Ölü Kedi Sıçraması
“Ölü kedi sıçraması” finans piyasalarında görülen bazı hareketleri tanımlamakta kullanılan bir deyimdir. Bu deyim, ölü bir kedinin bile yüksekten düşüp yere çarptığı andaki sıçramasına bakarak onun canlı olduğunun sanılmasını tanımlamak üzere ortaya atılmıştır. Finansal piyasalarda, örneğin borsada, değeri hızla düşen bir hisse senedi, bu düşüşün ardından bir yükseliş gösterebilir. Bu yükselişin iki nedeni olabilir: (1) Piyasalarda yaşanan geçici düzelme, söz konusu hisse senedinin değerini de artırmış olabilir. Geçici düzelme bozulmaya dönüşünce senedin değeri yine düşüşe geçer. (2) Büyük yatırımcılar, değeri düşen senedi satın alıp değerini yükseltmeye başlar, değerin yükseldiğini gören küçük yatırımcılar da bu senedi almaya başlarlar. Değeri yeniden yükselen senedi büyük yatırımcılar satıp kâr ederek çıkarken küçük yatırımcılar değeri düşen senetle ve karşılaştıkları kayıplarla baş başa kalırlar.
Bu deyim reel sektör için
kullanılmadığı halde sanayi üretiminin ve imalat sanayinde kapasite kullanım
oranının durumuna bakınca nedense aklıma bu deyim geldi. Aşağıdaki grafik
sanayi üretim endeksinde aylık değişimleri (bir önceki yılın aynı ayına göre sanayi
üretimindeki değişimleri gösteriyor (kaynak: TÜİK, Sanayi Üretimi Endeksi, Aralık 2024.)
Sanayi üretimi 2024 yılının
ikinci ayından itibaren düşüş yaşamış, son iki ayda artıya geçmiş ve Aralık
ayında ciddi bir sıçrama göstermiş görünüyor. Elimizde henüz 2025 yılına
ilişkin veriler olmadığı için bu sıçramanın bu yılın ilk iki ayında ne durumda olduğunu
henüz bilmiyoruz. Şimdi bir de BIST - Sanayi Endeksine bakalım (kaynak: Google Finans.)
BIST-Sanayi Endeksi de benzer bir
görünüm sergiliyor. Bu endekste 2025 yılının ilk iki ayı verileri de elimizde
olduğu için daha güncel bir görünüme sahibiz. Buna göre 2024 yılı sonlarında
yaşanan çıkış 2025 başında yeniden düşüşe dönüşmüş.
Şimdi bir de sanayi üretiminin
önemli göstergelerinden olan imalat sanayi kapasite kullanma oranına (KKO) bakalım
(kaynak: TCMB, Reel Sektör İstatistikleri, İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı):
KKO, 2024 yılında dalgalı bir
seyir izledikten sonra inişe geçtikten sonra Kasım ayında ciddi bir sıçrama
yapmış ama sonraki aylarda o düzeyde kalamayıp yeniden düşüşe geçmiş. KKO, son
üç aydır sürekli bir düşüş içerisinde görünüyor.
Bütün bu gelişmeler sanayide 2025
yılıyla birlikte yeni bir ivme kaybı yaşandığını ortaya koyuyor. Sanayi
sektörünün Türkiye’nin toplam üretimindeki (GSYH’deki) payı yüzde 22 dolayında
olmakla birlikte bu sektör, finansal hizmetler, inşaat, taşımacılık gibi hizmet
sektörü alt sektörlerinin üretimini etkilemesi ve yüksek istihdam sağlaması bakımından
büyüklüğünün birkaç katı etkiye sahip bulunuyor. Bu etki ekonominin büyüme
oranına yansıyor. Önümüzdeki aylarda sanayi sektörünün gidişi bize sanayi
sektöründen öte ekonominin büyüme oranının da ne yönde ve nasıl gideceğini gösterecek.
Elinize Sağlık Mahfi Bey... Güzel giden bir şey var mı.İşsizlik oranları artıp 2000 sonrasına döner miyiz? Toplumsal ahlaki yapıda bozulma o yıllara döner mi böyle giderse?.Kapkaç, fuhuş, hırsızlık gibi.
YanıtlaSilİyi olanı da siyasetçiler batırıyor zaten.
