Doların Geleceği
Doların Dünya Parası Olmasının Tarihçesi
19’uncu yüzyılın ilk çeyreğinde
kâğıt paranın giderek yaygınlaşmasıyla birlikte İngiltere’de altın standardına
geçildi. İngiliz Poundu, altına bağlı para olduğu için genel kabul gördü ve
giderek dünyadaki en önemli rezerv para haline geldi.
Altın standardı sistemi,
ülkelerin, kendi kâğıt paralarını belirli bir ağırlıkta saf altın olarak
tanımlamasıyla ortaya çıkmış bir sistemdir. Kâğıt paranın altına, altının da kâğıt
paraya sorunsuz çevrilebilmesine konvertibilite deniyordu.
Altın standardında bütün
ekonomiler kendi parasını belirli bir oranla altına bağladığında, sisteme
girmiş bulunan bütün ülkelerin paraları sabit kur üzerinden öteki paralara
bağlanmış oluyordu.
Birinci Dünya Savaşı öncesinde
hemen her yerde hükümetler kâğıt para basımını tekel haline getirdi ve çoğu bu
yetkiyi Merkez Bankasına verdi. Basılan kâğıt paraların altın karşılığı vardı.
Bu karşılığı bulundurmakla, kâğıt parayı getirene o karşılığın altın olarak ödenmesi
sözü verilmiş oluyordu. Bu dönemde İngiliz Poundu, altına bağlı ilk para
olmanın sağladığı avantajın yanı sıra İngiliz ekonomisinin dünya ticaretindeki
ağırlıklı yeri itibariyle de dünyanın en itibarlı parası olmaya devam etti.
Birinci Dünya Savaşıyla birlikte merkez bankalarına yönelik altın talebi
artınca altın karşılığı meselesi rafa kaldırıldı ve kâğıt para yalnızca yasal
bir zorunluluğa dayalı olarak kullanılır oldu. Savaştan sonra karşılık meselesi
yeniden oturtulmaya çalışılsa da gerçekleşmedi. İngiltere, Poundun altın
karşılığını tutmakta uzun süre direndiyse de başarılı olamadı. Bu dönemde
parasını altına bağlı olarak tutmaya devam edebilen yalnızca ABD olduğu için dolar,
poundun yerini aldı ve yavaş yavaş dünya parası konumuna yükseldi.
1944 yılında Bretton Woods’da
toplanan ve IMF ile Dünya Bankasının kuruluşuna önderlik eden toplantıda kabul
edilen yeni para sistemi sonrasında doların altın karşılığı 35 Dolar = 1 Ons
altın denkliğiyle açıklanmış ve böylece dolar altın karşılığı basılmaya devam
etmişti. Bütün öteki ekonomiler paraları için dolar karşısında açıkladıkları
kur üzerinden dolaylı konvertibiliteye sahip hale gelmişlerdi.
Dünyadaki bütün ülkelerin altın
karşılığını terk etmelerine karşın doların altın karşılığında basılması, dünya
çapında kabul edilmesini sağladı. Bu gelişmede ABD ekonomisinin, dünya
ekonomisindeki büyüklüğü, dünya ticaret hacmindeki yeri, küresel finans
sistemindeki önemi de etkili oldu. Dünyada merkez bankaları rezerv olarak
altının yanında dolar tutar oldular. Çünkü dış dünyayla alış verişte en çok
kabul gören araç dolardı. Dolar öylesine kabul gördü ki dünyanın her ülkesinde
ülkenin parası kadar hatta bazen ondan bile fazla tercih edilir oldu.
Bu gelişmeye petrol ve altın gibi
çok önemli iki malın dolarla fiyatlandırılıyor olması da büyük katkı yaptı.
Dolar zaten altın karşılığı basıldığı için altının dolarla fiyatlandırılması
zor olmadı. Petrolün dolarla fiyatlandırılması ise ABD’nin körfezde
İngiltere’den devraldığı hegemonik güç ve yine doların altın karşılığı
basılıyor olmasıyla sağlandı.
Vietnam Savaşının yarattığı mali
ve parasal sıkıntılarla bunalan ABD, 1971 yılında doların altın karşılığı
olarak basılması ilkesini terk edince karşılıksız kâğıt para basan ekonomiler
arasına katılmış oldu. O zamana kadar karşılıksız para basan ekonomiler,
paralarını bir anlamda dolar üzerinden altınla ilişkilendirdikleri için, bu
gelişmeden sonra dünyadaki bütün kâğıt paralar karşılıksız kalmış oldu.
Madeni para, üzerinde yazılı
değer kadar olmasa bile bir değer taşır. Altın karşılığı kalmamış olan kâğıt
paranın üzerinde taşıdığı değere karşılık gerçek değeri ise yalnızca kâğıt ve
mürekkep değeridir. Bu tür paraya ‘fiat para’ deniyor. Fiat, Latince “öyle
olması gereken” anlamını taşıyan bir sözcük. Kâğıt paraların altın karşılığı
basılması ortadan kalkınca kâğıt paranın üzerindeki değer, yalnızca hükümet
veya yasalar öyle söylediği için var olan bir değere dönüştü.
Uzun süre tek başına altın
karşılığı taşıyan para olarak tedavül etmiş olmasının yarattığı itibarla altın
karşılığı kaldırıldıktan sonra bile dolar, sanki altın karşılığı varmış gibi
dünyada kabul görmeye devam etti.
Gelişme yolundaki çoğu ülkenin
kendi parası yeterince güçlü olmadığı ve sürekli değer kaybettiği için,
konvertibiliteye geçiş sonrasında insanların bir bölümü paralarını dolara
çevirerek saklar oldular. Buna ‘para ikamesi’ veya ‘Dolarizasyon’ deniyor. Eğer
ulusal para dolara tercih edilmeye başlanmışsa buna da ‘ters para ikamesi’
deniyor
Doların Tahtı Sarsılıyor mu?
