Kayıtlar

2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Faiz Sebep...

Resim
Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu’nun Aralık ayı toplantısından sonra enflasyonda düşüş eğilimi gördüğünden söz ederek politika faizini yüzde 50’den 47,5’e düşürdü. Piyasadaki beklenti ağırlıklı olarak 1,5 ile 2 puan arasında bir faiz indimi yapılacağı yönünde yoğunlaşmış olduğu için 2,5 puanlık indirim piyasayı az da olsa şaşırttı. Merkez Bankası aynı kararında gecelik borçlanma uygulamasını, borç alma ve verme faizleri arasında üç puanlık bir farkla yeniden öne çıkardı. Böylece uzun süre sadeleşme politikası diyerek ortaya koyduğu çabalar da rafa kaldırılmış oldu.   Kurun sabitleşme eğilimini gören yabancı yatırımcıların carry trade işlemi yoluyla döviz getirip bozdurup ve döviz hesabı olan Türklerin bunları Türk Lirasına çevirip, kurun sabitleşme eğiliminden yararlanarak çok yüksek döviz faizi elde ettiklerini birçok kez anlattım. O nedenle enflasyonla mücadele edilen bir ortamda, eğer enflasyonda düşüş eğilimi başlamışsa faizlerin de yavaş yavaş indirilmesi ve Türk Liras...

Merkez Bankası Faizlerinde Son Durum

Resim
Merkez Bankası (TCMB) 26.12.2024 günkü Para Politikası Kurulu (PPK) kararıyla politika faizini (1 hafta vadeli repo ihalesiyle borç verme faizini) yüzde 50’den 47,50’ye düşürdü. PPK kararında bu durum şöyle ifade ediliyor: “Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50’den yüzde 47,5’e indirilmesine karar vermiştir. Kurul ayrıca, operasyonel çerçevede değişikliğe giderek, Merkez Bankası gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 150 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar vermiştir.” Bu açıklama bize politika faizi olarak kabul edilen 1 hafta vadeli (repo ihalesi yoluyla) borç verme işleminin yanına gecelik borç verme ve alma işleminin de yeniden faiz koridoru uygulamasının devreye sokulduğunu gösteriyor. Bu karar sonrası TCMB’nin faizleri aşağıdaki tablodaki gibi oldu (tablo, veriler TCMB sitesinden alınarak tarafımdan oluşturulmuştur. Tablodaki bütün faiz oranları y...

Asgari Ücretten Boğaz Tokluğuna Çalışma Ücretine

Resim
2025 yılında uygulanacak olan asgari ücret, 2024 yılı başında belirlenen 17.002 liralık asgari ücret tutarı yüzde 30,01 oranında artırılarak 22.104 lira olarak açıklandı. Yürürlükteki Asgari Ücret Yönetmeliğine göre (Madde 4/d) “Asgari ücret: İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücreti” ifade eder. Bu tanımdan anlaşılacağı üzere asgari ücretin, işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını asgari düzeyde karşılamaya yetecek bir ücret olması gerekiyor. Türkiye’de ücretli olarak çalışan yaklaşık 20,5 milyon kişi var. Bunların kabaca 7 milyonu asgari ücretle çalışıyor. Asgari ücretle ilgili ayarlamalar yalnızca bu 7 milyon kişiyi değil aslında 20,5 milyon ücretlinin tamamını ilgilendiriyor, çünkü asgari ücret artırıldığında ister istemez 20,5 milyon kişinin tamamının ücretinin ayarlanması zorunluluğu do...

Kriz ve Türkiye

Resim
Krizin genel tanımı şöyle yapılıyor: Ekonominin temel yapı taşları olarak kabul edilen mal, hizmet, üretim, döviz fiyatları üzerinde kabul edilebilir düzey ve oranların ötesinde yaşanan şiddetli dalgalanmalar. Benim kriz tanımım biraz daha farklı: Ekonomik kriz; büyüme, işsizlik, enflasyon, faiz, bütçe açığı, cari açık, yerli paranın dış değeri gibi temel göstergelerin yanı sıra geleceğe ilişkin beklentilerin bozulması ve bu bozulmanın belirli bir süre devam etmesi halidir. Bu tanımlardaki kritik soru şudur: Ekonomi, bu sayılan göstergelerin hepsi bozulduğunda mı krizde sayılır yoksa bir veya ikisindeki bozulma ekonominin krizde sayılması için yeterli midir? Ne kadar fazla sayıda göstergeden söz edersek edelim bir ekonomide kriz durumu olup olmadığını anlamak için daha çok iki temel göstergeye bakılıyor: Büyüme oranı ve enflasyon. Bu oranlar da ülkeden ülkeye farklı değerlendiriliyor. Mesela Türkiye için yüzde 5 oranında büyüme ideal oran olarak kabul edilmekle birlikte bu oran ABD v...

