Makro Veriler, Mikro Keyifler

Bir ülke ekonomisini kuşbakışı görebilmenin en kestirme yolu makroekonomik verilere göz atmaktır. Bu verilerin en önemlileri büyüme oranı, işsizlik oranı, enflasyon oranı, bütçe açığı/fazlası, cari açık/fazla, ulusal paranın yabancı paralar karşısındaki durumu, ülkenin risk primi (CDS primi ve reyting derecesi), borçluluk oranı, kredi/mevduat oranı gibi göstergelerdir. Bu verilerin durumu ülkenin ekonomik durumu hakkında bir fikir verir. Bu verilere beş altı yıllık bir geçmişle karşılaştırarak bakıldığında da ülke ekonomisinin hangi yönde gittiği hakkında belirli bir kanaate varılabilir.

Bu anlattıklarımız yani makro verilerle ekonominin gidişini anlamak yaklaşımı dünyadaki ülkelerin pek çoğu için geçerlidir. Bazı ülkelerin ekonomik durumunu anlamak için makro verilere bakmak yeterli olmaz. Çünkü o verilerin doğruluğu tartışmalıdır. Arjantin ve Türkiye bu son gruba örnektir. Zaten o nedenledir ki dünyada üç tür ekonomi vardır: Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler, Arjantin ve Türkiye.  

Makro veriler bize ekonomide durumun oldukça kötü olduğunu gösteriyor. Büyüme oranının, önceki yıla göre yarı yarıya düşmüş olsa da hala yüksek olması ve işsizlik oranının gerilemesi, enflasyonun düşüş eğilimi sergilemesi kimseyi tatmin etmiyor. Bu veriler herkes tarafından tartışılıyor. Büyümenin daha düşük olduğu, gerçek işsizliğin ve gerçek enflasyonun açıklananın iki katından fazla olduğu düşüncesi oldukça yaygın bulunuyor. TL, yabancı paralar karşısında ciddi değer kaybı yaşıyor, geçen yıla kadar iyi giden bütçe dengesi son iki yılda inanılmaz açıklar veriyor, cari denge hızla bozulmaya devam ediyor. Açıklanan verilerin yanında gerçek dünyanın hissettirdiği durum bize Türkiye ekonomisinin ciddi sorunlar içinde olduğunu gösteriyor. Seçim sonrasında gelen faiz artışı, peş peşe ortaya çıkan vergi artışları, Hazine nakit dengesinde ve cari dengede ortaya çıkan rekor bozulmalar gerçek durumun verilere yansıyandan çok daha kötü olduğunu anlatıyor.  

Mikro alandaki görünüm makro görünümden farklı bir durumu sergiliyor: Her yerde inanılmaz bir tüketim çılgınlığı yaşanıyor, alış veriş merkezleri dolu, restoranlarda, kafelerde yer bulunamıyor, trafik her zamankinden daha yoğun. Bayram tatilinde sayfiye kasabalarının girişinde binlerce arabadan oluşan kuyruklar oluşuyor, tatil yerlerinde oteller geçen yıllara göre iki, üç kat daha pahalı olduğu halde tam kapasiteyle çalışıyor. Yeni araba almak için önce parayı yatırıp sonra sıraya girmek gerekiyor, araba satışları rekorlar kırıyor, konut fiyatları, kiralar katlanarak artsa da konut talebi hız kesmeden devam ediyor.  

Özetle makro görünümdeki bozulmaya karşılık enflasyonun yarattığı olağanüstü talep artışı, büyümenin küçülmeye dönüşmesini ve işsizliğin artmasını engelliyor ve insanlar ekonominin çökmediğini düşünüyor.

Mikro alanda makro durumdan çok farklı görünen bu durumu açıklayan birçok gerekçe var. Bunlardan birisi daha önce birkaç kez değindiğim paradan kaçış ve öne çekilmiş talep etkisi. Enflasyonun yüksek, faizin enflasyona göre düşük kaldığı bir ortamda kimse tasarruf etmek istemiyor ve eline geçen parayı harcıyor. Son vergi artışları bu eğilimi daha da hızlandırdı. İnsanlar, enflasyonun yüksekliği, Türk Lirasının yabancı paralara karşı değer kaybetmesi ve yeni gelen vergilerin yarattığı baskısıyla ileride daha pahalıya alacağını düşündüğü şeyleri bugünden almaya çalışıyor. Eskiden üç yılda dört yılda bir arabasını yenilerken şimdi her yıl bunu yapıyor, ihtiyacı olmasa da parasının satın alma gücünü koruyabilmek için yatırım amaçlı konut alıyor, bunları alamayanlar beyaz eşyalarını yeniliyorlar, yeni mobilya alıyorlar, ihtiyaçlarından daha fazla tüketim malzemesi (deterjan, şampuan, tuvalet kâğıdı vb.) alıp evlerinde stokluyorlar. Borsa, faizlerin hala gerçek enflasyondan çok düşük olması nedeniyle rekor kırmaya devam ediyor.

Bunlara ek olarak Türkiye’de GSYH’nin ve kişi başına gelirin gerçeği yansıtmadığını, kayıt dışı ekonominin giderek büyüdüğünü, özellikle son yıllarda yasa dışı yollarla ekonomiye önemli miktarda para girişi olduğunu tahmin ediyorum. Bunlar vergi dışı ve kayıt dışı kalıyor ama piyasada harcanarak sisteme giriyor. Yasa dışı yollarla kazanılan ve kayıt dışı kalan paralar yalnızca bunları kazananları değil bunları kazananların çevresindeki insanların da harcamalarını artırıyor. Her harcama onun yöneldiği kişinin gelirini oluşturduğu için bu eğilim havuza atılan taşın yarattığı etki gibi dalga dalga yayılıyor. Hiç olmadık yerlere bir takım tüketim malı satıcıları mağaza açıyor. Bir süre orada duruyor, sonra iş yapmadığı için kapanıyor. Bu mağazaların bir bölümünün kayıt dışı para kazananların eşe dosta açtırdığı mağazalar olduğunu ve asıl işlevlerinin kara para aklamak ya da kayıt dışı paraları sisteme sokmak olduğunu tahmin ediyorum. Bunlara ek olarak ülkeye son yıllarda gelen çok sayıda yabancının vergisiz gelirlerinden bol keseden yaptığı harcamaların yarattığı etkiler de var. Bu kayıt dışı gelir ve servetin yarattığı tüketim artışı etkisine ekonomi teorisindeki çarpan (çoğaltan) kavramından hareketle ‘kayıt dışı çarpan etkisi’ diyebiliriz.

