Asgari Ücret Artırılmalı mı?
TÜİK’in Ücretli Çalışan
İstatistikleri Şubat 2024 haber bültenine göre Türkiye’de 2024 yılı itibarıyla
sanayi, inşaat ve ticaret - hizmet sektörlerinde ücretle çalışanların sayısı
15,1 milyon kişi. Merkez Bankası ve DİSK-AR verilerine göre bunların yarısının,
yani 7,5 milyon kişinin, asgari ücretle çalıştığı tahmin ediliyor.
Asgari ücret artırıldığı zaman bu artış asgari ücretlilerle sınırlı
kalmıyor, bütün ücretler buna göre artıyor. Ayrıca 9 milyon da emekli var.
Demek ki asgari ücret artırıldığında 25 milyon kişinin ücretlerinde çeşitli artışlar
yapılması söz konusu oluyor.
Türk-İş, her ay dört kişilik bir
aileyi esas alarak açlık ve yoksulluk sınırı hesaplaması yapıyor. Açlık sınırı
yalnızca gıda harcamaları esas alınarak, yoksulluk sınırı ise gıda harcamasına
ek olarak giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve
benzeri ihtiyaçlar da işin içine katılarak hesaplanıyor. Bu şekilde yapılan
hesaplamalara göre dört kişilik bir aile için bu yılın Mayıs ayına ilişkin
açlık sınırı 18.969 TL/Ay, yoksulluk sınırı ise 61.789 TL/Ay olarak açıklandı.
Halen yürürlükteki asgari ücret
17.002 lira. Bu durumda Mayıs 2024 itibarıyla asgari ücret açlık sınırının 1.967
lira, yoksulluk sınırının ise 44.787 lira altında bulunuyor. Dört kişilik bir ailede
iki kişinin asgari ücretle çalıştığını düşünürsek aile geliri aylık olarak
34.004 liraya yükselir, bu gelir aile için hesaplanan yoksulluk sınırının
27.785 lira altında kalır. Bu ailenin yoksulluk sınırını aşabilmesi için dört
ferdinin de çalışması gerekiyor. Çocukları küçük olan ya da eğitimde olan bir
aile için bu mümkün olamayacağı için bu aile yoksulluk sınırı altında yaşamaya
devam edecek demektir.
Asgari ücret artışı enflasyon
yaratır mı? Özellikle enflasyonun çok yüksek düzeylere çıktığı son üç yılda çok
tartışılan bu konuda iktisatçılar ikiye ayrılmış durumda. Kimileri enflasyona
etki etmez diyor, kimileri enflasyonu artırır diyor.
Gelir iki şekilde kullanılır:
Tüketim ve tasarruf. Asgari ücretliler ve emeklilerin tasarruf yapması bu
koşullarda mümkün olmayacağına göre ücret artışı sonucunda toplam sayısı 16,5
milyonu bulan emekli ve asgari ücretlilerin ellerine geçen bütün parayı
tüketime harcamaları söz konusu olacaktır. Tüketim harcamalarının artması talebin
artmasına o da enflasyonun artmasına yol açacaktır. Asgari ücret artarsa
enflasyon artmaz demek ekonomi bilimine aykırı bir tezdir. Türk toplumu bilime
aykırılığa o kadar alıştı ve bu tavrı o kadar benimsedi ki bilim insanları
arasından “faiz neden enflasyon sonuçtur” yaklaşımını doğru bulup
destekleyenler çıktı. Onun için burada da asgari ücret artışının enflasyon
yaratmayacağını söyleyenlere çok şaşırmamak lazım.
Gelelim işin öteki yanına.
Enflasyon artacak diye açlık sınırının yaklaşık 2 bin lira, yoksulluk sınırının
da yaklaşık 45 bin lira altındaki asgari ücreti ve onun bile altındaki emekli
ücretlerini artırmayalım demek mümkün mü? Ya da bu insanlara “biz enflasyonu
düşürünce sorun kökten çözülecek sıkın biraz dişinizi” demek? Gerçi bunu
söylemenin mümkün olduğunu Türkiye’de yaşayarak görüyoruz.
Asgari ücret ve emekli
maaşlarının artırılmasının enflasyonu etkileyeceğini reddetmek bilime aykırıdır
ama enflasyonun böylesine arttığı bir yerde asgari ücret ve emekli maaşı
alanlara ücret artışı yapmamak insanlığa aykırıdır. Bu iki konuyu birbirinden
ayıralım.
Sapla samanı karıştırmayın derler ya !! Her anlamda sap ile saman birbirine girdi, ayrıca hatırlıyormusunuz bilmiyorum ama 1.5-2 yıl önce bir yazı yazmıştınız: "enflasyon bir şekilde düşer ama ücret dağılımındaki bu adaletsizlik ve sosyal yıkım uzun zaman peşimizi bırakmayacak." demiştiniz. O noktaya doğru ilerliyoruz galiba.
YanıtlaSilBiz millet olarak aynı gemide değilmiyiz neden hep bu yükü asgari ücretliler emekliler çekiyor anlamış değilim.Madem kemer sıkılacaksa memurdan da vekillerdende kamudan da tasarruf edilsin.Adaletle eşitlik aynı şeyler değil Zam oranları bile yapılırken adaletli olunmuyor.Örnek verecek olursak 50 bin TL alan bir memura %25 zam yapıldığında 12.500 TL eder 10 bin TL maaş alan bir emekliye de %25 zam yaılıdığıda 2.500 TL.Memura yapılan zam emeklinin normal maaşı dan yüzde yüzü üzerinde iyileştirme olmuş oldu.Ekonominin başındakiler bir boktan anlamıyor.İşçi sendekilarının başındaki ve emekli sendikalrının başındaki mallar bi bokada yaramıyor
SilMehmet Şimşek küresel tefecilerin muhtemeti sıfatı ile ekonomi yönetiminin başına geçti. Görevi ücretleri ve emekli aylıklarını baskılamaktır.
SilAsgari ücretliler bir evde en az 5-6 kişi çalışıyor. (ana, baba, çocuklar, dayı, yeğen, hala, teyze) Ortak bir para havuzu oluşturuyorlar. Çevremden biliyorum. Benim düşünceme göre artırılmamalı. Daha fazla para verirseniz gidip telefonlarını yenileyecekler ya da arabalarını değiştirecekler.
SilTürkiyedeki enflasyonun sebebi sadece iki tanedir:
1-Aşırı insan nüfusundan dolayı talep yüksekliği (160 milyon insan: Vatandaş+kaçaklar+turistler)
2-Talep yüksekliğini fırsat bilen aç gözlü esnaflar
Dolayısıyla enflasyon kesinlikle yükselecektir. Aldıkları para işe yaramayacaktır.
Ekonomi daha da zarar görecektir.
Asgari ücret terimine komple karşıyım. Ücreti serbest piyasa belirlemeli. Devlet çalışmayan her bireye asgari yardım tutarı belirlemeli örneğin 5000 TL. Bu parayla geçinirim diyen yatsın. İnsan gibi yaşamak isteyen çalışsın. Aylık 5000 TL de insanı arsız hırsız olmaktan korur. Sosyal düzen kurulur.
SilAdsız 6 Haziran 2024 10:53 utanmadan 5-6 kişi aynı evden çalışıyor demişsiniz. dayı,yeğen hala, çekirdek aile nin aynı evde yaşaması sizin için doğal yani. 8,10 yaşındaki çocukların çalışması gerek size göre. insanlığınızı kaybetmişsiniz. anlaşılan iş yeriniz var ve keyfiniz yerinde.
Sil7 Haziran 2024 11:38 Maaşlı çalışanım. İş yerim yok.
Sil8,10 yaşındaki çocukların çalışmasının gerektiğini belirten bir şey yazmadım.
Siz okuduğunuzu da anlamıyorsunuz.
17 yaşındaki çocuk değil midir? 16,17 yaşında çalışan çocuklar yok mu? Eğer olmadığını söylerseniz bu çocuklara en büyük kötülüğü siz yapmış olursunuz. Çünkü varlar. Kabul edin.
Ayrıca diyelim ki iş yerim var ve keyfim yerinde. Bundan size ne?
Çevrendeki insanlar ne kadar zenginleşirse bu sana da yarar.
Bugün Türkiye'de Koç ve Sabancı ailesi gibi 100 aile daha olsaydı, bu kadar işsizlik ve ekonomik sıkıntı olmayacaktı.
Yaşamak için gerekli asgari talebin doğal kapasiteye gelmesi için yapılan ücret artışı enflasyonu artırırsa artırsın. Bu bir kere olur. Ondan sonra taşlar zamanla yerine oturur. Bugünkü talebin yüksekliği ücretlilerden değil, sayısı bilinmeyen göçmenlerden ve hali vakti yerinde olanlardan. Onların talebi de azalmayacağı için yapmak istedikleri 300$ civarı emekli aylığına, 500$ civarı da asgari ücrete razı etmek herkesi. Dönemsel olarak (zam ve seçim zamanları gibi) en fazla 100$ artış gösterir. Böyle böyle normalleşir. O yüzden göç akışına muhtaçlar. Gerçekte talebin azalmasını asla istemezler. Bir nevi iç pazarda ihraç gibi bir durum söz konusu. Harcayan biz değiliz. Güzelim ülkemiz ne hale geldi. O kadar üzgünüm ki...
YanıtlaSilYüzde yüz katıyorum. Bence konuşulması gereken insanların alım gücünün nasıl düzeleceğidir.
SilEe ama Mahfi bey, siz, "Bilim ile vicdan farklı şeylerdir, birbirine karıştırmamak gerekir." diyordunuz ya hani?
YanıtlaSilNe oldu da şimdi ikisini birbirine eklediniz?
Niye kararınızı değiştirdiniz?
Öyle bir şey hiçbir zaman demedim. Bilim ve inanç karıştırılmamalıdır dedim. İnanç ile vicdan çok farklı şeyler. Kararını değiştiren ben değilim, siz karıştırmışsınız.
SilSadece inanç değil sıyaset iile bilimde birbirine karıştırılmamalıdır ki nesnel sonuçlar ortaya çıksın demirel bir lafını ekşeyim “ enflasyon ideolojik değil bilimsey bir olaydır ! Eğer ihracat ithalat rasyosunu değiştirmeden ihracat rekoru kırmak gözü doldurduğu bazıları övünür ( bunu sizin için söylemiyorum) fakat bilimsel düşününce kompzçozusyonda rasyo değiştirmeden yalniş temel üzerinde ihracatı artırmak okay işsizliği azaltır fakat refah sevyesini düşürür ve bu fakirleşmenin de bir alt noktası vardır buda temerüttür ve bir ondan sonra doktor ımf ve butçe planlamamısı teslimi demek başırışı ekonomiler abd. almanya hatta rusya ımf para iseme durumuma düşmüyorlar ihracat yapıları doğru temeş üzerinde arırırlarsa artırıyorlar
SilHocam sizi severek takip ediyorum ve bu ülkenin özgür demirtaş hocayla birlikte yetiştirdiği iki güzel iktisatcisiniz peki türkiye de ekonomik görünüm son 10 yıldır neden düzelmiyor merkez bankası neden yanlış olduğunu o kadar uyarmananiza rağmen faizi indirdi şu an %50 seviyesinde bir ev bir araba almayı geçtim artık insanımız hem aşırı yoksul ki nüfusun %96 si kalan %4 lük kesim enflasyon sebebiyle servetine servet kattı kur korumalı mevduat zırvası getirildi zenginlere bizim cebimizdenkaç milyar tl para ödedik merkez bankası doları baskilamadigini artık kabullendiğinden rezerv biriktiriyor inşaat patlamasının yarattığı ve tüketime dayalı ekonomi modeli çöktü 1 2 yıldır üretim modelindeyiz diyorlar lakin üretim Eğer ki artıyorsa neden Enflasyon baskılayamıyorsun yazık bu ülkenin ekmeğini yiyip bu ülkeye ülke ekonomisine ihanet edip 85 milyonun hakkına girdiler
SilHocam, asgari ücret artmasa dolar bazında 515 Dolar oluyor. Öte yandan yıl sonunda dolar 40 TL olursa asgari ücret 425 dolar olacak. Bu açıdan bakıldığında geçmiş yıllara göre asgari ücretin iyi bir seviye olduğunu söyleyebilir miyiz? Bence sorun, asgari ücretin ortalama ücret haline gelmesi.
