Öngörülebilirlik ve Belirsizlik
Öngörülebilirlik, gelecekte ortaya
çıkabilecek gelişmeleri tahmin edebilme yeteneğini ifade eder. Hukuk ve ekonomi
başta olmak üzere yaşamın bütün alanlarında doğru kararlar almak için en önemli
unsurdur. Öngörülebilirliğin olduğu bir ortamda insanlar gelecek planlarını
rahatlıkla yapabilirler ve ona göre davranırlar. Bu ortamdaki davranışlar, telaş,
korku, panik etkisi altında kalmaz.
Öngörülebilirliğin tersi belirsizliktir.
Belirsizlik, olayların gerçekleşme olasılığının bilinmediği durumu ortaya
koyan bir kavramdır. Stanley Budner, belirsizliğin üç nedeni olabileceğini
vurguluyor: (1) İpucu olmayan yeni bir durum söz konusu olabilir. (2) İpuçlarının
sayısı birden çok olduğu için ortada çelişkili bir durum söz konusu olabilir.
(3) Farklı ipuçlarından farklı bilgiler edinildiği için ortaya çelişkili bir
durum çıkmış olabilir.[i]
Belirsizlik ortamlarında insanlar telaş, korku ve panik etkisi altında hareket
ederler. Belirsizlik egemen olmuşsa insanlar geleceklerinin nasıl olacağını,
neye göre yargılanacaklarını, yatırımlarını hangi çerçeveye göre yapacaklarını
bilemez hale gelirler.
Savaş ve doğal afetleri bir yana
bırakırsak belirsizliğe yol açan başlıca olgular arasında; hukuki yapının olumsuz
yönde değişmesi, enflasyon artışı ve benzer olumsuz ekonomik gelişmelerin
ortaya çıkması gibi nedenler yer alır. Yüksek olan ve yükselme eğilimi içinde
bulunan enflasyon ortamında kimse bir sonraki aşamada fiyatların nereye
varacağını tahmin edemez hale gelir. Böyle bir ortamda üreticiler ve satıcılar
mallarının fiyatlarını öngörülemeyen geleceği de kapsayacak şekilde enflasyonun
üzerinde tutarak belirlerken (greedflasyon davranışı) tüketiciler de gelecekte fiyatların
nereye varacağını öngöremedikleri için stoklama eğilimine göre hareket ederler (stoklama
davranışı.) Her iki davranış da sonuçta enflasyonun daha da yükselmesini
getirir. Bu aşamada kuyruğunu kovalayan kedi yavrusunda olduğu gibi bir kısır
döngü içine girilir, enflasyon yükseldikçe greedflasyon ve stoklama
davranışları artar, bunlar arttıkça da enflasyon yükselir.
Vergileme açısından öngörülebilirlik;
vergi mükelleflerinin vergilendirme konusundaki düzenlemeleri önceden bilmeleri
ya da tahmin edebilmeleri halidir. Yılın ortasında hiç beklenmedik biçimde aynı
konudan ikinci kez vergi alınması bütün planları, programları bozabilir.
Geleceğe dönük programını ve yatırım planını belirli bir vergi yükünü
hesaplayarak yapmış olan bir yatırımcının vergi yükünde ortaya çıkacak bir
artışla karşılaşması her şeyi alt üst eder. Bu tür olayların tekrarlanması,
daha da kötüsü örneğin geriye dönük vergi salınması, yatırımların
ertelenmesine, hatta iptal edilmesine yol açarak ekonomiye zarar verir.
Bir toplumda ekonomi de dâhil
olmak üzere, her şeyin temeli hukuki öngörülebilirlik üzerine kuruludur. Hukukun
üstünlüğünün varlığı o toplumun geleceği, kendisini güvende hissetmesi
açısından çok önemlidir. Ama en az bunun kadar önemli olan şey mevcut durumun
öngörülemez biçimde değiştirilmeyeceğine ilişkin beklentidir. Bir toplumda
hukukun üstünlüğü olmayabilir. Bu iyi bir şey değildir kuşkusuz ama bilenen bir
şeydir. İnsanlar o bilinen duruma göre davranmaya yönelirler. Bunu uzak doğu
ülkelerinin birçoğunda görebiliyoruz. Hukuka saygı konusunda batılı ülkeler
kadar ileri durumda olmasalar da uzun süredir içinde bulundukları durum
değişmediği için yabancı yatırımcılar onları böyle kabul etmiş ve ona göre
oralara yatırım yapmaya yönelmişlerdir. Bu tür ülkelerde hukukun üstünlüğünün
sağlanmasına yönelik adımlar çok daha iyi sonuçlara yol açar. Bunu da Balkan
ülkelerinin Avrupa Birliği üyeliğine girmeleri sonrasındaki durumlarından net
bir biçimde görebiliyoruz. Buna karşılık hukuka saygı konusunda iyi kötü bir
yerde olan bir ülkenin buradan geriye gitmeye başlaması belirsizlik artışı
yaratır ve ülke riskini yükseltir. Ülke riski genellikle reyting kuruluşlarının
verdiği kredi notu ve CDS primi denilen bir risk primiyle ölçülüyor. Reyting
kuruluşlarının notları yılda bir veya iki kez revize edildiği için güncel
durumu yansıtmaktan uzaktır, buna karşılık CDS primi her an değişen ve piyasada
arz ve talebe göre belirlenen bir prim olduğu için çok daha fazla itibar edilen
bir kriter konumundadır. Türkiye’nin bugünlerde CDS primi, tehlike eşiği ya da
aşırı risk denilen 300 baz puanın üzerinde (330’larda) bulunuyor.
