Artık Bütçelerimiz Altı Aylık

Toplumun birçok önemli konuya olan duyarlılığında ciddi bir düşüş var. Bunların başında bütçe geliyor. Devletin bir yıl içinde hangi gelirleri, nasıl toplayacağını ve nerelere harcayacağını gösteren bütçe, eskisi kadar ilgiyle izlenmiyor. Bu ilgisizlik geçmişte de vardı ama şimdiki boyutta değildi. Beyannameli vergi mükellefleri ödemesi gereken vergiyi ödemediği, stopajla vergisi kesilenler ise tam olarak neyi ödediğini bilmediği için harcanan paraların hesabını sorma düşüncesinden uzak kalıyorlar. Oysa gelişmiş ülkelerde toplanan verginin ve en az onun kadar bu verginin nerelere harcandığının hesabı sürekli sorulur. Bizde de eskiden iyi kötü bu hesaplar sorulur ve verilmeye çalışılırdı. Bu temel yaklaşımla ilgili ilk meydan okuma Özal’ın bütçe dışı fonlarıyla oldu. Osmanlı’yı batıran çoklu Hazine sisteminin bir benzeriydi o fonlar. Kimin neyi nereye harcadığı bilinmiyordu. Fonlar üzerinde Sayıştay denetimi yoktu, dolayısıyla TBMM’nin denetimi de mümkün olamıyordu. Denetim, yürütmeye bağlı denetim birimi tarafından göstermelik olarak yapılıyordu. Sonunda sistemi darmadağın eden bu fonlar tasfiye edilse bile onların yarattığı sistem bozuklukları ülkeyi önce 1994 krizine oradan da 2001 krizine soktu.

Günümüzde fonların yerini Varlık Fonu aldı. Buna ek olarak bütçe de bütün şeffaflığını kaybetti. Ödenekler farklı isimler verilerek farklı kategorilere konulur oldu, görev zararları, adı konmadan yapılır oldu, bütçe ek bütçeden çok bir ikinci bütçeyle desteklenir hale geldi. Kamu harcamalarının hesabı sorulsa bile verilmez ve TBMM’de denetlenmez hale geldi.

2022 yılında, cumhuriyet tarihinde ilk kez, başlangıç bütçesinin yüzde 61’i oranında ek bütçe yapıldı. Aşağıdaki tablo 2022 başlangıç bütçesini, ek bütçeyi 2023 bütçe teklifini gösteriyor (kaynak: HMB, CB Strateji ve Bütçe Başkanlığı istatistikleri, basın açıklamaları):

2023 bütçe teklifiyle yılın bitirilebilmesi için enflasyonun yüzde 50’ler dolayında kalması gerekiyor. Bu tahmin Orta Vadeli Program tahminiyle tutarlı olsa da son dönemde bütün hızıyla uygulamada bulunan seçim ekonomisinin 2023 yılında hız kesmesi mümkün olmadığından enflasyonun bu oranda tutulması da mümkün görünmüyor. Büyümenin yüzde 3’lerde kalması halinde bile yaşanacak seçim atmosferinin yaratacağı kamu harcama artışı ve risklerde ortaya çıkacak artışlarla enflasyonun yüzde 70’in altında kalması zor görünüyor. Normal koşullarda enflasyondaki artışın bütçe gelirlerini de artırması gerekir. Ne var ki seçim yılında tahsilat yapılması, yeni vergiler getirilmesi ya da vergi oranlarının artırılması kolay değildir. Hatta tam tersine çeşitli aflar, indirimler vb. nedeniyle bütçe gelirlerinin enflasyonun altında kalması söz konusu olabilir. Bu durumda açık daha da artar.

Tablonun en ilginç kalemi faiz giderleridir. 2022 yılının ek bütçeli büyüklüğüne göre yüzde 71,2 oranında artış öngörülüyor. 2022 yılında sürekli yapılan faiz indirimlerine karşın faiz giderlerinin tahmin edilen enflasyondan çok daha yüksek oranda artmasının beklenmesi de ayrı bir ironi olarak karşımıza çıkıyor. Üstelik bu tutara kur korumalı mevduata ödenen farklar dâhil değil. Onlar da katılırsa artış oranı çok daha yüksek olacak.