Bretton Woods sisteminin
çökmesinden önce birçok yorumcu doların artık dünya parası olarak
kalamayacağını, tahtının sarsılacağını öne sürmüşlerdi. Belçikalı iktisatçı
Robert Triffin, 1960 yılında Bretton Woods sisteminin sonunda gelip bir açmaza
dayanacağını ileri sürdü. O yıllarda altın karşılığı basıldığı için rezerv para
konumundaki dolara, ABD içinden olduğu kadar dış dünyadan da talep vardı.
Triffin’e göre cari açık veren ABD, bu açığı kapatmak için dolar basıp dünyaya
dağıtmaya devam ettikçe insanlar, ABD hazine kasalarındaki altının bu kadar doların
karşılığını vermeye yetmeyeceğini düşünecek ve dolara güven azalacaktı. Cari
açığı kapatmak üzere dolar basmakla dolara güven sağlamak arasında oluşan
çelişki Triffin Çelişkisi (Paradoksu) adıyla anılır oldu. Triffin’in öngörüsü
1971’de gerçekleşti ve Bretton Woods sistemi çöktü, dolar da diğer paralar gibi
karşılıksız kalmış oldu. Ne var ki bu gelişme doların dünya parası olarak devam
etmesine engel olmadı.
2008 Küresel Finans Kriziyle
birlikte Triffin’in öngördüğü aşırı dolar basılması gündeme geldi ve ABD Merkez
Bankası Fed’in bilanço büyüklüğü bu dönemde on kat arttı. Bu büyük bolluk
bollaşan her şeyin değerinin düşmesinde olduğu gibi doların da değerini düşürdü
ve güven sarsılmasına uğramasına yol açtı. Bu dönemde bir yandan Çin Yuan’ının
IMF tarafından rezerv para olarak kabul edilmesi ve SDR sepetine dâhil
edilmesi, bir yandan ülkelerin birbiriyle karşılıklı ticaret ilişkilerini kendi
paralarıyla kurmaya çalışmaları doları devirmese de sallamaya başladı.
Dolara son darbe Rusya’dan geldi.
Ukrayna savaşı nedeniyle kendisine ambargo uygulanan Rusya, kendisine cephe
alan ülkelere yapacağı doğalgaz satışını dolar ya da euroyla değil rubleyle
yapacağını açıkladı. Rusya, bu hamleyle savaş nedeniyle değeri hızla
düşmüş olan rubleye değer kazandırmayı hedefliyor. İlk ağızda Rusya Merkez
Bankası faizi yüzde 10’dan 20’ye çıkararak rubledeki değer düşüşünü frenlemeye
yöneldi. Bu adım, Rus vatandaşlarının rubleden dolara dönmesini (dolarizasyon)
önlemek için atılmıştı. Ardından da bu önlem geldi. Bu durumda Rusya’dan doğal
gaz alan ülkeler ellerindeki dolar veya euroları rubleye çevirecekler. Bu da
rubleye olan talebi artırarak rublenin değer kazanmasını sağlayacak.
Bunlara ek olarak dünyada hızla
artan bir kripto para piyasası var. Kripto para piyasasında işlem gören
paraların toplam değeri bugün itibarıyla 2 trilyon doların üzerinde bulunuyor.
Her ne kadar bunlar bu aşamada para gibi satın almalara aracılık edemese de
ileride bu konuma geçmeyeceklerini söyleyemeyiz. Dolayısıyla kripto paralardan
doların tahtına gelen ve giderek artacak olan darbeyi de göz önünde bulundurmak
gerekiyor.
Öte yandan dolara dayalı bir
takım ödeme sistemlerinin yerine yerel paralara ve özellikle Çin Yuan’ına
dayalı bazı sistemlere geçiş için çalışmalar yürütülüyor. Çin’in, dünyanın en
büyük ticaret hacmine sahip ülkesi konumunda olduğu dikkate alınırsa Asya’dan
başlayarak dünyaya yayılan bir siteme liderlik etmesi sürpriz olmaz.
Son olarak ABD’de enflasyonun
giderek hızlanması dolara olan güveni sarsacak önemli bir gelişme olarak
karşımıza çıkacaktır. Yıllık yüzde 2 hedefine karşılık enflasyonun yüzde 8’e
gelip dayanmış olması doların güçlü konumunu yıpratıcı bir gelişme olarak
karşımıza çıkıyor.
Bunlara karşılık doların tahtını
hemen terk etmesini beklemek doğru olmaz. Bunun birkaç nedeni var: (1) Böyle
bir paranın herkesçe kabul edilmiş bir dünya parası işlevi görmesi alış
verişlerde ve değer ölçümünde önemli bir kolaylık sağlıyor. İki ülkenin
karşılıklı kendi paralarıyla ticarete girmesi kur meselesi ve değer ölçme
meselesi açısından çeşitli sorunlar yaratabilir. Bir para biriminin dünya
parası konumuna geçebilmesi için dolar kadar tanınmış ve kabul edilmiş olması
gerekiyor. Mesela euro bu konuma erişemedi. (2) Çok sayıda ülkenin merkez bankalarının
rezervlerinde ciddi tutarda dolar ve dolara bağlı ABD Hazine kâğıdı bulunuyor.
Bu ülkeler arasında Japonya (1,3 trilyon dolar), Çin (1,1 trilyon dolar) ve
İngiltere (609 milyar dolar) ilk üç sırada bulunuyor. Bu ülkeler doların başına
bir iş gelmesini, en azından rezerv yapıları değişmeden, desteklemezler. (3) ABD’nin
küresel finans sistemi üzerindeki etkisi devam ettiği sürece doların bu
darbelerden etkilenmekle birlikte yıkılmasının zor olduğunu da belirtmemiz
gerekir.
