Ne Krizi?

Kriz deseniz bazıları hemen dikleniyor: “Ne krizi?” Size hemen lokantaları, kafeleri, trafikten tıkanmış yolları gösteriyorlar ve “kriz olsa buralar dolu olur mu?” diye soruyorlar. Sonra iki adım ötede geçinememekten yakınıyorlar.

Türk toplumu, her konuda olduğu gibi kriz konusunda da birkaç parçaya bölünmüş durumda. İçinde bulunduğumuz durumu bazıları kriz olarak nitelendiriyor. Gerçekten enflasyonda dünyanın en yüksek oranlarından birisine sahip olduğumuz ve gelir dağılımının da giderek bozulmakta olduğu gerçeğine bakarsak bu durumu kriz olarak tanımlamak mümkün. Bazıları ortada kriz falan olmadığını, enflasyonun yüksek olması dışında bir ekonomik sorun bulunmadığını ve bu durumun kriz olarak nitelendirilemeyeceğini iddia ediyor. Gerçekten restoranlara, kafelere, yollara baktığımızda her yerde para harcayan insanlarla karşılaşıyoruz ve o zaman kendimize şu soruyu soruyoruz: “Kriz varsa bu harcamaları bu kadar bol keseden yapanlar kimler?” Çünkü bunlar öyle üç beş kişi falan değil, beyaz yakalıların da aralarında bulunduğu çok sayıda insan. Bazıları da her iki duruma bakarak toplumun bir bölümünün krizde olduğunu, daha küçük bir bölümünün ise öteki grup için kriz olarak nitelenebilecek bu durumdan etkilenmediğini öne sürüyor. Hangi gözlem ve teşhis doğru? Bence üçüncü gruptakilerin gözlemi doğru görünüyor. Bunu biraz açalım.

Elimizdeki son gelir dağılımı verisi 2022 yılı verilerini kullanarak konuyu irdeleyen TÜİK’in 2023 Gelir Dağılımı İstatistikleri başlıklı raporunda yer alıyor (1). Bu rapordaki verilerden hareketle hazırladığım aşağıdaki tabloda nüfusun yüzde 20’lik bölümlerinin GSYH’den aldığı paylar yer alıyor:

Buna göre 2022 yılında 906 milyar dolar tutarındaki GSYH’nin yarısını (451 milyar dolar) nüfusun en yüksek gelir elde eden yüzde 20’si (17.055.991 kişi) paylaşıyor. Bu grupta kişi başına ortalama gelir 26.453 dolar. Nüfusun geri kalan yüzde 80’i de 454,8 milyar doları paylaşıyor. Bu grupta kişi başına gelir ise 6.668 dolar. Nüfusun en düşük gelirli yüzde 20’sinin geliri ise 3.134 dolar.

Nüfusun en yüksek gelir elde eden 17,1 milyon kişisi açısından ortada bir kriz yok. Sonraki yüzde 20’lik nüfusun durumu karışık ama genel olarak onların da daha üst gelirli olanları krizden çok fazla etkilenmiyor.

Bu durumda karşımıza ilginç bir durum çıkıyor. Yaklaşık 25 milyon kişi krizden geri kalan 60 milyon kişi kadar etkilenmiyor. O restoranlarda, kafelerde, yollarda arabalarda gördüğümüz kişiler onlar. Ötekilerin de bir bölümü bu durumu geçici olarak görüp borçlanarak onlar gibi yaşamaya çalışıyor. Ama geri kalanlar tam anlamıyla krizde.

Bizden biraz daha iyi durumda olsa da Arjantin’de de durum Türkiye’ye benziyor (2). 2022 verilerine göre Arjantin’de GSYH’nin (2022’de 631 milyar dolar) yüzde 47’si (297 milyar dolar) nüfusun (2022’de 46,2 milyon kişi) yüzde 20’si (9,2 milyon kişi) tarafından paylaşılıyor. Bu en zengin 9,2 milyon kişinin ortalama kişi başına geliri 32 bin dolar. Nüfusun geri kalan yüzde 80’i (37 milyon kişi) gelirin geri kalan 334 milyar dolarlık bölümünü paylaşıyor. Bunların kişi başına ortalama geliri de 9 bin dolar. Türkiye’de Gini katsayısı 0,43, Arjantin’de 0,42 (3.) Görüleceği gibi iki ülke gelir dağılımı açısından birbirine oldukça benziyor. Arjantin’de de üst gelir grubundakiler restoranları, kafeleri, yolları dolduruyor, alt gelir grupları da geçinememekten şikâyet ediyor.    

Özetle şunu söyleyebiliriz: Türkiye’de de Arjantin’de de kimilerine göre kriz var, kimilerine göre önemli bir durum yok. Hangi grupta olduğunuza göre bakış açınız ve düşük gelirli grupta yer alanlara karşı duyarlılığınıza göre yargınız değişiyor.



(1) TÜİK, https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Gelir-Dagilimi-Istatistikleri-2023-53711 

(2) Arjantin verileri için: https://tradingeconomics.com/countries

(3) Gini katsayısı gelir dağılımı eşitsizliğini ölçmekte kullanılan bir ölçü. Sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımı iyileşiyor, bire yaklaştıkça bozuluyor demektir.


Yorumlar

  1. Sn.Hocam merak ettiğim bir şey var ; gelir dağılımını bozmak düzeltmekten daha kolay deniyor . Iyilesme neden daha zor oluyor ekonomide ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü dolaysız vergileri artırmanız ya da kayıt dışını kayda almanız gerekiyor.

      Sil
    2. Hocam be de su şekilde düşünüyorum; insanlar artık aylık kazançları ve birikimliye ev araba aşamayacağını bildiği için; nasıl olsa artık ev araba alamayacağız yiyelim modunda. Bu çok büyük bir etken bence

      Sil
    3. Yanlış düşünüyorsunuz! Ev araba alamayan kişilerin başka sorun veya ihtiyaçları yokmu? Mesela siz, ev alamıyorum öyle ise yiyeyim mi dersin? Yoksa paranı başka sekildemi değerlendirirsin?
      ?

      Sil
    4. Hocam Orta Sınıfın Yok olduğu Ülkede Kriz Vardır.Mutlu Azınlığın Ülkeye Yararı Yoktur !

      Sil
  2. Hocam elinize sağlık. Aydınlatmaya devam.Tek sıkıntı uzaya roket gönderemedik. Gönderdiğimizde işlem tamam. Yazınız için teşekkür ediyorum. Fatih Demirtaş

    YanıtlaSil
  3. Ellerinize sağlık hocam <3

    YanıtlaSil
  4. Anlayabilmek, kavrayabilmek, görebilmek ve önemlisi tarafsız kalarak gerçekleri görebilmek zahmetli bir iş. Yazınız için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  5. Yorumunuzda Yaklaşık 25 milyon değil de 35 milyon kişi krizden etkilenmiyor diyebilir miyiz ?Teşekkür ederiz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkinci grubun alt tarafındakiler de etkileniyor diye düşünüyorum.

      Sil
    2. Ben daha krizin başında olduğumuzu ve ilerisini daha kötü gördüğüm için kafe, rastorant vs ye gitmiyor en azından borç miktarını düşük tutmaya çalışıyorum. Ve insanların 30 TL bir çaya 90 TL bir kahveye nasıl para verdiğini algilayamiyorum.yas 53. Emekli olmayı düşünemiyorum bile.

      Sil
    3. Lütfen yanlış anlamayın ama dünyada 50lerinde emekli olan yok. Mesela İngiltere emekli olma hakkı 68, Almanya 66, Fransa 64 43 sene çalışmak şartıyla. Bizdeki erken emeklilikte ekonomiye zarar veriyor, çoğu kişi de işsiz kaldığı için en kısa zamanda emekli oluyor.

      Sil
    4. Sayın PMS Avrupa da yaşayan ve çalışan insanlar ile bu ülkede yaşayan ve çalışan insanların şartları çok farklı. En basitinden haftalık çalışma süresi ve yıllık izin sürelerini bir araştırın. Gelir kısmını hiç saymıyorum bile. Türkiye gibi bir ülkede emeklilik yaşı şartı olamaz.

      Sil
  6. Kafeler dolu argümanını kullananlar ekonomik durumun kötü olduğunu bizlerden iyi biliyor. Common Enemy (Ortak Düşman) propagandasının esiri olmuşlar. Hayali de olsa ortak bir düşman oluşturduğunuzda topluluğunuzda saflar sıklaşıyor. Sizin hatalarınıza bakmıyorlar, düşmana bakıyorlar. Bu yüzden bizleri düşman gördükleri için saçma bile olsa partilerini kendilerince savunuyorlar. Bir şeyler anlatabilmek için önce dost olduğuna ikna etmek lazım. Kavga ortamları, kişinin kalkanını daha da kaldırmasına neden oluyor. Sokak röportajcıları da bu kavga ortamına çabuk düşüyor. Karşındaki troll bile olsa onu izleyen normal vatandaşın seni kavgacı olarak görmemesi lazım.

    YanıtlaSil
  7. maalesef; gelir ve servet dağılımında bu büyük dengesizlik/haksızlık/sömürü oluşurken toplum/ekonomistler gerekli tepkiyi gösteremedi ve buna engel olunamadı. şimdi bir şans var: Türkiye enflasyonla mücadele ediyor. öncelik enflasyonu düşürmek. bu mücadeleye toplumsal destek verilmezse ve enflasyonu düşürmenin öncelik olduğu unutulursa; ne yazık ki kaybeden yine dar gelirli kesim olacak.

    YanıtlaSil
  8. SAYIN HOCAM,DÖVİZ KURUNU 6 AYDIR SABİT TUTMAK TEHLİKELİMİ,YANSIMASI NASIL OLUR.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam bu krizin zamanını öngörmek mümkün mü dövizin ne zaman zıplayacağını bilmek

      Sil
    2. Sevgili Hocam, 2001 krizini derinlemesine anlamak adına okuyabileceğimiz bir kaynak önerir misiniz rica etsem

      Sil
  9. Mahfi bey merhaba. Gelir durumu olarak tablonuzdaki en yuksek %20 ye giriyorum. Ama bunun nedeni 14 yasimdan itibaren calismak. Iki uc is birden yaptigim donemler oluyor. Makine muhendisiyim ihracat yapiyorum ama ayni zamanda turizm amacli kiralama, konut ticareti ve yatirimda yapiyorum. Kendi evlerimin butun tadilatini ben yaparim. Ama cevremdekilere bakiyorum masabasi tek bir is ile warren buffet olma hayali kuruyor kaldiracli islemlerde kumar oynuyor. O en dusuk %20 ise tamamen avantaci kesim. Hic calismadan ordan burdan avanta bekliyor. Sosyal yardimlar ile yagcilik ile surune surune yasiyor. Torbacilik ve sanal bahis ile koseyi donmeye calisan asalak cok cocuklu ailelerin bireyleri bunlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görüşlerinize katılıyorum Ali Bey. Yalnız hiç çalışmadan yaşamaya çalışanları, iş beğenmeyenleri de biz yetiştirdik. Onlar da bu toplumda sizin benim yanı başımızda yetişip büyüdüler. Cumhuriyetin ilk 30 - 40 yılının köy enstitüleri gibi çabalarını devam ettirememenin günahı da bizlere ait. Pek çok gencimize yurtlar yapacak yerde onları tarikat ve cemaat yurtlarına mahkûm ettik. Oysa burjuvazi dediğimiz bana göre aslında büyük esnaf diye adlandırılması gereken iş insanlarımız her kentte yurtlar yapıp bu gençleri oralarda barındıramaz mıydı? Neyse dert çok.