YanıtlaSilKurun gercekten 32,5 TL olduğuna inananlar için dogru olabilir
SilHocam emegine saglik ..dolar bazında tarihi asgari ucret seviyesindeyiz alım gücü yönunden zayıf oldugu kesin ama birde 350 dolar seviyelerine gerilerse kur artişiyla enflasyonda tetiklenirse nice olur milletin hali?
YanıtlaSilNasrettin hoca eşegine hiç yem vermemiş.komşuları sordugunda açlıga alıştırıyorum demiş.Eşek açlıktan ölmüş soranlara azıcık dayansa açlıga alışacaktı demiş.Askeri ücrete zam yapılmazsa enflasyon en önemsiz sorun olur.Öyle asayiş problemleri çıkarki akıl almaz.2001 krizinde arjantinde bir görüntü vardı insanlar hayvan dolu bir kamyonu durdurmuştu hayvanları diri diri parçaladılar.
YanıtlaSilEn büyük sorun memur maaşları eger memura seyyanen zam verilemseydi enflasyon bu kadar yükselmeyecek, asgari ücretede yılbaşında bu kadar yüksek ve şimdide ara zam yapmaya gerek kalmayacaktı.Türkiyede ev kiraları memur maaşlarına göre belirlendiği için en büyük sorun tüketenin (memur), üretenin (asgari ücretli) iki katı maaş alması maalesef adalet heryerde adalet lazım
YanıtlaSilEn büyük sorun bilim dışı politikalarla ekonomiyi yönetip ne pahasına olursa olsun seçim kazanma arzusu. Bütün bu faciayı bilim dışı politikalar sonucu yaşıyoruz.
SilEkonomi siyasetten ayrılmaz.Uygulanan ekonomi programı bilim dışı olmakla açıklanamaz. Küresel finans kapitalin yeni-sömürge ülkelere dayattığı program uygulanıyor.
SilBu dediğiniz yapılan yanlışa, bilim dışılığa kılıf bulmak için uydurulmuş "dış güçler bahanesi." Bize faizi düşürmemizi küresel finans kapital emrettiyse şimdi niye yükselttik? Ekonomi siyasetten ayrılamaz ama teknik konular ayrılabilir. Bir siyasal iktidar merkez bankasına enflasyonu düşürme görevi verebilir ama sonrasına işin teknik ayrıntısına karışmamalıdır. Bizde zorla faizi düşürttüler. Bunu küresel finans kapital yaptırmadı bizim faiz takıntımızdan yapıldı.
SilHocam nas mas işin süsü olay kontrolden çıkan talep patlaması. Yani eldeki konutları satıp stok eritme planı kontrolden çıktı. Yoksa nas olsa konu komple faizi kaldırdım dersin alnından öperiz. Yüzde 5 nas da yüzde 25 pas mı :))
SilHocam,
YanıtlaSilÜcret artışı ile tüketim artmayacak ama tüketim tutarı artacak. Talep yükselmeyecek değil mi?
Bu şekilde arz ve talep dengelen miş mi olacak?
Asgari ücretin artırılmaması demek aslında özel sektörde çalışan ve sendikası olmayan tüm mavi ve bryaz yaka çalışanların da maaşlarının aynı kalması demek bunu da görmezden gelmemek gerekir diye düşünüyorum Mahfi hocam. İşverenler için bulunmaz bir fırsat ortaya çıkacak ama ezilen hepimiz olacağız.
YanıtlaSilEmeği bu kadar ezerek, köle emeğine çevirerek böyle devam edilemez.
SilHocam esnaf ayrı bir alem olmuş. Yemin ediyorum hepsi doğru anlatacaklarimin.. ayakkabım bira dar geldiği için ayakkabiciya gittim ağız kısmını kesecek tekrar dikecek bayramdan sonra teslim ederim dedi 300 lira istedi. Çok dedim ve yaptırmadım. 300 metre ileride başka bir ayakkabıcı aynı işe yarım saat sonra gel al dedi ne kadar dedim. 30 lira dedi...
SilAsgari ücret artmalı artışı zenginler vergilerinden değil zekatlarından karşılamalı ki enflasyon artmasın ve gelir dağılımı düzelsin. 65 yaş üstü emekliler için zam yapılmalı yada Aile sosyal hizmetler tarafından bu kişilere düzenli nakdi yardım yapılmalı.
YanıtlaSilKimse emeğiyle çalışana zekat falan vermemeli. Emeğin hakkı ödenmeli. Zekat vermek isteyen gidip fakirlere yardım etsin.
SilTürk-İş açlık ve yoksulluk rakamlarını açıklamasın olsun bitsin :)
YanıtlaSilTam bir sarmaldayız yani, evet insanca yaşam için ücretleri arttırmak zorundayız ve bu da enflasyon yaratacak, sonra yine ücretleri arttıracağız vb.
Her şeyin enflasyonunu anlıyorum ama ülkemdeki kronikleşen gıda enflasyonunu anlamıyorum. Böylesi bir ülkenin gıda enflasyonunun bu kadar yüksek seyretmesi pes dedirtiyor.
Kaleminize sağlık hocam, sizden yararlanmaya devam ediyorum, teşekkürler.
Sağ olun.
SilMahfi bey konuşulan şey 2025 yılı için hedef enflasyona göre artış yapılacakmış. Bu çalışanları dahada zora sokmazmi
YanıtlaSilHiçbir zaman tutmayan hedef enflasyon. Emeği ezmeye devam yani.
SilBizleri bilgileriniz ve değerli tecrübelerinizle aydınlattığınız için çok teşekkürler.Kısaca kırk katırmı,kırk satırmı?Saygılarımla
YanıtlaSilSağ olun. Ülkeyi bu noktaya yanlış politikalar getirdi. Sadece ekonomide değil her alanda yanlış politikaların sonucu bu durum.
SilBence ekonomide başta para arzı olmak üzere asgari ücret gibi hem makro hem de mikro iktisadi parametreler reel üretim kadar artırılmalıdır. Teoride en doğrusu budur ancak elbette pratikte bunu uygulamak kolay olmuyor hocam.
YanıtlaSilÇok doğru ama önce veriler gerçek durumu yansıtmalı, verilerle oynanmamalı. Gerçek enflasyon % 100 ise bu açıklanmalı ve buna göre düzenleme yapılmalı.
SilEnflasyon nedeniyle asgari ücretlinin ve emeklilerin maaşlarına yapılacak zamlar tartışılırken noktayı koymuşsunuz. Saygılarımla
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilSayın Mahfi Hocam. Enflasyonun bir sebebi de enflasyon hesabındaki sepetteki ürünlerden yeterli üretim olmaması fakat talebin fazla olması değil midir ? Mesela 11 ide olan deprem gerek konut stokunu eritti ve gerekse de maraş, Malatya,Hatay, Antep, buralarda tarım ve hayvancılık ile uğraşanların sayısı azaldı. Milyon sayiya ulaşan Mülteciler ve senelik 50 milyonu geçmiş turistler de bir tüketim oluşturuyor. Maaşlar artıyorsa enflasyon sepetini oluşturan ürünlerin yurticinde yeterli sayıda üretilebilmesi şart. Maaş artışını üretime çevirecek bir çalışma yok. Ayrıca gerek tarımsal gerekse hayvansal ürünler olsun veya el sanatları vb . Üreten insanların bunları iç pazarda satabilmesi kolay değil çünkü alim gücü düşük. Dış pazara satması da kolay değil. Biblolar bile çinden ithal. Mesela depremzedelere oyalanmalari ve üretmeleri ve iç ve dış pazara satabilmeleri için basit ev aletleri, porselen vs. Dokumacılığı, el sanatları, hediyelik esya vb. imkan verildiğini düşünmüyorum konteynır kentlerde. Çiftçiler de üretiyor ama emeklerinin karşılıklarını alamıyorlar. Bir de mesela alım gücünü bu kredi kartları ile kazanılmamiş paralardan yapılan harcamalar otomatikman tüm satıcılar fiyati ona göre cekiyor ve dolayısıyla peşin odeyene haksızlık olduğundan çoğu kişi kart kullanmaya başladı ki bu da fiyatlari ve enflasyonu arttiriyor. İtalya 'da Mesela tüm şehirlerin nüfusları daha birbirine yakın ve böyle mega kentler yok dolayısıyla orada petrol tüketimi oranı da trafik yognlugu da Roma , milano hariç Turkiye'ye gore düşük ve böylece tasarruf yapabiliyorlar ncak yoğun turist İtalya'da da gıda enflasyonu arttırıyor ancak İtalya'da devlet tarımı hayvancılığı ve de nüfusu az olan yerlerde yaşamayı teşvik ediyor. Bizim ülkemizde Karadeniz'den büyük şehirlere göç teşvik ediliyor bunda eski ibb baskani Aytekin Kotil , Mesut Yılmaz, Erdoğan , karadenizli imar iskan bakanlarının da büyük etkisi oldu. Büyük şehirlerde yığılma konut ağzını ve talep dengesini de bozdu. Mülteciler de tuzu biberi oldu. Artan nüfus yoğunluğu büyük şehirlerde banliyolesmeyi ve hatta bazı uyanık yetki sahipleri için arsalarinin yakınına devlet kurumlarını taşımayı ve rant sağlamanın önünü açarken, oluşan trafik yoğunluğundan dolayı da akaryakıt tuketimimiz arttı. Halbuki ham petrolün işlenerek diğer ülkelere ihracatında çok büyük paylar alan komşu ülkeler var cari açığı azaltıcı.
YanıtlaSilSon cümlemize bayıldım. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilSağ olun.
SilÇalışanların neredeyse yarısının asgari ücretle çalışması en büyük ayıp. Asgari ücret yeni işe girenlere belki 6 ay, bilemediniz 1 yıl verilmesi gereken, ya da geçici, part-time çalışanlara teklif edilmesi uygun olan bir ücret kanımca. Bu durumda asıl olan asgari ücretin artırılması değil çalışanların asgari ücretin üzerinde bir ücret talep etmeleridir.
YanıtlaSilBir ülkede işçilerin yalnızca yüzde 10'u sendikalıysa sonuç böyle oluyor.
SilSn: Mahfi Eğilmez Hocam, "Asgari ücret artırıldığı zaman bu artış asgari ücretlilerle sınırlı kalmıyor, bütün ücretler buna göre artıyor." demişssiniz ancak sanırım 2018 yılından beri asgari ücrete gelen zam oranından az oranda diğer çalışanlara zam yapılmıştır. Asgari ücrete yapılan dengesiz zamlar ücret dengesini bozarken yapılan bu zam enflasyon sepetinin hesaplanmasında kullanılan ürünlerden yurt içinde üretilebilenlerinin arzını arttıracak şekilde üretimi de maalesef desteklememiştir. Ayrıca 11 ili etkileyen tabi afet sebebiyle de gıda ve hayvancılığın yaygın olarak geçim kaynağı olduğu Malatya, Maraşi Antep, Hatay bölgelerinde tarım ve hayvancılıkla uğraşanların sayısının azalmasına ve neticesinde de ürün azının azalmasına sebebiyet vererek talebi karşılayamamasından dolayı bu ürünlerde fiyat artışına sebep olmuştur ki bu tabi afetin etkilerini daha yeni yeni 2024 yılında hissetmeye başladık ülke olarak. Diğer taraftan ülkeye gelen milyonlarca sığınmacı ve de artık yaz ayları ile sınırlı kalmayan sayısı 50 milyonları aşan turistin de gıda enflasyonuna negatif etkilerinin olduğunu ben düşünmekteyim. Ayrıca maalesef büyük tabi afet sebebiyle 11 ilde oluşan büyük yıkım neticesinde konut stoku azalmıştır bu da enflasyonu negatif etkilemiştir. Çiftçilik ve hayvancılık ile uğraşanların ise çoğu zaman emeklerinin karşılığını alamadıklarını ifade ettiklerini duymaktayız ve genelde şikayetleri üretikleri ürünleri pazarlara ulaştıramamaları ve aracıların komisyondan çiftçilerin sırtından kazanması. Diğer bir husus ise Ege ve Akdeniz 'de bulunan otellerin turizm mevsimin başlamasyla birlikte gerek yerli üreticilerden ve gerekse ithal ederek soğuk hava depolarını meyve, sebze, et , balık ,peynir , şarküteri vs. ürünleri ile doldurması ve turizm mevsimi bitince de bu ürünleri marketlere satması.
YanıtlaSilHocam konuları ayıralım ama nasıl birleştirmemiz gerekir sonra? Dediklerinize katılıyorum ama bir karar verilmeli, siz geçen yıllar kadar olmasa da %15-20'lik bir artış mı ön görürdünüz?