Sonuç ve Öngörü
Siyaset bilimi jargonuyla ifade
etmek gerekirse ABD, küresel sistemin ‘hegemon’ gücü konumunda bulunuyor.
20’inci yüzyılın başlarında, birinci dünya savaşı sonrasında, İngiltere’den
devraldığı bu konumunu ikinci dünya savaşı sonrasında iyice pekiştirdi. Soğuk
savaş döneminde iki kutuplu hale gelen dünyanın batı tarafında ABD’nin hegemon
durumu devam etti. Karşısında Rusya vardı ve Çin o dönemde yeni yeni
güçleniyordu. Küreselleşmeyle başlayan gelişmeler ve Çin’in giderek güç
kazanması dünyadaki dengeleri de değiştirmeye başladı. ABD, halen dünyanın en
güçlü ekonomisi ve dolar da halen dünya parası konumunda bulunuyor. Ne var ki
bunun sonsuza kadar böyle gitmesi mümkün değil. Çin, bir süre sonra gücünü
parasına da ilişkilerine de yansıtacak.
Geleceğin dünyası tek bir
devletin hegemonyasında yürüyen bir dünya olmaktan çıkıp bölgesel hegemon
devletlere dayalı hale gelecek, ABD de muhtemelen Kuzey Amerika ve Avrupa’nın
hegemonu olarak kalacak.
Hocam ingiltere 609 miktar dolar olabilirmi yanlış mı anladım
YanıtlaSilBen yanlış yazmışım, düzelttim, teşekkürler
SilKusur aramak gibi oldu kusura bakmayın lütfen hocam
SilKaleminize sağlık hocam. İngiltere'nin rezervi milyar olacaktı sanırım. Yanlışlıkla milyon yazılmış.
YanıtlaSilDüzelttim, teşekkürler
SilHocam, karşınızda saygıyla eğiliyorum. Bilginiz, deneyiminiz ve görüp geçirdiklerinizin süzmesi şahane bir yazı olmuş, saklanmalıdır.
YanıtlaSilİzninizle iki küçük not eklemek istiyorum. Kripto para, aslen bitcoin, teknolojide barter amacı ile çıkmıştır. Daha sonra para piyasalarının kendini devam ettirme inadı, artı üretilen malın çok üstünde değerlenen şirket hisse senetlerinin ortalığı karıştırması sonucunda satılan bir meta olmuştur.Dünya ekonomisinin tek gerçeği kaynak planlaması olduğundan zaman içinde parasal değerden çıkıp ihtiyaç (enerji ve gıda) ekonomisinde yer bulacaktır. Benim kendi ülkemde bu kadar meyva varken mango yiyebilmem sürdürebilir değildir. Tüm aklı başında ülkelerin sessiz sedası tohum bankaları yaratması bu yüzdendir.
Amerikan hegamonyasını devam ettiren kültürel hegamonyadır. Halen günümüz medeniyetine yön veren, Amerikanın kendi içinde yarattığı taleplerdir. Şu an herkes gender konuşuyorsa bu tamami ile kültürel hegamonya yüzündendir. Nacizane benim görüşüm bu yöndedir.
Olası bir dolar krizinde, dünya yeni kabul görecek bir paraya yönelmeden önce, panikle altına hücum söz konusu olabilir mi? Yoksa o para birimi ortaya çıkmadan zaten doların tahtı sallanmaz mı? Yani aradığımız şey dolara alternatif mi yoksa doları geride bırakacak daha güçlü bir para mı?
YanıtlaSilSayın Hocam, beklediğimiz şey dolara alternatif olacak bir para birimi mi yoksa doları oyun dışı bırakacak kadar güçlü bir para birimi mi? Yani alternatif paraya mecbur mu kalacağız yoksa daha güçlü rakipler mi bizi bekliyor?
YanıtlaSilEğer mesele doların krizi ise olası bir dolar krizinde altına hücum söz konusu olabilir mi?
An itibarıyla dolara alternatif oluşturacak kadar güçlü ve kabul edilebilir nitelikte bir para birimi yok. Euro ya da Yuan buna en yakın olanlar olsa da Avrupa'nın yaşadığı güç kaybı euronun böyle bir duruma yükselmesini bence imkân dışına itiyor. Yuan da henüz emekleme aşamasında.
SilOlası bir dolar krizinde altına hücum olabilir.
Merhaba Hocam,
SilAB'nin yaşadığı güç kaybını ekonomik olarak mı yoksa askeri olarak mı yorumluyorsunuz merak ettim. Kısaca nedenlerini belirtir misiniz?
Teşekkür ederim.
Hocam merhaba,
YanıtlaSilAvrupa Bölgesi'nde de bir hegamon devlet öngörünüz var mı, yoksa bu rol AB tarafından mı üstlenilecek sizce?
Avrupa her geçen gün gücünü yitiriyor. AB olarak bir araya gelmeleri de bu güç kaybına engel olamıyor. O nedenle Avrupa büyük ölçüde ABD güdümünde kalacak gibi görünüyor.
SilHocam kaleminize sağlık.
YanıtlaSilMüsaadenizle bir sorum olacaktı. Türkiye'nin AB ile yasal emsal mantığı ile anlaşma imzalaması ve Euro'yu para birimi olarak kullanması mümkün müdür? San Marino'daki gibi.
