Bütçe Tanınmaz Halde

Devlet bütçesi; bir yıl içinde elde edilecek gelirlerle yapılması planlanan giderleri gösteren bir tahmin cetvelidir. Devlet bütçesinin diğer bütçelerden farkı vergidir. Karşılıksız bir gelir olan vergiyi yalnızca kamu kesimi tahsil edebilir. Devlet bütçesinin diğer bütçelerden bir başka farkı da yasaya dayanmasıdır. Devlet bütçesi; hükümete bir yıl içinde toplanacak gelirleri toplama ve öngörülen harcamaları verilen limitler içinde (ödenek) yapma yetkisi veren bir yasadır.

Zaman zaman deprem gibi, savaş gibi felaketlerle karşılaşıldığında bütçe ödeneklerinin harcama gereklerine yetmeyeceği düşünülerek bütçelere çeşitli adlar altında olağanüstü ödenekler konulabilir ya da ek ödenek çıkartılabilir. Bu tür ek ödenekler çıkartılabilmesi için genellikle o miktar kadar ek gelir toplanması öngörülür.

Hükümet, birçok gerekçeyi öne sürerek (hepsinin asıl nedeni olan kurlarda ve enflasyonda yaşanan artışlardan örtük olarak söz ederek) TBMM’ye 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bağlı Cetvellerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifi sundu.

Aşağıdaki tablo 2022 yılı bütçesinin başlangıç harcama ödenekleri ve başlangıç gelir tahminleriyle yeni teklifle gelen ekleme taleplerini bir arada gösteriyor. Son sütun bu teklif kabul edildiğinde 2022 bütçesinin ne durumda olacağını gösteriyor:


(*) Tabloda Personel Giderleri olarak gösterilen 16,8 milyar liralık ek ödenek yeni alınacak personel için eklenen ödenektir. 200 milyar lira tutarlı SGK Devlet Prim Giderlerinin 172 milyar liralık bölümü mevcut personelin ücretlerinde yapılacak artış için, kalan 28 milyar liralık bölümü SGK Devlet prim giderlerine eklenen ödeneklerdir. 

Tablo, bütçenin başlangıç durumuyla, yıl ortasında teklif edilen eklemeler yapıldığında geleceği durum arasında bütçe giderleri açısından yüzde 61,7, bütçe gelirleri açısından yüzde 73,4 oranında sapma ortaya çıktığını gösteriyor. Bunlar kabul edilebilir sapmalar değildir. Bu, ek bütçe, ek ödenek falan değil resmen yıl ortasında ikinci bir bütçe yapmak demektir.

Bu zorunluluğun tek bir nedeni vardır: Yanlış ekonomi politikası. Daha açık söyleyelim: Yanlış faiz politikası. Riskleri sürekli artan bir ülkede kurların yükselmesi kaçınılmaz bir sonuçtur. Üretimi büyük ölçüde ithal girdilere dayalı bir ülkede kurların yükselmesinin enflasyonu da yükselteceği açık bir gerçektir. Bu ikiliyi durdurmanın en etkin yolu faizi enflasyonun üzerinde belirlemek ve böylece insanların dövize yönelmesini önleyerek kurları denetim altında tutmaktır. Durum böyleyken Türkiye tam tersini yaparak faizi düşürmüş, enflasyonun onlarca puan altına itmiş ve insanları dövize yönlendirerek kurların yükselmesine yol açmıştır. Kurlar yükselince enflasyon artmış, tahsil edilen vergiler artsa da harcamalar için ayrılan ödenekler yetmez hale gelmiştir. Bunlara bir de faizi artırmamak adına yürürlüğe konulan kur korumalı mevduat hesaplarının Hazine (dolayısıyla bütçe) üzerine bindirdiği yük eklenmiştir. Böyle olunca da ister istemez yıl ortasında ikinci bir bütçeyi meclise sunmak gereği ortaya çıkmıştır.

Öte yandan bütçede ödeneği bulunmadığı halde, yasaya uygun olmadan, ilk 5 ayda 21,1 milyar liralık harcama yapıldığı için tartışmalı olan Kur Korumalı Mevduat Hesabı için de bu ek bütçeyle 40 milyar liralık ödenek konularak bu uygulama sonradan yasal hale getirilmiş oluyor.  

Türkiye, girdiği yanlış yoldan geri dönüp doğru yola girmek yerine ısrarla yanlış yolda ilerlemeye devam ediyor. Yıllar önce söyledim, bir daha söyleyeyim: ‘Bilimden ayrılanı kurt kapar.’

 

Not: Bu yazıyı yazarken aklıma takılan bazı konuları Ozan Bingöl ile görüşerek aydınlattım,  kendisine teşekkür ederim.

 



Yorumlar

  1. Sayın Hocam,
    Kaleminize ve emeğinize sağlık. Yine tam gündemi aydınlatan bir yazı tam zamanında geldi. Teşekkürler. Bir sorum olacak:
    Alım gücü bu kadar gerilemişken bütçe gelirleri planlandığı gibi gerçekleşir mi sizce hocam? Gerçekleşmez ise bütçe açığının planlanandan daha yüksek çıkacağı malum. Bu durumda bu açığın finansmanı nasıl sağlanıyor? Önümüzdeki yılın gelirlerinden tahsil edilmek üzere devir yapılması söz konusu mudur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun.
      Bütçe gelirlerin öngörülen artış yüzde 70 dolayında. Bu, 6 aylık bir dönemi kapsayacağına göre yılın yarısı demek. 2 ile çarparsak yılın tamamını görebiliriz. Ki bu yüzde 140 eder. Ki o da bize gerçek enflasyonu gösterir. Bu durumda parayı toplayan enflasyon oluyor.

      Sil
    2. Enflasyon ortamında, bütçe gelirleri önce hızla artar, daha doğrusu giderlerden daha yüksek olur, sonra enflasyona uyar, hükümet daha çok para basar.

      Döngüyü sağlayan para basımıdır. Hükümet parayı bastıkça açığı hemen kapatır, geliri bir anda artar, gider geriden gelir. Türk hükümetlerinin para basmayı çok sevmesinin temel teknik sebebidir.

      Tabi para basıldıkça bir süre sonra olumsuz etkileri faydasının üzerine çıkar. Mevcut hükümetin yaşadığı durum biraz da budur.