Öngörülebilirliğin azalması, belirsizliğin
artması satıcıların çok daha fazla kazanmasını sağlayabilir. Özellikle
enflasyonun yükseldiği ve tüketicilerin stoklama eğilimine girdiği belirsizlik
ortamlarında fiyatları, maliyetlere gelen artışların da üzerinde artırmak daha
kolaydır. Buna karşılık gerçekten iş yapmak, yatırım yapmak, bir yandan para
kazanırken bir yandan da ülkesine katkıda bulunmak isteyen uzun vadeli düşünen yatırımcı
ve girişimciler bu ortamdan mutlu olmazlar. Bugün çok para kazanmak yerine uzun
vadede kazanıp geleceği öngörebilmeyi tercih ederler. Çünkü bugünkü durumun
sürdürülemez olduğunu, bir gün gelip bu kazançları kaybedecek ortamla karşı
karşıya kalacaklarını bilirler.
Hukukun öngörülemez olduğu bir
ortamda hiçbir şey belirli değildir. Böyle bir ortamda en iyiler daha iyi
konumdaki ülkelere giderler. Ülke, önce üretim kaynaklarını sonra insan
kaynaklarını kaybeder.
Bir ülkenin belirsizlik
illetinden kurtulup öngörülebilir konuma geçebilmesi için iki şeye ihtiyacı
vardır: Hukukun üstünlüğü ve bilimin yol göstericiliği.
[i] Budner, S. “Intolerance of Ambiguity as a Personality Variable”,
Journal of Personality, 30, ss. 29 – 50, 1962
Kaleminize sağlık sayın Hocam, çok net anlatıyorsunuz herşeyi. Verdiğiniz bilgilerden çok faydalanıyorum. Türkiye aklın, bilimin yolunu çoktan terk etti. Yıllarca onarılamayacak sonuçları olacak bu gidişin malesef.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilMaalesef öyle görünüyor.
Yazınız için teşekkürler hocam. Daha MEB tarafından hazırlanan müfredat değişikliğini görmedik bile. bakalım orada ne gibi bilime ışık tutacak kararlar çıkacak.
SilYani yapısal reformlar yapılıp uygulanacak, ondan sonra ekonomi için gerekenler yerine getirilecek. Reform olmadan ekonomiyi düzeltmeye çalışmak, havanda su dövmektir. Bunu ekonomiyi ordan burdan okuyarak öğrenmeye çalışan en alt seviyedeki insanlar anladı, üst seviyedeki yöneticiler ısrarla anlamamak için direnip, bildiklerini uygulamaya devam ediyorlar. Bakalım nereye kadar devam edecek bu böyle, çok merak ediyorum. Yazınız için teşekkürler Hocam.
YanıtlaSilSağ olun.
Silyapısal reform dediğin şey önce hukukun üstünlüğünden başlar acaba kimin işine gelmiyor ki bu olgu yaşatılmıyor?
SilMerhaba Mahfi Hocam. Yazılarınızdan sonra yorumları/cevapları da okuma alışkanlığı edindim ve içimden geçen şu cümleyi yazmadan geçmek istemedim. Okumak ruhu kibarlaştırıyor. Çok naif cevaplar veriyorsunuz. Ne yazık ki bu toplumda (En baştakiler bile) halkı o kadar çok aşağıladı ki öfke artık içimize işledi. Neyse yazınız her zaman ki gibi akıcı ve derin. Teşekkürler.
SilElinize yüreğinize sağlık hocam. Bıkmadan usanmadan aynı şeyleri yazıyorsunuz. Allah size de bize de sabır versin.
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilBugün aşağıdaki yazıyı okudum.
YanıtlaSilBugün aldığınız ürün dünden pahalı olabilir ancak yarından ucuz olacaktır.
Saygılarımla
Bu kısır döngü kırılamadığı sürece enflasyon düşmez.
SilMuhterem Üstat yine bir gerçeği yazıya dökmüşsünüz , kanaatimce bu gerçeğe maruz kalan bireylerde psikolojik problemlere sebep olacağı , bu problemlerin toplum geneline kalıcı olarak yayılabileceği , bireylerin bir kısmında var olan kural , kanun çiğneme alışkanlığının , sosyoekonomik gerekçeler ile artacağı , zamanla toplumca genel kabul görmüş kuralların , devletçe konmuş düzenin , Anayasa ile kişilere tanınan hakların zarar görmesi ile Cumhuriyeti kuran nesillerin "Muassır medeniyet seviyesine
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilHocam CDS neden yükseliyor?
YanıtlaSilTeşekkürler
Yazı bunu anlatıyor.
Sil" İnsanlar o bilinen duruma göre davranmaya yönelirler. Bunu uzak doğu ülkelerinin birçoğunda görebiliyoruz. Hukuka saygı konusunda batılı ülkeler kadar ileri durumda olmasalar da uzun süredir içinde bulundukları durum değişmediği için yabancı yatırımcılar onları böyle kabul etmiş ve ona göre oralara yatırım yapmaya yönelmişlerdir."
SilBiz buraya dahil değil miyiz?
Hayır değiliz. Hocam öncesinde “mevcut durumun öngörülemez biçimde değiştirilmeyeceğine ilişkin beklenti”nin öneminden bahsetmiş. Bizde maalesef mevcut durumun değiştirilmeyeceğine dair beklenti yok. Belirsizlik bar yani :(
SilVe bunu idrak edemeyen bir halk ile yaşamak … ve rant peşinde koşanların söz sahibi olduğu bi düzende yaşamak… teşekkürler yazınız için
YanıtlaSilSağ olun.
Silbence bu iki madde birbirinin anlam olarak aynısı. çeviride bir hata olduğunu sanıyorum:
YanıtlaSil(2) İpuçlarının sayısı birden çok olduğu için ortada çelişkili bir durum söz konusu olabilir. (3) Farklı ipuçlarından farklı bilgiler edinildiği için ortaya çelişkili bir durum çıkmış olabilir.
Çok ince bir fark var.
SilHocam kaleminize sağiık. Tam dibe vurup ayaklarımız yere değmeden yukarıya itiş gerçekleştiremiyeceğiz. Ama öyle bir dibe gidiyoruzki korkarım ayaklarımız dibe değip kendimizi yukarı ittiğimizde yüzey çookk uzakta kalacak. Umarım nefesimiz yeter ve biliyor, yaşıyorum ki bir çoğumuzun en azından kendi nefesim yüzeye yetemeyecek....