YanıtlaSilÖnce enflasyonun gerçek oranı açıklanmalı sonra ne kadar zam yapılacağına bakılmalı. Önce gerçekler.
SilGerçek enflasyona göre emekliye %100 asgariye % 120 zam yapılmalı.
SilKöprü geçişlerini arttırmak enflasyon yapmıyor ama asgari ücreti arttırmak yapıyor. İşyeri kiralarına yüzde 25 sınırı getirilsin iddia ediyorum enflasyonu düşürmede çok etkisi olacaktır. Şu an ürün maliyetinin en önemli kalemi bence ticari kira artışları. Ama malesef hükümet stopaj gelirinin tatlı gelmesinden dolayı bu kısıtlamaya gidemiyor.
YanıtlaSilKiralara sınır getirmek zaten işlemeyen piyasa sistemini daha da bozuyor. Yanlış politikaları başka yanlışlarla gideremezsiniz.
Silİş yerleri kiralarını zaten vergilerinden düşüyor
Silhocam artış yapıldığı takdirde görünüşte refah veriliyor, gerçek boyutta enflasyon artacağı için alım güçleri düşecek ve iyilik değil kötülük yapılmış olacak. Doğru olan artışın yapılmaması ama bunun hükümet tarafından düzgün bir şekilde halka izah edilerek yapılırsa ve hükümet samimiyetini göstermek adına millet vekilleri dahil olmak üzere, enflasyon azalana kadar kimseye zam yapmayacaklarını açıklamak çok daha iyi olmaz mı?
YanıtlaSilBu dediğiniz mal fiyatları enflasyon kadar (hatta gerçek enflasyon kadar) artmaya devam ederken bu malı üretenlere hakkını vermeyelim demek oluyor.
Silenflasyonu düşürmenin bedeli zaten bu değil mi, işletmeler bir bedel ödemek zorunda kalacak bunu yapmadığımız takdirde herhangi bir tetiklenme ile daha büyük kriz yaşandığı gün çok daha fazla etkilenemeyecekler mi?
SilMerhaba, hane halkinin gecmisten gelen borcluluk tutar ve oranlarini da goz önüne alırsak, asgari ücret artışının bir kısmının da borç kapamada kullanılması sonıcu enflasyona etkisinin çok sınırlı olacağını düşünüyorum. Bu konuda düşüncelerinizi öğrenmek isterim bu şekilde bir değerlendirme Türkiye gerçekleri açısından çok daha anlamlı olmaz mı?
YanıtlaSilBorcu kapattıklarında parayı alacak olanların bu parayı harcaması ya da yeniden borç olarak kullandırması söz konusu olacağına göre sonuç değişmez.
SilAsgari ücret artışı enflasyon yaratmaz, son 3 yılda aşırı şişen şirket karlarından finanse edilirse… ama bu olmayacak.
YanıtlaSilNereden finanse ederseniz edin ücret artışı enflasyon yaratır. Bu gerçeği kabul edelim. Ama asgari ücret artışı enflasyon yaratacak diye insanların açlığa mahkûm edilmesini savunamayız.
SilBildiğiniz gibi ücretinin asgari ücret kadarki kısmını banka hesabından, geri kalanını da elden alan büyükçe bir kesim de söz konusu. Bu değerlendirmeler zannediyorum resmi sayılar ne söylüyorsa onu dikkate alıyor, fakat maaşının bir kısmını elden teslim alan çalışanlar sizce bu değerlendirmelerde değişikliğe yol açar mı hocam?
YanıtlaSilAçma çünkü sonuçta hepsi harcamaya dönüşecek ve talep yaratacak.
Silkomşu yunanistan sevyesine çıksa nasıl olur veya o sevye ye çıkarsa ab ülkelerine ihracat rekoru kıramayız mı ?
YanıtlaSilKomşu Yunanistan'da ortalama kişi başına gelir bizim iki katımız.
SilSayın Eğilmez, nasıl oluyor da batı Ege adalarında yaşayanlar tatil de yaşamı bizden daha ucuza bize satıyorlar. Nasıl oluyor da bizler daha ucuza ve daha kaliteli gıda, tatil için batı Ege adalarına gidiyoruz ? Araba satışlarının bizde çok daha pahalı olmasını anlıyorum. Bir araba fiyatının vergisi 1,5 - 2 misli vergi veriyoruz. Ancak lokantalarında , plajlarında nasıl oluyor da bizden daha ucuza bize satıyorlar , Bir araya gelebilsem, Bakan Mehmet Şimşek' e sormayı çok istediğim bir konu bu dur? Siz ne dersiniz acaba ?
SilTürkiye de çok iyı emekli maaşı alanlarda var düşük olan en düşük emekli maaşı
YanıtlaSilHocam, kalabalık bir kesim için asgari ücret dışında bir gerçeklik yok. hatta bunun altında çalışmaya gelmiş, emek piyasasını kıran göç silahı unsurları da az sayıda değiller. günlük 24 saat mesaiyi 4 kişiyle, hatta sektörüne göre 5 kişiyle dönmek durumundaki regüle sanayici düzene girmiş rapor veriyor. ya düzene girmeyenler? bunlar da sessiz, hakkını aramaktan uzak, net olarak birşeyler alsın da bugün de geçsin.. diyenler ve bunlara geçici istihdam yaratan, fırsatçı bir başka ara sınıf, feodal ağalıktan kapitalist patronluğa dönüşememiş vahşi sermaye. Ama yine de müteşekkiriz, hiç değilse yüksek faize yatıp istihdam bile sağlamayan, asalak rantiye sınıfından değiller. Burjuva devrimi olmadan yüzyıl dönünce, çıkan sonuç bu oldu. en dipteki sürünenler diye tabir edilen kesimin bir üst aralığa, tırmananlar arasına katılması artık imkansız. sanırım 10milyon kadar bir kesimdir bunlar. adları yok, bankable değiller, kredileri yok.. UBI, evrensel minimum ödenek şeklinde neutral bir yapı oluşturulmadıkça, sosyal yardım ödeneği ile, merkez kollektifin ağzına bakan, sadakacının eline bakan dilenci haline getirilmiş kitleler özgürleşemezler artık. ptt kuyruğunda sosyal yardım çeki verene kurban oldular.
YanıtlaSilHocam yazılarınızı hep okuyorum fakat sürekli olarak maliye politikasını eleştiriyorsunuz. Şu anda gayet iyi bir toparlanma olduğunu düşünüyorum. Evet haklısınız baz etkisi ile enflasyon hızla düşmüş görünecek ama bu yanlış işler yapıldığını göstermez ki, siz şu anda uygulanan ekonomi politikasının yanlış olduğunu söyleyebilir misiniz, bence yanlış demezsiniz, sadece daha iyisi de olabilirdi dersiniz. Ama bunu dile getirmekten kaçındığınızı düşünüyorum.
YanıtlaSilSaygılarımla
Bugün hisse piyasalarına vergi getirilecek söylemleri tefecileri ülkeye davet etmektir. Hem kendi ayağına hem enflasyona ve dolarizasyona davetiye çıkarmak demektir. Eylülden sonra dolar hızlıca artışa gider bu kafayla.
SilŞu anda nasıl bir ekonomi politikası uygulanıyor, bana madde madde anlatabilir misiniz? Bunun yazılı olduğu bir program vb. var mı? Uygulanan tek şey faizi artırıp kuru tutarak carry trade yoluyla ülkeye sıcak para girişi sağlamaktan ibaret. Bir de ücretleri olması gerekenin yarısında tutarak faturayı ücretlilere çıkarmak. Başka bir şey varsa siz söyleyin biz de anlayalım.
Sil-Mayıs 2023 TÜFE 100 olsun
YanıtlaSil-Haziran 2023 Enf.%9,49 oldu
-Haziran 2023 TÜFE 109,49 olur
-Mayıs 2024 Enflasyon %75,45 oldu
-Mayıs 2024 TÜFE 175,45 olur
-Haziran 2024 Enflasyon %3 olursa
-Haziran TÜFE 175,45*1,03=180,72
(180,72/109,49)-1=0,65 olur
0,65*100=%65
-Haziran 2024 Enflasyon %3 olursa, baz etkisiyle Enflasyon %65 olur. Bu hesap doğru mu, Hocam.
Ne şiş yansın ne kebap havasında bir yazı olmuş.
SilYazıyı beğenmedim. Kusura bakmayın.
Merkez bankası para basmaya devam ettiği sürece, asgari ücrete zam yapılmasa da, faizler arttırılsa da enflasyon düşmez. Önce para basma makinaları duracak, hazine parayı merkez bankasından değil, piyasadan borçlanarak bulacak o zaman ücret artışlarının hız kesmesi ve faiz artışı enflasyonu düşürür. Şu ortamda hiçbir etkisi olmaz. Piyasaya sürekli para basılıyor. Yani boş bir tartışmanın içindesiniz.
SilHaddime değil ama hesabın doğru. Tek yanlış Haziran 2023 ayı enflasyon 3.92 .varsayımına göre 2024 enflasyonu % 73.9 oluyor.
SilHesabı öyle yapmayın. TÜFE endekslerini esas alarak kalan aylara tahmin koyarak yapın.
Sil2024 Haziran enflasyonu % 73.9 oluyor.
SilBu bir zam değil. Çalışanın cebinden enflasyonla çalınan paranın geçici bir dönem dahi olsa hakkını almasıdır. İşverenler ne zaman aşırı karlarından vazgeçip ürünlerin fiyatını arttırmadan çalışanlarına hakkettiği ücreti verirse o zaman fiyatlar artmaz.
YanıtlaSilyapısal reform gerçekleştirmeden ve kamuda tasarruf yapılmadan bu ekonomi yüksek enflasyon ve faizle nereye kadar dayanabilir. 1 sene geçmesine rağmen kamuda herhangi bir ciddi tasarrufa gitmediler siz bir ekonomist olarak bu saatten sonra tasarruf olacağını düşünüyormusunuz?
YanıtlaSilEn yukarıdan, saraydan başlanmayan tasarrufa kimse uymaz diye ayladır yazıyorum, anlatıyorum.
SilAsgari ücretin , okuyan bir gencin masraflarına dahi yetmediği bir ortamda insanlar dibin dibinde yaşam mücadelesi veriyor. Annem Babam 1.Dünya Savaşı ve Kurtuluş savaşında çocukluklarını , 2. Dünya Savaşında gençliklerini yaşamış. Bugünleri görselerdi ne söylerlerdi ? Bilemiyorum.
YanıtlaSilÖykü:..
YanıtlaSilKıssadan hisse:...
Son söz:Balık kokarsa mundar olur.
Sonuç:Balık yok artık.Balik çoktandır kokuyor zaten.
Ne yapmalıyız:selpakla burnumuzu kapamaliyiz.
Hocam, asgari ücret artışının sonuçları ile emekli aylığı artışının sonuçları aynı olmayabilir, Çünkü asgari ücret artışı, tüketimi arttırdığı gibi üretim ve hizmet maliyetini de arttırıyor, Ancak emekli aylığı sadece tüketimi arttırır. Çalışan kişilerin maaşlarının artışını piyasanın belirlemesi veya çalışanarın enflasyona göre asgari ücretten bağımsız olarak zam istemeleri daha doğru olmaz mı? Emeklinin böyle bir şansı yok. Bence emekli aylığı arttırılsın asgari ücret arttırılmasın
YanıtlaSilYoksulluk sınırının altında kimse kalmamalı.
SilKonu başlığı asgari ücrete zam yapılmalı mı?
SilOysa kimse bu konuda evet yapılmalı hayır yapılmamalı şeklinde bir yorum yazmamış.
Demek ki insanlar ikiye bölünmüş ve her iki tarafta fikrini paylaşmaktan imtina ediyor.
Ben bu soruya HAYIR ASGARİ ÜCRETE ZAM YAPILMA-MA-LI diyorum ve kendimce nedenlerini aşağı sıralıyorum. (Asgari Ücreti 1 Barem alarak buna Asgari diyorum)
1. Yıllardır uygulanan politika az alana çok zam, çok alana az zam politikasıdır. Maaşı çok olanın çok maaş almasının bir sebebi vardır, nitelikli olması.
Böylece niteliksiz iş gücü sürekli değerlenirken nitelikli iş gücü göreceli olarak sürekli değer kaybetmiştir.
Sonuçta gelinen noktada gelir dağılımı alt üst olmuş ve herkes fakirlikte eşitlenmiştir.
Asgari ücrete ve sadece asgari ücrete şişirilmiş zamlar yapıla yapıla yıllardır çalışan insanlar asgari ücrete düşmüştür.
