İşsizlik Oranı Gerçekten Düşüyor mu?
15 ve daha yukarı yaştaki bir
kişinin işsiz sayılabilmesi için: (1) Son 4 hafta içinde bir gün dahi ücretli
ya da ücretsiz hiçbir işte çalışmamış olması, (2) Son 4 hafta içinde iş
arama kanallarından en az birini kullanmış olması, (3) 2 hafta içinde işbaşı
yapabilecek durumda olması gerekiyor. Bu tanıma uymayanlar mesela işsiz olduğu
halde son 4 haftada iş başvurusu yapmamış olanlar veya birisinin yanında bir
gün ücretle bir iş yapmış olanlar ya da bir gün karın tokluğuna çalışıp da
ücret almamış olanlar işsiz sayılmıyor. Oysa işsiz olan ama son 4 haftada iş
başvurusu yapmamış olan ya da son dört haftada yalnızca birkaç saat veya gün
çalışmış olduğu için işsiz sayılmayan çok sayıda insan var. Bunları da işsizlik
oranına eklersek geniş işsizlik oranı ya da atıl işgücü oranı denilen bir
büyüklüğe ulaşıyoruz.
Temmuz 2022 itibarıyla toplam
işgücü 34.052 bin kişi olarak hesaplanıyor.[i]
Bunun 30.608 bini istihdam ediliyor, 3.445 bini de işsiz durumda. İşsizlik
oranı; işsizlerin sayısının işgücüne bölünmesiyle hesaplanıyor (3.445 / 34.052)
* 100 = % 10,1.
Temmuz 2022 itibarıyla açıklanan
geniş işsizlik oranı (atıl işgücü oranı) yüzde 22,5’tur.[ii]
Aşağıdaki tabloda her iki gösterge
önceki ayla karşılaştırmalı olarak gösteriliyor (tablo TÜİK, İşgücü
İstatistikleri Temmuz 2022 Bültenindeki verilerden yararlanılarak
hazırlanmıştır):
Tabloya göre işsizlik oranı
Temmuz ayında Haziran ayına göre 0,3 puan azalmış görünüyor. Buradan giderek ilk
bakışta ‘işsizlikte düşüş oldu’ diyebiliriz. Çünkü işsiz sayısı bir önceki aya
göre yüzde 3,2, işsizlik oranı da 0,3 puan azalmış görünüyor. Biraz daha dikkatle
bakarsak Temmuz ayında önceki aya göre istihdam oranında da yüzde 0,5 oranında
bir düşüş olduğunu görüyoruz. İşsizlerin sayısı azalırken istihdam edilenlerin
sayısı da azalıyorsa ortada bir tuhaflık var demektir. Çünkü normal olarak
istihdam edilenlerin sayısı azalıyorsa işsizlerin sayısının artması gerekir. Bu
ilginç durumun yanıtı büyük ölçüde geniş işsizlik oranında saklı bulunuyor. Demek
ki insanlar iş bulmaktan umudunu kestikçe başvuruda bulunmuyorlar. Bunun sonucu
olarak da işsiz sayılmaktan çıkıp geniş işsizler arasına dâhil oluyorlar. Bunun
sonucu olarak işsizlik oranı düşerken geniş işsizlik oranı artıyor.
Türkiye için asıl ölçü geniş
işsizlik oranıdır. İşsizlikte düşüş olup olmadığını anlamak için oraya bakmak
gerek.
[i] İşgücü, ilgili referans dönemde ekonomik mal ve hizmetlerin üretimi için emek arzında bulunan veya bulunmak isteyen çalışma çağındaki nüfusu kapsar. İşgücü, istihdamda olanlar ile işsizlerin toplamını ifade etmektedir.
[ii] Geniş ya da atıl işsizlik, zamana
bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşuyor ve mevsimlik
işsizler ile iş aramaktan vazgeçenlerin de işsizlere eklenmesiyle hesaplanıyor.
Merhaba Hocam,
YanıtlaSilTabloyu TÜİK'in sitesinden olduğu gibi mi aldınız? Zira son satırda Geniş tabanlı işsizlik oranı Geniş İşgücü Oranı olarak tanımlanmış. Tablo TÜİK'tense bir algı oyunu var gibi. Siz hazırladı iseniz hata mı var?
