Dış Güçler, İç Güçler
Ekonomide hatta herhangi bir olayda kötü bir gelişme, göstergelerde bozulma olduğunda hemen ‘dış güçlerin işi’ söylemini gündeme getiririz. Genel bakışımız hata ya da yanlışlığın asla bizden kaynaklanmadığı, derdi günü Türkiye'yi batırmak olan olan dış güçlerin işleri karıştırmasından kaynaklandığı şeklindedir.
Son beş günde Dolar Endeksi (ABD Dolarının beş büyük ticaret ortağının paralarına karşı endeks değeri, aşağıda soldaki grafik) ve Doların Euro karşısındaki değeri (aşağıda sağdaki grafik) düşüş içinde. Bir başka ifadeyle Dolar, son günlerde bütün paralara karşı değer kaybediyor. Bunun birkaç istisnası var. Onlardan birisi olan TL, değer kaybeden Dolara karşı değer kaybetmeye devam ediyor (en alttaki grafik.)
Doların, yabancı paralara karşı
değer kaybetmesinin birçok nedeni var. Son günlerde, enflasyondaki yumuşamanın yarattığı beklentilerle faiz artışlarının artık duracağına olan inanç oldukça etkili oluyor. Enflasyondaki yumuşama Fed’in
faiz artırımına ara vermesi beklentisini yükseltti. Bunun sonucu olarak ABD
tahvil faizleri geriledi ve Dolara talep düştü. Talep düşünce yukarıdaki ilk
iki grafikte görüldüğü gibi Dolar yabancı paralara karşı değer kaybetti.
Dolardaki bu gerilemeye karşın TL’nin Dolara karşı değer kaybetmesi ise tümüyle ekonomi dışı nedenlere dayanıyor. Yeni ekonomi yönetiminin Merkez Bankasıyla birlikte
giriştiği rasyonelleşme politikasıyla iyimser bir havaya giren piyasa, sosyal ve siyasal
alandaki yanlışlar nedeniyle yeniden tersine dönmeye başladı. Bu dönüşün en önemli nedeni Anayasa Mahkemesi üzerinde yaratılan tartışmalar
ve hukukun uygulanmasında her alanda ortaya çıkan siyasal müdahaleler. Aslında
son günlerde risk artırıcı başka da bir şey olmadı.
Dış güçler lehimize çalışırken iç
güçler aleyhimize çalışıyor.
Hocam CDS bu şartlarda neden düşüyor ?
YanıtlaSilPara politikası CDS açısından önemlidir orada şimdilik doğru işler yapılıyor.
SilSn. Hocam dikkat çekici yazınız için teşekkürler. Dış şartlar uygunlaşırsa biz de içeriyi bozarız. Öyle ya da böyle kişi başına düşen gelir azalmalı. Yoksa monarşiye nasıl geçilecek.
SilEn büyük istikrarımız istikrarsızlık .
Sil(Hocam; "Aslında Dış Güçler, y.dışından uygun kredi" bulabilmemiz için" seferber oldular.
SilCDS nin düşmesi, değişik finans kuruluşlarının geleceğimize yönelik oldukça iyimser raporlar yayınlaması, vs..
Nedeni, TR'nin yaşayacağı ödemeler dengesi krizinin AB de yol açacağı kriz; aklımda kaldığınca, en yüklü borç AB finans kuruluşlarına. Bunun üzerine sığınmacı sorunu, TR nin "öngörüleri dışında" bir finansal çöküş yaşamasının bölgemizde neden olabileceği sıkıntılar.
Yani, konu galiba tamamı ile "iç güçlerin pandomimi, halka yönelik monolog.)
Hocam, son cümleniz müthiş.
YanıtlaSilSağ olun.
SilFiili , reel ekonomi yönetiminde olduğu gibi ülke ekonomilerinde de iç ve dış güçler diye bir ayırım yoktur , ekonomi veya ülke yönetiminde, alınacak kararlara ve bu kararların önem derecesi, hiyerarşisine ve karar zaman ufkuna göre karar almayı etkileyebilecek olay , veri , bilgi , araç gibi nesnel ve nesnel olmayan her türlü girdi için kontrol edilebilen ve kontrol edilemeyen değişkenler kümesi , seti olarak en az iki bölüm altında toplanabilecek ve kategorize edilebilecek bilgi yığını vardır , dış güöler ve iç güçler ayrımları ancak ve ancak gündem değiştirmek , günah keçisi yaratmak yani hatayı başkalarınna yüklemek , beceriksizlilkerin , yapılan hatalar ile alınan yanlış kararların sorumluluğundan kurtulmak amacı ile başvurulan ucuz , basit , modası geçmiş , adi bir yöntem ve yoldur !
SilFiili reel ekonomi yönetimlerinde olduğu gibi ülke yönetimlerin de de iç ve dış güçler diye bir ayırım dünya genelinde gözlemlenmediği gibi böyle bir ayrım ile sınıflandırmada işini doğru düzgün gören , ifa eden kimselerin yapacağı bir sınıflandırma biçimi de olmamalıdır , Ülke ve ekonomi yönetimlerinde alınan ve alınacak kararlara ve bu kararların önem hiyerarşisi ile zaman ufkuna göre karar almayı etkileyebilecek olay , veri, bilgi ile alınan kararların etkinliğini arttırabilecek araçların bileşim demetlerinden oluşabilecek her türlü somut ile soyut kara alma değişkenler veri ile girdi kümesi ile seti kontrol edilebilen değişkenler ile kontrol edilemeyen değikenler olarak en az iki bölüm altında kategorize edilip , sınıflandırılabilecek bilgi yığınları vardır , dış güçler ile iç güçler ayrımlarını ancak ve ancak gündem değiştirmek isteyen, günah keçisi seçmek ve yaratmak diğer bir deyiş ile yapılan hata veya hataları başkalarının üzerine yıkmak ve alınan yanlış kararların sorumluluğundan kurtulmaya çalışmak isteyen kimselerin başvurduğu , ileride izleyeceği ucuz , basit, modası geçmiş , bayatlamış , adileşmiş bir yöntem ile yoldur !
SilSon cümleye imzamı atarım.
YanıtlaSilSaygılar Hocam
Teşekkürler
SilDış güç, iç güç velhasıl işimiz çok güç. Yazınız için teşekkürler Hocam.
YanıtlaSilEvet maalesef.
SilSAYIN HOCAM, ELİNDE EURO NAKİTİ OLAN BİR İNSANIN, GRAM ALTIN TL'YE GEÇMESİ ZARAR ETTİRİRMİ.ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER.
YanıtlaSilHerkesin özel durumu ve tercihleri farklı olduğu için bu konuda genel çıkarımlar yapmak doğru olmaz.
SilBağışıklığın (ekonomin)güçlü olursa dışarıdaki de içerideki de hiçbir şey yapamaz..
YanıtlaSilBizdeki ekonomik durum zaten ortada bağışıklık diye bir şey yok her şeyden nem alıyoruz..
Evet
SilMerhaba hocam iyi günler dilerim güzel yaziniz için teşekkür ederiz . Mail üzerinden size bir yazı yazdım bakarsanız çok sevinirim .
YanıtlaSilNe şiş yansın ne kebap diyen, suya sabuna dokunmayan, sürekli gezen ve iyimser tablo çizmeye çalışan birini görüyorum.