SilÇok doğru bir tespit 👏
SilHocam bilmediğim bir konuydu, sayenizde öğrendim teşekkür ediyorum…
SilHocam azalan talep ile sanayi üretiminin azalması kadar makul bisey yok..
YanıtlaSilŞu büyümenin ne olduğunu tam kestirsem gidip telef edecem.
😀
SilYazınız için teşekkürler!
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam , elektrik ve doğalgaz tüketimlerini de aynı dönemde görmek daha net bilgi verir. Enerji tüketimi Sanayi ile doğrudan bağlantılıdır.
YanıtlaSilDoğru diyorsunuz.
SilBir şey daha öğrendik. Sağol var ol hocam.
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilSebepleri neler hocam?
YanıtlaSil-Dış piyasada genel olarak pazar payının daralması mı yoksa bizim pazara yetirince ulaşımımız mı sıkıntılı?
-Ham maddeye ulaşım maliyeti ne durumda, bunun etkisi ne kadar?
Dolar kurunun serbest bırakılması sonucu büyümeyi bu nedenle daha çok etkilemez mi?
Bu saydıklarınızın yanı sıra yanlış politikalar da var.
Silgümrük vergilerini bütün ülkeler arttırıyor bu da dış ticaret aktivasyonunu düşürmüş olabilir
SilDemek ki sanayi sektöründeki zayıf ivme bu şekilde devam ederse, büyüme de düşecek demektir. Büyümenin düşmesi ise iktidarın en son isteyeceği gösterge. Çünkü büyüme düşerse işsizlik artar. Bu da oyların düşmesine yol açar. Geniş işsizlik %28.2 idi. Bu zaten çok yüksek bir oran. Görünen o ki sosyal yardımlar daha da arttırılabilir / daha çok kişiye ulaşabilir. Bu, iyi bir şeymiş gibi gözükse de aslında ülkenin içinde bulunduğu durumu ortaya koyan acı bir tablodur.
YanıtlaSilEvet, maalesef.
SilYazınız için sağolunuz. Daha kötü bir evre bizi bekliyor galiba...
YanıtlaSilSağ olun.
SilNereden bakarsak bakalım, bize doğru bir cisim yaklaşıyor!
YanıtlaSilYa da biz bir cisime doğru yaklaşıyoruz.
Sil"Sanayi üretimi 2024 yılının ikinci ayından itibaren düşüş yaşamış, son iki ayda artıya geçmiş ve Aralık ayında ciddi bir sıçrama göstermiş görünüyor."
YanıtlaSilİyi gelişmeleri, muhalefete yaramasa da, söylemekten geri durmuyorsunuz hocam.Teşekkür ederiz.
Benim iktidarla ya da muhalefetle bir işim yok. Durum neyse o. Bu arada yanlış, hata, eksiklik varsa onları da gösteririm. Çünkü bu bizim ülkemiz, iyiye gitmesi için yanlışlarını göstermek yapılan dorğu bir şey varsa onu da söylemek gerek.
Silİmalat sanayinde yüksek oranda
YanıtlaSilihracat yapan bir firmada çalışıyorum. Benim çalıştığım şirket de dahil çok fazla şirket küçülmeye gidiyor. Yazdığınız konudaki veriler, muhakkak olarak, belirsizlikler ve mevcut ekonomik durumlardan dolayı negatif yönde etkilenecektir.
Haklısınız.
SilHocam BIST sanayi endeksindeki zikzaklı , iki ileri bir geri trendi "ölü kedi sıçraması" yerine "keşkül titretmesi" diye nitelemek daha doğru olmaz mı?
YanıtlaSilO da olabilir.
SilÖlü kedi sıçraması yerine maymun gibi zıpladı desek, ırkçılık yapmış olur muyuz hocam?
YanıtlaSilOlmazsınız ama bu duruma uygun düşmez.
SilYakin gelecekte arazi fiyatlari (doviz bazinda) artar mi azalir mi? Bu sorunun cevabini nasil bulabilirim?
YanıtlaSilBen bilmiyorum, bilen varsa yazsın lütfen.
SilTesekkurler
SilAdsız 25 Şubat 2025 15:36, linkedin de emlak va yatırım danışmanlarına sorun.
SilHocam ekonomide yeni bir gerçekliğe mi uyanıyoruz ?
YanıtlaSilGerçek ötesine.
