Yüzde 2,5 Büyüdük Ne Demek?

TÜİK, 2024 yılının ikinci çeyreğinde gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 2,5 büyüdüğünü açıkladı. Mayıs sonunda yüzde 5,7 olarak açıklanmış olan ilk çeyrek büyümesi de yüzde 5,3 olarak revize edildi. Buna göre 2024 yılının ilk yarısında ekonomi yüzde 3,9 dolayında büyümüş oldu.

Büyüme Nedir? Yüzde 2,5 Büyüme Ne Anlama Gelir?

Büyüme; bir dönemden sonrakine ekonomide nihai mal ve hizmet üretiminde görülen reel artışı ifade eder. Burada üç önemli nokta var: Nihai mal ve hizmetler ne demektir?  Üretim artışını nasıl ölçeceğiz? Reel artış ne anlama geliyor?

Nihai mal ve hizmetler, tüketim ve yatırım için başkaca bir işleme gerek kalmaksızın kullanılabilecek mal ve hizmetleri ifade eder. Mesela ekmek nihai maldır. Buna karşılık ekmeğin üretiminde kullanılan un nihai mal değildir. Ekmeğin içindeki unu ayrıca GSYH hesabına katarsak çifte sayım yapmış oluruz.

Üretim artışını ölçmenin en kestirme yolu GSYH’deki değişimi ölçmekten geçer. GSYH, bir ülkede belirli bir dönemde üretilen ve satışa konu edilen bütün nihai mal hizmetlerin piyasa fiyatı cinsinden değerleri toplamıdır. Bu tanım, fiyat artışlarını yani enflasyonu da barındırır. O nedenle bu şekilde ölçülen GSYH’ye cari fiyatlarla GSYH (GSYH CF) ya da nominal GSYH adı verilir. Bir dönemden ötekine GSYH CF artmışsa bu artışa nominal büyüme denir. Bu büyüme bize ekonomideki fiziksel büyümeyi vermez. Bu tutardan o döneme ilişkin enflasyonu (GSYH zımni deflatörü) arındırırsak o zaman reel yani fiziksel büyümeyi hesaplamış oluruz.   

2023 yılı ikinci çeyreğinde GSYH CF 5.571,4 milyar TL idi. 2024 yılı ikinci çeyreğinde GSYH CF 9.949,8 milyar TL olarak gerçekleşti. Buna göre ekonomi cari fiyatlarla yani nominal olarak yüzde 78,6 büyümüş görünür. Bundan döneme ilişkin enflasyonu arındırdığımızda reel büyüme olan yüzde 2,5 oranına ulaşırız. Nominal büyüme oranı hesaplamalarda kullanılır, günlük konuşmada sözü edilen büyüme oranı daima reel büyüme oranıdır.

Yüzde 2,5 Oranındaki Büyüme Nereden Kaynaklanıyor?

Yukarıda değindiğim gibi büyüme, ekonomide üretilen nihai mal ve hizmetlerin bir dönemden ötekine fiziksel artışını ifade ettiğine göre hangi mal ve hizmetlerin üretiminde ya da hangi harcamalarda ne kadar artış olduğuna bakmamız gerekir.

Büyümenin hangi faaliyetlerden kaynaklandığına iki açıdan bakabiliriz: Üretim açısından ve harcamalar açısından. Bu iki farklı yöntemle yapılacak hesaplamanın sonucunun aynı çıkması gerekir. Aşağıda iki tablo sunuyorum: Üstteki GSYH büyümesinin üretim açısından kaynaklarını, alttaki tablo büyümenin harcamalar açısından kaynaklarını gösteriyor (Kaynak: TÜİK; Dönemsel Gayrisafi Yurt İçi Hasıla, II. Çeyrek: Nisan-Haziran, 2024.)


Üstteki tabloya hem üretim sektörlerinin büyüme oranları hem de bu sektörlerin GSYH içindeki payları açısından baktığımızda büyümenin esas olarak inşaat, hizmetler ve tarım sektörlerinden geldiğini görüyoruz. Hizmetler kesiminin (genel hizmetler alt başlığından ürün üzerinden alınan vergiler alt başlığına kadar olan alt başlıkların hepsi) toplamı GSYH’de yüzde 58’e yakın bir pay tutuyor. Dolayısıyla bu kesimin büyüme oranının GSYH’deki etkisi kabaca yüzde 58 demektir. Tarım sektörünün payı yüzde 4 olduğu için bu sektörün yüzde 3,7 oranında büyümesinin GSYH büyümesine etkisi çok fazla değil. Üretim açısından en ciddi sorun sanayi sektörünün küçülüyor olmasında ortaya çıkıyor. 2023 yılının ikinci çeyreğinde de yüzde 1,8 oranında küçülmüş olduğu, dolaysıyla baz etkisinin itici gücünü arkasına almış olmasına karşın küçülmesi çok ciddi bir durum. Çünkü sanayi kesimi özellikle hizmetler kesimi açısından iş yaratan kesim konumunda bulunuyor.