YanıtlaSilEkonomik problemlerin altında ekonomik problemlerin olmadığını bilen, bunlara gözlerini kapayan, dişe dokunur bir tavır sergileyemeyen birini biliyorum.
Siz de biliyor musunuz?
Mahfi bey dış güçleri ukranya-rusya ve suriye iç savaşında gördük. Son zamanlarım parlayan yıldızı güney kore ya orada bile büyük devletlerin cin ve rusya karşıtı tutumu sayesinde yapılan yatırımlar olduğunu düşünmüyorum. Iç güçlere gelince bizde gelen her siyasetçi kendi ideolojisi doğrultusunda devlet yönetti. Belki bunun sonucu olarak her 10 yılda bir darbe oldu. Amerikayi trump gibi bir adam yönetti. Kızı ve damadını danışman yaptı. Biden 80 yaşında bu günlerde sıkça yere düşmesine ve birşeyleri unutmasına şahit oluyoruz. Ama son 6 yılda amerikan siyasetinde sapma görmüyoruz.
YanıtlaSilDoğru diyorsunuz. Bizde sistem yok, her şey kişilerin yaklaşımına bağlı olarak şekilleniyor. ABD'de sistem var, kişilerin yanlışlarını iyi kötü frenleyebiliyor.
SilSistemli olan tek şey sistemsizlik. Onun için bir performans oluşmuyor.
SilHocam,
YanıtlaSilDoların son 5 gündeki düşüşüne karşın Dolar/TL’nın yükselmeye devam etmesinde,bir yurt içi(iç güç:) gelişmesinin de etkisi olabilir mi?
BDDK verilerine göre,KKM hesaplarından son 3 ayda yaklaşık 570 Milyar TL çıkış olmuş.
Acaba burdan çıkan para,ağırlıklı olarak vadeli dolar hesaplarına mı geçiyor?
Yükselişin bir sebebi de bu olabilir mi?
Son üç aylık KKM rakamlarıyla yine son üç aylık vadeli döviz rakamlarını karşılaştırabilecek veri seti elimizde mi?
Saygılarımla.
Muhterem Üstat bir cümle ile özetlemek gerekir ise "her ağacın kurdu kendi içerisinde olur" . Saygılarımla
YanıtlaSilÇok doğru.
SilMerkez Bankası piyasaya alım yönünde müdahale etmiş olabilir mi? Böyle bir müdahaleyi enflasyonla mücadeleyi sekteye uğratacak piyasaya likidite enjekte etmeden yapmanın bir yolu var mı Hocam?
YanıtlaSilNe yazık ki bu sorunun yanıtını veremiyorum. Çünkü MB bu konuda ne yapıp yaptığını açıklamıyor. Eskiden (birkaç yıl öncesine kadar) MB döviz satışı ve alışını verilerle açıklardı. O alandaki şeffaflık da birçok başka şey gibi yok edildi.
SilHocam, yazı için teşekkürler. Elinize sağlık. Ekonomik verilerin gizlenmesi konusunda bir yazı istiyoruz. Bu yaklaşımın bir faydası var mı? Vergilerimizle ne yapılıyor? Bunu bizden saklayarak ne elde etmeye çalışıyorlar?
SilNasıl ayarlandıysa dolar değer kaybediyor ama bizim tl gıdım gıdım artıyor. Bakan bir müdahale yok diyor. Çok belli oluyor yalnız müdahale olmadığı :))))))))))))))))))
YanıtlaSilEvet :)
SilDeğerli bilgilerinizi ve tesbitlerinizi bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederim hocam
YanıtlaSilSağ olun.
SilAnayasa Mahkemesi tartışması olmasaydı bizde de Usd değer kaybedermiydi hocam.
YanıtlaSilMutlaka başka bir tartışma konusu bulurduk diye düşünüyorum.
SilKKM dönüşlerinin bir kısmı dövize kaydığı için de yükselmiş olabilir.
YanıtlaSilO yeni değil, bir süredir o geçiler var ama son birkaç gündeki yükseliş daha hızlı.
Silİç güçlerin amacı biz değiliz ki, kendileri. O yüzden attıkları her adımda ne kadar oy gelir ne kadar gider diye düşündüklerinden, ne milli bir dış politika kaldı, ne de iç işlerinde stabillik. Her an herhangi bir bakanın gitme olasığını mevcut. Bunlardan ikisi iyi işler yapıyor gibi gözüküyorlar çünkü öncekiler fecaat işler yaptılar. Velhasıl, iç işler bu yönetim tarzı ile hiç bir zaman uzun süre düzelmez.
YanıtlaSilMahfi Hocam öncelikle çok teşekkürler. Konudan bağımsız bir sorum olacaktı. Sonuçta bankalar kaydi para yaratıyor yani fiziksel olarak ortada bu kadar para yok. Peki bu durumda misal benim internet bankacılığı ile dolar almam (kaydi dolar) nasıl kuru artırabilir? Sonuçta evet bir arz-talep var malın fiyatını belirleyen ama yine de emin olamadım. Türkiye'de kaydi olarak bulunan dolar tutarı belli midir? Ben ve diğer dolar alanlar bu kaydi olarak toplamı belli olan Türkiye'deki doları talebi artırarak mı artırıyoruz? Son olarak da kurun anlık değişimini kim nasıl hesaplayabiliyor? Örneğin şekerin fiyatı ya da bir buzdolabının ayda bir artar ya da haftada bir, sürekli fiyat değişim sistemi nasıl olabiliyor?
YanıtlaSilMantıksız ve bilgisiz sorularsa şimdiden kusura bakmayın.
Bir malın arzı sürekli artmıyor ama talebi artıyorsa o malı fiyatı yükselir. Dövizi de bir mal gibi düşündüğümüzde aynı şey olur. Banka, siz internet üzerinden döviz alsanız da onun karşılığını size borçlanmış olur ve dolayısıyla dövize talep artmış olur. O zaman da kur (döviz fiyatı) yükselir. Çünkü arzı artırmak imkanı sınırlıdır.
Sil" Bütün kötülükler dış güçlerin, iyi şeyler iktidarın eseridir.." söylemi özellikle çok partili döneme geçtiğimizden beri sürekli kullanılan bir argüman. Ama gerçekler ortada. Yazınız için sağolunuz..
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilHocam,
YanıtlaSil2016de taksitli ev aldım.
Evin inşaat firmasından alış fiyatım : 350bin € (karşılığı ₺)
O gün bankanın inşaat firmasına verdiği çek + benim verdiğim peşinatla inşaat firmasına aktarılan para : 350bin € (karşılığı ₺)
Yani o gün inşaat firması 350bin€ aldı.
Şimdi gelelim benim cebimden çıkana:
Alım günü ödediğim peşinat + Bugüne dek ödediğim taksitler : 191 bin €
Evin kalan borcu bugünkü kurla : 3bin €
350 bin € diye almışım, 194 bin € ödemişim.
Bilenlere sorum şu : Aradaki para ne oldu?
(Evin şimdiki satış bedeli 300 bin €, zorlarsan belki 320 bin€ )
TL cinsinden borclandigin icin daha az ödedin. Euro cinsinden borclansaydin bu sefer de TL olarak her yil daha fazla ödeyecektin.
SilÇünkü niye; Satın aldığın tarihte ödediğin miktar TL, 350bin Avro ediyormuş. Çünkü niye; O gün ödediğin para, bu gün 350bin avro etmiyor artık. Çünkü niye; Paramız bütün dünya ülkeleri parası karşılığında her gün değer kaybediyor. Çünkü niye; Bknz. Hocamın yazısının son cümlesi.