Haydan gelen huya gider atasözünü doğrularcasına bu tür paraları elde edenler rahatlıkla, hesap kitap yapmadan harcayabiliyor, lüks arabalar, konutlar alıyor, en pahalı restoranlarda yemek yiyor, en pahalı tatillere gidiyor.

Özetle söylemek gerekirse ülkenin makro göstergeleriyle mikro yaşamları arasında net bir tutarsızlık var. Hangisi doğru derseniz ikisinin de yanlış olduğu kanısındayım.

Yorumlar

  1. Değerli yazınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Super bir kavram olmus ‘kayit disi cogaltani’ . Gerci bu toplam para miktarinin bir parcasi ama, toplam parayi sadece kayitlardan alirsaniz bunu ilave etmekle ‘gercek toplam para arzina’ yaklasmis olursunuz. Cok guzel bir tesbit, az gelismis mali sistemler yani verilerin tamami hesaplarda kapsanmayan ekonomiler icin muthis bir gozlem. Aksi takdirde bu miktarlar ‘artik degerler ‘ icerisinde gizleniyor. Kutluyorum. Haluk Gursel.

      Sil
    2. Çok teşekkür ederim sevgili Haluk üstat. Sizden bunu duymak önemli. Sevgiler, saygılar.

      Sil
    3. Ben orduda yaşıyorum 15 sene İstanbul’da yaşadım bazen istanbula gidiyorum ve gördüğüm şu ki ben alt gelir düzeyinde bir çevreye sahibim denebilir insanlar para için yaptıkları işten çok farklı dallarda işler yapıyor kendi reel işi dışında her türlü işleri yapmaya açıklar uyuşturucu insan kaçakçılığı dolandırmak ne ararsanız var önceden bu adam çok düzgün dediğim insanlar bile bozmuş kendini enflasyon kötülüklerin anasıdır bence çünkü ailesine bakamayan bir baba her şeyi yapabilme potansiyeline sahiptir

      Sil
  2. Mahfi hocam yine çok güzel bir yazı kaleme almışsınız. Şunu sormak istiyorum eğer bu kara para piyasada bu kadar rahat geziyor ve ekonomiye zarar veriyorsa bunu siz bile net bir şekilde görebiliyorsanız bu devletin içinde buna ses çıkartacak hesap soracak bir mekanizma yok mu? eskiden sadece filmlerde olur böyle şeyler dediklerimiz nasıl oluyor da gerçek hayatta yapılması bu kadar kolaylaştı üstelik denetimlerin her an her yerde yapılabileceği bir dönemde...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Bu işi teşvik edenler hesap soramaz.

      Sil
    2. Oncelikle guzel yaziniz icin tesekkurler.
      Tesvik edenler hesap soramaz dediniz, ve acikcasi boyle daha ne kadar devam eder bilinmiyor.
      Tabiki herkesin iyi anlamasi gereken sey, yaptiklarimizla soylediklerimiz normal olsaydi FATF (Financial Action Task Force) grey list ulkeler listesinde olmazdik. Bunun ne kadar onemli ve hassan oldugunu, uluslararasi finans piyasalari cok iyi biliyor.

      Sil
  3. Hocam günaydın, ne kadar güzel anlatıyorsunuz ama dinleyen yok. Artık bu gidişle batık ekonomiyi kurtaracağız diyerek yatak odalarına kameralı sayaç takıp vergi salarlarsa şaşırmamak gerek. Eşim ve ben emekliliğimizin ilk yıllarında ev kiramız olmadığı için birimizin maaşı ile geçinir, diğerinin bir kısmını harcar bir kısmını biriktirir değerlendirirdik, şimdi iki maaş insanca yaşamaya yetmiyor. Eski vur abalıya, deyimi şimdi vur abalıya, emekliye, emekçiye oldu. Tam bir sömürü dizenine dönmüş vahşi kapitalizme teslim olduk. Acı olan ise dandik ve sanki işbirlikçi bir muhalefetin varlığı ve vurdum duymazlığı. Yalan verilerlerle, pembe gözlük taktırılmış cahillerle, bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      AKP'lilerin en önemli farkı her şeyi partiden beklemeyip çalışmasıdır. Bu olay öteki tarafta yok.

      Sil
  4. Hocam bir şey soracağım Türkiyeye 2022 ağustos-kasım birçok net hata ve noksandan döviz geldi hatta resmi rezervler arttı. O zaman dolar niçin düşmedi?

    YanıtlaSil
  5. Bir zamanlar ticari kiralama yoluyla ihracat izin dosyalarına bakmaya başlamıştım. Hemen tüm dosyalar fahiş kira bedelleri ile önüme geliyordu. Mesela sıfırı 180.000 Avro olan bir iş makinesi için yurtdışından aylık 45.000 Avro kira bedeli alınıyordu. Yani 4 aylık kira parası ile aynı makinenin sıfırı alınabiliyordu. Ben başvuru sahiplerine kira bedeli niye bu kadar yüksek dediğimde makine çabuk yıprandığı için demişlerdi. Ben yemedim tabi. İşi kurcalamaya başlayınca görevi apar topar bizim kurumdan alıp Gümrük İdaresine verdiler. Onlar şimdi ne yapıyorlar bilmiyorum.
    Demem o ki para aklamanın bin bir yolu var. Buna göz yumanlar kamuda hızlıca yükselirken benim gibiler kurumda işe başladığı noktada takılıp kalıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak bu iyi fikir, daha önce hiç aklıma gelmedi.

      Sil
    2. Muhafazakar kesim herseyi alirken helal mi degil mi diye sorguladilar ( et helal et mi ? vs vs) bir tek seyin helal mi degil mi olmasina bakmadilar, PARA'nin o ne olursa olsun ceplerine attilar

      Sil
    3. Merhaba Adsız 13.23. İlk yorumu ben yazdım. Kendim İmam-Hatip lisesi mezunuyum. Emin ol parayı cebine atanlar hiç de muhafazakar tipler değillerdi.

