Vergi Paketine Gerek Kalmadı

An itibarıyla enflasyonla mücadelede kullanılan, hepsi çok tartışmalı, bazı uygulamalar var: (1) Ücretleri, yoksulluk sınırının altında tutmak. (2) Kiraları, belirli bir tavan koyup baskılamaya çalışmak (Temmuz başında bu düzenlemenin kalkacağı ve kira artışlarının TÜFE’ye bağlanacağı söyleniyor.) (3) Üreticiye verilen taban fiyatlarını enflasyonun altında artırmak. (4) Faizleri, gerçek enflasyonun değil açıklanan enflasyonun bile altında tutmak (negatif reel faiz.) (5) Kredi kullanımını sınırlayıcı önlemler almak. (6) Carry trade yoluyla döviz girişini veya içerideki dövizlerin bozdurulmasını teşvik edip kuru düşük tutmak. Bu sonuncusu aslında dış kaynak girişini sağlamak için kullanılan bir yol olsa da dolaylı olarak kur kaynaklı maliyet enflasyonunu da baskı altında tutmaya yarıyor.

Bu sayılanlara ek olarak enflasyonla mücadelede iki de girişim var: (1) Kamu kesiminde tasarruf önlemleri. (2) Vergi reformu paketi hazırlığı.

Kamu kesiminde çok büyük bir israf olduğu biliniyor, hatta gözle görülüyor. Ve bu israf en yukarıdan en aşağıya kadar derece derece iniyor. O nedenle hazırlanan tasarruf önlemlerinin en yukarıdan en aşağıya kadar sert bir biçimde uygulanmaması halinde hiçbir işe yaramayacağını, kimsenin de tasarruf yapıldığına inanmayacağını en başından beri söyledik. Her geçen gün söylediğimizin haklılığı görülüyor. Vergi reformu paketi konusunda ise henüz kamuoyuyla paylaşılmış bir metin ortada yok. Buna karşılık zaman zaman basına sızan bilgiler var. Son bilgiler pek çok maddenin tasarıdan çıkarıldığını ve geriye kalanların sadece vergilerin artmasına yol açacak düzenlemeler olduğunu ortaya koyuyor.

2022 yılında Türkiye’nin GSYH’si 906 milyar dolar, nüfusu 85,3 milyon kişi ve kişi başına geliri 10.622 dolardı (aylık 885 dolar.) 2022 yılını kapsayan gelir dağılımı araştırmasına göre GSYH’nin yarısını (451 milyar dolar) nüfusun en zengin yüzde 20’si (17,1 milyon kişi) paylaşıyor. Bu 17,1 milyon kişinin ortalama yıllık geliri 26.453 dolar. Nüfusun geri kalan yüzde 80’i (68,3 milyon kişi) GSYH’nin kalan 455 milyar dolarlık kısmını paylaşıyor. Bu kesimin kişi başına geliri ortalama 6.666 dolar (aylık 556 dolar.) En düşük gelirlilerin oluşturduğu yüzde 20’lik nüfus grubunda (17,1 milyon kişi) kişi başına gelir 3.134 dolar (aylık 262 dolar.) Bu sağlıksız yapının 2023 ve 2024’de çok daha fazla bozulduğunu bu yıllara ait gelir dağılımı araştırmaları açıklanınca göreceğiz. Bu anlattıklarımız işin görünen, bilinen, ölçülen kısmı. Bir de işin kayıt dışı kalmış bölümü var. Bu konuda çeşitli tahminler söz konusu. En çok kabul gören tahmin GSYH’nin yüzde 30’una yakın bir değerin kayıt dışı kaldığı şeklinde. 2023 yılının GSYH’si 1,1 trilyon dolar. Eğer yüzde 30 tahmini doğruysa kabaca 300 milyar dolarlık bir kayıt dışı ekonomi var demektir. Bunun bir bölümü aklanarak harcama şeklinde kayda girdiğinden vergisi de dolaylı vergi olarak alınıyor diye kabul edilebilir. Buna karşılık bu 300 milyar dolarlık gelirin kaçırılan dolaysız vergileri en kaba hesapla bile 50 milyar dolardan (1,6 trilyon lira) aşağı etmiyor.

Vergi paketi tasarısında vergi reformu ifadesini hak edecek tek düzenleme, servet bildirimi almayı kapsamadığı için eksik de olsa, gider bildiriminden yola çıkarak vergilendirilmemiş, kayıt dışı kalmış gelirleri yakalayıp vergilendirmeye yarayacak olan inceleme ve vergilendirme yetkisiydi. Basına yansıdığı kadarıyla o da tasarıdan çıkarılmış. Böylece kayıt dışı ekonomiyi kayda alma olanağı da tamamen dışlanmış. Aslında bu, beklenen bir gelişmeydi. Türkiye, son yıllarda, bu tür servetlerin, gelirlerin inanılmaz boyutlara ulaştığı bir ülke konumuna geldi. Ve bu tür kayıt dışı servetlerin, kayıt dışı gelirlerin sahipleri siyaseti finanse edenler arasında yer alıyor.

Benim önerdiğim şekliyle servet bildirimi ve gider bildirimi yürürlüğe sokulsa[i] ve geçmiş yılların sorumluluğunu kaldırmak üzere bir defaya mahsus olarak beyan alınıp, ortaya çıkacak farklardan vergi alınsa bu yılın bütçe açığı kapanır ve gelecek yıllar da kurtarılırdı. Ne yazık ki bu sağlıksız yapıyı düzeltebilmek, kayıt dışı ekonomiyi kayda almak, vergi dışı servet ve gelirleri vergilendirmek için eksik de olsa, küçücük bir umut ışığı olan gider incelemesi düzenlemesi bile tasarıdan çıkarılmış. Bence gider bildirimiyle ilgili madde yer almayacağına göre vergi paketinin bir anlamı kalmıyor zaten, tamamından vazgeçilse yeridir.

Vergi paketi, gider bildirimi falan derken Türkiye’nin gri listeye alınmasının dış güçlerin işi olmadığını bir kez daha anlamış olduk.

