Çelişkili Konular
Herkes Hem Şikâyetçi Hem Mutlu
Kime sorsanız bir şeylerden
şikâyet ediyor. Kimi ülkenin gidişini beğenmiyor, kimi adalet sisteminden, kimi
sağlık sisteminden, kimi eğitimden, kimi ücretlerin düşüklüğünden, kimi enflasyondan,
kimi işsizlikten yakınıyor. Bir bölümü bu gidişattan kimin sorumlu olduğunu
karıştırıyor ama gidişten şikâyetçi.
Bütün bu yakınmalara karşılık
TÜİK’in 2024 yılını kapsayan Yaşam Memnuniyeti Anketi çok farklı sonuçları işaret
ediyor. Türk halkının yüzde 49,6’sı ankete verdiği yanıtta mutlu olduğunu ifade
etmiş. AKP’nin iktidarı devraldığı yıl mutlu olanların oranı yüzde 59,6 imiş buna
göre 21 yılda mutlu olanların oranı 10 puan azalmış. Oysa insanlarla konuştuğunuzda
toplumun yüzde 90’ı mutsuz görünüyor.
Bu çelişkili durum dört şeyden
birisinin veya birkaçının işareti olabilir: (1) İnsanların bir bölümü yalan
yere şikâyet ediyor, nazar değmesin diye öyle görünüyor olabilir (ki bu bence
en zayıf olasılık.) (2) İnsanların önemli bir bölümü mutluluğun ne olduğunu tam
olarak bilmiyor olabilir. (3) İnsanların bir bölümü çekindikleri için doğruyu
söylemiyor olabilir. (4) Anket tam olarak iyi ifade edilememiş olabilir.
Bu dört olasılığın hepsi geçerli
olsa bile eğer söz konusu 21 yılda bu eğilimlerde bir değişiklik olmamışsa
trend doğruyu gösteriyor demektir. Bu da AKP iktidarında halkın mutluluğunun 10
puan azaldığı anlamına gelir. Şikâyetlerle karşılaştırıldığında sağlık
hizmetlerindeki memnuniyet artışını anlamak mümkün olsa da adli hizmetler ve
asayiş hizmetlerindeki memnuniyet artışını anlamak mümkün değil.
Özetle söylemek gerekirse ya bu
anket doğruları yansıtmıyor ya da halkımız yok yere yakınıyor.
İhracatçı Kurdan Yakınıyor Ama İhracat Artıyor
İhracatçıları dinlerseniz
ihracatta büyük sıkıntılar yaşadıklarını ve eskisi gibi ihracat yapamadıklarını
anlatıyorlar ve kurun sabitleşme eğiliminin Türkiye’nin ihracatını
baltaladığından yakınıyorlar. Oysa ihracat verileri aynı şeyi göstermiyor.
TÜİK’in dış ticaret tablolarındaki
ihracat verilerini kullanarak hazırladığım bu grafik ihracatın bütün
yakınmalara karşılık, son iki yılda hız kesmiş olsa da, artış eğiliminin
sürdüğünü gösteriyor. O zaman ihracatçıların yakınmalarının nedeni ne olabilir?
Burada iki olasılık söz konusu olabilir: (1) İhracat verileri bazı hatalar
içeriyor olabilir. (2) USD/TL kurundaki değişimle enflasyondaki değişim
arasında tutarsızlık söz konusu olabilir.
(1) numaralı meseleyle ilgili
olarak Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından hazırlanan ihracat
verileri tablosunda yer alan ve 2024 yılında 35,7 milyar dolar düzeyine ulaşan
ihracatçı birlikler kaydından muaf ihracat ile antrepo ve serbest bölgeler
farkı başlığı altında sınıflandırılan kalem önemlidir. TÜİK, 3 yıl önce özel
ticaret sistemine göre hesaplamadan genel ticaret sistemine göre hesaplamaya
geçti. Özel ticaret sisteminde serbest bölgeler ekonomik sınırların dışında
kabul ediliyor ve bu bölgelere mal satışı ihracat sayılıyordu. 3 yıl önce
geçilen genel ticaret sisteminde ülkenin coğrafi sınırları ülkenin ekonomik
sınırları olarak tanımlandığı için artık serbest bölgelere satışlar değil,
serbest bölgelerden yurt dışına satışlar ihracat sayılıyor. Sorun asıl olarak
son üç yılda ortaya çıktığı için bu tanım değişikliği bazı kalemlerde bir çifte
saymaya neden olmuş ve bu çifte sayma ihracatı olduğundan yüksek göstermiş olabilir.
(2) numaralı olasılığı bir tablo
eşliğinde ele alıp irdeleyelim (tablodaki verilerin tamamı TÜİK sitesinden
alınmış ve değişim hesapları tarafımdan yapılmıştır.)
Tablo bize ihracatçının
yakınmasının USD/TL kurundaki değişim ile enflasyondaki değişim farkından
kaynaklandığını gösteriyor. Dikkat edilecek olursa son iki yılda kur artışı enflasyonun
gerisinde kalmıştır. Bir başka deyişle ihracatçının ürettiği mallarda
kullandığı yerli girdilerin maliyeti 2024 yılında ortalama yüzde 58,5 oranında
artarken ihracattan elde ettiği getiri (kur) yüzde 38 oranında artmıştır.
Yakınmanın bir bölümü buradan kaynaklanıyor.