SilKaleminize sağlık hocam.Her nedense hasta ölmeden once iyileşirmış sözunu anımsadım yazinizi okuyunca.
YanıtlaSilSağ olun.
SilMahfi Hocam Selamlar, sorumu cevaplarsanız minettar olurum. Sorum şu; Mehmet Şimşek göreve geldikten kısa bir süre sonra "1 milyon liram olsaydı onu, bu şekilde değerlendirirdim" ve "şu şekilde değerlendirmezdim" dediğiniz şeyler ne olurdu ?
YanıtlaSilÖyle bir şey hiç düşünmedim.
SilSAYIN HOCAM, GALATASARAY FENERBAHÇE DERBİSİNE YABANCI HAKEM ATANMASINA, BİR KAÇ CÜMLE ALABİLİRMİYİZ. BUDA ÖLÜ KEDİ SIÇRAMASINA BİR ÖRNEK OLABİLİRMİ.
YanıtlaSilSahadaki 22 oyuncunun 15'inin yabancı olmasına takılmıyorsak 3 hakemin yabancı olması da normaldir.
SilHakemlık Müessemizi Batırdık İnternational Maç Alamazlar Bundan Sonra .Bu Hakemde 3-4 tane Kritik Hata Yaptı Sizde Fark etmişsinizdir her kes kapattı bizim hakem aynı hataları yapsa her kanalda günlerce Tartışılır dı !!!!!
SilAslında batırdığımız şet hakemlik müessesi değil biz futbolu batırdık. Çünkü teknik bir konu olan futbola bütün diğer teknik konularda olduğu gibi siyaseti soktuk ve liyakati kenara attık. Tarikatlar, cemaatler, başka gruplaşmalar elinde kalmış bir ülkede başka sonuç beklemek doğru olmaz. Bakın mesela voleybolda kimse yabancı hakem istemiyor. Neden? Çünkü oraya henüz siyaset tam olarak karışmadı. Popülaritesi ve geliri futbol kadar yüksek olmadığı için kurtuluyor voleybol. Yarın öbür gün popülaritesi futbola yaklaşsın, geliri artsın oraya da karışırlar ve orası da futbol gibi başarısız olmaya başlar.
SilYabancı oyuncu ve yabancı hakem gibi, yabancı hükümet de getirsek ekonomi düzelir mi merak ediyorum. Sanırım bir denemek lâzım.
SilDenemediğimiz sadece o kaldı, yabancı vatandaş da getirdik işe yaramadı.
SilŞUBAY AYI ENFLASYON RAKAMI İÇİN , BİR TAHMİNİNİZ VARMI HOCAM.
YanıtlaSil3
SilMahfi hocam, yazılarını takip edebileceğimiz kadın iktisatçılar var mı?
YanıtlaSilVar ama düzenli yazmıyorlar.
SilTürkiye Ekonomisi Hakkında Yorumlar:
YanıtlaSilVatandaş: Enflasyon o kadar yüksek ki hiçbir şey alamıyoruz. Ürünler ateş pahası.
İş Dünyası: Kredi maliyetleri çok yüksek. İş yapamıyoruz. Kepenk kapatıyoruz.
Banka Mensubu: Yeterince kredi veremiyoruz. Karlılıklarımız azaldı.
Muhalefet Mensubu: Dünyada en yüksek enflasyonun görüldüğü ülkelerden biriyiz. Bu durum, faizlerin kontrolsüz bir şekilde indirilmesi nedeniyle oldu. Şimdi de carry trade ile milletin parası yabancıya ve sermayedara gidiyor.
Hükümet Mensubu: İşsizlik azaldı, enflasyon kontrol altına alınmaya başlandı. Dengeli ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamaya çalışıyoruz.
Amerikalı: Sizin probleminiz birçoğunuzun kamuya bağlanıp, çalışmak istememesi. Çalışmadığınız için de yeterince üretemiyorsunuz. Ürün ve hizmet temini için dövize ihtiyacınız var. Çalışıp ihracat yapamazsanız bu döviz sizin için hep pahalı olacaktır. Sonuç da enflasyon ve fakirlik olmaya devam edecektir.
Hoca: Hükümet haricinde kimse ekonomik durumdan memnun değil. Hükümet de memnun değil, ancak siyaset gereği iyiyi göstermesi lazım.
