Alman Ekonomisinin Son Durumu
Almanya, Türkiye’nin dış ticareti açısından
en önemli ülkedir. 2023 yılında toplam 255 milyar dolarlık ihracatımızın 21,1
milyar dolarlık kısmını (yüzde 8,2) Almanya’ya yapmışız. Bu miktarla Almanya, bir
numaralı ihracat ülkemiz konumunda bulunuyor. Aynı yıl toplam 361,7 milyar
dolarlık ithalatımızın da 28,7 milyar dolarlık kısmını (yüzde 7,9) Almanya’dan
yapmışız. Bu miktarla Almanya, ithalat açısından en fazla ithalat yaptığımız üçüncü
ülkedir (birinci ülke Rusya, ikinci ülke Çin.) Bu çerçeveden baktığımızda
Almanya ekonomisi bizim açımızdan çok önemli bir yer tutuyor. Almanya’da
işlerin kötü gitmesi, büyümenin düşmesi demek ithalatta da daralma olmasına yol
açıyor. Alman ekonomisinin 2023 yılında önce stagflasyona sonra da resesyona
girmesi sonucu ihracatımız 2023 yılında 2022 yılına göre binde 3 oranında
gerilemiştir.
Büyüme
Pandemiyle birlikte 5 çeyreklik bir resesyon dönemine giren Alman ekonomisi, 2021 yılının ikinci çeyreğinden sonra güçlü bir çıkış yapmış ve sonrasında uzun yıllar ortalamasına yakın bir büyüme ortalamasıyla (yüzde 2 – 3 arası) 2023 yılına kadar gelmiştir. 2023 yılının ilk iki çeyreğinde Almanya stagflasyona girmiş, son iki çeyreğinde büyüme iyice ivme kaybedince bu kez resesyona girmiştir.
PMI ya da Türkçe ismiyle Satın Alma Yöneticileri Endeksi, işletmelerdeki satın alma yöneticilerinin girdi ve mal siparişi, istihdam talebi gibi alanlardaki davranışlarını inceleyen ve buradan ekonominin üretim ve talep yönü açısından geleceğe yönelik eğilimlerini anketler aracılığıyla ölçmeyi hedefleyen ekonomik bir göstergedir. Endeks 50’nin üzerindeyse ekonomi büyüyor demektir, 50’nin altındaysa büyümekte zorlanıyor demektir, 40’ın altındaysa sıkıntı büyüyor anlamına gelir.
Grafik bize Almanya’nın 2023 yılı ortalarından itibaren büyüme sıkıntısına girdiğini gösteriyor. Mart 2024’de halen 50’nin altında olmakla birlikte PMI’daki yukarı yönlü kıpırdanma yılın geri kalanı için umut vaat ediyor.
Enflasyon
Birinci Dünya Savaşı sonrasında yaşadığı
hiperenflasyon nedeniyle enflasyona karşı en duyarlı ülkelerden birisi
konumunda olan Almanya’da enflasyon, pandemiyle birlikte deflasyona dönüşmüştü.
Ardından özellikle büyümeyi ve ekonominin canlandırılmasını sağlamaya yönelik parasal
genişlemenin de etkisiyle enflasyon yükselişe geçti.
İşsizlik
Her toplumun geçmiş deneyimlerinden gelen ekonomik korkuları vardır. Almanya’da bu korkularda ilk sıra enflasyonsa ikinci sıra işsizliktir. Her iki deneyimin de kökeni yukarıda değindiğimiz birinci dünya savaşı sonrasında yaşanan hiperenflasyonun yarattığı ekonomik tablodur.
Pandeminin yarattığı işsizlik
artışı, pandemi sonrasında azalarak 2022’de normale dönüşle sonuçlanmış
gibiyken yeniden artışa geçmiştir. Şubat 2024 itibarıyla işsizlik oranı yüzde
5,9’dur. Almanya için uzun yıllar ortalamasına bakılarak çıkarılan doğal işsizlik
oranı olarak kabul edilen oran yüzde 5 – 6 arasıdır, dolayısıyla gelinen düzey
doğal işsizlik oranı sınırları içinde kabul edilebilir.
Cari Denge
Almanya, geleneksel olarak cari
fazla veren bir ekonomidir. Bir başka ifadeyle Alman ekonomisi dış dünya ile
olan alış verişlerinde her zaman fazla verir. Bunun temel nedeni Almanya’nın
ihracatının ithalatından fazla olması yani dış ticaret fazlası vermesidir.
Her yıl yaklaşık olarak GSYH’sinin
yüzde 7,5 – 8’i oranında cari fazla veren Almanya Almanya’da bu oran, 2022
yılında yüzde 4,2’ye gerilemiş, 2023 yılında yüzde 5,4’e yükselmiştir. Son
dönemde gerek ihracatında gerekse ithalatında düşüş yaşamış olmasına karşılık
ithalat düşüşü daha fazla olduğu için cari fazla vermeye devam etmektedir.
Kamu Kesimi Borç Yükü
Kamu kesimi borç yükü, kamu
kesimi borç stokunun ilgili yıl GSYH’sine olan oranını gösterir. Euro Birliği’nin
temel göstergelerinden birisi olan kamu kesimi borç yükü için belirlenmiş
Maastricht tavanı yüzde 60’dır.