Asgari ücrete sürekli zam politikasına devam etmek ülkede nitelikli iş gücü bırakmamaya zaten başlamışken bunu daha da körükleyerek benzin dökmek olur.
2. Asgari ücreti dolar bazında incelerseniz tarihi rekor seviyede olduğunu görürsünüz. Yani asgari ücret aslında yine göreceli olarak bir şey kaybetmemiş.
Öte yandan beyez yaka asgari ücrete kıyasla sürekli erimiş ve giderek asgari ücrete yaklaşmıştır. Örnek vereyim ben doktorum ve yıl
2006 asgari ücret net 419,15YTL = 253 USD dir. aynı yıl stajer öğrenci iken benim maaşım 1500 YTL = 909 USD = 3 Asgarinin biraz üzerinde.
2011 yılı asgari ücret net 658,95 TL = 409 USD aynı yıl aile hekimi doktor 6500 TL = 4000 USD = 10 Asgari
2024 asgari ücret net 17.002 TL = 578 USD aynı yıl aynı yerde aile hekimi doktor 68000 TL = 2140 USD = 4 Asgari
Benzer tabloyu güya orta gelir grubundaki herkes kendisi de yapabilir ve benzer sonuçları bulur. Asgari ücretin 2 katına çalışan Asgari ye düşmüş.
10 katına çalışan 4 katına düşmüş vesaire herkes tabana yapışmış yada yaklaşmış. Bunun tek istisnası zannımca beyaz yaka olarak alıyorsanız
hemşireler ve imamlardır. Onlarda dolar yada Asgari bazında bir kayıp varsa da ben göremedim.
Tam bir veri çıkarmak mümkün olmasa da bordro mahkumu kesim yıllar boyunca bordrosunu asgari ücrete bölerek kaç Asgari
olduğunu TL ve USD olarak çıkarabilir. Bu durumu düzeltmenin yolu yıllardır sırf seçim kazanmak için yapıldığı gibi Asgari ye zam yaparak niteilikli yi
değersezleştirip Asgari ye yaklaştırmak ve herkes Asgari de birleştirmek değil tam tersine Asgari çalışan kesimi azaltmaktır.
BU NEDENLE DE ASGARİ YE ZAM YAPILMAMALIDIR.
Gelir dağılımında altta ki % 50 ye sorun kendini fakir olarak görmez çünkü göreceli olarak son 2 yıl hariç geliri pek değişmemiş.Orta kesimi sövüşleyerek
aşağı çekelim alt kesime sürekli zam yapalım sadaka dağıtalım oyları kapalım politikasının sonucu olarak niteiksiz kesimin oylarıyla yıllarca iktidarda kalınır
ancak sonunda işte böyle niteiksizler cenneti haline gelinir ülkede nitelikli insan kalmaz nitelikli insanın nesli tükendiği için, onun sırtından beslenen niteiksiz takımda böyle aç kalır.
Buraya kadar beyaz yaka ve orta gelirlinin durumunu asgariyle kıyasladık şimdi Asgari ye zam yapılması durumunda neler olur ona bakalım.
1.Asgari ye zam enflasyonu evet körükler çünkü niteilksiz ve ona yakın iş gücüne parayı saçıp savurmak tüm işçi ve personel maliyetlerini arttırmış olursunuz.
Kurun sabit devam ettiği düşünülürse, dolar bazında zaten dünyanın en pahalı ülkesiyken daha da pahalı hale gelirsiniz ve ne turizmde ne ihracatta kimseyle
rekabet edemez kımıldayamayacak hale gelirsiniz.
2.Asgari ye zam artan personel giderleri nedeniyle iş yerlerinin kapanması yada küçülmeye giderek işçi çıkarması anlamına geilrki bu da işsizlik oranına tavan yaptırır.
Maaşına zam işine son durumu ortaya çıkar.
Teşekkürler Mahfi Bey, böyle bir sitenizin olması insanların yazılarınızı okuması yorumlar yapabilmesi çok değerli bir şey. Eminimki takipçilerinizin hepsi
benim gibi yorumları da severek okuyorlar. Emeğinize sağlık.
Fedakarlığı hep işçiden emekliden beklememek gerekiyor bugüne kadar kobiler esnaflar ucuz kredi teşvik vs. desteklenerek gereğinden fazla büyüdüler oransal olarak bu dönemin kaybedeni işçi emekli kısmı oldu.Bence bu adaletsizliği düzeltmek için fedakarlık yapma sırası onlarda.
YanıtlaSilSayin hocam, asgari ücret arttirilsin,su enflasyon canavari da bir kere de su 3 kurusluk maaslar yüzünden artsin, Abidin Dino gibi isin kolayina kacmadan, hem maaslari arttirsinlar hem de enflasyonu düsürsünler, iste o zaman garip gurabanin yüzü güler...Saygilarimla
YanıtlaSilHer şeyden önce gerçek enflasyonu açıklasınlar.
SilSayin hocam gercek enflasyonun ne oldugunu artik onlar bile bilmiyorlar, artik dogru veri toplama yöntemlerini bile unuttular.
SilHocam Allah size bundan sonra sağlık ve sıhhatli yaşam nasip etsin inş.Türkiye için önemli bir degersiniz.
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam , bir süre önceki yazınızdaki çoğu yeri anlamaya çalışarak okudum öncelikle net ve anlaşılır bir dilde yazdığınız için teşekkür ederim. Anlayamadığım yerlerden biri , günümüzde hükümetin doların düşüşünü neden istemediği, yani ihracatın zarar görmesi ile bağlantısı nedir bunun? Üreticinin yüksek kurdan mal üretip düşük kurdan satması mı?
YanıtlaSilİki nedenle istemiyor: (1) TL faizler yüksek olduğu için dolar bozdurup TL hesap açanlar faizden kazanıyor ve kur değişmediği için vade sonunda tekrar dolara dönüp dolar cinsinden ciddi kazanç sağlıyorlar. Kur düşerse bunlar daha da fazla kazanırlar. (2) Kur düşerse ihracatçı kaybeder. Diyelim 100 dolarlık mal ihraç ediyor ve karşılığında eline 3200 TL geçiyor. Kurun 25 TL'ye düşmesi halinde 100 dolarlık mal ihraç ettiğinde eline bu kez 2500 TL geçecek. İthalatçı 3200 TL'ye 100 dolarlık mal alıyor. Kur 25 TL'ye düşerse (3200 / 25 =) 128 dolarlık mal alacak. Bu durumda ihracatçı kaybeder ithalatçı kazanır, ülke de ithal cennetine döner.
SilHocam selamlar. Her şeyin fiyatı artıyor ve mala ulaşım zor. Özellikle konut sektöründe kredilerin de yüksek olması sebebiyle konut alımı zorlaştı. örneğin sabit gelirli kesim için konut alımı hayal. Bu böyle devam eder mi? kira bedellerine kira artışı şeklinde yansır mı?
YanıtlaSilÖnümüzdeki dönemde gerileme olması bekleniyor.
SilPeki siz ne yapılmasını öneriyorsunuz? iki konuyu birbirinden ayırdık diyelim, doğru kararı neye göre vereceğiz?
YanıtlaSilYıllardır hep aynı şeyi öneriyorum: Yapısal reformlar. Onlar yapılmadan bu kaostan çıkamayız.
SilÖncelikle asgari ücret ve enflasyonla ilgili bu eğitici yazınız için teşekkürler. Benim borsada fiyat oluşumları ile ilgili aklıma takılanlar var. Sayın Mahfi Eğilmez Hocam, bir çok insan borsaya yatırım yapmak için giriyor ancak bunların yüzde 95'i hisse fiyatlarının borsadaki piyasada nasıl oluştuğunu bilmiyor hatta buna bir çok ekonomi okumuş kişiler de dahil. Mesela şirketin defter değeri bugün 1 milyar tl olsun ve bu hissenin 1 milyar lotu olsun bugün itibariyle ve şirket yüzde 50 açık olsun halka diğer yüzde 50 'lik lot yani 500 milyon adet hisse şirket sahiplerinin elinde olsun. Şirketin defter değeri 1 milyar TL olmasına karşılık 5 Haziran 2024 tarihinde şirketin piyasa değeri 1.5 Milyar TL olsun ve her bir hissesin piyasadaki fiyatı 1.5 TL olsun. Diyelim ki 1 sene sonra 5 Haziran 2024'de şirketin defter değeri şirketin ettiği karlarla 2 milyar TL olsun ama şirketin piyasa değeri 1.5 Milyar TL'de çakılı kalsın yani her bir lotun piyasa değeri 1.5 TL olsun. 1 yıl boyunca borsada alım satım işlemleri yapılıyor , mesela temettü de veriliyor şirket kar ederse , ve verilen temettü kadar hissenin değeri de düşük açılıyor temettü verildiği zaman o gün. Halbuki hisseye para girişi ve çıkışı olurken mesela şirket sahiplerinin hissesi stabil genelde yüzde 50'lik hisseden alım satım yapmıyorlar bistde , bistde alım satım yapanlar 2.pazar olarak yatırımcılar, bankalar ve finans kurumları. Demiştik ki şirketin defter ederi yani net varlıklarının ederi 1 milyar TL bugün ve 500 milyon TL'lik kısmı borsada işlem görüyor ve 500 milyon lot borsada alım satım yapılıyor. ABC finans kurumu bu lotların yüzde 80'ine sahip olsun yani 400 milyon lot, geri kalan 100 milyon lotun da 50 milyon lotu XYZ bankta olsun geri kalan 50 milyon lot da küçük yatırımcılarda olsun. Borsada ertesi gün açılışta emir fiyatı bir önceki kapanış fiyatının artı eksi yüzde 10'una kadar indirilip çıkarılıp verilebiliyor. Demiştik ki hissenin piyasa fiyatı 5 Haziran 2024'de kapanışta 1.5 TL ve ertesi gün açılışta 1.65 TL veya 1.35 TL aralığında fiyatlar verilebiliyor. Bu 500 milyon lotluk finansal kurumların , bankaların ve küçük yatırımcıların elinde al sat ile dolaşan hisselerin alım satımında, şirket eğer kendi elinde bulunan 500 milyon lottan bir kısım al sat yapmazsa şirkete direk bir para girişi veya çıkışı olmuyor kanımca, peki bu durumda temettü verilmesine karar verilince edilen kardan, şirket sahiplerinin , finansal kurumların bankaların ve de küçük yatırımcıların hisselerine lot başına bir ödeme yapılıyor şirketin kasasındaki kardan yani defter değerini etkileyen kısımdan peki neden hissenin piyasa değeri temettü kadar eksik açılıyor ödeme yapıldıktan sonra? Mesela şirketin defter değeri 1 milyar tl ve piyasa değeri 1.5 Milyar TL demiştik ya, dolaşımdaki hissenin çoğunu elinde tutan finans kurumu yani tahtacı da dedikleri adam yüzde 10 artı eksi fiyat kademelerinin hepsine yeterli hacimli alış satış emirleri girerek mi hissenin değerini çıkarıp düşürebiliyor? Mesela durgun ve likit olmayan bir hissede, düşük hacimli düşük kademelerden girilen fiyatlarla ve açığa satış emirleri ile bir hissenin fiyatı düşürülebilir mi ? Bazı hisselere bakıyorsunuz piyasa değeri defter değerinin 10 veya 20 katı olan şirketler varken bazı şirketlerde de piyasa değeri defter değerinin yarısı olabiliyor bu nasıl oluyor? Mesela açığa satış işlemi yani elinde olmayan ödünç alınan hisseleri satıp düşükten toplama işlemleri piyasadaki şirketleri ne şekilde etkilemektedir? Sanırım açığa satışı icat eden kişi Hollandalı bir tüccar ve şirket ortağı Dutch East India şirketini iflas ettirtmiş açığa satışla. Açığa satış likiditeyi ne şekilde arttırıyor? Faydaları zararlar neler. Öyle güzel kar eden şirketler var ki hisse sürünüyor öyle saçma zarar da açıklayan hisseler var ki piyasa fiyatı uçuyor. Bu nasıl olabiliyor ben bunu merak ediyorum. Bu konu ile ilgili ileriki yazılarda bir yazı yazabilirseniz çok faydalı olacağını düşünüyorum.
YanıtlaSilBorsa benim uzmanlık alanım değil. Tek tek hisseleri izlemiyorum. Ama bir şeyi çok iyi biliyorum bilmeden borsaya girmek kısa zamanda kazanç getirse bile uzun dönemde zarar yaratabilir. O nedenle en doğrusu yatırım fonlarıdır.