      Sil
    2. Kocaeli nde okurken depremzede ev sahipleri bedava konteyner kentlerde yıllarca oturup gerçek anlamda yamuk evlerini fahiş fiyatlarla biz üniversite öğrencilerine kiraya verirlerdi.

      Sil
    3. herkes 14 yasından itibaren 3 iş yapmak zorundamı niye türkler daha fazla çalışmak zorunda niye avrupa standartlarına ulaşmak türkler için imkansız bunları sorgulasanız daha iyi olur

      Sil
    4. Geleceği Olmayan31 Mayıs 2024 10:13

      Gençlerin iş beğenmiyor oluşu umut vaadedici değil mi hocam? İşçi üzerinden milyonlar kazanan burjuvanın hiç bir gelecek sunmayan düşük ücretli ağır şartlara sahip işletmesini zenginleştirmek istemeyişi anlaşılır bir durum değil mi? Makine mühendisi, ihracatçı, turizmci ve konut alsatçısı olamayan herkesin ağır şartlar ve düşük ücretlerle çalışmasında sakınca bulmaması mı gerekiyor? Bu ülkede doğup herhangi bir işe girip çalışan bir Türk 14 yaşından beri çalışmadığı için sefil bir hayatı mı hakediyor?

      Sil
    5. Ülkemizde sınırlı sayıda bulunan, yetenekli, kafası çalışan, felsefesi verimli çalışma üzerine kurulu insan grubundansınız. Lisede ders çalışmayıp, üniversiteyi hiç kitap okumadan, hangi meslekte daha başarılı olurum diyip yazları iş bakmayan, üniversiteyi serserilikle geçirip sonra açım diyen gruptan değilsiniz

      Sil
    6. Adsız 21:56 Yaptıkları uyanıklığı o zaman yetkililere bildirdiniz mi?

      Sil
    7. 09:35 avrupadakiler zamaninda calistigi icin bu standartta. Ordaki genclerde suan senin gibi babaciginin prensesi oldugu icin armut pis agzima dus diye bekliyor.

      Sil
    8. 14 yaşından itibaren 3 iş yaparken nasıl makine mühendisi oldunuz? Olduysanız nerden oldunuz? Okursanız hayata erken atılamazsınız, hayata erken atılırsanız da okuyamazsınız.

      Sil
    9. Yaptıkları uyanıklığı bildirdiniz mi diye soran arkadaş için yazıyorum sizce bu konunun yetkililer tarafından bilinmeme ihtimali olabilir mi? Toplum yapısal olarak çürük zaten geçmişten günümüze. Kendi Kurtuluş Savaşı'nda kendi ordusuna mermi atan millet bu. Atatürk çok büyük adammış böyle bir milleti yurt sahibi yapmış bu millet de yurdunu elinden kaçırdı Ortadoğu çamuruna sıvandı. Ezan bayrak minare doldur memlekete ne kadar varsa avare.

      Sil
    10. Adsız 22:16
      Peki daha önce küçük de olsa bir adım attınız mı?

      Mesela basit bir örnek olarak:
      *Kaldırım işgali yapan bir esnafın fotoğrafını çekip belediyeye yolladınız mı?
      *Trafikte makas atarak ilerleyen ve insanların hayatını tehlikeye sokan bir aracın videosunu çekip ilgili makama gönderdiniz mi?

      Bir vatandaş olarak duyarlılığınızı hissettirdiniz mi?

      Sil
    11. Sn Ali SARIKAYA, illaki bazı insanlar bahsettiğiniz gibidir. Ancak bunu genellemenize katılmıyorum. Bizlerin birbirine benzemeyen her üç sektörde faaliyet gösterecek bilgi, beceri ve imkanı olsaydı, elbette çoğumuz sizin gibi yapardık. Bu ülkede tembel insanlar vardır, doğrudur. Ama ben çaresiz, ahlak sınırlarını zorlayan uygulamalar karşısında fakirliği tercih etmek durumunda kalan, çok insan tanıyorum.

      Sil
  10. Biz de halk neyin farkındayım krizin de farkında olsun. Neden mi hocam?. Şöyle ki; Türkiye ekonomisi uzun yıllardır bütçe açığı ve tasarruf açığı olan bir ekonomi. Bu iki açığa ayrıca bilhassa 1990 li yılların sonuna doğru cari işlemler açığı da eklendi ve turp gibi üçüz açığımız olmuş oldu. Yani ekonomimiz zaten aslında uzun yıllardır krizdedir. Ancak özellikle yüksek faiz düşük kur ile tüm bu açıklar kompanse edilebildiği zaman krizin üzeri ortuluyor fakat bu bilhassa dis güç merkezine yeterince taviz verilmediği zamanlarda ki buna en iyi örnek 2001 krizidir bu sıcak para hızla piyasadan cekilir ve zaten var olan iktisadi kriz amiyane tabirle kabak gibi ortaya çıkar. Halk uyuyor biz özellikle 1979 dan itibaren hep krizde. Şu restaurant Cafe avm doluyor ezberine gelince halk o kadar uyuyor ki bu ülkede her zaman kayıt dışı servet ve bilhassa da kirli paranın çok olduğunu hep göz ardı ediyor. Oralarda görülenler para harcayanlar 95 milyonun sadece olsa olsa yüzde 5 i dır yani 5 milyonluk bir insan populasyonudur. Halkın yüzde 85 i sert şekilde iktisadi krizden etkileniyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 5 milyondan fazla olduğuna emin olun. Sadece İstanbul'da bile 5 milyondan fazla. Aksi takdirde trafik bu kadar yoğun, restoranlar, kafeler bu kadar dolu olmaz.

      Sil
    2. Tüm Türkiyede takribi olarak 70 bin restaurant var. Bir o kadar cafe vardır. 10 tane masa ortalaması al. 1.5 milyon masa yapar. 4 kişiden 6 milyon kişi kapasite...

      Ülkeye gelen turist sayısı aylık takribi 2 milyon kişi...20 milyon da vatandaşlık verilen ve mültecilerin toplamı de...Hadi onların çoğu da gidemiyor, 1/10u gitsin, 2 milyon da onlar.... Al sana 6 milyon kapasite, full çekti zaten...

      Ülkenin büyüklüğü ile kapasiteyi bir arada değerlendiremeyince yorumlar bunlar..."Full çekiyor"...

      Ayrıca cafeye restauranta gitmek lüks değildir. Bir kısım insan, iş görüşmeleri için de gidiyor, iş arasında hızlı yemek yemek için de. 30 bin TL alıyor maaş, gidiyor 7-8ini lokantaya, restauranta kaptırıyor zaten ki patronlarınındır o cafeler falan da...Bunu beyaz yaka daha çok yapar.

      Bunlardan yola çıkarak, ekonominin kötü olmadığını ileri süremezsiniz.

      Ford'un Amerika'da, 2020 yılında sattığı kamyonet sayısı 12 milyon adet...Türkiye'deki toplam araç sayısı 28 milyon. Kamyon, troleybüs, minibüs, motosiklet dahil. 40 senelik araçlar dahil. Toplamı 28 milyon...İnsanlar arabalarının bakımlarını yaptıramıyor, kaskolarını ödeyemiyor.

      Bir duvar ördürecek ol, 100 tane briket al, şehir içi nakliyesi 1000 TL...Bir işçi 2500 TL yevmiyeyle çalışıyor. Şu anda iş var görünüyor. Bir şekilde herkes çeviriyor. Ancak turist gelmezse, dolar da artmazsa yıl sonuna kadar -ki artmayacak-, 260 milyar dolar kısa vadeli borç stoku var. 50 milyar doları devletin, gerisi özel sektörün. Kredi kartları full milletin ve dönemiyor. Araba fiyatları geri gelmeye başladı zira kredi ödemelerinden kurtulmak istiyor millet. Yakında bankalar icralara başlar Eylül gibi toplu olarak. Kiralar coşmuş durumda. Ev satışına 40% vergi koyacak görünüyorlar. Ev fiyatları 66% artmak zorunda demek bu da...Kiralar da artacak dolayısı ile...

      Bütün bunlar rağmen, eğer düşüremezlerse enflasyonu, eğer 2025 Ocak ayında falan bir terslik olursa, 300% gibi bir enflasyon görmemiz mümkün. Venezuela, Arjantin ve Brezilyanın 5 sene gerisinden geliyoruz. İnsanlar, yevmiyeli işçiye bulgurla ödeme yaptılar 3-4 sene önce, bizim de bunu yaşamamız olası. Sokaklara attılar bolivarları, balya balya paraları. Zira bir bavulla, 1 ekmek alamıyorsun. Bir işe yaramıyor para yani. 1923te Almanlar soba tutuşturmak için kullandılar paralarını. Benzeri bizi de bekliyor.

      Sil
    3. Almanya da dahi toplam yabancı sayısı(vatandaş olanlar dahil) 10 milyonu geçmiyor.Verdiğiniz 20 milyon rakamı çok abartı olmuş.

      Sil
    4. İlk ve uzun yazan isimsiz arkadaşa katılıyorum. Ayrıca bilgiyle ve rakamlarla arasının iyi olduğuna da kefil olabilirim. Sadece bir rakamda eklemek istedim. Amerika da her 1.4 kişiye bir araba düşüyor yani 3 kişilik bir ailenin en az 2 arabası var ki bu benim hatırladığım 20 yıl önceki rakam. Son veriyi bilmiyorum. Bizde de telefonunu göster, kapıcının bile arabası var muhabbetleri. 500 yıl önceki kızıl derili kabileleri gibi dumanla mı haberleşelim, gideceğimiz yere Kuruluş Osman gibi atla mı gidelim??. Barınacak bir ev binecek bir araba, haberleşecek bir telefon TEMEL İHTİYAÇTIR TEMEL İHTİYAÇ.. Ama bunları boğaz tokluğuna şükreden beyinsizler sürülerine anlatamazsınız. Saygılarımla Adsız kardeş.

      Sil
  11. Tabloya göre en fakirin ayı geçirdiği para ile en zenginin ayı geçirdiği para arasında dağlar kadar fark var. Söylediğinizden çıkarımım; '' kriz tabanı vurmuş, orta direği yaralamış ve zenginin yakınından bile geçmemiş''.

    YanıtlaSil
  12. Sanırım 2023 yılı verileri de üç aşağı beş yukarı bu seviyelerde çıkacak

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz daha kötü çıkacağını tahmin ediyorum.

      Sil
  13. Çok örnek alınacak bir insansınız hocam. Sizi ekonomi yönetimine dahil etseler ülke bambaşka bir eksende olur inanın. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim.
      Konu ekonomiden çok ötede. Ekonomiyi düzeltmek sorun değil ama hukuku, demokrasiyi, eğitimi düzeltmek çok zaman alacak bir iş.

      Sil
  14. Murat Bozdoğan30 Mayıs 2024 12:30

    Bence sıradan hayallerine bile ulaşamıyorsan krizdesin demektir. Mesela 80 yaşındaki annem. Hep yayladaki küçük bahçesine küçük bir kulübe yaptırıp yazları orada yaşamak ister. Ama olmuyor, olamıyor. Halbuki aç değiliz açıkta değiliz. Eski de olsa bir evimiz var. Ben ülkede kriz var dediğimde haline şükret deniyor. Allah'a şükür diyoruz zaten ama annem hayaline kavuşamadan göçüp giderse ben de ölene kadar yüreğimde hep bir sızı olacak.

    YanıtlaSil
  15. Oncelikle bu guzel yaziniz icin cok tesekkurler.
    Sanirim finansal riskler ile finansal kriz'lerden ne anladigimiz onemli, ve ulke ekonomilerini krize sokan nedenleri anladigimiz soylenemez. Bu sebeple, siradan vatandaslar olarak finansal ve ekonomik riskler arasindaki farklari da anlamiyoruz. Risk yoneticileri 2001 finansal krizinden oldukca tecrube edindiler, ve sanirim risk'leri iyi yonettikleri yorumunuda yapabiliriz.
    Tabiki siradan vatandas'lar son yillarda yanlis ekonomi politikalari ile artis gosteren risklerin insan yasamini da etkilemeye baslamis olmasidir.
    Yanlis ekonomi politikalari riskleri daha yukari cekmistir, ornek olarak ulke notumuz, FATF gri listeye eklenmesi, politik stabiletinin olmamasi, komsu ulkeler ile guclu ve saglikli iliskilerin kurulamamasi vs. Baska faktorlerde ekleyebiliriz. Aslinda geldigimiz noktadaki durumu Ssystemic ve Ssystematic risklerin artmis olmasiylada yorumlayabiliriz.
    Kriz denilince ilk akla gelen ve istemedigimiz sey Finansal kriz (financial turmoil - en son 2023de yasandigi gibi).
    Ozet olarak, kriz olarak ifade etmemiz icin finansal sistemin kilitlenmesi ve islevinin bozulmasi diyebiliriz, diye dusunuyorum.
    Tesekkurler, saygilar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim insanımızın krizden anladığı işsizliktir.

      Sil
  16. O zaman Türkiye de ekonomik krizden daha derin ve daha acı verici gelir adeletsizliği var

    YanıtlaSil
  17. Öyle bir an yaklaşıyor ki;
    * insanlar sabah 06:00'da yola çıksalar bile öğlene doğru işlerine varabilecekler.
    İşe varsalar, iş çıkışında evlerine varamayacaklar.
    * Metro'ya binmek isteseler ayakta gitmek için bile boşluk bulamayacaklar...
    * İşlerine yakın ev bulmak isteseler dolar bazında 2 kat aşırı değerlemelerden dolayı ne ev alabilecekler ne de kiraya çıkabilecekler..

    Sadece bir şehrin nüfusu kontrolsüz sığınmacılarla birlikte 40 milyona doğru koşuyor.

    Roma olimpiyatlarına devam. Ne de olsa önemli olan Roma'da maraton yapmak..

    Giden de yeni gelen de birbirinin aynısı.

    Çemberin başı ve sonu ayınıdır. "Heraklitos"

    YanıtlaSil
  18. Yazınız için teşekkürler Hocam. Günlük yaşayan ve cebine bir şekilde biraz para giren vatandaş da kendini günlük olarak zengin zannediyor bu ülkede. Bu da maalesef bir gerçek.

    YanıtlaSil
  19. Uzun zaman yüksek enflasyona bağışıklı olmamız da kriz etkisini hissettirmiyor diye düşünüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru. Uzun süre enflasyonla yaşayınca onu kriz olarak görmüyor insanlar.

      Sil
  20. "Yaklaşık 25 milyon kişi krizden geri kalan 60 milyon kişi kadar etkilenmiyor." 25 milyon kişi 27 AB üyesinden 23'ünün nüfuslarından fazladır. Bu ülkelerin insanlarının tamamı sokağa çıktığında neler olurdu ?

    YanıtlaSil
  21. Mahfi Bey, kriz olmadığı algısında, Türkiye'deki kayıt dışı ekonominin de büyük payı yok mu?
    Ekonomik verilerde düşük gelirli olarak kayda alınan, ancak gerçekte kayda alınmamış gelirleri ve menkulleri (döviz,altın vs) bulunan -her sosyoekonomik sınıftan- çok yüksek bir kesim var. Bu kayıt dışı varlıklar üzerinden dönen büyük bir ekonomi var. Ayrıca kara para aklama, uyuşturucu, bahis vb illegal yollarla -maalesef- ülkeye giren milyarlarca dolar var. Yaptığınız değerli analizin yanında bu faktörü de dikkate almalıyız kanaatindeyim. Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız. Kayıt dışı ekonomi ve yastık altı varlıklar krizin ortaya çıkmasını önlüyor, erteliyor.

      Sil
  22. TUİK'in Gelir Dağılımı İstatistikleri diyorsa kesin doğrudur. Enflasyon verileri gibi...🤣

    YanıtlaSil
  23. Hocam Arjantin i bilemem tabi de yurdum insanını az çok tahmin ediyorum. Bizde yüksek gelir grubundaki insanlar kriz var ve buna göre hareket etmek lazım diye plan yaparken alt gelir grubundaki insanlar ne krizi diye hiddetlenip ezan bayrak minare falan alıyor gazı döşüyor yolu Mars a :) Eğitim tek kurtuluş aslında ama onun da geldiği nokta ortada gidişatı da belli. Güzel ülkeyiz ama cahil ve ahlaksız çok. Modern toplumlar kendi cahilini ve ahlaksızını bir şekilde kontrol altında tutabiliyor da bizde olmuyor çünkü kanunlar kurallar işlemiyor. Eğitim ve Adalet acil olarak ayağa kalkmak zorunda ama bu işi kim nasıl yapacak o hala muallak. Yapılamazsa işte orası daha net. Her gelen kuşak daha zor ve daha haksız koşullarda yaşamak zorunda kalacak.

    YanıtlaSil
  24. Ahlak krizi, yargı krizi, liyakat krizi, yağma ve talan krizi, paylaşım krizi, eğitim ve öğretim krizi, hak ve adalet krizi, güven krizi, sığınmacı krizi, sağlık ve sosyal güvenlik krizi...Krizde olmayan herhangi bir sistem var mı? Biz Fethiye'de domatesin kilosuna 20 TL veriyoruz, aynı domates Eskişehir pazarında 15 TL ye satılıyor.

    YanıtlaSil
  25. Çok doğru bir tespit. Zaten trafikte lüks araçların içinde de aynı veya benzer kişileri görüyoruz. Hatta araç tamir servislerinde de aynı kişiler var ve yüklü bakım ve tamir paraları ve bozulan araçları için ithal yedek parçalar getirtiyorlar acemi sürücülükten mütevellit. Mesela son zamanlarda otomatik vitesli araçların yaygınlaşmasıyla, otomatik vitesli lüks ciplerine ve suvlarına binen , genelde bileklerini 10cm gösteren pantolonlar giyen, rujlu, makyajlı, takma kaşlı, yoğun parfüm kokulu trafikte çok sayıda türbanlı kadın görmeye başladım. Düz vites olsa bu acemi sürücü ablalar ve teyzeler , oğlanlar ve amcalar ve dedeler araba kullanamaz ve de Türkiye tasarruf edeceği her litre benzini Yunanistan gibi (senelik 16-25 milyar dolar rafine petrol ihraç ediyor) diğer ülkelere ihraç edebilirdi. Otomatik vites çıktı araba kullanmak kolaylaştı hem akaryakıt tüketimi arttı hem de trafikteki acemi sürücüler sayısı. Bu da beraberinde dolarizasyonu getirdi. Sağolsun Çiller ve de Erdoğan da epey teşvik ettiler otomatik vitesli araçların vergisel olarak. Mahfi Bey Fransa'da Almanya 'da satılan yeni model benzinli düz vitesli araçları otomobil bayileri Türkiye'ye getirmez oldu. Biz de isterdik Peugeot 308 Berline Manuelle BVM6 ileri şanzımanlı araç almayı ama getirmiyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ohooo daha da beterini yapıyorlar. Piyasada yeni düz vitesli araç bulamazken, İthal edilecek araçlarda ivir zivir sensörleri standart olacakmış. Al sana dolarizasyon mu avrolizasyon ....

      Sil
    2. Bence otomatık vıteslı araba sayısının artması enflasyon altında ucuz kredı;mala hucum ve enflasyondan az artan usd;bır de engellı muafıyetı ıle otvsız satılan(yakınların kendılerının kullandıgı iddia edılen araclar);iPhone varken ucuz android alır mısınız;rahatlık ve guvenlık ıstanbul yokuşlu durkalklı trafıkte

      Sil
  26. Gerçekleri açıklıkla yansıtan yazınız için sağ olunuz..Kimisi dolu olan restoranları kimisi de elini arkasına bağlamış market market gezen emeklileri görüyor..

    YanıtlaSil
  27. Çok doğru bir tespit. Zaten trafikte lüks araçların içinde de aynı veya benzer kişileri görüyoruz. Hatta araç tamir servislerinde de aynı kişiler var ve yüklü bakım ve tamir paraları ve bozulan araçları için ithal yedek parçalar getirtiyorlar acemi sürücülükten mütevellit. Mesela son zamanlarda otomatik vitesli araçların yaygınlaşmasıyla, otomatik vitesli lüks ciplerine ve suvlarına binen , genelde bileklerini 10cm gösteren pantolonlar giyen, rujlu, makyajlı, takma kaşlı, yoğun parfüm kokulu trafikte çok sayıda türbanlı kadın görmeye başladım. Düz vites olsa bu acemi sürücü ablalar ve teyzeler , oğlanlar ve amcalar ve dedeler araba kullanamaz ve de Türkiye tasarruf edeceği her litre benzini Yunanistan gibi (senelik 16-25 milyar dolar rafine petrol ihraç ediyor) diğer ülkelere ihraç edebilirdi. Otomatik vites çıktı araba kullanmak kolaylaştı hem akaryakıt tüketimi arttı hem de trafikteki acemi sürücülerin sayısı ve de trafik keşmekeşi de çoğaldı. Her trafik sıkışıklığında milli gelir heder oluyor ve dolarizasyon artıyor. Gönül isterdi ki Yunanistan gibi biz de milyar dolarlar seviyesiinde akaryakıtı yurtiçinde tüketmek yerine , diğer ülkelere ihraç edebilelim. Bu fazla tüketim de beraberinde dolarizasyonu getirdi. Sağolsun Çiller ve de Erdoğan da epey teşvik ettiler otomatik vitesli araçları vergisel olarak ve hatta akaryakıttan Vergi toplanıyor kasa doluyor diye Gelir İdaresi yöneticileri de övündüler bu durumla zaten Şimşek de gelir gelmez ya sigaraya ya akaryakıt vergisine ekleme yapıyor bu ise kaçak akaryakıtçıların ve kaçak sigaracıların haksız zenginleşmesine sebep oluyor . Mahfi Bey Fransa'da Almanya 'da satılan yeni model benzinli düz vitesli araçları otomobil bayileri Türkiye'ye getirmez oldu. Biz de isterdik Peugeot 308 Berline Manuelle BVM6 ileri şanzımanlı araç almayı ama getirmiyorlar.