Gelecek yılın ortalarında, muhtemelen, 2022 yılında olduğu gibi bu bütçeye çok yüksek miktarlı bir ek bütçe yapmak zorunda kalacağımızı tahmin etmek zor olmasa gerek. Böylece Türkiye, aslında yıllık bütçeyi altı aylık hale getirerek daha önce bir kenara attığı pek çok bütçe ilkesine ek olarak ‘bütçenin yıllık olma ilkesini’ de rafa kaldırmış olacak.


Yorumlar

  1. Bütçe ilkelerinden çoğu ihlal edilmeye başlanmıştı zaten hocam. Yıllık olma ilkesi de dahil edilmiş oldu. Teşekkür ederiz hocam.

    YanıtlaSil
  2. Milletimiz öpenini ayrı seviyor.

    YanıtlaSil
  3. Merhaba, Ekonomi benim için kazancımın harcamama yetmediği gerçeğinden öte değildir ve Bilal'e anlatılır gibi anlatılırsa biraz anlayabilirim. 2022 enflasyon tahmini 65,2% olarak yükseltilerek açıklanmış. Eylül 2022'de ise 83,45% olarak açıklandı yıllık enflasyon. Bu durumda Ekim/Kasım/Aralık ayları enflasyon toplamı -(eksi)18,25% mi olmalı ki yıl sonu enflasyon 65,2% olsun ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O eylülden eylüle enflasyon, tahmin 2022 yılını kapsıyor.

      Sil
    2. Bu % 83,45'in içinde 2021 yılının Ekim, Kasım Aralık toplam % 19,5 luk enflasyon oranları var. Bunların yerine toplam % 6 girdiğini düşünün enflasyon kabaca % 70'e düşer. % 6 nasılk olur daha da düşüp % 65'e nasıl gelir sorularının yanıtı da TÜİK'e kalıyor artık.

      Sil
  4. Hocam net hata noksan kalemini nasıl değerlendiriyorsunuz bu herzaman bu kadar yüksek değildi yanılmıyorsam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yukarıda yorumcu arkadaşın dediği gibi bütçeleme ilkelerin içine edildiği için bunu da umursamıyorlar.

      Sil
    2. Haklısınız bu kadar yüksek hiç olmadı. Demek ki kayıt dışı ciddi döviz girişi var Türkiye'ye.

      Sil
  5. Bütçe açığı nasıl kapatılıyor Hocam? Benim aklıma:
    Özelleştirme
    Tek Seferlik Gelirler (İmar Affı, Bedelli Askerlik vb.)
    Borçlanma
    İlave Vergi
    geliyor. Başka var mı? Hazine bankalara son zamanlarda benim tahvillerimi alacaksın deyip gizli bir kurumlar vergisi yüklemiş gibi. Bu tip önlemlerle en azından seçim dönemini atlatabilirler gibi geliyor. Seçimi kazanırlarsa ne ala kazanamazlarsa yeni yönetim elinde ciddi borç yükü ile kalakalacak ve gördünüz mü ülkeyi ne hale getirdiler diyecekler. Her iki durumda da üste çıkacaklar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bi de para basıo açığı kapatmak için.

      Sil
    2. Seçimi kazanacaklar.

      Sil
    3. vergi kaçıranları görmezden gelmese ve gereksiz harcamaları durdursa açık her türlü kapanır ama asıl soru bunu yapacak hükümette bu irade var mıdır

      Sil
    4. Bu saydıklarınızın arasına TCMB'nin karı ve ihtiyat akçelerinin devri de girdi son zamanlarda.

      Sil
  6. Değerli hocam bugün bir sms aldım. Bir banka bana 23% mevduat kazancı taahhüt ediyor. Devletten yüzde 12 ile almak varken bizden neden 23 ile almak isterler ki

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü TCM'Bden ancak ihtiyacının % 10'ununu alabiliyor. Gerisini mevduat olarak alıyor.