Ekonomilerin Sınıflandırılması ve Türkiye’nin Yeri

Ekonomiler gelişmişlik derecelerine göre gruplara ayrılıyor. Gruplandırma önce iki alt grup şeklinde yapılıyor: Gelişmiş ekonomiler (G 7 ülkeleri, Kuzey ülkeleri), gelişmekte olan ekonomiler. Gelişmekte olan ekonomiler birçok alt gruba ayrılıyor: Yeni sanayileşmiş ekonomiler (Güney Kore), yükselen piyasa ekonomileri (çok sayıda, Türkiye bu grupta), gelişmekte olan ekonomiler (çok sayıda.) Gelişmiş ekonomi denildiğinde, bazı yorumcular belirli bir kişi başına gelir düzeyini geçmiş ülkeleri, bazı yorumcular sanayileşme düzeyi yüksek ülkeleri, bazı yorumcular ise insani gelişme endeksinde üst sıralarda bulunan ekonomileri kastediyorlar. Oysa bunların hepsinin bir arada aranması gelişmiş ekonomi sayılmanın koşulu olmalı. Gelişmiş ekonomileri şöyle sıralamak mümkün: ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Kanada, İspanya, Avustralya, Avusturya, Belçika, Hollanda, İsveç, İsviçre, Norveç, Danimarka, Finlandiya, Portekiz, Çekya, Slovakya, Slovenya, Güney Kore, Yeni Zelanda, Yunan...

Kitaplar ve Yorumlar 2024 5

Keynes’s Economic Consequences of the Peace after 100 Years Polemics and Policy, Clavin, Corsetti, Obstfeld and Tooze (editors) Cambridge University Press, UK, 2024 Yirminci yüzyılın ekonomi düşüncesine ve politikalarına damgasını vuran iktisatçıların başında gelen John Maynard Keynes’in Birinci Dünya Savaşı sonrasında imzalanan barış antlaşmasının yaratacağı sorunlar hakkındaki görüşlerini anlattığı Barışın Ekonomik Sonuçları adlı (1919 tarihli) kitabının değerlendirilmesini içeren bu kitap çok önemli analizler sunuyor. Keynes’in kitabında, Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Versailles Antlaşması’nın Almanya için öngördüğü ağır savaş tazminatlarının Almanya’yı çökerteceği ve bu gelişmenin bütün dünya üzerinde olumsuz sonuçlar yaratacağına ilişkin uyarılarının dikkate alınmamasının yarattığı Hitler çıkışı üzerine birçok görüş yer alıyor. Bankacılığın En Uzun Yılı, Tevfik Altınok, OnOn Yayınları, 2024 Tevfik Altınok, Maliye’de Hazine’de, özel kesimde uzun yıllar üst düzey yöne...

Enflasyona Karşı Para Politikası

Harcamalar yönünden GSYH denklemini bir kez daha yazalım: Y = C + I + G + (X - M) Bu denklemdeki harflerin anlamları şöyledir: Y = GSYH, C = Özel (kişiler ve kamu kesimine dâhil olmayan firmaların) tüketim harcamaları,  I = Özel yatırım harcamaları, G = Kamu kesimi harcamaları, X = İhracat, M = İthalat. Enflasyonla mücadelede para politikasına başvurulacaksa faiz politikası (merkez bankasının politika faizini yükseltmesi), karşılıklar politikası (bankaların merkez bankasına yatıracağı zorunlu karşılıkların oranının yükseltilmesi) ve açık piyasa işlemlerinden (merkez bankasının piyasaya değerli kâğıtları satıp karşılığında para çekmesi) oluşan alt politikaların biri, birkaçı veya hepsi uygulanacak demektir.   Gelir (Y) iki şekilde kullanılır: Tüketim (C) ve tasarruf (S): Y = C + S Tüketim (C) gelirin (Y) bir fonksiyonudur. Yani (C), (Y)‘ye bağlı olarak hareket eder. Bunu da şöyle bir fonksiyonel ilişki ile gösterebiliriz: C = c (Y). Bu fonksiyonel ...

Enflasyona Karşı Maliye Politikası

Önce harcamalar yönünden GSYH denklemini yazalım: Y = C + I + G + (X - M) Y = GSYH C = Özel (kişiler ve kamu kesimine dâhil olmayan firmaların) tüketim harcamaları I = Özel yatırım harcamaları G = Kamu kesimi harcamaları X = İhracat M = İthalat Enflasyonla mücadelede maliye politikasına başvurulacaksa kamu harcamaları politikası, vergi politikası ve kamu borçlanma politikası şeklinde üç alt politikasından biri, ikisi veya hepsi kullanılacak demektir.   Kamu harcamaları politikası yoluyla enflasyonu denetim altına alınması planlanıyorsa kullanılacaksa G’nin kısılması gerekir. Bu durumda kamu kesiminin harcamalarını gelir olarak elde eden özel kesimin harcayabileceği para azalacağı için özel tüketim harcamaları (C) ve özel yatırım harcamaları (I)  da azalacaktır. Bu durumda eşitliğin sağ tarafında azalma olacağı için sol tarafı da buna uyacak ve dolayısıyla GSYH (Y) azalacak, bir başka ifadeyle ekonomide küçülme hali ortaya çıkacaktır. Ver...

Suriyeliler Ülkelerine Dönerse Ekonomiye Etkisi Ne Olur?

Türkiye’ye gelen Suriyelileri iki grupta toplamak mümkün: (1) Parası, serveti olanlar ki bunların çoğu burada konut satın alarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu, birçoğu burada iş kurdu, eleman istihdam etti ve para kazanmaya devam ediyor. (2) Parası, serveti olmayanlar ki bunlar burada çeşitli işlerde, özellikle emeğe dayalı işlerde çalışmaya girdiler ve gelir elde eder oldular.  Suriye’de yeni bir rejim kuruluyor. Bu gelişmenin Türkiye’ye ekonomik, sosyal ve siyasal etkilerinin olacağını görebiliyoruz. Sosyal ve siyasal etkileri şimdilik bir kenara bırakıp işin ekonomik etkilerini irdelemeye çalışalım.  Suriye’de gerçekleşmekte olan rejim değişikliğiyle birlikte Esad rejiminden kaçıp bize sığınan Suriyelilerin önemli bir bölümünün ülkelerine döneceği tahminini yaparsak yanılmış olmayız. Büyük ölçüde yanmış, yıkılmış olan Suriye’de IMF, Dünya Bankası ve diğer uluslararası kuruluşların finansal desteği altında ciddi bir yeniden yapılanma, inşaat faaliyeti başlayacaktır. Bu ...

Güncel Ekonomik Sorunlar Hakkında Sorular ve Yanıtlar

Gerek blog yazılarıma eklenen okur yorumları ve sorulardan gerekse sosyal medya üzerinden gelen soru ve yorumlardan bazı önemli gördüklerimi ve onlara yaptığım yorum ve verdiğim yanıtları sizlerle paylaşmak istiyorum. İzinlerini almadığım için soru ve yorum sahiplerinin isimlerini paylaşmıyorum. Soru Enflasyon beklentilerinde para piyasaları neden reel sektörün ve hane halkının beklenti oranlarının çok altında kalıyor ve gerçekleşen oran reel sektörünki oluyor? Para piyasalarının hesaplamalarının daha teknik daha doğru olması gerekmez mi? Mahfi Eğilmez Herkes para kazandığı yeri, maddeyi iyi göstermeye çalışır. Para piyasasında çalışanlar da mallarını satmak için ekonomiyi ve gidişi olduğundan iyi göstermeye çalışıyor. Buna karşılık reel sektör yapacağı zamları haklı göstermek için, hane halkları da ücret zammını yüksek alabilmek için enflasyon tahminini yüksek tutma eğiliminde oluyor. Soru Doları nasıl oluyor da sabit tutabiliyorlar? Bunu ekonomi bilmeyen birine gider ve g...

Tüketimle Birlikte Enflasyon da Büyüme de Düşüyor

Resim
Yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,3 büyüyen ekonomi, faizin başrolde olduğu dezenflasyon programıyla hız kesmeye başlamıştı. İkinci çeyrekte büyüme yüzde 2,3’e ve üçüncü çeyrekte de yüzde 2,1’e geriledi. Geçen yılın son çeyreğini de katarak 12 aylık büyüme oranına bakarsak yüzde 3,6’lık bir büyüme oranı karşımıza çıkar. Ekim ve Kasım aylarının sanayi üretim endeksi ve kapasite kullanım oranlarından giderek bir tahmin yapacak olursak yıllık büyüme oranının yüzde 3 dolayında bir yerlerde çıkacağını tahmin edebiliriz. Demek ki ekonomide bir soğuma var. Şimdiye kadarki görünüm yumuşak iniş denilen görünüme uygun. Ekonomideki soğumanın arkasında yatan neden tüketim harcamalarının yani talebin hız kesmiş olması. Bunu değerlendirebilmek için tüketim harcamalarının bir önceki yıl ortalamasına göre nasıl değiştiğine bakmamız gerekir. TÜİK, Dönemsel Gayrisafi Yurt İçi Hasıla, III. Çeyrek: Temmuz-Eylül, 2024 Haber Bülteni ve eklerindeki verileri kullanarak ürettiğim aşağıdaki tablo bu durumu gösteri...

Altın, Dolar, Hisseler ve Kripto Paralar

Resim
Bugünkü Durum 2024 yılının sonuna yaklaşırken aslında birbirlerine rakip gibi görünen bu yatırım aralarının hepsinde yükseliş eğilimi ortaya çıktı. Aslında dolar bir yatırım aracı değil bir harcama aracı olmasına karşılık kendi ülkelerinin paraları değer kaybıyla karşılaştığı için dünyanın pek çok ülkesinde insanlar doları da bir yatırım aracı olarak kullanıyor. ABD Başkanlık seçimini Trump’ın kazanmasıyla birlikte bu araçlar hep birlikte yükselişe geçti. Doğal olarak arada bazı haberlerin ya da bazı gelişmelerin etkisiyle inişler ve çıkışlar olabiliyor ama genel eğilim yükseliş yönünde. Aşağıdaki tabloda bu sayılan yatırım araçlarının bir yıl önceki, ABD seçiminden hemen önceki (6 Kasım 2024) ve 23.11.2024 tarihli değerleri ve bu değerlerin önceki değerlerle karşılaştırmaları yer alıyor. Tabloya göre kripto paraları temsilen buraya aldığım Bitcoin bütün yatırım araçlarının toplamından daha fazla değer kazanmış görünüyor. İkinci sırada altın ve üçüncü sırada ABD hisseleri (Dow Jo...

Faizi İndirmek ya da İndirmemek

Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’nun (PPK) son toplantısından sonra açıklanan karar metninde yer alan ifadelerden yola çıkan bazı yorumcular politika faizinde Aralık toplantısında indirim yapılacağı izlenimi edindiklerini yazdılar. Bazı analistler ise Aralık ayında bir faiz indirimi yapılması gerektiğini öteden beri savunuyorlar. Yorumlarımı izleyenler hatırlayacaktır ben de Eylül ayı enflasyon verisi açıklandıktan sonra bir iki puanlık bir faiz indirimi yapılmasını önermiştim. Eylül ayı enflasyon verisinin enflasyonun düşüşü hakkında gösterge olacağı düşüncesiyle bunu söylemiştim. Eğer Ekim başında enflasyon yüzde 40 dolayına inmiş olsaydı o zaman faizin bir iki puan indirilmesi doğru olacaktı. Çünkü beklendiği şekilde düşen bir enflasyonda carry trade yoluyla faizden yüksek para kazananlara daha fazla kaynak aktarmanın anlamı yoktu. Ne var ki enflasyon beklendiği şekilde düşmedi, düşmeyeceği de ortaya çıktı. Bunun üzerine 20 Eylül 2024 günlü ve Faiz İndiriminin Zamanlam...