    YanıtlaSil
  28. Kaleminize sağlık, çok bilgilendirici bir yazı olmuş.

    85 milyonluk (resmi istatistiklere dahil edilmeyen mülteci ve göçmenleri de dahil edersek daha da fazla) bir ülkede veya 20 milyonluk bir şehirde lokantaya giden insanların olması veya yollarda arabaların olması ekonominin iyi olduğunun göstergesi değildir. Günlerce süren şaşaalı Hint düğünleri sıklıkla haber olur ama aynı Hindistan'daki konutların yaklaşık %25'i bir sıhhi tesisattan ve tuvaletten mahrumdur. Dolayısıyla bir lokantadaki müşterilere bakıp ekonomi iyi demek, bir Hint düğününe bakıp Hindistan dünyanın en zengin ülkesi demek gibi hatalı bir tahlil olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru gözlemler. Hindistan benzetmesi güzel oturmuş.

      Sil
  29. Kriz olsa bile adı konulamıyor. Eskiden krizler siyasette değişim getirdiği için isimlendirilebilirdi. 94 krizi 2001 krizi vs. şimdi kriz olsa bile adını koymak mümkün değil.Mesela Mahfi hoca veya kabul gören ekonomistler dese ki: bunun adı 2024 krizidir. Nolur hiçbir şey olmaz. basın,akademi,siyaset bunu kabul etmediği sürece kriz yok olarak işler devam eder.

    YanıtlaSil
  30. Elleriniz dert görmesin Mahfi Hocam. Ülkede büyük bir kesimin anlayamadığı konuyu, herkesin anlayacağı sadelikte anlatmışsınız.

    YanıtlaSil
  31. Peki abdnin faizi yüksek olması niçin gelişmiş ülkelere para girişini etkiliyor? Abd reel faiz veriyorsa sende ona göre arttıramaz mısın faizleri?
    ———
    Hocam bir sorum var : Mesela tcmb tüm piyasadaki döviz iştahını karşılasa birde gittikçe daha düşük fiyattan fiyattan döviz satsa fiyatları aşağı çekemez mi? Mesela bazen şirketler dumpingle fiyatları manipule ediyor sonuçta insanlar sadece fiyat verirken arza talebe bakmıyor önceki fiyatlara bakıyor

    Saygılar,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ABD'nin faizi yüksek değil. Enflasyonu % 3,5 faizi de 5,5. Bizde % 50 faiz var. Sorun kurda. Eğer kur değişmiyorsa buraya getirilen dolarlar büyük para kazanıyor. Faizi artırırsak daha çok dolar gelir kur aşağıya gider adamlar daha fazla para kazanır. İhracatçı çöker.
      MB döviz satarsa kur aşağıya gider ihracatçı ihracat yapamaz hale gelir, ithalatçı da daha fazla ithalat yapar. Sonuçta yerli üretim darbe yer.

      Sil
    2. Ya faizi düşürürsek hocam, Ekim-Kasım gibi mesela % 2.5 veya %5 faiz indirimi gelebilir mi bizim merkezden? Yoksa bunun için daha çok mu erken? Sadece %2 lik bir indirim bile dövizin düşmesini engeller Carry Trade işini en azından duraklatır ama öte tarafta da KKM var. Herkes eleştiriyor ama Mehmet Şimşek'in işi gerçekten çok zor.Amerika ve Avrupa tarafı hala faiz indirimlerine başlayamadı bu gözle bakarsak en az 2 yıl var gibi görünüyor Türkiye için ama BURASI TÜRKİYE, dengeli ve stabil bir ülkeden değil dengesizlikler ülkesinden bahsediyoruz. Bizde mesela yıl sonu bir faiz indirimi gelebilir mi?

      Sil
  32. Mahfi bey şuna hiç cevabınız yok mu peki?

    Mayıs 2013'te o dönemin FED Başkanı Ben Bernanke, "Parasal genişleme programımızı sonlandırmaya hazırlanıyoruz." duyurusunu yaptığı andan itibaren; siz, "Türkiye'ye ekonomik kriz geliyor." diyorsunuz.

    11 yıl boyunca "Ekonomik kriz geliyor" demek mantıklı mı sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii var cevabım. Siz krizin ne olduğunu anlamıyorsunuz mesel bu. Çok önde olduğumuz Bulgaristan ve Romanya bizi geçeli 5 yıl olmuş. Enflasyonda dünyanın en kötü 3 ülkesinden birisiyiz. Hukukun üstünlüğü sıralamasında 85'incilikten 117'ncliğe gerilemişiz, Çin bizi geçmiş. Orta sınıf tamamen yok olmuş, eğitimde dünyada ilk 300'de üniversitemiz kalmamış, yolsuzlukta en kötü ülkeler arasına girmişiz. Bütün bu nedenlerle yatırım gelmiyor tam tersine bizim yatırımcılar dışarı gidiyor. İki yıl önce kira olarak ödenen paralar bu yıl aidat olmuş. Gençler ev alma araba sahibi olma umutlarını yitirmiş, herkes yurt dışında geçim yolu arıyor. Bunların hepsi 2013'den itibaren gerçekleşti. Ben bunları kriz olarak görüyorum. Siz kendi geçiminize bakıp bunlara aldırmıyorsanız diyecek bir şey yok. Ben aldırıyorum ve bunları kriz olarak görüyorum.

      Sil
    2. Hocam, bence adsız rumuzu ile yazan ve "11 yıl boyunca "Ekonomik kriz geliyor" demek mantıklı mı sizce?" ile size yanıt veren ve bunun gibi arkadaşlara cevap vermek sizi ve okuyanları yorar.Güneş balçıkla sıvanmaz ve bu gibi arkadaşlarla enerjinizi tüketmeyin.Herkes istediği gibi düşünsün.Siz kendi pencerinizden ve ekonomi bilimini referans alarak rastonel yorumlar yapıyorsunuz.Saygılarımla, Ertan...

      Sil
    3. (Adsız 17:29) a hendek atlatmaya çalışıyorsunuz. İşiniz zor. Kaleminize ve canınıza sağlık hocam.

      Sil
  33. Abd faizi arttırdığında yurtdısında dolaşan dolarları Abd'ye çekiyor sonra aynen bugün merkez bankasının yaptığı gibi enflasyon artmasın diye piyasadan çekiyor. Neticede rezerv paran varsa masanın üzerinde daha fazla seçeneklerin oluyor.

    YanıtlaSil
  34. Hocam elinize saglık ...turkiye orta gelir tuzagına düşmek bir yere belkide saplandı..gelir eşitsizligi felan hepsini geçtim beni geceleri uyutmayan aklimdaki sorular şunlar..tuik verilerine göre evlenen 3 cifitten 1 i boşaniyor insanlar öz cocuklarını katlediyor sokakta cıplak gezen vatandaslar,gençler sokaklarda madde alarak uyuyor evebeynleri depresanlarla uyuyabiliyor..toplumsal ahlak iyiden iyiye çokuyor...sizde cevabı varmı bilmem ama bu ne krizi diyenlerinde sokakta rahat yüruyemiyecegi mallarına hukmedemeyecekleri gunlere cok uzak degiliz gibi geliyor ,bu ekonomik krizin yaratigi sosyoljik bunalim bu tranvadan cıkış nasil olacak asıĺ bunu konuşmamiz gerekmezmi okullar sokaklar parklar hicbir yer guvenli degil artik cıkamayacaksak 3 5 sene sonra neolur halimz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru ekonomik, sosyal ve siyasal politikaları uygulamazsak böyle devam ederiz.

      Sil
  35. Hocam öncelikle yazınız için teşekkürler güçlü ekonominin sırrı kentten köye göç diye düşünüyorum yani tarım ve hayvancılık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tek başına yeterli olmaz ama önemli bir katkı gelir.

      Sil
  36. Mahfi bey sanki sizi (ve genel olarak iktisatçıları) eleştiriyormuşum gibi görmeyiniz lütfen.

    Size şimdi sorduğum soruyu kim bilir siz kendinize ne kadar çok sormuşsunuzdur, eminim:

    Ekonomik kriz tanımınızı idealist buluyorum. Yani, iktisattaki "belirlenmiş kriterler" aslında idealler. "Ekonomideki gidişat eğer bu kriterlere uygun değilse, ekonomik kriz var." diyorsunuz. (Yanılıyorsam, lütfen düzeltiniz.)

    Gelgelelim, sıradan vatandaş ise, eğer işten çıkarılmıyorsa, eğer işsizlik artmıyorsa; "ekonomik kriz yok" diyor.

    Bu durumda:

    "İktisattaki kriterler" ile "sokaktaki vatandaşın hissettikleri" birbirleriyle uyumlu olmadığına göre, bu çelişki hep sürüp gidecek mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah, eleştiriyorsunuz diye görsem de haklısınız derim. Çünkü benim kriz tanımım ekonomistlerin veya ekonomi biliminin kriz tanımından çok farklı. Ekonomide kriz dendiğinde genellikle ekonominin küçülmeye gittiği, işsizliğin arttığı, deflasyonist bir ortam anlaşılıyor. Ben biraz daha geniş bakıyorum. Hukukun üstünlüğünün kalmadığı, demokrasinin rafa kalktığı, eğitimin bozulduğu, akıl dışılığın gündemi oluşturduğu bit ortamı kriz olarak niteliyorum. Çünkü böyle bir ortam genellikle ekonomide de kriz yaratıyor.
      Vatandaş bunlara pek aldırmıyor. Bir işi ya da geliri varsa mevcut ortam ne olursa olsun kriz olarak algılamıyor. Siyasetçi de bunu kullanıyor ve algıya dayalı gerçek ötesi (post truth) politika yürütüyor. Oysa gelişmiş ülkelerde vatandaş bu saydığım konularda çok daha hassas olduğu için bunu yapmak bizdeki kadar kolay değil.