Çözümler:
Faizin Dengeli Belirlenmesi: Olur ancak seçimden önce çok indirmeli ki ekonomi canlansın, vatandaş mutlu olsun ve mevcut iktidar tekrar iktidar olsun.
Harcamaların Kısılması: Olur ancak seçimden önce kısılmaz. Kısılırsa millet oy vermez. 2024 yerel seçimlerinde kısıldı. İktidar birçok belediyeyi kaybetti.
Zenginden Daha fazla Vergi Alınması: Olur ama iktidar zaten birçok sermaye sahibi ile kavgalı. Diğerlerinden de vergi alımını artırırsa sermaye tarafından hiçbir destek gelmeyecek.
Yapısal Reform: Olur ancak bu güçlerin paylaşılması anlamına gelir. Hükümet bunu istemez.
Sonuç: Çok amaçlı ve amaçların birbiriyle çeliştiği bir problem.
Ülkenin çıkarını ilk sıraya koyup iktidarı düşünmeyen hoca, yapısal reformları, gereksiz harcamaların kısılmasını ve faizin dengeli belirlenmesini önerir.
Hem kendi geleceğini garanti almak hem de ülkenin çıkarını maksimize etmek isteyen iktidar mensubu faizin dengeli belirlenmesini ister. İktidarın gücünü azaltmayacak ve doğrudan yatırımları artıracak yapısal reformları önerir. Seçmenin gözünü boyayacak harcamaların yapılmasını ister.
Muhalefet mensubu ise vatandaşın artık bıkıp iktidarı değiştirmesini ister. Diğer taraftan, ülkenin ekonomisinin gelişmesi için yapısal reformları, gereksiz harcamaların kısılmasını ve faizin dengeli belirlenmesini önerir.
Hocam pandoranın kutusu açıldımı?
YanıtlaSilKapalı mıydı ki
SilHocam CDS hızla yükseliyor,memleket nereye gidiyor?
YanıtlaSilValla bu kadar saçmalamaya yine iyi.
SilBu durumda toplumsal bir infial sonrasında infilak öngörülebilir mi?
YanıtlaSilSanmam, kuzu gibi toplumumuz var.
SilHocam reenkarnasyona inanmalı mıyız?
YanıtlaSilÖlümle birlikte yok olup gitmeyi kabul etmek insanlara hep zor gelmiştir.
Silİnanmamalıyız. Çok basit bir mantık var. Gözümüzü kapattığımızda ruhumuzla yani kendi özümüzle baş başa kalırız. Gözümüzü açmadığımız sürece de çevremizi göremeyiz. Ruhumuz, dış dünyayı algılayabilmek için bedene ihtiyaç duyar. Günün birinde ruh bedenden ayrıldığında artık ruh tamamen kör olacak, çevresini görmeyecektir. Çevresini göremeyen, duyamayan, tek bir adım bile atamayan, gücü tamamen elinden alınmış bir varlık da yeni bir bedene giremez. Kaldı ki tüm bunlara güç yetirse bile yine de yeni bir bedene giremez. Çünkü her yeni beden bir ruhla yani bilinçle birlikte yaratılmıştır. Aynı bedende iki farklı özün olması ise mümkün değildir. Eğer öyle olsaydı insan rüyadayken ya da bitkisel hayattayken (bilinci kapalıyken / ruhu bedende değilken) başka bir ruh gelip, o bedene girerdi. Fakat böyle bir şey bugüne kadar olmamıştır. İnsan uyandığında ya da bitkisel hayattan çıktığında bedenini başka bir ruh ele geçirmemiştir. Bu da reenkarnasyonun tamamen bir safsata olduğunu kanıtlamaktadır.