Küresel krizle birlikte gelişmiş
ülkeler borçlanmaya ağırlık vererek ekonomiyi canlandırıcı harcamalar yapmaya
giriştiler. Bu politika, ekonomiyi canlandırmaya yaradıysa da kamu borçlarının astronomik
düzeylere çıkmasına da yol açtı. Grafik, Almanya’nın, küresel krize kadar geçen
sürede Maastricht kriteri civarında bir kamu kesimi borç yüküne sahip olduğunu,
sonrasında borç yükünün hızla arttığını gösteriyor. 2010’da yüzde 82 ile
zirveye çıkan kamu kesimi borç yükü, sonrasında düşüşe geçmiş, pandemiyle
birlikte yeniden artış göstermiştir. Son iki yılda Almanya kamu kesimi borç
yükününü yeniden Maastricht kriteri düzeyine yaklaştırmayı başarmıştır.
Almanya’nın Geleceği ve Endüstri 4.0
Almanya, son dönemde yaşadığı
düşüş nedeniyle zihinlerde Japonya’nın yaşadığı durgunluğun benzerini mi
yaşayacak sorusunun gelişmesine yol açmıştır. Almanya gerçekten pandemi
sonrasından beri bir düşüş yaşamakla birlikte Endüstri 4.0 adı verilen ve
sanayi devriminin yeni aşaması olarak kabul edilen dönüşümün öncülerinden
birisi konumunda bulunmaktadır. Endüstri 4.0 bilişim teknolojileri ile sanayiyi
bir araya getirmeyi hedefleyen bir girişimdir. Bugün kullandıklarımızdan daha
düşük maliyetli, daha az enerji harcayan, daha az yer kaplayan, daha güvenilir
olan ve daha az emeğe ihtiyaç gösteren yeni nesil yazılım ve donanımla üretimi
yürütme çabasıdır. Böylece insana gereksinim duymayan bağımsız olarak kendi
kendilerini koordine ve optimize ederek üretim yapabilecek akıllı fabrikaların
üretime sokulması mümkün olacaktır.
Almanya endüstri 4.0 çalışmalarını
sonuca ulaştırdığında yeni bir çıkış yakalayarak kaybettiği yeri yeniden
kazanacak gibi görünüyor.
Grafikler için kaynak: https://tradingeconomics.com/
Hocam önümüzdeki 20 yıla baktığımızda endüstri 4.0 ın ve yapay zekanın yaygınlaşmasıyla dünya genelinde işsizlik hususunda nasıl bir durum oluşacaktır?
YanıtlaSildoğalını buldukta yapayı kaldı
Silİşsizlik niteliksiz mesleklerde hızla artacak. Analiz yapamayan, yorum yapamayan, sadece önündeki işlemi yapabilen insanların çoğu işsiz kalacak.
SilMerhaba Hocam Hayvancılık yapmaya nasıl bakıyorsunuz tavsiye eder misiniz?
SilMANUEL İŞLERİ KİM YAPACAK? KİTABINIZ SATIŞDA
SilMI?
Almanyayı kimler, niye soyuyor ?
YanıtlaSildolarla maaş alamayanlar soruyor daha iyi yaşamak için
SilŞu soruyu kendi ülkeniz için sorsanız meseleyi çözeceksiniz.
SilAlman ekonomisin türk ekonomisinin tersi olduğu söylenebilinir mi ,bide kökleşmiiş bir klişe bizim cari açığımız enerji kaleminden geliyor ,sanki onlarda enerji açığı yok ;-)
YanıtlaSilyok çünkü nükleerleri var sen yapsan nükleeri 2 günde patlar
SilBizim cari açığımız tasarruf açığımızdan geliyor. Biliyorsunuz cari açık = tasarruflar - yatırımlar şeklinde formüle edilir. Bizde tasarruflar < yatırımlar olduğu için cari açık oluşuyor.
SilCari açık, ithalata dayalı dışarıya kaynak aktaran bir ekonomi olmamızdan kaynaklanmıyor mu?
SilDeğerli yazınız için çok teşekkürler Sn. Hocam. Bu arada, tasarruf nasıl bir şeydi? Yani uzun zamandır göremeyince unutuyor insan.
Silalmanyada aktif halde calisian nukleer santral bulunmuyor tek sorunda enerji bagimliligi,su an enerjinin yuksek bir kismini fransadan tedarik ediyor,bunun tek sorumlusu yesiller ,almanyanin basbelasi
SilHocam merhaba. Almanya'nın yenilenebilir enerjiye geçiş için nükleer santralleri kapatmasını ve karbonsuz sanayi üretimi sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz? Almanya, mevcut refahından ödün vermeden bunu başarabilir mi ve Avrupa Birliği'nin lokomotifi olmaya devam edebilir mi?
YanıtlaSilTam olarak hangi aşamada olduklarını bilmiyorum ama Almanya bu açığı kapatacak bir aşamaya geçecek olmasa bu adımı atmazdı diye düşünüyorum. Belirli ölçüde kayıpları olacağı kesin.
Silhocam resesyondan çıkmanın yolu para basmak mı? resesyondan çıkmak için para basmak şart mı? başka bir seçenekleri var mı?
YanıtlaSilevet var para yakmak
SilResesyondan çıkmanın yollarından birisi para basmak ve bunları talep artışına dönüştürerek ekonomiyi canlandırmak. Ne var ki bu politika bu sefer de enflasyon artışına yol açacağı için çok dengeli yürütülmesi gereken bir politika.