      Sil
  37. hocam emeğinize sağlık,ben esnafım(kobi) biz artık tasarruf edemiyoruz günü kurtarıyoruz,geçmişte kazandıklarımızla avunuyoruz.geçmişte yaptığımız tasarruflar bizi motive ediyor rahat şekilde yaşamamızı sağlıyor.Ekonomi benim için tasarruf etmek demektir bir ekonomide tasrruf olmuyorsa,şirketler ve şahıslar tasarruf edemiyorsa harcar oda ekonominin top attığına işaret,kimle konuşssam dükyan alamam,ev alamam,arsa alamam harcayım diyor.Biz tasarruf edemediğimiz için başka ülkenin tasarrufunu talep ediyoruz çok zor bir durum.Bazı sektörlerde iş var evet ama tasarruf yapılamıyor.Bazı iktisatçılar kriz olmadan bu işe çözüm olmaz diyor,herhalde oturup krizmi bekleyecez bunuda anlamak zor.Bu ifadeye katılıyormusnuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben kriz olmadan çözüm olmaz tezine katılmıyorum. Olur ama maalesef bizim siyasetçilerimiz hataları tekrarlıyorlar ve krizden çıkış olanağı azalıyor.

      Sil
  38. Şimdi troller, Arjantin'de de kriz olmadığını iddia eder 😀

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oranın da trolleri var ve Arjantin'de kriz olmadığını iddia ediyorlar. Aynen bizdeki gibi orada da sokak röportajları.

      Sil
  39. Diiiiiinnnn... Ezzzaaannn... Bayrakkkk derler geri kalan 60 milyonun oyunu cepler yine iktidarda kalırlar. Boşuna yoruyorsun kendini üstad. Hayat kısa Bi cacık olmaz bu ülkeden.hayatını yaşa geç.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okadar dogruki yaşanmiyor artik sadece gün dolduruyoruz gibi hisetiriyor artik

      Sil
  40. Kitle asla değişmiyor Sayın Hocam.Telefonu çıkar , kafeler dolu yollar araba dolu vs.İki bardak çayı lüks görenlere kriz anlatmak deveye hendek atlatmak ile aynı olduğunu düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen arkadaş. Sık sık telefonunu cikar diyor özellikle hükümet trolleri. Ayni trol sunu düşünmüyor peki cikar dedigin telefonu biz mi üretiyoruz yoksa dış borç stokunu arrirma pahasina ithal mi ediyoruz. Hep sonuca bakan ama o sonucun hangi yollardan sağlandığını düşünmeyen sorgulamayan bir toplumuz.

      Sil
  41. hocam avm ve cafelerdeki doluluk orani ekonomide bir gostergeolmadigini nasil anlatabiliriz? buz daginin gorunen yuzu insanlarimizin tehlikeyi anlamasina yetmiyor maalesef. herkes ekonomist, halbuki ekonomi bir bilim dalidir. Ek olarak AVM`lerin ekonomimizi uzun vadede ciddi olarak kotu etkiledigini dusunuyorum hocam, tekellesmenin onunu aciyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ana caddeler, avm ve büyük meydanlardaki lokantalar istanbul yeme içme sektörünün yüzde 8 ile 9'u civarıdır. dükkanlarının kirası da aşırı yüksektir. yeme içme sektöründe uzun yılların getirdiği birikimi olan, ya da büyük sermaye desteği bulunan kurumlar bu mekanların sahipleridir.

      yeme içme sektörünün yüzde 90 ı ara mahallelerde, sanayi sitelerinde, büfelerde, iş hanları içinde, kenar semtlerde, esnaf mekanlarında olur. hayatınız boyunca görmüşsünüzdür, bunların da dükkan sahibi olmayanları hızla kapanır, el değiştirir, dükkanları ekseriyetle boştur, fiyatları rekabetten dolayı kazançlı olmaktan uzaktır. Köftecidir, bir bakarsınız döner ekler, bir bakarsınız, kapanır çiğ köfteci olur, bir bakarsınız çiğ köfteci gider baklavacı olur, sonra yufkacı olur, sürekli değişir.

      bir de kiraya verilmeyen dükkan sahiplerinin al-sat gıda işine girmesi vardır. dükkanı kiraya verilemez, emeklidir, vakti vardır, aradaki sürede 40-50 bin lira ile ufak tefek gıda satışı yapar, veya bir döner ustası bulur, öğle saatleri iki masa 6 sandalye ile döner satar, yan sokaktaki lokantanın da işini bozar.

      böyle anlatabilirsiniz, görebilirsiniz. dediğiniz gibi o meydan yeme içme yerleri buz dağının görünen kısmıdır.

      Sil
  42. Hocam konudan bağımsız bir şeyi çok merak ettim Milli Mücadele de görev yapmış Cafer Tayyar Eğilmez le bir akraba bağınız var mı?

    YanıtlaSil
  43. Hocam, ortalama bir vatandaş, bugün 3 milyon lira olduğu için alamadığı evi 3 yıl önce de 300 bin lira olduğu için alamıyordu ve hayatı boyunca da alamayacağını hissediyor. Bu yüzden, bu gelişmeleri bir kriz olarak görmüyor.

    YanıtlaSil
  44. İşin kötü tarafı bu durum sürdürülebilir. 25 milyon 85 yerine tüketir yaşar. Biz de sürünürüz.

    YanıtlaSil
  45. Mahfi hocam bizim millet kriz deyince 2001 krizi gibi bir anda dövizin fırladığı, firmaların battığı, insanların işsiz kaldığı bir ortam bekliyor. Bu olmayınca kimse kriz olduğuna inanmıyor. Mesela 50 sene sonra bile 2001 krizi deyince herkes kabul eder, literatüre geçmiş. Ama şimdi 2018 krizi desek mesela 2018'de kriz mi vardı derler. Benim sorum şu, bu hükümet döneminde 2001 krizi gibi bir çöküş yaşar mıyız yoksa Türkiye artık o kadar kötü bir duruma düşmeyecek kadar güçlendi mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece daha büyük bir ekonomi oldu. Biliyorsunuz büyük geç batar ama batarsa kötü batar.

      Sil
  46. Hocam, hukumet neden uluslararası sıralamalarda GSYH büyüklüğü açısından 17'nci sıradan geriye düşmemeye çalışıyor? :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başarılı görünmek için elde bir tek o kaldı da ondan.

      Sil
  47. Hocam en düşük yüzde 20 3100 dolar gözüküyor. Bu 100.000 lira gelir/maaş demek. Ülkede memurdan tut beyaz yakalıya, asgari ücretliler vs. yüzde 20’den çok daha fazlaymış gibi geliyor. Kişi başı gelir farklı bir hesap mı yoksa?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdi anladım hocam. Durum çok vahim o zaman ülkenin yüzde 80’i 1000 dolar altı aylık gelire sahip.

      Sil
  48. bu icat edilmiş bir kafa yapısıdır hocam, yani toplum mühendisliği uygulanmış bir kafa.

    size her yerde söylenmeyen, farklı bir misal vereyim, gerçeklerden nasıl kopmuş bir yapay zihniyet ile karşı karşıya olunduğu bilinsin.

    osmanlılar, 457 yıl boyunca istanbul'un fethini kutlamadı. öyle bir kutlama yoktu.
    1910 yılında ittihatçılar bu kutlamayı icat ettiler. bugün istanbul'un fethini kutlamayan yok.
    osmanlının kendisi, fethedenin kendisi, bunu kutlamamış,
    450 yıl sonra, osmanlıyı batıran politikacılar icat etmiş.

    daha ileri gidelim, osmanlının kendisi, istanbul'a ittihatçıların istemediği tüm etnik milletlerin ustalarını, yeteneklerini davet etmiş, ittihatçılar ve günümüzde yaratılan takipçileri onları kovmuşlar.

    bu kafalara birileri "ne krizi" diye üfürürse, sesi o üretilmiş milyonlardan çıkar, normaldir.

    propaganda ile yaratılmış zihinlere bilim veya mantık ile cevap vermek abestir.
    sizin mesajınız elbette mantıklı ve rasyonel düşünen kimseler içindir. emeklerinize sağlık.

    dw*!m&DD3yRz0qIZ

    YanıtlaSil
  49. Aylık gelirim 65.000₺ (yaklaşık 2.000$). Yıllık 24.000$ ile en yüksek gelir grubunun hemen altında ancak 4 kişilik aile için 61.788₺ olarak açıklanan yoksulluk sınırının da hemen üzerinde. Bence ilk %20’nin de büyük bölümü krizden oldukça etkileniyor. Belki ilk %10 nispeten az etkileniyordur. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kişi başına 26bin, yani 4 kişilik aile için yıllık 104bin.
      Sizin geliriniz en zengin yüzde 40 içine girmiyor.

      Sil
    2. Evet farkındayım. Söylemek istediğim altlarda da olsa en zengin %20’nin içinde bile iş 4 kişilik bir aileyi geçindirmeye gelince yoksulluk sınırına düşüyorsunuz. Yani orası bile krizden oldukça etkileniyor belki de en zengin %5 veya %10’un durumu daha stabil (hatta belki kazançlı) kalmıştır.

      Sil
  50. Değerli yazınız için teşekkürler Mahfi Bey. Bir ricam var, tabloyu tek bir yıl olarak yayınladığınızda, gelir dağılımı nispeten statik bir görüntüye bürünüyor, bunun yanına ekonomik olarak daha adil bir dönemin tablosunu (örneğin 2010, 2011 yıllarının) koyup karşılaştırma yapıldığında bozulmanın ve kaynak transferinin boyutu ve vehameti daha iyi kavranabilir diye düşünüyorum. Bir de bu 5’li sınıflandırma en üstteki %20 nin kendi içindeki çok büyük farkları gizliyor, şunu en üstteki yüzde 1 ya da 5 olarak kırıp yayınlasalar da nerede yaşadığımızı tam bir anlasak. Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçmişte birkaç yıllık da yayınlamıştım. İleride yine öyle yaparım. 2023 bir çıksın bakalım.

      Sil
  51. Hocam koyduğunuz tablodaki bir tanım sıkıntısı var. Eşi çalışmayan 2 küçük çocuğu olan adam yılda 200bin dolar kazanıyorsa kişi başı en fazla gelir elde edilen kısma 4 kişi olarak mı yazılıyor yoksa adam 200 bin dolar gelir ile en fazla gelir elde edilen grubuna yazılıp eşi ve çocuklar gelirleri olmadığı için 3 kişi olarak en az gelir elde eden grubuna mı giriyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kişi başına geliri (yıllık) 200.000 dolar olan kişinin eşi ve çocuklarının geliri olmadığı için o ailede kişi başına gelir (200.000 / 4 =) 50.000 dolar olarak hesaplanır.

      Sil
  52. Hocam 48 laws of power gibi kitaplar hakkinda ne dusunuyorsunuz? :)

    YanıtlaSil
  53. Sayın hocam, kırsalda ve küçük şehirde yaşayanlarla, büyük şehirde yaşayanların satınalma güçleri çok farklı. Kırsalda 10 bin TL emekli maaşı iyi bir gelir. Seçim sonuçlarında bu hala çok etkili.

    YanıtlaSil
  54. En büyük kayıt dışılık enflasyon. Enflasyon sebebiyle kimse kazanmıyor sadece kazandığını sanıyor. Çünkü enflasyonist ortamda alış satış farkında kazancı, maliyet artışından dolayı enflasyona gidiyor. Bankalar dahil özkaynağını enflasyon karşısında arttırabilen yok. Herkes enflasyon karşısında özsermayesinin yani varlığının eriyişini izliyor.