SilÖlümden sonraki yok oluşu insanın kabul edememesi ise doğaldır. Çünkü bu dünya haksızlıklarla, adaletsizliklerle doludur. Masum yere öldürülen Narin’in hiç mi söz hakkı olmayacaktır? Hayırsever insanlarla kötü insanların mesela milyonlarca insanın ölümüne yol açan Hitler’in sonu bir mi, aynı mı olmalıdır? Eğer öyle ise fine tuning (ince ayar) ile yaratılan evrenin bu kusursuzluğundaki anlam tamamen boşa düşmez mi? Evreni big bang ile yoktan var eden güç, günün birinde adaleti tesis edemeyecekse, o halde evreni neden yaratmış olsun ki? Peki, insanlar neden sadece toprak olup eşitlensinler? Herkesin bu dünyada yaptığı neden yanına kalsın? Evreni yaratan güç, günün birinde adaleti tesis etmekten aciz mi? Güneş’i, Ay’ı ve bütün kainatı yaratan güç, insanı tekrar yaratmaktan aciz mi? Buna gücü yetmez mi? Kaldı ki insan arzu ve isteklerle yaratılmış. Bu istekleri insana veren güç, bunların karşılığını da verebilmeye güç yetiren olmalıdır. Mesela acıkırız, yemek isteriz karşılığında yiyecek yaratılmıştır. Sevmek isteriz karşılığında seveceğimiz şeyler yaratılmıştır. Bu dünyada hakkımızı alamadığımızda, günün birinde hakkımızı alabilmek isteriz. Günün birinde bu da mümkün olmalıdır. Sonsuza kadar mutlu bir şekilde yaşamak isteriz. O halde günün birinde bu da mümkün olmalıdır. Bu istekleri bize veren güç, bu isteklerin karşılığını da yaratabilmeye muktedir olmalıdır.
Ölü kedi derken, aslında biz çoktan ölmüşüz de haberimiz yok mu hocam?
YanıtlaSilBu durumda Avrupa Birliği'nin mi bize yoksa bizim mi Avrupa Birliği'ne ihtiyacımız var hocam?
Siz Avrupa Birliği'nin yerinde olsanız, Avrupa Birliği standartlarına ulaşabilmek için hiç bir çaba göstermeyen Türkiye'yi, üyeliğe alır mıydınız hocam?
Onlar bizi alıyor gibi yapıyor biz de giriyor gibi yapıp idare ediyoruz işte. Herkes memnun.
Silmüsadenizle hocam bir cevap vereyim siz avrupalı olsanız mesela lüksemburg da yaşasanız nüfus 666.430 kişi (2023) GSYH 85,76 milyar USD (2023) Dünya Bankası kişi başı GSYH 10.723 USD/aylık ve Türkiye ise TÜİK'e göre kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) 2023 yılında 13 bin 110 Amerikan doları oldu 13110/12=1092 USD/aylık yani bir Türkden 10 misli daha varlıklısınız ve demokrasi anlayışımız tamamen zıt bambaşka Türkiye nin avrupa birliğine alınmasını istermisiniz?
SilHocam merhaba, Sizin de yazdıklarınıza farkındalığı yüksek ve imkanı olan bireyler için tek yol bu ülkeden gitmek fikrine katılıyor musunuz? Katılmıyorsanız öneriniz nedir?
YanıtlaSilBir efsane vardır: Ölen kişi öldüğünü bilmezmiş, gömüldükten sonra kalkmaya çalışınca kafasını tabuta vururmuş. Bizim durumumuz da böyle mi acaba? Öldük de öldüğümüzü bilmiyor muyuz hocam?
YanıtlaSilÖlen kişi öldüğü için öldüğünü tabii bilmez.
SilEkonomiden anlamam sizi takip ediyorum sadece devletler batmaz diye bişey okumuştum sizce türkiye batarmı tam anlamıyla eğer böyle devam ederse
YanıtlaSilBatmaz ama çok kötü duruma düşebilir.
SilMahfi bey ukranya ve kore biri çin sınırında diğeri rusya sınırında kore tarihini tam bilmiyorum da ukranya 3 yıldır savaşta koreyi ekonomik olarak destekleyenler ukranyayi kendi sömürgesi yaptı. Bu iki örnekte ukranya nerde yanlış yaptı. G. Korenin bu kadar gelismesine çin nasil izin verdi.
YanıtlaSilGüney Kore çıkışa geçtiğinde, Çin bugünkü kadar önde gelen bir ülke değildi, kendi derdiyle meşguldü. Kore, Ukrayna gibi acele etmedi, ağır ağır, kimseye fazla belli etmeden, kimseyi ürkütmeden ilerledi. Bunu bilerek, isteyerek, planlayarak yapıp yapmadıklarını bilmiyorum, belki de öyle denk geldi. Ukrayna tam anlamıyla "kör kör parmağım gözüne" deyişine göre batının dolduruşuyla Rusya'nın üstüne gitti. Oysa meseleyi zamana yaysa Kore gibi olabilirdi. Çünkü yer altı zenginlikleri çok fazla.