YanıtlaSilTeşekkürler.
Dibe vurup yükselmek ancak denizde veya gölde mümkün olur. Ekonomide öyle bir durum yok. Arjantin mesela 100 yıldır dibe vurup yükselmeyi bekliyor ama dibi bulamadı henüz.
SilÇok teşekkür ederim Hocam.. O zaman durum benim sandığımdan daha da kötü. Dibe doğru yolculuğa devam. Bize yüzey yok....
SilAk partili bir yoksulum zamlar ne zaman bitecek size gore
YanıtlaSilistanbuldaki en iyi 3 liseden mezun olan ortalama 1000 kadar öğrenci (kolaylık olsun diye yuvarladım) 950 si yurtdışında üniversite eğitimi almak için gittiğini bildirmiş. türkiye de en çok fayda sağlayacak en genç kişiler böyle giderse paranın kıymeti kalmaz, para denilen şey dünyada herkese eşit dağıtılsa yine zeki ve akıllı insanlara doğru gider çünkü onlar parayı nasıl işleteceğini nasıl yöneteceğini bilir. Türkiye böyle giderse emekli maaşını ödeyebilmek için ki yine istatistiki bilgi sunuyorum 28 milyon resmi çalışanın olduğu ülkede 17 milyon emekli ve 5 milyon memur var bu emekli ve memurların parasını ödeyebilmek için para basmak zorunda kalacak ve enflasyon hiç bir zaman hayatımızdan çıkmayacak. çünkü çalışan kesim hiç bir katma değer üretmiyor. ihraç edilen malın %80 i ithal ürünler ile yapılıyor. arabadan benzinden alkolden sigaradan istediğin kadar vergi topla boş. insanlar parasını korumak için gider altın alır ki ithalatta büyük bir oranı altın oluşturuyor. sözün özü türkiyede enflasyonun bitmesini istiyorsak, 1 parlementer sistem gelecek 2 hukuk adalet gibi kavramlar ciddiye alınacak 3 insanların algılarında bu adam yandaş bu ihaleyle yürüyor gibi bir olgu kalmayacak. 4 eğitimde ciddi atılımlar yapılacak bakın 1990 li yılların her hangi bir ortaokul kitabını açın bakın bugün üniversitede okuyan kişiler algılayamaz. eğitimi zorlayacaksın öğrenciler eğitim alırken kafasını eve götüremeyecek ancak böyle zihinler çalışır. sadece bu 4 ünü yapsan enflasyonu %10 a çekersin ama bunların istediği cahil itaatkar bir kesim ayrıca ilk 3 madde de asla işlerine gelmez çünkü o zaman sorgulanmaya başlarlar bu sebeple bile türkiyenin düzelmesine dair hiç bir umudum yok. teşekkürler
YanıtlaSilMaalesef çok can sıkıcı bir durumdayız.
Silyurtdışındaki gençler faceboku whatsapı kurup milyarlarca dolar sokar ülkesine bizimkilerde kaçar
SilÇünkü yurt dışındaki gençler bilimin sağladığı imkânları, özgürlüğü kullanıyor. Bizimkiler, ülkeleriyle ilgili bir şey söyleseler tutuklanıyorlar. Bilimin yerini dinsel eğitim almaya başlamışsa oradan buluş çıkmaz.
Silmahfi hocam dediğim gibi önceki gönderimde Türkiye'nin düzelmesi için gereken adımlar onların işine gelmediği için Türkiye'ye dair umudum tükendi.
YanıtlaSiladalet yargının bağımsızlığı, gelir adaleti, sendikalaşıp işçinin hakkını korumak, şeffaflık, hesap verilebilirlik, öngörülebilirlik daha ne kadar saysam bitmez. ben Türkiye'nin daima ileriye gitmesini isterim ama imkanı yok çünkü o iş 2017 de bitti. açın istatistiki verileri bakın 2017 den sonra dolar ne olmuş, enflasyon ne olmuş, alım gücü ne olmuş ben söylemiyorum grafikler ile yaşananlar ortada
:(
Silarabistandada yargı yok ama para fışkırıyo adamlardan bizim temellerde sıkıntı var demekki
SilArabistan'da petrol var. Arabistan örnek alınacak yer değil.
SilÜniversite'nin ilk yılında hocamızın sizin kitabınızı (örneklerle kolay ekonomi) aldırdığı günden beri sizi ve kitaplarınızı okur takip ederim, siz ve sizin gibi düşünen akılcı ekonomistler olduğu sürece Türkiye için umut var, siz bu insanlara akıl verin hocam durmadan akıl verin özellikle gençlerin sizin gibi akademik bilgiye sahip kişilere ihtiyacı var saygılarımla..
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Silpara denilen nane en özetin özeti itibardan oluşan bir şey, itibar kimine göre değişen bir şey ama saygı duyulmak işin temeli.. A.B.D ülkesi 10 yılda basmadığı parayı 2020 ocak ayından 2022 haziran ayına kadar bastı neredeyse 6 trilyon dolar az bir rakam değil. ee sonuç kimse çıkıp da bu adamlara itibarsız diyebilir mi. bastı ama itibarını da korudu çünkü güçlü.. neden güçlü her şey oradan geliyor.. en düşmanı bile iphone telefon istiyor en kötüleyeni bile onların sunduğu sosyal medyadan onları kötülüyor.. sözün özü sen dünyaya ne verdin de ne istiyorsun enflasyon olmayacakmış hadi oradan siz değerli akademisyenler bunlara akıl vermeli bunlar yoksa yarı eğitimli halleriyle enflasyonu yenemeyecek.
YanıtlaSilÇok yerinde bir tespit.