SilHangi yatırım fonu alacağımızı nasıl belirleriz sayın hocam?
SilHocam vatandaş enflasyonla mücadelede ekonomi yönetimine destek olmuyor ki,yönetim nasıl vatandaşa destek çıksın?
YanıtlaSilSaray mesela enflasyonla mücadeleye destek oluyor mu? Daha az arabayla ve korumayla mı geziyor? Uçakları satıyor mu? Kuralları koyanların uymadığı kurallara kimse uymaz.
SilHocam merak ediyorum bilim ortada derslerde hocalarımız her şeyi anlatıyor makro mikro konuları yani kurallar ortada buğday ekip arpa biçemeyiz ama neden bu bilgiler uygulamada kullanılmıyor yani bu kadar zor mu gerçekten madem kullanmayacaklar niye üniversitelerde biz öğrencilere bu bölümler okutuluyor dersler veriliyor malesef ki biz gençler ve bizim evlatlarımız bu yanlış politikaların sonucundan etkileniyor ve etkilenmeye de devam edeceğiz gibi görülüyor . Amacım sizi eleştirmek değil hocam keşke dediklerinizden zerre miktarda uygulama için ders alınsa. Doğruyu bildiğin halde gözünün içine baka baka yanlışı yapanlar ne umut bırakıyorlar ne gelecek planı gelecek hayali keşke sizin gibi bilgili değerli kişilere(ehliyetli) kişilere teslim edilse dümen
YanıtlaSilSon cümleniz olayın özeti aslında: Liyakat. An itibarıyla olmayan şey.
SilHocam güzel yazı için teşekkür ederim. İlk paragrafta ücretli çalışan sayısı 15,1 Milyon iken ikinci paragrafta 16 Milyon demişsiniz. Aradaki fark nereden kaynaklanıyor
YanıtlaSilO cümle yanlışlıkla girmiş oraya, sildim, teşekkür ederim.
SilHocam ekonomide ters şeritte mi gidiyoruz ?
YanıtlaSilEpeydir yolda değil tarlada gidiyoruz, şerit yok.
SilHocam enflasyon yanlışında ısrar edilerek ne amaçlanmakta nereye varılmak istenmektedir?
YanıtlaSilYani baz etkisiyle 20 puan düşünce %50 mi yoksa reelde %100 mü kalacaktır?
Aslında ilk yapılması gereken şey gerçek enflasyonu kabul edip açıklamak. Ama onu yapamıyorlar çünkü o zaman ücretleri en az iki katına çıkarmak gerekecek.
SilHocam enflasyonun faturasını asgari ücretli ve emekliye ödetmek en hafif tabiriyle ahlaksızlıktır.
YanıtlaSilenflasyonu her zaman asgari ücretli ve emekli öder. binlerce yıllık düzen, işin doğası budur. nasıl ödemeyecekler? afganistanda da, çinde de norveç te de bile emekçi öder.
SilSesleri çıkmıyor garibanların.
SilÜlke gerçek demokrasi ile yönetilmedikçe bu sarmal sürer gider. Bütün sistem o kadar deforme oldu ki düzeltmek olanaksız duruma geldi.Kişisel görüşüm bozulmanın bir tercih olarak yapıldığı ve bazı çevrelere bilinçli olarak kaynak aktarıldığı yönünde.Yazınız için sağolunuz..
YanıtlaSilAynı kanıdayım. Onun için ilk yapılması gerekenler hukukun üstünlüğü ve demokrasinin geri getirilmesi olmalı.
SilHocam ücret konusu iki ucu keskin bıçak. Ücret artışı bizim gibi aç bir toplum için doğrudan talebi ve enflasyonu arttıracak bu kesin. Ancak tüm fiyatları hunharca arttıran serbest etiket üreticileri kâr üstüne kâr elde ederken ücretli kesimin sürekli ezilmesi de vicdansızlık. Bence esas sorun asgari ücretin tüm ülkede genel ücret olarak kabul görmesi. İstanbul da yaşayan bir insan ile canım Bayburt ta yaşayan yurdum insanı aynı maliyetlerle yaşamıyor. Bir de ofiste fotokopi çeken vatandaş ile döküm fabrikasında cehennem sıcağında çalışan vatandaş da aynı ücrete mahkum edilemez. Ayrıca çalışan iş tecrübesi de bu kavramı geçersiz kılıyor. İşe yeni başlayan bir çalışan ile beş yıl 10 yıl tecrübeli İşgören için aynı ücreti dayatmak saçmadır. Bu durumda kanımca asgari ücret kavramı artık terk edilmelidir. Bunun yerine sektörel ve bölgesel koşullara göre Önerilen bir ücret olmalıdır. İşveren bu ücretin bir miktar altına inebileceği gibi esas olarak üzerinde bir maaş sistemi kurmalıdır. Maaşların önerilen rakam üzerinde olması da devletin vereceği SGK ve vergi teşvikleri ile cazip hale getirilmelidir. Ayrıca iş müfettişleri tarafından önerilen maaş altında kalan işyerleri başta olmak üzere gerçek maaş ile bordro denetimleri yapılmalıdır. Her yıl yapılan asgari ücret artış şenlikleri de artık tarihe karışmalıdır. Bu olursa asgari ücret görüşmeleri başlamadan 2 ay önceden yükselmeye başlayan etiketler için bir büyük bahane ortadan kalkar diye düşünüyorum. Yurdum girişimcisi zam için değil de fiyat güncellemesi için yeni bir bahaneyi 2 haftadan üretir o ayrı tabi. Fırında simit alırken bunun fiyatı ne böyle diye sorduğumda fırıncı ağabey Molzame demişti :)) Sonuç olarak asgari ücret kavramı artık terk edilmelidir. Olmuyor çünkü böyle.
YanıtlaSilO da terk edilirse işçiler tam köle emeğine geçer.
SilHocam Aktaş ın belrttiği gibi enflasyon ücretli keslmlerin derdi,diğer kesimler enflasyondan besleniyor.
YanıtlaSilDoğru.
SilKarşımızda akli dengesini kayıp etmiş bir iktidar ve yanında bulunan yaklaşık 1000 kişi, onunla beraber mücadele eder gibi görünen yalancı, yağcı, mevcut şahsı gördüğünde dizleri titreyen ve cebinde mesir macunu ile dolaşan bir muhalefet lideri, kısacası toplasan 2000 kişi (Tüm bürokrat, siyasetçiler ve yandaşlar) 90 milyon Türk vatandaşının nasıl yaşayacağına karar verip kendileri lüks ve şatafat içinde yaşıyor, Bu işe yaramaz siyasetçiler ve yandaşlar zarar etmesin diye, hepimizi 1995 ve 2001 krizinden çok daha büyük bir felakete sürüklemiş durumdadır.
YanıtlaSilBence bu durumdan tek kurtuluş "DEVALÜASYONNNNNNNN"
Bırak kardeşim bırak, piyasanın yakasını bırakkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk, (GERÇEK SERBEST PİYASA)
ÇOK BASİT YAHU.
Sırf sen iktidarda lüks içinde yaşayıp, ülkemize devletin ve bulunduğun makamın gücüne kullanarak, bu güne kadar işlemiş olduğun tüm yasa dışı suçlardan dolayı yargılanmamak için, biz neden böyle bir hayat yaşıyoruz ?
Hocam . Ben Muvaffak GÖZAYDIN . 1 gün içinde bukadar okuyucuyu nerden buldunuz .
YanıtlaSilÜstelik hepsi de elit kişiler . Ülkede bukadar elit olsa ülke kurtulur . Adlarını niye yazmıyorlar merak ediyorum .Lütfen yazın yazışalım konuşalım . benim emailim mgozaydin@hotmail.com yazın bana da . Mahfi hocayı hepimiz çok seviyoruz ve takdir ediyoruz . Halka duyurulalım fikirlerini . Maksadım siyaset hiç değil . Doğruya doğru davutçuğum .
Muvaffak Bey, okurların yorum yazarken adlarını yazmaması ülkemizde yeterince özgürlük ve demokrasi olmamasının bir göstergesi ne yazık ki. İlginize çok teşekkür ederim.
Sildeğerli hocam,
YanıtlaSilo kadar yorum yazıp, emekçiye desteğinizi ve akılcı çözümü belirtiyorsunuz da, emekçinin yüzde 95'i sizi veya söylediklerinizi hiç bilmiyor, sizi hiç anlamıyor veya sizin düşüncelerinizi hiç bilemeyecek. bu halde olmalarının da sebebi bu zaten.
derler ya, kendine yardım edemeyene kimse yardım edemez diye. emekçinin durumu bu.
Ben sizin kadar kötümser değilim.
SilSAYIN HOCAM, GİRİŞ, GELİŞME, SONUCA GÖRE BİZLER ŞU ANDA EKONOMİK KRİZİN NERESİNDEYİZ.
YanıtlaSilKrizler öyle gelişmiyor. Bir bakıyorsunuz aniden çıkıveriyor. Kimisi % 70 (gerçeği % 120) enflasyonu krizden kabul etmiyor. Yani daha kriz tanımında bile anlaşmamız yok.
Siliçindesiniz. siz gelişme olarak kabul edebilirsiniz.
Silekonomi gibi gerçek hayat içinde romanlardaki gibi bir sonuç yoktur. içinde yaşar gideriz, sonra çocuklarımız yaşar.
Hocam enflasyonda işin rakamsal boyutuna takılarak toplumsal boyutu ahlaki erozyon gözardı ediliyor ?
YanıtlaSilEdilmiyor ama insanlar öylesine geçim derdinde ki ona sıra gelmiyor.
SilHocam piyasadan anlayan ekonomi yönetimi lazım,yoksa kendi kendime birtakım rakamlar uydurarak bu işler çözülmez.
YanıtlaSilSayın Mahfi Eğilmez, keşke "asgari ücret artırılmalı mı" yazınızda konunun bu kadar etrafından dolaşacağınıza direkt çok iyi bildiğinize emin olduğum doğruyu yazsaydınız. Türkiye'nin mevcut konjonktüründe asgari ücrete yapılan artışların reel olmadığını siz herkesten daha iyi biliyorsunuz. Zaten enflasyon olmayan bir ülkede diğer faktörler eşit olduğunda asgari ücrete rell zam yapıldığı taktirde enflasyona sebep olacağı bilimsel bir gerçektir. İnsanların sizden beklediği Türkiye'nin mevcut konjonktürü özelinde bu sorunsala bir açıklık getirmeniz diye düşünüyorum. Lütfen mevcut konjonktürde fiyatların maaşlardan önde ilerlediğini, maaşların fiyatlara sonradan yakınsadığını, enflasyonun sebep faizin sonuç olduğunu herkesin anlayacağı şekilde anlatabilir misiniz? Saygılarımla.
YanıtlaSilSercan Bey,
SilGerçek enflasyonun açıklanan enflasyonun iki katı olduğu, asgari ücretin yoksulluk sınırının neredeyse üç asgari ücret kadar altında belirlendiği, saraylarda yaşayanların her yere en az 60 - 70 araba ve sayısız korumayla gittiği ve en ufak bir tasarrufa yönelmediği bir ülkede bu dediğinizi yapmak ahlaksızlık olurdu.
amaaan değerli hocam,
Silherkes birileri bir şey yapsın ben etliye sütlüye dokunmayım derdinde.
twitter ve sosyal medyayı açıyorum, kimse asgari ücretten rahatsız değil.
asgari ücretten rahatsız olduğunu söyleyen 250-300 kişilik bir ekonomi
yazıları paylaşan insan var ülkede. bir kaç bin tane de fiyatlardan şikayet
için fatura paylaşan.
8 milyon asgari ücretlinin yaşadığı ülkede , eğer maaşlar sorun olsaydı,
her mecra için trend topic olması gerekirdi. demek ki insanlar çok da önemsemiyor.
sosyal medyayı açıyoruz, bir bakıyoruz, yabancı bir hatunun popo çatalı yarım santim
görünmüş trend konusu olmuş ülkede.
açık açık siz söyleyin, 20 yıldan fazla ekonomik konuları paylaşıyorsunuz, ülkenin de en çok
okunan ekonomi yazarısınız. siz kaç kere trend topic olabildiniz bir mecrada?
insanların ne istediği belli. insanlar asgari ücretten şikayetçiyse, sokaklarda haklarını alamıyorsa, en azından sosyal medyadan bir şekilde belli olurdu bu.
şimdi yazarken trend topicler :
Gio van Bronc.., WelcomGvB, İmamoğlu, Solskyaer, Akşener, Beşiktaş, Fırıldak Ali: hangisi asgari ücretle alakalı?
