıyorum bu dönemde ev alınır mı yoksa yatırım mı yapılır emin değilim. Evi alırsam elimde avucumda hiçbir şey kalmayacak eski toprak insanlar evin olur en azından al diyorlar ama ufak da bir borca girerek sahip olacağım eve. Yani bilemedim çok değerli düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim. Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bu sorulara hep aynı yanıtı veriyorum eğer oturacağınız evi alacaksanız bunun zamanı olmaz. Ama yatırım amaçlı alacaksanız ben ona bir şey diyemem, herkesin hesabı kitabı , koşulları, beklentileri farklıdır.

      Sil
  35. Erdoğan süreci ne kadar uzatırsa uzatsın erken seçime girdiğinde kaybeder. Çünkü bütün anketler bunu gösteriyor. Özellikle milliyetçi demokratların, Zafer Partisi ve İyi Parti seçmenlerinin oylarını alamıyor ve kaybediyor. Ben Erdoğan'ın yerinde olsam kaybedeceğim bir seçime girmem. Bu benim son dönemim derim ve seçimlerin normal zamanında yani 7 Mayıs 2028'de yapılacağını söylerim. Bu şekilde erken seçim gündemi ortadan kalkar ve belirsizlikler azalır. Bu süreçte hukuk konuları ve haksız uygulamalar yine tartışılır fakat en azından muhalif seçmenlerin ''ölene kadar bir hegomonya kaygısı'' ortadan kalkar. Maksimum 3 yıl daha sabredeceğiz derler. Böylece herşey netleşir; ortalık dinginleşir ve bütün umutlar da 3 yıl sonrasına bırakılır. Bu aslında iktidar açısından da bir avantajdır. Çünkü rasyonel adımlar doğru atılırsa, 3 yıl sonra hedeflenen seviyeye yaklaşma şansı da daha çok artmış olacaktır. Peki, asıl soru şu: Erdoğan 3 yıl sonra çekilmeyi göze alabilir mi? Alamaz. Çünkü dokunulmazlığı kalkacak. E erken seçime de giremez, çünkü girerse kaybedecek. Bu durumda sizce ne yapmalı? (Empati yapın) Kendi içerisinden kazanabileceği bir adayı belirlemeli. Peki, şu anda değil kazanacak, aktif siyasette olup da AKP içerisinden Erdoğan'dan fazla oy alabilecek bir aday var mı? Yok. Fakat aktif siyasette olmayıp hem Zafer Partisi hem de İyi Parti seçmenlerinin oylarını alabileceği bir aday var. Selçuk Bayraktar. Çünkü Selçuk Bayraktar'ın orduya yaptığı ve yapacağı hizmetler milliyetçilik duygularını körükleyerek dengeleri değiştirebilir. Bence Erdoğan'ın kendisi açısından da ana politikası bu olmalı. Önce son dönemim diye açıklamalı, sonra 3 yıl boyunca ülkeyi biraz olsun rayına oturtmalı, sonra da Selçuk Bayraktar'ı aday göstermelidir. Ben oy verir miyim, vermem. Sonuçta damat ve bu yüzden de Erdoğan'ın bir eli üzerinde olacaktır. Fakat buna rağmen kendisine oy verenler de bulunacaktır. İyi Parti ve Zafer Partisi hangi tarafta olursa olsun. Çünkü bazen kendi seçmeninizi bile kontrol edemezsiniz. Hele ise 3 yıl sonra yakın coğrafyada (sınır komşularımızın) savaş durumları söz konusu olursa, bu oylar daha da artabilir ve o zaman %50, %50 gibi bıçak sırtı bir durum oluşabilir. En kötü senaryo ise Türkiye'nin isteyerek ve bilerek savaşa girmesi olacaktır. Eğer Türkiye savaşa girerse, Anayasa 78'e göre seçimler 1 yıl ertelenir ve savaş durumu devam ettiği taktirde de bu erteleme tekrarlanabilir. Eğer gerçekten bir saldırı varsa ve savaşa girilmesi mutlak şartsa, savaş kaçılmazdır. Lakin böyle bir durum söz konusu değilse, bir saldırı yoksa ve diplomasi yolları da açıksa, savaşa girmek gereksiz olacaktır. Buna rağmen böylesi bir senaryoda birileri kendi gelecekleri uğruna ülkesini savaşa sokar mı? Ülkesini ateşe atar mı? Benim bu soruya cevabım hayır. Çünkü bu kadarı da yapılamaz demek istiyorum. Fakat o kadar kutuplaştık ki eğer böylesi bir noktada savaşa keyfi olarak girilirse, bu soruya ''evet'' diyecek milyonların olabileceğini de tahmin edebiliyorum.