      Sil
    4. Parayı cebine atanın muhafazakarı solcusu, gericisi ilericisi olmaz sadece namussuzu olur.

      Sil
  6. Hocam ellerinize sağlık çok güzel yazı olmuş. Her yeni gün " neler oluyor yahu bu memlekette " der demez, aklımızdakini okurcasına teknik cevabi yazılarınız geliyor. Yazılarınızı beklemek ve okumak güncel tutkumuz oldu. Kara paranın ortalıkta bu kadar bol ve rahat dolaşabilmesi "Hükümdar göz yummazsa eşkıya kervan basamaz" sözünü hatırlatıp bizi korkutuyor.

    YanıtlaSil
  7. Ben bu değirmenin suyu nereden geliyor hala anlamadım. Bankalar kredi vermiyor. Memur işçi aldığımız maaşla ancak geçiniyoruz diyor. Kalabalıklara bakıyorum hepsi üst gelir grubu mensubu değil. Galiba çoğumuzun Mısır'da zengin bir akrabası yakın bir zamanda ölmüş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Akraba ölmesine gerek yok, sadece namus dışı kazanmaya gönüllü olmanız yeterli.

      Sil
  8. Hocam Selamlar,
    Benim anlamadığım konu , her şeyden vergi alınıyor ve ilave ek vergiler alınmaya da devam edecek. Neden bankada parası bulunanlardan vergi alınmıyor. Vergi düşürülse esnaf, kobi ticaret hane rahat etse ödenmeyen vergiler tahsil olmaz mı? Adaletin olmadığı yerde verilerin gerçek olmadığı yerde, yatırımcı yatırım yapar mı? yıllardır söylüyorsunuz ve kimse dinlemiyor yapısal reform vergi koyarak mı yapısal reform oluyor. Ek vergiler ile bütçe açığı mı kapanır diyelim ki önümüzdeki aylarda tekrar açık çıkmaz mı? Katma değerli ürünler üretmediğimiz, ağır sanayi hamleleri yapmadığımız ,bu kamu harcamalarından kısılmadığı usd dolar borçlanmalarımız artığı müddetçe bu açık kapanmaz diye düşünüyorum. Atalarımızın söylediği gibi ''etten artmaz dişten artar.'' Sevgili Hocam siz daha iyi bilirsiniz ömrünüzü buna adadınız , çatlaklar olan havuz dolmaz. Esnaf ticarethane imalatlar nakit bulmak için her şeyi yapıyorlar. O kadar uzaklaştı ve daha da zorlaşacak. Piyasa faizleri 40-50 oranına oturmuş durumda ama oda yok bulamıyorlar. Gayri menkul fiyatları , araç fiyatları emtia fiyatları artıyor ve artmaya devam edecek. Bir zamana geldiğinde işci çıkartmaya gidilecek bir noktaya gelinecek her şeyin fiyatı artacak ama alıcı bulunamayacak. Bu çok kötü bir durağana gidecek ve bu olmaması için dua edeceğiz. Siz ve sizin gibi aydın ilim adamları anlatıyor ama kimse anlamak istemiyor. Sizi çok yakından takip ediyorum. bugüne kadar hiç bir şeyiniz yanlış çıkmadı. Çünkü makro veriler ve ilim üzerine yazılarınız. Teşekkür ediyorum bugünkü yazınız için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bankada parası bulunanlardan da vergi alınıyor. Bankaya parasını yatıranlar, o parayı kazandıklarında gelir vergisi ödüyor sonra bankaya yatırıp faiz kazandığında yine vergi ödüyorlar.
      Burada sorgulamamız gereken şey niçin ondan vergi alınmıyor da benden alınıyor sorusu değil. Onu ayrıca sorgulamak gerekebilir ama buradaki konu ek vergi alınacak ekonomi politikası hataları niçin yapıldı? Niçin enflasyon yükselirken faiz düşürülerek neden - sonuç ilişkisinin tersine hareket edildi? Bu soruları sormazsak birbirimizle uğraşırız. Oysa ortada ekonomiyi batırmış bir ekonomi politikası uygulaması var. Hesap oradan sorulmalı.

      Sil
  9. Çok net izah etmişsiniz hocam, emeğinize sağlık. Özetle ekonomimizin durumunun borca batık futbol kulüplerimizin hâlâ dünya yıldızı yabancı oyuncu transferi peşinde koşmalarından fazla bir farkı yok.

    YanıtlaSil
  10. Hocam tüketim ihtiyaçlarını öne çektiği stok yaptığı doğru ama bu yeni değil yani son 2 senedir böyle bir hane halkı en fazla ne kadar stoklayabilir? sonuçta bazı tüketim ürünlerinin son kullanma tarihi de var bu etkinin artık son bulması gerekmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiler bittikçe yenileri alınıyor çünkü enflasyon sorunu hala çözülemedi, beklentiler hala çok kötü.

      Sil
  11. Hocam elinize kaleminize sağlık, "Her çözüm, bir sonraki sorunun kaynağıdır" sözünü doğrularca artık her adım yeni sorunların baş kaynağı oluyor. Yeni ve daha büyük sorun yan etkisi büyük çözüm yollarına saptırıyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru. İlk aşamada neden-sonuç ilişkisini yanlış kurup da faiz nedendir denilince her şey gitti.

      Sil
  12. Mahfi bey borsada bir ralli var.220 dolardan 235 dolarla çıktı.Neden böyle bir şey oldu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Finansçılara sor.

      Sil
    2. Çünkü bizde her şey değerlendi ama şirketler on yıl öncesine göre değerli değil.

      Sil
  13. Sevgili üstat merhaba, Makro ekonomik göstergelerin arka planına dair açıklamalarınızla somutlaşan durum ile mikro gerçekleşmeler arasında net bir ilişki var aslında, bir diğer taraftan. Söylediğiniz gibi her ikisi de yanlış.
    Çok selam ve sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  14. hocam yazınız için teşekkür ederim. Siz ve Özgür demirtaş gibi insanlar enflasyonun nasıl düşeceğini,ekonominin nasıl düzene gireceğini 2x2=4 netliğinde anlatıyor. Peki bu kadar net olan bir şeyi hükümet neden uygulamaya sokmak istemiyor sizce? Sırf kendi dönemlerini felaketin bir tık altında daha hafif geçirmek için mi?