Alttaki tabloya baktığımızda 2023 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 4,6 olan büyüme hızının bu yılın aynı çeyreğinde niçin yüzde 2,5 çıktığını görebiliyoruz. GSYH’nin yüzde 60’ını oluşturan nihai tüketim harcamaları geçen yılın ikinci çeyreğinde yüzde 16 artmışken bu yılın aynı döneminde yalnızca yüzde 1,6 artış göstermiş. Demek ki tüketici talebinde ciddi yavaşlama söz konusu. Benzer bir durum devletin nihai tüketim harcamalarında da görülüyor. Yatırım harcamalarında da çok ciddi bir gerileme var. GSYH’yi ayakta tutan dış ticaret olmuş görünüyor. Geçen yılın ikinci çeyreğinde ihracat yüzde 9,5 eski iken bu yıl sıfıra gelmiş, buna karşılık ithalatta büyük bir düşüş ortaya çıkmış.

Özetle şunu söyleyebiliriz: 2024 ikinci çeyrekte gerçekleşen yüzde 2,5 oranındaki büyümenin üretim açısından kahramanı hizmetler sektörü, harcamalar yönünden kahramanı ise dış ticaret faaliyeti olmuş görünüyor.    

Önümüzdeki Dönemde Ne Olabilir?

2024 yılının üçüncü çeyreğinin ilk iki ayını geride bıraktık. Bu iki aya ilişkin göstergeler ekonominin durgunluğa doğru ilerlediğini gösteriyor. Sosyal ve ekonomik altyapısı zayıf olan bir ekonomide yapısal reformlarla desteklenmemiş bir dezenflasyon programının kaçınılmaz sonucu büyümenin düşmesi ve işsizliğin artmasıdır. 2001 yılı krizi sonrası girişilen dezenflasyon programının bu iki sıkıntıdan nispeten uzak kalabilmesinin nedeni, o dönemde gerekli yapısal reformların bir bölümünün (bankacılık reformu, kamu mali disiplinin sağlanması ve ardından AB ile tam üyelik müzakeresine başlanması) yapılmış olmasıdır. Bugün, 2001 sonrasına göre çok daha fazla ve daha derin yapısal reform ihtiyacımız olduğunu kabul eder ve geçmiş deneyimlerden hareketle bunların yapılmayacağını düşünürsek önümüzdeki dönemde enflasyonun düştüğünü, buna karşılık büyüme oranının sıfıra doğru yaklaştığını ve işsizlik oranının da yükseldiğini göreceğiz demektir. Siyasetçinin, bir süre sonra, yüksek büyüme oranı ve düşük işsizlik oranını enflasyonla mücadeleye üstün tuttuğu gerçeğinden hareket edersek enflasyonun yüzde 35 dolayına geldiğinde büyümeyi yeniden ateşleyecek yöntemlere geri dönüldüğüne tanıklık edebiliriz.  


Yorumlar

  1. Elinize sağlık hocam. TÜİK ile yazıya başlamanız gizli bir mesaj olmuş. 2025 Şubat- Marttan sonra nas'a geri dönebiliriz o zaman!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muharrem Bey, önce okuyun ,sonra yorum yapın. Burası sizin çeyrek öngörünüz ile siyasi şov yapacağınız mahalle kahvehanesi değil

      Sil
    2. Nas olur olmazsa felak da olur.

      Sil
    3. Ömer Bey, yorumunuza bakılırsa sizin üslubunuz mahalle kahvehanesi üslubunu daha çok andırıyor. Ama sizden farkım şu ki, ben mahalle kahvehanesindekilerin de görüşlerinin dikkate alınması ,onların da dinlenilmesi taraftarıyım.Bilimin ve Atatürk'ün yolundan ayrılmayın.Sevgiler,

      Sil
    4. Ömer Bey memleket neden bu halde daha net anladım.Sayın cumhurbaşkanımız sizlere millet bahçeleri açtı kek var çay var. sadece kahvehane değil. Nankörlük etmeyelim!

      Sil
    5. Ekonomi konusunda hiç birşey bilmeden yorum yapmışsınız. Millet Bahçelerinin ekonomi ile alakası ne?

      Sil
    6. Kusura bakmayın sayın adsız sizin kadar ekonomi bilmem. Ama yuvarlanma serbestliğide var bahçelerde bunu ekleyeyim.

      Sil
    7. Türkiye'nin her yerinde açılan millet bahçeleri ekonomik hareketliliği tetikliyor.Gayet alakası var.

