Çelişkili Konular

Herkes Hem Şikâyetçi Hem Mutlu

Kime sorsanız bir şeylerden şikâyet ediyor. Kimi ülkenin gidişini beğenmiyor, kimi adalet sisteminden, kimi sağlık sisteminden, kimi eğitimden, kimi ücretlerin düşüklüğünden, kimi enflasyondan, kimi işsizlikten yakınıyor. Bir bölümü bu gidişattan kimin sorumlu olduğunu karıştırıyor ama gidişten şikâyetçi.

Bütün bu yakınmalara karşılık TÜİK’in 2024 yılını kapsayan Yaşam Memnuniyeti Anketi çok farklı sonuçları işaret ediyor. Türk halkının yüzde 49,6’sı ankete verdiği yanıtta mutlu olduğunu ifade etmiş. AKP’nin iktidarı devraldığı yıl mutlu olanların oranı yüzde 59,6 imiş buna göre 21 yılda mutlu olanların oranı 10 puan azalmış. Oysa insanlarla konuştuğunuzda toplumun yüzde 90’ı mutsuz görünüyor.

Bu çelişkili durum dört şeyden birisinin veya birkaçının işareti olabilir: (1) İnsanların bir bölümü yalan yere şikâyet ediyor, nazar değmesin diye öyle görünüyor olabilir (ki bu bence en zayıf olasılık.) (2) İnsanların önemli bir bölümü mutluluğun ne olduğunu tam olarak bilmiyor olabilir. (3) İnsanların bir bölümü çekindikleri için doğruyu söylemiyor olabilir. (4) Anket tam olarak iyi ifade edilememiş olabilir.

Bu dört olasılığın hepsi geçerli olsa bile eğer söz konusu 21 yılda bu eğilimlerde bir değişiklik olmamışsa trend doğruyu gösteriyor demektir. Bu da AKP iktidarında halkın mutluluğunun 10 puan azaldığı anlamına gelir. Şikâyetlerle karşılaştırıldığında sağlık hizmetlerindeki memnuniyet artışını anlamak mümkün olsa da adli hizmetler ve asayiş hizmetlerindeki memnuniyet artışını anlamak mümkün değil.

Özetle söylemek gerekirse ya bu anket doğruları yansıtmıyor ya da halkımız yok yere yakınıyor. 

İhracatçı Kurdan Yakınıyor Ama İhracat Artıyor

İhracatçıları dinlerseniz ihracatta büyük sıkıntılar yaşadıklarını ve eskisi gibi ihracat yapamadıklarını anlatıyorlar ve kurun sabitleşme eğiliminin Türkiye’nin ihracatını baltaladığından yakınıyorlar. Oysa ihracat verileri aynı şeyi göstermiyor.

TÜİK’in dış ticaret tablolarındaki ihracat verilerini kullanarak hazırladığım bu grafik ihracatın bütün yakınmalara karşılık, son iki yılda hız kesmiş olsa da, artış eğiliminin sürdüğünü gösteriyor. O zaman ihracatçıların yakınmalarının nedeni ne olabilir? Burada iki olasılık söz konusu olabilir: (1) İhracat verileri bazı hatalar içeriyor olabilir. (2) USD/TL kurundaki değişimle enflasyondaki değişim arasında tutarsızlık söz konusu olabilir.

(1) numaralı meseleyle ilgili olarak Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından hazırlanan ihracat verileri tablosunda yer alan ve 2024 yılında 35,7 milyar dolar düzeyine ulaşan ihracatçı birlikler kaydından muaf ihracat ile antrepo ve serbest bölgeler farkı başlığı altında sınıflandırılan kalem önemlidir. TÜİK, 3 yıl önce özel ticaret sistemine göre hesaplamadan genel ticaret sistemine göre hesaplamaya geçti. Özel ticaret sisteminde serbest bölgeler ekonomik sınırların dışında kabul ediliyor ve bu bölgelere mal satışı ihracat sayılıyordu. 3 yıl önce geçilen genel ticaret sisteminde ülkenin coğrafi sınırları ülkenin ekonomik sınırları olarak tanımlandığı için artık serbest bölgelere satışlar değil, serbest bölgelerden yurt dışına satışlar ihracat sayılıyor. Sorun asıl olarak son üç yılda ortaya çıktığı için bu tanım değişikliği bazı kalemlerde bir çifte saymaya neden olmuş ve bu çifte sayma ihracatı olduğundan yüksek göstermiş olabilir.

(2) numaralı olasılığı bir tablo eşliğinde ele alıp irdeleyelim (tablodaki verilerin tamamı TÜİK sitesinden alınmış ve değişim hesapları tarafımdan yapılmıştır.)

Tablo bize ihracatçının yakınmasının USD/TL kurundaki değişim ile enflasyondaki değişim farkından kaynaklandığını gösteriyor. Dikkat edilecek olursa son iki yılda kur artışı enflasyonun gerisinde kalmıştır. Bir başka deyişle ihracatçının ürettiği mallarda kullandığı yerli girdilerin maliyeti 2024 yılında ortalama yüzde 58,5 oranında artarken ihracattan elde ettiği getiri (kur) yüzde 38 oranında artmıştır. Yakınmanın bir bölümü buradan kaynaklanıyor.


Yorumlar

  1. Bence son yıllarda her düşünce , her olay ve her gelişme anormal ilerlediği için toplum artık " normal " olgusunu algılayamaz hale geldi . Sonuçta basit sebeplerle insanlar birbirini öldürebiliyor, trafikte olanlar korku tüneli gibi...Ciddi bir olumsuz geçiş dönem yaşıyoruz. Bütün bunların ışığında insanlar ne hissettiklerini kendileri bile tam anlayamıyor . Yazınız için sağolunuz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elinize sağlık hocam. TÜSİAD başkanının kelepçeli ifadeye götürülmesi çelişkileri en net ortaya koyuyor.

      Sil
  2. Dipnot:
    TÜİK anketlerine(araştırmalarına) katılımı reddetmenin idari para cezası var.

    5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanununun 54. maddesi uyarınca, istenilen bilgilerin belirlenen şekilde, zamanında, eksiksiz ve doğru bir biçimde verilmemesi durumunda idari para cezası uygulanmaktadır.
    İdari para cezası uygulanması, cevaplayıcının bilgi verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.

    https://www.tuik.gov.tr/Kurumsal/Cbm_Sss_Hane

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok saçma. Ankete katılıp katılmamak benim müsait zamanıma ya da kişisel tercihime bağlı olması gerekmez mi? Kaldı ki özgür iradeyle yapılmayan zoraki bir anket ne kadar gerçekçi olabilir?

      Sil
    2. Sn Hocam yazınız için yüreğinize sağlık. 5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanununun 54. maddesi. Yukarıda Sn Adsız kardeşimiz yazmış. Bu bile benim memnun olmamama yeter. "İnsanların önemli bir bölümü mutluluğun ne olduğunu tam olarak bilmiyor" Bence en geçerli şık bu. Hakkı olmadığını bildiği makam veya para edinince mutlu oluyor. Son 50 yıldır insanların tek hedefi "Para gelsin gerisi de gelir"

      Sil
  3. Mahfi hocam, herşeyden AKP yi sorumlu tutmak biraz işin kolayına kaçmak olmuyor mu?
    Türkiye ve dünya 22 yılda neler yaşadı.bir geri dönüp baksak bu mutsuzluğun tek sebebini hükümete bağlamak biraz kötü niyet veya subjektif değil mi?

    Türkiye'nin ve dünyanın genel bir ahlak çöküşü yaşadığını ve insanların bundan da mutsuz olabileceğini göz ardı etmemek lazım. Görüşlerinize hep değer veriyorum. Her zaman aynı fikirde değilim, bu da bir eleştiri olarak dikkate alırsanız sevinirim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Benim yöntemim böyledir. Yani ortada yanlış giden, kötüye giden bir durum varsa ben önce kendime bakarım. Üstüme düşenleri yapmış mıyım yapmamış mıyım? Eğer üstüme düşenleri yapmışsam o zaman dışarıya bakarım benim dışımda bir şeyler oldu da beni onlar mı etkiledi diye. AKP bunu yapmıyor. Bir sürü yanlış adım attılar. Hukuktan eğitime, laiklikten basın özgürlüğüne, enflasyondan gelir dağılımına kadar. Saymakla bitmeyecek yanlışlar yaptılar. O nedenle dışarıya bakmadan önce bunlara bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Dışarıyı düzeltemeyiz, o bizim elimizde değil, ama bunları düzeltebiliriz.

      Sil
    2. akplilerde genel bi hastalık bu iyi olan herşeyi onlar yapmıştır kötü olan herşey ise dışarıdakiler dış güçler yüzünden olmuştur

      Sil
    3. Yorumlara beğen özelliği getirir misiniz hocam. Çok güzel durumu özetlemişsiniz. Türkiye özeti diye bir yerde yazıyordu, eskiden kötü giden şeylerden iktidar sorumlu tutuluyordu, yeni Türkiye de ise vatandaştan…

      Sil
  4. UZAKTAN GÖRENLER MESUT SANIYOR, BİLMEZLER İÇİM YANIYOR. BİRAZ ARABESKMİ OLDU HOCAM.

    YanıtlaSil
  5. ekonomiyi bütün yönleriyle ele alıp,tek bir YATIRIM TAVSİYESİ vermeyen, naif mahfi hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neden öyle diyorsunuz? Mahfi hoca daha önce bir yazısında kendi birikimlerini nasıl degerlendirdigini açık bir şekilde yazdı. Örnek alabilirsiniz !!!

      Sil
  6. MAHFİ HOCAM yazınızdan şunu anladım.yalan üzerine kurulu bir hayat yaşıyoruz.

    YanıtlaSil
  7. EKONOMİDE STOCKHLOM SENDROMU YAŞIYOR OLABİLİR MİYİZ HOCAM.

    YanıtlaSil
  8. asgari ücret alırken, sonunu düşünmeden 3 katını alıyormuşuz yaşarsak,hem şikayetçi ,hem mutlu oluyoruz hocam.

    YanıtlaSil
  9. HOCAM NAZAR KONUSU 90LARDA KALDI.ŞİMDİ HERKES ELİNDEKİ AVCUNDAKİ HERŞEYİ GÖSTERME VE HAVA ATMA YARIŞINDA.

    YanıtlaSil
  10. Mahfi Hocam, elinize sağlık...Enflasyon hesaplamasına kimsenin inanmadığı TÜİK'in Yaşam Memnuniyeti Anketini ciddiye almaya gerek var mı?

    YanıtlaSil
  11. FAİZSİZ KAPİTALİZM OLURMU MAHFİ HOCAM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizsiz ekonomi olmaz. Faizsiz denilen ekonomide adı farklı olan faiz vardır.

      Sil
  12. HOCAM devamlı ihracatçıları konuşuyoruz, bu arada ithalatçılar neyin beklentisi içindeler.

    YanıtlaSil
  13. Hocam anketleri AKP genel merkezinde yaptılar sanırım.Bana sordular mı,size sordular mı? Hayır.Ülkenin neresinden tutsak elinde kalıyor ne mutluluğu.Devletin hiçbir kurumuna güvenmiyorum.Kendi yaşadığıma gördüklerime bakarım.Herkes mutsuz.

    YanıtlaSil
  14. Söylemezsem içim yanıyor, söylemeye yeltensem dahi silivri soğuk diyorlar.

    YanıtlaSil
  15. Sayın Eğilmez, aynı anketi 3 farklı firmaya yaptırıp neticeleri mukayese edince ne çıkar acaba ?

    YanıtlaSil
  16. İnsanlar bilmediklerini de bilmiyor olabilirler . Gerçek ötesi bir Dünya'da yaşıyoruz ve bunu yadırgamıyoruz.

    YanıtlaSil
  17. Siz mutlu musunuz hocam?

    YanıtlaSil
  18. "TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin 2024 dış ticaret açığı 82 milyar 165 milyon dolar.
    MB ödemeler bilançosuna göre ise Türkiye’nin 2024 dış ticaret açığı, 56 milyar 258 milyon dolar.
    Arada 25 milyar 907 milyon dolar fark var. MB‘na göre TÜİK verileri yüzde 46 daha fazladır. İstatistiklerde kabul edilebilir sapma oranı yüzde 2,5’tur."

    "Döviz politikasına esas olacak verileri yayınlayan MB ile TÜİK verileri arasında çok büyük fark var. Türkiye’nin ne kadar dış ticaret açığı ve ne kadar döviz ihtiyacı var? Bilmiyoruz."

    "Bu şartlarda Türkiye’nin dış ticaret politikası yok demektir. Döviz ihtiyacını hesaplayamaz. Rasyonel politika oluşturamaz."

    Hocam artık rasyonelleşmekte mümkün değilmi?

    YanıtlaSil
  19. Altın almadık seri şekilde arttı. Paramız borsa da kaldı.

    YanıtlaSil
  20. Olmayan birsey hakında daha ne kadar yazmayı düşünüyorsunz ? Tarih felsefe yazsanız daha keyifli olabilir,emeğinize saglik.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir şey ayrı yazılır.

      Sil
    2. Aynen tek derdimiz buydu zaten

      Sil
  21. 2019-2020 yılında 10 USD / M2 ye ihraç ettiğimiz ürün için kullanılan ahşap kasa 70 TL idi. Kur ortalama 7 idi. Yani 1 M2 ürün için 1 USD , bu sene kasa 1100 TL yani yaklaşık 1 M2 için 3 USD , diğer üretim maliyetleri ile aynı ürünü 18 USD / M2 ye ihraç etmeliyiz. Avrupa, Amerika müşterisine 4 yıl içindeki %80 artışı anlatamazsınız. Ve doğal olarak pazarınızı her geçen yil kaybedersiniz. Ya da 10 usd ye satarken 1 USD kazaniyorsaniz 18 e satamayip maliyetine hatta zararına satarsaniz doğal olarak çalışırken batarsiniz. Ama ihracatta artmış görünür

    YanıtlaSil
  22. Selam Hocam
    Zor bir dönemden geçiyoruz.Bu zorlukları bir kısmı biz olabiliriz ancak çok büyük bir kısmı birimlerin başında birçok konuda olaylara vakıf olmayan ,çıkarlarını ön planda tutan yöneticiler sebebiyledir.Şu gerçeği göremeyen,aynı gemide olduğumuzu bilmeyen çok yöneticiyse.Malesef firmalarımız küçülecek ve güçsüzlelecek önümüzdeki 6 ay içinde.Selamlar…

    YanıtlaSil
  23. Yazınızın son kısmı TL değer kaybettikçe ihracat artar sonucuna ulaştırıyor. Ancak, hatırladığım kadarıyla siz de birçok ekonomist gibi aslında ihracattaki temel belirleyicinin hedef pazarlarınızdaki ekonomik durum (talep, büyüme vb.) ile sattığınız ürünlerin özellikleri (gelir ve fiyat esneklikleri vb.) ifade ederdiniz.
    Bu çerçevede yazının sonu eksik kalmış gibi geldi.
    Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru diyorsunuz. İşin ilginci ana pazarımız Avrupa'da işler kötü olduğu halde ihracat artıyor. Yani bunu ekleyince kuşkular daha da büyüyor.

      Sil
  24. Asıl sebep muhtemelen "(4) Anket tam olarak iyi ifade edilememiş olabilir"

    Ankette soru "mutlu musunuz" olarak sorulmuş. Sağlığı yerinde, sevdikleri , maddi durumu yerinde olan birisi ülkenin gidişatından/yönetiminden memnun olmasa da mutluyum seçeneğini işaretlemiş olabilir. Aynı şekilde ülkenin gidişatından/yönetiminden memnun olup özel hayatında sorunlar olan birisi de muhtelemen mutsuzum demiş olabilir.

    Ankette "ülkenin gidişatından/yönetiminden memnun musunuz?" gibi bir soru olsaydı sonuçlar muhtemelen daha az çelişkili olurdu.

    YanıtlaSil
  25. Hocam insanların önemli bir kısmı "mutsuzum" demeyi "şükürsüzlük" olarak görüyor bence. Nedense böyle bir şey var bizim toplumda. Daha mutlu olmak istemek, mutluluğun peşinden koşmak istemek açgözlülük ve şımarıklık olarak görülüyor. Hemen asgari ücretli ne yapsın, sağlığın var en azından, şükret.. gibi söylemlerle karşılaşıyorsunuz. Bizim millet daha iyisine kendini layık görmüyor ne yazık ki.

    YanıtlaSil
  26. 450 yıl önce yazar John Lyly ne güzel demiş: “Arının ağzında bal vardır ama kuyruğunda da iğnesi.”Hocam ülkede maalesef kalite düştü.Bir an önce parlementer sisteme dönmemiz lazım. Saygılarımla. Fatih. Demirtaş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız ama bu dediğiniz o kadar kolay olmayacak gibi çünkü toplumun önemli bir bölümü o kalite düşüşünden nasipleniyor.

      Sil
  27. Bireysel olarak mutluyum. Kendi evimde yaşıyor, arabamla geziyor, oğlumu burslu olarak özel üniversitede okutuyorum. Gelirim nispeten iyi sayılır. Fakir ama gururlu bir ülkenin vatandaşı olmak isterdim. İyi yetiştirmeye çalıştığım çocuğumun iyi toplumu var etmeye çalışan diğer bireylerle ortak yaşamın var etmesini isterdim. Adalete sonsuz güven duyan huzurlu bir vatandaş olarak gelir eşitaizliğinin yaşamadığı bir ülkenin vergi mükellefi olmak isterdim. Bu ve benzeri pek çok sebeple mutsuzum.

    YanıtlaSil
  28. Mutlu musunuz anketi size sorulsaydı, sizin cevabınız ne olurdu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutsuzum. Ülkenin durumu ve gidişi iyi değil. Yoksa kendi durumumla ilgili şikayetim yok.

      Sil
  29. Bourdieu'nun lCezayir Toplumun Tysel Manthığında gelişmiş ekonomiler kendilerini yetersiz bulup aşmaları gereken yolu düşünürlerken, teknik açıdan çok ilkel olan Cezayir halkının büyük bölümü kendini katiyen geri kalmış görmemektedir. Toplum eğer kendini kıyaslayabileceği bir zenginliğe ve refah düzeyine içte ya da dışta rastlamamışsa, kendi yaşantısını yeterli görmemektedir. İsmaİl Cem Türkiye'de geri kalmışlığın tarihi kitabında

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşağı yukarı bütün orta doğu için bu tespit geçerli.

      Sil
  30. Bu göstergeler bana göre tek bir gerçeği ifade ediyor. Halkin ve hükümetin birbirine ne kadar da benzediğini ifade ediyor. Iktidarin halkın aynadaki birebir yansimasi olduğunu gösteriyor.

    YanıtlaSil
  31. Ihracatin arttığına da inanmıyorum. Daha doğrusu tüik in birçok verisine inanmıyorum. Mutluluk anketi doğru olabilir çünkü kötü yönetilmeye yüksek enflasyona cehalete adaletsizliğe alışmış bir halk sadece aldığı nefesten bile mutlu olduğunu sanir.

    YanıtlaSil
  32. Bedenen ruhen ve sosyal olarak iyilik halinde bulunmak sağlıklı olmanın tanımı. Eğer kişi bedenen bir hastalık hali içinde değilse anketöre mutluyum diyebilir. Bu şükür eden bir davranışın ifadesi olarak söylenmiştir. Bir kişi kendisine hedef belirleyip bu hedef için uygun fiziksel ruhsal ve toplumsal yeterliliklere sahip olduğunu hissediyorsa o zaman mutlu olabilir. Günü kurtarmak beklentisi, mutluyum demek için yeterli ise geri kalmışsınız demektir. Yazınız için sağolun Mahfi hocam..

    YanıtlaSil
  33. Değerli öğretmenim öncelikle paylaştığınız bu yazı için size çok teşekkür ederim. Sizi tanımama bu yılın başında üniversitemdeki sevdiğim bir hocam olan Mehmet Avcı vesile oldu. Sizin gibi birisini bu kadar geç tanımaktan hüzün duysam da güncel yazılarınızla birlikte burda paylaştığınız ilk yazıları da okumaya başladım. Yaptıklarınız ve paylaşımlarınız için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam Can’dır. Gerisi heyecan dır.

      Sil
  34. Kolay ekonomi fan19 Şubat 2025 14:41

    Hocam bende ekonomi öğrenirken günlük hayattan analizler yaparak ekonomi bilgimi kullanmak istiyorum. Ama çıkardığım sebep sonuçların doğru olup olmadığını chatgpt yemi sorcam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorabilirsiniz tabii. Analizden çıkardığınız sonuçların doğruluğunu kendi başınıza bulduğunuzda doğru analiz yapabiliyorsunuz demektir.

      Sil
  35. Kolay ekonomi fan19 Şubat 2025 14:43

    Hocam her ilimden önce mantık öğrenilmeli sözü hakkında ne düşünüyorsunuz. Ekonomide mantık ilminin yeri nedir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mantık, sadece bilimde değil her alanda gerekli.

      Sil
  36. Hocam, yine düşündürücü bir makale yazmışsınız, elinize sağlık. Bu neticelerden benim çıkardığım sonuç: "hiçbir şey göründüğü gibi değil". AÇ

    YanıtlaSil
  37. Tablo 2'ye göre kurun 69,00-70,00 TL olması gerekiyor. sanırım. Kurun bu kadar baskılanmasının artıları kime yazıyor Hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Carry trade ile dışarıdan döviz getirenlere.

      Sil
    2. İhracattan kazandığımız gelir faize gidiyor yani. Kuru şimdi olması gereken yere arttırırsak ne olur Hocam? Ekonomiye etkisi ne olur?

      Sil
  38. Bu makale ile pek alakası yok ama konu ihracat olunca uzun zamandır yazmak istediklerimi söylemek istiyorum.Çin'in devasa ihracat rakamlarını nasıl başardığı ile alakalı daha önce hiç o pencereden bakmamış birisi olarak Çinli bir arkadaş sayesinde öğrendim.Çin'in devasa ihracat rakamlarının oldukça büyük kısmı diğer ülkelerin çinde kurulu olan fabrikalarından geldiğini aslında çine işçilik,ucuz maliyet hızlı otomasyon gibi katkılarından ziyade devasa hava kirliliği doymak ilmez enerji açığı devasa mecburi konut arzları gibi sorunlar yarattığını öğrenmiş oldum.Abd Çine karşı verdiği devasa ticaret açıklarına karşı savunması-İphone-Tesla-Batarya üniteleri-Teknolojik ürün kart ünite altyapı hammade gibi aslında abd yerleşik firmaların çin fabrikalarından geldiği için ihracat kalemine yazıldığı sonuçlarını görüyorsunuz.Yani uzun lafın kısası çinden ithal ettiğiniz ürünler zaten sizin yerleşik firmalarınızın ürünleri bu durumdan rahatsızsanız altyapınızda varsa taşıyın fabrikanızı nitelikli iş gücünüz varsa sizi tutan yok buyrun kendi ülkenizde üretin gibi kabaca kendilerini savunduklarını öğrendim.Aklıma Türkiye geldi direk bizde durum aşırı vahim bizde yerleşik firmaların orda fabrikasıda yok aracılar ithal edip karına satıyor burda İçerde aynı ürünü üreten yerel üretici imkansıza yakın aynı maliyetleri çıkarsın içinden çıkılması zor bir durum gümrük vergisi dışında pek çözüm görünmüyor.Tabi çinli arkadaş tam olarak haklıda değilmiş özellikle avrupalı otomobil üreticilerinden vahşice pay kapmak için Çin yerel firmalarını akıllara zarar Subvanse ediyormuş zararına maliyetine satılan araçlardan firmalara bütçe ayırıp pazar payı kapması sağklanmış haksız rekabet yaratıyorlar anlayacağınız zararına bile otomobil satsa almanlar Çini yakalamaları çok zor oluyormuş işin ucunda batmak olunca onlarda Gümrük duvarına sığınmaya çalışıyorlar,tabi çinden hemen cevap geliyor.Acayip karmakarışık eğlenceli bir konuydu benim için araştırmaya devam edeceğim.Son olarak ben Çinli kardeşin yalancısıyım Çin verilerine pek inanmamakta fayda varmış,Up Ucuz rus enerji kaynakları sayesinde biz avrupalılarıda daha zor günler bekliyormuş Ruslar tuzu biberi olmuş durumun pek mutlular enerji konusunda :)

    Çin araştırmalarıma devam edeyim bu herifler neyi doğru yapıyorlar öğrenmeye devam

    YanıtlaSil
  39. Hocam TFF yabancı hakem kararıyla sarı öküzü verdi. Bundan bir kaç ay sonra bu isteklerin ardı arkası gelmeyince, ''keşke sarı öküzü vermeseydik'' diyecek mi sizce?

    İlk maçı Türk hakem yönetmişti, eğer o maçta da hakem yabancı olsaydı; seyirci baskısından etkilenmez, verilen saçma penaltıyı vermez; maç belki de 7'ye 8'e giderdi. Çünkü Fenerbahçe'nin gardı tamamen düşmüştü. Neden ilk maçı da yabancı hakem yönetmedi? Bu adaletsizlikten ve ikililikten dolayı ben, MUTSUZUM.

    TFF'nin kendisini istifaya davet edenlere karşı tamamen taraflı davrandığını düşünüyorum. Zaten aksi olsaydı 46 pozisyonun var konuşmaları da açıklanırdı. Ülkede belli makamlarda olanların, kendilerinden şikayetçi olanlara tavır almalarından ve gücü, adaletsizce kullanmalarından dolayı MUTSUZUM.

    Daha önce Şampiyonlar Ligi'nde maç yönetmiş 46 yaşındaki bir hakemin geleceği söyleniyor. 46 yaş artık kariyer sonu demek. Kendisi zaten yurt dışında yaşıyor. Kulüplerin haberi bile olmadan, GS'li ya da FB'li fark etmez, birileri vasıtasıyla fanatik iş adamlarının araya girip, kariyerinin sonunda olan bir hakeme servet transferi yapabileceği olasılığı hiç düşünülmüyor mu? Bundan dolayı da hakemin hem başarılı, hem de genç (kariyerinin başında olması) gerekmez mi? Eğer kariyerinin sonunda bir hakem getirilecekse, her türlü spekülasyona açık olacağı için MUTSUZUM.

    Sarı öküz bir kere verildi demiştim. Olacakları tahmin edeyim. Hakemin yanlış bir kararıyla Galatasaray'ın canı yanacak ve maç berabere bitecek. Gelecek sezon Galatasaray, (bir önceki sezonda Kadıköy'de oynanan maça yani bu sezonki hakem faciasına atıfta bulunup) Kadıköy deplasmanında yabancı hakem isteyecek fakat bu sefer yabancı hakem VERİLMEYECEK. Ne zamana kadar? Maç tekrar Sami Yen'e gelinceye kadar. Çünkü TFF'de Galatasaray'a tamamen tavır almış bir başkan var. (Aksi olsaydı, TFF tek taraflı hareket etmez ve 46 pozisyonun var konuşmalarını da açıklardı) Bundan dolayı gelecekte olacaklar için şimdiden, gelecek adına da MUTSUZUM.

    Ayrıcalık değil her koşulda adalet istiyorum ve ikili uygulamalardan da nefret ediyorum. Gelecek yıl GS ve FB maçlarına yabancı hakem verilecek diye sezon başında anlaşılsın, herkes onaylasın, böylece herkes eşit şartlarda yarışmış olsun. En büyük temennim budur.

    https://www.sondakika.com/spor/haber-slovko-vincic-hakkinda-bomba-iddia-bir-takima-18392591/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla futbol son 10 - 15 yılda tamamen siyasetin bir uzantısı haline geldiği ve o nedenle benim ilgi listemde çok gerilere düştüğü için o kadar ilgilenmiyorum. Voleybol ve basketbola siyaset henüz pek karışmadığı için onlar çok daha fazla ilgimi çekiyor.
      Keşke mutsuzluğumuz futbolla sınırlı kalsa.

      Sil
  40. Artık her yazıdan siyasi sonuç çıkartmaya başladım.
    ''Ülkede belli makamlarda olanların, kendilerinden şikayetçi olanlara tavır almalarından ve gücü, adaletsizce kullanmalarından dolayı MUTSUZUM''

    YanıtlaSil
  41. Mahfi hocam bu gidişle SOSYOLOJİ tahsili de yapmanız gerekecek. Belki de sosyal psikoloji alanında.

    YanıtlaSil
  42. Sayın Mahfi Bey, analizleriniz her zamanki gibi son derece nitelikli ve isabetli. İhracatçılar yaklaşık yirmi yıldır döviz kuru seviyesinden şikâyetçiler. Kur 8 TL iken en az 15 TL olması gerektiğini, 20 TL’ye ulaştığında ise en az 30 TL seviyesinde olması gerektiğini söylemişlerdi. Günümüzde ise en az 45 TL olması gerektiğini savunuyorlar. Açıkçası bu durum, ihracatçıların kur politikalarına yönelik taleplerinin tutarlılığı konusunda soru işaretleri oluşturmaktadır. Her şeye rağmen ihracattaki artış ile ilgili bir ilavede bulunmak isterim. Son yıllarda daha yüksek katma değerli ürünlerin ihraç edilmesi ve ihracatçılara yönelik teşvik mekanizmalarının daha etkin ve hedef odaklı bir şekilde uygulanması, ihracat performansındaki iyileşmeye katkı sağlayan önemli faktörler arasındadır diye değerlendirilebilir kanaatindeyim.

    YanıtlaSil
  43. Veriler yanlış hocam. Tüm dünya veri analitiği yapıyor biz veri katakulliği yapıyoruz.

    YanıtlaSil
  44. Merkez Bankasının rezervi negatife düştügü için carry trade ile rezerv biriktiriyoruz dendi ve hakikaten rezervler artmış görünüyor.Anlayamadıgım enflasyon ile kur arasındaki fark için yabancı fonlar türkiyeden para kazanıp mesela 100 dolar yatırıp 1 yıl sonra kabaca 120 dolar olarak 20 dolar kazanıp merkezden getirdiginin %20 fazlasını alıp giderken bu nedenle rezervlerin azalması gerekirken nasıl oluyorda rezervler artıyor??

    1-Acaba saadet-ponzi sistemi devam ettigi için çıkandan fazla gelen döviz oldugu için mi rezervler şimdilik çıkış olmadıgından mı artış gösteriyor?
    2-Acaba yurtdışına bir şekilde kaçmış yerlilerin dövizi bu dövize yüksek karlı faiz nedeni ile tekrar yurda giriş yaptıgı için mi rezervler artıyor?

    Eger her 2 durumda geçerliligini uzun süre sürdürebilir bir durumsa iktidarlar neden devalüasyon yapıp hem ülke ekonomilerini perişan ederler hem de iktidarı kaybederler?Eger sürdürülebilir degilse burada padişahın atına 1 yılda konuşma ögretecegini iddia ederek sarayda kaymaklı iş bulan adamın eşinin sen ata konuşmayı ögretemezsin bu işin sonu kötü demesine karşın ,1 yıla kadar padişah ölebilir at ölebilir veya ben ölebilirim eger bunlar olmazsa da 1 yıl paşalar gibi mutlu yaşamış olurum demiş acaba diyorum bizim ekonomi programımızda böyle bir hikayeye benzer bir durum mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1- Evet ana itibarıyla çıkış yok çünkü kur pek oynamıyor. Bu durumda 100 dolar getirip 120 dolar kazanan parasını alıp gitmek yerine elde ettiği faizle birlikte tekrar yatırıyor
      2- Onu bilemeyiz ama Türk vatandaşları da bu yüksek faizden yararlanmak için bankalardaki döviz hesaplarını bozup TL mevduata dönüyor. Bankalar bu dövizleri TCMB'ye sattığı veya yatırdığı için bunlar da rezerv oluyor.
      Bu yöntem sürdürülebilir değil. Sürdürülebilir olması için ülkede yalnızca ekonominin değil sosyal yaşamın da düzgün yönetilmesi gerekir. Yaşanacak ilk panikte her şey tersine dönebilir. İnsanlar dövize hücum edebilir. O zaman kriz de çıkabilir. Yani uygulanan çok tehlikeli bir politika. Bu tür politikaların en fazla 6 ay bilemediniz bir yıl uygulanıp normale dönülmesi lazım. Bizde bir yılı aştı. Sosyal yaşamda da ciddi yanlışlar yapılıyor. Bakalım sistem ne kadar direnebilecek?

      Sil
  45. Hocam derin yoksuluk ve sosyo ekonomik boyutunu da inceleme yazısı olarak paylaşır mısınız?

    YanıtlaSil
  46. “Odi ve amo: quare id faciam fortasse quiris.
    Nescio, sed fieri sentio ve excrucior.”

    Şair Catullus- MÖ 55
    Nefret ediyorum ve seviyorum; nedenini bilmek ister misin?
    Bilmiyorum, ama yanıyorum ve bunu hissediyorum.
    Latince bilen varsa, çevirebilir.
    Bazılarına göre, ortaya attığı sorular, antik bir şairin kaygılarından ziyade, zihinsel çatışmanın post-Freudyen bir incelemesine daha uygun görünebilir. Sevgi ve nefretin zıt duygularının aynı anda eğlendirilebileceğini kabul edebiliriz; ama sonuçta bu nasıl işliyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Jung okursaniz anlarsiniz nasil isledigini.damarima basma derlerya o sekilde.sizin cok cok seven bir esinizi, aldattiginj ogrenince nefret kaplar. Bu dengedir. 95 5 se 85 15 olabilir

      Sil
  47. Hocam kamu barışı bozuluyormu?

    YanıtlaSil
  48. "Lütfen, muhalif içerikli yazılar yazmayınız!" diye sizi defalarca ikaz ediyoruz Mahfi bey!

    Zannediyorsunuz ki, sizi susturmak istiyoruz!

    Hayır!

    Size de birşeyler yapacaklar diye korkuyoruz!

    Lütfen şu haberi dikkatle okuyunuz. Eğer muhalif olmaya devam ederseniz, sizin de başınıza bunlar gelecek!

    75 yaşında olmanız, kimsenin umrunda değil! Eğer yaşınız itibariyle size dokunmayacaklarını zannediyorsanız, yanılıyorsunuz:

    "Tarihte bir ilk: Polis eşliğinde savcılığa götürülen 'TÜSİAD' Başkanı Orhan Turan ve 'Yüksek İstişare Kurulu' Başkanı Ömer Aras'a yurt dışına çıkış yasağı getirildi!"

    Kaynak:
    https://t24.com.tr/haber/tusiad-baskani-orhan-turan-ve-omer-aras-a-sorusturma-,1219846

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Korkmayın ben muhalefet yapmıyorum, kendimi de katarak yaptığımız yanlışları ortaya koyuyorum.

      Sil
    2. Hocaya muhalefet yapmak yasak.

      Sil
  49. Hocam ihracat rakamlarındaki artışı analiz ederken ihracat birim değer endeksine de bakmakta yarar var. Ben son yıllardaki gelişimine baktım. 2020 itibarıyla yükselmeye başlamış, 2021-2024 döneminde ise genel olarak artış eğiliminde. Sizin verdiğiniz grafikle birlikte değerlendirdiğimde ihracatın hem miktar hem de birim değer olarak büyüdüğünü gösteriyor. Selamlar.

    YanıtlaSil
  50. Sn.Hocam,
    İhracat yapmak ülkemizde üretimle uğraşan her kesimin hedefidir. Hatırlarsanız yıllar önce 2023 yılı için ihracat hedefi 500 milyar $ olarak verilmişti ve tüm sektörler buna göre pozisyon aldı,fakat malum nedenlerle bu hedef gerçekleşmedi.İhracatçının asıl serzenişi haklı olarak bu hacmi yakalayamamaktır.(dünya mal ihracatı payımız %1,08)
    Tabloda 2022 yılına kadar gelen doğrusal artışın yataya geçmesi de döviz kurunun baskılanmasıyla doğru orantılıdır ve artış değil yerinde sayma,hatta geri gidiş söz konusudur.İhracatçı pazarını kaybetmemek için yurtdışına sattığı mala düşük kur nedeniyle zam yapmak yerine fiyat düşürüyor,o da kurtarmayınca artan maliyetler nedeniyle üretimini taşıyor.
    Burada ısrarla enflasyona sebep baskılanan döviz kuru diye yazmamızın nedeni de ihracatla ilgilidir.Şöyle ki; imalât sanayimizin ihracattaki payı %95,tarım,orman ve balıkçılık da kabaca %5 dir.
    İhracat yapan bir firma,yurtdışına sattığı malın gelirini TL’ye çevirdiğinde olması gereken gelirin yarısını bile elde edemiyor,bu sefer kaybını telafi etmek için iç piyasaya sattığı ürünlere zam yapıyor,bu da enflasyonu sürekli yükseltiyor.
    Rakamlarla ispatlarsak,bizim marketlerde 10 $ karşılığı aldığımız kültür balıkları yurtdışına 2 $’dan satılıyor,yine 10 dolara aldığımız zeytinyağı 5 dolara ihraç ediliyor,2000 $ karşılığı aldığımız koltuk takımı 500 $ ‘a ihraç ediliyor.Yumurtadan mermere,tekstilden makineye,araba lastiğinden mobilyaya tüm sektörlerde durum böyledir.Avrupada satılan Türk malı her ürün buradaki fiyatının 1/3’ü kadardır.(fındık hariç) Böyle devam ettikçe ne ihracatçı kazanır,ne de enflasyon düşer.Düşük kur,hem ihracatı baltalıyor,hem de bu nedenle enflasyonu canlı tutup fiyatlama sistemini bozarak hayat pahalılığı yaratıyor.
    Aralık 2021 tarihine kadar her şey normal seyrinde ilerliyordu o tarihte kurun değeriyle oynandığı için bugün bu durumdayız.Global piyasada 1 $’a satın alacağınız bir ürünü ülkemizde 3 $ ödeyerek alabiliyorsunuz. Durumu düzeltmenin tek yolu 4 yıl önceki döviz kurunun satın alma gücünü sağlamaktır,bunu sağladığımız gün hem enflasyon hem de hayat pahalılığı bitecektir.
    Saygılarımla,Fatih Gülşen

    YanıtlaSil
  51. Hocam , Trump kayyum ataması yapacak sanırım. Washington'lular bu durumu nasıl karşılayacak merak ediyorum.

    Trump, belediyenin 'iş yapmadığını' savundu: Washington DC'yi devralmalıyız. (diken.com.tr)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle bir söz var son zamanlarda çıktı: "Biz küçük Amerika olacaktık onlar büyük Türkiye oldular" diye.

      Sil
  52. Verilerin olumlu gözükmesi için değişiklikler mi yapılıyor yoksa sonuçlar bilerek olumlu olacak şekilde değiştiriliyor mu?

    YanıtlaSil
  53. Atatürkçü olmak ne demektir? Babanız Atatürkçü müydü? Eğer babanız Atatürkçü olmasaydı ve sizin zamanınızdaki eğitim, mevcut eğitim sistemi olsaydı, Atatürkçü olmanız ne kadar zamanınızı alırdı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pek zamanımı almazdı. Tarih okumam yeterdi.

      Sil
    2. Hangi tarih hocam? Algısal tarih mi? Ben bana sunulan kitaplarda 2. Abdülhamit'in sansür mekanizmasını nasıl ve ne şekilde uyguladığını, Ziya Paşa'yı nasıl sürgüne gönderdiğini vs hiç görmedim. Ya da tahtı uğruna 19 kardeşini boğdurtan padişahın haberini de bana sunulan kitaplardan okumadım. Bu gerçekleri yıllar yıllar sonra öğrendim. Şu anda 2. Abdülhamit'in mezhepçi ideolojisini kendi ideolojisi olarak görenler ve tıpkı onun gibi sansüre sarılanlar sizce nasıl bir nesil yetiştirme gayretindeler? Türkiye Yüzyılı Maarif Eğitim Modeli sizce hangi amaca hizmet etmekte, Atatürk ve Atatürkçülük bu modelin neresinde durmaktadır? Fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hür nesiller yerine sizce tek düze düşünen bir nesil mi yetiştirilmek istenmekte, muhalif düşüncenin bastırılmaya çalışılması da bu amaca hizmet mi etmektedir? Eğitimden hukuka kadar birçok konuda anayasa hiçe mi sayılmaktadır? Sizce Recep Tayyip Erdoğan kendisine Atatürk'ü mü yoksa 2. Abdülhamit'i mi örnek almıştır? TRT'de neden uzun soluklu bir Atatürk dizisi çekilmemekte, Atatürk'ün 8 manevi çocuğu ve bunların hayatları neden anlatılmamaktadır? Diyanet'i kuran ve Kuran'ı tercime ettiren Atatürk, Diyanet İşleri Başkan'ı tarafından neden hiç anılmamaktadır? Bugünün Ziya Paşa'ları neden susturulmaya çalışılmaktadır? Tüm bunların ışığında gençlerimiz algısal tarihten ve algısal olaylardan nasıl kurtulacaklar, hangi gerçek tarihi okuyarak Atatürkçü bir bilinç geliştireceklerdir?

      Sil
    3. Maalesef ataturkcu doguluyor kardesim aile cevre en etkili unsurlar gibi gozukuyor

      Sil
  54. Mahfi hocam Trump'ın yeni dönemi ve dünya ticareti ve finansal piyasalara etkisini & olası beklentileri ne zaman değerlendireceksiniz?

    YanıtlaSil
  55. Mahfi hocam bu yazıyla geceye ışık oldunuz resmen öncelikle merhabalar. Saçma bir soru olabilir ama sizin gibi değerli bir yazarın fikri benim için önemlidir . Okuduğunuz kitaplarda önemli yerlerin altını çizmeyi mi tercih edersiniz yoksa deftere not almayı mı tercih edersiniz? cevaplarsanız sevinirim =-) Şimdiden teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Ben kitaplarımı çizerim sayfa yanlarına notlar alırım, bazen sayfaları üstten kıvırıp oraya not alırım.
      Mülkiye'de Şerif Mardin siyaset bilimi dersi hocamızdı derdi ki "bir kitaplıktaki kitaplar tertemzi duruyorsa biln ki onlar süs olsun diye alınmıştır."

      Sil
  56. Hocam alin size bir çelişki daha. 300 milyon euroluk Galatasaray futbol takimi 80 milyon euroluk az alkmar a elendi üstelik de ezilerek. Bir taraftar olarak canimi çok yakan yaman çelişki yaşandı. Hocam etkiliyor mutlakave eğitim o kadar önemli iki konudur ki hemen herşeyimizi zamanla olumlu ya da olumsuz etkiliyor. Orası kesin sanirim.

    YanıtlaSil
  57. Mahfi Bey merhaba. Bireysel gorusum, Suriyeliler'in cok buyuk bolumu duzenli sekilde gonderilsin, yurtdisi yardimlari kisilsin ve karsit goruslerle oturup konusulsun, harcamalar bazinda seffaflik ve kontrollu olunsun, yabanci yatirimci cekmek icin vatandaslik vermek yerine daha cazip uygulamalar baslatilsin, sıkı goc kontrolu yapilsin, bahsettiginiz yapisal reformlar gerceklessin sorun cozulur bence.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Suriyeliler Ülkelerine Dönerse Ekonomiye Etkisi Ne Olur?

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı