Faiz Sebep...
Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu’nun Aralık ayı toplantısından sonra enflasyonda düşüş eğilimi gördüğünden söz ederek politika faizini yüzde 50’den 47,5’e düşürdü. Piyasadaki beklenti ağırlıklı olarak 1,5 ile 2 puan arasında bir faiz indimi yapılacağı yönünde yoğunlaşmış olduğu için 2,5 puanlık indirim piyasayı az da olsa şaşırttı. Merkez Bankası aynı kararında gecelik borçlanma uygulamasını, borç alma ve verme faizleri arasında üç puanlık bir farkla yeniden öne çıkardı. Böylece uzun süre sadeleşme politikası diyerek ortaya koyduğu çabalar da rafa kaldırılmış oldu.
Kurun sabitleşme eğilimini gören
yabancı yatırımcıların carry trade işlemi yoluyla döviz getirip bozdurup ve döviz
hesabı olan Türklerin bunları Türk Lirasına çevirip, kurun sabitleşme
eğiliminden yararlanarak çok yüksek döviz faizi elde ettiklerini birçok kez
anlattım. O nedenle enflasyonla mücadele edilen bir ortamda, eğer enflasyonda
düşüş eğilimi başlamışsa faizlerin de yavaş yavaş indirilmesi ve Türk Lirası
mevduattan döviz faizi elde edilmesi çekiciliğinin yok edilmesi gerektiğini vurguladım.
Buna karşılık faiz politikasının aşağıya doğru olduğu kadar yukarıya doğru da
esnek olması gerekliliğine de dikkat çektim.
İşin özü şudur: Faiz, enflasyon
düşerken enflasyonu birkaç puan gerisinden izlemeli, enflasyon yükselirken öne
geçip enflasyonun birkaç puan önünden gitmelidir.
Aşağıdaki grafik Türkiye’nin 2021
Ocak ayından bugüne kadar Merkez Bankası faizi ve enflasyon arasındaki ilişkiyi
gösteriyor (grafik için kullandığım verileri TCMB ve TÜİK sitelerinden aldım.)
Grafikte 1 numaralı bölge 2021
Ocak – Eylül ayları arasındaki dönemdir. Bu dönemde Merkez Bankası politika
faizi, enflasyon oranının hafifçe üstünde olduğu için enflasyon denetim altında
görünse de enflasyonun yukarıya doğru hareketlenmeye başladığı fark edilebiliyor.
2021 yılı Eylül ayında enflasyon yüzde 19, Merkez Bankası politika faizi de
yüzde 19 idi. Böyle bir durumda Merkez Bankasının faizi artırarak enflasyondaki
çıkışı durdurması gerekirdi. Eğer Merkez Bankası Eylül toplantısında yüzde 19
olan politika faizini yüzde 22’ye çıkarmış olsaydı bugün enflasyon diye bir
sorunumuz olmayacaktı.
Ne var ki Merkez Bankası, siyasetçilerin
“faiz sebep enflasyon sonuçtur” söylemine uyarak politika faizini yüzde 18’e indirdi.
Ve daha da kötüsü faizi, izleyen aylarda indirmeye devam ederek yüzde 8,5’e
kadar düşürdü. Sonucu 2 numaralı bölgeden görebiliyoruz. Faiz indirilmeye devam
edilirken enflasyon uçtu gitti. İnsanlar paralarını enflasyonun çok altında
faizle bankaya yatıracak yerde dövize yöneldiler bu kez kur yükselmeye
başlayınca faizi yeniden hızla yükseltmek yerine kur korumalı mevduat hesapları
oluşturularak ikinci bir yanlış yapıldı. Böylece sebep sonuç ilişkisini
karıştırmanın yanına “iki yanlış bir doğru etmez” atasözüne aykırı davranış da
eklenmiş oldu. Faizi düşürme hatası enflasyonu uçururken kur korumalı mevduat hatası
da Merkez Bankası’nda astronomik bir zarar oluşmasına yol açtı.
3 numaralı bölgenin ilk bölümü
ilk bakışta yanıltıcıdır: Faiz düşerken enflasyon da düşer görünüyor. Bu
aşamada bu yanıltıcı görünümün oluşmasının birkaç nedeni var: Bir önceki
dönemde yanlış faiz politikası nedeniyle enflasyon hızla arttığı için izleyen
dönemlerde baz etkisiyle düşüş ortaya çıktı. Kiralara ve okul ücretlerine tavan
konulduğu için burada artışlar frenlendi. Kur korumalı mevduat uygulamasıyla kur
sabitleştiği için ithal girdiler ucuz kaldı ve dolayısıyla üretim maliyetleri
fazla artmadı. Bu etkilerle enflasyonda gerileme ortaya çıktı. 3 numaralı
bölgenin ikinci bölümünde Merkez bankası politika faizini artırmaya başladı. Bu
bölüm de ilk bakışta yanıltıcıdır. Çünkü faiz artırılmaya başlandığı halde
enflasyon yükselişe geçmiş görünmektedir. Bunun da birkaç nedeni var: İlk
olarak kiralar ve okul ücretlerine konulan tavanlar kaldırıldı. Bu gelişme
sonrası kiralar ve okul ücretleri astronomik şekilde arttı ve enflasyonu yukarı
itti. İkinci olarak ters baz etkisi enflasyonu yukarı itici etki yarattı.
4 numaralı bölge Merkez Bankasının
politika faizini yüzde 50’ye çıkardıktan sonraki dönemi gösteriyor. Bu bölgede enflasyon
düşüşünde yine baz etkisi olsa da asıl olarak faizin yüksekliği ve kurun
sabitleşme eğiliminde olması baskın oldu.
3 yılı akın bir süreyi kapsayan
bu gereksiz deneyim bize bir kez daha gösterdi ki Merkez Bankası, enflasyon
düşerken politika faizini, enflasyonun birkaç puan üzerinde kalmaya devam
edecek şekilde düşürebilir ama enflasyon yükselirken de politika faizini
enflasyonun birkaç puan üzerinde olacak şekilde ve önceden yükseltebilmelidir.
Bugünlerde "enflasyonu düşürmek için faizi düşürmek gerekir" şeklindeki söylemler siyaset çevrelerinde yeniden gündeme gelince bunları bir kez daha yazmaktan kendimi alamadım.
Here we go again diyebilirmiyiz hocam?
YanıtlaSilEvet
SilHocam, emeğinize sağlık. Birinci paragrafın sonunda küçük bir klavye hatası olmuş.
YanıtlaSilDüzelttim, teşekkür ederim.
SilSiz yazmaktan bıkacaksınız ama bu siyasetçiler halkı kandırmaktan bıkmayacak maalesef. Yine de teşekkürler Hocam.
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam yazınız için teşekkürler. Pazartesi itibariyle borsa için öngörünüz nedir acaba?
YanıtlaSilFaizin ineceği haberi borsayı yükseltir ama belirsizlik ters etki yapar. Hangisi ağır basacak ben de merak ediyorum.
SilEnagroupa göre enflasyon %86 iken faizlerin sadece %50ye kadar yükseltilmesi enflasyonu düsürmeye nasil yetebiliyor? Tuik enflasyonu 86 aciklasaydi merkez bankasi faizi %90 a mi cikaricakti? Yada cikarmasi mi gerekiyor du?
