Dün Haramdı, Bugün Kurtarıcı

Ülkeyi bugünkü enflasyon krizine sokan adım 2021 Eylül ayında atıldı. Eylül başında enflasyon yüzde 19, Merkez Bankası politika faizi de yüzde 19 idi. Ve bütün sinyaller enflasyonun yavaş yavaş yükselme eğilimi içinde olduğu yönündeydi. Yapılması gereken şey Merkez Bankası’nın politika faizini iki üç puan artırıp enflasyondaki yükseliş eğiliminin önünü kesmesiydi. İşte tam o sırada geçmişten beri gelen faiz haramdır, faiz sebep enflasyon sonuçtur söylemlerine dayalı bir faiz politikası yürürlüğe kondu ve politika faizi düşürülmeye başlandı. Benim de aralarında olduğum iktisatçılar ve aklı başında diğer meslek erbabı “bu yaptığınız yanlıştır, enflasyonu arttıracaksınız, ekonomiyi krize sokacaksınız” diye itiraz ettik. “Nas var size ne oluyor? Haram olan faizi savunmayın” dendi bize.

Faiz indirimleri devam etti, enflasyonun artışı hızlandı ve aradan iki ay geçmeden bu kez kurlar da yükselmeye başladı. Paniğe kapılan yönetim, bu kez kur yükselişini durdurmak için, bir çeşit kur garantisi sistemi getiren, kur korumalı mevduat (KKM) uygulamasını yürürlüğe koydu. Böylece insanların Türk Lirasından kaçıp dövize yönelmesini önlemeye çalıştılar. Kuşkusuz bu geçici bir düzenlemeydi. İnsanlar dövizlerini bozdurup KKM üzerinden Türk Lirasına dönseler de vade dolduğunda tekrar dövize geçmek hedefinden vaz geçmediler. Bu yolla kuru tutma hedefine ulaşılmış olsa da enflasyonu durdurmak mümkün olamadı. Ardından KKM’nin kamu kesimine giderek daha büyük bir yük yarattığı konuşulmaya başlandı. Çünkü bankaların ödemesi gereken faiz düşük kalıyor, aradaki fark KKM adı altında Hazine ve Merkez Bankası tarafından ödeniyordu. Böylece Hazine ve Merkez Bankası (2023ün yarısından sonra sadece Merkez bankası), bankaların faiz giderlerinin önemli bir bölümünü üstlenmiş oluyordu.

2023 yılı Haziran ayına geldiğimizde ekonomi tam bir açmaz içindeydi. Merkez Bankası’nın politika faizi yüzde 8,5, enflasyon yüzde 38,2 düzeyindeydi ve KKM hesapları ekonomiye içinden çıkılmaz maliyetler yükler durumdaydı. O aşamada, bu girdaptan çıkabilmek için, faizlerin yükseltilmesine karar verildi. İki yıl önce “haramdır” denilen ve “nas var” diyerek düşürülen faiz artık bir kurtarıcı olarak görülmeye başlanmıştı. Tam olarak bir “denize düşen yılana sarılır” olgusu yaşanıyordu. Toplumun bir kesimi bu ifrat ve tefrit arasında gidip gelirken bu kez iktisatçıların bir bölümü faizin bir seferde enflasyon düzeyine çıkarılması gerektiğini, benim de aralarında bulunduğum bazıları da faizin, tıpkı düşürülüşünde olduğu gibi yavaş yavaş yükseltilmesi gerektiğini savundular. Faizin indirildiği gibi yavaş yavaş artırılması gerektiğini savunmamın nedeni yüzde 8,5 olan faizin bir veya iki adımda enflasyon düzeyine yükseltilmesi halinde iflaslarla karşılaşılabileceğini düşünmemizdi. Merkez Bankası da benim düşündüğüm şekilde davranarak politika faizini yavaş yavaş artırma yolunu seçti ve zaman içinde 50 düzeyine kadar yükseltti. Buna şaşırmadım desem yalan olur, çünkü düşüncelerimin Merkez Bankası yaklaşımlarıyla kesişmesi pek karşılaştığım bir durum değil.  

Ben, iktisatçıların ve konuyla ilgili diğer meslek mensuplarının çoğundan farklı olarak bizim gibi alt yapısı sağlam olmayan, riskli ekonomilerde faizin tek başına ekonomiyi batırabileceğini ama tek başına ekonomiyi kurtarmaya yetmeyeceğini, o nedenle faiz artışının yanında mutlaka hukukun üstünlüğünden başlayarak yapısal reformların[i] yapılmaya başlanmasının gerektiğini ısrarla söyledim[ii]. Bu farkı vurgulamak için de hep acil servise getirilen kanamalı bir hastaya yapılacak muameleyi örnek verdim. Böyle bir durumda hastanın kan kaybından ölmesini önlemek için yapılacak ilk iş kanamayı durdurmaktır. O aşamada hastayı emar çektirmeye yollamak testler yapmak mümkün değildir, doğru da değildir. Önemli olan o aşamada hastayı yaşatmaktır. Kanama durdurulup da hastanın ölüm tehlikesi kalktıktan sonra hemen testlere, emar analizlerine başlanarak bu kanamaya neyin sebep olduğunu teşhis etmek ve ona göre tedavi uygulamak gerekir. Faiz ve yapısal reform ilişkisi de böyledir. Enflasyonu durdurabilmek için faiz artırılır ama hemen ardından ekonominin bu halde olmasına neden olan riskler sıralanarak tek tek onlar giderilmeye çalışılır. Çoğu yapısal sorunlardan, sistemin yanlış oluşturulmasından kaynaklanan o riskleri gidermek yapısal reformları yapmak demektir. Bu yolla ekonomi için daha uygun, daha önü açık bir çerçeve yaratabilmek mümkün olur. 2023 Haziranından başlayarak faiz yavaş yavaş artırıldı ama yapısal reformlara girişilmedi. Yani kanama durduruldu ama asıl nedeni araştırılmadı. O nedenle de ekonomide geçici bazı iyileşmeler olsa bile kalıcı düzelmeye işaret edecek hiçbir emare ortaya çıkmadı. Hatta faiz artışının yarattığı carry trade, ekonomiyi öyle bir aşamaya getirdi ki döviz mevduatına üç aylık vadede yüzde 10 döviz faizi öder olduk. 

Bu aşamada yapısal reformlara başlanması olasılığı var mı? Sanmıyorum. Çünkü o reformlara ihtiyaç duyulan ortamı yaratanlar iktidarda bulunuyor. Bir başka deyişle sorunu yaratanların sorunu çözmeleri pek öyle rastlanan bir durum değil. Bunu gördüğüm için carry trade kazançlarını biraz azaltmak amacıyla faizin yavaş yavaş (ikişer puandan fazla olmamak kaydıyla) düşürülmesini savunuyorum. Tahmin edebileceğiniz gibi bana diyorlar ki “düne kadar faiz artırılsın diyordun şimdi indirilsin diyorsun bu çelişki değil mi?” Değil tabii, çünkü ben faiz artırımıyla birlikte yapısal reformların devreye sokulmasını öneriyordum, onlar olmadan faizin ekonomiyi kurtaramayacağını söylüyordum, bu konuda sayısız yazım ve söyleşim var. Yapısal reformlara girişilmediği gibi sözü dahi edilmedi. Özetle benim iki ayaklı önerimin ikinci ayağı hiç gündeme gelmedi, bir başka deyişle yapılan eylem topal kaldı.

Daha ilginci, şimdi ben faiz yavaş yavaş indirilmeli dediğimde itiraz ediyor ve bana karşı faizi savunuyorlar. Dün haramdır dedikleri faizi, bugün kurtarıcı görüyorlar.



[i] Yapısal reformlar konusundaki yazım:

https://www.mahfiegilmez.com/2018/06/yapsal-reformlar-el-kitab.html

[ii] Faizin tek başına yeterli olmayacağı, yapısal reformların gerekli olduğunu anlattığım bir yıl önceki bir söyleşi (34. dakikadan itibaren faizin tek başına yetmeyeceğini, yapısal reformların mutlaka bunun yanında yer alması gerektiğini anlattığım bölüm.)

Yorumlar

  1. Değerli Hocam, zamanın ruhuna uygun bir başlık olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. faizin düşürülmesi tekrardan beklentileri bozar ve enflasyon dahada patlar

      Sil
    2. Beklentiler ne ki?

      Sil
    3. Bence hocam sizin maliye bakanı bile olmanız tek başına yapısal reform olması için yeterli

      Sil
    4. Hocam carry trade ülkeden tam olarak ne zaman çıkarlar 2025 ilk çeyrek mi yoksa 2. Çeyrek kadar kademeli mi çıkarlar

      Sil
    5. Çıkıyorlar bile. Hocamızı dinleyip faiz indirselerdi, Ekim ayına carry trade'cilerin tamamı çıkmıştı.

      Sil
  2. Tam George Orwell'in 1984 romanında yaşıyor gibiyiz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet benim bir sözüm var: "Batıda bilim kurgu gibi anlatılanlar doğruya doğru gittikçe gerçek yaşam olarak karşınıza çıkar."

      Sil
    2. Sanırım DOĞUYA DOĞRU olmalı idi

      Sil
    3. Hocam
      Yapılanlar teammüden, bugün olanların olması için yapıldığı ayan beyan belli değilmi
      KRAL ÇIPLAK

      Sil
  3. Elinize sağlık hocam. İthamlara cevap niteliğinde olmuş.

    YanıtlaSil
  4. Faizi kurtarıcı olarak görmüyorlar da Mehmet Şimşek'e tahammül ediyor gibiler.Amaçları ilk fırsatta onu da alaşağı edip eski nas politikalarına geri dönmek sanki.

    YanıtlaSil
  5. Hocam siz eleştirilere kulak asmadan bizleri bilgilendirmeye devam edin.Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eleştirilere her zaman kulak asarım ama bunlarınki eleştiri değil, kendi itibarsızlıklarını bize yansıtmaya çalışmak. Teşekkürler.

      Sil
  6. Kötü niyetli eleştirileri bir kenara bırakıyorum. Sizin düzenli bir takipçinizim. Ancak , yukarıda da belirttiğiniz gibi kanamayı durdurmak için acil önlem faiz artırımıydı. Evet, yapısal reformlar yapılmadı. Peki kanama daha durmadan alınmış acil önlemi de bir kenara bırakmak ne kadar doğru? Zaten kötü olan durumu daha da kötüleştirmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru ben de zaten faiz artırımını savundum. Kanam durduruldu ya da en kötü ihtimalle çok azaltıldı. Ama kanamanın nereden kaynaklandığını araştırıp onar önlem almak yerine sürekli kanamayla hastaneye gelen hastanın kanamasını durdurup evine yolluyoruz. Dolayısıyla hasta iyileşemiyor.