    Seçim vaatleri ,eytliler, Göçmenler, bankamatik kamu personelleri, işkur destekleri derken devletin maaş ödediği insan sayısı 30 milyona dayanmış. Vatandaşın elektrik faturasının bile büyük bölümünü devlet ödüyor. Merkez parayı basıyor, halka dağıtıyor para, pul oluyor.

    Yumurta üreten yok, sebze meyve üreten yok, hayvancılık tarım bitmek üzere, kıymanın kilosu 20 dolara gelmiş. Böyle bir ülkede enflasyon düşer mi?

    Devlet ekonomik olarak kendini küçültmezse bukadar insana para dağıtma işinden vazgeçmezse kimse üretime yönelmez. Üretim olmazsa enflasyon düşmez ekonomi düzelmez.

    Sopa zoruyla enflasyon düşmez. Piyasada fiyatlar arz ve talep dengesiyle oluşur.Arz yok, yani üretim yok ama talep çoksa enflasyon olur.

    YanıtlaSil
  55. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  56. Hocam bahsettiğiniz burjuva sınıfı da zorluk çekiyor aslında. Sadece çektiği sıkıntının boyutu farklı. Bir taraf faturalarını ödemekte zorlanırken diğer taraf çocuğunun özel okul parasını ödemekte zorlanıyor. Ama kriz aslında herkesi etkliyor.

    YanıtlaSil
  57. Bu durum gören gözlerin malumuydu, siz emek verip bir de rakamlarla ortaya net bir resim koymuşsunuz. Fakat anlamak istemeyenin gözüne soksanız görmüyor. 35 yıllık devlet memuru altında 96 model bir ladaya biniyor ve gelir adaletsizliğinden bahis açılınca kolunda milyon dolarlık saat taşıyan adamları, çocukları milyonlarca liralık arabalara binen bürokrat ve siyasetçileri kırk dereden su getirip, polemik ve safsatalarla sonuna kadar savunuyor. Karşısındakini bezdirip susturunca da bıyık altından gülümseyerek küçük zaferinin tadını çıkarıyor. İki dakika durup ben 35 yıllık emeğimle neden bu durumdayım diye hiç ama hiç sormuyor. Yıllardır çocuklarını bir kere lokantaya götüremeyen adam utanmadan bir akşam yemeğinde milyonluk hesap ödeyenleri savunuyor. Bunları neden anlattım. İnsan bunları görünce umutsuzluğa kapılıyor. Bu topraklarda güneşin yeniden doğacağına, yağmurun herkesin üzerine yağacağına, herkesin çalıştığı ve çabaladığı oranda toprağını işleyip tohumlarını yeşerteceğine, herkesin bahçesine baharların geleceğine inancı giderek zayıflıyor. Ancak sizin bu tüm yıldırma ve yıpratma faaliyetlerine rağmen bitmez tükenmez anlatma, açıklama ve aydınlatma çabanız, karanlık göklerde bir yıldız gibi parlıyor. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Kimse zorlamasa da gerçeğin peşinden koşmak gibi zor bir misyon edinmişiz. Yapacak bir şey yok.

      Sil
  58. Erdoğan Akgül31 Mayıs 2024 10:39

    Hocam selamlar, borsaya yeni girecek bir kişiye ne gibi tavsiyeler verirsiniz ? Kitap, belgesel, youtube kanalı, herhangi bir kaynak önerirseniz sevinirim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Borsa benim uzmanlık alanım değil ama size Murat Sağman'ın Borsada Oynanmaz adlı kitabını okumanızı öneririm.

      Sil
    2. Erdoğan Akgül31 Mayıs 2024 18:39

      Teşekkürler hocam

      Sil
  59. Hocam, kafelerin dolu olmasında şuda etkili, insanlar 15-20 yıl öncesine kadar evlerinde birbirini ziyarete gidip sohbet ediyordu, artık evle küçüldü, zincir cafeler sayesinde, süre baskısı olmadan oturup, sohbet etmek imkanı var. Bu da kişi başı ortalama makul bir fiyatla.

    YanıtlaSil
  60. Hocam oran 35 e 50 olamalı

    YanıtlaSil
  61. Hocam finansal aktivitelerdeki yeni trendi nasıl değerlendiriyorsunuz?

    YanıtlaSil
  62. öncelikle bu tür bilgilendirmeler için teşekkürler hocam. çevremizdeki çoğu kişi aynı şeyleri söylüyor, "bu ülkede kriz yok, her yer dolu" diye. aşağı yukarı sizin söylediklerinizle açıklamaya çalışıyorum ama, sabit fikirlilere anlatmak gerçekten çok zor. Örneği Ankara'dan veriyorum. Yaklaşık nüfus 6 milyon, bunun %10 u yüksek gelirli, zenginlerden oluşsa 600 bin kişi eder. Ankara'daki avm ve restorant-kafe gibi yerlerin çoğunu bu kesim dolduruyor, ancak bir kesim de var ki, akşam pazarın dağılmasından sonra satılamayan sebze ve meyveyi topluyor. AVM ve cafeleri dolu görünce 6 milyon kişinin aynı şartlarda yaşadığı düşünülüyor. Bütün dünyada enflasyon var diyerek savunmaya çalışanlara ise, gıda enflasyonu tüm dünyada düşerken bizim ülkemizde anormal derecede artıyor diye örnekliyorum. Bu işin başlangıcı ünlü "ekonomistimizin" NAS politikasından başka bir şey değil. %100 lere varan enflasyon varken, %8,5 larda olan politika faizi nedeniyle her şey suni bir artış gösterdi ve artık geri dönülemiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlatmak çok zor biliyorum. İstanbul'da deprem olacak, evlerin çoğu yerle bir olacak meselesini de anlatamıyorsunuz. Kader deyip geçiyor. Bilimin yerini inanç aldığında anlatmak kolay değildir.

      Sil
  63. Türkiye yılın ilk çeyreğinde % 5,7 büyümüş. Ama büyüme kompozisyonu ağırlıklı olarak seçim ekonomisinin getirdiği tüketim odaklı görünüyor. Seçimler hep hükumetin işine gelmiş demek ki. Para dağıt o para tüketim harcamalarına gitsin. Ancak şu hep unutuluyor. Türkiye 90 li yıllarda hatta 80 li yılların ikinci yarısında da yüksek enflasyonla büyümüştür. Türkiye ekonomisini mikro iktisadi bazda düşünelim bir an için. Bir işletme 2023 yılının tamamında 100 adet mal satmış olsun. Ve o malın ortalama fiyatı 100 tl olsun. Yil sonunda o işletmenin cirosu 10.000 tl olur. Aynı işletme 2024 yılında bu sefer aynı maldan 60 adet satıyor yani satış hacmi düşüyor ama aynı malın fiyati 100 tl den 170 tl ye çıkıyor. Böylece işletme nin cirosu satış miktarı düşmüş de olsa 112000 tl ye çıkıyor. Dolayısıyla enflasyonlu büyüme yaşanıyor. Haliyle satılan mal hizmet hacmi artmadığı icin işletme istihdam ve yatırım artışına gitmiyor. Hele de aynı süreçte kurlar da enflasyona paralel yükselmeyi bu a artan bütçe açığı cari açık tasarruf açığı eşlik edince de zamanla kur şoku yasaninca da enflasyonla büyüme hızla küçülmeye slumpflasyona ya da durgunluğa stagflasyona dönüşüyor. Bence yine aynısı olacak. Nisan ayı dis ticaret açığı 10 milyar dolara yakın oldu. Yakında cari açığın yine yeniden hızlandıginı görebiliriz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu hep böyle zaten, Türkiye tüketerek büyüyor.

      Sil
  64. Hocam öğrendikçe üzülüyor, üzüldükçe öğreniyorum ve emekleriniz için tekrar tekrar teşekkür ediyorum ve Türk Milleti olarak, bir yol haritası sunacağınız ve çocuklarımıza da ileride okutacağımız ekonomi ve hayat üzerine eser yazmanızı isteriz. Siz yazın ki yarın karanlığı aydınlık olarak yutmasınlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla yazdım zaten: Yapısal Reformlar ve Türkiye (Remzi Kitabevi Yayını.)

      Sil
  65. Hocam polisiye romanlarınızın tadı damağımızda kaldı. Sizin yazılarınızı ve kitaplarınızı okumaya başladıktan sonra ekonomi ilgimin yanı sıra kara roman ve polisiye türünü de büyük bir ilgiyle takip etmeye başladım. Beğendiğiniz sıra dışı bulduğunuz polisiye romanları incelediğiniz bir yazı eklemeyi düşünür müsünüz çünkü böyle bir yazıyı sizden okumak okurlarınıza büyük keyif verir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Ara sıra kitap yorumlarımda yazmıştım. Yine yazarım. Sevgiler

      Sil
    2. Hocam polisiye olarak yerli yazarlardan ahmet ümit osman aysu meral kır begenir misiniz. Yabanci polisiye yazarlarindan john verdon, jo nesbo, tess geritsen, mario mazzanti ve agatha cristie nasil buluyorsunuz. Saygilar.

      Sil
  66. Düşüncelerinize katılmakla beraber, fiiliyatı yaratanın, insanların geleceklerini ipotek altına alarak gelecekte kazanacakları gelirlerini kredi kartları ile peşin veya taksitle harcamaları olduğunu düşünüyorum. Toplum tüketime alıştırıldı, gördüklerimizin zaman zaman sadece kuru kalabalık olduğunu ve eskisi gibi rahat alışveriş yapamasa da o atmosferden çıkamayanlar olduğunu düşünüyorum. Orta gelir grubunun geliri ciddi anlamda alım gücü kaybetmesine rağmen şu an da kazanımlarını tamamen kaybetmemek adına hala eski alışkanlıklarını sürdürmeye çalışıyor...uzatmaları oynuyor olabiliriz.

    YanıtlaSil
  67. Sayın hocam söylemleriniz sonuna kadar doğru, sürekli belirttiğiniz gibi özellikle eğitimde ki tahribat inanılmaz boyutta , Başkentin göbeğinde Cumhuriyetin ilan edildiği binaya 1000 adım mesafede orta okul seviyesine gelmiş okuma yazma bilmeyen öğrenciler var, inanmayanlar olabilir semt pazarında alış veriş yaptığım esnaf dostum oğlunun lise 2 sınıfta olduğunu ve okuma yazma bilmediğini söylüyor

    YanıtlaSil
  68. TCMB dolar almayı bırakıp satmaya başlarsa bütün piyasa peşine takılır dolar 2021 de ok gibi çıkdığı gibi ok gibi iner 50% faizli TL ile bu yapılır deflasyon olup mal fiyatları TL olarak yarıya düşer fakat önemli olan miktardır mesela evinin arabanın fiyatı yarıya düşse ne olacak satarsan alıcağın şeyin fiyatıda yarıya düşmüş olur o zaman bir sürü sorun halledilmiş olur mesela emekli ve asgari ücretlinin alım gücü 100% artar ve iki grupda açlık sınırının üstünde maaşa kavuşmuş olurki ülkemizde en büyük sorun bu ve deflasyon oluştuğu için arkasından reformlar yapılırsa enflasyon tarihe gömülür bence şu anda fırsat var fakat cesaret varmı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB başkanı hala KKM yi düşünüyoruz diyor TCMB doları olduğu yerde tutarsa KKM bozulmaz sabit duran varlıklar aşağı veya yukarı bir müddet sonra mutlaka hareket eder ve şu anda piyasa doları belirli bir süre sonra yukarı çıkacağını fiyatlıyor bu sebeple KKM bozulmuyor bozmanın tek yolu dolar almayı bırak ve piyasadaki yukarı çıkacak algısını bozmak için biraz sat bak ne olacak amaç Türkiyeyi kurtarmak ise aptalca NAS-KKM-CARRYTRADE uygulamalarını denemekden daha doğru gerçekçi bir piyasa hareketi kısa pozisyon açmak(short) daha öncede yapdınız 2002-2008 arasında fakat o zamanki AKP hükümeti reformlar yapmadığı doları film izler gibi seyrettiği için 2008 den sonra 1.15 den 32.5 a kadar çıkdı şimdi önünde bir fırsat var 2021 de NAS ile müteahhidleri zengin etmeyi düşündüğün gibi ezilen halkı düşün biraz cesaret ha gayret.

      Sil
    2. DXY dolar endeksi düşüş trendinde 2 ay sonra 100 seviyesindeki direncine geldiğinde eğer fed faizleri düşüceği sinyalleri verirse DXY düşmeye başlar ve dolar değeri düşmeye başlar rahatça USD/TL düşüş trendine sokulur eğer fed faizleri indirmeye başlarsa 90 seviyesine sonra 80 seviyesine bir-iki yılda düşebilir ayni olay 2002-2008 arasındada oldu 2008 de DXY 70 e kadar düştü 1 dolar=1.15 TL olmuştu şartlar USD/TL aşağı diyor.

      Sil
    3. USD/TL düşüşünü tetiklemek için bir olay olması lazım mesela CB çıkıp bundan sonra çok tasarruf yapacağız örnek olarak ilk ben başlıyorum çankaya da çalışacağım bütün gereksiz itibar nesnelerini satışa çıkarıyorum bütün devlet bana uyacak gereksiz bir kuurş harcamayacak varlıksız kesimi refaha ulaştırmak için herşeyi yapacağız ve varlıklı kesim de bu ülkede para kazanıyor bu sebeple elini taşın altına koyacak engelli maaşı 2 bin 797 TL yani 86 dolar olacak şey değil yaşaması imkansız çok kazanan ile çok az para alan arasındaki uçurum kapanacak diye bir konuşma yapabilir ki CB nı bu uçurumun nasıl açıldığını zaten daha önce açıklamış fakat mani olamamış CB nının samimi açıklamasına ülkemiz insanları inanıyor ve gerekeni yapacağını düşünüp kendisine başarılar diliyorlar.
      https://www.youtube.com/watch?v=pzymE4VuiBk

      Sil
    4. *USD/TL 2-2001 0.67 TL den başlayan yükselişini 10-2001 de 1.71 TL ye kadar sürdürdü sonra 2001-2008 arasında 6 defa düzeltme yapdı her seferinde 1.30 TL de direnç oluşdu son düzeltme 2006 haziranda başladı 16 ayda USD/TL 1.75 TL den 1.15 TL ye düşdü 35% düzeltme oldu
      *10-2008 de 1.15TL den 13 yıl sonra 9-2021 8.35TL ye geldi
      *9-2021 de yapılan hatalarla 4-2024 de 31 ayda 33 TL de zirve yapdı USD/TL 33 TL den sonra yükselememiş ikili tepe yapmış bu yükselişin son bulduğunu geri çekilme ile düzeltme yapması gerekdiğini gösterir üçlü tepe yapıcakken TCMB müdahaleleri ile üçlü tepe görüntüsü tamamlanmadı düzeltme olursa çok sert çıkışın sert düzeltmesi olabilir 38% düzeltme ile 20-22 TL ye inebilir.
      *CB geri plana çekilip karışmazsa TBMM içinde partiler demokratik olarak istenen ve desteklenen reformları yapıp uygularlarsa tüketim ekonomisinden üretim ekonomisine geçip cari açık cari fazlaya çevrilirse USD/TL düşüşünü yapar fiyatını bulur ülke reformlarla krizden çıkar gelişmiş ülke olma yolculuğuna çıkarız.
      *2017 referandumu sonrası 2018 de CB seçimleri ile USD/TL yeni bir yükselişe başladı referandum olmasaydı 2014-2015-2016-2017 yıllarındaki yükseliş ivmesi devam etseydi USD/TL bugün 8 TL idi
      *9-2021 de iktidar hatalar yapmasa idi USD/TL 2018 de başlayan yükseliş ivmesi ile yükselseydi bugün USD/TL 11.67TL idi
      *kriz=bir ülkenin para birimi hergün eriyorsa o ülke krizdedir o ülke yönetilemiyor yönetim zaafiyetindedir.

      Sil
    5. Dolar kuru dis etkilerden cok icsel etkilerle iner veya cikar . Dolar endeksi hareketleri ile bizim piyasadaki dolar kuru hareketleri arasindaki korelasyon zayıfladı çünkü piyasalarda yabanci sermaye hacmi 5 10 yil önceki kadar yüksek değil. Ayrica hem genel borc stokumuzdaki dolar hacmi yuksekligi olsun kisa vadeli dis borç kompozisyonun agirlikli olarak dolar olmasi ic borç stokunda da dolara endeksli hacmin giderek artıyor olmasi cari acik ve en önemlisi dolarin uzerinde birikmis olan ciddi enflasyon farki ve buna ragmen halen kurun baskilaniyor olmasi dolar tl paritesinde gerileme degil ciddi bir yükseliş olabilecegini ortaya koyuyor. Sadece abd ye bakarsak 2018 de de dolar endeksi guclu değildi 2021 de de guclu degildi fakat dolar kuru güçlü ataklar yapti. En az o dönemki kadar yukari yönlü atak yapma riski taşıyor dolar kuru.

      Sil
  69. Mahfi Bey, ben 36 yaşında 10 yıllık bir kamu çalışanıyım. Şu ana kadar emekli babamın da desteğiyle aldığım evim ve arabam var. Bunlara sahip olmam şu anda benim için büyük bir nimet. Çünkü bunlar olmasaydı maddi olarak çok zor durumda olurdum. 5-10 yıl önce paramızı biriktirelim, bir yatırım yapalım(ev-arsa-araba) düşüncesindeyken şimdi Allah ne verdiyse harcıyorum. Çünkü birikim yapsam bile bir yere varamayacağımı biliyorum. Yaşlandığımda param olsa da gençliğimi bulamayacağımı biliyorum. O nedenle kendime, aileme birikim yapma derdine girmeden, her imkanı son kuruşuna kadar sağlamaya çalışıyorum. Bunu şunun için anlattım; kafeleri, restoranları, AVM'leri dolduran insanların bir kısmı da bu düşüncede olabilir.

    YanıtlaSil
  70. İstanbul boğazının bitişik çevresindeki ilçelerin nüfus sayısına bakarak yüksek gelirlilerin sayılarını çıkarmak daha bilimselce olabilirdi.

    Istanbulun zengin semtlerinin nüfusu (2023 sayımı):
    Üsküdar:517.348
    Kadıköy: 467.919
    Sarıyer: 344.250
    Şişli:264.736
    Beykoz:245.647
    Bakırköy:220.476
    Beşiktaş:169.022
    Adalar:16.325

    Gelirdeki en yüksek paya sahip oranların sayısı toplamı: 2.245.723 kişi.
    Yani ülke nüfusunun %2,6 sı.

    Ankara ve İzmirde de zengin semtleri var. Ama genelde bu kişiler zengin olduğu için bir ayakları aynı zamanda İstanbulda da oluyor. Yani çoğunlukla Istanbul'da da ikamet ediyorlar. Dolayısıyla onları da bu sayıya dahil edebiliriz.

    Yani bence yüksek gelirlilerin sayısı 17 milyon değil.

    Keşke 17 milyon olsa...

    YanıtlaSil
  71. Sayın hocam, sokak röportajlarında, Almanya ve Avrupa'nın diğer ülkelerinden gelip Avrupa'da da kriz var, siz burada bizden daha iyi yaşıyorsunuz demelerini nasıl değerlendiriyorsunuz.



    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu diyenlerin yanından hızla ayrılın. Ya sizinle dalga geçiyordur ya da zeka sorunu vardır.

      Sil
  72. Sizce bu yüzde 20 lik üst kesimi hangi çalışan grup oluşturuyor memurlar mı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İş insanları + esnaf + yüksek ücretli üst yöneticiler + futbolcular

      Sil
  73. Hocam, niye psikoloji veya insan dogasi hakkinda daha fazla kitap okumuyorsunuz? :) Psikoloji ve insan dogasini iyi anlamadiginiz surece yazdiginiz yazilar amacina ulasmayacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben okuyorum da benim yazdıklarımı anlayıp uygulaması gerekenler okumadığı için sorun çıkıyor.

      Sil
  74. Merkez bankası, dolar alımı yapma konusunda çok ağır kalıyor. Doları çok daha hızlı yükseltmesi gerekir. Nerden anlıyoruz? Nisan ayı dış ticaret açığı 9.8 Milyar dolar olmuş. Yani Merkez bankasının dolar alımını yeterince hızlı yapmaması sebebiyle 9.8 milyar dolar daha kaybettik.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merkez Bankası'nın kur konusuna hiç karışmaması lazım. Başkasının parasının değerini başkasının müdahalesi belirleyemez.

      Sil
  75. Artık A.I. her şeyi çözdüğüne göre, okullara gerek var mı?

    "Öğretmenlik" mesleğine günümüzde gerek var mı Mahfi bey?

    Hem böylece öğretmenlere maaş ödemek de ortadan kalkacağı için ekonomideki en ağır maliyet kalemlerinden biri de sonlanmış olmaz mı?

    Ne dersiniz Mahfi bey?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence yorum yazmadan önce ya da yazıp da yollamadan önce ne yazdığınızı bir kez okusanız yararlı olacak.

      Sil
    2. Mahfi bey,

      Öğretmenlerin yaz mevsimi boyunca yatarak maaş aldığını söyleyenler de var.

      Bunları söyleyenlere nasıl cevap vermemizi önerirsiniz?

      Sil
    3. "Maaşları çok düşük olduğu için bütün bir yıl yatmadıklarına şükredin" diye yanıtlayabilirsiniz.

      Sil
    4. Okullar kapatılsa sorun çözülür mü ? Öyle söyleyenler vardı.

      Sil
    5. Okullar değil de Milli Eğitim Bakanlığı kapatılsa sorun çözülebilir.