La Fontain hikayeleri anlatıyorlar. Gitsin asgari ücretli hakkını arasın bulsun. 8 milyon hakkını arayamıyorsa, vardır bir sebebi, hakettikleri ücreti alıyorlardır demekki.
Sayın Mahfi Eğilmez, kaleminize ve yüreğinize sağlık. İşte biz o kadar düştük ki enflasyonun bir sonucu olarak asgari ücretin artması gerekiyor demek yetmiyor; sizin gibi bir iktisatçıya açlık sınırını bile mevzu bahis yaptıracak kadar fakirleştik. Oysa asgari ücret kıstasının açlık sınırıyla değil onurlu bir yaşam maliyetiyle olmasını dilerdik. İşte asgari ücretin neden artması gerektiğini yazarken sizi açlık sınırından bahsetmek zorunda bırakan ahlaksızlar utansın. Saygılarımla.
SilÇok doğru bir tespit.
SilDeğerli Mahfi Eğilmez, sanırım bir 'klavye sürçmesi' olmuş; asgari ücretin yoksulluk sınırının 28 Bin lira altında olduğunu yazmışsınız. Sondan bir önceki paragrafta. Hatırlatmak istedim. Teşekkürler, saygılar, selamlar... (Gelelim işin öteki yanına. Enflasyon artacak diye açlık sınırının yaklaşık 2 bin lira, yoksulluk sınırının da yaklaşık 28 bin lira altındaki asgari ücreti ve onun bile altındaki emekli ücretlerini artırmayalım demek mümkün mü?)
YanıtlaSilDüzelttim, sağ olun
Silhocam alakasız olacak ama; Gelelim işim öteki yanına. Enflasyon artacak diye açlık sınırının yaklaşık 2 bin lira, yoksulluk sınırının da yaklaşık 28 bin lira altındaki asgari ücreti ve onun bile altındaki emekli ücretlerini artırmayalım demek mümkün mü? 28 bin yerine 45 bin olması gerekiyor sanırım hata olmuş burada
YanıtlaSilHaklısınız, düzelttim, teşekkür ederim.
SilHocam merhaba
YanıtlaSilHaziran ve temmuz ayı tüik üfe endeksinde beklentinizi söyleme şansınız var mi ? 2024 de aylık bazda bir düşüş görme şansımız olur mu üfe de
Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları aylık ÜFE toplamı % 20'n,n üzerinde. Dolayısıyla bu aylarda aynen TÜFE'de olacağı gibi ÜFE'de de ciddi düşüş olacak (baz etkisiyle.)
SilHocam saygılar normal bir ekonomide basit iktisat politikaları uygulandığında ilk amaç arz ve talebi dengede tutmaktır, bu dengenin yöntemleri de belirttiğiniz üzere enflasyon ve diğer olumsuz etkileri bertaraf etmek için ilk olarak arz ve talebi kontrol etmektir, Normal bir ülke de üretim ilk olarak iç talebi karşılamak üzere yapılır iç talebin fazlası olan üretim ise üreticinin de mağdur olmaması fiyat istikrarının korunması adına ihraç edilerek piyasanın dengede kalması sağlanır, Biz de ise durum tam tersi üretilen her ürün ki aksi iddia edilse de tarım ağırlıklı olduğu halde iç talep karşılanmadan ihraç edildiğinden arz talep dengesi bozulduğundan bu sorunları yaşıyoruz, Tarım ülkesi olan bir ülke dünyada gıda enflasyonunda ilk beşe giriyorsa bunda kasıt var demektir
YanıtlaSilAsgari ücret arttırılmasa bile, özel sektörde maaş artış beklentisi var çalışanlarda
YanıtlaSilbir kaç firma zam yaptı gibi duyumlar ortaya çıkarsa, bir çok firma zam yapmak zorunda kalabilir
Bu da gerçek enflasyonu değil de gerçek olmayanı etkiler :))
Hocam 2022 den günümüze kira artış oranları %bin seviyesine gelmişken tüik rakamlarınin kıymeti harbiyesi yoktur.
YanıtlaSilSadece kira değil ki her şey öyle arttı.
SilEnflasyonu artıran yanlış ekonomi uygulamaları iken ve bütün kaynaklar sermayenin hizmetinde harcanırken enflasyona etkisinin yanın da asgari ücret artışının getireceği etkinin sözü bile edilmemeli diye düşünüyorum.
YanıtlaSilBen de onu söylüyorum zaten. Ama bu demek bazı arkadaşların iddia ettiği gibi asgari ücret artışının enflasyona etkisi olmayacağı gibi bir anlam taşımaz.
SilHocam kaleminize sağlık. Türkiye'de asgari ücret artışlarının enflasyon üzerindeki etkisi sıkça tartışılmakta. Ancak, bu tartışmalarda genellikle enflasyonun diğer faktörlerle olan ilişkisi göz ardı ediliyor. Örneğin, 2023 yılı sonunda Türkiye'de %50'ye varan enflasyon oranları göz önüne alındığında, bu enflasyon oranının ne kadarının yalnızca asgari ücret artışlarından kaynaklandığını belirlemek mümkün mü? Asgari ücret artışlarının dışında kalan enflasyon sebeplerini de göz önüne alarak, sizce asgari ücret artışlarının enflasyona etkisi ne ölçüde belirleyicidir? Bu bağlamda, ücret artışlarının enflasyonu artırıcı etkisi mi yoksa toplumsal refahı artırıcı etkisi mi daha ağır basar?
YanıtlaSilÜzerinde çalışılsa sonuç alınır tabii ama asıl sorun elde yeterince ve yaygın veri olmaması.
SilBir firmanın maliyet unsurları; kira, üretimde kullandığı hammaddeler, ara mallar, elektrik vb. gibi unsurlar, makine teçhizatın yıpranma payı, bakım onarım giderleri, pazarlama giderleri ve personel giderlerinden oluşur. Bunlardan hangisi artarsa toplam maliyet içindeki payı kadar o firmanın üretip sattığı malın(veya hizmetin) satış fiyatına yansır. Aksi takdirde firma zarar eder. Ücretler de bunun bir parçasıdır. Eğer ücretlerin toplam maliyetteki payı % 20 ise ve ücretler % 30 artırılırsa ve firma başka düzenlemeler yapmadıysa bunun fiyata yansıması % 6 olacaktır. Asgari ücret artışı bütün firmaları aynı şekilde etkileyeceği için bu artış enflasyonu yukarı itecektir. Bu bilimsel gerçek varken asgari ücret artışı enflasyonu artırmaz demek taraftarlık dışında açıklanabilir bir şey değildir.
Buna karşılık bırakın yoksulluk sınırını, açlık sınırının altında olan asgari ücret düzeyinin artırılmamasını savunmak hiçbir şekilde açıklanamaz. Bütün diğer girdilerin ve üretim unsurlarının fiyatı artarken emeğin fiyatı olan ücreti artırmamak bilimle açıklanamayacak bir ahlâk sorunudur.
Hocam bu iktidarı iktidara tek güç olarak taşıyan da daha fazla güç vererek 30 yıldır orada tutanda, çoğunlukla asgari ücretli ve emekli kesim değil mi?? Kendileri ettiler kendileri buldular onlara mı üzüleyim ne halleri varsa görsünler. O yediğin hurmalar gün gelir tırmalar diye bir söz var halk arasında. Orta kesim gittikçe aşağı giderken kartallar yüksek uçup benden çalınan ona dağıtılırken davul zurna kutlamadılar mı? Şimdi tırmalasınlar, bu düşünce hastalıklı olabilir evet ama ben böyle hissediyorum. Asgari ücrete de emekliye de göklere çıkardıkları deli gibi savundukları adam zam yapmayacak yapama-ya-cak şimdi. Bunda benim ne ahlak sorunum olabilir ki :-) Asgari ücrete zam yapmayan emekliye zam yapmayan ben değilim ki:-)
Silİnsanlar hata yaptığında "beter olsunlar" deyip kenara çekilemeyiz. Öğretmenlerinizi düşünün. Kim bilir ne kadar hata yaptık ve onlar sabırla bize hatalarımızı gösterip doğrusunu öğretmek yerine ailemize "alın bu çocuğu bunda iş yok verin berberin yanına" deseydi ne olurduk?
SilÜlke Kuzey koreye doğru evriliyor.. Şuanda en az 70 milyon kişi, aylık gelirleriyle sadece yeme içme barınma ihtiyacını giderebiliyor.Tıpkı Kuzey koredeki gibi. Geriye kalır 15 milyon kişi, sıra bunlara da gelecek. Vergilerin arttırılmasıyla, geri kalan 15 milyon kişi de sadece yeme içme barınma ihtiyaçlarını karşılayabilecek duruma getirilecek. yani 5-10 yıl içinde tüm Türkiye halkı, Kuzey Korede yaşayan halkın hayat standartlarına kavuşacak . Bunu AKP yapmazsa, CHP yapacak birbirlerinden farkı yok.. Hazır olun.. Komunizm LOADİNG!!!
YanıtlaSilBu dediğiniz komünizm değil bu dediğiniz sefalet.
SilZaten bir 50 yıl içinde, konutların yarısından fazlası Devlete geçecek, çünkü vatandaşlar, kentsel dönüşüm masraflarını karşılayamayacak ve kentsel dönüşüm masrafı Devlet tarafından karşılanacak konutlar, devlete geçecek ,mevcut konutların sahiplerinin çocuklarına geçmeyecek..
SilBu sefaletin sebebi ne biliyor musunuz? Türk milleti sanıyor ki biz emperyalizme karşı Atatürk liderliğinde bir kurtuluş savaşı kazandığımız için bundan sonra rahatız. Hayır daha sanayi devriminden sonra sermayeye karşı bir kurtuluş savaşı vermedik. O parmakla gösterdiğimiz US ve EU gibi ülkelerde sosyal adaletin nasıl kazanıldığı herkes biraz araştırsın. Bizde her şey gelişmiş ülkelere göre geç başlayıp geç bittiği için biz şuan sanayi devriminden sonra yaşanan sosyal adalet patlaması sürecine doğru ilerliyoruz. Ben söyleyip kışkırtıcı gibi görünmek istemiyorum. Özet olarak kimse kimseye hak vermez, özendiğimiz ülkelerde insanlar haklarını kazandı, kimse kimseye altın tepside bir şey sunmayacak.
SilHocam yeni milli ekonomi modeli enflasyonist büyüme,artık enflasyonla büyüyeceğiz bu kadar basit.
YanıtlaSilBiz elli yıldır zaten enflasyonla büyüyoruz.
SilMahfi bey,
YanıtlaSilLütfen darılmayınız:
Marksistleştiniz.
Bu yazınızdan bu sonucu çıkardım.
Hiç darılmam. Marksizmin pek çok doğru eleştirisi ve öngörüsü olduğunu düşünüyorum. Bazı tespitlerine katılıyorum. Ama ben Marksist değilim. Kendimi hiçbir görüşe veya yere ait hissetmiyorum. Eleştiri hakkımı terk etmeyi asla düşünmüyorum. Öte yandan siz beni Marksist olarak görüyorsunuz ama burjuva iktisatçısı görenler de var. Oysa ben hiçbiri değilim. Gerçeği arıyorum. Buradaki gerçek emeğin aşırı şekilde ezildiğidir. Her şey açıklanan enflasyonun en az iki katı zamlanırken ücretlerin onun yarısı kadar bile artmaması burada çok ciddi bir sömürünün oluştuğunun kanıtıdır. Sorun, yapısal reformların yapılamamasıdır.
SilPara saltanat baskın liderler ortaya çıkana kadar insanlar mağaralarda vd barınma yerlerinde (commun(ing)=topluluk) şeklinde yaşıyorlardı yani bütün insanlar (communist=toplulukçu) komünistti yani hepinizin atalarınız komünistti sonra baskın kişiler (commun) toplulukları sömürerek ve güzel yaşam sürmek için para-altın-güç kullanarak çeşitli şekillerde yönettiler hala bu rezil yönetimler halkı eziyor ve insanları birbirleri ile açlık sınırı altında yaşasınmı yaşamasınmı kavgası yapdırıyor (marksistlik,marksizim-karl marks=unutulmuş insanca (commun)topluluk sistemini ilk endüstri endüstri 1 de nasıl kullanılacağını anlatan bilim insanıdır) şu anda gelişmiş ülkelerde endüstri 5 yaşamaktayız yakında endüstri 6 iklim nedeniyle ortaya çıkınca yaşam yeniden (commun) izme kendiliğinden dönecekdir.Bu sebeple gelecekde hayatınızı kurtaracak yaşamı kötülemeyin.