Yorumlar

  1. Reform diyince gelişme geliyor akla ama bunlar reform falan yapamaz. Yapacakları tek şey vergiyi daha fazla nasıl ortadireğe yaslarız diye düşünmek. Büyük firmalardan silinen vergi borçlar bile bütçe açığına iyi bir yama olur ama nerdeee? Ne tasarruf yap ne de büyüklerden vergi tahsil et, kolaya kaç daya vergiyi alt takıma. Böyle maliye bakanlığını herkes rahatlıkla yapabilir zaten. Ama hedef şaşırtmayalım, bunu bakanlar yapmıyor hükümet yapıyor. Hükümette yıllardır aynı zaten. Bakanlar seçilmemiş atanmış kişiler, sadece talimatları uyguluyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. MEHMET ŞİMŞEK REST ÇEKEBİLMELİ
      Bu aralar ekonomik hayatının en önemli gündem maddelerinden biri de yeni vergisel düzenlemeler.
      Mehmet Şimşek ve ekibi ekonominin dümenine geçtikten sonra birtakım rasyonel tedbirler peşi sıra alınmaya başladı.
      İlk etapta TCMB faizleri 50 baz puan seviyesine çıkartıldı.
      Döviz rezervleri güçlendirildi.
      Kısa vadeli yurt dışı fonların ülkeye kısmen de olsa akımı sağlandı.
      Yerleşikler de bu faizleri görünce dövizlerini bozdurdu.
      Ancak bunlar kalıcı çözüm getirmiyor, asıl olanın yapısalönlemler olduğunu herkes biliyor.
      Nitekim; bu gerekliliğin ilk adımı olarak da kapsamlı bir vergi çalışmaları başlatıldı.
      Medyaya sızan 104 sahifelik ilk taslakta hakikaten çok ciddi öneriler yer alıyordu.
      Parlamentoya sunulacak, hatta Meclis’ten geçecek kanun hükümleri haliyle daha pek çok revizyona uğrayacaktır.
      Taslak metinde, “atılan taş ürküttüğü kurbağaya değmeli”,kabilinden lüzumsuz gürültü kopartan maddeler de söz konusuydu.
      Sonradan bunların çıkartıldığı açıklandı.
      Vergi ile ilgili bunca verimli ve boş bırakılmış alanlar dururken, “garson bahşişi, kuryecinin geliri”… gibi unsurları vergilemeye çalışmak işi sulandırıyordu.
      Oysa taslakta, hani tam servet beyanı esası gibi bir düzenleme olmasa da, ona yakın “gelir-harcama mukayesesini” öngören ve kayıt dışını endirekt yolla kavramayı hedefleyen hükümler de vardı.
      Yine bu ülkenin vergisel anlamda en bakir alanı olan gayrimenkul rantları için gerçek değer esası gibi bir müessese ile birlikte istisna daraltıcı düzenlemeler öngörülüyordu.
      Medyaya yansıdığı kadarıyla bu iki düzenlemeden de vazgeçilmiş.
      Esasında Devlet, hele bu çağda her türlü otomasyon imkanına sahip.
      Belirli büyüklükteki işlemlerin finansal sistem içinde yürümesi mecbur kılınması halinde vergi kayıp ve kaçağı mevcut teknolojilerle bu mevzuat seviyesinde dahi minimum düzeye indirilebilir. Maalesef vergi toplama iradesi ne ölçüde samimi, onu göremiyoruz.
      Hal böyle olunca, “vergi ödeme namusu”, diğer deyişle “vergi ahlakı” aşırı derecede bozuluyor. Sürekli çıkartılan vergi afları da tuzu biberi oluyor.
      Ülkemizde “doğrudan vergilerde” randıman alınamadığı için işin kolayına kaçılıp, adil olmayan dolaylı vergilere gidiliyor.
      Vergisini ödeyen hep “enayi” oldu.
      Yük; kurumsal firmalar, bordro mahkumları ve dolaysız (harcama) vergilerini çaresiz üstlenenlere yıkılmış durumda.
      Bu durum vergi adaletini yerle bir ediyor.
      Güncel çalışmalara dönersek; görünen o ki 104 sahifelik metin “tırpanlana tırpanlana” öngörülen amaçtan uzaklaştırılıyor.
      Dağ yine fare doğuracak.
      Mehmet Şimşek kariyerini ortaya koydu.
      Bu çerçevede, gerekirse “rest” çekebilirse, bir şeylerin değişebileceğine dair bir umut ışığı belirmiş demektir.

      Sil
  2. Sanırım doğru vergi reformu paketinin çıkması için geçmişten gelen yükleri olmayan bir hükümet gerekiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ve geçmişten gelen yükleri olmayan milletvekilleri. Yani çok şey gerekiyor.

      Sil
    2. Mahfi Bey , Carry Trade uygulamasında Kurları belirli bir band aralalığında tutmak aşağıda basitçe formüle edilebilecek bir duruma, ekonomik oluşumu matamatiksel olarak ifade edebilirmi ? Bir İktisatçı olarak sizin görüşünüz nedir ?
      t döneminde Caryy trade uygulaması = yapay olarak oluşturulmuş kur kaynakli enflasyonun en aza indirgendiği bir dönem (özelik ile kur atışının yaratacağı girdi maliyetleri enflasyonunun en aza indirgendiği bir zaman dilimi=t1 dönemi(carry trade uygulamasının sonlandığı -t dönemindeki yapay ekonomik rahatlamanın maliyetinin belli bir ekonomide ekonomik birimlece ödeneceği bir zaman dilimi burada t dönemi ile t1 dönemi bazen eş anlı olarak hareket edeceğinide belirtmek gerek.

      Sil
    3. t dönemi delta Q =t1 dönemi ,Kx(çarpı işareti)deltaQ ----Q t dönemindeki kur hareketinden bağımsız sağlanan ekonomik faydalar , K T Dönemindeki sağlanan faydaların t1 döneminde ekonomik birimlerce katlanılacak maliyet artış katsayısı yada rahatkamanın ödenecek bedeli veya fiyatı

      Sil

  3. Muhterem üstat , malumu aliniz Devlet-i Ali Osmani , idare-i maslahat eylemek hususunda pek maharet sahibi idi , dünden bu güne değişen bir şey yok . Yine kümesteki kazlar yolunacak , zaten atasözümüz de var "Kaçanın , anası ağlamaz" diyor . Geçenlerde Ahmet Emin Yalman tarafından kaleme alınmış olan "Yakın Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim " eserinin 1.cildini okudum anlattıkları bugünlerde de yabancısı olmadığımız ve büyük benzerlikler gösteren olaylar. Sizin önemle üzerinde durduğunuz yapısal reformların , vergi kanunlarındaki değişikliklerin , verginin tabana yayılmasının , kayıt dışı hareketlere son verilmesi hususlarının hiçbir siyasi iktidarın oy korkusu ile yapamayacağı kanaatindeyim , zaten siz de belirttiniz ki servet beyanı ve gider bildirimi 1960 döneminde kanunlaşmıştır. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız. Sadece oy korkusu değil sanırım, kendilerinin arasında da benzer şekilde zenginleşen çok kişi var. Olağanüstü dönemlerde yapılmış yasaları kaldırırken çok dikkat etmek gerekir, bir kere kaldırıldığında bir daha geri getirmek mümkün olmuyor. O nedenle Anayasa'nın değiştirilemeyecek hükümleri ne zaman gündeme getirilse tüylerim diken diken oluyor. Onlar da bir kez kaldırılsa bir daha geri getirilemez.

      Sil
    2. Yakında darbe anayasasından kurtulalım "sivil anayasa" demokrasi nidaları arasında, Anayasa Referandumu gündeme gelebilir sayın hocam. Ama bu kez vatandaş ne yapar pek bilemiyorum?
      MD

      Sil
  4. Hocam karmaşık bir soruna tek yönlü basit bir çözüm arıyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın çözebileceği şey değil bu.

    Önce sorunu tanımlamak, anlamak lazım. İlgili kurumların işbirliği içinde çalışması lazım.

    Kayıt dışı dediğimiz milyonlarca insan. 5 milyon mu? 10 mu? 15 mi? Bu insanlar ne üretiyor? Ne tüketiyor? Yasal dayanağı ne? Hiçbir şey belli değil. Geleceğe ilişkin bir beklenti var mı? Plan var mı?

    Nüfüsun %10 kadar insan ekonomik aktivitenin içinde ama kaydı yok.

    Bakanlık geliyor tek bir şeyi odaklanıp çözmeye çalışıyor. Sonuçlara bakıyorlar. Sebeplere bakmıyorlar.

    Sadece servet vergisinin de adil olacağını düşünmüyorum.

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esasen burada savunduğum konu servet vergisi değil. Vergisi ödenmemiş gelirlerle edinilen servetler üzerinden giderek o gelirlerin vergisini almak.

      Sil
    2. Muvaffak GÖZAYDIN27 Haziran 2024 16:48

      Ben diyorum ki " edilinen servet değil harcanan para vergilendirilsin "

      Adam gelirim 100 lira diyor ve 100 liranın vergisini ödüyor . Adam ın 1.000 lira harcadığını görürsek hemen 1.000 liranın vergisini isteyelim . Adaletli ve çabuk olmaz mı ?

      Yazar kasalar ve cashless cemiyet sayesinde yaparız . İskandinav ülkeleri cashless oluyormuş . Akıllı adamlar . Niye bu soğuk kanlılar daha akıllı acaba .

      Sıcak bizi uyuşturuyor galiba .

      Sil
    3. Merhabalar Muvaffak Bey ,

      Bencede çok mantıklı söyleminiz , harcamadan vergilendirilebilir , fakat bunu takip etmek için çok iyi bir teknolojik alt yapı gereklidir . Bu şuanda ilgili kurumlar sağlayabilir mi buna da bakmak gerekir kanımca .

      Sil
  5. Türkiye'de bu şekilde yapılan düzenlemeler(zorlamalar) ile ekonominin düzelmesi mümkün müdür? Bana göre çok kırılgan bir uygulamalar topluluğu her an her şeye gebe, yani ülkenin para politikası da siyasi politikası da hele bir de şunu deneyelim olmaz ise bakarız duruma gibi. Bence TBMM'de ilk olarak çıkarılması gereken yasa, karar vericilerin verdikleri zararın bir şekilde karar verenden tahsil edilmesine olanak sağlayan yasanın çıkarılması, öyle yok yüzyılın buluşunu buldum yok mart şubattan iyi olacak gibi içi boş safsataları yapanların ülke ekonomisine verdikleri zararları karşılamaları. Tabi işin birde bu yönü var, herhangi bir bakanlıkta, verilen kararları doğrultusunda uygulanan politikaları var bunların hepsinin bir cezai karşılığı olmalı ve kesinlikle af olmamalı.

    YanıtlaSil
  6. Hocam Mehmet Şimşek ekonomiyi düzeltmek için değil de para babalarının parasını korumak için gelmiş gibi görünüyor, bilmem siz ne düşünürsünüz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence mesele kişiler değil sistem. Sistemi değiştiremediğimiz sürece kişileri övmeye veya suçlamaya yöneliriz.

      Sil
    2. Şöyle bir önerim var. Milletvekillerine hiç maaş vermeyelim, bir yerde çalışmalarını da yasaklayalım. Böylece oraya gerçekten herhangi bir çıkarı olmadan vatandaşı düşünenler gelir.

      Sil
  7. Ekonomiyi düzeltmek kolay değil. Halk ciddi bunalım yaşıyor. Ekonomik sıkıntılar bir yandan hukuka güvensizlik bir yandan ve de geçici sığınmacı ve kaçakları görünce insanın geleceğe dair umudu kalmıyor. Bu kadar karamsar tabloda kim nasil 1-2-3 çocuk yapsın. Vergi sistemi adaletsiz. Daha adil düzen yerine alt kesime vuruluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sayfadayı okuyan azınlık için söylediklerinizde haklısınız. Fakat görünen o ki vatandaşımızın bir çoğu halinden memnun, memnun olmasalardı son iki seçim böyle olmazdı.

      Sil
    2. Muvaffak GÖZAYDIN27 Haziran 2024 16:43

      Erdem bey Nasıl memnun oluyorlar . Nasıl bir sihir var üzerlerinde nasıl bir .

      " Vatandaşımızın bir çoğu halinden memnun ... "

      Nasıl memnun oluyorlar . Nasıl sihirlendiler bunlar .

      Sil
  8. İhale yolsuzluğu, yandaş kayırma, çalıp çırpa rejiminden reform beklemek saflık olur zaten. Özgür Özel hırsızlara karşı neden yumuşuyor anlamak mümkün değil. Sözde muhalefet partisi giderek işbirliği partisine dönüşüyor. mhp'nin yerini alırsa şaşırmayacağım.

    YanıtlaSil
  9. Böyle bir yönetimin palyatif tedbirler bile alamayacağı zaten belliydi. Durum " koyver sarhoşu yıkılana dek gitsin " şeklinde ilerliyor. Gerçekleri net bir biçimde dile getirdiğiniz için sağolunuz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet maalesef aynen öyle gidiyoruz. Gittiği yere kadar zihniyetiyle.

      Sil
  10. Tüm zararı ziyanı garibanın sırtına yüklemeye devam hocam. Asgari ücretlinin emeklinin sırtına binmeye devam . 40 yaşına geliyor insanlar evlenemiyor artık . Bunlara değinen yok . Nerden buldun yasasını getirsinler hadi görelim . Adam 50 milyonluk arabaya biniyor 200 milyonluk villada oturuyor vergi levhası matrahsız . Müteahhitler den vergi alsanıza . Hepsi 10 milyonluk arabalarla geziyor ama asgari ücretli kadar vergi ödememiş . HERKES VERGİ LEVAHASINI MASAYA KOYSUN ÖNCE Bİ HOCAM . Ucu kendilerine ve kendi adamlarına dokunacak hiçbir yasa kanun çıkmıyor . Dişçiler , doktorlar , avukatlar yüklensenize buraya biraz garibanın üstüne biniyorsunuz . Borsadan vergi alınmaz , ranttan vergi alınmaz ama asgari ücretliden alınır .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, bu konuda adım bile atılamıyor.

      Sil
  11. Hocam, yalnız yaşayan bir asgari ücretli aylık kazancından kesilen vergi ile başlamak üzere, ceptelefonu faturası, su, elektrik, internet ve doğalgaz dahil 5 kalem faturaya ödediği vergiler + market harcamaları dahil bir ayda maaşının yüzde kaçını vergiye veriyordur?

    YanıtlaSil
  12. Mahfi hocam dış güçler diyorlar ya inanin sadece gülüyorum. Yahu ülke ekonomisi sürekli bütçe acigi cari acik ve tasarruf acigi veriyor. Yani üçüz acik veriyiruz.tum bu aciklari dis güçler denilen uluslar arasi finans kapital kapatıyor. Yahu bu dis güçler ne yapsalar kötü. Yani afedersiniz bi yerlerimiz sürekli açık ve bu acigi kapatip yama yapanlar kötü ama kendi iktisadi sorunlarını bur türlü çözemeyecek kadar medeniyetten yoksun olan turkiye olarak biz iyiyiz. Ne güzel dünya. Ben tarihe en az iktisat kadar merakliyim sayin hocam. 17 devlet kurduk hepsini de biz kendimiz yiktik. Tamamen kendi büyük hatalarımız ve aymazligimizla .en basitinden futbolda. Gürcistan gibi futbolda xayif kalmiş henüz yeterli gelişimi göstermemiş bir ulkeyi yendik diye hemen havalandik portekiz boynumuzun ölçüsü aliverdi.iyi de yapti. Arda diye bir genc yetenek cikti onu da hemen hagi alex sergen gibi üstadı azamlarla kıyaslamalar başladı. Yazik bu gazcilikla ardayi da bitirecegiz neyse ki real madride gitti de bu ülkedeki gazcilik kompleks gibi hastaliklara uzak kalacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunların yanında voleybolda kadınlar dünyanın ilk sırasına çıkmayı başardı, yeni yapılan Avrupa şampiyonasında yüzücülerimiz altın ve bronz madalyalar aldı, sırıkla yüksek atlama gibi hiç varlık göstermediğimiz bir dalda atletimiz bronz madalya aldı. Yani ortada bütün bu bozuk düzene karşı başarılar da var. Demek ki bu boızuk düzeni düzeltsek ülke alıp başını gidecek.

      Sil
  13. Hocam bir parti kursak ve misyonumuz demokrasi ve hukuk olacak nereden buldun vergisini uygulayacağız ve yapılması gereken bütün reformları yapacağız kamu masrafını minimuma indirip hizmeti maximuma çıkaracağız barınma beslenme çalışma ulaşım sorunu olmayacak imar kirliliği vb cahilce işleri tarihe gömeceğiz ahpap çavuş işi yok olacak ülkemize göre üretim modelleri ile üretim ekonomisi kuracağız BM sürdürülebilir kalkınma amaçları için çalışacağız vd.vb. desek ne olur .?
    Herkes hakaret eder küfreder ve kimse oy vermez çünkü herkes bütün topluma yapılan kötülüğün bir yerinde kötülük yapıyor mesela AKP 11 milyon üyesi var bir partinin neden 11 milyon üyesi olurki ve toplumu eşit olarak düşünen partilere kimse oy vermiyor toplum bir tarafda olup diğer tarafı ezmek istiyor pastayı herkes eşit yesin istenmiyor kim iktidarsa pastayı o yemek istiyor en altda kalan gurup un ezikliği ise gerçekden düşündürücü manipülasyona o kadar uygunlarki AKP seçimlere kadar bu gurubu eze eze devam ederse ki öyle görünüyor seçimlerde bu guruba sus parası verip yeniden seçimleri kazanır diye düşünüyorum .

    YanıtlaSil
  14. akp ile chp abd deki cumhuriyetçiler demokratların türk çakması ikiside tam kapitalist neoliberal zenginliği destekliyor mhp de bu düzenin koruyucusu olarak kendine bir görev seçmiş dem de mhp karşıtı diğerleri ise figüran.chp gelirse nereden buldun yasasını uygulayacakmı ? reformları yapacakmı ? kamuyu minimum maliyet maximum iş ile çalıştıracakmı ? tüketim ekonomisinden üretim ekonomisine geçişi yapacakmı????? chp yi takip ediyorum bu yazdıklarımdan hiç bahsetmiyorlar yönetim sırası kendilerine geldiğinin farkındalar artık misyonlarını açıklamalılar bilemiyorum belkide açıklamak istemiyorlar o kadar çok büyük para değişimleri olacak ki yukardakiler uygulanırsa milyonlarca haksız para kazanan gözü kara kişi var ve bunlar herşeyi yapabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Abd de demokratlar rockefeller sermayesine cumhuriyetçiler Rothschild sermayesine yakin oluyor çoğunlukla. Yani biz de de bu aynen böyledir

      Sil
  15. Hocam ekonominin başına acil olarak Ali Babacan ve ekibini geçirmedikleri sürece hep kaybeden biz olacağız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sistem aynı kaldığı sürece ekonominin başına kimi geçirirsek geçirelim sonuç değişmez.

      Sil
    2. Hocam Ali yazar Veli bozar..

      Sil
  16. Uzun lafın kısası;Sorunun sebebi olanlar sorunu çözemezler.Haaa birde muhalet rölü yapıp bu bozuk düzenden nemalananladan çözüm beklemek ise tam bir ironi.Ortadoğu da doğmadımıza şükredip niye Avrupada doğamadımıza üzülmekle ömrümüz geçti...

    YanıtlaSil
  17. Bence KDV ÖTV vs ne kadar dolaylı vergi varsa kaldırılsın. Herkes yıllık Gelir Bildirimi versin. Gelir Bildirimi sırasında yıllık tüm harcamlarını belgeleri ile yıllık gelirinden düşsün. Kalan tutar basamaklı olarak vergilensin. Bu durumda yastık altı işi biter. Tüketim hareketlenir. Kayıtsız işlem oranı düşer. Gelir Bildirimi ile Gider Gösterimi arasında çapraz kontrol ile kayıp kaçak oranı düşer. Örnek pazar esnafı gelir bildirdi yıllık 1 milyon bu gelire karşılık Pazar esnafından alınan ürüne yönelik Gider Bildirimi 2 milyon aradaki farkı maliye soruşturmalı. Pazarcıdan gider belgesi mı olur diyecek varsa pazara çıkmıyor derim. Mevcut durumda bordrodan vergi veriyorum daha cebime girmeden para devlete gidiyor. Üstüne her aldığım ürün ve hizmet için tekrar vergi veriyorum. Vergilenmiş paranın tekrar vergisini veriyorum. Serbest çalışan örnek pazarcı çiftçiden alıyor kayıt yok bana satıyor kayıt yok aradaki farkı cebe atıyor bilen yok soran yok. Kümesteki kazı nasıl daha çok yolarız diye vergi paketi falan kasmaya gerek yok tüm bordrolardan yüzde 25 şimşek payı yaz geç.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önce vergisi ödenmemiş gelirlerle elde edilen servetleri belirleyip gelir vergileri alınmalı. nereden kazandıkları belli olmayan paralarla aldıkları son model arabalara binen, dünyanın en pagalı evlerinde oturan insanlara nereden buldun diye sorulmadan kimse vergisini isteyerek ve doğru ödemez.

      Sil
  18. SAYIN HOCAM, DÖVİZ KURLARINDA YILBAŞINDAN BERİ BİR BASKILAMA VE GERİLME VAR. BİR PATLAMA YAŞANIR MI, YOKSA KONTROL ALTINDAMI.

    YanıtlaSil
  19. Hocam sizce bu pakette ögrenci harçlik vergisi eksik degilmi ...okullara vergi müfetdişileri görevlendirlseydi de cocuklarin babalarindan aldiklari harçliklarin yuzde kaçı lazimsa artik siyasilerin itibari için...garson..kuryeci kardeslerimzinki yetmez ögrencinin asgari ucretlinin ne var ne yoksa feda olsun siyasilerimize.....ya yemin ediyorum utandım utanďim utandım garsonun bahşisene kadarmi düştük...hani karadenz gazi hani gabar petrolu hani...ben bu ekonomiye cok kafa yordum yıllardır...her yol sisteme çıkıyor hukuk.ve demokrasi.başkası yalan .saygılar

    YanıtlaSil
  20. şimdi seçim zamanı olmadığı için millet vergilere isyan ediyor, hükümete yükleniyor.
    seçim zamanı gelsin, reis yine baş tacı olur, akp ülkeye çağ atlatacak unsur olur.
    chp bildiğiniz gibi olur, gene seçim kazanamayacak birini aday yapar.

    YanıtlaSil
  21. Ancak onurlu ve şerefliler hara-kiri yapar !
    ATATÜRK döneminde TBMM de bir milletvekili Fransa-Türkiye silah ticaretini yönlendirmeye ve menfaat elde etmeye çalışır. Bu milletvekili ATATÜRK'ün emri ile TBMM den kovulur...

    YanıtlaSil
  22. Hocam amacınızın o olmadığını biliyorum ama yazılarınızı okudukça ülkemizin geleceğine hiç inancım kalmadı (siyasilerin durumundan ziyade yapılan bunca şeye tepkisiz kalan biz vatandaşlardan dolayı), sizde durumlar nedir? Sizin hala umudunuz varsa onları da sebepleriyle bir yazınızda paylaşırsanız iyi olur zira buna her zaman olduğundan daha fazla ihtiyacımız var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzun uzun yazmaya gerek yok. Bunu birkaç kez vurgulamıştım. Ben umudumu kaybettiğimde Nutuk'u açar 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a ayak bastığında memleketin genel görünümü hakkındaki görüşlerini okurum. Onu okuduktan sonra umudumu kaybetmeye hakkım olmadığını düşünürüm.

      Sil
  23. Hocam, 2023 genel seçimleri sonrası, ekonomi yönetimi açıkça yerel seçimi gerekçe göstererek enflasyonla ciddi anlamda mücadele etmedi. Para politikası ayağında arkadan gelen (kademeli) faiz artışıyla enflasyonla mücadele ediyormuş görüntüsü verilirken, maliye politikası ayağında yüksek KDV ve OTV artislariyla 2023 temmuz ve ağustos aylarindaki %9 ve %10 luk enflasyon artışları tetiklendi.Simdi üzerinden neredeyse 1 yıla yakın süre geçmişken maliye politikasını, bütçede tasarrufu ve vergi paketini tartışıyoruz.Tasarruf paketinden bir şey çıkmadı, çok güzel ifade ettiğiniz üzere vergi paketinden de bir sonuç çıkmayacağı anlaşılıyor.Saniyorum önümüzdeki dönem, 1990 lara benzer şekilde siyasi ve ekonomik risklerin ve volatilitenin arttığı, enflasyonun sürekli yüksek seyrettiği, büyümenin sinirli kaldığı, bütçe açıklarının ve faizin yüksek olduğu, kurlarin da buna paralel yukarı gittiği istikrarsız bir dönem olacaktır.

    YanıtlaSil
  24. Henüz dibi görmedik. Ne zaman göreceğimiz de belirsiz. 60 sene önce denizde hadi dip yapalım derdik , çıkmak bir kaç saniye idi ama bize sonsuz gibi gelirdi. Artık her şey sanal mı gerçek mi ? bilemiyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dip, denizde, gölde veya kuyuda olur. Ekonomide ve sosyal yaşamda dip diye bir şey yoktur. En kötü sandığımızdan daha kötüsü de olabilir.

      Sil
  25. Mahfi bey her bir yazınızı hayranlıkla okuyorum. İnanılmaz bir analiz ve yorum kabiliyetiniz var. Yazdıklarınızı okurken olan bitenden başka hiç bir şeyden bahsetmeyişiniz okuyanların tabiri caizse hayran kaldığı yer olsa gerek. Sizi yetiştiren önce ailenize ve eğitmenlerinize çok teşekkür ederim. Ve tabi kendini bu şekilde yetiştirmeyi başaran size. Eksik olmayın, hep yazın lütfen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence bilgisizlik diz boyu. İktidar da muhalefet te ekonomi nedir bilmiyor . Management nedir bilmiyor .

      Bu yüzden savruluyoruz . Vergi paketine luzum yok .
      Mevcut vergileri toplayın 10 trilyon lira toplarsınız .

      Buyrun kiralarda 3 trilyon vergi

      Bakan Şimşek " kiracılar kiraları devlete bildirin " dedi

      Hemen hiçbir gazeteci yazmadı neden yazmıyor hala ses eden yok .

      Ben Muvaffak GÖZAYDIN mgozaydin@hotmail.com

      Sil
    2. Çok teşekkür ederim.
      Bakan Şimşek kiracılardan önce kamu kesimindeki lüks yaşama, çifter çifter alınan maaşlara, en yukarıdan en aşağıya lüks araçlara baksa yerinde olacak. İnsanlar, nereye harcandığını bilmedikleri ya da bildikleri vergilerinin artırılmasını istemiyor. Bu kadar net.

      Sil
  26. mustafa şerif25 Haziran 2024 10:35

    Sevgili üstadım şu konuda yorumunuzu rica ediyorum.

    İhracat-ithalat konusunda yapısal sorunlarımızı çözmeden, bu konuda uzun vadeli düzgün bir yol haritası bile ortaya koymadan, ihracatı arttırmaya çalışmak delilik değil midir? Belki de son 30-40 senedir amaçladığımız şey yani. Bu durum normal şartlar altında cari açığın GSYİH’e oranını sürekli yükselterek ekonomiyi daha da kırılgan hale getirmiyor mu?

    Örneğin: İhracatın ithalatı karşılama oranı %70 ve bu sorunu çözmek için adam akıllı hiç bir adım atılmadığını varsayıyorum. Örneğimizde 10 yıl boyunca da sabit kalacak.
    GSYİH 1 trilyon USD, ihracat 200 milyar USD ve ithalat 285,7 milyar USD. Diş ticaret açığı (DTA) 85,7 Milyar USD ve DTA’nın GSYİH’e oranı %9.

    10 sene çok güzel büyüdük. Yıllık %5. GSYİH 1,629 trilyon USD oldu. Bu 10 senede de ihracat hedefimiz de gerçekleşti. Yılda %10 artan ihracat 10 sene sonra 519 Milyar USD oldu. Ama ithalat da yıllık %10 büyüdü ve 741 milyar USD oldu. Dış ticaret açığı ise artık 222 milyar USD ve GSYİH’e oranı ise %13,6’dır. Yani DTA’nın GSYİH’e oranı 10 yılda %52 arttı ve ekonomi çok daha kırılganlaştı. Dış konjonktür şoklarına karşı çok daha savunmasız bir ekonomi var artık. Bu durumda bir virüs salgını ya da bir husi krizi gibi küresel ticareti çok etkileyen durumlar artık bizi çok daha fazla etkilerdi. (Turizm gelirleri ve diğer cari denge unsurlarının da yıllık büyüme oranında değiştiğini farz ettim)

    Yani demem o ki, dış ticaret açığını iyileştirmeden ihracatı (dolayısıyla ithalatı) yıllık büyümeden daha fazla arttırma politikası deliliktir, maalesef bu konuyu doğru düzgün gündem yapan, bu saçma sapan hedefe bir son verin diyen falan da sizden başka doğru düzgün yok. DTA’mız ancak kriz zamanları bir tık iyileşiyor. O da sağlıksız ve çaresiz bir şekilde.

    Yani dünyanın toplam GSYİH’sından %1 pay alıyorsak, ihracatımız da toplam ticaretin %1’i ise; GSYİH payı hala %1’ken, DTA’mız da sabitken ihracat payımızı mesela %2 yapmak deliliktir. Odaklanmamız gereken ihracatı ne olursa olsun arttırmak değil, DTA’yı iyileştirmeye çalışmak, bilim üretmek, yüksek teknolojiye yatırım yapmak, eğitim, adalet vs gibi konularda iyileşme yapmak, doğrudan yabancı yatırımlardan aldığımız payı artırmak vs gibi akılcı politikalar değil midir? Ya da en azından bu konu özelinde DTA’nın GSYİH’ya oranını bize çok sorun yaratmayacak şekilde tutmaya çalışmak. Rahatça finanse ediliyorsa örnekteki ilk senedeki %9 gibi mesela. ABD’nin uzun yıllar yüksek cari açık vermesine rağmen bu konuda çok da problem yaşamaması gibi.

    Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız bu delilik. İlk zamanlarda (1980'lerde) çeşitli teşviklerle ve kurla ihracatı geliştirmeye başladık ama aradan 40 yıl geçti hala aynı yerdeyiz. Artık teşvikle kurla falan ihracatı daha fazla artırmak mümkün görünmüyor. Teşvik sistemini baştan aşağıya gözden geçirip marka yaratacak bir aşamaya geçmemiz lazım. Örnek Kore.

      Sil
  27. Sayın Eğilmez, güzel ve kolay anlaşılır yazınız, yazınıza gönderilen yorumlar hemen hepsi yaşam sistemimizin tamamen yanlış olduğunu, bu yanlış sistemimizin düzeltilmesi gerektiğini görüyor ve buna göre paketler hazırlanıyor. Bu paketler bize içerilen acı ilaçlar olarak karşımıza çıkıyor. Yani uzun bir süredir acı ilaçları içiyoruz ancak farkında bile değiliz. Naçizane düşüncem; bize içirilen ilaçların yanlış ilaçlar olduğu, hastalığa şifa getiremediği, kısa bir süre sonra daha açık ortaya çıkacaktır. Bu arada herkese aynı acı ilaç verilmediği, bazılarına , bilhassa üst düzey gelir guruplarına acı değil, tadı farklı ilaçlar içirildiği bilinmelidir. Herkes aynı ilacı içmiyor. kısa bir süre sonra ilaçların alt gelir guruplarına hiç fayda sağlamadığı, üst gelir guruplarına ve yandaşlara acı değil, tatlı ilaçlar verileceği bilinmelidir. Zaten İktidar seçim öncesi bize oy verenlere, destekleyenlere destek , hizmet vereceğiz, ona göre oy verin tehdidinde bulunmuştu. Yandaş olmayanların, ilaçlarının acı tadının daha da artacağını bilelim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru. Vatandaşın isyanı da ondan zaten.

      Sil
  28. "Vergi Paketine Gerek Kalmadı" İlahi hocam çok şakacısınız.

    YanıtlaSil
  29. "Nereden buldun" yasasını yürürlüğe koysalar o bile zaman içinde gelirlerin vergilendirilmesinde normalleşme sağlayacaktır. Ama kendileri ve "crony"leri için sakıncalı olduğundan ne mümkün!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslına bakarsanız böyle bir yönetimde bu yasanın olmaması daha iyi çünkü onu işletecek olan da yine iktidar ve karşıtları için kullanırlardı muhtemelen.

      Sil
  30. Bu ülkede her zaman ahlaklı olan doğru olan hep salak yerine kondu keriz dediler eşşek bildiler bindilerde bindiler. hükümet tarafından hep kısa vadeli hızlı sonuç alınacak adımlar atılmaya çalışıyor her konuda bu vergi içinde maalesef aynı kimden alabiliyorsa daha fazla almaya çalışıyor. Ama hiç vergi ödemeyen lüx otomobiller binen lüx evlerde yaşanlardan hesap sorulmadı. bundan da saçma olanı koca şirketlerden vergi borçlarının silinmesi . Alınacak yer bence geçen sene dövizi olanlara ödenenen anlamsız ek getiriler %30- %40 yıllık net getiriler elde edildi sırf dövizden dönüşümlü kkm yapılsın diye dünyanın hiç bir yerinde böyle risksiz kazanç yoktu. bu sistem zengini olanı daha zengin yaptı bunlardan geçen sene kazançları üzerinden servet vergisi alınmalı . Ayrıca uzun yıllardır sorgusuz sualsiz verilen hiç biri yatırıma dönmeyen kgf kredileri sorgulanmalı çok cüzi faizlerle bir takım insanlar zengin oldu servet transfer aracı olarak kullanıldı bu krediler. sayın şimşek bu iki konu hakkında bence bir çalışma yapmalı
    ücretliler keriz değil !!!

    YanıtlaSil
  31. Bilim; daima deneyler yaparak, daima testler yaparak ilerler.

    Öyleyse, 'ikisat bilimi'nde de deneyler & testler yapılması doğru değil midir?

    Siz biliminsanı olarak bu soruya ne cevap veriyorsunuz Mahfi bey?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. zaten deney yapıldı.
      Deney adı: faiz sebep enflasyon sonuç.
      Deney sonucu: anlatmaya gerek yok zaten yaşayıp görüyorsunuz (!)

      Sil
    2. Aslında iktisat bilimi testlerle ilerliyor. Türkiye'ye bakıldığında mesela neler yapılmaması gerektiğine dair kanıtlanmış pek çok test bulunuyor.

      Sil
  32. Hocam vergilendirme sorunu böyle devam ederse P80/P20 oranı çok artar mı çünkü vergiyi hâlâ fakir kesimden alma derdindeler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vergiden önce bile artacak. 2023 ve 2024'de gelir dağılımının çok daha fazla bozulduğunu tahmin ediyorum.

      Sil
  33. Merhabalar Mahfi hocam Türkiye de alınan toplam vergilerin GSYİH oranı nedir. Diğer gelişmiş yada gelişmekte olan ülkelerde oran nedir. Bu tür bir bilgi var mıdır. Merak ettim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak diğer ülkelerden daha mı çok yada daha mı az vergi ödüyoruz. Oran olarak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye'de toplam vergi yükü (vergiler / GSYH) yüzde 25 dolayındadır. Bu oran bizim de aralarında olduğumuz OECD ülkelerinde ortalama % 35'tir. Yunanistan'da % 38, Çek Cumhuriyetinde 35, Kore'de 28, Macaristan'da 37'dir.

      Sil
  34. Vergi disi kalan kismin yuzdesel olarak buyuk bir kismi, zaten meclisdekilerle baglantili kisilerin degil mi? Yasayi cikaracak olanlar kendi ceplerine dokunulmasina izin verir mi?

    YanıtlaSil
  35. Kitaplar insanlara hiçbir şey kazandırmıyor, hem küçücük harflere bakmak insanların gözlerini bozuyor.

    TikTok ve instagram reels daha iyi.

    YanıtlaSil
  36. ...
    "Vergi Uzmanı Ozan Bingöl,
    2019 yılında kişi başına ödenen vergi tutarı bin 430 dolar olurken 2023 yılında kişi başına ödenen vergi tutarı 2 bin 222 dolar oldu. 4 senede dolar bazında kişi başı ödenen vergi oranı yüzde 55, 4 arttı...."

    Sizin bu duruma yorumunuz nedir mahfi bey?

    YanıtlaSil
  37. Mahfi Üstad, siz ve diğer ekonomistler , Yalçın Karatepe Beyefendi dahil önerilerinizi getiriyorsunuz Mehmet Şimşek Beyefendi'ye fakat ekonomi politikalarını sanki Cevdet Yılmaz Bey oluşturuyor gibi bir görüntü var. Yıllar boyu yazılı ve görsel medyadaki söylemleri analiz edersek bu sonuca ulaşmıyor muyuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başkaları için bir şey diyemem ama ben önerilerimi Türk toplumuna yapıyorum. Kişiler muhatabım değil.

      Sil
  38. Hocam acilen nerden buldun yasası gelmesi lazım. Akkoyun Karakoyun belli olsun . Siyasilerin ve ailelerinin mal varlığı bir masaya yatırılsın bi görelim ne var ne yok. Trump tarafından yazılan bir mektup vardı zamanında hatırlarsanız hocam , barış pınarı harekatını durduran mektup. Daha sonrasında mal varlığı araştırılmasıyla ilgili abd tasarısı vs. Bana göre üzerinde çok düşünülmesi gereken bir olaylar . Siz ne düşünürsünüz bilmiyorum .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanı kanıda olsam da bu yetkinin siyasete kurban edilmeyeceğinden ve tarafsız kullanılacağından emin değilim.

      Sil
  39. Konudan bagimsiz olarak; su DMO daki usulsüzlüklere bir el atsalar neler cikar neler. Tasarruf diye milleti oyalamadan baska bir seyleri yoktur, malesef.

    YanıtlaSil
  40. Hocam enflasyonda bir girdaba mı sürükleniyoruz?

    YanıtlaSil
  41. Vergi önerilerinin tartışılması çok değerli ; ne kadar çok kişi buna katılırsa yurttaşlık bilinci yükselir.çok köklü vergi değisikliği gerekli.kısaca özetlemek gerekirse gelir ve kurumlar vergisi tek kanunda kazanç vergisi kanunu olarak toparlanıp gelirin 7 öğeden olusması anlayışı yerine tek bir kazancın olduğu özvarlıktaki her artışın bu kazancı olusturacağı ve bunun gerçek kişi kurum olsun artan oranlı olarak vergilenmesinin esas olması ve oranın da % 10-30 arasında olması isabetli olacaktır.ikinci ilke servet kıyaslaması yönteminin tekrar getirilmesi ve nereden buldun un yaşama geçirilmesi. Çok köklü önerilerim böyle başlayıp sürer.habertürk TV deki 3 gün önceki oturumda ileri sürdüğünüz kiranın tevkifat yapılması durumunda kira elde edenlerin daha kazançlı çıkacağı savınıza itirazım olacak.2023 yılında 150.000 TL üzeri beyanname verme durumu var altında ise yok.isyeri sahibi olanlara tevkifat var olağan konut ise yok.örnekle açıklayacak olursak 150.000 brüt kira , tevkifat 30.000 eğer bu kişi beyanname verebilseydi 150.000 x.15= 22.500 götürü gider matrah 127.500 vergi oranı 15 kesinleşen vergi:19.125 yapılan vergi tevkifatı:30.000 maliye bakanlığı fazla hesaplanan vergiyi bina sahibine geri vermemek için beyanname verme diyor.bundan ötürü tevkifata tabi bina sahibi beyanname verme sınırın altında kaldığı sürece kazançlı değil zararda.sunu belirtmeliyim ki tevkifat tümüyle kaldırılmalı insanların yurttaş olmasını da hedefliyorsak.günümüz sayısal sistemi beyanname ile vergi almayı çok kolaylaştırdı tevkifata gerek kalmadan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muvaffak GÖZAYDIN27 Haziran 2024 16:32

      Dikkat ; Bir an için 33.000 lira istisnayı unutun basit hesap için .

      100.000 lira yıllık ücret geliriniz varsa % 15 yani 15.000 lira vergi ödersiniz . Ortalama ödenmesi 30. hazirandır ( Çünkü her ay 1/12 ödersiniz )

      100.000lira kira geliriniz varsa . Ertesi yıl martda beyanda bulunursunuz .

      %15 götürü gider kesersiniz
      % 15 sigorta masraflarını tenzil edersiniz
      % 10 sağlık ve eğitim masrafları tenzil edersiniz
      % 5 bağış giderleri tenzil edersiniz

      Geriye 55.000 lira kalır .

      Bunun % 15 i 8.250 TL eders.

      Yarısını 4,125 TL martda ödersiniz

      Diğer yarısını temmuzda ödersiniz . 4.125 TL

      Ortalama ödeme haziran 2024 dür

      Yani ücretliden tam bir yıl sonra ödersiniz .

      Yani % 100 enflasyon varsa 8.250 değil 4.000 lira ödersiiniz .

      Haydi bakalım zavallı ücretli 15.000 lira ödüyor .

      Zavallı ?????????? zengin ev sahibi 4.000 lifra ödü0yor .

      Adalet bu mu ? Ben de bir ev sahibiyim onu da söylüyeyim .

      En sahibiile ücretli aynı parayı kazanıyor ama ev sahibi 25 lira veergi veriyor

      ücretli ise100 lra 4 mislini ödüyor .

      Bu mu adalet . Evvel BUNLARI adaletli hale getirin .

      Sil
  42. Tasarruf konusunda iş o kadar çığırından çıktıki özel aile işlerinde makam otolarını kullanabilmek için resmi hizmete mahsustur yazısını utanmadan kaldırdılar. Bodrum, Çeşme gibi yerlerdeki milyon dolarlık villaların yarısı belediye çalışanları (birini şahsen biliyorum) ve bürokratlarınsa bu ülkeden adam olmaz.

    YanıtlaSil
  43. Muvaffak GÖZAYDIN27 Haziran 2024 16:19

    Hocam . Bukadar akıllı zatı nerden buluyorsunuz. Bunlar sizi nasıl buluyor . Saçmalayan hiçbir yorum yok. Ülke adına sevinçliyim . Lütfen bizleri irşad etmeğe devam edin .

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!

Dolardan TL'ye Geçişin Nedenleri ve Sonuçları Üzerine

Kapitalizm