      Sil
  7. Gerçeği görmek istemeyenlere hak ettikleri cevabı yine size yakışan bir şekilde vermişsiniz. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  8. Hocam harika tespitler her zamanki gibi. Ama dolara dediğiniz gibi 3 ayda %10(yıllık %40) ödenmedi. Kur tamamen stabil olmadığı için total faiz %18-20 bandında gerçekleşti.Bu da dolar için çok yüksek bir faiz tabii ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önemli olan da bu kadar yüksek faizin ödenmesi tabii.

      Sil
  9. Olası bir faiz indiriminde kurun tekrar zıplaması, carry tradecilerin kaçması, enflasyonun tekrar artış trendine girmesi ve merkez bankasının rezervlerinin tekrar düüşüşe geçmesi sonuçlarını doğurmayacak mı hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O nedenle faizin sert biçimde değil bir iki puan indirilmesini öneriyorum.

      Sil
  10. Yazınızın altına yapısal reform linki vermeniz çok güzel olmuş.Gelebilebilecek "yapısal reformlar nedir " sorularını baştan önlemişsiniz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mahfi Bey, öncelikle her zamanki gibi duru ve öz yazınız için çok teşekkürler🙏Teşekkür etmek istediğim diğer bir konu da yapısal reformlarla ilgili linkleri yazı bitiminde vermiş olmanız. Sizi bilmem ama ben ve benim gibi sizi düzenli takip etmeye çalışan tüm okurlarınızın sanırım en rahatsız olduğu husus buydu. Bırakın önceki yazılarınızdan veya bloğunuzdan araştırmayı, aynı yazıdaki birkaç üst yoruma sizin veya takipçilerinizin verdiği benzer yanıtları bile okumayanlar insana pes dedirtiyordu doğrusu… Ne zamandır, size “hocam yapısal reformlar ne zaman bir yazınızda geçse, lütfen altta linkini verin” diye yazacaktım, benden önce davrandınız😊Sizden naçizane ricam, bunu atlamamanız, aksi halde bu konudaki sorular bir süre şaka gibi gelse de sonra sıkmaya başlıyor. Sevgi ve sağlıkla kalın. İlker

      Sil
  11. Değerli Hocam; politika faizinin bilerek, isteyerek %8,5lara indirilerek ayyuka çıkan krizde belirli sermaye gruplarını zengin ettiklerini düşünmek bir hata mıdır? Böyle bir spekülasyon yapmak doğru mudur sizce? Artık dilinizde tüy bitti "yapısal reform" demekte ancak saray çevresinde konuşlanmış, şu an Mehmet Şimşek'i bir çok hatasına rağmen görevden aldırmaya çalışan rant çevrelerinin zenginliğine zenginlik katmak için yapıldığını düşünmek, bunun bir toplum mühendisliği tarafı olduğunu düşünmek doğru olur mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle bir görüş var ama bu beni aşar. Benim de bu konuda düşüncelerim olmakla birlikte ben gazeteci değilim o nedenle düşündüğümü yazamam. Kanıt ararım.

      Sil
    2. Hocam suçlu emlak işi bütün herşeyi mahveden konu emlak bu konuda reform yapılmalı emlak ihtiyacın dışında ticari amaç içermemeli imarsızlık kesinlikle anında önlenmeli devlet konut işini kendisi yapmalı müteahhitliği sonlandırmalı hazinenin elindeki topraklar şahıslara tarım amaçlı kiralanıp konuta dönüşmesi gecekondu vb inanılmaz şekilde konut ve imar kirliliği hepsi önlenmeli buna karşılık devlet çok ucuz kira öder gibi kura ile değil evi olmayan herkesi ev sahibi yapmalı iş yeri isteyenleri işyeri sahibi yapmalı hazine arsalarına sahip çıkmalı hazineden arsalarına çökenlerden arsaların parası değil arsalar geri alınmalı emlak konusunda devlet tam olarak adalet sağlamalı emlak konusu tamamen devletin eline geçer ticari mal olarak kullanımı sonlandırılırsa enflasyon biter buna emlak işinden para kazananlar itiraz edecekler biz sosyalist değiliz diye ama deprem yönetmeliğine uymama ısı yalıtımına uymama aşırı barınma ihtiyacı fahiş konut fiyatları ve diğer kapitalist ülkelerde enflasyon pahalılık ile birlikde konut krizi büyüyor başka bir çare yok her şeyin çıkış noktası emlak daki rant bittiği anda enflasyonda pahalılıkda biter.

      Sil
    3. halkın aralarında konuştuğu benim duyduğum 2020 yılında pandemiden sonra sadece istanbulda satılamayan 850bin lüks konut varmış bütün türkiyede 1.5milyon lüks konutdan bahsediliyor bu konutlar nas ile tamamı satılmış.

      Sil
    4. Sayın Adsız29 Ağustos 2024 13:25
      Size katılıyorum ancak çözüm kısmına katılamıyorum. Türkiye de devletin bu dediklerinizi yapması pek çok yönden imkansız ama uygulanabilir daha realist bir yol var. VERGİ. Tek dairesi olandan vergi almazsın (barınak) ikinci daireden rayiç bedelinin %2 si üçüncü daireden %3 ü ve arttırarak yıllık ödenecek vergi koyarsın. Aynı şey arsalar içinde geçerli tabii. Böylece kimse 30-40 daireden fazlasını tek elde toplayamaz. Konut tekelleşmesini de adil dağıtımı da barınak sorununu da kar amacını da ortadan kaldırır enflasyonu ciddi biçimde frenlersin. Betonda kar kalmayınca insanlar mecburen teknoloji sanayi ve üretim alanına kayar. Ama bunu bu hükümet asla yapmayacağı gibi ondan sonraki de yapmaz. Bu bile ütopik gibi maalesef :-(

      Sil
  12. Hocam kan kaybı yerine kay kaybı yazılmış :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düzelttim, teşekkürler.

      Sil
    2. Kürşat PEHLİVAN29 Ağustos 2024 17:11

      Rica ederim hocam.Gönüllü editörünüz olabilirim.

      Sil
    3. Çok dikkatlisiniz Kürşat Bey.

      Sil
    4. Aylin PEHLİVAN31 Ağustos 2024 16:48

      Kürşat PEHLİVAN29 Ağustos 2024 17:11
      Her konuda olduğu gibi, bu konuda da harika bir iş çıkaracağınıza eminim Kürşat Bey.

      Sil
  13. Yapısal reformlar olmadan ve beklentiler iyileşmeden bu işin çözülemeyeceği belli oldu.Bugün IMF Türkiye raporunda ek sıkılaşmalar gerekebilir notu vardı. Bu yorum sizin tespit ve önerinizle çelişiyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O ifadeden kasıt vergileri artırmak olabilir. Ben buna da karşıyım. Biz sürekli kümesteki tavuklardan ek yumurta almaya çalışıyoruz. Oysa kümes dışına kaçmış dışarıda dolaşan tavuklar var. Onları yakalayıp onlardan da yumurta alabilsek ek sıkılaştırmaya falan gerek kalmayacak.

      Sil
    2. Hocam kümeste alacak yumurta kalmadı herhalde son adım tavuklu pilav olacak :D

      Sil
  14. Eleştirilere cevap niteliğinde çok güzel bir yazı olmuş. O faiz indirimiyle birlikte ucuz krediye erişimi olanların lehine, ucuz krediye erişim imkanı olmayan sabit ve dar gelirlinin aleyhine bir servet transferi yaşandı. Son 3 yılda Gini katsayında oluşan bozulma da bunun bir göstergesi.
    O dönem ki hatalı politikaların ve bilinçli servet transferinin bedelini de bugün maalesef geliri yetmediği bu yüksek faizlerden ihtiyaç kredi çekmek zorunda kalanlar ve ev/araba alma şansı kalmayan genç kuşaklar ödemek zorunda kaldı.

    YanıtlaSil
  15. Yazınızı genellikle olduğu gibi Cuma bekliyordum ama bugün 30 Ağustos nedeniyle haftanın son mesai günü olduğunu unutmuşum. :) Harika bir yazı her zamanki gibi.

    YanıtlaSil
  16. Artık iyice ekonomi yönetiminde icracı veya danışman olarak yer almanız gerektiğine ikna oldum.Umarım iktidar değişikliğinde böyle bir teklif gelirse kabul edersiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim ama böyle bir teklifi kabul etmem çünkü sorun ekonomi değil. O, en kolay çözülecek olanı. Asıl çözülmesi gerekenler ekonomi dışı alanlar (hukuk, demokrasi, laiklik, eğitim vb.)

      Sil
  17. Hocam Mehmet Şimşek'in istifa haberlerinde gerçeklik payı var mıdır?Sizce her istediği politikayı özgürce gerçekleştirebiliyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstifa meselesiyle ilgili hiçbir bilgim yok ama Mehmet Beyin istediklerini özgürce yapamadığını düşünüyorum.

      Sil
  18. FED'in faiz indirimine Eylül'de başlaması bekleniyor. Sonrasında tüm gelişmekte olan ülkelerde kademeli olarak faiz indirimleri gelecektir. Ben MB faiz indirimi için Kasım ayını öngörüyorum.

    YanıtlaSil
  19. "Bu aşamada yapısal reformlara başlanması olasılığı var mı? Sanmıyorum. Çünkü o reformlara ihtiyaç duyulan ortamı yaratanlar iktidarda bulunuyor. Bir başka deyişle sorunu yaratanların sorunu çözmeleri pek öyle rastlanan bir durum değil. Bunu gördüğüm için carry trade kazançlarını biraz azaltmak amacıyla faizin yavaş yavaş (ikişer puandan fazla olmamak kaydıyla) düşürülmesini savunuyorum."

    Peki yapısal reform ihtimali görseydiniz, faiz indirimine başlanmamasını mı önerecektiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapısal reformlara faiz artışıyla birlikte başlanmış olsaydı şimdiye enflasyon zaten epeyce inmiş olurdu ve faiz de ona paralel olarak indirilirdi. Benim bu cümleden kastım yapısal reformlara mesela bir iki ay sonra başlanacak olsa o zaman faizi bir süre daha destek amaçlı bu düzeyde tutmak akıllıca olabilirdi.

      Sil
    2. Hocam USD/TRY sabit tutuldu döviz artışından kaynaklanan enflasyonist ortamın durması lazım durmamasının bir nedeni arazi fiyatlarının rant nedeniyle sürekli artması ve buna bağlı olarakda inşaat fiyatlarının sürekli yükselmesi nedeniyle yaratılan enflasyon bütün diğer kalemlerde enflasyon yaratıyor.