SilÇok doğru bir tespit…
SilBiraz daha açayım. Yıllardır cari fazla veren bir ülke neden kaynaklarını halkı ile paylaşmıyor ? Alman emeklileri neden daha ucuz ülkeleri (Türkiye,Meksika,Arjantin) tercih ediyor ? Almanyada asgari ücrerin alım gücü çok düşük, ev kiraları asgari ücretle kıyaslandığında tıpkı Türkiye gibi. Almanlar yetişmiş beyin göçüne maruz kalan bir ülke, neden bilim insanları ABD ye gidiyor ? Almanya bunca zenginliğe rağmen neden hala Hitler'in yolunda gitmek için çabalıyor ? Alman milli eğitimi tam bir fecaat hakinde ve problemlerine çözüm bulamıyor ? Almanyada neden enerji maliyetleri çok yüksek ? Alman sanayi devleri enerji maliyetleri için hükümete baskı yapıyor, hükümet neden gereğeni yapamıyor ? Küresel efendiler hala bu ülkenin gelirini sömürmekte. Almanya aslında can çekişen bir ülke...
YanıtlaSilKırşehirde oturup Almanyayi degerlendiriyorsunuz gibi.
SilAlmanya'da kişi başına gelir 43 bin dolar. Dolayısıyla kaynaklarını halkıyla paylaşıyor. Cari fazlasını da bizim gibi fazla faiz veren ülkelere yatırıp oradan da gelir elde ediyor. Dolayısıyla o hesabın içinde o da var. Almanya'yı Hitler'in yoluna girmek için çabalayan bir ülke olarak sınıflandırmak bugün için doğru değil. Sağ her zaman belirli bir potansiyele sahip ama henüz iktidar olacak derecede değil. ABD üniversiteleri öğrencilerinden çok yüksek ücret alıyor ve dünyanın en iyi hocalarına da iyi ücret ödeyerek istihdam edebiliyorlar. Almanya, bu açıdan öğrencilere ya ücretsiz ya da düşük ücretle eğitim imkanı verdiği için hocalara ABD kadar yüksek ücret veremiyor. Küresel efendiler söylemi beceriksizliğin dış güçler bahanesinin arkasına saklanması çabasından başka bir şey olmadığı için bu dediğinizi yanıtlamayacağım.
SilEmeğinize sağlık çok güzel yazı. Makro İktisat desinde gibi hissettim kendimi.
SilYaklaşık olarak Almanya'ya 6 ay önce geldim. Almanya'da şuanda çok fazla sorun olduğunu gördüm. Kısaca özetleyeyim.
Silİlk olarak çok fazla mülteci veya göçmen var. Bu sosyal huzursuzluğun yanında ekonomik olarak da toplumu etkiliyor. Sosyal açıdan, almanya'da şuanda artan bir göçmen karşıtlığı var, bence haklılar da. Bunun en somut kanıtı alman aşırı sağ parti (AFD)'nin yükselişi. Muhtemelen bir sonraki seçimde ilk iki parti veya birinci parti olacak.
Göçün ikinci sonucu ekonomik. İnsanlar büyük şehirlerde kiralık ev bulamıyorlar bulsalar bile maaşlarının en az yarısını kiraya veriyorlar. Bunun da en önemli sebebi göçmenler. Göç eden nüfusla birlikte konuta artan bir talep oluşmuş ve kiraları yükseltmiş. Göçmenlerin neden olduğu üçüncü sorun, altyapı sorunu. Toplu taşımada, trafikte ya da sosyal alanlarda artan bir kalabalık var. Bu da planlanan altyapının mevcut nüfus artışına göre planlanmış olmasından kaynaklanıyor. Göç yüzünden ciddi bir nüfus artışı olunca altyapı bu nüfus artışının ihtiyaçlarını kaldıracak durumda değil.
Bir başka sorun, almanya'da artan grevler. Neredeyse her iki haftada bir grev var. Bunların başlıcaları, otobüs şöforleri, metro şöforleri, çiftçiler. Grev yaptıklarında ulaşım neredeyse tamamen duruyor ya da yollar kapanıyor. Grev olmadıklarında da ya filistin'e destek yürüşü yapıyorlar :) ya da AFD'yi protesto etmek için toplanıyorlar.
Bir diğer sorun yine ekonomik. Rusya'ya uygulanan yaptırımlar nedeniyle elektrik çok pahalanmış. Dört kişilik bir ailenin elektrik masrafı yaklaşık 250 Euro civarında. Yine aynı şekilde doğalgaz da pahalı durumda. Alman devleti sosyal yardımlar yapsa da bu artışları telafi edecek durumda değil. Ve bu sosyal yardımlar daha fazla göçmenin ülkeye gelmesine sebep verdiği için Almanlar tarafından eleştiriliyor. Kısacası Almanya'nın durumu o kadar iç açıcı değil. Tabiki de şu haliyle dünyanın en önde gelen ekonomilerinden birisi ama gidiş kesinlikle yukarı doğru değil, hızlanarak aşağıya. Bunları çözmediği sürece almanya'yı iyi günler beklemiyor.
Sevgiler Mahfi Hocam,
Almanyaya 6 ay once gitmis birisi olarak sende düzenli veya düzensiz bir mültecisin bunun farkinda misin ?
SilKaleminize sağlık, çok güzel bir yazı. Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlamasıyla birlikte Rusya'dan alınan enerji kaynaklarından mahrum kalması ve nükleer enerjiden zamansız vazgeçmesi Alman ekonomisi için hayırlı olmamış gibi duruyor.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Evet bu gelişme Alman ekonomisini ciddi biçimde vurdu ve vurmaya da devam ediyor.
