Son On Yılda Yarattığımız Facialardan Bir Demet

Türkiye, son on yılda telafi edilmesi son derecede güç birtakım facialara imza attı. Bunların hangisi ve ne kadarı hataydı, hangisi bilerek ve isteyerek yapıldı bunu bilmiyorum. Ama tamamı inanılmaz yanlışlardı. Öyle yanlışlar ki ekonomi ve finans ders kitaplarına “yapılmaması gereken hatalar” başlığı altında ayrı bir bölüm olarak girebilir.

Özelleştirme

Özelleştirmenin amacı kamu kesiminin kaynak ayıramadığı üretim tesislerini özel kesime devrederek yeni yatırımlarla, yeni teknolojiyle verimlilik artışı sağlanması ve daha ucuza daha fazla üretim yapılmasının sağlanmasıdır. Türkiye, yirmi birinci yüzyıl öncesinde devlet eliyle kurduğu bütün tesisleri, işletmeleri, üretim birimlerini özelleştirdi ama ne üretim artışı sağlandı ne de ucuzluk. Çünkü yapılan aslında gerçek anlamda bir özelleştirme değildi.

Dış borçlanma

Yirmi birinci yüzyıla girerken Türkiye’nin dış borç stoku 103 milyar dolardı. 2023 yılsonu itibarıyla dış borç stokumuz 500 milyar dolar. Demek ki 23 yılda dış borç stokumuzu 4 kat artırmışız. Bu borçlar nereye gitti? 200 yıldır tekstil sektöründe olup da dünya çapında marka çıkaramamış bir ülkeyiz. Dış borçlanma, yeni teknoloji ithaline, verimlilik artırıcı gelişmelere, üretimde kaliteyi artırmaya gitmediği sürece sadece ekonomiye yük getirir.

Vatandaşlık verme

400 bin dolara bir gayrimenkul alanlara (yakın zamana kadar 250 bin dolardı) vatandaşlık verildi. Bu gayrimenkuller üç yıl süreyle satılamıyor: Tek koşulu bu. Oysa başka ülkelerde bu tür yatırımlara ek olarak o ülkenin lisanını öğrenmek dâhil pek çok koşulu bir araya getirip uzun yıllar beklenmeden vatandaşlık alınamıyor. O ülkelerin çoğu beş yılın sonunda altın vize denilen süresiz oturum hakkı veriyor, vatandaşlık vermiyor. O arada da bir sürü masraf tahsil ediyor. Bizde vatandaşlığı alıp da üç yıl bekledikten sonra aldıkları evleri değer artışıyla daha yukarı bedele satanlar, vatandaşlığı almanın yanı sıra para da kazandılar. Böylece, hiçbir koşul aramadan üste para kazanmalarını sağlayarak vatandaşlık vermiş olduk.

Enflasyon yükselirken faiz düşürme

2021 yılının Eylül ayına gelindiğinde enflasyon yüzde 19, Merkez Bankası’nın politika faizi de yüzde 19 idi ve enflasyon yükselme eğilimindeydi. O aşamada “faiz sebep enflasyon sonuçtur” iddiasıyla ortaya çıkıldı ve faiz düşürülmeye başlandı. Enflasyonun yükselme hızı arttıysa da faizi düşürme ısrarı sürdürüldü ve sonunda yüzde 8,5’e kadar indirildi. Enflasyon yüzde 85’e yükseldi. Geçen yıl bu zamanlar faizin sebep değil sonuç olduğu anlaşılınca faiz yükseltilmeye başlandı. Faizin sebep değil sonuç olduğunu 21’inci yüzyılın ilk çeyreğinde anlamayı başarmış bir toplum olarak bir kez daha tarihe geçtik. Hala enflasyonun düşmesini bekliyoruz. Neyse ki önümüzdeki aylarda baz etkisiyle düşüş olacak. 

Gerçek enflasyon, açıklanan enflasyondan çok daha yüksek olduğu için insanlar alınan önlemlerin enflasyonu düşüreceğine inanmıyor, geleceğe ilişkin olumsuz beklentileri devam ediyor. Öyle olunca da insanlar tasarruf etmiyor, para tutmuyor, ellerine geçen parayla bir an önce dolar, altın, konut, araba ya da ihtiyacı olan mallardan fazla fazla almaya yöneliyor. Faiz gerçek enflasyona değil de açıklanan enflasyona göre ayarlandığı için insanlar bu alışkanlıktan vaz geçmiyor ve enflasyona katkı yapmaya devam ediyorlar. Gerçekleri saklayarak enflasyonu artırmış olduk.

Kur korumalı mevduat

Faizi düşürerek enflasyonu düşüreceği iddiasıyla ortaya çıkan hükümet baktı ki faizler düştükçe insanlar dövize hücum ediyor, bu hücumu önleyebilmek için kur korumalı mevduat (KKM) diye bir araç icat etti. Bu araç aslında gerçek enflasyon kadar faizi başka bir ad altında bankalar değil de Hazine ve Merkez Bankası’na ödetme aracıydı. Sonraki aşamalarda Hazine devreden çıkarıldı ve yük Merkez Bankası’na devredildi. Uygulama 2023 yılında Merkez Bankası’nın 818 milyar lira zarar etmesine yol açtı. Normal olarak her yıl kâr eden ve bu kârı Hazine’ye (bütçeye) devreden Merkez Bankası zarar edince bütçe de o kadar kaynaktan mahrum kalmış oldu.

Carry trade

Merkez Bankası faizi yüzde 50’ye kadar yükseltti. Bu faiz, bırakın gerçek enflasyonu açıklanan enflasyonun bile altında. Buna karşılık kur, sabitleşme eğilimine girince insanlar dövizlerini bozdurup TL mevduat hesaplarına ya da tahvillere yatırıyor. Öyle olunca kur daha da gerilemeye başlıyor. Bu hesaplar 1 ay, 3 ay gibi çok kısa vadeli hesaplar. Vade dolduğunda kur değişmemişse alınan faiz, döviz faizi konumuna geçiyor. Böylece kendi paramızla borçlanmış gibi görünsek de aslında dünyanın en yüksek döviz faizini ödeyerek dövizle borçlanmış olduk.  

Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğinde ekonomi politikasında yapılmaması gereken ne varsa yapmış olmamıza karşın hala ayakta durmayı becermemiz ise kayıt dışı ekonominin yarattığı paralel evrenin katkısıyla olmuştur. İşin en acı yanı bugün geldiğimiz aşamada kayıt içi yaşayan insanların kayıt dışı yaşayan insanlara muhtaç duruma düşürülmüş olmasıdır.  

Yorumlar

  1. Çok güzel bir yazı, kaleminize sağlık.

    Ekonomi alanında yapılan hatalar ağır bedeller ödenerek, zaman ve para kaybederek telafi edilebiliyor ama "Vatandaşlık verme" gibi demografiyi etkileyen hataların telafisi maalesef kolay olmuyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef bunlar kalıcı etkiler yaratıyor ve düzeltilmesi kolay değil. Haklısınız.

      Sil
    2. Son 22 yılda başımıza gelenleri altın yumurtlayan tavuk hikayesiyle özetleyebiliriz.

      Bir çiftçisinin büyüyen tavuğu hergün bir altın yumurtlamaya başlamış.

      Çiftçi bu altın yumurtalarla çok zengin olmuş.

      Günler böyle geçip giderken çiftçinin aklına hain bir plan gelmiş. Demiş ki: “Eğer ben bu tavuğu kesip içindeki tüm altınları bir kerede alırsam uğraşmama gerek kalmaz. Hem o da ne öyle, her gün bir yumurta!”

      Kümese girmiş ve korkuyla ona bakan tavuğu tek hamlede yakalamış. Onu hızlıca kesmiş ve içine bakınca hiçbir şey olmadığını görmüş.
      Açgözlü olmanın sonucunu gören çiftçi yaptığından çok pişman olsa da iş işten çoktan geçmiş...

      Sil
    3. yani hocam bütün dünyada mı böyle. Sadece popüler olunca seçilen, yönetime gelince ne yapacağı hiç bilinmeyen ve sadece kendine çalışan politikacılar (bütün partiler için) ve hiç bir ahlaki yapısı olmayan insanları göz önünde tutup sürekli örnek göstermeleri galiba bu genel bir plan.cahil bırak rahat yönet

      Sil
    4. Vatandaşlık iptali de bir yöntem.

      Sil
    5. Özbekistanlılar özellikle. Bu noktaya ciddi odaklanmak lazım.

      Herkes Suriyelilerden bahsederken, Özbekler sessiz sedasız sinsi bir şekilde kenardan ilerliyorlar.
      İstanbul'un tarihi yarımadası olan Fatih'te dükkanlar alarak bu bölgenin ticaretinden pay koparmaya başladılar. Kazandıkları paraları Türkiyede tutmuyorlar. Özbekistana havale ediyorlar.
      Özbekler, Türkiyeden ciddi dolar çıkışına sebebiyet vererek ülkenin ekonomisinde ciddi yaralar oluşturuyorlar.

      Ayrıca son yıllarda yapılan araştırmalar ISID'ın önemli bir kesiminin Özbeklerden oluştuğunu ortaya koyuyor...

      Sil
    6. Bu konuda yapılmış bir çalışmanız var mı?

      Sil
    7. Yok tabii ki. Sallamış.

      Sil
  2. Emeğinize saglık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye gibi yeni-sömürge ülkelerde facia hiç eksik olmaz. Emperyalizm gerçeğini göz ardı eden değerlendirmelerin de bir önemi yoktur.

      Sil
    2. Hocam yazılarınızda yapısal reformlardan bahsediyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız? Tam olarak ne yapılmalı?

      Sil
    3. Hoca kitabını yazdı. Alıp okuyabilirsiniz.

      Sil
    4. hoca bize bi yapısal reforumsuz reçete yazıver yoksa olmayacak

      Sil
    5. Hoca ne yapsın , anlatmaktan dilinde tüy bitti.

      Sil
  3. Nokta atışı tespitler. Elinize sağlık.

    Artık önceliklerimizi belirlemeli ve kendi gündemimizi oluşturmalıyız. Kuru lafa karnımız tok.

    YanıtlaSil
  4. Bunlar bu ülkeyi yıkmak için gelmiş bir proje olduğunu başta çok anlatan oldu .bu millet anlamadı.anli secde görüyor. Bilerek isteyerek bu ülkeyi batırdılar ülke işgalale bile açıldı.ne yerliler ne de mili,kin öfke dokular ülkeye karşı kaleminize sağlık saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef BOP tam anlamıyla bir yeni kuşatmaydı. Bazılarımız gördü bazılarımız göremedi. BOP konusundaki eleştirilerimi yıllar önce Değişim Sürecinde Türkiye kitabımda ortaya koymuştum.

      Sil
    2. 2009 kadar bop 2009 dan itibaren ingilterenin gokap esbaskanligi. Bunun karsiliginda da city of london dan bol bol finansman . Al parayi Rothschild hanedanligi dan istediğin yerlere harca. Hesap soran yok .imf yok . Tek adam.rejimini finanse et türkiyeyi anadolu federasyonu haline getirmenin taşlarını dose. Mesela tarim hayvancılığı bitir imalat sanayisini zayiflat dis girdiye bağımlılığı ikiye uce katla.ancak city of london kontrolünde silahlanmayi bolca artir. Ayni zaman zarfinda tarikatlari hizla güçlendirmeye palazlandirmaya tam gaz devam et. Turkiyede laiklik ilkesini yok etme hizini yukselt. Dinci türkiye haline getir ve böylece devleti gokap kapsaminda daha kolay savaş iklimine sokmak.zaten 8 sene önce de büyük bir darbe tiyatrosu ile orduyu da sermayenin güdümüne sokuldu. Bp.shell gibi city of london in yonettigi enerji kartellerinin irakin ve suriyenin kuzeyindeki enerji koridorlarını güvenliği için turk askerî bekcilik yapiyor. Bu hükümet nasil 22 yil iktidarda kaldi sanıyorsunuz. Ama bizim halka anlatamazsınız. Ta 1990 ortasindan bu yana kuresel sermaye abd tarafi bop ingiltere tarafi gokap icin kullanışlı bir siyasi arguman ariyordu ulkemizde. Akp yi kurdurarak ve erdoganla anlaşarak din soslu emperyalizm projesini devreye soktu.

      Sil
    3. Gerçekten büyük resmi çok iyi analiz etmişsiniz.

      Sil
    4. Yine bir büyük resimci geldi. :)
      Anlamıyorsunuz, büyük resim diye bir şey yok, her olay kendi şartları içinde değerlendirilmeli.

      Sil
  5. Yazınız için sağolunuz.Ben saydığınız yanlışların bir çoğunun bilinçli olarak ve sonucu hesaplanarak yapıldığı düşüncesindeyim. Hiçbir "ekonomist " bu seviyede acemi olamaz. Sonuçların kime hizmet ettiğininin belirleyici olduğu ve ülke yönetmenin aç bırakarak kolaylaştığı fikrinden hareket edildiği düşüncesini taşımaktayım. Ama sonuçta doz aşımı olduğunu da görerek düzeltme (!) çabalarına giriştiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet haklısınız, kantarın topuzunun kaçtığını fark ettiler sanırım.

      Sil
    2. Geç oldu, güç de oluyor.

      Sil
    3. Olmasa keşke.

      Sil
  6. İşin en acı yanı bugün geldiğimiz aşamada kayıt içi yaşayan insanlar kayıt dışı yaşayan insanlara muhtaç duruma düşürülmüştür.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kayıtdışı oranına dair bir tahmininiz var mı?

      Sil
    2. Hoca %30 diyor , ama ben %50 seviyesinde olduğunu tahmin ediyorum.

      Sil
  7. Sayın Eğilmez
    Yine harika bir yazı için teşekkür ederiz. Bu yazı kapsamında tarımsal alanda yapılan büyük hatalara yer verebilirseniz naçizane resim tam olarak ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Evet sanırım o ayrı bir yazı konusu olmayı gerektirecek kadar büyük bir facia. Kendine yeter ülke olmaktan kendine bile yetmeyen ülke konumuna geçmek büyük bir facia.

      Sil
    2. Yapısal reformlar gibi bu konuya da ayrı birkaç makale gerekiyor.

      Sil
    3. Hocam nedir bu yapısal reformfmfjlkkjdşldldl?
      Şaka şaka hocam, insanlar okusun lütfen.

      Sil
  8. Hocam bankalarda black adıyla kara kartlar dağıtıyorlar,buda kara paraya muhtaç olmamızın sonucumu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence kara para da bize muhtaç. Karşılıklı:)

      Sil
    2. Çok doğru bir yorum olmuş.:)

      Sil
  9. Sayın hocam. Bir şey sormak istiyorum. Hatta bu konu ile ilgili bir yazınız olursa bence şu gündem içinde çok iyi olabilir.
    Dün akşam Geçici sığınmacı meselesi Kayseri'de yaşanan bir olay üzerinden gündem oldu. Göç verilerini doğru kabul edersek 3.5-4 milyon, kaçaklar vs sayı farkli kabul edersek 8-10 milyon varsayalım. Bu kişilerin her ay 100.000-150.000 olmak üzere geri dönüşleri sağlaniyor olsa ekonomiye etkileri nasıl olur

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İki farklı etkisi olur: (1) Bu kişilere sağlanan ücretsiz sağlık hizmetleri vb ortadan kalkacağı için kamu kesimi açıkları düşer. (2) Buna karşılık bu kişilerin bir bölümü kayıt dışı olarak ve ucuza çalıştırıldığı için bunlar giderse daha yüksek maliyetle işçi çalıştırılacağı için maliyetlerde artış olabilir.
      Bence bu hesaplara asla girilmeden bu kişilerin dönüşü teşvik edilmeli.

      Sil
    2. ilave olarak ülke ekonomisinde Kıt olan kaynakların optimum kullanımını bozup enflasyona , kıtlıklara zemin hazırlıyorlar özellik ile turizm ile birleşince gelecekte büyük şehirlerdeki ülkenin su kaynaklarının tükenmesi , gayrimenkul arsa , tarla, konut piyasalarında dengesizlikler , gıda fiyatlarlarında aşırı talep ten kaynaklı olumsuz yüksek fiyatlar enflasyonu ile arz yetersizliğinden kaynaklı ithalatı da arttırıyorlar !!!

      Sil
    3. Olumlu olur.

      Sil
    4. Ben burda üniversite eğitimi alan Suriyeli bir Türkmenim. Suriyeli olsam da belki sizden daha çok Türk'üm. Ben de mi gitmeliyim?

      Sil
    5. Adı üstünde Türkmensiniz. Elbette hayır.

      Sil
    6. Yalan söylüyorsunuz. Türkmen değilsiniz. Provokasyon yapıyorsunuz.

      Sil
    7. Üstteki arkadaşa katılıyorum. Provoke etmek için yazmış onu.

      Sil
  10. Hocam yazınızda hataları yapanlardan hep biz diye bahsetmişsiniz ancak söz konusı yanlışların tamamı Recep Tayyip Erdoğan'a ait. Sorumluyu spesifik olarak ifade etmek yerine öznesi belli olmayacak şekilde ifade edersek çözüme ulaşamayacağımızı düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz halkız ve bizi yönetenleri seçen ya da seçmesek de onlara gereken tepkiyi göstermemekten hepimiz sorumluyuz. O nedenle ben hep biz diye kullanırım.

      Sil
    2. Bence İlhan Şeşen'in dediği gibi "halk layık olanda kalmalı".

      Sil
    3. Yersiz bir espri olmuş.Kusura bakmayın ama , bu sayfayı böyle ciddiyetsiz komikliklerle işgal etmezseniz daha iyi olur.Teşekkürler.

      Sil
    4. Bu kadar ciddi olmayalım hayata karşı.Espri yapılabilir. Ne var bunda?

      Sil
  11. Kayıt içi mi dışı mı bilmem ama yaşamak hepten zorlaştı. 2 hafta önce 32 lira olan ekmek bugün 37 olmuş. Ne değişti? Kur mu yükseldi? Yakıta zam mı geldi? Ekmeğin kdv'si mi arrtı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kiralar arttı(ev kirası, iş yeri kirası), yakıt arttı (ulaştırma,kargo), elektriğe zam geldi (ısıtıcı, klima, aydınlatma),

      Sil
    2. Bunlar son iki haftada artmadı.

      Sil
  12. SAYIN HOCAM, BU SÜRECİN KOLAY OLMADIĞINI MEHMET ŞİMŞEK'DE SÖYLÜYOR.BİRAZ SABIR VE ZAMAN İSTİYOR.ORYA VADELİ PROĞRAMA SIMSIKI SARILMALIYIZ DİYOR.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. har vurup harman savurup paraları çukkalarken iyiydi. hep bize sarılıyorlar nedense. böyle yönetmeye ne varki bas zammı vergiyi halkı çökert.

      Sil
  13. Başlıkların tamamı , yer çekimi kanunu kadar gerçekçi ve doğru. Gündem o kadar çok ki Hocam sizi izlemeye yetişemiyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de ülkeyi izlemeye yetişemiyorum:)

      Sil
    2. Size Ahaber öneriyorum .Ülke gündemini çok güzel aktarıyorlar:)

      Sil
    3. Geldi yine başka bir Ahaber komikliği.Sanırım siz de büyük resmi gören amcaların bizim mahalle versiyonusunuz.

      Sil
  14. Çok güzel bir yazı. Teşekkürler hocam. Yalnız 2 merkez bankası toplantısı arasında 5-6 kez ayrı günlerde konuşmak suretiyle her konuşmada doları kademe kademe kasıtlı olarak yukarıya taşıyan Sn. Cumhurbaşkanımızın tüm süreci kasıtlı ve ayarlı şekilde yürüttüğüne inanıyorum. Sonrasında Kkm nin açıklanma zamanı, şekli, bankaların sonraki karlı bilançoları vs. Dolar hareketlerine bağlı Viop ta alınan pozisyon karları. Ucuz kredilerle zenginleştirilenler. İlerde neyin nereye para akıtmak için yapıldığı veya bu hamlelerden kimlerin ne kadar nemalandığı ortaya çıkacaktır inşallah. Yağma gibi bir süreç oldu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alan alacağını aldı.Hiçbir şey ortaya çıkarılmaz.

      Sil
  15. Hocam Carry trade cilerin halini çok merak ediyorum.Dönemin maliye bakanı Kaya Erdem, bankerlik sistemine ilişkin "Vatandaş üç-beş kuruş fazla kazanmak için kumar oynamıştır."dedigi gibi bir siyasetci türkiyede kur serbestir dese ne olacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapısal reformların uygulanmadığı bir ülkede herkes her şeyi diyebilir.

      Sil
  16. Merhaba, cuma günü Türkiye gri listeden çıktı ve yabancı yatırımcının tahvil vb. yerine borsaya yatırım yapacağı yönünde bir düşünce oluştu. Bunun üzerine borsanın ilk gününde seans açıldıktan hemen sonra Mehmet Şimşek'in borsaya vergi getirme ile ilgili bir söylemi oldu ve borsa ciddi miktarda düştü, muhtemelen bir süre daha düşecektir. Sizce bu durum borsayı yabancı yatırımcıya cazip hale getirmek için yapılmış bir hamle midir yoksa saçma bir komplo teorisi midir? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer öyleyse pes derim.

      Sil
    2. Ya da el insaf mı demek lazım hocam?

      Sil
    3. Bunca yapılan ve yapılmakta olan şeyden sonra hala pes derim demişsiniz hocam. çok nasiksiniz. bu kişiler gece ucuz döviz satan bir gecede KKM ile belli kesimi döviz zengini eden adamlar.

      Sil
  17. Merhaba, durum ancak bu kadar anlaşılır bir şekilde açıklanabilirdi. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  18. Hocam elinize sağlık... Bir demet tiyatro tadında olmuş... Milletimizi aydınlatmaya devam... Ampül ünüz hiç sönmesin:))) Saygılarımla. Fatih. Demirtaş

    YanıtlaSil
  19. Hocam yazınız için teşekkürler. Gidişata bakılırsa bu yanlışlara ileride başka yanlışlar da eklenecek gözüküyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef öyle görünüyor. Çünkü bilimi reddetmeyi sürdürüyoruz.

      Sil
  20. Okudukca başımdan kaynar su dökülüyor gibi hissettim

    YanıtlaSil
  21. Hocam dolar düşüyor, dolar girişide çok fazla, zamanında yanlış yaptıklarını gördüler bu iyi birşey degilmi? Eylül Ekim'de de böyle girişler olursa iyi. Bu verilen faizleri ödeyen devletimiz. Ne para varmış hocam bizdede öde öde bitmiyor

    YanıtlaSil
  22. Elinize sağlık hocam.
    Bunlar ana ekonomi politikası hataları. Bir de bunların yanına devletteki israf, denetimsizlik, mega projeler, milyonlarca sığınmacı, S300 alımı gibi irili ufaklı bir sürü hatalı kararı ekleyince insanın içi kararıyor.

    YanıtlaSil
  23. SAYIN HOCAM, DEZENFLASYON SÜRECINDE, HANGİ YATIRIM ARAÇLARI KAZANDIRIR.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dezenflasyon süreci hep birlikte kaybedeceğimiz bir süreçtir. Carry trade yapanlar kazanabilir ama risk çok büyüktür, ciddi kayıplar da yaşayabilirler.

      Sil
    2. Carry-and-run trade:)

      Sil
  24. Mahfi bey aslinda bu yanlislarin dindar bir hukumet tarafindan yapilmasi iyi oldu. Ulkemizdeki dindarlar akil mantik ve bilimin yahudi mason isi oldugu ve eger yeterince dindar olur ve dini kurallara gore politika yaparsak arap tanrisinin bize yardim edecegi inancina sahipti. Inanclari son yillarda paramparca oldu. Biraz pahali bir egitim oldu ama hic yoktan iyidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha kolay bir yolu vardı öğrenmenin.Olmadı.

      Sil
    2. Neydi o yol ?Daha açık yazar mısınız yorumunuzu?

      Sil
  25. Yine anlaşılır ve yol gösterici bir yazı, elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  26. Borçlanarak beslenmek için her bulduğunu yiyen, karnı şişince "obezliği" büyümek zannedenlere olumsuzluklar üzerinden dengeli beslenmeyi tarif etmişsiniz.
    Teşekkür ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. YİD ve KÖİ projeleri ve gelir garantilerini de hatırlamak, unutmamak gerekli değil mi?

      Sil
    2. Evet öyle

      Sil
  27. Peki hocam, carry trade'i önlemenin yolu nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buraya nasıl geldiğimizi görmemiz lazım önce. Filmi 2021 yılına sararsak Eylül ayında faizi düşürerek ve ardından KKM'yi getirerek yaptığımız faciayı görebiliriz. İşte bugün yaşadığımız carry trade olayının nedeni bunlardır. Bunu önlemenin tek yolu bilim yolundan ayrılmamak ve gerçekleri kabul etmektir. Bugün geldiğimiz noktada ise carry trade'i önlemenin yolu yok maalesef. Bu ahmaklığın sonuçlarına katlanacağız maalesef. Aynı hataları bir daha yapmamayı öğrenmişsek eğer en azından öyle bir ders çıkarmış oluruz.

      Sil
    2. Hocam, o zaman yine yapısal reformlar diyerek yabancı yatırımcının faiz getirisinden ziyade yatırım getirisini tercih etmesini teşvik etmek ve hukuk ile güvenilir zemini sağlamaktan başka bir çaremiz yok gibi.

      Sil
    3. Nedir bu yapısal reformlar?

      Sil
    4. Yaptırmamak:)

      Sil
    5. Yapısal Reformlar ve Türkiye
      https://www.remzi.com.tr/kitap/yapisal-reformlar-ve-turkiye

      Sil
    6. Gerçekten inanılır gibi değil, her seferinde bu yapısal reform nedir sorusu nasıl sorulabiliyor? Sabrınıza şapka çıkarmak lazım hocam.

      Sil
  28. İstan Karabul1 Temmuz 2024 17:56

    Son on yılda Türkiye'nin ekonomik kararları, özellikle özelleştirmeden dış borçlanmaya, vatandaşlık vermeden enflasyon yönetimine kadar çeşitli alanlarda yapılan hatalarla doludur. Bu hataların sorumluları, hukuken yargılanmalıdır.

    YanıtlaSil
  29. HOCAM SAYGILAR. ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE , HANE HALKINI BEKLEYEN EN BÜYÜK RİSK NEDİR.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçinememek.

      Sil
    2. Hocam yazılarınızda bahsedip detaylandırmadığınız bu yapısal reformlar nelerdir?

      Sil
    3. Açlık barınma yozlaşma aşırı fakirliğin getireceği her türlü felaket köyünde imkanı olan kurtarır bir şekilde ama şehirler sürekli daha da yaşanmaz hale gelecek.

      Sil
  30. Hocam yazınızı olduğu gibi yayınlayıp atıf yapmayan, ya da isminiz geçse de blogunuzdan bahsetmeyen tonlarca yazı var internette ve sosyal medyada. Sanki o sitelerin yazarıymışsınız gibi. Bu konuya eğilmenizi öneririm. Saygılar,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke her yere yazsalar da daha çok yere yayılsa. Size kesinlikle katılıyorum, ama hocam bunla nasıl başa çıkar bilemiyorum. Bu denli analitik ve doğru yazıları tekrar tekrar post edip kopyalıyorlar , yayılsın temennim. Hocam, nezdidinizde yorum yaptım, kusura bakmayın.

      Sil
    2. Ben, yazılarımın alınıp yayınlanmasına bir şey demiyorum, nereden aldıklarını yazsalar ve başlığını değiştirmeseler razıyım. Ama maalesef dediğiniz gibi ahlaksızca işler yapıyorlar.

      Sil
    3. Başlık ve içerik değişmeden ne kadar çok yerde yayınlanırsa bu ülkenin menfaatine. 1 kişi bile uyansa kafi.

      Sil
    4. Hocam isminizi yazdıkları yetmez, blogunuza da atıfta bulunmaları lazım. Haftada iki üç yazıyı sizin yazılarınızdan çıkarıyorlar. Başlık "Mahfi Eğilmez şunu dedi". Sanki onlara özel demeç vermişsiniz gibi.

      Sil
  31. Sayın hocam cok agır bir durgunluk görünuyor piyasada kepenk kapatan kapatana arkasına issilik patlayacak gibi...Allah aşkına bildgini söyle bize bu yolun sonu nereye varır hergün enseyi karartmaktansa bilelim başımza gelecekleri

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. E bunu defalarca yazdık, buradan bu politikalarla çıkış yok.

      Sil
    2. Mahfi eğilmez bildiğini söyleyen nadir insanlardan.

      Sil
  32. Tuik e sorsan türkiye hep büyüyor. Nominal büyüme reel olarak notr hatta biraz küçülme bile var aslinda

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu hesabı nasıl yaptınız Hüseyin Bey?

      Sil
    2. Nominal ne demek bilmiyor Hüseyin Bey sanırım.Türkiye nominal olarak da reel olarak büyüyor ama büyümenin kalitesi ve sürdürülebilirliği esas problem.

      Sil
  33. Değerli Hocam,
    Kısa, öz ve her noktası doğru yazdınız için çok teşekkürler.
    Yaş olarak 90’ların krizlerinde iş hayatına yeni başlamış bir okuyanınız olarak, krizlerin versiyonları farklı olsa da, biz bunları hep yaşamadık mı demeden kendimi alamadım. Arka plan farklı, ön plan aktörleri farklı, yapılan hatalar aynı. Oy verenlerin mantığı aynı. Çile çekenler aynı. Hem de yüzde yüz aynı. Ders çıkarma yeteneği sıfır, sonuç aynı. Üzülüyorum, yazdığınız gibi kaynaklar doğru kanallara gitse, çoktan ihya olmuştuk. Filipinler, Mısır, kısmen Endonezya, Tayland, farkımız yok. Hoş, kredibilitemiz daha iyi değil. Ama, sıra bize tekrar geliyor. Bunu doğru yönetecek ekipler, yönetim iradesi olmazsa, 1919’u da ararız..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapılan hataların hep aynı olmasının nedeni, ülkeyi yönetenlerin birkez iktidara geldi mi sonsuza kadar orda kalmak istemeleri ve ülkemizde siyasetin bir meslek olmasıdır. Bu durum halkın refahı için olması gerekenleri ve doğru hamleleri yapmak yerine, siyasilerin tekrar seçilmeleri için yapması gerekenleri uygulamasına neden oluyor. Sonunda da çıkmaza giriliyor, ekonomi çöküyor, ve mevcut siyasilerin vitrindekileri için perde kapanıyor. Fakat olan halka oluyor ve bedeli de yine halk ödüyor.
      Yapılması gereken anayasaya gelişmiş ülkelerdeki gibi siyasetçiler için siyasette geçirilecek süre için sınır ve siyasette bulunmak için yaş sınırı konmasıdır.

      Sil
  34. Hocam saygılarımı sunuyorum keşke kitler sadece özelleşip faaliyetlerine devam edebilmiş olsaydı Sümerbank fabrikaları, SEKA fabrikaları , çimento fabrikaları, yem fabrikaları ve daha bir çok tesisin esamesi kalmadı artık çoğu stratejik üründe net ithalatçı durumuna geldik , Tekel fabrikalarının özelleştirilip kapatılması sonucu yerli üreticiden artık tütün alınmıyor , köyden kente hızlı ve kontrolsüz göçün de en büyük sebebi Anadolu illerinde kapatılan kitler . Kamu iktisadi teşekküllerinin kuruluşunun en büyük amacı karlılıktan çok bölgeler arası gelişmişlik farkına pozitif katkı sunmaktı, PTT gibi bir kuruluşun birincil amacı anme hizmeti sağlayarak en ücra yerlere haberleşme hizmeti götürüyorken günümüzde tüccar mantığı ile kar zarar hesabı yapılıp pek çok yerde şubeleri kapatılıyor. İşin kötü yanı bizler bildikçe kahrolup sinirden ülser olurken ülkenin diğer bir kesimi yapılanları alkışlıyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onun için bu yapılanın özelleştirme olmadığını söylüyoruz. Bu özelleştirme değil resmen rezalet.

      Sil
    2. Yapılanları alkışlayanların büyük kısmı sosyal yardım alıp yaşayanlar ve dar pencerelerinden baktıklarında ellerine tutuşturulan sınırlı parayı, bedava toplu taşım kartını büyük bir hizmet olarak görenler.

      Sil
  35. Nas dendi, faiz haram dendi. Ne oldu, faiz%50 oldu.Ayet mi indi. Yazık ülkeme. Karşılıksız para basmak günahların en büyüğü bence. En yüksek faizi, en dindar geçinen parti verebiliyor dünyada.. ne garip.
    800.000.000.000₺ neler yapılırdı bu ülkede oysa. Boşa gitti.

    YanıtlaSil
  36. Sayin hocam bu listeye yolcu garantili havaalanlarini, köprüleri, sehir hastanelerini de ekleyebilir miyiz ? Saygilarimla...

    YanıtlaSil
  37. Elinize sağlık hocam.

    YanıtlaSil
  38. Aslinda en buyuk facia 'devlet adamsizligidir', ve devlet adami yetistirememis olmamizdir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında devlet adam var ama onları karar alıcı noktalara getirecek sistem yok

      Sil
    2. Aslında sistem de var ama uygulayan yok.

      Sil
  39. Devlet ayakta duruyor ama insanlar durabiliyor mu emin değilim. Bu ayakta durma sorusu yani bu kadar kötü yönetiliyor ama batmıyor anlayışı bir yanılsamadır. Yani devlet bugün cebinizdeki 100 tl nin 60 ını alır yarın 70 ini ve bu oran 99,9999 a kadar gider. Devlet ayakta kalır mı kalır ama vatandaşa kalan hep daha azıdır.

    YanıtlaSil
  40. Söylediklerinize katılmak ile birlikte düzensiz göçün de ekonomiye büyük zararları olduğunu düşünüyorum. Kiralar anormal arttı ve gıda fiyatları doviz bazında avrupa dan yüksek

    YanıtlaSil
  41. Hocam merhaba, şuan kur sabit gidiyor MB yaklaşık 70 milyar dolar aldığı halde kısa sürede. Bu kapsamda carry trade mekanizması işe yaramış olmuyor mu? Vatandaşın dolar algısının kırılmasına yardım ediyor ve eğer bu algı iyice kırılığ dolarizasyon daha da düşerse, sonrasında carry trade'ciler gitse bile totalde bir avantaj sağlamış olmuyor muyuz? Yani kısaca carry trade öcü olmayabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dediğinizin olması için enflasyonun gerçek oranının açıklanması ve onun tek haneye düşürülmesi lazım.

      Sil
  42. Emeğinize sağlık hocam. Öncelikle Üretmeden, çalışmadan sadece finansal önlemler ile bir sonuç elde edilmeyeceğini öğrenmeli sonra bu güzel ülkenin fabrika ayarlarına ( 1923-1940) dönerek o günkü insanları örnek aldığımız gün ne enflasyon kalır nede hayat pahalılığı kalır. Lakin neolibarel politikalar ile yaşamaya devam edeceğiz gibi gözüküyor bir 50 yıl daha...

    YanıtlaSil
  43. Umarım ülkemizde, Atatürk gibi, sadece ülkesinin menfaatlerini herşeyin üstünde tutan, bilgili, tecrübeli, dürüst ve iyi yöneticiler başa gelir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mesele yöneticilerde değil, halkın bunu istemesinde. ki o kolay değil.

      Sil
  44. Bunun adı başka ama söylemeyeyim:))A

    YanıtlaSil
  45. Hocam tüketim malı ithalatı yüzde 11 den 17 ye çıkarken ara malı ithalatımiz yüzde 73 ten 69 a gerilemiş. Bu durumda ekonominin üretim tarafında zayıflama tüketiminde artış var demektir. Dolayısıyla hem ekonomi yavaşlıyor hem de enflasyonist baskı artmaya devam edecek gibi görünüyor. Bu da stagflasyon riskini büyütüyor hocam. Bu yakın dönemde gelmiş olan sıcak parayı da kacirabilir. Ne dersiniz hocam. Saygılar.

    YanıtlaSil
  46. Sevgili Mahfi hocam, öncelikle bu cesur yazınızdan ötürü bir vatandaş olarak size çok teşekkür ediyorum. Anlayabildiğim kadarıyla denize düşen yılana sarılır misali, KKM sarmalından çıkabilmek için, carry trade çıkmazına sarılınmış gibi. Pekiyi, kısa vadede yapısal reformlardan da sonuç almak mümkün olmayacağına göre, (hoş, kimsenin yapısal reform gibi bir niyeti de yok, ama) carry trade sarmalından çıkmak için nasıl bir hokkabazlık icat edilebilir, sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım hokkabazlıkların sonuna geldik bundan sonrası acı önlemler olabilir.

      Sil
    2. Her zaman daha kötüsü vardır biliyorum ama, bundan sonraki daha kötü evreler de neler olabilir? tahminde edemiyorum. Ülke de kaos mu çıkar mı? Bölünür müyüz? İnsanlar açlıktan ve umutsuzluktan birbirini mi parçalar? Siyasetten de siyasetçilerden de umut olmadığı ortada. Ülkeden de kaçamıyoruz? Bir taraftan müstehak bu şempanzeler sürüsüne diyorum öbür taraftan bende bu sürünün içinde yaşamak zorunda kalıyorum. Bireysel olarak ne yapmak gerek bilemiyorum?

      Sil
  47. Merhaba;

    @mahfiegilmez

    Arama gerçekleştirdiğimde böyle bir içerik bulamadım!

    Düzensiz göçmenler ülkemizde enflasyona sebep verir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nüfus artışı ister düzenli ister düzensiz göçmenlerle olsun enflasyona yol açar.

      Sil
    2. Hocam pek doğru değil sanki bu yorumunuz. Hindistan'da 1960'dan bu yana ortalama enflasyon %7.37. Max nokta %28.60(1974), min. nokta -7.63%.Güncel enflasyon %4'lerde.

      Sil
  48. Sayın hocam ...cahiller herseyi biliyor maalesef...yazınızı okuduğumda kriz dönemlerinde alınan yanlış kararları tekrar hatırladım...çok üzüldüm..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cehaletten daha kötüsü hatada ısrar etmek. Yani cahil cesareti.

      Sil
    2. Daha da kötüsü hata yapmayacağım diye suya sabuna dokunmamak.

      Sil
  49. Hocam merhaba, yazılarınız için teşekkürler. Özelleştirme kelimesinin devlet tekelinde olan işlerin özel sektör tekeline geçirilmesi için kullanılması çoğu insanda bu kavrama karşı antipati yarattı. Özelleştirilecek işlerin rekabete açık şekilde özel sektöre devredilmesi ve verimlilik artışıdır. AKP'nin uygulamaları rekabet yaratmayı geçtim doğası gereği tekel olan telekom altyapı, elektrik dağıtım gibi işleri bile özel sektör tekeline bıraktılar. Yapılan işler sadece iktisadi olarak kötülük değil, ellerini sürdükleri tüm kavramları da rezil ettiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef öyle. Bu yapılanların hiçbiri özelleştirme değil. Ben özelleştirmeden yanayım ama bu uygulamalar bu kavramı öylesine rezil etti ki artık ben de özelleştirme karşıtı oldum.

      Sil
    2. Başka bir terminoloji bulalım hocam.Siz yine de doğruyu savunun.

      Sil
  50. Hocam dünyada son dönemde ülkelerde ciddi vergi artirimlari yapildi ve yapilmaya da devam ediyor. Hocam artik devletlerin sahipliği halklardan ve hükümetlerden küresel sermaye ye geçiyor ve bunlar da bu hazırlıklardan birisi gibi görünüyor. Şirketler sosyalizmi geliyor âdeta. Düşüncenizi merak ettim hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dediğiniz önlemenin yolları var ama her şeyden önce tam bağımsız bir ülke olmak ve bağımsız bir dış politika izleyebilmek gerekiyor.

      Sil
    2. Günümüz dünyasında tam bağımsız ülke var mıdır?Mesela Almanya tam bağımsız mıdır hocam?

      Sil
  51. dolar bozup tl tahvil alınması faizin yeterli/ belki de fazlasıyla yüksek olduğu anlamına gelmez mi? %50 neden yetersiz? kaç olmalı? ayrıca kurda reel değerlenme olmadan enflasyonla nasıl mücadele edilecek? geçmişin yanlışlarını düzeltmek için bu büyük maliyete katlanmadan enflasyonu düşürmek mümkün müydü? Başka yolu var mıydı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vardı. Beklentileri olumlu hale getirmek. Tıpkı 2001 krizi sonrasında yapıldığı gibi. Onun da tek yolu yapısal reformlardı. Ama bunları yapabilmek için her şeyden önce demokrasiye dönmek gerekiyor.

      Sil
    2. i) faizler %7,5ta kalacak, ii) tl reelde değer kaybedecek iii) yapısal reformlar yapılacak. Sonuç: 1 yıl içinde enflasyon düşecek. hem de bir maliyete katlanmayacağız. buna inanmak zor :)

      Sil
    3. Hocam yapısal reformlar nedir? Neler yapılmalı ki beklentiler olumlu hale gelsin?

      Sil
    4. Yahu kardeşim , hocayı hiç okumadıysan da bari yukarıdaki yorumları oku. El insaf.

      Sil
  52. "İşin en acı yanı bugün geldiğimiz aşamada kayıt içi yaşayan insanların kayıt dışı yaşayan insanlara muhtaç duruma düşürülmüş olmasıdır. " Yazınızın bu son cümlesi ekonomi anlamında 22 yılın bir özeti gibi. Her toplum layık olduğu şekilde yönetilirmiş. Biz de buna layığız demek ki. Kurunun yanında yaş da yanıyor tabi ama sessiz kaldıkça hep beraber yanmaya devam edeceğiz.

    YanıtlaSil
  53. Önce "kardeşim Esat'tı sonra "katil Esed" oldu şimdi "Sayın Esat"' a döndü. Hocam bu tuhaf dönüşler sadece dış politakada değil her alanda böyle değil mi. Emevi camiinde namaz kılma hayalleri başımıza göçmen sorununu yarattı. En küçük bir kıvılcımla ortalık yangın yerine dönüyor. Gelecekte daha büyük tehlikelerin bizi beklediği çok açık. "Faiz sebep enflasyon neticedir" teorisi(!) ekonomide (tek başına olmasa da) hayat pahallılığı ve geçim sıkıntısı sorunu yarattı. Bu kadar dönüp durma bunların "fıtratında" mı var anlamadım ki. Maç gecesi, kimileri maçı kazandık diye hoplayıp zıplarken akaryakıta ötv kdv artışı diye 2 tl zam geldi. (daha 15 gün önce 2 lira zam gelmişti) Elektriğe 1 temmuzdan itibaren %38 zam. Emekli maaşına %24 zam. Bir emekli olarak 11 bin lira ile geçineceğim. Herkesin derdi başka. Ne diyeyim. Kimimiz geçim derdinde kimimiz maç.

    YanıtlaSil
  54. "Türkiye'nin derdi bitmez" derdi rahmetli dedem,
    Ben de torunlarıma "Türkiye'nin derdi bitmez" sözünü miras bırakcam.

    YanıtlaSil
  55. Özgür Özel erken seçim istiyor iktidar 4 yıl iktidarız halk bizi seçdi diyor.
    (Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur)
    bakalım Süleyman Demirel haklı çıkacak mı?
    MAA

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçen seçimde çıkamadı.

      Sil
    2. Eskiden boş tencere idi ama şimdi işsizlik. İyi kötü bir işi ve geliri varsa, yetmese bile sesi çıkmıyor.

      Sil
  56. Malum tayfa'nın New York'ta Londra'da lizbon'da Atina'da Dubai de malta'da vb vb evi parası olmayan yok gibi, son kertede bavul çanta bile almadan basıp gidecekler bence ?? hiçbir şey umurlarında değil gibi duruyor ??

    YanıtlaSil
  57. Hocam Merhaba,
    Bu yazıda takıldığım nokta kayıtdışı ekonomi. Ne kadar olabilir ki bu kadar büyük kayıpları telafi edebiliyor.
    Örneğin kendimden pay biçersem ben ücretli çalışanım , aldığım ücret faturalar-market - benzin ana giderlerim , giyim -restaurant vb zaman -zaman olan giderlerim var. Ama bunların hiçbiri kayıt dışı değil.
    olma ihtimalide yok zaten, istesende kayıtdışı yapamazssın bunları. Markete gidiyorsun tüm alışveriş kayıtlı zaten en çok harcama kalemimde market . Sonra benzin alıyorsun kayıtlı. Yani düşünüyorum toplumun büyük bölümü böyle zaten alınan ücretler zorunlu hacamalara gidiyor. tek kayıtdışı alış-veriş semt pazarında aldığın sebze -meyve başka hiçbir harcama kayıt dışı değil. Nasıl oluyorda bu kadar kayıtdışı ekonomi olabiliyor ?
    Saygılarımla ,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye'de kayıt dışı ekonominin % 30 dolayında olduğu tahmin ediliyor. GSYH 1,1 trilyon dolar olduğuna göre kayıt dışı ekonomi kabaca 300 milyar dolayında denebilir. Benzincilere, marketlere bakmanın yanı sıra uyuşturucu ticaretine ve diğer kara para faaliyetlerine ve serbest meslek erbabına bakın derim.

      Sil
    2. BU oranı %50 olarak hesaplayanlar var. Siz de bir yazınızda krizin sokağa yeterince yansımamasını buna dayandırmıştınız.

      Sil
    3. Aslında bir düzeltme yapmak lazım. Kayıt dışı bu kadar yüksek olmayabilir. Yani gelirini beyan edip vergiyi ödemese ve kayda girmese harcama yaparken kayda giriyordur. Asıl olan gelirlerin vergi dışı kalması.

      Sil
  58. Bir ekonomide hem sanayici hem bankacı olunamamasi gerekir kanaatindeyim. Düşünsenize sanayici mesela koç holding olsun sabancı holding olsun. Bankalari var. Ve bu bankalari sayesinde piyasa ortalamasının altinda krediye ulaşabiliyor. Böylece kendi üretim maliyetlerini düşürebiliyor. Fakat finansal olanak cok sayıda kobi de bulunmuyor. Ve o kobi ler bu holding bankalarindan daha yüksek faizlerle borçlanma yaparak uretim yapmaya istihdam sağlamaya calisiyor üstelik cok daha yüksek maliyetlerle. Bu durum ekonomide rekabeti ciddi sekilde baltaliyor. Kobi ürettiği mal ve hizmetleri banka sahibi holdinglere nazaran daha zor satar ve daha düşük nakit akışı sağlayabilir hale geliyor. Cunku banka sahibi holdingler krediler yoluyla kendi mallarini daha kolay satabiliyor. Ekonomide sermaye birikimi holdinglerde mobilize oluyor bu nedenle. Bu yuzden kobiler yeterli sermaye birikimi yapamiyor ve yatirim hacmi de zayif kalıyor ve ekonomide sermaye dağılım mobilizasyonu sürekli bozuk hale geliyor ki bu da ekonomijin carpik büyüme tabanina dönüşmesine sebep oluyor. Sermaye dağılım mobilizasyonunun kalitesi için en başta büyük sermayenin banka sahipliğine izin verilmemesi gerekir hatta dunyada da boyle olmalıdır. Bir is adami ya da bir üretim organizasyonu banka sahibi olamaz. Bence sermayesi olan ya ekonominin sadece reel tabaninda ya da sadece finans tabaninda yer almalıdır. Bu konuda düşünceniz nedir hocam. Saygılar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dediğiniz 2000'ler öncesi doğruydu. BDDK kurulup faaliyete geçtikten sonra artık bankalar kendi sahiplerine veya onların kuruluşlarına bu dediğiniz gibi kredi veremiyor.

      Sil
    2. Hocam veriliyor.Sadece daha üsturuplu, kitabına uygun yapılıyor.

      Sil
    3. Nasıl yapıyorlar bilmiyorum. Çünkü hepsinin limitleri var.

      Sil
  59. kayıt dışı nedir diye aramaya gerek yok hepmizin gözü önünde olağan bir şey kayıt dışı
    taş toprak sanayi ile inşaat işleri çoğunlukla kayıt dışıdır küçük iş ise satıcı fatura vermez sizde istemezsiniz zaten kayıt altına alamazsınız iş imarsızdır büyük iş ise biraz pazarlıkla yine fatura alınmaz kazan-kazan yani zaten ısrarla istemedikçe fiş fatura verilmez imarsız yani belediye imar bölümünden izin alınmadan yapılan taş-toprak-beton işleri var imarsız olunca işçilik vergilendiremezsiniz imarsız inşaat faaliyetleri imarlıdan fazladır imarlı işlerin içindede kayıt dışı çok fazladır herşey vergilendirilmez bir kısmı vergilendirilir bu kadar yeter denip vergilendirilmeden devam edilir burada dönen parayı bulmak için imarlı vergiye bildirilen inşaat faaliyetleri nin toplamı kadar diyebilirizküçük yerlerde bir imarsızlık başlamış ve belediye populizm yapıp göz yummuşsa artık orada imarlı hiç bir şey yapılmaz sonradan orada deprem olduğunda durumu siz düşünün çünkü imarsız uygulamaların en kötü tarafı çoğunluğu deprem yönetmeliğni aykırıdır bunları cimer üzerinden şikayet etsenizde bir işlem yapılmıyor imarsız inşaat hem deprem yönetmeliğine aykırı yani yıkılabilir hemde vergilendirilmemiş kayıt dışıdır fakat devlet tarafından imar affıyla ödüllendirilir ve yasallaşır dask sigortası yapılır bunlar benim gözlemlerim bu iş içindekilere hatta vergi dairesinde çalışanlarada sorsanız ayni şeyi söylerler yani bilinen olağan traji-komik bir Türkiye sorunu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelişmiş ülkelerde imarsız betonarme bina yapılmıyor buna izin yok zaten depremde ölüm sayısından bunu anlıyorsunuz ABD ve Japonya iki gelişmiş Türkiye gibi deprem kuşağında iki ülkedir bu ülkelerden bahsediyorum betonarme tadilatlarda ayni şekilde belediyeden izin alınarak mühendislik projesi onaylanarak yapılıyor.
      Sosyal sorumluluk ise maddi durumunuz iyi değil fakat kendinize bir barınak yapacaksınız deprem ve doğal afetlere dayanıklı ahşap-hafif çelik konstrüksiyon nasıl yapacağınız devlete ait web sitesinde çok geniş açıklamalı yapım tarifleri var amatörce bu tariflere bakarak yapabilirsiniz ki ben yapdım bunun gibi sizi yanlış yollara sapmanızı önleyen doğruyu yapmanızı teşvik eden devlet uygulamaları var mesela kıyı balıkçılığı yapmak isteyenlere bu işe uygun tekne yapımını kendi web sitelerinde öğretiyor ki bunuda yapdım ayni şekilde işyeri kurmak için hazır preabrik atölye projeleri var devlet herşeyi düzene sokmuş bu projeleri yapabilirsin senden para alınmayacak diyor bu işleri yapacak vatandaş maddi gücü varsa kredi kartı ile malzemeleri alıp gerekli yerlerden aletleri kiralayıp barınağını yapıyor kayıt dışı oluşmuyor yapılan yapı yönetmeliklere uygun oluyor eğer maddi gücü zayıfsa yine çeşitli yerlerden yardım kuruluşlarından yardım alabiliyor yıllık enflasyon 2-3% arasında olduğu için borcunu zaman içinde ödeyebiliyorsun görüldüğü gibi sorun devletin yapısında gelişmiş ülkelerde devlet halka hizmet için var olarak görünüyor.
      Türkiyede ise ayni şeylerde devletin hiçbir yönlendirmesi yok vatandaş inşaat öncesi çok para harcaması gerekdiği için kaçak yanlış yönetmeliklere aykırı işler yapıyor deprem olunca yapı yıkılıyor Türkiyede devlet kendi kendine zarar verip kendi kendini yiyip bitiren bir oluşum gibi görünüyor.

      Sil
  60. Hocam emeğinize ve kaleminize sağlık. Tespitleriniz yerli yerinde. Hocam, eğer ülke yeni bir seçim safhasına girerse eger, hükümet yine popilist politikalar izler mi? Meaela, Merkez Bankası'ndan faizleri indirmesini ister mi? Böyle bir durum bizi hiperenfalsyona sürükler mi? Şimdiden tesekkürler hocam.

    YanıtlaSil
  61. Barınma krizi bağıra bağıra geliyorken, Konut fiyatları düşmez diyenlere aşağıdakiler yapılırsa ne olur diye sormak isterim
    1- Belediye kayıtlarındaki tüm rayiç bedeller güncellenip , tapudan önce bağımsız ekspertiz firmalarından satış fiyatının piyasa şartlarına göre olması gereken minimum tutarda olduğuna dair sistem üzerinden resmi yazı alınması ve tapunun bu yazıdaki minimum fiyat üzerinden işlem yapması.
    2- Göçmen sorununu insani olarak çözüp sığınmacıların kademeli olarak ülkelerine gönderilmesi
    3- Kira gelirlerine % 20 stopaj uygulanması
    4- Hanehalkına ait konut sayısı arttıkça orantılı olarak emlak vergisinin katlanması
    5-Emlak vergisi borçlarının her yıl icra takibine konu olması
    6-Kooperatif benzeri bir sistem ile 3 yıl konut arzının devlet destekli ve fiyat/maliyet kontrollü yapılması

    Hükümet bunu yapar mı? Yapmaz!

    YanıtlaSil
  62. çeşitli ülkeleri gezdim fakat beni en çok rahatsız eden şey 20 yıl önce bodrum dan yunanistan ın kos adasına gitmek oldu adayı bisiklet ile gezdim susadıkça küçük şişe su satın aldım her su alışımda değişik satıcılar fiş verdiler (1 küçük şişe su için fiş)suyun fiyatı bodrum dakinin 1/3 ü kadardı ve ben hayatımda Türkiyede bir küçük şişe su için fiş veren büfe satıcısı görmedim (büyük marketlerde mecburen fiş keserler fakat onlarda fişi çöpe atarlar )burada satıcı fişi su ile birlikde veriyorlardı ve bahsettiğim satıcılar küçük büfelerdi.İşde farkımız burada bizi neden avrupa topluluğuna almıyorlar .

    YanıtlaSil
  63. "Çünkü yapılan aslında gerçek anlamda bir özelleştirme değildi." Peki bunun özelleştirmeden farkı neydi hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok basit bir farkı var: Özelleştirme, özelleştirilen hizmetin alan şirket eliyle daha verimli ve gelişmiş şekliyle devam ettirilmesi demektir. Böyle bir şey olmadı. Çoğu özelleştirilen kurum ya AVM yapılmak üzere ya da konut inşası için yok edildi. Öyle olmayanlarda da verimlilik artmadı fiyatlar düşmedi. O zaman bu özelleştirme değil kamuya ait bir malın özel kesime hiçbir fayda sağlamayacak şekilde peşkeş çekilmesi oluyor.

      Sil
  64. 500.000 Tlye mal ettiği evi 5.000.000Tl ye satan müteaahitten 1 Tl vergi alınmaz, ama stopajını vergisini primini zar zor ödeyen ,zor geçinen esnafa, vergi memurları ceza yağdırır. Bu nasıl bir adalet?

    YanıtlaSil
  65. Kapitalizmin önündeki en büyük engel yine kapitalizmin kendisidir. Karl marx in özlü sözlerinden birisidir. Katilirmisiniz hocam?.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Marks'ın böyle bir sözü olduğunu sanmıyorum.

      Sil
  66. Acaba bu yüzyılın ilk çeyreğinde ülkedeki bu açığı nasıl kapatıcağız . Seçimler dolayısıyla yaşanan seçim ekonomisi belki de düzeltilebilecek bazı şeylerin daha da kötüleşmesine neden oldu . Şimdi de erken seçim söylemleri muhalefetin be iktidarın dilinde. Eğer gerçekleşirse 2023 OVP zaten ekonominin mevcut durumunu iyileştirmek için yeterli olmaması bi yana program sayesinde bazı hedeflenenlere ulaşılabilecekken hiç bir işe yaramamış olacak .

    YanıtlaSil
  67. Avukatlara, doktorlara, diyetisyenlere, psikologlara, dans kurslarına, fitness merkezine, barlara, yoga merkezine, otellere vb. yapılan ödemeleri elden alan meslek sahiplerine büyük vergi cezası getirmek gerekli ayrıca müşterisi şikayet ederse ona da ödül verilmeli çünkü ya hiç ya da çok gülünç miktarlarda vergi ödüyorlar. Ayrıca AVM dükkanını kiraya veren sahipleri, residansda ofislerini kiraya veren sahiplerinden hiç vergi almıyor Mehmet Şimşek. Ev kiralarına evrensel hukuk kurallarına aykırı şekilde getirilen yüzde 25 sınır sayesinde avukatlar hiç hayatlarında kazanamadıkları kadar arabuluculuktan ve davalardan para kazandılar. Dünyada evrensel hukuk kuralları geçen hiç bir ülkesinde, hele hele bu kadar yüksek enflasyonun olduğu bir ülkede 1 senelik kira kontratı 5 seneye 10 seneye uzamaz aynı apartmanda kiralar arasında korkunç fiyat farkı var ve kötü niyetli kiracılar yüzünden, kiraciları evden tahliye etmek için bu gidişle Türkiye'de maalesef yeni bir hizmet kolu doğmuştur.

    YanıtlaSil
  68. nasıl olacak bu şekilde...
    5.5 milyon memur , mvekilleri bakanlar enflasyon farkı %25 alacaklar...
    şimdi enflasyonla mücadelenin yükünü ücretli mi çekecek..
    neresinden tutsak elimizde kalıyor...
    nereye gidiyoruz..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!