İklim Değişikliği

Tanımlar Sera gazları; dünyanın yüzeyi, atmosferi ve bulutları tarafından yayılan su buharı, karbon dioksit, nitröz asit, metan ve ozon gibi gaz halindeki bileşenleri topluca ifade etmek üzere kullanılan bir kavramdır. Sera gazları belirli dalga boylarındaki radyasyonu emer ve yayarak dünyanın belirli bir ısı düzeyinin altına düşmesine engel olurlar. Doğal radyasyon kaynakları; güneşin yanı sıra uzayın derinliklerinden ve hatta galaksilerden, atmosfer içindeki atomlarla etkileşerek gama radyasyonu olarak dünyaya gelen kozmik ışınları kapsayan bir ifadedir. Fosil yakıtlar; yaklaşık 300 milyon yıl önce yaşamış bitki ve organizmaların yoğun ısı ve basınç altında kalması sonucu ortaya çıkan kömür, petrol ve doğal gaz gibi enerji kaynaklarının genel adı. Bunların en fazla kullanıldığı alanlar da ısı, yakıt ve elektrik üretimi. Yenilenebilir enerji; doğal kaynaklardan elde edilebilen ve doğa tarafından sürekli olarak yerine konulabilen enerjiye yenilenebilir enerji deniyor. Yenil...

Laiklik Üzerine

Devlet yönetiminde dinin referans olarak alınmamasını, devletin inançlar ve inançsızlıklar karşısında tarafsız olmasını savunan yaklaşım anlamına gelen laik sözcüğünün günümüze uzanan yolculuğunun başlangıcı Yunanca’da halka ait, ruhban olmayan anlamına gelen laikos’a kadar gidiyor. Roma İmparatorluğu’nda din adamlarına ‘clerici, din adamı olmayanlara da ‘laici’ adı veriliyordu. Yunanca’dan Latince’ye ‘laicus’ olarak geçmiş olan sözcük Fransızca’ya ‘laicite’ olarak yansımış. Laisizmin İngilizce’deki karşılığı ‘secularism’dir. Türkçe’de laik de seküler de kullanılmakla birlikte yaygın olarak kullanılanı laik sözcüğüdür. Her iki ifade de din ve devlet işlerinin ayrılması anlamına geliyor.  Ortaçağ tarihi uzmanı Joseph Strayer, kilisenin, kamusal yetki ya da görevleri bulunmayan bir özel topluluk olarak kabul edilmesinin, laik yönetim tarzının temel çıkış noktası olduğunu vurguluyor. [ *]  Strayer’e göre bir toplum, laik yönetim tarzına geçtiğinde, siyasal yönetimde kilisenin e...

Hukukun Üstünlüğü, Yolsuzluk ve Türkiye

Resim
World Justice Project (WJP, Dünya Adalet Projesi) dünyada hukukun üstünlüğünün geliştirilmesini görev edinmiş bağımsız bir kuruluştur. WJP, hukukun üstünlüğünü şöyle tanımlıyor: Hukukun üstünlüğü; hesap verebilirlik, adil hukuk, açık hükümet ve erişilebilir tarafsız adalet olarak sıralanan dört evrensel ilkeyi sağlayan sürdürülebilir bir yasalar, kurumlar, kurallar ve toplum mutabakatı sistemidir. WJP başta hukukun üstünlüğü ve yolsuzluk yokluğu endeksleri olmak üzere dünyada adaletin yaygınlığı ve etkinliği üzerine ölçümler yapmakta ve bu ölçümleri endeksler olarak ülkeleri sıralayarak yayınlamaktadır. Bu endeksler arasında hukukun üstünlüğü açısından ikisi çok önemli: Hukukun üstünlüğü endeksi ve yolsuzluk yokluğu endeksi. Ülkelerde hukukun üstünlüğünü ölçerken dört temel ilkeye göre ölçüm yapıyor: (1) Hesap verebilirlik ilkesi; devletin ve özel kişi ve kurumların hukuk karşısında hesap verebilir konumda olmasını öngörüyor. (2) Adil hukuk ilkesi; yasaların herkese eşit biçimde uygu...