SilSAYIN HOCAM,FAİZ ARTIRIMLARI,KREDİ KISITLAMALARI,KAMU PERSONEL ALIMLARINA AZALMA,DEVAMLI OLARAK PROĞRAMA SADIK VE SAHİP KALINMASI İÇİN VERİLEN MESAJLAR VE PİYASALARIN BUNLARA KAYITSIZ KALMAMASI.SAYIN HOCAM İKTİDARIN HAZIRLADIĞI 3 YILLIK ORTA VADELİ PROĞRAMIN SİZDE UYANDIRDIĢI HİS NEDİR.
YanıtlaSilBöyle bir programın olmadığı varmış gibi yapıldığı hissi.
SilYazınız için teşekkürler.
YanıtlaSilSağ olun.
SilIki dunya savaşından yenik çıkıp buralara gelmek tam bir basari hikayesi. Örnek almamiz lazim ama nedense onlar bizi kıskanıyor!
YanıtlaSilDarısı başımıza :)))
YanıtlaSilDemek Almanya'nın batıyor olduğu ve bizi kıskandığı doğruymuş. Türkiye ekonomisi tüm saldırılara rağmen dimdik ayakta kalmayı her zaman başarıyor.
YanıtlaSilHiç kuşkunuz olmasın.
SilŞaka mı gerçek mi anlayamadık
Silvelhasıl alamanya bitmiş..batmış üstad,darısı bizim başımıza..
YanıtlaSilEvet, Almanya'ya üzülmekten kendi sorunlarımızı unuttuk.
SilDeğerli hocam,
YanıtlaSilAlman ekonomisi hakkında yazdıklarımda eleştirel yazılar çok yazdım.
Ucuz rus enerjisi ve ucuz euro imkanlarını alman politikacılar, klasik alman markalarının
ihracat artışına etkisini uzun süre kullandılar.
iç kesimde ise, kredilere baktığımızda teknoloji ve yenilik üreten alman kobilerinin aleyhine gelişmeleri bu markalar yaptı. nedir mesela? teknolojileri ile beraber kobi üretimlerini çin bölgesine taşıdılar, alman kobileri kaynaksız ve pasta gelirinden yoksun kaldı. yani alman markaları kredileri ucuz çin üretimi ile dönderdi.
çin, kendi araba markalarına teşvik verip otomobil ihracatına yöneldi.
yazdığınız, alman markalarınca geliştirilen endüstri 4 uygulamaları ise çin bölgesi kobiler üzerinde uygulandı. tedarikçi kobilerin çinli oto markalarına yönelmesi, alman markalarının ikinci sınıf tedarikçilere yönlenmesine sebep oldu. almanya içinde endüstri 4 uygulamakta zorlanıyorlar. şu anda mercedes ürün kalitesi kia'nın altında. kredilerden bildiğim kadarı ile büyük bankalar dönüşüm için alman markalarına kredi vermiyor. verirse bir tek deutche bank verir.
çalıştığım banka vaktinde bir alman firmasına tek kalem ile 50 milyar dolar kredi vermişti. şimdi alman markaları bu güveni vermiyor, teminatlar ile belki max 6-8 milyar dolar kredi alabilir alman oto üreticileri. VW sıkışıklık içinde, white label elektrikli araba üretimi için bir çinli firma ile anlaştı. tüm EV üretim teknolojisinde çin tarafına bağlılar.
bir de rusya savaş riski var. savaşın ilk haftasında terör eylemleri olacağını, rusyanın savaşı finlandiyaya doğru yayacağını yazmıştım. nato finlandiyayı alarak o ihtimali düşürdü, ancak terör ayrı bir şey. bugün ilkini gördük. savaş henüz yeni başladı, iki yıl oldu. savaşın dördüncü, beşinci yıllarından itibaren almanya ve ab içlerinde de eylemler olacak. bunların alman ekonomisine etkilerini de beklemek gerek.
değerli yazınız için teşekkür eder, kaleminize keskinlik dilerim.
oBFu6zVnA%cZue^1
Savaşın kazananı ABD olacak AB dağılacak.
SilTeşekkür ederim.
SilEnerji sorunu Almanya için giderek ciddi bir sorun oluyor. Ayrıca Çin ile yarışmak giderek zorlaşıyor. Özellikle bu elektrikli otomobil işi geliştikçe işleri zorlaşıyor.
Değerli hocam esas ben teşekkür ederim.
SilElektrik otomobil demiş iken, Tesla liderliği ile kredibilite konusunda tüm oto üreticilerini geçti. Borç veren gözüyle bakınca teminatı tüm alman markalarından daha sağlam.