SilBazı Ekonomistlerin "artık eve yatırım yaparken biraz daha dikkat edin" sözünün canlı örmeği olmuşsunuz. 350 bin avro değerindeki TL'niz ile ev aldınız, şu an 320 bin avro ettiğini söylüyorsunuz. Demek ki 30 bin avro zarar ettiniz. Banka + müteahhit fazladan 30 bin avro kazandı. Demek ki kredi çekip yabancı para almak daha karlı. Fakat devletimiz buna kızıyor, hem böyle bir imkan yaratıyor, hem de kullanmak isteyene kızıyor. "Genç kızının süper mini etek giymesine izin verip, sonra da bacaklarına bakanlara kızan baba" durumuna düşüyor yüce devletimiz.
SilAradaki fark ücretli çalışan ve tasarruf yapamayan kesimden devlet tarafından bilinçli yapılmış servet transferidir. Ben ev alamadım. Çünkü tasarrufum yoktu. Ve şu anda da hiç alamıyorum. Fiyatlar çok arttı. Düşük faizli konut kredilerinin ezici bir çoğunluğu peşin para olarak o evi alabilecek tasarruf sahipleri, 1'den fazla evi olan kişiler tarafından ucuz kredi al geç niyeti ile çekildi. Ama asıl ihtiyacı olan kirada oturan insanlar tarafından alınmadı. Benim cebimden transfer edilmiş her kuruş haram olsun.
Sil1. İyiki TL de kalmamissiniz
Sil2. Alternatif olarak 350K Euro da kalabilirdiniz. Bu durumda "Alacaginiz faiz + 40K Eur ( evden zararınız) = Aynı eve şimdiye kadar ödeyeceğiniz kira" eşit ise başabaşsıniz. Değil ise K/Z ??
Not. Ekonomi tahsili yapmış ve bankaciliktan emekli olmuş ve yıllardır bu konulara kafa yormuş bir kişi olarak 2.Alternatife göre az da olsa bir karınızın olduğunu düşünüyorum. Aradaki farkı dert etmeyin cebinizde :))
Hocam siz de elinizdeki imkana göre tasarruf etmişsiniz. Yorum yazanlar elinizde 350 bin eu varmış gibi yazmış oysa sizin elinizde bu rakam yoktu alım aşamasında. Sizdeki alış veriş önce müteahhite yarar sonra size ve sonra devlete vergi harç vs sebebiyle. Zarar bankaya yazar. O da bu zararı çoktan farklı fonlara tahvillere yansıtmıştır. Banka 350 bin eu elinde tutsaydi bugün ev ve 50 bin eu sahibi olurdu. Parayı size verdi kısmet sizeymiş :))
SilSAYIN HOCAM ENFLASYON,EURO,DOLAR,FAİZ ,ALTIN HEPSİ AYNI ANDA YÜKSELİYOR.BU NORMAL BİRŞEY Mİ.
YanıtlaSilTL değersizleşizleşiyor üç harfli marketlerden aldığınız ürünlere bakın bir ayda 30%-50% arasında bazı gıda ürünlerinde fiyat artışı var bunun anlamı TL nin değersizleşmesi neticesinde alım gücü azalan TL ye karşılık herşey değerleniyor.
SilHiçbiri gerçek fiyatlarında değil. Enflasyon gerçekte yüzde 120, dolar kuru muhtemelen 30 dolayında ve hepsine müdahale var. Gerçekleri görmeden hepsinin aynı anda yükselmesi şimdilik sadece bir illüzyon. İzin verildiği kadar yükseliyorlar.
SilBu illüzyon en fazla ne kadar sürdürülebilir size göre?
SilSon cümleyi afiş yapıp asmak gerekli sayın hocam ..
YanıtlaSilHocam tşkrler tespitleriniz için.TR de kur arttıran halk gibi geliyor bana,özellikle yüksek kur düşük faiz sarmalıyla herkes haklı olarak döviz alma ihtiyacı hisssetti,kur beklendiğinden daha fazla artış gerçeklerşti,tamamen bir öngörüsüzlük ve insanları döviz alamaya koşarak gitti.TR de acaba bankaların döviz verememe gibi bir durum söz konusu olur mu veya ihracatçıya kur bu,yatırım amacı olana kur bu diye çift tarzlı bir kur durumu oluşur mu.Halk döviz almaktan vazgeçmesi lazım,insanlar dövize koşuyor döviz kıtlığı enflasyonu arttırıyor,artan enflasyon ile parasının değerini korumak isteyen tekrar döviz alıyor ve bu sarmal bitmiyor.
YanıtlaSilEnflasyonun % 120 olduğu yerde mevduat faizi % 40 olursa insanlar döviz almaktan vazgeçmez.
SilSn Mahfi Eğilmez, yazılarınızı ilgi ve dikkatle izlemekteyim. Ekonominin dışından birisi olarak ekonomiye yönelik ilgi ve bilgilenmelerimi sağladığınız için size çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilKötü yönetim ve kötü ekonomi için dış güçler suçlama veya savunması çok ilkel bir savunma şeklidir. Ola ki kötülüklerle ilgili gelişmelerin dış güçlerin etkisiyle olmasıyla gerçekleşmektedir. Bunların hiç mi karşı önlemleri olmaz ve uygulanmaz. İnsanın doğasında bile bir savunma mekanizması vardır. Nasıl gözümüze bir çöp veya toz gelse göz kapakları koruma sistemi içinde istemsiz olarak kapanırlar. İnsanlar, soğuk havalarda sıkı sıkı giyinerek soğuk havadan korunurlar. Bunlar hep birer savunma mekanizmasıdır. Bu savunma mekanizması tüm canlılarda olduğu gibi özellikle bilinçli olarak sadece insanlarda vardır. o nedenle ekonomide de oluşan olumsuzluklarda her şeyi dış güçlere bağlamak bilgi ve uygulama yetersizliğinden olsa gerektir.
Hocam arkadaşın ve çoğu döviz yatırımcısı için fiziki döviz almadan döviz yatırımı yapmanın bazı yollarını açıklayayım borsa yatırımcısı olursanız borsada dolar-altın-gümüş-bist 30 vd.bist endeksleri yatırım fonlarının hisse senedleri var anlık alıp satabilirsiniz hangi banka da hesabınız varsa cep uygulamasından bu işlemleri yaparınız fiziki döviz alım satımı çoğalır sa Türkiye için ve halk için iyi olur bunun herkes farkında olmalı
SilEvet haklısınız ama bu bir Türk siyaset geleneğidir. Hatta sadece siyaset de değil genel bir gelenektir. Özü hatayı kabul etmemekten kaynaklanır.
SilÇoğu zaman bazı şeyler göründüğü gibi değildir. Amuda kalkarak, elleri üzerinde yürümenin doğal bir eylem olarak kabulü mümkün görünen maymunsal toplumlarda, ayakları üzerine kalkma ve yürüme eylemi her zaman ve herde yadsınır.
YanıtlaSilFıtraten maymunsallaşmaya meyili toplumlar kağıtı ve kağıdın nimetlerini algılama zorluğu içindedir. Doğası gereği eğitimli ama tamamen cahil bu türler öğrenmeye zaten mütemeyyil olmayıp, son derece hayvani bir zeka ile hareket ederler. Zihni büyüyemeyen, avcı geleneğini hırsızlık ile sürdürürler. Maymunların insandan muz çalmasına çok benzer.
