Sahte Sultan'dan Günümüz İçin Seçme Sözler
Mahfi Eğilmez, Sahte Sultan, Remzi Kitabevi Yayınları, 2021
Cemal Süreya'nın bir sözü (Murat
K.’nin) zihninde dolaşıp duruyordu: "Önce sevdiğiniz terk eder sizi,
ardından uykunuz."
Murat, Rüya’ya dedi ki: "Sana
bir şey söyleyeyim mi bu ülkede hiçbir dosya tam olarak kapanmıyor, yargı
kararı olsa bile..."
Napoleon Bonaparte'nin sözü geldi
aklına: “Dünya tek bir devlet olsaydı başkenti İstanbul olurdu”
Marta G.’nin İstanbul gözlemleri:
“Oysa burada mesai saatlerinde bile yollar, kafeler, dükkânlar doluydu. Bu
kadar insan sokaklarda ne yapıyordu? Bu insanlar ne zaman para kazanacak bir iş
yapıyorlar, ne zaman okula gidiyor ya da ders çalışıyorlardı?”
James Crook’un dediği gibi: ''Orkestrayı
yönetmek istiyorsan kalabalığa sırtını dönmelisin.''
Marta G.’nin İstanbul gözlemleri:
''Ona bu kentte en itici gelen şey insanların burada sanki geçici görevle
gelmiş de bir süre sonra dönecekmiş gibi yaşıyor olmalarıydı.''
Murat bir yandan çevresine
bakarak düşünüyordu: “İnsanlar artık keyif almak için değil, sanki daha da
üzülmek için içer olmuşlar.”
Marta G.’nin İstanbul gözlemleri:
“Herkes başkasının işine düzen getirmekle meşguldü, kimse işini daha iyi
yapmaya uğraşmıyordu.”
Murat, kapalı yerde sigara
içenlere bakarken düşündü: “Ülkenin sorunu yasak koymakta değil, konulan yasağı
uygulayabilmekte.”
Stefan Zweig’in dediği gibi: “Ben
söylediklerimden sorumluyum, anladıklarınızdan değil.”
Martha G.’nin İstanbul
gözlemleri: “Ne zaman bir taksiye binse şoför, adeta siyaset bilimci ya da
ekonomist gibi en derin siyasal ve ekonomik konularda kestirme çözüm önerileri,
sunuyor buna karşılık taksisini temiz tutmaya çabalamıyordu.”
Murat bir süre sessiz kaldı. Aklına
Sherlock Holmes ‘in bir sözü geldi yine: “Açık bir gerçekten daha yanıltıcı bir
şey olamaz.”
Murat yanıtladı: “Zevksizlik ve
saygısızlık her yere yayıldı ne yazık ki.”
"Günler, aylar geçiyor,
mevsimler değişiyor, gündem değişmiyordu: Yolsuzluklar, kadın cinayetleri,
çocuk tacizleri, ekonomik sorunlar..."
Martha G.’nin İstanbul
gözlemleri: “Bir soruya bilmiyorum diye yanıt vermek adeta ayıp sayılıyordu.”
Sözler basit ama içinde barındırdığı anlamlar bir hayli fazla.
YanıtlaSilSevgiler
SilYaşanmış Gerçek Olay:
YanıtlaSilBüyük komutanların, bilim adamlarının, şairlerin, siyasi liderlerin heykellerini her yerde görebilirsiniz. İstanbul'da bir sokakta ise bir çöpçünün heykeli vardır. Peki neden bir çöpçünün heykeli dikilmiştir.
Heykeli dikilen çöpçü belediye tarafından o sokağın temizliğinden sorumlu tutulan kişidir. Adam işini o kadar ciddiyetle, titizlikle ve güzel yapmaktadır ki sokak her daim pırıl pırıldır. O sokakta dükkan sahibi esnaf da aralarında para toplayıp çöpçünün heykelini yaptırmış mesul olduğu sokağa dikmişler.
Gerçekten seçmece olmuş değerli hocam. Özellikle Martha G.’nin İstanbul gözlemleri: “Ne zaman bir taksiye binse şoför, adeta siyaset bilimci ya da ekonomist gibi en derin siyasal ve ekonomik konularda kestirme çözüm önerileri, sunuyor buna karşılık taksisini temiz tutmaya çabalamıyordu.” bölümü içinde bulunduğumuz durumu net özetliyor. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilTeşekkürler
SilHocam, borsada kaşar spekülatörler eliyle yürütülen kamu destekli keriz silkeleme ve tabut dümeni operasyonlarına, emlâk sektöründe TOKİ kanalıyla yapılan arsası belirsiz bölgelerde ön ödemeli maketten ev satışlarına Murat'ın söyleyeceği bir çift söz var mıdır acaba?...
YanıtlaSil"Günler, aylar geçiyor, mevsimler değişiyor, gündem değişmiyordu: Yolsuzluklar, kadın cinayetleri, çocuk tacizleri, ekonomik sorunlar..."
SilHocam, bence gündem çok değişti. Artık sayın devletimiz de, değerli halkımız da level atladı. Eskiden en azından savcılar suçluların peşinden koşup yakalamaya çalışıyormuş gibi bir hava yaratırlar, halkımız da iktidarlar için "çalıyor ama çalışıyor" gibi veciz sözler üretirlerdi. Artık organize suç çetesi liderleri iktidarların peşinden koşup savcıları, hakimleri göreve çağırıyorlar, değerli halkımız da açık açık "ne var yani onlar çalıyorlarsa ben de çalıyorum" diyerek ortama ayak uyduruyor...
SilYüzde 25 kira artış oranı limiti, insanları çileden çıkardı.
SilKiracılar çıkmıyor, gitsin yasa ile çıkarsın beni diyor,
Ev sahiplerinden kira ile zar zor geçinenleri geçinemez hale düştü,
Gücü yeten ev sahipleri kiracıları dövüyor,
Gücü yeten kiracılar ev sahiplerini dövüyor,
İnsanlar yozlaştı,
Sözleşmesi biten kiracı ev sahibine son haftaya kadar çıkcam diyor diyor,
Günü gelince evde kalmaya devam ediyor,
Bu sefer evini kullanma planı yapmış olan ev sahibi ortada kalıyor,
aldığı kira oturduğu kirayı karşılamıyor.
Hukuk desen hiç çalışmıyor,
Yakındır silahlı çatışmalar apartmanlar içinde başlar,
Bi kaç tane münferit vak'a duyduk, zamanla artar.
Ev sahipleri düşük kredilerle ev alıp dünyanın en zeki insanı gibi sokakta gezerken iyiydi. Ne sandınız size devletin avanta vereceğini mi size o avantayi verenler başkalarına ne avantalar verirler hiç düşündünüz mü ?
Sil1252 tipik hatalı bir işi başka bir hata ile savunanlardan.
SilÇok güzel özetlenmiş.
YanıtlaSilTeşekkürler
Sil21.yüzyılda yaşadığımız sistemi ve onun adaletsizliğini(köleliği) sorgulamak gibi bir derdimiz var ise sorgulamaya finans sisteminden başlamanın en doğru seçenek olduğunu düşünürüm hep.
YanıtlaSilBertolt Brecht’in de dediği gibi; ”Banka kurmaya kıyasla,banka soymak nedir ki?”
Saygılarımla
:)
SilHocam yazılarınızdaki çeşitlemeler çok güzel. Bilgilendirici, tartışmaya teşvik edici, sonuncusu gibi düşündürürken ferahlatıcı. Sağolun
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim
SilHocam yine döktürmüşsünüz. Özet olarak sanal alemde yaşıyoruz diyebilirmiyiz
YanıtlaSilSağ olun. Evet sanki öyle gibi.
SilHocam gerçeklikten uzaklaşıp sanal aleme yolculuğumuz başladı
YanıtlaSilistanbul da yıllardır yaşayan insanlara sorunuz; nerelisiniz diye..... taşra da bir yer söyler, yıllardır gitmez, aslında akrabası bile kalmamıştır, ama yaşadığı şehir olan istanbulu yağmalar, yakar, yıkar, benimsemez. NEDEN ? doyduğum yer memleketim demez... istanbul megavaroş olur, yaşadığı plazayı, evi, apartmanı ve mahalleyi geldiği şehrin köyüne çevirir, asla istabullu olmaz, KENT li olmaz, okusa da , parayı bulsa da, zengin de olsa istanbul u sahiplenmez, korumaz zaten aslen istanbullu yada ist. kültürünü benimsemiz olanların oranı da çok düşüktür, nerde eski beyoğlu, nerde eski fatih, nerde şişli... nerde beykoz, nerde sariyer... ist. megavaroşdur artık. DEPREM riskine karşı önlem alınmaz, TAKSİ ye bile binilmez. istanbulu düşünüyorum gözlerim kapalı, gençliğimin kenti... gözlerim açık dayanamıyorum ist. da yaşamaya...
YanıtlaSilÇok doğru.
SilGöçlerle İstanbul Beyefendiliği bitti, yerine Anadolu Delikanlılığı getirildi.
SilKayseriliyim. İstanbulda büyüdüm. Yurtdışında yaşıyorum.
SilBugün bile soranlara hep Kayseri derim. Yurtdışında bazen İstanbul derim.
Ailem Kayseri'nin eski Yahudilerinden.
Yahudilere yapılan baskılar sebebiyle hepimiz müslüman isimleri taşırız Türkiye'de.
1940 Varlık vergisi ile tarla ve evlerimiz yağmalandı.
Kayseri Erkilet Havalanı etrafında çok arsalarımız varken, vergi yüzünden müslüman türklere arsa ve evler geçti.
O eski taş evler bakımsızlıktan dökülüyor, içinde yaşayanlar hak ederek sahip olmadıkları için.
O güzelim Kayserinin Erkilet bağları, kaba 4-5 katlı beton binalarla yer değiştirdi.
Çocukluğumun mahallesinin adı Yeşil Mahalle idi. Ağaçtan ağaca atlayıp, 3 komşu bağ geçerdik. Şimdi tek ağaç kalmadı.
Çünkü o topraklar , evler gerçek sahiplerinden gaspedildi. Gerçek sahipleri ben gibi terketti.
İstanbul da, Kayseri gibi.
Atatürk, İstanbul'u aldığında, İstanbul nüfusun yarısı gayrimüslimdi.
İstanbul'un gerçek sahipleri terk etti, malları yağmalandı.
Siz yağmacıları görüyorsunuz.
Yağmayı kabul ederseniz, gerçek sahipleri istanbul ve kayseri yi eski kadim günlerine geri çevirir.
https://tr.wikipedia.org/wiki/1893_Osmanl%C4%B1_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu_n%C3%BCfus_say%C4%B1m%C4%B1
Doğru söylüyorsun. Benim dedelerim cepheden cepheye koşarmaktan erkilet bağlarında mal biriktiremedi. Benim dedelerim biri Galiçya'da diğeri Kafkas cephesinde can verirken gayrimüslimler sırtında entarisi, elinde şemsiyesi ,ayağında boyalı kundurası ve kolunda da süslü hanımefendilerle Beyoğlu'nun tadını çıkarıyordu. En azından kendi işinde gücünde idi. Yanılıyorsam düzeltin. Varlık yasası dönemin İnönü hükümeti tarafından çıkarılmış bir yasa idi. Zamanında büyük bir toplumsal travmalara yol açtığı aşikâr. Herkes kendisinin ait olduğu toplumun trajedileriyle ilgileniyor. Oysa sebeb olduğu ya da başkarının yaşadığı travmalar kimseyi ilgilendirmiyor. Dedim ya benim dedemin biri Galiçya'da diğeri Allahü Ekber dağlarında donarak şehit oldu. Sebeb? Çünkü Enver Paşa oradaki gayimüslimlere güvenmişti. İstanbul'dan gelen gemiyi de Karadeniz 'de rus donanması batırmış ve benim dedem donarak öldü . Geride varlığını dahi bilmediği bir kız çocuğu ve de altı aylık hamile dul bir kadın. O kız çocuğunun beş amcası ile babası farklı cephelerde şehit düşerken bir amcası askerden bir bacağı noksan dönüyor. Ve o kız çocuğunun annesi de daha altı yaşındayken veremden bir gece yatağında öüyor. Hiç kimsesi kalmamış bu kız çocuğu nasıl büyüyor?O dönemde İstanbul'un yarısı gayrimüslim olduğu iddia ediliyor. O dönemde kaç istabullu ya da Anadolu 'da yaşayan kaç gayrimüslim cephede toprağa düştü. Sadece benim ailemden yedi kişi bu vatan için toprağa düştü. Siz yine şanslısınız. Gidecek ikinci bir vatan bulmuşsunuz. Oysa biz o kadar şanslı değiliz. Bizim başka yudumuz yok . Bir şeye sahip olmak için bedel ödemek gerektiğini hepimiz biliyoruz. Bu söz konusu vatan için de geçerli.Bin yıldır ödedik. Hâlâ ödemeye devam ediyoruz. Söz konusu vatan olunca bedel ödemek sadece toprağa düşmek değil. O toprağa düşenlerin geride bıraktığı sabiilerinin ve kadınlarının verdiği mücadele de bedeldir. Hocam ileri gittiğimin ve konunun dışına çıktığımın farkındayım. Doğru bildiklerimi yazmazsam olmazdı. Hocam siz siz olun, sevdiklerinizle vakit geçirirken, bir pazar sabahı çocuklarınız ve eşinizle birlikte huzur içinde kahvaltı yaparken, bu güzel ülkemin dağlarında kırlarında, ovalarında gezip dolaşıp rızıklanırken, ya da hiç bilemedin balkonunda orurup bir dağa karşı
SilBir tel çektim Mardin'den
YanıtlaSilBin AHHHH çektim derinden
Rusya, resmi olarak dünya spot fiyatının yüzde 30, yüzde 50 altına petrol satmaya başlamış.
YanıtlaSilGaliba Türkiye de yüzde 50 ye yakın indirim ile petrol alacak.
Batan geminin malı mı hocam bunlar?
Bana çok anlamlı gelmedi açıkçası. Petrol gibi malı varken niye böyle ucuza satsın?
SilAlıcıların baskısı hocam, Hindistan ve Çin, yaptırımdan dolayı mevcut alıcıların elleri güçlü, indirimsiz almıyorlar. Avrupa tarafında talep Rusya dışına kayınca, batılı müşteriler de, riskli mal diye alım için fiyat indirimini zorluyor. Avrupa resesyonu da talebi aşağı çekiyor.
SilÜreticinin zorda olduğu bir piyasa var.
Mahfi Hocam, bu yazınız Inferis ve Sahte Sultan'dan sonra yeni bir kitabınızın habercisi mi yoksa?
YanıtlaSilÜçüncüsü üzerinde çalışıyorum ama biraz zaman alacak.
SilGünümüze çıkarımlar ve uygulandığı takdirde geleceğimize ışık tutabilecek tespitler için Sahte Sultan, Sahte Sultan’ı anlamak için önce Inferis, kahramanız Murat’ı çok daha iyi tanımak için hepsinden önce linkteki makale mutlaka okunmalı;
YanıtlaSilhttps://www.mahfiegilmez.com/2022/08/heyet-i-mumtaze.html
Sevgiler
SilMerhaba Sayın hocam. Bu kitabı alıp nasıl imzalatabilirim size ? Ben Antepdeyim yanınıza gelirim dilerseniz ;)
YanıtlaSilBakarsınız bir gün Antep'e gelir bir imza günü yaparız. Sevgiler
SilBuyrun misafirim olun hocam
SilSultan sahte ama sözler gercek...
YanıtlaSil:)
SilMahfi hocam piyasada faiz oranı piyasa tarafından belirlenmez mi? piyasa ekonomisinde Merkez bankalarının gerçekten faizi belli seviyede tutma gücü var mı?
YanıtlaSilMerkez Bankası faizi piyasa için yol gösterici olur daha fazlası değil. Ama eğer merkez bankası güven kaybına uğramışsa o yol göstericilik de kaybolur.
SilMerhaba Mahfi Hocam,
YanıtlaSilInferis'i de Sahte Sultan'ı da zevkle okudum. Emeğinize sağlık. Yeni kitabı sabırsızlıkla bekliyorum. Sevgiler
Teşekkürler, üzerinde çalışıyorum.
SilHocam murat isimli takibçinizden bir soru:)
YanıtlaSilTürkiye'de euro para birimi bazında %55-60 enflasyon olmasının sebebi nedir?yoksa euro bölgesinde enflasyon gerçekte bu kadarda halk isyan etmesin diye tek hane %8-9 mi gösteriyorlar.son 1yılda avm de hem tekstil hem hizmet hemde gıda sektöründe çalıştığım için bunu belgeleriyle kanıtlayabilirim ancak sizde hemfikir olacağınız için gerek yok sanırım..
Bizdeki gerçek enflasyon % 180 ise ne olur diye de bir bakın isterseniz.
Sil"Siyasetçilerin ne söylediğine değil, ne yaptıklarına bakacaksın." Bu benim sözüm. Orijinali ise" Zenginlerin ne dediklerine değil ne yaptıklarına bak." Reyting alamadığından olsa gerek devam etmeyen bir diziden. Kaynakça vereyim ki çalıntı olmasın dedim:)
YanıtlaSilDoğru ve güzel bir söz.
SilSuçluları yargılamazsan suç işleyenler daha güçlü ve cesur olur. Onları görmezden gelenler suça bulaşmış ve toplumu kirletmiş olur.
YanıtlaSilZamanında yargılanmaya siyasiler yüzünden daha sorumsuzca ve nasıl olsa yapanın yanına kar kaldığı daha cesur siyasetçiler gelir ve günün sonunda totaliter rejime geçtiğini anladığında elinde bir kişiye tapan milyonlar kalır.
Devri sabık yaratmaya ağız demek yapılan tüm suçları görmezden geleceğiz demektir. Yanlış yazılan tarih kahramanı zalim, haini ise kahraman yapar.
Aydın sustukça avam tabakası konuşur. Avam söz hakkı sınırsızca politikacılar kullanır. Zamanında konuşmayan aydın zamanı geçince ben dediydim demekle kendini över.
Zamanında yapılmayan her doğru iş işten geçtikten sonra yapılacak doğru hamlenin artık gereksiz olduğunu öğretmediği sürece faiz artırmak gibi tek bir konu hakkında herkes görüşünü bildirir.
Bugüne kadar susan tüm aydın kesim yönetmenin malıdır.
Susanlar aydınlar değil. Onlar söyleyeceklerini iyi kötü söylüyor ve yazıyorlar. Susanlar bizim burjuvazi sandığımız ama aslında büyük esnaftan öte bir şey olmayan kesim. Çünkü onlar para kazandıkları sürece itiraz etmiyorlar. Demokrasi elden gidiyormuş, hukuk yok oluyormuş aldırmıyorlar. Oysa ister beğenelim ister beğenmeyelim burjuvazi bu değerlere önem verir ve bunları savunur. Hep söylüyorum Türkiye'nin en temel sorunlarından birisi bu değerleri savunacak bir burjuvazisinin ve işçi sınıfının olmayışıdır. Bugün sendikalı dediğimiz işçiler toplamın yüzde 10'u. Öyle olunca da herkes susuyor. Yine en çok konuşan aydınlar.
SilHocam, TÜSİAD üyesi arkadaşlarımın dünyaya bakışlarındaki sığlığı gördükçe hem şaşırıyor, hem de ülke açısından endişe ediyorum. Gerçi dünyada şu aralar iflas masasına baş vuran firmaları gördükçe bizimkilerin de ayaklarını denk almaları ve sadece kâr amacı güden, ülkenin en önemli sorunlarında sus pus olan bu kasaba tüccarı zihniyeti ile holding yönetilemeyeceğini anlamaları gerektiği ortada ama bu kafa yapısı ile nasıl yapacaklar, onu bilemiyorum. Önümüzdeki yıl gerçekleşeceğini beklediğim büyük resette bizden de çok kurbanlar verilecek gibi görünüyor...
Silhocam o sendikalı %10 'un %90'nı da göstermelik sendika toplumu öyle bir hale getirdiler ki doğal olarak susmak zorunda kalınıyor. ama hiçbir şey sonsuza kadar sürmez. bu kötülüklerinde sonu gelecek elbet.
SilHer yeni kuşak daha özgür, daha demokrat daha fazla ülkesini düşünen, doğruyu savunan insanlar olacağına tam tersine oluyorsa çıkış yolları bir bir kapanıyor demektir.
Siltespitlerinize katılmakla beraber bu sefer sizi biraz karamsar olarak görüyorum hocam eğer sizde umudunuzu yitirdiyseniz felakete az kaldı demek.
SilYok, yitirmedim ama boş umutlara da kapılmamakta yarar var.
SilHocam dün gece heyecanla başladım kitabınıza spoiler olmasın diye okumuyorum bu yazınızı :)
YanıtlaSilKaleminize sağlık.
Merhaba Mahfi Bey. Kitabinizi Istanbul'dan alip Berlin'de okudum. Cok begendim! Elinize saglik.
YanıtlaSil