Seçimlere Bir de Bu Açıdan Bakalım

İktisatçılar, sayılarla uğraşmayı ve verilere göre yorum yapmayı severler. Bu yazımda da siyasal duruma bazı sayılar eşliğinde bakmaya çalışacağım.  

Aşağıdaki tabloda Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olanları destekleyen siyasal partilerin üye sayıları yer alıyor (kaynak: Yargıtay, https://www.yargitaycb.gov.tr/kategori/109/siyasi-parti-genel-bilgileri)


Diğer partiler her iki adaya da desteklerini açıklamadığı için tabloya dâhil edilmedi.

Tabloya baktığımızda şunları görüyoruz: (1) Erdoğan’la birlikte hareket eden siyasal partilerin üye sayısı tabloya aldığım partilerin üye sayıları toplamının yüzde 80,5’i, Kılıçdaroğlu’yla birlikte hareket eden partilerin ve onu destekleyeceğini açıklayan HDP’nin payı toplamın yüzde 19,5’i. (2) 100 yıllık siyasal parti CHP’nin üye sayısı AKP’nin onda biri kadar. (3) Bütün bu siyasal partiler arasında örgüt çalışmasını en üst düzeyde yapmış olan parti olarak AKP açık ara öne çıkıyor.

Bu üyelerin hepsinin üye olduğu partinin gösterdiği adayı desteklediğini öne sürmüyorum, mutlaka aralarında farklı düşünenler ve davrananlar vardır. Ama nereden bakarsak bakalım bu fark çok önemli. Yalnızca oy verme açısından değil, sandıkların ve verilen oyların kollanması açısından da çok önemli.

Şimdi gelelim devletten çeşitli adlar altında yardım alan, destek gören kişilerin sayısına. Aşağıdaki tablo bu yardımları gösteriyor (kaynak: TÜİK, sosyal koruma istatistikleri, https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Sosyal-Koruma-Istatistikleri-2021-457449

Aşağıdaki tablo da bu çerçevede devlet tarafından yapılan harcamaları gösteriyor (kaynak aynı.)

Bu iki tablo bize şunu gösteriyor: (1) Eldeki son veriye göre devlet, 2021 yılında 15 milyon 362 bin kişiye 785,7 milyar TL sosyal koruma yardımı yapmış. (2) Bu yardımlar sağlık yardımından çeşitli maaş yardımlarına kadar yaygın bir alana yayılmış.

Bu tablolarda yer alan ödemeler, bunları emeklilik, dul/yetim maaşı gibi çeşitli nedenlerle hak etmiş kişiler. Ona rağmen bu kişilerin önemli bir bölümü bu yardımı devletin değil hükümetin yaptığını düşünüyor ve o nedenle devlete değil hükümete şükran duyuyor. Ama asıl olarak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan aynı adlı vakfın dağıttığı yardımlar önemli. Bunlar, 2021 yılında yaklaşık 6 milyon haneye (Türkiye nüfusunun yaklaşık üçte biri) gıda yardımı, aşevi yardımı, doğum yardımı, yaşlı ve engelli bakım yardımı gibi adlarla dağıtılmış bulunuyor. Bu yardımları alanlar arasında, bu yardımları devletin değil hükümetin yaptığına inananların sayısı ilk gruptakilere göre çok daha fazla sayıda.

Üye sayısının çokluğu bir siyasal parti açısından iki önemli üstünlük sağlıyor: (1) Halkı daha iyi tanımak, (2) Halk arasında daha iyi tanınmayı sağlamak. 

Devletçe yapılan sosyal transferlerin ve yardımların hükümet tarafından yapıldığı izlenimini yaratmak etik bir sorun olsa da bunu bir sorun olarak görenlerin sayıca çok olduğunu sanmıyorum.   

Seçim sonuçlarını değerlendiren sosyal bilimcilerin ve siyasal parti yöneticilerinin meseleye bu açılardan da bakmasında da yarar olacağını düşünüyorum.


                                                      

Yorumlar

  1. Merhaba, "(1) Eldeki son veriye göre devlet, 2021 yılında 15.362 bin kişiye 785,7 milyar TL sosyal koruma yardımı yapmış."
    Burada bir hata var sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 15 bin değil o..15 milyon küsür

      Sil
    2. bu değerlere bakılırken 1000 le çarpacan.. yazıyor tabloda..biraz araştırın arkadaşya.. 15 milyon 362 bin.

      Sil
    3. Yanlış okuyan çok oldu o nedenle açık yazarak değiştirdim.

      Sil
    4. Mahfi hoca madem yardımları hükümet değil devlet yapıyor bunu da bir kaynağa dayandırın ve ak parti hükümeti öncesi hükümetler kaç milyon kişiye sosyal yardım paylaşın lütfen . Tabi ki hükümetler sosyal yardımları devletin kasasından yapar ancak her hükümette bu parayı aynı şekilde aynı yerlere kullanmaz.

      Sil
    5. Devletin 15 milyon kişiye yardım yapıyor olması marifet mi sizce? Nüfusun 1/6sının yardıma muhtaç durumda olması hükümet başarısı olark böbürlenerek anlatılacak bir şey olmasa gerek.

      Sil
    6. İktidarın seçmeni kendisine bağlama politikası: Orta direk bırakmama, fakiri "bir parmak bal yardımlarıyla" kendine amade etme, "biz gidersek bu yardımlar kesilir" propagandası ile korkutma ve hazin SON... Oysa üretimi öncele, iş temin et, kendi imkanları ile kavrulsun değil mi? YOK, o zaman özgürleşirler, korkmazlar değişimden...

      Sil
    7. Tablolarda bahsedilen Sosyal Koruma Harcamaları devletin Sadaka olarak dağıttığı paralar değil, sosyal güvenlik sistemimizin sonucu olarak bağlanan emekli maaşları, dul ve yetim aylıkları, malullük maaşları olarak belirtiliyor. Bu maaşları alan kişiler toplam 15 milyon kişi. Yani her 5,5 kişiden 1 i. Bu kişiler hükümetten sadaka alan kişiler değil, emekli maaşı alan kişilerdir. Yani babamız, annemiz, çevremizdeki birçok insan bu tablonun içindedir. Mahfi hocam ve muhtemelen burayı takip eden, yorum yazan birçok kişi bu kitle içindeyken, bu harcamaların hükumeti desteklemek için bir parmak bal gibi gösterilmesi doğru bir analiz olmaz.

      Sil
    8. @YORUMSUZ@
      Cumhurbaşkanlığı seçimi iki aday arasındaki oy farkı 2.538.905
      Türkiye'deki mülteci sayısı 13 milyon
      Temmuz 2022 itibariyle 1 milyon 476 bin 368 Suriyeliye Türk vatandaşlığı verildi eşleriyle birlikde vatandaş olan oy kullanabilen Suriyeli sayısı 2.952.736 kişi
      @YORUMSUZ@

      Sil
    9. oy kullanabilen Suriyeli sayısı ile vatandaş olan suriyeli sayısı eşit 1 milyon 476 bin 368 kişi oluyor 2.952.736 kişi yanlış

      Sil
    10. Çok faydalı bir yazı olmuş.

      Benim hep merak ettiğim bir şeydi parti üye sayıları ve öğrenmiş oldum. Yıllardır seçim kazanan bir partinin sadece lider yeteneği ile bunu elde etmesi çok kolay değil. Parti teşkilatlarının ve üye sayısının çokluğu önemli bir etken.

      Sosyal yardımlar halka sunulduğunda hükümet, sunulmadığında devlet suçlu oluyor. Bu algıyı da oluşturmak bir siyaset başarısı.

      Bu yazıdaki tespitlerden anlaşılıyor ki; muhalif düşünenlerin de teşkilatlanması, parti örgütlerinde görev alması ve en azından destek verdikleri partilere üye olmaları gerekiyor.

      Sil
  2. Sevgili hocam, bir kere ben bir Tokatlı olarak söyleyeyim, CHP buralarda seçim dönemine kadar kimsenin elini sıkmaz, kimseye derdini sormaz seçime 1 ay kala ancak çalışmaya başlar. AKP ise bu bölgede kurulduğu günden itibaren aktif, hatta MHP dahi CHP'den daha aktif.
    Herkes sanıyor ki seçimleri isimler kazanıyor, hayır seçimleri parti teşkilatları kazandırıyor, 5 koca yıl boyunca sen yatıp son 1-2 ayda çalışırsan kimseyi de ikna edemezsin.
    CHP ile bu iş asla olmaz, ha bu bahsettiğim TOKAT'ta da il ilçe başkanları yıllardır aynı, hiç kimse bunlar çalışmıyor bunları görevden alalım demiyor çünkü Kemal Kılıçdaroğlunu destekliyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayılar da bunu gösteriyor zaten.

      Sil
    2. Ellerinize gözlerinize sağlık. Hocam görmediğimiz yerleri görmemizi sağladınız gene. Hiç bu açıdan bakmamıştım, çok büyük de fark varmış. Bu, kafamdaki bir çok şeyi yerinden oynatır.

      Sil
  3. Objektif çalıştığını bildiğimiz anket şirketlerinin hepsi birden nasıl çuvalladı?
    Çuvalladı çünkü insanlar artık eskisi gibi göğsünü gere gere ben Erdoğan'a oy vereceğim diyemiyorlar. Sandığın başına gelince evet ona oy veriyorlar ama öncesinde artık saklıyorlar. Çünkü ülkenin içine düştüğü durumu göre göre yine gidip ona oy vermek pek de içlerine sinmiyor.
    Bunu da AKP'li yöneticiler iyice bir düşünsün.
    Hep dendiği gibi Kazanacak bir aday profili üzerinde uzlaşılıp halkın önüne onunla çıkılabilseydi belki bugün başka bir hikayenin içinde olurduk.
    Adaylık onun hakkı diye argüman mı olur Allah aşkına.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizce o yüzden mi akpli olduklarını saklıyorlar yoksa her akpliyi çarmıha geren bir muhalefet seçmen kitlesinden laf yememek için mi?

      Sil
    2. Her iki nedenden de dolayı akpli olduklarını gizleyip saklayarak kapaklamaktalar bu akpliler

      Sil
  4. Mahfi bey,

    Bırakın "CHP'ye üye" olmayı, sıradan bir sohbet ortamında "CHP" harflerini yanyana kullandığınızda işinizi kaybedeceğiniz bir korku ve itaat mekanizması var Anadolu'da, onyıllar boyunca.

    Bu gerçeği unutmayın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anladım, haklısınız ama CHP 20 yıl önce kurulmadı ki 100 yıllık parti.

      Sil
    2. Hocam bu hep yanlış aksettiriliyor.. Bu CHP Baykal'ın Genel Başkan olmak için, 12 Eylül'ün kapattığı ve tozlu rafından sırf Baykal Genel Başkan olabilsin diye tekrar hayata geçirdiği CHP. Partinin eski genel başkanı Rahmetli Ecevit yapmadı gitti yeni parti (DSP) kurdu .. Bu Parti 100 yıllık parti falan değildir..Bu hatayı bir şekilde düzeltmek lazım. Ortanın solu en son bu partinin etrafında buluştu..diğerleri tarihteki yerini aldı.

      Sil
    3. Korku da yüz yıllık hocam. Ve CHP bu korkuyla yüzleşmelidir, yüzleşecektir. Ama dünyada ama ahirette. Şimdi biraz sayarım da sinirlerim tepeme çıkar. Lan bi ülkenin alfabesini değiştirmek, kılık kıyafetini değiştirmek kimin haddine düşmüş? Sana ne lan nasıl giyineceğimden, nasıl düşüneceğimden, ne yazacağımdan, nasıl yaşayacağımdan. Eğitip öğretebiliyorsan buyur eğit öğret. Bizi o gün buna mecbur edenler şimdi onların yüzünden ak partiye mecbur etti. Evet CHP'ye oy veririm bununla yüzleşirse ama yüzleşemez. Çünkü yüzleşirse kendini kaybetmek zorunda kalır. Var oluş amacını inkar etmek zorunda kalır. Sakin ol Hacı diyenler olacaktır. Peki.