      90 lı yılların koalisyonları hükümetleri rahatlatırdı. biri parayı basar, millet rahatlar, sonra hemen bir erken seçim, ardından yeni gelen kucağında bombayı bulurdu. Sonra millet yeni seçilene küfreder, eski hükümet de pis pis sırıtıp bizim dönem şöyle eyiydi diye reklamını yapar, tekrar seçilir. Bomba artık kimde patlarsa, patlama derecesine göre partisini kapatır, yeni parti kurardı.

      Şimdiki hükümet sürekli iktidarda durunca, tabi bomba sürekli elinde patlıyor.
      Yoksa değişen bir şey yok yani, alım gücü hep düşmeye devam eder.

      Sil
    3. Mahfi hocam;elinize, kaleminize sağlık. Yazılarınız bir için su gibi.

      Sil
    4. en yüksek sapma sgk devlet prim giderlerinde sgk yı kim batırmıştı ben unuttum

      Sil
    5. bu tabloya göre bütçe açığı artmamış azalmış faiz /vergi gelirleri 19 dan 14 e düşmüş bu açıdan eleştiri değil övgüyü hak ediyor

      Sil
  2. Hocam bence artık masaya yumruğu vurma vakti gelmiştir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vurdum az önce, çayı deviriyordum.

      Sil
    2. Hangi masa? Kimin yumruğu? Nerede? Nasıl?

      Sil
    3. Masayı vergi aldı, yumruğu enflasyon yedi,
      Ortada ne masa kaldı, ne yumruk!

      Sil
  3. Hocam merhabalar, her şeyi çok net ve basit bir şekilde açıkladığınız için çok teşekkür ederiz. Ancak bu ülkede yetişmiş 1 tane aydın birey bile yok mu ? 1 vatansever çıkıp bu hataları engellemiyor mu? İlla ki söyleyenler oluyor niye göz göre göre enflasyonun yükselmesine izin veriyorlar ? Bunlar bence bilinçsiz yapılacak şeyler değil. Altındaki sebepleri irdelemek daha doğru. Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öldürülen aydınlar diye internette aratın, o kadar çoklar ki!
      Mezarlarına gidip bir çiçek bıraktınız mı?
      Daha da güzeli, kitaplarını alıp gençlere hediye ettiniz mi?
      İnternetten onların sözlerini paylaşıp düşüncelerini yaydınız mı?
      Bunları yapmadıysanız konuşmayın.

      Ahmet Taner Kışlalı,
      Muammer Aksoy,
      Bedrettin Cömert,
      Bedri Kafakioğlu,
      Doğan Öz,
      Hrant Dink,
      Uğur Mumcu,
      Abdi İpekçi,
      Çetin Emeç,
      Turan Dursun,
      Bahriye Üçok,
      Ali Günday,
      Necip Hablemitoğlu....

      daha da yazayım mı?
      Ya hapislerde yılları çürütülenlere ne demeli?
      Aziz Nesin ne suç işledi de hapiste yattı?
      Ya Türkan Saylan?

      Cehalet böyle bir şey, 17:51 de yazan yorumcu gibiler, kendi aydınlarının tarihini okumamışlar,
      1 vatansever çıkıp engellemiyor mu diye utanmadan soru soruyor. Devlet, şikayet ettiğiniz şekilde yönetilmesin diye bu insanlar uyardı, canlarını verdi. Siz işine gitmek için arabasını çeviren eşinizin patlama sesini duydunuz mu?
      Babalarının vücudundan geriye bir kaç parça kemik, kırık bir gözlük camı kalan çocukları dinlediniz mi?
      Gelmiş utanmadan soruyor 1 tane vatansever yok mu? diye, git sen sor vatansever ol, madem sormuyorsun sen de vatansever değilsin, boş konuşma bari adam sansınlar.

      Sil
    2. Değerli Hocam,
      Harika bir içerik. Okudum, üzerime düşen notları kaydettim. Teşekkür ettim. Blogtan çıkmadan öncede mümkün olursa size bir rica mı iletmek istedim; Yabancı sermayenin ülkeme yaptığı “yatırımlar” arkasında bıraktıklarına ve hatta tüketip yok ettiği emeğe, içeriğe, değere bakmadan GittiGidiyor. Konuya dair genel bir değerlendirme yazınız olursa çok mutlu olurum. Saygılar

      Sil
    3. Teşekkür ederim. Verilere bir bakacağım o ayrıntıda veri var mı?

      Sil
    4. Sayın Adsız 18:52,

      Yorumunuzun altına imza atıp bir de mühür basıyorum...

      Sil
    5. adsız 18:52 ne diyorsun abi sen psikolojik sorunların mı var adama küfretmediğin kalmış. Herkes ayrı bir alem

      Sil
    6. Bir Çuval Patates23 Haziran 2022 14:43

      Sayın Adsız21 Haziran 2022 17:51,

      Yorumunuza laf cambazlığı ile kışkırtıcı yanıtlar veren, bir zamanların kızgın gençleri, bugünün hoşgörü ve empati yoksunu huysuz ihtiyarları olan kişiler adına 63 yaşındaki bir vatandaş olarak özür dilerim.

      Sil
  4. Birinci dünya savaşının yıkımının altında kalmış çağdışı bir imparatorluk enkazından, dönemine göre son derece demokratik, çağdaş, aydınlanmacı bir ülke ortaya çıkaran tezin antitezi de olsa olsa böyle sona erecekti. Yaşananlara şaşıranlara da ben şaşırıyorum...

    YanıtlaSil
  5. Bi esnaf müşterimiz vardı geçmişte onu hatırladım, kredili müşterimizdi,
    Bizim firmadan mal alır, ne vadesini hatırlar ne borç miktarını bilirdi,
    Alır satar, parayı bir yerde kullanır, ödeme vaktinden 10 gün önce bizim muhasebe arar öyle borcundan haberi olurdu.
    Bir gün ziyarete gittik, işleri nasıl yürütüyor diye, gitmeden borç dökümüne baktım,
    hoş sohbet konuştuyorduk, nasıl mal alıp sattığını anlatıyor, o ana denk geldi, bizim muhasebe aradı,
    borcu hatırlattı, nee dedi o kadar oldu mu? yüzü allak bullak olmuş, kıpkırmızı kesilmişti.
    Teli kapattı, sesi düşmüş, heyecanı bi anda gitmişti, borcunu bizim bilmediğimizi düşündüğü için sözde yeni projeleri için ek kredi istemişti.
    Böyle çok bayi vardı, zamanla limitlerini kademeli olarak azalttırmıştım.

    Ülke borcunu ne zaman okusam, aklıma o tip esnaflar gelir, tüm kurumsal kademeleri kırmak isterler, büyük kredi ile büyük iş adamı olacaklarını düşünürler, muhasebe disiplinleri yoktur.

    Hükümet de işte o esnaf kafası ile yönetiyor ülkeyi.

    YanıtlaSil
  6. Gelişmelere ve gidişata baktığımızda durumun " yanlış yapma " olmayıp "kasden ve taammüden bu yola girme " olduğu anlaşılmaktadır...Dolayısıyla yanlıştan dönmek diye bir durum söz konusu değildir. Tarihe düştüğünüz notlar için teşekkürler Mahfi bey..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazıyı okurken ben de aynısını düşündüm, seçim ekonomisini enflasyonla finanse edecekler gibi… Bu kadar temel şeyleri ilkokul çocuğu bile anlayabilir. Erdoğan anlayamayacak bir zekada olsa buralara kadar gelebilir miydi? Bal gibi bilerek enflasyonu arttırıyor.

      Sil
  7. Hocam ötv artışı kapıda diyebilirmiyiz bu tabloya bakarak?

    YanıtlaSil
  8. Yılın ikinci yarısı için para bitmiş. Yeniden para toplanması lazım. Önümüzdeki aylar pek çok olaya gebe.

    Hocam bunlar olağanüstü olaylar ve gerektiği gibi halka anlatılmıyor. Sizi keşke ana akım kanallarda görebilsek.

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam mesela Habertürk'ü izliyorum. Nispeten orta yolcular.
      6 kişi katılıyor yayına, güya ekonomi konuşuluyor. Hiçbirisi ekonomist değil. Sizi eski MB başkanı yapan kişi Türkiye'nin CDS'i Avrupa'nın en iyisi dedi geçen.

      Sil
    2. Kabahat onda değil onu yayına çıkarıp ekonomi soranda.

      Sil
    3. Kesinlikle!

      Sil
    4. Televizyona çıkarılan veya "ÜNLÜ EKONOMİST" diye tabir edilen kişilerin öz geçmişlerini okuyorum, ekonomi ile ilgili eğitimleri ve kariyerleri yok. Sadece çeneleri çok çalışıyor. Diğer konularda da aynı uzmanlık alanına girmedikleri halde ahkam kesiyorlar.

      Sil
  9. 2010 yılından 2022ye kadar dünya gdp per capitası artmadığına göre Türkiyenin gelişme olasılığı ne kadardı? Sonuçta bu ülke dış sermaye girişleriyle gelişmedi mi babacan döneminde? Yani faizleri makul seviyede tutsak bile çok bir ilerleme kattedemezdik gibime geliyor sabit kalırdık. Çinin dünyaya açılıp ürün fiyatlarını ucuzlatmasının etkisi yok mu 2000lerdeki büyümeye?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunların hepsi var. Ama biz o dönemde teknolojiye yatırım yapacağımıza AVM yaptık, konut yaptık.

      Sil
    2. Gdp per capita ne demek ?

      Sil
  10. Hocam merhabalar, personel ve sosyal güvenlik giderlerinde ödenek eklenen kısımda bir sorun var gibi görünüyor. SGK prim giderleri olarak girdiğiniz 200 milyarın bir kısmı personel gideri. İyi günler diliyorum.

    YanıtlaSil
  11. Hocam öncelikle emekleriniz için teşekkür ederim. Gelir ve kurumlar vergisi başlığı altında ek 370,5 milyar TL gelir belirlenmiş, burdan yola çıkarak gelir vergisi oranlarında artış ya da vergi dilimlerinde bir azalış yaşanması mı söz konusu olacak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olabilir. Ya da enflasyon o kadar yükselecek ki kazançlar nominal olarak artacak. Bence ikisi de olacak.

      Sil
  12. Öldürülen aydınlar diye benim soruma cevap vermişsiniz. Kusura bakmayın yaşım 25 ve 18 yaşından beri küresel bir fabrikanın proje bölümünde çalışıp düzenli olarak vergilerimi ödüyorum ayrıca geliştirdiğim güzel projeler ile şirketi kâra geçiriyorum. Kusura bakmayın ama ben bu devlete ne yapabilirim? Siz ne yaptınız da benim genç olarak sorduğum soruları beni aşağılayarak vebapladınız. Zaten sizin zihniyetiniz televizyonda siyasetçi sıfatıyla geleceğimizi karartıyor. Lütfen siz de buradan anonim bir şekilde bizi yadırgamak yerine yol gösterin. Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın Adsız 21:08,

      1972 yılında idam edildiklerinde Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan 25, Hüseyin İnan 23 yaşındaydı. Tek suçları, bugün şikayet ettiğiniz bu düzeni yaşamayın diye mücadele etmekti. Benzer şekilde 12 Eylül 1980'e kadar binlerce aydın gencimiz faşist katiller tarafından katledildiler, içlerinde dostlarımız, arkadaşlarımız, kardeşlerimiz vardı. Katledilme nedenleri de günümüzdeki sistemin ve siyasi kadroların kurulabilmesi için onların ortadan kaldırılma gerekliliği idi.

      Bugün yaşadığınız ve yakındığınız sistemin nedeni televizyonlarda izlediğiniz siyasetçiler değildir. Onlar sadece sonuçtur. Asıl neden, ortada dönen oyunu görmemek için direnen, kimin dost, kimin düşman olduğunu ayıramayan ve sırf kendi inancına yakın gördüğü için sağ popülist islâmcı kadroları kayıtsız şartsız desteklemeye devam eden kitlelerdir. Elbette kimse sizden bir Deniz Gezmiş olmanızı beklemiyor ama en azından sadece şikayet etmek yerine işe neyin ne olduğunu anlamaya çalışmakla başlayabilirsiniz...

      Sil
    2. Sizden önce bir Türkiye olmadığını, siz doğmadan hiçbir şey görmediğimizi düşünmek yerine 25 yaşın gereği olarak okumak, bilgilenmek gerek. Bizler ansiklopedi ile büyüdük ama sizin elinizde akıllı telefonlar aracığı ile tüm dünya var. Sorunuza aynen o adsız arkadaşımızın cevabı gibi bir cevap alacağınızın bilincinde olmanız gereken yaştasınız.