      Sil
  7. Hocam, artık toplum olarak itiraz etmekten ve bu doğrultuda hiçbir şekilde geri dönüş alamamaktan o kadar yorulduk ki, bu durum neredeyse öğrenilmiş çaresizlik minvalinde bir şey oldu. Yersiz şekilde akışına bırakmaya başladık ve tek emelimiz ekonomi politikamız gibi günü kurtarmak oldu. Ne yazık ki.

    YanıtlaSil
  8. Merak etmeyin hocam, iki seneye kalmaz çeyrek dönem bütçeleri yaparız alimallah!

    YanıtlaSil
  9. Hocam bütçe açığı zaten kronik bir sorun değil mi?
    Yani AKP öncesi bütçe açığı/GSYH %13lere kadar varıyor. Şu an o denli büyük bir açık yok. Mesela 1996 yılında bütçe açığının gsyhye oranı %8. Ayrıca enflasyon ortamı, seçim ekonomisi derken aslında daha da fazla bütçe açığına tolerans gösterilmeli.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten açık daha fazla da böyle görünüyor merak etmeyin.

      Sil
  10. Hocam, seçim kapıya dayandı, hükümet hâlâ kamu borcu affı veya yapılandırması çıkarmadı.

    Normalde, kamu affı muştu haberinin en geç kasım ayında açıklanması, eylül-ekim ayı gibi kamuoyuna bilginin sızdırılması gerekirdi. Kasım olacak, hükümetten tık yok.

    Acaba diyorum, aralık gibi öyle bir af çıkaracaklar ki, millet bi anda uyuşturucu almış gibi mest mi olacak? Acaba diyorum, hükümet milletimizi öyle bir mest edelim ki, seçime esnaf mesut kalsın, o sarhoş halinde oy versin hesabı mı yapıyor?

    Reisin siyasetteki son 5 yılında olduğunu da düşünürsek, çok sağlam bir muştu açıklaması gerekmez mi?

    YanıtlaSil
  11. Hocam enflasyon muhasebesine geçtinizmi?

    YanıtlaSil
  12. Hukuktan eğitime, sağlıktan dış politikaya nasıl her şeyin adı var kendi yoksa bütçe de aynı şekilde. Laf ola beri gele diye yapılan, 6 ayda hesaplar şaştığı için nerdeyse yeni bir bütçe kadar ek bütçe gereği doğuran iş bilmezlik, ciddiyetsizlik, pervasızlık örneği. Ülkeyi siyasal islâma teslim etmenin doğal sonucu olarak ortaya çıkan yıkımın bir başka göstergesi, başka türlüsü zaten beklenmezdi...

    YanıtlaSil
  13. İyi akşamlar! Sistem şu şekilde mı işliyor : MB faizi düşürüyor. Bankalar ucuzdan MB dan parayı alıp faizle hazineye veriyorlar. Hazine de harcıyor. Dolayısıyla hazine, MB politika faizini ne kadar çok düşürürse dolaylı yoldan (bankalar aracılıyla) MB dan aldığı borcun maliyeti de o kadar düşecektir. Aslında para basmak denen şey bu mu oluyor? Q1,Q2 denen şey bu mu? Yani şuan bu yolla hazine ve piyasa bol bol paraya boğlup bütçe açıkları kapatılıp, piyasada da yalancı bahar havası mı oluşturuluyor? Ben size inanıyorum da görünüşte 90 olması gereken faiz önümüzdeki ay 9 a düşecek, döviz artık yükselmiyor kontrol altında gibi görünüyor, enflasyonu da maaşlara zam yaparak telafi ediyorlar. Seçime kadar işler yolunda gibi sanki???

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yasin Karaca28 Ekim 2022 22:59

      Şu an hükümet doları stabil hale getirmenin peşinde...çünkü bu bnm görüşüm Türkiye'de çok fırsatçı var...bankalardan tutun kobilere kobilerden tutan esnafa ticaretle uğraşan veya fabrika sahibi her insanın totalde %40'ı zam derdinde ..yok malımı geri koyamıyorum falan bunda haklılık payı var tmm da %60'ında iyi niyet besleyenler var derim ama geri kalanının gözünü kar bürümüş...o yüzden dolar da bu haliyle fazla zıplamazsa iktidar bir seçimden daha zaferle ayrılacaktır...benden söylemesi!

