Enflasyonu Düşürme Başarısı
Enflasyon düşüyor. Hangisini esas alırsanız alın ister TÜİK TÜFE, ister ENAG e-TÜFE, ister İTO İstanbul ücretliler geçinme endeksi hepsi düşüşte. Aşağıdaki grafik bu durumu gösteriyor (grafiği, TÜİK, İTO ve ENAG enflasyon serilerini kullanarak hazırladım.)
Kırıklı çizgi “faiz sebep enflasyon sonuç” diyerek giriştiğimiz faiz düşürme operasyonundan sonra oluşan durumu gösteriyor. Bu yanlış politikayla yüzde 80’lere yükselmesine neden olduğumuz TÜİK TÜFE enflasyonunda henüz başladığımız noktaya gelemedik. 2025 yılı boyunca aylık ortalama yüzde 1,5 enflasyon oranını yakalarsak enflasyonu yılsonunda yüzde 19,56’ya düşüreceğiz.
Bir de Merkez Bankası’nın (TCMB)
bu dönemde nasıl bir faiz politikası izlediğine bakalım (grafiği hazırlarken
kullandığım TCMB faizi verisini ve enflasyon hedefini TCMB sitesinden,
gerçekleşen enflasyon verisini de TÜİK sitesinden aldım.)
Grafikte kırıklı çizgi TCMB’nin
yıllardır hiç değişmeyen yüzde 5’lik enflasyon hedefini gösteriyor.
TCMB’nin 2021 Eylül ayında
giriştiği faizi düşürerek enflasyonu düşürme eyleminin nelere mal olduğu açıkça
görülebiliyor.
Bu iki grafiğe bakınca ben 2023
ortalarından sonra enflasyonu düşürmede bir başarı görüyorum. Ne var ki buna başarı
diyebilmek için mesela yeni bir hükümetin göreve gelmiş olması gerekir. Oysa
aynı siyasal iktidar devam ediyor. O zaman şu soruyu sormak gerekiyor: Eğer
2023 ortalarından sonra faizi yükselterek enflasyonu düşürmek başarıysa 2021
Eylülünden 2023 ortalarına kadar faizi enflasyonun çok altında tutarak böyle
bir enflasyona neden olmak nedir? Bu yanlış ekonomi politikasıyla ortaya çıkan
facianın, kayıpların hesabını niçin asgari ücretli, ücretli, emekli, halk ödüyor?
Bu yanlış ekonomi politikasıyla ortaya çıkan facianın, kayıpların hesabını niçin asgari ücretli, ücretli, emekli, halk ödüyor?
YanıtlaSilÇünkü halk herhangi bir ekonomi politikasını anlayabilecek ya da değerlendirebilecek durumda değil. Ne bedeli ödediğini bilmiyor.
Teşekkürler
Ne bedeli olduğunu değil ama bedel ödediğini bile anlıyorsa yeterli.
SilBüyük bir kesim kesinlikle anlamıyor. Körü körüne inatlaşıyor ezikler.
SilHiç bir şey anladıkları yok. Yaşam standardı en düşük olan insanlar, demokratik, ekonomik ve yönetimsel nedenlerden çok, ideolojik nedenlerden dolayı tercih yapıyor.
SilHocam 2021 Eylül ayında dünyanın konjektürü gereği olarak NAS denildi. Aslında amaç develuasyon yapıp paranın değerini düşürüp. Kaybolan global tedarik zincirini Türkiye’ye çekmekti. İktidar NAS diyecek sorumluluğu cumhurbaşkanı üstlenecek ve bunun bedeli olarak dolar 12.50 yükselecek biraz enflasyon olacak. Yurtdışı yatırım tedarik zinciri olarak kaçtığı çinden yada Hindistan uzakdoğudan Türkiye’ye üs olarak gelecekti. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Türkiye’de ve yurtdışında panikleyen yatırımcı fazlası ile kaçtı dolar 18 tl fırladı 18 Aralık 2021 bunun üzerine kkm getirildi. Sonuç ortada bu deneyi tekrarlama şansları yok. Bunu biz yaptık ama biz nedeni değiliz …
YanıtlaSilSonunda siz de hükümetin başarılı bir ekonomi yönettiğini, enflasyonu düşürüp vatandaşı ezdirmediğini, kabullendiniz demek. Bu da güzel bir gelişme.
YanıtlaSilAynı hükümetin başarısız bir ekonomi yöneterek durumu bir faciaya çevirdiğini, başarı diye anlatılanın ise aynı hükümetinin yarattığı facianın milyarlarca dolara mal olarak ancak yarısının düzeltildiğini anladığınız anda büyük bir aydınlanma yaşayacaksınız diyebilirim.
SilMükemmel
SilHala vatandaşı ezdirmediğini kabullendiniz diyor.. Okuduğunu anlamayan işte bu kitle bunları ayakta tutuyor.. Bunlar için nefesimizi, kalemimize yormamıza gerçekten gerek yok ama ülke parsel parsel bu leş yiyiciler elinde satılıyor, yağmalanıyor.. Bu yüzden bunların rüyalıklarını yüzlerine çarpmak lazım her ne kadar utanma ve sıkılmalarını göreme sekte. Nüfusun % 90 ücretli, memur, emekli, asgari ücretli daha nasıl ezdirilmedi bu halk.. Kaleminize, yüreğinize sağlık kıymetli hocam..
Sil18:37 Bu sonucu nasıl çıkardınız acaba okadar yazıdan..alem insan!?))
SilMahfi Hocam, elinize sağlık. Enflasyon trendinde düşme yönünde grafiksel bir eğilim var ama bunu başarı olarak nitelemek için erken bence... Bu düşme eğilimi esas olarak, dövizin ve ücretlerin baskılanmasından kaynaklandı. Önümüzdeki süreçte değerli TL politikası ekonomi için büyük risk oluşturacaktır. TL değerli kaldıkça Türkiye ekonomisi dünyadan kopacak ve hayat pahalılığı daha da zırva seviyelere çıkacak; kur artar ise enflasyonda başarı balonu patlayacak, sil baştan başa dönülecektir. Burada yerli ve yabancı yatırımcının ekonomiye güveni ve TL tercihi kritik önem taşıyacaktır. TL faiz düştükçe ekonominin risk barometresi yükselecektir.
YanıtlaSilEvet bu durum sürdürülebilir bir durum değil.
Siltum bu veriler ısıgında dovizin artık tutulamayacagı bir asamaya gelindiğinde enflasyonun yeniden artacagı kesinlesmeye baslayınca apar topar erken secim yapıp ,dövizin ve enflasyonun fırlayacagı sureci sayet secimi kazanırsa Chp nin uzerine yıkmak buyuk olasılık gibi gorunmuyor mu sizce
SilHocam, enflasyondaki düşüş eğilimi yüksek faiz/düşük kur temelli... ikisi de sürdürülemez durumda... dolayısıyla ebflasyondaki düşüş eğilimi güvenilir ve sürdürülebilir olmayabilir, yaşayıp göreceğiz.
YanıtlaSilDoğru
SilSONUN BAŞLANGICINIMI YAŞIYORUZ HICAM.
YanıtlaSilYa da tersi.
SilSAYIN HOCAM ENFLASYONDA ZİRVE 6 AYI ALIYORDA, AŞAĞILARA İNMESİ NEDEN 3 VEYA 4 YILI BULUYOR.
YanıtlaSilBu hep böyledir, disiplini elden bırakırsanız tekrar toplamak çok zaman alır.
SilYıkmak kolay yapmak zordur. 100 adamın 1 yılda yapamadığı bir binayı 1 adam 1 günde yıkabilir oradan kıyas edin
Silenflasyonun yükseleceğini risk analiz uzmanları veya iktisatçılar bilmiyorlarmı.neden hükümetleri uyarmazlar ANLAMADIM.
YanıtlaSilDaha ne kadar uyarsınlar.
SilMahfi Hoca gibi kıymetli hocalar kendilerini parçaladılar yapmayın, etmeyin diye.. Daha ne yapsınlar.. Ancak şu iyi bilinmelidir ki bu çöküşü bile bile, isteye isteye yaptılar çünkü seçimin her ne pahasına olursa olsun kazanılması gerekiyordu.. öyle de oldu. seçim kazanıldı. ancak vatandaş kaybetti... şimdi hesabın ödenmesi gerekiyor. hesabı ödeyecek olan da onların zenginleri, sermaye, para babaları değil tabi ki.. Hesabı sen, ben emekli, asgari ücretli, milyonlarca bi çare insan ödemeye devam edecek..
Silİto 1 gün önce açıklıyor, tüik zamanında açıklıyor, enag 1 gün sonra açıklıyor.sanki dayanıklı dövüş gibi.hiç bir işe yaramıyor.aynı tas aynı hamam.
