Ekonomilerin Sınıflandırılması ve Türkiye’nin Yeri
Ekonomiler gelişmişlik derecelerine göre gruplara ayrılıyor. Gruplandırma önce iki alt grup şeklinde yapılıyor: Gelişmiş ekonomiler (G 7 ülkeleri, Kuzey ülkeleri), gelişmekte olan ekonomiler. Gelişmekte olan ekonomiler birçok alt gruba ayrılıyor: Yeni sanayileşmiş ekonomiler (Güney Kore), yükselen piyasa ekonomileri (çok sayıda, Türkiye bu grupta), gelişmekte olan ekonomiler (çok sayıda.)
Gelişmiş ekonomi denildiğinde,
bazı yorumcular belirli bir kişi başına gelir düzeyini geçmiş ülkeleri, bazı
yorumcular sanayileşme düzeyi yüksek ülkeleri, bazı yorumcular ise insani
gelişme endeksinde üst sıralarda bulunan ekonomileri kastediyorlar. Oysa
bunların hepsinin bir arada aranması gelişmiş ekonomi sayılmanın koşulu olmalı.
Gelişmiş ekonomileri şöyle
sıralamak mümkün: ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Kanada,
İspanya, Avustralya, Avusturya, Belçika, Hollanda, İsveç, İsviçre, Norveç,
Danimarka, Finlandiya, Portekiz, Çekya, Slovakya, Slovenya, Güney Kore, Yeni
Zelanda, Yunanistan, Malta, Estonya, Güney Kıbrıs, Hırvatistan, Hong Kong,
İzlanda, Singapur, Lüksemburg, İrlanda, İsrail, San Marino, Tayvan.
Gelişmekte olan ülke ise
yukarıdaki gerekleri tamamlayamamış olanlar diye tanımlanabilir. Bunlar
arasında yer alan yükselen piyasa ekonomileri koşulların bir bölümünü
gerçekleştirmiş ama kalanları tamamlayamamış ülkeleri ifade ediyor. Örneğin
kişi başına geliri yüksek ama henüz sanayileşmesini yüksek düzeye çıkaramamış
ya da insani gelişme endeksinde geri sıralarda kalmış ülkeler bu eksiklerini
giderebilirse gelişmiş ülkeler ligine terfi edebilir. Güney Kore bunun en tipik
örneğidir. 1980’lerde gelişmekte olan ekonomi statüsünden 1990’larda yükselen
piyasa ekonomileri arasına girdi. Sonrasında birçok atılım yaparak sanayisini dünya
çapında bir düzeye getirdi ve yeni sanayileşmiş ülke statüsüne geçti. Pek çok
yorumcu Güney Kore’yi artık sanayileşmiş ekonomiler arasında anıyor.
Toplamda 200 ekonomi olduğuna ve
bunların 36’sı gelişmiş ekonomi statüsünde olduğuna göre geriye kalan 164
ekonomi gelişmekte olan ekonomi statüsünde bulunuyor. Bu 164 ekonominin bir
bölümü gelişmekte olan ekonomilerin en iyi konumda olanları. Bunlar genellikle
yükselen piyasa ekonomileri olarak sınıflandırılıyor. Bunları hangi ekonomiler
olduğu ise yorumculara göre değişiyor. Bazıları 20, bazıları da 40 ülkeyi bu
gruba alıyor. Buna karşılık aşağı yukarı bütün yorumcuların üzerinde anlaştığı yükselen
piyasa ekonomileri şöyle sıralanıyor: Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya,
Endonezya, Polonya, Meksika, Türkiye, Malezya, Romanya, Arjantin, Vietnam,
Mısır, Suudi Arabistan, Şili.
Bu listeye başka bazı ekonomiler
de dâhil edilebilir: Kolombiya, Filipinler, Kazakistan, Güney Afrika.
Yükselen piyasa ekonomileri
arasında yer alanlardan zaman içinde sanayileşme düzeyini yükselten, kişi
başına gelirini artıran ve insani gelişmişlik endeksindeki yerini yükseltenler
gelişmiş ekonomiler arasında yerlerini alacaklar. Bu gelişim sırasında bu
ülkeleri en çok zorlayan şey ekonomik yapıdaki değişiklikler, geliri artırmak,
sanayileşmeyi yükseltmek değil insani gelişmişlik endeksinde ilerlemek olacak.