    YanıtlaSil
  15. Hocam, merhaba. Bir süredir kötü günleri hep daha kötü günler takip ediyor. Çok mantıklı bir soru olmadığını biliyorum fakat umut verici birşeyler duyabilmek umuduyla şunu sormak istiyorum. Mevcut yönetim ile önümüzdeki 4-5 yıllık süreçte ciddi bir ekonomik iyileşme beklemek çok mu uzak? Bir de iyi yönde bir kırılma olması için neleri görmemiz gerekir? Şimdiden çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sistemi bozanlardan sistemi düzeltmesini beklemek çok doğru bir beklenti olmaz.

      Sil
  16. Peki buna ne diyeceksiniz Mahfi bey?

    "İşsizlik oranı tek haneye geriledi"

    https://t24.com.tr/haber/tuik-mayis-ayinda-issizlik-orani-yuzde-9-5-e-geriledi,1119174

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mahfi bey gerçekleri yorumluyor, o yüzden buna yanıt yazmasına gerek yok bence. Hoş bir haber olmuş tabii kendi capinda

      Sil
    2. Halının altına atılanlar dağ oldu, halı falan görünmüyor artık ama yığının yaydığı koku tüm dünyadan alınıyor yancılar da kimse bir şey görmüyor sanıp eğip bükmeye devam diyor.

      Sil
    3. Bu konuda asıl olarak geniş işsizlik oranını (atıl işgücü) dikkate almanızı öneririm. Yüzde 22,5.

      Sil
  17. Hocam Türkiye ekonomisinin geleceği ile ilgili ( kısa - orta - uzun ) bir kitap yazmayı düşünüyor musunuz?

    YanıtlaSil
  18. Enflasyonun getirdiği talep artışı bir gün sona erip, yüksek bir işsizlik oranına yol açar mı? Böyle bir durum ne kadar olası, ve olası ise bunu engellemek ne kadar mümkün?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte o nedenle zaten faizi olması gereken düzeye yükseltemiyorlar. Bunu önlemenin tek yolu beklentileri iyileştirmek, insanların geleceğe iyimser bakmasını sağlamaktır. Ne var ki bunu yapabilmek için yeni kadrolar lazım.

      Sil
  19. SAYIN HOCAM 20 TEMMUZDAKİ FAİZ KARARINDA BEKLENTİNİZ NEDİR.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beklentim yok. Çünkü MB'nin açıklamaları tutarlı değil. Ama yapılması gereken artış en az 10 puan.

      Sil
    2. Peki 10 puan gelirse dolar ne olur hocam 28 olur gibime geliyor

      Sil
  20. Değerli Hocam, güzel yazınız için teşekkürler. İşsizlik konusundaki haklı tespitlerinizin tümüne katılmakla birlikte, bir konuda sizden kısmen ayrışıyorum.

    Bence özellikle bir süredir uygulanan hetero para politikalarından oturu, güncel istihdam süreci, diğer makro ekonomik veri setine kıyasla pozitif ayrışıyor. Yüksek enflasyona ezdirilen reel ücretlerdeki sistematik düşüş, know how düşük ve işçilik yoğun üretim yapan işletmeleri ucuz işçilik kullanma ve maliyet minimizasyonu anlamında özendiriyor.

    Dolayısıyla nitelikli istihdam ve katma değerli üretimin düştüğü ve ancak orta sınıftan transferlerin de etkisi ile taban ücret seviyesinde yoğunlaşan ,niceliksel bir istihdam artışının söz konusu olduğu, tabana yaygın bir fakirleşme sürecinde olduğumuzu düşünüyorum.

    Buna göre reel mill gelir, kişi başı milli gelir ve özetle toplumsal refah seviyemiz agresif bir şekilde düşerken, istihdam seviyesi niceliksel olarak bunlara eşlik etmiyor.

    Katılır mısınız, konuda sizin düşüncenizi gerçekten merak ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umut Bey bence geniş işsizlik oranını (atıl işgücü) esas alın. Çünkü Türkiye için gerçek işsizlik oranı odur.

      Sil
    2. teşekkürler Değerli Hocam

      Sil
  21. Mahfi Hocam Mehmet Şimşek abimiz şapkadan tavşan çıkarabilecek mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mucize ya masallarda olur ya da bir illüzyondan ibarettir. Gerçek yaşamda mucize denilen şeyler bilimin getirdikleridir.

      Sil
  22. Mahfi hocam ben ikisinin de yanlış olduğu kanısında değilim makroekonomik indikatörlerde meydana gelen bozulmayla birlikte mikroekonomik tablo da bir sapma söz konusu olabilir tabi sonuçta birey rasyonel davranmak zorunda öne çekilmiş talep ve paradan kaçış söz konusu olabilir bu aşamada ekonomiye güveni yeniden inşa etmek önem arz etmekte ancak bu şekilde tablo beklediğimiz gibi olur.

    YanıtlaSil
  23. Olsun be hocam ezan dinmedi ve bayrak inmedi sonuçta...

    Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  24. Hocam bu kaotik ve saçma durumun surdurulebilmesi mümkün mü? Bu şekilde olup da güvenli bir limana yanaşmamiz mümkün mü? Yapısal reform olmadan ekonomik değerler düzelebilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mümkün değil. Fazlasıyla dayandı zaten. Yapısal reform olmadan kısmi ve geçici düzeltmeleri kalıcı hale getirebilir.