YanıtlaSilOnun mekanizmasını birkaç kez yazdım. Kur sabitleşirse o faiz enflasyondan kat kat yukarıda oluyor demektir.
SilHocam bizim bilmedigimiz bir seyler olmali. Eger ayni seye geri donulecekse TCMB ust duzeydekiler, bakan toplu istifa eder ya da etmeli cunku bu onlari da hice saymak olur. Muhalefetin ilk bakista iyi bir ekonomi ekibi var fakat benim bile ilgimi cekmiyorlar. Bizim bilmedigimiz ne var?
YanıtlaSilBiat kültüründe istifa olmaz.
SilHocam yazmış olduğunuz hangi paragraf doğru?
YanıtlaSilİşin özü şudur: Faiz, enflasyon düşerken enflasyonu birkaç puan gerisinden izlemeli, enflasyon yükselirken öne geçip enflasyonun birkaç puan önünden gitmelidir.
3 yılı akın bir süreyi kapsayan bu gereksiz deneyim bize bir kez daha gösterdi ki Merkez Bankası, enflasyon düşerken politika faizini, enflasyonun hep birkaç puan üzerinde kalmaya devam edecek şekilde, düşürebilir ama enflasyon yükselirken de politika faizini enflasyonun birkaç puan üzerinde olacak şekilde ve önceden yükseltebilmelidir.
Enflasyon yükselirken politika faizi enflasyonun bir kaç puan önünde olmalı. Burası tamam. Peki, enflasyon düşerken politika faizi enflasyonun üzerinde mi yoksa altında mı olmalıdır?
Neresini anlayamadığınızı anlayamadım doğrusu ama bir kez daha yazayım: Enflasyon düşerken faiz arkasından izlemeli yani enflasyon mesela % 45'e inmişse faiz 47'5'e inebilir. Enflasyon % 43'e inmişse faiz de % 45'e binebilir. Ama enflasyon yeniden yükselişe geçmiş de mesela % 43'den 45'e tekrar yükselmişse o zaman faizi hemen % 47,5'e çıkarmak gerekir.
SilDegerli Mahfi Hocam, siz bu rakamli ornegi vermis olmasaniz o kadar net degildi, gercekten: “Gerisinden izlemeli” (yuksek veya alcak mi olmali muglak) yerine belki “uzerinde kalacak sekilde izlemeli” olabilir miydi diye dusundum. O nedenle, Adsız 17.24’e tesekkur ediyorum… Size de bu guzel yazilariniz icin tekrar icten tesekkurler… Ve iyi yillar :))
Sil👍
SilFaiz her zaman enflasyondan 2-3 % kadar yüksek olmalı
Silİktisatta okuduğumuz herşeyin tersini yapıyorlar,bir terslik var hocam😊
YanıtlaSilTerslik iktisatta değil orasının kesin olduğu son üç yılda görüldü.
SilKaleminize sağlık hocam her fırsatta bıkmadan, usanmadan anlatmaya çalışıyorsunuz ama maalesef ülkemiz de her seferinde aynı fasit daire içerisinde dönüp duruyor.
YanıtlaSilBiz yine de anlatmaya devam edelim.
SilHocam, ekonomik olarak zor günlerden geçiyoruz yalnız eskiden toplu işten çıkarmalar daha mı fazla oluyordu yani bu dönemi eski kötülerden ayıran nedir?
YanıtlaSilHukukun ve demokrasinin çok daha kötü bir noktaya gelmiş olması.
SilÇok cesurca bir yazı olmuş. Gerçekleri bilimsel temelli tarafsız açıklamak gerçekten cesaret gerektiriyor. Teşekkürler
YanıtlaSilTeşekkür ederim ama gerçekleri yazmak bence cesaret değildir.
SilBence cesaret, herkes bu şekilde objektif analiz yapmıyor. Kötü gidişe bile methiyeler düzenler var. Yoksa bu hatalar olmaz ekonomi daha iyi olurdu.
SilHocam neler oluyor?
YanıtlaSilNeler olmuyor ki?
SilHocam ekonomide zemin kaymasımı yaşanıyor?
SilHayır, akıl kayması
Sil1. Servet Transferi Operasyonu başarıyla tamamlandı sıra 2. de herhalde şimdi 🤦🤷🙂
YanıtlaSilNas ekonomisi v2 yükleniyor mu hocam?
YanıtlaSilHer an gelebilir.
SilHocam Cumhurbaşkanı ''Faiz inecek ki enflasyon da insin'' dedi. Peki o halde aylardır faizi neden %50'ye çıkarttılar? Eğer bu tez doğruysa faizi %50'lere çıkartmak yerine, faizi, %0'a indirmek gerekmez miydi? Böylece enflasyon da inerdi. Fakat bu yapılmadı ve uzunca bir süre bu tezden dönüldü. Hal böyleyken ve bu tezin doğru olmadığı bedel ödenerek ispatlanmışken neden hala aynı söylem? Ben buradaki mantığın insanların dini hassasiyetlerine su serpmek olduğunu düşünüyorum. Çünkü aynı açıklamayı ekonomi bilimine aykırı olduğu için Mehmet Şimşek yapmazdı. İstiyorlarsa gazeteciler bu cümlenin doğru olup olmadığını Mehmet Şimşek'e sorsunlar. Böylece halk da gerçek anlamda aydınlanmış olsun. Lakin Cumhurbaşkanı ile Mehmet Şimşek'i karşı karşıya getirecek böylesi zor bir soruyu soracak bir gazeteci olduğunu sanmıyorum. Diyelim ki bu soru soruldu ve Mehmet Şimşek de ''evet, bu söz doğru'' dedi. Bu sefer de ''o halde neden faizi yükselttiniz'' diye sorsunlar. Bu halk sizin deneme tahtanız mı? Teziniz ispatlanacak diye karşılığında ağır bedeller ödettiğiniz. Benim Cumhurbaşkanı'ndan ricam, lütfen artık ekonomi bilimine karışmasın ve işi bilenlere bıraksın. Çünkü enflasyonu fırlatarak başımıza son üç yılda gelenlerin nedeni bu yanlış tezdi. Zaten böyle olduğunu onlar da kabul etti ve kendi yanlışlarından geri döndüler. Fakat yine aynı söylemi söylüyorlar. Söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutmuyor. Artık halk bilinçlendi ve herkes ekonomiden anlar oldu. Ben bizi yönetenlere şu soruyu sormak istiyorum. Madem faiz inecek ki enflasyon da insin diyorsunuz; madem bu teziniz doğru, o halde neden faizleri yükselttiniz? Tezinizin arkasında neden durmadınız? Hem faiz haram değil mi? Eğer bu tezinin doğruysa hadi hemen faizi %0'a indirin, enflasyon da düşsün. Neden bunu yapmıyorsunuz?
YanıtlaSilNereden baksanız tutarsızlıklarla dolu.
