Bu Bütçe ve Bu Faizle Enflasyon Kalıcı Olarak Düşmez
Merkez Bankası politika faizini değiştirmedi ve yüzde 45 olarak bıraktı. TÜİK tarafından açıklanan enflasyonun yüzde 65 olduğu yerde politika faizini yüzde 45 olarak sabit tutmanın tek bir gerekçesi olabilir: Önümüzdeki dönemde enflasyonda düşüş beklentisi. Böyle bir beklenti gerçekçi mi? Bunu araştırmak için öncelikle enflasyonu olumsuz yönde en fazla etkileyen göstergelerin başında gelen kamu kesimi bütçesine bir bakalım. Aşağıdaki tabloda gösterildiği gibi 2023 yılı bütçesi, başlangıçta öngörülen bütçe açığının iki katından daha yüksek bir açıkla (1.375 milyar lira) sonuçlandı (kaynak: Hazine ve Maliye Bakanlığı, Muhasebat Genel Müdürlüğü Bütçe İstatistikleri):
2023 yılının Aralık ayında bütçe
açığı birdenbire ikiye katlandı. Buna yol açan gelişmelerin başında sermaye
transferleri kalemi başta olmak üzere bazı kalemlerde Aralık ayında ortaya
çıkan rekor artışlardı. Mesela 2022 Aralık ayı sermaye transferleri kaleminde
17 milyar TL harcama tahakkuku söz konusuyken 2023 Aralık ayında aynı kalemde
639 milyar TL’lik harcama tahakkuku söz konusu oldu. Bu rekor artışlarla bütçe
açığı başlangıçta 659 milyar TL öngörülmüşken 1.375 milyar TL olarak
gerçekleşti. Buna karşılık nakit dengesi 625,5 milyar TL açık verdi.[i]
Bu, bize 2024 bütçesinin olacağından daha düşük açıklı göstermek için girişilen
bir illüzyonu gösteriyor. Hükümet böylece 2023 yılına gider yazarak o giderin
nakdini 2024 yılında seçimler için kullanıyor. Bu durumda 2024 bütçesi tahmin
edildiği gibi 2,7 trilyon TL açık verecek olsa da nakit dengesinin bunun
oldukça üzerinde açık vereceğini tahmin etmek zor olmasa gerekir.
Bütçe açığının yüzde 100, nakit
açığının yüzde 400 dolayında artacağı bir yılda enflasyonun yüzde 65’lerden
yüzde 36’ya düşmesi mümkün olabilir mi? Enflasyon, geçen yılın Temmuz ve
Ağustos aylarında yüzde 9’ar dolayında olduğu ve bu yıl muhtemelen o aylarda
daha düşük aylık enflasyon çıkacağı için baz etkisiyle düşüş gösterecek olsa da
devamında yüksek kalmaya devam edecek. Bir başka ifadeyle Türkiye’de enflasyon
bu politikayla ancak ve ancak baz etkisiyle geçici düşüşler gösterebilir. Para
politikası kısmen sıkı, maliye politikası gevşek ise enflasyon kalıcı olarak
düşmez.
Türkiye, içinde bulunduğu durumu
iyi göstermeye çalışmaktan vazgeçip gerçekleri kabul ederek ona göre doğru
ekonomi politikası uygulamadığı sürece enflasyondaki geçici düzelmeler hep baz
etkisi gibi illüzyona dayalı kalmaya mahkûmdur.
[i]
Bütçede, giderler tahakkuk, gelirler tahsilat bazında
izlenir. Bir giderin yapılması için işlemler tamamlandığında o miktar,
alacaklısına ödenip ödenmediğine bakılmaksızın bütçeye gider yazılır. Eğer
alacaklısına herhangi bir nedenle o aşamada ödenememişse emanete alınır. Bu
durumda gider yazılmış ama ödeme yapılmadığı için nakit çıkışı oluşmamıştır.
Bazen de tersi olur ve henüz bütçeye gider yazılmamış bir işlem için nakit
çıkışı gerçekleşir. Örneğin işe başlaması için müteahhide verilen avans nakit
olarak ödenir ancak henüz harcama yapılıp belgeleri getirilmediği için bütçeye
o aşamada gider yazılmaz. Emanet ve avanslar katılınca bütçe dengesi ile nakit
dengesi farklı hale gelir. Bunu da bir denklemle gösterelim:
Bütçe Nakit Dengesi = Bütçe Dengesi +/- Emanetler ve Avanslar
Hocam kanaatimce %70'e çıkarsalar da net bir sonuç alınmaz. Ortada bir ekonomi politikası yok.
YanıtlaSilDoğru.
SilTürkiye'de faizin yüzde 70 olduğu durumda, firmaları ve kamu şirketlerini yüzdürmek için yüzde 70 üzerinde kamu açığı vermek, para basmak gerek.
Siltürkiyenin sorunu faiz artırmakla çözülmez, indirmekle de çözülmez.
türkiyenin sorunu faizden bağımsızdır. ama faizden bağımsızdır demek faiz politikası olmayacağı anlamına da gelmez.
Enflasyon küresel tefeci sermayesine bağımlı olmanın sonucudur.Önce bu gerçeği ortaya koyun.
SilHiç öyle bir şey yok Mert Bey. Enflasyon, bilimle inatlaşmanın sonucu olarak ortaya çıktı. 2007 'de % 6,5 'a kadar düşmüştü. O zaman küresel tefeci sermaye yok muydu? Kabahati başkasına attığımız sürece bu işleri düzeltemeyiz.
SilYani hocam diyorsunuz ki. Sözün bittiği yerdeyiz.
YanıtlaSilEvet ne konuşsak boşa gidiyor sanki.
Silbir yorumcunuz da yorumlarında yazıyor, türkçe yazmak sıkıcı ve boş diye.
SilSizlerin yayınlarıyla aydılanıyoruz teşekkürler.
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam, Ay'a yaptığımız yolu 8 şeride çıkarıyoruz. Yaya kaldırımı da eklenecek...🤸♀️
YanıtlaSilKanalizasyonu unutmayın sonra her tarafı ... götürür
SilSayın hocam. Bir de Türklerin çok akıllı çok ve zeki olmadığını da kabullenip ona göre bir eğitim sistemi ve çalışma başlatmak doğru olmaz mı? Şimdiye kadar hep kendimizi kandırdık.
SilIQ ortalaması 89 sanırım. Bu durumda dediğiniz doğru.
SilTürklerin IQ Ortalaması 89 olabilir , kötü beslenme beslenme ve gelecek kaygısı gibi sorunlardan fiili IQ ortalaması 80-85 gibi (reel hava sıcaklığı ile hissedilen hava sıcaklığı arasındaki fark gibi okuyun) bu IQ ortalaması Dünyadaki en tehlikeli insanlarda görülen IQ ortalamasıdır zaten kadın cinayetleri, her türlü cinsel sapkınlık ve sapıklık, suça aşırı eğilim , saldırganlık BU IQ aralığındaki insan topluluklarında gürülür !!!