Bence son yıllarda her düşünce , her olay ve her gelişme anormal ilerlediği için toplum artık " normal " olgusunu algılayamaz hale geldi . Sonuçta basit sebeplerle insanlar birbirini öldürebiliyor, trafikte olanlar korku tüneli gibi...Ciddi bir olumsuz geçiş dönem yaşıyoruz. Bütün bunların ışığında insanlar ne hissettiklerini kendileri bile tam anlayamıyor . Yazınız için sağolunuz
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilElinize sağlık hocam. TÜSİAD başkanının kelepçeli ifadeye götürülmesi çelişkileri en net ortaya koyuyor.
SilDipnot:
YanıtlaSilTÜİK anketlerine(araştırmalarına) katılımı reddetmenin idari para cezası var.
5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanununun 54. maddesi uyarınca, istenilen bilgilerin belirlenen şekilde, zamanında, eksiksiz ve doğru bir biçimde verilmemesi durumunda idari para cezası uygulanmaktadır.
İdari para cezası uygulanması, cevaplayıcının bilgi verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
https://www.tuik.gov.tr/Kurumsal/Cbm_Sss_Hane
Evet.
SilÇok saçma. Ankete katılıp katılmamak benim müsait zamanıma ya da kişisel tercihime bağlı olması gerekmez mi? Kaldı ki özgür iradeyle yapılmayan zoraki bir anket ne kadar gerçekçi olabilir?
SilSn Hocam yazınız için yüreğinize sağlık. 5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanununun 54. maddesi. Yukarıda Sn Adsız kardeşimiz yazmış. Bu bile benim memnun olmamama yeter. "İnsanların önemli bir bölümü mutluluğun ne olduğunu tam olarak bilmiyor" Bence en geçerli şık bu. Hakkı olmadığını bildiği makam veya para edinince mutlu oluyor. Son 50 yıldır insanların tek hedefi "Para gelsin gerisi de gelir"
SilMahfi hocam, herşeyden AKP yi sorumlu tutmak biraz işin kolayına kaçmak olmuyor mu?
YanıtlaSilTürkiye ve dünya 22 yılda neler yaşadı.bir geri dönüp baksak bu mutsuzluğun tek sebebini hükümete bağlamak biraz kötü niyet veya subjektif değil mi?
Türkiye'nin ve dünyanın genel bir ahlak çöküşü yaşadığını ve insanların bundan da mutsuz olabileceğini göz ardı etmemek lazım. Görüşlerinize hep değer veriyorum. Her zaman aynı fikirde değilim, bu da bir eleştiri olarak dikkate alırsanız sevinirim
Teşekkür ederim.
SilBenim yöntemim böyledir. Yani ortada yanlış giden, kötüye giden bir durum varsa ben önce kendime bakarım. Üstüme düşenleri yapmış mıyım yapmamış mıyım? Eğer üstüme düşenleri yapmışsam o zaman dışarıya bakarım benim dışımda bir şeyler oldu da beni onlar mı etkiledi diye. AKP bunu yapmıyor. Bir sürü yanlış adım attılar. Hukuktan eğitime, laiklikten basın özgürlüğüne, enflasyondan gelir dağılımına kadar. Saymakla bitmeyecek yanlışlar yaptılar. O nedenle dışarıya bakmadan önce bunlara bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Dışarıyı düzeltemeyiz, o bizim elimizde değil, ama bunları düzeltebiliriz.
akplilerde genel bi hastalık bu iyi olan herşeyi onlar yapmıştır kötü olan herşey ise dışarıdakiler dış güçler yüzünden olmuştur
SilYorumlara beğen özelliği getirir misiniz hocam. Çok güzel durumu özetlemişsiniz. Türkiye özeti diye bir yerde yazıyordu, eskiden kötü giden şeylerden iktidar sorumlu tutuluyordu, yeni Türkiye de ise vatandaştan…
SilUZAKTAN GÖRENLER MESUT SANIYOR, BİLMEZLER İÇİM YANIYOR. BİRAZ ARABESKMİ OLDU HOCAM.
YanıtlaSil😀
Silekonomiyi bütün yönleriyle ele alıp,tek bir YATIRIM TAVSİYESİ vermeyen, naif mahfi hocam.
YanıtlaSilNeden öyle diyorsunuz? Mahfi hoca daha önce bir yazısında kendi birikimlerini nasıl degerlendirdigini açık bir şekilde yazdı. Örnek alabilirsiniz !!!
SilMAHFİ HOCAM yazınızdan şunu anladım.yalan üzerine kurulu bir hayat yaşıyoruz.
YanıtlaSilDoğru
SilEKONOMİDE STOCKHLOM SENDROMU YAŞIYOR OLABİLİR MİYİZ HOCAM.
YanıtlaSilSadece ekonomide olsa iyi.
Silasgari ücret alırken, sonunu düşünmeden 3 katını alıyormuşuz yaşarsak,hem şikayetçi ,hem mutlu oluyoruz hocam.
YanıtlaSilHOCAM NAZAR KONUSU 90LARDA KALDI.ŞİMDİ HERKES ELİNDEKİ AVCUNDAKİ HERŞEYİ GÖSTERME VE HAVA ATMA YARIŞINDA.
YanıtlaSilO da doğru.
SilMahfi Hocam, elinize sağlık...Enflasyon hesaplamasına kimsenin inanmadığı TÜİK'in Yaşam Memnuniyeti Anketini ciddiye almaya gerek var mı?
YanıtlaSilBen alıyorum.
SilFAİZSİZ KAPİTALİZM OLURMU MAHFİ HOCAM.
YanıtlaSilFaizsiz ekonomi olmaz. Faizsiz denilen ekonomide adı farklı olan faiz vardır.