Sil30'una yakın biri olarak benim asıl zoruma giden şu: Biz insanlar, daha doğrusu kafası kesik tavuk gibi ortalıkta gezen kısmımız, nelerin nasıl işlediğini, arka planda nelerin döndüğünü bilmeden yaşayıp gidiyor. Üstteki bir yorumda katma değer katmadan çalışıldığından bahsedilmiş mesela. Şimdi düşününce insan endişelenmeli bu katma değer üretebilecek potansiyeli olan kişilerin neden buraları terk ettiği hakkında. Belki de bir sürü ziyan olan yetenek var bu ülkede ama ya aileleri bunun keşfedilmesine mani oluyor ya da izin verseler bile bunu yapmalarına olanak sağlanmıyor devlet tarafından.
Silneden terk ediyolar çünkü doymuyolar paraya
SilHayır, konu para değil. Öyle olsaydı 10 yıl önce de terk ederlerdi. Sorun bu ülkede özgürlük yok, liyakat yok. Hiç hak etmeyen kişiler üniversitelere rektör atanabiliyor. Boğaziçi Üniversitesi ve ODTÜ 5 - 6 yıl öncesine kadar dünyada ilk 500 üniversite arasındaydı. Şimdi ilk binde bile yoklar. Demek ki son yıllarda, özellikle başkanlık sistemine geçildikten sonra, üniversitelerde eğitimi bozacak işler yapıldı. Bu parayla pulla açıklanacak bir şey değil.
SilYazilariniz icin cok tesekkurler. Gunluk begenerek takip ediyorum. Yorumlara cevap verdiginiz icinde ayrica tesekkurler. Buralari da okuyorum.
YanıtlaSilBenim merak ettigim ulkeyi yonetenlerin makul bir ekonomi politikasi izlememesinin, yapisal reformlari yapmamasinin motivasyonu nedir. Sadece kendilerine ve yandaslarina maddi avatajlar saglamak ve siyasi guc elde etmek olamaz diye dusunuyorum. Sonucta ulkenin ekonimisi kotuye gidince iktidarin tehlikeye girmesi olasiligi var (Turkiyede bu olasilik pek islemesede) Baska sebepleri olmali diye dusunuyorum.
Turkiyeden yabanci yatirimlarini cektirip, piyasayi sig fakat kendi kontrol edebilecegi bir hale sokmak olabilirmi sebep. Rahip Brunson olayindaki gibi bir dis mudahaleyi engellemek icin yapiliyor olabilir mi?
Sağ olun.
SilOnlar uyguladıkları politikaların doğru olduğunu düşünüyorlar. Yani bu uygulama yanlışlıkla yapılmıyor, bilerek isteyerek yapılıyor.
Yasalara uymama sorunumuz var disiplinli bir toplum değiliz yönetimleri kendi isteklerini yapması için seçenler yönetimleri bu yönlere itiyorlar
YanıtlaSilörnek:imar affı
1-imar yasası uygulamayanlar imarsız alanlara kaçak inşaat yapılarının sonuçları
2- mühendislik projesiz çizilmeden inşaat yapılınca işsiz mühendisler gelir edemiyor oda harç alamıyor belediye harç alamıyor devlet vergi alamıyor
fakat o ev için belediye altyapı hizmeti verecek devletin muhakkak bir yatırımı olacak mühendislik odasının geliri olunca mühendislere eğitim vb hizmet olacak mühendis gelir elde edemezse işi bırakıp başka işde çalışır mühendislik okulları ve devlet bu işe boşuna para harcamış olur mühendislerin yapdığı işi bu konuda bilgisi olmayan kişiler yapmaya başlar inşaat işçileri ve bu alışkanlık haline gelip ülke bir inşaat çöplüğü halina gelir
3- deprem yönetmeliğine aykırı yapılar ki yıkıcı depremde kesinlikle yıkılacaklardır deprem yönetmeliğinde bunlar açıklanmışdır inşaat işçilerini mühendis kabul etmenin bir sonucu olacakdır
fakat devlet yasalara uyulmadan bilime aykırı bu yıkılan yapılar için ödeme yapacak belki evi yeniden yapacak ve bu para bütçeden karşılanacakdır.
Halbuki yapılar yasalara uyarak bilimsel olarak yapılsa idi yıkılmayacaklardı.
Buradaki hataları bütün halk çekiyor.
3-Seçim kazanmak ve seçmen kazanmak için iktidar partisi imar affı çıkardı halbuki imar affı için belediyeleri görevlendirip imar izni alabilen yapılara af vermeli alamayanlara ise yapılarını imar izni alabilecek hale getirmeleri istenmeli yıkılabilecek yapılarda sorumluluğu belediye ile yapı sahibine vermeli idi bunlar yapılmayıp bütün depreme aykırı yapılar yapı kullanım izni aldı ve bu serbestiyet yapılarda daha fazla kaçak inşaat ve depreme aykırı işler yapılmasına neden oldu cimer üstünden yapılan şikayetlere mahalli idareler seçimlerde oy kaybetmemek için işlem yapmadı/yapmıyor çünkü kaçak inşaat sayısı normal inşaatdan fazla.
4-Dün deprem sonucu vefat sayısı açıklandı medyadan takip edin fakat bu sayı açıklanabilen sayı iki misli olabilir deniyor ve yıkılan ev evsiz kalanlar hala çadırda ve konteynırda kalanlar ve bu insanların belirsiz gelecekleri endişe ile hayata bakışları işde hepsinin nedeni
bilimden uzaklaşma ve yasalara uymamak
bunu gelişmiş ülke insanları anlayıp uyguluyorlar.
Hocam belirsizliğin hukukla ilgisi sınırlı,konjonktürel ve jeopolitik şartlarından kaynaklı,peyk ülke olmanın sonucu.
YanıtlaSilHukuka ve bilime bağlı kalsaydık zaten peyk ülke olmazdık.
SilBir inşaat firmasında ev satışı yapan bir arkadaşım var, bana dediği laf şu.