      Sil
  20. Türkiye bir yıldır zar zor uluslararası piyasaları artık rasyonel bir ekonomi politikası izleyeceğine ikna etti( ya da etmiş göründü). Erken bir faiz indirimi , yurtdışında carry trade kazancını azaltma değil, eski politikalara dönüş olarak algılanacak ve etkileri bir iki puanlık kazançtan çok daha ağır olacaktır kanaatindeyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye, bırakın dışarıyı içeriyi bile o dediğiniz duruma doğru gittiğine ikna edemedi. Buna ikna için faiz yetmez. Enflasyondaki düşüşün enflasyonun altındaki ir faiz artışından değil baz etkisinden kaynaklandığını herkes görüyor.

      Sil
  21. Enflasyon kalıcı ve inandırıcı bir düşüş eğilimine girmeden faiz indirimine başlanması intihar olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyon, sadece faizi artırarak kalıcı ve inandırıcı bir düşüş eğilimine girmez.

      Sil
    2. enflasyonun sebebi cari açıkmı

      Sil
    3. Cari açığın sebebi nedir? Tüm sorunlarımızın sebebi cari açıkken neden bunu harcamalarımızı azaltıp, üretimimizi artırarak kapatmıyoruz? Çözümü bu kadar basit bir konu, neden yıllardır çözülemiyor?

      Sil
  22. Yazınız için sağolunuz. Kıssadan hisse % 8.5 faiz haramdır ama %50 helal olabilir. Yapısal reformlar hiç gündeme gelmediğine göre yokuş aşağı gidiş sürecek ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef. Bir süre düzeliyor gibi görünecek ama orta vadede böyle gidecek.

      Sil
    2. Daha ne kadar olabilir diyorsun daha kötüsü hep oluyor.

      Sil
  23. Faiz indirimi için üç şeye ihtiyaç var;
    -Enflasyonda anlamlı düşüş trendi
    -Yeterli rezerv birikimi
    -KKM'nin ya bitmesi ya da bir tehdit olmaktan çıkması
    Bu üç hedef için de daha önümüzde yol var.
    Evet, nas politikaları bir felaketti ve dün faiz haram diyenler bugün onu kurtarıcı olarak görüyorlar.
    Ama yaptıkları hatayı tekrar etmemelerini sağlamak da bizlere (esasında sizlere) düşüyor.Yapısal reform yapmadınız , o halde yıkın masayı demek doğru değil .Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana sorarsanız masanın yıkılması carry trade e verilen olağanüstü yüksek faizler yüzünden olacak. Eğer yapısal reformları yapsaydık. Bu kadar yüksek faiz ödememize gerek kalmayacaktı. Ama yapmadık, yapacağımız da yok gibi görünüyor. O zaman bari bu kadar yüksek faiz ödemeye devam etmeyelim.

      Sil
  24. Gerçekten 2021'de tüm dünya faiz artırım trendindeyken faiz indirmek felaket olmuş. Şimdi ne yapılsa da, ekonomik dengeler yerine oturmuyor. İşin acı yanı, o dönem bu politikayı uygulayanlar, bu politikayı savunanlar hesap falan da vermiyor,poziyonlarını,statülerini koruyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ve de faturayı yine emekçiye çıkarıyorlar.

      Sil
  25. Mehmet Şimşek ilk geldiğinde 2026'da düzelme sinyalleri göreceğiz dediğinde dalga geçilmişti.Şimdi görünen o ki, 2026'da bile bu işin toparlaması zor.Çünkü dediğiniz gibi beklentiler iyileşmiyor toplumda.

    YanıtlaSil
  26. İktidar nas politikalarına başladığında getirilen en büyük eleştiri uluslararası piyalarda geçerliliği olmayan bir politika izlenmesi ve bu çevrelerin değerlendirmelerinin dikkate alınmamasıydı.Şimdi her çevreden olumlu yorumlar gelirken , hiç bir yurtdışı finans kurumu Türkiye'de faiz indirilmesi değerlendirilmeli yorumu yapmazken , hatta ek sıkılaşma önerirken (bugünkü IMF Türkiye raporu) faiz indiriminin haklılığına otoriteleri nasıl ikna edebiliriz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Edemeyiz ama bu duruma devam ederek de hiçbir sorunumuz kalıcı olarak çözemeyiz.

      Sil
  27. Artık yönetim değişip beklentiler olumlu hale gelene kadar para politikalarıyla bu işin çözülemeyeceği belli oldu.Hepimiz o zamana kadar dişimizi sıkacağız.

    YanıtlaSil
  28. Hocam ara sıra futbol ekonomisi ile ilgili de yazılar bekliyoruz sizden. Kötü yönetimler, israf, harcanan milyon eurolar, gelmeyen başarılar, futbolcu üretememek, çaptan düşen futbolcu alıp , milyon euro verip verim alamamak. Ekonomik verimsizliğin, israfın , beceriksiz ve basiretsiz yöneticiliğin örnekleriyle dolu Türk futbol iklimi. Bu duruma sizin ekonomik perspektifiniz üzerinden bakmak ufuk açıcı olabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye'de futbol da din gibi. O konulara girip de sağ salim çıkmak mümkün değil. İstediğiniz kadar doğrusunu yazın söyleyin fark etmiyor.

      Sil
  29. Sayın hocam, Türkiye ekonomisinin gerçeklerini her zamanki gibi tam olarak yüzümüze tuttunuz. İyi ki varsınız, emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  30. Faizler inip inip çıkmalı dalgalı faiz rejimi denenmeli.

    YanıtlaSil
  31. Gerçekten enflasyonist ortam biz maaşla çalışanları artık çok yordu.Her yıl başı acaba enflasyona yakın bir zam yapılacak mı, ara dönemde zam olur mu, yüzde kaç enflasyonun altında kaldık.Bunları değerlendirmek ve bunun mücadelesini vermekten yorulduk.

    YanıtlaSil
  32. Hocam ülkenin yapısal sorunlarını bu yönetimin çözmesi artık imkan dahilinde değil.ancak en azından enflasyonu kısa vadede kontrol altına almanın en önemli yolu faiz silahı.Gerçekten enflasyonist ortam devam ettikçe , gelir dağılımı inanılmaz bozuluyor. Maaşlı çalışanların her geçen gün alım gücü düşüyor.Bu konu artık bu ülkenin birinci yapısal sorunudur. Diğer her şey bundan sonra gelmeli.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru söylüyorsunuz ama bu meselenin çözümü için faizden başka adımlar gerekiyor.

      Sil
  33. Nas bahane, oynanan tiyatro seçimi kazanmak için milyonların elindeki tl birimimi ve önümüzdeki yılların gelirini faizi düşürerek tüketime zorlamak, böylece oluşan sunni, geçici refah etkisiyle seçimi kazanmak. Bunların çıkarları için yapmayacakları hiçbir şey yok. Seçimi kazanmak için milyonların geleceğini birkaç zenginin cebine zorla boca ettiler. Dini de bu ahlaksızlığa gerekçe diye ortaya sürdüler. Dua edelim şimdilik soyulmakla kurtarıyoruz, sıra canımıza gelmesin. Siyasal islamın çıkar için neler yapabileceğini görmek için etrafa ve tarihe bakmak yeterli.

    Faizi çok yakında indirmeye başlayacaklarından benim de şüphem yok. Fakat bu doğrusunun faiz indirmek olduğu için değil başka çareleri olmadığı için olacak. Uzun yıllar içinde yüksek tüketim ortamı oluşturmak için kurulmuş bu ekonomik sistem öyle faiz yükseltilerek düzelmez. Kurgu yanlış bir kere, verimsizlik hertarafı sarmış. Örneğin önceden çok cuzzi harcamalarla okuttuğunuz çocuklarınız için sonunda işsiz kalacakları hiçbir işe yaramayacak okullar için servet ödüyorsunuz. Kolayca ulaştığınız hastaneleri şehirlerin 15 km dışına taşıyarak her hastane işiniz için en az 200-300tl yola ödüyorsunuz. Saymakla bitmez, bu hormonlu tüketim ekonomisi devleti ele geçirenler ve yandaşlarının diğerlerinin herşeyini iç edene kadar devam edecek. Arada faiz iner çıkar, döviz uçar...fakat devlet koyunların yününü daha fazla yollar, o da yetmez ise keser etini satar veya önce vatanı parsel parsel araplara satar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayni fikirdeyim. Amac secim kazanmak icin hazirlanmis ve kolay para kazanmak isteyenlerle,, alacaklari kucuk paya razi dusuk gelirlilerin destegini Kannada amakli bir potika zinciri gibi gorunuyor. Nas. Epistemolojik,17.002 tl vs ise dikkatleri dagitmak icin araya sikistirilmi
      replikler.. Trx

      Sil
  34. Sonuçta dün dündür , bugün bugündür. Ne güzel sözler var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk kez duydum bunu , kimin sözü?

      Sil
  35. Sayın Eğilmez, Bence esas konu herkesin bildiği ancak açıkça dile getirmediği, Yönetimimizin, Hükümetimizin Tarikatlar tarafından ele geçirildiği, icraatın bunlar tarafından yapıldığı konusudur. Yapısal Reformlar diye devamlı dile getirdiğiniz konuların bunlar tarafından yapılmayacağını siz dahil herkes bilmektedir. Zaten siz de ; Asıl çözülmesi gerekenler ekonomi dışı alanlar (hukuk, demokrasi, laiklik, eğitim vb.) diye yazıyorsunuz. Ülkemizin Yönetimi Tarikatların elinden kurtarılmadıkça Yapısal Reformların gerçekleşmesini beklemeyiniz. Bence hedefimiz öncelikle Tarikatların Yönetiminden kurtulmak olmalıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O da yapısal reformların önemli bir parçası zaten.

      Sil
    2. Size katılıyorum. Her alanda Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı , çağdaş ,laik ve modern bir toplum olma yolunda ilerlemeliyiz. Karanlığa karşı Kemalizm'in aydınlatıcı meşalesi rehberimiz olmalı. Şeyhlere, dervişlere, muritlere geçit vermemeliyiz.İşte o zaman her türlü problemimiz çözülür.Çözüm Atatürk ilke ve inkilaplarına sıkı sıkıya bağlı, adeta 1930'lar Türkiye'si gibi ilerlemeci ve aydınlık bir toplum olmak, irticai faaliyetlere göz açtırmamak.Türkiye laiktir,laik kalacak.

      Sil
    3. Adsız29 Ağustos 2024 17:44
      Üstteki yorum gözlerimi yaşarttı.Laiklik bu ülkenin çimentosudur.Atatürk bu ülkenin değişmez lideridir.Biz bir olursak , irticacılar ne kadar havlasa da , gericilik galip gelemez.Çağdaşlık,modernlik ve ilericilik galip gelir.