SilHOCAM devamlı ihracatçıları konuşuyoruz, bu arada ithalatçılar neyin beklentisi içindeler.
YanıtlaSilOnlar kurun düşük kalmasından memnundur.
SilHocam anketleri AKP genel merkezinde yaptılar sanırım.Bana sordular mı,size sordular mı? Hayır.Ülkenin neresinden tutsak elinde kalıyor ne mutluluğu.Devletin hiçbir kurumuna güvenmiyorum.Kendi yaşadığıma gördüklerime bakarım.Herkes mutsuz.
YanıtlaSilSöylemezsem içim yanıyor, söylemeye yeltensem dahi silivri soğuk diyorlar.
YanıtlaSilSayın Eğilmez, aynı anketi 3 farklı firmaya yaptırıp neticeleri mukayese edince ne çıkar acaba ?
YanıtlaSilİnsanlar bilmediklerini de bilmiyor olabilirler . Gerçek ötesi bir Dünya'da yaşıyoruz ve bunu yadırgamıyoruz.
YanıtlaSilSiz mutlu musunuz hocam?
YanıtlaSil"TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin 2024 dış ticaret açığı 82 milyar 165 milyon dolar.
YanıtlaSilMB ödemeler bilançosuna göre ise Türkiye’nin 2024 dış ticaret açığı, 56 milyar 258 milyon dolar.
Arada 25 milyar 907 milyon dolar fark var. MB‘na göre TÜİK verileri yüzde 46 daha fazladır. İstatistiklerde kabul edilebilir sapma oranı yüzde 2,5’tur."
"Döviz politikasına esas olacak verileri yayınlayan MB ile TÜİK verileri arasında çok büyük fark var. Türkiye’nin ne kadar dış ticaret açığı ve ne kadar döviz ihtiyacı var? Bilmiyoruz."
"Bu şartlarda Türkiye’nin dış ticaret politikası yok demektir. Döviz ihtiyacını hesaplayamaz. Rasyonel politika oluşturamaz."
Hocam artık rasyonelleşmekte mümkün değilmi?
Altın almadık seri şekilde arttı. Paramız borsa da kaldı.
YanıtlaSilOlmayan birsey hakında daha ne kadar yazmayı düşünüyorsunz ? Tarih felsefe yazsanız daha keyifli olabilir,emeğinize saglik.
YanıtlaSilBir şey ayrı yazılır.
SilAynen tek derdimiz buydu zaten
Sil2019-2020 yılında 10 USD / M2 ye ihraç ettiğimiz ürün için kullanılan ahşap kasa 70 TL idi. Kur ortalama 7 idi. Yani 1 M2 ürün için 1 USD , bu sene kasa 1100 TL yani yaklaşık 1 M2 için 3 USD , diğer üretim maliyetleri ile aynı ürünü 18 USD / M2 ye ihraç etmeliyiz. Avrupa, Amerika müşterisine 4 yıl içindeki %80 artışı anlatamazsınız. Ve doğal olarak pazarınızı her geçen yil kaybedersiniz. Ya da 10 usd ye satarken 1 USD kazaniyorsaniz 18 e satamayip maliyetine hatta zararına satarsaniz doğal olarak çalışırken batarsiniz. Ama ihracatta artmış görünür
YanıtlaSilSelam Hocam
YanıtlaSilZor bir dönemden geçiyoruz.Bu zorlukları bir kısmı biz olabiliriz ancak çok büyük bir kısmı birimlerin başında birçok konuda olaylara vakıf olmayan ,çıkarlarını ön planda tutan yöneticiler sebebiyledir.Şu gerçeği göremeyen,aynı gemide olduğumuzu bilmeyen çok yöneticiyse.Malesef firmalarımız küçülecek ve güçsüzlelecek önümüzdeki 6 ay içinde.Selamlar…
Evet maalesef öyle görünüyor.
SilYazınızın son kısmı TL değer kaybettikçe ihracat artar sonucuna ulaştırıyor. Ancak, hatırladığım kadarıyla siz de birçok ekonomist gibi aslında ihracattaki temel belirleyicinin hedef pazarlarınızdaki ekonomik durum (talep, büyüme vb.) ile sattığınız ürünlerin özellikleri (gelir ve fiyat esneklikleri vb.) ifade ederdiniz.
YanıtlaSilBu çerçevede yazının sonu eksik kalmış gibi geldi.
Kaleminize sağlık
Doğru diyorsunuz. İşin ilginci ana pazarımız Avrupa'da işler kötü olduğu halde ihracat artıyor. Yani bunu ekleyince kuşkular daha da büyüyor.
SilAsıl sebep muhtemelen "(4) Anket tam olarak iyi ifade edilememiş olabilir"
YanıtlaSilAnkette soru "mutlu musunuz" olarak sorulmuş. Sağlığı yerinde, sevdikleri , maddi durumu yerinde olan birisi ülkenin gidişatından/yönetiminden memnun olmasa da mutluyum seçeneğini işaretlemiş olabilir. Aynı şekilde ülkenin gidişatından/yönetiminden memnun olup özel hayatında sorunlar olan birisi de muhtelemen mutsuzum demiş olabilir.
Ankette "ülkenin gidişatından/yönetiminden memnun musunuz?" gibi bir soru olsaydı sonuçlar muhtemelen daha az çelişkili olurdu.
Doğru tespit.