SilMehmet Şimşek rasyonel olmak zorundayız demişti. Şu anda rasyonel olmak, faiz indirimini gerektiriyor. Hatalı olan ise bu faiz indirimini, rasyonel olmanın gereği değil de yanlış bir tezin destekleyicisi, bu tezin savunucusu olarak göstermeye çalışmaktır. Tıpkı Esad devrildikten sonra bazı ülkelerin bunu bazı ülkelere atfetmesi, bir ülkenin de Esad'ı biz devirdik demesi gibi bir şeydir bu. Savaş bittikten sonra general olmak kolay. Bir şey söylerken bunun bir argümana dayandırılması gerekiyor. Dolayısıyla faiz indiriminin dayandığı argüman da günün şartlarına uygun olarak rasyonel hareket etmekten ileri gelmektedir. Başka bir şeyi buna dayandırmak bu yüzden yanlış ve boş bir çabadır. Asıl savaşılması gereken enflasyondur. Enflasyonla ustaca savaşabilmek için de rasyonel hareket etme mecburiyeti vardır. Çünkü rasyonellikten çıkılırsa enflasyon da tepetaklak olur. Mehmet Şimşek rasyonel olmak zorundayız derken, aslında ''2021 Eylül ayından beri rasyonel olamadık, yanlış bir tezin kurbanı olduk'' demek istemiştir. Şimdi aylar sonra tekrar faiz indirimine gidildiğinde, ''bunu rasyonel olmanın bir gereği olarak yaptık'' demek yerine, (halk, üç yıldan beri yanlış bir tez yüzünden ağır bedeller ödemiş ve bu durumun trajedisini de bizzat yaşamışken, buna rağmen) kendi tezimiz gereği faiz indirimine gittik demeye getirmek gerçekten trajikomik bir durumdur.
SilHocam aynı hatalar tekrar mı yapılacak?
YanıtlaSilYapılmaması için hatayı yapandan hesap sorulması gerekir. Hesap sorulmadığı sürece aynı hatayı tekrar tekrar yapmanın maliyetini halk çeker.
SilHocam dejavu...siyasetçilerin söylemleri ve yetkili konumdakilerin biatçı yaklaşımları 2021/Eylül sonrası ile aynı değil mi? 2. NAS dönemi vatana, millete hayırlı uğurlu olsun...Köprüden önceki son çıkış da terk ediliyor maalesef...
YanıtlaSilSanırım o çıkışı çoktan geçtik biz.
SilNas mas hikayedir. Faize hassasligi yüksek işletmeler var. Bunlarda ekseriyetle gelirleri sadece faiz maliyetini karşılamaya yetenlerdir. Bunlara bir süre nefes aldirmak adina faizler düşürülüyor. Çünkü bunlar düşük faize bağımlılığı cok yüksek kesimdir. Enflasyondan beslenir kârı buna dayanir. Yine karliligi yüksek likidite hacmi nispeten büyük işletmeler de var bunlar da ekseriyetle yüksek faizden ciddi kazanç sağlar. Aslinda bu ikinci taraf faizler düştüğünde bu defa bol likiditeleriyle döviz toplayip kur tarafından da kazanim sağlayabiliyor kissadan hisse saray bir süre ilk grubu sıkıyor diğer tarafa kazandırıyor sonra ilk grup biraz nefes alsin diye ikinci grubu biraz sıkıyor. Dönüşümlü para politikalari ile sözde denge sağlıyor ancak olan kesinlikle isci emekçi kesimlere oluyor. Sermayedar hrr türlü kazaniyor. Saray sermayeye çalışıyor yoksa 23 yil iktidar olamazdı zaten.
YanıtlaSilFaizin toplam maliyetler içindeki payı % 5 dolayındadır. O dediğiniz işletmeler zaten zombi işletme. faizi sıfıra da düşürseniz ancak birkaç yıl daha idare eder.
SilHocam, öncelikle emeğinize sağlık. Gelen sinyaller maliyenin enflasyonla mücade etmediği sürece büyük gelişme kaydedemeyeceğimiz yönünde gibi görünüyor. TL'de fiyat istikrarını temelde iki unsurun sağlayacağını düşünüyorum. Öncelikle mali bir disiplin ile bütçe açığının önüne geçilmesi. Ayrıca, ülkenin enerji ihtiyacını da göz önünde bulunduracak şekilde cari açık vermeksizin bütçe olanaklarını verimlilik artışı sağlayacak bilgi ve teknoloji üretimine yönelik yatırımlara yönlendirerek ülkeye katma değeri yüksek ürünlerin ihracından döviz girişi sağlanması. Bunu sağlayacak kamusal düzenlemelerin yanısıra gerekli insan kaynağının eğitimi, girişimci, sermaye ve emek haklarının korunmasına yönelik hukuki gelişmelerin sağlanması gerekiyor. Ekonomik üretimin içinde yer alan bir vatandaş olarak en büyük sorunumuzun verimsizlik ve otomasyon yetersiz insan gücüne dayalı mal ve hizmet üretimi olduğunu düşünüyorum. Böylece hem fiyat istikrarını sağlar hem de alım gücünü orta vadede arttırabiliriz. Sonrasında ne asgari ücreti ne de faiz sebep enflasyon sonuç teorilerini konuşmaya gerek kalmayacaktır.
YanıtlaSilMaliye de işin içine girse bu mücadeleyi kazanmak mümkün değil. Çünkü sebep sonuç ilişkilerini karıştırıyoruz. Hala faiz sebep enflasyon sonuç diyoruz. Buradan çıkamayız.
SilErdoğan yeniden faizleri indireceğiz demeye başladı. Adam siyasetçi oyu düşünerek hesap yapıyor. Yüksek faizle piyasayı daraltıp durgunluğa sokarsa işsizlik artar ve hiç oy alamaz. Çünkü işsiz kalan adam da hiç para olmaz aç kalır niye oy versin? Ama büyümeye önem verip piyasaları hep canlı tutarsan işsizlik olmaz. Enflasyon yüksek olsa bile maaşlara gerçek enflasyonun altında zam verilir, göz boyanır, adam aç kalmaz yine oy verir. O yüzden AKP hükümeti hep büyümeye ve tüketime önem vermiş yüksek işsizlikten korkmuştur. Bu sayede seçimleri kazanmaya devam etmektedir. Yanlış mı düşünüyorum hocam?
YanıtlaSilDoğru düşünüyorsunuz. İşte bu yaklaşımla ekonomi yönetilince ve hataya da ceza kesilmeyince Türkiye buradan çıkamıyor.
Sil2024 Yılında %50 faiz ve neredeyse sabit tutulmuş kura rağmen sınırlı tutarda yabancı girişi olmuşken, 2025 yılında bu söylemlerle hangi yabancı yatırımcı bu ülkenin riskini alır? Yerli yatırımcı bu kur düzeyinde, faizlerin inme trendinde TL de kalmayı daha ne kadar tercih edebilir? Kısaca, önümüzdeki süreçte ekonomide belirsizlik ve kırılganlık olasılığı artıyor gibi...
YanıtlaSilYabancı girişi olur da sermaye yatırımı olarak değil portföy yatırımı olarak yani sıcak para şeklinde olur. Öyle de oluyor zaten.
SilHocam hesap dönüyor.
YanıtlaSilHangi hesap? Ortada bir hesap var mı ya da hesap soran?