      Sil
    4. Şşş, sen ve reisin o zaman niye tek dil, tek din diye dolaşıyorsunuz ortalıkta? Kürde zorla Türkçe konuş diyorsunuz, Alevi’ye zorla İslam eğitimi veriyorsunuz ? Ya sizin gibi düşünenler neymiş böyle ya? Yine mi mağdur oldunuz? Şimdi fes takıp Arapça öğrenebilirsin özgürce , hadi öğrenmeye başla hemen , söz kimse dokunmayacak sana!

      Sil
    5. Sinirlenen haci hakli, colde vaha bedevenin neyine...

      Sil
    6. AKP ye oy verdiren mecburiyet degil ucuz menfaatir. Mecburiyet olsa duramazsin

      Sil
  5. Değerli hocam bunlar ne zaman sahaya inecekler. Ne zaman insanları kucaklayacaklar, ne zaman slogan üretmekten vazgeçecekler. Çabalayan insanlar var onlar da vitrinlik. halkı anlayan ve çare-çözüm üretmekten aciz ve halkı suçlayan bir kolaycılık kafası var bunlarda. Ahlak-erdem malesef kendi mahallelerinden dışarı çıkmamış

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmiyorum, bunu onlara sormak gerekecek.

      Sil
    2. Belki de dogal yolla herseyin tamamen dibi gormesiyle aklini basina alacak herkes. Bu secimi de iktidar alirsa zaten tencerenin dibi siyirilir. El elde el başta kalır aglaya zirlaya toparlanmaya ugrasiriz. Cok aci olacak.

      Sil
  6. İşkura yazılmak için bile AKP üyeliği isteyen bir sistemde, bu sayılar çok birşey ifade etmez.Bir teknisyen arkadaşım çadır kentte çalışmak için başvurmuştu AKP üyelik fişi olmadan başvuruyu kabul etmemişlerdi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dedikleriniz doğrudur ama CHP 100 yıllık parti. AKP yokken de buradaydı. İlk 80 yılda on milyonu geçmeliydi zaten.

      Sil
    2. Hocam bir de şu var ki Akp'nin üyelerinin çoğu belki bir işim olur da hallederler diye, menfaatleri için üye olmuş kimseler.Yine AKP'lilerin yaşlı anne babalarını,ebelerini dedelerini de üye yaptıklarını gördüm yani demem o ki partiye bağlı,parti için çalışacak üyeler değil de çoğunluk şişirme sayıdan ibaret.Özellikle muhalif partiler içinse durum farklı.Yıllarca insanlar öyle korkutuldu ki işini kaybetmek,vs sebepleriyle partiyle anılmak istemiyorlar haklı olarak.Üyeler partiye her şeye rağmen üye olmuş ,partiye bağlı kimseler çoğunlukla.Daha demokratik bir ortam olsaydı Chp üye sayısı daha fazla olurdu eminim.Ki üye sayısı pek de önemli değildir.Önemli olan ne kadar üye aktif olarak faaliyetlerde görev alır bu önemlidir.Tüm dejavantajları göze alarak Tip'e üye oldum.Üye sayımız en son 20.000leri bulmuştu ve emin olun tüm arkadaşlarım aktif olarak faaliyetlere katılır.Üye sayısı değil teşkilatın aktif üyelerden oluşması daha önemlidir

      Sil
  7. Kendi kariyerini düşünme ve hesap yapma zamanı değildi. En şanslı adayı gösterme ve rasyonel düşünme zamanıydı. Çok yazık. Gene duygusallığın ve rasyonellikten uzaklaşmanın bedelini alt kesimler ödeyecek.

    YanıtlaSil
  8. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi olmadığı zaman, partiler devletleşirler. Kimi oklarıyla, kimi sadaka ile.
    "Sadaka ömrü uzatır."
    Resul Muhammed

    YanıtlaSil
  9. Partinin parasıymış gibi yapılan yardımlar aslında hükümet tarafından, vergiden kaçınamayan 30 milyon çalışanın cebinden alınıp oy rezervlerinin cebine aktarılan paralar maalesef.

    YanıtlaSil
  10. Hocam sayılara saygı duyuyorum ama bazen yanıltırlar mı?Mesela abim işe girebilmek için akepe üyesi olmaya mecbur edildi ama hiç bir zaman oy vermedi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette öyledir onu vurguladım zaten ama tamamen de boş şey değil bu sayılar.

      Sil
  11. ABD'deki Cumhuriyetçi Parti'nin üye sayısı: 37 milyon

    ABD'deki Demokrat Parti'nin üye sayısı: 47 milyon.

    Bu sayıların hiçbiri, kimin başkan seçileceğinde etkili değil.

    "Trump destekçileri", 2015-16'dan beri ABD nüfusunun yarısına yakın. 2023'de bile durum aynı. (Hâttâ, Trump yenidan başkan seçilirse Cumhuriyetçi Parti'yi lağvetmesini isteyen Trump hayranları bile var. Çünkü bizzat kendi partisi, Trump'a ayak bağı oluyormuş.)

    Parti üyeliği hiçbir şey ifade etmiyor Mahfi bey.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuma, yazma, yorumlama… otur 0. O üyeler yardım alıyor diyor hoca, yardımın kesilmemesi için de oy veriyorlar, şaka gibi gerçekten beyin yok, bu insanlarla gerçekten çok zor

      Sil
    2. Türkiye siyasetini, ABD çıktılarıyla kıyaslamanın yanlış olduğunu hala anlayamadık mı?

      Türkiye jeopolitik olarak soyutlanmış bir ülkedir. bkz. Kılıçdaroğlu için Biden gibi bir demokrat politika işe yaramadı.

      Yapılması gereken HDP seçmenlerinin oyları garantiyken, iç anadoluda Kılıçdaroğlu'na önyargılı olan seçmenden oy alma çalışmalarına yoğunluk verilmesiydi.

      Ayrıca deprem bölgesi üzerinde de yeteri kadar durulmadı, iktidar tarafının onlara yıkılan evlerini yenileme vaatleri karşısında muhalif kesimin bu konu üzerine çok eğilmemiş olması ilk turdaki sonuçların sebebini açıkça önümüze serer.

      Sil
    3. 18 Mayıs 2023 11:47'de yazan arkadaş çok doğru bir tespit yapmış.

      ABD ile Türkiye siyasetinin benzer yanı şu:

      Trump'a oy verenler, Cumhuriyetçi Parti'ye gönülden bağlı "üyeler" değil. Pek çoğu Cunhuriyetçi Parti'den nefret ediyor.

      ABD'deki sağ seçmen, "lider kültü"nü takip eder, partiyi umursamaz.

      Türkiye'de eğer Recep Tayyip Erdoğan siyaset sahnesinden çekilirse, AKP diye bir şey kalmaz.

      Türkiye'deki sağ seçmen (ABD'de olduğu gibi) "lider kültü"nü takip eder, partiyi umursamaz.

      Bu sebeple, siyasi partilerin "sadece" üye sayıları üzerinden analiz yapmak, eksik sonuçlara ulaştırır.

      "Sadaka ekonomisi", Recep Tayyip Erdoğan ismiyle propaganda yapılarak devam ediyor 21 yıldır; "AKP" ismiyle değil. Bunu unutmayın.

      Sil
    4. Bugün Türkiye'deki sağ seçmenlerle anket yapılsa ve onlara şu soru sorulsa:

      "Sizin için:

      Recep Tayyip Erdoğan mı daha önemli?

      AKP mi daha önemli?"


      Recep Tayyip Erdoğan "daha önemli", cevabını verirler.

      Türkiye'deki sağ seçmen için "lider kültü"ne sadakat daima ilk sıradadır. (Partiye olan sadakat ikincil derecedir ve daima geçicidir.)

      Sil
  12. Hocam Kayseri'den yazıyorum. Seçim sürecinde kapımıza kadar 2 kez AKP teşkilatlarından geldiler. Tabi ki sırf buna dayanarak oy kullanmıyor kimse. Diğerleri normalde zaten yoksunuz bari seçim dönemi aktif olun. Şu an bir karşılık alamasanız bile ilerisine mutlaka katkısı olur. Sadece sosyal medyayı kullanmakla 50 yaş üzeri vatandaşın sizi benimsemesini sağlayamazsınız. Aynı zamanda sadece iktidarla didişerek de bunu sağlayamazsınız. Daha kaç kez tecrübe edeceğiz? Ders öğrenene kadar devam edecek..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bunlar çok etkili insanlar üzerinde.

      Sil
    2. Sevgili hocam ülkede ekonomi yangın yerindeyken neden birileri birilerine kendini hatırlatmak için gitmeli ki zaten? Yani vatandaş cebindeki evindeki yangını önemsemiyor da biri unutturmaya diğeri hatırlatmaya mi gitsin istiyor genel alışkanlık olarak?

      Sil
  13. Bir de buradan bakın olaya diyen güzel bir inceleme. Bu üye sayıları arasındaki fark gerçekten çok büyük, bir de seçim anketi yapan şirketlerinin de başarısız olması seçim anketlerinin de sayısal veri sunması açısından incelemeye değer. Mesela MHP anketlerde genellikle %3 eksik çıkarmış 1. turda da öyle oldu. Bu hata belki asker, polis vb. kamu görevlileri gibi anketlere katılmayan kesimden kaynaklı olabilirmiş. %3 de bu kadar birbirine yakın oranda oy alan ittifak ve adayların olduğu seçimlerde çok önemli bir oran..

    YanıtlaSil
  14. Bütçe için Bunların hepsi kaynak demek… Nereden gelecek? Vergi toplayarak kapanmaz. Borçlansan, şirketler, firmalar, insanlar krediye ulaşamaz. Neden? Bu kesimlere verilecek kredi devlete gider. Para havuzu belli, havuz suyunu çeker.

    - yazmış birisi. bütçe borçlanması niçin firmalara verilecek kredileri niye etkiliyor?

    YanıtlaSil
  15. Hocam türkiye iflas ederse ama imfye gidilmezse alacaklılar borçlarımızı azaltır mı? Ekonominin işleme ihtimali var? Borçlanabilmemize mi bağlı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alacaklılar IMF'ye gitmeden bir şey yapmazlar. Her biri tek tek uğraşmaz IMF'yi adres gösterirler.

      Sil
  16. Sayın Hocam, elinize sağlık, rakamsal analizleriniz pek çok gerçeği günyüzüne çıkarmış. Sizce devleti hükümet değil bürokratlar mı yönetmeli diye bir soru geliyor akla. Sosyal yardımları hükümet olmadan da otomatik olarak dağıtacak bir algoritma yazarsak acaba insanımız “bu iktidar olmasa da zaten gelecekti bu yardımlar” diye düşünmeye başlar mı ? Yoksa “başka iktidar gelse o algoritmayı da değiştirir” diye mi düşünürler ? Yani devleti tetikleyen, o partinin kurduğu hükümet iken nasıl olacak da millete “yok siz yanılıyorsunuz” denilebilecek ? Onu tam anlayamadım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır onu demiyorum. Ama hükümet olsun ya da olmasın yasalar kime ne kadar yardım yapılacağını, ne kadar destek verileceğini yazıyor. Dolayısıyla hükümet kim olursa olsun bu yapılacak. Bu yardımlar vergi verenlerin parasıyla yapılıyor. İnsanların bunu hükümete bağlaması yanlış ama onların da kafası karıştırılıyor. Adam, sizden benden topladığı parayla yol yapıyor sonra oraya pankart asılıyor 'Falanca Belediye Başkanımız Sayın Falancaya yoklumuzu yaptığı için teşekkür ederiz' diye. Asan da zaten falanca belediye başkanı. Bizim paramızla yaptığı iş için bizden teşekkür alıyor. Bu da onun gibi.

      Sil
    2. Sayın hocam , o yardımlar önceden de vardı. Güncel rakamları araştırmadan yazıyorum. Eskiden 80₺ olan engelli yardımı 1800₺ yaparsan, daha önce olmayan evde bakım parasını yaşlısına bakan kızına veya torununa bakan anneanneye veya babaanneye verirsen tabi insanlar Erdoğan yaptı der. O kanunu kim anlamlı hale getirirse insanlarda ona değer verir. Bu doğal değil mi?

      Sil
  17. Devletler insan gibidir. Kimi doğmadan, kimi bebekken, kimi gençken, kimi yaşlanınca, kimi kanserden ölür. Zannederim bizim ki kanserden ölüyor, kemoterapi surecinde...

    YanıtlaSil
  18. Yahu bu millet vatanı için onbinlerce can vermiş, sen muhalefet olarak diyosun ki patates soğan uçtu kaçtı, iyi de ben canımı veriyorum zaten ne patates soğanından bahsediyorsun diye sormazlar mı adama.

    Muhalefetin en temel hatası mevcut iktidarın başarılı olduğu yada halkın başarılı bulduğu alanlarda yeterince iktidara destek olmaması, yada halkın bu desteği yeterince samimi bulmamasıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dedikleriniz işsiz kalıp gelir elde edemeyene kadar devam eder. Sonrasında soğan öne geçer. Henüz o noktada olmadığımız için anlayamıyoruz.

      Sil
    2. Çok değil ilk dalga ekim kasım gibi kendini gösterdiğinde çok güzel anlayacak herkes. Tsunami dalgalarının karaya yaklaşmadan önce görünmediği anları yaşıyoruz. Tadını çıkaralım.

      Sil
    3. Sonuna kadar katılıyorum bu millet en dibi girmeden vazgecmeyecek ,iyi tarafından bakarsak erken seçim geliyor.

      Sil
  19. Güncel konularla alakalı yazmayı bırakmadığınız için çok teşekkür ederim hocam. En azından sizlerin bakış açısından bakarak meseleyi değerlendirmek bizlere çok şey katmakta.
    Yazılarınızı sürekli takip ediyorum. Sizlerin yolunuzdan gitmeye çalışan henüz daha yolun başında olan yüksek lisans yapan devlet işcisi bir kardeşinizim. Ama sizi bir noktada eleştirmek istiyorum yazılarınızda açıkca bir taraf ve empoze etmeye çalıştığınız bir düşünce var. Bence sizin seviyeniniz de ki biri herhangi siyasi partiye ideolojiye yada siyasi parti liderine yakınlık duymamalı yada karşısına da almalı sizler bu ülkede siyaset üstü insanlarsınız. Bu eleştirim genel bir eleştiri idi. Bu yazınızda ise emin olun ki biz o sosyal yardımları hükümetin değil devletin yaptığının farkındayız ama şunu hatırlatmak isteriz ki burda devlet yapıyor diyip hükümeti saf dışı bırakmak hiçde insaflı bir yorum değil. Devlet araba ise hükümet o arabanın şöförüdür. Devlet yol ise hükümet o yolun üzerinden gidecek olan taşıttır. Ne hükümetsiz devlet nede devletsiz hükümet olur. Bizler zaten hükümete devlet için yapılması gerekeni yapmasını istiyoruz yoksa bu paraların kendi ceplerinden çıkmadığını elbette biliyoruz.Daha önce sevgi evlerinde çalışmış biri olarak şu an o çocuklara tanınan hakları erilen imkanları kendi gözüöle gördüm bizzat o çocuklardan daha önce nasıl yurtlarda kaldıklarını nasıl eziyet gördüklerini de bizzat onlardan dinledim.
    Yani mesele şu yardımı yapan devlette daha önce bu yardımı yapmayan hükümet bu devletin nasıl hükümeti oldu? bence bunu eleştirmek daha insaflı olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Emir, ben taraf olsam da tarafımı eleştirebilirim. Hiç kimseye hiçbir şey empoze etme durumunda değilim. Öyle bir niyetim olmadığı gibi yeteneğim de yok. Benim tek derdim gerçeklerin paylaşılması.
      Daha önce de bu yardımlar vardı. Özal zamanında oldukça yaygındı. Burada eleştirilecek konu şudur: İnsanları bu yardımlara mahkûm duruma düşürmek yerine çalışan ve yeterli gelir elde edemeyen insan durumuna nasıl düşürdük?
      Benim yolumdan gitmeye niyetliyseniz hangi tarafı tutarsanız tutun meseleleri ele alırken objektif bakmaya çalışın. Sonra yine kendi tarafınızda durun. Ama gerçekleri yakalamaya çalışın. Sevgiler, başarılar.

      Sil
    2. ''Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk!''
      Victor Hugo

      Bunun kesinlikle bir arz talep meselesi olduğuna inanıyorum.
      Gelişmiş modern ülkeleri kendisine örnek almayan Türk halkı, çalışmak üretmek bu bağlamda devlete yük olmamak varken, tembelliği yan gelip yatmayı dilenciliği (sosyal yardımla ayakta kalmayı (ekmek elden su gölden) hatta erken yaşta emekliliği tercih etti.
      Bunu fırsat bilen politikacılarda, ''Ben sana sosyal yardım edeyim, genç yaşta emekli edeyim sen bana oy ver!''
      AKP'nin 21 senedir iktidarda kalmasının sırrı işte burda yatıyor... Pöpülizm.
      Muhalefetinde AKP'den eksik kalır yanı yok.
      Neyse rüya bitti.
      Şimdi gerçeklerle yüzleşme vakti.
      Dün itibariyle,
      Ticari krediler durmuş.
      Kredi kartları için nakit avanslar durmuş.
      Onaylanmış konut kredileri dahi durmuş.
      Bankalar 4 günde anca döviz ödeyebiliyor noktasına gelmiş.
      Büyük iflaslar olacak mı?
      Krediler durmuş.
      Üretim durma noktasına geldi. En son Tofaş
      İşsizlik?
      İthalat? döviz?
      Bu ülkede körün gözü açılırda, ya bizim gözümüz?
      Bence çok zor...
      Saygılar sayın Mahfi Eğilmez hocam.

      Sil
    3. Eleştirilere kulak vermenizi isterim hocam, saygılarımla iyi çalışmalar.

      Sil
    4. Dostum çok yersiz bı eleştiri yaptın keşke eleştiri yapmadan önce bi kendimizi eleştirsek

      Sil
    5. Buna sen mi karar vereceksin, keşke sende insanların eleştirilerine saygılı olabilsen

      Sil
  20. Sanki çok demokratik bir seçim geçirilmiş gibi, ilginç bir şekilde herkes başta CHP olmak üzere muhalefetin nerede hata yaptığını sorguluyor. Dünyanın belki de en adaletsiz, en ahlaka aykırı uygulamalarının yapıldığı, devletin tüm gücünün sınırsız şekilde tek kişi ve tek bir parti için kullanıldığı, muhalefeti karalamak için her türlü yalanın söylendiği, gerçeklikle uzaktan yakından ilgisi bulunmayan iftiraların atıldığı bir kara propaganda döneminin ardından yaşanan son derece şaibeli bir seçimi iktidarın kazanamadığını göz ardı edip şu kısıtlı sürede muhalefeti eleştirmek, tam da iktidarın ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değildir.

    Muhalefetin kusuru yok mu? Elbette var, hem de o kadar çok var ki saymakla bitmez ama bunların tartışılacağı günün bugün olmadığı da çok açık. Unutmayalım, karşımızda organize bir kötülük var ve elimizdeki muhalefet bu. Bir şeylerin düzelmeye başlayabilmesinin tek yolu, öncelikle bu kötülükten kurtulmak. Eğer bunu başaramazsak bir daha böyle bir fırsatı bulmamız çok zor. Lütfen hepimiz aklımızı başımıza toparlayalım ve bir şeyleri değiştirebilmek için hâlâ elimizde olan bu son fırsatı kaçırmamaya bakalım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O ihtimal çok zor hocam. Seçimden 2 gün önce muhalifler, başörtülülere Erdoğan size çok yüz verdi, yallah Arabistan'a dediği görüntüler düştü denk geldin mi bilmiyorum. Kaldı ki o başörtülüler içerisinde belki muhalefetin ortağı Saadetli ve diğer Deva - Gelecek gibi muhafazakarlarda olabilir!!. Bu inananlara olan nefret, aşağılama, dışlama, akılsız, ikinci sınıf insan muamelesi maalesef o ihtimali sıfırlıyor. Kaldı ki Ak partiye oy veren ciddi bir seküler seçmende var çok farklı saiklerle...

      Sil
    2. Artı olarak, bu muhalif sokak röportajcılarının kullandığı alaycı-dalgacı dil bile istemeden de olsa karşı tarafın ekmeğine yağ sürdü..

      Sil
    3. Zor falan değil Adsız 16:38. 14 Mayıs'ta her türlü hileye hurdaya rağmen değişim için oy verenlerin sayısının iktidar için oy verenlerden fazla çıkmasını engelleyemediler. Muhalefeti terörle iş birliği yapıyor gibi gösterebilmek için mitinglerde montajlı kaset yayınlamaktan utanıp çekinmeyen bir zihniyetin provokatif sokak röportajları da organize etmediğini nereden biliyorsun? 2015'ten beri sürekli yenilen ama her seferinde yüzlerce yurttaşının ölümü pahasına ortalığı karıştırarak, oy sayımının ortasında kuralları değiştirip geçersiz olması gereken oyları saydırarak, sonucunu kabul etmediği seçimleri tekrarlatarak, kaybettiği seçimlerde kazananları görevden alıp yerine kendi adamlarını atayarak v.s. kazanmış gibi görünebilmek için her türlü ahlak ve yasa dışı yöntemi uygulayan bu iktidarla ilgili kafalarınıza kazınan o "yenilmezlik" safsatasını silip atın. 14 Mayıs'ta da yenildiler, muhalifler yılgınlığa düşmez ve gidip oylarını kullanırlarsa 28 Mayıs'ta da yenilecekler...

      Sil
  21. Hocam rakamları koymanız iyi olmuş..
    Chp yöneticilerinden, üye sayısını önemsememe gibi durum var.Nedenide ne kadar az üye olursa,o kadar kolay idare ederiz mantığı..Ama o da maalesef yönetimde bir kısır döngü yaratıyor:Sürekli sen&ben&bizim oğlan durumu maalesef...

    YanıtlaSil
  22. Hocam gene 12den vurdunuz. Teşekkür ederim. En çok parti üyesi dünya listesinde Hindistan (nufüs 1.4 milyar) Çin (1.4 Milyar) ve Amerkalılardan (336 milyon) sonra AKP (Türkiye nufüs 85 milyon) 6. sırada. Türkiye'de bunun ne anlama geldiğinin farkındalığı, muhalefet toplumda sıfır.

    YanıtlaSil
  23. Merhaba Mahfi Hocam yazılarınızla bizleri aydınlattığınız için teşekkür ederim. Bir akademisyen olarak yazıyorum, maalesef ülke adına pek umudumuz kalmadı. Bunun nedeni yıllardır özellikle bizim meslek grubuna dair sistematik ve bilerek yapılan yıpratma stratejisi. Şu anda abartısız söylüyorum bizim fakültenin katında çay dağıtan emekçi kardeşlerimiz benden fazla maaş alıyor. Bırakın akademiyi, eğitimi, gıdaya ulaşmak için zorlanmaya başladık. Bunun bilinçli yapıldığını düşünüyorum. Etrafımda 4 arkadaşım istemeyerek de olsa yurt dışına çıktılar. Ben de 2 çocuğum ve eşimle yurt dışı için girişimlere başladım sanırım sene sonunda gitmiş olurum. Zamanında İngiltere'den ülkeme hizmet etme hevesiyle gelmiş birisiyim ve çok üzgünüm. Akademinin bu hale düşürülmemesi gerekiyordu.

    YanıtlaSil
  24. Hocam, günümüzde siyaset cazip bir meslek haline getirildi. Parti başkanları 20-30 yıl, başkanın gözüne girenler 6-8 dönem (30-40 yıl) milletvekili oluyorlar. Bunun içindir ki MV kendini halkına değil başkanına sorumlu hissediyor. Ayrıca MV olmak çok pahalı bir iş haline getirilmiş. Böyle olunca birikimli insanlar ve gençler ve imkanları kısıtlı olan değerler siyaset yapmak istemiyorlar, meydan açıkçası biraz da profili düşük insanlara kalıyor. Çünkü başkana sadakatle uzun yıllar MV olunabiliyor. Sınırsız maddi imkanlar önlerine konuyor. Çoğu kısa sürede zenginleşiyor. Siyaseti madden çok cazip olmaktan çıkarmak gerek. Bu yüzden de partiler yasasının değişmesi, delege sisteminin kaldırılması, zaman ve dönem kısıtlaması şart. Ama görüyoruz ki meydanlarda demokrasi nutukları atan parti başkanları daha kendi evinde bunu sağlayamamış, daha dorusu sağlamak istemiyor. Başarılı olsa da olmasa da geçinip gidiyor. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  25. Elinize sağlık hocam, basit ve tartışılmaz bir anlatım.
    Sherlock Holmes'un dediği gibi:
    "Olmayacak ihtimalleri elersen, geriye gerçekler kalır."

    YanıtlaSil
  26. Mahfi bey secimden sonra olanlara baktim deprezeder bir tarafa (iki taraftada aşırı uçlar var sürekli kufrediyorlar). Sanki muhalefet koltuk sevdasına kapılmış ülke geleceği umrunda değil. Onursal adıgüzel görevden alınınca o kadar net anladimki muharrem inceye çok büyük haksızlık yapılmış. Gelecek ve saadetin paylaşımlarına bakıyorum biz istediğimizi aldık sonrası umrumda değil modu. Sinan ogan'a bakıyorum hala pazarlık peşinde.(oguzhan uğur böyle kritik bir secimde chp ye oy vermemiş). Dün akşener teklif yapmış kabul edilmemiş. Tek cb yardımcısı oda kendisi (oyu olmasa haksız diyeceğim de şuan sonuna kadar haklı) böyle olsa hem sinan ogan'i durdurur hemde şimdilik 8 cb yardımcısına engel olur. Kk iyi bir insan olabilir ama 10 küsür yıl kaybediyorsa birazda fedakarlık yapması şart. Erdoğanın neden devlet olarak görüldüğü ile alakalı " halk namaz kilmasada namaz kılan yönetici ister" bundan sonra isteyen istediği gibi davransada geçmişin tramvasi hatırlatılıyor. Uygulama nasıl olurdu bilmiyorum. Secimden sonra gördüğüm manzara ülkeyi kim yönetirse yönetsin kısır döngüye girdiği yönünde

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne desek boş sayılacak bir noktadayız ne yazık ki.

      Sil
  27. Kişilerin büyük çoğunluğu bu yardımı devletin değil hükümetin yaptığını düşünüyor ve o nedenle devlete değil hükümete şükran duyuyor. Her hükümet bunu kullanıyor.

    YanıtlaSil
  28. Mahfi Bey'in dediği gibi öyle örgütlü bir yapı var ki yarısı bile sandıklarda, kampanyalarda görev alsa büyük bir etkisi olacaktır... Anket şirketlerini bile yanıltabilecek, manipüle edebilecek bir örgütlülük var!
    Sosyal medya algoritmaları herkesi yankı odasına hapsediyor. Dolayısıyla karşı bloğun ne düşündüğü, nasıl tavır aldığı, nasıl kampanya yürüttüğü, bir olay karşısında nasıl bir bütün olabildikleri gibi şeyleri bilmeyince rakibinizi tanımadan yarışmamız mümkün olmuyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Peki rakibi tanımanın olası yolları nelerdir bu yollar hangileridir nasıl gidilebilir bu yollardan adsız kullanıcı?

      Sil
  29. Siyasi partiler hükümette ve ya yönetimde 1 yada 2 dönem gelmeli, ve sürekli kendilerini yenilemelidr. Yönetim değiştikçe devlet kadroları , düşünce kuruluşları, sendikalar, dernekler, vakıflar , özel ve belediye kadroları belli bir düşünceden ziyade sürekli kendini yenileyen her düşünceden ve baskın bir çoğunluğu oluşturmadan, yani kendi yandaşını oluşturmadan , doğal dağılımlı bir halk zümresi oluşur..Yönetimde kalma süresi artıkça, parti üyesi olan insanlar artar, değişik kesimlerde iş bulabilmek için. Yine aynı şekilde bütün kurumlarda aynı tip düşünce baskın hale gelir..Netice bugün yaşanılan durum oluşur..Bu üyelik , veya bu kitle nasıl oluştu diye. Çözüm değişimdir.. ama sürekli değişim.. birileri gidecek,birileri gelecek.. Değişimden kimse korkmasın.. Değişimde anlam vardır.

    YanıtlaSil
  30. Çok haklı gerekçelere dayanan bir yazı , sağolunuz. Haklı veya haksız "çalışan kazanıyor"... Adil bir refah düzeni oturtulabilse bu tür yaklaşımların önemi azalır diye düşünüyorum..

    YanıtlaSil
  31. Hocam, ‘iş var ama insanlar beğenmiyor, parayı az buluyor ve çalışmıyor’ deniyor..bu kadar insan bu miktarlarda yardım görüyorlarsa gerçekten iş varsa da neden çalışsın?

    YanıtlaSil
  32. Hocam merhaba, Yazılarınızı beğenerek takip ediyoruz. Acaba çeşitli blog sayfalarında olduğu gibi buradada beğenme butonu koymanız mümkün olur mu? Bu sayede bu yazılar kaç kişi tarafından farkına varılıyor benim gibi kaç insan bilgilendiriliyor görmüş oluruz. Teşekkürler, saygılar.

    YanıtlaSil
  33. Hocam, yine değişik bir bakış açısı ve yine teşekkürler. Bir katkısı olur mu bilmem ama Erdoğan'ın aldığı oy 26 milyonun 85bin üzerinde, Erdoğan'ı destekleyen partilerin üye sayısının üzerine sosyal yardım alan insanların sayısını eklediğimizde toplam 27,5 milyon kişi ediyor. Yani bu hesapla en azından teorik olarak Erdoğan'a oy vermesi beklenen yaklaşık 1,5 milyon insan ya ona vermemiş, başkasına vermiş ya da sandığa hiç gitmemiş. Neticede mevcut yönetimle ilgili bir şeylerden rahatsız olanlar da var.

    YanıtlaSil
  34. Türkiye yi dünyanın İlk 10 ekonomi arasına sokacaz Mahfi hocam sende hep atıp tutuyon ya :)))

    YanıtlaSil
  35. mahfi bey, insanların devlet yardımlarını hükümetin yaptığını zannettikleri tespitiniz doğru bence de ama ben senelerdir daha da vahim bir iddiada bulunuyorum. insanlar, bilinç altından, rızıklarını devletin ve/veya devlet ricalinin verdiğini düşünüyorlar. bence en vahimi de bu çünkü mesele siyasi bir meseleden çok daha öte. bir iman/itikad meselesi bence.

    YanıtlaSil
  36. Hocam, oy oranlarını sadeleştirirsek her oy veren 10.000 kişinin 4 bin 952'si sistem ve Erdoğan'la devam derken 5048 kişi buna karşı çıkmış.

    YanıtlaSil
  37. Devletin bir aygıt veya bir mekanizma; bu aygıtı sevk ve idare edenin ise hükümetler/yöneticiler olduğunu düşünmekteyim. Devletin gerçek ve esas sahibi Millettir. Hükümetler milletin arasından çıkar ve milletçe belirlenir. Milet hükümetleri/yöneticileri Devleti ve Devleti oluşturan idare, kurum ve kuruluşları, Devletin gerçek sahibi Millete hizmet etirip ettirmediğine, Milletin amaçlarına uygun olarak çalıştırıp çalıştırmadığına göre değerlendirir. Sosyal yardımları alanlar bu yardımları, Devlet ve kurumlarını millete hizmet ettiren hükümetler marifetiyle aldıklarını kabul ederler ve hem "Allah Devletimize ve Milletimize zeval vermesin" diye dua eder, hem de bu hizmetlerin sunumunu sağlayan hükümetleri oylarıyla desteklerler. Devletin idare ve kurumlarını Millete hizmet ettirmeyen hükümetler de vardır. Devlet olduğu halde bu kesimler bu yardımları alamamıştır. Dolayısıyla bu yardımların hak sahiplerine verilmesini hükümetler sağlamıştır. Bu tabii bir durumdur.

    YanıtlaSil
  38. Mahfi Hocam, her zamanki gibi yine var olan duruma dair güzel bir bakış açısı sunmuşsunuz. Onca yıldır ülkeyi yöneten sağ anlayışın desteği ile 40 yıldır örgütlenen cemaatlerin vardığı gücü de düşününce, konunun CHP ya da başka bir partinin başarısı ya da başarısızlığının çok ötesinde bir yerde olduğunu düşünüyorum. Saygılarımla.

    YanıtlaSil
  39. Sevgili Üstat,

    İkinci tur seçimlere giderken tespitlerimi müsadenizle paylaşmak istiyorum ;

    Cumhur İttifakının,

    1 - Kendisine oy verenlerin çok büyük bir bölümünü mobilize etme ve sandığa götürme kabiliyeti ile,
    2 - Sandıktan çıkan sonuçları kendi lehine çevirebilme mahareti göz önüne alındığında,

    Birinci turda aldığı oyları ikinci turda daha yukarı çekebilme kabiliyeti oldukça kısıtlı görünüyor.

    Millet ittifakı
    1 - İçin sandığa gitmeyen yüzde % 11,50’nin çok büyük bir bölümü oldukça geniş bir alan yaratıyor.

    2 - Birinci turda edindiği tecrübeyi (sandığa sahip çıkma) realize edebilirse, geri aldığı her bir oy, iki oy demek olacak. Bir diğer değişle yüzde %4,50’u kapatmak için %2.25’i geri kazanması yeterli olacak.

    Canan Kaftancıoğlu ve Ekrem İmamoğlu, İstanbul seçimlerinde gösterdikleri performansı Türkiye geneline yayabilirlerse Millet ittifakının şansı Cumhur İttifakından fazla.

    Çok selam ve sevgilerimle

    YanıtlaSil
  40. Sayın hocam, emeğinize sağlık. Ek olarak hdp de uzun yıllardır var olan bir parti olmasına rağmen (kapatmalar dahil) Kürt oylarını ve bölgeyi çantada keklik gördü ve bir uyarı aldı. 2024 yerel seçimlerde yine bu şekilde saçma listeler ve saha çalışması yapmadan adaylık gösterir ise halk daha büyük bir ceza verecek. Sosyal yaşamı unuttular hdp de chp de. Analiziniz ve çalışmalarınız için tekrar teşekkürler. İyi ki varsınız.

    YanıtlaSil
  41. Murat DAĞLIOĞLU18 Mayıs 2023 20:06

    Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  42. Seçimden önce Uğur DÜNDAR'ın yönettiği bir TV programında TİP genel başkanı Erkan BAŞ şöyle giriş yapmıştı konuşmaya: " Bu Cumhuriyet nasıl bir günah işledi de bu ülkenin başına AKP musallat oldu " diye başlamıştı.
    Kürt kökenli muhafazakar bir ailede doğmuş ve o çevrede büyümüş ama bu çevreyle yollarını ayıran biri olarak kendi kendime bu güzel soruya cevap aramaya başladım ama bir cevap değil onlarca cevap...
    Bulduğum cevaplardan bazıları
    Milli mücadelede her türlü fedakarligi yapan safını Turklerden yana seçen Milyonlarca Kürdün varlığı inkar edildiği gibi dili yasaklandi.Kürtler bilinmeyen millet dili ise bilinmeyen bir dil oldu..
    Her hangi bir altyapısı olmadan bir anda harf inkılabi yapılarak Okur yazar olmayan bir millet ortaya çıktı...
    Her hangi bir hazırlık ve özendirme olmadan bir anda ilan edilen kılik kıyafet devrimi ile Nene Hatunların ve Sütçü İmamlarin giydiği kıyafetler yobazligin simgesi oldu....
    Kentlerde yaşayanlar çağdaş ilerici kirsaldakiler ise taşralı ve gerici. Köylü hiçbir zaman bir milletin efendisi olamadı.
    İsyan bahanesiyle Dersimde devlet eliyle katliam yapıldı. İsyanın sorumlusu Şeyh Rizanin reşit olmayan oğlunun yaşı büyütülerek babası ile birlikte idam edildi.
    Zilanda katliam yapıldı Nisan ayında o bölgede akan dereler kırmızıya boyandı.
    Devletin gerçek sahibi olduğunu iddia eden CHP 27 Mayıs darbesine sessiz kaldı.
    28 Şubat post-modern darbesine destek verdi.
    Akp Kemal Dervis receteleriyle Ekonumik rahatlatma yaşatırken Cumhuriyet Mitingleri dizenledi CHP
    367 krizinde yine taraftı
    Tek misyonu vardı sanki Laiklgi korumak....
    Sahil partisi olmakla suçlandı sanki onur duydu ve o sahilden çıkamadı
    Hep tepeden baktı..
    Tiyatro bile olsa 15 temmuzda iyi sınav veremedi.
    Aklıma gelenler bunlar.
    Şimdi bazı arkadaşlar bana kizacakkar biliyorum ama hicmi AKP'nin suçu yok diye...
    Musallat olmuş olana ne diyebilirim ki...
    Ben yine en iyisi A haberime döneyim çünkü burası insanın kimyasını bozuyor :)
    Burada hayat pahalılığı var.





    YanıtlaSil
  43. Hocam 128 milyarı satarken bankalardan döviz alıp tl verirkenki rezervleri de swap olarak mı gözüküyor?

    YanıtlaSil
  44. o zaman bu düzen kıyamete kadar sür git devam edecek, hiç değişmeyecek demektir hocam.

    YanıtlaSil
  45. Hocam bırakın gitsin. Atatürk ve bazı bürokratlar zamanında Türk milletine zorla Cumhuriyeti dayatmasaydı Türkler, İngilizlerin Magna Carta'da yaptığı gibi kralın veya padişahın yetkilerini kıyamete kadar kısıtlamazdı ve yönetime de dahil olamazdı. Bazı uluslar asırlar önce (bizden çok önce) yönetime dahil olurken, bilinçliyken, bizim ulusumuz daha 2018 de kendi eliyle çoğu yetkiyi padişahımıza devretti. Gelişmiş ülkelere bakıyoruz, sistemlerine bakıyoruz,imreniyoruz ama sorun şu bide o ülkelerin halklarına bakıyor muyuz ? Hatta '' Nasılsanız öyle idare edilirsiniz.'' diye bir Hadis bile var Türk milletine bu az bile bırakın Türk halkı yardımların devletten değil padişahlarından geldiğini sansın :D. Kurunun yanında yaş da yanıyor sıkıntı burda yoksa toplumun diğer kesimi büyük ihtimal halinden memnun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. '' Nasılsanız öyle idare edilirsiniz.'' bu hadis uydurma, bilginize.

      Sil
  46. Sn Mahfi Hocam,
    Etrafımdan, biraz sosyal medyayı takip eden kim ile konuşursam konuşayım hep aynı şeyi söylüyor bana.
    O da şu:

    "CHP'ye oy vermeyi düşünüyoruz ama bi bakıyoruz nerede eskinin mafyası, nerede fetö ile ismi anılan kişi var ise CHP propagandası yapmaya başladı. Tamam, olanları kabul etmediğimiz için AKP ye oy vermeyi düşünmüyoruz ama CHP niye kendi ile bu tipler arasına açık bir mesafe koymuyor? CHP yönetimi sanki memnun gibi, istemem yan cebime koy bu sosyal medyacıları der gibi" diyorlar.

    Bir de Mahfi hocam, herkes bıkmış, internette konuşanların "bir kaset var gösteririm haa" söylemlerinden. Kimse elalemin kimle ne yaptığı ile ilgilenmiyor, millet ufalan ekmeğinin derdinde, bunlar her telefonu açtıklarında bir türlü çıkmayan sözde hükümete yakın kişilere ait kaset de kaset laflarını görüyorlar, bir de bu tiplerin yaptığı CHP propagandasını.

    İnsanlar telefonu açtıklarında Sn Kılıçdaroğlunun kısa güncel konu ve hayattaki zorlukları ile ilgili çözüm paylaşımlarını seviyor. Derken bi bakıyorsunuz onun söyleminin altında kasetciler toplanmış, üstüne üstlük Sn Kılıçdaroğluna yakın resmi görevli parti yöneticileri de paylaşıyor bunları. CHP üst yöneticisi üç kişi nin bu yorumu yazarken twitter hesabını açtım. Kasetçi, komplocu gazetecilere ait retweet ettikleri mesaj sayısı 142 iken Sn Kılıçdaroğlunun 29ar mesajını retweet etmişler.

    İnsanlar hükümet tarafını sevmiyor, hükümetin hatalarını biliyor da, bu taraf da aynı mafyatik tiplerle şimdiden bir araya gelince herkesin oy verecek yer konusunda morali bozuluyor.

    Sevgiler efendim.

    YanıtlaSil
  47. Hocam sizce hükümet para politikasında değişikliğe gidecek mi yoksa işsizlik artmasın diye yüksek enflasyonla mı devam edecek ? Bir diğer sorum da, sizce enflasyondan ötürü bu dönemde aylık %2.5 gibi faizlerle borçlanmak mantıklı mı, eğer değilse sizce mevcut enflasyonda "makul" diyebileceğimiz en yüksek faiz oranı kaçtır ?

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
  48. Merhaba,
    Döviz rezervleri bitmek üzereyken dolar artık nasıl artabilir? döviz rezervleri bitmiş bir ülkede döviz alınamayacağına göre fiyatı artmaz mı?

    YanıtlaSil
  49. Erdoğan Duman19 Mayıs 2023 10:52

    Mahfi beyin yazısını da yorumları da okudum.. öncelikle yorumlar sonuç üzerinden ve taraftarlıklara göre yapılmılmış.. bu çoğunlukla böyle oluyor.. sadece birinin bunu hatırlatması iyi olur diye düşündüm.
    Oy oranları tersine olsaydı aynı kişilerin tam tersi yorumlarını da görecektik..
    Belki muhafazakar Kürt bir aileden gelen kardeşimiz ile harf devrimi kılık kıyafet konularını esas alan kardeşimiz aynı konulardan dem vurabilirdi.. Bu konular objektif bilgi ve sonrasında çok boyutlu değerlendirmeye muhtaç olduğunu düşünüyorum.
    Meseleye bir parti üzerinden değil kendimiz üzerinden değerlendirme yapmamamızda. Partiler ve kişilerin hataları eksikleri olur. Ya ben.. sanırım herkes katılır bir kişinin saplantılı bir fikirle ekonomimizi ve geleceğimizi ne kadar riskli bir noktaya getirdiği ortada iken, yine saplantılı bir dış politikayla kontrolsüz göçün her türlü riski üzerimize alınmışken ben bunlara mı? eski hesaplar ve konulara mı yoğunlaşmalıyım.. Bizi bu noktaya getirenin kontrolsüz güce sahip tek kişinin eğilimleridir, kişinin kim olduğundan bağımsız olarak söylüyorum, dümdüz engebesiz bir yolda bile frensiz bir kamyonun direksiyonunda kim olursa olsun arkada kasada oturan her fikirden, her kökenden insanın durumundayız. Bunu değiştirmek için bir oyum var ve bir fırsatım, geleceğimiz gençlerimiz için bunu iyi değerlendirelim..

    YanıtlaSil
  50. Hocam merhaba saygılar
    Konu dışı ancak,yeni gelişmeler ile alakalı bir yazı bekliyorum.
    Kredi kredi kartı ve mevduat hesapları ike ilgili..
    Bunlar sonucu nereye gidier eskiye döner mi?

    YanıtlaSil
  51. Hocam,

    Ekonomi gündemi öyle bir haldeki üç Mahfi Eğilmez yazı yazsa yetişemez.

    Artık ne yazdığınızı okurken, gündem konuları arasından hangisini seçmeyi tercih edip
    yazdığınızı da takip ediyorum.

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  52. Sayin hocam, 40 yildan fazla süredir yurtdisinda yasiyorum, hani islamofobi diyorlar ya, inanin Avrupali islam dininden degil, islam dinine mensub bu insanlardan korkuyor, bu cahilligin ve nankörlügün yikici etkilerinden kendini birgün koruyamayacagindan korkuyor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğiniz çok doğru.

      Avrupa, sistemini korumak açısından, esasen hiç bir dinden korkmuyor.
      Dinin yıkıcı etkisini Rönesans ve Reform döneminde bitirdiler.

      İslam dünyası kendi rönesans ve reformunu yapamadı. İslam dünyasına reform yaptıracak insanlar yüzelli yıl önceki eski Mısırlılar ve yüzelli yıl öncesinin Balkan Türkleriydi. İki grup da kıyıma uğradı.

      Avrupa, ortadoğu yobaz yönetimlerinin ortadoğu halkına yaptığı baskıların Avrupaya göç olarak dönmesinden korkuyor. AB'deki de çok iyi biliyor, baş örtüsü giyen kadını bir şekilde kültürel örtü diye kabullenirken, o kadının kocasının 12-13 yaşındaki şort giyen kızlara sarkıntılık etmek istediğini ve kadının da kocasını onaylayan bir kültürden geldiğini. Bu insanların sayısı arttığında kontrolden çıkmasından korkuyor.

      AB'nin ikilemi de buradan çıkıyor. Türklerin göç karşında yaşadığı zorluğu çok iyi bilirken, göçenleri para karşılığı Türkiyede tutmak isteyen yönetime destek veriyorlar. Erdoğan'ı istiyorlar ülkenin tepesinde. Erdoğan'ı tanıyor, nasıl idare edeceklerini de biliyorlar.

      Türkiye'nin zorluğu da bu. Türkiye'nin hem batısındaki AB, hem doğusundaki Ortadoğu Erdoğan'ı istiyor. Eğitimli Türkler ise, Türkiye ve kendi dünyaları ile sıkışmış durumda. Türklerin eğitiminin düşüklüğü, Türkleri batı veya doğu ile açmaya yetmiyor. Türkler içine kapanık kalıyor.

      Mahfi bey de yukarda rakamlarla parti üyelerini yazmış. Eğitimli Türkler, kendi ülke geleceklerine bile kendilerini kapatmışlar, siyasi partilerine üye bile olmamışlar, halbuki edevletten bi kaç dklık işlem.

      Kendisini kapatana da kimsenin yapabilecek bir şeyi yoktur. Kusura bakmasınlar.

      Sil
  53. Değerli hocam,
    1-yukarıda yazdığınız harcamalar 2001 den öncede vardı.
    2-bu millet, bu yardımın devlet tarafından yapıldığını gayet iyi biliyor.belki çok küçük bir azınlık hükümetin yaptığını düşünebilir.
    3-Ak parti bir çok yorumcununda Yazdığı üzre seçimden seçime vatandaşa dokunmaya çalışmıyor her an seçim olacakmış gibi haraket ediyor. Peki CHP öylemi.
    4-CHP vatandaşa dokunamıyır ve üstten bakıyor-lütfen eleştirenlere bakınız. AK partiye oy verenleri gerici, eğitimsiz diye yaftalıyor.
    5-Kemal bey verdiği vaatlerde inandırıcı asla değil. Türkiyede 15 milyon emekli var ve kurban bayramı için her emekliye 15000 tl söz verdi. Peki ne oldu? Emekliler CHP ye mi oy verdiler. 5 milyon memra maaşınız en az 22000 tl olacak dedi, memurlar oylarını CHP ye mi verdiler kocaman bir HAYIR
    6-Halk baktı ki 8 cumhurbaşkanı yardımcısı ve bunlardan üçünün Ak partiden ayrılan kişiler olduğunu biliyor. İktisat soru değil . SİZCE birbirine benzemez 8 CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI İLE (bu arada bunlar protokol yapmışlar) ÜLKE YÖNETİLİRMİ
    7-dağın, hdp nin chp nin bazı sözlerinin içine bakarmısınız.insanlar birdenbire milliyetçi oyları patlattı. Haksızmıyım
    8-halk covidi üzerine ukrayna savaşını, 95 milyar dolarlık enerji faturasını bilmiyormu sanıyorsunuz. Bunun içinde hükümete birazda olsa tolerans tanıdığını CHP Görmeli diye düşünüyorum.
    8-siz çok yakından takip ettiğim bir iktisatçısınız. Kemal beyi 300 milyar dolar buldum lafına bence millet inanmadı. Zaten çok yanlış bir ifade, sizden öğrendiklerimle yazıyorum: yatırım ortamını 3,5 yılda düzeltirse, bu arada rakip ülkelerden daha cazip kzanç ortamı oluşturulursa belki...(çok yazarımda kısa keseyim dedim)
    Halk kısaca bunda inanmadı.
    9-her yapılana kötü demek huyundan vazgeçilmeli . Tamam ancak reel olarakta şzmire otobanla gidiyorum. İstanbul havalaminıda bir başka güzel. Halk tb2 ninde başarısını görüyor-okuyor YOKSA BUNLARDAMI YALAN. CHP BUNLARIN DAHA İYİSİNİ PROJESİYLE BERABER SÖYLEMELİ.
    10-Ak partinin faiz i indirm le bu ülkede enflasyonu patlatması(bunun içinde covid ve ukraynada var Batıda yüzde 10 lara gelen enflasyonu unutmayalım) ve en zayıf anında bile umut olamadı

    Ve daha bir çok yazacaklarım
    Hoşça kalınız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adsız19 Mayıs 2023 20:32 yazmayı unutmuş ben tamamlayım.
      11- Halkımız dombıra seçim müzüğünü pek sevdi.

      Sil
    2. 20:32 olarak bir daha yazıyorum değerli hıcam. 1-bir ülke düşünün 85 milyon. Tüm batı dünyasınun kapılarını Tayyip beye kapatmış. Çok az ve kerhen konuştukları bir lider. CHP yi destekliyorlar ve bunuda Tayyip bey gitsin (must go) diye yazıyorlar. Ya bari bu kadar açık etme. Ancak Türkiye önemli bir ülke. Kim ne derse desin. Sen benim seçimime ne karışıyorsun..
      2-Biz batı medeniyetinden ayrılmamalıyız.
      3-eğitimin hukukun kalitenin iktisadi gerçekliğin gittikçe kötüleştiği, batıdan soyutlanmaya başkayan veya batıdan uzaklaştırılmaya çalışılan(batının yaptıkları) bir ülkeden Ak partinin bu kadar zayıf olduğu anda bile hala bu oy oranlaru, ya bu Ak partiye oy verenler cahil, eğitimsiz diyip sonrada oy istemeleri sizce ne kadar mantıklı.
      4-CHP eski CHP değil, tüm ekeştrikerimi dikkate alıp, yeni bir lider ve çok iyi bir kadro ile uzun soluklu bir mücadele ile her şey toparlanır. Ancak umutsuzluk vadetmeyen bir lider. Nokta
      5-terör,
      Göçmenler,
      Hayat pahalılığı
      Liyakat,
      Eğitim seviyesinin düşmesi.
      Hukukun üstünlüğünün aşınması
      Batı dünyasının bizi dışlamas veya en azından gittikçe yanlızlığa (uzağa ve kuzeye savrulmamız) şartların bunu getirmesi,
      Deprem sorunumuz
      Tarımda kendine yetebilirliğimizin gitikçe aşınması
      TÜM BU SORUNLARA RAPMEN BENİM BU ÜLKEDEN UMUDUM VAR.BİZLER NE CENDERELERDEN GEÇTİK. İDDİALIYIZ EN GEÇ 5 sene içinde seçim olur. Ben 3 yıl diyorum. O zamana kadar bize bir kadro haraketi ile çok iyi bir lidere ihtiyacınız var. O lider Kemal bey değil. Ak parti ise Tayyip beyi bu son seçiminden sonra Kendini tekrar böyle bir lider bulamayacağı için Anavatan gibi yavaş yavaş kaybolur gider.

      Biraz karışık oldu. Saygı ve sevgilerinle

      Sil
  54. Merhabalar
    Bilmediğim bir konu var. Bilgisi olan cevaplarsa sevinirim.
    Şimdi partilerin devletten aldığı yardımlar açıklandı. CHP listesinden giren partiler yardımı chp'den mi alacaklar
    Yani 169 vekilin 39 tanesi gitti.Yaklaşık %25.
    Devletten aldığı yardımında yaklaşık %25'i başka partilere mi gidecek

    YanıtlaSil
  55. Partilere üye olması sözde yasak memurlarda durum farklı mı? İktidardaki partiye sadakatle bağlı sendikaya üye olmadı diye sendikasız ablam okul müdürlüğünü kaybetti ki sayısız ödüle ve akademik başarıya sahiptir. Yine kendimin de dahil olduğu pek çok insan sırf bu sebeplerle angarya ve mobbinge maruz kalıyor. Hatta böyle olması kanıksanmış anlatınca herkese normal geliyor.

    YanıtlaSil
  56. Ihracatcinin isci maliyetleri asgari ucret zamlariyla birlikte cok yukselirken kazanci olan doviz sabit birakilmakta . Siz mali 10 liraya uretip 15 e satarken simdi 20 ye iretip yine 15 e satmaktasiniz . Ihracatcilar toplantisa nebati bey sabir etmelerini ve de cok surmeden 27-30 arasina usdnin yerlescegi kulisi paylasiliyor . Asgari ucrete yine zamn gelecek ve usd ayni oranda artmazsa ihracat yapmak imkansiz olmaz mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç imkansız olmaz. Bırak bu ayakları. Dolar düşük falan değil tam tersine çok yüksek. Böyle olmasaydı ihracat düşerdi. Ama her ay ihracat rekorları kırılıyor. Demekki dolar yüksek. Düşük değil. Neden son 1 aya bakıyorsunda 8 Tlden 20 tlye geldiğine bakmıyorsun? Seni gidi uyanık ihracatçı.. Gözün doysun biraz.

      Sil
  57. Millet ittifakının kazanabilmesi için tek aday vardı, o da İmamoğlu. Önün kesildiği için ikinci en güçlü aday Kemal Bey gösterildi. Haa bu arada her şey göze alınıp İmamoğlu daya gösterilebilir miydi? evet kesinlikle... Çünkü liderlik risk almaktır. Gerekirse seçime katılmıyoruz denilebilirdi.

    YanıtlaSil
  58. Kemaleddin Dersimlioglu'nun kazanma sansinin az oldugu belliydi, belki Mustafa Kemal Milletoglu'nun daha fazla sansi olabilirdi.

    Saka bir yana, lider ozellikleri ve analiz yetenegi olan, vizyon sahibi, kolayca yonlendirilemeyen, 6 okun anlamini bilen ve bu degerlere inanan bir muhalif aday en az 10 yillik caba ile daha basarili olurdu.

    YanıtlaSil
  59. Mahfi Bey merhaba, sosyal yardım tablosundaki ödemelerden neredeyse yarısı emekli maaşları. Kişilerin prim ödeyerek kazandıkları bu hakkı sosyal yardım diye sınıflandırmak ne kadar doğru? Sadece geliri olmayanlar için yapılan yardımları listelemek daha doğru olmaz mı?
    Kişiler emekli maaşını Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan aldıklarının farkında bence.

    YanıtlaSil
  60. Parti üyeliği sayısı arada bu kadar fark olmasa önemsiz diyebilirdim ama bence çok büyük fark. Seçimin kazanamamasının sebebini çok yumuşak bir dil kullanılmasına bağlıyorum. Baharla, çiçekle böcekle olmuyor bu işler..Adam sana yumruk atıyor, tekme sallıyor sense bakıp duruyorsun...Sende göstersene hocam dön artık-ne istenizde vermedik laflarını, öcalana yaptıkları iltifatları göstersene, sınırda terörist karşılamalarını-oslo sürecini göstersene...Yaa herşeyi geçtim yeni ekonomik modele geçtik artık yüksek kur düşük cari açık modeline geçiyoruz diye bir sürü demeçleri yok mu?? Bunu bile kullandıklarını görmedim...Cumhuriyet tarihinin en yüksek cari açığına sahibiz kur ise 1 yıldır nerdeyse aynı demediler..Deseler bile cılız seslerle...Rakibin kirli oynarken oyunu sende kirli oynamalısın..Adamlar olmayan şeylerden bahsediyor, sen ise olanı bile cılız dille seslendiriyorsun...Bu kafa ile bir halt olmaz bu muhalefetten....

    YanıtlaSil
  61. Mahfi Bey! Klasik koşullamayı bilirsiniz mutlaka. En yakınım, çok iyi tanıdığım kişinin tepkisi karşısında şok oldum. Ne oluyor dedim. Sonra baktım ki benzer durum bir çok kişide var. Benim alan olduğu için biraz kafa yordum ve buldum. Belli kanalları geriye dönük 3 ay izleyin aralıksız KK görseniz biraz abartılı söylüyorum yüzüne tükürmek istersiniz. Yapmassınız tabi de olumsuz bir duyguya kapılabilirsiniz istemeden. Zira klasik koşullama bu. Limona karşı istemeden ağzınızın ekşimesi gibi. Siyasi tarafgirlikle yazmıyorum tabi. Sadece birileri psikoloji bilimini iyi kullanıyor bu teknoloji ve iletişim kanallarıyla. Haklılık payları var ama 100 de 5 se 100 de 90 a çıkarmışlar.

    YanıtlaSil
  62. Sayın hocam son 15 yıldır asgari ücret 450 doların üzerine çıkmadığı gibi son 3 senedir de 300 dolar seviyesinde. Haziranda tekrar asgarî ücrete zam geleceğini düşünürsek asgarî ücret 500 küsür dolar mı olacak. İhracat nasıl yapılacak.

    Bu sene yabancı turistten medet umuluyor. Turist bizdeki kur olayı yüzünden geçen seneye göre 2 kat ücreti vermezki. Örneğin geçen sene 15.000 TL olan ve 1000 dolar otel bu sene 35.000 TL ve 1750 dolar. Devalüasyon olmadan bu sene turizm nasıl olacak ki

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alamanya'daki türkler de bu durumu farketmişler.
      Oylarını Reise vererek durumu düzeltmeyi tercih etmişler.
      Adamlar memleketlerine geldiklerinde aşırı yüksek fiyatlardan şikayetçi.
      Eurolarının tam karşılığını alamamaktan şikayetçi.

      Sil
  63. Hocam, siyasi partilerin üye sayısı üstünde analiz yanıltabilir. Habersiz üye yazılanlar var. E-devletten bakarsanız görülebilir ve aynı yerden istifa edilebilir. Bir de siz bakın bakalım nereye üyeymişsiniz? ;)

    YanıtlaSil
  64. Bir yorumumda, ekonomi yönetimi liberal politikalara dönmek zorunda kalacak demiştim.
    Bu dönüş başladı. Hem kur korumalı mevduat faizi serbest bırakıldı hem de ticari ve tüketici kredi faizlerindeki baskı ortadan kalktı.
    Bu durum, enflasyonu durduracaktır.
    Çünkü Tl faizi artınca hem dolar artışı duracak hem de Tlye ulaşım zorlaşacağı için ev araba fiyatlarındaki artış duracaktır. Krediyle Ev araba almak isteyenler alamayacak, talep azalacak, diğer tarafta parası olan ama mevduat faizi düşük olduğu için,parasını enflasyona karşı korumak istediği için ev araba alanlar da bundan vazgeçip, paralarını faize yatıracaklardır. Talep bir daha azalacaktır. Çünkü nakitte kalmak her zaman insanı güvende hissettirir. Cash is King.

    Ancak enflasyonun düşmesi için bütçe açıklarının da azalması gerekir . Çünkü imkansız 4lü olan
    Cari açıkta düşüş
    Devalüasyonda düşüş
    Enflasyonu düşerecek kadar Faizlerde artış
    Bütçe açığında azalış

    Süreci hep birlikte yürütülmezse, enflasyon yine durdurulamaz. Şimdi ilk 3 madde halloldu.( Cari açık da faiz artışlarıyla düşecek). Akp, seçimden sonra bütçe açığnı da düşürmek zorunda bunu yaparken en büyük dayanağı TCMB gelirleri olacak. TCMB gösterge faizi,Piyasa faizinin üstüne çıktığında, buradan gelecek trilyonlarca Tllik faiz gelirleriyle, bütçe açığı da kapanacak. Mehmet Şimşek, faiz artışı yapılması kabul edilmeden ekonomi yönetimini devralmaz diye düşünüyorum.2002deki yüksek faiz düşük kur sürecine geri dönülecek . Bankalar serbest bırakılacak, dibs alma zorunluluğu olmayacak. Ancak cari açığın da kontrol altında tutulması şart.Ekonomide düzelme süreci başladı ben ümitliyim.

    YanıtlaSil
  65. KKM hesapları ,elbette serbest piyasanın tam işlediği ülkelerde olmaması gereken bir mevduat türü. Çünkü burada riskin bir bölümünü devlet üstleniyor.

    Ancak, devletler zaman zaman banka sektörünün risklerini finanse edebiliyor. Abd deki bankacılık krizinde de bunu gördük. Devlet bu krizde, vatandaşının bankalardaki her riskini üstleneceğini vaad etti. Çünkü bu yapılmasaydı, herkes parasını çekme yoluna gidebilirdi.

    Bankaların bilançolarındaki yabancı kaynak/özsermaye oranları yüksek olduğu için bankalar teker teker iflas ederdi. Çünkü banka ,4 Tl para toplamış 1 Tl özsermayesi var. 5 Tl aktifi var. 5 Tl yi kredi olarak dağıtmış. Şimdi bankaya 4 Tl para yatıran, benim paramı ver diyor. E banka parayı kredi olarak dağıtmış vadesi gelmeden geri alamıyor. Bu 4 Tlyi ödeyemiyor ve batıyor.

    İşte KKM de, devlet garantili bir araç oldu ve bence çok iyi oldu. Çünkü KKM , devleti ciddi anlamda bir yol ayrımına getirdi.

    Eğer devlet,KKM faizlerinin artmasına izin vermeseydi, trilyonlarca TLlik tazminat ödemek zorunda kalacaktı. Çünkü devletin ödeyeceği
    KKM tazminatı=Dolardaki artış-KKM faizi
    Üstünden hesaplanıyor. Eğer siz devlet olarak,faizin artmasına izin vermeden doların artmasına izin verirseniz bu durumda müthiş bir tazminat ödemek zorunda kalıyorsunuz.

    Peki enflasyonun düşmesi için ne gerekiyor? Doların artmaması ve faizlerin artması.
    Yani geldiğimiz noktada, devletin tazminat ödememesi için yapması gereken şeyle,enflasyonu düşürmesi için yapması gereken şey aynı oldu . İşte bu sebeple de KKM, enflasyonu düşürecek yönde devleti köşeye sıkıştırmış oldu ve bence iyi oldu.

    Enflasyon, bir ülkenin en büyük mali sorunudur ve enflasyonun düşürülmesi için yapılan uygulamalar desteklenmelidir.

    YanıtlaSil
  66. Hocam benim sosyal yardımlarla ilgili nasıl yapabilirim diye düşündüğüm konuyu siz ele almışsınız. Gayet öğretici oldu. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  67. Hocam öncelikle bir önceki yazınıza yaptığım yorumu dikkate aldığınız için teşekkür ederim.
    Bu makale ile dikkat çektiğiniz rakamlar bize AKP parti -devleti oluşumunda önemli aşama kaydetmiş olduğunu göstermektedir. Bu kadarı büyük bir parti üyesi ve kadro farkı ancak böyle izah edilebilir. Kendi web sitelerinden AKP ve CHP teşkilat yapılarına bakın. Örneğin CHP seçim işleri başkanlığında sadece bir başkan var iken AKP seçim başkanlığında 1 başkan ve 9 başkan yardımcısı var. Yani 1/10 oranı mevcut.Bu oran diğer bütün başkanlıklar için de geçerlidir .
    Şimdi siz haklı olarak 100 yıllık CHP nin neden bu kadarı üyesi yok ve neden geri kaldı diye soruyorsunuz Bunun cevabını hiç şüphesiz en iyi CHP yöneticileri verecektir. Ama yine de çok açık olduğunu düşünüyorum. Çünkü AKP çapında bir parti örgütlemesi yapmanız 2 şeye ihtiyaç vardır
    1- Uzun süre iktidarda olmak ve bu süre zarfında kuralsız bir şekilde devletin imkanları bu devasa teşkilata aktarmak . Halbuki CHP 1950 beri doğru dürüst iktidar olamamıştır.
    2- Bunu yapma niyetiniz olması lazım .Yani eşit demokratik şartları ortadan kaldırarak parti devletini hedeflemeniz gerekli .Biliyorsunuz CHP cumhuriyetin kuruluşundan 1950 yılına kadar böyle bir yapıda idi. Fakat daha sonra kendi iradesi ile bundan vazgeçti ve DP ile beraber demokratik seçim düzlemini yaratıp eşit rekabet şartlarının oluşmasını sağladı. Şimdi CHP uzun süre tek başına iktidar olsa bile geriye gidip kendi getirdiği demokratik kuralları kaldırması ne kadar doğru olur.

    YanıtlaSil
  68. Sayılara göre sonuç belli madem %75'lerle getirilmeli ki kendi bile şaşırsın.... En azından her iki tarafta mesajını alır.

    YanıtlaSil
  69. Sosyal yardım alan 15 milyon 362 bin kişi büyük çoğunlukla ana akım medya üzerinden gündemi takip ediyor ve fikrini buna göre değerlendiriyor buda mevcut iktidarın oy kazanmasına neden oluyor.

    YanıtlaSil
  70. Hocam ben başka bir açıdan değerlendireyim. CHP nin yaklaşık %70 in üzerinde oy aldığı bir ilçede 4-5 sene önceki bir veri olmakla birlikte araştırdım. CHP nin seçmen sayısı 450 Aynı ilçede Ak partinin seçmen sayısı 960 çıktı. Halbuki iktidar buradan %20 bile oy alamıyorken iki katı üyeye
    sahip.A partisi yüzlerine kapıların kapanacğını, hakaretler duyacağını bilmesine rağmen bölgede kapı kapı dolaşırken C partisi hiç bir ziyaret yapmıyor. Sadece belli sayıda belli insanlarla hareket etmeyi tercih ediyor. Yani kendini halka açmıyor yada açamıyor. Bana göre bunun nedeni, ne kadar çok üyen olursa o insanlardan o kadar çok talep gelir ve o talepleri karşılamanın gerekir. Boyle bir durumda olmak istemiyor. Detaya daha fazla girmeyeceğim. Aslında buradaki talepleri karşılama oranın aynı zaman da senin başarı oranıdır.İnsanlar senden bir şey istemesin diye siyaset yaparsan oy oranını artırmak için başka yollar bulursun. İşe karşındakinin yaptıkları doğru şeyleri eleştirmekle başlarsın. Bu da başka bir yanlış demek. Ne yazık ki bu ülkenin en önemli sorunu muhalefet sorunu. Bu durum gerçekten düzelince iktidarı eleştirmek daha anlamlı hale gelecek. Bundan kazanan A partisi yada C partisi olmayacak vatandaş olarak biz kazanacağız.

    YanıtlaSil
  71. Mahfi hocam,

    Bir de bu açıdan bakalım. Tamamen objektif yazıyorum.

    Yurtdışında 20 yıldır yazılım üzerine çalışıyorum.

    2000 yaz zamanında mezun olduğum için 2001 krizinde yüzlerce yere başvurdum hiç birinden dönüş alamadım. İsmini yazmayacağım bir kurum beni işe aldı. CRM projesi geliştiriyorlardı. Projenin esas sahibi bence malum parti idi. Geliştirme aşamasında olduğu için yazılım geliştiriciler olarak bize işin belli parçaları verilirdi, esas sahibini asla bilmezdik. Arayüzü filan da hazır değildi, fonksiyonlarından bir siyasi parti için olduğunu tahmin ederdik. Yani bu insanlar kimler ise, partiyi kurarken bile teknoloji ile saha ekipleri ile yöneticileri yazılım sisteminde birleştirmenin önemini biliyordu.

    Ordan ayrıldım, Türkiye'de iş bulamadığım için İngiltere'ye yüksek lisansa girdim, orada da iş buldum.

    Üniversiteden danışman hocam, 2007 yılında malum partinin milletvekili oldu. Bir başka proje hocam da aynı seçimde malum partiden milletvekili oldu. İkisi de profesör, ikisi de uluslar arası iyi üniversitelerden PhD sahibi, ikisi de Türkiye'nin en iyi ilk 3 devlet üniversitesinde en az 10ar 15şer yıl çalışmış hocalar. Biri bilgisayar bilimleri, diğeri organizasyon yönetimi profesörü. Ben de o üniversiteye ÖYS sınavında Türkiye 133.cüsü olup girmiştim.

    bir başarı var ise, içinde biraz da bilim mutlaka vardır.

    YanıtlaSil
  72. Hocam, kaleminize sağlık. Analizinizden benim çıkarımım Türkiye'nin feodalite ile yönetildiği ve çoğunluğun bundan memnun olduğu yönünde. Şirketlerde patron-çalışan ilişkileri de pek farklı değil. Bu gerçeği içselleştiren organizasyonlar ulusal alanda başarılı oluyor. Batıya karşı ise uluslararası alanda rekabette zorlanıyor. Siyaset, özel sektör, futbol camiası hep bu şekilde sanki. Gelecek planlarımızı yaparken ya ilk önce bunu değiştirmeye çalışmalıyız (çok zor) veya kabullenip stratejilerimizin parçası yapmalıyız. Siz ne düşünüyorsunuz?

    YanıtlaSil
  73. Mahfi Bey, yeni bir iktidar geldiğini varsayalım. Kurumlara çekidüzen verildiğini düşünelim. Her alanda yeniden yapılandığını varsayalım. Böylesi bir durumda ülkenin düze çıkması için sizce ne kadar para lazım. Söylediklerimin olduğunu varsayım. Ne kadar para ekonomiyi düze çıkarır?

    YanıtlaSil
  74. Mahfi hocam siz, kendini aydın zanneden şahıslar ve elitistlerin anlayamadığı kavrayamadığı yığınla konulardan birisi de sosyal yardımlardır maalesef. Anlamadığı veya kavramadığı konu demiyorum dikkat ederseniz. Çok güzel bir atasözümüz mevcuttur aslında bu durumu özetleyen. Der ki "Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri." Bunu günümüze uyarlarsak bu sosyal yardımlar konusunda ülkemiz son 10 yılda gelişti. Bunu da hükümet yaptı. Daha önceleri vatandaş hastane haricinde doğru düzgün devlet kapısına gidemiyordu gitse de adam yerine koyulmuyordu. Erdoğan bunu değiştirdi. Halk devletin kapısına gelebildi. Halk, yardımlara, Erdoğan sayesinde bu denli geniş yelpazede ve kolaylıkta kavuşabildi. Ve eğer Erdoğan giderse yardımlar kesilir korkusu var. Bu korku da yersiz değil hani. İBB sayesinde bir nevi tescillenmiş de oldu. Halk yardımı hükümet yapıyormuş gibi görmüyor, yardım kesilir düşüncesi sebebi ile erdoğana sahip çıkıyor. Bu işin okulunu okuduğum tarihten itibaren sizi takip ediyorum. Ancak bu yazınız tamamen gerçeklerden uzak, hayalperest bir düşünceyle yazılmış. Umarım hep övgü mesajlarını değil de arada eleştiri mesajlarımı da yayınlarsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neresini anlamadık kardeşim? Benden toplanan vergiyle yapılan yardımı sanki kendi keselerinden yapmış gibi anlatıp insanları kendilerine medyun hale getirmelerini mi anlamadık? Siz neresini anladınız bunun?

      Sil
    2. "Mahfi hoca, kendini aydın zanneden şahıslar ve elitistler"in anlayamadığı sosyal yardımları özetleyebilmek için RTE'nin de aynı amaçla çok sık kullandığı "eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri" sözünü atasözü bahanesi ile hakaret amaçlı kullanacak kadar saygısız ve küstah, İBB'nin sosyal yardımları kestiğini iddia edecek kadar yalancı, daha önce halkın devlet kapısına gelemediğini, ancak Erdoğan sayesinde gelebildiğini iddia edecek kadar gerçeklerden uzak bu tipler insanlığın yüz karaları olarak tarihteki yerlerini alacaklar hocam. Aynen liderlerinin 1955 yılında yapılan Esenboğa havalimanı ve benzerlerini "biz yaptık" diye sahiplenmesi, Cumhuriyet döneminin tüm eserlerini haraç mezat satıp yememişçesine "bunların dikili ağacı yok" diye konuşması gibi bunlar da ülkeyi nasıl çökerttiklerini gözlerden gizleyebilmek için böyle küstah küstah konuşuyorlar işte. Yoksa kendileri de neyin ne olduğunu çok iyi biliyorlar da maksat sosyal yardım adı altında 85 milyonun kesesinden dağıtılan sadakalarla, kasıtlı olarak yoksullaştırarak her yıl sayılarını katladıkları sosyal yardıma muhtaç halkın gözü boyansın, arkada yağma düzenleri aynen devam etsin...

      Sil
    3. Son 20 yılda, köylerden kentlere göç, kamu imkanlarının erişimini artırdı.
      Teknoloji ve internet kullanımının yaygınlaşması da pek çok bürokrasi işlemini de kaldırıp, vatandaş-bürokrasi ilişkisini hızlandırdı.
      Ülkeyi kim yönetirse yönetsin aynı erişim konusu olurdu.
      Devlet kapısı dediğiniz yerde çalışanlar da memur, halkın içinden insanlar.
      Onlar da başka devlet dairelerinde işleri olduğunda oraya buraya koşturan insanlar.
      Çok memur arkadaşım, bu yıllarda bile, işlerin yoğunluğundan bazen karşınıa
      gelen kişinin komşusu olduğunu bile farkedemediğini söyler.
      Siyasi bağlantılı bazı yardımlar kesilmelidir. Milletvekili arkadaşım, kendi bölgesinde,
      iktidara bağlı 5 bin aileye düzenli yardım götürmekle yükümlü. Şu veya bu isimle başkaları adına ayrılan kaynakları bu ailelere gönderiyor. Bu tip yardımlar elbette kesilecektir.

      Sil
    4. Mahdur Mesuliyetli adlı arkadaşımın hakareti nedeniyle ilk cevabım onadır. Benim kimseyi küçümsediğim veya kimseye hakaret ettiğim yok. Hakaret eden varsa şahsınızdır. Kelimelerinizi iade ediyorum ve üzerine ekliyorum iki kişi konuşuyoruz burada. Zaten iş yapana bu ülke için çivi çakan tek kişiye de kelimem yok. O bahsettiğin şeyler senin hayal ürünün. Ben sadece Mahfi Hocamızın yazısını halkın gözüyle açıklamaya çalıştım. Şimdi fikir fosseptiğinde boğulmak üzere geri dönebilirsin.
      Şimdi Mahfi Hocam beni yanlış anlamayın amacım sizi eleştirmek yermek vb. şeyler değildi haddimi aştım sanırım. siz benim övünç kaynağımsınız. Üni 4. Sınıfta yerel para birimleriyle ticaret yapılması ile ilgili bir yazı yazıp hocalarıma vermiştim. İki gün sonra sizin yazınız çıkmıştı sayenizde epey bir takdir toplamıştım hocalarımdan : ) o yüzden çok severim sizi. Sizin yorumunuzu baş üstüne koyup cevaplıyorum. ve yukarıda yazdıklarımı rakamlara döküyorum. İktisatçılar, sayılarla uğraşmayı ve verilere göre yorum yapmayı severler zira. Analiz yaparken ben iki veriyi alıp karşılaştırmayı severim. Zira iktisatçılar veri karşılaştırmasını da severler diye düşünüyorum. Hadi başlayalım o zaman 2000 yılında Sosyal Koruma Harcamaları Toplamı yaklaşık 13.5 Milyar TL iken , 2021 yılında ise yaklaşık 785.7 Milyar TL. Yani neredeyse 60 kat artmış bir sosyal yardım miktarından bahsediyoruz. Kişi bazında alırsak bu durumu TÜİK' e göre 2008 yılına ait veriler çıkıyor karşımıza. 2008 yılında 9,5 milyon kişi sosyal yardım alırken 2021 yılında bu rakam 14,5 milyona çıkmıştır. Burada 5 Milyon kişiyi bulan Yaklaşık %55 lik bir artış söz konusu. Yalnızca 13 sene gibi bir sürede rekor denilebilecek bir artış. Bu yardımları alanların bir çoğu yaşlı/engelli/malul/hasta bakımı yardımı alan insanlar. Bunların bir çoğu da yaşlı insanlar. Baktığınız zaman, dul ve yetimlere maaş 1920 yılında çıkarılan kanunla, evde hasta bakımına 2005 yılında çıkarılan kanunla, engellilere ve yaşlılara maaş 2013 yılında çıkarılan kanunla verilmiş. Zaten bir çoğu Erdoğan döneminde çıkarılan yasa ile veriliyor bu yardımların. Vatandaş da haliyle bunu diyor.

      Sil
    5. Hacı, yazdığın yalan ve hakaret içerikli yorumun yukarıda duruyor, herkes okuyup neyin gerçek, neyin hayal ürünü olduğunu değerlendirebilir. Her iktidar yandaşı gibi, yakalanmış olmanın öfkesini hakaret dozunu artırıp kendi yazdıklarını inkâr ve tevil ederek temizlemeye çalışıyorsun. Düzeyin belli, benim oraya inmemi bekliyorsan daha çok beklersin...

      Sil
  75. İzmir Güzelbahçe’de oturan emekli (70 yaş üstü) beş hekim ve iki avukat arkadaşız. e-Devlet kontrolünde hepimizin Adalet ve Kalkınma Partisi’ne Aralık 2022 de üye olduğumuzu hayretle gördük. Sözü edilen partinin ilçe başkanlığı ; kendilerine süre tanımamızı istedi. Dönmemeleri üzerine, İzmir Cumhuriyet Savcılığı’na başvurarak, şikayetçi olduk (24 Mat 2023). Özetle; yaşadığımız bu olaydan sonra ; konumuz olan siyasi partinin üye sayısını (elan savcılık kararını beklediğim için benim de üyeliğim devam ediyor görünüyor) tebessümle karşıladığımı ve bu denli büyük tabanlı çalışmaların bile tartışılabilir yönlerinin olabileceğini, belirtirim. Bu vesileyle, yazıları ve kitaplarıyla
    -kendimce- aydınlandığım merhum Hıfzı Veldet Velidedeoğlu ve size her zaman kendimi borçlu hissettiğimi belirtmek isterim. Sağlıkla, huzurla kalın. Dr.Hakan Postacı

    YanıtlaSil
  76. Hocam , bu tablo bize
    bize özgü bir kominizm mi var diyor acaba.
    Devletten yaklaşık 16 milyon maaş alan , işçi ve memurlar,çeşitli destekler.....

    YanıtlaSil
  77. SAYIN HOCAM BÜTÜN BU OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN NEDEN SEÇMEN ERDOĞAN DİYOR.....

    YanıtlaSil
  78. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  79. Hocam diğer ülkelerin dış borç çevirme oranına bakabileceğim bir site var mı?

    YanıtlaSil
  80. Bütün bu olumsuzlukların nedeni PKK dır PKK nın faaliyetleri ve APO nun çoğalabildiğiniz kadar çoğalın 15 çocuk yapın söylemi ülkemizi bu duruma getirmişdir.En doğurgan şehir Urfa dan bütün ülkemize çocuk ve genç göçü vardır bu göçen kişiler PKK sempatizanıdır hepsi HDP liyiz demektedir şehirlerde çoğalamayan halkın yerine PKK ya denge olarak göçmenler ülkemize buyur edilmişdir göçmenlerin doğurganlık oranı 5 Türk halkının doğurganlık oranı 2 dir Urfa yöresinde doğurganlık oranı 6 dır MHP nin çalışmalarına göre böyle devam ederse gelecekde PKK sempatizanı sayısı Türk halkını geçecekdir şehirlere gelen PKK lıların nefreti herşeyin önündedir CHP ve İYİ parti çağa uygun Atatürkçü düşünce ile PKK-HDP ye mesafeli olarak seçmenden oy isteselerdi ve PKK ile SIĞINMACI-GÖÇMENİ bitireceğiz PKK terör örgütünü destekleyen HDP ile işbirliğimiz olmaz olamz ve olmayacak deyip ülkemiz çağa uygun ATATÜRK çü düşünce ile geleceğe yönelicekdir deselerdi seçimleri kazanırlardı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yav seni Antika diye müzeye koyup sergilemek lazım , 30’lardan kalmış güzide bir eser diye …

      Sil
  81. Durum tam olarak bu insanlar akp giderse yardımların kesileceğini düşünüyor

    YanıtlaSil
  82. 2012 den beri kimseyi kendine bağlamaya çalışmıyor körfez ülkeleri ile kanka olması boşuna değildi körfezden sana bedava aş gelmez vatanını sattırır vatandaşlığını sattırır bugün kuran din diye seni kendine köle edenler yarın torunların arapların hizmetçiğini yaptığında size söveceğini bilin , akp nin bugün kimsenin oy vermesi için çırpınmama sebebi dağıttığı vatandaşlık ile kaybettiği oyları alacak olması,gurbetçi halinden memnun bağnaz din istismarcıları memnun koyun halk memnun sığınmacı memnun , sen hala şehit vermeye devam et, bayrak satılık toprak satılık halk satılık ağam kovuymisen diye iğrenç laf varya chp ye oy verenleri koysun ben kanadaya sürgün edilmek istiyorum antartika bile olur tek derim kutup ayıları soğuk olsun en azından o saatde o kıyafet ile ne işin vardı birkereden birşey olmaz rızası vardı demezler

    YanıtlaSil
  83. kutup ayılarından korkma onlar sana dokunmaz şehir ayılarından kork

    YanıtlaSil
  84. Bir şeyi yapmak için ilk önce bir fikir üretilir sonra bu fikirin projesi çizilir sonra bu proje uygulanır başarı böyle ortaya çıkar 2002 den beri AKP den iktidarı alabilecek bir fikir ve proje si olan siyasi hareket olmadı nedenide CHP nin sürekli seçimi kazanıcam demesi ve CHP nin oylarını azaltmamak için muhaliflerin CHP etrafında toplanmasının bir anlamı olmadığı ortaya çıkdı toplumun ihtiyacı olan yeni fikirler ve projeler göreceğiz bu yerel seçimlerle birlikde eğer topluma bu fikirlerin onların geleceğine faydalı olacağı anlatılabilirse Türkiyede değişim başlayabilir.

    YanıtlaSil
  85. Guzel bır yazı olmus hocam .. ısın acı tarafı sadaka ekonomısıyle ulkenın bıryerlere gıdecegını ve kalkınacagını sanmaları gercek dunyada kabul gormus ekonomık dınamıklerıne gore hareket etmeyen bır ulkede yasayan bır kıtle ıcın ulkenın ne halde oldugu cokta onemlı degıl .. ekmek arası sandıvıcle gunu kurtaranların ulkeyı kurtardıklarını sanmaları zaten ayrı bır komedı..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sadaka ekonomisi yurdum insanı için çok normal davranış ayni şu şekilde cebindeki bütün parası ile amerikan malı sigara içen yurdumun bilinçli gençleri veya sadece yabancı marka giysi alıp kullanan yurdumun bilinçli gençleri ve bütün parası ile iphone alıp kullanan diğer telefonları çöp olarak gören yurdumun bilinçli insanı ve sadece Alman malı otomobil alıp diğer markaların çöp olduğunu söyleyen yurdumun bilinçli insanları ve sadece istanbul-bodrum da yaşayabilirim diğer yerler kalitemi sarsar diyen yurdumun bilinçli insanları ve cebindeki bütün parası ile dolar alıp dış ticaret fakiri yani döviz fakiri ülkede kendi parasının değerini düşüren dolar artıyor dolar artıyor diye sevinen aslında dolar artarken TL değersizleşdiği için fakirin daha fakirleşdiği için sevinen hergün fakirin daha fakirleşdiği köleleşdiği bir toplumdan ne beklenirki?

      Sil
  86. Mahfi Bey yazılarınız kadar yorumları ve cevaplarınızı okumak ta çok zevkli emeğinize sağlık seçim sonrası konut vb piyasalarını nasıl bekliyorsunuz bu konuda yeni bir değerlendirme yapma ihtiyacı oluştu mu teşekkürler

    YanıtlaSil
  87. Hocam tüik sayfasında 2008 den öncesi yok. Başka yerden baktım. Geçmişten 1999 dan günümüze kadar bu yardımlar hep artmış ve hiç azalmamış. Azalan tek yardım çeşidi sosyal dışlanma yardımı. Geçmiş hükmetler zamanında da artarak decam eden bir sosyal yardım politikası var zaten. Neden önceleri devlet yardımı algılanırken şimdi hükümet yardımı diye algılanıyor? Erdoğan' ın yöneticiliği kişiliği ve tarzının her şeyin önünde olmasından kaynaklı olduğunu düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  88. Evet hocam, örgütsüzüz çünkü akp dışında siyasi parti üyesi olunca işsiz kalıyoruz. bu son derece demokratik ortamda demirtaş'ın da daha önceki seçimler için dediği gibi sandık sadece faşizmi kurumsallaştırıyor ne yazık ki. sosyal açıdan yorumum bu.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!