      Sil
  14. Yazılarınız için teşekkürler. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  15. Bir şey söylemek istiyorum.enflasyon raporu 65 enflasyon görüyor bu sene. 83teyiz. hesapladığımda 65te bitirmek için 1 enflasyon görmeliyiz bu sene sadece son 3 ay. bunu nasıl düşünebiliyorlar?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TUFE Endeksi (2003=100) dediğimiz rakamlar şu şekilde
      Agustos 2021 =563,60
      Aralık 2021 = 686,95
      Ağustos 2022 = 1031,91
      Aralık 2022 = 1135 (bu açıklanmadı MB tahminine göre)
      Şimdi hesaplamasına geçelim
      1. Bir önceki yılın aynı ayına göre değişim (ağustos) =1031/563-1=%83
      2.Yıllık manşet enflasyon Aralıktan-aralığa = 1135/686,65-1=%65
      Burdaki temel sebep baz aldığın ayın değişmesi yani paydanın değişmesi sebebiyle düşüş olur baz etkisi de denir. İstanbulda yaşayan biri elazığı baz alarak uzaklığı hesaplaması ile bir sonraki ay edirneye taşınıp kocaelini baz alıp uzaklığı hesaplaması gibi.

      Sil
  16. Hocam kaleminize sağlık. Bir an aklıma Nuh tufanı geldi 🦵🏾👀

    YanıtlaSil
  17. Hocam eğitimsiz toplumun tek duyarlılığı din olgusudur.

    Herhangi bir duyarlılığı olması için bilgi sahibi olması lazım.
    Din toplumunda herşey Allah'tandır tüm yapılanlar iyiler kötüler Allah’ın istemesidir takdiridir.

    Kısaca tüm suç Allah'ındır sevap günah ise sadece iyiyye şükür etmek sevap karşı çıkmak günahtır. Kötüye sabır etmek sevap karşı çıkmak yine günahtır.

    Kısaca herşeye eyvallah diyen din toplumunda sorgulama yoktur duyarlılıkla yoktur.

    100 km hızla araç kaza yapsa direksiyonu aniden kırıp takla atan adam da suç yoktur allahtan olmuştur. Herşeyi Allaha bağlarsanız sizde zaten suç olmaz. Allah paratoner gibidir kısaca herşeyi kendi zatında toplar bu algılayışa göre.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Din de yalnış algı ve anlayışların kurbanı olmuş durumda. Gerçek din İslamiyette, bahsettiğiniz anlayış yok. Bu insanların cehaletinden ileri geliyor. Dinin saf hakikatları, beşerin elinde farklı algılara sebebiyet vermiş durumda. Avrupanın medeni insanları İslam'ın özünü araştırarak görünce, müslüman oluyorlar. Müslümanları görünce diyorlar ki; iyi ki sizi görmeden önce müslüman olmuşuz.

      Sil
    2. İslâmın amentüsü:

      Meleklere, kitaba, peygambere, ahirete, KADERE, HAYRIN VE ŞERRİN ALLAHTAN GELDİĞİNE, ölümden sonra dirilişe iman etmektir. Bilir bilmez, abuk sabuk konuşmayalım. Avrupa'nın medeni insanları islâm başta olmak üzere orta doğu kökenli dinlerin özünü öğrenince onlardan vebalı gibi kaçıyorlar. O söylediğiniz söz ise düştüğü bunalımın ardından müslüman olup Yusuf İslâm adını almış şarkıcı Cat Stevens'a aittir, Avrupa'nın medeni insanlarına değil...