İkinci bir kredi veren gözüyle bakış, gelişen teknolojiden markanın aldığı pay. gelişen ev teknolojisinde alman markaları pay almıyor.
bu iki sebep, ekonomisi makina ihracatına dayalı alman üreticilerin global piyasalardan borç almalarına engel.
geriye iç kaynaklar kalıyor. iç kaynaklar son iki senede silah üretimi ve sanayine yöneldi. alman siyasilere, özellikle merkele getirilen bir eleştiri de burası. savunma sanayine yıllarca yapılmayan yatırımlar makina ihracatçılarına üstteki yorumda yazdığım şekilde aktarıldı. günümüzde ise otomobile gidecek kaynak belirsiz. rus agresifliği avrupanın kontrolü dışına çıktı.
avrupaya yazdığım eleştirilerde, hep yazıyorum, türkiye ve rus otokrat rejimlerini desteklediler diye. şimdi destekledikleri otokratlardan biri ukrayna üzerine yürüdü. şimdi onu kontrol edemiyorlar. savunma sanayi bu açıdan önemlidir. rus nükleer silahlarının üçte biri kullanılabilir vaziyettedir. onlar da küçük çaplıdır ancak, ukrayna gibi bir bölgeye hareket ettirilip avrupaya ateşlenmesi gerekir, menzilleri 1000-1200 km civarıdır.
türkiye özelinde ise, 2003lerde ırak savaşına girmemiz gerekliliğini savunan raporlarda emeğim geçmişti. hala da o noktadayım. avrupa günümüzde türkiyenin ne ırak'a, ne de kıbrıs'a harekat yapabilmesini engelleyemez. ancak türkiye de 2003 de uluslar arası bir güç içinde bu harekatı yapsaydı, dünyaca meşru bir harekat olurdu. uluslar arası güçler gittiğinde türkiye içerde kalırdı. suriyeli göçü daha etkin kontrol edilir, günümüzde basından duyduğum 50 km gibi komik mesafeler de söz konusu edilemezdi. ne olduğu belirsiz bir ırak tezkeresi çıktı, türk siyasi hayatının da dengeleri değişti.
özetle, avrupa sosyal demokratlarının kısa vadeci politikaları malesef rusya ve türkiye yi de olumsuz etkilemiş, günümüzde alman ekonomisi kaynaklarının paylaşımını da etkileyecek biçimde kendilerine dönmüştür.
$8w2vGJ9vd$AQBzS
Almanyaya bisey olmaz
YanıtlaSilOluyor.
SilBizde krizleri fırsata çevirmek gibi bir söz vardı.
YanıtlaSilOysa biz fırsatları krize çevirdik.
SilSn Hocam,
SilKısacık cümlelerle o kadar büyük cevaplar çıkarıyorsunuz ki, hem gülümseme hem de hayranlıkla takip ediyorum.
Alman halkının çoğu zeki bir millet. Bunun için seçtikleri yöneticilerde zeki oluyor.
YanıtlaSilDolayısıyla Alman ekonomisi yeniden süper güç olacaktır.
Almanlar mı zeki?Uzun süredir bu kadar gülmemiştim.
SilHocam siyasetten uzak olduğunuzu biliyorum lakin Fenerbahçe Başkanlığına aday olursanız oyum size. Mevki, makam, güç, kudret değil; akıl ve bilim kazansın istiyorum.
YanıtlaSilSiyasetin bu kadar işin içinde olduğu bir alanda Fenerbahçe Başkanı dünyanın en bilimsel, en akıllı çalışan sistemini de kursa sonuç alamaz. Siyaset, spordan elini çekmediği sürece kim başkan olursa olsun sonuç değişmez.
SilAlmanyanin yapmasi gereken yesil donusum altinda elektrikli otolara sanayisine firsat penceresi saglamaktir. Gerekirse cogu kisinin alabilecegi volk tarzi arabalar yeni markalar uzerinden uretmek olmalidir.
YanıtlaSilÇin bu işi o kadar ucuza mal ediyor ki rekabet kolay değil. Ayrıca çok kısa sürede şarj edilip çok uzun süre dayanabilen bataryaları yapmaya başladıklarına dair bilgiler geliyor. Eğer bunu yapmışlarsa yakında mevcut elektrikli arabalar da ortada kalacak.
SilHocam biz mevcut ekonomik , sosyal, kültürel, hukuk ve eğitimle gelişmekte bir ülkemiz ya da öylemi anılmak istiyoruz. Bilemedim lütfen bana yardımcı olunuz
YanıtlaSilSaygılarımla
Biz ne yaptığını tam olarak bilmeyen bir ülke konumundayız.
SilBu başkanlık sistemi bize pahalıya patlayacak. Bize ne yaptığını tam bilemez ülke konumunda patinaj yaptırıyor. Birincisi , koskoca bir ülkenin bir kişinin aklına, görüşüne kalması son derece zararlı. İkincisi tamam çabuk karar almaya yarıyor, eşgüdümü hızla sağlıyor ama mevcut antidemokratik yapısı nedeniyle yararlar kadar zararlar da çok çabuk realize oluyor. Türkiye, tarihsel, toplumsal, jeopolitik konumu nedeniyle, başkanlık sistemini taşıyabilecek bir ülke değil. Riskleri, yararlarından fazla. Kırılmalar olursa büyük olur.
SilEmeğinize sağlık. Teşekkür ederim.
YanıtlaSilSağ olun.
SilMahfi bey,
YanıtlaSil"Alman" ekonomisi mi?
"Almanya" ekonomisi mi?
Gramer olarak hangisi doğru?
Doğrusu Almanya Ekonomisi olmalı. Ama Türkçede yerleşik haliyle Alman Ekonomisi olarak da kullanılıyor. Hani bir deyiş vardır: “Galat-ı meşhur lugat-ı fasihten evlâdır” diye. Yani çok bilinen, yaygın kullanılan bir yanlış ifade sözlükteki doğrusundan daha iyidir, yeğdir. O hesap.
SilSayın Eğilmez Ülkemizde ki aşırı İslam yapılaşmalarının Almanya ile ticari ilişkileri ihracatımız ve ithalatımız üzerinde etkisi galiba büyük. FETÖ ve fanatik İslami kuruluşların Almanya'da hem serbestçe dolaşmaları, hem de Alman vatandaşlığını kolayca elde edebilmeleri beni endişelendiriyor.
YanıtlaSildoyduğun yer vatanındır sözü ile hepsi doyduğu için o ülkenin sistemine uyuyorlar.
SilHocam Almanya'nın verileri bizimle aynı yöntemle hesapladığını düşünmüyorum.
YanıtlaSilTeşekkürler
Türkiye AB üyesi olmasa da AB'nin hesaplama standartlarını kabul etmiş durumda. O nedenle aynı standartlara göre hesaplıyoruz. Buna karşılık verileri toplarken standart yok.
SilBu güzel yazınız için teşekkür ederim hocam. Daron Acemoğlu'nun son eserinde okumuştum: Almanya'nın ekonomik anlayış açısından takdir edilecek bir başka özelliği de otomasyon ve insan emeği arasında uyumu sağlayarak hem işsizliğe engel olmak hem de üretimi attırmak yönünde bir hedefinin olmasıymıș. Bu bakımdan ABD'den farklı olarak daha insan merkezli bir zihniyete sahip olduğu not edilmişti söz konusu eserde. Tabi süreç nereye evrilir zaman gösterecek.
YanıtlaSilHocam, cari açık veriyoruz çünkü tasarruf etmiyoruz önermesini ben pek anlayamadım. Ben tasarruf etsem TL edeceğim. Bunun cari açığa ne faydası var. Doğrusu tasarruf etmiyoruz gidip ithal ürünler alıyoruz mu olacak?
YanıtlaSilTasarruf edersek dışarıdan borçlanmamıza gerek kalmaz.
SilHocam peki bu tarz ekonomilerde yatırım kalemleri nelerdir?
YanıtlaSilÇok çeşitli.
SilAlmanya'da emlak alım oranları da çok düşükmüş insanlar yatırım olarak ev veya araba almıyorlar bu deflasyonla ilgili olabilir mi?
YanıtlaSilOlabilir.
SilMahfi bey türkiye-almanya ekonomisi 1. Ve 2. Dünya savaşı baz alınarak kiyaslaniyorda burada gözden kaçırılan bir gerçek sanayi devrimini batı yaptı biz almanya güçlü diye beraber savaşa girdik. 1930'lardaki teknoloji yatırımlarımızın tamamı onlara ait. Hitler dönemini bilmiyorum arjantin benzeri bir popülizm izledimi 2. Bir konu çin elektrikli araç pazarında önde olsada mercedes bu konuda hibrit model politikasına gecti
YanıtlaSilAlmanya ile Türkiye kıyaslaması pek doğru değil. Benimki espriydi. Türkiye'nin kıyaslanması gereken ülkeler Endonezya, Meksika, Brezilya gibi ülkeler.
SilÇin eğer söylendiği gibi 15 dk şarjla 800 km giden bataryayı yaptıysa mevcut bütün yatırımlar çöp olur.
Sizin yazdıklarınıza sorun yok zaten. Makalelerinizi okurken altta yazılan yorumlarıda okuyorum. Elektrikli otomobiller yeni bir teknoloji sürdürülebilirliğini zaman gösterecek
SilSayın Hocam Merhaba,
YanıtlaSilDaha düne kadar "dolar 50-60 tl olacak" diyen ekonomistler bugün "faizi çok artırıyorlar takdir ediyoruz", "doların seçimden sonra zıplamasını kimse beklemesin" diyorlar. Böyle bir ortam Almanyada hiç olmuşmu. Yani dünün doğrusu dünde bugünün doğrusu bugün mü.
Mahfi Bey
YanıtlaSilAjitasyon yapmaya epey meraklı bir toplumuz, biliyorsunuz.
Siz hem ekonomi, hem sosyoloji çerçevesinde analiz ettiğinizde; "kredi kartlarında taksitin kaldırılması"nın sonuçları neler olabilir?
Birkaç ihtimali yazabilir misiniz lütfen?
(Yanılabilirsiniz elbette. Ama benim gibi sıradan bir vatandaşın analizi ile, sizin gibi tecrübeli bir ekonomistin analizi farklı olabilir.)
Benim anlamakta güçlük çektiğim kısım şurası:
YanıtlaSilTürkiye'de şirketler ve bankalar kâr rekorları kırarken, nasıl bir "ekonomik kriz"den bahsediyoruz?
Şirketler, bankalar kâr rekorları kırdığına göre, çok para kazanıyorlar demektir. Öyleyse bunun neresi "ekonomik kriz"?
Şirketlere, bankalara herhangi bir olumsuzluğu dokunmayan şeye, "ekonomik kriz" denir mi?
Not: Lütfen bana, ülkenin ücra bir köşesinde unutulmuş-gitmiş bir-iki KOBİ'nin iflas ettiği haberleri kanıt olarak göstermeyiniz, bunları ben de biliyorum.
Hocam, Almanya'da yaşlı nüfusu oransal olarak artışa devam ediyor. Bu durumda davranışsal olarak yaşlı nüfusun tüketimi azalacağından büyümenin de azalacagı söylenebilirmi? Ayrıca emeklilik sisteminin devam etmesi için genç nüfusa ihtiyaç varsa eğer, ortadoğu ağırlıklı göçler sebebiyle Alman demografisi daha da değişecek böylelikle aşırı sağ partiler güç kazanır diyebilir miyiz? Böylelikle de daha irrasyonel ekonomik kararlar alınabilir mi?