Çünkü orada yol alabilmek için hukukun üstünlüğünü geçerli kılmak, demokrasiyi
geliştirmek gibi adımlar atılması gerekiyor.
Düne kadar diktatörlükle yönetilen
Balkan ülkelerinin gelişmiş ekonomiler arasına katılması büyük ölçüde Avrupa Birliğine
girmeleri ve o birliğin hukuk, demokrasi, laiklik standartlarını kabul
etmeleriyle mümkün oldu.
Eğer iki yüzyıldır (19 ve 20’nci
yüzyıllar) bir türlü giremediğimiz gelişmiş ülkeler ligine terfi etmek
istiyorsak ekonomiden önce bu konularda yol almamız gerekiyor.
Elinize sağlık.
YanıtlaSilSevgili Mahfi Hocam ekonomik gelişmişlik ile diğer alanlar insani, hukuk, demokratik gelismislik farklı şeyler ama ifade ettiğiniz gibi tamamlayicı unsurlar.
YanıtlaSilAncak Akademik çevreler hangisi ülkenin tamamlayıcı unsurlarını üst düzey kategoride göstermek zorunluğu var.
Eğer tamamlayicı unsurlar gozetilerek gelişmiş ekonomi statüsünde olmaması gereken ülkelerin başında ABD Birleşik Devletler gösterilmek durumunda 200 milyon insan açlik sıniri altında ve sağliktan yoksun.
Sonra Türkiye'yi gelişmiş ekonomiler arasında göstermek durumundayız.
Ekonomi iyi değil hiç iyi değil ancak Çin'den sonra dünyada potansiyeli en yüksek ülke Türkiye.
Diğer yanda etki alanı sürekli genişlemekte.
Kısaca kendimize şans vermek ve inanmak durumundayız.
Coğrafya da çok önemli bizim coğrafyada gelişmek ivmesi başlangıçta bir -100 ile başlamak demek.
Haklısınız ama biz Atatürk devrimleriyle o eksi 100'ü en azından sıfırlamayı başarmış hatta artıya geçmiştik. Şimdi yine eksideyiz. Demek ki benzer reformları yeniden yapmamız gerekiyor.
SilHocam vaktinizi almak istemiyorum ancak, sistem;
SilDemokrasilerin bir yanı monarşiye, senato, daim senatör vb bir yere yaslanmıyorsa o demokrasi bir süre sonra yağmaya araç olmaya dönüşmekte ve engellenemez şekilde.
Sisteme Senato ile firen, denetim bir dur diyen kurum gibi kazandırabilir miyiz?
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilMarcus Aurelius diyor ki,
Sil"Herhangi bir şeyi yapmak sana zor geldiğinde, bunu insanın yetersizliğine verme; insanın yapabileceği bir şeyse sen de yapabilirsin."
kendimizi eziklemekten vazgeçelim, yol neyse onu izleyelim. Doğruları yaparsak doğru sonuçlar alırız.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilYazınız için sağolunuz. Hukuk , eğitim ve demokrasi normlarını tam uygulamadığımız zaman diliminde bizim " gelişmekte olan " ülkeler kategorisinde sayılmamız gerçekçi değildir..
YanıtlaSilHukukun üstünlüğünü kılmak Türkiye'de yanlış anlaşılıyor. Mesela uyap sisteminde davalılar birbirlerinin ev adreslerini ve vukuatlı nüfus cüzdanlarını görebiliyorlar ki bu çok büyük bir veri ihlali. Dahası KVKK diye bir kurum kurdular ama internetteki sitesindeki duyurularından kişisel verilerini korumak ve adli bilişim hizmeti vermek için hizmet satın aldıkları iş adamlarının üsküdar ve beştepede ofisleri var ve Sakarya'da bir ilçesinde bir siyasi partinin yöneticileri ile resim çekip instagrama koyuyor ve sırıtıyorlar bu adamlar ne kadar tarafsız adli bilişim hizmeti sunacak mahkemeye? Veya kamu kurumlarındaki kişisel verilerimizi nasıl koruyacaklar? Zaten devlet arşivlerinin firewall markası dış güçler dedikleri ülkelerden birisinden alınmış. Kamu kurumları 4 katı ücretle sözleşmeli bilişim uzmanı istihdam ediyor anlaşılan o ki bir adli bilişim işini bile beceremiyorlar yada kaybolan verileri geri yerine koyamıyorlar ki dışarıdan adli bilişim hizmeti ve danısmanlık hizmeti satın alınıyor. Ne zaman damgasına ne degistirilemezlik ilkesine aykırı adli bilişim mi olur? Dahası aynı adli bilişim ve veri kurtarma hizmeti veren bilişim firmasi adsl ile işyerinden kamu kurumunun firewall arkasına bağlanıp (Buna nasıl izin veriyorlar?) adli bilişim ayağına 3TB veri sızıntısı oluşturuyor. Nereden mi biliyorum? O ADSL hattının servis sağlayıcısının network ve firewall mrtg grafiklerinde 2 haftada 3TB veri çıkışı gözüküyor. Yani veri kamu kurumundan , kamu kurumu tarafından adli bilisim hizmeti satın alınan firmanın bilgisayarına akmış ki bu dediğimi ağ yöneticileri kolaylıkla anlar. O halde adli bilişim hizmeti satın alınan bu şirketin yaptıklarına suç duyurusunda bulunulsa yine mi adli bilişim hizmeti satın alacak mahkemeler? Ortaokulda lisede Türkçe Sosyal bolümleri seçenler ,kantinde lak lak yapanlar siyasi partilerle içli dışlı olanlar mulakatlarla kayırılıp adli konularda yetkili hakim savcı olursa uyduruk universiteler para ile adli bilişim diplomaları dağıtırsa tabiki bu ülkede adalet hiç bir zaman yerine gelmez. Bu bilişim şirketi hakkında ve adalet bakanlığı uyap sisteminde davalılara birbirlerinin açık adreslerini ve vukuatlı nüfüs cüzdanları ve daha nice benzer kişisel şeyleri gösterdigi için sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunsam yine gider başka şirketten hizmet satın alırlar. Biz de hukukun üstünlüğünü beklemeye devam ederiz Godoyu bekler gibi. Maalesef teknoloji geliştikçe gerek yasama ve gerekse yargı yürütmenin teknolojideki hızına yetişemedi.
YanıtlaSilUzun zamandır gördüğüm en güzel okuyucu yorumu olmuş Burcu. Tebrik ederim. Feyiz aldık. :)
SilBahsettiğiniz konuya çok yabancı ve bilgisiz hissettim kendimi, sanırım biz sadece vitrine bakıyoruz. vitrinin arkasını görmek ekstra uzmanlık istiyor. Umarım her konuda işini iyi yapan uzman sayısı artar, buna çok ihtiyaç var.
SilTam olarak ne önerdiğinizi anlayamadım Burcu hanım. Hukukun üstünlüğü veri güvenliği olmadan olmaz mı diyorsunuz? yoksa, "sayısal zeka her durumda sosyal zekadan üstündür." önermesine mi inanıyorsunuz? neyse anlayamadığım gibi anlatamadım da .
SilSizin de belirttiğiniz gibi Mahfi Hoca Yeni Ekonomi kitabında başarılı vizyonlu öğrencilerin kamuda çalışmayı/politika yapmayı tercih etmediğini anlattı. Devletimiz maalesef devlet olmanın gereklerini yerine getiremiyor. Ne can güvenliği sağlıyabiliyor ne de mal güvenliği sağlayabiliyor. 20+ suç kaydı olanları serbest bırakan hakimlerin hakimlik yetilerini sorgulamak kimsenin aklına bile gelmiyor.
SilHocam, küme düşmesi kesinleşmiş futbol takımları gibi diplerde debeleniyoruz. Bırakın üst lige çıkmayı, acaba küme düşme hattından kurtulabilecek miyiz? Şu anda yaşayan jenerasyonun bunu görme ihtimali var mı?
YanıtlaSilBu politikalara devam edersek yok ama bu politikalarla devam edemeyiz.
SilNeden "yok" sayın hocam? Daha fakirleştirilmiş, daha cahilleştirilmiş, daha tepkisizleştirilmiş grupların yönetimi daha kolay, daha risksiz değil mi?
SilÇok doğru ama o gruplarla hukuku anlamak, demokrasiyi rayına oturtmak, dünyayı anlamak, buluş yapmak, insanlığa ve ülkeye katkıda bulunmak ve dolayısıyla gelişmişlik düzeyine çıkmak mümkün değil.
SilBizde sanayileşme konusunda adım atıyoruz ama görünen tek olumlu adımlar savunma sanayinde gerçekleşiyor. Onunda sebebi iç ve dış politikada yüksek siyasi ve ekonomik getirisinin olması.
YanıtlaSilBunun için gereken ilk şey gerçek manada egitimde reform o zaman 20 yıl sonra meyvelerini toplamaya başlayabiliriz ama buda hiç bir zaman olmayacagı icin cokta hayal kurmaya gerek yok biz nabza göre şerbeti seven bir toplum oldukca serbeti verenler sékerin ayarını hep yapar.elineze sagliķ
YanıtlaSilBu ülkeler arasında Hindistan çok ilginç bir konumda. Ülkenin en büyük ihracatı CEO. En büyük şirketlerin neredeyse hepsinde bir Hint kökenli yönetici var. bakınız https://onedio.com/haber/dunyayi-5-aile-degil-hindistanlilar-yonetiyor-hint-kokenli-ceo-larin-sayisi-dusundugunuzden-cok-fazla-1208186
YanıtlaSilBizde ise bir tek Muhtar Kent vardı 2008 de cocacola nın ceosu oldu, her yer haberi ile doldu taştı :)
"insani gelişmişlik endeksinde ilerlemek , orada yol alabilmek için hukukun üstünlüğünü geçerli kılmak, demokrasiyi geliştirmek gibi adımlar atılması gerekiyor." Hocam yine yazınızın içinde olması gerekeni belirtmişsiniz.
YanıtlaSilSevgiler.
SilHocam çok doğru söylüyorsunuz ancak ülkemiz hukuk alanında çok geriye doğru gidiyor. AİHM kararları anayasamız gereğince uymamız gereken kararlar olmasına rağmen uyulmuyor
YanıtlaSilMaalesef öyle.
SilSon kısımda çok doğru olarak tespit ettiğiniz gelişmişlik kriterleri ülkemizin yakın ve orta vadeli gelecekte gelişmiş ülke olmasının maalesef çok zor olduğunu düşündürüyor.
YanıtlaSilMaalesef.
SilAsgari ücret 17.000
YanıtlaSilEmekli maaşı 12.000
Ev kirası 30.000
Al sana AKP ekonomisi.
Gelişmiş ülke olma niyetimiz yok. Hedefimiz ortadoğu'ya girmek. Suriye'yle siftahı yaptık. Artık kimse bizi yolumuzdan çeviremez. Sokaklarından köpekleri toplamayan bir ülke gelişmiş olabilir mi?
YanıtlaSilAdsız 23.39
SilÇok doğru söylemişsiniz.Tesekur ederim⁰
Merhaba hocam, aynı anda bitcoin, borsa, altın ve gümüş fiyatı düştüğünde, bunlara yatırım yapanlar kaybediyor. Paranın el değiştirdiğini düşünürsek, para kime gitmiş olur?
YanıtlaSilHep beraber de kaybedilebilir.
SilPara kasaya gider.
Silİsrail çölde bir vaha gibi duruyor. Öyle bir siyasi coğrafya ve iklimde olup, gelişmiş ülkeler kategorisine yarım asırda yükselmek büyük başarı.
YanıtlaSilçok güzel bir yazı, teşekkürler
YanıtlaSilSağ olun.
SilReçete, formül hazır; uygulama sıkıntılı. İki yüz yılda uygulanmayan bir formül, kesinlikle unutulmuştur.
YanıtlaSilAtatürk hatırlatmıştı ama karşı güçler de az güçlü değil.
Silİşlerinde hukuka uymak ya da işlerini hukuka uygun yapmak yerine hukuku işlerine uydur(ukla)mayı seçen ülkeler diğer tüm alanlarda geride kalmayı seçmiş ülke kategorisine düşer.
YanıtlaSilHukuk öyle bir temel taş ki eğitimden sağlığa, yatırımdan güvenliğe her alanda olmazsa olmaz gerekliliktir. Hukuksal sağlamlık olmadı mı üstüne altın varaklı, pırlanta taş kaplı binalarda dikseniz çöker.
Gelişmek isteyen ülke ilk iş evrensel hukuk kuralları ile başlamalı. Başka yolu yok
Ben şöyle özetliyorum: Siyasetin hukuka uymak zorunda olduğu ülkeler hukukun üstün olduğu, hukukun siyasete uymak zorunda kaldığı ülkeler ise üstünlerin hukuku olan ülkeler kategorisine giriyor.
Sil"Düne kadar diktatörlükle yönetilen Balkan ülkelerinin gelişmiş ekonomiler arasına katılması büyük ölçüde Avrupa Birliğine girmeleri ve o birliğin hukuk, demokrasi, laiklik standartlarını kabul etmeleriyle mümkün oldu." çok güzel 1 yol haritası hukuk demokrasi laiklik standartlarını uygulamanın maliyeti sıfır getirisi hesaplanamaz.Teşekkürler hocam güzel yazınız için.
YanıtlaSilSağ olun.
SilTürk halki 50 100 yil tam sömürge olmadan tam dip yapmadan asla gelişmiş üst sanayi toplumu haline gelemez. Önce genlerimize aşılanmis şu " medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar " bilinçaltının temizlenmesi elzemdir. Aksi halde 2500 . Yila da gelse dünya biz hala 1950 de yaşamaya devam ederiz. Net.
YanıtlaSilSayın Hüseyin 20 Aralık 2024 15:39,
SilSömürge mi? yok artık gördüğünüz çözüm bu mu?. "Ne manda ne himaye kabul edilemez" diye savaş veren bu halk mı çıkış için 100 yıl sömürgeye düşecek yapmayın abes bir çıkarım olmuş. Bu düşünce tarzından uzaklaşın.
Sevgili Adsız 22:59, o savaşı açan halk değil bir avuç subay ve en başlarında da Mustafa Kemal'dir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Yaban adlı romanını okumadıysanız okuyun mutlaka bana hak vereceksiniz.
SilSayın Mahfi hocam, elbetteki Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde silah arkadaşlarının cesaret ve vatan aşkı ile savaş açıldı. Ama ben savaş açan değil savaş veren dedim, halkın iradesi de manda ve himayeye karşı olmasaydı sonuç bu olmazdı. Elbette Kurtuluş ateşini Mustafa Kemal ve Silah arkadaşları yaktı.
SilTeşekkür ederim Yaban romanını temin edip tekrar tekrar okuyacağım.
M.K. ATATÜRK kurtuluş savaşını verirken halk padisahlik yani monarsik düzenin devam edeceğini sanıyordu. ATATÜRK Cumhuriyet rejimine gecmeyi planladığını aciklamadi. Neden?. Çünkü biliyordu ki halk millet olmak yerine teba olmayi tercih edecekti. Halk iktidari 1950 60 arasi bir de 2002 ve hala devam eden süreçtir. Halka birakilsa türkiye cumhuriyeti 101 yil var olamazdi.
SilBizim ülke için güney kore modelini almak en mantıklısı olabilir mi hocam? Petrol, doğalgaz gibi ciddi bir enerji rezervlerimiz yok, ancak doğru adımlar atılırsa tarım ve turizmden elde edilen tüm gelir yüksek teknoloji yatırımlarına/teşviklerine çevrilip, genç nüfusu katma değeri yüksek ürün üreten sektörlere yöneltirsek düzlüğe çıkarız gibi geliyor. Ama gel gelelim ülkenin gündemi (yıl olmuş 2025) hala kürt sorunu, kaçak göçmenler, turancılık, siyonizm, BOP geliyor gibi beyin hücreleri öldüren radikal milliyetçi veya dini konular.. Bu ülkenin "sağ" cenah tarafından bataklığa çekildiğini söylesek fazla iddialı bir hipotez mi sunmuş oluruz?
YanıtlaSil*tarım, tarım konusunda hiç umut beslemeyin az biraz haberleri kurcalayın ihraç edilen tarım ürünlerindeki pestisit miktarına ve dönüş sıklığına bakın. Tarımda yasaklı olduğu halde halen belli maddeler tarım ilacı olarak kullanılıyorken düzelme imkansız.
SilHocam Yunanistan gelişmis ülke kategorisine girer mi emin değilim. Ama bizden genel anlamda iyi olduğu bir gerçek
YanıtlaSilYunanistan ekonomisi iyi gidiyor
SilEuro Bölgesine dahil olan her ülke (Yunanistan dahil) hukuk, demokrasi vb. standartlarını belirli bir düzeye çıkardığı için gelişmiş ülke kategorisine girdi.
SilHukuk Profesörü Ersan Şen televizyonlarda ve kendi webditesinde de bir çok defa Polisin keyfi olarak vatandaşı durduramayacağını ve kimlik soramayacağını, anayasa ve polis vazife selahiyet kanununa atıf yaparak söylüyor. Peki o zaman dün İstanbul'da polisin teki ünlü ve emektar mimar Turgut Toydemir'i nasıl arkadan aracına ateş edip vurabiliyor? Bu konuda kimse bu polis eğitimsiz demesin bu karakter meselesi, aile ve büyüdüğü çevre ile ilgili. Ya Hukuk Profesörleri bugün meclisin önünde gösteri yapan emeklileri itekleyen sürükleyen polisler ile ilgili ne düşünüyor? Bu gidişle artık millet uzaktan komutalı gösteri robotlarıyla gösteri yapmak zorunda kalacak.
YanıtlaSilHukuk, ne yazık ki kitaplarda yasalarda yazıldığı gibi yürümüyor.
SilHocam hesap dönüyormu?
YanıtlaSilRestorandaki hesabı diyorsanız önünde sonunda döner.
SilGelişmiş ülkelerin dışındaki ülkelerde parasal kazanç için hukuk-bilim ayaklar altına alınıyor ve bunun devamı içinde halk anti laiklik ve anti demokratiklik ile yönetiliyor.
YanıtlaSilSadece parasal kazanç değil, siyasal kazanç için de.
SilEmeğinize sağlık hocam🙏🫶
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam FB nin zirveden erken kopmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
YanıtlaSilBeklediğim sonuç. Mourinho'nun buraya emekli ikramiyesi almak için geldiğini yazdığımda kıyamet koparılmıştı. Bugün adam tazminatımı verin gideyim diyor.
SilSayın Hocam;
YanıtlaSilİnşaat sektörü, hizmet sektörü sınıfına mı giriyor, yoksa kendi başına bir sektör mü?
GSYH hesaplarında ayrı bir sektör olarak değerlendiriliyor.
SilBir yazınızda yüksek enflasyon varlığında yapılacak devalüasyonla oluşacak ekonomik ve sosyal tabloyu irdeler misiniz.Saygılarmla…
YanıtlaSilEmeğinize sağlık
YanıtlaSilTeşekkürler
SilMahfi Bey, Türkiye 20'ler toplantısına katılıyor. Bu nasıl oluyor?
YanıtlaSilGSYH büyüklüğü olarak Türkiye, dünyanın 17. büyük ekonomisi olduğu için 1999'dan beri bu grubun içinde yer alıyor ve toplantılara katılıyor.
SilOksijen TV'de Güzem Yılmaz Ertem'in programında konuşan Eğilmez, kasanın içeriğine dair şunları söyledi:
YanıtlaSilHazine’de büyük bir kasa vardı. Anahtarını bana teslim ettiler. Açtım kasayı, içinde Hazine’ye hediye edilmiş şeyler vardı. Müsteşara hediye edilmiş, ama alıp evine götürmemiş, oraya zimmetlenmiş ve bırakılmış. Altın saat hediye edilmiş. Ziya Müezzinoğlu’ndan kalma. Not yazılmış üzerine. Oraya koyulmuş. Hep böyleydi. Halı hediye edilmiş mesela. İade edersen ayıp olur. Hemen demirbaşa kaydedilir. Oraya koyulur. Böyle gelenekleri vardır, kurumsal hafızası vardır. Ve bu devreder. İşin sadece maddi yönünü söyledim ama anlayış olarak da devreder.