Artık amuda kalkmak doğal bir süreç olmayıp ayakları üzerindekilere gülüyorlar.
Dolar kurunun ilk çıkış yeri,veri kaynağı neresi hocam çok merak etim.ama bir Türklu ilk kaynağı sıfır noktasını öğrenemedim.arz talep vs anlıyorum da bu değeri yapay zeka mi belirliyor
YanıtlaSilPiyasa belirliyor.
SilHocam merhabalar ben iktisat 3. Sinif öğrencisiyim onumuzdeki hafta vizelere var Türkiyenin verim eğrisine çok çalişmam gerekti ve çaliştim birde siz değerli hocamin yazisindan okumak isterim rica etsem acaba Türkiyenin verim eğrisi hakkinda da bi yazı yazabilir misiniz
YanıtlaSilhttps://tr.tradingview.com/symbols/TVC-TR10Y/yield-curve/
SilTeşekkürler hocam bi gün inşallah Çanakkaleye yolunuz düserse Biga İktisat Ve İdari bilimleri fakültesinde sizi ağırlamaktan memnun oluruz ✋
SilElinize sağlık hocam, teşekkür ederim. Yazının ikinci paragrafındaki ilk cümledeki “beş” ifadesi “altı” olmayacak mı?
YanıtlaSilBugün 7 oldu.
Sil2023 Eylül sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 211,0 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşmiştir. Söz konusu stokun 16,2 milyar ABD dolarlık kısmı, Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurt dışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluşmaktadır. Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün %20,5, Merkez Bankası’nın %21,7, özel sektörün ise %57,8 oranında paya sahip olduğu gözlenmektedir.
YanıtlaSilhttps://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/tr/tcmb+tr/main+menu/istatistikler/odemeler+dengesi+ve+ilgili+istatistikler/kisa+vadeli+dis+borc+istatistiklerii/
Bir yıl içinde 211,0 milyar ABD doları ödenebilirmi ? bunun olması için yine enflasyonun azdırılması gerekmezmi ? ödenemezse ne olur ?
Bir şekilde ödeniyor ama her yıl daha zorlaşıyor.
SilBu ortamda neden yurtdışından yabancı yatırım gelmiyor, neden yurt içindeki büyük gruplar yurt dışında yatırım yapıyor, fabrika taşıyor, firmalar satın alıyor sorularına değerli hocamın yazısı ile yanıt alıyoruz. Kendimizi büyük ticari ortaklarımızdan 10 yılı aşkın süredir koparıyoruz, artık eksen kaymıştır. Dengeler de buna göre bir sonraki 10 yılda oturacaktır, oturmaya başlamıştır.
YanıtlaSilTürkiye'nin dengeye oturması bu yolda devam edersek, pek de mümkün görünmüyor.
SilMahfi bey
YanıtlaSilSizin sözlerinizi yeniden size doğrultup sanki sizi sorguluyormuşum gibi düşünmeyiniz lütfen. Analiz basamaklarınıza saygı gösterdiğim için cevabınızı gerçekten merak ediyorum.
Kelimesi kelimesine aynı olmayabilir:
"Çin, Rusya, Suudi Arabistan, İran gibi ülkelerde yönetimler demokratik olmasa da, yalpalamadan onyıllardır kendi sistemleri içinde devam ettikleri için, yabancı yatırımcılar bu ülkelerde yatırım kararı alabiliyor. Türkiye ise hangi sistemde olduğu istikrarlı bir şekilde belli olmadan, savrula savrula devam ettiği için, hem yerli hem yabancı yatırımcı ya endişeli yaklaşıyor ya da hiç yatırım yapmıyor. Halihazırda yerleşik olanlar da, Türkiye'den çıkmanın yollarını arıyor."
Size sorum şu:
Eğer Türkiye önümüzdeki 5 yıllık süreçte, tek adam rejiminin "istikrar(!)" kazandığı bir görünüm verirse, savrulmalar yok denecek kadar azalırsa,
özellikle yabancı yatırımcılar açısından "yatırım yapalım mı? - yapmayalım mı?" sorusu için karar anı geldiğinde; "Türkiye bizim alıştığımız 'nispeten demokratik bir ülke statüsü'nden çıkalı çok oldu, tek adam rejimi epey yerleşti, istikrar kazandı gözüküyor. Öyleyse biz de artık, Türkiye'deki tek adam rejiminin yatırım mekanizması ne ise ona uyum sağlayarak yatırım yapmaya çalışalım." mı diyecekler?
Analizinizin ulaşacağı son nokta, bu mu?
[Eğer yanılıyorsam, lütfen düzeltiniz.]
Keşke bu dediğiniz süreç 5 yılda oturacak olsa. Ama ne yazık ki bu sürecin oturması yabancıların sistemin değiştiğini ve bu yeni haliyle istikrara geldiğini görmesi için en az 25 - 30 yıl gerekiyor. O arada bize yatırım gelmez olsa olsa sıcak para gelir.
SilDaha TL'nin asıl değeri nedir belli değil. Yabancı yatırımcı nasıl gelsin.
SilAyrıca bu tarz yönetim sistemiyle 25-30 yıl sonra herşey oturunca da başkaları gelir. Tepedeki adamı bir şekil değiştirdin mi bitti gitti. Doldur boşalt böyle gider.
Bu tarz sistemle Türkiye ne beşeri ne normal sermaye üretebilir ya da çekebilir. Gün geçirir.
Dış güç deyip dışarıdan yüksek faizle seçimlere kadar idare edecek para bulmak için İngiliz Şimşek'i onbinlerce mil uçurmak ! "Milli" olamadı ama çok "mil"li oldu kendisi. Seçim sonrası cebinde milyon dolarlar ile dış güçlerin merkezine korlangıçlar gibi süzülecektir.
YanıtlaSilHocam ben de ekonomi mezunuyum. ilk dersten beri gördüğümüz şey özellikle keynesyen ekonomiden sonra ''Taleptir arzı yaratan'' yani dış güçler söyleminin alıcısı o kadar çok ki iktidar da bu söylemi kullanmak zorunda kalıyor. Alıcısı olduğunu seçim sonuçlarında görüyoruz. Acaba bu iktidarın dilini oluşturan da zaten bu millet değil mi? Bir kaç yazınızı bu bağlam da yazmanızı isterim. Bu milletin zihniyeti değişmeden bu iktidarların söylemleri de değişmez.
YanıtlaSilÇok doğru. Bu konuları Değişim Sürecinde Türkiye adlı kitabımda inceledim ve yazdım.
SilSayın Eğilmez, yazılarınız için çok teşekkürler. Sizin yazılarınızdan ve Ülkemizdeki yaşanan olaylardan artık Hükümetin, Yönetimin tek düşüncesinin "Siyasal İslam" olduğunu kanaatine vardım. Hükümet sadece yapılan işlemlerin, alınan kararların, planlamaların, eğitimden ekonomiye, Cumhuriyet ten güvenliğe her şeye "Siyasal İslam" a ne kadar faydalı, ne kadar faydasız diye bakıyor, değerlendiriyor. Halkın Refahı, insanların güvenliği, eğitimi, sağlığı, huzuru, mutluluğu hiç umurlarında değil. Tek düşünceleri "Siyasal İslam" a yararlı mıdır, değil midir, bütün konu bu dur. Konu artık o hale geldi ki, Siyaset ile İslam birleşince, Siyaset de Siyaset olmaktan çıktı, İslam da İslam olmaktan çıktı maalesef. Yani "Siyasal İslam" yozlaştı. Artık Siyasal İslam terk edilmeden, Ülkemizde hiç bir şeyin düzelemeyeceğini anlamamız gerekli diye düşünüyorum.
YanıtlaSilTamamen doğru saptamalar.
SilHocam ekonomide zorlu bir dönemecemi giriyoruz yoksa savrulup mu gidiyoruz?
YanıtlaSilZaten zorlu bir dönemdeydik bu aralar savrulmak üzereyiz.
SilHükümetin yeni bir kredi paketi açıklama ihtimali var mı
YanıtlaSilBir fikrim yok. Şeffaflık kaybolduğundan beri hükümetin ne yapacağını tahmin etmek mümkün değil.
SilHocam
YanıtlaSil73 yaşına gelmiş olmanıza rağmen, Türkiye'de ve başka ülke üniversitelerinde yayınlanan, iktisatla ilgili "PhD tezleri"ni okuyor musunuz hala?
İlgimi çekenleri okuyorum.
SilSayın Mahfi hocam Saygılarımla. Ücretli bordrolu çalışan kesimi vergi dilimi sorununu güzel bir yazınızla örneklemelerle konuyu anlamanızı belirtmenizi rica edecektim
YanıtlaSilSAYIN HOCAM JEOPOLİTİK RISKLERE KARŞI EKONOMİNİN EN BÜYÜK SAVUNMA MEKANİZMASI NEDİR.
YanıtlaSilSon cümleyi beğenen çok olmuş, ben ise ilk paragrafın çok önemli olduğunu düşünüyorum.. zaman zaman aklı başında, bilgisi, ufku geniş sandığım kişilerin sıkıştığında saptığı bu yol eksik veya yetersiz bilgi ve belki tecrübenin göstergesi olarak görüyorum..
YanıtlaSilDüşmansız esamesi okunmayan kahramanlar ülkesi..
Hukukun üstünlüğü her zaman hukukun üstünlüğü diyorsunuz yatırımların bilakis yurt dışı yatırımlarının Türkiye'ye gelebilmesi için hukukun üstünlüğünün şart olduğunu söylüyorsunuz. Ancak son günlerde bilakis Gazze'de yaşanan olaylarda Avrupa'nın Avrupa birliği'nin ne kadar hukukun üstünlüğünü savunucusu olduğunu bilakis insan hakları na ne
YanıtlaSilkadar saygılı ve savunucusu olduğunu gözler önünde olduğunu görüyoruz.israil herhangi bir hukuku dinlemeden gazeye hapsettiği insanları bombalar ile öldürüyor. son verilere göre 12.000 insan bu katliamda öldürülmüş bunların 8.000'i çocuk ve kadınlardan oluşmakta, hangi hukuktan bahsediyorsunuz? Avrupa birliği, Almanya'nın şansölyesi İsrail'e gidiyor ve yanında olduğunu bildiriyor, tesadüf bu ya havalimanına geldiğinde sirenler çalıyor,göya hamas saldırıya geçmiş, Alman şalnsölyesi hemen İsrail havalimanında yere yatıyor. İsrail'in oluşturduğu algıyı yalanı hepsi yutuyor veyahut da onların işine öyle geliyor, onlar da göz yumuyor, Avrupa birliği Türkiye bilakis Claudia Roth yeşillerden Türkiye'ye geldiğinde, sürekli parmağını kaldırıp insan hakları insan hakları deyip dururdu, bu kadın veyahut da bunun siyasi destekçileri niye parmağını kaldırıp da İsrail İsrail niye 12 bin insana bombardımanıyla öldürüyorsun diyemiyorlar? bir tarafta Hamas veyahut da gazeye sıkışmış olan daha doğrusu tıkılmış olan insanlar ellerindeki taşlarla sapanlarla saldırıyor veyahut da kendi yapımı füzelerle saldırıyorlar, diğer tarafta son model uçaklarla son model tanklarla batıdan Avrupa birliği'nden Amerika'dan alınmış olan mühimmatla Gaze halkına saldırılıyor, bu bir soykırım değil de ne? Birleşmiş milletler'i kimse dinlemiyor ancak birleşmiş Milletleri oluşturan da bu 5 güç değil mi ? Amerika birleşik devletleri kimseyi dinlemiyor yani anlaşılan çıkarlar, sömürü çıkarları her şeyin üstünde tutuluyor, Çin'de kimse demokrasi aramıyor kimse hukukun üstünlüğüne aramıyor Çin'de aradıkları veyahut da yatırım yapılmak istenilen yerde arandığı kapitülasyon ayrıcalıklar, biz onlara ayrıcalık vermediğimiz için veyahut da kısmi ayrıcalık verdiğimiz için ve kısmi taahhütlerde bulunduğumuz için bize gelmiyorlar onların istedikleri tırnak içinde dükkan senin dememizi bekliyorlar. istedikleri gibi at koşturacaklar yer arıyorlar. şu anda Gazze'de batı şeria'da Filistin topraklarında işgalci İsrail'in uyguladığı hukuk hangi hukuk? bu hukuk mu? İsrail hiçbir hukuk dinlemiyor bombaları atıyor atıyor çocukları vuruyor bahanesi de hazır Hamas saklanıyor. kimsenin saklandığı yok, canlı canlı seyrediyoruz, Haçlı seferini körükleyen İsrail ön ayak olmuş ve gidiyor çocukları öldürüyor gördüğümüz kadar üniformalı insanlar öldürülmüyor, bilakis sivil öldürülüyor hangi hukukun üstünlüğü?
Bir etrafımızda bakalım: Kıbrıs a ne yaptılar, Osmanlıya ne yaptılar? Suriye, 500bin insan öldü, Irak Yemen Sudan Libya. Niye bu misterler mösyöler Madamlar bu çoğrafyayı karıştırıyor. Madem Israeli çok seviyorlar Arizona çölünde Florida da ona toprak versinler. Hadi Süleyman duvarını da alsınlar. Almanya da Fabrikaları söküp götürmediler mi? Atom bombasını İslamcılar mı attı? Afganistan ı iliğine kadar hangi vampirler emdi?
Evet Dış Güçler, fırsatını bulsalar, Gazze den Beter ederler.
Şenol
Bilhassa ve bilakis sözcüklerini tamamen ters anlamda kullanmış olmanız dışında söylediklerinizin hepsi doğru. Ama başkalarının yaptığı haksızlıklar bizim de haksızlık yapmamıza ve hukuku çiğnememizi haklı hale getirmez ki. Onlar Filistin'e haksızlık yapıyor diyerek bizim AYM kararlarını tanımamamız bizim doğru bir iş yaptığımızı göstermez. Hukukun üstünlüğü derken biz kendi halkımıza, kendi insanımıza yapılan hukuk dışı davranışlardan söz ediyoruz.
SilSelam Mahfi Hocam,
SilSizin çok iyi bildiğiniz gibi kavramları Türk insanına bilerek ve isteyerek öğretmeyip, hatalı yorumlardan iç politikada destek çıkartma, ülke insanının cehaletini körükleme çalışmasının ürünü bir yazı yazmış sn yorumcu.
Net söylemem gerekirse, Sn yorumcunun yorumu Nazi Almanlarının savunmasından alıntıdır.
Doğrusunu asker emeklisi olarak yazayım. Savaş hâlinde sivil halk ölümlerinin hukuki durumu nedir? Basitleştirerek yazayım.
Genelde iki türlü sivil ölüm vardır. Biri isterek öldürme, ikincisi kaçınılması zor sivil ölümler.
Hamas, savaşı başlattığında, bilerek ve isteyerek sivilleri hedef almıştır. İsrail'deki düzenli ordunun Hamas ile mücadelesi meşru hakkıdır, meşru hakkını kullanarak yaptığı müdahalede ise, siviller arasına karışan Hamaslıların imhası söz konusudur, bu durumda sivil ölümler kaçınılmazdır. Sivil ölümlerin sorumluluğu da savaş başlatan, gücü olmasına rağmen sivilleri güvenli bölgelere aktarmayan Hamas'tadır. İsrail'in sivillere karşı sorumluluğu bölgeyi kontrolüne aldıktan sonra başlar ki, kontrol altına alınan bölgelerde de sivil ölümler olmamıştır.
Dünya da, sivillerin öldürülmediği bir savaş yok gibidir. Savaşın kötü olmasının bir sebebi de budur. Afganistan görevlerimde de, yurt içindeki bazı olaylarda da hayatını kaybeden bebek ve çocukların bedenleri hâlâ aklımdan çıkmaz.
Bir misâl verirsem, tank etrafında görev yapan askerlere kadın ve çocuklar siper edilerek açılan ateşte, öldürülen kadın ve çocukların sorumluluğu ateş açan gerilla teröristinindir.
Devletimiz de, İsrail'in bu meşru hakkını tanımaktadır, ona göre davranmaktadır. Tabi ki, CB makamı bildiği halde, söylemlerinde yukardaki yorumcu gibileri çarpacak vurguları yapıyor.
Savaşın ilk gününde sitenize yazdığım bir yorum olmuştu, ortalık sakinleşince, barış gücü adında Türkiye ve çevre ülkelerden bir süs birliği bölgeye elbette intikal ettirilecektir, politikacılara oradan da biraz malzeme çıkacak. Ancak, eyleme baktığımızda Türk devleti İsrail'in uluslar arası hukuktan kaynaklanan meşru müdafa hakkına müdahalede bulunmamaktadır.
Bir de olayın tersi vardır ki, İsrail füze savunma sistemleri olmasaydı, bugün on binlerce vatandaşını kaybetmiş, şehirleri yıkılmış bir İsrail olacaktı.
tRAn92E6D@s3^G!In!
Adsız22 Kasım 2023 01:23, işte yorum gibi yorum.
SilSayın Adsız22 Kasım 2023: 01:23 rumuzlu anonim yorumcu,
Silbir kavramı yanlış kullandım diye, beni hemen cahillikle yaftalamanız ve ardından yorumumu, ki bu yorum değil, Nazi Almanların savunmasından alıntı yaptığım idda etmeniz, kanımca Sizin Cehaletinizdir.
Zaten emekli asker olsanız ne yazar olmasanız ne yazar. Durumun vehametini kavrayamamışsınız. Bir bölgenin (gazzenin) etrafına duvar öreceksiniz, giriş çıkışları kontrol edeceksiniz, elektriği suyu kontrol edeceksiniz istihdamı kendinize bağlayacaksınız ardındanda "Benim düdüğüme göre hareket edeceksiniz" demek daha NAZİce benimce. Kİ BUNA GETTO DERLER.
Yeterince Ana kaynaktan Hitler dönemi Almanya'sının ne yaptığını öğrendim. Hem de Ana Kaynağından. Ancak sizinde bildiği gibi Almanya savaşı kaybetti ve işgal edildi ve Zorla Almanya'nın ekseni değiştirildi. Yoksa Adenauer vsleri Amerikan İngiliz komutanların rızası olmadan herhangi işlevi yoktu.zahmet edip Birleşik Milletler sayfasını ziyaret ederseniz oradan hangi tarafın ne kadar soykırım yaptığını açıkça okuyabilirsiniz.
Evet Filistin toprakları bir zamanlar 1917'ye kadar Osmanlı egemenliği altında idi. Ve ne ilginçtir Osmanlı, Alman Generallerine Osmanlı Silahlı Kuvvetlerini teslim edince; ki bu Türklere en büyük ihanettir, Alman Generaller Filistinde resmen İngilizlere bu toprakları altın tepside sundu. Gazi Mustafa Kemal Yıldırım Ordularda görevli iken Sina yarım adasında İngilizlerin Filistin topraklarını elde etmek için hazırlık yaptığını öğreniyor ve üstü olan Alaman Generale bilgi verir, ancak hareket edilmesi istenmez ve kendisi Yıldrım Ordu görevinden istifa eder.
İngilizler bu toprakları "savaş" ve "rüşvet" ile kazandı. Ancak bu Filistinlilerin kendi topraklarında yaşayamaz anlamına gelmez. Hatta Wilson ilkeleri onların durumunu korur.
Sonuçta evet iki devlet var. Ben İsrael devletinin varlığını kabul etmiyor değilim dengesizlik var. Bir tarafta Kolonyal dünyanın ipinde bir pitbul diğer tarafta diy (do-it-you-self) bir güvenlik.
Getto bombalamak kolay, yıkım sayıları ortada. Ancak bu olay hiç bir şekilde unutulmayacak. İnsan öldürmekte kolay. Zor olan Barış. Her Müslümanı terörist gören Haçlı zihniyeti değişmedikçe, ki buna biz basit bir şekilde gavur diyoruz, masaya oturmak kolay değil. Ancak kendi Anayasalarına dahi uymuyorlarsa, bunlar hakkında ne söylenebilinir ki?
Şenol
Düzeltme için teşekkür, "aksine" ve "özellikle" kelimelerini yanlış kullanmışım.
YanıtlaSilDevamında hem fikiriz. Ancak ekonomi politikadan hukuktan bağımsız değil. Tercih, iktidarın tercihi, günlük hayatımızı etkiliyor. Yoksa, "başka kapıları da çalabiliriz" cümlesi, savaş uçağı konusunda, beni rahatsız etti. Kendi turcofighterimiz olsa daha iyi ama kasa boş.
Selamlar ve iyi çalışmalar.
Arapça sözcüklerde hata yapmamanın en iyi yolu varsa Türkçelerini kullanmak. Sevgiler.
SilTasarrufla ilgili kitap önerebilir misiniz hocam
YanıtlaSilAysel Gündoğdu'nun kitabı var.
SilHocam öncelikle ağzınıza sağlık sizi yeni tanıdım birçok şey öğrendim. Size Bir sorum olacak öğretmen bri olarak eşimle ilk evimizi almak istiyoruz. sizce bu koşullarda haberlere çıkan 1.20 faiz oranı verilebilirmi? yoksa var olan faiz enflasyona göre iyi bir yerdemi sizce.
YanıtlaSilSağ olun.
SilAylık 1,20 faiz yıllık bileşik faiz olarak kabaca % 15,5 -16 eder. Enflasyonun açıklananının % 61,5, gerçeğinin % 120 olduğu yerde bu faiz kaçırılmayacak bir fırsattır. Tek mesele konut fiyatlarının anormal yükselmiş olması. Eğer kendi oturacağınız evi alacaksanız, almayı ciddi olarak düşünün. Yatırım amaçlı alacaksanız onu üç kere düşünün.
Genelde 3-4 yıl kira bedeli üzerinde kredi ödersiniz, öğretmen maaşınız düzenli artacağı için zamanla kira bedelinin altına inecektir evin ödemeleri.
SilKendi oturacağınız yeri alın derim ben de. Ama yatırım için düşünürseniz iş biraz karışık.
zenginler için çalışanlar olmazsa zenginlik ve zenginler olmaz dolayısıyla kapital ve kapitalizm olmaz bunu insanlar anlamasın kapitalizm devamlı olsun diye dünyada yüzyıllardır devamlı kibri arttırıcı çeşitli çoğalma büyüme sahiplenme tiyatroları oynanıyor.
YanıtlaSilSizin mantığınızla düşünürsek şu da doğru oluyor o zaman: Zenginler olmasa çalışanlar çalışacak yer bulamaz ve aç ve açıkta kalırlar.
Silinsanın özüne dönüp para kullanımından önceki zamanlardaki gibi yaşamasının doğru olduğunu görüyorum nedeni maddi kibir ve hırs devam ettikçe dünya geri dönülemez duruma doğru gidiyor dünya sularındaki oksijenin azalması durdurulamayacak ben bunu görmüyeceğim belki gelecek kuşaklara üzülüyorum.
SilMahfi bey "takas ekonomisi"ne karşı.
SilYani, paranın kullanımdan kaldırılıp yerine "değiş-tokuş sistemi"nin getirilmesine karşı biri. Aklınızda bulunsun.
Takas ekonomisi:) Taş devrine dönelim oldu olacak
SilHocam, gerçi taş devrinin de son dönemlerinde besi hayvanlarını para birimi gibi kullananlar olmuş. Orda da paradan tam anlamı ile kurtuluş pek mümkün değil.
SilHocam, güzellik salonlarının ülke ekonomisine etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Net hata noksan kalemine yansır mı?
YanıtlaSilTürkiye, son yıllarda kara para ekonomisi olarak dünyanın zirvesine çıktı. Kolombiya ile aşık atacak hale geldi. Kara paranın en kolay aklandığı yerler güzellik salonları, takıcılar vb. O nedenle ülkenin her tarafında mantar gibi güzellik salonları türedi. Kayıt dışı paralar net hata ve noksanda yer alıyor.
SilKusuru başkasında aramak , siyasetin genlerinde var.
YanıtlaSilTürkiye'deki siyaset zaten kaypaklıktan başka bir şey değil.
SilAskerdeyken komutanlarımız bize derdi ki:
YanıtlaSil"Eğer nizamiye kapısına gelen sivil araçlar size, birlikte kaç asker olduğunu, günde kaç öğün yemek yendiğini, silahlar hakkında sorular sorarlarsa, onlara, ya 'bilmiyoruz' deyin, ya da 'epey abartılı sayılar' söyleyin."
Böylece, potansiyel düşman eğer birliğe saldırmayı planlıyorsa, planlarını yanlış veya eksik kurabilirlermiş.
Size sorum:
Ülkelerin finansal bilgilerinin istatistiki olarak şeffaf bir şekilde yayınlanması, o ülkelerin güçlü veya güçsüz olup-olmadığının da bir göstergesidir.
Eğer şeffaf olarak hazırlanmış, manipüle edilmemiş bu istatistik raporları sonucunda bir ülkenin finansal olarak güçsüz olduğu ortaya çıkarsa, daha güçlü olan ülkeler saldırmak istemez mi?
Hiç merak etmeyin daha güçlü ülkeler bizden saklanan bütün bilgileri biliyor.
SilAdsız (19:32)
SilBenzetmeniz doğru olmamış.
Eğer hastaysanız, doktora muayene olmaya gittiğinizde hastalığınızla ilgili vücudunuzda hissettiklerinizi açıkça anlatmazsanız; doktorun sizi tedavi etme süreci uzayabilir, ve hâttâ sırf siz yanlış veya eksik bilgi verdiğiniz için sizi yanlış tedavi de edebilir. Yani bizzat kendiniz, doktoru yanlış yönlendirebilirsiniz.
Artık, ülkelerin birbirini sürekli fiziki olarak işgal etmek, toprak genişletmek ve kendilerini yüceltmek için savaştığı eski tip savaşlar bitti. "Rusya-Ukrayna", "İsrail-Flistin", "Çin-Tayvan" gibi irili-ufaklı savaşlar kaldı sadece. (Ki bu savaşlar da, geçmişin bagajını hâlâ sırtında taşıyan savaşlar. Hepsi sönümlenip bitecek.)
Eğer bir ülke finansal verilerini şeffaf bir şekilde açıklamazsa, istatistik raporlarını manipüle ederse; yabancı yatırımcı çekimser davranır, şüpheye düşer. Bunu da aklınızdan çıkarmayın.
Size tavsiyem, hayatı, salt 'Thomas Hobbes perspektifi'yle değil, 'Jean-Jacques Rousseau perspektifi'yle analiz etmeyi deneyin.
Bankalardan %40 faiz alacağım diye sayın ahâlimiz bayram ediyor neyin kafasını yaşıyorlar anlamış değilim, berbat şeylere o kadar alışmışlar ki %40 faiz Bayram ettiriyor onları
YanıtlaSilPara politikalarindaki degişimler olumlu..ama sert tasaruf tedbirleri ile desteklenmedikce yapilanlarada yazık olur...kayit dışı ekonomi yaratacak uygulamalar yerine kayit divining vergilendirilebilecegi uygulamalar da yapilirsa ozanan cds daha sağlıklı bir seviyede inecektir diye duşunuyorum
YanıtlaSilTrumpın gücünü göreceksiniz
YanıtlaSilYahu, Trump hapse girmek üzere, davalardan başını kaldıracak vakti yok!
SilSiz hangi "güç"ten söz ediyorsunuz, gülünç olmayın lütfen ;-)
Mahfi hocam
YanıtlaSil● Bilgisayar oyunlarının satış platformu olan "Steam"'de TL'den vazgeçilip fiyatların Dolar'la belirlenmeye başlanması,
● "BP"nin benzin istasyonlarını Petrol Ofisi'ne satması,
● "Mazda"nın Türkiye'den çıkması,
● "HSBC"nin Türkiye'deki şube sayısını azaltması,
Bütün bunlar, Türkiye ekonomisine olan güvenin azalmaya başladığının işaretleri mi?
Hayırlı akşamlar Mahfi Hocam
Sil"YouTube premium family"ye zam gelmiş:
Eski fiyat: 79,99 TL
Yeni fiyat: 149,99 TL
Bu zamlar, AKP'nin oy oranını nasıl etkiler Hocam, bilginiz var mı?
Mahfi bey
YanıtlaSilHer şey karman çorman olmaya başladı.
Bazı şeyleri anlayamaz vaziyete geldim artık.
Acaba bende mi problem var?
Hepimiz aynı durumdayız. Ya hepimizde problem var ya da problemler problem olarak algılanmıyor.