YanıtlaSilgelişmiş ülkelerin lisan bilgisi olmayan eğitimsiz kalifiye olmayan işgücüne ihtiyacı yok her tür iş sigortalı ve diplomalı yapılıyor belediyeler işsiz insanları ihtiyaç olan eğitime gönderip ödemelerini yapıyorlar bu sebeple sığınmacıları istemiyorlar AB ülkelerine giden sığınmacılar iltica başvurusu yapıp haklarında dava açılıyor AB kanunları bu sığınmacılara bir emekliye verdiğinin benzeri maaş verip yıllarca bakıyor sonunda çoğu o ülkenin vatandaşı oluyor o zaman ancak dil öğreniyor o ülkede yaşayabilecek hale geliyor.
SilBizde ise zaten iş adamlarının ucuz işçi isteğiyle getirildi hepsi sigortasız çalışıyor hastane ye ücret ödemeden gidiyorlar ucuz bir evde 10 kişi yaşıyor hepsi çalışıyor ucuz ve sigortasız vergisiz çalışdıkları için durumları Türklerden daha iyi 500 TL daha yüksek aylık bulunca iş değiştiriyorlar devlet sgk lı çalışma mecburiyetini uygulasa bir tanesi iş bulamaz hepsinin yaşaması gereken kamp var fakat kampdan ayrılıp işe giriyorlar.Yani çalışmaları yasal değil.
Acaba aynı yazıyı uyarlanabilirse Türkiye Ekonomisi için de yazabilir misiniz tabiiki grafikleriyle birlikte? Ya da yazdıysanız yönlendirir misiniz? Teşekkürler.
YanıtlaSilhocam şimdi siz daha iyi bilirsiniz ama öğrenmek için soruyorum Türkiye bütçesi anladığım kadarıyla %80 i maaş ödemelerine gidiyor geri %20 kalıyor bunun içine her şey giriyor ayrıca -70 milyar dolar merkez bankası rezervi var, ayrıca dış borç ödemeleri var bu özel sektör için bile olsa devleti etkiler çünkü vergi toplama oranları azalır şimdi özetin özeti olarak bir kişi olarak ele alalım, maaşı 10 bin lira, aylık gideri 15 bin lira ve bankaya 70 bin lira borcu var ayrıca ek gelir elde etme şansı da çook çok düşük.. Türkiye ekonomisi tam olarak bu vaziyette midir? teşekkürler
YanıtlaSilHocam, size çok önemli üç sorum var:
YanıtlaSil"Sakar Şakir (1977)" filmini izlediniz mi?
Beğendiniz mi?
Veresiye defterini tartarak sattığı sahne hakkındaki görüşünüz nedir?
İzlemiştim.
SilMahfi bey darılmasın ama şu "ekonomik kriz" meselesi "Allah var mıdır? / yok mudur?" sorusuna verilen cevaplardaki gibi muğlaklığa getiriyor hepimizi.
YanıtlaSil"Allah'ın varlığı veya yokluğu" meselesi, bilimin dışında.
Şu "ekonomik kriz" denen şey ise ne menem bir şey ki, varlığı da yokluğu da bilimsel olarak ispatlanamıyor. Adeta bir tür dine, bir tür inanca dönüşmüş.
Ekonomik kriz "var" diyenler; buna inanarak söylüyor, ama bilimsel ispat yok. "İnanç" var, "bilimsel ispat" yok.
Ekonomik kriz "yok" diyenler; buna inanarak söylüyor, ama bilimsel ispat yok. "İnanç" var, "bilimsel ispat" yok.
Ne olacak hâlimiz?
bütün dünyada maaş alım gücü azalıyor en kötü durumda olan ülkelerden biri Türkiyede emekli maaşı ile 2001 yılında 8 çeyrek altın alırken bugün 2 çeyrek altın alabiliyor emeklilik sistemine para ödeyen emekli başına çalışan sgk lı sayısı azalıyor sgk lı asgari ücretli 2001 de 6.4 çeyrek altın alırken bugün 3 çeyrek altın alıyor altın=alım gücünü gösteren değer CB emeklilerin 10.000 TL maaşını arttırmak için para yok dedi 10.000 TL ye Türkiyede bir emekli ek geliri evi olmadan yaşayabilirmi 16 milyon ve eşleri ile 32 milyon desek bu kri değilmi bu sistemin tıkandığını çalışmadığını gösterir .Bu sadece emeklileri ilgilendirmiyor 32 milyon müşterinin bir sürü sektör için kaybolduğunu gösteriyor yani emekliler sadece temel ihtiyaç maddelerini alabiliyorlar bunun dışındaki hiçbirşeyi alamadıkları için Türkiye iç piyasası daralıcak işyerleri kapanıcak üretim yapanlar üretimi bırakacak bu zincirleme bir iş ve bu her sene daha fazla kuvvetlenecek ne zaman varlık vergisi alınır üretim dışı yatırımlar vergilenir ve emlak yatırımcılığı sonlanırsa o zaman varlık mecburen ülke üretimine geri dönecek çalışan sgk lı sayısı artacak emeklinin maaşı artacak 32 milyonluk iç pazar yeniden çalışmaya başlayacak o zaman kriz bitecek .