SilDeğerli Mahfi Hocam, Türkiye’deki üretim maliyetleri o kadar yükseldi ki, (personel,işyeri kira, enerji vb.) bu yüzden bizim yurtdışına verdiğimiz üretim fiyatları artık eskisi kadar rekabetçi olmamaya başladı, euro/usd olarak verdiğimiz fiyatlar yabancılara çok yüksek geliyor. Bizim içeride kendi maliyetlerimiz de sürekli yükseliyor. Bu durum artık bizi zora sokmaya başladı, denge bozuldu. Her geçen gün yaptığımız ihracat azalıyor. Eski dengeyi tekrar nasıl sağlayabiliriz?
YanıtlaSilHükümetin uyguladığı bu yanlış politikaların çerçevelediği bir ekonomide eski dengeleri yakalamak kolay değil. O nedenle yeni duruma göre kendinizi uyarlamanız gerekli.
SilHükümetin faizi nasıl düşüreceği belli oldu desenize.
YanıtlaSilBüyüme oranı düşünce faizler indirilecek, faiz inince büyüme oranı yükselecek ama enflasyon da yükselecek, enflasyon yükselince büyüme oranı biraz daha yükselecek ama enflasyondan dolayı vatandaşın alım gücü düşecek, alım gücü düşünce KKO düşecek üretim azalacak, üretim düşünce büyüme oranı düşecek. Bu ne zamana kadar devam edecek Hocam.
YanıtlaSilMahfi hocam,
YanıtlaSilKKO grafiğine;
-Büyüme,
-İşsizlik,
-Güven endeksi,
-Dış ticaret,
-Enflasyon ve
-Yatırım
verilerini eklersek görünüm nasıl oluyor?
Konuyu yeni bir başlıkta genişletebilir misiniz?
Ya hocam birseyi anlamakta zorluk cekiyorum...bu kuru basķılamanın getirisi götürüsünden dahamı fazla?...bu rezerv ısrarı niye?.
YanıtlaSilHocam en başta bu düşüşün iki nedeni olabilir demişsiniz orada bir hata olabilir mi yükselişin iki nedeni olabilir diye
YanıtlaSilBu arada yazınız için çok teşekkür ederim severek takip ediyorum bir iktisat öğrencisi olarak
Haklısınız, düzelttim, teşekkür ederim.
SilMahfi Hocam, ben 2. Sinif Ankara Mülkiye maliye ögrencisiyim. Ölü kedi sıçraması ifadesini investing.com 'da bist hisseleri forum alanlarında çok defa yorumlardan duymuştum. Benim size bir sorum olacak mesela temettü meselesini pek anlamadım. Hisse temettü verdiği gün piyasa fiyatı diyelim ki 150 tl ve 20 tl hisse başına temettü verecek neden temettü verdikten sonra hisse fiyatı otomatikman130 tl oluyor? Yani temettü iç kaynaklardan verilmiyor mu ? Bir de açığa satış depremden sonra gün içi piyasada yasaklanmıştı viopta serbestti ama 1 ocak 2025'den itibaren tekrar serbest oldu. Açığa satış ödünç alınan hisselerle yapılıyormuş. Bu durumda piyasada 1 milyar dolarlık bir menkul kıymet çoklanarak 10 milyar dolarlık bir risk oluşturabilir mi? Yani tıpkı Fransa'da 16-17yy da senyorlere borç verilirken alınan taahut yazilari gibi yani senyorlerin senyoraj hakkı gibi olmayan altınlar kadar taahüt verilimiş ya o zamanlar ne de olsa herkes bir anda altınlarını istemez diye , ne kadar çok açığa satış ve türev ürün o kadar katlanarak risk ? Dahası açığa satış işlemlerinin gerçekleşebilmesi için bankaların ve finans kurumlarının birbirlerine verdikleri ödünçler ve borçlar çok karmakarışık bir tablo ortaya koyabilir mi? Bilanço dışı türev urünler gibi? Mesela öyle turev urunler var ki adamlar altını gümüşü bile ödünç alıp shortluyorlarmış. Bir kaç yerde okudum aciga satis likiditeyi arttırır hisse piyasasında diyenler var bir başkaları da fiyati asagi yonlu baskılar diyor. Bazen öğrenci olarak enflasyondan korunmak için keşke hisse senetlerine bulaşmak yerine gram altin alsaydım diyorum çünkü meraktan çok ekrana bakıyorum ve vaktim gidiyor ve ders çalisamiyorum. Ufak birikimlerini burslarımı enflasyondan nasıl koruyabilirim Mahfi Hocam? Kur korumalıya koymadım çünkü farkı vergilerden Hazine karşılıyorlarmış diye kul hakkı almak istemedim babam Çiftçi olduğundan Antep'de biliyorum ne tür vergiler olduğunu. Döviz mantıksız geliyor. Altın mantıklı ama bankadan gram alsam Bankada makas farkı çok var. Fiziki alsam saklamak dert. Ne yapacak küçük yatırımcı Mahfi Hocam? Bu arada hemşehrim Ahmet Ümit'in kitaplarını ben de sizin gibi beğenerek okumaya çalışıyorum .Sizin de Fon kitabınızı bir arkadaşım tavsiye etti bu ay içinde inşallah alıp okuyacağım.