Silülkeyi yönetenler on yıllardır emeklinin ve asgari ücretlinin parasını başka yerlere naklediyorlar yani çalıyorlar her gün enflasyonla dolar artışı ile toplumun en düşük gelirli kısmının alacağı para buharlaşıyor toplumun diğer kısımları kendini enflasyona ve dolara ayarlıyor pahalılığı ve enflasyonu devam etdiriyor onların keyfi yerinde mallarının değeri artıyor diye düşünüyorlar ne başarılı yönetim ama sadece toplumun en zayıf kesimini ezerek bilançolarını düzeltmeyi düşünebiliyorlar hala asgari ücretlinin vergisi var para kazanan kesimden vergi alamıyor iş açan esnafdan para kazanmasada çeşitli vergiler alıyorlar iş açanlarda bir senede topu dikip kapatıyor Atatürk den sonra asla bir başarı hikayesi olan yaratıcı fikirleri olan yönetim olmadı ve olamayacakda çünkü toplum böyle yönetimler istiyor devamlı TL eridi bir tane yönetim bile dürüst olup başarılı olmadık halkımızdan özür dileriz yaratıcı değiliz sadece emeklinin ve asgari ücretlinin maaşını azaltarak ülke yönetmeyi biliyoruz demedi.Gelecekde bu kafa ile iyice başarısız olacaklar çünkü maaşlarda erime bir dip noktaya kadar gider o noktanın altına inemez enflasyon ve TL de erime ve pahalılık devam ediceği görünüyor bütün dünyada insan ömrü uzuyor emekli ve yaşlı nüfusu artıyor konut sorunu her gün daha çok artacak toplumun yapısı değişecek bu düzen böyle gidemez çok zorlanacak bir şey çok zorlanırsa kopar yırtılır parçalanır ne olucak göreceğiz bir yanlışlık olduğu ortada ama ne olduğunu zaman gösterecek.
YanıtlaSilMahfi bey
YanıtlaSilHollanda'da Geert Wilders'ın seçimi kazanmasıyla ilgili yorumunuz nedir?
Bütün dünyada bir düşüş var. Onun için sistem çok önemli. ABD'nin ünlü checks and balance sistemi olmasaydı Trump'ın, Biden'in elinde ülke nerelere giderdi tahmini bile zor. Bakalım Hollanda'daki AB sistemi Wilders'in saçmalamalarını önleyebilecek mi?
SilHocam merhabalar aklıma takılan bir konu hakkında görüşünüzü merak ediyorum mühendisler avukatlar vs birçok meslek sözlü mülakata girmeksizin puanlarıyla direkt olarak atanıyorlar biz iibf mezunları ise kariyer meslek kapsamındaki kadrolara sözlü mülakatsız girebilmemiz mümkün değil bu konu hakkındaki görüşlerinizi paylaşabilir misiniz
YanıtlaSilBu hep böyleydi. Ben 1972 yılında maliye müfettiş muavinliğine başvurduğumda bir maliye müfettişi benimle mülakat yaptı. Sonra yine bir maliye müfettişi hakkımda soruşturma yapmış. İlkokul hocama kadar gidip karakterim hakkında araştırma yapmış. Arkadaşlarından kalem, silgi çalar mıydı diye bile sormuş. Bu mülakat ve araştırmalardan sonra tan sonra yazılı sınava kabul edildim. Ardından 5 gün süreyle 6 farklı daldan (iktisat, maliye, hukuk, muhasebe, matematik, yabancı dil) yazılı sınavlarına girdim. Onları kazandığım belli olunca sözlü sınava çağırdılar. Sözlü sınav mülakat gibi de değildi. Bildiğiniz sınavdı. Odada kara tahta vardı ve bana bir ödemeler dengesi bir de GSYH hesaplama problemi sordular, ayakta yazarak onları çözdüm. Sözlü sınav yaklaşık 40 dakika sürdü. Şimdilerde en azından sözlü sınava daha çok mülakata dönüşmüş.
SilSayın Hocam devlet hizmeti yapdınız devletin ekonomi yönetimini en iyi bilenlerdensiniz ülkemizinin yönetiminin GSYH artıyor demesine rağmen sadece emekli ve asgari ücretli maaşını bastırabilerek Türkiye ekonomisini yürütmeye çalışdığını başka bir yöntem ile uğraşmadığını/uğraşamadığını hepimiz görüyoruz fakat toplumun en fakir kısmının maaşlarının nereye kadar baskılanacağını merak ediyorum mesela Bengaldeş Türkiyenin avrupaya konfeksiyon ihracında rakibi Bengaldeş'de işçilik ücretleri ayda 50 dolar haftada 80 saat çalışıyorlar çalışanların 75% i konfeksiyon ve tekstil ile zengin ülkelere ihracat için çalışıyor devletimiz 1980 sonrası devamlı bu sektöre destek verdi ülkemizdede tekstil ve konfeksiyon işinde 500 bin kişi çalışıyor ve sektör gittikçe küçülüyor iktidarlar maaşları 50 dolara mı düşürecek gysh artıyor fakat diğer ülkeler düşük işçilik ücretleriyle pazarları kapıyor sizin düşünceleriniz nedir?
YanıtlaSilMatematikte denklem iki taraflidir sag ve sol ,bu prensibi sizin yazdiginiz yaziya uygulanirsa bir tarafta pencerenizde catlak var ise obur taraftan tas atan var ise sonuc bu olur size bir counter ornek veregim ben bu ornegi begenirim bilimsel acidan yanibadomizdaki yunanistan esasen penceresi catlak zayif bir ekonomidir fakat her ne hikmetse zatif olupta refah sevyesi yuksek olan bir ekonomidir peki dis guclerinin sayesinde degil mi !?
YanıtlaSilDeğerli hocam,
YanıtlaSilBir yazınızla daha aydınlanmamızı sağladığınız için emeğinize sağlık.
Aşağıdaki dilim döndüğünce bahsettiğim durum için yorumlarınızı rica ederim.
Merkez Bankası verileri paylaşılmıyor, evet. Ancak son zamanlarda şu haberi birkaç defa gördüm: "Merkez Bankası döviz rezervi rekor kırdı.". Eğer söylendiği gibi ise hacimli ve düzenli alımlar bizim TL'nin başının dolar karşısında eğilmesini tek başına açıklar mı?
01 Ocak 2024 itibariyle vergi ve harç kalemlerinde %58lik bir artış bilgisi paylaşılmıştı. Tüketimi zorlaştıran bu durum ekonomide daralmaya sebep olabilecekken toplanacak vergilerde de düşüş göreceğimiz için hükümetin harcama politikaları dolayısıyla ya vatandaşa daha fazla yük binecek ya da gri liste olayı belki kırmızı liste olacak. Türk halkının bu çıkmazdan çıkışı nasıl olacak? (U dönüşü de yapamadığımıza göre.)
Ben bunun ayrı bir yazınıza konu olabileceğini düşünsem de şunu sormak istiyorum: Şu halde bile (verginin de vergisi alınıyor iken) toplanan vergiler, deprem zamanı yapılan yardım kampanyaları vs. ile elde edilen milyarlarca TL piyasadan nasıl çekilebilir? Başka bir ekonomik sisteme aktarılmasa idi daha iyi olabilir miydik? - 128 mlyr$ örneğin -
(En kuvvetli görülen ihtimal bu sanırım.) (Bu sorumun kaynağı ise şu: Politika faizi %40lara dayandı ancak dolaşımdaki para miktarında azalma görülmüyor aksine 500₺ banknot basılacak mı onu konuşur olduk.)
Yani dış güçlerden değil iç güçlerden korkmamız lazımdır
YanıtlaSil