      Sil
    3. Dinle bir sorunum yok gerçekten ama bir hak din düşünün yaşandığı bir tek ülkede huzur yok örnek verinvmesela Müslümanlığın yaşandığı iyi bir ülke diye çünkü biz dini yaşamıyoruz diyorlar. Ya bu dini yaşayan ve herkesin huzur içinde yaşadığı bir ülke adı rica ediyorum. Bu dinin gereklilikleri pratikte varsa o ülkeyi gösterin eğer yoksa pratikte Müslümanlık diye bir din yok deyin.

      Sil
    4. Adsız 31 Ekim 00:50

      Müslümanlık (islâm) diye bir din var ve gereklilikleri bire bir Suudi Arabistan'dan Afganistan'a, İran'a çeşitli ülkelerde yaşanıyor. Sorun, islâm'ın "i"'sinden habersiz tatlı su "müslümanları"nin bunun gerçek islâm olduğunu bir türlü kabul edememeleri, hayallerinde yaşattıkları ütopik bir inancı islâm zannetmeleri...

      Sil
  18. Aydınlatıcı yazı için teşekkürler hocam.
    Aynı durum evdeki mali tablolara da yansıyor hocam. "belli ki bizim yorgan sıcak suda fazla kalmış. ne yapsak ayağımız dışarda kalıyor. Bu yorganda galiba made in china "
    SAYGILARIMLA

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yasin Karaca28 Ekim 2022 22:43

      Bu hükümete yorgan falan yetmez abicim..bunların yatcak yeri yok!

      Sil
  19. Hocam türk bankaları şuanki enflasyon ve faiz oranlarının düşüklüğüne rağmen nasıl bu kadar kar elde edebildiler?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü enflasyon % 83 iken MB % 10.5 ile kaynak sağlıyor.

      Sil
  20. Hocam marjinal tüketim eğiliminin 0.75 olduğu bir ekonomide hazinenin bütçe gelirleri 400 Milyar TL, bütçe giderleri 425 Milyar TL iken verdiği 25 Milyar TL lik açığı borçlanarak finanse ettiği zaman bu borçlanmanın vergi çarpanı (x3) dahilinde toplam ekonomiye maliyeti - 75 Milyar TL oluyor. 425x4 = 1700, 400x3 = 1200, 25x3 = 75 oluyor. 1700 - 1275 = 425 yapıyor, bu durumda bütçe açığı durumu için bizim çarpan olarak denk bütçe çarpanını almamız gerekmez mi? Eğer öyleyse mantıken bütçe fazlası durumu hariç maliye politikası için çarpan etkileri geçersiz olmaz mı?

    YanıtlaSil
  21. • Çıraklık
    • Kalfalık
    • Ustalık

    (İnsan yorulur,yaşlanır.Tabiatla da inatlaşılmaz… Siyasetin zaafları affetmeyen bir arena olduğunu,bazı kararlar için tekrar düşünmenin daha iyi olabileceğini söylemek lazım.)

    • Yaşlılık
    • Bunaklık
    • Bidenlık!

    YanıtlaSil
  22. "...Tablonun en ilginç kalemi faiz giderleridir. 2022 yılının ek bütçeli büyüklüğüne göre yüzde 71,2 oranında artış öngörülüyor. 2022 yılında sürekli yapılan faiz indirimlerine karşın faiz giderlerinin tahmin edilen enflasyondan çok daha yüksek oranda artmasının beklenmesi de ayrı bir ironi olarak karşımıza çıkıyor..." Bu zihniyet cevap olarak eğer faiz indirimlerini yapmasaydik %71,2 değil %150 olurdu diye savunma yapardı uzun süredir artık sözün tükendiği yerdeyiz ne yazık ki.

    YanıtlaSil
  23. Şirketlerimiz inanılmaz sağlıklı durumda diye düşünüyorum,bistte pozisyon alıyorum şirketlerin bilançolarını kar-zarar durumlarına bakıyorum sanki enflasyon geri geldi diye bayram ediyor bilançolar.Bazen kendi kendime derim acaba Devleti Şirketler yönetse ne güzel olur :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de ticaretle uğraşırken, enflasyon dostumdu.
      Mal aldığım şirketler vadeli fiyatları yazardı.
      3 ay sonra malın ne kadar artacağını bilirdim,
      Şehirdeki tüketiciler bilmezdi, fiyatlar artacak diye millete bir gaz verirdim,
      herkes stoktaki malı toplardı; 3 ay sonra 1.5 kat mal alacak param olurdu.
      Fiyatlar hep arttığı için millet yaptığım satışın onlar için kazançlı olduğunu düşünürdü.
      3 ay sonraki fiyat hep bugünkü alışlarının altında olurdu.