YanıtlaSilHocam Eylül 2021'de enflasyon %19.58 iken, yanlış bir politika sebebiyle enflasyonu %85.51'e kadar çıkartıp daha sonra %44.38'e indirmek başarı değil. Çünkü hala gerideyiz ve bu kaybolan zaman diliminde insanların alım gücü de düşürüldü. Bu süre zarfında oluşan hayat pahalılığının bedelini halk ödedi; tüm olan halka oldu. Kiralar ödenemedi. (Ev sahibi - kiracı tartışmaları) Mahkemeler doldu taştı. Bir çok işyeri kepenk kapatmak zorunda kaldı. İnsanlar işinden oldu. Çocuklarına et alamadı; temel ihtiyaçlarından kısmak zorunda kaldılar. Geçim sıkıntısı aile içi şiddet ve boşanma vakalarını arttırdı. Cinayetler de arttı. Böylece Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ''enflasyon tüm kötülüklerin anasıdır'' sözü, yüksek enflasyon sebebiyle dolaylı olarak gerçekleşmiş oldu. Bu süre zarfında yüksek enflasyona yol açanlar; kendi yanlış politikalarının bedelini, yüksek vergi ve enflasyonun altında yapılan düşük zamlarla yine halka ödettiler. Sonra da halktan sabır ve destek istediler. Eflasyonu önce yükseltip sonra düşürmek her ne kadar irrasyonellikten rasyonelliğe dönüldüğü için başarı olarak nitelendirilse de aslında bu bir ilüzyon. Çünkü hala 2021 Eylül ayına göre gerideyiz ve tek haneli enflasyon hedefinin de çok uzağındayız. Ben bu kayıp yıllara baktığımda sosyokültürel açıdan ağır bedeller ödemiş ve açlık sınırının altında bir yaşama mahkum edilmiş bir halk görüyorum. Gelecek planları olmayan mutsuz gençler ve umutsuz emekliler görüyorum. Asıl başarı aslında enflasyonu tek haneye indirmek de değil; insanların alım gücünü yükseltebilmektir. Saygılar.
YanıtlaSilÖnemli olan enflasyonu tek hanede uzun süre tutabilmektir. O zaman alım gücü de yükselir zaten.
SilEvet, maaşlara da en az enflasyon oranında zam yapılırsa bu dediğiniz olur.
Silgüncel faiz, enflasyon istatistikleri içinde en gerçekçi görünen ENAG enflasyonunun %57'si. Buna rağmen enflasyonun düşme eğilimini nasıl açıklamak gerekir? Resmi (TÜİK) enflayon ile faiz oranları üzerinden bir yanılsama ile toplam talep maniple mi ediliyor?
YanıtlaSilHepsi düştüğüne göre yanılsama yok.
SilBence yine de bir maniplasyon var.
Sil"Bu yanlış ekonomi politikasıyla ortaya çıkan facianın, kayıpların hesabını niçin asgari ücretli, ücretli, emekli, halk ödüyor?" demişsiniz, sevgili hocam...
YanıtlaSilEvet, niçin hatanın bedelini hatayı yapan yerine, başkaları çekiyor? Birkaç tane sebebi var:
1-) Hatayı yapanlar "İtibardan tasarruf edemezler". Onların gözünde itibar; para, zenginlik ve şatafattan başka hiç bir şey olmadığı için, onların paradan ve zenginlikten tasarruf etme şansı yoktur. Sebebi ise kimse kusura bakmasın ama kırsaldan gelen görmemişliktir. Kırsal, elektronik değil, hibrit araçlar değil, uydu teknolojileri değil, patates üretir. Dolayısıyla, kırsal; dünyanın her yerinde, ancak oranın patatesi kadar zengindir. Her ülkenin kırsalı görece fakirdir. Fakir ülkeninki daha da fakirdir.
İlber hoca üniversite yıllarından bir anısını anlatmıştı. En sevdiği hocası olan bir profesör ona "Senden entelektüel olmaz" demiş. Neden deyince, hocası şöyle cevap vermiş.
""Senden çok iyi bir araştırmacı olur ama entelektüel olmaz. Bir insanın entelektüel olması için en az 3 kuşak ailesinin okuması gerekir.
Okulun önüne bak. Hepsi son model araç dolu ve hocalara ait. Her sene model yenilerler. Gerçekten böyle bir yenilenmeye ihtiyaçları var mı? Niçin bu şekilde yaşıyorlar.
Çünkü o ünvanlarla gördüğün hocalarının kariyerleri ne kadar yüksek olursa olsun, ruhları feodal bir köylü. Güçlerini topluma kabul ettirmek için böyle hava atmak zorundalar.""
Ebeveynleri ilkokul mezunu biri olarak söylüyorum; İlber hocanın hocası gerçekten de doğru söylemiş. Bir insanın sadece aklının-fikrinin-kültürünün doyması için değil, gözünün de doyması için en az üç kuşak gerekir. Mucizevi birisi olmadığı sürece, sonradan görme kişilere, gerçek itibarın ne olduğunu anlatabilmek en az üç kuşak sürer.
2-) Miki sendromu...
Şimdi hala var mı, bilmiyorum ama eskiden üzerinde "Micky Mouse" adlı sevimli bir farenin resmi olan çocuk donları vardı. Bazı çocuklar donuna çiş yaptığında, annesi kızmasın diye "Ben yapmadım, Miki yaptı" diyorlardı. Bazı anneler de bu cevabı sevimli bulup gülümseyince çocuk bu yalanın işe yaradığını düşünür ve hatta kısmen de olsa kendisi bile "Miki'nin yaptığına inanırdı".
Evet, enflasyon, hukuksuzluk, fakirlik, sefalet ve rezaletin her türlüsü var ama onlar yapmadı ki; "Miki yaptı".
En başka dış mihraklar Miki'si ! Ve bunların iş birlikçisi iç Mikiler.
Bunlar yaptı çişi.
Faiz lobisi Mikisi, bizi "Gıskanan" Alman Mikileri.... Siyonist Mikiler...
İyi de, seçmen buna inanır mı? Bal gibi de inanır! Çünkü nasıl ki; üç kuşak okumadan entelektüel olmak mucize sayılıyorsa, çocuk seviyesinde bir zekadan başlayıp, Miki'ye inanmayacak kadar ergen olmak için de üç kuşak gerekli. Ama bu;
"İyi olunca Allah'tan, kötü olunca kuldan"
felsefesini yüzyıllarca destur edinmiş seçmenle zor. Çünkü bu seçmen, kimin ağzında en çok Allah lafı varsa, kimin alnı en çok secdeye gidiyorsa, onu "Allah'ın yeryüzündeki yetkili bayisi" olarak seçer.
Dolayısıyla, bu tür çocuk zekalı seçmenin gözünde,
"İyi olur Allah'ın yetkili bayisinden, kötü olur Miki'den"
ilkesi geçerlidir.
Pis Miki!
Saygılar, sevgiler değerli hocam.
Sn. Mahfi Eğilmez Hocam. İyi seneler. Emeğinize sağlık, grafikler ve yazı çok açıklayıcı olmuş.
YanıtlaSilKazananlar ucuz kredi alıp bu krediyle dolar alıp döviz farkından kazanıp, daha sonra KKM den kazanıp,şimdi de sabit kurda TL mevduatından kazananlar. Onların da kim olduğunu biliyoruz.
Diğer taraftan kaybedenler de son beş yıldaki çarpıtılan enfilasyon değerleriyle 3.3 kat aşındırılan asgari ücretliler ve aylık ücretliler. Bir diğer kayıp da asgari ücretlilere hedef enflasyona yakın ücret artırımı. Hem de geçen sene dört kere hedef enflasyonu revize ettiler.
Bu aylık ücretlilerden enflasyon düşük gösterilerek kırpılan paralar nereye gitti?
Saygılarımla Önder A.
Bilemedim :)
Sililk grafik çok ilginç değil mi? Rakamlar farklı olsa da 3 kurumun tüfe çizgileri birbiriyle çok uyumlu (ahenk içinde) hareket etmiş. Birlikte düşüp yükselmişler gibi. Teşbihte hata olmasın yanyana yürüyen dalton kardeşler gibi :-)
YanıtlaSilYazınız için teşekkürler.
YanıtlaSilSağ olun
SilHocam hesabı sadık dostlarına odetiyorlar.Dostlar arasında böyle birşeyin lafı olmaz ki🤣🤣
YanıtlaSilHOCAM KORKARIM Kİ 2025 DE ERKEN SEÇİM EKONOMİSİ UYGULANACAK VE ENFLASYON 5 YIL BOYUNCA YÜZDE 40 LARIN ALTINA DÜŞMEYECEK.
YanıtlaSilÖyle görünüyor
SilTayyip erdoğan gerekirse yıl içerisinde, asgari ücrete iyileştirme yaparız diyor, yardımcısı cevdet yılmaz ise buna gerek kalmayacak diyor.siz MÜŞTEŞARLIK yapmış biri olarak bundan ne anladınız HOCAM.
YanıtlaSilMüsteşarlık siyasi bir makam değildi o nedenle ben siyaseti anlamam.
SilENFLASYON 45, faiz 45, benzin 45, memur maaşı 45, sterlin 45 bunlar tesadüfmü, yoksa AKTÜERYAL olarak beklenen sonuçmu SAYIN HOCAM.
YanıtlaSilEnflasyonun düşmesi doğru ancak bunun yükü nüfusun son yüzde sekseninin üzerinde. Fiyatların artışı ile ücret ve maaşların artış oranı yüzde seksenin aleyhinde . İnanılmaz bir gelir düşüklüğü ve fakirlik oluştu.
YanıtlaSilDoğru.
SilMahfi Hoca;
YanıtlaSilBüyük ihtimalle, 2024 büyümeyi %3 civarında kapatır ama Dolar bazında %20-25 daha zenginleşiriz diyorlar (kişi başı yıllık gelir), bu bir çelişki değil mi?
Yıllardır bunu yapıyorlar. Yüksek enflasyon ve düşük kurla yüksek GSYH illüzyonu.
SilHocam TL yi bir anda bırakmak yerine halihazırda faizler yüksek iken TL artışı günlük veya aylık faiz oranı kadar arttırılsa sizce daha mı iyi olur?
YanıtlaSilSorunuzu anlayamadım.
SilKendimi ifade edemediğim için özür dilerim hocam. Şimdi hocam Dolar/TL kurunu serbest bıraksalar enflasyonu tetikler ve enflasyonla süreç daha da uzar o yüzden sürecin uzamaması için hem de carry trade i engellemek için Kurun günlük faiz oranına denk gelecek şekilde yükseltilse daha iyi olmaz mı hem enflasyonu tetiklemez hem de carry trade i önler diye düşünüyorum yanılıyor muyum?
SilEnflasyon Bilerek mi Artırıldı?
YanıtlaSilCüzdanlarımızdaki para hızla değer kaybediyor, fiyatlar kontrolden çıkıyor! "Enflasyon ne zaman bitecek?" diye merak ederken, aklımıza şu soru takılıyor: Ya bu enflasyon kasıtlı olarak yaratıldıysa?
Evet, kulağa komplo teorisi gibi gelebilir, ancak hükümetlerin ekonomik ve siyasi çıkarları doğrultusunda enflasyonu bir araç olarak kullanabileceği gerçeğini göz ardı edemeyiz. Yüksek borç yükünden kurtulmak, vergi gelirlerini artırmak veya popülist politikalarla halkın desteğini kazanmak, enflasyonun kullanılabileceği alanlardan sadece birkaçı.
Peki, bir hükümet enflasyonu nasıl bilerek artırabilir? İşte bazı yöntemler:
Düşük faiz politikası: Faiz oranlarını düşük tutarak borçlanmayı teşvik etmek ve ekonomiyi canlandırmak, kısa vadede olumlu sonuçlar doğurabilir. Ancak uzun vadede, bu durum aşırı talep yaratır ve enflasyonu körükler.
Seçim dönemlerinde artan kamu harcamaları: Seçimler yaklaşırken hükümetler, popülerliğini artırmak için kamu harcamalarını artırabilir. Bu durum, piyasaya fazla para sürerek enflasyonu tetikleyebilir.
İhracatı desteklemek için düşük tutulan döviz kuru: Düşük döviz kuru, ihracatı artırmak için cazip bir yöntemdir. Ancak ithal ürünlerin fiyatını yükselterek enflasyonu besleyebilir.
Enflasyonu körükleyen vergi indirimleri: Vergi indirimleri, tüketimi artırmak ve ekonomiyi canlandırmak için kullanılabilir. Ancak bu durum, talep enflasyonuna yol açabilir.
Türkiye'deki enflasyonun benzer ülkelere göre çok yüksek olması ve Merkez Bankası'nın bağımsızlığının sorgulanması, "enflasyon bilerek mi artırıldı?" sorusunu akıllara getiriyor. Enflasyonla mücadele için sadece faiz politikalarına odaklanmak yeterli değil. Yapısal reformlar yapılmalı, rekabet artırılmalı ve verimlilik yükseltilmelidir. Hükümetler şeffaf politikalar izlemeli ve hesap verebilir olmalıdır. Aksi takdirde, yüksek enflasyonun ağır sonuçlarıyla karşı karşıya kalmaya devam edeceğiz.
Unutmayın, enflasyon hepimizi etkiliyor. Bu konuda bilinçli olmak ve sorgulamak, daha iyi bir ekonomik gelecek için atılacak ilk adımdır.
Bazen aynı şeyi düşünüyorum. Sonra bunun bir komplo teorisi olabileceği kanısına varıp vaz geçiyorum. Ama burası öyle bir yer ki hangisi komplo teorisi hangisi gerçek ayırdetmek çok zor.
SilTabii ki bilerek yapılan bir durum. Bu tür şeyler siyasiler tarafından hata olarak yapılmaz. Hataymış gibi gösterilebilir ama. Ülkenin en iyi ekonomistlerinden 1 gün içinde istediğin bilgi ve tavsiyesi alabilirsin. İç borçları ve ülkeyi ileriye götürmeyen israf, yolsuzluk, sinir ötesi harekat, sığınmacı giderleri gibi masrafları kolayca ödeyebilmek için. Demirel'den beri yapılmıyor mu zaten bu tür enflasyonist hareketler.
SilKomplo teorisi değil, izafiyet teorisi hocam :)
SilÇin’den ucuz işçilik rolünü kapmak için yaptıklarını düşünüyorum. Komplo değil realite.
SilNasıl ve kimleri mağdur ederek düşüyor ? Ayrıca filmin sonunda ne olacak ? Güvenilemeyen gösterge rakamları ne zaman inanılır verilere dönüşecek ? Hani meşhur ağa - ırgat öyküsünün sonundaki gibi " biz bu b..u neden yedik ?" Yazınız için sağolunuz...
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilHocam affınıza sığınarak şu hikayeyi bizim faiz-nas-ricat denklemi ile çok benzer olduğu için paylaşmak istiyorum. Ağızlarda kalan kötü tat ve kaybolan yıllardan başka acaba elimize ne geçti.
YanıtlaSilağayla marabası, ağanın en güzel atının koşulduğu en süslü arabayla kasabaya inmektedirler. ağa arabadadır, maraba ise arabanın yanında yürümektedir. yerde taze bir tezek kümesi görürler. üzerinde sineklerle etrafa koku salmaktadır. ağa, marabasıyla alay etmek ister.
‘‘maraba’’ der, ‘‘şu tezeği ye, atla araba senin. sen bineceksin, ben yürüyeceğim.’’
maraba ata bakar, arabaya bakar. ağaya da zaten gıcıktır. oturur, midesi bulana bulana tezeği yer. ağa iner, maraba sahip olduğu arabaya biner. ağa çok bozuktur. durduk yerde en güzel atını, en güzel arabasını marabaya kaptırmıştır. maraba da bozuktur. durduk yerde tezeği yemiştir. ağanın daha güzel atlar alacak parası, daha güzel arabalar alacak imkánı vardır. üstelik ne ata, ne de arabaya bakacak parası vardır. dönüş yolunda gördükleri tezek, her ikisinin de beklediği andır aslında.
maraba, ağadan intikam almak için ‘‘ağa, ağa’’ der, ‘‘sen şu tezeği ye, at ve arabayı geri al’’.
ağanın beklediği de böyle bir fırsattır. o da oturur tezeği yer. arabaya kurulur, atı kamçılar.
köye girerlerken maraba, ağaya seslenir, ‘‘köyden çıkarken araba senin, at senindi. yürüyen de bendim. köye giriyoruz. at senin araba senin. yüreyen yine ben. ağam iyi de biz bu boku niye yedik?’’
Duruma çok uygun bir fıkra.
SilTek farkla ağa tezeği yemiyor, yemiş gibi yapıp köylüyü kandırıyor.
Sileuro dolar paritesi sizce neden dusuyor
YanıtlaSilABD ekonomisi Avrupa'ya göre çok daha iyi durumda.
SilPeki; Fed niye faiz indiriyor durmadan ABD ekonomisi iyi ise? Sonucta issizlik orani dogal issizlik oranin altinda buyume iyi durumda Petrol yukseliste fed neden faiz indiriyor durmadan
Sil2021 Ağustos ayında kreli konut alsak 10* falan yapacaktı şimdiye kadar. Kredi bedava, 8-9 bin öderdik herhalde max, kirası da 20 bin olurdu şimdiye. Seyis yine o kredileri indirecek yapıştırın geçin. 1e 9 kaldıraç forex hariç hiç bi şeyde yok. Bu ülkede enflasyon bitmez. Devlet tahvillerine bakın sonucu görürsünüz. Enflasyon yaratmadan ödeyemezler.
YanıtlaSil"Rakamlar asla yalan söylemez ama en güzel yalanlar rakamlarla söylenir." - Mark Twain
YanıtlaSilSn.Hocam,
YanıtlaSilEvet doğrudur enflasyon düşüyor,fakat fiyatlar yükselmeye devam ediyor.Araç kullananlar bilir,sıfırdan 100 km’ye 10 saniyede çıkarsınız fakat 100’den 200 km’ye gelmeniz daha uzun sürer,belli bir hızdan sonra ivme azalır,ama hızlanma devam eder.Otobanda 200 km ile giden bir araç hızını 150’ye düşüyorsa yavaşlamış oluyor,ama olması gereken hız 120 km’dir ve hâlâ aşırı hızlıdır tıpkı enflasyonun seyri gibi.
Kaldı ki,asıl sorun enflasyon değil kalıcı hayat pahalılığı ve düşen alım gücüdür.Aralık ayı enflasyonuna (%1,03) ve 2024 yılı enflasyonuna (%44,34 )açıklayanlar da dahil kimsenin inandığını düşünmüyorum. Gerçek oranların daha fazla olduğu gün gibi açık.Gelecek dönemlerde de,enflasyonun kağıt üstünde ne kadar olması isteniyorsa o kadar açıklanması olasıdır ve muhtemelen 6 ay sonra da %10’lu oranlar konuşulmaya başlanacaktır.
Enflasyon salt bir sayıdan ibaret değildir,bir önceki dönemde veya yılda yaptığımız harcamaların aynısına şimdi ne kadar ödediğimizdir.İçinde bulunduğumuz durum enflasyonun gerçek sayılarla ifade edilmemesi sonucu sürecin kalıcı hayat pahalılığına evrilmesi ve alım gücünün sürekli düşmesidir.Enflasyon oranı hatalı,döviz kuru hatalı,faiz oranı hatalı olunca da süreç uzuyor çözüm zorlaşıyor.Özellikle son 3 yıldır sanal bir gerçeklik içinde yaşıyoruz.Gerçekler fiyat etiketlerinde ,faturalarda yazıyor ama kimse bunu kabul etmiyor sanal sayılarla gerçeklik algısı yaratılıyor.
Ekonomiden anlayan veya yöneten birinin çıkıp Türkiye’nin son 3 yılındaki kümülatif gerçek enflasyon oranını açıklaması gerekiyor.Gerçek sayıların açıklanması,sonra da buna göre çözüm üretilmesi gerekiyor.Bedel konusuna da gelirsek,bedeli her zaman “en alttakiler” öder,hiçbir zaman zengin ve rantçı kesim bedel ödemez siyasetin finansmanı bu kesimdedir,sistem bunun üzerine kurulmuştur.Çuvalla para kazananlar vergi ödemediği sürece, rantiyeden,servetten vergi alınmadığı sürece bedeli sabit gelirli,emekli ödemeye devam eder.Saygılar, Fatih Gülşen
Hocam elinize aklınıza sağlık, güzel yazınız için çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilHalkın çoğunluğu X'teki paylaşımınızda belirttiğiniz 4 gruptan ilk üçünde olduğu sürece daha çok bedel öderiz, 4. gurupta yer alanlar maddi kaybın yanında akıl sağlıklarını da kaybedebilir.
YanıtlaSilHocam sizin br de Amerika'nın faiz ve enflasyon tablonuz var tabloya bakınca "X" görüyoruz fazi arttırırlarken enflasyon tam zıttı düşüş trendinde.Bizde ise 2021 Eylül sonrası faiz ve enflasyon paralel şekilde yükseldi.Halkın bir çoğu maaşlarındaki artışlara bakıp mesela asgari ücretli 2000TL alırken şimdi 22.000 TL çıkmış 11 kat artmış buna bakıp her e yolunda sanıyor oysaki hepimiz için geçerli 3 4 veya 10 yıl önce aldığımız maaşlarla daha refah içinde yaşıyorduk.
YanıtlaSilhocam öncelikle teşekkürler , ne kadar güzel anlatıyorsunuz ve sormuşsunuz maalesef halkımızın çoğunluğu çok farklı bir gerçeklikte yada gerçeklik değil aslında rüya da
YanıtlaSilKilit nokta bu düşüş trendinin kalıcı olması. Arttırılan faiz ,hükümet baskısı ile oluşabilecek hızlı faiz indirimi ve emekli/memur sınıfını açlığa mahkum etmek bu düşüşü kalıcı kılmaya yetmez diye düşünüyorum Sevgili hocam .
YanıtlaSilSayın Hocam Enflasyon-Faiz için hazırladığınız grafik için teşekkür ederim herkesin teşekkür etmesi ve grafiğe çok dikkatli bakması gerekiyor her şey grafikde anlatılmış enflasyon-faiz çalışmasını en iyi bilen ekonomiyi idare edenlerin 2021 de bu ters faiz hamlesi ile yapılan ekonomik hareket nedir ne amaçla yapılmışdır zarar verilen kesime bu zarar tazmin edilecekmidir bunu açıklamak İktidarın TUİK in TCMB nin sorumluluğudur açıklanması gereken hangi sektörler ve bileşenleri açık liste halinde şeffafça tek tek isimleri ile bu ters faiz hareketi ile nasıl uçuk karlara ulaşmışdır ve halk ne kadar fakirleştirilmişdir .
YanıtlaSilTeşekkürler Saygılar.
Elektrikte vurgun 129 milyar dolar!" / Prof. Dr. Uğur Emek & Fatih Altaylı
YanıtlaSilhttps://www.youtube.com/watch?v=BfzNOKIYtr0
herkes izlemeli hepimizi ilgilendiriyor.
Ne kadar da haklısınız Hocam. Olan maaşla geçinen, vergisini kaynağında veren gruba oluyor. Şu devirde asgari ücretle çalışan ve emeklilerin işi çok zor. Bir memur olarak bizim bile alım gücümüz düşmüşken ev almak hayallere kalmışken onlar nasıl yaşamaya çalışıyor inanın çok üzülüyorum. Hiçbirşeyin düzeleceği inancım kalmadı. Kendimi geçtim evlatlarıma güzel bir gelecek veremeyecek vatanım.
YanıtlaSilSayın Eğilmez, halen içinde bulunduğumuz ortamda; Enflasyonun düşürülmesi mi daha önemli yoksa gelir dağılımının mı düzeltilmesi (Gini Katsayısı) daha önemli ?
YanıtlaSilSeçim yakın değilse tüm ekonomik göstergeler önemsiz. İktidarın oyları ne zaman gark olur o zaman ekonomiyi düzeltmek şart olur!
SilDemokrasi ile yönetilen bir ülkede yaşıyoruz yönetenler bütün zekalarını kullanarak yıllardır bu yönetim oyununun kazananı durumundalar yönetilenler demokrasi ile yaşadığımızı hatırlayıp biat kültüründen kurtulup kaybedenlerin menfaati için kazananlardan daha fazla bir sayı ile bir çatı altında toplanmadığı müddetçe bu durum devam eder dikkatinize AKP üye sayısı 11.135.306
YanıtlaSilHocam dezenflasyon devam ederse en yüksek faizi vermeyi terk ettiğimiz takdirde
YanıtlaSil1-Türkiye 47.5% 2-Arjantin 32% 3-Rusya 21% şu andaki dünyadaki faiz durumu
örneğin tuik enflasyon 28% oldu dedi TCMB iki puan yukarı 30% faize indiğinde
Arjantin 32% faizde sabit kalırsa ne olur?
Hocam 2021 Eylül’ünden 2023 ortalarına kadar uygulanan düşük faiz politikası ve onun neden olduğu enflasyon artışı, halkın büyük ekonomik kayıplara uğramasına neden oldu. Bu dönemdeki yanlış ekonomi politikasının sorumluluğunu kim üstlenecek?