    YanıtlaSil
  36. Para ürkektir. Hele İp üstünde yürürken! AC

    YanıtlaSil
  37. Mahfi Bey, bugüne kadar genel seçimlerde hep Ak Parti'ye oy verdim. Ama bundan sonra parlamento seçimlerinde CHP'yi deneyeceğim. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise sayın cumhurbaşkanımız aday olmazsa kararımı tekrar değerlendireceğim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karar sizin ben bir şey diyemem. herkes kendi verdiği oydan ve yaptığı tercihten sorumludur.

      Sil
  38. Ben sayın cumhurbaşkanının da bu gelişmelerden rahatsız olduğunu düşünüyorum.Ancak yargı bağımsız olduğu için sürece müdahale edemiyor.O yüzden yargılama sonucunu bekleyin diyor.

    YanıtlaSil
  39. Birileri cumhurbaşkanına komplo kuruyor gibi. Olan bitenin başka bir açıklaması yok.Beştepe yönetimi bu gelişmelerden olumsuz etkileniyor. O yüzden bu yaşananları istemiyorlar, ancak durduramıyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani iktidarda ama muktedir değil mi demek istiyorsunuz? Şaka gibi.

      Sil
    2. Müktedir olmadığı alanlar var. Yargıya müdahil olamıyorlar mesela.

      Sil
  40. Hocam Pikachu'nun da gözaltına alınacağı söyleniyor.Bu durum dolar üzerinde baskı yaratır mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolara ne? TL üzerinde baskı yaratır.

      Sil
    2. Peki bu durum da enflasyonu körüklerse, Pikachu enflasyona sebep oluyor diyebilir miyiz?

      Sil
  41. Bu zor günleri birlikte aşacağız. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Polisleri gençlere adeta düşman ordusuna saldırır gibi saldıran bir ülkede o dediğiniz nasıl olacak?

      Sil
    2. polisler kızlara nasıl tekme atıp suratlarına vuruyorlar gözlerine plastik mermi sıkılan kör olanlar var polisin öğrencilere nefreti bu laik ülkede çok yanlış bu protestoyu yapanlar ATATÜRK ün gençliğe hitabesini okuyup ATATÜRK ün verdiği görevi uygulayan üniversite öğrencileri bu öğrenciler gelecekde ülkenin yöneticileri olacaklar hayatın akışı böyle bunu engelleyemezsiniz.

      Sil
    3. Liyakate göre değil de sadakate göre atama yapılırsa sonu böyle oluyor ne yazık ki.

      Sil
    4. Değerli polisimiz sayın cumhurbaşkanının direktifi altında hareket ediyor. Saldıran grup ise başka bir klik kontrolü altında olabilir diye düşünüyorum.

      Sil
    5. Tek vatan, tek millet, tek bayrak ilkesi altında yekvücut olursak çözemeyeceğimiz sorun yok.

      Sil
    6. Adsız 14:34'e yanıt: CB'nin polise direktif vermesidir sorun.
      Adsız 14:41'e yanıt: Hukukun üstünlüğü ve tarafsızlığı, demokrasi ve liyakat ilkeleri etrafında birleşmezsek o saydığınız ilkelerin hiçbiri geçerli olamaz.

      Sil
  42. Sayın Mahfi hocam, son yazılarınızı okuduktan sonra aklıma sürekli meşhur ağa ile marabanın hikayesi geliyor. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O hikayenin komik bir tarafı var bu ise çok acıklı.

      Sil
  43. Hocam bu polis denen kurum; bana yardım edin, peşimde magandanın biri var, diye kadınlar yardım çığlığı atarken neredeler sizce. Ellerinde Türk bayrağı ile istiklal marşı, andımız ve gençliğe hitabeyi okuyan genç ve eğitimli, adalet, hak hukuk istiyoruz diyen insanların karşısında birer zebellah gibi dikiliyorlar. Demek ki doğru yönlendirilmesi durumunda çocuklara tecavüz eden şerefsizlerin, kadınlarımıza şiddet uygulayan magandaların, sabilere ve sübyanlara sistemli bir şekilde tecavüz edilen vakıf ve derneklerin, yurtların, internetten sabahtan akşama kadar yayın yapan mafyanın, uyuşturucu tacirlerinin de karşında durabilirler. Gayet donanımlı görünüyorlar. Mesela sınırlarımızı yol geçen hanına çevirmiş kaçakların karşısında bu kadar polis, güvenlik gücü... göremiyoruz. Hocam kral çırılçıplak sarayında duruyor. Hepimiz de görüyoruz. Ben buradan Kral Çıplak diye bağıran herkese ve başta size teşekkür ediyorum. Sizce bu toplu zulüm ve organize baskı oluşturan zümre gece yataklarında kendileri ile baş başa kaldıklarında "ne yapıyoruz biz?" Diyorlar mıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü devletin değil hükümetin polisi olduklarını düşünüyorlar. Çünkü liyakate göre değil sadakate göre işe alınmışlar.
      Demiyorlardır çünkü yanlışı doğru diye öğrenmişler.

      Sil
  44. Dünya'nın 5'ten büyük olduğu gibi, Türkiye de 1'den büyük müdür hocam?

    YanıtlaSil
  45. Hocam bu zor günlerde tek tesellimiz Mehmet Şimşek yönetiminde ne yaptığını bilen son derece profesyonel bir ekonomi yönetimine sahip olmamız.

    YanıtlaSil
  46. Polis kardeşler lütfen ATATÜRK ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ ni okuyun sonrası sizin hür iradeniz ve
    kimse size gençlere üniversite öğrencilerine tekme at mermi sık suratına vur kontrolsüz güç kullan demiyor.https://yunus.hacettepe.edu.tr/~sadi/dizeler/hitabe1.html
    ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ
    Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
    Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
    Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!
    K. ATATÜRK
    20 Ekim 1927

    YanıtlaSil
  47. Niye sarayda kimse protesto yapmiyor?

    YanıtlaSil
  48. Mahfi hocam,
    Haberlerden sıkıldıkça arşivden yazılarınızı kurcalayıp okuyorum. Ne güzel tarih yazılarınız da varmış. Okumak isteyenler için link bırakıyorum.

    Kasım 30, 2012, Siyaseten Katl:
    https://www.mahfiegilmez.com/2012/11/siyaseten-katl.html

    YanıtlaSil
  49. Sayin hocam, TCMB'nin döviz rezervlerini bu tutuklamalar icin arttirdigini düsünüyüorum, sizce yaniliyor muyum ? Saygilar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rezerv artırma faaliyeti 2023 ortalarında başladı.

      Sil
  50. Enflasyon her kosulda philips egrisini ortaya cikarir mi?

    YanıtlaSil
  51. İyi ki varsınız Mahfi Hocam, ülkemiz için daha iyi bayramlarımız olsun dileğiyle İYİ BAYRAMLAR.

    YanıtlaSil
  52. "Pikaçu sebep, enflasyon sonuçtur."

    Lütfen itiraz etmeyiniz Mahfi bey.

    YanıtlaSil
  53. Narcos dizisinde kızının sogukta üşümesi üzerine çuval çuval dolar yakarak ısıtan uyuşturucu baronu aklıma geldi.MB ve kamu bankaları üşüyen ekonomiyi korumak için milyar milyar dolar yaktı ….Esas soru sıcak para ve yakılan dolarlar toplumu ,ekonomiyi koruyor mu yoksa bünyede agır yanık mı oluşturuyor?
    MB zararı bu yılda artarak devam ederken yine zararda olan kamu bankalarıda rasyonel olmayan (irrasyonel) bist müdahalesi ile zararı derinleştirecek sonuçta kamu açıkları giderek arttıkça halkın ödeyecegi fatura da enflasyon artışı ile artacak.Ekonominin giderek taşınamaz yük haline gelmesi demokrasiyi ,toplum huzurunu negatif etkileyecektir.Erken seçim artan tazyiki düşüren demokratik bir çözümdür ancak mevcut iktidarın kaybedecegi kesin olan bir seçime girmeyecegi düşünülürse iş kördügüme gidiyor.Allah yardımcımız olsun.

    YanıtlaSil
  54. Eeeeee. 2010 yetmez ama evet denen referandumda büyük hata yaptık evet demekle hocam. Orda koptu hersey

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece orada hata yapılsaydı iyiydi, sürekli hata yapıldı.

      Sil
  55. İyi bayramlar Mahfi bey , ekonomik koşullar finale yaklaşıyor mu ?

    YanıtlaSil
  56. İyi Bayramlar Türkiye uzun Bayram tatilinizde ATATÜRK ün GENÇLİĞE HİTABESİ ni telefonlarınıza indirip ATATÜRK ün Türk halkına anlatmak istediklerini anlamaya çalışın.
    yazılı link aşağıda
    https://yunus.hacettepe.edu.tr/~sadi/dizeler/hitabe1.html
    görüntülü ve sesli link aşağıda
    https://x.com/sueydaozsoy/status/1902310754272874794

    YanıtlaSil
  57. Teşekkürler Mahfi bey.

    YanıtlaSil
  58. Sayın hocam merkez bankasının hiçbir verisine güvenmiyorum bence buz dağının görünmeyen kısmı bir o açıklanan kadar daha var. Bu realist bakıs açısı mı yoksa çok karamsar mı yaklaşıyorum?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merkez Bankasının verileri doğru sadece iki de bir faizi farklı çerçeveye oturtması yanlış.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı

Osmanlı'dan Devraldığımız Borçlar