Merkez Bankası Faizi Kaç Puan Artırır?

Yanıtı hemen vereyim: Bilmiyorum. Kimsenin de bildiğini sanmıyorum. Merkez Bankası biliyor mu ondan bile emin değilim. Bu soruyu yıllardır yanıtlamıyorum. Çünkü yıllardır Merkez Bankası son ana kadar toplumu yönlendirecek hiçbir şey söyleyemiyor. Bu durumda Merkez Bankası’nın faizi ne kadar artıracağını tahmin etmek iktisatçıların değil falcıların işi haline dönüşüyor. Tahmin açıklayanlar aslında şimdi benim de yapacağımı yaparak kaç puan artıracağı tahminini değil kaç puan artırmasını istediklerini açıklıyorlar. Mesela Fed’in veya Avrupa Merkez Bankası’nın ya da İngiltere Merkez Bankası’nın faizi ne kadar artıracağı ya da düşüreceğini tahmin ediyorum ve bu tahminim hiç şaşmıyor. Çünkü o kurumlar kararlarını rasyonel çerçevede alıyorlar. Enflasyon yükseliyorsa faizi yükseltiyorlar, enflasyon düşüşe geçmişse bir süre bekleyip faizi de düşürmeye başlıyorlar. Nasıl bir karar alacaklarını da günler öncesinden kamuoyuyla paylaşıyorlar, böylece bir dalgalanmaya yol açmıyorlar. Uzunca bir süredir bilim dışı düşünmeye sürüklendiğimiz ve dolayısıyla neden – sonuç ilişkilerini karıştırdığımız için bizde böyle bir rasyonel ilişki kurulamıyor. Öyle olunca da son saniyeye kadar Merkez Bankası’nın ne yapacağı bilinemiyor ve açıklama gelince dalgalanmalar yaşanıyor. O nedenle ben burada Merkez Bankası’nın faizleri kaç puan artıracağını değil faizleri hangi düzeye yükseltirse ne gibi sonuçlar ortaya çıkacağını tartışmaya çalışacağım.

İlk senaryo: Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 8,5’den enflasyon düzeyine yani yüzde 40’a yükselttiğini düşünelim. Bu durumda Türk Lirası yeniden yatırım yapılabilir bir araç haline gelir, yabancı paradan dönüşler hızlanır, bankalardaki TL tasarruf mevduatı artar. Faizin açıklanan enflasyondan yüksek düzeye çıkması nedeniyle otomobile, konuta, borsaya ve altına yönelik talep geriler, ülkenin risk primi (CDS primi) düşer. Bunun sonucu olarak TL, yabancı paralara karşı değerlenir, kur geriler, yabancı yatırımlar ekonomiye girmeye başlar, borç verenler de daha çok borç vermeye yönelirler. Merkez Bankası rezervleri artmaya başlar. Ülkeye yönelik ilgi artınca dış borçlanmanın faizi de düşüşe geçer. Bu pozitif gelişmeye karşılık negatif bazı gelişmeler de ortaya çıkar. Örneğin sıcak para yeniden ekonomide egemen hale gelir ve para politikasının önemli bir kısıtı olur. Faizlerdeki yükselme bankaların elindeki düşük faizli devlet tahvillerini işe yaramaz varlıklar haline dönüştürür, bankalar zarar eder. Merkez Bankası’nın bu sert faiz artırımı bankaların da faizleri artırmasına yol açar. Bankaların faizleri artırması ve dönmeyen kredilerin peşine düşmesiyle zombi şirketlerin çoğu batar, bankaların kredi batıkları yükselir, KOBİ’ler faiz yükü nedeniyle zor duruma düşer. Kredi kullanmış bireyler sıkıntıya girerler, kurdaki düşüş nedeniyle ihracat düşer ithalat iyice artar, zaten yüksek olan cari açık iyice yükselir.

İkinci senaryo: Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 8,5’den yüzde 15 düzeyine yükselttiğini düşünelim. Bu artış, son dönemde yaratılan yüksek artış beklentilerinin yarattığı beklenti tuzağı nedeniyle ‘dağ fare yarattı’ yorumuna yol açabilir. Herhangi bir olumlu sonuç yaratamayacağı gibi ilerleyen sürede olumsuz beklentilerin artmasına yol açabilir. Bu çapta bir artışla ülkeye yabancı yatırımcı gelmez, bankalar bir miktar negatif etkilense de bu etkilenme fazla olmaz. Zombi şirketlerin zombiliği su yüzüne çıkar, KOBİ’ler biraz daha sıkıntıya girer. Kur fazla geriye gitmeyeceği için ihracat ve ithalat çok fazla etkilenmez. Böyle bir faiz artırımı faizi hiç artırmamaya göre beklentilerini haksız çıkaracağı için ilerleyen günlerde daha olumsuz sonuçlara yol açabilir.

Üçüncü senaryo: Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 15’e çıkardığını, enflasyon devam ettikçe faizi kademeli olarak artıracağını açıkladığını, eş – zamanlı olarak hükümetin yapısal reformların ilk adımlarını attığını varsayalım. Bu adımlara örnek olarak mesela İstanbul Sözleşmesinin tekrar kabul edildiğini, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’ndan yürütmenin temsilcilerini çıkarmak için yasa teklifinin meclise sunulduğunu ve diğer yapısal reformların programının açıkladığını varsayalım. Bu, en güçlü yaklaşımdır. Bu adımlarla TL, yabancı paralar karşısında değer kazanır. Burada da kurun gerilemesi nedeniyle ihracatçı, faiz artışı nedeniyle de bankalar, tüketiciler ve reel sektör olumsuz etkilerle karşılaşır ama bu etkiler faizin kademeli artırılması nedeniyle ve yapısal reformların desteğiyle daha sınırlı kalır ve ülkeye yabancı yatırımcı girişi daha yoğun olur.

Benim önerim üçüncü senaryonun uygulanmasıdır. Çünkü her zaman dediğim gibi faiz tek başına ekonomiyi batırır ama tek başına kurtaramaz.

 

Meraklısı İçin Notlar:

(1) Bir önceki yazımı okuyan birçok kişi yapısal reformların ne olduğunu soruyor. Bu konuda bu blogda yazılarım olduğu gibi çok ayrıntılı bir de kitabım var: Yapısal Reformlar ve Türkiye (Remzi Kitabevi.)

(2) Bazı arkadaşlar ‘hani faiz artarsa sorun çözülürdü şimdi niye farklı şey söylüyorsunuz’ diye soruyor. Ben hiçbir zaman faiz artarsa sorun çözülür demedim. Tam tersine sürekli olarak 'faiz ‘tek başına her şeyi bozabilir ama tek başına her şeyi düzeltemez’ dedim ve hep faiz artışıyla birlikte yapısal reformların devreye sokulması gerektiğini vurguladım.

Yorumlar

  1. Mahfi hocam İstanbul sözleşmesi nasıl bir yapısal reform oluyor açıklar mısınız ? Hangi yönüyle ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok basit. Uygar dünya ile bütünleşme adımı olduğu için yabancı yatırımcı bunu doğru bir adım olarak algılar. Adında İstanbul olan ve bizim de başını çektiğimiz bir düzenlemeden niçin çıktığımızı kimseye anlatamadık, anlatamayız. Ayrıca yapısal reformların en kolay adımı olduğu için hemen hayata geçirilebilir.

      Sil
    2. Erkek hegemonyads kadın ve çocukların istismarlarinin ne denli şiddetli ve sürdürülebilir hale gelmiş oldugunu bilseniz bu soruyu sormadınız.

      Sil
    3. Hocam şu soruyada cevap verdiniz ya helal olsun size...

      Sil
    4. Katılmıyorum. Yatırımcı parasına bakar.
      rekabet edilebilir, adil bir ortam sunarsanız, hukuku bağımsızlaştırırsanız, ön görülebilir bir ülke olursanız para gelir.
      Ama İstanbul sözleşmesinin bununla bir alakası yok.
      İstanbul sözleşmesi cinsiyetsiz bir toplum projesinin ilk filizi. Burası, halkının büyük çoğunluğu müslüman olan bir ülke, insanların İslami hassasiyetleride dikkate alınmalı.
      Yani hem müslüman olup Allah’ın kitabına uyarak, hemde adil ve öngörülebilir bir ülke olup yurt dışı yatırımlar çekilebilir.

      Sil
    5. Adsız 19:12

      Yani diyorsun ki müslüman erkekler çok eşlilik; mesela ikişer, üçer, dörder nikahlamak ister, serkeşlik ettiğinden şüphelendikleri karılarını "iz bırakmayacak şekilde" dövmek ister, kız çocuklarının evlilik yaşının epeyce bir düşmesini ister, bu hassasiyetler dikkate alınmazsa hafazanallah cinsiyetsiz oluruz öyle mi?

      Sil
    6. Allah'tan çoğunluğu Müslüman ülke burası dediğiniz gibi, yoksa namussuzluk, ahlaksızlık diz boyu olurdu.