SilMahfi Hocamın müsadesi ile bir cevap yazayım.
Sil"İnandıklarını görenler, görmediklerine inanalar arasından çıkar"
Almanya ve Japonya iki disiplinli ülke ikisininde halkı milliyetçi gururlu en iyisini yapmaya çalışıyorlar ve yapıyorlarda bu sebeple ithal ürüne ihtiyaçları yok ikiside bulundukları yeri mükemmelleştirmeye çalışıyor ikisindede göçebe kültürü yok bir örnekle açıklarsak örneğin Türkiye vb ülkeler depremde Türkiyede binlerce ev yıkılır yönetimler ölen sayısını yanlış söylerler çünkü bu insanlar ölene kadar yapılan herşey yanlışdır imar uygulaması yanlışdır inşaat yanlışdır inşaat sonrası tadilatlar yanlışdır şikayet üzerine idari kararlar yanlışdır yani her iş oluruna uydurulmuş bilimden yasalardan uzaklaşılmış depremle yapılar yıkılır insanlar ölür devlet yeni deprem yönetmeliği yapar yine kimse uygulamaz bu böyle gider çünkü bunlar Türkiye kültürü için normaldir sonra başka yerde deprem olur ayni şeyler yaşanır periyodlar 200-300 senede bir olduğu için yönetimler umursamaz boşver bir şey olmaz derler ama Japonya ve Almanya da bunu yapamazsınız asla bilim yolundan ayrılmazlar hiçbir yanlış kabul edilmez.Biz bu iki ülke gibi olamayız.Almanyanın bir aylık ihracatı Türkiyenin bir yıllık ihracatına eşit ve Almanya teknolojik ürün ihraç ediyor Türkiye Almanyaya Almanyada yapımı pahalı ve riskli olan ve bulunmayan malları satıyor mesela konfeksiyon ürünleri ki bu ürünleri ilk Alman firmaları gelip Türkiyede ucuz işçilik olduğu için fason yapdırdılar ve üretim makinalarını sattılar sonra ülkemizde üretim konusu oldu.Ülkemizin gelişmiş ülke olması için teknoloji üretimi desteğini ihtiyacı olanlara yardım ederek uygulamaları gerekiyor ama ülkemiz teknolojide gelişmiş ülke olmak istemiyor sadece çok çocuk yapıp bu çocukları besleyecek yurt dışından gelicek zengin yatırımcı bekliyor Almanya ve japonya böyle bir şey bekliyormu ben bu yatırımcı bekliyenlere ve çocuk yapalım diyenlere hayret ediyorum gururu ayaklar altına almak bu ve sonucunda CB para yok bitti diyor.
SilAlmanin gucunu goreceksiniz
YanıtlaSilAlmanya'yı bilmem ama ABD'de Endüstri 5.0 konuşulmaya ve tartışılmaya başladı bile.
YanıtlaSilHocam iyi günler ben Akdeniz üniversitesi iktisat bölümü öğrencisiyim aynı zamanda genel başkanlık görevi yapıyorum yazılarınızı takip eden kitaplarınızı okuyan bunlardan çok şey öğrenerek keyif aldığımı belirtmek isterim öncelikle. Güncel ekonomik dünyada ve ülkemizde sizden öğrenmek isteyen benim gibi bir çok öğrenci var bu yüzden fakültemize sizi davet etmek ve bize bir konferans vermenizi rica ediyorum ilgilenirseniz irtibat adresimi veriyorum
YanıtlaSilMail. omerfarukarabaciarabaci@gmail.com
Tel no. 05494600646
Alman ekonomisinin karşısında umut verici bir gelecek için çözmesi gereken 2 büyük problem var görünüyor.
YanıtlaSil1- Nükleerden vazgeçip, yeşil enerji dönüşümünü başarıyla gerçekleştirebilecek mi?
2-kendi ekonomisinin dinamosu niteliğindeki otomotiv sektöründe ki konumunu ne kadar koruyabilecek? Zira elektrikli otomobil sektöründe rakiplerine karşı eski gücünü koruması çok kolay görünmüyor.
Bu iki konuda ki fikrinizi merak ediyorum. Başarabilecekler mi?
Hocam Almanya’nın içinde yaşayan biri olarak emeklilik sistemine yönelik insanların büyük endişeleri olduğunu görüyorum. Yakında emekli olacaklara kaynak yetmeyeceği ve gelecekte emeklilik aylıklarının yetersiz kalacağını düşünüyorlar. Sizin bu konuda bir görüşünüz var mıdır?
YanıtlaSilTeşekkürler
YanıtlaSilElinize sağlık hocam yazınız, Almanya'nın ekonomik durumu ve geleceği üzerine oldukça kapsamlı ve bilgilendirici bir analiz sunuyor. Almanya'nın Türkiye'nin dış ticaretindeki kritik rolünü etkili bir şekilde ortaya koymuşsunuz. Pandemi sonrası yaşanan zorluklara rağmen, Endüstri 4.0 girişimiyle Almanya'nın bu dönüşümle yeniden güç kazanması bekleniyor. Kamu borç yükü ve cari denge gibi konular ise Almanya'nın ekonomik dinamiklerini anlamak için önemli veriler sunuyor. Kısacası, Almanya'nın ekonomik geleceği, teknolojik yenilikler ve küresel trendlerle şekillenecek gibi görünüyor.
YanıtlaSil