YanıtlaSil"Elimizde satışa hazır 17 daire var ama satmak istemiyoruz gelen müşteriyi oyalıyoruz, geri çeviriyoruz. Evi sattığımız zaman onun yerine yeni inşaat yapıp yapamayacağımız şüpheli. Çünkü kendi karımızı da ve maliyeti ekleyip yeni bir ev yapmak için yüksek fiyat çeksek satılmıyor, banka kredileri kısıldı para dönmüyor. Diğer taraftan evin olması gereken normal fiyatını söylesek müşteriye, ev satılacak ama bu seferde gelen parayla yeni bir ev yapmanın maliyetini karşılayacağımız belli değil, yeni işe girişmeye korkuyoruz. Çimento ve demir fiyatları bir hafta diğer haftayı tutmuyor, işçi ve usta maliyetleri vb. tüm maliyetleri hesapladığımızda 1 ev satıpta gelen parayla yeniden 1 ev yapamıyoruz. Stokçu değiliz ama ne yapacağımızı da şaşırdık."
Ben kendim çifçilik yapıyorum. Geçen sene ekili 5 tarlam vardı, 4'ünde çok az kar ettik sezonu anca çıkardık, 1'inde zarar ettik, yaptığımız mazot, gübre, ilaç, sulama masrafını kurtaramadık. Bu sene mazot daha şimdiden 43 lira oldu Mart 'dan sezon başlayınca ne olur hiç bilemiyorum, kestiremiyorum. Gübre desen uçtu gitti, her ay değişiyor fiyatı. Yalan yok hocam bu sene eksem mi ekmesem mi diye düşünüyorum. Eksem geçen seneki 1 tarlada olduğu gibi sermayeyi kaybedermiyim, diğer tarlalarda masrafları karşılayabilir miyim önümü göremiyorum, herşey belirsiz...
Mahfi hocam 2024 çok zor bir yıl olacak sanki, en azından bunu öngörebiliriz değil mi?
Kesinlikle çok zor olacak.
Silgeçen aylarda amerikalı bir jeologun konferasından sonra ayak üstü sohbette gruba karşı şu sözü çok dikkatimi çekti... dedi ki bu yaşadığınız deprem , 6 şubat depreminden bahsediyor, eğer ki abd'de yaşansaydı abd resesyona girerdi dedi. bu kadar ciddi bir konu olduğunu anlayamamıştım şimdi anlıyorum üstüne üstlük istanbulda depreme hazırlık için yapılacak kentsel dönüşüm maliyeti de eklenince bu olaylar bile ülkemizden bir 3-5 yıl götürdü diyebiliriz.
YanıtlaSildaha 6 ay önce seçimler oldu,
YanıtlaSilherkes mutlu, herkes halinden memnun,
herkesin tuzu kuru,
belirsizlik filan da yok,
şikayet edenler kültür olsun diye şikayet ediyor,
yine gidecekler şikayet ettikleri işi yapacaklar,
adamın vekilliği düşmüş,
seçmeninin umurunda da değil,
niye umurunda olsun ki, o vekili de parti başkanı seçti,
milletin vekili olmadıydı ki hiç,
parti başkanının vekiliydi,
altın üstten, üsttün alttan haberi yok,
öyle bi hay huy gidiyor hocam.
E ve bu umursamazlıkla her şey elden gidiyor. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Yaban romanını okuyun eğer okumadıysanız. Anadolu'da 100 yıldır hiçbir şeyin değişmediğini aynı vurdum duymazlığın devam ettiğini dehşetle göreceksiniz.
SilHocam can atalayin anayasa mahkemesinin hak ihlali var dediği halde alt mahkemenin başına buyruk davrandığı ve dinlemedigi bir ortamda ne yatırım olur ne iş. Hukukun üstünlüğü olmadiltan sonra ve reformlar yapilmadiktan sonra Türkiye hiç bir zaman duzelmez
YanıtlaSilDoğru diyorsunuz bir tek düzeltme yapamam gerekiyor: Kimse başına buyruk davranmıyor. Öyle bir yetkileri yok.
SilSAYIN HOCAM SON 5 YILDA MERKEZ BANKASINININ BAŞINDAKI 7 İSMİN DEĞİŞMESİ NEYİN İŞARETI.DAHADAMI ZOR GÜNLER BEKLİYOR BİZİ.......
YanıtlaSilBu, bizim asla gelişmiş bir ülke olamayacağımızın işareti. Bu ayrılık olmasaydı da daha zor günler bekliyordu bizi zaten.
SilHocam yazı cuk oturmuş merkez bankası başkanı istifa etti böylece öngörülebilir bir belirsizlik de ortadan kalktı yerine gelen isim ise aynı çizgide gibi görülüyor bakalım dolar ne diyecek
YanıtlaSilYetkisi olmayan başkanların biri gelmiş öbürü gitmiş bir şey değişmez, piyasa da fazla etkilenmez.
SilBakın gene bir merkez bankası başkanı değişimi. Kendisi affını istiyor. Atama ise gorevden alınma şeklinde gerçekleşiyor. Öngörüsuzluk, belirsizlik artık. Nasıl değerlendirirsiniz.
YanıtlaSilhttps://www.mahfiegilmez.com/2023/03/istifa-ve-intihar-uzerine.html
Silhocam, mb başkanını kovmuş yine bizimki,
YanıtlaSilacaba diyorum bu "başkan" ünvanına mı takılıyor,
mb müdürü mü yapsak ünvan ismini?
https://www.mahfiegilmez.com/2023/03/istifa-ve-intihar-uzerine.html
SilHocam Hafaize hanım affını istemiş ama resmi gasdede 😭 (kovuldu) görevden alındı yazıyor. Etkisi ne olur.
YanıtlaSilhttps://www.mahfiegilmez.com/2023/03/istifa-ve-intihar-uzerine.html
SilKaleminize sağlık hocam … Adalet mülkün ( =devletin, egemenliğin) temelidir lafı boşuna söylenmemiş …
YanıtlaSilÖngörülemeyen, geç tecelli eden, adil olmayan, manipule edilebilen bir hukuk sistemi neredeyse yok hükmündedir.