YanıtlaSilKim üstlenecek? Böyle bir babayiğit var mı? Yok. Bu yüzden henüz kimse üstlenmedi. Henüz kimse ''Enflasyonu biz yükselttik, biz'' demedi. Zaten demez de. Çünkü kimse kendi başarısızlığını sahiplenmek istemez. Sadece başarıyı sahiplenmek isterler. Bu yüzden enflasyonu önce yükseltip sonra düşürdükten sonra ''enflasyonu biz düşürdük'' derler. Neden yükselttiklerinin hesabını ise vermezler. Kayıp yılların bedelini de halka ödettirirler. Bu açıdan Türkiye ile Fenerbahçe benzerdir. Çünkü ikisinde de başarısızlığın sahibi yoktur.
SilFakat herkes biliyor ki Fenerbahçe'de başarısızlığın asıl nedeni Ali Koç'un doğru zamanda doğru kararları alamamasıdır. Dolayısıyla başarısızlığın asıl sahibi Ali Koç'tur. Türkiye'de de (TÜİK verilerine göre) enflasyonun %85.51'e kadar çıkmasına yol açan, Merkez Bankası'nın bağımsız olmaması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onca iktisatçıya rağmen ekonomi bilimine aykırı olarak savunduğu irrasyonel politikadır. Üstelik bunun nas ile de bir alakası yoktur. Çünkü Kuran'ın hiç bir yerinde ''faiz indirimine gidin'' denmez. Ya da ''enflasyon artarken faizleri düşürün'' de denmez. Zaten o zamanlar enflasyon da yoktu. Fakat tefeci faizi vardı. Bu insanlar enflasyonun olmadığı bir ortamda ana paranın çok üzerinde getiri elde ederlerdi. Böylece zaten dara düşmüş olan insanlar faiz yüküyle birlikte bir sömürü aracına dönüşürdü. Amaçlanan ise faizin kaldırılıp bunun yerine sosyal dayanışma ve yardımlaşma yoluyla dara düşmüş insanların sömürülmesinin önüne geçmekti. Bu yüzden Kuran'ı anlamadan, kimse yanlışını Kuran'a dayandırmasın. Şimdi ise enflasyonist bir ortamda irrasyonel politika sonucu enflasyon yükseldikçe insanlar alım güçlerini kaybettiler; temel ihtiyaçlarından kısmak zorunda kaldılar ve böylece hiç istenmeyen duruma yani sömürüye açık hale getirildiler. Alım gücü düşünce hangi sömürüler mi oldu? Vergi sömürüsü, kira-aidat sömürüsü, iş-emek-patron sömürüsü, asgari ücret ve emekli maaşı sömürüsü, çarşı-pazar-market sömürüsü, benzin sömürüsü, et sömürüsü, elektirik-doğalgaz sömürü vs. Şimdi yüksek enflasyonu tefecinin yerine koyabilirsiniz. Çünkü alım gücü düşünce belki de tefeciden bile daha fazla kaybettirdi. İnsanları muhtaç hale getirdi. Böylece istenmeyen asıl şey; ''dara düşmüş insanın sömürülmesi'' gerçekleşmiş oldu. Oysaki amaçlanan yardımlaşma ve dayanışma yoluyla bu sömürünün önüne geçmekti. Fakat bakıyoruz, zenginler milyonlarca lirayı bulan vergi affına tabi tutuluyor. Kamuda israf almış başını gidiyor. Ülkedeki gelir adaletsizliği ise hat saftada. Hani dayanışma? Oysaki dayanışma olması için tam tersi bir vergi uygulaması, kamuda sıkı bir tasarruf ve adaletli bir gelir dağılımı olmalı. Bunlar olmayınca zaten yanlış bir politikayla birlikte sömürü daha da çok artmış oluyor. Hiç bir şekilde okuduğunuz kitapların mesajını anlamıyorsunuz. Boş konuşmanın dayanılmaz hafifliği vardır ya, en kötüsü de yaptıklarınızı kitaba dayandırmanız ve popülist bir yaklaşımla belli bir kitleyi de arkanıza almaya çalışmanızdır.
SilOysaki Kitap, ''bilmiyorsanız bilenlere sorun'' der. ''İşi ehline bırakın'' der. Ekonomi alanında söz sahibi olması gerekenler kimdir? İktisatçılardır. Peki iktisatçılara soruldu mu? Sorulmadı. Onların görüşleri önemsendi mi? Önemsenmedi. İş, ehline bırakıldı mı? Bırakılmadı. Sonuç da ortada. Halk felakete sürüklendi. İleriki yıllarda Türkiye'nin bu dönemi ''Siz sakın böyle yapmayın'' denilerek iktisat kitaplarına girecek ve derslerde de öğrencilere okutulacaktır.
SilMakro iktisadi olarak resesyon devam ederse enflasyondaki artış hacmi azalmaya devam eder. Eğer bir kur şoku olmazsa tabi. Olmamasi için herşeyi gözden cikarmiş durumdalar. Ancak faizleri hizli düşürüp kredi pompalayip büyüme derlerse yani kontrolsüz faiz indirimleri ve devam eden kamu talebi hem kurlari hem de enflasyonu kontrolden hizla çıkarabilir. Bu risk ciddi derecede yüksektir. Kamunun borçlanma gereksinim düzeyi şu anda yüksek seyrettiği müddetçe borçlanma faizlerini aşağıya çekmek zor görünüyor. Yani merkez bankasi borç verme faizini indirse bile piyasa faizleri ayni oranda düşmeyebilir. Bu da ekonomide beklenilen canlanmayi zorlastirabilir. Istihdam piyasasini daraltabilir. Yani kamu tarafli etkilerle ekonomi resesyondan daha doğrusu stagflasyondan cikamayabilir bu yil . Bu durumun tek olumlu yani enflasyon tarafında görülebilir. Bır de cari açık büyümesi düşer bu da bir başka olumlu yani olabilir ancak kurlarda ısrarla baskılama devam.ederse cari dengedeki göreceli iyileşme bozulabilir.
YanıtlaSilHocam ne zaman kendimizi kesip yemeye başlarız?
YanıtlaSilBu yazıyı iki üç defa oku yanıtı bulursun:
Silhttps://www.mahfiegilmez.com/2023/05/ekonomi-kac-ylda-toparlanr.html
Faiz enflasyonun altinda ne kadar sürdürülebilir? 2025 sorunun cevabı olacak mi
YanıtlaSilBakacağız.
SilIktidar kadar muhalefet de sorumlu, hatta belki daha cok. Bu kritik yanlislara ragmen halen alternatif olamiyor. O zaman yasananlar millet olarak bizim sorumlulugumuz, ve herkes bunu oduyor.
YanıtlaSilmualefet sizi memnun edecek şekilde alternatif olmak için ne yapmalı? mesala hem şikayet edip hem de oy rengini inatla değiştirmeyenleri nasıl ikna etmeli?
SilMuhalefetin muhalefet yapmasına gerek yok. Gerçekleri konuşması yeterli. Lakin anlamak istemeyen yine anlamaz. Eşeğin sırtına tonlarca kitap yüklesen ne olur? İnsan eşek olunca semer vuran çok olur.
SilKabine toplantısından da ek maaş zammı çıkmadı, ne olacak şimdi:(
YanıtlaSilMahfi Hocam tespitleriniz her zamanki gibi yine yerinde olmuş. Size göre o dönemde faiz, sadece nas olarak görüldüğü için mi indirilmek istendi yoksa ardında başka bir neden mi vardı? Faizlerin düşürülmesinden ne murat ediliyordu? Kısa bir değerlendirme yaparsanız memnun olurum.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Arkasında bir şey olup olmadığını bilmiyorum. Birçok iddia var ama ben kanıtlanmış iddiaları dikkate almam.
Sil*kanıtlanmamış
SilHocam vatandaş uyuyormu?
SilSayın Hocam Onur Beyin sorusuna yaşananlar üzerinden cevap verilirse iddia olmaktan çıkmaz mı? Bu süreçte fakirleşen bir halk, iyice zenginleşen bir kesim ve politikacılarımız. Halktan alınan vergi yükünün artırılması, alım gücünün yok olması. Varlık yatırımı olan kesimlerin kazancının artması (Kısaca sermaye transferi) Bu yaşananlar iddaa mıdır?
SilHocam
Sil"Kanıtlanmamış" iddia demek istemiş olabilir misiniz? Klavyede eksik harfle yazmış olabilir misiniz yanlışlıkla?
Evet yanlışlıkla kanıtlanmış yazmışım. Kanıtlanmamış olacaktı. Kanıtlanırsa tabii ki konuşup tartışabiliriz. Ondan ötesi bilimin alanına değil gazeteciliğin alanına girer.
SilAzərbaycan iqtisadiyyatı haqqında nə düşünürsünüz? Məqalə yazacaqsan?
YanıtlaSilFazlaca bilgim yok.