YanıtlaSilBorsa benim uzmanlık alanım değil. Açıkçası genel durumu yani BİST Endeksi dışında pek ilgimi de çekmiyor.
SilGram altın almak doğru bir karar. Bir de Darphane Altın Sertifikası var. Bankalarda hisse senedi gibi satılıyor. Fiziki altına da dönüştürülebiliyor. Marjlar çok az. Ona bakın.
"Bu düşüşün iki nedeni olabilir: (1) Piyasalarda yaşanan geçici düzelme, söz konusu hisse senedinin değerini de artırmış olabilir."
YanıtlaSilHocam düşüş yerine yükseliş yazacaktınız herhalde
Düzelttim, teşekkürler.
Silfaizlerin düşürülüp nas olacağını vd.çılgınca işlerin imar barışı -kkm-nas tekrarlanacağını zannetmiyorum bunların hepsi Türkiyenin başına bela oldu bu şekilde devam edecekler zenginlere faiz verecekler ve piyasa yavaş yavaş kendi kendini onaracak ve bazı hamleler yapıyorlar müteaahitler iş yapsın diye için konutlarda deprem yönetmeliğine uygun inşaat için ev sahiblerine yardım-kredi gibi işde böylee tuhaf bir ülkeyiz oy almak için hazine arsalarına gecekondulaşmaya göz yumuldu sonra oy kazanmak için bu deprem yönetmeliğine ve imara aykırı gecekondulaşmaya imar affı ile yasallaştırılıp yeni sorun yaratıldı sonra yıkılan yapıların imarsız yapılar olduğunu yeni olabilecek bir depremde bu yapıların yıkılma riskini ortadan kaldırmak için çok geç kalmış ama oy kazanmak için iyi zamanlam ile düşünce çünkü gerçekleşmesi yapılması müteahhidlerin para kazanması tam seçimler öncesine gelebilir işde bu nedenle imar barışı-kkm-nas üçündende kurtulmuş olacaklar.
YanıtlaSilAma Mahfi bey hoplayan kedi - moplayan kedi yazmışsınız da,
YanıtlaSil1972'de "Ankara Üniversitesi: Maliye bölümü"nden mezun olduğunuzu iddia ediyorsunuz.
Diplomanızın sahte mi? / gerçek mi? olup-olmadığını nasıl bileceğiz?
2025 Türkiyesinde bizi bu tür konular ilgilendiriyor, "ciğere ulaşamayan kedi" falan-filan değil.
Hayır böyle bir iddiam yok. Ben Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye) İktisat ve Maliye bölümünden mezunum, diplomam bende. Üstüne Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Kamu Maliyesi doktorası yaptım. Onun diploması da bende. Yani benim diplomalarımın hepsi elimde.
SilSaygıdeğer Mahfi bey,
SilTürkiye'de nitelik düşüşü mü var?
Eğer sizden, "emekli maaşı bordronuzu" da instagram profiliniz üzerinden göstermenizi isterlerse hiç şaşırmayacağım Mahfi bey!
SilBizim ülkemizde "rezillik" diye bir şey yok galiba!
Keşke bunları herkesten isteyebilseler. Benden isteyebilirler ama herkesten isteyemezler sorun da burada zaten.
Sil