      Sil
  36. Yapılan soygunun iş bilmemezlik veya dini hassasiyetler sonucu olduğunu söylemek hırsızlığa suç ortağı olup değirmenine su taşımaktan farkı yoktur. En iyi siz bilirsiniz ki enflasyon kavramı dün hayatımıza girmedi. Kafalarındaki planı hayata geçirirlerken halka biz sizi yavaş yavaş fakirleştireceğiz, servet transferleri yapacağız, tencerenin dibini sıyırdıktan sonra da mantıklı politikalara döneceğiz diyemezlerdi. O yüzden nas dediler haram dediler. Sanki tüm bunları sadece faiz düşürüldüğü için yaşıyoruz gibi algı yaratılıyor. Faizi sıfıra indirip cennetlik olmak zor değil ki, o zaman nasıl öyle büyüdük böyle büyüdük masalları anlatacaklar? Okumuş etmiş insanların bunların oyununa gelip değirmenlerine su taşıması kanıma dokunuyor. Bilerek isteyerek planlı programlı bir şekilde soyulduk.

    YanıtlaSil
  37. Hocam aynı şeyleri tekrar tekrar yazma konusundaki sabrınız müthiş.

    Bence faiz sabit kalmalı ancak MB rezerv artırma yoluyla kuru yükselterek carry trade pozisyonlarını devre dışı bırakmalı. Sonra da ihtiyaç duyulursa yaptığı alımları geri verip kuru reel değeri civarında stabil hale getirmeli. Kanımca bu değer 50 TL +- 5 TL'dir.

    Bunu faiz indirimi yoluyla yıl sonuna doğru yapacaklarını düşünüyorum. Amaç enflasyona yansımasını yeni yıla bırakmak ve ücret artışlarını dengelemek.

    Faiz indirimine gidilmesi parayı kısmen yeniden ucuzlatacak. Parayı ucuzlatmak yerine sadece kur maliyetine katlanmak daha doğru olur.

    İyi günler dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında benim aynı şeyleri tekrar tekrar yazma konusundaki sabrımdan ziyade birçok kişinin bunları tekrar tekrar anlamama konusundaki sabrı daha müthiş.

      Sil
  38. Mahfi bey faizleri dediginiz gibi yavas yavas indirsek bu seferde carry trade ile para getirenler parasini alip cikacak. Bu seferde MB kuru yine tutmak icin rezerv harcayacak. Fasit bir dairede hapsolduk gibi. Kkm mevduatini yeterince azaltana kadar carry trade yspanlara yuksek faiz odeyecekler gibi. Isleri bitincede devaluasyonu patlatip vadeli hesaplari cop edeceklerini dusunuyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yavaş yavaş indirirsek kimse gitmez merak etmeyin. On puan bile indirsek buradan fazla para kazanacakları yer yok.

      Sil
    2. Yine de ya giderlerse diye bir panik olmuyor değil insanda.

      Sil
  39. NAS düşük faiz işini, inşaat firmalarını kurtarmak için yapmış olabilirler, ama sonuçlarının bu kadar büyük olabileceğini göremeyecek kadar donanımsızlar belki. Bu arada, ekonomi nasıl yönetiliyor? Tamamen bakanlıkça mı? Yoksa, üyelerinin çoğunun ismini duymadığımız Ekonomi Politikaları Kurulu üyelerinin sufleleri işe çokça karışıyor mu?

    YanıtlaSil
  40. Keşke faizi okkalı şekilde indirseler de, ikinci NAS dönemini yaşasak... maalesef biz yaşadıklarımızdan da ogrenemiyoruz... zombi firmalar yaşasın diye veya carry trade'çileri korkutmak için faizi indirmek yanlış...ülkemizde kontrollü kur sistemi var; carry trade kur yoluyla yönetilebilir (istenirse)...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumum biraz sert olabilir hocam ama size karşı saygısızlık amaçlı değildi. Sadece faiz tartışmaları için biraz erken olduğu düşüncesindeyim.Herkese cevap yazıp bana yazmayınca kişisel algıladığınızı düşündüm.

      Sil
    2. Bay Trol, kendi adınla yorum gir, başkasının yorumuna düzeltme yazmaya neden ihtiyaç duyuyorsun? Mustafa Hazar düşünerek yazar, yazdığını düzeltmez.

      Sil
    3. Adsız29 Ağustos 2024 16:41
      dedi, kendi adıyla yorum girmeyen bir başka trol :)

      Sil
    4. MAfi Hoca'nın dediği çok açık: Yapısal reformlar yapılmadığı sürece içinde bulunduğumuz bu sarmaldan çıkamayız. Faiz tek başına bu durumdan çıkışa ilaç olamaz. Madem yapısal reformları yapmayacağız ve madem ki bu sarmaldan çıkamayacağız o zaman carry trade ile gelenlere bu kadar fazla faiz kazandırmamıza gerek yok. O nedenle faizi Eylül enflasyonu gördükten sonra (yani Ekim başında) birkaç puan indirmek lazım diyordu. Bununla birlikte son birkaç günde carry trade ile gelenlerin önemli bir bölümü zaten faiz indirimine gerek kalmadan çıkmaya başlamış bulunuyor. Son birkaç günde 9 milyar dolar çıkış olduğu medyada yer alıyor. Bu durumda faiz indirimine gerek de kalmamış demektir.
      Olaylar değişirse politikanızı da değişen olaylara göre değiştirmeniz gerekir. İnatla aynı yerde durmak çözüm getirmez.

      Sil
    5. Mustafa Hazsr..31 Ağustos 2024 20:49

      Yani sonuçta, Mustafa Hazar"ın sözüne gelindi...Sahtekarca Mustafa Hazar adıyla ikinci ve adsız olarak ikinci yorumları giren utanmaz trol... bu sekilde blogun seviyesini düşünemezsin ancak kendini rezil edersin.

      Sil
  41. Murat Bozdoğan29 Ağustos 2024 14:04

    Yapısal reformlar yapılsa bile uygulamada sorun olur diye düşünüyorum. Anayasa Mahkemesinin aldığı karara mahkemelerimiz uymuyor en başta.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. E zaten yapısal reform denilen şeylerin başında hukukun üstünlüğünün sağlanması geliyor. AYM kararlarına uyulmaması hukuk devletinde söz konusu olmaz.

      Sil
    2. Murat Bozdoğan29 Ağustos 2024 15:24

      Siz de haklısınız hocam.Keşke ellerim kırılsaydı da oy vermeseydim bu partiye.Ha bugün , ha yarın düzelir diye kaç seçimdir reise veriyorum. Ama bundan sonra oy moy yok.

      Sil
    3. Murat Bozdoğan29 Ağustos 2024 15:55

      Anayasa Mahkemesinin verdiği kararların herkesi bağladığına dair madde zaten Anayasada mevcut. Bu durumda yapısal reform ne oluyor? AYM üyeleri alt derece mahkeme üyelerini tenhada kıstırıp gözdağı mı verecek?

      Sil
    4. Yani tabi bir toplum eğer hukuki bir ortamda yaşamak yerine eşkıyalık ortamını tercih ediyorsa yapacak fazla bir şey yoktur. Ama biz yine de doğrusunu söylemeye devam ederiz. Çünkü o ortamda fazla da yaşanamaz.

      Sil
    5. Murat Bozdoğan29 Ağustos 2024 17:46

      Haklısınız hocam. Bu açıdan düşünememiştim.

      Sil
  42. Merhaba hocam
    Ben bu konunun uzmanı değilim. Fakat istediğim dozda eleştiri yapabilirim. Fakat pek bir öneri sunamam.
    Ekonomodeki kötü gidiş yapısal reformlarla alakalı degil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alakalı. Çünkü insanlar hukukun olmadığı, demokrasinin giderek bozulduğu, liyakatin olmadığı bir yerde yatırım yapmazlar.

      Sil
    2. Haklısınız hocam. En çok yatırım alan ülkelerden Çin ve Birleşik Arap Emirliği gibi ülkeler demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerine sıkı sıkıya bağlılar.

      Sil
    3. Adsız29 Ağustos 2024 17:49
      Türkiye'nin genç beyinleri neden Çin, Arap ülkeleri gibi ülkelere değil de, Avrupa Amerika, Kanada gibi daha özgür ülkelere göçmeye çalışıyor o zaman. Ha ben özgürlük hukuk demokrasi felan istemem benim ruhum köpek, önüme bir tas yal koysunlar yeter diyenlerdenseniz tabii ki yapısal reforma gerek felan yok. Ayrıca öneri sunacak beyin ve bilginiz yoksa eleştri yapma hakkınız da yoktur. Bir tek filmi olmadığı halde film eleştirmenliği yapan bir tarafımın eleştirmeni gibi görünüyorsunuz.

      Sil
    4. Adsız29 Ağustos 2024 17:49
      Güzel kardeşim, yaşını bilmiyorum ama okuyan, araştıran , dünyayı anlamaya çalışan herkesin eleştiri yapma hakkı vardır. Yatırımları çekmek için demokrasi gerekir iddiası bir safsatadır. (Safsatanın kelime anlamına TDK'dan bakmanı öneririm) . Sermayenin yatırım yapmak için beklediği şey istikrar ve öngörülebilirliktir. Demokrasi falan kapitalizmin umrunda bile değildir. Hatta işine gelmeyen demokrasi Batı sermayesi için kötüdür. Ör: Şili'de Pinochet yerine Allende'nin desteklenmesi, Mısır'da Mursi Sisi tarafından devrildiğinde Batı'nın alkışlaması, ABD'nin Suudi Arabistan'da, Kuveyt'te , BAE'de, Ürdün'de krallara ve emirlere demokrasi talebinde bulunmaması, tek parti yönetimindeki Çin'e yıllarca Batı yatırımlarının akması (son yılarda Çin güçlenince bu durum değişiyor), Taiwan'da , Hong Kong'da demokrasinin izi bile olmadan yıllarca sermayenin yıllarca bu ülkelere akması. Örnekler o kadar çoğaltılabilir ki.
      Demokrasi , hak hukuk talebi başka bir şey. Ama bunu doğrudan ekonomik yatırım cazibesi olmayla ilişkilendiren teoriler büyük yanlışlar barındırıyor.