SilMahfi hocam sadece bu grafiği görmek bile bana her şeyi anlattı. Altına yazdıklarınızı da okudum ama acaba grafiği doğrumu okumuşum diye kontrol etmek için okudum ve EVET GRAFİĞİ DOĞRU OKUMUŞUM.
YanıtlaSilBu grafikte son 250 baz puan TCMB faiz indirimi yok. Bu grafik üstünde bir çalışma daha yaptım ve bir yazı yazdım ama buraya sığmaz. O yüzden size eposta yoluyla bunu göndereceğim. Geri dönüş yapabilirseniz çok sevinirim yapamazsanız da canınız sağolsun.
Sizin aksinize olarak taa emeklemeye başladığım günden beri benim en çok sevdiğim ders matematikti.
Bu hatalı dünyada herkes size yalan söyleyebilir, yanlış söyleyebilir, yanlış yönlendirebilir ama MATEMATİK VE GRAFİKLER KESİNDİR. RAKAMLAR ASLA YALAN SÖYLEMEZ. MATEMATİK ASLA YALAN SÖYLEMEZ VE EĞİLİP BÜKÜLEMEZ MANİPÜLE EDİLEMEZ. Bu grafiğe 1-2 saniye bakan birinin aslında altında yazanları okumaya bile ihtiyacı yoktur, bir tek grafik her şeyi anlatmış zaten, işte matematik bu kadar kesindir. SAYGILARIMLA..
M.D.
👍🙏
SilSayın Hocam 22 senedir Geçerli Çoğunluğu oluşturan Seçmen desteği ile Dikiz aynasından 1300 yıl öncesine Zamanda yolculukla gidilerek o günkü sloganlarla Türkiye Otobüsü yönetilmekte. Sonuç ortada Emekli olarak yandık ...
YanıtlaSilSadece emekli değil herkes yandı.
SilSayın Hocam 22 senedir Geçerli Çoğunluk olan Seçmen Desteği ile Türkiye Otobüsü Dikiz aynasından 1300 yıl geriye Zamanda yolculuk yapılarak o günün sloganlarına göre yönetilmektedir. Sonuçları ortada Emekli olarak yandık. 1300 yıldır yaşanan Tarihsel olaylar önemsenmedi nedense. Seçmen her fırsatta yasalar eksik bize daha çok yetki ver o zaman problem çözülecek diye ikna edildi.
YanıtlaSilHaberi ilk duyduğum anda, EYVAH gene mi dedim. İçime bir korku geldi.
YanıtlaSilikinci NAS devri hayırlı olsun. Bir kaç aya kadar Mehmet Şimşeke ve Merkez bankası başkanına yol verilir. Damat/Nebati ekolünden bir Hacı Abi ekonominin başına oturtulur. Velattalin amin!
YanıtlaSilMahfi Hoca;
YanıtlaSilEge Cansen der, kur korumalı mevduat Merkez Bankasına yük getirmedi.
Eğer öyleyse bir yıl önce kâr edip kârını Hazineye devreden TCMB ne oldu da KKM uygulaması sonrası 818 milyar TL zarar etti?
SilMerhaba Mahfi Bey,
YanıtlaSilBir zamanlar ihtiyaç akçesi kullanılmıştı diye hatırlıyorum. Acaba o tekrar yerine koyuldu mu? Bunu anlamanın yolu var mı?
TCMB Bilançosuna bakmak lazım.
SilHocam şimdi esnaf partili oldu hep. İşadamları da müsiad üyesi o grafikteki enflasyondaki yükseliş dönemi ve ucuz kredi zamanında müsiad üyesi hazine ve maliye bakanıydı. Maliye müfettişleri , vergi denetmenleri bu adamlara nasıl vergi denetimi yapıyor merak ediyorum. Böyle bir vergi denetimi olabilir mi acaba? Kalkmış adalet bakanı vesayetten söz ediyor esas vesayet budur bak partili esnafa ve müsiadlı iş adamlarına vergi denetimi bile yapılamıyor. Bu işadamlarına vergi denetimi yapılamazken ucuz kredilerle(geri ödenmeyen kredilerden oluşan kamu zararlarını bahsetmiyorum bile) yüksek karları vergisizken, vergiyi bordrolu çalışanlara , ev kiralayanlara , partili olmayan küçük esnafa , emekliye yıktılar. Al sana vesayet düzeni. Hele enflasyon yüzde 80 üstündeyken ev kiralarına getirdikleri 2 sene boyunca uygulanan yüzde 25 sınırı kul hakkı yemenin daniskası olup , anayasaya, mülkiyet hakkına, serbest piyasa ekonomisine ve hatta islama da aykırıdır gerek diyanete sorsunlar ve gerekse suudi,pakistanlı, baeli,katarlı,mısırlı,özbekistanlı , endonezyalı, malezyalı din alimlerine sorsunlar hepsi kul hakkı diyecektir. Bu kısıtlama yüzünden insanlar birbirine düşmüş şiddet olayları da yaşanmış ve dava sayıları atmıştır. Adalet bakanının ve kardeşinin ve önceki adalet bakanının hukuk büroları da epey bir davaya bakmış olmalı bu anlaşmazlıkta peki bunu da diyanete sorsunlar önce hukuki anlaşmazlık çıkartacak şekilde mevzuat çıkartıp bu hukuki anlaşmazlıktan kazanılan paralar helal midir diye yine sorsunlar diyanete ve diğer islam alimlerine. Lütfen bu milleti İslamla, Allahla, Peygamberle kandırmasınlar.
YanıtlaSilMahfi hocam, yanlış teşhis ve tedavi uygulayan doktor bundan sorumlu tutulabiliyorken neden ekonomide karar alan birimler politika ve uygulamalarından (Merkz banksı, ekonomi bakanlığı, tüiik gibi) herhangi bir sorumluluğa tabii değiller? Dünya da sistem bu şekilde mi?
YanıtlaSilDemokrasinin daha iyi uygulandığı ülkelerde bu hesaplar soruluyor. Ama bizde demokrasi ahbap çavuş demokrasisi olduğu için hesap sorma diye bir şey kalmadı. Yargısı, denetimi hepsi siyasal iktidarın güdümüne girince hesap soracak mevki kalmadı.
SilBütün bu tutarsızlık olarak görünen faiz oanı muamması, yüksek enflasyonun sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla mı yapılıyor sizce?
YanıtlaSilOlabilir.
SilAsgari ücret dolar cinsinden artmasını nasıl açıklayabiliriz? Kimisi doların enflasyonundan bahsediyor ama bu matematiksel olarak yeterli bir sebep değil. Bir başka sebepte doların tutulduğu iddiası. Bu iddia da yetkililer tarafından birkaç ay önce "doları bıraksak düşecek" şeklinde açıklanmadı mı? 4 5 yıl önceye geri dönebilsek asgari ücretin ortalama 500 dolar olması gerekemez mi? Bunun başka bilimsel bir izahı var mı hocam? İyi çalışmalar.
