Son On Yılda Yarattığımız Facialardan Bir Demet
Türkiye, son on yılda telafi edilmesi son derecede güç birtakım facialara imza attı. Bunların hangisi ve ne kadarı hataydı, hangisi bilerek ve isteyerek yapıldı bunu bilmiyorum. Ama tamamı inanılmaz yanlışlardı. Öyle yanlışlar ki ekonomi ve finans ders kitaplarına “yapılmaması gereken hatalar” başlığı altında ayrı bir bölüm olarak girebilir.
Özelleştirme
Özelleştirmenin amacı kamu
kesiminin kaynak ayıramadığı üretim tesislerini özel kesime devrederek yeni
yatırımlarla, yeni teknolojiyle verimlilik artışı sağlanması ve daha ucuza daha
fazla üretim yapılmasının sağlanmasıdır. Türkiye, yirmi birinci yüzyıl
öncesinde devlet eliyle kurduğu bütün tesisleri, işletmeleri, üretim birimlerini
özelleştirdi ama ne üretim artışı sağlandı ne de ucuzluk. Çünkü yapılan aslında
gerçek anlamda bir özelleştirme değildi.
Dış borçlanma
Yirmi birinci yüzyıla girerken
Türkiye’nin dış borç stoku 103 milyar dolardı. 2023 yılsonu itibarıyla dış borç
stokumuz 500 milyar dolar. Demek ki 23 yılda dış borç stokumuzu 4 kat
artırmışız. Bu borçlar nereye gitti? 200 yıldır tekstil sektöründe olup da
dünya çapında marka çıkaramamış bir ülkeyiz. Dış borçlanma, yeni teknoloji
ithaline, verimlilik artırıcı gelişmelere, üretimde kaliteyi artırmaya
gitmediği sürece sadece ekonomiye yük getirir.
Vatandaşlık verme
400 bin dolara bir gayrimenkul
alanlara (yakın zamana kadar 250 bin dolardı) vatandaşlık verildi. Bu gayrimenkuller
üç yıl süreyle satılamıyor: Tek koşulu bu. Oysa başka ülkelerde bu tür
yatırımlara ek olarak o ülkenin lisanını öğrenmek dâhil pek çok koşulu bir
araya getirip uzun yıllar beklenmeden vatandaşlık alınamıyor. O ülkelerin çoğu beş
yılın sonunda altın vize denilen süresiz oturum hakkı veriyor, vatandaşlık
vermiyor. O arada da bir sürü masraf tahsil ediyor. Bizde vatandaşlığı alıp da
üç yıl bekledikten sonra aldıkları evleri değer artışıyla daha yukarı bedele
satanlar, vatandaşlığı almanın yanı sıra para da kazandılar. Böylece, hiçbir
koşul aramadan üste para kazanmalarını sağlayarak vatandaşlık vermiş olduk.
Enflasyon yükselirken faiz düşürme
2021 yılının Eylül ayına
gelindiğinde enflasyon yüzde 19, Merkez Bankası’nın politika faizi de yüzde 19
idi ve enflasyon yükselme eğilimindeydi. O aşamada “faiz sebep enflasyon
sonuçtur” iddiasıyla ortaya çıkıldı ve faiz düşürülmeye başlandı. Enflasyonun
yükselme hızı arttıysa da faizi düşürme ısrarı sürdürüldü ve sonunda yüzde
8,5’e kadar indirildi. Enflasyon yüzde 85’e yükseldi. Geçen yıl bu zamanlar
faizin sebep değil sonuç olduğu anlaşılınca faiz yükseltilmeye başlandı. Faizin
sebep değil sonuç olduğunu 21’inci yüzyılın ilk çeyreğinde anlamayı başarmış
bir toplum olarak bir kez daha tarihe geçtik. Hala enflasyonun düşmesini
bekliyoruz. Neyse ki önümüzdeki aylarda baz etkisiyle düşüş olacak.
Gerçek enflasyon, açıklanan
enflasyondan çok daha yüksek olduğu için insanlar alınan önlemlerin enflasyonu
düşüreceğine inanmıyor, geleceğe ilişkin olumsuz beklentileri devam ediyor.
Öyle olunca da insanlar tasarruf etmiyor, para tutmuyor, ellerine geçen parayla
bir an önce dolar, altın, konut, araba ya da ihtiyacı olan mallardan fazla
fazla almaya yöneliyor. Faiz gerçek enflasyona değil de açıklanan enflasyona
göre ayarlandığı için insanlar bu alışkanlıktan vaz geçmiyor ve enflasyona
katkı yapmaya devam ediyorlar. Gerçekleri saklayarak enflasyonu artırmış olduk.
Kur korumalı mevduat
Faizi düşürerek enflasyonu
düşüreceği iddiasıyla ortaya çıkan hükümet baktı ki faizler düştükçe insanlar
dövize hücum ediyor, bu hücumu önleyebilmek için kur korumalı mevduat (KKM)
diye bir araç icat etti. Bu araç aslında gerçek enflasyon kadar faizi başka bir
ad altında bankalar değil de Hazine ve Merkez Bankası’na ödetme aracıydı.
Sonraki aşamalarda Hazine devreden çıkarıldı ve yük Merkez Bankası’na
devredildi. Uygulama 2023 yılında Merkez Bankası’nın 818 milyar lira zarar
etmesine yol açtı. Normal olarak her yıl kâr eden ve bu kârı Hazine’ye
(bütçeye) devreden Merkez Bankası zarar edince bütçe de o kadar kaynaktan
mahrum kalmış oldu.
Carry trade
Merkez Bankası faizi yüzde 50’ye
kadar yükseltti. Bu faiz, bırakın gerçek enflasyonu açıklanan enflasyonun bile
altında. Buna karşılık kur, sabitleşme eğilimine girince insanlar dövizlerini
bozdurup TL mevduat hesaplarına ya da tahvillere yatırıyor. Öyle olunca kur
daha da gerilemeye başlıyor. Bu hesaplar 1 ay, 3 ay gibi çok kısa vadeli
hesaplar. Vade dolduğunda kur değişmemişse alınan faiz, döviz faizi konumuna
geçiyor. Böylece kendi paramızla borçlanmış gibi görünsek de aslında dünyanın
en yüksek döviz faizini ödeyerek dövizle borçlanmış olduk.
Yirmi birinci yüzyılın ilk
çeyreğinde ekonomi politikasında yapılmaması gereken ne varsa yapmış olmamıza
karşın hala ayakta durmayı becermemiz ise kayıt dışı ekonominin yarattığı
paralel evrenin katkısıyla olmuştur. İşin en acı yanı bugün geldiğimiz aşamada kayıt
içi yaşayan insanların kayıt dışı yaşayan insanlara muhtaç duruma düşürülmüş olmasıdır.
Çok güzel bir yazı, kaleminize sağlık.
YanıtlaSilEkonomi alanında yapılan hatalar ağır bedeller ödenerek, zaman ve para kaybederek telafi edilebiliyor ama "Vatandaşlık verme" gibi demografiyi etkileyen hataların telafisi maalesef kolay olmuyor.
Maalesef bunlar kalıcı etkiler yaratıyor ve düzeltilmesi kolay değil. Haklısınız.
SilSon 22 yılda başımıza gelenleri altın yumurtlayan tavuk hikayesiyle özetleyebiliriz.
SilBir çiftçisinin büyüyen tavuğu hergün bir altın yumurtlamaya başlamış.