SilMahfi bey
YanıtlaSilBir K.O.B.İ. patronunu düşününüz.
Bu şirketin üretim hattındaki makine-teçhizatın sökülüp çıkarılması mı, o patronu maddi yönden daha çok sarsar?
Yoksa,
O üretim hattındaki makine-teçhizatı kullanarak mal üreten işçinin işten çıkarılması mı, o patronu maddi yönden daha çok sarsar?
Hangisi?
Eğer asgari ücret arttırılırsa; K.O.B.İ. patronu ilk önce işçi çıkarmayı düşünecektir, makine-teçhizatı söküp çıkarmayı değil.
Siz K.O.B.İ. patronu olsanız ne yapardınız peki? Buna cevap verebiliyor musunuz?
Hükümetin izlediği yanlış politikalarla ülkeyi bu kadar yüksek bir enflasyona mahkûm ettiğine kızardım. Bugün gelinen noktanın tek sorumlusu hükümettir. İzlenen yanlış ekonomi politikasının faturasını işçiye çıkarıp onları açlık sınırının altında tutmak 18'inci yüzyıl kapitalizmine geri dönüştür.
SilMahfi bey dikkat ederseniz, "Siz K.O.B.İ. patronu olsanız ne yapardınız?" diye sordum.
SilSiz ise, salt ekonomist olarak yanıtlamışsınız.
Cevap verecek misiniz?
Kalp kırmamak için cevap vermeye yanaşmıyorsunuz diye tahmin ediyorum (?)
2024 Haziran-Temmuz-Ağustos Türkiye'sinin ekonomik koşullarında, eğer asgari ücret arttırılırsa, işçi çıkarmak zorunda kalırmıydınız?
Ben de aynen ona göre yanıtladım. Ben KOBİ patronu değilim. Hiçbir şeyin de patronu değilim. Hiç olmadım. Olsaydım şöyle yapardım böyle ederdim diyecek durumda olmadığımdan size kendi bulunduğum yerden yanıt verdim. Ben çok erken yaşlarda olmadığım bir pozisyonda "ben olsam şöyle yapardım" dememeyi öğrendim. Siz iktisatçı olsaydınız ne yapardınız desem yanıt verebilir misiniz?
SilGaliba Mahfi bey "İşçi çıkarmaya mecbur kalırdım." demeye getiriyor da, parmakları yazmaya gitmiyor hissine kapıldım...
SilMahfi bey de biliyor, günümüz Türkiye ekonomisinin zorlu koşullarında, işçi çıkarmak daima en kolay ve en çabuk yöntemdir.
Eğer Mahfi bey patron olsa idi, mecburen işçi çıkaracaktı (eğer asgari ücret arttırılırsa).
Ben olsaydım şöyle yapardım demiyorum ama arkadaşlar sağ olsun benim eğer patron olsaydım ne yapacağımı da yazıyorlar. Harika değil mi?
SilMahfi bey
SilSizle bir husumetim yok.
Yanlış anlıyor olabilirsiniz.
Daha açık ifade edeyim:
Siz; daima, "sistemler"i incelediğinizi, analiz ettiğinizi dile getiriyorsunuz.
Şimdi, lütfen dikkat ediniz:
Türkiye'de bir K.O.B.İ. patronu olmak; mevcut zor ekonomi koşullarında, yani "(bozuk da olsa) sistem"de tutunmaya uğraşmak demektir.
Eğer patron olsaydınız isminizin "Mahfi Eğilmez" olması; size, "sistem"e aykırı hareket edebilmenizi getirmiyor maalesef. Bu sebeple; eğer asgari ücret arttırılırsa, "mecburen" işçi çıkaracaktınız diye ısrarla hatırlatıyorum size.
Ne mutlu ki Türkiye'de bir K.O.B.İ.'nin patronu değilsiniz, ne mutlu ki işçi çıkarmaya mecbur kalmayacaksınız!
Bu "bozuk sistem"de tutunmaya uğraşan bir K.O.B.İ.'nin patronu Mahfi Eğilmez bile olsa; eğer asgari ücret arttırılırsa, Mahfi bey bile işçi çıkarmaya mecburdur. Yazık ama gerçek.
Ne diyeyim?
Sil"Asgari ücret arttırıldığında, işsizlik de artar."
SilBu gerçeği kabul etmeniz yeterli Mahfi bey.
Asgari ücret açlık sınırının ve hatta yoksulluk sınırının altında kaldığında da insanlık azalır.
SilSayın Eğilmez, yukarıda yorum olarak yazmıştım ancak doğru dürüst gönderemediğimi düşündüğümden burada tekrar yazmayı uygun görüyorum; Türkiye'miz de Yaz tatilleri çok pahalı olduğundan, Komşumuz Yunanistan veya Batı Ege deki tatil yörelerine gidiyoruz daha ucuz ve daha bol, kaliteli diye. Bu nasıl oluyor, komşumuz Yunanistan tatili bize daha ucuza, daha bol ve kaliteli olarak bize satabiliyor. Tatillerini orada geçirenler, geri dönüşlerinde yaşadıklarını , memnuniyetlerini anlatıyorlar.
YanıtlaSilBurada satın aldığımız arabaların neden çok pahalı olduğunu biliyoruz. Bir araba fiyatının 1,5 - 2 kat daha fazla Vergi veriyoruz, ancak Yunanistan nasıl oluyor da bize tatillerini daha ucuza satıyor ?
İki ülkenin enflasyonunu kıyaslarsanız sorunuzun yanıtı kendiliğinden çıkacak.
SilHocam yazınızda her ne kadar insani vicdan vs vurgularınız olsa da, sanki enflasyonun biricik nedeni ücretlerin artışı olarak değerlendirmişsiniz. Şu an Türkiye'de enflasyonun artmasının en temel nedeni Üretimin azalması, üretim maliyetlerinin artması, yıllar boyunca keyfe kader plansız bir şekilde faiz oranlarının düşürülmesi, ekonominin kötü yönetilmesidir. O dediğiniz ücretlerin artması ise en en sonlarda yer alan bir nedendir. Ve keşke ücretler artmasa da düzgün yaşasak yeterli...
YanıtlaSilYazımda öyle bir şey yok. Biricik neden diye bir tanımlama yok.
SilÜcret artışı da diğer üretim faktörleri ve girdi fiyatlarındaki artışları gibi üretim maliyetindeki payı kadar etki yapar ve fiyat artışı yaratır.
Ekonominin kötü yönetildiği doğrudur. 2021 yılın Eylül ayında bu tür sorunlar yaşamayan bir ülkede faizleri indirerek enflasyonu düşürmek gibi akıllara durgunluk veren bir yaklaşım yapılamasa ve en azından devam ettirilmeseydi bugün böyle sorunlarımız olmayacaktı. Bugün içinde bulunduğumuz facianın tek sorunlusu yanlış politikalar uygulayan hükümetlerdir.
Asgari ücretin arttırılması mı tehlikeli?
YanıtlaSilİşsizlik mi tehlikeli?
Eğer asgari ücret arttırılırsa; şirketler personel, işçi çıkarmaya mecbur kalacak. Yani, işsizlik oluşacak.
İşsizliğin oluşmaması için, asgari ücret arttırılMAmalıdır.
Yani insanları bak asgari ücret artarsa işsiz kalırsın diye korkutup aç bırakmayı sindirebiliyorsunuz ama fiyatları artırmaktan çekinmiyorsunuz. Öyle anlıyorum. Bu dediğiniz biraz daha böyle giderse çok ciddi sosyal sorunlar çıkar, benden uyarması. Açlık tehlikelidir.
SilOkuduğunu anlamayan bir kesim türedi sitede :) gerginlikten, hocanın onları cevaplamasından cesaretlenen bir kesim. Önce; İkra. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın lütfen.
YanıtlaSilSayın "Gezgin",
SilGerçekleri tüm yalınlığıyla ortaya koymak, ne zamandan veri gerginlik oldu, anlamak güç.
Mahfi bey çok nitelikli biri, kıymetli bir iktisatçı.
Fakat idealist biri, realist değil.
Realistler yüzünden memleket bu hale geldi zaten.
SilRealiteden bahsetmişsiniz. 17 bin TL asgari ücret sizce realiteye uygunmu? en kötü kira 15 bin nasıl olacak? Hani realite? %10 artırılan buğday fiyatımı realite? kimin ayakçılığını yapıyorsunuz?
SilSayın "Adsız",
Sil"Mahfi bey eğer patron olsaydınız ne yapardınız?" sorusu mu Realistlik? Onun adına cevap vermek mi ?
hocam saygılar sunuyorum fiiliyatta olmasa da uygulamada tüketilen tüm ürün ve hizmet fiyatlarına en az bir sıfır eklenmiş durumda, düşünün dolaşımdaki madeni paraların yani 05, 10, 25, 50 kuruş ve 1 Türk lirasının hepsini bir araya getirsek sakız alınmıyor en düşük ücretli ürünler 10 liraya satılıyor yolda sıkışsanız tuvalet ücreti bile 10 TL, pazarda 50 kuruş 1 liraya alına maydanoz demeti 10, 15 TL civarına satılıyor ve demet dediysem aslında bir tutam kadar, asgari ücrete zam tabi ki yapılmalı ancak bu pahalılık ötesine geçen durum da çözüm ücret artışından ziyade dolaşımda ki paralara ve ücretlere sıfır eklenmesi gibi görünüyor kanaatindeyim
YanıtlaSilHocamız asgari ücret artmalımı diye yazmış tam zamanlı çalışan bir kişi açlık sınırının altında maaş alamaz fakat ülkemiz hocamızın belirttiği gibi 50 yıldır bence daha da önce DP den beri tüketim ekonomisi ve enflasyonla büyüme sistemi uyguluyor şöyle açıklayayım 15 yıl önce 100bin tane kafeye 60bin hibe verdi kosgeb fakat üretim için destek isteyenler alamadılar veya bankaya gitseniz konut/mercedes otomobil krediniz hazır da ben atelye kuracam imalat yapıcam deseniz krediden fazla değerli ipotek ediceğiniz emlağınız yoksa kredi alamazsınız yani zenginsen kredi alabilirsin peki zengin nasıl imalat yapar daha önce yapılmış garanti işi yapar yani know-how o zaman dünyadaki diğer know--how larla rekabete girersin bu yöntemle dünyada büyük başarılar elde eden ülke maalesef yok bütün başarılı ülkeler girişimcilere patent için destek veriyorlar çok fazla patent sonucu ortaya katma değeri yüksek ürünler çıkıyor ülkemizde patent desteği verilmesi gerekenlere değil verilmemesi gerekenlere veriliyor desteklerde ayni şekilde kısacası bir ülkenin refaha çıkması için ahpab çavuş ekonomisi terk edilip patent desteği gerekli kişiler patent için desteklenmeli patentler ortaya çıkınca bütün sorunlar biter
YanıtlaSilkişisel arge ile uğraşan yılların mühendisiyim Türkiye için hiç ümidim yok.
Hocam asgari ücrete zam gelse bile gerçek enflasyonun altında kalmayacak mı? Aynı şey memur ve emekli maaşları için de geçerli. Yapılan zamlar zaten reel enflasyonun altında. Dolayısı ile ücretlere yapılacak olan zamların enflasyonu artıracağını düşünmüyorum. Şu an Türkiye' de enflasyonu tetikleyen ana unsur '' ekonomik sistemsizlik''tir. Bu sistemsizlik sebebiyle piyasadaki fiyatlar bir türlü yerine oturamıyor.
YanıtlaSilMemleketin temel problemi şu ki...artık çalıştıracak düz işçi, şoför, operatör, kaynakçı bulamıyoruz. Evet asgari ücret hiçbir işe yaramıyor artık ama üretim yapıp girdilerinizi arttırarak da "eşit şartlar altında rekabet" edebilmekte artık mümkün değil!!!, farklı şartlar oluştu piyasalarda (göçmenler vb.)...Bildiğim tek bir şey var bu 25 sene içinde hepimiz ama hepimiz mutlu olabilirdik, hayat bize çok güzel fırsatlar verdi ama biz bunu başaramadık...çünkü aklı ülkeden kovduk, yerine inancı koyduk...ana sorunumuz bu...akıl inancı bulabilir ama inanç aklı bulamaz hocam...net, çok üzgünüm...ümitsiz değilim ama ben göremeyeceğim sanırım.