YanıtlaSilSadece asgari ücret değil GSYH ve kişi başına gelir de dolar cinsinden artıyor. Buradaki illüzyonu defalarca yazdım bir kez daha anlatayım. Asgari ücretin % 30 arttığını ama dolar kurunun baskılandığı için % 15 arttığını düşünün. Formül şöyle:
SilTL olarak Asgari Ücret / Kur = Dolar olarak asgari ücret
Bu hesapla asgari ücret daima dolar cinsinden artmış görünür. Basit bir illüzyondur bu.
Çok teşekkür ederim cevap için. Evet hocam tüm yazılarınızı okuyorum bahsettiğinizi de okudum öyle olduğunu biliyordum. Ta ki doları bıraksak düşer açıklamasına kadar. Bu bağlamda denklemi kuramıyorum :)
SilUlke ekonomisi kotu yonetiliyor
YanıtlaSilMaalesef.
SilSevgili Üstat,
YanıtlaSilKıymetli yazılarınızla hayatımıza değer kattığınız bir yılı daha geride bırakıyoruz.
Teşekkür ederiz.
Sağlık ve huzur içinde yeni bir yıl diliyorum.
Çok selam ve sevgiler.
Çok teşekkür ederim Cafer Bey,
SilBen de sizin ve ailenizin yeni yılını kutlar, sağlık, mutluluk ve huzur dolu bir yıl dilerim.
Sevgiler
Hocam 25 Aralık tarihli yazınızda belirttiğiniz Boğaz Tokluğuna Çalışma "Mükellefiyet 1867 yılında Osmanlı döneminde çıkartılan kanun " dönemine giriyoruz. Herkes hazırlığına buna göre yapsın derim.
YanıtlaSilEge Cansen 15.12.2024 tarihli yazısında - https://www.sozcu.com.tr/kur-korumali-mevduat-p115924 -KKM'nin herhangi bir zarar oluşturmadığını iddia ederek aksini söyleyenleri ispata davet etti. Sizin bu yönde bir değerlendirmeniz olacak mı?
YanıtlaSilEğer öyleyse bir yıl önce kâr edip kârını Hazineye devreden TCMB ne oldu da KKM uygulaması sonrası 818 milyar TL zarar etti?
SilBir açıklaması var ama ne demek istediğini ben anlamadım. Sanırım her zarar zarar değildir demek istiyor. Mesela KİT'ler zarar ediyor ama iyi bir amaç için ediyor demek istiyor.
SilZarar zarardır.
SilGünaydın hocam. Elinize sağlık. Grafik her şeyi anlatıyor. Milletin kanat takmasına az kaldı. Yeni yılınızı en içten dileklerimle kutlar hayırlara vesile olmasını dilerim. Saygılarımla. Fatih. Demirtaş
YanıtlaSilTeşekkürler, iyi yıllar.
SilHocam sabırla doğruları anlatmanız takdire şayan, ama işlerin düzelmesi için birilerinin okuması ve meseleyi anlaması lazım. Benim de korkum dövizden yana, zira baskılama ile enflasyonun çok altında tutulması patlamağa hazır bir bomba gibi duruyor. Carry trade’ciler panik halinde çekilmeğe başlarsa 94 ve 01 krizlerini tekrar yaşayabiliriz. Bu krizlerinde bir gecede çıktığını bilen biri olarak emekli olmama rağmen ülke ekonomisi için kötü olacağından ve başka çılgınca projelere yol açabileceğinden korkuyorum. AÇ
YanıtlaSilKorkunuz doğru, hepimiz aynı şeyden korkuyoruz ama ecele bir faydası yok.
SilBen TÜİK enflasyon verilerine inanmıyorum. ENAG da şeffaf değil, o da sepeti açıklamıyor. Kendi sepetimi yapma kararı aldım. 1 Ocak 2025 itibariyle başlayacağım. Her ayın 1. günü excele gireceğim. Ekmek, otobüs bileti, berber tıraş ücreti, benzin gibi temel maddelerin istatistiğini tutacağım. Son 2 yılda fiyat algısı insanlarda tamamen kaybolmuş durumda zaten.
YanıtlaSilGörüşlerinizi yakınen takip ediyorum
YanıtlaSilSİZDEN RİCAM buradan sonraki beklentinizi aynı şekilde biz takipçilerinize paylaşmanız emeğiniz için teşekkür ederim kolay gelsin
Moraliniz bozulur diye kendime saklıyorum.
SilBosuna ugrasiyoruz. En basta yapmamiz gereken rte yi ikna etmek. O ikna olmadigi surece enflasyon tek haneye dusse bile tekrar ayni politikalarla rekorlar kiracak.
YanıtlaSilRte mi. Rte yi surekli finanse eden city of london ve onun emrindeki sıcak para tacirleri var ya. Iste o güç merkezi siyaseti finanse ettigi sürece siyaseti halk finanse etmediği müddetçe sermayenin emrinde olur siyasi yapi halkın değil. Eh halk tabanininda yeterince tasarruf olmadığına gore türkiye yi sermaye yönetiyor. Net.
SilMb 160 milyar dolar rezerv ne olarak duruyor kasada Tahvil vs yapıp gelir elde ediliyor mu
YanıtlaSilEvet tabii rezerv yönetimi diye bir şey var. Ama çok az risk üstlenilerek yapıldığı için büyük kazançlar olmuyor.
Silİşsizlik fonunda 2023 de toplam 189.9 milyar TL para toplanmış. Bunun 117.3 Milyar TL si gider olarak harcanmış. 2023 yılında kullanılan paranın 21.7 milyar TL si çalışanlara, 78.5 milyar TL side işverene destek amaçlı verilmiş. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz hocam?
YanıtlaSilDoğru kullanılmıyor.
SilSevgili Hocam, bu gelişmelerle ve mevcut açıklamalar , tutumlar ile beraber bizleri enflasyon ve Türkiye ekonomisi olarak nasıl bir yıl bekliyor? Yeni yılınızı içtenlikle kutlar, saygılar ve sevgiler dilerim.
YanıtlaSilMevcut yaklaşımlara bakarak enflasyonun yüksek kalacağı bir yıl bizi bekliyor diye düşünüyorum. Umarım yanılırım.
Silİyi yıllar, sevgiler
Hocam enflasyon kasımda %47'di, bu ay %45'e düşmesi bekleniyor. Merkez bankası da doğal olarak 45 enflasyonun olduğu yerde faizi 50'de tutmak istemedi 47.5 a düşürdü. Nesi yanlış bunun, haaaa siz yok ben Tüik'e inanmıyorum, Enag'a inanıyorum diyorsanız. Kusura bakmayın ama Şimşek ve Merkez bankasını geldiği ilk günden eleştirmeye başlayacaktınız. Mesela diyecektiniz ki, faizi 7 ay önce mayısta neden %160'a çıkarmadın diye eleştirecektiniz. Kusura bakmayın bu şu an yumuşak muhalefet tavrı olmuş
YanıtlaSilSiz benim yazdıklarımı okumadan yorum yapıyor gibisiniz. Ben MB'nin faizi % 50'den 47,5'e düşürmesini yanlış bulmuyorum hatta bunu yapması gerektiği birkaç ay önce yazdım ve tv de anlattım. Benim yanlış bulduğum şey siyasal yöneticilerin enflasyonu düşürmek için faizi düşürmek gerektiğini söyleyerek baskı kurması. Öte yandan TÜİK'in enflasyon hesabının yanlış olduğunu, gerçeklerden kopuk olduğunu da neredeyse 3 yıldan daha uzun bir süredir söylüyor ve yazıyorum.