      Sil
  76. Hocam, sizin yazdiklarini anlayip uygulamasi gerekenler anlasa bile farkli birsey yapmayacak. Insan dogasi hakkinda varsayimlariniz gercekle ortusmuyor. Varsayimlariniz cogu insanin varsayimi gibi ama bariz ve net bir sekilde tutarli degil (gorebildigim kadariyla). Umarim bunu yapici bir feedback olarak degerlendirirsiniz. Benim buradaki amacim 1. sizin dunyayi daha tutarli degerlendirmeniz, boylece daha faydali yazilar yazmaniz, cunku ben bir okurunuzum :) 2. eger amaciniz gercekten iyiyse sizin amaciniza ulasmaniz icin bilgimi paylasmak. Not. Insan dogasini ogrenmek cok rahatsiz edici, ozel hayatinizda ciddi destabilize edici etkileri olacak muhtemelen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bana birkaç örnek verebilir misiniz? Mesela benim insan doğasıyla ilgili varsayımlarım neler ve gerçekte olan durum ne?

      Sil
    2. İnsan doğasına ilişkin genelleyici yaklaşımlar bilimsel değil,neticede özsaygısı yüksek insanlar varolduğu gibi özsaygısı sıfır olanlarda var.

      Sil
  77. Hocam likidite krizi bekliyormusunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kur krizi olasılığı daha yüksek.

      Sil
    2. yukarı doğru kur krizinde seylandaki gibi olabilir bence şu andaki ekonomi yönetimi yönetirse CB karışmazsa kuru sabit tutup sonra dxy ile birlikde hareket edecekler orta vadede yön aşağı

      Sil
  78. 1-Engelli sayısı 4.876.000 kişi
    2-Kocası vefat eden dul kadın sayısı 3.155.454
    3-SED hizmetinden yararlanan çocuk sayısı 178.000.
    toplam 8.209.454 kişi
    4-sosyal yardımlardan yararlanan vatandaş sayısı 19.957.824 kişi
    toplam 28.167.278 kişi
    5-10000 TL emekli maaşı alan 6.000.000 kişi
    toplam 34.167.278 kişi
    en altdaki 20%+20%=40% 34 milyonluk gurup yukarda
    üçüncü 20% lik alt gelir gelir gurubu aşağıda bu gurubun en az maaş alanları 11-12 bin TL maaş alan emekli ler ise yaklaşık 6 milyon kişi
    6-10000 tl üstü maaş alan emekli sayısı 9.851.244 emekli
    7-SSK kayıtlı işçi sayısı 15 milyon 22 bin 900
    toplam 59.401.422 kişi
    vd. 25.958.578 kişi en üst gelir gurubu oluyor
    toplam 85.000.000 kişi
    yukardaki açıklamalardan görüldüğü gibi 55 milyon kişi nüfusun 65% i fakirlik yaşamaktadır peki neden?
    2017 referandumu sonrası 2018 de CB seçimleri ile USD/TL yeni bir yükselişe başladı referandum olmasaydı 2014-2015-2016-2017 yıllarındaki yükseliş ivmesi devam etseydi USD/TL bugün 8 TL idi referandum ile anayasanın değişmesi ile ekonomi bozuldu 32TL/8TL=4 misli USD pahalılanması alt gelir gurubunun geçimini en az dört misli ezdi alt gelir gurubu TL maaş ile yaşadığı için alım gücü en az 4 misli azaldı parlementer sisteme dokunulmasa CB geri çekilip yönetimi TBMM ne bıraksa ülkemizde bu krizleri yaşamayacakdık halk bu kadar perişan olmayacakdı.Bu hiç unutulmayacak tarih kitapları 22 yıllık AKP iktidarının halkın 65% ini nasıl fakirleştirdiğini yaşamını zorlaştırdığını yazacakdır.

    YanıtlaSil
  79. Hocam sizce ortalama bir yaşam sürmek için yeni başlamış bir müfettişin maaşı ne kadar olmalıdır
    sizin gözünüzde şu maaş ortalama bir yaşam sunar dediğiniz ücret skalası nedir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 3 büyük şehirdeyse 150bin diğerlerınde 100bin ortalama bir yaşam sunar.

      Sil
  80. Hocam enflasyonda en kötüsü geridemi kaldı?

    YanıtlaSil
  81. Hocam öncelikle halk arasında en fazla tartışılan konuyu dile getirdiğiniz için teşekkürler. Katılamayacağım konu şu ki cafeler de, restoranlarda gördüğümüz 25 milyonluk üst gelir kitlesi olduğunu düşünmüyorum.
    Ben kamu işcisi olarak çalışmaktayım kendi arkadaşlarım ve akrabalarım da hemen hemen aynı ücretleri kazanmaktayız ve şu an için alt gelir grubunu oluşturmaktayız. Üst gelir grubu kendi bütçesine göre lüks mekanları doldurur iken, orta ve alt gelir grubu da kendine göre olan cafe ve restoranları doldurmaktadır. Yaşadığım şehir(ısparta) için bunu söyleyebilirim. Çok enteresan ki alt ve orta gelir grubunun borcu çok fazla. Lakin pandemi öncesinde harcama alışkanlıkları o kadar fazlalaşmış ki fiyatlar ne kadar yükselirse yükselsin o konforlarından vazgeçemiyorlar. Peki ama bunu nasıl yapıyorlar?
    ilk olarak kredi kartı ile sadece asgarisini ödeyerek yola devam ediyorlar.
    ikinci olarak ek hesap ile en az maaşları kadar açık olan ek hesapları ile nakide sıkıştıklarında direk çekiyorlar.
    üçüncü olarak ise ve en tehlikelisi kart döndürme yöntemi ile asgari tutarı ve ek hesabı kapatamadığı zaman hemen diğer bankanın kartından çekim yaparak ödeme yapıyorlar. yine sıkışırlarsa bu kez devreye başka bir kart giriyor. Tabi ki, bu durum bir yerde kitlenecek altından kalkılamayacak bir hal alacak. Yani alt ve orta gelir de sürekli para harcamakta ama olmayan parayı harcadıkları için gelecek büyük risk altında, özellikle de bankalara bu borçlar ödenmediği takdirde büyük bir finansal kriz yaşanması hiçte küçük ihtimal değil gibi. siz ne dersiniz hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru tarafları var tespitlerinizin ama o sınırlar atık çoktan aşıldı ve iş kart borçlarını ödeme aşamasına gelip ayandı.

      Sil
    2. bu borçlar ödenmedeği takdirde bankalar açısından da finansal krız yaşanma riski nedir sizce?

      Sil
  82. Sayın Hocam, uzman doktorum. 12 aylık kiramı faize yatırıyorum kiranın yüzde 60'ını bu yolla geri çıkarıyorum. Bu devirde ev sahibi olmayı ve kiraya vermeyi hiç istemezdim. Geçtiğimiz senelerde daha hastaneye yaķın merkezi bir yerde otururken, yüzde 25'e güvenip ev sahibi ile takısştım, ben de daha uzak bor yerden ev tuttum. Dedim ki arabayla gider gelirim hem de araba sürerken eğlenirim. O zaman bu zamana benzine gelen zamlarla benim evdeki kira hesabı çarşıya uymadı mis gibi hastaneye yakın şehir içindeki evden olduk. Dahası her gün o yolu gidip gelmek arabayla benzin harcamak beni ruhen de yordu. Ben şayet ev sahibi olursam ve enflasyon bu şekilde seyrederse, 12 aylık peşin isterdim kirayı. Bu da böyle bir deneyim oldu. Gençliğimize ve de doktorluğumuza güvenip ev sahibinin evinde ucuza oturmaya kalktık ve dersimizi gördük. Meğersem enflasyon acayip.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pek çok insanın başına benzer işler geldi. Ev sahibi de mağdur oldu kiracı da.

      Sil
  83. Hocam tüik verileriyle ekonomi hızla düzeltilebilirmi?

    YanıtlaSil
  84. Trafikten tıkanmış yollar zenginlik belirtisi midir yoksa ulaşım altyapı gibi kamu hizmetlerini ihtiyacı karşılayacak şekilde sunacak kaynaktan ve planlamadan yoksun olduğumuzun göstergesi midir hocam? Ya da bi yerde oturup kahve içmek ya da bir şeyler atıştırmak lüks müdür? Bence insanların biraz da bu yönüyle bakması gerekiyor.

    YanıtlaSil
  85. Hocam enflasyonda takke düştü kel göründümü?

    YanıtlaSil
  86. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat “2024 yılının birinci çeyreğinde Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) %5,7 oranında artış göstermiştir. Böylece Türkiye ekonomisi kesintisiz büyüme performansını 15 çeyrektir sürdürmüştür.” dedi.yani 45 ay önce ağustos 2021 1 ABD doları=8.36 TL imiş şimdi 32.2TL yani 45 ayda 32.2/8.36=3.85 misli artmış yani TL 3.85 misli kısaca 4 misli erimiş
    2021 yılı gysh-806 milyar usd
    2023 yılı gysh-1100 milyar usd
    1100/806=1.36 misli artmış
    ekleyemediğim 2024 de eklersek 1.5 misli büyüdük diyelim milli para 3.85 erimiş hiç büyümeseydik paramızda hiç erimeseydi bunu yapabiliyorsanız o zaman öğünün.
    ayrıca büyüme hep tüketim sektöründe köpük büyüme.
    Ayrıca hocam 3.85 misli TL erimesinin ayni dönemdeki 1.5 misli GYSH büyümesine etkisi olmuşmudur?

    YanıtlaSil
  87. Sizce enflasyondan korunmanın en iyi yolu nelerdir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kamu açısından: Enflasyon yaratmamak en iyi korunma yoludur.
      Esnaf açısından: Maliyete gelen artışı fiyata yansıtmak.
      Kişiler açısından: Yapabiliyorlarsa gelirlerini arttırmak, yapamıyorlarsa harcamalarını kısmak.
      Birikimi olanlar için: Borsa, yatırım fonu, altın ve dövizden oluşan sepet yapmak.

      Sil
    2. Kamu açısından bu böye sonsuza kadar limiti yok çünku kamu enflasyonunu durduramazsa belli noktadan sonra kamu temerrüte düşer

      Sil
  88. ben kendimce durumu ve krizi şöyle açıklayayım,,
    çok bilinen bi sözlük var internette ben oraya girip insanlar ne yazmış ne yaşıyor girip bakarım ne zaman konu ekonomiye maaşa işe tatile vs gibi konulara gelse gelse şaşırıp kalıyorum çünkü milletin maaş skalası baya bi yukarılarda. adam yazmış geçinmek zor eşim ve ben 100.000 bin alıyoruz çocuğun okulu kira arabanın yakıtı tatil mutfak masrafı derken pek bişi kalmıyo diyor. tamam bunlar normal bi insanın karşılamakta sıkıntı çekmemesi gereken bazı ihtiyaçlardır ama ben kendi halimi düşününce nasıl yetmez ya diyorum. ben çalışıyorum asgari ücret eşim çalışıyo asgari ücret bir arabam var 2000 model (kuş değil) yakıt koyupta gezmeye gidemiyorum tatil desen hak getire yani yok müthiş bir lüks benim için market desen et yok tavuk yok ben anlamıyorum abi ben mi yönetemiyorum bu parayı yoksa gerçekten yetmiyomu diye şüpheye düşüyorum anlam veremiyorum o kadar yakınmam bundan.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!