      Sil
    7. Mahfi hocam, yapisal reformlar demekten bunlari tek tek defalarca açıklamaktan, hakkinda kitaplar yazmaktan vazgeçmeyin sakın. 🤍🤍🤍

      Sil
    8. Cinsiyetsiz bir toplum istiyordu da Ak Parti neden kabul etti. Kalıbımı basarım sen dahil İstanbul Sözleşmesinde ne olduğunu itiraz edenlerin %99’u bilmiyor. Sözleşme kalktı boşanmalar azaldı mı? Kadın cinayetleri azaldımı? Hiç birisi azalmadı. Hani bunların sorumlusu İstanbul Sözleşmesiydi.

      Sil
    9. Aynen Mahfi Bey'e katılmıyorum. Dünyayı okuyamıyor. Politik görüşleri sebebiyle yanlış görüyor. Uygar dünya diye tarif ettiğiniz şeyin uygar olmadığını kanıtlayacak bir sürü şey söylenebilir. Ayrıca HSYK nin devlete yön veren halinden ne çektiğimizi unutmadık. Daha 2007 de bu halkın seçtiği partiyi kapatacakti. 16 yıldır hala seçiliyor.

      Sil
    10. Yabancı yatırımcı parasına bakar,parasının güvenliğine bakar. İslam coğrafyasında para çoğu zaman güvenli olamamıştır. İstanbul sözleşmesi var olan siyasi inadın kırıldığı anlamına gelebilir ve doğru politikalara yöneleceğiz mesajı verebilir. İnsanlar baeye müslüman ülke olduğu için mi yatırım yapıyor sizce?

      Sil
    11. Istanbul sozlesmesinden cikilmadi ki Bu sozlesme adi altinda cikarilan 6284 sayili kanun hala yururlukte Bunu Eski adalet bakanida aciklamisti... Yani konunun uzaktan yakindan su anki ekonomik ilerleme ile alakasi kesinlikle yok...

      Sil
    12. Mümkünse fikrini bir daha belirtme örümcek ağların önümüzü kapatıyor. Neyi bilip neye katılmadığının farkında bile değilsin. Dini ve herkese zarar veren ekonomi modellerini başka yerlerde dillendir. Gerçekten sıkıldım bu tiplerden. Herkesi kendileri görmekten çıkıp bilimi bile kendi istedikleri gibi görmek istiyorlar.

      Sil
    13. Hocam gene elinize sağlık. Yazınızın başında bahsettiğiniz sebeplerle faizlerin tahmin edilemediğini belirtiyorsunuz. Ekonomistlerin bile faizin ne olacağını öngöremediği bir yönetim ile, ekonominin düzelmesini beklemek hayalperestlik değil mi? Öneriniz olan üçüncü senaryo çok güzel, lakin yapısal reformlara başlanması şartı var. En yumuşak yapısal değişiklik ile örnek vermişsiniz, ama o bile mevcut yönetime o kadar uzak ki.

      Sil
    14. ADSIZ 20.58 ; HSK bir partiyi kapatamaz.Anayasa Mahkemesi siyasi parti kapatılmasına karar verebilir.Yargıyı siyasallaştırıp kendi arka bahçesi olarak kullandıkları ortada.

      Sil
    15. "uygar dünya" diye düşündüğünüz ülkelerde, bu sözleşmeye imza ülkeler ekonomik olarak çok rahat o zaman.

      Sil
    16. Evet hepsi bizden iyi durumda. Hatta beş yıl önce kişi başına gelir düzeyinde bizden geride olan Bulgaristan ve Romanya (İstanbul Sözleşmesini onaylayan ülkeler arasındalar) bizi geçtiler. Bütün uygarlık ölçülerinde hep gerimizdeydiler hepsinde bizi geçtiler.

      Sil
    17. Yatırımcı kar odaklı bakar. Kar getirecekse, insan hakları ihlali bile yapan ülkelere kayar. Dünayda örnekleri de çok. İstanbul sözleşmesi sanki bir kuyruk acısı ilanı gibi olmuş.

      Sil
    18. Yatırımcı önce paraya değil, gitmek istediği ülkede hukuk güvenliği olup olmadığına bakar. Hukuk güvenliğinin olmadığı yerde, para kazanamayacağını, kazandığı paranın güvende olmayacağını bilir, o yüzden gelmez. Çin ve Rusya gibi ülkeler bunun istisnası gibi görünse de, sözkonusu ülkeler uzun ve köklü bir devlet tecrübesine sahiptir, yatırımcıların yatırımlarının güvende olduğunu hissetmelerini sağlayacak konularda son derece özenli davranmaktadırlar. Fakat, yatırımcıların, özellikle de Batılı yatırımcıların sözkonusu ülkelere yatırım yapmalarındaki asıl saik, bu ülkelerin -iktisadi gelişme ve refah artışı sonrasında- demokratik gelişmeyi sağlayacaklarına olan inanç idi. Son zamanlarda bu inancın zayıflamasıyla birlikte, yabancı yatırımcıların bu ülkelere olan ilgisinin azaldığını görüyoruz. Rusya, Ukrayna operasyonu sebebiyle uygulanan ambargodan etkileniyor, kabul. Fakat, Çin'de de iktisadi canlılığın eskiye nazaran azaldığını, çift haneli büyüme rakamlarının artık hayal olduğunu görüyoruz. Sözün özü, hukuk güvenliğini sağlayamayan, liyakate, eğitime ve demokratik gelişmeye önem vermeyen, kamu kaynaklarını etkin ve verimli kullanmayan ülkelerin yabancı yatırımcı çekmesi de, istikrarlı ve yeterli büyüme oranlarını yakalayabilmesi de mümkün görünmüyor.

      Sil
    19. Yani küresel güçlerin istediği gibi davran, zira onlar gerçekten çok güçlü. Güçlü olanın kurallarıyla oynuyoruz. Eğer sermayenin istekleri dışına çıkarsan seni bitirirler. Çıkmazsan da bitersin. Sadece ikincisi daha yavaş olur.

      Sil
    20. Adsız diye ahkam kesen zat sen ilk önce bir adını,titrini yazda çapını bilelim.Halkın çoğu müslüman diyerek kafa kağıdında islam yazan bir sürü neye inandığı belli olmayan güruhtan mı bahsediyorsun?

      Sil
    21. Faiz artırımına ve döviz kuruna küresel finans sermayesi karar verecektir.

      Sil
    22. Monogamiyi insan tabiatına aykırı bulanlar da var sayın Mahdut Mesuliyetli

      Sil
    23. Tiplere bakar mısınız ya hepsi bir olmuş Mahfi hocaya ders veriyorlar :)

      Sil
    24. Ülkede bu kadar kayıt dışılık varken, hangi veriler üzerinden ekonomi ile ilgili değerlendirmeler yapılabilir.

      Sil
    25. O uygar dediğiniz ülkelerin hiçbirinde terör sorunu yok .Belçika’da mesela devletin bütçesinin en azı savunmaya gidiyor.
      Türkiye’de tam tersi,terörle mücadele Türkiye’nin belini büküyor.
      Uygar dediğin ülkelerde herkes devletin kestiği vergiyi ödüyor.
      Türkiye’de bu mümkün değil.
      Müslüman ve olmayan herkes vergi vermemek için bir sürü hileye başvuruyor.
      Üstelik bu EYT emeklilik meselesi uygar dediğimiz ülkelerde asla olmaz.Bu saçmalığı muhalefet ateşledi hükümet de oy için kabul etti.
      Macron şiddetli protestolara rağmen geri adım atmadı.
      Türkiye’yi siyaset adamı değil Devlet adamı kurtarır.


      Sil
    26. O aykırı bulanlar poligamiyi kadınlar için de hak olarak görüyorlar mı sayın Abc?

      Sil
    27. O dediğiniz fıtrata aykırı maalesef Mahdut Bey :))

      Sil
    28. Hocam, biz Kayseri'de büyüdük.
      Çocukken gittiğimiz o cami kurslarında kaç çocuk tacize uğrardı bi bilseniz, çocuk aklımızla anlamazdık.

      Sil
    29. Sn Mahdut,
      1423 yorumunuza ne güldüm. Kadınlar için de poligami gizli bir haktır.

      Şöyle, Nevşehir, Niğde, Aksaray bölgesinde esnaflık yapan bir ilkokul arkadaşım var.
      Aileden varlıklı, üniversite eğitimi de olmayınca epey fırlama biri.
      Nasıl yapmışsa yapmış, her iki üç mahallede bir ev kadınını ayartmış.
      İstanbul'da üniversitede okurken tatile ara ara gider, uğrardım. Öğlen uğradığı kadının kocasından akşam para alırdı, bi de indirim yapıyor diye kocası sevinirdi.
      Bi kere hatuna uğradı, hatun da bana başka bir komşusunu ikna ettiydi, kız adam istanbulda öğrenci, ne gelir, ne uğrar, başına bela olmaz diye ikna etmişti.

      Kadınlar için poligami böyle gizli saklıdır.

      Sil
    30. Guclu olanin kulturunun uygarlik oldugu dusunulen bir evren burasi. Bundan dolayi lgbti+..... Uygarlik gorunurken, erkegin kanun onunde kadin karsisinda esit olmak istemesi uygarsizlik gericilik olarak goruluyor.

      Sil
    31. Anadolu gibi mahalle kültürünün hakim olduğu yerleşimlerde, istisnai ahlaksızlık örneklerini Poligami adı altında sunmak, toplumun altına dinamit koymaktır. Ya da en basit tabiri ile sanrı görmektedir.