Çiftçi bu altın yumurtalarla çok zengin olmuş.
Günler böyle geçip giderken çiftçinin aklına hain bir plan gelmiş. Demiş ki: “Eğer ben bu tavuğu kesip içindeki tüm altınları bir kerede alırsam uğraşmama gerek kalmaz. Hem o da ne öyle, her gün bir yumurta!”
Kümese girmiş ve korkuyla ona bakan tavuğu tek hamlede yakalamış. Onu hızlıca kesmiş ve içine bakınca hiçbir şey olmadığını görmüş.
Açgözlü olmanın sonucunu gören çiftçi yaptığından çok pişman olsa da iş işten çoktan geçmiş...
yani hocam bütün dünyada mı böyle. Sadece popüler olunca seçilen, yönetime gelince ne yapacağı hiç bilinmeyen ve sadece kendine çalışan politikacılar (bütün partiler için) ve hiç bir ahlaki yapısı olmayan insanları göz önünde tutup sürekli örnek göstermeleri galiba bu genel bir plan.cahil bırak rahat yönet
SilVatandaşlık iptali de bir yöntem.
SilÖzbekistanlılar özellikle. Bu noktaya ciddi odaklanmak lazım.
SilHerkes Suriyelilerden bahsederken, Özbekler sessiz sedasız sinsi bir şekilde kenardan ilerliyorlar.
İstanbul'un tarihi yarımadası olan Fatih'te dükkanlar alarak bu bölgenin ticaretinden pay koparmaya başladılar. Kazandıkları paraları Türkiyede tutmuyorlar. Özbekistana havale ediyorlar.
Özbekler, Türkiyeden ciddi dolar çıkışına sebebiyet vererek ülkenin ekonomisinde ciddi yaralar oluşturuyorlar.
Ayrıca son yıllarda yapılan araştırmalar ISID'ın önemli bir kesiminin Özbeklerden oluştuğunu ortaya koyuyor...
Bu konuda yapılmış bir çalışmanız var mı?
SilYok tabii ki. Sallamış.
SilEmeğinize saglık.
YanıtlaSilSağ olun.
SilTürkiye gibi yeni-sömürge ülkelerde facia hiç eksik olmaz. Emperyalizm gerçeğini göz ardı eden değerlendirmelerin de bir önemi yoktur.
SilHocam yazılarınızda yapısal reformlardan bahsediyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız? Tam olarak ne yapılmalı?
SilHoca kitabını yazdı. Alıp okuyabilirsiniz.
Silhoca bize bi yapısal reforumsuz reçete yazıver yoksa olmayacak
SilHoca ne yapsın , anlatmaktan dilinde tüy bitti.
SilNokta atışı tespitler. Elinize sağlık.
YanıtlaSilArtık önceliklerimizi belirlemeli ve kendi gündemimizi oluşturmalıyız. Kuru lafa karnımız tok.
Teşekkürler.
SilBunlar bu ülkeyi yıkmak için gelmiş bir proje olduğunu başta çok anlatan oldu .bu millet anlamadı.anli secde görüyor. Bilerek isteyerek bu ülkeyi batırdılar ülke işgalale bile açıldı.ne yerliler ne de mili,kin öfke dokular ülkeye karşı kaleminize sağlık saygılar
YanıtlaSilMaalesef BOP tam anlamıyla bir yeni kuşatmaydı. Bazılarımız gördü bazılarımız göremedi. BOP konusundaki eleştirilerimi yıllar önce Değişim Sürecinde Türkiye kitabımda ortaya koymuştum.
Sil2009 kadar bop 2009 dan itibaren ingilterenin gokap esbaskanligi. Bunun karsiliginda da city of london dan bol bol finansman . Al parayi Rothschild hanedanligi dan istediğin yerlere harca. Hesap soran yok .imf yok . Tek adam.rejimini finanse et türkiyeyi anadolu federasyonu haline getirmenin taşlarını dose. Mesela tarim hayvancılığı bitir imalat sanayisini zayiflat dis girdiye bağımlılığı ikiye uce katla.ancak city of london kontrolünde silahlanmayi bolca artir. Ayni zaman zarfinda tarikatlari hizla güçlendirmeye palazlandirmaya tam gaz devam et. Turkiyede laiklik ilkesini yok etme hizini yukselt. Dinci türkiye haline getir ve böylece devleti gokap kapsaminda daha kolay savaş iklimine sokmak.zaten 8 sene önce de büyük bir darbe tiyatrosu ile orduyu da sermayenin güdümüne sokuldu. Bp.shell gibi city of london in yonettigi enerji kartellerinin irakin ve suriyenin kuzeyindeki enerji koridorlarını güvenliği için turk askerî bekcilik yapiyor. Bu hükümet nasil 22 yil iktidarda kaldi sanıyorsunuz. Ama bizim halka anlatamazsınız. Ta 1990 ortasindan bu yana kuresel sermaye abd tarafi bop ingiltere tarafi gokap icin kullanışlı bir siyasi arguman ariyordu ulkemizde. Akp yi kurdurarak ve erdoganla anlaşarak din soslu emperyalizm projesini devreye soktu.
SilGerçekten büyük resmi çok iyi analiz etmişsiniz.
SilYine bir büyük resimci geldi. :)
SilAnlamıyorsunuz, büyük resim diye bir şey yok, her olay kendi şartları içinde değerlendirilmeli.
Yazınız için sağolunuz.Ben saydığınız yanlışların bir çoğunun bilinçli olarak ve sonucu hesaplanarak yapıldığı düşüncesindeyim. Hiçbir "ekonomist " bu seviyede acemi olamaz. Sonuçların kime hizmet ettiğininin belirleyici olduğu ve ülke yönetmenin aç bırakarak kolaylaştığı fikrinden hareket edildiği düşüncesini taşımaktayım. Ama sonuçta doz aşımı olduğunu da görerek düzeltme (!) çabalarına giriştiler...
YanıtlaSilEvet haklısınız, kantarın topuzunun kaçtığını fark ettiler sanırım.
SilGeç oldu, güç de oluyor.
SilOlmasa keşke.
Silİşin en acı yanı bugün geldiğimiz aşamada kayıt içi yaşayan insanlar kayıt dışı yaşayan insanlara muhtaç duruma düşürülmüştür.
YanıtlaSilEvet en acısı o.
SilKayıtdışı oranına dair bir tahmininiz var mı?
SilHoca %30 diyor , ama ben %50 seviyesinde olduğunu tahmin ediyorum.
SilSayın Eğilmez
YanıtlaSilYine harika bir yazı için teşekkür ederiz. Bu yazı kapsamında tarımsal alanda yapılan büyük hatalara yer verebilirseniz naçizane resim tam olarak ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum.
Çok teşekkür ederim. Evet sanırım o ayrı bir yazı konusu olmayı gerektirecek kadar büyük bir facia. Kendine yeter ülke olmaktan kendine bile yetmeyen ülke konumuna geçmek büyük bir facia.
SilYapısal reformlar gibi bu konuya da ayrı birkaç makale gerekiyor.
SilHocam nedir bu yapısal reformfmfjlkkjdşldldl?
SilŞaka şaka hocam, insanlar okusun lütfen.
Hocam bankalarda black adıyla kara kartlar dağıtıyorlar,buda kara paraya muhtaç olmamızın sonucumu?
YanıtlaSilBence kara para da bize muhtaç. Karşılıklı:)
SilÇok doğru bir yorum olmuş.:)
SilSayın hocam. Bir şey sormak istiyorum. Hatta bu konu ile ilgili bir yazınız olursa bence şu gündem içinde çok iyi olabilir.
YanıtlaSilDün akşam Geçici sığınmacı meselesi Kayseri'de yaşanan bir olay üzerinden gündem oldu. Göç verilerini doğru kabul edersek 3.5-4 milyon, kaçaklar vs sayı farkli kabul edersek 8-10 milyon varsayalım. Bu kişilerin her ay 100.000-150.000 olmak üzere geri dönüşleri sağlaniyor olsa ekonomiye etkileri nasıl olur
İki farklı etkisi olur: (1) Bu kişilere sağlanan ücretsiz sağlık hizmetleri vb ortadan kalkacağı için kamu kesimi açıkları düşer. (2) Buna karşılık bu kişilerin bir bölümü kayıt dışı olarak ve ucuza çalıştırıldığı için bunlar giderse daha yüksek maliyetle işçi çalıştırılacağı için maliyetlerde artış olabilir.
SilBence bu hesaplara asla girilmeden bu kişilerin dönüşü teşvik edilmeli.
ilave olarak ülke ekonomisinde Kıt olan kaynakların optimum kullanımını bozup enflasyona , kıtlıklara zemin hazırlıyorlar özellik ile turizm ile birleşince gelecekte büyük şehirlerdeki ülkenin su kaynaklarının tükenmesi , gayrimenkul arsa , tarla, konut piyasalarında dengesizlikler , gıda fiyatlarlarında aşırı talep ten kaynaklı olumsuz yüksek fiyatlar enflasyonu ile arz yetersizliğinden kaynaklı ithalatı da arttırıyorlar !!!
SilOlumlu olur.
SilBen burda üniversite eğitimi alan Suriyeli bir Türkmenim. Suriyeli olsam da belki sizden daha çok Türk'üm. Ben de mi gitmeliyim?
SilAdı üstünde Türkmensiniz. Elbette hayır.
SilYalan söylüyorsunuz. Türkmen değilsiniz. Provokasyon yapıyorsunuz.
SilÜstteki arkadaşa katılıyorum. Provoke etmek için yazmış onu.
SilHocam yazınızda hataları yapanlardan hep biz diye bahsetmişsiniz ancak söz konusı yanlışların tamamı Recep Tayyip Erdoğan'a ait. Sorumluyu spesifik olarak ifade etmek yerine öznesi belli olmayacak şekilde ifade edersek çözüme ulaşamayacağımızı düşünüyorum.
YanıtlaSilBiz halkız ve bizi yönetenleri seçen ya da seçmesek de onlara gereken tepkiyi göstermemekten hepimiz sorumluyuz. O nedenle ben hep biz diye kullanırım.
SilBence İlhan Şeşen'in dediği gibi "halk layık olanda kalmalı".
SilYersiz bir espri olmuş.Kusura bakmayın ama , bu sayfayı böyle ciddiyetsiz komikliklerle işgal etmezseniz daha iyi olur.Teşekkürler.
SilBu kadar ciddi olmayalım hayata karşı.Espri yapılabilir. Ne var bunda?
SilKayıt içi mi dışı mı bilmem ama yaşamak hepten zorlaştı. 2 hafta önce 32 lira olan ekmek bugün 37 olmuş. Ne değişti? Kur mu yükseldi? Yakıta zam mı geldi? Ekmeğin kdv'si mi arrtı?
YanıtlaSilkiralar arttı(ev kirası, iş yeri kirası), yakıt arttı (ulaştırma,kargo), elektriğe zam geldi (ısıtıcı, klima, aydınlatma),
SilBunlar son iki haftada artmadı.
SilSAYIN HOCAM, BU SÜRECİN KOLAY OLMADIĞINI MEHMET ŞİMŞEK'DE SÖYLÜYOR.BİRAZ SABIR VE ZAMAN İSTİYOR.ORYA VADELİ PROĞRAMA SIMSIKI SARILMALIYIZ DİYOR.
YanıtlaSilhar vurup harman savurup paraları çukkalarken iyiydi. hep bize sarılıyorlar nedense. böyle yönetmeye ne varki bas zammı vergiyi halkı çökert.
SilBaşlıkların tamamı , yer çekimi kanunu kadar gerçekçi ve doğru. Gündem o kadar çok ki Hocam sizi izlemeye yetişemiyoruz.
YanıtlaSilBen de ülkeyi izlemeye yetişemiyorum:)
SilSize Ahaber öneriyorum .Ülke gündemini çok güzel aktarıyorlar:)
SilGeldi yine başka bir Ahaber komikliği.Sanırım siz de büyük resmi gören amcaların bizim mahalle versiyonusunuz.
SilÇok güzel bir yazı. Teşekkürler hocam. Yalnız 2 merkez bankası toplantısı arasında 5-6 kez ayrı günlerde konuşmak suretiyle her konuşmada doları kademe kademe kasıtlı olarak yukarıya taşıyan Sn. Cumhurbaşkanımızın tüm süreci kasıtlı ve ayarlı şekilde yürüttüğüne inanıyorum. Sonrasında Kkm nin açıklanma zamanı, şekli, bankaların sonraki karlı bilançoları vs. Dolar hareketlerine bağlı Viop ta alınan pozisyon karları. Ucuz kredilerle zenginleştirilenler. İlerde neyin nereye para akıtmak için yapıldığı veya bu hamlelerden kimlerin ne kadar nemalandığı ortaya çıkacaktır inşallah. Yağma gibi bir süreç oldu.
YanıtlaSilMaalesef.
SilAlan alacağını aldı.Hiçbir şey ortaya çıkarılmaz.
SilHocam Carry trade cilerin halini çok merak ediyorum.Dönemin maliye bakanı Kaya Erdem, bankerlik sistemine ilişkin "Vatandaş üç-beş kuruş fazla kazanmak için kumar oynamıştır."dedigi gibi bir siyasetci türkiyede kur serbestir dese ne olacak.
YanıtlaSilSanırım diyemez.
SilYapısal reformların uygulanmadığı bir ülkede herkes her şeyi diyebilir.
SilMerhaba, cuma günü Türkiye gri listeden çıktı ve yabancı yatırımcının tahvil vb. yerine borsaya yatırım yapacağı yönünde bir düşünce oluştu. Bunun üzerine borsanın ilk gününde seans açıldıktan hemen sonra Mehmet Şimşek'in borsaya vergi getirme ile ilgili bir söylemi oldu ve borsa ciddi miktarda düştü, muhtemelen bir süre daha düşecektir. Sizce bu durum borsayı yabancı yatırımcıya cazip hale getirmek için yapılmış bir hamle midir yoksa saçma bir komplo teorisi midir? Teşekkürler.
YanıtlaSilEğer öyleyse pes derim.
SilYa da el insaf mı demek lazım hocam?
SilBunca yapılan ve yapılmakta olan şeyden sonra hala pes derim demişsiniz hocam. çok nasiksiniz. bu kişiler gece ucuz döviz satan bir gecede KKM ile belli kesimi döviz zengini eden adamlar.
SilMerhaba, durum ancak bu kadar anlaşılır bir şekilde açıklanabilirdi. Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilSağ olun
SilHocam elinize sağlık... Bir demet tiyatro tadında olmuş... Milletimizi aydınlatmaya devam... Ampül ünüz hiç sönmesin:))) Saygılarımla. Fatih. Demirtaş
YanıtlaSilTeşekkürler :)
SilHocam yazınız için teşekkürler. Gidişata bakılırsa bu yanlışlara ileride başka yanlışlar da eklenecek gözüküyor.
YanıtlaSilMaalesef öyle görünüyor. Çünkü bilimi reddetmeyi sürdürüyoruz.
SilOkudukca başımdan kaynar su dökülüyor gibi hissettim
YanıtlaSilBen de yazarken.
SilBiz de yaşarken.
SilHocam dolar düşüyor, dolar girişide çok fazla, zamanında yanlış yaptıklarını gördüler bu iyi birşey degilmi? Eylül Ekim'de de böyle girişler olursa iyi. Bu verilen faizleri ödeyen devletimiz. Ne para varmış hocam bizdede öde öde bitmiyor
YanıtlaSilEl parasıyla...
SilKasa sağlam.
SilElinize sağlık hocam.
YanıtlaSilBunlar ana ekonomi politikası hataları. Bir de bunların yanına devletteki israf, denetimsizlik, mega projeler, milyonlarca sığınmacı, S300 alımı gibi irili ufaklı bir sürü hatalı kararı ekleyince insanın içi kararıyor.
Liste uzayıp gidiyor.
SilUmutsuz olmayalım.
SilS300 değil S400 aldık
SilSAYIN HOCAM, DEZENFLASYON SÜRECINDE, HANGİ YATIRIM ARAÇLARI KAZANDIRIR.
YanıtlaSilDezenflasyon süreci hep birlikte kaybedeceğimiz bir süreçtir. Carry trade yapanlar kazanabilir ama risk çok büyüktür, ciddi kayıplar da yaşayabilirler.
SilAltın
SilCarry-and-run trade:)
SilMahfi bey aslinda bu yanlislarin dindar bir hukumet tarafindan yapilmasi iyi oldu. Ulkemizdeki dindarlar akil mantik ve bilimin yahudi mason isi oldugu ve eger yeterince dindar olur ve dini kurallara gore politika yaparsak arap tanrisinin bize yardim edecegi inancina sahipti. Inanclari son yillarda paramparca oldu. Biraz pahali bir egitim oldu ama hic yoktan iyidir.
YanıtlaSilDaha kolay bir yolu vardı öğrenmenin.Olmadı.
SilNeydi o yol ?Daha açık yazar mısınız yorumunuzu?
SilYine anlaşılır ve yol gösterici bir yazı, elinize sağlık.
YanıtlaSilBorçlanarak beslenmek için her bulduğunu yiyen, karnı şişince "obezliği" büyümek zannedenlere olumsuzluklar üzerinden dengeli beslenmeyi tarif etmişsiniz.
YanıtlaSilTeşekkür ve saygılarımla.
YİD ve KÖİ projeleri ve gelir garantilerini de hatırlamak, unutmamak gerekli değil mi?
SilEvet öyle
SilPeki hocam, carry trade'i önlemenin yolu nedir?
YanıtlaSilBuraya nasıl geldiğimizi görmemiz lazım önce. Filmi 2021 yılına sararsak Eylül ayında faizi düşürerek ve ardından KKM'yi getirerek yaptığımız faciayı görebiliriz. İşte bugün yaşadığımız carry trade olayının nedeni bunlardır. Bunu önlemenin tek yolu bilim yolundan ayrılmamak ve gerçekleri kabul etmektir. Bugün geldiğimiz noktada ise carry trade'i önlemenin yolu yok maalesef. Bu ahmaklığın sonuçlarına katlanacağız maalesef. Aynı hataları bir daha yapmamayı öğrenmişsek eğer en azından öyle bir ders çıkarmış oluruz.
SilHocam, o zaman yine yapısal reformlar diyerek yabancı yatırımcının faiz getirisinden ziyade yatırım getirisini tercih etmesini teşvik etmek ve hukuk ile güvenilir zemini sağlamaktan başka bir çaremiz yok gibi.
SilNedir bu yapısal reformlar?
SilYaptırmamak:)
SilYapısal Reformlar ve Türkiye
Silhttps://www.remzi.com.tr/kitap/yapisal-reformlar-ve-turkiye
Gerçekten inanılır gibi değil, her seferinde bu yapısal reform nedir sorusu nasıl sorulabiliyor? Sabrınıza şapka çıkarmak lazım hocam.
SilSon on yılda Türkiye'nin ekonomik kararları, özellikle özelleştirmeden dış borçlanmaya, vatandaşlık vermeden enflasyon yönetimine kadar çeşitli alanlarda yapılan hatalarla doludur. Bu hataların sorumluları, hukuken yargılanmalıdır.
YanıtlaSilHOCAM SAYGILAR. ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE , HANE HALKINI BEKLEYEN EN BÜYÜK RİSK NEDİR.
YanıtlaSilGeçinememek.
SilHocam yazılarınızda bahsedip detaylandırmadığınız bu yapısal reformlar nelerdir?
SilAçlık barınma yozlaşma aşırı fakirliğin getireceği her türlü felaket köyünde imkanı olan kurtarır bir şekilde ama şehirler sürekli daha da yaşanmaz hale gelecek.
Silİşsiz kalmak.
SilHocam yazınızı olduğu gibi yayınlayıp atıf yapmayan, ya da isminiz geçse de blogunuzdan bahsetmeyen tonlarca yazı var internette ve sosyal medyada. Sanki o sitelerin yazarıymışsınız gibi. Bu konuya eğilmenizi öneririm. Saygılar,
YanıtlaSilKeşke her yere yazsalar da daha çok yere yayılsa. Size kesinlikle katılıyorum, ama hocam bunla nasıl başa çıkar bilemiyorum. Bu denli analitik ve doğru yazıları tekrar tekrar post edip kopyalıyorlar , yayılsın temennim. Hocam, nezdidinizde yorum yaptım, kusura bakmayın.
SilBen, yazılarımın alınıp yayınlanmasına bir şey demiyorum, nereden aldıklarını yazsalar ve başlığını değiştirmeseler razıyım. Ama maalesef dediğiniz gibi ahlaksızca işler yapıyorlar.
SilBaşlık ve içerik değişmeden ne kadar çok yerde yayınlanırsa bu ülkenin menfaatine. 1 kişi bile uyansa kafi.
SilHocam isminizi yazdıkları yetmez, blogunuza da atıfta bulunmaları lazım. Haftada iki üç yazıyı sizin yazılarınızdan çıkarıyorlar. Başlık "Mahfi Eğilmez şunu dedi". Sanki onlara özel demeç vermişsiniz gibi.
SilYazınız için teşekkürler!
YanıtlaSilSağ olun.
SilSayın hocam cok agır bir durgunluk görünuyor piyasada kepenk kapatan kapatana arkasına issilik patlayacak gibi...Allah aşkına bildgini söyle bize bu yolun sonu nereye varır hergün enseyi karartmaktansa bilelim başımza gelecekleri
YanıtlaSilE bunu defalarca yazdık, buradan bu politikalarla çıkış yok.
SilMahfi eğilmez bildiğini söyleyen nadir insanlardan.
SilTuik e sorsan türkiye hep büyüyor. Nominal büyüme reel olarak notr hatta biraz küçülme bile var aslinda
YanıtlaSilBu hesabı nasıl yaptınız Hüseyin Bey?
SilNominal ne demek bilmiyor Hüseyin Bey sanırım.Türkiye nominal olarak da reel olarak büyüyor ama büyümenin kalitesi ve sürdürülebilirliği esas problem.
SilDeğerli Hocam,
YanıtlaSilKısa, öz ve her noktası doğru yazdınız için çok teşekkürler.
Yaş olarak 90’ların krizlerinde iş hayatına yeni başlamış bir okuyanınız olarak, krizlerin versiyonları farklı olsa da, biz bunları hep yaşamadık mı demeden kendimi alamadım. Arka plan farklı, ön plan aktörleri farklı, yapılan hatalar aynı. Oy verenlerin mantığı aynı. Çile çekenler aynı. Hem de yüzde yüz aynı. Ders çıkarma yeteneği sıfır, sonuç aynı. Üzülüyorum, yazdığınız gibi kaynaklar doğru kanallara gitse, çoktan ihya olmuştuk. Filipinler, Mısır, kısmen Endonezya, Tayland, farkımız yok. Hoş, kredibilitemiz daha iyi değil. Ama, sıra bize tekrar geliyor. Bunu doğru yönetecek ekipler, yönetim iradesi olmazsa, 1919’u da ararız..
Evet maalesef öyle.
SilYapılan hataların hep aynı olmasının nedeni, ülkeyi yönetenlerin birkez iktidara geldi mi sonsuza kadar orda kalmak istemeleri ve ülkemizde siyasetin bir meslek olmasıdır. Bu durum halkın refahı için olması gerekenleri ve doğru hamleleri yapmak yerine, siyasilerin tekrar seçilmeleri için yapması gerekenleri uygulamasına neden oluyor. Sonunda da çıkmaza giriliyor, ekonomi çöküyor, ve mevcut siyasilerin vitrindekileri için perde kapanıyor. Fakat olan halka oluyor ve bedeli de yine halk ödüyor.
SilYapılması gereken anayasaya gelişmiş ülkelerdeki gibi siyasetçiler için siyasette geçirilecek süre için sınır ve siyasette bulunmak için yaş sınırı konmasıdır.
Hocam saygılarımı sunuyorum keşke kitler sadece özelleşip faaliyetlerine devam edebilmiş olsaydı Sümerbank fabrikaları, SEKA fabrikaları , çimento fabrikaları, yem fabrikaları ve daha bir çok tesisin esamesi kalmadı artık çoğu stratejik üründe net ithalatçı durumuna geldik , Tekel fabrikalarının özelleştirilip kapatılması sonucu yerli üreticiden artık tütün alınmıyor , köyden kente hızlı ve kontrolsüz göçün de en büyük sebebi Anadolu illerinde kapatılan kitler . Kamu iktisadi teşekküllerinin kuruluşunun en büyük amacı karlılıktan çok bölgeler arası gelişmişlik farkına pozitif katkı sunmaktı, PTT gibi bir kuruluşun birincil amacı anme hizmeti sağlayarak en ücra yerlere haberleşme hizmeti götürüyorken günümüzde tüccar mantığı ile kar zarar hesabı yapılıp pek çok yerde şubeleri kapatılıyor. İşin kötü yanı bizler bildikçe kahrolup sinirden ülser olurken ülkenin diğer bir kesimi yapılanları alkışlıyor
YanıtlaSilOnun için bu yapılanın özelleştirme olmadığını söylüyoruz. Bu özelleştirme değil resmen rezalet.
SilYapılanları alkışlayanların büyük kısmı sosyal yardım alıp yaşayanlar ve dar pencerelerinden baktıklarında ellerine tutuşturulan sınırlı parayı, bedava toplu taşım kartını büyük bir hizmet olarak görenler.
SilNas dendi, faiz haram dendi. Ne oldu, faiz%50 oldu.Ayet mi indi. Yazık ülkeme. Karşılıksız para basmak günahların en büyüğü bence. En yüksek faizi, en dindar geçinen parti verebiliyor dünyada.. ne garip.
YanıtlaSil800.000.000.000₺ neler yapılırdı bu ülkede oysa. Boşa gitti.
Faiz fena çarptı.
SilSayin hocam bu listeye yolcu garantili havaalanlarini, köprüleri, sehir hastanelerini de ekleyebilir miyiz ? Saygilarimla...
YanıtlaSilHaklısınız. Daha birçok konu var.
SilElinize sağlık hocam.
YanıtlaSilSağ olun.
SilAslinda en buyuk facia 'devlet adamsizligidir', ve devlet adami yetistirememis olmamizdir.
YanıtlaSilAslında devlet adam var ama onları karar alıcı noktalara getirecek sistem yok
SilAslında sistem de var ama uygulayan yok.
SilDevlet ayakta duruyor ama insanlar durabiliyor mu emin değilim. Bu ayakta durma sorusu yani bu kadar kötü yönetiliyor ama batmıyor anlayışı bir yanılsamadır. Yani devlet bugün cebinizdeki 100 tl nin 60 ını alır yarın 70 ini ve bu oran 99,9999 a kadar gider. Devlet ayakta kalır mı kalır ama vatandaşa kalan hep daha azıdır.
YanıtlaSilSöylediklerinize katılmak ile birlikte düzensiz göçün de ekonomiye büyük zararları olduğunu düşünüyorum. Kiralar anormal arttı ve gıda fiyatları doviz bazında avrupa dan yüksek
YanıtlaSilDoğru ama o faciayı da biz yarattık.
SilHocam merhaba, şuan kur sabit gidiyor MB yaklaşık 70 milyar dolar aldığı halde kısa sürede. Bu kapsamda carry trade mekanizması işe yaramış olmuyor mu? Vatandaşın dolar algısının kırılmasına yardım ediyor ve eğer bu algı iyice kırılığ dolarizasyon daha da düşerse, sonrasında carry trade'ciler gitse bile totalde bir avantaj sağlamış olmuyor muyuz? Yani kısaca carry trade öcü olmayabilir mi?
YanıtlaSilBu dediğinizin olması için enflasyonun gerçek oranının açıklanması ve onun tek haneye düşürülmesi lazım.
SilEmeğinize sağlık hocam. Öncelikle Üretmeden, çalışmadan sadece finansal önlemler ile bir sonuç elde edilmeyeceğini öğrenmeli sonra bu güzel ülkenin fabrika ayarlarına ( 1923-1940) dönerek o günkü insanları örnek aldığımız gün ne enflasyon kalır nede hayat pahalılığı kalır. Lakin neolibarel politikalar ile yaşamaya devam edeceğiz gibi gözüküyor bir 50 yıl daha...
YanıtlaSilSağ olun. Umudu yitirmemek lazım.
SilUmarım ülkemizde, Atatürk gibi, sadece ülkesinin menfaatlerini herşeyin üstünde tutan, bilgili, tecrübeli, dürüst ve iyi yöneticiler başa gelir.
YanıtlaSilMesele yöneticilerde değil, halkın bunu istemesinde. ki o kolay değil.
SilBunun adı başka ama söylemeyeyim:))A
YanıtlaSilHocam tüketim malı ithalatı yüzde 11 den 17 ye çıkarken ara malı ithalatımiz yüzde 73 ten 69 a gerilemiş. Bu durumda ekonominin üretim tarafında zayıflama tüketiminde artış var demektir. Dolayısıyla hem ekonomi yavaşlıyor hem de enflasyonist baskı artmaya devam edecek gibi görünüyor. Bu da stagflasyon riskini büyütüyor hocam. Bu yakın dönemde gelmiş olan sıcak parayı da kacirabilir. Ne dersiniz hocam. Saygılar.
YanıtlaSilDoğru tespit.
SilSevgili Mahfi hocam, öncelikle bu cesur yazınızdan ötürü bir vatandaş olarak size çok teşekkür ediyorum. Anlayabildiğim kadarıyla denize düşen yılana sarılır misali, KKM sarmalından çıkabilmek için, carry trade çıkmazına sarılınmış gibi. Pekiyi, kısa vadede yapısal reformlardan da sonuç almak mümkün olmayacağına göre, (hoş, kimsenin yapısal reform gibi bir niyeti de yok, ama) carry trade sarmalından çıkmak için nasıl bir hokkabazlık icat edilebilir, sizce?
YanıtlaSilSanırım hokkabazlıkların sonuna geldik bundan sonrası acı önlemler olabilir.
SilHer zaman daha kötüsü vardır biliyorum ama, bundan sonraki daha kötü evreler de neler olabilir? tahminde edemiyorum. Ülke de kaos mu çıkar mı? Bölünür müyüz? İnsanlar açlıktan ve umutsuzluktan birbirini mi parçalar? Siyasetten de siyasetçilerden de umut olmadığı ortada. Ülkeden de kaçamıyoruz? Bir taraftan müstehak bu şempanzeler sürüsüne diyorum öbür taraftan bende bu sürünün içinde yaşamak zorunda kalıyorum. Bireysel olarak ne yapmak gerek bilemiyorum?
SilMerhaba;
YanıtlaSil@mahfiegilmez
Arama gerçekleştirdiğimde böyle bir içerik bulamadım!
Düzensiz göçmenler ülkemizde enflasyona sebep verir mi?
Nüfus artışı ister düzenli ister düzensiz göçmenlerle olsun enflasyona yol açar.
SilHocam pek doğru değil sanki bu yorumunuz. Hindistan'da 1960'dan bu yana ortalama enflasyon %7.37. Max nokta %28.60(1974), min. nokta -7.63%.Güncel enflasyon %4'lerde.
SilSayın hocam ...cahiller herseyi biliyor maalesef...yazınızı okuduğumda kriz dönemlerinde alınan yanlış kararları tekrar hatırladım...çok üzüldüm..
YanıtlaSilCehaletten daha kötüsü hatada ısrar etmek. Yani cahil cesareti.
SilDaha da kötüsü hata yapmayacağım diye suya sabuna dokunmamak.
SilHocam merhaba, yazılarınız için teşekkürler. Özelleştirme kelimesinin devlet tekelinde olan işlerin özel sektör tekeline geçirilmesi için kullanılması çoğu insanda bu kavrama karşı antipati yarattı. Özelleştirilecek işlerin rekabete açık şekilde özel sektöre devredilmesi ve verimlilik artışıdır. AKP'nin uygulamaları rekabet yaratmayı geçtim doğası gereği tekel olan telekom altyapı, elektrik dağıtım gibi işleri bile özel sektör tekeline bıraktılar. Yapılan işler sadece iktisadi olarak kötülük değil, ellerini sürdükleri tüm kavramları da rezil ettiler.
YanıtlaSilMaalesef öyle. Bu yapılanların hiçbiri özelleştirme değil. Ben özelleştirmeden yanayım ama bu uygulamalar bu kavramı öylesine rezil etti ki artık ben de özelleştirme karşıtı oldum.
SilBaşka bir terminoloji bulalım hocam.Siz yine de doğruyu savunun.
SilHocam dünyada son dönemde ülkelerde ciddi vergi artirimlari yapildi ve yapilmaya da devam ediyor. Hocam artik devletlerin sahipliği halklardan ve hükümetlerden küresel sermaye ye geçiyor ve bunlar da bu hazırlıklardan birisi gibi görünüyor. Şirketler sosyalizmi geliyor âdeta. Düşüncenizi merak ettim hocam.
YanıtlaSilBu dediğiniz önlemenin yolları var ama her şeyden önce tam bağımsız bir ülke olmak ve bağımsız bir dış politika izleyebilmek gerekiyor.
SilGünümüz dünyasında tam bağımsız ülke var mıdır?Mesela Almanya tam bağımsız mıdır hocam?
Sildolar bozup tl tahvil alınması faizin yeterli/ belki de fazlasıyla yüksek olduğu anlamına gelmez mi? %50 neden yetersiz? kaç olmalı? ayrıca kurda reel değerlenme olmadan enflasyonla nasıl mücadele edilecek? geçmişin yanlışlarını düzeltmek için bu büyük maliyete katlanmadan enflasyonu düşürmek mümkün müydü? Başka yolu var mıydı?
YanıtlaSilVardı. Beklentileri olumlu hale getirmek. Tıpkı 2001 krizi sonrasında yapıldığı gibi. Onun da tek yolu yapısal reformlardı. Ama bunları yapabilmek için her şeyden önce demokrasiye dönmek gerekiyor.
Sili) faizler %7,5ta kalacak, ii) tl reelde değer kaybedecek iii) yapısal reformlar yapılacak. Sonuç: 1 yıl içinde enflasyon düşecek. hem de bir maliyete katlanmayacağız. buna inanmak zor :)
SilHocam yapısal reformlar nedir? Neler yapılmalı ki beklentiler olumlu hale gelsin?
SilYahu kardeşim , hocayı hiç okumadıysan da bari yukarıdaki yorumları oku. El insaf.
Sil"İşin en acı yanı bugün geldiğimiz aşamada kayıt içi yaşayan insanların kayıt dışı yaşayan insanlara muhtaç duruma düşürülmüş olmasıdır. " Yazınızın bu son cümlesi ekonomi anlamında 22 yılın bir özeti gibi. Her toplum layık olduğu şekilde yönetilirmiş. Biz de buna layığız demek ki. Kurunun yanında yaş da yanıyor tabi ama sessiz kaldıkça hep beraber yanmaya devam edeceğiz.
YanıtlaSilMaalesef.
SilÜzücü ama çok haklısınız.
SilÖnce "kardeşim Esat'tı sonra "katil Esed" oldu şimdi "Sayın Esat"' a döndü. Hocam bu tuhaf dönüşler sadece dış politakada değil her alanda böyle değil mi. Emevi camiinde namaz kılma hayalleri başımıza göçmen sorununu yarattı. En küçük bir kıvılcımla ortalık yangın yerine dönüyor. Gelecekte daha büyük tehlikelerin bizi beklediği çok açık. "Faiz sebep enflasyon neticedir" teorisi(!) ekonomide (tek başına olmasa da) hayat pahallılığı ve geçim sıkıntısı sorunu yarattı. Bu kadar dönüp durma bunların "fıtratında" mı var anlamadım ki. Maç gecesi, kimileri maçı kazandık diye hoplayıp zıplarken akaryakıta ötv kdv artışı diye 2 tl zam geldi. (daha 15 gün önce 2 lira zam gelmişti) Elektriğe 1 temmuzdan itibaren %38 zam. Emekli maaşına %24 zam. Bir emekli olarak 11 bin lira ile geçineceğim. Herkesin derdi başka. Ne diyeyim. Kimimiz geçim derdinde kimimiz maç.
YanıtlaSil"Türkiye'nin derdi bitmez" derdi rahmetli dedem,
YanıtlaSilBen de torunlarıma "Türkiye'nin derdi bitmez" sözünü miras bırakcam.
Ne kadar acı.
SilÖzgür Özel erken seçim istiyor iktidar 4 yıl iktidarız halk bizi seçdi diyor.
YanıtlaSil(Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur)
bakalım Süleyman Demirel haklı çıkacak mı?
MAA
Geçen seçimde çıkamadı.
SilEskiden boş tencere idi ama şimdi işsizlik. İyi kötü bir işi ve geliri varsa, yetmese bile sesi çıkmıyor.
SilMalum tayfa'nın New York'ta Londra'da lizbon'da Atina'da Dubai de malta'da vb vb evi parası olmayan yok gibi, son kertede bavul çanta bile almadan basıp gidecekler bence ?? hiçbir şey umurlarında değil gibi duruyor ??
YanıtlaSilHocam Merhaba,
YanıtlaSilBu yazıda takıldığım nokta kayıtdışı ekonomi. Ne kadar olabilir ki bu kadar büyük kayıpları telafi edebiliyor.
Örneğin kendimden pay biçersem ben ücretli çalışanım , aldığım ücret faturalar-market - benzin ana giderlerim , giyim -restaurant vb zaman -zaman olan giderlerim var. Ama bunların hiçbiri kayıt dışı değil.
olma ihtimalide yok zaten, istesende kayıtdışı yapamazssın bunları. Markete gidiyorsun tüm alışveriş kayıtlı zaten en çok harcama kalemimde market . Sonra benzin alıyorsun kayıtlı. Yani düşünüyorum toplumun büyük bölümü böyle zaten alınan ücretler zorunlu hacamalara gidiyor. tek kayıtdışı alış-veriş semt pazarında aldığın sebze -meyve başka hiçbir harcama kayıt dışı değil. Nasıl oluyorda bu kadar kayıtdışı ekonomi olabiliyor ?
Saygılarımla ,
Türkiye'de kayıt dışı ekonominin % 30 dolayında olduğu tahmin ediliyor. GSYH 1,1 trilyon dolar olduğuna göre kayıt dışı ekonomi kabaca 300 milyar dolayında denebilir. Benzincilere, marketlere bakmanın yanı sıra uyuşturucu ticaretine ve diğer kara para faaliyetlerine ve serbest meslek erbabına bakın derim.
SilBU oranı %50 olarak hesaplayanlar var. Siz de bir yazınızda krizin sokağa yeterince yansımamasını buna dayandırmıştınız.
SilAslında bir düzeltme yapmak lazım. Kayıt dışı bu kadar yüksek olmayabilir. Yani gelirini beyan edip vergiyi ödemese ve kayda girmese harcama yaparken kayda giriyordur. Asıl olan gelirlerin vergi dışı kalması.
SilBir ekonomide hem sanayici hem bankacı olunamamasi gerekir kanaatindeyim. Düşünsenize sanayici mesela koç holding olsun sabancı holding olsun. Bankalari var. Ve bu bankalari sayesinde piyasa ortalamasının altinda krediye ulaşabiliyor. Böylece kendi üretim maliyetlerini düşürebiliyor. Fakat finansal olanak cok sayıda kobi de bulunmuyor. Ve o kobi ler bu holding bankalarindan daha yüksek faizlerle borçlanma yaparak uretim yapmaya istihdam sağlamaya calisiyor üstelik cok daha yüksek maliyetlerle. Bu durum ekonomide rekabeti ciddi sekilde baltaliyor. Kobi ürettiği mal ve hizmetleri banka sahibi holdinglere nazaran daha zor satar ve daha düşük nakit akışı sağlayabilir hale geliyor. Cunku banka sahibi holdingler krediler yoluyla kendi mallarini daha kolay satabiliyor. Ekonomide sermaye birikimi holdinglerde mobilize oluyor bu nedenle. Bu yuzden kobiler yeterli sermaye birikimi yapamiyor ve yatirim hacmi de zayif kalıyor ve ekonomide sermaye dağılım mobilizasyonu sürekli bozuk hale geliyor ki bu da ekonomijin carpik büyüme tabanina dönüşmesine sebep oluyor. Sermaye dağılım mobilizasyonunun kalitesi için en başta büyük sermayenin banka sahipliğine izin verilmemesi gerekir hatta dunyada da boyle olmalıdır. Bir is adami ya da bir üretim organizasyonu banka sahibi olamaz. Bence sermayesi olan ya ekonominin sadece reel tabaninda ya da sadece finans tabaninda yer almalıdır. Bu konuda düşünceniz nedir hocam. Saygılar.
YanıtlaSilBu dediğiniz 2000'ler öncesi doğruydu. BDDK kurulup faaliyete geçtikten sonra artık bankalar kendi sahiplerine veya onların kuruluşlarına bu dediğiniz gibi kredi veremiyor.
SilHocam veriliyor.Sadece daha üsturuplu, kitabına uygun yapılıyor.
SilNasıl yapıyorlar bilmiyorum. Çünkü hepsinin limitleri var.
Silkayıt dışı nedir diye aramaya gerek yok hepmizin gözü önünde olağan bir şey kayıt dışı
YanıtlaSiltaş toprak sanayi ile inşaat işleri çoğunlukla kayıt dışıdır küçük iş ise satıcı fatura vermez sizde istemezsiniz zaten kayıt altına alamazsınız iş imarsızdır büyük iş ise biraz pazarlıkla yine fatura alınmaz kazan-kazan yani zaten ısrarla istemedikçe fiş fatura verilmez imarsız yani belediye imar bölümünden izin alınmadan yapılan taş-toprak-beton işleri var imarsız olunca işçilik vergilendiremezsiniz imarsız inşaat faaliyetleri imarlıdan fazladır imarlı işlerin içindede kayıt dışı çok fazladır herşey vergilendirilmez bir kısmı vergilendirilir bu kadar yeter denip vergilendirilmeden devam edilir burada dönen parayı bulmak için imarlı vergiye bildirilen inşaat faaliyetleri nin toplamı kadar diyebilirizküçük yerlerde bir imarsızlık başlamış ve belediye populizm yapıp göz yummuşsa artık orada imarlı hiç bir şey yapılmaz sonradan orada deprem olduğunda durumu siz düşünün çünkü imarsız uygulamaların en kötü tarafı çoğunluğu deprem yönetmeliğni aykırıdır bunları cimer üzerinden şikayet etsenizde bir işlem yapılmıyor imarsız inşaat hem deprem yönetmeliğine aykırı yani yıkılabilir hemde vergilendirilmemiş kayıt dışıdır fakat devlet tarafından imar affıyla ödüllendirilir ve yasallaşır dask sigortası yapılır bunlar benim gözlemlerim bu iş içindekilere hatta vergi dairesinde çalışanlarada sorsanız ayni şeyi söylerler yani bilinen olağan traji-komik bir Türkiye sorunu.
Gelişmiş ülkelerde imarsız betonarme bina yapılmıyor buna izin yok zaten depremde ölüm sayısından bunu anlıyorsunuz ABD ve Japonya iki gelişmiş Türkiye gibi deprem kuşağında iki ülkedir bu ülkelerden bahsediyorum betonarme tadilatlarda ayni şekilde belediyeden izin alınarak mühendislik projesi onaylanarak yapılıyor.
SilSosyal sorumluluk ise maddi durumunuz iyi değil fakat kendinize bir barınak yapacaksınız deprem ve doğal afetlere dayanıklı ahşap-hafif çelik konstrüksiyon nasıl yapacağınız devlete ait web sitesinde çok geniş açıklamalı yapım tarifleri var amatörce bu tariflere bakarak yapabilirsiniz ki ben yapdım bunun gibi sizi yanlış yollara sapmanızı önleyen doğruyu yapmanızı teşvik eden devlet uygulamaları var mesela kıyı balıkçılığı yapmak isteyenlere bu işe uygun tekne yapımını kendi web sitelerinde öğretiyor ki bunuda yapdım ayni şekilde işyeri kurmak için hazır preabrik atölye projeleri var devlet herşeyi düzene sokmuş bu projeleri yapabilirsin senden para alınmayacak diyor bu işleri yapacak vatandaş maddi gücü varsa kredi kartı ile malzemeleri alıp gerekli yerlerden aletleri kiralayıp barınağını yapıyor kayıt dışı oluşmuyor yapılan yapı yönetmeliklere uygun oluyor eğer maddi gücü zayıfsa yine çeşitli yerlerden yardım kuruluşlarından yardım alabiliyor yıllık enflasyon 2-3% arasında olduğu için borcunu zaman içinde ödeyebiliyorsun görüldüğü gibi sorun devletin yapısında gelişmiş ülkelerde devlet halka hizmet için var olarak görünüyor.
Türkiyede ise ayni şeylerde devletin hiçbir yönlendirmesi yok vatandaş inşaat öncesi çok para harcaması gerekdiği için kaçak yanlış yönetmeliklere aykırı işler yapıyor deprem olunca yapı yıkılıyor Türkiyede devlet kendi kendine zarar verip kendi kendini yiyip bitiren bir oluşum gibi görünüyor.
Hocam emeğinize ve kaleminize sağlık. Tespitleriniz yerli yerinde. Hocam, eğer ülke yeni bir seçim safhasına girerse eger, hükümet yine popilist politikalar izler mi? Meaela, Merkez Bankası'ndan faizleri indirmesini ister mi? Böyle bir durum bizi hiperenfalsyona sürükler mi? Şimdiden tesekkürler hocam.
YanıtlaSilBarınma krizi bağıra bağıra geliyorken, Konut fiyatları düşmez diyenlere aşağıdakiler yapılırsa ne olur diye sormak isterim
YanıtlaSil1- Belediye kayıtlarındaki tüm rayiç bedeller güncellenip , tapudan önce bağımsız ekspertiz firmalarından satış fiyatının piyasa şartlarına göre olması gereken minimum tutarda olduğuna dair sistem üzerinden resmi yazı alınması ve tapunun bu yazıdaki minimum fiyat üzerinden işlem yapması.
2- Göçmen sorununu insani olarak çözüp sığınmacıların kademeli olarak ülkelerine gönderilmesi
3- Kira gelirlerine % 20 stopaj uygulanması
4- Hanehalkına ait konut sayısı arttıkça orantılı olarak emlak vergisinin katlanması
5-Emlak vergisi borçlarının her yıl icra takibine konu olması
6-Kooperatif benzeri bir sistem ile 3 yıl konut arzının devlet destekli ve fiyat/maliyet kontrollü yapılması
Hükümet bunu yapar mı? Yapmaz!
çeşitli ülkeleri gezdim fakat beni en çok rahatsız eden şey 20 yıl önce bodrum dan yunanistan ın kos adasına gitmek oldu adayı bisiklet ile gezdim susadıkça küçük şişe su satın aldım her su alışımda değişik satıcılar fiş verdiler (1 küçük şişe su için fiş)suyun fiyatı bodrum dakinin 1/3 ü kadardı ve ben hayatımda Türkiyede bir küçük şişe su için fiş veren büfe satıcısı görmedim (büyük marketlerde mecburen fiş keserler fakat onlarda fişi çöpe atarlar )burada satıcı fişi su ile birlikde veriyorlardı ve bahsettiğim satıcılar küçük büfelerdi.İşde farkımız burada bizi neden avrupa topluluğuna almıyorlar .
YanıtlaSil"Çünkü yapılan aslında gerçek anlamda bir özelleştirme değildi." Peki bunun özelleştirmeden farkı neydi hocam?
YanıtlaSilÇok basit bir farkı var: Özelleştirme, özelleştirilen hizmetin alan şirket eliyle daha verimli ve gelişmiş şekliyle devam ettirilmesi demektir. Böyle bir şey olmadı. Çoğu özelleştirilen kurum ya AVM yapılmak üzere ya da konut inşası için yok edildi. Öyle olmayanlarda da verimlilik artmadı fiyatlar düşmedi. O zaman bu özelleştirme değil kamuya ait bir malın özel kesime hiçbir fayda sağlamayacak şekilde peşkeş çekilmesi oluyor.
Sil500.000 Tlye mal ettiği evi 5.000.000Tl ye satan müteaahitten 1 Tl vergi alınmaz, ama stopajını vergisini primini zar zor ödeyen ,zor geçinen esnafa, vergi memurları ceza yağdırır. Bu nasıl bir adalet?
YanıtlaSilKapitalizmin önündeki en büyük engel yine kapitalizmin kendisidir. Karl marx in özlü sözlerinden birisidir. Katilirmisiniz hocam?.
YanıtlaSilMarks'ın böyle bir sözü olduğunu sanmıyorum.
SilAcaba bu yüzyılın ilk çeyreğinde ülkedeki bu açığı nasıl kapatıcağız . Seçimler dolayısıyla yaşanan seçim ekonomisi belki de düzeltilebilecek bazı şeylerin daha da kötüleşmesine neden oldu . Şimdi de erken seçim söylemleri muhalefetin be iktidarın dilinde. Eğer gerçekleşirse 2023 OVP zaten ekonominin mevcut durumunu iyileştirmek için yeterli olmaması bi yana program sayesinde bazı hedeflenenlere ulaşılabilecekken hiç bir işe yaramamış olacak .
YanıtlaSilAvukatlara, doktorlara, diyetisyenlere, psikologlara, dans kurslarına, fitness merkezine, barlara, yoga merkezine, otellere vb. yapılan ödemeleri elden alan meslek sahiplerine büyük vergi cezası getirmek gerekli ayrıca müşterisi şikayet ederse ona da ödül verilmeli çünkü ya hiç ya da çok gülünç miktarlarda vergi ödüyorlar. Ayrıca AVM dükkanını kiraya veren sahipleri, residansda ofislerini kiraya veren sahiplerinden hiç vergi almıyor Mehmet Şimşek. Ev kiralarına evrensel hukuk kurallarına aykırı şekilde getirilen yüzde 25 sınır sayesinde avukatlar hiç hayatlarında kazanamadıkları kadar arabuluculuktan ve davalardan para kazandılar. Dünyada evrensel hukuk kuralları geçen hiç bir ülkesinde, hele hele bu kadar yüksek enflasyonun olduğu bir ülkede 1 senelik kira kontratı 5 seneye 10 seneye uzamaz aynı apartmanda kiralar arasında korkunç fiyat farkı var ve kötü niyetli kiracılar yüzünden, kiraciları evden tahliye etmek için bu gidişle Türkiye'de maalesef yeni bir hizmet kolu doğmuştur.
YanıtlaSilnasıl olacak bu şekilde...
YanıtlaSil5.5 milyon memur , mvekilleri bakanlar enflasyon farkı %25 alacaklar...
şimdi enflasyonla mücadelenin yükünü ücretli mi çekecek..
neresinden tutsak elimizde kalıyor...
nereye gidiyoruz..