SilHiçbir zaman muhalefet de yapmıyorum. Gerçekleri konuşmak muhalefet demek değildir sadece gerçekleri dile getirmek demektir.
İşin özü seçimleri kazanabilmek için, bile bile, isteye isteye enflasyon yükselirken faizler düşürüldü..
YanıtlaSilSonuç vatandaş açlığa, sıkıntıya, borca mahkum hale getirildi..
Dünya da faizler artırılırken tam tersi bir harekette bulunmanın tek nedeni seçimleri kazanmaktı..
Kıl payı da olsa seçimler kazanıldı şimdi bunun hesabının ödenmesi gerekiyor..
Kim ödeyecek hesabı tabi ki bu güzel millet.. emekli, asgari ücretli...
Hocam gelecek ilk çeyrekde resesyon bitermi?
YanıtlaSilBitse bile bu ekonomi politikasıyla yeniden başlar.
SilMahfi hocam, sizi her zaman severek izliyorum ama affınıza sığınarak, gerçekten merak ettiğim için yazıyorum. Cevap verirseniz çok sevinirim. Verdiğiniz grafiği ve dolayısı ile yazınızı TÜİK enflasyon ölçümlerine dayandırmışsınız doğru anladıysam. Halbuki ENAG enflasyonu bunun çok üstünde olduğuna göre, o grafikten yaptığınız sayısal örnekler ne kadar doğru olabilir? Yani Şimşek ilk geldiğinde ENAG enflasyonunu veri olarak alsaydı faizleri onun üstüne çıkarması gerekmez miydi? Ama öyle yapmadı, herkesin nerdeyse yanlış olduğunda mutabık kaldığı TÜİK verilerini baz aldı. Bu durumda faizleri yeterince yükseltmediği için yani ENAG enflasyonu altında faizi tutmasına rağmen enflasyon nasıl oldu da düşüş eğilimine girdi. Bu çelişkiyi nasıl açıklayabiliyorsunuz? Ciddiye alıp yanıt verirseniz şimdiden teşekkür ederim. (ZB)
YanıtlaSilEvet Türkiye'nin gerçek enflasyonu TÜİK'in açıkladığı TÜFE değil. Ama onu esas alıp olaya baktığımızda bile durum kötü görünüyor.
SilEnflasyonun neden düşüş eğilimine girdiği konusunda pek çok yazı yazdım. Kısaca bir daha özetleyeyim: (1) Baz etkisi söz konusu. (2) Kur sabit kaldığı için ithalat ucuzladı ve ithal girdiler ucuzladığı için maliyetler ve dolayısıyla fiyatlar eski hızıyla artmaz oldu. (3) Ekonomide mal talebinde ciddi düşüş var, sanayi altı aydır geriye gidiyor. Bu da fiyat artışlarını frenliyor.
Bütün bunlar kurun tutulmasıyla ortaya çıkan sonuçlar. Yani bir illüzyondan ibaret.
Hocam Arjantin'de Javier Milei ne yaptı da enflasyon düştü?
YanıtlaSil1. Kamu harcamalarını ciddi biçimde kıstı. Bizdeki gibi öyle birkaç yerden maaş almayı falan kaldırdı, üst düzey maaşlara tavan koydu, gereksiz adamları işten çıkardı. 2. Düştü dediğimiz enflasyon henüz % 160'da.
SilSAYIN HOCAM ,BİR ÜLKEDEKİ EKONOMİK DURGUNLUĞA HÜKÜMETİN MÜDAHALE ETMESİ GEREKTİĞİNİ, KEYNES VE TOBİN DESTEKLİYOR. CUMHURBAŞKANININ FAİZİ YILLARDIR EKONOMİNİN BAŞ DÜŞMANI OLARAK GÖSTERMESİ,GELİŞMİŞ ÜLKELERDE FAİZİN EN FAZLA YÜZDE 3 OLMASI CUMHURBAŞKANINI HSKLI ÇIKARMIYORMU.
YanıtlaSilGelişmiş ülkel3rde faizin en fazla yüzde 3 olmasının nedeni o ülkelerde enflasyonun yüzde 2 olması. Enflasyonun yüzde 2 olmasının nedeni ise hükümetin merkez bankasına karışmaması.
SilKeynes ve Tobin'in kastettiği müdahale bizdeki bilim dışı müdahale değil.
Neden artırdı faizi o zaman cumhurbaşkanı? düşürseydi ya %3 e. servet transferi olması için önce faizi düşürüp kredileri alıp dövize aktarıp, sonra faizi artırması ve doları sabit tutması faizden parayı kazanıp düşür kurdan dolar alıp yeniden faizi düşürüp dövizi artırıp ......... sonuçta olan halka oluyor.
SilAma bunu hep söylemedik mi? Bilimden ayrılanı kurt kapar.
SilSayın hocam ne yazık ki bizim ülkemizde bilimden ayrılanı değil, halkı kurt kapıyor. Bilimden ayrılanlar cebini doldurmaya devam ediyor. kurt yavaş yavaş bizi kemiriyor. Ölmedik diye şükür çekmemiz bekleniyor. :(
SilAçıklanan reel efektif döviz kurunu baz almak, tüik verilerine inanmak demektir. Gerçek enflasyon hesabı ile reel efektif doviz kuru kesinlikle 100 ün uzerinde; belki de rekor seviyede.
YanıtlaSilZaten bu yüzden Lira aşırı değerli demeliyiz
4 numarali tablo biraz daha uzun olmali faizler inmemeli enflasyon dusene kadar
YanıtlaSilGebze organize sanayide 800 üzerinde işçi cikarimi oldu. Bir alman şirketi daha turkiyeden çıktı. Giden gidene işçi cikaran cikarana. O sorsan birilerine kriz yok. Enflasyon düştü dolar 50 tl olmadı ya.
YanıtlaSilDolara % 35 - 40 yıllık net faiz verirsen dolar 50 TL olmaz, 35 de kaldığına şükret.
SilBu blogu okuyan insanlar akıllı insanlar genellikle. TÜİK enflasyonunu baz alıp enflasyonun, faizin aşağısına düştüğünü söyleyip insanları kandıramazsınız. Enflasyon şu an 85, faiz 47.5. Bunu siz de çok iyi biliyorsunuz ama ekonominin düzelmesini isteyip gerçekçi yaklaşmamak hoş bir yaklaşım değildir. İyi forumlar
YanıtlaSilAn itibarıyla faizin % 47,5 olması ve kurun sabit olması demek insanbların % 47,5 dolar faizi alması demek. Sizin dediğinizi yapıp da faizi % 85 yapsalar dolara % 85 faiz vermek demektir. Bir şeyi savunurken arkasını önünü iyice araştırıp savunun.
SilSiz zaten enflasyon faizin üstünde olduğu müddetçe dolar faizinin, enflasyonun düşmesi için enflasyonun üstüne çıkarılması gerektiğini savunmuyor musunuz? Ben mi yanlış biliyorum? Faizi %85 yaptıklarında kuru arttırırlardı şu an tutuyorlar zaten bu bir problem değil ki? Faizi 50’ye yükselttikleri zamandan bu yana dolar sürekli olarak artış gösterdi bu arada. İnsanlar sabit kaldı sanıyor.