İnsanları işgücü piyasasından çekmenin masa başında mümkün olduğu anlaşılıyor. Ama geniş tanımlı işsizlik rakamları ile oynayamazlar diyebilir miyiz?
Tablodaki veriler bire bir TÜİK sitesinden alındı. Son satırdaki geniş işsizlik ya da atıl işgücü oranı TÜİK'in istihdam tablosunda değil rehberdeki açıklamalarda ve tablonun eklerinde yer alıyor.
SilTÜİK'e kefil olmayalı epey bir zaman oluyor, o nedenle bir şey diyemeyeceğim.
Merhabalar,
Sil2021 şubat ayı Atıl işgücü oranı %28,1 şuna %22,5 işsizlik azalıyor o zaman öyle değil mi?
Karın tokluğuna çalışmak meselesini yurt dışında acı şekilde yaşadım.
YanıtlaSilİşsiz kaldım, haftalık işsizlik maaşı almaya başladım.
O haftaların birinde parça başı bir iş buldum, giriş yaptık, o gün kovid yüzünden
iş yeri kapalıydı.
İkinci gün iş gelmedi, üçüncü gün patron kovid oldu, ben de çıktım.
Para alamadığım o hafta resmen işsiz sayılmadım, o haftanın işsizlik maaşını da alamadım.
Evet TÜİK de zaten ILO standartlarını uyguluyor. O nedenle tanımlarda bir sorun yok.
SilHocam olası bir yunan savaşı ekonomimizi nasıl etkiler.Çünkü bunlar bizi ağır tahrik ediyor.
YanıtlaSilSavaş olmaz merak etmeyin. İki taraf da bu işi iç politika malzemesi yapmaktan sıkılınca unutulur gider ta bir dahaki seçime kadar.
Sil20 yıldır kara sularımızdaki ada ve adacıklar işgal edilip Uzo eşliğinde kuzu çevrilirken, adalara kilise kurulup ayinler yapılırken, silahsız olması gereken kıyıya yakın Yunan adalarına ağır silahlar yerleştirilirken tahrik olmayan sayın iktidarımız oylar %30'un altına düşünce birden tahrik olmaya başladı. Önce olağan şüpheli Suriye'ye yön çevrildi, tam "bir gece ansızın gelebiliriz" şarkıları söylenirken Rusya, ABD ve İran hele bir dur ağa deyince bu kez Yunanistan'a atarlanmalar başladı ve gece yolculuğunun yönü batıya çevrildi. Bu arada karşıdakiler de bir sürü siyasi skandalla sarsılıp oy kaybetmekte olduklarından bu havaya uydular, gel gel yapmaya başladılar. Aslında tam bir kayıkçı kavgası sürüyor da bunlara atlayan sazanlar iki yakada da epeyce bol...
SilTürkiye, batının kuzusudur.
SilBatıdan bir yere savaş filan ilan edemez Türkiye.
Vaka: seçim zamanı siyasilerin kitlelerini heyecanlandırmasıdır.
Türkiye, Batıdaki bir ülkeye savaş ilan etmiş ise, bilin ki Batı Türkiye'yi silmiştir.
Öyle bir savaş da Türkiye'yi böler.
Diyeceksiniz ki, Kıbrıs'a nasıl savaş ilan ettik. O dönem orduda, Atatürk ve Fevzi Çakmak etkisinde yetişmiş paşaların yetiştirdiği askerlerden bir miktar vardı.
Onlar doğrusu ne ise yapardı.
Onların köküne de 80 darbesi ile kibrit suyu döküldü. Sivrilerin hepsi atıldı ordudan, darbeyle.
Onların da kırıntılarından kalanları kozmik oda ile temizlediler.
Şimdiki ordu mis gibi, abdestli namazlı, kuzu gibi askercikler, bunların canları pek tatlı, kendileri de pek heyecanlı. Öyle büyük savaş stresini kaldıramazlar, savaş olursa istifa edip giderler.
Türkiye- Yunanistan savaşı demek, Türkiye cumhuriyetinin sonu demektir.