      Sil
    3. 18:52 de, eleştirirken yol gösterdim,

      Aydınlarımızın tarihini okuyun yazdım, isimlerini verdim, kitaplarını okuyun ve dağıtın yazdım, her cahilin yorumları altında onları eleştirirken yol gösterin, aydınların isimlerini sözlerini internette paylaşın, doğruları yayın, cahile cahil deyin, sinir sistemlerini bozun.

      Cahile verdiğiniz her cevabı onlarca farklı kişinin de okuduğunu bilip onlara da destek olun.

      Cahil ne yazdığını bilmeyendir, siz ne yazdığınızı bilmiyorsunuz.
      Bana yazarmısınız benim zihniyetimde televizyona çıkan iç karartan bir siyasetçi ismi?
      Madem meydana çıktınız, cahil değilsiniz, buyurun ispat fırsatı size.

      Sil
  13. Bir sorum var Hocam. Daha 6 gün önce ilk 5 ay itibarıyla bütçenin 125 milyar TL civarında fazla verdiği bizzat Bakan tarafından açıklanmıştı.

    Bütçe fazla verdiğine göre ek bütçeye niçin gerek duyulur ki ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisinden birisi doğru olmasa gerek diyorsunuz.

      Sil
    2. Bütçe tekniği açısından belki mümkündür ama ben bilemiyorum diye düşündüm önce. Sonra bütçenin yılbaşından bu yana fazla verdiği söyleminin abartılı olduğunu düşündüm. En sonunda her ikisinin de gerçek olduğu, erken veya zamanında seçim için tahkimat yapıldığı kanaatine vardım Hocam. Çok saygılar.

      Sil
  14. Mahfi Hocam, bütçeye konan ilave vergi nasıl toplanacak. Bu açıkta asgari ücretten alınmayan verginin de payı olabilir mi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyon % 120 ise kazançlar nominal olarak artar, bu vergiler de toplanır.

      Sil
  15. Saygı değer hocam son iki günde yaşananları anlatan çok kıymetli bir yazı olmuş. Hem gayet açık hem de çok aydınlatıcı. Umarım çok kişi okur çok kişiye ulaşır. Elinize emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  16. Hocam izninizle paylaşıyorum

    YanıtlaSil
  17. Hocam merhaba, enflasyonun bu kadar hızlı artmasında devlet harcamalarının da kaydadeğer bir etkisi var mıdır? Yoksa her şey MB’de mi bitiyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette var. MB, bu facianın büyümesine yol açıyor. Yanlış faiz politikası izleyerek. Eğer faizi % 19'dan 14'e indirmek yerine örneğin 21'e çıkarsaydı bugün bu sorunların hiçbirini yaşamıyor olacaktık.

      Sil
  18. Sayın Hocam,Sağ olunuz.Var olunuz.Aydınlatıcı yazılarınız için,Ayrıca teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
  19. Hocam pozitif reel faizin yüksek olduğu bir ortamda insanlar dövizlerini bozdurup tl ye yatırmak yerine sadece elimdeki tl yi mevduata yatırsa bu Türk Lirasına olan talebi artırır mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizler yüksek olacağı için kredi talebi de muhtemelen artmaz dolayısıyla TL'ye talep artmaz.

      Sil
  20. Hocam temmuz ara zammının devletin SGK primini üstlenmesi ile yapılması konuşuluyordu, ek bütçe düzenlemesinde bu + 200 Milyar TL' ye karşılık geliyor olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 200 milyar TL'nin yaklaşık 172 milyarı personel maaş zammı.

      Sil
  21. Mahfi hocam merhabalar,

    Temmuz ayında yapılması beklenen asgari ücret ve memur maaş zammı 6 aylık enflasyon bu sevideyken kaçınılmaz görünüyor kanımca. Siz ne düşünüyorsunuz?

    YanıtlaSil
  22. Hocam, çok yalın biçimde herhangi bir insanın anlayabileceği seviyede gelecek felaketi gözümüzün içine sokuyorsunuz. Ben eskinin orta sınıfı şimdinin alt sınıfı olarak bu gelecek felakete nasıl bir önlem alabileceğimi bir türlü çözemiyorum. Maksadı bu ortamdan kar etmek değil de bu fırtınalı günleri çok büyük sıkıntı yaşamadan geçirmek isteyen, elinde cüzi bir miktar parası olan benim gibi sıradan insanlara bir öneriniz var mıdır? Elimdeki cüzi miktardaki paranın yanına çekebildiğim kadar kredi çekip yarısını altına yarısını dolara bölüp kenara attım, bu bile güvenli gelmiyor artık. Yarın bankadaki paralarla ilgili de bir sıkıntı yaşanmayacağının garantisi yok çünkü. Ülkenin geleceği ile ilgili elimizden bir şey gelmiyor maalesef, bireysel olarak bari kendimizi koruyabilelim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz yapabileceğinizi yapmışsınız. Umarım daha kötüsü olmaz.

      Sil
    2. Sevgili Adsız, altın ve dövizi fiziki olarak banka kasasına koyun.

      Sil
  23. Hocam,bu ülkede öyle cahiller varki manipülasyona çok açık..bazen kime ne anlatıyoruz diye düşünüyorum.gece geç saatlerde baktım yandaş bi kanalda kocaman puntolarla "1918 yılından beri dolar %98 değer kaybetti.." yazıyor.allah allah dedim bunlar neyden bahsediyor diye dinlemeye başladım.meğersem zamanında kuranın sifresini çözmüş aktroll bir zat bitcoini meth ediyor.karşısına da bir kriptocuyla bir ablamızı almıs ahkam kesiyor,yok digital para söyle,yok doların devri bitti filan falan..artık bu %98i nasıl hesapladıysa..çünkü bence çok daha fazladır.ama enteresandır hiç kimse bu zata beklenen soruyu sorup golü atmıyor,halbuki kale boş..türk lirası 1923 ten beri yüzde kaç deger kaybetti?

    YanıtlaSil
  24. Sayın Hocam, ek bütçe de en büyük artış cari transferlerde yer almaktadır. bu cari transferler neleri kapsamaktadır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cari transferler konusunda bütçe hazırlama rehberinde şunlar yazılı:
      “Cari transferler” adlı harcama kalemi ile ilgili olarak “Analitik Bütçe Sınıflandırmasına İlişkin Rehber” de detaylı açıklamalar yapılmıştır. Buna göre cari transfer başlığı altında; kamu teşebbüslerine, sosyal güvenlik kurumlarına, döner sermayeli işletmelere, fonlara ve diğer teşekküllere yapılan “görev zararları”, genel yönetim kapsamında yer alan kurum ve idarelere yapılan “hazine yardımları”, derneklere, vakıf üniversitelerine, siyasi partilere, memurlara öğle yemeği, sosyal amaçlı fonlara, seçim giderleri için partilere yapılan “kar amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan transferler”, burslar ve harçlıklar, eğitim amaçlı, sağlık amaçlı, yiyecek amaçlı, tarımsal amaçlı, sosyal amaçlı, ekonomik ve mali amaçlı “hane halkına yapılan transferler”, fark ödemesi destekleme hizmetleri, hayvancılık destekleme hizmetleri, kırsal kalkınma amaçlı tarımsal destekler, tarım sigortası destekleme hizmetleri şeklindeki “tarımsal destekleme ödemeleri”, çocuk esirgeme kurumuna yardım, muhtaçlara aylık ödemesi kapsamındaki “sosyal amaçlı transferler”, Kıbrıs’a ve uluslararası kuruluşlara yapılan “yurtdışına yapılan transferler”, vergi gelirlerinden yerel yönetimlere yapılan ödemeler, savunma sanayii fonuna ve sosyal yardımlaşma fonuna yapılan ödemelerin yer aldığı “merkezi idare gelirlerinden ayrılan paylar” bulunmaktadır.

      Sil
  25. Gelir ve Kurumlar vergisi nin de ayrı ayrı gösterimi, vergi gelirleri dağılımını biraz daha netleştirir gibi. Harika bir yazı, çok sade ve anlaşılır olmuş. elinize sağlık, saygılar.

    YanıtlaSil
  26. Sayın Hocam %140 sonucu noktayı koymuş.Teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
  27. Mahdut Bey cok güzel anlatıyorsunuz da kusura bakmayın ama umurunda değil. Ben de bir Amerikalı Alman genç gibi konserlere festivallere gitmek istiyorum, Türkiyede bu yıl sezonda ortalama bir tatilin maliyeti 20.000 TL. Ben ölene kadar çalışacak mıyım ? Hiç tatilim olmayacak mı ? Deniz Gezmiş ölmüş Allah rahmet eylesin. Sonuç olarak onun dedikleri olmadı mı diye ülke bu halde ? Ne alaka ? Ya da ben bunları anlasam nolur ? Önemli olan ülkede gelirin eşit dağılmasını sağlamak. Şu anda benim genel müdürüm ile aramdaki maaş farkı 27 kat. Müdürüm ile 12 kat. Bunun devrimlerle bir alakası yok. Hak ile adaletle alakası var. Bunu nasıl sağlayacağız? Can vererek mi ? Yoksa bunları yapanlara hesap sorarak mı ? Ya da sizinle burada serzenişte bulunarak mı ? Siyasi iktidar değişsin ne olur ki ? Gelen güruh aynı mantıkta farklı yollardan ilerleyecek. Tr tarihinde hiç bir zaman 10 yıl ekonomik istikrar olmamış. Neden? Çünkü yolsuzluklar hiç engellenmemiş. Sadece yasallaştırılmış :) yani kısaca ben ya da bizler bunların bilincinde olsak ne olur ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cevap verirken "yorum girin" yerine "yanıtla" tuşuna basmayı öğrenmek bile sizin için büyük gelişme olacak gibi görünüyor...

      Sil
    2. Mahdut Bey, mobilden giriyorum ve yanıtla seçeneğini bulamadım. Güzel bir tartışma oldu teşekkür ederim. Sonuç olarak sizin jenerasyonunuzun ülkenin bu hale gelmesinde ne kadar etkili olduğuna bir kez daha emin oldum. Kendi çevremdeki büyüklerimde gördüğümü sizde de gördüm. Tek yapılan şey gençleri bir şey yapmamakla suçlamak, bir şeyler yapıp canını veren ya da bedel ödeyen insanları riyakar bir dille anmak ve o günün şartlarında kârlı hangi işlem varsa ona yönelmek. Bunu solcu-sağcı-islamcı-radikal gibi bir ideolojiyle alakası yok. Tamamen Türk insanının çıkarları doğrultusunda gerekirse yasayı delmesi ve işleri oluruna çevirebilmesi kabiliyetiyle alakası var. Yani temel sorun ahlaki. Sonuç olarak siz aydın bir birey olarak bile bir Türk gencinin tatil yapmak gibi basit bir eylemini lüks olarak değerlendirip cevap veremediniz ve beni cahillikle suçladınız :) Size aydın günler diliyorum ben cahil halimle çok mutluyum :)

      Sil
    3. Ayrıca Mahfi hocamıza da bu platformda fikirlerimizi hür bir şekilde paylaşabilmemize izin verdiği için de çok teşekkür ederim. Zira günümüzde bir çok aydın zihniyet kendisiyle çelişen fikirlerin sağda solda dolaşmasına izin vermiyor :)

      Sil
    4. Belki de bütün bunlar umrunda olmadığı için festivallere, tatile gidemiyorsun, genel müdüründen 27 kat daha az maaş alıyorsun vb. vb. Ülkedeki gelirin eşit dağılmasını sağlamak için bazı şeyler umrunda olmalı. Kişi olarak size söylemiyorum çoğu insanda var olan üç aşağı beş yukarı benzer zihniyete karşı söylüyorum. Değişim kolay değildir. "Ben" aşamasından "biz" aşamasına geçecek zihniyet değişimi gibi. Armut pişsin ağzıma düşsün, birisi gelsin sihirli değneği ile dokunsun her şey düzelsin, tatlı canımı sıkmayayım diyorsanız öyle bir dünya yok ne yazık ki. Kendinden başka bir şey düşünmeyen insan modeli 80'li yılların ürünü ve ne yazık ki henüz bu zihniyetin son kullanım tarihi dolmadı. Neden ben de Alman yahut Amerikalı gibi tatillere, fesitvallere gidemiyorum, neden genel müdürümden 27 kat daha az ücret alıyorum diye sormalı insan kendine. Sonra da nasıl bunu değiştiririm veya düzeltirim diye düşünmeli. Demek ki neden ve nasıl önemli sorular hayatımızda. Ohoo kim uğraşacak bunlarla diyorsanız şikayet ettiğiniz her şeye katlanmaktan başka çare yok. Ha, bütün bunlara rağmen hiç bir şey değişmiyorsa ya da değişmezmiş gibi görünüyorsa boşvermek yerine sabırlı olmak ve gelecekte yaşayacak çocuklarınızı ve torunlarınızı da düşünmek durumundasınız. Biz pardon ben yaşayamadım bari onlar yaşasın diyebilirsiniz en azından.

      Sil
    5. Adsız 16:28,

      Ben hayat konusunda yol gösterilmesini istediğinizi sanmıştım, tatil konusunda akıl danıştığınızı anlayamadım, kusura bakmayın. Sizin yaşınızdayken bizler de hayalinizdeki beş yıldızlı tatillere gidemez, genelde çadır kurarak tatil yapardık. Oldukça hesaplı ve keyiflidir, tavsiye ederim.

      Hem çevrenizdeki büyükleriniz, hem de bu blogdakiler size benzer şeyler söylüyorlarsa bence ciddiye almanızda fayda var. Muhatap olduğunuz tüm büyükler sizin hakkınızda benzer izlenimler ediniyorlarsa bunu "gençler" şeklinde genellemek yerine bireysel almanızda ve üzerinde düşünmenizde yarar var derim. Bu arada uyarıyı ciddiye alıp "yanıtla" seçeneğini bulabildiğinize sevindim, her şeye rağmen umut var demektir :)

      Sil
    6. 17:40 ve 18:52 en güzel cevabı vermişler.

      80 lerin mahsülleri bunlar, büyümüşler.
      Kök neden yerine gözleri ile gördükleri sonuçlara odaklanıyor.

      Lisemize 94 yılında felsefe dersine bir hocamız gelmişti,
      Ülkenin en iyi fen liselerinden birinde dersi gereksiz diye kapatılmış,
      Bir kaç Anadolu lisesine gitmiş, gittiği sene ya dersleri iptal edilmiş,
      ya da derslerini müdür sabote etmiş,

      Müdür öğrencilere son saat felsefe dersinden herkesin en iyi notu alacaklarını,
      önemli olanın üniversite sınavına hazırlanmak olduğunu, felsefe derslerine girmeleri gerekmediğini söylemiş.

      En son bize gelmiş.

      Felsefeye ne gerek var değil mi? Üniversite kazanma sonucuna mı götürecek?
      Felsefe ile gelir adaletsizliği arasında ne ilişki olabilir değil mi?

      O hocamız olmasaydı, bugün Platonu tanımazdım. Platonu tanıdığım için yukardaki arkadaşın müdüründen 27 kat daha az maaş aldığı sistemi tanıyorum.

      Gazaliyi tanımayacaktım, Gazaliyi tanıdığım için yukardaki yorumcuyu öyle güzel anlıyorum, Erdoğanın her söylemi öyle anlamlı hale geliyor, yönetimi öyle net görüyorum ki, kendimi ayarlayabiliyorum. Faiz sebep, enflasyon sonuç söyleminin onun siyaseti için ne kadar gerekli olduğunu net anlayabiliyorum.

      Yukardaki çöpe dönmüş bütçenin hükümetin zerre kadar umurunda olmadığını da biliyorum.

      Bütçeye bakıp, arkadaşın müdürü ile arasındaki farkın ilerki sene 30-32 kata çıkacağını da görüyorum, bu arkadaş işinde kariyer yaptığında seneye altındaki kişi ile 1.5-2 katlık maaş farkının onu mutlu edip, işe kamçılayacağını da. Onlar da kaçak ve göçmenlere, işsizlere bakıp mutlu olacaklar.

      Kaçak ve göçmenlikten 1 milyon kişi vatandaş olmuş. Onlara bağlı kişiler ile en az 3 milyon kalıcı insan. Önümüzdeki 5 senede 3-4 milyon kişi daha vatandaş olacak. Yani 10 milyon yeni kalıcı insan. Son yılların ekonomisi bu işareti veriyor, hükümetin daha çok dışardan gelene ihtiyacı var, hepsi de Sünni, hiç İranlı Şii yok mesela.

      Arkadaş kendi ile öyle çelişiyor ki? Aydın insanın en sevdiği şeydir kendine eleştirel düşüncenin sağda solda yayılması. Kimse ters bir şey yazmamış, sadece cahil olduğunu yüzüne söylemişler, doğruyu yazmışlar.

      Sil
    7. Ya sizin jenerasyon maden bu kadar bilgili ceremesini niye biz gençler çekiyoruz ! Erdoğan in tek bir doğru sözü var "laf çok icraat sıfır" anca ahkam kesiyorsunuz ortaya herhangi bir çözüm sunmuyorsunuz ve soru soran insana cahil yakistirmasi yapıyorsunuz. O kadar okumuniza rağmen asıl cahil sizsiniz. Masum bir soru soran insanı eleştirmen doğru bir şekilde bildiklerinizi anlatarak yol göstermek yerine ahkam keserek kuculuyorsunuz. O yüzden ne kadar doğru da konussaniz son derece iticisiniz ve bu yüzden 20 yıldır bu memleketi yanlış insanlar yönetiyor çünkü millet sizin gibi kendini beğenmiş insanlarda yaka silkiyor!!

      Sil
    8. 2354 evladım,
      doğru söyleyen incitici olur, incitmezse doğru olduğu nasıl anlaşılır?
      Cem Yılmaz gibi nabza göre şerbet mi verelim?
      Doğru bir tanedir, madem yaşın genç, senin gibi boş, cahil gençler de zamanında hukuk bize engel diye nitelikli çoğunlukla CB seçimini, anayasayı ve daha çok kilit yasayı oyları ile kaldırdılar, sen burda doğru söyleyenlerin değil, nabza göre şerbet veren cahillerin ceremesini çekiyorsun.

      Erdoğana gelince, o sözü kendi için söylemiş, "laf çok icraat sıfır", herkes kendinden söyler.
      Senin cahil babaların yetki vermediği için doğru insanlar ülkede yetki sahibi olamadı, çünkü baban da doğruları söyleyeni istemezdi.

      Şimdi sen baban gibi cahillerin hatasını çekiyorsun.
      Gelip de burada doğruları söyleyenlere cahil cahil çemkir istediğin kadar, maaşın artamayacak.
      Otur oku ondan sonra gel konuş.

      Sil
  28. Hocam merhabalar
    Harika bir yazı teşekkür ederim. Sorum şu devlet bu vergileri toplayamazsa, memur maaşlarını nasıl ödeyecek? Yunanistan’daki gibi bir durum olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun.
      Her şey mümkün tabii ama bu dediğiniz Cumhuriyet döneminde hiç olmadı.

      Sil
  29. Hocam size ve Ozan hocamada teşekkürler iyiki varsınız anlaşılmayacak bir şey yok bilimden uzaklaşmayacaksın

    YanıtlaSil
  30. Hocam öncelikle elinize sağlık. Yanlış ve hata bir yere kadar yapılır. Ancak hatada ısrar etmek neticede kasıt değil de nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnat, takıntı, hatayı kabul etmemek, kibir. Hepsi olabilir.

      Sil
  31. Bütçe giderleri açısından baktığımızda %120, gelirler açısından baktığımızda %140 ikisinin ortalamasını aldığımızda %130'luk enflasyon rakamına ulaşıyoruz ki sanıyorum enflasyonun yüzde yüzü aştığının itirafı bu ikinci bütçe. Bütçeden saraya ayrılan pay nedir? Yeni bir saray yaptırmak için bütçeden para ayrılmış mı merak ettim. Yeni bir saray daha yapmazlarsa çok üzülürüm. İtibardan tasarruf olmaz diye diye bu hale geldik. Yılda iki bütçe demek yeni vergiler yeni zamlar demek.

    YanıtlaSil
  32. HOCAM DEMEKKİ KUR FARKI İKİYE KATLANINCA BÜTÇEDE İKİYE KATLANMIŞ.BU NORMAL DEĞİLMİ SİZCE.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabii çok normal de anormal olan kur niye ikiye katlanmış? Bu soruyu sormazsanız sorunu göremezsiniz. Kur ikiye katlanmış çünkü faizi düşürerek enflasyonu düşüreceğini zanneden ve öyle olmadığını gördüğü halde inatla devam eden bir yönetim var. Faizi düşürmeseydik kur ikiye katlanmayacak, enflasyon üçe katlanmayacak biz de yıl ortasında yeniden bütçe yapmak zorunda kalmayacaktık.

      Sil
  33. Hocam yorumunuza katılmıyorum, bizi kurt kapamaz zira biz kurduz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok biz kurt görünümlü kuzuyuz. Kendimizi kurt sanıyoruz.

      Sil
    2. :))) Hocam cevap tam oturmuş

      Sil
    3. Elma Kurdu bu yorumcu hocam,
      Kitap Kurdu olmadığı da açık.

      Sil
  34. Hocam merhaba, elinize sağlık yine harika yazı.

    Önceki yazılarda dünya üzerinde de büyük bir krizin gerçekleştiğini/gerçekleşeceğini söylemiştiniz. Bu krizin bir sebeplerinden biri de dünya üzerindeki müthiş gelir adaletsizliği olabilir mi? Jeff gibi Elon gibi adamlara para kaynaklar orantısız aktıkça böyle açıkların olması ve enflasyonun katlanarak büyümesi doğal değil mi? Bir de günümüz sosyal medya çağında katma değerli ürünler üretenlerin değil de katbekat saçma içerik üretenlerin kaynaklardan daha yüksek paylar alması, bunun da orta ve alt kesimi kaynaklara ulaşmak için bu yollara itmiş olabilir mi? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun.
      Kapitalizm böyle saçmalıklara açık bir sistem.

      Sil
    2. Sevgili HomoPrometheus,

      Devletlerin varlığı, varlık sebebi gelir adaletsizliğidir.
      Geliri, adil dağıtacağım diyen bir devlet bile, gelir adaletsizliğinin parçasıdır, zira kendini geliri adil dağıtan bir yapı gibi üstte görmektedir.

      Gelir adaletsizliğini çözecek olan insani uzlaşı kültürüdür.

      Hukuk bile gelir adaletsizliğinin temelidir.

      Sil
  35. Sayın Hocam, şu cümleyi ben tam alayamadım, acaba düzeltme gerekir mi? "Hazine (dolayısıyla bütçe) üzerine yükseldiği yük eklenmiştir." saygılar.

    YanıtlaSil
  36. Sayın Babacanın geçenlerde bir videosunu izledm ekonomiyle ilgil, burada 2000lerdeki büyümeyi bütçe açığı vermeden büyüyerek sağladık dedi. Aslında bu eksik bir açıklama değil mi? devlet bütçesi açık vermedi ama cari denge milyarlarca dolar açık verdi, yani büyümeyi cari dengeye yıktı bütçe açığı yerine, ikincisi de global para akımları ve çinin üretime başlamasıyla dünya ekonomik şartları hızla neredeyse her ülke için gelişmedi mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet o dönemde birkaç kez kendisiyle konuşmuş ve bu konuyu dile getirmiştim. Bana: "Cari açık vermek bütçe açığı vermekten iyidir" demişti. Aynı kanıda değildim. Ama o dönemin ekonomi açısından tek kusuru buydu. Zamanla birçok başka kusur da çıktı ortaya ve buraya geldik.

      Sil
    2. Bir dönem, kendi bahsettiği dönem, IMF anlaşmaları sebebi ile denk bütçe yapmak zorunluluğu vardı. Kendisinden kaynaklı bir sebebi yok, kapasitesi de anlamaya yetmez onun.

      Bütçe dengesi için de kamu teşebbüsleri satıldı. Sizin yazdığınız gibi sorunu cari tarafa yıktı. AB üyelik sürecinin getirdiği kazanım, Cari tarafı yönetilebilir halde tuttu.

      Bunlar, yönetimlerden ziyade dış ekonomik koşul ve kurulların, dış ortamın getirdiği zorunluluklardı.

      Yönetim elinde olanlar, satılan kit paralarının kullanımı, gelen yatırım dövizlerinin fiyatları ve cari dengeyi etkileme yönünü belirlemek. Bu ikisinde de en kötü tercihleri yaptılar.

      Sil
  37. Alper Karadağ22 Haziran 2022 16:19

    Elinize sağlık hocam.
    Yanlış hatırlamıyorsam (dün bakmıştım) ÖTV gelirinin alt ayrımlarında özellikle motorlu taşıtlar ilk alımlarındaki ÖTV'yi %107 oranında artırdıklarını görmüştüm. Hem tüketimi yavaşlatıp kredi vadelerini kısarak hem de sıfır araç satışlarının artacağını tahmin etmek birbiriyle çelişmiyor mu? Gerçi bu hesabı kim yapacak ama yine de vergi oranlarında değişikliğe gitmek haricinde acaba araç fiyatlarının global olarak yükseleceği düşüncesiyle ÖTV gelirinin de buna paralel olarak yükseleceği öngörüsünde bulunmuş olabilirler mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olabilir. Kim bilir belki de oran artıracaklardır.

      Sil
    2. Selam Alper,
      Vergi oranı mı artıyor yoksa döviz sebebiyle artan araç fiyatları aynı orandaki vergi miktarını mı artırıyor?

      Sil
  38. Merhaba mahfi hocam, daha önceleri de ek bütçe yapılmış mı diye araştırdım ama bulamadım. Sizin bilginiz vardır acaba devlet ilk defa mı ek bütçe talebinde bulunuyor? Yoksa daha önceden de böyle bir şey oldu mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet yapıldı ama onlar gerçekten ek bütçeydi ve mesela başlangıç bütçesinin yüzde 10'u kadar ek ödenek alınmıyordu. Ben böyle bir ek bütçe hiç görmedim. Bu, dediğim gibi, resmen ikinci bütçe.

      Sil
    2. Sevgili Hocam,

      Yazınızı okuyup, bütçe rakamlarına bakacaktım, başlık üzerine iki saniye düşündüm,
      yazınızı hiç okumadan yorum yazmaya karar verdim.

      Eski bir Hazine Müsteşarı olarak siz bütçeyi tanınmaz buluyorsanız, benim ne okumama, ne de bakmama hiç mi hiç gerek yoktur, orada duran şey bütçe değildir.

      Başlık bana yetti, teşekkür ederim.

      Naçizane önerim, bu başlığın altını Eski Hazine Müşteşarı olarak imzalayıp,
      boş sayfa bile gösterseniz olur, apaçık bütçe olmadığı belli.

      Sil
    3. Aslında hocam ek bütçeden kasıt sormak istediğim bir yılda ikinci defa bütçenin yapılıp yapılmadığı idi ama ona da cevap vermişsiniz, Teşekkür ederim hocam.

      Sil
  39. Sayin Hocam cok tesekkürler bu aydinlatici yazi icin ancak bence bu ikinci bütcede tutmaz, sapar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Bütçe, bilimsel yapılırsa tutar, bilim dışı hiçbir şey tutmayacağı gibi bütçe de tutmaz.

      Sil
  40. Hocam öncelikle teşekkür ederim. Çok kötü ya hu! Vahim bir durum. Bütçeyi geçtim devletin itibari ile oynanıyor. Koskocaman bir devlet iki aylık hesabını yapamıyor. Bakkal defteri ile ekonomi yönetiliyor. Şöyle bir önerim olsa, burda şimdi bilgi işlem departmanı vardır yüzlerce kişi calisiyordur, Oracle, Microsoft artık ne varsa para vermesinler , yazılimdi raporlamaydi faizdi falan bosversinler. Bu arada bitcoin alabilirler tam zamanı dipten toplarız :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Salvador devlet başkanı bitcoin aldırdı biliyorsunuz, bitcoin tepe taklak gidince koca ülke battı.

      Sil
  41. Mahfi Bey, Hukumetin anladigimiz kadariyla problemi cozmek icin hic bir girisimi yok henuz wurst case scenario ne olur yani devulasyon ne kadar devam eder dip ne olur ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle bir dip yok. Olsa Venezuela dururdu. Dip, sizin çıkışa geçtiğiniz noktadır. Türkiye, o noktada değil.

      Sil
  42. merhaba hocam yazınız için teşekkürler. bende şunu merak ediyorum 2002 den 2015 e kadar dolar 3 tl olmamıi yatırım ekonomi faiz hepsi çok iyi insanlar ev araba tarla alabiliyor. gıda fiyatları kiralar evler ucuz o dönemdeki yapı ile şimdi ne fark var bu haldeyiz. o dönem konut faizi 0,71 di faiz düşük enflasyon %10 dolayındaydı. açıklarmısnız bizi ne bu hale getirdi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son bir yılım bunu açıklamakla geçti ama bir daha açıklayayım: Faizi doğru belirlerseniz sizi kurtarmaz, başka adımlar da atmanız gerekir ama eğer yanlış belirler ve o yanlışta ısrar ederseniz sizi batırır.

      Sil
    2. Hocam peki bir soru daha sorayım cevaplarsanız sevineceğim. Politika faizi %14 ama kredi faizleri yüksek merkez bankası bankaları yüzde 14 ile fonlarken banka tüketiciyi yıllık yüzde 32 ile fonluyor doğrumu

      Sil
    3. Doğru ama bankaların toplam kaynağının yüzde 15'i MB fonları kalanı da % 20 dolayında faizle topladığı mevduat. Paçal maliyet kabaca % 19'a geliyor. Yine de fark çok yüksek. Buna karşılık resmi enflasyonun % 73,5 olduğu yerde % 32 faiz de çok düşük.

      Sil
  43. Vergi gelirlerin artışında "enerji+sigara+alkollü içecek" grubunun ciddi bir payı var Petrol fiyatlarının aşağı gelmesi ve seçim baskısı nedeniyle yurt içi akaryakıt fiyatlarının da aşağı çekilmesi gerekebilir. Bu durumda vergi gelirleri de etkilenecektir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam ekonominin sırlarına vakıf mısınız?

      Sil
    2. Değilim çünkü sır yok. Her şey apaçık ortada.

      Sil
  44. hocam bir şeyi daha merak ediyorum yeni ekonomi modelinde varsa yoksa yatırım,üretim istihdam ihracat diyorlar cari açık azalmak yerine artıyor ihracat artıyor diye seviniyoruz cari açığı düşürmek için hammadde kaynağını üretime yönelmiyoruz bu sistemde cari açık kapanmaz ise model basarısız olur tahminim.

    YanıtlaSil
  45. Hocam merhabalar. Fakirleştiren büyümeye dikkat çekenler oldu biliyorsunuz. Hatta tüsiad başkanı da sene başında enflasyon bu kadar uçmamışken söylemişti. Burada şöyle bir soru aklıma geliyor: bu fakirleştiren büyümeden zararı en çok kim görecek, sadece ücretli çalışanlar mı görecek yoksa hükumet adaletli olmasını teminen zenginlere yönelik vergi vbleri ile genele yayacak mıdır ?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!