Şu anda içinde bulunduğumuz durum maalesef budur.
Maliye ve Merkez Bankası yönetimlerinin durumu da ortada …. yarın kimin geleceği, hangi uygulamaya yöneleceği belli değil ….
Kendi yaşam süremize sığacak umutlarımız tükendi … inşallah gelecek kuşaklar bu kabusun devamını görmek zorunda kalmazlar.
Böyle gidecek gibi.
SilHocam MB başkanı gene değişti,revizyon bekliyormusunuz?
YanıtlaSilOnun değişmesiyle revizyon olmaz.
SilBu durumda muhalefete çok iş düşüyor. Hiç bir şeyin düzelmeyeceği açık. Seçim de bir işe yaramaz artık. Muhalefetin ballı maaşlardan vaz geçerek sine-i millete dönmesi lazım.
YanıtlaSilMümkün değil.
SilHocam kısmette ne varsa o.
YanıtlaSilÖyle bir şey yok. Her şey insana kalıyor.
Sil“Öngörülebilirlik” mi demiştiniz Hocam….:)
YanıtlaSilSaygılarımla.
Hocam, Kaleminize sağlık sizlerin bu güzel yazılarını gerçekten yönetim bunları okuyor ve ders çıkarmıyor olmasını bir türlü aklım almıyor. Ulu Önderin de dediği gibi,, Benim manevi mirasım bilim ve akıldır". Kullanmak lazım.
YanıtlaSilSayın Eğilmez, yazınız için teşekkürler. Bizim, Öngörülebilirlik ve Belirsizlik hakkında bir Atasözümüz vardır. Bu konu için "Bulanık suda balık avlamak " deriz. Suyu bilhassa bulandırırız ki balıkları bazıları kolaylıkla yakalasınlar diye, bazıları ise hiç yakalayamasınlar diye. Bir süre önce bize Türkiye uçuyor, aşağıya doğru değil, yukarıya doğru uçuyor diye gözümüzü bulandırıyorlardı. Öngörülebilirlik ve Belirsizlik denince aklıma nedense hep Sahtekarlık, Yalancılık, Takiyyecilik, Para tuzakları gelir. Öngörülebilirlik ve Belirlilik denince Dürüstlük, Şeffaflık, Güvenilirlik, Eşitlik, Adalet gelir, yani Gelir dağılımı eşitliği, Orta direk yaşantısı gelmektedir. Bence Temel gösterge olarak, bunların devamlı kaydedilmeleri Öngörülebilirlik ve Belirlilik kayıtları çok önemlidir. Bulanık suyun Durulması çok önemlidir, acaba yanılıyor muyum?
YanıtlaSilYanılmıyorsunuz.
SilHocam yapısal reformların hayata geçtiğini görebilecekmiyiz?
SilBu sistemle hayır.
SilKaleminize sağlık hocam
YanıtlaSilSağ olun.
SilMahfi hocam,
YanıtlaSilSadece mekanizmayı anlamak istediğim için sorduğumu biliniz.
Komplo teorilerinin zamanımızı, enerjimizi ve geleceğimizi harcamaktan başka hiçbir amacı yok!
Sizin gibi biliminsanlarına danışarak, gerçek ile safsatayı ayırmaya çalışıyoruz:
(1) Dünya genelinde ticaret yollarının sakatlanması & tıkanması, ticaret yapma imkânlarının yok edilmesi, ticaret hacminin azalması; ideolojik angajmanları ne olursa olsun ülkelerin homurdanmasına, savaşların başlamasına yol açar mı? (Size, "Ne zaman başlar?" diye sormadığımı biliniz.)
(2) "Kültürel evrim" diye bir şey var mı? "Biyolojik evrim"le benzerlikler taşıyor mu?
(1) Yol açabilir.
Sil(2) Kültürel evrim var. Mesela batı dünyası rönesans ile birlikte geçtiği aydınlanma döneminden başlayarak bir kültürel sıçrama yaşadı. Matbaanın yaşama geçirilmesi bu evrimi hızlandırdı.
Efendiler yarin Cumhuriyeti ilan edecegiz
YanıtlaSilAslında belirsizlik yok, belli bir hedefe doğru (sadece birkaç kişinin bildiği) uygun adım bir gidiş var. Hedef her geçen gün biraz daha belirgin hale geliyor. Yazınız için sağolunuz..
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilYazınız için teşekkürler!
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam eksik olmayın. Kaleminize sağlık. Belirsizliğin neden ve sonuçları gibi, olan bitenin farkında olanların çokluğuna rağmen tutunamıyoruz. Sanıyorum dibi henüz görmedik. Bu korkutucu.
YanıtlaSilEyvallah.
SilTeşekkür ederim.
SilAslında dip diye bir şey yok. Olsa Arjantin 100 yıldır sürekli aşağıya inmezdi.
Kaleminize sağlım hocam teşekkür ederiz. Ne yazık ki uzun süre bu ortam düzelecek gibi değil. Özellikle zihniyet değişmediği sürece aynı şeyleri yaşayıp duracağız.
YanıtlaSilNe yazık ki öyle.
SilMahfi Bey merhaba,
YanıtlaSilUzun yillardir yurt disinda finans sektorunde calisan, sessiz bir takipcinizim ve yazdiklarinizin nerdeyse hepsine katiliyorum.
CDSler cok likid olmadigi icin cok oynaktir, uzun donemde trend verir dogru, Turkiye’nin CDS’inin hala yusek olmasi gibi ama cok oynaktir kisa donem icin.
Reyting ise metodoloji bazli temel analize bakar, kredi notlari daima gunceldir, orta-uzun donem kredi itibar acisindan milyarlarca dolar yoneten kurumsal yatirimcilara (buyuk emeklilik fonlari, sigorta sirketleri vs) rehberlik eder ve onun icin investment charter’larinda Moody’s ve S&P’den minimum xyz rating gerekir diye yazar, CDS yazmaz.
