Ekonomi 101: Ekonomik Sorunun Çözümünde Yaklaşımlar
Genel Olarak
Ekonominin çözmesi gereken temel soruların
başında mal ve hizmetlerin nerede, kim tarafından, nasıl üretileceği, nerede,
nasıl fiyatlanacağı ve kimler tarafından tüketileceği soruları gelir. Bunları
izleyerek üretimden kimin ne kadar pay alacağı (bölüşüm sorunu), alınan paylar
arasındaki eşitsizliklerin nasıl giderileceği (gelir dağılımı sorunu), üretimin
artan nüfusa uygun olarak nasıl artırılacağı (büyüme ve refah artışı sorunu),
tasarrufların nasıl değerlendirileceği sorunu (faiz, borsa, borçlanma meselesi)
gibi sorunlar da ekonominin çözmesi gereken sorunlar olarak karşımıza çıkar.
Üretim ve tüketim meselesinin
çözümü için üç farklı sistem söz konusu olur: Piyasa sistemi, kumanda sistemi ve
karma sistem. Piyasa sistemi; üretimin piyasada arz ve talep güçleri tarafından
kendiliğinden çözülmesini sağlayan sistemdir. Bu sistemde piyasaya müdahale
sadece piyasanın düzgün çalışmasını önleyen engellerin kaldırılması için
yapılır. Kumanda sisteminde: üretimin biçimlendirilmesi merkezi bir otoritenin
kararları çerçevesinde yürütülür. Bu sistemde hangi mal ve hizmetin, ne kara
üretileceği ve hangi fiyata satılacağı bu otoritenin kararlarına göre
belirlenir. Karma ekonomi sistemi, piyasa sistemiyle kumanda sisteminin bir
arada yer aldığı sistemdir.
Dünyada en yaygın sistem karma
yöntemdir. Çoğu ülkedeki karma ekonomi sisteminde piyasa ağırlıklıdır, kumanda
arada bir istisnai olarak devreye girer. ABD ve Avrupa ülkeleri bunun
örneğidir. Genellikle ekonomik kriz dönemlerinde piyasa ekonomisi yerini kısmen
kumanda yöntemine terk eder. Örneğin 2008 kriziyle birlikte başlayan parasal
genişleme (niceliksel gevşeme) piyasa sistemine kumanda yöntemiyle müdahalenin
örneğidir. Normal koşullarda basılacak para miktarının ekonominin reel
büyümesine uygun düzeyde artırılması gerekirken krizden çıkış için çok yüksek
miktarda para basılmıştır. Bazı ülkelerde kumanda yöntemi sık devreye girer ve
zaman zaman ağırlık kazanır. Bu ülkelerin tipik örnekleri arasında Latin
Amerika ülkeleri sayılabilir. İran, günümüzde, kumanda ekonomisi uygulayan ülkelerin
en bilinen örneğidir. Bu tür ülkelerde birçok mal veya hizmetin fiyatı,
ücretlerin limiti hükümetçe belirlenir. Döviz kurları da hükümetçe belirlenir.
Bu ülkelerde genellikle karaborsa oluşur. Örneğin İran'da sermaye
hareketleri serbest olmadığı için sabit kur rejimi
uygulanabilmektedir. Buna göre 1 dolar 42 bin riyale eşittir. Oysa piyasadan
dolar almak isteyen 270 bin riyal ödemek zorundadır (karaborsa kuru.) Bu çifte
kur İran’ın GSYH’sinin 1,5 trilyon dolar, kişi başına gelirinin de 25 bin dolar
düzeyinde görünmesine karşılık gerçekte GSYH’sinin 500 milyar dolar, kişi
başına gelirinin de 8 bin dolar dolayında olduğu gerçeğini saklamaktadır.
Üretim meselesinin çözümünde
bugüne kadar uygulanan sistemler içinde en başarılı görüneni, belirli bir
denetim ve gözetim altında çalışan piyasa sistemidir. Ne var ki piyasa sisteminde
denetim ve gözetim çok dikkatli kullanılması gereken bir mekanizmadır. Denetime
gereğinden fazla ağırlık verildiğinde piyasanın yaratıcılığı yok olmakta, denetim
çok gevşetildiğinde de ahlâk zayıflamaktadır. Dünya, bu deneyimi küresel kriz
öncesinde ve sonrasında yaşadı.
Türkiye’nin Durumu
Bu genel tanımlar çerçevesinde
baktığımızda sorunu karma ekonomi sistemi çerçevesinde çözmeye çalışan Türkiye,
zaman zaman kumanda ekonomisinin uç noktalarına savrulmaktan
kurtulamamaktadır. Son dönemde kumanda yönteminin ağırlığının giderek arttığına
tanık oluyoruz. Önce kurlar üzerinde başlayan kumanda yöntemiyle bastırma
eylemi oradan faizlere derken fiyatlara, kiralara ve ücretlere sıçradı. Son
olarak sermaye hareketlerinin kısıtlanmasına ilişkin bazı düzenlemelere
geçildi.
Piyasa sistemi bir kez böylesine
derin biçimde bozulduğunda ve ortaya büyük bir hasar çıktığında sistemin
yeniden rayına oturtulması o kadar kolay olmuyor.
Emeğinize sağlık hocam,
YanıtlaSilTeşekkürler
SilElinize sağlık. Saydıklarınız haricinde bazı ürünlere uygulanan aşırı ötv, bazı mallara verilen negatif faizli kredi, bazı kişilere verilen akılalmaz yatırım teşvikleri, ihalelerde rekabetin korunmaması gibi devletin arz ve talebe diğer müdahaleleri de piyasa işleyişini bozuyor. Sanıyorum iran piyasa kuru- gerçek GSMH hesabında bir hata var çünkü kur 6 kat gsmh 3 kat değişiyor yaklaşık olarak.
YanıtlaSilYanlışlık yok, karaborsa diyor.
SilHocam değerli bilgiler fakat Türkiyenin durumunu (piyasa sistemini) beş cümleyle sınırlandırmışsınız. Devamını bekliyoruz. Teşekkürler
YanıtlaSilGeçmişte o kadar çok yazdım ki Türkiye'nin durumunu artık tekrar gibi oluyor.
SilTek cümle ile ; kumanda yöntemiyle ekonomi yönetimi.
Silsizce bu kumandanın pili ne zaman biter? Pil bittiğinde piyasa ekonomisi nasıl reaksiyon gösterir. Kısaca bilimsel olarak bilgilendirir misiniz hocam? Yazılarınızın şeffaflığı ve anlaşılırlığı için çok teşekkürler elinize sağlık hocam...
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilAslında pil bitti ama çoğu insan mevcut durum işine geldiği için bitmemiş gibi yaparak olayı uzatıyor.
Hocam gerçekten pil bitti ise o zaman konutta ve borsadaki balonun patlaması doların ise freninin patlaması an meselesi... doğrumu hocam...bu soruya da cevap bekliyorum tamamen bilimsel saygılarımla çok değerli hocam...bizde emeğiniz çok ... hürmetle..
SilKonutta bazı şehirler hariç balon yok
SilOndan dolayı 12 yıl önce aldığım evin fiyatı dolar bazında 2,5 katında
SilPiyasa ve karma ekonomi bileşenlerine eklememiz gereken zamanın ruhuna uygun olarak referans kurumlarının varlığı ve sağlıklı (tarafsız, güvenilir) işleyişini de eklememiz gerekli. İran örneğinde kumanda ekonomisi içinde sabit kur rejimi aslında kurun olması gereken değerini manipüle etmeye yarıyor. Karaborsa' kur düzeyi ile sabit kur arasındaki fark bize çarpıtılma düzeyini açıklamış oluyor. Türkiye'de ise bu çarpıtma TÜİK gibi aslında yönetenlerin performansını açıkça ortaya koyacak ve serbest piyasanın pozisyon almasını sağlayacak verilerin güvenilir olmamasından hareketle, aslında karma veya piyasa ekonomisi görünümlü tam bir kumanda ekonomisinin içinde yaşıyor olduğumuzu göstermiyor mu? Yine üretim ve satış koşulları ile ilgili ithalat kararları ile ilgili sürekli gümrük tarife oranlarını arttırma/azaltma ya da yeni harçlar koyma yöntemi ile sektörlere "müdahale" edilmiş olduğu, yeni kartelller ve yeni pazara giriş/çıkışların devlet eliyle sağlandığını da son yıllarda söyleyebiliriz. Hangi ekonomik sistemdeyiz...bilemedim hocam, biraz deve biraz kuş...
YanıtlaSilBizimkilerin kimleri örnek aldığını ortaya koyan güzel bir yazı olmuş. İranımsı ortadoğumsu karma bir ekonomik sistem. Sonumuz hayrolsun.
YanıtlaSilEkonomik sistemlerin altında farklı kalkınma modelleri üretilir, büyüme teorisi, kalkınma gibi derslerde işlenirdi. Bağıl sorum şu hocam, gerçekten merak ediyorum. Malum cumhurbaşkanın "faiz sebep - enflasyon sonuçtur" bana göre hipotezi, kendilerine göre "teori"si üzerine kurgulanmış bir Türkiye Ekonomi Modeli üzerinden 1 yıllık bir icraat dizisi yaşıyoruz ekonomide. 1. Bir ekonomik modelin, ispat kurgusu ekonometrik formüller ve gerçek verilerle simüle edilmesi gerekmiyor mu, eğer bir bilimden bahsediyorsak? 2. Bu teorinin akademik bir belgesi olması gerekmiyor mu? gerekiyorsa var mı? Varsa nerede? 3. Sonuçları toplum tarafından ödenecek, deneysel yaklaşımların bedeli siyasi olmakla birlikte verilen toplumsal zararı tazmin edemeyeceğine göre. Deneyselliğin bilim içinde olması, bilim dışı uygulamalara izin vermeyecek sınırlamaları artık Anayasa'nın 5. maddesinde devletin ödevlerinin tarif edildiği bölüme yerleştirmemiz gerekmiyor mu? Her siyasi kendi deneyini yapacaksa gerçekten bu sürdürülebilir bir pratiklikten uzaklışıyor. 4. Siz dahil belli başlı iktisatçılar eleştirilerini makul bir dille yapıyorlar, mimarlar odası itirazlarını mahkemeye taşıyor, inşaat ha keza, İktisatçılar neden kendi mesleki bilgi ve birikimlerine aykırı uygulamalar karşısında bir kurumsal kimlikle itirazlarını resmi olarak yapamıyor, yapmak için herhangi bir çabada bulunmuyor, bireysel itirazlar kakafoni ve mesnetsiz damgalamalarla değersizleştiriliyor. Bir çatı kuruluşuna ihtiyaç yok mu? Uzun oldu pazar pazar ama bana ne diyemiyorsunuz bazen...
YanıtlaSilKatkınız için teşekkürler. Katıldığım tespitler.
SilNe demek değerli hocam biz size her şey için teşekkür borçluyuz. Hakkınızı ödeyemeyiz...
SilSerbest piyasa dinamiklerinin tekrar yerine oturması, ekonomik kriz ve sonrasında IMF gibi dayatmacı bir unsur ile mümkün görülüyor. Yani acı reçete.. Daha ne kadar dibi göreceğiz bakalım.
YanıtlaSilPopülizme saplanılan her dönem ne yazık ki IMF kapısında sonlanıyor. Aslında IMF dayatmacı değil, IMF, bizim bir türlü kabul etmediğimiz gerçeklere göre adım atılmasını sağlıyor.
SilBizde uygulanan çözümler tamamen sizin yazdıklarınızın tersi olduğu için ülke bu noktaya geldi. İktidar değişse bile düzeltmek çok zor.. Kaleminize sağlık Mahfi bey...
YanıtlaSilSağ olun.
SilSayın Eğilmez , güzel ve açık yazınız için tekrar teşekkürlerimi sunuyorum. Galiba her Sistemin bir de bir birlerinden farklı alt sistemleri oluşuyor galiba. Türkiyemizdeki kontrollü Ekonomik sistem esas olarak Siyasal İslam Sistemi oluyor galiba . Acaba yanılıyormuyum.
YanıtlaSilSayın Bağnazlığımızı Azaltalım,
SilSiyasal islâm'ın yöneticilere sağladığı şöyle bir güzellik var; Halife-i ruy-i zemin olduğunuza halkı ikna edebilirseniz yaptığınız tüm yolsuzluklar yolsuzluk olmaktan çıkar. İnsan kendi malını çalamayacağına göre yolsuzluk yapmak, devleti ve halkı soymak teknik olarak olanaksız hale dönüşür...
Hocam merhabalar, piyasa ve kumanda ekonomisi bağlamında kontrolün çok sıkılaştırıcı olduğunda yaratıcılığın kaybolacagini, aşırı gevsetildiginde ise ahlağın bozulacağını belirtiyorsunuz ; (sorum) özellikle kiraların enflasyon düzeyinin çok üzerinde kontrolsüz şekilde artışının temelinde kumandanın aşırı gevsetilmesi vardır diyebilir miyiz veya bir çok nedenden biri midir ya da piyasa ekonomisinin toplumsala ait olan herşeyi parçalaması, atomize etmesi, bireye indirgemesi ve toplumsal ahlakın da bireysel menfaat, davranış ve ahlak anlayışına bağımlı hale gelmesi de bu artışta katkı yapmış mıdır? Saygılarımla.
YanıtlaSilDiyemeyiz çünkü kiralar enflasyon düzeyinin üzerinde artmıyor, enflasyon düzeyi olarak açıklanan düzey doğru değil onun için yanılıyoruz. Burada sorun faizin yanlış belirlenmesi. Bunu kabul etmediğimiz sürece her çözümümüz yanlışı daha da büyütmekle sonuçlanıyor.
SilGüzel ülkemizde kriz enflasyon kuyruklar gördüm ama paranın para etmediği döneme ilk defa şahit oldum yaşım 68
YanıtlaSilBen de.
SilHocam Türkiye malum seksen öncesi hem petrol krizi hem de bir takım ülkemize yapilan yaptirimlardan dolayi hem ekonomik hem sosyal açidan büyuk bir kaosa girmişti.Malesef o günkü ülke yi yonetenler bu büyük sorunların yarattiği etkilere çözüm bulamadılar ve büyük çoğunluğunun da çaresizliğinden de olsa gerek halkin destek gösterdiği askeri bir darbeye de sebep oldular.
YanıtlaSilBu askeri darbeyle birlikte ülkede hem ekonomik anlamda hem sosyal anlamda buyuk değişimlerin yolu açıldi.Kapalı ekenomiden dışa açık ekonomiye geçildi ki bu başlı başina zaten büyük bir değişimdi.
Bunlari hatirlatmamamin sebebi acaba ulkemiz tekrardan bir yol ayirimina gelmek üzere mi
Mesela bu rusya ile olan ilişkilerden dolayi yaptirimlar tehlikesiyle karşıkarşıyız.Ulkenin ekonmik durumu belli bir de bir kisim yaptirimlara uğrarsak seksen öncesi yaşanılan benzeri bir ekonomik kaosa girmemiz büyük bir tehlike gibi duruyor sanki.
Hocam daha once de belirttiğim i seksen sonrasi gibi Türkiyenin bir yol ayrimina girdiğını ya da girmek üzere olduğunu duşünüyormusunuz.Hem siyasi tabi onla bağlantıli olan ekonomik anlamda.
Türkiye herhangi bir ayrıma girmiyor bence sürekli yanlış yerde gidiyor.
SilBu güzel yazınız için teşekkür ederim hocam. Bu yazınız bana Hall ve Soskice'nin Kapitalizmin Çeşitleri Teorisi'ni anımsattı. Bununla ilgili bir ödev yapmıştım. Orada Koordine Piyasa Ekonomisi olarak Almanya örnek gosteriliyordu. Bence Türkiye'de ekonomik kalkınma için işçilerin üretim araçlarının ve fabrikaların mülkiyetine sahip oldukları Yugoslav Ekonomisi örnek alınabilir.
YanıtlaSilYazılarınız için teşekkürler.
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam saygılar sunuyorum, Resmi TÜİK verileri ile enflasyon aylık bazda elli (50) aydır sürekli artış gösteriyor ve daha da artacak görünüyor böylesi bir dönemin daha önce yaşandığı oldu mu acaba
YanıtlaSilYüksek enflasyon yaşandığı dönemler oldu ama enflasyonun düşük gösterildiği bir dönemi ilk kez yaşıyoruz.
SilSistem,plan,program vb.kavram olarak ne dersek diyelim belli ki yetkili müdahelesi ile sağlığına kavuşamayacak. Nihayetinde su akar yolunu bulur. Türkiye de refah(tüm kesimler için) artması için ve bu yanlışlar silsilesinden çıkmak için herkesi mutabık kıldıracak ekonomik gösterge nedir? Kur, faiz, enflasyon dahil hiçbir gösterge halen daha ortak ses getirmiyor, uzmanları tarafından bile.
YanıtlaSilHocam tam Türkiye'ye geldik sorun- çözüm analizi diyecektim yazı bitmiş. Ya okumaya doymadım ya da Türkiye ile ilgili biraz daha detay bekledim. Elinize sağlık. ☺️
YanıtlaSilTürkiye, çözümlerin bittiği yerdir.
SilSayın Mahfi Hocam,öncelikle yazılarınız sayesinde ufkum açılıyor teşekkürlerimi iletmek isterim. Ülke cds primi ve diğer bir sürü etkenin yanında 1(BİR) tane bile olumlu ekonomik etkenin olmadığı ülkemizde yatırım yapacak alan aradım ama olası bir ülke çöküşü,ekonomik kriz vs olaylardan dolayı paramın içeride kalma korkusu oluştu. ben dünya geneli ekonomik kriz bekleyen biri olarak "dünya bu haldeyse türkiye ne halde olacak acaba diyenlerdeyim". Devlet özel farketmeksizin banka batması durumları olabilir mi ne önerirsiniz ?Şimdiden teşekkür ederim.
YanıtlaSilHer şey mümkün tabii çünkü son derecede plansız ve programsız gidiyoruz.
SilHocam katılaşan enflasyonu nasıl yımuşatabiliriz?
SilBeklentileri olumlu hale getirerek. 2001 krizinden sonra IMF programıyla bunu başardık.
SilHocam öncelikle elinize sağlık, iktidar değişirse , faiz artırımları ile belki de imf ile anlaşılarak , adalet sistemini de tekrar gözden geçirerek , enflasyondan kurtulmak mümkün olur mu ?
YanıtlaSilMümkün. 2001 krizinden sonra böyle oldu.
SilHocam umreden yeni döndüm. Bir mağazaya girdim adam Türkiye artık fakir ben sana indirim yapacağım dedi. Bulgarlar da Edirne’yi yağmalıyor. Bu sadece benim mi zoruma gidiyor. Biz bitmişiz ama müstehak hocam böyle vatandaşa böyle yönetim. Aziz Nesin haklıydı ve işin kötüsü haklı olmaya uzunca bir süre devam edecek gibi.
YanıtlaSilYazık.
SilHocam size sacma gelicek ama aklima bir soru takildi
YanıtlaSilSon bir yila bakinca dolarin yukselisi %50 ye yakin ama enflasyon %120 lerde bu nasil oluyo anlamadim neden enflasyon dolarin yukselisinden daha fazla
Çünkü kura müdahale ediliyor.
SilHocam o kadar büyük dengesizlikler var ki ekonomide bu sorunlar kolay çözülmeyecek gibi duruyor . Hükümet dövizi baskılıyor ama konut olsun , otomobil olsun , çarşı pazar olsun herşey aldı başını gitti . Dolar 30-40 lira olmuş gibi gayrimenkul fiyatları . Kiralar derseniz %300-%400 artış oldu 1 senede . Madem öyle dövizi tutmak için neden bu kadar çabalıyoruz . Öldürmüyorlar hocam süründürüyolar can çekiştiriyolar . Bırakın dibi görelim sonrada önümüze bakalım artık .
YanıtlaSilÇocukluğumuzda denizde dip görmeyi severek yapardık, en fazla 5-6 metreydi. Okyanusta dip bir kaç bin metreyi bulur ona da nefes yetmez , insan ölür.
SilUyguladığımız ekonomik politikalar dolaysıyla, 1980ler Japon balon ekonomisi ile benzerlik var mı sizce? Benzer bir ekonomik tıkanıklık yaşayabilirmişiz?
YanıtlaSilmerhabalar hocam ingilizcemi ve aynı zamanda ekonomi bilgimi geliştirmek istiyorum. önerebileceğiniz kaynaklar var mıdır
YanıtlaSilMerhaba öncellikle deprem için çok geçmiş olsun ve cevabınız için çok teşekkür ederim. Aslında faizin nerede olması gerektiğini 1 yıllık tahvil faizi ve 2 yıllık tahvil faizi belirlemiyor mu? Özellikle 1 yıllık gösterge faizi politika faizinden yüksek olması politika faizinin düşük olduğunu göstermez mi?
YanıtlaSilMakale gerçekten çok faydalı elinize sağlık.
YanıtlaSilSiz ikili kur sistemi olmaz çünkü dış borç yüzünden bunun olmayacağını belirtmistiniz. Hala aynı görüştemisiniz
YanıtlaSil