SilMahfi hocam sağlıklı ve mutlu bir yeni yıl geçirmenizi dilerim. Reel kur hesabıyla dolar kurunun 50 tl olması gerekiyor. Reel efektif döviz kuru endeksi ise düşük seviyelerde seyrediyor. Normalde müdahaleci kur ve yüksek enflasyon sebebiyle reel efektif döviz kuru endeksinin daha fazla yükselmesi gerekmiyor muydu?
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Ben de 45 dolayında hesaplıyorum.
SilHocam kur baskılandığı için sepet reel efektif döviz endeksinin yükselmesi gerekmezmi? Anlamadığım tl değerliyken endeks nasıl düşük olabiliyor.
SilEndeks düşük değil ki. Yükseliyor.
SilHocam hesaplama yöntemini bilmiyorum ancak kur baskılanmadığı dönemlerde endeks 100 ve üzerlerinde geziniyormuş şimdilerde 60 lara doğru gidiyor. Değerli tl endeksi yine 100 lere doğru çıkarması gerekmez miydi? Endeksin bu seviyelerde olması değerli tl politikasına devam diye yorumlanabilirmi?
SilMahfi Bey, 2025 tahminlerinizi ve beklentilerinizi yazacak mısınız?
YanıtlaSilÇok karışık bir yıl. Pek tahmin yapmaya uygun değil. Her gün başka bir şey oluyor.
SilHocam bize bir şey olmaz mı yoksa bizden bir şey olmaz mı?
YanıtlaSilHer ikiside.
SilM.K.ATATÜRK ün; siyasi ve askeri başarılar, iktisadi başarılarla taçlandirilmadıkça geçici olmaya mahkumdur. Bu sözle hareket etmeliyiz. Dolayısıyla dışa bağımlılığı çok yüksek üretim yapisi devam ettikçe dis finans kapital e borçlanmaya devam edeceğiz. Bu da aslinda sürekli krizde olduğumuzu ve bunun da ancak sıcak para sağlayan merkezin merkezlerin direktifleri ile siyasi kararlar alma kapasitesi ve uygulama iradesiyle örtülebildigi ve bu yapılmadığı dönemlerde de finansal krizleri yaşadığımız gerçeğini unutmamalıyız. Şu anda da ciddi bir kriz var ancak sıcak para ile üstü kapatiliyor. Son dönemdeki siyasi gelişmeyi de buradan da bakmakta fayda vardir kanaatindeyim.
YanıtlaSilEğer seçimler olağan vaktinde, 2028'de olursa, yine RTE'nin kazanacağını düşünüyorum.
YanıtlaSilGerekçelerim şunlar:
[1] Dikkat ederseniz, "2. Açılım Süreci" olarak adlandırılan bu yeni süreci ilk dile getiren Devlet Bahçeli oldu. Neredeyse kimsenin ondan beklemediği bir şeyi yaptı. Yine dikkat ederseniz, "DEM Parti" grubunun yürüttüğü siyasi parti ziyaretlerine; RTE bizzat katılmıyor, fotoğraf karelerine hiç çıkmıyor, sadece yaptığı konuşmalarla "sürece" destek verdiğini söylüyor. Bu durumda, siyasi kariyerini asıl tehlikeye atan Devlet Bahçeli olmuş oluyor. Eğer vatandaş nezdinde "2. Açılım Süreci" rağbet görmezse; vatandaş bunun faturasını şahsi olarak Devlet Bahçeli'ye keser, MHP'nin başından gider, partiye yeni yönetim kadrosu seçilir. RTE ise, bu "2. Açılım Süreci"ne en başından beri hep "uzaktan" yaklaştığı ve fotoğraf karelerine hiç çıkmadığı için; vatandaş RTE'ye (yine) iltimas geçer. Unutmayınız: Görüntüler, kelimelerden daha kuvvetlidir. Bu çağda, kelimelerin kıymeti artık yok. (Örnek: "Post-truth" ve "Donald Trump".)
[2] Hükümetin ekonomi politikalarına muhalif iktisatçıların bile söylediklerine, analizlerine, yorumlarına bakarsanız; 2026 sonu 2027 başı gibi bir zamanda, ekonomik krizin biteceğini söylüyorlar. Seçimler ise, 2028'de.
Eğer "2. Açılım Süreci" herhangi bir arızaya uğramadan çözüme doğru ilerlerse, ve eğer 2027 itibariyle ekonomik kriz biterse; RTE çok büyük bir avantaj elde etmiş oluyor.
Hem 1984'ten beri devam etmekte olan sosyal ve siyasi bir yara tedavi edilmiş, hem Türkiye ekonomisi tekrar öngörülebilir bir raya oturmuş. Böylelikle, 2028'deki seçimlerde RTE'nin (yine) kazanması olağan gözüküyor.
Yukarıda okuduklarınız benim temennilerim değildir. Sadece olan-biteni ve olacakları, mümkün olduğunca gerçekçi değerlendirmeye çalışıyorum.
Milyonları açlık sınırının altında bir yaşama mahkum edip, insanlar daha evlenmekte bile zorlanırken onlardan evlenip en az üç çocuk yapılmasının istenmesini siz nasıl yorumluyorsunuz hocam?
YanıtlaSil2024 emekli yılı ilan edilmişti. 2025 de aile yılı ilan edildi. Buna göre en az üç çocuk isteniyor. Yoksulluk sınırı, yeterli hayat standardında yaşayabilmek için gerekli olan ''minimum gelir miktarıdır''. İki çocuklu bir aileye göre hesap yapılır ve bunun günümüzdeki karşılığı da 68 bin 675 liradır. Üç çocuk olduğunu düşünürsek, olması gereken aylık gelir de 80 bine dayanacaktır. Peki nasıl olacak bu iş? Çocuklar mevcut şartlarda nasıl sağlıklı yetişebilecekler?
Dünya 5'ten büyüktür ya, Türkiye de %20'den büyüktür. Bu yüzden sadece %20'lik kısma bakıp halka hitap edilmemelidir. Çünkü %80'i uzayda değil; onlar da bu topraklarda yaşıyorlar. Biz de insanız. Fakat mevcut iktidar maalesef halkın temel sorunlarını anlayamıyor. Eskiden arsa alınır, üzerine de ev yapılırdı. Şimdi ise mevcut maaşlarla ömür boyu çalışılsa da bırakın ev almayı araba bile almak çok güç. Gençler (özellikle de z kuşağı) bu yüzden birikim yapmıyor (yapamıyor). Çünkü gelecek planları elinden alınmış. İnsanların büyük bir kısmı tek kişilik yaşam maliyetinin bile altında çalışırken nasıl evlenecekler? Toplumun %80'lik kısmından kaçı 80 bin lira alıyor da üç çocuğu sağlıklı yetiştirebilecek minimum gelir miktarına ulaşsın ve üç çocuk yapsın? Önce bu gençlerin hayat standartları yükseltilmeli daha sonra evlilik ve çocuk istenmelidir. Peki, bunun için bir şey yapılıyor mu? Yapılmıyor. Tersine alım gücü bile düşürülüyor. Elimize 2 metre uzunluğunda atlama sırığı verilmiş ve bizim de bununla 10 metrelik duvarı aşmamız isteniyor. Şaka mı bu? Sanki biz beş kat daha fazla gelişmiş bir ülkede yüksek maaşlarla insani standartlarda yaşıyoruz. Türkiye'de ortalama maaşlar ne kadar, ortalama kiralar ne kadar, gerçek enflasyon ne kadar? Gelirler giderlerin ne kadarını karşılayabiliyor? Ne kadar insan borçlanarak yaşıyor? Tüm bunlar biliniyor mu derin bir kuşku içerisindeyim.
Profesör olduğunuzu düşünün. Üç çocuğunuz var ve hayattaki en önemli önceliğiniz de çocuklarınıza iyi bir eğitim verebilmek olsun. Üç çocuğunuzun üçünü birden özel okula gönderemezsiniz. İkisini de gönderemezsiniz. Sadece bir tanesini özel okula gönderdiğinizi varsayın. Artık fakirsinizdir ve diğer iki çocuğunuzun rızkından kısmak durumunda kalacaksınızdır. Bu yüzden bunu da yapamaz ve hiç bir çocuğunuzu özel okula gönderemezsiniz. Ülkede ancak minimal düzeyde yaşarsınız. Dolayısıyla üç çocuklu bir ailenin ülkede minimal düzeyde yaşayabilmesinin ön şartı profesör maaşıdır. Selamlar.
SilFed niye faiz indiriyor durmadan ABD ekonomisi iyi ise? Sonucta issizlik orani dogal issizlik oranin altinda buyume iyi durumda Petrol yukseliste fed neden faiz indiriyor durmadan
YanıtlaSilÇok basit: ABD iyi durumda olsa da dünya pek iyi durumda değil. Avrupa resesyonda, Çin durgunlukta, Japonya yıllardır durgunlukta. Fed yalnızca ABD ekonomisini değil bütün dünyayı kollamak zorunda. Çünkü ABD'de olup bitenler nasıl dünyanın geri kalanını vuruyorsa dünyada olup bitenler de gelip ABD'yi vuruyor.
SilIyi de emtia fiyatlari artiyor durgunlukla ters degil mi?
SilEnflasyon borçluların borçlarını silip süpürdü. Tasarruf yapanların da tasarrufları eridi. En çok düşük faizle borçlanan kişi ve kurumlara yaradı yüksek enflasyon. Vergi 20 sene öncesine göre daha çok toplanıyor buna karşılık emekli sayısındaki artış oranı vergi toplanma oranındaki artıştan az ama emekli maaşlarının alım gücü 20 sene öncesine göre azalmış Alman emeklisi neden gezebiliyor dünyayı? Çünkü onlar coğu zaman cari fazla veriyorlar. Cari açık varken turizmden ve suriyelilerden dolayı hizmet sektöründe ve gıdada talebe karşılık arz sıkıntısı varken bir de nitelikli çalışanlarla niteliksizlerin gelirlerini eşitlediler popülizmle, yüksek katma değerli üretim kaybedilmeye başladı. Rekabetçiliği kaybediyorlar. EE Türkiye, pakistan ve hindistan gibi sand cast ile ilkel yollarla ve patenti geçmiş düz vites arabaların otomobil yedek parçalarının da üretemez çünkü piyasayı otomatiğe kaydırdılar önüne gelen trafiğe çıktı ki bunu bilerek isteyerek yaptılar (bazi siyasiler galerici olabilir ya da otomobil bayisi ) ki ileride tır şoförü bile bulmak zorlaşabilir. Dahası hazine arazilerine gece kondu yapanlar bedavadan zengin oldu ve hepsi lüks arabalar aldılar ve trafikteki taşıt sayısı 20 senede 3 katına çıktı ki bunların yedek parçalarının üretilmesi için Türkiye olarak madenleri hammaden ihraç edip katma değerli yedek parçaları dısarıdan alıyoruz. Petrol tüketimini de arttırdı ve cari açık da artınca ve politik söylem uzun vadeli yatirımcı çekemeyince, mecburen döviz açığı için sendikasyon kredisi ve benzerleri alınıyor, kısa süreli vurdu kaçtıcı fonlar çağırılıyor. Bir ülke için en yararlı borç kendi para birimiyle yaptığı borçtur. Enflasyonu bir de esnaf arttirıyor. Mesela en kaliteli baklavayı üretmek için dukkan kirasını aylık 240bin TL alsan , 20 tane asgari ücretliye eşdeğer eleman çalıştıran en kaliteli antep fıstiğı ve yağıyla, unuyla ve hakiki şekerle günlük 200 kg baklavanın kg maliyeti 487 tl oluyor ama baklavayı 1150 tlden satıyor yani kg'da 687 tl kazaniyor ki günde 137400 TL eder ve ayda 4.122.000 TL. Bu hesap 200 kg baklava 20 asgari ücretliye eş değer çalışan ve aylık 240bin TLlik dükkan içindi. Mesela bazı baklavacılar Istanbul'da günde 1.5 ton baklava satıyor . Asgari ücrete ne kadar zam baklavanın kg fiyatına da o kadar zam yapıyorlar. Ayrıca Suriyeliler de baklava ve kırmızı eti yoğun tüketen bir toplum olarak talep tarafında enflasyonu arttırıyor. Mesela kıbrısta orada burada açılan diploma satan üniversiteler piyasaya o kadar çok avukat arzı yaptı ki bunların bir kısmı işsizlikten ve ahlaki çöküntüden sosyal medyada, telefonda dolandırıcılık yapmaya veya olur olmaz paylaşımlara suç duyurusu yapmaya başladılar. Diğer yandan bir kısım avukat da çok iyi kazanıyor en az baklavacılar kadar ama vergi ya hiç vermiyorlar ya da çok az veriyorlar. Hele ki arabulucuk sistemi tıpkı çifte vergilendirme gibi iki kez avukat parası almak için icat edilmiş bir şey. Kamu kurumlarında çalışıp da part time arabuluculuk yapanların odalarına envai çeşit adam ve kadın arabuluculuk hizmeti almak için geliyor konsomatrisi, benzincisi, galericisi, öğrencisi, futbolcusu.... Bu da ilginç bir enflasyon. Bence enflasyon bu sebepler artıyor görüldüğü üzere bu problemi çözmek için maaş alanlarda da bir enflasyon yaşanıyor ki bu sorunu düşünmek bizim gibi sıradan vatandaşlara kalıyor. Vallahi de maaşlarını hak etmediklerini düşünmekteyim.
YanıtlaSilBak ne güzel hesaplamışsın. Senelerdir kiralar maliyeti arttırıyor deyip mülk düşmanlığı yapanlar ve hükümete 2 sene konutta kiralara yüzde 25 sınır getirtenler görün. Dükkanda 240 bin tl lik aylık kira 200kg baklava için kg başına sadece 40 tl maliyet koyarken, 2 ton satabilen baklavacı için sadece 4tl maliyet getiriyor. Zaten yaptığı karları bir bilemedin 2 senede aynı veya benzer dükkanı satın alabilir. Partili baklavacı esnafların kira zırıltısı bitmiyor. Ayrıca asgari ücrete yapılan yüzde 30 zamdan sonra tüm maliyetleri yüzde 30 arttırarak ve baklavanın kg'ına yüzde 30 zam yaparak artacak karıyla kaç asgari ücretliye daha bedava çalıştırabileceğini görünce gülesim geldi.
SilAma Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e göre dün yaptığı açıklamada yaşam maliyetlerini Baklavacının ve benzeri esnafın kar hırsı değil en çok kiralar arttırıyormuş. Baklavanın kilogramında bile yüzde 110 civarı kar eden esnaf (kg maliyeti 500 TL civarında iken baklavayı 1200 TL'ye satması yani 600 TL'nin üstünde kar koyması, diğer tarafta (240000TL/30 gün ) /200 kg = 40 TL kg başına kira maliyeti veya 2 ton için (250000TL/30)/2000kg =4TL kilogram başına. Tabiki bir dönem baklavacılar diyarı Gaziantep milletvekilliği yapmış Mehmet Şimşek 'in Baklavacıların bu fahiş fiyatına ses çıkaramayacaktır. Bak yukarıdaki hesaba göre baklavanın kgina kiranın getirdiği maliyet Maliye Bakanı Mehmet Şimsek'in deyimiyle aç gözlü esnafın kar hırsı yanında çerez parası bile değil.
SilMehmet Tezkan'ın ''Memura 44 bin işçiye 22 bin: Bu nasıl adalet?'' başlıklı yazısını herkesin okumasını tavsiye ederim. Akp'nin neden böyle bir politika güttüğünü çok iyi anlatmış. Yazının ana mesajı, devlet ve özel sektör arasındaki büyük maaş farkları, adaletsiz iş güvencesi, siyasi kadrolaşma ve torpilin etkisiyle şekillenen devlet yapısının toplumsal eşitsizlik yarattığıdır. Ayrıca, iktidarın parti-devlet ilişkisini güçlendirerek kendi kadrolarını oluşturduğu ve bu durumun toplumsal adaletsizliği derinleştirdiği vurgulanmaktadır.
YanıtlaSilArtık mülakatın söz verildiği gibi kaldırılması ve işin tamamen hak edene verilmesi gerekiyor. Çünkü partili devlet olmaz; devletin partisi de olmaz. İktidarlar değişse de kurumlar kalıcıdır. Bu kurumlara da hak edenler getirilmelidir. Toplum bu şekilde ayrıştırılmamalıdır. Neden işi hak edene vermiyorsunuz? Neden adaletsizlik yapıyorsunuz? Neden tarafgirlik yapıyorsunuz? Oysaki bu, değer verdiğiniz kitapta yasaklanmıştır. Maide 8'i okuyun. ''Bir topluma olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin'' yazar. Lütfen artık mülakatı kaldırın ve işi hak edenlere verin. Toplumu bu şekilde ayrıştırmaktan vazgeçin. Adaleti ayakta tutun ve bu büyük haksızlık ve adaletsizliği acilen durdurun.
Adam kayırmacılık eskiden fetö taktiğiydi ve gizli yapılırdı; şimdi ise kendinden olanı kayırmacılık gizli değil; alenen yapılıyor. Çünkü herhangi bir çekinceleri yok, bütün sistem onlara işliyor. Adalet, alenen ayaklar altına alınıyor.
SilHadi kamu idaresindeki mülakat komisyonu daha başarılı olanın hakkını yiyiyor peki mahkemelere dava açılınca mulakat ile ilgili davalar 10 yıllar sürüyor sonuç fiyasko neden mahkemeler hakkını vermiyor mülakatta hakkı yenilene? Dahası bir dönem eski Adalet bakanlarından birisi mülakata dava açmayı yasaklamıştı sonra tekrardan geldi, hani derler ya idarenin her türlü işlemine karşı dava açılabilir diye artık o Fransız idare hukuku kitaplarında kaldı.
SilHocam enflasyon demleniyormu?
YanıtlaSilÇay mı bu?
SilSayın Mahfi bey,
YanıtlaSilSizden politik ekonomi ile ilgili fikir almak isteriz. Aşağıdaki üç soruya cevap verir, görüşlerinizi paylaşırsanız minnettar oluruz:
1) Toplum “evet” derse, karsız, faizsiz, vergisiz bir ekonomi ve toplum düzeni sizce nasıl işler? Dijital para sisteminde enflasyonun bireysel olmasını nasıl değerlendirirsiniz? Az tüketene maliyetine, çok tüketene pahalı satış…
2. Soru biraz uzun:
Varsayalım;
85 milyon vatandaşın bir araya gelip YENİ BİR MERKEZ BANKASI kurduğunu ve birincisini kapattığını,
Halkın ülkede, bir de özel banka kurduğunu ve ülkedeki tüm bireylerin, şirketlerin ve kurumların, sadece bu özel bankayı kullandığını,
Ekonomi ve para işlerine siyasetçi veya bir liderin karışamadığını, toplumun temsili demokrasi yerine doğrudan demokrasiyi seçtiğini,
Ekonominin karsız, faizsiz, vergisiz işlediğini,
varsayalım.
Sorular:
1) Yeni merkez bankasını ve özel bankayı siz kurmuş olsaydınız, önceki merkez bankası ortakları ve alacaklılar ile, önceki borçlarla ilgili hangi şartlarda ve nasıl anlaşırsınız?
2) Herşeyin etik ve adil yürüdüğünü kabul ederek, bu iki bankanın işleyişi ve ülkeye pozitif etkisini, nasıl değerlendirirsiniz?
Ülkede hala faiz ve enflasyon sorunu olur mu?
Bir ekonomiyi faizsiz ve enflasyonsuz şekle nasıl getirirsiniz?
3) Sizce para nasıl yaratılmalıdır?
4) Para ve sermaye sistemi nasıl olmalıdır? Sermayedarın kendi çıkarı için bir başkasını çalıştırması sizce etik midir?
5) 170 yıldır süregelen ve her türlü toplumsal, ekonomik, kültürel, hukuki ve hatta siyasi sorunlara sebep olan bir devlet borcumuz var. Bu borç teorik olarak toplum bilinci ve birliği ile ödenebilir. Toplumun tamamı size yetki verse, bu borcu nasıl ödersiniz?
3. Ve son soru, vaktiniz olursa inceleyebilirsiniz ve cevaplayabilirsiniz:
Kapitalizm, sosyalizm ve türevlerine alternatif bir ideolojinin, para ve sermaye sisteminin, ekonominin ilkelerini yazdık. Sizce toplum evet derse ZOLARİZM işler mi?
İlginize teşekkür ederiz.
En derin saygılarımızla
KTEF Düşünce Kulübü
Bu sorular beni aşar.
SilGerçek sorunlara cevap bulunamazken birde fantastik olanlarına mı cevap arayacağız.
Sil👍
Sil👍
SilMahfi Bey, emeğinize sağlık, yazılarınızı severek takip ediyorum. Sizden bir talebim olacak, sizin yeni yazılarınız gelene kadar kendimizi aktif tutabileceğimiz ekonomi ve gündem ile ilgili verimli blog, haber-internet sitesi önerileriniz var mı? İyi çalışmalar dilerim.
YanıtlaSilT24 mesela ücretsiz bir haber sitesi, yazarlarını da ücretsiz okumak mümkün.
SilHocam, FAKİRLİĞİN tanımı nedir? Kimlere fakir denir? Mesala emekli ve asgari ücretli fakir sayılır mı?
YanıtlaSilSoruma ek yapmak istiyorum: şuan zengin sayılmanın kriterleri nelerdir? Orta direk tanımı devam ediyor mu, şuan orta direk hangi gelir seviyesinde kaldı?
SilSon gelir dağılımı verileri bize orta sınıfın kalmadığını az sayıda orta sınıf mensubunun üst sınıfa çıktığını, çok daha fazlasının ise düşük gelir düzeyine gerilediğini gösteriyor. Fakirliği, yoksulluk sınırının altında bulunmak şeklinde tanımlayabiliriz. Yoksulluk sınırı da gıda, kira, eğitim, ulaştırma, kültürel faaliyetler, eğitim gibi yaşam için gerekli faaliyetlerin asgari düzeyde yapılabilmesini iafde ediyor. Türkiye'de bugün 3 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı 50 bin liranın biraz üzerinde hesaplanıyor. Buna göre aylık geliri 50 bin liradan düşük olan 3 kişilik bir aile fakir olarak tanımlanabilir.
SilAylık geliri kişi başı en az 1000 dolar karşılığı TL olan aile kesin aşırı yoksuldur. Olması gereken TL/dolar kurundan hesaplanması durumunda bu aşırı yoksulluk daha da fazladır.
SilYeni asgari ücrete göre, 3 kişilik aile de kişi başı düşen hane içi gelir asgari ücretin 1/3 den az olmamalı değil mi? Bu hesaba göre 66,312 TL nin 1 TL altında olması yardıma muhtaçlık sayılmıyor mu?
SilBizde yoksulluğun ölçülmesi imkansızdır,sözde yoksul görünenler yastıkaltı servetine sahiptir.
SilKayıtdışılığın bu derece yüksek olduğu yerde yoksulluk doğru ölçülemez.
SilAdsız 12.53 ve Adsız 12.56 yoksulluğun(fakirliğin) tanımını ortaya koymak başka bir şey. Siz yoksulu tespitten bahsediyorsunuz. Biri durum, diğeri kişi tespiti. Mevzuya yanlış yaklaşıyorsunuz
SilHocam elinize emeğinize sağlık. İşin özeti Servet transferlerine devam ediyorlar.Devran döndüğünde her şey ortaya çıkacak. Bizde elimizi yüzümüze süreceğiz. Saygılarımla Fatih. Demirtaş
YanıtlaSilVerdiğiniz bilgiler için teşekkürler Mahfi Hocam. Benim size bir sorum olacak. Hükümetin uyguladığı politikanın yanlış olmasından dolayı ekonomik kriz yaşadığımızı söylüyorsunuz fakat cumhurbaşkanı ve maliye bakanı tek başına ekonomi politikasını uygulamıyor, hükümet partisinin ve maliye bakanlığının bünyesinde birçok ekonomist çalışıyor siyasetçi ve bürokrat olarak, hiçbiri bu politikanın enflasyonu ve dolar kurunu yükselteceğini söylemedi mi cumhurbaşkanına? Hükümet bu politikayı neden uyguladı ve bunun sonucunda kendileri için bir çıkar elde etti mi?
YanıtlaSilNe yazık ki bu sorularınızın yanıtını bilmiyorum ama tahminimce bu saydığınız kişilerin yukarıya erişimi yok.
SilDaha önce çalıştığım şirketin patronu ve tek yetkili kişisi "sen bana akıl veremezsin " dedi. Çıkışımı istedim. İki seneye kalmadı şirket iflas etti .Adı yörede marka idi. Tam 12 sene önceki bir olaydır .
SilAsgari ücretliyi ve emekliyi sefalete mahkum edip halkın alım gücünü düşürenlere ve ülkeyi yönetemeyenlere karşı protesto hakkımı kullanıyorum.
YanıtlaSilhttps://www.pngwing.com/tr/free-png-ixoyr#google_vignette
Benim çocuklar her geçen gün büyüyor boyları uzuyor dolayisıyla kıyafetlerinde uzaması gerekiyor ,,hanim her gün cocuklara yeni kiyafet lazim kısa geliyor dedginde...yoo sana oyle geliyor baksana hicte kısa degil diyorum..diyorum çunki caresizlikten...bilmem anlatabildim mi?...bu kurda faizde birgun oyle bir büyürki ozaman cocugun ne kadar büyüdğünü anlarlar ama iş işten herkes icin gecmiş olur..saygılar
YanıtlaSil