YanıtlaSilNesnelliğinizi (objektifliğinizi, nötrlüğünüzü) kaybetmeye başladınız Mahfi bey.
YanıtlaSil"Bilim insanı" hüviyetinizden adım adım uzaklaşıyorsunuz.
Çok üzülüyorum...
Bazen insani duygular bilim insanı gözüyle baktığınız konulara farklı bakmanıza yol açar. Açlık sınırının altında yaşayan insanların var olduğu bir yerde "efendim asgari ücreti artırırsak enflasyon artar" demek bana göre değil. Orada insani duygular bilimin önüne geçer.
SilChatGPT'ye sordum:
YanıtlaSil"Bilim, vicdanı kapsar mı?"
Şu cevabı verdi:
"Bilim, doğrudan vicdanı kapsamaz çünkü bilim, evreni ve doğa olaylarını gözlem, deney ve mantık yoluyla anlamaya çalışan bir disiplindir. Bilimsel yöntemler, nesnel verilere ve tekrarlanabilir sonuçlara dayanır.
Vicdan ise ahlaki ve etik değerlere, kişisel inançlara ve duygulara dayanan, bireysel ve toplumsal kararları yönlendiren bir kavramdır.
Ancak, bilim ve vicdan arasında dolaylı bir ilişki olabilir. Bilim insanları, çalışmalarında etik kurallara uymak zorundadır. Bu kurallar, insan denekleri koruma, hayvanlara zarar vermeme, sonuçları dürüstçe raporlama gibi vicdani sorumlulukları içerir. Bilimsel araştırmaların sonuçları, toplumsal ve etik etkileri de dikkate alınarak değerlendirilebilir.
Örneğin, genetik mühendislik veya yapay zeka gibi alanlarda yapılan bilimsel çalışmaların etik boyutları sıklıkla tartışılır. Bu bağlamda, bilimsel çalışmaların ve teknolojik gelişmelerin toplumsal ve ahlaki sonuçlarını göz önünde bulundurmak, bilim insanlarının ve toplumun vicdani sorumluluğudur.
Bilim, vicdanı doğrudan kapsamaz ama vicdani ve etik değerler, bilimin uygulanma şeklini ve sonuçlarının nasıl ele alınacağını önemli ölçüde etkiler."
Mahfi bey "materyalist" olduğunu söylemişti (twitter'da olabilir, tam olarak nerede söyledi hatırlamıyorum).
YanıtlaSilFakat; paraya düşkün değil, "şöhretim büyüsün" diye hiç uğraşmıyor, en pahalı arabaları alıp en pahalı kıyafetleri giyip fotoğraf çektirme peşinde koşmadı, dünyanın en cafcaflı lokantalarına hiç gitmedi, oralarda hiç yemediği yemeklerin videolarını instagram "reel"inde hiç yayınlamadı...
Anlayamıyorum, bu nasıl "materyalizm" ?
Ya "materyalizm"in tanımı kökten yanlış;
Ya da Mahfi bey "materyalizm"i yanlış anlamış.
Ben size materyalizmin tanımını vereyim de kahvehane kültüründeki materyalizm tanımından kurtulun:
SilMaddecilik, özdekçilik veya materyalizm, her şeyin maddeden oluştuğunu ve bilinç de dahil olmak üzere bütün görüngülerin maddi etkileşimler sonucu oluştuğunu öne süren, a priori olan hiçbir metafiziksel kavramı kabul etmeyen felsefe kuramıdır. Bir diğer deyişle madde, var olan tek tözdür. Maddecilik "fiziksel maddenin tek veya esas gerçeklik olduğu" yönündeki kuramdır.
Materyalizm = Ateizm
SilMahfi bey, ateist misiniz?
Ben hiçbir gruba, hiçbir başlık altına girmeyecek kadar bağımsız ve özgür düşünceliyim. Bir görüşe bir sınıfa dahil değilim. Benim kendi görüşlerim var.
SilSuntalam = suntafa hocam sunta işinden anlıyor musunuz? Valla bu yorumlara bile yanıt yazmışsınız ellerinizden öperim. Karşınızda olsak iki kelimeyi toplayıp konuşamayız sayenizde şurada iyi kötü fikir paylaşıp diğer insanların görüşlerini okuyoruz. Allah razı olsun. Seviyoruz sizi kendinize iyi bakın.
SilKüçük mikro girişimcilere patent desteği ve ortaya çıkan patent li ürünler ile yeni iş sahaları ortaya çıkar ve alt gelir gurupları refaha kavuşur fakat ülkemiz üst gelir gurubu tarafından yönetildiği için bütün yaşam üst gelir gurubuna göre yapılmaktadır varlıklı firmalar patent vd.destekleri on yıllardır almaktadır fakat USD/TL devamlı yükselmekte TLdevamlı erimekte Türkiye cds pirimi hiçbir zaman iyi yatırım yapılabilir seviyeye gelmemişdir demekki DP den beri zengin yarat zengini destekle fikri ile sadece yaratılan zenginler zenginleşmiş diğer halk sürekli fakirleşmişdir ayrıca devlet güvencesi ile zenginlerin serveti devamlı korunmuş halkın alım gücü hergün erimişdir zengin yarat destekle fikri ile açlık sınıırı altında beslenemeyen konutu olmayan bir halk yaratılmışdır kapitalizm ile halkına bakamayan bir yönetim yaratılan zenginleri ile ekonomiye devam edecekse parasını zenginlerinden alıp sosyalizm de olduğu gibi halkına sosyal konutlar yapmalı ve herkese karnını doyuracak kadar bir iş vermelidir bunu yapamazsa sefalet her gün daha büyüyecekdir çünkü Türkiye dünyada aranılan ürünler üreten değil sadece zenginlerin pahalı hayat yaşadığı fakirlerin sefalet içinde olduğu bir ülkedir bu tür ülkeler de sefalet her gün artmakta arada sosyal patlamalar olmakta(seylan gibi) nefret herşeye hakim olmaktadır.bu olumsuzluklara rağmen yönetim deki saltanat ın nedeni halkın anlaşılmaz bir şekilde sağcı(zenginlerin yönettiği kapitalist sistem) partilere verdiği 65% destekdir.Saltanat ve sefaleti kardeş yapan sefaleti yaşayan ve 65% sağcı oyu veren kesim ülkenin sürekli fakirleşmesinin tek nedenidir.
YanıtlaSilDin en tatlı uykudur. Koskoca Hindistan milyar kişiyi uyutuyor böyle bizim yine iyi :))
SilHocam . Ben yine Muvaffak GÖZAYDIN N
YanıtlaSilBunların hepsi bir doktora tezi olur .
Bunları birleştirip bir kitap yazmak lazım .
Sağ olasınız sayın atan daşlarım . Işık tutuyorsunuz . Herkesin " doğru bildiğini " yazması çok normaldir . Başka türlü yazması zaten doğru olmaz .
Asgari ücrete zam enflasyonu arttırır mı ? Yani hayatı pahalılaştırır mı ?
Yazının sonunda 16,5 milyon asgari ücretli ve emeklinin zorda olduğu yazılıyor .
Yani diyelim ki asgari ücrete % 100 zam yaptık . 17.000 lira yerine 34.000 lira verdik .
Sisteme 16,5 x 17.000 = 280 milyar TL enjekte etmiş oluruz .
BKM ye göre ( Banka Kartları Merkezi ) ne göre % 100 doğru kayıtlı kartlı satışlar toplamı Nisan 2024 de 1,6 trilyon TL dır .
Buna nakid satışlar için de % 30 ilave ederseniz halk nisan ayında 2,1 trilyon para harcamıştır .
Harcama bu olduğuna göre geliri de okadar dır . ( Tasarruf olamaz )
16,5 milyon kişiye zam bu harcamayı 280 milyar TL arttırır .
Yani 2,1 trilyonluk mal şimdi 2,1 tril + 280 milyar = 2,38 trilyon TL sına satılacaktır .
Artış % 2,38 / 2,1 = % 13 dür .
Yarım maaş kadar zam yaparsanız artış % 6,5 olur
1/4 maaş kadar zam yapaesanız artış % 3,2 olur .
Bu % 3 piyasayı bozar mı ? Arkasından enflasyon gelir mi ?
Rakamlar ortada .demekki asgari ücrete 17/4 = 4.250 TL zam yaparsak hiç enflasyon olur mu ?
Şimdi kendiniz karar verin .
Piyasada satılan malların satış tutarı yanlızca bir defa 70 milyar artıyor .
Bu enflasyon getirir mi ? Hayır hayır .
Hatta sık sık aralıklarla zam yapılması karşısında piyasa bunu hiç hissetmez .
Ben böyle düşünüyorum . Aksini de duymak isterim Açık seçik . Evet zam enflasyonub arttırır veya arttırmaz .
Hocam tekrar bu fırsat için teşekkürler .
Dostum enflasyonu maaş artışı yaratmıyor bunun etkisi çok az. Enflasyonu beklenti arttırıyor. Dolar 45 TL olacak ver zammı asgari ücret yüzde 50 artacak ver zammı. Denetleyen mı var hesap soran mı var kazandığı paradan vergi veren mı var o yüzden asgari ücret olayı sadece işveren kesimini korumak için yoksa çalışana bir faydası yok. Maaşlı elemanın bir ayda alacağı parayı serbest piyasa çalışan birisi bir haftada kazanır beş kuruş da vergi vermez.
SilSize bir müjdem var . Ekonomik şartların zorluğundan dolayı doğurganlık oranı % 1,5 a inmiş . Yani nüfus azalıyor .
YanıtlaSilBütün bu enflasyon vs nin ana kaynağı nüfus artışıdır .
Nüfus artmazsa
1. İşsizlik biter
2. İnsanlar daha iyi eğitiir ve daha iyi para kazanır
3. Çok basit arz taleo . İşgücü arzı olmayınca talep artar maaşlar artar . Yalvarmağ-a luzum yok
Şu an bile ben ameleye evet ameleye günde 3.000 TL veriyorum . Bir de öğle yemeği
Luzumundan fazla öğretmen yetişirse tabii öğretmen maaşı düşük olur . Çatre eğitim fakülteleri 3-4 yıl kapatın
4. Trafik kalmaz.
5. Herkes konhut alır bol bol kiralık var . Hatta kiracıya üste para verilir . Eve iyi baksın diye
6.- Büyük şehirlerde gost townlar belirir . Harabeye dönmüş binlar .
Daha çok var . Siz kendiniz hayal edin 10 yıla kadar bunlar hep olacak . Biraz sabredin .
Hayret ekonomi milleti nasıl akıllandırdı . Bak sen . Bakamayınca az çocuk yapmış . Allah Urfa ve benzeri şehirlere kolaylık versin . Onlarda da düşpme var daha yavaş . Neden bilgisizlik .
Bilgi herşeydir . Eğitim herşeydir .
Patron senin doğum oranı ülkenin yerli Türk nüfusa ait. Dışardan gelen Ortadoğulu Afrikalı her sene bir tane atıyor merak etme. 10 yıl sonra bazı şehirlerde Türk nüfus ile Ortadoğulu nüfus belki eşitlenecek. Senin inşaata amele illa bulunur da o daireleri satabilmek için arabca bilen eleman aramaya şimdiden hazırlan derim.
SilMahfi bey
YanıtlaSilYıllarca tıp fakültesinde eğitim görüp, en sonunda kaliteli bir cerrah & genel cerrah düşünelim.
Bu cerrah:
Organ mafyası ile anlaşıp, organ kaçakçılığından para kazanmak için; tıp fakültesinde edindiği cerrahlık tecrübesini, yani "bilim"i istismar edebilir.
Ama bu cerrahın:
Eğer "vicdan"ı varsa, mafyaya hiç bulaşmaz. Sadece legal hastanelerde cerrahlık yaparak şifa dağıtmak için uğraşır.
Sizin şu "bilim" ile "vicdan" arasındaki ilişkiye yaklaşımınız, yukarıda yazdığım örnek gibi mi?
Bunlar sizin google üzerinden arayıp yanıtlayabileceğiniz konular. Benim yanıtlamama ya da onaylamama ihtiyacınız yok.
SilHOCAM MERHABA 2025 YILINI NASIL OKUYORSUNUZ
YanıtlaSilHenüz 2024 yılını okumaya çalışmakla uğraşıyorum, oraya gelemedim.
SilSAYIN HOCAM AVRUPA MERKEZ BANKASİ FAİZ DÜŞÜRDÜGÜ ZAMAN, NEDEN AMERİKAN TAHVİLLERİDE DÜSÜYOR.
YanıtlaSil