      Sil
    32. istanbul sözleşmesine cinsiyetsiz toplum yaratmanın ilk adımı diyen buz gibi cahildir, istanbul sözleşmesinden çıkınca homoseksüel homoseksüelliğinden lezbiyen lezbiyenliğinden vazgeçecek mi sanıyorsunuz? hee istanbul sözleşmesi yoksa bari tamam o zaman hetero olayım bıyık bırakayım mı diyecek sanıyorsunuz? :D önce iyi bir ahlak, sen evladına iyi bir ahlak veremiyorsan bunu istanbul sözleşmesi yapmıyor, anne baba olarak sen yapıyorsun. istanbul sözleşmesi topluma ben cinsiyeti tercihi yönelimi ne olursa olsun partnerinden şiddet gören insanları koruyacağım diyor. gayde olsan, kocasından dayak yiyen köyündeki kadında olsan, seni koruyacağım diyor.

      Sil
  2. Enflasyon %100'ün üzerinde, faiz 8,5 olunca sallamak kolay, sallayan sallayana :) Ne desen düşük kalacak nasıl olsa, at gitsin. Bank of America %25 demiş, Sayın MB başkanımızın ilk göz ağrısı, kariyerine başlayıp 9 yıl dirsek çürüttüğü Goldman Sachs %40 demiş, ülke 1 aydır faizle yatıp kalkıyor. Bu arada bütçe açığı %10'a, cari açık %6'ya dayanmış, ne gam.

    Valla sayın cumhurbaşkanımızın bile bildiğini sanmıyorum şu anda. Bakalım bu akşam istihare namazı kılınıp sağ yana yatılınca ne rüya görülecek. Yarın saat 14:00'de bir aksilik olmazsa hep beraber öğrenip bir ay da bunun üzerinde konuşuruz artık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mahdut Bey istihareye Cuma gecesi(perşembeyi cumaya bağlayan gece) yatılırsa daha doğru netice alınır

      Sil
    2. Muhterem kardeşim, islâm kolaylık dinidir. "Cum'a niyetine" diyerek başlarsan ve niyetin halisse kabul olunur, endişe etme...

      Sil
    3. Bende o kadar istihareye yattım hiç bir şey göremedim diye hayiflanip duruyordum gunleri tutturamamisiz

      Sil
    4. Hocam niye cevap veriyorsunuz ki. Bizde sorular cevabı bulmak için sorulmaz. Bizde sorulan soru meraklı ve öğrenmeye istekli beyinden gelmez. Sorulan sorunun kaynağı aidiyet ve liyakat sorunu yaşayan kişilerin kendilerine kişilik oluşturmak için kullandığı slogandır. Bunlar soru şekline bürünmüş slogan sadece. Propagandaları takip eden başsız yığınların sloganları

      Sil
    5. En son benim bi arkadaşım hayırlı bir evlilik için yatmıştı, evlenemeden ayrıldılar.

      Sil
  3. Değerli yazınız teşekkürler.

    YanıtlaSil
  4. Yani değişen bişey olmayacak demek ki 🤔

    YanıtlaSil
  5. Yapısal reformlar bakanın yetkisinde olmadığı için 3.senaryonuz mümkün değil. Bence seçimlere kadar vitrin ekonomisine devam.TR'de hiç bir kurum maalesef bağımsız değil.Hersey tek kişinin yetkisinde.Saygilar Sayın hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizce faizi artırmak bakanın yetkisinde mi?

      Sil
    2. Hayır. Şimdilik 1 izin aldı. Ama 14-15 aralığında. Daha fazlası mümkün değil çünkü açıklayamaz ger dönüşü. Yasal duzenlemeler(ıst. Szlşm) mümkün değil.

      Sil
  6. Mehmet Balcılar21 Haziran 2023 18:48

    Yazınız için teşekkürler. bir sorum olacak, ilk seçeneğin sonunda "kredi çeken bireyler sıkıntıya girer" demişsiniz. benim %1.5 ile çektiğim bireysel krediyi veya %1.36 ile kullandığım taksitli nakit avansın faizinibanka tek taraflı olarak yükseltebilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, bireysel krediler sabit faizlidir, temerrude düşmediği takdirde değişmez. Mahfi hocam faiz oranlari yukseldikten sonra kullanilacak olan bireysel kredilerden ve kullanilmis ve/veya kullanilacak değişken faizli ticari/kobi kredilerini kastediyor.

      Sil
    2. Mehmet Balcılar21 Haziran 2023 22:47

      teşekkürler bende öyle biliyorum ama yazıda "kullanmış" deyimi kullanılınca şaşırdım ve sordum. yazım hatası olabilir

      Sil
    3. Genellikle kredi kullanan kişiler süre dolduğunda ve ödeme tamamlandığında yeniden kredi çekiyorlar o zaman faizler yüksek olacak o anlamda. belirttim.

      Sil
    4. Bireysel Kredilerde faiz , kredi süresi içinde değişmez ancak; kredi kartı ve KMH hesaplarında değişir...

      Sil
  7. Hocam siz yapısal reformlar dan taviz vermiyorsunuz. Bu kadar zormu bu reformları yapmak? Sizin kitabınızı okumuştum. Hükümete sadece Avrupa Birliği ilerleme raporundaki olumsuzlukları gidersin yeter " demiştiniz. Bu kadar basit aslında. Fakat yapmak istemiyor herhal bizimkiler. Bölünürmüşüz! Türkiye tasfiye planiymiş o kararları uygulamak. Romanya, Bulgaristan bölünmesi. Düşünceniz nedir sayın hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşüncem aynı: Yapısal reformları yapmadan buradan çıkmamız, çağdaş, uygar bir toplum haline gelmemiz mümkün değil. Ne var ki bu reformların bir bölümü toplumun bir bölümünün istemediği şeyler, o nedenle oy kaybettiriyor ve o nedenle de yapılamıyor.

      Sil
  8. Hocam gerçekten ayıkla pirincin taşını durumundayız.
    Yapısal reform olmadan artık bu geminin yüzdürülebilirliği kalmadı.
    Müthiş bir hızla duvara toslamak üzereyiz.
    Eğitim, beyin göçü, barınma, insan hakları... Yani neresinden tutarsanız elinizde kalıyor.
    Yabancı yatırımcı bu şartlar altındaki bir ülkeye gelmez.
    Her şeyi geçtim bari adil yargılama olsa ve diğer konularda tökezlesek yine bir miktar yabancı yatırım gelirdi...

    YanıtlaSil
  9. Hocam bir yazınızda Arjantin'in vakti zamanında enflasyona yakın bir faiz artışı yapmadığı ve faizi artırdığında ise geç kaldığını yazmıştınız (şu anki durumunun sebebi olarak). Biz de aynı durumdayız şu an ancak 5 puan artı yapısal reformlar yeterli olabilir diyorsunuz. Bu iki söylem çelişmiyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir daha dikkatle okuyun. 1) % 15 faiz 2) Enflasyon düşene kadar artışa devam 3) Yapısal reformlar. Bu üçü bir arada olmalı diyorum.

      Sil
    2. Sağlam bir yapısal reform programıyla birlikte yapılacak bir faiz artışının kademeli yapılması akıllıca olur. Mesela yapısal reformlarla birlikte politika faizi 5 puan artırılıp, faiz artırımına enflasyon düşünceye kadar kademeli olarak devam edileceğinin açıklanması kanımca oldukça olumlu sonuçlar verir. (dünkü yazınızdan alıntı)

      Sil
  10. Düşük faiz harcamaları öne çekerek enflasyonu aşırı yükseltti, KKM ile dolarizasyon ve altınizastonu arttırdı, TL’den kaçış hızlandı, ev fiyatları, kiralar , araba, cep telefon fiyatları patladı,

    MB’sı düşük faiz nedeni ile gereksiz hale getirildi, üretici kesim spekülasyonlarla rantiye haline geldi, yatırımlar düştü, büyüme tüketimden gelir oldu.

    MB’sı düşük faizin olumlu ve olumsuz sonuçlarının hepsinin yaşattı, bitirdi artık düşük faizin zararı faydasını çoktan geçti, o nedenle tek alternatif faizi arttırmak !

    YanıtlaSil
  11. Sizin öneriniz olan üçüncü senaryoyu uygulamayacakları kesin o halde çünkü sizin gibi saygıdeğer insanları çok duymuyorlar :) Emeğinize sağlık Mahfi Hocam var olun

    YanıtlaSil
  12. Hocam günlerdir bu minvalde bir yazı arıyordum ki imdadıma yetiştiniz teşekkür ederim. Bence her şeyden önce Hazine ve Maliye Bakanı, Merkez Bankası başkanı ve BDDK Başkanı sık sık halkın karşısına çıkıp atılan ve atılacak adımlar konusunda halkı bilgilendirmeli ve basın mensuplarının sorularını alıp cevaplamalı. Gerçekten aklın ve bilimin yolundan gidecekler mi henüz emin değilim. Ben emin değilsem yabancı yatırımcı hiç değildir. Bana sanki "dağ fare doğuracak" gibi geliyor. Umarım bizim için hayırlısı olur.

    Hocam bir de %15 faizin ve %40 faizin borsaya etkileri nasıl olur kısaca fikrinizi belirtebilirseniz çok sevinirim. Saygılar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her ikisi de borsayı düşürür. % 40 çok ciddi biçimde düşürür.

      Sil
    2. Mümkünse BDDK başkanı hiç ortalıkta gözükmesin, kesinlikle ekonomi için daha hayırlı olur

      Sil
  13. Sn.Hocam
    Senaryoları çok anlaşılır bir şekilde ifade etmişsiniz.İlk senaryo baskılanmış kuru daha da düşüreceğinden ve reel sektöre zarar vereceğinden çok uygulanabilir görünmüyor.Üçüncü senaryonun gerçekten yapısal reformlarla desteklenerek uygulanması da ülkemiz şartlarında mümkün görünmüyor.İkinci seçenek mevcut yönetim açısından daha tutarlı,sürdürülebilir (yerel seçime kadar) ve olası duruyor.Ayrıca belirtmek gerekir ki 110 Milyar dolar mertebesindeki KKM sonlandırılmadığı sürece faizin ne kadar artacağının önemi yok.Hepimiz 2-3 yıl önceki alım gücümüzü,hayat standartımızı arıyoruz.Eğer öyleyse denklemdeki tüm değişkenlerin fiyatı değişmişken ve yalnızca dolar kuru bunların dışındayken öncelik kuru olması gereken 32-36 TL bandına kademeli olarak getirmektir.Bunun için de faizin artırılmaması gerekiyor.Türkiye ekonomisinin balastı Dolar kurudur ve şu an yaşadığımız tüm sorunlar kuru baskılamaktan dolayıdır.Hem milyarlarca dolar rezerv kaybettik,hem paranın emtiaya kaçarak enflasyonun artmasına neden olduk.Bileşik kaplar yasasındaki gibi bize denge halinde bir ekonomi gerekiyor.Yüksek faiz vererek sıcak para çekmek kısa süreli bir rahatlama ve sonrasında daha büyük sorunları beraberinde getirecek en amatör çözüm olur.
    Saygılarımla, Fatih Gülşen

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mahfi bey dün haber sitelerinde BAE gezisinden bahsediliyordu sanki yabancıdan kasıt arap sermayesi gibi geldi

      Sil
  14. Merhabalar Hocam, bana göre faizin nicel değer olarak artış oranından çok yaşamın diğer alanlarindan ayrılmaması gereken ekonominin bütünleşik şekilde düşünülmesi ve ekonomiden, hukuka, egitime vb. tüm alanlarda yapilabilecek duzenlemeler ve icralari ile rasyonel bir yapının ulkeyi yönettiğine olan inanç, bu inanç ve icranın sağladığı guven ile beklentilerin olumluya dönüşmesi toplumun geniş kesimlerine ve ulkeye recete olabilecektir. Sonuç, belirttiğiniz uzere her alanda akıl ve bilimin gerektirdiği kurumlar, reformlar ve icra ... Saygılarımla

    YanıtlaSil
  15. SAYIN HOCAM KADEMELİ FAİZ ARTIŞINDA ABD 1.5 YIL GEÇMESİNE RAĞMEN SONUCA TAM OLARAK ULAŞAMADI.DAHA ÖNCEKİ YAZILARINIZDA FEDİN FAİZ ARTIŞINA GEÇ KALDIĞINI VE BAZ RAKAMLARININ DÜŞÜK KALDIĞINI SÖYLEMIŞTINIZ.AYNI SENERYO SİZİN ÖNERDİĞİNİZ 3.SENERYO.ÜZÜLEREK SÖYLÜYORUM SAYIN HOCAM AMA YA UNUTKANSINIZ YÂDA İYİ BİR MUHALİF.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed kademeli artırmasa ekonomi resesyona girerdi. Tek kusuru faiz artışına 3 - 4 ay önce başlamaması olmuştur.
      Sanırım siz benden daha unutkansınız veya dikkatle okumuyorsunuz.

      Sil
    2. SAYIN HOCAM SİZİ KIRDIYSAM ÖZÜR DILERIM.SADECE DOĞRU BİLGİYİ ÖĞRENMEK ISTEDIM.HADDİMİ AŞTIM KUSURA BAKMAYIN.

      Sil
    3. Hocam siz bu hükümetin önümüzdeki dönemlerde herhangi bir yapısal reform yapacağını düşünüyor musunuz? Yapmacaklarsa bunu hangi izlenimlerden açıklarsınız

      Sil
    4. Düşünmüyorum. Çünkü örneğin bağımsız bir yargı oluşturmak ya da atamalarda liyakati gözetmek bugüne kadar yaptıklarının yanlış olduğunu kabul etmek demek ki bunu kabul etmeleri bana mümkün görünmüyor.

      Sil
  16. Sayın hocam, Mehmet Şimşek açıklamasında kademeli olarak geleneksel politikalara dönüleceği sinyali verdi fakat detay paylaşmadı. Diğer taraftan, cumhurbaşkanımız da uzun zamandır ülkemizi dünyanın ilk 10 ekonomisi içine sokma amacı olduğunu belirli aralıklarla dile getiriyor. Zaten durağan bir dönemde geleneksel ekonomi politikası ne kadar rasyonel bir yaklaşım olabilir ve büyümeye engel değil midir? Mehmet Şimşek bu sözü söyleyerek neyi kast etmiş olabilir hocam? Teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artık sözlerin hiçbir değer taşımadığı bir aşamadayız. Yapsınlar sonra tartışırız.

      Sil
  17. Bir öğretmen olarak yaz tatilinde okumak için bir sizin bir de Ümit Özdağ'ın kitaplarını aldım. Verdiğiniz emekler için teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginize teşekkür ederim. Umarım beğenirsiniz.

      Sil
  18. Dindar bilinç ysiz yapısal reform dediğinizde istanbul sözleşmesi deyince bu beni kandıracak diye yorumluyor. Maalesef yapısal reform laikler bizi kandırıyor diye görüyor. Bu olmaz böyle gider bayır aşağı gider.

    YanıtlaSil
  19. Mahfi hocam kaleminize sağlık. Faizin yüzde 15 ve üzeri bir rakamda yükseltilmesi ile kur çok kısa vadeli düşüp yükselmeye geçmez mi? Bir önceki yazınızda da dediğiniz gibi yapısal reformlar önemli fakat bu reformlar daha çok hukuki ve siyasi zeminde yapılması gerekiyor güven tesisi için. Yaklaşan yerel seçimler öncesi sizce bu mümkün mü? Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer sadece faizler % 15 artırılır da başka bir şey yapılmazsa dediğiniz gibi olur. Yapısal reformları bu yönetimin yapamayacağını ben de biliyorum. Ama yapılması gerekeni söylememiz lazım. Yapılabiliri anlatırsak uyarı görevimizi yapmamış oluruz.

      Sil
  20. Hocam,
    "Dolar çıktığı yeri unutmaz", bu ekonomi kanunu faiz artışı değiştiremez.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolar canlı değildir ve o nedenle hafızası yoktur. Doların çıktığı yeri unutmayanlar kişilerdir. Eğer onların beklentilerini değiştirebilirseniz hafızalarından o anıyı silebilirsiniz.

      Sil
  21. Hocam %40 olur ama öncelikle 15 -25-30-40 şeklinde bekliyorum. Hatta bu hafta Mehmet Şimşek %15 sonrası yeni bir ekonomi ekibini açıklayarak olumlu hava oluşturur diye tahmin ediyorum. Değerli bilgi ve önerileriniz için çok teşekkürler. İhracatçıyı ezmemek adına bir anda %40 beklemiyorum

    YanıtlaSil
  22. Mahfi hocam yine çok güzel bir yazı kaleme almışsın. Faiz artırıldığı zaman insanlara kredi ulaşımı kolaylaştırılacak mı? Şuan insanlar hiçbir şey alamaz haldeler. Mesela kardeşim düğün yapacak ama banka kredi vermiyor. Evlenmek için biriktirmeyi mi bekleyecek. O zaman sonsuza kadar düğün yapamayacak demektir. Maaşı 1 artıyorsa, ürünler 2 artıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir anda düzelmez tabii çünkü sadece kurda değil her alanda piyasa sistemi alt üst edildi. Doğru adımlar atılırsa yavaş yavaş piyasa işlemeye başlar.

      Sil
  23. 3ncu senaryo %25e arttirma ve bir OVP ile yol haritası.. ne olur?
    Yapisal reform olmaz hocam, kimse ist sözlesmesini konuşmuyor bile..
    Yapisal reform gündemde yok.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapısal reform olmadan faiz artırılırsa birkaç aylık bir düzelme sonrası yeni bir batış eğilimine gireriz.

      Sil
  24. Hocam, “Faizin enflasyondan düşük olması nedeniyle otomobile, konuta, borsaya ve altına yönelik talep geriler,” demişsiniz. Talebin gerilemesi için tam tersi olması gerekmez mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, yanlış olmuş, düzelttim. Teşekkürler.

      Sil
  25. İstanbul sözleşmesi ve yapısal reformlar iki zıt kavram. İftiralar artar, hukuk geriye gider ve hukukun işlemediği ortamda tekrar batık bir ekonomi ortaya çıkar. Bu sözleşmenin maddelerini okumanızı tavsiye ederim. Toplum ahlakının çöküşü diye bir kitap yazmak zorunda kalabillirsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kadınlardan korkmayın, bugüne kadar bu coğrafyada hep onları ikinci plana itti erkekler. Öte yandan bana İstanbul Sözleşmesinin maddelerini okuma tavsiyesi vermeniz de çok hoş doğrusu.

      Sil
    2. Hocam, yazılarınızı ilgiyle takip eden ve bilginize saygı duyan birisiyim. Fakat, maalesef uzmanlığınız dışına çıkıp siyasi arenaya girip, “uygarlık” konusunda büyük bir yanlışa düştüğünüz kanısındayım. Yukarıdaki arkadaşa aynen katılmakla birlikte, maalesef küreselcilerin düşünce yapısını benimseme gafletine düşmüş olmanız beni ziyadesiyle üzdü. Dahası, “cahil” diye yaftalanan kesimin ağzına laf vermiş olmakla kalmıyor, buradaki asıl “cehalet”i görememenize hayret ediyorum. Gerçekten sol görünümlü sağcıların yanında mı taraf tutmak bizi uygar yapacak? Entellektüel, Aydın görünümlü, ayrımcı cahillerin çizdiği rota mı bizi muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak? Medeni batı ile emperyal batıyı birbirine karıştırmamak lazım. naçizane düşüncem…

      Sil
  26. Hocam merhaba,

    Para politikası kurulu değişmedi. Bu kişiler hangi gerekçeyle faiz indiriyordu? Hangi gerekçeyle faiz artıracaklar?

    Mehmet Şimşek'in sessizliği çok şey anlatıyor.

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
  27. Meraklısına notlar 2. Maddesi Tar notlar tam notlar , faiz ek başına yerine tek başına hatırlattığımız için kusura bakmayı lütfen saygılarımızı kabul edin

    YanıtlaSil
  28. Benim anlamadığım ülkenin kaybedecek tek bir günü bile kalmadığı halde neden ayın 22'si bekleniyor? Bu kararın kabine devir tesliminden hemen sonra alınması gerekmez miydi? Eğer alınamıyorsa bile en azından önceden neler yapılacağı anlatılmalıydı. Mesela enflasyon düşünceye kadar faizi her ay 700 baz puan arttırmayı hedefliyoruz gibi...Mesela bilimin önderliğinde hareket edip, her alanda yapısal reformlar yapacağız, bu amaç uğruna her alanda bilim kurulları kuracağız gibi... Bu şekilde belirsizlik ortadan kalkar, yabancı yatırımcının bile ön hazırlık süreci hızlandırılmış olurdu.
    Ne var ki ben yabancı yatırımcı olsaydım, faizler isterse son derece cazip yükseltilsin fark etmez, ''Bu ülkede seçilmiş bir milletvekili bile cezaevinde tutuluyor, yarın benim başıma ne geleceğini bilemem'' diyerek ülkeye yatırım yapmazdım.
    Bu yüzden yapısal reformlar yapılmadan faizin arttırılması bizim eninde sonunda Arjantin'e dönmemize yol açacaktır. Arjantin'de enflasyon %109, faiz, %97. Enag'a göre Türkiye'deki gerçek enflasyon ise %105. Eğer yapısal reformları yapmadan sadece faizi kademeli arttırma yoluna gidersek, varacağımız yol, Arjantin'den farksız olur. Çünkü faizi kademeli arttırdıktan sonra enflasyonu düşürmeden faizi azaltmak bir daha mümkün olmayacaktır. E her alanda yapısal reformları yapmadan da enflasyon düşmeyecek.
    Bundan sonra bu kadar basit bir bilimsel gerçek artık lütfen anlaşılabilsin. Çünkü bir kişi bilimsel bir gerçeği idrak edebilsin diye ülke olarak hep birlikte bedel ödedik ve bu acı bedeli hala ödemeye devam ediyoruz. Daha fazla bedel ödemeyelim artık lütfen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünyada en zor işlerden birisi yanlış düşüncelerden, takıntılardan kurtulabilmektir.

      Sil
  29. Hocam faiz lobisine boyun eğersek bir daha belimizi doğrultamayız. Ülkenin kanını emerler ve bırakmazlar. O yüzden Erdoğan'a güvenmeli ve arkasında durmalıyız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz lobisi dediğiniz uydurmasyon kavrama çoktan boyun eğildi zaten.

      Sil
    2. Faiz lobisi yoktur faiz fobisi vardır.

      Sil
  30. Henüz dibe varmadık. Görecek günlerimiz var daha.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dip diye bir şey yoktur, ekonomi bir kuyu ya da deniz değildir.

      Sil
    2. Sonsuza kadar herşey (ekonomi) kötüye gider. Entropi kuralı (Termodinamik kanunu ).

      Sil
  31. Hocam değerli yazınız çok teşekkürler...Öncelikle Merkez Bankası'nın daha bağımsız olduğu yıllarda, faiz arttırımının gerçekleştiği toplantılardan sonra kurun düşmesi beklenir ve zaten belirlenen hedeflerin arasında kurun düşmesi de yer alırdı. Fakat, 22 Haziranda ki toplantıda hem parasal sıkılaşmayı istiyoruz hem de sizin yazınızda belirttiğiniz sebeplerden dolayı döviz düşmesini istemiyoruz. Hocam, yapısal reform fikrinize katılıyorum, ancak kurumlardan ziyade kişilerin öne çıktığı bir iklimde bu ne kadar gerçek olabilir? Yapısal reformların peşinden gelmediği bir faiz arttırım döngüsü, bizi nerelere götürür?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki fazla bir yere götüremez. Türkiye'nin yapısal reformlara gün geçirmeden girmesi lazım.

      Sil
  32. Sayın Mahfi bey, konuyu o kadar kısa, net ve anlaşılabilir olarak anlatmissiniz ki; aylardır süren yanlış faiz politikasından mutlaka dönülmesi gerektiğini, ergen

    YanıtlaSil
  33. Şu aşamada kurun düşmesi turizm gelirini de olağan üstü etkilr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşmesine bile gerek yok, yaz boyunca şu andaki seviyede kalması yeterli. Bir yılda asgari ücret 5.500 TL'den 11.400 TL'ye çıkarken dolar kuru 16 TL'den 23 TL'ye çıkıyorsa turizmci de ihracatçı da bu maliyetin altında kalır. Sırf görüntüyü kurtarmak için kuru baskılayarak aslında ekonomik sistemin köküne tuz ruhu döküyorlar. Göz göre göre, seçim kazanmak dışında hiçbir anlam taşımayan bu çılgınlığa devam etmenin maliyeti çok ağır olacak...

      Sil
  34. Hocam İstanbul sözleşmesinde kadının beyanı esastır diyor, ve yüzlerce madur erkek oluştu sizce bu adelerin temeline aykırı değilmi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kadınlardan korkmayın, yüzlerce yıldır erkeklerin mağdur ettiği sayamayacağımız kadar kadın var, onları görmeyip de mağdur olan az sayıdaki erkeği görmek ilginç.

      Sil
    2. Kadının beyanı soruşturmanın esasını oluşturur, hükmün değil. İstanbul sözleşmesi ya da ilgili yasalar mahkemenin beyanı esas alarak hüküm vermesini sağlamaz, önermez. Elbette, hüküm verilmesi için beyan dışında başka somut deliller gerekir. Adalet, toplumda sürekli haksızlığa uğrayan kesimleri korumak için olumlu anlamda ayrımcılık yapar. Bu anlamda kadınlar sürekli ve sistematik olarak saldırıya uğruyorsa, kültürel olarak onları korumayan bir toplum yapısı kurulmuşsa, doğal olarak da Adalet kurumu bu toplumsal kesimi korumak için soruşturmalarda "beyanı esas" almak gibi bir önlem alabilir. Bu tamamen teknik bir adalet mekanizmasıdır. Adaletin esas ilkeleriyle çelişmez. Hiç bir mahkeme de yalnızca beyana dayanarak hüküm vermez. Tabi mahkeme heyeti ve düzeninin mesleki anlamda düzgün kurulduğunu varsayarsak.

      Sil
    3. Hocam hanımefendi olan kadınlardan korkmuyoruz zaten fakat türkiyedeki kadınlar eski kadınlar her türlü hinlik beklenir

      Sil
  35. “Faizin enflasyondan düşük olması nedeniyle otomobile, konuta, borsaya ve altına yönelik talep geriler, ülkenin risk primi (CDS primi) düşer” …yüksek olması nedeniyle otomobile… olacaktı galiba hocam.

    YanıtlaSil
  36. Sayın Mahfi bey, rasyonel politikalara geçtik demek maalesef lafla olmuyor, rasyonel olmanın gereğini net bir şekilde anlatmışsınız. Bu konuda ne kadar dürüst olduklarının ilk göstergesi yarın ki faiz oranı olacak. Ama bu kısırdöngüden çıkmamızın olmazsa olmaz şartı yapısal reformların gelmesi konusunda karamsarım. Sanki ikinci senaryo gerçekleşecek gibi. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı kanıdayım. Faizi yükseltip dışarıdan para bulmaya girişecekler gibi görünüyor.

      Sil
    2. Evet Hocam doğru tespit. Zira Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile Hazine Bakanı'nın günübirlik bir çalışma ziyareti için Birleşik Arap Emirlikleri'ne gidecekleri açıklandı.

      Sil
  37. Sayın hocam, Kavcıoğlunun bddk ya atanmış olması büyük problem! bu kafanın yapısal reformları asla yapmayacak olması en büyük problem! bu sebeplerden şimşek in sadece faiz argümanı ile yol almaya çalışacağını ciddi faiz artışına da şahsım korkusundan cesaret edemeyeceğini düşünüyorum.politika faizinin %50 sen aşağı olmaması gerektiğini, bankaların elindeki tahvillerin hazinece yüksek faizli tahviller ile değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, aksi takdirde o tahviller çok ağır sorunlar yaratabilir.

      Sil
  38. Hocam yanlış para politikası uygulanmazsa bunların hiçbirini yaşamazdık. Türkiye kamu borcu bakımından hâlâ iyi durumda. Finans hariç reel sektör kısa vadeli döviz pozisyonu da pozitif. Banka rasyoları iyi durumda. Kısacası biz enflasyon-faiz arasında doğru denge kursaydık krize girmezdik. Halkın refahı daha yüksek olurdu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru. Daha önce de defalarca vurguladığım gibi yanlış faiz tek başına ekonomiyi batırabilir ama doğru faiz tek başına ekonomiyi kurtaramaz.

      Sil
  39. Hocam merhabalar, faiz arttirildiginda bankalarin elindeki TL kagitlarin degeri dusunce banka bilancosu nasil etkilenir? Yani bankalar zarar eder demissiniz ama bu zarar tam olarak nasil gerceklesiyor? Banka bilancosunun iki tarafi tutmasi gerekirken, sol tarafta varliklarin degeri dusunce bilanco kuculmus mu oluyor yani? Bankalar bu durumda nasil aksiyon alabilir? Amerikada'ki SVB collapse'i de benzer bir ornek degil miydi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. SVB batışı bunun bir örneği idi. Varlıklar tarafında kağıtların değeri düşünce bunun dengelenmesi zarar kaleminde ya da kar kaleminde (karın azalması şeklinde) yer alır.

      Sil
  40. Muhlis Yılmaz22 Haziran 2023 00:33

    Mahfi bey merhaba.1972 Nobel Ekonomi ödül sahibi PAUL SAMUELSON İKTİSAT isimli kitabında der ki: Merkez Bankası başkanlarının tek bir görevi vardır; iktisadi rüzgarlar karşısında kayıtsız şartsız eğilmektir. Son beş yıldır biz tam tersini yaptık ve ekonomiyi en az on yıl geriye götürdük.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Samuelson buralara göre değil ABD ve gelişmiş demokratik ülkelere göre tanım yapmış. Şimdilerde buralarda merkez bankası başkanının tek görevi talimatlara uymak oldu. Onun için hep derim ki batıda bilim kurgu olarak anlatılan şeylerin çoğu buralarda gerçek yaşamın ta kendisidir.

      Sil
    2. Hocam bu bilim kurgu değil,masalcı gerçeklik.

      Sil
  41. Hocam elinize kaleminize sağlık,
    faiz-enflasyon-döviz-işsizlik oranı vs gibi ekonomik parametreler arasındaki ilişkileri sizi okudukça anlıyoruz. Peki benim gibi normal vatandaş bunları okuyarak anlayabiliyor iken, ekonomist olduğunu savunan bir takım insanlar bunları bilmiyor mu? Bilmiyor olamayacaklarına göre, öneriniz olan üçüncü seçeneği asla yapacaklarını düşünmüyorum.
    Gerçekçi olmayan düşük faiz ile elde avuçta kalan üç beş milli mirasların ve yoksullaşacak olan halkın toprak gibi değerli varlıklarını özellikle kaynağı belli olmayan sözde yatırımcılara ucuza kaptırılması ile kaydı olmayan paranın ülkeye girişi isteniyor olabilir mi?

    Eğitimli, bilgili, katma değer ve çiftçi gibi üretken insanların değersizleştirilmesi, vasıfsız işçi sınıfının yüceltilmesi (Öğretmen maaşı ile işçinin maaşını kıyasından, doktoru dövmeyi övünülecek bir şey sanılması gibi etmenlerden gayet net anlaşılabilir), İstanbul sözleşmesi gibi konuların islam ile yakından uzaktan alakası olduğunu düşünmüyorum. Benim fikrim artık başka yolu kalmadı. Tek çare bu şekilde biraz da, bir seçim daha ne şekilde olursa olsun döviz girsin ülkeye politikası olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir şeyi bilmek farklıdır, bildiğini, ön yargılardan, peşin kabullerden kurtularak anlamak ve değerlendirmek farklıdır. Buralarda ön yargılar, peşin kabuller, inanç zorlamaları bilimin önünde olduğu için gereken her zaman yapılamıyor.

      Sil
  42. Hocam merhabalar,

    Tüm ekonomistler %25, %40 gibi rakamlara odaklanmışlar. %40 çok iyi ve yapılması gereken faiz olarak görülüyor herkes tarafından. Ben şunu anlamıyorum, bu ülkede enflasyon %107 civarı değil mi asgari ücret o kadar zamlandı bir yılda. Yani tüik %40 diyor diye %40 yeterli mi diyeceğiz? Tüik enflasyonu %5 açıklasa %6'lık faiz yeterli mi olacak yani?

    YanıtlaSil
  43. Faiz lobisi diye birşey yok, lobiler faiz kararı alamaz serbest ekonomide. Bu saçma söylemi dile getiren ile faizleri düşürüp ülkeyi batıran kişi aynı, sen arkada durmaya devam et !

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdi faizi artırırlarsa hükümet faiz lobisi mi olacak?

      Sil
  44. Hocam yine gayet açıklayıcı bir yazı ancak ben bunun şekil itibari ile bir yönetim olduğunu ve çok bağımsız karar veremeyeceğini düşünüyorum amaç ekonomiyi düzeltmek değil milleti susturmak .bu yaz böyle geçilir eylül ekim gibi kış başlangıcında enflasyon patlayınca normal olarak bu garipler suçlanır yeni bir Bayburtlu başkan olarak atanır

    YanıtlaSil
  45. Politika faizinin piyasadaki faiz oranlarıyla bir alakası kalmadı. Piyasa belirleyici bir oran olmaktan çıkalı çok oldu. Bu durumda politika faizinin kaç olduğu gerçekten önemli mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok önemli o alakayı kurabilmek için önemli. Çünkü politika faizi buralarda kalırsa para politikası diye bir şey yok demektir ve o zaman da enflasyonla mücadele söz konusu olamaz.

      Sil
  46. "Kredi kullanmış bireyler sıkıntıya girerler" kısmı tam olarak nasıl oluyor hocam. bireysel kredileri çekenleri mi etkiliyor? Yoksa burda kredi kartlarını mı kast ettiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her ikisi de çünkü süreler dolunca yeni ve yüksek faizle yeniden kredi kullanmak zorunda kalacaklar.

      Sil
  47. Dünyada ve turkiyede yapılanları onaylamıyorum. Demokrasi, insan hakları, laiklik.... denen kavramlar egemen devletlerin diğer devletlere istediğimi yapacaksın. Yapmazsan benden kuruş alamadığın gibi seni olduğun yere hapsederim zorlamasidir. BM 5 daimi temsilcisinden 2si batı tipi demokrasiden tamamen uzak bir yapıdadır. Amerikada her yıl onlarca siyahi suçsuz yere öldürülüyor. Yine fransa 4-5 yıldır yapılan eylemleri ve müdahale şekillerini görüyoruz.... sanayi devrimiyle gücü elde edip dünyada söz sahibi olduklari için biz orayı demokrasinin beşiği zannediyoruz. Egerki yönetim ve halk olarak kendimize özgü normlar oluşturup yanlış yapana oradaki gibi caydırıcı yaptırımlar uygulasak bizimde dünyada sayginligimiz olur. Ist sözleşmesi özelinde karşı çıkılan 2 şey cinsel eğilim, ikinciside mültecilerle zirve yapan evlilik yaşıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani demokrasi, insan hakları, laiklik yabancılar zorlamasa bizim hiç umurumuzda olmayacak şeyler öyle mi? Amerika'da zenciler öldürüldüğüne göre bizde de kadınlar öldürülebilir öyle mi? Medeni Kanun'dan önce yürürlükte olan Osmanlı Medeni Kanunu konumundaki Mecelle'de bir hüküm vardı: "Suimisal emsal olmaz" yani kötü örnek, örnek olarak alınmamalı. İyilere baksanız biraz da nasıl olur?. Mesela Romanya ve Bulgaristan 10 yıl öncesine kadar dünyanın demokrasi, insan hakları gibi alanlarda en gerilerde gelen ülkeleriydiler. AB'ye girdiler o standartlara göre sistem değiştirdiler bugün kişi başına gelir dahil her alanda bizim önümüze geçtiler.

      Sil
    2. Hiçbirşey yapmayalım demiyorum. Zaten kimliğimiz dolayısıyla insan hakları, adalet, hoşgörü, eğitim.....en üst seviyede olmak zorundayız. Her inanışa, görüşe, eğilime saygı duyalım bunuda kabul ederim. Geçmişteki laiklik uygulamalarına, kürtlere bakış açısına, günümüzdeki aile kurumuna baktigim zaman dayatma olarak görüyorum yada daha doğru bir ifade ile evrensel değerlerin uygulayıcıların ülkemizde bunu yanlış uyguladıklarını görüyorum

      Sil
  48. Sayın hocam yapısal reformlar kesinlikle cikmaz

    YanıtlaSil
  49. Hocam
    Yazı için teşekkürler merak ettiğim sorulara net cevaplar buldum.
    Bir yorum dip not iki de yazım hatası var "tek" yerine "ek" yazılmış

    YanıtlaSil
  50. Sayın Eğilmez, Ekonominin biraz toparlanması için yurt dışından para veya yatırım gelmesini bekleyen, yurttaşlarına AB için Vize verilmesini bekleyen, Halkı fakir bir Ülkede nasıl Dünya Lideri olunur ki? Ülkeyi bu hallere getiren biri bırakın Dünya Lideri olmasını, kendi Ülkesinde bile Lider olamamalı. Gerçek olan Halkımızın Kurnazlara, Uyanıklara, Sahtekarlara prim vermesidir. Önce bu zihniyetin değiştirilmeye başlanması gereklidir, yoksa çok uzun süre bu sorunları konuşuruz diye düşünüyorum. Mucizeler beklemeyelim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru diyorsunuz ama yine de yapılması gerekenleri yazalım ki tarihe not düşelim. Çünkü ileride yine bu sorunlar gündeme gelecek.

      Sil
  51. Anlamayana da anlatır gibi, teşekkürler hocam. Kolaylıklar diliyorum.

    YanıtlaSil
  52. Mahfi Hocam Merhaba, öncelikle değerli yazınız ve bilgilerinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim. Size sormak istediğim, borsaya nasıl bir etkisi olur eğer 2. seçeneği seçip onunla devam ederlerse?

    YanıtlaSil
  53. Merhaba kıymetli hocam.
    Dediğiniz gibi tek başına faiz artışı bir iyileştirme getirmeyecektir. Faiz artışı ile beraber yapıcı birleştirici yapısal reformlar yapılmalıdır.
    En acil olanı ülkede adaletin tesis edilmesidir.
    Ülkede yargı güvenliği yok. Herkes konuşmaya yazmaya düşüncesini açıklamaya korkar hale getirildi.
    Bu iklimden çıktığımız zaman alınan doğru kararlar doğru sonuçlar üretir.
    Sağlıcakla kalın hocam.

    YanıtlaSil
  54. Yapisal reform konusunda eksik ornekleriniz var bence mahfi bey. Demirtas kavala ocalan ozerklik khk lilar lgbt falan filan. Muhalefetteki cete gibi ekonomik sorunlara cozum olarak dayattiginiz seyler tamamen ideolojik. Ab bize aferin desin diye her dediklerini yapalim. Istanbul sozlesmesi ile ekonominin ne alakasi var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ali Bey, AB bize hiçbir şey dayatmıyor, tam tersine bizim bunları yapmamamızdan memnunlar çünkü bizi zaten istemiyorlar biz de bunları yapmadıkça zaten giremiyoruz. Kimse kimseye bir şey dayatmıyor. yazdıklarımda saydığınız isimlerle ilgili bir cümle yok. Siz kafanızda oluşturduğunuz şeyleri görüyorsunuz her yerde. Öte yandan eğer hukukun üstünlüğüne inanıyorsak hukukun kararlarını uygulamamız lazım. Düne kadar bizim yarımız kadar kişi başına geliri olmayan, her alanda bizden geri durumda olan Romanya ve Bulgaristan'ın son beş yılda bu sizin küçümsediğiniz adımları da atarak AB'ye girdikten sonra bizi her alanda geçmiş olmasından rahatsızlık duymuyorsanız ve Türkiye'yi bir orta doğu ülkesi olarak görmekten mutluysanız mesele yok, buyurun devam edin.
      İstanbul Sözleşmesi bir sembol. Kadınlara haklar tanınmasından korkmayın.

      Sil
    2. Militanlaşmış bir yargı mekanizmasına rağmen haklarında hüküm verilemeyip yıllarca sırf birisi gıcık kapıyor diye tutuklu olarak rehin tutulan, işlerinden edilen, yaşayan ölü haline getirilen on binlerce insanın bulunduğu ve kimi "okumuş" kişilerce bu durumun onaylandığı, ülkenin yarısının oy verdiği siyasetçilerin "çete" olarak tanımlandığı, insani olan her şeye karşı çıkmanın "vatani görev" kabul edildiği bir ülkede yaşamak ve bunları yapanlarla aynı havayı solumak mecburiyetinde olmak gerçekten üzücü...

      Sil
    3. Hocam yazdığınız cevaplara bir beğen butonu ekler misiz.
      Kaleminize sağlık.

      Sil
  55. Hocam yazınız için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değerli yazılarınız için teşekkürler Sn Hocam. Şöyle bir sorum olacak; Akıldışı bir uygulama olarak hayata geçen ve Kur Korumalı Mevduatlarda biriken yaklaşık 120 milyar USD mevduat, bu faiz artışından sizce nasıl etkilenir? Teşekkürler.

      Sil
  56. ben istanbul sözleşmesinin ekonomoyle dogrudan bir iliskisi oldugunu dusunmuyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her konunun ekonomiyle dolaylı ilgisi var. Sonuçta bir ülkeye yatırım yapacak olanlar yalnız ekonomiye değil ülkenin genel durumuna bakıyor.

      Sil
  57. Seçim gerçeğini de unutmamak gerekir diyorum. Benim tercihimde yapısal reformsuz %25 faiz artırımı. Ama kgf kredilerine dokunmadan

    YanıtlaSil
  58. Fren birden çalışırsa yoldan çıkarsınız. Devamı gelmek şartı ile; 10-12 km hız şimdilik iyi olacaktır.

    YanıtlaSil
  59. Hocam hem doları dizginleyecek adım atıp hemen seçimde vaat edilen memur ve
    asgari ücretleri vermesi ekonomi de nasıl sürdürüle bilir olur..tüm zamanların en yüksek maaşlarını vermiş olacak dolar bazlı..

    YanıtlaSil
  60. Değerli bilgileriniz bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim. Bir teşekkür de yorumları okuyup cevap verdiğiniz için. Blogta bile interaktif eğitim nasıl yapılıra örnek olmalı.

    YanıtlaSil
  61. Bilim, gerçeği anlamayı kolaylaştırmak için ekonomi, sosyooji gibi alanlar oluşturur.Yaşam bütündür.Gerçeğe karşı çıkan her düşünce/toplum, yok olmaya mahkümdür.Gerçek bakçıkla sıvanmaz.Elbette özgürlüğün ekonomiyle ilişkisi vardır.Güven duygusunu bölemezsiniz.Adam, bağnaz bir yönetime/topluma güvenmez.

    YanıtlaSil
  62. SAYIN HOCAM PARASAL SIKILAŞTIRMA NEDEMEK.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Para arzını kısmak ve faizleri yükseltmek suretiyle talebi düşürmek demek.

      Sil
    2. Hocam, Maliye bakanı “öngörülebilirlik” kelimesi çok sık tekrar etmiş. Bu kelime sizin hukuka saygı vurgunuzun soft versiyonu olduğunu düşünüyorum.. Elimizden bu geliyor. İdare ediverin mesajı alıyorum.

      Sil
  63. Merhaba Hocam
    yayınlanan MB metnine göre verilen mesaj hangi senaryonuza uyuyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdilik ikinci senaryodayız. Bakalım arkasından bir şeyler gelecek mi?

      Sil
    2. 3. senaryoyu uygulayacaklarını ümit ediyoruz.

      Sil
    3. Hocam tebrikler. Tam nokta atışı yaptınız. 15 müthiş tahmin.
      Ben diğer bankaların 25-40 arası tahminlerine bakarken kendi içimden hep yüzde 14 açıklayacaklar diye geçiriyordum. Ben de bayağı yaklaşmışım.
      Ekonomi bildiğimden değil yönetimdeki insanların zihniyetini çok iyi bildiğimden böyle bir tahmin yaptım.

      Sil
    4. Umarım dediğiniz gibi olur.

      Sil
  64. Hocam iyi günler. Size bir şey sorabilir miyim? Seçim öncesi yaşanan parasal genişlemenin seçim sonrasındaki ekonomide oluşturacağı gelişmeler nelerdi? Cevaplarsanız beni çok mutlu edersiniz. İyi günler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar sevgili hocam. 2. Senaryo oluyor demişsiniz bir yorumda ancak sanki gariplikler var.
      1- Kur faiz yüzde 15 olursa biraz gerilese de ileriki günlerde tekrar çıkar gibi bir yorumunuz var. Hiç gerileme olmadan bu kadar hızlı bir artış bekliyor muydunuz ve bu normal mi? Merkez bankası satışları teşvik etmek veya yurtdışı tavsiye olan kur 25 faiz 40 denklemine hazırlık olarak bir yandan da kuru yükseltmek için arka kapıdan dolar satışı mı yapıyor acaba?

      2- Faiz 15 de olsa 40 da olsa borsada ciddi gerileme olur diyorsunuz bir yorumda. Aksine borsada da yükseliş var görünene göre. Sebebi ne olabilir. Piyasa normalinin aksine merkez bankası başka girişimlerde de mi bulunuyor?

      Sil
  65. Hocam ben enflasyon konusunda ekonomi yönetiminin "büyük resmi" göremediğini düşünüyorum.
    Faizleri düşurüp, kuru da baskılayınca "maliyet" enflasyonunu kontrol altına alacaklarını düşündüler sanırım.
    Ama "talep" kaynaklı enflasyonu ve fiyatlama alışkanlığındaki psikolojik bozulmayı öngöremediler.
    Düşük faiz ortamında üretimin artacağını, arz yönündeki kuvetli gelişmenin talep enflasyonunu durduracağını düşünmüş olmalılar.
    Asıl soru şu; paradigma değişti mi? Yani model tamamen terk mi ediliyor yoksa geçici bir es ile bu defolara karşı bir dizi iyileştirme ile eski model yoluna devam mı edecek?

    YanıtlaSil
  66. Merhabalar hocam. Verdiğiniz bilgiler ve paylaşımlar için teşekkür ederim. Şu anki faiz arttırımı desteklenmeyeceğini öngörerek, acaba nakit parayı arttırma yoluna gitmek mantıklı mıdır? Örnek veriyorum 2 araba varsa birini satıp nakiti de döviz olarak(döviz + altın sepet olarak) saklamak bize önümüzdeki dönemde nakit ile ev veya başka birşey alma imkanı verir mi dersiniz? Piyasada kredi verilmezse ve resesyon tarzı bir olay gerçekleşirse nakiti olanlar kazanır dimi?

    YanıtlaSil
  67. BAE'den beklenen para gelmezse Temmuz'un üçünde yüksek bir enflasyon açıklanır, cumhurbaşkanı çıkıp "gördünüz mü, faizi yükselttiler, her şey yükseldi" der, Mehmet Şimşek İngiltere'ye döner, Şahap bey MB'nin başına tekrar getirilir, faiz tekrar düşürülür veeee; sonrasını yazmasam daha iyi...

    YanıtlaSil
  68. Faiz sebeptir enflasyon sonuç,bu yapılan vatana ve islama, kitabullaha ve farzullaha ihanettir.

    YanıtlaSil
  69. Sn. Hocam, sıcak(vur kaç) para için ülkemizde; İstanbul Sözleşmesi yada Demokrasi olsa ne olur olmasa ne olur, sıcak para gelmesi için şimdi kur da artmış oldu, yabancı gelir yüksek kurdan dövizini bozdurur, TL kağıtlara yatırım yapar, daha sonrada tedricen değerlenmiş olan TL ile, TL kazancını dövize çevirerek hem döviz ana parasını hem de döviz faiz gelirini alır gider, hatalı mı düşünüyorum Sn. Hocam.

    YanıtlaSil
  70. Yapısal değişim en güzeli olur. AMA: Tek adam rejiminde bunun bir kandırmaca olmadığını, değişimin getireceği sancılara katlanılarak sürecin ve verilen sözlerin iş bitene kadar korunacağını beklemek saflık olur. Yatırımcıların en az çoğu da bunu düşünecektir, bir KHK veya tayin (azletme veya af etme) ile kadroların ve politikaların yön değiştirmeyeceğini bilemez. Bu durum bir tavuk ve yumurta çıkmazına giriyoruz. En doğru kararda bile doğru kararın arkasında durulmayacağı korkusu olacaktır. Bu korku da doğru kararın işlemesine engel olacaktır. Öyleyse tek çıkar yol IMF programı gibi dışarıdan bağlayıcı, tek adam rejimini etkisizleştirici bir süreçle ilerlemektir. Yoksa yeni yasalar, yeni faizler, vs istenen olumlu etkiyi göstermeyecektir. Sonra da 'bakın, size demiştim, faiz sebeptir, haramdır' denilir.

    YanıtlaSil
  71. Hocam selamlar, faiz tahmininiz konusunda tebrik ederim ancak faiz artışı yaşanması durumunda ilk etapta doların da bir miktar düşeceğini öngörmüştünüz. Ancak bunun tam tersi olarak dolar 23.5’tan 24.5’a çıktı. Bunun sebebini ne olarak görüyorsunuz?

    YanıtlaSil
  72. Yazılarınızı merakla takip etmekteyim.
    Affınıza sığınarak, sözdizimi hatası olduğunu düşündüğüm bir cümlenize yorum yapmak istedim.

    "Faizlerde ki yükselme bankaların elindeki düşük faizli devlet tahvillerini işe yaramaz varlıklar haline dönüştürür, bankalar zarar eder." buradaki -ki'nin ayrı yazılması doğru değil sanki hocam.

    Saygılarımla
    Gürcan ELBEK

    YanıtlaSil
  73. Hocam yapısal reformlar ne kadar sürdürebilir sizce? İkinci sorum da Sayın Mehmet Şimşek ne kadar bu işin üstüne gidebilir?

    YanıtlaSil
  74. Hocam, faiz artarsa döviz ve borsa düşer tahmini yapmıştınız, ama arttığını gördük bugün. Bunu nasıl yorumluyorsunuz? Artış beklentierin gerisinde kaldığı için mi böyle oldu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2. senaryoda düşmez, 3 senaryoda düşer diyor. Hükümetin şuan 2'yi mi 3'ü mü uygulayacağı belli değil. Çünkü Reis gibi belirsiz bir faktör var ortada. Piyasa şuan 2'yi fiyatladı ve fiyatlıyor. Yapısal reformlarda gelirse 3'ü fiyatlayacak. Gelmezse 2 devam edecek. Sıkışmasak 3 asla gelmezdi ama 3'e mecbur kaldık. Tabi Reis nasıl hareket edecek bilemiyoruz? Sonuçta Faiz sebep enflasyon sonuç gibi bir zokayı 2 yıl bu ülkeye yutturdu. Küçükken tarih derslerinde Türk Devletlerinin yıkılış sebeplerini okurduk. Çocuk aklı işte. Sebeplere bakıp, bu yüzden devlet mi yıkılır derdim. Madem sebepleri belli, sebepleri ortadan kaldır, yıkılma derdim. Şimdi yaşayarak görüyoruz. Yıkılıyoruz, sebepler belli, sebep olanlar belli, çözümler belli, çözecekler belli. (ne cumhur ittifakı, ne millet ittifakı. ikisinin oluşturacağı ortak ittifak) Ama hâlâ yıkılıyoruz. Kader...

      Sil
  75. Hocam merhabalar, ben tarım sektöründeyim, krediyle traktör aldığımızda mesela yıllık taksiti 100bin₺ ve buğday fiyatını geçen 7₺ den sattım varsayalım yaklaşık 14.2 tona tekabül ediyor bu sene de 9 ₺ den satsam 11.11 tona tekabül ediyor aradaki fark bana mı kalıyor yoksa nereye gidiyor her sene yükselen enflasyon da benim ödediğim para sabit ama buğday yönünden kârdayım. Bu böyle giderse ne olacak.

    YanıtlaSil
  76. Mahfi hocam merhaba, arkadaşlarla aramızda bu konuyu konuşurken şöyle bir tespit yapmıştım. “Faizin 10 veya 30 olması önemli değil, yabancılar bu kurdan Türk lirasına dönmezler, hersey dolar bazında çok pahalı, otellerimiz Bahamalar ile yarışıyor. Öncelikle kurun artması lazım. Düşük seviyede bir faiz artışı kurun artması için bir bahane olur kur 30 bandına geldikten sonra enflasyon üstü faiz artışı ile yabancı para çekip eksideki rezervleri ve kkmyi halletmeye çalışacaklar” bu konuda ne düşünüyorsunuz

    YanıtlaSil
  77. Nasıl bir sabriniz var ki sizin, muhtemelen ana dili Türkçe olduğu halde, Türkçeyi düzgün yazamayan, okumayan, zihinsel- ideolojik- cikar bariyerleri nedeniyle hukukun üstünlüğü, sosyal devlet gibi kavramları bile anlayamamış, İstanbul Sözleşmesini bile erkek maduriyeti ( mağduryet... dogrusu) olarak gosterme cabasinda bir sürü kişiye bıkmadan usanmadan cevap veriyorsunuz... Saygı ve sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  78. Hala, Türkiyenin enflasyon sorunu varmış gibi yazılıyor. Enflasyon artık sorun değil. Karşımızda dağ gibi bir ödemeler dengesi krizi var.
    yorumlarda dolar kaç olur faiz kaç olur diye soruluyor. Cevap veriyorum: enflasyon(gerçek olanı) kaç ise faiz de o kadar olacak. Dolar ise yabancı yeterince para getirene kadar hızla artmaya devam edecek. 100 milyar dolarlık soru şu: yabancı ne zaman para getirir?

    YanıtlaSil
  79. Elinize sağlık. Yazdığınız senaryolardan ne işe yaradığı belli olmayan %15 çıktı. Daha öncede yazdığınız gibi zamanlama da çok önemli. Bu artış, misal 6 ay önce yapılsaydı çok daha etkili olacakken, seçime kadar inatla rezerv yakıp, vitrinlik MB faizini düşük tuttular. Ondan sonra Şimşek gelecek her şey düzelecek diye abartılı bir beklenti yaratıldı. Doğru hamleyi, yanlış zamanda yaparak yine kaynaklar boşa harcandı.

    YanıtlaSil
  80. Burada yazdıklarınız çok değerli, oluşan ortamda yazılan yorumlar paha biçilmez.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!