Saygilariimla
Haklısınız. Buna karşılık reyting notları bazı siyasal etkiler altında kalabiliyor.
SilMevcut iktidarın yapısal reform cümlesinden sadece yapısal kelimesinin YAPI inşaat rant bölümünü anlayıp uygulamaya koyuyor. Ve ne zaman başı sıkışsa toplumun en uç sinirlerine dokunan meseleleri kaşıyıp gündem değiştirme politikası güdüyor. Taa en başından (2002) bu yöneticilerin projenin içinde değil projenin ta kendisi (bop) olduğunu bilmemek sıradan zekaya sahip bir insan için zor olmasa gerek, bu nedenle Türkiye'nin ATATÜRK ün gençliğe hitaben yazdığı gibi bir durumdayız ve bu durumdan nasıl çıkabileceğimizi bilen siz sayın MAHFİ bey gibi değerli kalemler yerine mutlak itaat ile boyun eğen yolsuzluğa boğazına kadar batan sözde idarecileri atıyorlar ve tamamı başı sıkışsa dikkat ederseniz konuşursam yer yerinden oynar cümlesi kurar çünkü birbirlerinin açıklarını biliyor ve biri düşerse hepsini düşüreceğini bildiği için hep kol kırılıyor ama yen içinde kalıyor. Sevgilerimle Mahfi bey
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilSAYIN HOCAM CUMHURBAŞKANI'NIN KENDİ ATADIĞI MERKEZ BANKASI BAŞKANLARINI HER YIL DEĞİŞTİRMESİNİN BİR NEDENİ OLMALI.SİZDE ZAMANINDA BÜROKRASİNİN İÇİNDEN GEÇMİŞ BİR INSANSININIZ.NEDEN NE OLABİLİR.
YanıtlaSilBen bürokrasideyken böyle olmazdı. Aslında bizden başka hiçbir yerde de böyle bir şey olmuyor. Son 5 yılda 6'ncı TCMB Başkanı atandı. TCMB Başkanı 4 yıllık süre için atanıyor ama listeye baktığımızda son 5 yılda 6'ncı atama olduğuna göre demek ki ortalama olarak bir yıl bile görevde kalamıyorlar. Ondan sonra biz bu ülkede ekonomide istikrar bekliyoruz ve demokrasiden söz ediyoruz.
SilMahfi hocam merhaba iktisat öğrencisi olarak yazılarınızı keyifle okuyorum. Akademik kariyer düşündüğüm için tez yazmak istiyorum konu öneriniz var mı ?
YanıtlaSilÖncelikle hangi konuda akademik kariyer yapacağınızı belirlemeniz gerekir.
SilYine sade ve aydınlatıcı bir yazı olmuş Mahfi bey, teşekkürler, yazınızdan anladığım yapısal reformların yapılması, bir ülkede risklerin ve belirsizliğin azaltılması için yapılması gereken adımların en önemlilerinde birisidir Okan Arıöz
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilHaklısınız ama ne yazık ki herkes yapısal reformu aynı şekilde anlamıyor.
sayın üstadım yazınızı sonuna kadar okudum. gerçekten her alanda özelikle ekonomik anlamda öngörülebilirliğin olmadığı bir toplumda belirsizlikler hakim olacağından her geçen gün kötüye gitmekten öteye geçemeyecektir. halbuki iktisat disiplini yarını da açıklar . yöneticilerimiz yarını dün olanlardan habersiz bir şeklide planladıkları için bugün buradayız bu konumdayız. hiç bir şey için geç değildir. umarım güzel ülkemiz doğru adil ve iktisat disiplininden nem alarak yönetilme imkanı bulur. belli çabalar mevcut . umarım başarıya ulaşırız. saygılarımla kıymetli hocam
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Sil100 senede Atatürk’ün maalesef eseri bu ise ,azınlık olan ve ülkeden gidebilme ihtimali olan insanların,gitmeyi tercih etmesi bence mantıksız değil.Sonuçta Atatürk değiller..
YanıtlaSilAğzınıza sağlık Hocam. Sade bir şekilde anlatıyorsunuz. İnsanlar keşke anlayabilse fakat yöneticiler ve medya okadar güzel oyalıyor ki, insanlar okumuyor bile. Her zaman paylaşmaya çalışıyorum daha çok insana ulaşsın diye
YanıtlaSilTeşekkürler
SilHocam dövizde sınırlı artışa rağmen bu sene ithal ürüñlere %30 civarı zam neden geliyor?
YanıtlaSilBelirsizlik. Çünkü insanlar dövizdeki artışın gerçeği yansıtmadığını biliyor ve kendilerini 1 USD = 40 TL olarak ayarlıyor.
SilAynen,önden bindirmeli fiyat artışları,bindiren bindirene.
SilDeğerli Hocam, emeğinize sağlık. Gerçekten de belirttiğiniz üzere "hukukun öngörülemezliği ciddi üretim faktörleri ve nitelikli insan kaybına neden oluyor." Hukuktaki belirsizlik ve güvencesizlik, ekonomi-politiği ve sosyo-kültürel yaşamı etkileyen en önemli unsur. Bu durum, bireyin kendisine, ülkesine ve inandığı evrensel değerlere güveni zedeliyor. Saygılarımla Hocam.
YanıtlaSilMaalesef öyle.
SilTeşekkürler.
Hocam, yazdıklarınızda eksik var, fazla yok...
YanıtlaSilAncak bu saatten sonra sanırım temel sorun, hukun üstünlüğünü sağlayan düzenlemeler yapmanın ötesinde, bu düzenlemelerin geçerli olduğuna-olacağına inancı sağlayabilmek...
Düşünün; yaya geçidinde ezilen bir yaya 8/8 kusurlu bulunabiliyor.