Silİktisat Teorilerinin temel taşı Varsayılı Homo Economicus kişisinin tanım gereği ıq ortalaması minumum 100 olmalı
Silzeki İnsanlar için tam bir Maymunlar Cehennemi !!!
Silhocam bildiğim bizim iq ortalaması mental disorder seviyesindeymiş,,,bu da her iki kişiden birinin söyleneni anlayamadığı anlamına geliyor...
SilMahfi Hocam,
SilTürkiye IQ sayımı üzerinde bir rapor vardı, şimdi kurum ve detaylarını unuttum.
Türk ortalama IQ seviyesi 1980 lerde artış gösteriyor. En büyük sebep olarak, serbest piyasa açılımıyla gelen gıda çeşitliliğinin etkisi.
İç Anadolu'da çocukken hatırlarım, çok ilçede pazarlar basitti, meyve sebze manavı yoktu, ilçe halklarının tek meyve sebze alım imkanı ilçe pazarlarıydı. İl merkezlerinde manavlar olur ama aşırı pahalı olurdu, halk yine pazarları beklerdi.
İlçe pazarlarında balık bulunmazdı. İl pazarlarında az miktar olur, ya sabah erkenden biter kalmaz ya da hafta içinde Ankara Eskişehir Kayseri gibi büyük kentlerden satılamamış eski balıklar pazar günü gelirdi.
İstanbul ve İzmir den aileler geldiklerinde çocuklar muz yediklerini söylerdi. Ben ilk kez muzu ya ilkokul 4. ya da 5. sınıfta görmüştüm. Aile memur olmasına rağmen, nadiren alabilir, aldığında da iki veya üç tane çocuklar heveslenmesin diye alınanlardı. Ailem kaliteli gıda almak istese bile ya kaliteli gıda fiyatı yüksekti bütçe imkan vermezdi, ya da piyasada bulunmazdı.
Düzenli olarak ek ve balık yemeye ise ancak İstanbul a geldiğimde yatılı Askeri Lise de başlayabildim.
Hafızam yanıltmıyorsa, vaktinde köy enstitüsü mezunu olup, yurtdışında akademik seviye almış bir hanımefendi türk gıda kalitesinin artması için bireysel çaba sarfetmişti, Prof Dr Ayşe Baysal, mercimek teyze, olarak anılmıştı.
Ekonominin, aşırı devlet ağırlıklı olması, devletin kendine sâdık büyük esnaf barındırmak istemesi, bireysel başarıların bastırılması, ister istemez gıda piyasasını etkilemiş o da Türk IQ seviyesine olumsuz yansımıştı.
RwnmioY6q2#0@mKK
Sorumluluk alan yok. Suç hep başkalarında. "Yanlış yaptık , özür dileriz. Ama şimdi hepsini düzelteceğiz" diyen yok. Sadece siyasilerin ağız dalaşına girdiği bir seçim süreci ve ekonomi politikası var. Amirlerine,müdürlerine hoş gözükmek için göz boyayan bir millet olduk.
YanıtlaSilYeni Türkiye'nin geleneği yanlışı, hatayı kabul etmemek. Özür dilemek zayıflık emaresi olarak kabul ediliyor.
SilLinklerin hepsi tamir edilemeyecek biçimde kopuk , o nedenle işimiz zor. Faiz % 100 olsa bile onarım olanaksız.Yazınız için sağolunuz..
YanıtlaSilTeşekkürler
SilYazınız için teşekkürler!
YanıtlaSilSağ olun
SilHocam hayat bir illüzyondur,aldatanlar ve aldananlar üzerine kurulmuştur.
YanıtlaSilHocam MB Nisan da faiz indirimlerine başlarmı?
YanıtlaSilBurası Türkiye, her şey mümkündür.
SilArjantin dışında dünyada bu kadar uzun süre bu kadar yüksek enflasyonla yaşayan başka bir ülke yok. Bu da demek oluyor ki sizin gibi nice ekonomistlerin doğrularının, analizlerinin, yorumlarının hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Çünkü bu bir tercih, çözmek isteseler şimdiye kadar çoktan çözerlerdi. Dünyanın heryerinde olduğu gibi.
YanıtlaSilAslında siyasal iktidar açısından çözülecek bir sorun yok. Onlar yüksek enflasyonla büyüme modeli uyguluyor zaten. Enflasyonu düşürmenin bedelinin işsizlik artışı olduğunu ve bunun oy kaybı getireceğini biliyorlar.
SilBunu yakin zaman once yazmistiniz sayin hocam, tek dert buyume, varsin kitlesel fakirlesme devam etsin.
SilSn.Hocam , Cevdet Akçay a sormak isterdim ; Enflasyonun %100 uzerinde oldugu bir yerde enflasyonun %65 oldugunu kabul ederek aldiginiz onlemlerle enflasyonu dusurmeniz mumkun olabilir mi ? Sizce olabilir mi hocam ?
YanıtlaSilCevdet Akçay'a soramadığınız soruyu bana sordunuz bu durumda ben de kendi açımdan yanıtlayayım. Baz etkisiyle yaşanacak geçici düşüşleri saymazsanız mümkün olmaz.
SilHocam ben daha önce yazmışdım haziranda FED faiz düşüşünü yani dolar sıkılaşmasının bitişini dolar endeksinin düşüşünü bekliyorlar hep ayni şey dolara köle olmuş bir ülkenin hikayesi işte.
SilHocam,
YanıtlaSilHem merkeze uzak hem kalitesiz üstelik çoğu da deprem açısından riskli kabul edilen mahallerde saçma sapan fiyatlara konutlar satılıyor.Bu bahsettim konutlara orta gelir grubunun erişmesi imkansız.Önceden dar gelirli uzun vadede de olsa bu bahsettiğim konutlara ulaşıyordu.Bu felaket nereye gidecek hocam kimse durumun vahametini anlamıyor mu?
Enflasyon ve faiz ilişkisi böyle kopuk kaldığı sürece konut fiyatları düşmez. Artış hızı düşer ama fiyatlar düşmez.
SilEv alalımmı diye hocamıza sorular var hocamız ekonomik nedenlere göre olarak cevap veriyor konut dünya fiyatları devamlı artar bazen az bazen çok faizler yükseldiği için konut kredileri çok düşük değil yaz aylarında enflasyon düşerse konut kredileride düşer
Sil6 şubat depreminden sonra yeni deprem yönetmeliği henüz yayınlanmadı taslak bu linkde
https://gencimo.imo.org.tr/TR,144415/deprem-yonetmeligi-taslagi-yayinlandi.html
son deprem yönetmeliği 2018 d yayınlandı bu linkde
https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=24468&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5
ben ev alıcak olsam yeni yönetmeliğin yayınlanmasını beklerim ve yönetmeliği incelerim 2018 yönetmeliğini incelemenizi tavsiye ederim yapılar 2018 den önceki yıllarda yapılan yapılar deprem yönetmeliğine uygun değil cimer üzerinden yapılan şikayetlere bir şey yapılmıyor hatalı yapılar ya düzelttirilecek yada devlet kendisi alıp düzeltecek
6 şubat depreminin fotoğraflarını incelerseniz konuyu anlarsınız yıkılan ve yıkılmıyan yan yana yapıları yıkılmaların hepsinin nedeni deprem yönetmeliğine uygun olmayışı.
Lüks dubleks villa diye satılan yığma tuğla yapılar içlerindeki duvarlar daha refah olsun diye sökülmüş evlerde dikine donatı yok havuz lar kaçak inşaat ama alıcılar rengine görünüşüne bakarak alıyorlar.Ülkemizde para kazanmak insan hayatından daha önemli100 m2 betonarme bir evin maliyeti arsa hariç 600bin-1.1 milyon TL arası evin arsasını alıp deprem yönetmeliğine uygun olarak kendiniz yapdırın ben mühendisim tavsiyem deprem bölgelerinde çelik konstrüksiyon ev hem ucuz hemde deprem riski taşımaz betonarme bina yapdıracaksanız perde beton tercih edin yapı yapdırmak zor değil mühendislik bürosuna proje çizdirip imar iznini alıp mühendislik bürosunun tavsiye etdiği bir inşaat ekibi ile anlaşıp yapıyı yapdırıyorsunuz mühendislik bürosu size müteahhidlik ruhsatı ve şantiye şefliği hizmetini verir şantiye şefliği kitabını okuyup bütün önlemleri alıp inşaatın başında durursanız istediğiniz gibi bir yapınız olur hem deprem yönetmeliğine uygun hemde ucuza mal etmiş olursunuz şüphe içinde yaşamazsınız.Kendi yapdığınız yapıda kredi kullanmanın yolları var banka ve muhasebeci sizi yönlendirecekdir.
çelik konstrüksiyon Ucuz değil artık betonarme maliyetiyle aynı. Dediğiniz gibi kendi arsamıza ev yaptıralım dedik; belediyeden ruhsat almak onlara bol bol avanta vermek demek. İhtas diye birşey türetmişler atıl belediye arazisini sana rayiç bedel üzerinde satıyorlar. Almassan projeye onay yok. Belediye yol yerine farklı kişilerce yapılmış tecavüzün faturasını da ruhsatlı ev yaptırmak isteyene ödetiyorlar. Bunların kitapları yok. Varsa yoksa vatandaşı soyabildiğince soyma düzeni.
SilMbde ruhban sinifi var faizi ondan artirmiyorlar
YanıtlaSilFaizi artırma veya artırmama kararı MB'de değil ki.
SilEnflasyon lobisi kazandi
YanıtlaSilÖyle bir lobi yok. Bu da dış güçler gibi bir şey. Kendi yeteneksizlik ve beceriksizliklerini örtmek isteyen siyasilerin ve yöneticilerin uydurduğu kavramlar bunlar.
SilSüper aciklamissiniz hocam. Keşke ekonominin başında siz olsaydınız. Gerçi tek adam varken sizin de eliniz kolunuz baglanirdi.
SilHocam dolar bazlı borç /dış borç un ödeyememe gibi bir konuma gelinir mi bu gidişle
YanıtlaSilİşler kötü gidiyor.
SilHocam merhaba. Şu anda, orta seviye bir inşaat mühendisi(örneğin 10-15 yıl deneyimli) ortalama 120-150k TL seviyesinde bir maaşa sahip. Bu seviye dünya ortalaması ile başabaş ve iyi bir gelir gibi görünüyor.(Özellikle Euro veya USD bazında) Enflasyon yüksek olmasına karşın, gelirlerde de yüksek artış olduğu malum. Bu, geçici bir pozitif hava mı yoksa bu döngü seçimlerden sonra bozulur mu? (Diğer sektörleri dışarıda tutuyorum zira onlarla ilgili bir bilgi sahibi değilim.)
YanıtlaSilBu, geçici bir durum. Enflasyon önlenemezse - ki bu politikalarla önlenecek gibi durmuyor - krizin yüzeye çıkması kaçınılmaz. O durumda bırakın iyi ücret almayı iş bulunması ya da işte kalınması bile zor olacak.
SilHocam politika faizi şu aşamada ne olursa olsun kalıcı reform lar olmadığı sürece ve ekonomi den daha önemlisi hukuk 'un üstünlüğü ve güvenilirlik olmaz ise ne enflasyon ne de döviz kurunun düşeceğini sanmıyorum
YanıtlaSilBen de.
SilSAYIN HOCAM DİĞER EKONOMİSTLER YIL SONUNDA,DOLAR ,60,70 TL OLACAK DERKEN,SİZ DEVAMLI OLARAK SERBEST KUR POLİTİKASINDA DEVELÜASYON OLMAZ DIYORSUNUZ.SIZE GÖRE YIL SONU DOLAR TAHMİNİNİZ NEDİR.
YanıtlaSilDevalüasyon teknik bir terim. Sabit kur rejiminde para otoritesinin aldığı kararla uygulanır. Dalgalı kur rejiminde ise ulusal para her gün değer kaybeder veya kazanır. Bu rejimde kendiliğinden ortaya çıkan kayıplara devalüasyon denmez, bunlara değer kaybı denir. Ama bizde alışkanlık olmuş TL değer kaybedince devalüasyon oldu deniyor. Oysa kimse bu yönde bir karar almıyor, bu kayıp piyasada oluşuyor. O anlamda söylüyorum. İşin doğrusu bilinsin diye. oksa benim de yılsonu USD/TL beklentim 50 TL dolayında.
SilMahfi bey merhaba. Politika faizi yuzde 100 de olsa ne fark eder su durumda. Ihracat yapiyoruz ve eximbank yuzde 45 faiz ile uc kurus kredi veriyor. Krediler neredeyse tamamen kapandi. Bu durumda m1 para arzini azaltmadiktan sonra politika faizi ne ise yarar?
YanıtlaSilYaramaz. Ama faizi enflasyonun üzerine çıkarırsanız Eximbank bayağı kredi verebilir.
Sil14 Şubat 2015 - Mehmet Şimşek: "Aslında Enflasyon Dar Gelirlilerin Soyulması Demek"
YanıtlaSilhttps://www.haberler.com/guncel/simsek-aslinda-enflasyon-dar-gelirlilerin-6967985-haberi/
08 Mayıs 2013 -Bakan Şimşek,Enflasyon aslında bir anlamda modern hırsızlık
YanıtlaSilhttps://www.dunya.com/ekonomi/enflasyon-aslinda-modern-hirsizlik-haberi-210448
10 Ocak 2013 , Babacan, bilerek üretilen enflasyonun en büyük hırsızlık olduğunu söyledi.
YanıtlaSilhttps://www.bloomberght.com/haberler/haber/1281739-babacan-bilerek-enflasyon-en-buyuk-hirsizlik
Türkiyede enflasyon sadece FED parasal genişlemesinin zirve yapdığı zamanlarda düştü bu enflasyon düşüşü ve doların ucuzlaması 2008-2012 yıllarında dolar endeksi 73 seviyesine düştüğünde tamamen dolar bolluğundan oluşan bir enflasyon düşüşüdür.Türk hükümetleri asla enflasyonu düşürücü bir çalışma yapmamışlardır.58. hükümet zamanında FED parasal sıkılaşması ile dolar endeksi 120 seviyesindeydi onun için enflasyon Türkiye ve benzer ülkelerde çok kötüydü 58.hükümeti kötüleyen AKP şu anda Türkiyeyi öyle kötü bir duruma düşürmüşdürki onlarda söylediklerinden utanıyorlardır AKP o kadar şanslıki iktidara gelince FED parasal bollaşması başladı 2015 de sıkılaşma başlayınca şapka düştü kel göründü FED dolar endeksini yükseltmemek için dolar sıkılaşmasını tam olarak yapmıyor eğer dolar endeksi 120 seviyesine gelirse işde o zaman enflasyonun nasıl bir şey olduğunu en varlıklı kesimde hisseder 2001 de olan şey budur 2001 de dolar endeksi 120 ye gelmişdi.AKP liler dua edin dolar endeksi 120 ye gelmesin.
YanıtlaSilhttps://tr.investing.com/currencies/us-dollar-index-streaming-chart
yukardaki dolar endeksi grafiğinin linkine tıklayıp aylık olarak incelerseniz bütün parasal olayların nedenini bu grafikden isterseniz anlayabilirsiniz.
Türkiye kapitalizmin anlamının fakir halkı soymak olarak anlamış para kazanmak için her türlü sahtekarlığın legal olduğu asla doğruyu bulmak için hakkınızı arayamayacağınız hukuğun ve yargının varlıklıların işlerini halleden bir organ olan imkanı olanın kaçdığı bir ülkedir.
Enflasyon, Fed'in parasal gevşeme yapmadığı 2005, 2006 ve 2007 yıllarında yüzde 8'ler dolayındaydı.
SilHocam 2024 enflasyonda rekorlar yılımı olacak?
YanıtlaSilTemmuz ve Ağustos'ta geçen yılın toplam 18 puanlık artışı çıkıp da yerine 7 - 8 puan girerse yaklaşık 10 - 12 puanlık bir düşüş olur (baz etkisi.) O nedenle enflasyonda rekor olmaz muhtemelen ama yüzde 50'nin altında olmaz diye tahmin ediyorum.
SilYazınız için teşekkürler.
YanıtlaSilEkonominin yavaşlaması için algınında yönetilmesi gerekmiyor mu algının yönetilebildiğini düşünmüyorum. Gördüğüm kadarıyla hala insanlar önden ihtiyacı olmayan harcamalara devam ediyor. Merkez bankası gerektiğinde faizleri artıracağının mesajınıda vermiş lakin sadece faiz artışı ile algıyı yönetmeden çözüm bulunabilir mi ? Seçim sonrası gelecek olan ilave vergiler akaryakıt ücretleri beklenen artış dolarda beklenen sıçrama bunların hepsi önden harcamaya dolarizasyona sürüklüyor.
Ekonominin yavaşlaması bu hükümetin isteyeceği bir şey değil. Enflasyonun yüksekliğini tercih ediyorlar.
SilSn. Hocam, bilgilendirmeniz için teşekkürler.
YanıtlaSilKabullerin hatalı olduğunda sonuçların doğru olmasını beklemek gibi bir olay yaşıyoruz. 2m derinlikteki bir havuzda 1.65m adamın nefes alacağını ve hayatta kalacağını umut ediyoruz.
Kesinlikle budur.
SilDezenflasyon süreci baslayacak derken korkum o ki secim sonrası..artan vergi yükü akaryakit elektirik dogalgax kira ve daralan satışdan dolayı artırılacak olan kâr marjları..ve tabiki kur artışıyla maliyet tarafının tetiklenmesiyle...bugun ne aldın aldın...talebiylede hiperenflasyona hoş geldin dermiyiz..hocam..keza bunu şuan kiralarda görmeye başladık bile?
YanıtlaSilBir ciftci olarak şoyle ornek verecem sizlere cukurovada limon dalında kaldı.limonu ben cifci olarak bedavaya versem bile artan işcilik maliyetleri kasa ücreti limon arabaya yüklenene kadar kg 5 tl oluyor halde indi bindi.7 tl adanadan istanbula 25 30 bin nakliye istanbulda tekrar indi bindi markete gelene kadar 10 12 lira oluyor kg market kira asgari ucret çürüme firesi vs derken halk bedava tarladan cikan limonu 20 liraya belki daha fazlasina tuketmek zorunda kaliyor..limonun üretim asamasına hic girmiyorum orasi tam bir facia mazot gubre ilac hepsi doviz hepsi cari acik zaten...yani vergi akarkayit yükü ve ışcilikle bile bu hale gelebilen fiyatların önune gecebilecek hic kimse veya oyle bir kararlilik yok bence korkum o ki hiperenflasyon.bozulan toplum ahlakı asık yüzlü insanlar mutsuz sagliksiz cocuklar.
Bunları zaten yaşıyoruz ama muhtemelen bunların hepsini daha ağır şekilde yaşayacağız.
SilEkonomimiz maalesef içi virüs dolu bir bilgisayarın güzel bir ekran koruyucuya sahip olması gibi.Eğitim ve IQ seviyesi belli olan halkın ekran koruyucu úzetinden bilgisayarı değerlendirilmesi gibi
YanıtlaSilMahvi Hocam, yarın THY satıyoruz 1 tirilyon dolar diyelim artı olarak bir 100 milyar dolar da nakit temin ettiğimizi kabul edelim.
YanıtlaSilBizim sorunuz enflasyon, para politikası yanlıslarindan öte;
Hocam bizim iktisat bilinçimiz yok, parayı yönetemiyoruz, planlama, koordinasyon, Organizasyon gibi temel bilimlerden yoksunuz.
Her şeyden önçe bu temel felsefeyi, temel iktisat bilinçini kazandığımız surece kalıcı çözümler üretebiliriz.
Yani parayı yönetemiyorsanız hiçbir alanda sürdürülebilir politika geliştiremezsiniz.
Yer çekiminden daha güçlü çekim güçü paranın çekim alanıdır.
Böyle olunca paranın karşısında hiç bir alanda tutunamazsınız.
Bu yaşadığımız cağın realitesi, kabul etmesek de paranın çekim güçü böyle.
Galileo'nun 'yine de dönüyor'demesi gibi.
Hocam sevgiler hadsizlik ettiysem affola
Sevgili İbrahim Bey, estağfurullah hadsizlik falan yok tabii ki. Ama benim görüşüm farklı. Bunlar biz bilmediğimizden dolayı olmuyor, tercihimiz farklı olduğundan dolayı oluyor. Yani bunlar cahillikten değil tam tersine bilinçli olarak yapılıyor. Çünkü toplumun yapısı, anlayışı, yaklaşımı değiştirilmeye çalışılıyor.
SilHocam biraz daha açsanız; toplum yapısı, anlayışı ve yaklaşımın değiştirilmesini
SilSaygılarımla
Seneye enflasyon yüzde 6 olur bence
YanıtlaSilBence o kadar yüksek olmaz. Fed, gerekeni yapıyor, o nedenle ABD enflasyonu yüzde 3'lerde kalır.
SilBizim hayatımız böyle gidecek gelecek yeni nesli borçlu çıkarmamak için ne evlenebildik ne de çocuk yapabildik .
YanıtlaSilNasin bittigi yerdeyiz
YanıtlaSil
YanıtlaSilSıkılaştırmanın iki ayağı vardır, 1.Parasal sıkılaştırma, 2.Mali sıkılaştırma . Mali sıkılaştırma ayağı yok zaten, itibardan tasarruf yok çünkü. Ama parasal sıkılaştırma da tek başına sakat. Çünkü, eğer açıklanan politika faizi (45%) , yine açıklanan tük.enflasyon oranından (65%) yirmi baz puan aşağıdaysa ve bir de aksine likidite habire artıyorsa hangi parasal sıkılaştırmadan bahsedeceğiz? Şuna bakmamız gerekmiyor mu? Eğer tüketici bir malı alırken, almaktan imtina etmek, yani tasarruf etmek yerine; yarın nasıl olsa daha pahalı alacağım diye habire almaya devam ediyorsa... Ama boşverin, böyle kuşa böyle kuyruk!
Çok doğru.
Sil“Tercihin kaderindir!” Derler, bazen de ‘cahilin’ tercihi senin kaderin oluyor! Şimdi katlanma zamanı..
YanıtlaSilCahil değil muhtemelen, tercihi farklı.
SilMuhalefetin hiç mi suçu yok?
SilMerhaba hocam, bu değerli yazınız için ellerinize sağlık. Savaş ekonomisi üzerine bir yazınız var mıdır? Veya referans vereceğiniz bir paylaşım ?
YanıtlaSilBenim o konuda yazım yok ama şu yazı fena değil:
Silhttps://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1470220
Geri dönüşüz için çok teşekkür ederim hocam
SilBizim ekonomi şuna benziyor?
YanıtlaSilDr. Breuer: "Soruya soruyla cevap veriyorsunuz Friedrich"
Nietzsche: "Siz de cevabını bildiğiniz soruları soruyorsunuz"
Dr. Breuer: "Cevabını bilsem size neden sorayım?"
Nietzsche: "Kendi cevabınızı bilmekten kaçtığınız için"
BEKLENEN KRİZ NEDEN BİR TÜRLÜ GELMİYOR?
YanıtlaSilMahfi Hocam bu soruya enflasyon ve faiz oranlarını örnek göstererek zaten krizdeyiz şeklinde cevaplıyor. Krizin tanımını böyle yapınca özellikle iktidara oy veren kesim hani nerede bu kriz diyor. TÜİK verilerine göre bile halkın %90'ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor ama halk temel ihtiyaçlarını karşılıyorsa kendini krizde görmüyor.
İnsanlar barınma, giyim ve gıda ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlarsa kaliteye çok bakmıyorlar. İçeriğinde %35 olan fındık kreması yerine %1 olan fındık kreması yiyor mesela. Onlar için kriz; sokakta kalmak, soğukta kalmak, aç kalmak, ilaç parası bulamamak.
Son zamanlarda özellikle maaşı düşük emekli kesim bu koşulları yaşamaya başladı ama genele yayılmadı. Böyle bir krizin çıkmasının tek yolu ithalata yetecek döviz kalmaması olur. Yılda 250 milyar dolar ihracat yapan bir ekonomide bu mümkün değil. 2024 yılı projeksiyonuna baktığımızda herhangi bir ödeme krizi görünmüyor. 2024'ü bir şekilde atlatırız. 2025 Allah Kerim.
İktidara oy verenlerin önemli bir bölümü toplumun en düşük gelirli yüzde 40'lık nüfus grubu içinde. Onlar, kendilerinden çok daha fazla gelir elde edenlerin gezip tozmasına, yiyip içmesine bakarak kriz olmadığına inanıyorlar. Oysa biz krizdeyiz. Bulgaristan ve Romanya bile kişi başına gelirde bizi gelip geçti. Bu bile başlı başına bir kriz. Krizde olduğunun farkında olmayan bir toplumun daha iyiye gitmesi mümkün değil.
Silyüksek enflasyon varlıklı guruba garibanlardan para transferidir (hırsızlıkdır) ve bu krizdir sadece çok küçük % 2 gibi bir enflasyon büyüme için gereklidir kriz yok diyenler hırsızlığı yapan, teşvik eden ve bunlara koşulsuz biat edenlerdir.
SilMaliye bazı kiracılar ile iletişime geçip ev sahiplerinin kira vergisini verip vermediğini kontrol için görüşme talep ediyor. Sizce başka ne çalışmalar yapılacak daha fazla vergi almak ya da vergi kaçaklarını tespit için ?
YanıtlaSilHocam sadece halkın harcamalarını kısmaya dönük olarak algıladığım faiz artışlarıda kamu tasarrufu ve diğer reformlar yapılmadığı için de tek bacaklı bir enflasyon yönetimi olmuyormu ?
YanıtlaSilHocam nakit dengesini kısaca açar mısınız?
YanıtlaSilBütçede, giderler tahakkuk, gelirler tahsilat bazında izlenir. Bir giderin yapılması için işlemler tamamlandığında o miktar, alacaklısına ödenip ödenmediğine bakılmaksızın bütçeye gider yazılır. Eğer alacaklısına herhangi bir nedenle o aşamada ödenememişse emanete alınır. Bu durumda gider yazılmış ama ödeme yapılmadığı için nakit çıkışı oluşmamıştır. Bazen de tersi olur ve henüz bütçeye gider yazılmamış bir işlem için nakit çıkışı gerçekleşir. Örneğin işe başlaması için müteahhide verilen avans nakit olarak ödenir ancak henüz harcama yapılıp belgeleri getirilmediği için bütçeye o aşamada gider yazılmaz. Emanet ve avanslar katılınca bütçe dengesi ile nakit dengesi farklı hale gelir. Bunu da bir denklemle gösterelim:
SilBütçe Nakit Dengesi = Bütçe Dengesi + Emanetler - Avanslar
Çok sağolun hocam
SilHocam sadece halkın harcalarını kısmak için arttırılan faiz ve sıkı para politikası, kamu tasarrufu ve diğer reformlar da yapılmadığı sürece de bu enflasyon oranı kalıcı olarak düşmeyecek ise neden sadece faiz oranı artışı sürekli olarak tercih edilir? Bu enflasyonu halkın kullandığı kkartımı arttırıyor veya halk tasarruf ederken diğer taraf fazlasıyla harcamaya devam ederken nasıl olacak bu iş? Syg.
YanıtlaSilTürkler, diğer müslümanlar gibi çoğunlukla mucizelere inanırlar. Bilime o kadar değer vermezler. O nedenle de çalışıp öğrenmek yerine kulaktan duyduklarıya hareket ederler. Bir yerlerden enflasyon yükselince faizi arttırmak lazım diye duymuşlarsa arttırırlar. Oysa her ülkenin sorunları farklıdır. Mesela ABD'de faizi artırmakla enflasyonu denetlemek mümkündür ama maliye politikasını gevşetirseniz faizi arttırmak bir işe yaramaz. Bizde maliye politikası inanılmaz derecede gevşetilirken faizi yükseltiyoruz. Yanında yapısal reformları yapmak gerekirken hiçbirini yapmıyoruz. Faizi yükselterek mucize beklemeye devam ediyoruz. Olayın özeti budur.