SilTamamen yanlış anlamışsınız. Bir kez daha okuyun yazdıklarımı. Dolara dönüşmüş olan faizin düşürülmesi gerektiğini ilk söyleyen benim.
SilHocam yeni yilda size ve sevdiklerinize sağlık mutluluk diliyorum . Hayirli yillar olsun.
YanıtlaSilTeşekkürler, iyi yıllar
SilHocam, neyin ne oldugunu agamiz da anladi ama agamiz bizimle egleniyor olabilir mi ? Saka olsun diye degil ciddi ciddi boyle dusunmeye basladim ben artik.
YanıtlaSilHakkıdır, ne yapsa seçiliyor değil mi?
SilHocam 22 yıl geçtikten sonra hala sabır, metanet ve anlayış beklenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
YanıtlaSilSiz daha önce Türkiye ile Fenerbahçe'yi birbirine benzetmiştiniz. Daha ne kadar sabredeceğiz hocam? Çoluk çocuğu geçtik daha evlenemedik bile. Şu dünyada mutlu olabilmek, ''bu da mı gol değil hakim bey'' demek yerine bir kere de olsa sevinç gözyaşları dökebilmek bizim de hakkımız değil mi?
Sabrede sabrede ömrünüz tükendi. Madem sabredeceğiz o halde hep birlikte sabredelim olmaz mı? Biz mecrubiyetten sabrederken, onlar da bilinçli olarak sabretsinler. 90 saniyede bir asgari ücret harcamasınlar. Olmaz mı? Lakin bizden anlayış bekleyenlere bakıyoruz, onlar için ''anında mutluluk kuralları'' geçerli. Biz ise sabretmeliyiz. Ne adil bir dünya. Bir taraftan kamudaki israfla halkın parası çarçül ediliyor, diğer taraftan da halktan metanet dileniliyor. Putin, kendi maaşı dahil olmak üzere tüm üst düzey bürokratların maaşında % 10 indirime gitmişti. Bunun bir benzerini de ben Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan bekliyorum. Ki balık baştan kokar misali tasarruf ateşi en tepeden başlasın ve bütün kamuya sirayet etsin. Aksi halde tüm dünya önlerine serilmişken bizden sabır beklemeleri gerçekten samimiyetsizlik oluyor. Önce kendilerinden başlamak üzere gereğini yapmalılar; sonra halktan sabır istemeliler. Doğrusu budur. Fakat 22 yıl geçti; bu doğru adımı atmak için biraz geç kalınmadı mı? Ki bu adım atılmadığı halde hala bizden sabır, metanet ve anlayış bekleniyor. Tıpkı Fenerbahçelilerin yıllardır uyutulması gibi bizim de sabrede sabrede mışıl mışıl uyumamız (onları desteklememiz) isteniyor.
Hz. Süleyman'ın da sarayı vardı fakat halka karşı cömertti. Aksi durum zaten halka bir zulüm olurdu. Sarayda lüks ve şatafat içinde yaşayıp; diğer taraftan asgari ücretliyi ve emekliyi (dolayısıyla ülkenin yarıdan fazlasını) sefalete, açlık sınırının altında bir yaşama mahkum etmek... İşte vicdanlara dokunan, vicdanları rahatsız eden tam olarak budur. Kendilerine gelince ''var'', halka gelince ise ''yok'' dediğimiz şey de tam olarak budur. Böylesi büyük bir zulüm, (milyonların açlık sınırının altında bırakılıp, hayatta kalabilme savaşı vermesi) asla kabul edilebilir değildir. Bugün neredeyse (bir değil) iki emekli maaşı, açlık sınırıyla eşdeğer konumda. Böylesi bir tablo asla kabul edilemez. Çünkü bu milletin artık değer görme ve insani standartlarda yaşama hakkı vardır. Saraylarda yaşayıp halkı açlık sınırının altına terk edenlerin ise ay sonunu nasıl getireceğini bilemeyen insanları avutabilecekleri hiç bir cümleleri yoktur. Bu yüzden kimse sabır edebiyatı yapmasın. Milyonlarca insanı açlığa terk etmek ve onlardan sabır dilemek ve bir taraftan da halkın parasıyla saraylarda yaşamak... İşte vicdani olarak kabul edilemeyen durum tam olarak budur. Bu durum ister x ülkesinde ister z ülkesinde olsun fark etmez. Hangi ülkede olursa olsun böylesi bir zulüm asla kabul edilemez. Halka reva mı bu? Siz halka zulmetmek için mi o koltuklara talip oldunuz da milyonlarca insanı açlık sınırının altında bırakıp onları açlıkla imtihan ediyorsunuz? Açlıkla sınanan bir insan karnını mı doyursun, faturasını mı ödesin, kirasını mı ödesin, çocuğuna üst baş mı alsın? Ne yapsın, hangisini yapsın? Empati lütfen. İnsanlar gecenin soğuğunda doğalgazı kapatıp kat kat battaniyelere sarılmak mecburiyetinde kalırken; siz sıcacık yatağınızda başınızı yastığa koyup nasıl rahat rahat uyuyabiliyorsunuz? Bir de destek bekliyorsunuz. Hangi vicdan bunu onaylayabilir, böylesi bir tabloya destek çıkabilir?
Silhttps://tr.tradingeconomics.com/country-list/interest-rate
YanıtlaSilTürkiye en yüksek faizi veriyor 50% den 47.5%
arjantin 35% den 32% ye düşdü
rusya 21% sabit kaldı
bu faiz oranları sıralaması böyle devam ettiği müddetçe ve kur sabit kaldığı sürece carry trade devam etmesi gerekir
carry trade in bozulması için ilk önce sabit kurun bir şekilde bozulup TL nin değerinin düşmesi lazım o zaman TL hesaplar bozulup dövize geçişler başlar carry trade de KKM den ayrılışlarda biter kur artışıyla birlikde yine kontrol edilemeyen yüksek enflasyon başlar
daha önceki kontrol edilemeyen maaşla yaşayan halkı ezen yüksek enflasyonda ayni şekilde başladı faiz sebep enflasyon sonuçdur dendi yine ayni şeyleri maaşla yaşayan halkımız yaşamak istemiyor.
bunun olması içinde faiz haddi tuikin açıkladığı enflasyonun çok altına düşürülürse enflasyon altında kalan faiz nedeniyle mevduatlar bozulup borsa ve mala gitmeye başlarsa TL daha öncede defalarca olduğu gibi çok değerli görünüp birden kurda sıçrama olup kur sabitlemesi bozulup yüksek enflasyon geri dönüş başlar.
Iyi yillar hocam nice makalelerle bizi aydinlatmaniz dilegiyle
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, iyi yıllar dilerim.
SilFED başkanı Jerome Powell, sabahtan akşama kadar Türkiye ekonomisinin gidişatını takip etmiyordur, eminim.
YanıtlaSilÇevresindeki asistanları, yardımcıları pek çok ülkenin ekonomilerinin gidişatı hakkında günlük & haftalık bültenler hazırlayıp, bunları Powell'ın çalışma masasına bıraktıklarını tahmin ediyorum.
Faiz konusunda RTE konuşurken Kuran'dan referansları ["Nas"] gerekçe göstermesinden, sık sık "faiz sebep, enflasyon sonuçtur" demesinden; Jerome Powell haberdar mıdır? [Derinlemesine bilgi sahibi olması gerekmiyor.]
Hocam 2024 Emekliler Yılı bitti, 2025 de acaba Asgari Ücretliler yılı mı olacak, iş bu ya asgari ücretli aldığı zamla ihya oldu !!!
YanıtlaSil:(
SilDeğerli Hocam,
YanıtlaSilHer zaman olduğu gibi çok net yazınız için teşekkürler. Şu anda gireceğimiz dönemi, 2026 Mayıs civarı seçimin olacağına dair ön mesajlar olarak yorumlayıp, ekonominin temeli teorilerle açıklamaya çalışsak mı düşündürdüğünü unutmayalım derim. Mutlu bir yıl olması temennisiyle Hocam.
İyi yıllar dilerim.
SilFaiz sebep.. diye özetlenen, servet aktarma saçmalığına karşı bilimsel açıklama yapmak gereksiz. Bu suçla mücadele etmek gerekir. Türkiyenin geleneksel sorunu, yetersiz büyüme ve kronik enflasyondur. Bu ikisinin tek çözümü üretim artışıdır. Üretim için yerli tasarruf ve verimli yatırım gerek.1945 ten beri ülkemizdeki yurtiçi tasarruflarının ortalama %65 i bankalar tarafından ticaret ve hizmetler sektörüne kredi olarak verilmektedir. Tarım ve madencilik, imalat sanayi, yarı mamul sanayi, arge, inovasyon,start up, kobi kredilerinin toplamı kabaca % 25 tir. Kalan %10 bireysel, tüketim, taşıt ve konut kredileridir.
YanıtlaSilÖnerim; Katma değerli ürün üretmek için ithalatın petrol dışındaki ara sanayi malları ithalatını azaltmak amacıyla, imalat yan sanayii ve kobilere verilen kredilerin artırılması tek çıkar yoldur. Planlı dönemde uygulanan ''ithal ikamesi sanayi rejimi'' ne geri dönülmelidir. Bu özel sektörün verimsiz ticaret alanlarında kaynak kullanımını sanayi lehine daraltmak demektir. Büyümeyi ve refahı artırır, kamu harcamalarında israfın önlenmesiyle fiyat istikrarını sağlar. Dünyada en çok katma değer sağlayan üretim şekli; sanayi ve teknoloji bilgisidir. Sonra tarım ve madencilik, en son hizmetler gelir. Biz ise, mesleksiz olup güya ticaret yapanlara ve yine mesleksiz siyasetçilere kaynaklarımızı çarçur ettiregelmişiz. Dünyanın hiç bir gelişmiş ülkesinde üretmeyip içte ve dışta al sat yapana tasarrufun %65 i kredi olarak verilmez. Üstelik sanayi üretiminin %70 ini ithal ederken...
Hukuk güvenliği ve yasaların olmadığı yerde yatırım yapılamaz dediğinizi duyar gibiyim. %65 ticaret ve %10 tüketici kredilerini alanlar bu adalet sistemine güvenerek almıyorlar. Yaşamak için başka çareleri yok. İş adamı risk alır ve bu da bir risk türüdür.
Yine başka bir saçmalık; ''tüketimle büyüme''diye iktisatta yeri olamayan türedi bir kavram çıktı. Eskiden buna ''kalkınma yaratmayan büyüme derlerdi' ekonomi sıfır toplamlı bir akımlar sistemi olduğuna göre, tasarrufla büyeyemeyen ancak ''borçlanma ile'' büyür. Ülkemizde son 10 yılda olan da budur. Nitekim dış borçlarımız ve faiz ödemeleri sürekli artıyor. Bütçe açıkları ve cari açık heryıl yükseliyor.
Bir başka şehir efsanesi; Cari kurların düşük olduğu yalanıdır. Kurlar ağustos 2021 sıçramasından beri yüksektir. Yanlış ideoloji ve kaynak aktarma hırsı sebebiyle aşırı yükseltilmiştir. TL nin gerçek değerini gösteren kaynak, MB Reel Döviz endeksidir. Bu oran halen %60 civarındadır, yani dolar kurunun bugünkü gerçek değeri 21 TL olmalıdır. Geldik, yine siyasi tercih ve yanlış ekonomi yönetimine... kolay yoldan yüksek para kazanan zombi şirketler batmasın diye doların düşmesi engelleniyor.
Sonuçta bilim inkar edilip, menfaatin ve siyasetin acımasızlığı altında milyonlar eziliyor. Saygılar..
Bilimsel açıklama gereksiz diye başlayıp bilimin inkâr edilmesinin milyonların ezilmesine sebep olduğu sonucuna varmanız da ayrı bir ironi gibi. O halde durumun bilimsel açıklamasını yapmak gereksiz değil.
SilDoların gerçek değeri 21 tl mi olmali. Kur sıçradığı yerden tekrar geriye geliyor. Sıçradığı yerde kalip sonra tekrar enflasyon kadar artirilmiyor. Tam tersine kurkar surekki baskilaniyor. Son 3 yilda 250 milyar dolarin üzerinde döviz satışı yapildi döviz yükselmesin diye. Birikimli olarak dolar üzerinde en az yüzde 35 40 negatif enflasyon birikimi oluşturuldu. Abd de big mac 5 dolar turkiyede 7,5 dolar. 2 lt kola 1 dolar abd de turkiyede 60 tl. Dolar 21 tl olmaliymis. Dolar en az 50 tl ve üzeri olmali ki cari acik dengeye gelebilsin. Siz diyorsunuz ki dolar 21 tl olmali. Yani cari acik iyice patlasın ithalat patlasin. Harika bir iktisadi yaklasim ve mantığı. Tebrik ederim sizi. Bakiyorum da herkes iktisatçı olmuş ülkede. Ama normal. Herkesin siyasetçi herkesin astrolog herkesin teknik direktör herkesin herseyi bildigi bir ülkede herkes iktisatci da olur haliyle.
SilHocam, ''Faiz sebep, enflasyon sonuçtur'' lafı ve buna dayalı uygulamalar bilimsel değildir, bu saçmalığa bilimle cevap vermek nedensellik ilkesine aykırı olması hasebiyle zaman kaybıdır. Bilim, bilim ahlakı olanla konuşulur değil mi? Ben sadece, bu bir suçtur ve karşılığını konuşmak gerekir demek istemiştim.Sizin kadar olmasa da ülkeme bir faydam olurmu diye somut öneri ve bildiğimi paylaşmıştım. Yanlış anlaşıldıysam sizden ve yorumculardan özür dilerim.
SilDünya işlerinin inançla değil, bilim ve bilgi ile çözüleceğini hayat gösteririr. Ama görüyorsunuz ki Türkiyede göstermiyor. Yine başladılar, faiz inerse enflasyon düşer demeye.. Bu kafayı bilimle nasıl düzeltelim? Saygıyla..