      Sil
  25. Hocam bu gün hiçbir yazıya Yes veya No demediniz henüz, bir aksilik yok değil mi

    YanıtlaSil
  26. Sn.Hocam,
    Ders niteliğinde bir yazı yazmışsınız.İçinde bulunduğumuz ekonomik durum,teorik olarak sürdürülmesi imkansız gibi görülen fakat her türlü negatif göstergeye rağmen uzun zamandır sürdürülebilen iç tüketim odaklı büyüme (enflasyon) şeklinde yeni bir anlayıştır.Ücret-fiyat sarmalıyla desteklenen bu sistem uzun yıllar boyunca sürebilir.Gerçekte 3 haneli olan enflasyona,negatif reel faize ve yüksek kura rağmen sürekli artan tüketim harcamaları bu sistemin “iyi işlediğinin” kanıtıdır.
    Bir önceki yazınızda belirttiğiniz kayıtdışılık ,kara para ve yastık altı tasarruflar ekonominin ana dinamosu konumundadır ve resesyon,stagflasyon gibi olumsuz durumlara karşı sigorta niteliğindedir.9 günlük tatilde yaklaşık 40 milyon kişinin seyahat ettiği,bir önceki yılın ayni dönemine göre akaryakıt satışlarının %20 den fazla arttığı,kredi kartı harcamaları ve tüketici kredilerinin 2022 Haziran ayına göre %82,5 oranında arttığı bir ülkede krizden bahsedemeyiz.Yastık altı ve banka kasalarında trilyon dolar mertebesinde altın ve dövizin olduğu bir ülkede kriz olması mümkün değildir.Rant ekonomisi ve yüksek enflasyonun neden olduğu servet transferi bir kısım sabit gelirli-emekli hariç toplumun hiçbir kesimini negatif yönde etkilememiştir.
    Su alan bir gemide tahliye pompaları giren suyu dışarı atabildiği sürece gemi yüzer,yapılmak istenenin gemiyi onarmak değil,pompaların çalışmasını sağlamak olduğu görünüyor.
    Saygılarımla, Fatih Gülşen

    YanıtlaSil
  27. Hocam siz daire fiyatları da düşer dediniz,habire artıyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz, enflasyon düzeyine gelirse düşer dediğimi hatırlıyorum. Faiz henüz gerçek enflasyonun çok altında.

      Sil
  28. Hocam merhabalar, yazınız için teşekkürler. Tarım sektöründeki 1 dolarlık gelir artışı toplam gsyh'i ne kadar artırır? İkincisi bir ülke sadece temel gıdaları yüksek teknolojiyle yüksek miktarlarda üreterek gelişmiş bir ülke olabilir mi? Yani telefon, bilgisayar, otomobilde dünya markaları çıkarmadan sadece et üretimini 5-10 katına çıkarak, peynir, süt gibi gıda mallarını çok fazla üreterek ne kadar kişi başı gelir yapılabilir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sorunuzun yanıtı bende yok.
      Tarımsal üretimle gelişmiş ülke olunmaz. Kişi başına gelir aratabilir ama bu ülke gelişmiş ülke olamaz

      Sil
  29. Kaleminize sağlık güzel yazınız için teşekkürler.Bi sorum olucaktı faiz artırımı-mevduat faizlerinde artış-tasarruf sırasını bekliyoruz sözde ama mevduat faizleri düşüşe geçti aydınlatırsanız sevinirim şimdiden teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanlış ekonomi politikasının ülkeyi getirdiği yer öylesine kaotik bir ortam ki hiçbir gelişmeyi mantıkla, akılla açıklama olanağı yok ne yazık ki.

      Sil
  30. Hocam 2022de cari dengeye göre rezervler genel olarak artmış . Kurda neden 13den 18e geldi o zaman? rezervlerden alıp yastıkaltı desek net rezervlerde düşmedi? brütler mi satılıyor? yoksa cari açık makyajlı mı açıklanıyor?

    YanıtlaSil
  31. Hocam bu veri konusu çok esnek bir konu.

    YanıtlaSil
  32. Çok net açıklama ,elinize aklınıza sağlık.

    YanıtlaSil
  33. Bize benzer parası rezerv para olmayan ülkelere göre biz daha mı borçluyuz onların parası niye değer kaybetmiyor? Aslında bazı ülkeler kolombiya brezilya gibi baya etmiş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim kadar yanlış ve bilime aykırı ekonomi politikası uygulamıyorlar. Bize bu açıdan en çok benzeyen ülke Venezuela.

      Sil
  34. "Zaten o nedenledir ki dünyada üç tür ekonomi vardır: Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeler, Arjantin ve Türkiye. " :))))

    YanıtlaSil
  35. Sayın Eğilmez, Ekonomik sorunlarımızın detayına inen güzel , rahat anlaşılabilir yazınız için teşekkür ederim. Bilindiği üzere Şeytan detaylarda bulunur. Bahsettiğiniz detayların hepsinin çözüm yollarının bulunduğu, sorunların azaltılabileceği , sorunların arkasında kimlerin bulunduğu görülmektedir. Her bir sorunun önem derecesine göre ele alındığında yapılması gerekenler bellidir. Bence işe en sonundan değil, en başından başlanması sürdürülebilir gelişmeye yardımcı olacaktır. Bence esas yapılması gereken TEMİZ TOPLUM , açık toplum, yalancılığın büyük suç kapsamına alınması Ülkemizin zamanla ekonomi dahil diğer hususlarında düzelmesine neden olacağı düşüncesindeyim.

    YanıtlaSil
  36. Hocam yazınıza taze bir örnek vermek istiyorum. Ülkemizin meşhur televizyoncu ve yapımcı medya sahibi bir kardeşimizin meksikalı ortağı 125 milyon dolarlık yatıyla gelip , güzel ülkemizin güzel koylarında demirlediği yatında verdiği yemeğe 500 bin TL hesap ödediği ve 50 bin TL bahşiş verdiği söyleniyor. Bu ve buna benzemez neler neler yazık oluyor güzel ülkemize biz görür müyüz bilmiyorum ama bu devren elbet bir gün bitecek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 550 bin az bile vermiş.
      Zengin zengini nasıl da buluyor değil mi?
      Kendileri giderler, dünyanın en olmadık din, dil, ırk ve düşüncesinden insanlarla iş yaparlar,
      burada vatanım, milletim, dinim edebiyatı ile milletle dalga geçerler.

      Sil
  37. Hocam elinize sağlık. 270 milyar dolar gibi paraya 1 yıl içinde ihtiyacımız var. Bu paranın bulunması çok zor . Ülkeyi zor değil çok zor günler bekliyor Bu arada hocam sağlığınıza dikkat edin siz bize lazımsınız saygılarımla. Fatih D

    YanıtlaSil
  38. Bugün yolda yürürken karşıdan gelen adamı birine benzettim Hocam.
    Önce çıkaramadım ama sonra hatırladım.Şu meşhur imf memuru Cotarelli’ydi sanırım.
    Çok benziyordu.Ne tesadüf.Hayırdır inşallah!