SilKaleminize sağlık hocam,halkımızla ilgili tahlillerinizde ekonomik tahliller gibi çok doğru ve yerinde bir tespit (13:07)
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam, aralık ayında gerçekleşen Sermaye Transferi tam olarak nedir? Bu kadar büyük para transferi çok soru işareti uyandırıyor bende. O zaman Hane Halki yardımı ve sermaye tranferi olarak gösterilmişti bütçede, nedir anlamamıştım. Hiç bir açıklama yapmadan Sermaye Transferi adı altında neler dönüyor acaba? Babalarının çiftliği mi bu devlet diyeceğim ama sanırım aynen öyle ...
YanıtlaSilFarklı adlar altında yapılacak yardımlar.
SilHocam buradan sonuç parasal ekonomi açısından makul adımlar attığımız. Yalnız anlamadığım husus mali açıdan bu bütçe dengesini oluşturacak olan ara ve ana elamanların ne olduğu, kamu harcamalarının kısılması tek başına bir etken değil gibi, sizce mali politikalarda yapmamız gerekenlerin kısaca bir listesi ne olabilir. Saygılarımla.
YanıtlaSilParasal ekonomi için attığımız adımlar makul gibi görünse de kesinlikle yeterli değil.
SilYapılması gerekenler: (1) Gerçek enflasyonu açıklamak ve MB faizini o düzeye çıkarmak. (2) Bütçede ciddi kısıntıya gitmek, kamu kesimindeki bütün lüks harcamaları kaldırmak (sarayın harcamaları dahil.) (3) Kayıt dışı ekonomiyi kayda alacak vergi incelemelerine girişmek. (4) Riskleri düşürmek (sadece ekonomik riskleri değil sosyal, siyasal riskleri ve dış politika risklerini de düşürmek.) (5) Hukukun üstünlüğünü yaşama geçirmek (aslında bu ilk önlem olmalı.)
Olay yine sizin başka bir sözünüze geliyor. Yalnızca doğru faiz oranıyla ekomiyi düzeltemezsiniz ama yanlış faiz oranıyla ekonomik dengeleri bozabilirsiniz.
YanıtlaSilEvet.
SilSaygıdeğer Hocam,
YanıtlaSilGerek iktidar kanadında, gerekse ekonomi çevrelerinde sürekli olarak TCMB'nin artan döviz rezervlerinden bahsedilip duruyor. Oysa bu rezerv artışının sağlıklı olmadığı çok açık. Zira bu durumun sağlıklı kılacak ihtalatımız mı azaldı veya ihracatımız mı arttı? Elbette hayır.
Durum böyle iken bu bu rezerv artışının kaynağı/sebebi nedir?
Bir ara KKM dönüşleri dolayısıyla artmıştı ama şimdi yine düşüşte.
SilHocam ayrılan ( affını isteyen veya görevden uzaklaştırılan ) merkez bankası başkanı Hafize Gaye Erkan politika faizini % 60'a kadar çıkarmak istiyordu, bu sebeple yollar ayrıldı diye bir teori var. Merkez bankası hangi politika faizini açıklarsa açıklasın buna uygun yürütülmeyen bir maliye politikası sonucunda işler çok değişmeyecek gibi gözüküyor. Bizim (kıt aklımızla) gördüğümüzü Mehmet Şimşek görmüyor olamaz , bu durumda seçim sonrasında popülist politikalar terk edilip çok daha sert bir yaklaşım sergilenecek diye düşünüyorum. Katılır mısınız ?
YanıtlaSilBunun doğru olup olmadığını bilmiyorum. Maliye politikası bu kadar gevşekken para politikası sonuç alamaz. Türkiye'de enflasyonla mücadele ev sahiplerine getirilen % 25 kira artırma limiti, tasarruflara negatif reel faiz ve memur ve emekliye enflasyonun altında ücret artışı yapılarak sürdürülmeye çalışılıyor. Bununla bir yere varmak mümkün olmaz. Seçim sonrası orta ve üst gelir grubuna ciddi vergiler geleceğini tahmin ediyorum. Yoksa bu yılın bütçesi yürütülemez.
SilKira zamları toplumsal bir yaranın ötesine geçti.
SilKurumsal yatırımcının da dikkatini çeken bir unsur.
Türkiye yatırımlarına kredi verilmesinin önünde de engel.
Açık şekilde söylemem gerekirse, Türkiye'ye direk yatırım yapmak isteyen bir firma, diyelim ki batarya veya otomobil üreticisi, bunu kendi öz kaynakları ile yapamaz.
Bir bankadan kredi alması lazım.
Bankacı ise uzun süren ev zamlarına da takılır. Bugün ev sahibine engel olan hükümet, yarın bankadan kredi alan firmanın fiyatına da engel olur, kredi dönüşü zora girer.
Mesele kişilerin meselesinin de ötesinde, Türkiye'nin piyasacı devlet olamaması.
*WoPPF3seLn508!k
Secimlerden sonra yeni bir vergi artisi bekliyor musunuz? Bekliyorsaniz hangi vergiler artacak size gore
YanıtlaSilBu bütçe açığıyla kaçınılmaz olarak ciddi vergi artışları gelecek. Bütün vergilerde artış bekliyorum.
SilMerhaba. Turkiyedeki evlerin m2 fiyatlari konusunda bir yazi yazarsaniz seviniriz. Cogu takipcinizin evi yok ve ev almaya ihtiyaci var. Ama belki kredi cekmek yerine arsa almak daha mantikli olur onlar icin. Bu gibi hesaplari kiyaslasiniz, tarihsel veri ekleseniz binlerce insanin isine yarar diye dusunuyorum. Kolay gelsin.
YanıtlaSilBir araştıralım bakalım.
Silcok faydali olur hocam
SilBelkide enflasyonu düşürmek için harcanan çabaların hepsi gostermelik, gerçekte istenilen yaşadığımız enflasyon...
YanıtlaSilDoğru. Aslında niyet enflasyonu düşürmek değil.
SilHocam hukumet kisa vadede para arzini artirarak toplam talebi artirdi boylelikle enflasyon yaratarak ekonomik canlilik sagladi hem de istihdam da yaratilmis oldu. Secimler icin harika bir strateji. Ak parti hukumetinin hem yaptigi sey secimden once gecici refah yasatmak.
YanıtlaSilÇok doğru tespit.
SilThomas Piketty'i das Kapital de enflasyon için iyi bir borç ödeme tekniği diyor. Siyasal iktidar tarafından yüksek enflasyon kasıtlı isteniyor olabilirmi? Teşekkürler emeğinize sağlık.
YanıtlaSilSadece o değil aynı zamanda talebi artırarak büyümeyi sağlıyor.
SilHocam yine çok aydınlatıcı bir yazı olmuş. Bıkmadan usanmadan +1 kişiyi bile bilinçlendirebilirsek bu hepimizin menfaatine olacak. Çevremdeki herkesi yazılarınızı okuması konusunda yönlendiriyorum. Siz yazarak biz takipçileriniz de dilimizin döndüğü ölçüde sizden öğrendiklerimizi anlatarak umarım bir aydınlanma yaratırız. Daima kötüler kazanacak değil ya !
YanıtlaSilSağ olun.
Silinsan ile zeki insan arasında farklardan birisi bakış açısı ve penceredir.. zeki insan hayata yüzlerce farklı pencereden bakar görüneni değil niyeti anlar hatta niyetin bile oyun olduğundan şüphelenir niyet farklı bir niyetin yemi mi diye sorgular.. zeki insan sorgular düşünür farklı pencereden bakar.. normal insan ise yemek içmek barınmak gibi temel şeyler üzerinden düşünür.. ekmeğin fiyatı nedir, ev ne kadar , araba ne kadar ama zeki insan der ki nereyi gezebilirim, kitaba ne kadar para verebilirim, proteinli gıdalara nasıl ulaşabilirim, yurt dışı ve yurt içi tatilimi yapmalıyım, arabamı kaliteli ve güvenilir olanından alabilmeliyim, dünyada ve avrupa özelinde insanlar sosyal olarak refah içinde ama bireysel zenginlik yoğun değil bize de bu sistem gelmeli der, doğa güzelliklerimiz var kaz dağları için harekete geçmeliyiz der... hak eşitlik özgürlük gibi kavramların altı üstü basılan bir itibari para sisteminden yüzlerce kat daha önemli olduğunu çok iyi bilir.. eşitlik özgürlük adalet herkes için adalet, sorgulanabilirlik hesap verilebilirlik gibi kavramların, finansal yatırımlarından şahsi mal varlığından daha çok benimser, çünkü oyun teorisi gibi bir kavramın gerçek olduğunu bilir.. eğer kendi için iyi bir şey istiyorsa yaşadığı toplumun da iyi olması gerektiğini bilir daha sayacağım çok şey var ama ne desek boş o zeki pırlanta gibi gençler birer birer o modern ülkelere gittiler bile.. çünkü onların bu soruları bu toplumun düşmanlarının işine gelmedi
YanıtlaSiltoplumdaki sakinlik bir sebebi de insanlar oturdğu evin örnek verecek olursam 500 bin liradan 5 milyon lira olmasıyla sahte bir zenginleşme algısına kapılması.. halbuki oturduğun evi satsan yine aynı para ile aynı evi alacaksın ama insanlar milyoner oldum algısına kapıldı.. bir de araba sahiplerinin 200 bine aldım 1 milyon oldu nasıl zenginim asgari ücretli biri benim arabayı alması için 10 yıl çalışması lazım diyip asgari ücretliye bakarak ego tatmini etmesi bu toplumu özetliyor.. yani malı mülkü olanlar halinden memnun ama bilmiyorlar ki elindeki ev ile yamulmuş hurda araban dünya için hiç bir anlam ifade etmiyor ama fakirleştiğin dünya tarafından tescillenmiş bir gerçek..
YanıtlaSilHocam Vergi Hukukuyla ilgili en beğendiğiniz kitabı önerebilir misiniz
YanıtlaSilMurat Batı - Vergi Hukuku
SilHocam, yaşananlar karşısında herhalde sihirbazlar bile ne söyleyeceklerini bilemez. Veriler gerçekçi değil, bütçe samimiyetten uzak, işsizlik artmıyor bilâkis düştğü söyleniyor bunlara gazeteciler, bilim adamları hatta sokaktaki vatandaş bile inanmıyor, buna karşın yakın zamanda işlerin düzeleceği vaadinde bulunuluyor. Tabii ki insanlar söylenenlere değil, yaşadıklarına inaniyor. Yılbaşından önce fiyatlar on onbeş günde bir yükselirken son zamanlarda haftada iki kez yükseldiğine rastlıyoruz. Bu nasıl iyiye gitmek anlamak mümkün değil. Göründüğüne göre 2024 yılı herkesi çok zorlayacağa benziyor. Tahminimize göre özellikle yaz aylarından itibaren hissedilir bir durgunluk dönemi başlayabilir. Keşke yanılıyor olsak. Yoksa çok karamsar mıyız hocam?
YanıtlaSilGerçekçisiniz
SilTürkiye'nin yeni bir hikayeye ihtiyacı var. Mesela Avrupa birliği üyeliği gibi bu adımlar üzerinde hareket edilirse geleceğe dönük önemli olumlu gelişmeler yaşanır diye düşünüyorum
YanıtlaSilBu ekiple yazılacak her hikaye mevcut durumu aratır.
SilAlmanya ve Rusya gibi cari fazlalıklarımız olsaydi bunlar bütçe açığını taşırdı bizim fabrikakar ğcuz işçilik üzerine ,rahmetli Güngör Arasın dediğini söyleyim bütçe fazlığı her daim iyi bir şey anlamına gelmiyor demek parayı yatırraracak fikir geliştirememişik ama ilk maddede değim gibi açık cari fazlalık pahasın verimesi gerek
YanıtlaSilmülksüzleştirme ile sorunlar biter mi yoksa daha fazla sorunlar mı ortaya çıkar?
YanıtlaSilSorundan ne anladığımıza bağlı.
Sildevlet mülksüzleştirme meyilli yasalar çıkaracak gibi görünüyor emlak fiyatlarındaki aşırı artış halkın konut fiyatları sebebi barınma ihtiyacı için konut alamaması konutun sadece yatırım amacı ile ticareti yapılması barıma ihtiyacı olan milyonlarca kişi kaçak inşaat depremde yıkılan binalar kiraların çok yüksek oluşu hatalı şehirleşme hatalı yanlış imar emlak işinden çok yüksek vergilendirilemeyen gelir piyasanın emlak işindeki yüksek kar nedeniyle bu işe yüklenmesi vb.vd.bütün bunları çözmek için bu yöntem düşünülüyor bazı şehirlerde imar izni verilmiyor.
Silkapsayıcı kapitalizm ülkemizdeki sorunları çözermi ?
YanıtlaSilBizim ülkenin sorunu ahbap çavuş kapitalizminden kurtulmak.
Silhocam, hem uzm.dr. yim hemde ikinci üniversite olarak Mülkiyede Uluslararası ilişkiler bölümü okuyorum. Yazılarınızı uzun bir süredir takip ediyorum. genel olarak insanların eğitim kalitesi ve katı şekilde hayatta kalma dürtüsü ile büyümesi nedeniyle maalesef bu topraklarda ne ileri seviyede bir toplumsal yapı ne de refah düzeyi yüksek bir ekonomi olabilir. Siyasal bilgilerde birçok öğrenci maddi yetersizlik nedeniyle okula devam edemiyor ve diğer fakülteleride kattığımızda bu sayı gerçekten çok fazla sayıda. Yüksek nitelikli birçok arkadaşım hep avrupa, amerika, kanada gibi ülkelere gittiler, böyle giderse 10 yıla kalmaz toplumdaki insan tipi çoğunlukla beceri düzeyi sadece adi ticaret ile uğraşan al sat yapan tipte insanlar kalacak. Bence yönetimdeki hakim düşüncenin basit inşaat ve vergi geliri elde etme dürtüsü gittikçe insanların karakterine işleyecek. Maalesef düşünen insan için yaşadığımız topraklar gerçekten cehennem haline gelmiş. Babamın dediği gibi bu memleket düzelmez. Saygılar.
YanıtlaSilHocam ek mtv artisi akabinde 2023 butcesindeki duzeltme oldu ancak yine de kapatilamadi. 2024/1 ceyrek sonrasi otobobilde, dayanikli tuketim mallarinda yada akaryakitta ek otv gundeme gelebilir mi?
YanıtlaSilGelir
Sil2023 yılı ve 2024 yılı ocak ayında ihracat rekoru kırıldığı haberlerini okuyoruz. Buna paralel olarak TL nin çok değerlendiği yorumlarını da okuyoruz. Türkiye ihracatının kur duyarlılığı sona mı erdi ? Yeni pazarlar mı bulduk? Bunun nasıl olduğu konusunda yorumunuz nedir?
YanıtlaSilİthalata da bakmak lazım. Bizimkiler sadece ihracata bakıyor.
SilSayın Hocam siz kapitalizm in en iyi sistem olduğunu düşünüyorsunuz Mehmet Şimşek in emekli maaş artışı na karşı olduğu fakat enflasyonla zenginlere servet transfer ederek büyümeye hemfikir olduğunu ve 10bin TL ye evi olmayan milyonlarca emeklinin kapitalizm ile yaşamasını mümkün olarak görüyormusunuz.
YanıtlaSilKapitalizmin en iyi sistem olduğunu düşündüğümü nereden çıkardınız bilemiyorum. Öte yandan bizde uygulanan da esasen kapitalizm değil ahbap çavuş kapitalizmi. Yani kapitalizmin yandaşa hizmet edecek şekilde formatlanmış hali. En kötüsü. Milyonlarca emekli, bu ahbap çavuş kapitalizminde sadaka ile yaşamaya alıştırılmış ve bu duruma başkaldırmıyorsa evet mümkün görüyorum.
SilMahfi Hocam selamlar, seçimden sonra olası vergi artışlarıyla beraber (eğer tarife yumuşamasına da gidilmezse) mali sürüklenme yaşanabilir mi?
YanıtlaSilGidilecek gibi görünüyor.
SilBütçe açığı , enflasyon , kur , ekonomi , hukuk , eğitim , sarmala dönüştü , hepsi fasit daire.
YanıtlaSilKesinlikle
SilDeğerli hocam,
YanıtlaSilGiriş seviyesindeki çalışanlar ile düzenli olarak sohbet ederim. 25-30 yaş aralığındaki gençler.
Geçen senenin bonus kazananları ile bire bir görüşmeler yaptım.
Çinli bir aileden gelene sordum,
"Açıklamak zorunda değilsin, ama geçen senin bonusu ile ne yaptın?"
O da cevap verdi.
" Şu şu şu konularda açığım var, filan üniversitenin sertifikalı akşam kursu var, peşin ödeme ile 8 aylık kursa kaydoldum. Bunları tamamlayınca piyasaya çıkıcam fiyatımı ve pozisyonumu kontrol edeceğim, bankanın ismi de, yaptığım iş de üzerine ne kadar eklemiş görmek istiyorum."
Hintli çalışan "Çocuğun satrancı iyi, ona özel mentor tuttum.Eşim bir emlakçının yanında yardımcı, emlakçı olması için girmesi gereken iki sertifika var, birazını da onlara kullandık. Banka mesleki sertifikalara yüzde 75 destek yapıyor, filan sertifikaları bu sene alacağım yüzde 25 sertifika ödemeleri için kullanacağım, onları alıp filanca birimlere başvuru yapacağım."
Boğaziçi mezunu Türk çalışana sordum. "Filan yerin et lokantası iyiymiş, kutlamak için orda aileme yemek yedirdim, eski arabayı sattım, onun ve bonus parasını yeni araba peşinat ödemesi için kullandım."
Bu 3 görüşme de benzeri maaş seviyesinde benzeri işleri yapan çalışanların geçen hafta ilettikleri. Enflasyonun yapısal sorunları, toplumun genel ekonomik ve hayat bakış açısı ile, beklentileri ile büyük ilgisi var. Toplumun her ferdine ister istemez yansıyan özellikler. Ekonomi aktörlerinin küçük küçük işlemleri, büyük yapıya da bir şekilde yansıyor, büyük ekonomik yapının karar alıcılarını yönlendiriyor.
Saygılar
FVnY*Qp*5%FYhmUy
Çok doğru
SilMerhaba hocam,
YanıtlaSilKıymetli bilgilerinizi ve düşüncelerinizi bizimle paylaştığınız için teşekkürler.
Ortada "tercih" varsa bir değerlendirme mekanizması olması gerekiyor. Bunu değerlendiren arkadaşlar da her ne kadar onlara verilen oy %52 olsa da toplum olarak aynı kültür, anlayış ve geleneğe sahip olduğumuzun farkında olduklarından %52den fazlaya tekabül eden kararlarda kimseden ses çıkmayacağını biliyorlar. Bu minvalde aldıkları her karar zaten işlerine gelecektir.
Vesselam.
Hocam elinize sağlık. Hazırlamış olduğunuz tablo içler acısı. Yarı saltanat sistemine devam ediyorlar.Ben ölürsem o kurtulacak , o ölürse millet kurtulacak. Fatih
YanıtlaSilÜlke büyümeside bence düşüşe geçecek yakında bütçe açığınımı finanse etsin cari açığımı finanse etsin Bankalar kurumlar halk yatırıma gidecek para kalmayacak,yolun sonu önceden görünmüyordu şimdi uçurum var hepimiz görüyoruz şöför iyice gaza basıyor ......
YanıtlaSilHocam teşekkürler yazı için. Merkez Bankası’nın politika faizini %45’te bırakması ve bütçe açığındaki büyük artış gerçekten düşündürücü. Enflasyonun %65 olduğu bir ortamda, böyle bir faiz oranıyla enflasyonda köklü bir düşüş beklemek zor görünüyor. Bütçe açığının ve nakit açığının bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, enflasyonun ciddi anlamda düşmesini ummak pek gerçekçi olmayabilir. Baz etkisiyle bir miktar düşüş yaşansa da, enflasyonun kalıcı olarak düşmesi için daha sıkı bir maliye politikası ve köklü reformlar gerektiği açık. Türkiye’nin ekonomik durumu bu şekilde devam ederse, enflasyondaki geçici düzelmeler sadece yüzeysel kalabilir. Gerçek bir iyileşme için daha ciddi adımlar atılması şart bence.
YanıtlaSil