SilTSK artık bitti, tarafsız medya da kalmadığı için ordu, savunma sanayi sürekli şişiriliyor, şişirilmiş bir balon haline geldi savunma sanayi.
Ama maalesef acı gerçekler Türkiye için çok fazla. TSK zaten 40 yılda bitirildi. Çivisi son 20 yılda çakıldı. Yukarıdaki arkadaşımızın dediği gibi şu anki ordu abdestli namazlı. Herhangi bir elitizm söz konusu değil. Rus ordusu neyse artık Türk ordusu da o.
3 güne Atina'ya gireriz diyen sözde okumuş cahil analistlerle doldu TV kanalları. Ordununda bunlardan oluştuğunu tespit etmek çok zor değil. (Bunlar aynı zamanda eline değnek alıp utanmadan Ukrayna'nın da 3 günde işgal edileceğini söylüyordu) Türk halkının doğru haber alma imkanı da elinden alındı. En tarafsız dediğimiz kanallar bile taraflı oldu. 2-3 tane haber kanalı kaldı ama o kanalları da izleyen yok, reyting potansiyelleri belli.
Yani yazık oldu bu ülkeye. Tek kötüye giden TSK da olmadı, etnik yapı bozuldu aynı zamanda.
2023 artık son şansımız. Aksi takdirde tek sorunumuz ekonomi olmayacak, ciddi milli güvenlik sorunları yaşayacağız, herhangi bir Ortadoğu ülkesinden farkımız kalmayacak.
Rusların diktatörlüğüyle bizim diktatörlük rejimimiz de aynı değil. Rusların olası bir milli güvenlik tehlikesi durumunda kendilerini koruyabilecek atom bombaları var. Bizim de şişirilmiş bir balon olan savunma sanayimiz.
Dua edelim de sonumuz Arjantin, Venezuela gibi değil, sonumuz Irak, Suriye gibi olmasın.
hocam teşekkür ederiz aydınlatıcı yazınız için. bugün açıklanan verileri çok daha iyi anlamamıza ve yorumlamamıza vesile oldunuz.
YanıtlaSilSağ olun
SilHocam gizli işşizlik durumu nasıl hesaplanır?
YanıtlaSilİki şekilde hesaplanabilir: (1) Anketlerle, (2) Bazı varsayımlara dayalı tahminlerle. Bu hesaplama tabii ki yaklaşık olarak yapılabilir. Tanım farklılıkları sonucu değiştirir. Mesela bir kamu kurumunda çalışmadan (kızağa çekilmiş durumda) maaş alanlar gizli işsiz sayılır mı sayılmaz mı?
SilGizli işsizlik şöyle tanımlanıyor; bir işletmede ya da bir sektörde çalışanların sayısı azaltıldığı halde o işletme ya da sektörün üretim miktarında bir azalma olmuyorsa orada gizli işsizlik var demektir. Bu durumda gizli işsizleri tespit edebilmek için ya istihdamı azaltıp üretimin azalıp azalmadığını denetlemek lazım (ki bu hizmet işletmelerinde çok daha zordur) ya da dediğim gibi tahminle hesaplama yapmak lazım.
Hocam merhabalar, yok diye biliyorum ancak nitelikli istihdam verisi olusturulabilir mi? Örneğin, öğrenimini gördüğü alanda çalışmak veya aynı alanın değişik kademelerinde on yıl sürekli çalışmış olmak gibi ölçütlerle. Bu tür bir verinin de ülkelerin beşeri, kurumsal gelişme ve kalkinma ölçütü olarak en azından nitel bir değer anlamında dikkate alınabileceğini düşünüyorum..
YanıtlaSilÖzel olarak uğraşılırsa oluşturulabilir. Keşke TÜİK ya da üniversiteler bu işlere de zaman ayırsa.
SilÇok uluslu bir şirkette çalışıyorum. Neredeyse tüm birimlerde uzun süredir ciddi personel açığı var. Headhunter larımız kalite adam bulamıyoruz diyor.
YanıtlaSilO anlamda işgücü eksikliği olduğu doğru. Çünkü üniversitelerimiz uzunca bir süredir kaliteli eğitim veremiyor.
SilYakın zamanda mezun olmuş bir iktisat mezunu olarak şunları belirtmekte fayda var okula ilk başladığım andan itibaren öğrenme değil sınav odaklı yetiştirildik. Bu sebepten ki hiçbir bilgi kalıcı olmadı. Ek olarak kitaplara karşı bir önyargı görürdüm üniversite sıralarında. Sadece diploma için gelen merak etmeyen araştırmayan ve öğrenmeyen bir gençlik. Sonuç ise diplomalı işsiz ordusu. Nasıl ve neden bu şekillere büründük dersek. Bizleri şekillendiren ailemiz başta olmak üzere öğretmenlerimiz, arkadaşlarımız ve yöneticilerimizin bizleri şekillendirme biçimiyle evrildik. Bir zaman sonra sorgulamaya başladık. Bazılarımız susturuldu ve sisteme ayak uydurdu. Bir kısmı ise inat ederek doğru bildiklerinin yolundan devam etmeye çalışıyor. Önümüz sivri dikenli çalılarla kaplı ama orayı geçebilirsek olağanüstü bir güzelliğe kavuşacağız. Umarım başarabiliriz.
SilÜniversitelerimizde kaliteli eğitim eksikliği gün geçtikçe artmakta ve özellikle meslek liseleri çağın gereklerine cevap veremez düzeyde iken ortaya çıkan nitelikli iş gücü eksikliğinin de gün geçtikçe artacağı, bununla beraber atıl iş gücünün de (özellikle de toplumun iş beğenmiyorlar dediği kişinin ise ben okul okudum abi o iş bana göre değil dediği) artacağı kanaatindeyim hocam. Bu durumun nitelikli iş gücüne ihtiyaç duyan sektörler üzerinde ki etkileri ve bu sektörlerin ülkemizdeki geleceği hakkında düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz ?
YanıtlaSilEğitim sistemini baştan aşağıya yeniden düzenlememiz gerekiyor. İşsizlik yaygın olduğu halde kaliteli eleman bulmakta sıkıntı var. Çünkü üniversite ve teknik lise mezunları yeterli kalitede eğitilemiyor maalesef.
SilMahfi Hocam, tabloda son satır "Geniş İşsizlik Oranı" olacak "Geniş İşgücü Oranı" yerine.
YanıtlaSilDüzelttim, teşekkür ederim.
SilHocam sayıları yazarken yanılmıyorsam minik bir hata yapmışsınız. İstihdam edenlerle işsizlerin toplamı toplam işgücüne eşit gelmemiş.
YanıtlaSilO küçük fark benden değil TÜİK'in yuvarlama sisteminden geliyor.
SilHocam her zaman dediğiniz gibi sorunu çözmek için ilk önce kabul etmek gerekir.
YanıtlaSilİş arayıp bulma umudu olmayanları gerçek işsiz, 4kişilik ailenin açlık sınırının altında ücrete çalışanları çalışan değil hürriyetinden yoksun köle, yoksulluk sınırının biraz üstündekileri&altındakileri tüzel kişi değil gerçek zamanlı ücretli köle sayarsak türkiyede issizlik oranı %97, 8 civarıdır sevgili hocam..
YanıtlaSilKayıt dışı çalışanları bilmek mümkün değil sanırım ama belirli bir miktarda eklemek gerekmez mi istihdam edilenlere.
YanıtlaSilyada soru gibi sorayım kayıt dışı çalışanlar ekleniyor mu herhangiu bir şekilde?
Hocam, .. bir gün karın tokluğuna çalışıp da ücret almamış olanlar işsiz sayılmıyor demişsiniz. "Ücret almış olanlar işsiz sayılmıyor" şeklinde olacaktı sanırım.
YanıtlaSilHayır ücret almıyorlar, karın tokluğuna çalışıyorlar. sevgiler
Silhocam bence, tüm sgk, bağkur ve memur kurumlarından aylık adam gün prim sayılarını ay ay çıkarıtırıp, ortaya koysunlar geçmiş ay frekansları dahil, azalma çoğalma çok net ortaya çıkar diye düşünüyorum.
YanıtlaSil