      Sil
    8. Değerli hocam genelde her yazınızı okurum ama sizin bu yazınızı iyi ki okumuşum girmiş olduğum doktora sınav sorusu olarak karşıma büyüme rakamı çıktı. Bu yazınız sayesinde cevaplamış oldum. Şu an Dokuz Eylül Üniversitesi iktisat doktora sınavını kazanmış bulunmaktayım. Teşekkür ederim Mahfi Hocam 🙏

      Sil
  2. Maliye enflasyon düzeltmesinin düzeltmesini istiyor, çalışan net maaşla anlaşmak istiyor, müşteri KDV dahil fiyat istiyor. Kobi elektrik, maaş ve vergi/sgk döngüsünde boğuldu. Gayrimenkul ve araç sata sata ayakta kalmaya çalışıyorlar. Çeklerin faizi çok diye mal bozdurmaya başlamış insanlar, duyunca inanamadım. Enflasyon ne zaman %35 olur, olduğunda büyüme yeniden ateşlense bile ortalıkta alev alacak kaç şirket kalır emin değilim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizler %20 gelince alev alırlar.

      Sil
    2. Şimdiye kadar şirketler iyi mal stoğu yaptılar. Şimdi de stoktan satsınlar bi zahmet. Hep yükü yüklenen yoksul,fakir,emekçi,işçi kesim az biraz da kobiler ve zengin kesim yükün altına elini atsın.

      Sil
  3. Hocam %2,5 mevsim ve takvim etkisinden arındırılmamış oran. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış oran ise %2,8. TÜİK manşet rakam olarak %2,5'i yani arındırılmamış oranı yazıyor. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış oranı yazsa daha iyi olmaz mı? Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış oran büyüme gidişatını daha iyi göstermez mi? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçmiş verilerle kıyaslayabilmek için aynı seriyi kullanmak lazım. Bir de IMF'nin rehberi (bütün dünya için) kıyaslamalarda kullanılabilmesi için neyi öngörüyorsa ona göre yapılıyor.

      Sil
    2. Kürşat PEHLİVAN3 Eylül 2024 11:03

      Yine anlamsız bir soru olmuş.Kusura bakmayın hocam.

      Sil
  4. Murat Hamzaoğlu2 Eylül 2024 18:24

    Benim anlamadığım hükümetler neden siz gibi hocalardan ekipler kurup destek almazlar neyin inadı. Hoca tane tane anlatıyor. Ekonomik bilim kurulu ve reform bilim kurulunun kurulması çok elzem. Yazı için teşekkürler hocam saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanıyorum hükümetin amacıyla bizimki aynı değil. Ekonomi dışı konuları kastediyorum.

      Sil
    2. Hocam, Hükümetin amacı aynı değil onu anlıyoruz. Peki muhalefet neden sizin gibi değerli ve iktisat ve maliye konusunda rehber kişiliklerden bir heyet kurmaz? Ya da danışmanlık almaz? Ya da şifahen de olsa bir şey sormaz? Gidip yurt dışından telekonferansla dünyanın parasını verip kendini rezil eder? Yalnız ve güzel ülkem............

      Sil
    3. Murat Hamzaoğlu3 Eylül 2024 11:05

      Anlıyorum sizi. Ama keşke herkes uzmanı olduğu konuyla ilgili görüş beyan etse. Ekonomi dışı konulara girmeseniz çok daha şık bir tutum olur.

      Sil
    4. herkesin uzmanı olduğu konunun dışına çıkmaması gerekiyorsa vatandaşın biriside ben ekonomistim diye ortalığa çıkmamalıydı

      Sil
    5. Murat Hamzaoğlu3 Eylül 2024 16:34

      Adsız3 Eylül 2024 14:45
      Evet reis hata yaptı.Bunu ona oy vermiş insanlar olarak bizler de sizin kadar görüyoruz.Ama oy tercihleri yalnızca ekonomik görünümle şekillenmiyor.

      Sil
    6. Sayın Murat Bey bende sizin gibi düşünüyorum. tercihler ekonomi ile şekillenmemeli. Mesela Marmariste, Bodrumda, İzmirde, istanbulda ve diğer illlerde yangın olan ormak alanların imara açılması, siyanürlü altın madeni için kesilen ağaçlar ve orada olmayacak yaşamın, var olan havalimanına ek yapıp aynı uçuş oranını yakalama imkanı varken ormanın tam ortasına ciğerlerimizin tam ortasına havalimanı dikmek, 10 milyon mülteciyi ülkenin yapısını değiştirecek şekilde ülkeya sokmak, kurumlarda tarikat ve cemaatlerin at koşturması, adaletin kişiye bağlı işlemesi vb... haklısınız.

      Sil
  5. SAYIN HOCAM, HÜKÜMET, KKM 'Yİ, PARA ARZINI GÜÇLÜ TUTMAK İÇİNMİ UZATTI.

    YanıtlaSil
  6. M1 VE M2 arasında orantısızlık olursa ne olur HOCAM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vadeli hesaplar ya çok büyüktür ya da çok düşük

      Sil
  7. sanki okun yasası gibi.işşizlik artarken,büyüme küçülüyor.