Hocam Triffin paradoksunda ki duruma benzer bir risk türev piyasalar içinde yokmu? Karşılık olmasada Kripto para piyasasının merkeziyetsiz olmak gibi bir motivasyonu var ve büyüme potansiyelinin de daha çok bundan kaynaklandığını düşünüyorum, ama türev piyasalar ve kaydi nitelikte ki değerli metal tasarrufları da karşılık olmaksızın üretilip piyasaya sürülen riskli araçlardır denilebilirmi, karaşılıksız olmak dolayısıyla bu piyasalar için triffin paradoksu riski tekerrür edermi
YanıtlaSilTriffin paradoksunun tersine o kadar dolar basılıp piyasaya sürüldüğü halde bugünlerde ABD doları değer kazanıyor. Tabii bu da sürdürülebilir bir şey değil. Gün gelir dolar değer kaybetmeye başlar.
SilHocam yazınızın ilk bölümü Dünya Ekonomisi kitabınızdan sanırım, geçen hafta bitirme imkanı buldum çok tanıdık geldi :) Eklediğiniz bilgiler için teşekkürler
YanıtlaSilEvet onlar okuyucuya anlatmak istediklerimi anlatmadan önce onları konuya hazırlamak için verilen genel bir altyapı bilgisi.
SilHocam çıpalı kur sisteminden serbest kura geçildiği gün yazdığı gazetenin ana sayfasında çıpalı kur kalmalıdır diye çıpalı kuru öven saygıdeğer meslektaşınızı hatırlattınız bana.
YanıtlaSilIMF başkanının dahi yeni bir Bretton Woods arayışında olduğu, BRICS ülkelerinin kendi para birimleri ve ödeme aracıyla işlem yapmak istediği, 100den fazla ülkenin kendi dijital parasını çıkarmak için çaba gösterdiği bir dünyada yaptığınız öngörüler sizce de fazla tutucu ve kısıtlı değil midir?
Buyursunlar yapsınlar, kimseyi tutan yok.
SilNetice de Türkiye açısından değişen bir şey olmayacak.
Ali'nin bastığı para yerine Veli'nin bastığı parayı döviz yapar.
Ne Ali ve Veli'nin bize de bir faydası yok.
Brics ülkeleri de TR ın en fazla cari açık verdikleri ülkeler,
TR yine borçla cari açık kapatmaya devam eder.
Kur, ister serbest piyasa ile yönetilsin, ister çıpa ile yönetilsin, isterse sıpa cinsinden ölçülsün, farketmez.
Önemli olan nasıl yönetildiğidir. Aletlere takılıp, ustayı görmezlikten gelmenin anlamı yoktur.
Çin, yılların sabit kur manipülatörü. Önemli olan kimin yönettiği, nasıl yönettiği.
Usta demişken, bizim Usta Ekonomist'e ne verirsen ver, ne olacağı belli.
Adama ne versen batırır, iki artı iki dört gibi bir şey. Ondan öncekiler de bunu aratmıyordu.
Millet Ekonomi Profesörünü de gördü. Onun zamanında da çıpa kuru vardı. Bunun zamanında serbest oldu.
İkisi arasında değişen bir şey oldu mu?
Milletin refahı arttı mı? Yok.
Demek ki iş, çıpa da, serbest dalga da değil, arkasındaki insanlarda.
Diyelim ki her ülke kendi kripto parasını çıkarmış olsun. Kendi parasını kabul ettirememiş bir ülkenin kripto parası niçin kabul görsün?
Silbütün ülkeler kendi dijital parasını çıkardıktan sonra uluslararası kabul gören kurumlar ve öncü gelişmiş ülkeler aracılığıyla paranın da bilgi gibi saniyeler içinde ülkeler arasında transfer edilebildiği ve anında mutabakat sağlanan yeni bir sistem oluşturulacak. Burada geçen yüzyıllardan kalma hegemon devlet güdümündeki ulusal paranın rezerv para olması ve diğer devletlerin ellerinde bu rezerv parayı tutması yerine kısıtlı emtialara dayalı kripto paraların kullanıldığı bir aracı tercih edilecek. (altının, gümüşün digitalleştirilerek yeni bir boyut kazandığını ve saniyeler içerisinde el değiştirilebildiğini düşünün.) işte bu yapı yeni bir standardı ortaya çıkarmış olacak. adına ister "bancor" ister gökkuşağı ya da bambaşka bir şey denilsin bu tüm ülkelerin kabul ettiği milletlerüstü bir rezerv para/değişim aracı olacak. çocuklarımız da ileride iktisat derslerinde bizim bretton woods'u dinlediğimiz gibi bu günleri dinleyecek.
Silbunun sonucunda ülkeler arasındaki ekonomik savaşlar da form değiştirmiş olacak. ar-ge ve üretim ekseninde bir dünya oluşacak. küresel ısınma ile gelecek karbon vergisi ar-ge ve üretim yapan ülkeler arasındaki uçurum için bir nevi dengeleyici unsur olacak. herkesin harcadığı her kuruşun kayıtlı olduğu bir dünya düşünün hocam bu data ile oluşturulabilecek senaryolar şu an için en korkunç filmlerden de daha kötü bir kontrol yetkisi vermiş olacak. milenyum sonrası doğan gençler cep telefonu ve internet olmadan nasıl yaşadığımızı bilmedikleri gibi eskiden ülkelerin neden birbirlerinin paralarını kendi merkez bankalarında tuttuğunu anlamayacaklar.
hali hazırda ülkelerin merkez bankalarında tutmuş oldukları yüksek miktardaki rezerv paralar ile özel bankaların nostro-vostro hesaplarında bulunan trilyonlarca dolarlık meblağ da pandemi, savaş ve yüksek enflasyon kıskacındaki ekonomileri nakit krizinden çıkaracak fırsat olarak görülecek ve (basılan trilyonlarca dolar ve euro, yükselen enflasyon sebebiyle artırılacak faiz sonucunda oluşacak) likidite krizini çözmüş olacak. Bu süreç yaşanırken daha da yükselecek enflasyon, tedarik zincirindeki aksamalar, gıda ve enerji krizi vb. küresel çaptaki aksamalar bu dönüşümün hızlanmasına yardımcı olacak.
işte hocam benim öngördüğüm senaryo bu olduğu için sizin tasvir ettiğiniz dünya bana biraz tutucu gelmiş olabilir ama size her zaman saygım sonsuzdur.
Hocam kaleminize ve bilginize sağlık.
YanıtlaSilTürkiye Cumhuriyeti'nin hem Avrupa hem de Asya kıtalarında karasal varlığının bulunması, bölgesel hegemon devlet yapılanmaları durumunda bizim için büyük bir avantaj gibi duruyor. Peki olası bir durumda Türkiye Cumhuriyeti'nin optimum fayda sağlaması adına alabileceği önlemler ya da yatırımlar neler olmalı?
Türkiye, Nato üyesi olmak ile kendini sağlama aldı.
SilLozan ile toprak bütünlüğünü, Montrö ile Karadeniz i güvence altında tuttu.
Başka bir şey yapmasına gerek yok, Türkie, çalışsın,
insanına, doğasına, hukukuna, sosyal hayatına yatırım yapsın,
işini düzgün yapsın, ekonomisine baksın, insanlarıyla
mutlu bir hayat kurmaya çalışsın, başka bi şi gerekmez.
Türkiye gerçekten çok ama çok iyi bir konumda.
Türkiye iyi bir konumda ama yönetilemiyor.
SilHocam, TL battı, dolar da mı batıyor?
YanıtlaSilŞimdilik değil.
SilHocam, Oktay Sinanoğlu hakkında ne düşünüyorsunuz?
YanıtlaSilİyi bir bilim adamıdır, asker arkadaşımdı.
SilHocam, bizim TL'nin geleceği ne olcak?
YanıtlaSilBir paranın nasıl olacağı ülkenin nasıl olacağıyla yakından ilgilidir. Türkiye iyi olabilirse TL de güçlü olur.
SilHocam 2022'de alıcı fiyatlarıyla GSYİH yüzde 50 üzeri olur mu sizce?
YanıtlaSilGidişi öyle
SilTeşekkürler
SilSayın hocam çok bilgilendiğim yazınız için teşekkür ederim.
YanıtlaSil1-Osmanlı ya da TC'nin altın standardını uyguladığı dönem olmuş mudur?
2- Şu an altın standardının uyguladığı bir ülke var mı?
1- Osmanlı'nın altın lira (madeni para) ve gümüş sikke (madeni para) kullandığı dönemler olmuştur. 1863 yılında zamanın merkez bankası görevini yapan Osmanlı Bankası (Bir İngiliz Fransız ortaklığıdır) altına çevrilebilir kağıt para basmıştır.
Sil2- Türkiye Cumhuriyetinde altın karşılığı kağıt para basılmamıştır.
Hocam kaleminize sağlık, lakin Cin RMB`si (Euro gibi) Amerikan dolarina karsi gercek alternatif olusturma sansi yok bence (Bence nedenini 6 baslikla kisaca buraya birakiyorum). Selamlar & Saygilar!
YanıtlaSil1. Düşen Büyüme Oranı: Çin'in ekonomik büyüme oranı yılda %10'un üzerindeydi (iddialı altyapı projelerinden kaynaklı) - EVERGRANDE…
2. Cin, İhracat Odaklı Ekonomiden Tüketim Odaklı Ekonomiye dönüyor
3. FED`in faiz artisiyla ABD`nin ithalati azalacak (Cin`in 33% Ihracati ABD`ye yapiliyordu
4. Bankacılık Sorunlari: Çin hükümetinin merkezi planlaması birçok yanlış yatırıma yol açtı. Bu özellikle imalat sektöründe geçerlidir. Paranın kamu bankaları tarafından ödünç verilmesi nedeniyle bankacılık sistemi de bu sorunun etkisinde kalmaktadır
5. Vergi Gelir ve Giderleri: Düşen bir GSYİH, Çin hükümeti için düşen vergi gelirleri anlamına da geliyor.
6. Bölgesel Dengesizlikler: Kıyıdan İçe Ekonomik patlama, Çin'in tüm kıyı çevrelerinde yaygın bir kalkınmaya yol açtı. Çin'in büyüme hikayesinin ihracat tarafından körükleniyordu, Şimdi, Çin ciddi şekilde az gelişmiş iç bölgelerine odaklanmak zorunda kalacak. İç Çin, hala düşük yaşam standartlarına sahip bir üçüncü dünya ülkesidir.
Cin para birimi uzakdoguda bolgesel bir rezerv para olabilir. Yoentimdeki seffaf olmayan yapilar diger ulkelerin yuanla alis veris konusunda cekincelere sahip olmasina sebeb olabilir.
SilHocam görüşlerinize katılmakla birlikte demokrasi ile yönetilmeyen devletlerin (Çin, Rusya) bölgesel güç olması, tüm dünya ülkeleri için çok tehlikeli olduğunu düşünüyorum.
YanıtlaSilYasin Bey, hiçbiri ABD kadar tehlikeli değil. ABD, dünyanın her yerinde kendi çıkarlarına uygun kukla yönetimler kurmaya uğraşıyor.
SilMahfi hocam sanırım söylediğiniz bu nedenden ötürü (kukla yönetimler, çıkarları vs) 1971 de Bretton Woods sistemi çökmesine rağmen ABD doları küresel olarak itibarını koruyabilmiş, bu durumda paradoksun da çöp oldugunu soyleyemeyiz öyle değil mi.
SilYazi için tesekkurler. Hocam Abd surekli olarak birilerinin varliklarini donduruyor. Bu ulkeleri ve insanlari rahatsiz eden bir boyuta geldimi. Bu dolarin degerini etkilemezmi.
YanıtlaSilVarlıkları dondurulanlar dışında kimse ilgilenmiyor.
SilBu güzel yazıya Geoge Orwell in "1984" romanında alıntı yapmak istiyorum.
YanıtlaSilBölüm III Savas Barıstır
Dünyanın üç büyük süper devlete ayrılacağı, önceden tahmin edilen bir olaydı ve
yirminci yüzyılın basında bu tahmin doğrulanmıstı. Rusya'nın Avrupa'yı. Amerika
Birlesik Devletlerinin de Britanya'yı yutmaları sonucu, Avrasya ve Okyanusya adıyla
iki güç ortaya çıktı. Doğu Asya ise uzun savaslardan sonra, yirmi otuz yıllık bir
aradan sonra olustu.
Üç büyük devlet arasındaki sınırlar yasasızdır, bazı bölgelerde de savasın gidisine
göre değisir, ama genelde coğrafyaya uygunluk gösterir. Avrasya, Avrupa ve
Asya'nın Portekiz'den Bering Boğazına kadar uzanan kısımlarını; Okyanusya, Kuzey
ve Güney Amerika'yı, Britanya'yı, Avustralya'yı ve Güney Afrika'yı; ötekilerden daha
küçük olan Doğu Asya ise, Çin ve onun güneyindeki ülkeleri, Japon adalarını,
Mançurya, Moğolistan ve Tibet'in büyük kısmını içine alır.
Bakir standarti en makul olani. Bakira dayali para sistemi en uygun olabilecek bir yapi. Bakir karsiligi gumus ve altin bulundurularak bakir uzerinden bir rasyo dahilinde bir para birimi standarti en iyisi. MBlar altin gumus bulunduracak onun donusum rasyo karsiligi olarak bakir karsiligi kadar para basacak. Bakir dunya ekonomisinin durgun oldugu donemde fiyati dusen bir urun oldugu icin denge mekanizmasi para basimini arttiracak ve krizlerde aktif olacak. Altin ve gumus rasyosunun bakira karsi degeride degisebilecegi icin ucu kacan bir para basimi olusmayacak Tam tersi dunya ekonomisi isindiginda ticaret yukseldiginde buyume oranlari arttiginda ise bakir fiyatlari yukselecegi icin para basimi kisilacak enflasyon engellenecek
YanıtlaSilKaldiki gunumuzde bakir elektronikten tutun sanayiye her seyde kullanilan bir meta. Bu baglamda sinyal etkisi cok guclu. Altin ve gumus standartinda ise boyle bir esneklik soz konusu degil.
Ben ABDnin yerinde olsam dolari, bakir standartina baglarim
SWIFT sistemi nasıl çalışıyor Hocam? Bu sistemin doların hegemonyasında etkisi var mı? Mesela Avro için ayrı bir sistem var mı?
YanıtlaSilHocam neden $35=1 Ons. yani Neden 34 veya 35.5-Karşıyaka:-)) değil.
YanıtlaSil1970'den beri TL/Dolar kuru bizi üzüyor
YanıtlaSilSelam Hocam,
YanıtlaSilAltın ve Gümüş para konusunda bir sorum olacak size ve yorumculara.
Osmanlı gibi eski dönemlerde, bir ülkenin kral ve padişahı adına basılan parayı, başka ülke tüccarları veya kralları toplayıp, eritip tekrar kullanırdı diye düşünüyorum, yanılıyor muyum?
Göreceli üstün üretimi olan ülke tüm altınları toplar, enflasyonu önlemek için de piyasada dolaşmasın diye hazine dairesine kapatması gerekti, doğru mu düşünüyorum?
Hocam elinize sağlık, inanılmaz açıklayıcı ve öğretici olmuş.
YanıtlaSilSelam hocam,
YanıtlaSilİzninizle kriptonun para olarak kullanımı ile ilgili bir kaç hatırlatma yapayım.
Kriptolar, yakın ve uzun vadede fiat para yerine kolay geçemez.
- Kripto Kullanım Yaygınlığı
Kripto erişimi için teknoloji lazım. Dünyada 2 milyara yakın insanın internet veya mobil telefonu yok. Akıllı dediğimiz telefon sahipleri sayısını da katınca sayı daha da artıyor.
Misal vereyim: İnsanlar hatalı olarak Çin kripto parasını konuşurken, atladıkları temel hata, Çin nüfusunun yüzde 45i kriptoyu para olarak kullanacak araçları kullanmaktan aciz, yüzde 40ının gerekli aracı yok, yüzde 30 kadarının internet erişimi yok. Batı dünyasında biraz artsa da uzun yıllar lazım.
Çin devlet bankalarının çoğu, iletişim altyapısını çalıştığım banka gibi kurumlardan kiralar. Çin deki bankacılık teknolojisinin de önemli kısmı Hindistanda üretiliyor. Çin'de sistemi üretecek yeterli insan kaynağı yok.
- 2 trilyon dolar Kripto değerinin 125-150 milyar dolar kısmı spekülatif amaçlı satın alan dünyanın ilk bin zengin insanı. Yani onların maliyet taban ortalaması, değeri bu seviyede tutan ana unsur.
Bitcoin elektrik enerjisi karşılığı üretilse bile, enerji bitcoine döner, tam tersi mümkün değil, bitcoin enerjiye dönmüyor. Üretimde kullanılan elektriğin parası ödendi, bitti. Bu kriptoyu karşılıksız yapıyor. Dolayısı ile kripto borsasına yeni girenler piyasa fiyatını belirliyor. Zenginler ise, 500 milyar dolar değerin altına düşmemesi için kripto borsalarını yaygınlaştırmaya çalışıyor.
Günün sonunda, dünyanın bin zengininin kontrol ettiği fiyat mekanizması, SEC, BDDK gibi düzenleyici kurumları aradan çıkarmak suretiyle fiyatı trilyon dolar üzerinde tutuyor. Bilirsiniz, zenginler bu tip kurulları sevmez.
- Kripto üzerinden kredi mekanizması çalışmıyor, kredi sistemi kurumsallaşmıyor.
- Kripto alanlar, al-sat için kullanmıyor, zenginlerin değeri yükseltmesi için dua ediyor.
- Çin, Rusya, İran vb ülkeler, kripto ile rüşvetin gırla gittiği yerler. ÇKP, ne kadar Bitcoini yasaklasa da önünü alamıyor. Tüm Çin eyaletlerinde yatırım kararları yerelde verilir, yerel idareciler komisyon almadan adımını atmaz. Kemal Sunal filmlerinde çekmeceye veya yan cebe konulan para sahnelerini bilirsiniz. Batılı bir yatırımcı, ÇKP yetkilisine rüşvet vermeden uzun yıllık fabrika arazisi kiralama yapamaz. Batılı yatırımcı Bitcoin talebini Batı ülkesinde yapar, ÇKP yetkilisine verir, o da yurtdışındaki evladı ile realize eder.
Batılı ülkelerde okuyan ÇKP yönetici çocukları vardır. Çoğu, Batılı ülkenin, ortalama zengininin bile oturmayacağı kirası en yüksek binalarda oturur. Çinli memur babanın evladı, nasıl babasının maaşını kat kat aşan yerde oturabilir? Tabi ki, bunlar takip edilir, çetelesi tutulur, bir nevi Çin deki rüşvetin Batıda bir nevi vergilendirilmesidir.
Yorumlarımda Türk siyasetinin de Batı kontrolünde finanse edildiğini yazarım.
Eski laik Türk devletinin kontrolünden çıkan paranın takibi ile benzer süreçtir.
Bunca sonradan görme, bi günde Türklerin başına bela olmadı, süreci var.
Kripto ile ÇKP kontrolünden çıkan para Çini dizayn eder.
- Bitcoin ve diğer borsa kriptoları, şu an çok ilkel teknolojiler. Daha gelişmişleri bankacılık sistemlerinde deneme kullanımındalar. 10 yıl içinde daha da gelişmiş özellikler ile günlük kullanıma daha uygun kriptolar yaygınlaşacak. Gelişen teknolojinin, günümüz kriptolarına ne yapacağı belirsiz.
Tüm bunları dedikten sonra, 50 üzerinde Bitcoin sürekli tutuyorum. Şans eseri çok erken almanın avantajı maliyetim şimdiki fiyatlara göre düşük. Maliyetini çıkardım, bir kenara koydum.
İnsanoğlunun aklını ölçerken, ahmaklığını ölçme imkanı yok.
Bir şey olur, zenginler de alttan ateşler, Bitcoin 250 bin ile 500 bin Euro bandına erişir, kimbilir.
rO8BjS2x4a3V55pe
Güzel bakış açısı.
SilHocam merhaba,
YanıtlaSilMüsaadenizle iki sorum olacak:
1.Kripto varlıkların ,özellikle Bitcoin, değer saklama aracı olarak benimsenme oranı hakkında fikir veren bir index var mıdır? Yok ise, geçtiğimiz senelere oranla, merkez bankalarının sıkılaşma ortamında olduğu bu zamanda dahi, 2 trilyon dolara yakın bir total market cap (Coinmarketcap'i baz alıyorum, Coingecko 2 trilyon doların üzerini işaret ediyor.) ile yüzlerce yıllık gümüş piyasasını (1.5 Trilyon Dolar, Kaynak https://companiesmarketcap.com/) karşılaştırdığımızda bu konuda bir model / index oluşturmak akademik açıdan mantıklı olabilir mi?
2.Amerika'da Grayscale'ın başvuru yaptığı ve agresif bir şekilde takip ettiği (ve onay sürecinde olan) Bitcoin Spot ETF'leri ile Altın Spot ETF'lerinin arasında bir benzerlik kurmak mantıklı olabilir mi? Bildiğim kadarıyla Altın Spot ETF ürünleri SEC tarafından kabul edildikten sonra dünya altın piyasası market capini 12 trilyon dolara çıkardı. USA emeklilik fonlarından ve diğer kaynaklardan gelecek akıllı paranın gerçekten değer barındıran projelere akarak kripto para piyasasında bir patlama yaratması beklenebilir mi?
Selam Unknown,
Sil18:26 daki yorumda 1. nolu soruyu yanıtlamışım.
2. soru da 1 ile ilintili, kabaca 150 milyar dolar kadar kriptolara yatırım yapan zengin insan var.
Genellikle ilk 1000 zengin bu miktarı yatırdı.
Bu yatırımcılar, borsa mantığını çok iyi bilenler.
Bunların bir kısmı mevcut reel sektördeki hisse varlıklarını ucuz kredi karşılığında nakde geçip kripto alanlar. Batmayacakları para ile kripto içinde olsalar bile, fiyatların düşmesini istemezler.
En meşhuru, Elon Musk sanırım 2 milyar dolar firması Tesla kaynaklarından yatırdı.
Bir tane daha zengin var, Elon gibi ortalara atlamıyor, ismi o yüzden pek popüler kültürde anılmaz, o da 5 milyar dolar yatırdı. Bildiğim en büyük Bitcoin yatırımcısı bu şahıs.
Yorumda belirtmiştim, yeni giren alıcılar kripto fiyatını belirliyor.
Kripto üreticileri de elektrik üretim maliyetinin üzerinde fiyat oluşumunu istiyor.
Hal böyle olunca, hem üretimine hem de spekülatif fiyatına yatırım yapanlar için daha çok yeni giren lazım.
Yeni giren olmazsa, zenginler birbirlerini yerler, olmaz.
Bitcoin ETF, pastaya yeni yatırımcı çekmek için büyük zenginlerin kurduğu fonlar.
Grayscale sadece biri.
Bitcoin ETF mantığını da şöyle yapıyorlar.
Diyelim ki zengin 5 bin tane bitcoin aldı.
Yaklaşık 20bin fiyatından 100 milyon dolar yatırdı.
Yatırımı için yüzde 4 ten kendi borsa hissesini bankaya rehin verdi.
(Böylece vergi ödemez)
5 bin Bitcoin fiyatı 200 milyon dolar oldu.
Aracı kurum lisansı alıyor.
Bitcoinleri aracı kuruma devrediyor (Grayscale gibi).
Her bitcoin fon alan için gerçek bitcoin karşılığı ayırıyor.
Her bitcoin fon alım ve satımdan komisyon alıyor.
Komisyonlar ile kredi faizini öder, aracı kurumu döndürür.
Bunlar süper zengin adamlar, terk dertleri açtıkları fon aracı kurumları borsaya kote etmek.
Borsaya kote ederlerse, aracı kurum hisselerine future piyasa oluşturabilir,
futuresta satış işlemi açabilir, böylece yüklü bitcoin yatırımlarını da hedge eder.
Şu anda borsalar kabul etmeyince, kendilerini Bitcoinin 0 değerine düşmesine karşı kolay hedge edemiyorlar.
Hedge ayağını da kurunca, piyasalardaki kripto şenliğini görürsünüz.
Emekli, öksüz, dul ve yetimlerin dibini sıyırırlar.
Yani Bitcoin ETF diye yırtınmalarının tek sebebi, yatırdıkları 150 milyar kadar parayı hedge edebilmek.
Yani, ne senlik, ne benlik işler bunlar.
Twitter bot'larına yatırım yapıyorlar, yapay zeka ile çok twitler atılıyor.
Bazı Twitter Bot hareketleri, Tesla hisselerini yukarı yönde harekete geçiriyor.
Twitter teknik sistemleri, bot'ları sildikçe Elon yenilerini kurduruyor.
Tevekkeli Elon Musk da boşuna Twitter hisselerini toplamadı.
Hele bir de bot'lar kriptolar için coşarsa?
Bu adamlar, savaşın 3. günü futures piyasalarda Rus petrolüne
1/4 - 1/5 spot fiyattan vadeli mal topladılar. Günü gelince ister Çin'e ister AB ye satarlar malı.
Acımazlar, altından milletin arabasını, üstünden çatısını alırlar, milletin haberi olmaz.
ZeuiuqvA30QcnTwX
Hocam merhaba,
YanıtlaSilMüsaadenizle iki sorum olacak:
1.Kripto varlıkların ,özellikle Bitcoin, değer saklama aracı olarak benimsenme oranı hakkında fikir veren bir index var mıdır? Yok ise, geçtiğimiz senelere oranla, merkez bankalarının sıkılaşma ortamında olduğu bu zamanda dahi, 2 trilyon dolara yakın bir total market cap (Coinmarketcap'i baz alıyorum, Coingecko 2 trilyon doların üzerini işaret ediyor.) ile yüzlerce yıllık gümüş piyasasını (1.5 Trilyon Dolar, Kaynak https://companiesmarketcap.com/) karşılaştırdığımızda bu konuda bir model / index oluşturmak akademik açıdan mantıklı olabilir mi?
2.Amerika'da Grayscale'ın başvuru yaptığı ve agresif bir şekilde takip ettiği (ve onay sürecinde olan) Bitcoin Spot ETF'leri ile Altın Spot ETF'lerinin arasında bir benzerlik kurmak mantıklı olabilir mi? Bildiğim kadarıyla Altın Spot ETF ürünleri SEC tarafından kabul edildikten sonra dünya altın piyasası market capini 12 trilyon dolara çıkardı. USA emeklilik fonlarından ve diğer kaynaklardan gelecek akıllı paranın gerçekten değer barındıran projelere akarak kripto para piyasasında bir patlama yaratması beklenebilir mi?
Dünyaya virüs ile şekil vermeye çalışanlar aşıların işe yaracağını söyleyip sonrada güvenliği kanıtlanmış aşıları yaptıktan sonra yeni varyantlarda işe yaramıyor diye yeni aşılar üretiyorlar.
YanıtlaSilBundan sonrası dünyaya sürekli virüs yayarak yeni virüslere insanlığın geleceği tehlike altında. Birileri sürekli virüsten bahsederek binlerce yıllık insanlık tarihinde olmayan sürekli virüs çıkarma alışkanlığı geliştirildi.
Bill Gates amca çok yardım sever ki allahtan tüm servetini aşı çalışmalarına ayırmayı düşünüyormuş. Serveti birçok ülkenin milli gelirinden kat kat fazla olan amcamız açlıktan ölen insanları görmüyor yada başka birçok hastalıktan ölenlere yardım etmiyor kanserden ölenlere bağış yapmıyor afrikada yıllarca sömürdüler ülkeleri geliştirmekten bahsetmiyor ama birden rahibe terasa kesiliyor ve halkı aşılamaya çalışıyor ve servetini sözde insanlığın kurtuluşuna sağlığına harcıyor. Çok komik ironik
Hocam, peki sizce uzun vadede Türkiye Orta Doğu'nun hegemonu olabilir mi?
YanıtlaSilHocam dünyada parasını dolarda tutan merkez bankaları fede, abd de üfe çift haneli olmuş,tüfe %8-9 a dayanmış paramız eriyor,dolarımıza enflasyon korumalı faiz istiyoruz derlerse ne olur?
YanıtlaSilMerhaba Hocam, bu yazınızı dergimizde kullanabilir miyiz?
YanıtlaSil