      Sil
    5. Adsız29 Ağustos 2024 17:49
      Yaşım 49 ve Tıp Doktoruyum, yani sandığınız gibi çoluk çocuk felan değilim okumamış biri hiç değilim. Yine de yazdıklarınızdan şu kısma katılmamak mümkün değil. "Demokrasi , hak hukuk talebi başka bir şey. Ama bunu doğrudan ekonomik yatırım cazibesi olmayla ilişkilendiren teoriler büyük yanlışlar barındırıyor." Bu doğru fakat hak hukuk olmayan bir ülkeye de yatırım yapabilmek için en azından başındakinin, "ÖNGÖRÜLEBİLİR" olması gerekir. Kendisi için değil ülkesi için uzun vadeli ve tutarlı bir padişah olması gerekir. Ne zaman kime hangi ülkeye çatacağı, kiminle gerginlik çıkaracağı belli olmayan dengesiz bir padişahın ülkesine kim yatırım yapar. Padişahlık sistemine geçtiğimizden beri ülkede istikrarlı ve öngörülebilir bir şekilde aynı padişah yok mu? O zaman neden yatırım gelmiyor? Demek ki padişah istikrarsız, öngörülemez ve dengesiz. Kaldı ki asıl mesele Türkiye'ye dolar akması yatırım gelmesi değil, Asıl mesele para değil, İNSAN GİBİ YAŞAMAK. İtelenip kakalanarak ağzını açamadan karnın tok ama korku içinde yaşamak istemediği için genç beyinler doğuya ve araplara doğru değil, batıya doğru göç ediyorlar. Sadece para için değil. Dünyanın yatırımı da gelse bu durumu değiştiremez. Bu durumu ancak yapısal reformlar değiştirebilir. Çin mesela, istikrarlı ve öngörülebilir olduğu için batı üretimini Çin'e kaydırmadı, emek ve iş gücü çok ucuz olduğu için, insan hayatı değersiz olduğu için üretimini Çin'e kaydırdı. Çin dünyanın gönüllü kölelik görevini üstlendi, ne yapalım bizde Çin gibi mi olalım? Arap ülkelerine hiç değinmiyorum bile 30-40 yıl sonra petrol rezervleri tükendiği zaman göreceğiz onları da. Biz demokrasi felan istemiyoruz padişahlık ta olur, hak hukuk adalette gerekmez bize yeter ki dışardan para gelsin karnımız doysun mantığıyla gelmedik mi biz bu günlere. Hala bu mantığı savunmak neden??

      Sil
  43. Hocam merhaba. Benim değişik bir sorum var. Bir arkadaşım bana geçen senenin 100 lirası bugünün kaç lirası eder diye sordu. Bende doğrudan bunun teorik bir cevabı olmadığını söyledim. 100 lira ile geçen sene ne kadar ürün alıyordun ve bugün ne kadar ürün alıyorsun bunu karşılaştırabilirsin dedim. Sonra aklıma şöyle birsey geldi. 100 rakamını 12 ay boyunca aylık enflasyon oranında düşürsem arkadaşımın sorduğu sorunun cevabını bulmuş olur muyum yoksa bu işlem mantıksız mi olur? Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçen senenin ortalama enflasyonu yaklaşık yüzde 65 idi. Buna göre yılbaşında 100lira alabildiğiniz malların aynısını yılsonunda 165 liraya alabiliyorsunuz demektir.

      Sil
    2. Sevgili hocam yapisal reform dediğiniz şey hukuksa bu ekonomiyi düzeltmek icin hukukda yetmez devlet bürokrasisinin şefaflığıda dahil edilmeli birileri bir hesap yapıyor. Neyi nasil hesapladığida belli degil karanlikta el yordami ile cıkıs kapisi arar gibi ekonomi yönetilemez.Butce acik verdikce vergi gelirleri kalemlerine yüklenmek olsa olsa enflasyonu atesler ekonominin balans ayarlari ile oynanmayacagini bilmeliydiler. KKM nin butceye ve merkez bankasina yük getirecegi gercegini 2021 dedim. Simdi bana abi ileriyi gören bir insansin diyorlar. Oysa ki ileriyi görmekle degil rasyonal bir yaklasim olmadığını bilmekle alskali birseydi iddiam..Bu ekonomi yonetiminin sadece ilgilendiği sey bana kalirsa bütce acigini azaltmadan baskaca bir gayesi yok. Bu gidisle de bu stres altinda da uzun sureli bir yonetim olacaginada inan miyorum..Güvende yok zaten.Güveni inşaa etneden ovp hedeflerinin tutacağina da inanmiyorum..Saygilarimla..

      Sil
    3. Kürşat PEHLİVAN29 Ağustos 2024 17:07

      Tabii ya. Nasıl düşünemedim. Hocam böyle basit soruyla sizi meşgul ettim.Kusura bakmayın.

      Sil
  44. Sorunun acil servis doktorunda olduğunu hasta ve hasta yakınları anladı doktoru başhekime şikayet etti başhekim doktoru korudu busefer Başhekimi Bakan'a şikayet ettiler Bakan Başhekimi korudu Bakanı daha yukarıya şikayet ettiler, kanamanın asıl sebebi olan Yukarısı da kanamanın kendisinden kaynaklandığı anlaşılmasın diye Bakanı korudu
    Ne yapacaklar şimdi?

    YanıtlaSil
  45. FED faiz indirimine başladığında emtia fiyatları yükselecektir. Döviz kuru dış ülkelerin çoğunda düşerken bizim ülkemizde yükselecektir. Bu esnada TCMB 'nin faiz indirimine gitmesi döviz kurunu dahada yukarı çeker ki bu durum felaket olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorumu sormamışım:)
      Sizin indirim tavsiyeniz nedir?Yani ilk başta iki puanbluk indirimlerle başlamalı diyorsunuz da bunun nihai yeri nedir sizce?

      Sil
    2. Bence şimdiden karar vermek yanlış olur. Eylül veya Ekimde 2 puan indirilip beklenebilir. Ekonomi durgunluğa gidiyor.

      Sil
    3. Hocam bana 2 puan demişsiniz, aşağıda gerek kalmadı demişsiniz. Hangisini dikkate alalım? Sizin tutarlılığınıza itimat ediyorduk.

      Sil
    4. Benim dediğim çok açık: Yapısal reformlar yapılmadığı sürece içinde bulunduğumuz bu sarmaldan çıkamayız. Faiz tek başına bu durumdan çıkışa ilaç olamaz. Madem yapısal reformları yapmayacağız ve madem ki bu sarmaldan çıkamayacağız o zaman carry trade ile gelenlere bu kadar fazla faiz kazandırmamıza gerek yok. O nedenle faizi Eylül enflasyonu gördükten sonra (yani Ekim başında) birkaç puan indirmek lazım diyordum. Bununla birlikte son birkaç günde carry trade ile gelenlerin önemli bir bölümü zaten faiz indirimine gerek kalmadan çıkmaya başlamış bulunuyor. Son birkaç günde 9 milyar dolar çıkış olduğu medyada yer alıyor. Bu durumda faiz indirimine gerek de kalmamış demektir.
      Olaylar değişirse politikanızı da değişen olaylara göre değiştirmeniz gerekir. İnatla aynı yerde durmak çözüm getirmez.

      Sil
  46. 14-28 mayis seçimlerinden önce iktidarın değişeceği kanısıyla ekonomiyle ilgilenen birçok kişi yeni yönetime bu konuda tavsiyeler veriyordu. Siz muhalefet belediyelerini nasıl görüyorsunuz bilmiyorum da benim gözlemim merkezi hükümetin yerel kopyası durumundalar. Siz dahil herkes yapısal reform bekliyor ya, özgür özel bile 31 mart seçimlerinden 1 ay sonra çıkıp açıklama yapmak zorunda kaldı. Arapça tabelalara dokunmayın yanlış anlaşılıyor diye. Siyasiler de secmende bedel ödemek istemiyor. Bu ülke düzlüğe nasıl çıkacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim görebildiğim kadarıyla siyasetçi tipi pek değişmiyor. Hangi partide olursa olsun. Esasen bu8 işler kişilere bırakılmamalı, her alanda sistemler olmalı ve kim gelirse gelsin o ana çerçeveden ayrılmamalı. Yoksa birisi geliyor tek adam rejimi diyor öbürü gelip başka bir şey diyor. Bir ülke bu kadar kolay savrulmamalı.

      Sil
  47. Hocam ataletmi başladı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam nerde başladı, ben ülkede hiç bir konuda adalet görmüyorum.

      Sil
  48. Hocam Erkan ve Şimşek göreve geldiklerinde ekonominin düzelmesi için 2026 sonrası tarih vermişlerdi,daha 2 yıldan fazla süre varken milletteki bu acele niye?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanlar bu gidişle ekonominin düzelmeyeceğini görüyor ve açıklanan verilere inanmıyorlar. Baksanız Koç Üniversitesiyle Konda'nın ortak anketine göre hane halkları 2024 yılsonu enflasyonunu % 96 olarak beklediklerini söylemişler. MB'nin bekletisi % 38. Demek ki vatandaş MB'nin neredeyse 2 katı fazla bir enflasyon bekliyor.

      Sil
  49. Mahfi hocam kaleminize sağlık. Merkez bankasının enflasyon anketine göre seneye enflasyon beklentileri yüzde 65lerdeyken ve politika faizi yüzde 50lerdeyken niye faiz yavaş da olsa indirilmeli diyorsunuz? Carry trade'i kuru serbest bırakarak ve faizleri daha da yukarı çekerek durduramaz mıyız? Kurumlar bile seneye yuzde 65 enflasyon bekliyorsa bugun hala negatif faizden borclaniyorlar demek değil mi? Alaattin Aktaş bugün beklenti anketiyle gerçekleşen enflasyonun ne kadar örtüştüğünü de söylemişken bu konuyu size sormak istedim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MB'nin bu yılsonu enflasyon beklentisi % 38.

      Sil
    2. Ali Atilla ARISOY29 Ağustos 2024 20:11

      Yok onların beklentisi öyle hocam da benim kast ettiğim TCMBnin piyasa katılımcılarına sorduğu enflasyon beklentisi anketi. Ve Alaattin beyin yazısı da TÜİK enflasyonunun TCMB yerine bu anket çıktısına çok daha yaklaştığını gösteriyor. Bir de ayrıca TCMB yönetimi faiz kararı almadan önce bu anketlere de bakacağı diyor. Onun için sormak istedim.

      Sil
  50. Muhterem Mahfi bey, gercekleri ortaya doken yaziniz icin cok tesekkurler. Faizin yeterli olmayacagi, ilave bircok tedbirlerin alinmasi gerektigine bende katiliyorum, ve bu dustugumuz cukurdan cikmanin uzun sureli (bir iki hukumet doneminden daha uzun) istikrarli calisma sonucu mumkun olabilecegi kanaatindeyim. Ancak, bu KKM probleminden kurtulmak icin carry trade ve yuksek faize bir muddet daha ihtiyac oldugu fikrindeyim. Carry trade dovizin artisini kisitliyor (enflasyonu bir miktar yavaslatiyor) ve yuksek faiz de KKM den cikip vadeli mevduata gitmeyi cazip hale getiriyor. KKM mevduatini ortadan kaldirdiktan sonra ekonomide dengeleri tekrar kurmak uzere hareket gecmek lazim ve once TL nin degerini mevcut satinalma paritesine gore gercekci bir degere getirmek lazim. Bunlarin paralelinde sizinde belirtmis oldugunuz reformlari (ozellikle egitim reformlarini) gerceklestirmemiz gerektigi fikrindeyim. Memleketimizin su gunku dustugu durumdan biz tekrar kurtulus savasi donemindeki prensiplerle donerek hareket etmemiz yoluyla kurtulabilecegi fikrindeyim, yol uzun ve zor ama imkansiz degil. Acizane fikirlerimi arz ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru söylüyorsunuz ama toplumun bir bölümü kurtuluş savaşı diye bir savaş olmadığuını söylüyorken bu dediğinizin hayata geçirilmesi kolay olmasa gerek.