    YanıtlaSil
  8. YIL SONU ENFLASYON, YÜZDE 75.

    YanıtlaSil
  9. Hocam , ikinci çeyrekte tuik e göre %2,5 büyümüş ekonomi. Peki 2.çeyrekte enflasyon ne kadar büyüdü. Elbette ki büyüme hacminin cok net şekilde üzerinde bir enflasyon artışı oldu. Dolayısıyla reel olarak büyüme değil esasında küçülme vardir. Iste stagflasyona güçlü bir giris yapmış olduk ikinci çeyrekte kanaatimce hocam. Para politikasi sıkılıgi devam ederse kuvvetle muhtemel 3.ceyrekte 0 büyüme yani nötr hatta biraz küçülme olmasi da olasiliklar dahilindedir bilhassa sanayi tarafindaki makine teçhizat yatirimlarindaki sert daralma buna isaret ediyor gibi maalesef. Ayrica benim dikkatimi ceken tarim çiftçiler sokaklara dokulmusken aylardır nasıl oluyor da tarim % 3.7 büyüme oluyor bu da ayrica tartışılır bana pek de inandırıcı gelmedi açıkçası. Yine inşaat sektörü her ne kadar cok aci hadise olan depremler nedeniyle bazi illerimizde yuksek aktivitesi olsa da ulkemizim büyük kisminda belirgin bir insaat yavaşlaması var. Reel olarak da konut fiyatlari geriliyor. Buna karsin inşaat iyi büyümüş gibi gösteriliyor sanki. Ne dersiniz hocam. Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyonda düşüş üncü çeyrekte başladı, oraya kadar arttı.

      Sil
  10. HOCAM size göre faiz indirimleri ne zaman başlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmiyorum, bilen var mı onu da bilmiyorum. Ama bence Eylülden sonra yavaş yavaş başlamalı. Yoksa ekonomik küçülme yaşayacağız ki o zaman enflasyonla mücadele hepten terk edilir.

      Sil
  11. Likidite bollaşmaya başladı.2025 ilk çeyrekte faiz indirimleri gelebilir.

    YanıtlaSil
  12. ÖNGÖRÜLEMEYEN TEHLİKE.JEOPOLİTİK RİSKLER.

    YanıtlaSil
  13. SAYIN HOCAM, FAİZ YÜKSEK OLMASINA RAĞMEN,ENFLASYON DÜŞMÜYOR.NERDE YANLIŞ YAPIYORUZ .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizler yüksek ancak dövize o kadar cok müdahale var ki bu da parasal tabanın faiz oranları kadar daraltici olmasini engelliyor. Ayrica kamu tarafinin yeterince sikilasma yapmadigini da eklemeden gecmek olmaz. Dövize müdahale belirgin şekilde azaltilirsa ve kamu tarafi da harcama kalemlerini daraltirsa enflasyon baskisi düşer. Ancak elbette ki dış piyasalardaki gelişmelerde göz ardı edilmemeli.

      Sil
    2. Enflasyon düşüyor. Yarın 50 lere inmiş olacak.

      Sil
    3. Bravo Şimşek enflasyon mis gibi oldu.

      Sil
  14. Nominal büyüme (üründeki fiyat artışı ) reel büyümenin( ürünün üretiminin artması) önüne geçmiş.

    YanıtlaSil
  15. Elinize sağlık hocam.
    2.çeyrekte büyümeye ödediğimiz vergiler ve zengine yapılan servet transferi de katkı sağlamış diyebilir miyiz hocam?

    YanıtlaSil
  16. Hocam merhabalar ülkede kaliteli yorum ve analiz yapan üç beş ekonomistten birisiniz tebrik ederim . Önümüzdeki süreçte bizi neler bekliyor hocam ekonomik ve sosyal olarak ? Bir erken seçim bekliyormusunuz ? Kurda ciddi bir yükseliş öngörüyormusunuz ?

    Birde hocam çoğu ekonomist ve politikacı bu konuya değinmiyor fakat istanbulda ciddi bir barınma sorunu var ve giderek büyüyor bu sorun bu konuda ne düşünüyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Önümüzdeki dönemde faiz düşürülmediği sürece carry trade devam edecek ve o devam ettikçe de kur fazla yükselmeyecek gibi duruyor. Barınma sorunu giderek artıyor haklısınız.

      Sil
  17. Milli geliri, TOPLAM harcamalar belirlediğine göre,bankaların dışında BİZİ finanse eden bir kurum yok gibi.onun için HÜKÜMET,bankaları ayakta tutuyor.

    YanıtlaSil
  18. HOCAM,ödemeler dengesi tablonuzu ne zaman yayımlayacaksınız.

    YanıtlaSil
  19. SAYIN HOCAM, TURİZM GELİRLERİ 2024 SENESİNİN DÖVİZ İHTİYACININ YÜZDE KAÇINI KARŞILAR.