Röportajları izlemek isteyenlere link:
“İnanılmaz bir kamu harcaması var. 1997’de Hazine müsteşarıyken bana tahsis edilen makam aracı Renault’ydu. Şimdi il müdürlerinin altında Mercedes’ler Audi’ler var. Buradan böyle çıkamayız”
https://youtu.be/Y147PJw33sQ?feature=shared
Suriyelilerin dönüşünün etkisini, enflasyon beklentilerini, asgari ücret tartışmalarını, faizde indirim beklentileri:
https://youtu.be/PvAMRU6a9dw?feature=shared
Hocam ne güzel anlatmışsınız keşke röportajlarınızıda bir sayfada yayınlasanız haberimiz olup izlesek belki benim gibi X kullanmayanlar vardır bu sayede haberdar oluruz..
🙏
SilEvet asgari ücretlilerin durumuna herkes üzülüyor ama ben emeklilerin durumuna daha çok üzülüyorum. Hükümet son 10 senedir popülizmin dibini sıyırıyor. Seçimlerde nereden oy gelecekse o kesime oransal olarak zam yapıyor. Anayasadaki 55. Maddeye aykırı Asgari ücrete oransal olarak emeklilerden daha yüksek zam yaparak emeklilerin alım gücünü düşürüyorlar sistematik olarak senelerdir. Tamamen Anayasaya aykırı. 30 sene 40 sene nitelikli is yapmış emekliler vasıfsız asgari ücretlilerden 1.5 -3 katı fazla maaş alırken artık asgari ücretlilerden az veya denk maaş alıyor. Populizm uğruna yapılan bu zamların hepsi senelerdir Anayasa madde 55'e aykırı. Ha Anayasaya çoğu konuda uyulmuyor . Bir başka örnek ise partilerin gençlik kollarındaki eğitimsiz kişilerin kamuda hizmetli, temizlikçi işçi olarak istihdam edilmesi ve yerel ve genel seçimlerden önce populizmile yüksek zamlar alarak eğitimli personelden yüksek maaşlar almaya başlaması ki bu da anayasa madde 55'e aykırı.
YanıtlaSilHocam 25. haftayı da düşündüğümüzde Mourinho ile 11 puanlık fark mı yoksa İsmail Kartal ile 5 puanlık fark mı daha kolay kapanır?
YanıtlaSil"Mourinho buraya emekli tazminatı almaya gelmiş" dediğimde beni linçlemişlerdi. Bugün geldiğimiz noktada herkes bunu söylüyor artık.
SilMourinho yabancı olduğu için Türkiye'deki emeklilik sistemine dahil değil diye biliyorum hocam.
SilOlsaydı hiç gelmezdi zaten. Yabancı antrenörler süreleri bitmeden yollanırsa özel emeklilik primi alıyor biliyorsunuz tazminat adı altında.
SilHocam bu emeklilik primleri gelir vergisi stopajına tabii mi?
SilBu youtube video linkinde de görüleceği üzere 5 sene devlet bütçesinden mülteciler için 40 milyar dolardan fazla para harcandığı siyasetçi tarafından söylenmiş. Belki şimdiye kadar 100 milyar doların üzerinde harcanmıştır , muhalefet partileri ise 250 milyar dolar harcanmıştır mültecilere diyor. Neyse biz 100 milyar dolar harcandı diye varsayalım Suriyeli mültecilere. 16 milyon emekli varmış. 100000000000x35/16000=218bin750 TL emekli başına para suriyelilere gitmiş. Yani Suriyelilere bu harcanmasaydı sayısı 16milyon olan her emekliye 218bin750 tl tek seferde, veya maaşlarına ayda 18229 tl fazla 1 sene boyunca verilebilirdi.
YanıtlaSil