      Sil
  51. Yazının başında herşeyin cevabını vermişsiniz hocam. Sizin gibi aklı başında olanlar ve olmayanların savaşı değil mi bu sayın hocam.

    YanıtlaSil
  52. Hocam ekonomiyle ilgili istatistikleri takip etmek için hangi uygulama, websitesi vb. kanalları tavsiye edersiniz? Siz hangilerini kullanıyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. https://www.imf.org/en/Publications/SPROLLS/world-economic-outlook-databases#sort=%40imfdate%20descending

      https://tradingeconomics.com/

      https://www.theglobaleconomy.com/

      https://www.haver.com/

      Sil
  53. Bu dönemde çevreme bakıyorum borcu olmayan kimse yok, bu normal birşey mi hocam
    Bir de bu ekonomi politikalarından ümit var mı
    Bir de bu dönem neye yatırım yapılabilir, herşey riskli gibi geliyor garip şekilde (tabi borçlarımı bittikten sonra düşünüyorum)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu bizim toplumumuz için normal değil. ABD'de falan normaldir ama bizim toplumumuz için son yıllarda ortaya çıktığı için alışılmış bir durum değil.

      Sil
  54. Sn.Hocam,
    2021 yılı Aralık ayı sonundan,2024 yılı Ağustos ayı sonuna kadar basit bir enflasyon-kur hesabı yaparsak,bugün itibariyle $ kurunun 79 Lira olması gerektiğini buluruz.
    2023 yılında genel seçim,2024 yılında da yerel seçim olduğu için kurun baskılanması ve düşük faizle para dağıtma yöntemi,alışverişin ve piyasanın canlı olması adına bilinçli bir şekilde tercih edilmiştir.Buna 100 milyar $ civarı maliyeti olan deprem felaketini ve EYT emekliliğini de eklediğimizde bugün verilen negatif faize rağmen döviz kurunu bu seviyede tutmak bile mucizedir.
    Son 3 yılda M2 para arzı neredeyse lineer olarak sürekli artmaktadır.Böyle bir durumda faiz indirmek tedaviyi yarıda kesmek olur ve yerli yatırımcıyı dövize yönlendirir.Fakat yine de, MB “Tüik enflasyonunun”politika faizine eşit olacağı bir zamanı bekleyip ( bu %50 yıllık enflasyon olabilir) faiz indirim hamlesi yapabilir.Burada kritik konu pozitif reel faizle mi devam edilecek,yoksa faiz indirilip döviz kuru yukarı mı atılacak.
    Bugün reel sektörde kime sorarsanız sorun fiyat artışlarının en önemli sebebini baskılanan kur olarak ifade eder ki,bu doğrudur.Eğer her ay enflasyon kadar kur artışı yapılsaydı ne kkm,ne de faiz artışları sonucu oluşan carry trade’i konuşmazdık.
    Biz aslında,normalde 79 liraya satılması gereken bir malın 34 liraya satılmasını sübvanse ediyoruz.Aradaki farkın bedelini de enflasyon,fakirleşme ve ek olarak carry trade ile ödüyoruz.Ya dövize yüksek faiz verilecek,ya da gerçek değerine razı olunacak bütün hikaye bundan ibarettir.
    Saygılarımla,Fatih Gülşen

    YanıtlaSil
  55. Hocam bloombergin haberine göre carryciler pozisyon kapatmaya başladılar, bu geçici bir durum mu yoksa müzik mi bitti

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu bekleniyordu. Eylüle doğru pozisyonlar kapatılacak diye bir söylenti vardı zaten. Onlar gerçek oluyor. Bu durumda benim faiz indirimi yoluyla carry trade cilerin bir kısmını yollamak lazım tezimin uygulanmasına gerek kalmadan carry tradeciler gidiyor demek ki.

      Sil
    2. Hocam cevap için teşekkürler, ama zaten sizin görüşünüze katılmayan arkadaşların yorumları da faiz indirimine bu nedenle gerek olmadığını söylüyordu. Görüşlerinizde bir süredir tutarsızlık olduğunu düşünmüyor musunuz?

      Sil
    3. Hocam bari siz böyle çelişkili mesajlar vermeyen bari. Yok artırılsın, yok gerek kalmadı.Çocuk oyuncağı değil ki bu.

      Sil
    4. Mahfi Bey, bu durum bekleniyorduysa, neden faiz indirimi tavsiye ettiniz?

      Sil
    5. Benim dediğim çok açık: Yapısal reformlar yapılmadığı sürece içinde bulunduğumuz bu sarmaldan çıkamayız. Faiz tek başına bu durumdan çıkışa ilaç olamaz. Madem yapısal reformları yapmayacağız ve madem ki bu sarmaldan çıkamayacağız o zaman carry trade ile gelenlere bu kadar fazla faiz kazandırmamıza gerek yok. O nedenle faizi Eylül enflasyonu gördükten sonra (yani Ekim başında) birkaç puan indirmek lazım diyordum. Bununla birlikte son birkaç günde carry trade ile gelenlerin önemli bir bölümü zaten faiz indirimine gerek kalmadan çıkmaya başlamış bulunuyor. Son birkaç günde 9 milyar dolar çıkış olduğu medyada yer alıyor. Bu durumda faiz indirimine gerek de kalmamış demektir.
      Olaylar değişirse politikanızı da değişen olaylara göre değiştirmeniz gerekir. İnatla aynı yerde durmak çözüm getirmez.

      Sil
  56. Siz hic merak etmeyin hocam, biz hangi tarihte neyi nasil dediniz hepsini hatirliyor ve satir satir okuyoruz. Birseyleri ignore etmek, islerine geldigi gibi yorumlamak onlarin uzmanlik alani. Maniplasyon ustalari hepsi, bilim adami degiller. Dolayisiyla sizin denginiz degiller. Sevgi ve Saygilarimla, Pinar

    YanıtlaSil
  57. Bu ulke kole ekonomisi uzerine kurulu. Buradan kurtulabilen kurtulur, iyi genlerini ve vergisini genelde bati alir. Burada kalanlar somurulur. Bu duzende alan mutlu, veren mutlu, somurulen bile mutlu (ve asagi pozisyonunu icsellestirmis). Yazdiklarima katilmiyorsaniz iki uc tane evrimsel psikoloji kitabi okuyun ve gozlerinizi acip bakin... Sonra da don kisot gibi degil de biraz gercekci INSANLARIN ISINE YARAYABILECEK yazilar yazin hocam. Saygilarimla

    YanıtlaSil
  58. Hocam, ücret artışı; enflasyona göre değil de, beklenen enflasyona göre olursa bu halk sokağa iner mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Halk zaten sokaklarda başka yerlere inmek lazım.

      Sil
  59. 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI KUTLU OLSUN.

    YanıtlaSil
  60. Sevgili Mahfi hocam olay artık bence ya herro ya merro noktasına geldi. Son kez bir camelüasyon yapıp reformları hayata geçirerek che nin dediği gibi “bir çay koyun baştan başlıyoruz “ olacak. Her gün acı ilaç içilmez. Bazen en karmaşık sorunların çözümü en basit detay demeyelimde en acı detay gizlidir. Her geçen gün zaman kaybı bence. Selamlar

    YanıtlaSil
  61. https://tr.tradingview.com/markets/world-economy/indicators/interest-rate/
    Dünyada faiz oranları Türkiye 50%
    Arjantin 40%
    Rusya 18%
    Dünyanın en yüksek faizini Türk halkından topladıkları vergiler ile ödüyorlar neden döviz açığı nedeniyle
    1-kısa vadeli borçlar 180,5 milyar ABD doları -
    https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Istatistikler/Odemeler+Dengesi+ve+Ilgili+Istatistikler/Kisa+Vadeli+Dis+Borc+Istatistiklerii
    2-dış ticaret açığı 82,3 milyar dolar -
    https://www.sbb.gov.tr/2024-yili-temmuz-ayi-gecici-dis-ticaret-verileri/
    3-turizm geliri 2023’te 54,3 milyar dolar +
    https://www.iletisim.gov.tr/turkce/dis_basinda_turkiye/detay/turkiyenin-turizm-geliri-2023te-543-milyar-dolara-cikti
    TCMB Resmi Rezerv Varlıkları 147,9 milyar ABD doları
    https://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/tr/tcmb+tr/main+menu/istatistikler/odemeler+dengesi+ve+ilgili+istatistikler/uluslararasi+rezervler+ve+doviz+likiditesi
    döviz giderleri-döviz gelirleri=döviz ihtiyacı
    (180.5+82.3)-54.3=208.5 milyar dolar ödemeler dengesi için lazım
    208.5-147.9=60.6 milyar ABD doları ihtiyaç olduğu gözüküyor
    USD/arjantin pesosu günlük grafiğine bakarsak
    https://tr.investing.com/currencies/usd-ars
    USD/Türk Lirası günlük grafiğine bakarsak
    arjantin pesosunun Türk Lirasından daha hızlı eridiğini görürüz
    Bu sebeple 42% ye kadar 8 puan faiz 2 puan 2 puan düşürülür carry trade ciler için en iyi adres olmaya devam.TL faizi 40% a bile gelseTL ARJ den daha az eridiği için hala carry trade ciler gitmez.
    https://tr.investing.com/currencies/usd-try

    YanıtlaSil
  62. Mahfi bey

    Reklam (ve film) yönetmeni İlker Canikligil'in "Flu TV" adlı YouTube kanalı var, biliyorsunuzdur.

    İlk kez tanıdığım, "Dr. İlhan Döğüş" adında bir akademisyen iktisatçıyı konuk etti.

    Bu iktisatçının başka açıklamaları var mı diye araştırdığımda, farklı YouTube kanallarında periyodik olarak yorum & değerlendirme yaptığını öğrendim.

    Hem sizin, hem Özgür Demirtaş'ın niçin yanılıyor olabileceğinizle ilgili iki videosu da mevcut.