SilHocam insanların önemli bir kısmı "mutsuzum" demeyi "şükürsüzlük" olarak görüyor bence. Nedense böyle bir şey var bizim toplumda. Daha mutlu olmak istemek, mutluluğun peşinden koşmak istemek açgözlülük ve şımarıklık olarak görülüyor. Hemen asgari ücretli ne yapsın, sağlığın var en azından, şükret.. gibi söylemlerle karşılaşıyorsunuz. Bizim millet daha iyisine kendini layık görmüyor ne yazık ki.
YanıtlaSilHaklısınız.
Sil450 yıl önce yazar John Lyly ne güzel demiş: “Arının ağzında bal vardır ama kuyruğunda da iğnesi.”Hocam ülkede maalesef kalite düştü.Bir an önce parlementer sisteme dönmemiz lazım. Saygılarımla. Fatih. Demirtaş
YanıtlaSilHaklısınız ama bu dediğiniz o kadar kolay olmayacak gibi çünkü toplumun önemli bir bölümü o kalite düşüşünden nasipleniyor.
SilBireysel olarak mutluyum. Kendi evimde yaşıyor, arabamla geziyor, oğlumu burslu olarak özel üniversitede okutuyorum. Gelirim nispeten iyi sayılır. Fakir ama gururlu bir ülkenin vatandaşı olmak isterdim. İyi yetiştirmeye çalıştığım çocuğumun iyi toplumu var etmeye çalışan diğer bireylerle ortak yaşamın var etmesini isterdim. Adalete sonsuz güven duyan huzurlu bir vatandaş olarak gelir eşitaizliğinin yaşamadığı bir ülkenin vergi mükellefi olmak isterdim. Bu ve benzeri pek çok sebeple mutsuzum.
YanıtlaSilGüzel özetlemişsiniz çoğumuzun durumunu.
SilMutlu musunuz anketi size sorulsaydı, sizin cevabınız ne olurdu?
YanıtlaSilMutsuzum. Ülkenin durumu ve gidişi iyi değil. Yoksa kendi durumumla ilgili şikayetim yok.
SilBourdieu'nun lCezayir Toplumun Tysel Manthığında gelişmiş ekonomiler kendilerini yetersiz bulup aşmaları gereken yolu düşünürlerken, teknik açıdan çok ilkel olan Cezayir halkının büyük bölümü kendini katiyen geri kalmış görmemektedir. Toplum eğer kendini kıyaslayabileceği bir zenginliğe ve refah düzeyine içte ya da dışta rastlamamışsa, kendi yaşantısını yeterli görmemektedir. İsmaİl Cem Türkiye'de geri kalmışlığın tarihi kitabında
YanıtlaSilAşağı yukarı bütün orta doğu için bu tespit geçerli.
SilBu göstergeler bana göre tek bir gerçeği ifade ediyor. Halkin ve hükümetin birbirine ne kadar da benzediğini ifade ediyor. Iktidarin halkın aynadaki birebir yansimasi olduğunu gösteriyor.
YanıtlaSilIhracatin arttığına da inanmıyorum. Daha doğrusu tüik in birçok verisine inanmıyorum. Mutluluk anketi doğru olabilir çünkü kötü yönetilmeye yüksek enflasyona cehalete adaletsizliğe alışmış bir halk sadece aldığı nefesten bile mutlu olduğunu sanir.
YanıtlaSilBedenen ruhen ve sosyal olarak iyilik halinde bulunmak sağlıklı olmanın tanımı. Eğer kişi bedenen bir hastalık hali içinde değilse anketöre mutluyum diyebilir. Bu şükür eden bir davranışın ifadesi olarak söylenmiştir. Bir kişi kendisine hedef belirleyip bu hedef için uygun fiziksel ruhsal ve toplumsal yeterliliklere sahip olduğunu hissediyorsa o zaman mutlu olabilir. Günü kurtarmak beklentisi, mutluyum demek için yeterli ise geri kalmışsınız demektir. Yazınız için sağolun Mahfi hocam..
YanıtlaSilDeğerli öğretmenim öncelikle paylaştığınız bu yazı için size çok teşekkür ederim. Sizi tanımama bu yılın başında üniversitemdeki sevdiğim bir hocam olan Mehmet Avcı vesile oldu. Sizin gibi birisini bu kadar geç tanımaktan hüzün duysam da güncel yazılarınızla birlikte burda paylaştığınız ilk yazıları da okumaya başladım. Yaptıklarınız ve paylaşımlarınız için çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilHocam Can’dır. Gerisi heyecan dır.
SilHocam bende ekonomi öğrenirken günlük hayattan analizler yaparak ekonomi bilgimi kullanmak istiyorum. Ama çıkardığım sebep sonuçların doğru olup olmadığını chatgpt yemi sorcam?
YanıtlaSilSorabilirsiniz tabii. Analizden çıkardığınız sonuçların doğruluğunu kendi başınıza bulduğunuzda doğru analiz yapabiliyorsunuz demektir.
SilHocam her ilimden önce mantık öğrenilmeli sözü hakkında ne düşünüyorsunuz. Ekonomide mantık ilminin yeri nedir
YanıtlaSilMantık, sadece bilimde değil her alanda gerekli.
SilHocam, yine düşündürücü bir makale yazmışsınız, elinize sağlık. Bu neticelerden benim çıkardığım sonuç: "hiçbir şey göründüğü gibi değil". AÇ
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilTablo 2'ye göre kurun 69,00-70,00 TL olması gerekiyor. sanırım. Kurun bu kadar baskılanmasının artıları kime yazıyor Hocam?
YanıtlaSilCarry trade ile dışarıdan döviz getirenlere.
Silİhracattan kazandığımız gelir faize gidiyor yani. Kuru şimdi olması gereken yere arttırırsak ne olur Hocam? Ekonomiye etkisi ne olur?
SilBu makale ile pek alakası yok ama konu ihracat olunca uzun zamandır yazmak istediklerimi söylemek istiyorum.Çin'in devasa ihracat rakamlarını nasıl başardığı ile alakalı daha önce hiç o pencereden bakmamış birisi olarak Çinli bir arkadaş sayesinde öğrendim.Çin'in devasa ihracat rakamlarının oldukça büyük kısmı diğer ülkelerin çinde kurulu olan fabrikalarından geldiğini aslında çine işçilik,ucuz maliyet hızlı otomasyon gibi katkılarından ziyade devasa hava kirliliği doymak ilmez enerji açığı devasa mecburi konut arzları gibi sorunlar yarattığını öğrenmiş oldum.Abd Çine karşı verdiği devasa ticaret açıklarına karşı savunması-İphone-Tesla-Batarya üniteleri-Teknolojik ürün kart ünite altyapı hammade gibi aslında abd yerleşik firmaların çin fabrikalarından geldiği için ihracat kalemine yazıldığı sonuçlarını görüyorsunuz.Yani uzun lafın kısası çinden ithal ettiğiniz ürünler zaten sizin yerleşik firmalarınızın ürünleri bu durumdan rahatsızsanız altyapınızda varsa taşıyın fabrikanızı nitelikli iş gücünüz varsa sizi tutan yok buyrun kendi ülkenizde üretin gibi kabaca kendilerini savunduklarını öğrendim.Aklıma Türkiye geldi direk bizde durum aşırı vahim bizde yerleşik firmaların orda fabrikasıda yok aracılar ithal edip karına satıyor burda İçerde aynı ürünü üreten yerel üretici imkansıza yakın aynı maliyetleri çıkarsın içinden çıkılması zor bir durum gümrük vergisi dışında pek çözüm görünmüyor.Tabi çinli arkadaş tam olarak haklıda değilmiş özellikle avrupalı otomobil üreticilerinden vahşice pay kapmak için Çin yerel firmalarını akıllara zarar Subvanse ediyormuş zararına maliyetine satılan araçlardan firmalara bütçe ayırıp pazar payı kapması sağklanmış haksız rekabet yaratıyorlar anlayacağınız zararına bile otomobil satsa almanlar Çini yakalamaları çok zor oluyormuş işin ucunda batmak olunca onlarda Gümrük duvarına sığınmaya çalışıyorlar,tabi çinden hemen cevap geliyor.Acayip karmakarışık eğlenceli bir konuydu benim için araştırmaya devam edeceğim.Son olarak ben Çinli kardeşin yalancısıyım Çin verilerine pek inanmamakta fayda varmış,Up Ucuz rus enerji kaynakları sayesinde biz avrupalılarıda daha zor günler bekliyormuş Ruslar tuzu biberi olmuş durumun pek mutlular enerji konusunda :)
YanıtlaSilÇin araştırmalarıma devam edeyim bu herifler neyi doğru yapıyorlar öğrenmeye devam
Hocam TFF yabancı hakem kararıyla sarı öküzü verdi. Bundan bir kaç ay sonra bu isteklerin ardı arkası gelmeyince, ''keşke sarı öküzü vermeseydik'' diyecek mi sizce?
YanıtlaSilİlk maçı Türk hakem yönetmişti, eğer o maçta da hakem yabancı olsaydı; seyirci baskısından etkilenmez, verilen saçma penaltıyı vermez; maç belki de 7'ye 8'e giderdi. Çünkü Fenerbahçe'nin gardı tamamen düşmüştü. Neden ilk maçı da yabancı hakem yönetmedi? Bu adaletsizlikten ve ikililikten dolayı ben, MUTSUZUM.
TFF'nin kendisini istifaya davet edenlere karşı tamamen taraflı davrandığını düşünüyorum. Zaten aksi olsaydı 46 pozisyonun var konuşmaları da açıklanırdı. Ülkede belli makamlarda olanların, kendilerinden şikayetçi olanlara tavır almalarından ve gücü, adaletsizce kullanmalarından dolayı MUTSUZUM.
Daha önce Şampiyonlar Ligi'nde maç yönetmiş 46 yaşındaki bir hakemin geleceği söyleniyor. 46 yaş artık kariyer sonu demek. Kendisi zaten yurt dışında yaşıyor. Kulüplerin haberi bile olmadan, GS'li ya da FB'li fark etmez, birileri vasıtasıyla fanatik iş adamlarının araya girip, kariyerinin sonunda olan bir hakeme servet transferi yapabileceği olasılığı hiç düşünülmüyor mu? Bundan dolayı da hakemin hem başarılı, hem de genç (kariyerinin başında olması) gerekmez mi? Eğer kariyerinin sonunda bir hakem getirilecekse, her türlü spekülasyona açık olacağı için MUTSUZUM.
Sarı öküz bir kere verildi demiştim. Olacakları tahmin edeyim. Hakemin yanlış bir kararıyla Galatasaray'ın canı yanacak ve maç berabere bitecek. Gelecek sezon Galatasaray, (bir önceki sezonda Kadıköy'de oynanan maça yani bu sezonki hakem faciasına atıfta bulunup) Kadıköy deplasmanında yabancı hakem isteyecek fakat bu sefer yabancı hakem VERİLMEYECEK. Ne zamana kadar? Maç tekrar Sami Yen'e gelinceye kadar. Çünkü TFF'de Galatasaray'a tamamen tavır almış bir başkan var. (Aksi olsaydı, TFF tek taraflı hareket etmez ve 46 pozisyonun var konuşmalarını da açıklardı) Bundan dolayı gelecekte olacaklar için şimdiden, gelecek adına da MUTSUZUM.