    YanıtlaSil
  39. Mahfi bey Turkiye ekonomisini donduren kayit disi ekonomidir. Bir ev satilir fiyati rayicin az biraz uzeri gosterilir, kalani elden alinir. Araba satilir vergi cikmayacak sekilde satis yapilir resmide uzeri elden alinir. Esnaf urun satar fatura kesmez. Bir diger konu ise maasli akademisyenler ticaretten anlamaz. Onlarin tek bildigi biriktir git bankaya faize koy. Bu ulkede calismaz bu hic bir zaman calismadi. Turkiyede kayit disi ekonomi kayitli olanin iki katidir. O yuzden akademisyenler kirada surunurken, ilkokul mezunlari tuccarlar 50 daire sahibi olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu anlattıklarınızın tamamı şehir efsanesidir. İlkokul mezununun kaybedeceği bir şey olmadığı için her türlü riski alır, kayıt dışılığa dalar. Akademisyen genellikle bunu yapmaz (yapanlar da var tabii.) İşin en kötü tarafı toplumun parasını çalan esnafı göklere çıkarıp çok akıllı olduğunu anlatanlardır. Mesela bu batıda ayıp karşılanır, bizde ise akıllılık sayılır. O yüzden batı gelişmiştir biz de gelişemeyiz.

      Sil
    2. Hocam esnafın vergi kaçakçılığı ve ahlaki durumunu çok güzel özetlemişsiniz. Ülkemizde maalesef günah keçisi; vergisini ödeyen, sigortasız işci çalıştırmayan zincir marketler oluyor. Sürekli ağlayan alavere dalavere peşinde koşan esnaf milletten ne koparırım, devletten hangi yardımı alırım peşinde. Bir zamanlar acıdığımız, beslediğimiz, gecekonducular kentsel dönüşüm ile Hocam sizden zengin oldular.

      Sil
  40. Hocam iş gücü kaynağımız çok zayıf değil mi? Almanya ile aynı nüfusa sahibiz bizde 31 milyon onlarda 45 milyon kişi çalışıyor bizde onların seviyesine gelirsek hiçbir şey yapmadan yüzde 50 gsyh kişi başı büyümesi elde etmez miyiz? önümüzdeki 10 yıl içinde nüfus artışını durdurursak her yıl 500 bin kişi doğuyor ve istihdama katılıyor 20 sene sonra istihdamda olan kişi sayısı 41 milyona yükselir, nüfus aynı kalır yüzde 40'a yakın çabasız bir gsyh büyümesi elde ederiz. Tarımdaki üretim artışlarının diğer sektörleri tamponlamasıyla gelişmiş bir ülke olabiliriz galiba.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz de kadınların çalışma yaşamına katılımı çok düşük de ondan.

      Sil
    2. Anayasa seküler de olsa toplum yobaz olunca durum böyle oluyor.

      Sil
  41. Hocam sermaye gelirlerine vergiyi tamamen sıfırlarsak yıllık ekstra ne kadar yabancı yatırım alırız, buna tahvil, borsa, doğrudan yatırım vs her şey dahil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece emeği vergilendiren bir ülke emin olun sermaye gelirinden vergi almasa da yabancı yatırımcıyı çekemez. Çünkü yabancı yatırımcı orada kölelik düzeni olduğunu ve her an ayaklanma çıkacağını düşünür, ki bu büyük risktir, gelmez.

      Sil
    2. tebrikler hocam işde bütün sorunlarımızın nedeni sadece üç kelime Sadece emeği vergilendiren bence şöyle olmalıydı Sadece emeği vergilendirebilen

      Sil
  42. 1- 2022 başı ile sonu arasında baktım net rezervler ve brütler artmış. cari dengeden baktım +22 milyar dolar resmi rezerv artışı. Kur nasıl artmış olabilir rezerv artarsa kur düşmez mi? depolanan rezervler ve altın rezervinin değeri artması gibi faktörler mi etkili?
    2- türkiyenin gsyihsi yanlış ölçüldüğüne ve büyüyen ülkelerde gsyih anlamsız olduğunu düşünürsek yabancılar borcumuzun çok fazla olduğunu neye göre görüyor? enflasyon yanlış ölçüldüğüne göre ve geçmişe göre trend alacağına göre niçin yatırım yapsınlar? geleceği hedef alacağını söylesek bile enflasyonu sahte açıklayıp düştüğünü söyleyebilirler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1. Swap hariç net rezervlere bakın.
      2. Yabancılar borcumuzun fazla olduğunu düşünmüyor sadece yarattığımız risklerin fazla olduğunu ve o yaklaşımla borcumuzu ödeyemeyebileceğimizi düşünüyor.

      Sil
  43. Mahfi hocam, toplumumuzu yeni yeni tanımaya başlayan genç bir okurunuzum.

    Ülkemiz genelinde; "akıllı ol" tabiri, daha çok "kurnaz ol" şeklinde kabul görüyor diye düşünüyorum. Bize üniversitede öğretildiği kadarıyla; "rasyonel ol, mantığı daima önde tut" konsepti, toplumumuzda neredeyse hiç yok.

    Sanki toplu hâlde kirleniyoruz gibi, üzerimizdeki lekeleri umursamaz hâle geliyoruz yavaş yavaş. Bazılarımız üzülse de bu durumu değiştiremiyoruz.

    Rasyonel kalmaya çalışan sayıca epey az insanlar; ellerindekini-avucundakini büsbütün kaybetmemek için, istemeye istemeye "kurnaz olmaya, kurnaz davranmaya" mecbur bırakılıyorlar gibi gözüküyor. Kurnaz olmayınca da; "enayi, pısırık" ve hâttâ "akılsız" gibi etiketler yapıştırılıyor.

    Sizin düşünceleriniz nedir, yanılıyor olabilir miyim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen katılıyorum. Burada yasaların, kuralların arkasından dolanarak çözüm bulma kültürü çok yaygın.

      Sil
  44. Hocam rezervler biterse dolar hızla artar dedi Tunç şatiroğlu yanlış değil mi? Döviz rezervleri bittikten sonra cari açık finanse edilemediği için dolar nasıl artacak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rezerv yok ki. Swap hariç eksi 45 milyar dolar rezervdeyiz.

      Sil
  45. Yazınız net bir biçimde durumu özetlemiş. Sağolunuz.. Kıyamet alâmetleri birer birer beliriyor." Bu düzen böyle mi gidecek-Pireler filleri yutacak- Yedi nüfuslu haneye-Üç buçuk tayın yetecek..."

    YanıtlaSil
  46. Hocam, 24 Temmuzda Lozan'ın süresi doluyor. Batman vb. yerlerden arazi almak kazançlı olur mu, ne dersiniz :) (Sürekli bu konuda 2016'da yazdığınız yazı önüme çıkıyor.)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle, Lozan'ın süresi dolduğu andan musluklardan bile petrol akacak.

      Sil
  47. Henüz iyi günlerimiz bunlar. Dışarıdan enerji verilmediğinde , "Evrenin kuralı herşey düzensizliğe doğru gider ".

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim enerji verecek veya alacak halimiz kalmadı gibi.

      Sil
  48. Hocam merhabalar, ekonomi politakası adlı kitabınızın güncelliği ne durumdadır.
    Yakın zamanda yeni bir güncelleme düşünüyor musunuz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ercan Kumcu ile birlikte kitabı yeniden bütün gelişmeleri kapsayacak şekilde yazıyoruz. Eylül ayına yetiştirmeye çalışıyoruz.

      Sil
  49. SAYIN HOCAM BAZI EKONOMİSTLER DEVLETİN BANKALARDAKİ DÖVİZ MEVDUATLARINI BELİRLİ BİR SÜRE DONDURABİLECEĞİNİ DİLE GETIRIYORLAR.SONUÇLARI NE OLUR SAYIN HOCAM.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi olmaz, kurlar fırlar, kara borsa oluşabilir.

      Sil
  50. Halimiz itten beter keyfimiz paşada yok şeklinde ifade edebileceğimiz bu sosyo-ekonomik durum daha ne kadar sürer sizce hocam

    YanıtlaSil
  51. Merhaba. İşletmelerimiz için en önemli maliyet, enerji maliyeti değildir.Faiz maliyeti değildir, genel gider maliyeti de değildir. Bizler için en önemli maliyet personel maliyetidir. 1 Ocak 2023 Tarihinde personellerimize Aralık 2022 maaşını ödedik. 5500 Tl idi 1 Ağustos 2023 tarihinde Temmuz maaşını ödeyeceğiz ve bunun bize maliyeti nette 11402 Tl oldu.Brüt maliyeti söylemiyorum bile. Şimdi sorarım size, 7 Ay için yapılan %107lik zammı bizler nasıl ödeyeceğiz? 12 ay için %183'e denk gelir.
    Önümüzde 2 seçenek var. Ya sattığımız ürünlere aynı oranda zam yapacağız ya da personel çıkartacağız. Enflasyonun en büyük sebebi, asgari ücrete, resmi enflasyonun çok üstünde yapılan zamlardır. Bu zamlar enflasyonu tetiklemekte ve kısır döngüye girmemize sebep olmaktadır.
    Artık işletmelerin , enflasyonun çok ötesinde yapılan bu zamları karşılamaları mümkün değildir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gel gör ki herkes sanki faiz maliyetiymiş gibi anlatıyor veya anlıyor.

      Sil
  52. Katma değeri kim belirliyor? Mesela bi iphone bir domatesten niye pahalı? Diyelim türkiye avrupaya hiçbir şey satmayıp fiyatları arttırdı ne yapacaklarki? Kendileri mi yetiştirecekler bu kadar zamandan sonra? Herhalde başkaları üretebildiği için fiyatı düşük oluyor bu da orta gelir tuzağına sebep oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. domatesi üretmek için zor bulunan bilgiye ihtiyacın yok ki,
      tarlayı ayarlayıp, ülkedeki tarım hocalarından bi ekip ile ihtiyaç kadar üretirsin.
      maliyeti yüksek diye TR dan alıyorlar, yoksa tarla, gübre, çiftçi avrupada da var.

      iPhone'u ise buyur üret üretebilirsen.

      Sil
    2. Neoklasik teoride bir malı değerini (piyasa fiyatı) o malın arz ve talebi belirler. Marksist teori malın içindeki emek miktarıyla ölçer değeri.

      Sil
  53. Mahfi Hocam, “Hay’dan gelen Hu’ya gider” sözünü genel fakat maalesef yanlış bilinen haliyle bilinçli olarak kullandığınızı düşünüyorum.
    Saygılarımı sunarım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız ama bazı kalıplar öyle yerleşmiş ki hepimiz o halini kullanıyoruz.

      Sil
  54. İşsizlik oranı bence de çok düşük. Kurumsal bir firmada 30.000 TL net maaş+özel sağlık sigortası ile idari işler yöneticisi, 30.000 TL net maaşla muhasebe uzman pozisyonuna aylardır adam bulamıyorum. Önceden bu kadar zor olmazdı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu paraya muhasebe ve hesaptan kitaptan anlayan adam gelmez.
      Benim satış temsilcisi başlangıç ücretim, en alt kademe için 36bin net aylık + prim.
      4-5 yıl tecrübe ile başlıyorlar. 5 yıl ve üzeri tecrübeli başlangıç 42bin net aylık + prim.

      Sil
  55. Merhaba, satın döviz mevduatları ödemeler dengesinde gözükür mü? Kurun nereye gideceğini belirleyen kabaca döviz alımlar + ödemeler dengesi resmi rezervler hesabı diyebilir miyiz?

    YanıtlaSil
  56. Dertleriniz ikro, keyfiniz Makro olsun Mahfi hocam,

    YanıtlaSil
  57. Merhaba, satın alınan döviz mevduatları ödemeler dengesinde gözükür mü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıl içinde dışarıdan giren ve bizim bankalarda mevduat olarak yatırılan dövizler ödemeler dengesinde yer alır (portföy yatırımı olarak.)

      Sil
  58. Esnafımız, ucuza çalıştırmak için Suriyeli, Afgan işçi istiyor. Malını satmak için Arap, Rus turist istiyor. Dolayısıyla ülkemiz, hem para kazanmak hem de para harcamak isteyen yabancılar için bir cazibe merkezi haline gelmiş vaziyette... Yerel paramızın bu kadar değer kaybettiği bir ortamda, TL'den kaçış olması kadar doğal bir şey olamaz. Tabii karnedeki yegane not, TL/USD kuru değil ama gel de anlat...

    YanıtlaSil
  59. Hocam Çin ekonomisinin sonu Japon ekonomisi olur mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha önce yapılan imar aflarında yapının durumu sorgulanmadan imar affı ile imar izni almamış yapı kaçak yapı olmakdan çıkarıldı fakat benim gözlemim imar affından faydalanan yapıların bir kısmı belki yarısı deprem yönetmeliğine aykırı ve bu yapılar depremde riskli yapı son depremde yıkılan yapıların çoğunluğu bu şekilde olduğunu araştırmalarda görüyoruz.eğer sizin yapınıza bitişik riskli yapı var diyelim cimer üzerinden yapılan şikeyetlerde devlet kurumları bir şey yapamıyor ne yapabilirki para ile affetmiş bu riskli yapı sayısını biliyormuyuz çok fazla olduğunu düşünüyorum şimdi depreme aykırı yapı yanındakini yıkarsa içindekiler ölürse ne olucak takdiri ilahi denecek ülkemiz bu imar sorununu ranta bulaşmadan çözmeli.İşde muhalefete bir çalışma konusu eğer vatanseverlerse bu konuda çalışsınlar yerel yönetim seçimleri yaklaşıyor iktidarı zorlasınlar iktidar bu konuda rant arayışında olduğunu düşünüyorum.

      Sil
    2. Sınırsız para harcayanların geliri rant ve enflasyondur ikiside haram ve hırsızlıkdır enflasyon sabit gelirli vatandaşın cebinden çalmak rant ise bütün ülke vatandaşlarının hakkını çalmaktır anayasamızda ayrıcalıklı rant yapabilme hakkı olan vatandaş yokdur hükümetler halkın cebinden para eksiltmek için seçilmemektedir enflasyon ve rant ikiside yasadışıdır halkımız bu işi yapanlardan korkmamalı bunları eninde sonunda yargılamalıdır.

      Sil
  60. Çok güzel tespitlerde bulunmuşsunuz hocam hepimizin çoğunu gözlemleyip anlamaya çalıştığımız şeyleri zihinde berraklaşacak şekilde anlatmışsınız. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  61. Hocam merhaba ben maliye öğrencisiyim derslerde gördüğüm enflasyon zamanı daraltıcı maliye politikası uygulanmalı vergiler arttilirilmalidir enflasyonla mücadele için şuan vergiler artırılıyor yani doğru olan yapılmıyor mu neden hep bı eleştiri var bunu anlamıyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu feci duruma kimin ve neyin neden olduğunu araştırdığın zaman neyin yanlış olduğunu anlayacaksın. Şöyle bir örnek vereyim.: Birisi benzin dökerek evi yakıyor ve sonra itfaiyeyi çağırıp evi söndürtmeye çalışıyor. Bu durumda sen bu adam alkışlar mısın eleştirir misin?

      Sil
    2. vergileri artırmak talep kaynaklı enflasyon varsa geçerli olur örneğin akaryakitta yapılan ötv artışı maliyetleri artırarak direkt olarak fiyatlara yansıyacaktır. Dolayısıyla daha yüksek enflasyon oranlarına neden olacaktır.

      Sil
  62. Mahfi hocam yazılarınız, aydınlatıcı bilgilendirmeleri biz için yürekten teşekkür ederim. Güncel zaman diliminde yaşanan enflasyon ve kriz ortamlarının geçmişte nasıl olduğunu merak ederek Özal ve Çiller dönemlerini inceledim. Videoları haberleri eski belgeselleri baktım. Ülkenin üretmesi neoliberalizm fikri ile insanları girişimci olmaları yönünde destekler verildiği ve bunların yine kendi halkımız tarafından suistimal edildiğini gördüm. Aynı şeyleri 2000 sonrasında da olduğunu gördüm. Devlet kamu bankaları ve KOSGEB gibi destekleyici kredi mekanizmaları ile üretime ve girişimciliğe destek olmak istiyor fakat düşük faiz ile alınan krediler, farklı yatırım araçlarına yönleniyor. Kayınpederi bile esnaf kredisi ile konut alıp kirası ile kredi ödedi. Şimdi yüksek kira alıp devam ediyor. Bu mantığı yakın çevremde ve arkadaşlarımda bile gördüğüm için anlıyorum ki devlet ihracat üretim girişim konularında destek vermek için bütçe hazırlıyor ama enflasyon olan ortamı bilen vatandaş aldığı krediyi araç gayrimenkul döviz gibi yatırım araçlarına kullanıyor. Bu problem asıl problem değil midir? Üretimden kaçınan tüketen ve ihtiyaç dışında sahiplenen kafa yapısı ülkenin istihdam üretim ihracat fırsatını kaçırıyor. Geçmiş zamandaki krizlerde ve teşviklerden yanlış faydaları görünce aynı kriz oluşmuş gibi hissediyorum. Bende üreticiyim, çok zorlanıyorum. Ama üretmek en zor ticaret iken al sat en karlı ile dönmüş, enflasyon sayesinde para kazandığını düşünen çokça insan türemiştir. Yanlış düşünüyor olabilir miyim? Üretim olmadığında yada üretimden kaçıldığında kriz oluşmuş olmuyor mu?

    YanıtlaSil
  63. Hocam makro veriler ekonominin sıkıntılı olduğunu gösterse de, mikro alanda yaşanan tüketim çılgınlığı ve görünürdeki refah, bu durumu çelişkili kılıyor. Gerçekten de paradan kaçış ve öne çekilmiş talep etkisi, mikro düzeyde bir refah algısı yaratıyor gibi görünüyor. Bu yazınız, ekonominin karmaşıklığını ve gerçek durumu anlamak için sadece makro verilere güvenmenin yetersiz olduğunu vurguluyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!