    Kişisel sataşmalara asla girmeden, sadece ama sadece yaptığınız açıklamalar üzerinden eleştirilerini size ve Özgür beye yöneltmiş:

    "Mahfi Eğilmez ve Özgür Demirtaş niçin haksız?"
    (7 Temmuz 2024)
    https://www.youtube.com/watch?v=MaSUM8tzSj0

    "Carry Trade nedir ve nasıl para kazandırır?"
    (16 Ağustos 2024)
    https://www.youtube.com/watch?v=3AplF2e4w1k

    Eğer müsait olursanız izlemenizi öneririm.

    Bu videoları size haber vermemin sebebi; ülkemizde hakaret etmeden başlayan seviyeli tartışmaların hâlâ var olabildiğini göstermek, ve blog'unuzun okuyucularına yeni perspektifler kazandırmak.

    Saygılarımla,

    Bir okuyucunuz & takipçiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkesin kendisine göre görüşü var. İzleyenler hangisinin doğru olduğuna karar verirler.

      Sil
    2. Adsız30 Ağustos 2024 17:02
      Sayenizde öğrenmiş oldum Dr. İlhan Döğüş'ü. İnsan haliyle merak ediyor gittim izledim, araştırdım.
      1.Önce olumlu ve farklı bulduğum yanını yazayım. Farklı bir bakış açısıyla bakıyor ve ben duruma göre haklılık payı olabileceğini düşünüyorum.
      2.Kesinlikle kişisel sataşmalara fazlasıyla girmiş bence, bu olumsuz bir şey. Hatta videonun başlığı bile ""MAHFİ EĞİLMEZ ve ÖZGÜR DEMİRTAŞ TEPEDEN TIRNAĞA HAKSIZ" - Dr. İlhan Döğüş" bu doğrudan sataşma değilse nedir? Mahfi Eğilmez ve Özgür Demirtaş arayanlar beni bulsun diye bu başlık konmuş. Muhalefet olsun diye konuşmuş gibi. Konuşmasında da fazlasıyla kendi isminden daha çok kullanarak bu iki insana çatıyor. Ünlü birine sallayarak ünlü olmaya çalışan biri havası yarattı bende. Oysa ki benim için, isminin duyulmamış olması onun fikirlerini değersiz yapmaz ki zaten. İsminin duyulmamış olması söylediklerinin doğru olmadığı anlamına gelmediği gibi, ismi çok duyulmuş birinin söyledikleri de doğru demek değildir. Bakınız en meşhur ve son padişahımız. Sözlerinin artık bir geçerliliği kalmadı. İnsanlar itibar etmiyor mesela. Nitekim enflasyona ücret artışlarının değil, şirketlerin kar artışlarının ve açgözlülüğünün sebep olduğunu savunması, fazlasıyla mantıklı geldi bana. Takip edilmesi gereken biri olduğunu düşünüyorum. Sayenizde ben de öğrenmiş oldum. Teşekkür ederim.

      Sil
    3. Evet siz ilk izleyişte meseleyi çözmüşsünüz. Özgür Beyin 6 milyondan, benim de 2 milyondan fazla izleyicim olduğu için bizim adımızı başa koyup bize saldıran yayın yapınca izleyici artışı sağlıyorlar. Bu şekilde davranan birçok kişi var. Başlangıçta ben iyi niyetle yanıtlamaya çalışıyordum baktım ki olay benim üzerimden izlenme sağlamak, bıraktım gitti.

      Sil
    4. Videoları ben de izledim.

      İhsan beyin Mahfi beye yönelik spesifik bir öfkesi, spesifik bir husumeti olduğunu düşünmüyorum.

      Açıkçası; Mahfi beyin analizlerini yaparken, takipçi sayısına göre kendini dizayn etmediğini biliyorum. Mahfi beyi hiçkimse takip etmese bile, Mahfi bey yine ekonominin gidişatını tüm yalınlığıyla [manipüle etmeden] anlatmaya devam eder.

      Burada mesele şu:

      Günümüzdeki her tür medya ortamı [internet içi veya dışı fark etmez] hâlihazırda kurulu olan düzenlerinin mümkün olduğunca değişikliğe uğramadan sürebilmesi için; Mahfi bey gibi üslubunu stabil tutabilen iktisatçıların piyasaları ürkütme amacı taşımayan açıklamalar yapmasını onlardan bekliyor ve bunları kendilerine dayanak noktası kabul ediyor, böylelikle Mahfi bey gibi akademisyenleri & akademisyen olmayan yorumcuları önplânda tutmaya uğraşıyor.

      Piyasaların ürküp / ürkmemesi Mahfi bey için önemli değil, ama medya platformları için önemli.

      İhsan beyin itiraz ettiği temel husus, işte bu medya "zihniyeti". Tekil olarak Mahfi beye yönelik değil.

      İhsan bey; "Post-Keynesyen ekôl" ile de analiz yapılabildiğini, ekonomik krize getirilen çözüm önerileri arasında sadece ama sadece klasik iktisat olmadığını, başka ekollerin çözüm önerileri de olduğunu ısrarla hatırlatmaya uğraşıyor.
      ______________________

      Benzer bir çelişki, Türkiye'deki deprem meselesinde "medya"nın tavrında da yaşanıyor.

      İstanbul Teknik Üniversitesi'nde akademisyen, jeolog "Prof. Dr. Cenk Yaltırak"ın açıklamalarını dikkatle dinlerseniz; İhsan beyin itiraz ettiği zihniyet ile aynı olduğunu anlayacaksınız.

      Cenk Yaltırak'ın öncülüğünde / moderasyonunda yapılan, İstanbul Teknik Üniversitesi'nin temelini attığı projeden bahsettiği, fon bulmak için çağrılar yaptığı ilk video:

      https://m.youtube.com/watch?v=_2cvfFWN56E

      Fon bulunduktan sonra yaptığı açıklamalar, projenin nasıl ilerleyeceği, "hangi binaların öncelikli güçlendirilmesi gerekiyor?" sıralamasını bilimsel olarak tespit edebilmek için cep telefonlarına yüklenecek "deprem veri toplama uygulamasının (app.)" detaylarından bahsettiği video:

      https://m.youtube.com/watch?v=dzmw9zxzN9c

      Kurdukları araştırma merkezinin adı:

      "Marmara Aktif Fay Tehlike ve Risk Uygulama ve Araştırma Merkezi (MATAM)"

      Duyuru bülteni:
      https://haberler.itu.edu.tr/haberdetay/2024/01/26/itu-ve-turkiye-is-bankasi-ndan-deprem-arastirmalari-merkezi-matam

      Röportaj:
      https://haberler.itu.edu.tr/haberdetay/2024/01/29/turkiye-nin-apollo-projesi-matam-uzerine-prof-dr-cenk-yaltirak-ile-soylesi

      Sil
  63. Hocam olayı bir de karar alıcılar tarafından irdeleyebilir misiniz? Yani kendinizi bu kararı almalarını neler sebep oldu ve bu karardan nasıl bir fayda elde ettiler? Kendinizi onların yerine koyup ve sadece kendi menfaatlerinizi maksimize etmek isteseniz siz de böyle yapar mıydınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla kendimi onların yerine koyamıyorum, koymak da istemiyorum.

      Sil
    2. Adsız30 Ağustos 2024 17:41
      Bence bu sizin kendinize sorduğunuz bir soru, açıkçası benimde kendime sorduğum bir soru. Ben kendi adıma şöyle bir cevap bulmuştum. "AÇGÖZLÜNÜN GÖZÜNÜ ANCAK TOPRAK DOYURUR" Daha fazlasını istemekte benim için bir sorun yok herkes daha fazlasını ister ancak bunun ölçüsü nedir?? Eğer ben sizin elinizdekine göz dikmiş sem, hakkım olmadığı halde sizi zarara sokmak pahasına kendi karımı maksimize etmeye çalışıyorsam işte buna fazlasını istemek denmez, AÇGÖZLÜLÜK denir. "SENİN ZARARIN BENİM KARIM OLACAKSA BEN O KARI İSTEMEM" diyebilmek, insan olmanın gereğidir. Benim görüşüm budur size de tavsiye ederim. Eninde sonunda hepimizin gideceği yer 2 m2 bir yer. Ben ateist olduğum halde böyle düşünürken, sözde müslümanlarda ki bu açgözlülüğe hiç bir anlam veremeden izliyorum :-)

      Sil
  64. nas faturası ne kadar
    google aramalarında sadece 2023 kkm zararını bulabildim.
    1-kkm zararı Merkez Bankası, 2023 yılında 818,2 milyar TL zarar açıkladı.
    2-kkm 2024 faturası 2025 başında hesaplanacak
    3-carry trade için yıllık 50% faiz ödeniyor miktar bilinmiyor
    4-nas nedeniyle oluşan enflasyondan ötürü en büyük zarar asgari ücretin altında maaş alan emeklilere verilmişdir bu gurup eski emekliler yaşam mücadelesi vermektedirler verilen zarar bilinmiyor.

    YanıtlaSil
  65. Hocam bugün ki durumun değişmediğini varsayarsak faiz en fazla kaça inmeli..tşkler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Carry trade ciler çıkmaya başladı. 2 gündür. Bu durumda faizi değiştirmemek daha uygun.

      Sil
    2. Mahfi Hoca'nın dediği çok açık: Yapısal reformlar yapılmadığı sürece içinde bulunduğumuz bu sarmaldan çıkamayız. Faiz tek başına bu durumdan çıkışa ilaç olamaz. Madem yapısal reformları yapmayacağız ve madem ki bu sarmaldan çıkamayacağız o zaman carry trade ile gelenlere bu kadar fazla faiz kazandırmamıza gerek yok. O nedenle faizi Eylül enflasyonu gördükten sonra (yani Ekim başında) birkaç puan indirmek lazım diyordu. Bununla birlikte son birkaç günde carry trade ile gelenlerin önemli bir bölümü zaten faiz indirimine gerek kalmadan çıkmaya başlamış bulunuyor. Son birkaç günde 9 milyar dolar çıkış olduğu medyada yer alıyor. Bu durumda faiz indirimine gerek de kalmamış demektir.
      Olaylar değişirse politikanızı da değişen olaylara göre değiştirmeniz gerekir. İnatla aynı yerde durmak çözüm getirmez.

      Sil
    3. Daha 9 mia USD çıkışta bile, faiz değiştirmemek daha uygun demişsiniz. Ya sizin önerilerinizi dinleyen birileri faiz indirimi yapsaydı ve sonuçları çok daha ağır olsaydı? Hocam , sizin deneyiminiz ve tecrübenizdeki insanların yorumları sorumluluk bilinci taşımalı kanaatindeyim. Saygılar,

      Sil
  66. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle olsa niye döviz getirsin ya da bozdursunlar?