Ayrıcalık değil her koşulda adalet istiyorum ve ikili uygulamalardan da nefret ediyorum. Gelecek yıl GS ve FB maçlarına yabancı hakem verilecek diye sezon başında anlaşılsın, herkes onaylasın, böylece herkes eşit şartlarda yarışmış olsun. En büyük temennim budur.
https://www.sondakika.com/spor/haber-slovko-vincic-hakkinda-bomba-iddia-bir-takima-18392591/
Valla futbol son 10 - 15 yılda tamamen siyasetin bir uzantısı haline geldiği ve o nedenle benim ilgi listemde çok gerilere düştüğü için o kadar ilgilenmiyorum. Voleybol ve basketbola siyaset henüz pek karışmadığı için onlar çok daha fazla ilgimi çekiyor.
SilKeşke mutsuzluğumuz futbolla sınırlı kalsa.
Artık her yazıdan siyasi sonuç çıkartmaya başladım.
YanıtlaSil''Ülkede belli makamlarda olanların, kendilerinden şikayetçi olanlara tavır almalarından ve gücü, adaletsizce kullanmalarından dolayı MUTSUZUM''
Mahfi hocam bu gidişle SOSYOLOJİ tahsili de yapmanız gerekecek. Belki de sosyal psikoloji alanında.
YanıtlaSilBiz bunları Mülkiye'de okuduk.
SilSayın Mahfi Bey, analizleriniz her zamanki gibi son derece nitelikli ve isabetli. İhracatçılar yaklaşık yirmi yıldır döviz kuru seviyesinden şikâyetçiler. Kur 8 TL iken en az 15 TL olması gerektiğini, 20 TL’ye ulaştığında ise en az 30 TL seviyesinde olması gerektiğini söylemişlerdi. Günümüzde ise en az 45 TL olması gerektiğini savunuyorlar. Açıkçası bu durum, ihracatçıların kur politikalarına yönelik taleplerinin tutarlılığı konusunda soru işaretleri oluşturmaktadır. Her şeye rağmen ihracattaki artış ile ilgili bir ilavede bulunmak isterim. Son yıllarda daha yüksek katma değerli ürünlerin ihraç edilmesi ve ihracatçılara yönelik teşvik mekanizmalarının daha etkin ve hedef odaklı bir şekilde uygulanması, ihracat performansındaki iyileşmeye katkı sağlayan önemli faktörler arasındadır diye değerlendirilebilir kanaatindeyim.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilVeriler yanlış hocam. Tüm dünya veri analitiği yapıyor biz veri katakulliği yapıyoruz.
YanıtlaSilMaalesef öyle.
SilMerkez Bankasının rezervi negatife düştügü için carry trade ile rezerv biriktiriyoruz dendi ve hakikaten rezervler artmış görünüyor.Anlayamadıgım enflasyon ile kur arasındaki fark için yabancı fonlar türkiyeden para kazanıp mesela 100 dolar yatırıp 1 yıl sonra kabaca 120 dolar olarak 20 dolar kazanıp merkezden getirdiginin %20 fazlasını alıp giderken bu nedenle rezervlerin azalması gerekirken nasıl oluyorda rezervler artıyor??
YanıtlaSil1-Acaba saadet-ponzi sistemi devam ettigi için çıkandan fazla gelen döviz oldugu için mi rezervler şimdilik çıkış olmadıgından mı artış gösteriyor?
2-Acaba yurtdışına bir şekilde kaçmış yerlilerin dövizi bu dövize yüksek karlı faiz nedeni ile tekrar yurda giriş yaptıgı için mi rezervler artıyor?
Eger her 2 durumda geçerliligini uzun süre sürdürebilir bir durumsa iktidarlar neden devalüasyon yapıp hem ülke ekonomilerini perişan ederler hem de iktidarı kaybederler?Eger sürdürülebilir degilse burada padişahın atına 1 yılda konuşma ögretecegini iddia ederek sarayda kaymaklı iş bulan adamın eşinin sen ata konuşmayı ögretemezsin bu işin sonu kötü demesine karşın ,1 yıla kadar padişah ölebilir at ölebilir veya ben ölebilirim eger bunlar olmazsa da 1 yıl paşalar gibi mutlu yaşamış olurum demiş acaba diyorum bizim ekonomi programımızda böyle bir hikayeye benzer bir durum mu?
1- Evet ana itibarıyla çıkış yok çünkü kur pek oynamıyor. Bu durumda 100 dolar getirip 120 dolar kazanan parasını alıp gitmek yerine elde ettiği faizle birlikte tekrar yatırıyor
Sil2- Onu bilemeyiz ama Türk vatandaşları da bu yüksek faizden yararlanmak için bankalardaki döviz hesaplarını bozup TL mevduata dönüyor. Bankalar bu dövizleri TCMB'ye sattığı veya yatırdığı için bunlar da rezerv oluyor.
Bu yöntem sürdürülebilir değil. Sürdürülebilir olması için ülkede yalnızca ekonominin değil sosyal yaşamın da düzgün yönetilmesi gerekir. Yaşanacak ilk panikte her şey tersine dönebilir. İnsanlar dövize hücum edebilir. O zaman kriz de çıkabilir. Yani uygulanan çok tehlikeli bir politika. Bu tür politikaların en fazla 6 ay bilemediniz bir yıl uygulanıp normale dönülmesi lazım. Bizde bir yılı aştı. Sosyal yaşamda da ciddi yanlışlar yapılıyor. Bakalım sistem ne kadar direnebilecek?
Hocam derin yoksuluk ve sosyo ekonomik boyutunu da inceleme yazısı olarak paylaşır mısınız?
YanıtlaSil“Odi ve amo: quare id faciam fortasse quiris.
YanıtlaSilNescio, sed fieri sentio ve excrucior.”
Şair Catullus- MÖ 55
Nefret ediyorum ve seviyorum; nedenini bilmek ister misin?
Bilmiyorum, ama yanıyorum ve bunu hissediyorum.
Latince bilen varsa, çevirebilir.
Bazılarına göre, ortaya attığı sorular, antik bir şairin kaygılarından ziyade, zihinsel çatışmanın post-Freudyen bir incelemesine daha uygun görünebilir. Sevgi ve nefretin zıt duygularının aynı anda eğlendirilebileceğini kabul edebiliriz; ama sonuçta bu nasıl işliyor?
Jung okursaniz anlarsiniz nasil isledigini.damarima basma derlerya o sekilde.sizin cok cok seven bir esinizi, aldattiginj ogrenince nefret kaplar. Bu dengedir. 95 5 se 85 15 olabilir
SilHocam kamu barışı bozuluyormu?
YanıtlaSilBir şey yoksa bozulmaz.
Sil"Lütfen, muhalif içerikli yazılar yazmayınız!" diye sizi defalarca ikaz ediyoruz Mahfi bey!
YanıtlaSilZannediyorsunuz ki, sizi susturmak istiyoruz!
Hayır!
Size de birşeyler yapacaklar diye korkuyoruz!
Lütfen şu haberi dikkatle okuyunuz. Eğer muhalif olmaya devam ederseniz, sizin de başınıza bunlar gelecek!
75 yaşında olmanız, kimsenin umrunda değil! Eğer yaşınız itibariyle size dokunmayacaklarını zannediyorsanız, yanılıyorsunuz:
"Tarihte bir ilk: Polis eşliğinde savcılığa götürülen 'TÜSİAD' Başkanı Orhan Turan ve 'Yüksek İstişare Kurulu' Başkanı Ömer Aras'a yurt dışına çıkış yasağı getirildi!"
Kaynak:
https://t24.com.tr/haber/tusiad-baskani-orhan-turan-ve-omer-aras-a-sorusturma-,1219846
Korkmayın ben muhalefet yapmıyorum, kendimi de katarak yaptığımız yanlışları ortaya koyuyorum.
SilHocaya muhalefet yapmak yasak.
SilHocam ihracat rakamlarındaki artışı analiz ederken ihracat birim değer endeksine de bakmakta yarar var. Ben son yıllardaki gelişimine baktım. 2020 itibarıyla yükselmeye başlamış, 2021-2024 döneminde ise genel olarak artış eğiliminde. Sizin verdiğiniz grafikle birlikte değerlendirdiğimde ihracatın hem miktar hem de birim değer olarak büyüdüğünü gösteriyor. Selamlar.
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilSn.Hocam,
YanıtlaSilİhracat yapmak ülkemizde üretimle uğraşan her kesimin hedefidir. Hatırlarsanız yıllar önce 2023 yılı için ihracat hedefi 500 milyar $ olarak verilmişti ve tüm sektörler buna göre pozisyon aldı,fakat malum nedenlerle bu hedef gerçekleşmedi.İhracatçının asıl serzenişi haklı olarak bu hacmi yakalayamamaktır.(dünya mal ihracatı payımız %1,08)
Tabloda 2022 yılına kadar gelen doğrusal artışın yataya geçmesi de döviz kurunun baskılanmasıyla doğru orantılıdır ve artış değil yerinde sayma,hatta geri gidiş söz konusudur.İhracatçı pazarını kaybetmemek için yurtdışına sattığı mala düşük kur nedeniyle zam yapmak yerine fiyat düşürüyor,o da kurtarmayınca artan maliyetler nedeniyle üretimini taşıyor.
Burada ısrarla enflasyona sebep baskılanan döviz kuru diye yazmamızın nedeni de ihracatla ilgilidir.Şöyle ki; imalât sanayimizin ihracattaki payı %95,tarım,orman ve balıkçılık da kabaca %5 dir.
İhracat yapan bir firma,yurtdışına sattığı malın gelirini TL’ye çevirdiğinde olması gereken gelirin yarısını bile elde edemiyor,bu sefer kaybını telafi etmek için iç piyasaya sattığı ürünlere zam yapıyor,bu da enflasyonu sürekli yükseltiyor.
Rakamlarla ispatlarsak,bizim marketlerde 10 $ karşılığı aldığımız kültür balıkları yurtdışına 2 $’dan satılıyor,yine 10 dolara aldığımız zeytinyağı 5 dolara ihraç ediliyor,2000 $ karşılığı aldığımız koltuk takımı 500 $ ‘a ihraç ediliyor.Yumurtadan mermere,tekstilden makineye,araba lastiğinden mobilyaya tüm sektörlerde durum böyledir.Avrupada satılan Türk malı her ürün buradaki fiyatının 1/3’ü kadardır.(fındık hariç) Böyle devam ettikçe ne ihracatçı kazanır,ne de enflasyon düşer.Düşük kur,hem ihracatı baltalıyor,hem de bu nedenle enflasyonu canlı tutup fiyatlama sistemini bozarak hayat pahalılığı yaratıyor.
Aralık 2021 tarihine kadar her şey normal seyrinde ilerliyordu o tarihte kurun değeriyle oynandığı için bugün bu durumdayız.Global piyasada 1 $’a satın alacağınız bir ürünü ülkemizde 3 $ ödeyerek alabiliyorsunuz. Durumu düzeltmenin tek yolu 4 yıl önceki döviz kurunun satın alma gücünü sağlamaktır,bunu sağladığımız gün hem enflasyon hem de hayat pahalılığı bitecektir.
Saygılarımla,Fatih Gülşen
Paylaşım için teşekkürler Fatih Bey.
SilHocam , Trump kayyum ataması yapacak sanırım. Washington'lular bu durumu nasıl karşılayacak merak ediyorum.
YanıtlaSilTrump, belediyenin 'iş yapmadığını' savundu: Washington DC'yi devralmalıyız. (diken.com.tr)
Öyle bir söz var son zamanlarda çıktı: "Biz küçük Amerika olacaktık onlar büyük Türkiye oldular" diye.
SilVerilerin olumlu gözükmesi için değişiklikler mi yapılıyor yoksa sonuçlar bilerek olumlu olacak şekilde değiştiriliyor mu?
YanıtlaSilİkisi de.
SilAtatürkçü olmak ne demektir? Babanız Atatürkçü müydü? Eğer babanız Atatürkçü olmasaydı ve sizin zamanınızdaki eğitim, mevcut eğitim sistemi olsaydı, Atatürkçü olmanız ne kadar zamanınızı alırdı?
YanıtlaSilPek zamanımı almazdı. Tarih okumam yeterdi.
SilHangi tarih hocam? Algısal tarih mi? Ben bana sunulan kitaplarda 2. Abdülhamit'in sansür mekanizmasını nasıl ve ne şekilde uyguladığını, Ziya Paşa'yı nasıl sürgüne gönderdiğini vs hiç görmedim. Ya da tahtı uğruna 19 kardeşini boğdurtan padişahın haberini de bana sunulan kitaplardan okumadım. Bu gerçekleri yıllar yıllar sonra öğrendim. Şu anda 2. Abdülhamit'in mezhepçi ideolojisini kendi ideolojisi olarak görenler ve tıpkı onun gibi sansüre sarılanlar sizce nasıl bir nesil yetiştirme gayretindeler? Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli sizce hangi amaca hizmet etmekte, Atatürk ve Atatürkçülük bu modelin neresinde durmaktadır? Fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür nesiller yerine sizce tek düze düşünen bir nesil mi yetiştirilmek istenmekte, muhalif düşüncenin bastırılmaya çalışılması da bu amaca hizmet mi etmektedir? Eğitimden hukuka kadar birçok konuda anayasa hiçe mi sayılmaktadır? Sizce Recep Tayyip Erdoğan kendisine Atatürk'ü mü yoksa 2. Abdülhamit'i mi örnek almıştır? TRT'de neden uzun soluklu bir Atatürk dizisi çekilmemekte, Atatürk'ün 8 manevi çocuğu ve bunların hayatları neden anlatılmamaktadır? Diyanet'i kuran ve Kuran'ı tercime ettiren Atatürk, Diyanet İşleri Başkan'ı tarafından neden hiç anılmamaktadır? Bugünün Ziya Paşa'ları neden susturulmaya çalışılmaktadır? Tüm bunların ışığında gençlerimiz algısal tarihten ve algısal olaylardan nasıl kurtulacaklar, hangi gerçek tarihi okuyarak Atatürkçü bir bilinç geliştireceklerdir?
SilMaalesef ataturkcu doguluyor kardesim aile cevre en etkili unsurlar gibi gozukuyor
SilMahfi hocam Trump'ın yeni dönemi ve dünya ticareti ve finansal piyasalara etkisini & olası beklentileri ne zaman değerlendireceksiniz?
YanıtlaSilMahfi hocam bu yazıyla geceye ışık oldunuz resmen öncelikle merhabalar. Saçma bir soru olabilir ama sizin gibi değerli bir yazarın fikri benim için önemlidir . Okuduğunuz kitaplarda önemli yerlerin altını çizmeyi mi tercih edersiniz yoksa deftere not almayı mı tercih edersiniz? cevaplarsanız sevinirim =-) Şimdiden teşekkürler
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilBen kitaplarımı çizerim sayfa yanlarına notlar alırım, bazen sayfaları üstten kıvırıp oraya not alırım.
Mülkiye'de Şerif Mardin siyaset bilimi dersi hocamızdı derdi ki "bir kitaplıktaki kitaplar tertemzi duruyorsa biln ki onlar süs olsun diye alınmıştır."
Hocam alin size bir çelişki daha. 300 milyon euroluk Galatasaray futbol takimi 80 milyon euroluk az alkmar a elendi üstelik de ezilerek. Bir taraftar olarak canimi çok yakan yaman çelişki yaşandı. Hocam etkiliyor mutlakave eğitim o kadar önemli iki konudur ki hemen herşeyimizi zamanla olumlu ya da olumsuz etkiliyor. Orası kesin sanirim.
YanıtlaSilMahfi Bey merhaba. Bireysel gorusum, Suriyeliler'in cok buyuk bolumu duzenli sekilde gonderilsin, yurtdisi yardimlari kisilsin ve karsit goruslerle oturup konusulsun, harcamalar bazinda seffaflik ve kontrollu olunsun, yabanci yatirimci cekmek icin vatandaslik vermek yerine daha cazip uygulamalar baslatilsin, sıkı goc kontrolu yapilsin, bahsettiginiz yapisal reformlar gerceklessin sorun cozulur bence.
YanıtlaSil