Söz dinlemeyen kamu görevlisinin kafasında sandalye kırılabiliyor.
Ahali, doktora erişim olanağı için sevinecepi yerde, "doktor dövebiliyoruz" diye şükrediyor.
Birileri en galiz sövgülerle saldırarak tokaylayıp tekmeliyor. Hakim mahkeme suskun kalıyor veya "özgğrlğk" diyor. "Birader bak senin de gözünün üstünde kaş var" dediğinizde, aynı mahkeme aynı hakim sizi belirsiz süre zulüm dehlizine gönderiyor.
Bugün mevcut hukukun normal işleyişinde bunları yapmak mümkün mü? Değil.
En ileri hukuk düzenlemelirini yapsanız, üstünlüğü değiştirilemez ilke olarak koysanız, buna uyulacağına beni nasıl inandırırsınız?
Sanırım çürüme bu kadar derin, çözüm de aynı derecede zor...
Gerçekten de sorun olduğunu göremeyen bir toplumla çözüme gitmek kolay değil.
SilHocam yazınızın mürekkebi kurumadan yazınıza örnek oluşturacak ancak bizim için artık normal bir durum haline gelen bir görevden af isteme olayı daha yaşadık. Aslında bu şekilde yaşanan ve gelişmiş bir ülkede rastlanılamayacak sıklıktaki bu değişimler, bize garip gelse de mevcut yönetim şeklinin işine gelen sadece bir kişinin vazgeçilmez olduğu onun dışında kim olursa olsun yerinin garanti olamayacağı bir anlayışın egemen kılınmaya çalışılmasının bir örneği.
YanıtlaSilÇok doğru.
SilMahfi hocam. hafize gaye erkan görevden gitti. Merkez bankasında bir yangın olduğu belli ama bu dışarıya vurulmuyor. Peki bizim sonumuz nasıl olacak. En kötüsü daha görmedik mi?
YanıtlaSilYanın Merkez Bankasında olsa söndürülebilir. Yangın, her tarafı sarmış durumda ama kimsenin gördüğü yok.
SilMahfi bey, sosyolog yönünüze istinaden soruyorum:
YanıtlaSilVatandaşlarımızda "hissizleşme & hissizlik" gözlemliyor musunuz?
Ben sosyolog değilim ama sosyolojiyle ilgiliyim. Vatandaşlarımızda hissizleşmeden çok iki farklı durum gözlemliyorum: (1) Olan biteni tam olarak anlayamama ve kısa vadeli çıkarları önde tutma. (2) Boşvermişlik, aldırmazlık.
YanıtlaSilHocam AKP iktidara geldiği zaman biz inşaatdan anlarız diye belirtmişdi çünkü tabanı tamamen emlak-inşaat ve sonra FED parasal genişlemesi sayesinde piyasaya gelen USD ile ÇİN den iç tüketim pazarına dönük üretim fabrikaları kurdular sonrada bütün ekonomik kararlarını bu iki konuya göre yapdılar bu nedenle 11 milyon üyeleri üyelerini memnun edecek şekilde çalışıyorlar emlak-inşaat-iç tüketim ne isterse o yapılıyor yüksek enflasyon-baskılanmış USD-kaçak inşaat-yatırım amaçlı emlakçılık ile emlakda ekstra enflasyon-en üst gelir gurubunun hibe desteği ile açılan 100bin kafede vakit geçirmesi-vb.vd...... bence AKP ve nemalandırdığı toplum görevini yapıyor zenginleşiyorlar ve başarılılar.
YanıtlaSilBaşarısız olan ise AKP nin nemalandırdığı toplumun içinde olmayıpda AKP ye hiç düşünmeden oy verenler ve ben muhalefetim deyip de muhalefet yapamayanlar.
Düşüncenin niceliği (miktarı) ve niteliği (kalitesi) üzerinden gidersek verimlik veya üretilen katma değere geliyoruz. Ölçülebilir büyüklüklerden bahsedebildiğimiz sürece fonksiyon var demektir. Yani her toplum bir işlevsellik içinde hareket eder ve "zamanla" evrilir...
YanıtlaSilTeşekkürler kıymetli hocam. Ne kadar hukuk o kadar refah. Hukuk ile refah doğru orantılıdır.
YanıtlaSilCanlı ve cansız varlıklar zaman içerisinde düzensizliğe doğru gider.
YanıtlaSilHocam, belirsizliğin ekonomi ve toplum üzerindeki olumsuz etkilerini vurgulayarak, öngörülebilirliğin önemini açıkça ortaya koyuyorsunuz. Vergileme politikalarının ve hukuki düzenlemelerin daha öngörülebilir hale getirilmesi, ekonomik istikrarın ve uzun vadeli yatırımların teşvik edilmesine yardımcı olabilir. Bu şekilde, belirsizlik azaltılabilir ve sağlam bir temel üzerinde güvenilir bir gelecek inşa edilebilir.
YanıtlaSilSayın Hocam bu kadar Holding ve iştirakları karlarını Üçe beşe katladık diye açıklamalar yapılıyor , Çalışanlarına yüzde 100 , yüzde 150 zamlar havada uçuşuyor , Kamudada böyle !! iyide bu sistem nasıl dönüyor burayı anlamadım
YanıtlaSilKib
Teşekkürler hocam. Bu yazınız öngörülebilirliğin ekonomi ve hukuk açısından ne kadar kritik olduğunu çok iyi özetliyor. Belirsizlik ortamında insanlar paniğe kapılabiliyor ve bu da enflasyon gibi ekonomik sorunları daha da kötüleştirebiliyor. Özellikle hukukun üstünlüğü ve bilimsel temellere dayalı bir yaklaşım, belirsizliği azaltarak daha sağlam bir ekonomik ve sosyal yapı oluşturabilir. Yazı, hem bireylerin hem de ülkelerin uzun vadeli başarıları için öngörülebilirliğin önemini vurguluyor. Harika bir analiz olmuş!
YanıtlaSil