      Sil
    2. sayın susmaz, yorumunuzu neden sildiniz? hatalı bir çıkarımda bulunmuş olabilirsiniz burası öğrenme yeri. Mahfi hoca ile fikriniz konusunda tartışır sonunda bir sonuca varırsınız bu da size kar kalır.
      Daha önce bende bir çıkarımda bulundum Mahfi hoca iki defa açıklama zahmetine girdi ikinci de kafama yattı, teşekkür ettim. Bilgi hazineme kaydettim.

      Sil
  67. Ekonomi böyle giderse gelecekte akıl sağlığımız tehlikeye girecek, pazartesi olmasa diye dua ediyoruz ne kadar çalışırsak çalışalım yapısal reform olmadan bütün çabalar boşa gidiyor.

    YanıtlaSil
  68. Aslında borsayı tutabilseler, ir çok sorun halı altına süpürülecek gibi hocam. Herkes dövizi, ekonomiyi bırakıp borsa takip eder oldu. Eskiden doların düştüğü zamanlar Türkiye ekonomisi iyi, dolar yükseliyorsa ekonomi kötü diye anlam çıkarıyordu insanlar. Şimdi borsa yükseliyorsa en azından iyiye gidiyor diyorlar, borsa düşüyorsa memleket bitti

    YanıtlaSil
  69. İsaac Newton yıldızların hareketini hesaplaya bilirim ama insanların davranışını ön göremem diyor.sadece bir fon yöneticisi evham lansa parasını çekse ozaman Cary trendçileri görürüm. Tekila kirizinde de güney asya kirizinde de bu oldu.faizin önemi yok önemli olan ödenilebilir .2001 Arjantin krizinde inek dolu araba yagmalanıp inekler canlı canlı yenilince Arjantin borçlarını ödemedi.

    YanıtlaSil
  70. Sayın Eğilmez, faiz politikası hususunda sizin gibi muhalif ve objektif sayılabilecek ekonomistler arasında fikir birliği mevcut değil. Yüksek faiz bakılanmış döviz dolayısıyla dövize yüksek faiz yaratıyor ve bu ülkenin bunu kaldırması mümkün değil. Ancak enflasyonun düşeceğine dair de bir gösterge yok. Bu şartlarda faiz arttırmaya sebep olmuş nedenler ortadan kalkmadıkça faiz indirmek bizi tekrar enbaşına götürmez mi? Hukuk reformu olmadan başarı olmayacağı gerçek ama bu şekilde deneysel faiz indirimleri bizi sonu gelmeyen dairesel sarmallara sürüklemz mi? Faiz indirilirse sonraki adım ne olacak? Bu yönleri ile makaleniz yarım/eksik kalmış. Farklı seneryoları olası sonuçları ile değerlendirebilirseniz çok daha yapıcı olacak. Saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim dediğim çok açık: Yapısal reformlar yapılmadığı sürece içinde bulunduğumuz bu sarmaldan çıkamayız. Faiz tek başına bu durumdan çıkışa ilaç olamaz. Madem yapısal reformları yapmayacağız ve madem ki bu sarmaldan çıkamayacağız o zaman carry trade ile gelenlere bu kadar fazla faiz kazandırmamıza gerek yok. O nedenle faizi Eylül enflasyonu gördükten sonra (yani Ekim başında) birkaç puan indirmek lazım diyordum. Bununla birlikte son birkaç günde carry trade ile gelenlerin önemli bir bölümü zaten faiz indirimine gerek kalmadan çıkmaya başlamış bulunuyor. Son birkaç günde 9 milyar dolar çıkış olduğu medyada yer alıyor. Bu durumda faiz indirimine gerek de kalmamış demektir.
      Olaylar değişirse politikanızı da değişen olaylara göre değiştirmeniz gerekir. İnatla aynı yerde durmak çözüm getirmez.

      Sil
    2. Hocam sizi yıllardır saygıyla ve ekonomik gündeme dair perspektif kazanma amacıyla takip ediyorum. Ancak "yapısal reform yapıldı, o zaman faiz indirelim , carry trade'cileri biraz üzelim" öneriniz bugüne kadarki en gerçeklikten kopuk görüşünüz oldu. Size saygı duyan birisi olarak bu eleştiriyi yapmakla mükellef hissediyorum kendimi.Saygılarımla,

      Sil
    3. Hocam , çıkış yapılan 9-10 milyar USD bandında carry trade'cilerin Mehmet Şimşek yönetimi tarafından kurda büyük oynamalar olmayacağı yönünde ikna edildiği ve girişlerin tekrar başlayacağı konuşuluyor.Bu durumda tekrar Ekim'de faiz indirilmeli mi?

      Sil
    4. Mutlaka indirilmeli diye bir şey yok. Dediğim şudur: Eylül ayı enflasyonunu görelim duruma göre 2 puan faiz indirilebilir. Bu kadar tutucu olmak yanlıştır. Ekonomide olaylar değişirse sizde yaklaşımınızı değiştirmelisiniz. Aksi takdirde nas var görüşüyle aynı yere gelirsiniz.

      Sil
    5. Hocam diyor ki domuzdan kıl kardır. Yani faizi 1-2 puan bile düşürebilseydik en azından bütçeye üç beş katkısı olurdu malum kafa da bu üç beş kuruşu bulunca h men yeni bir saray ihalesi açar parayı da bir güzel ezerdi :) hocam da çaresiz seçimi bekliyir aslında köprüden önceki son çıkış.

      Sil
    6. Öte yandan büyüme de düşüyor, durgunluktan küçülmeye geçiş var. Bu durumda faizi biraz düşürüp beklemek akıllıca olabilir.

      Sil
  71. Mahfi Bey, eğer eleştiriye açıksanız size bu faiz indirim tavsiyenizin çok hatalı ve yukarıdaki cevaplarda kurguladığınız mantık silsilesinin son derece altyapıdan uzak olduğunu belirtmek isterim. Henüz faiz indirimi yapılmamışken bile tedirgin yatırımcı hemen parasını çıkarırken olası bir erken faiz indiriminde neler olurdu Allah bilir.Sayg.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim faiz indirimi önerim Eylül ayı enflasyonunu gördükten sonrası yani Ekim başı içindi. O nedenle telaşa gerek yok. Bu durumu görünce indirmezdik olur biterdi.

      Sil
  72. 2001 de Arjantin İmf programında inat ediyor para basmıyordu. Toplumsal olaylar çıktı en unutamadıgım manzara diri diri parçalanan ineklerdi.program durdu toplumsal olaylar 3 başkan degiştirdi. Ülke tam sermaye kontrolüne gitti.1vade uyumsuzluğu var bankaların alacagı 10yıl borcları 45gün.demirbank vakası var. İşsizlik artacak sosyal sorunlar oluşacak. finansal istikrar nasıl saglanacak. Mevcut icra iflas hukuku bu kadar borçlu bir topluma uygulanırsa sonuç ne olur.iş faizi artır gelsin dövizle bitmiyor. Mevcut fabrikaları kaybedersek kobiler batarsa kişiler iflas ederse bu toplum ne olur.yapısal reformlar gerekli.işsizligin güvenlik boyutu da unutulmamalı. Mevcut kanuna göre insanlar borclarını ödemezse her şeylerini kaybeder bankaya borçları bitmez bankalar paralarını tahsil edemezse müdilerde parasını alamaz. Borçlu da alacaklıda aynı gemideyiz.gerekirse faizde inmeli gerekirse çıkmalı ama illa yapısal reform

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir kayığın içinde 80 milyonuz, karşı lüks yattan 8-10 kişi ve liderleri bize el sallayıp; ‘Biz aynı gemideyiz.., diyebiliyor.

      Sil
    2. Yapısal reform yapılsa da yapılmasa da faiz esnek olmalı. Enflasyon yükseliyorsa yükseltilmeli, düşüyorsa düşürülmeli. Bir yandan lanetleyip bir yandan da faizi değişmez kutsal bir oran halinde düşünmek de ayrı bir çelişki tabii.

      Sil
  73. Bu ekonomik sarmaldan kurtulmak için döviz açığının ortadan kalkması lazım Döviz açığının ortadan kalkması için üretimle büyüme ekonomisi uygulanmalı ve bunun içinde reformlar yapılmalı bu reformların yapılması içinde Türkiyede erken seçim yapılmalı ve tüketimle büyüme zihniyetiyle kendine yakın grupları zenginleştirme amacıyla halkın sefalet çekmesine sebep olan AKP asla seçilmemeli.

    YanıtlaSil
  74. Hocam emegine sagliķ..
    Faizi niye indirdik?
    A .servet transferi yapmak harcamaları artırarak ekonomiyi canlandırmak için
    B.ödemeler dengesi krizine girmemek için.çin modeli (sözde)benzeri ucuz işcilik üretimvs.
    C.irasyonelikte o kadar ileri gidilmiştirki..yapısal sorunlar çözülmek istenmedigi için.. imfenin eline düşmemek ve ihracat patlaması yasayacagımz düşünüdükleri için
    E.cumhurbaskanimzıñ gercekten samimi dini hasasiyeti
    D.cb nın işbilmez danışmanlar tarafından yanlış yönlendirilmesi
    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu cevabı vereceginizi tahmin etmiştim.ben kafamda bu şıklar 3 yildır tilki gibi dolaşıp duruyor..sonra diyorumki hepsi.sizinde benim gibi düşünüyor olmanız .beni dogruladı teskur ederim.

      Sil
  75. Ekonomiyi saglıklı tutan raf 5 vidalı ise biz ancak 2 vidayı sıkıyoruz arada bir vidaların yerlerini degiştiriyoruz çünki 5 vidamız olsun hepsi ile güvende bir ekonomimiz olsun diye çabalamıyoruz buna yol açan şaka gibi gerçekten iç ve dış güçler var 5 vidamız olsun diye çabalayanları ise eskiden komünist şimdilerde global küreselci olmamakla yaftalıyorlar sonuç akıllı üretken bir planlama hem ekonomide hem de siyasette olmazsa olmazdır yapısal reform dedigimiz de budur ama bunu engelleyen yerli yabancı güç o kadar egemen ki !bu deli gömlegini yırtamıyoruz

    YanıtlaSil
  76. Nükleer reaktörlerde ısı 600dereceyi geçirilmez geçerse reaktörde çekirdek erir nükleer bomba olur.likidite krizleri en büyük krizler dir. Merkezin hatası faizi yüksek tutmak değil dövizi baskılamak.Hem vergi alıyorsun hem dövizi baskılıyorsun hem faizi artırmışsın. Bu şirketler bankalara olan borcunu nasıl ödeyecek.şirketler batarsa işsiz insanlar borçlarını nasıl ödeyecek. 3taksit borç ödemezsen tüm borç muaceliyet kesbeder ve aktı faizle faizlendirilir. İnsanlar evini kaybeder.iş likidite kirizine doğru gidiyor.birileri bunu düşünmeli.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Paradan Para Kaybetme Dönemi