    YanıtlaSil
  20. HOCAM, BÜYÜYEREK KÜÇÜLÜYORUZ GİBİ BİR HİS UYANDIRIYOR BENDE.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne uyandırıyor bu hissi sende? Cümleni tamamlasaydın keşke.

      Sil
    2. Ben tamamlayayim kardeslerim. Hani faiz indirildiginde nas var denmistiya, 14 te var da 8 de nas yok mu diyememistiniz.bu hissi her zaman yasatirlar insanlara. Yapisal reform ne diyorsunuz mesela anlamadiysan onu da aciklarim kardeslerim benim.

      Sil
  21. HOCAM eskiden özkaynak kelimesi çok kullanılırdı.elimizde özkaynakmı kalmadı.

    YanıtlaSil
  22. O zaman ozetle büyüme ve enflasyon arasında denge kurmak karmaşık bir süreçtir ve tek bir çözüm yoktur diyebiliriz. Ancak, yapısal reformlar, esnek para ve maliye politikaları, gelir dağılımı ve sosyal politikaların iyileştirilmesi gibi çok boyutlu bir yaklaşım, bu dengeyi sağlama konusunda etkili olabilir. Uzun vadeli sürdürülebilir büyüme için, kısa vadeli kazanımlar uğruna enflasyonun göz ardı edilmesi yerine, dengeli ve kapsamlı bir politika seti izlenmelidir.
    Bu isin Microekonomik bacagi, pekiya Beyin göcü ,egitimde gelinen nokta, yapay zekanin gelecekte oynayacagi rol, mavi yakali personel eksikliginin arttigi bir Ulkede ne yapsan ise yararki Mahfi Hoca?

    YanıtlaSil
  23. Sanayi/endüstri rakamı ile ilgili:
    Katma değeri yüksek nihai mal ve ara mamül ürün ile Türkiye sanayisi gelişebilir. Bugün büyükşehirler haricindeki diğer bütün şehirlerin sanayiye katılım oranı %1-2. Bu oranın içine Sanayi İl müdürlükleri inşaatı da sanayi rakamlarına katıyor, inşaat kalemini tekrar alıyor. Sanayi il müdürlükleri bakanlığa ve Tuikte bu verileri bakanlığın rakamından çekiyor. Alman Kuzey-Ren Westfalen eyaleti ağır sanayinin bulunduğu eyalet 100 kişiden 60’ı vu ağır sanayide çalışıyor. Ağır sanayide çalışmak demek mavi yakalı ağır şartlarda çalışmak değil 1000 kişilik fabrikanın ihtiyacı olan mavi yaka her departmanda, beyaz yaka muhasebe finans, üretim, ik, it, satış, iletişim, yönetim vs. Tüm mahalle üretime katkı sağlıyor. Türkiye’de uygulanmayan vasat tarih öncesi OSB kanunları oldukça sanayi gelişemez. OSB var ise sosyal tesisleri ile lojmanıyla avmsi ile okulu ile ve yardımcı destek birimleriyle olmak zorunda. OSB sistemini değiştirmek çağa ve Türkiye dinamiklerine uygun yapmak sanayideki baba bir yapısal reformdur.

    YanıtlaSil
  24. Orta gelir tuzağına takıldığımız gibi , nüfus artışına rağmen elektrik üretimi ve tüketimi yıllık 300 milyar kilowatsaat bandına takıldı kaldı. Elektrik üretimi ve tüketimi büyüme verilerine paralel gidiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. orta gelir tuzağına düşme ihtimalimiz yok çünkü artık orta gelir grubunda değiliz. organik dolar kuruyla bir hesap yapılsa yani 4-5 yıl önceki dolar alım gücü üzerinden bir hesap yaparsak bana kalırsa 5-6 bin dolar seviyesindeyiz.( çarşı pazar, alışveriş vb. donelerle gözlemlediğim kişisel tahmindir)

      Sil
  25. Hocam merhaba, bu faiz oranları rahatsızlık veriyordur sanırım.Sanayi kesiminin küçülmesi sürdürülebilir değil.Faizlerin düşürülmesi ve yüksek bütçe açıklarının neticesinde para basılması gerekmeyecek mi?Enflasyonu kontrol etmek çokta kolay görünmüyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yüksek enflasyon rahatsızlık veriyordu, faizleri yükselttiler şimdi de faizin yüksekliğinden şikayet var.

      Sil
  26. Hocam bir çok farklı görüş ortaya atılıyor ama , benim görüşüme göre yapısal reformlar yapılmadan enflasyonda kalıcı düşüş sağlamak mümkün olmayacak. Sizin bu konudaki değerlendirmeniz nedir?

    YanıtlaSil
  27. Cumhurbaşkanı Yard. Cevdet Yılmaz dün TRT'de, 5 Eylül'de açıklanacak OVP yapısal reformları da içerecek dedi. Napak Mahfi Hocam, inanak mı? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanıyorum bizim sözünü ettiğimiz hukukun üstünlüğü, tek adam yönetiminin yerine kuvvetler ayrımına dayalı demokrasi, laikliğin güçlendirilmesi, eğitimde inanç eğitiminden bilimsel eğitime geçiş gibi yapısal reformlar değil sözünü ettikleri.

      Sil
  28. Hocam emekleriniz cok tesekkurler. Buyume ve enflasyon arasinda nasil bir bag var? Enflasyonda tek hane hedefi varken ekonomi büyüdü ve şimdi faiz indirimleri dillendiriliyor. Bu iyice işleri zora sokmaz mı? Saygılar Hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyonla mücadele faizi yükseltmeyi, kredileri frenlemeyi gerekli kılar. Bu da yatırımları düşürür. Yatırımların düşmesi demek üretimin artmaması yani ekonominin büyüyememesi demektir.

      Sil
    2. Hocam, faiz indirimiyle birlikte döviz atağa kalkmaz mı? Bu sefer yüksek kurdan dolayı enflasyon yaşamaz mıyız?

      Sil
  29. Hocam hükümetler büyümeyi neden enflasyonla mücadeleye tercih ediyorlar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü küçülen bir ekonomide işsizlik artar. İşsizlik artışı enflasyon artışından çok oy kaybettirir. İnsanlar az para kazanmayı hiç kazanmamaya tercih ederler.

      Sil
    2. Enflasyon demek varlıklıların varlık değerlerinin artması varlıksızlarında varlık alım gücünün düşmesi demek işsizlik sorunu başka iş alanları açılarak aşılabilir devlet barınma ihtiyacı olanlara kura çekdirmeden her isteyene prefabrik yöntemiyle çok hızlı konut yapabilir işsizlik sorununu bu şekilde çözebilir tabiki barınma ihtiyacı olan varlıksız sınıfa karşı bir sorumluluğu olduğunu hissediyorsa

      Sil
    3. AKP varlıksız kesimin tepki oylarıyla 22 yıldır iktidarda fakat varlıksız kesimin üstünden varlıklı kankalarıyla birlikde silindir gibi geçdi seçime kadar AKP nin yapacaklarına bakılacak büyük ihtimalle varlıklıları varlıklandırmaya devam edecek bundan sonra asla AKP ve benzeri zihniyetde bir siyasi oluşum seçim kazanamıyacak.

      Sil
  30. İş cok kötü bir noktaya evriliyor...döviz yaydan çıkacak bi ok gibi gergin beklerken yapmaya düzeltmeye calıstıgınz hersey günubirlik iyimserlikler..yapısal sorunlar çözülmeden düzlüge cıkş zor.hocam enflasyon 35 de takılırsa neolacak?

    YanıtlaSil
  31. Enflasyon siyasetcinin en sevdigi şeydir.Şuan enflasyonla mücadele edildigini sananlar yanılıyor.sadece dövüz bulmak için bu faiz veriliyor.Enflasyonla mücadele için kuru serbes bırakırsın ihracatı artırırsın vergi indirimine gidersin toplumun fakir kesimlerini desteklersinki toplumsal direnç olmasın.sürekli işsizlik verileri ve büyümeyi takip edersin faiz çıkarırkende indirirkende finansal istikrara önem verirsin.temerrütlere karşı banka sermayelerini güçlendirirsin.kredi kullanımını takip edersin belli bir seviyenin altına inmemesine çalışırsın.banka faizlerine müdahale etmezsin.ZORLAMA İLE MEVDUAT FAİZİNİ ARTIRIRSAN bankalar gereksiz kredi faizini artırır.Bankalar risk iştihasını kaybederse reel sektör çöker toplum siyasetciye baskı yapar kısır döngü tekrar başlar.kamu açıgını düşürmezsen zaten enflasyon hiç durmaz.

    YanıtlaSil
  32. Asıl vahim tabloyu bu çeyrek göreceğiz gibi hocam. Ama Ekim ayında faiz indirimine başlarlar son çeyrek o gazla toparlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neden kolay olmasın hocam? Faiz indirilmeli diyen sizsiniz.

      Sil
    2. Ben dedim de benim dediklerimi yapsalar bu halde olmazdık. Onun için kolay değil diyorum.

      Sil
  33. Büyüme hesabında hata var gibi, şöyle ki : 1,025 * 1,053 = 1,079325 Yani ilk 6ayda yüzde 7,9 büyümüş oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir ekonominin cari fiyatlarla (yani enflasyon arındırması yapılmadan) büyüme hızı, içinde bulunulan yılın fiyatlarıyla hesaplanmış GSYH’sinin bir önceki yıl GSYH’sine oranlanmasıyla bulunuyor. Buna nominal (ya da cari fiyatlarla) büyüme oranı deniyor:
      Reel büyüme, ekonomindeki fiyat artışlarından (enflasyondan) arındırılmış büyümeyi, bir başla deyişler fiziksel büyümeyi gösterir. t+1 yılı için reel büyüme hesabı şöyle yapılır:
      Nominal GSYH Büyüme Oranı 2024 IIÇ.= (Nominal GSYH 2024 IIÇ – Nominal GSYH 2022 IIÇ) / (Nominal GSYH 2023 IIÇ) x 100 = (26.276,3 - 15.011,8) / (15.011,8) = 175
      Nominal GSYH Büyüme Oranı 2024 IIÇ = (9.949,8 – 5.571,5) / (5.571,5) x 100 = 78,6
      Reel GSYH Endeks Değişimi 2024 IIÇ = (2024 IIÇ Zincirlenmiş Hacim Endeksine Göre GSYH x 100) – (2023 IIÇ Zincirlenmiş Hacim Endeksine Göre GSYH) / (2023 IIÇ Zincirlenmiş Hacim Endeksine Göre GSYH) = (216,1 x 100) / (210,9) = 102,5
      Reel Büyüme Oranı 2024 IIÇ = Reel GSYH Endeks Değişimi 2024 IIÇ – 100 = 102,5 – 100 = 2,5
      GSYH zımni deflatörü; cari fiyatlarla GSYH’nin bir önceki yıla göre artış endeksinin sabit fiyatlarla GSYH’nin bir önceki yıla artış endeksine oranlanması ile hesaplanır. Bunu da formüle edelim:
      GSYH Zımni Deflatörü 2024 IIÇ = (Nominal GSYH 2024 IIÇ / Zincirlenmiş Hacim GSYH 2024 IIÇ) – 1 = (178,6 / 102,5) -1 = 0,742
      Yani 2024 IIÇ döneminde GSYH Zımni Deflatörü yüzde 74,2 olmuştur.

      Sil
    2. Adsız3 Eylül 2024 14:22 Bey yarın gelin TÜİK te işe başlayın.

      Sil
    3. Elinize sağlık hocam. Yukarıdaki cevabın 9. satırında Nominal GSYH 2022 IIÇ ifadesinde 2022 yerine 2023 olmayacak mı?

      Sil
    4. Adsız 15:42
      TÜİK, 2024 yılının ikinci çeyreğinde gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 2,5 büyüdüğünü açıkladı. Mayıs sonunda yüzde 5,7 olarak açıklanmış olan ilk çeyrek büyümesi de yüzde 5,3 olarak revize edildi. Buna göre 2024 yılının ilk yarısında ekonomi yüzde 3,9 dolayında büyümüş oldu.
      Hesabın (2,5+5,3)/2= 3,9 olara hesaplandığını düşündüm. Referans noktası birbirine göre mi bilemedim, o yüzden 1,025 * 1,053 = 1,079325 Yani ilk 6ayda yüzde 7,9 büyümüş oluyor. yazdım.

      Sil
  34. Petrol 75 dolarlarda kalır Fed yıl sonu faiz indirimine başlar Almanya ekonomisi şuanki durumundan uzaklaşırsa Türkiye 2025 ikinci 6 ayında yalancı baharı yaşar gibime geliyor,devasa sorunlar yokmuş gibi davranılmaya devam edileceğe benziyor sıfır yapısal reformla Şimşek ve ekibinin buraya kadar gelmesi enteresan görünen tek reform reform diyorum çünkü faizi finansçılar değil siyasetçiler belirliyor faizin arttırrılması doların sabit tutulması Abd hissesi alıp yükselsin diye beklemeye gerek yok Türkiye bedavaya 3 ayda Yüzde 10dan fazla veriyor

    YanıtlaSil
  35. Hocam yazınız için teşekkür ederiz, inşaat sektörünün yavaşlamasına rağmen Gsyh içindeki artışının aynı kalması arkadaşımızın da dediği gibi deprem bölgesine yapılan inşaat yatırımları olduğunu çıkarabiliyoruz ancak ülkenin geneline baktığımızda inşaat sektörü büyümesi yavaşlamış/durmuş gibi gözüküyor. Bu noktada söylentisi yayılan kamu bankalarının düşük konut faizi vuku bulur ve geniş kitleler kullanım sağlayabilir ise inşaat temelli büyümeyi ne kadar destekleyebilir?
    Geniş kitleler ilgili krediyi kullanır ise tüketim mallarına yapılan harcamaların kısılıp konut tarafına aktarılması enflasyonun azalışına pozitif etki sağlamasını beklemek yanlış mı olur?
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konut alımı da tüketim harcamasıdır.

      Sil
    2. Hocam tüm uzmanlar konut alımını yatırım harcaması olarak değerlendirirken siz tüketim harcaması diyorsunuz. Size saygı duysam da bazen yorumlarınızı anlamakta zorlanıyorum. Muhalif kimliğiniz ön plana çıkıyor gibi.

      Sil
  36. Hocam elinize sağlık... Hükümet yine ovp açıklayacakmış.. Hocam kaçıncı program... Hükümet değişmeden ekonomi düzelmez bu kadar net... Saygılarımla. Fatih. Demirtaş

    YanıtlaSil
  37. Mahfi bey,

    Kamala Harris'in babası "Donald Jasper Harris"in "professor emeritus" seviyesinde iktisatçı olduğunu biliyor muydunuz? [1938'de doğmuş, bugün hayatta. Ege Cansen'le yaşıt.]

    Kendisi "Post-Keynesyen ekol"e mensupmuş ve "gelişme iktisadı" uzman olduğu alanmış.

    Makalelerini inceleme imkânınız oldu mu Mahfi bey?

    YanıtlaSil
  38. Hocam selamlar,

    Son açıklanan rakamlara göre kişi başı gsyh 14-15 bin dolarlarda gibi görünüyor. Siz göstergeler tablonuzun bu kısmını güncellemediniz sanırım ?

    YanıtlaSil
  39. Teşekkürler hocam ,
    2023 yılı ikinci çeyreğinde GSYH CF 5.571,4 milyar TL idi. 2024 yılı ikinci çeyreğinde GSYH CF 9.949,8 milyar TL olarak gerçekleşti. Buna göre ekonomi cari fiyatlarla yani nominal olarak yüzde 78,6 büyümüş görünür. Bundan döneme ilişkin enflasyonu arındırdığımızda reel büyüme olan yüzde 2,5 oranına ulaşırız. (Hocam burada kastettiğiniz hangi enflasyon oranı ? TÜİK in açıkladığı enflasyon oranı ise büyüme oranını ne derece sağlıklı değerlendirebiliriz.) Saygılarımla MİA

    YanıtlaSil
  40. O halde gelecekten şunu beklemeliyiz: Enflasyon düşecek, büyüme düşecek, işsizlik artacak. Bu durumda benim öngörüm şöyle olur: İnsanlar işsiz kaldıkça protestolar artar, erken seçim nidaları gür bir sesle çıkmaya başlar. Devlet de o zaman seçimlere kadar hem işsizlik ödeneğini iyileştirir hem de gelişmiş ülkeler gibi işsizlik ödeneği süresini uzatır. Türkiye'de işsizlik ödeneği süresi maksimum 10 ay iken Almanya'da bu süre 24 aydır. Buna benzer bir düzenleme yapılabilir.

    Büyümenin artması ve işsizliğin azalması için, enflasyon düşmüşken bence tekrar enflasyonun yükselmesini göze alamazlar. Aksi halde zaten hali hazırda 2. sıraya düşmüşken, enflasyon tekrar yükselme eğilimine geçerse, tamamen gidici olacaklarının farkındalardır.

    YanıtlaSil
  41. Sayın Hocam 2. Çeyrekte ENAG enflasyon verilerine göre bakarsak, kabaca hesap yaparak %15 civarı bir küçülme mi yaşamış olduk.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır. Çünkü o zaman GSYH daha yüksek çıkardı.

      Sil
  42. hocam, servet dağılımı, servet transferi konularında yazınız var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır, servet beyannamesi getirilmesi konusunda yazım var.

      Sil
  43. Hocam faiz ve kira gelirleri Gayri Safi Milli Hasılaya dahilmidir.

    YanıtlaSil
  44. Hocam 1999 yilinda da imf ile stand by anlaşması yapıldığında dolar kuru olmasi gereken seviyenin altında belirlenmiş imf direktifiyle ve alti yüz bin lira olarak cipalanmisti. Program böyle başlatılmıştı. Sonrasi malûm devalüasyon. Hocam yine dolar kuru sürekli baskilanarak yine düşük değerden cipalanmaya çalışılıyor. Oysa once serbest bırakılması sonra faizlerin yükseltilmesi ve böylece dolardaki enflasyonist birikimlerin boşaltılması sağlanması daha iyi olmaz mıydı hocam. Yani devalüasyon riskini minimize ederek yuksek faize ve sikilasmaya gecilseydi yabanci sermaye icin de kur riski olmayacağı icin daha fazla fon girişi olmaz miydi. Ayrica hocam devaluatif birikimi bosaltmadan faizler yukseltilince dövizde açık pozisyonu olan hem sirketler hem bireyler tl ye ulasmakta sikinti çekiyor ve ters pozisyon a mahkum edilmis olmuyor mu. Ki bunu 2001 finans krizinde yasadik. Su anda işletmeler likidite pozisyonlarini güçlü tutmak zorundadır. Aksi halde kur şoku ile batacaklar. Bu da yatirimlari hizla daraltıyor. Sadece reel ekonomi tarafi 120 milyar dolar pozisyon açığı biriktirmiş durumda. O yüzden 1999 da yapolilan benzer hatayi mehmet şimşek ve ekibi de yapıyor.

    YanıtlaSil
  45. zenginler büyürken fakirler küçülmeye devam etti demek

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!