      Dezavantajı nedir, piyasa daralır, malı spot al/sat yaparsın, vadeli işlem açamazsın.
      Millet kredi alamaz, ek talep gelmez.

      Sil
  24. 1992'te Anadolu Lisesi Orta 3. sınıfta coğrafya öğretmenim, bi kere derste şöyle ifade kullanmıştı.
    Sizin çok çalışmanız lazım. Hepiniz en az 15 kişiye destek olacaksınız. Hesabı da şöyle yapmıştı.

    Bu sınıfın yüzde 95' i bir üniversitede okuyacak, yüksek vergi verecek.
    Sınıfın yüzde 10u çok iyi üniversitelerden mezun olup, yaratıcı, çok yüksek üretim geliştiren işlerde çalışacak.

    Vergilerinizle yapılan binalarda, şehrin diğer iki lisesinde okuyanların dörtte biri devlette, dörtte biri özel firmalarda memuriyet yapacak, lisedekilerin hiç biri çok iyi üniversitelere giremeyecek. Bi kısmı esnaf olacak. Kazandıkları vergiler anca kendi masraflarını karşılar.

    Lisedekilerin yarısı, orada burda geçici işler yapacak, ana-babadan kaldıysa onları yiyecek, uzun süre işsiz kalacak, sizler vergilerinizle onları finanse edeceksiniz.

    Sizin ve onların 2 katı kadar meslek lisesindekiler var. Onlar hiç üniversiteye gidemeyecek. Sanayide iş bulup, kendi dükkanını açanlar iyi kötü vergiler ile masraflarını çıkarır. Onların da yarısından fazlası orda burda geçici işler yapacak. Bunların masrafını da sizler ödeyeceksiniz.

    Bunca öğrenci içinde kızların yüzde 60 ı evlenip hiç çalışmayacak, vergi üretmeyecek.

    Bu şehirdeki çocukların yüzde 20si ortaokula gitmiyor, yüzde 25-30u liseye gitmeyecek. O grubu da sizler finanse edeceksiniz.

    Bu ülkede, verimli çalışacak, katma değer üretecek, ülkeyi geliştirecek kişiler varsa sizler arasından çıkacak. Bu lisenin öğrencisi de, 60bin nüfuslu bu şehirde 300 kişi.

    Ne kadar geliştirmek isterseniz isteyin, hep yalnız kalacaksınız, ne kadar çalışırsanız çalışın hiç yetmeyecek. Bu şehirde çalışacak iş bulamayacaksınız, büyük kısmınız büyükşehirlere yaşamaya gideceksiniz. 300 kişiden de belki 50-60 kişi bu şehirde kalacak.

    Bu ülkede, üniversite mezunu sayısı toplam nüfusun yüzde 6sı.
    Hepiniz en az 15 kişiyi verginizle yaşatacaksınız,

    Hiç de yorum eklemeyim, öğretmenimin bi kaç dakikalık söylemi zihnime kazınmıştı, sayıları söylemin özüne uygun vermeye çalıştım.

    Okulumuzdaki son dersiydi. O dönem, gizli bir el ! liseleri ele geçirmeye çalışırdı, sözde sağ okul yöneticileri okullara yerleştirilmek istenir, böyle aklı selim öğretmenlerimize meslek hayatını zehir ederlerdi. Öyle bir politik çekişme sonucu tayinini çıkarmışlar. Yerine de bilmem ne cemaatine bağlı, eski bir fizik öğretmenini coğrafya dersi versin diye atadılar. Cemaate bağlı bi ailenin çocuğu okulda ise, onu kullanıp, diğer öğrencileri fişlerdi yeni gelen.

    Coğrafya öğretmenim, bu cuma vefat etmiş, güzel insandı, güzel insan yetiştirmek için çaba sarfederdi, boş kaldığında dersinden geri kalmış öğrencilere destek verirdi.

    j8CgR7qapQ8A%Quj

    YanıtlaSil
  25. Enflasyon ihracatı niye olumsuz etkiliyor? 1 dolardan sattığı şeyi dışarıya 1 dolara satsın. İç pazara belki dolar yükselicek diye yüksek tlden satıyor enflasyonu arttırıyor ama dış pazara 1 dolara satsın aynı şeyi acaba türk tedarikçiler fiyatları faiz çıpası olmadığı için çok arttırıyor ihracatçılarda bu değişimi mi yansıtıyor? Yada elektriğe fahiş zamlar vb?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu anda tl aşırı değerli, ondan etkiliyor.
      İmkanını bulan, evini satıyor, yurtdışına döviz çıkarıyor.

      Evler de kolay kolay satılmıyor, peşin alıcı sayısı az.

      400bin dolara hızlandırılmış vatandaşlık satılıyor,
      TC pasaportunu 100 günde alıyorlar,
      Ama çeteleşmişler, evleri yüksek bedel gösterip,
      Vatandaşlığı 250 - 300 bin bandından satıyorlar.
      Zengin Ruslar kapışıyor, çünkü TC vatandaşı olunca paralarını
      Rusyadan Türkiyeye, buradan da AB ye aktarabiliyorlar.

      3.5 milyon dolar parası olan bir Rus, seve seve 400bin'i Türkiyeye ödüyor,
      4 ay tatil yapıp vatandaş oluyor, kalan parasını Londra, Paris, Roma'ya aktarıyor.
      Hükümet, bankalara park etmiş yabancı parasını piyasaya satıp, TL yi değerli yapıyor.
      Ya da yandaşların TL sine piyasa üzerinden daha çok döviz veriyor.
      Yandaşlar, 30TL ye 1 Euro alabilcekken, değerli TL sayesinde 19 TL ye 1 Euro alıyor.

      Biz bunları, Avrupa basınından okuyup öğreniyoruz,
      Türk basınında tek satır kelime yok.

      VPN ile IP numaranı yurtdışı yap,
      Google da Turkish Citizenship diye arama yaz,
      O zaman onlarca aracı şirketin reklamı çıkar,
      Kimisi 90 günde vatandaşlık demiş, kimisi 120 gün.
      Hepsini görürsün.

      Satılan sensin, senin geleceğin, çocuklarının geleceği.

      Sil
  26. Hocam saygılar. 2023 yılının ilk yarısına, seçim gününe kadar yeni yılda ne gibi hamleler olabilir. Cumhuriyet tarihinin en kritik yılında büyük kozlar oynanacak ve sanırım iktidar tarafındaki en büyük darbe bu kriz tarafından indirildi. Sayın Erdoğan ise yeni yılın harika olacağını, enflasyon, zamlar hakkında farklı yorumları var. Ancak dediğim gibi cumhuriyetin 100. yılı ve cumhurbaşkanlığı seçimleri artık yaklaşıyor. Siz gidişatı nasıl görüyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. - Emekli, Memur, Asgari ücretlilere yüksek TL zam
      - Esnaflara vergi/ kamu borcu affı/yapılandırması,
      - Yandaşlara kredi kolaylığı
      - Esnaf kobi için özel ucuz krediler
      - Yurtdışından yüksek faizli swap ile TL yi değerli tutmak
      - İçerde seçim yatırımları, ahaliye ek imkanlar (mesela kiracıların en fazla yüzde 25 zamla oturması)
      - Çiftçilere yeni destekler.

      Bunlarla, eşeği sandığa koysan, yüzde 45 i garantiler.

      Sil
    2. Yukarıdaki arkadaşın yazdıklarını yapacaklar. Seçim sonrası buralar bir vergi cehennemine dönecek.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı