Ukrayna Sorunu ve Ekonomiye Etkileri
Rusya’nın Ukrayna’ya Girmesinin Yarattığı Tablo
Rusya, Ukrayna’da kendilerini
bağımsız birer devlet olarak ilan eden Donetsk ve Luhansk’ı tanıdıktan sonra
Rus ordusu Ukrayna’ya girmeye başlayınca uluslararası gerilim iyiden iyiye
tırmandı ve her tarafta piyasalar ağır darbeler aldı. Şimdi bütün mesele burada
Nato ve Rusya arasında bir savaş çıkıp çıkmayacağında.
Ben, her iki tarafın da ellerinde
nükleer güç bulunması nedeniyle, bu gerilimin, bir sıcak savaşa dönüşmeyeceği
buna karşılık tıpkı İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşandığı gibi uzun süreli
bir soğuk savaşın başlangıcı olacağını düşünüyorum. Soğuk savaş; iki ya da daha
fazla devlet arasında silahlı mücadeleye dönüşmeyen ama her an dönüşebilecekmiş
gibi görünen siyasal gerginlik hali olarak tanımlanabilir.
Dünden bugüne yaşanan gerginliğin
piyasalarda yarattığı etkiye bakarsak karşımıza şöyle bir özet tablo çıkıyor:
ABD, Avrupa ve Rusya’nın Durumu
Nato, şu ana kadar bir müdahale
yerine sürekli olarak Rusya’ya ambargo uygulamalarından söz etti. Rusya da
karşılık vereceğini belirtti. Bu karşılıklı ambargoların en az zarar vereceği
ekonomilerden birisi ABD olur. Çünkü ABD, Rusya doğalgazını kullanmıyor, karşılıklı
ticarette de Rusya’ya karşı açık veriyor. Bu ticaret durdurulursa ABD 6 milyar
dolarlık ihracatı, Rusya ise 30 milyar dolarlık ihracatı kaybeder. Buna
karşılık Avrupa’nın durumu çok karışık. Her şeyden önce Rusya, Avrupa’nın en
önemli doğal gaz sağlayıcısı konumunda bulunuyor. Dolayısıyla karşılıklı
ambargolar çerçevesinde Rusya doğalgazı kesme ya da miktarını azaltma yoluna
giderse Avrupa çok zor durumda kalır. Bununla birlikte Rusya’nın da en önemli
gelir kaynaklarından birisi Avrupa’ya sattığı doğalgaz karşılığında elde ettiği
gelir. Bu durumda Avrupa ile Rusya arasındaki ambargolarda her iki taraf da
ciddi kayıplar yaşar. Bu dediklerimiz yukarıdaki tabloya yansıyor: ABD en az
kaybedecek ekonomi olduğu için Nato’nun lideri konumunda olduğu halde Dolar
değer kazanıyor: DXY Dolar endeksi ve Euro / Dolar Paritesi bunu açık biçimde
gösteriyor. Avrupa, tanımladığımız sıkıntılı durumda olduğundan Euro, Dolara
karşı değer kaybediyor.
Altın, bu tür gerilimlerde
‘güvenli liman’ olarak öne çıktığı için bugünlerin en fazla prim yapan varlığı
konumunda bulunuyor. Gram altın ise hem Doların hem de altının değer kazanması
nedeniyle hızla yükseliyor.
Dünyayı en çok ilgilendiren
malların başında gelen Brent Petrolün de değeri inanılmaz bir hızla yükseliyor.
Bu yükseliş petrol üreticisi ülkeler dışında kalan bütün ekonomilerin aleyhine
bir gelişmeyi işaret ediyor.
Türkiye’nin Dış Politikadaki Durumu
Türkiye, Nato üyesi olsa da bu
gerginlikte ve hatta gerginliğin Nato ve Rusya arasında bir sıcak savaşa dönüşmesi
halinde dahi tarafsız kalabilir. Nato Antlaşması’nın 5. Maddesi şöyle:
“Taraflar, Kuzey Amerika'da veya
Avrupa'da içlerinden bir veya daha çoğuna yöneltilecek silahlı bir saldırının
hepsine yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir
saldırı olursa BM Yasası'nın 51. Maddesinde tanınan bireysel ya da toplu öz
savunma hakkını kullanarak, Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak ve
korumak için bireysel olarak ve diğerleri ile birlikte, silahlı kuvvet
kullanımı da dâhil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya
uğrayan taraf ya da taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır.
Böylesi herhangi bir saldın ve bunun sonucu olarak alınan bütün önlemler derhal
Güvenlik Konseyi'ne bildirilecektir. Güvenlik Konseyi, uluslararası barış ve
güvenliği sağlamak ve korumak için gerekli önlemleri aldığı zaman, bu önlemlere
son verilecektir.”
Ukrayna, Nato üyesi değildir
dolayısıyla Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması Nato Antlaşması’nın beşinci maddesi
kapsamında değerlendirilemez dolayısıyla Nato’nun böyle bir savaşa girmesi
halinde dahi Türkiye tarafsız kalabilir.
Türkiye açısından ikinci mesele
Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin çizdiği çerçevenin nasıl uygulanacağı meselesidir.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi 19, 20 ve 21’inci maddelerinde savaş hali konusunda
üç durum belirlemiştir: (1) Türkiye’nin savaşan devlet konumunda bulunmaması, (2)
Türkiye’nin savaşan devlet konumunda bulunması ve (3) Türkiye’nin kendisini
yakın bir savaş tehdidi altında görmesi. Eğer (2) (3)’üncü durumlar söz
konusuysa başka devletlere ait savaş gemilerinin Boğazlardan geçmesi konusunda
Türk hükümeti dilediği gibi davranabilecektir (Sözleşmenin 20 ve 21’inci
maddeleri.) Eğer (1)’inci durum söz konusuysa yani Türkiye, savaşan devlet
konumunda değilse o zaman savaş gemilerinin Boğazlardan geçmesi sözleşmenin
diğer maddelerinde belirtilen koşullarla mümkün olabilecektir. Bununla birlikte
Türkiye’nin kendisini yakın savaş tehdidi altında görmesini deklare etmesi
halinde savaşan devlet olmasa bile Boğazları savaş gemilerine kapatması
mümkündür. Görüldüğü gibi Montrö Boğazlar Sözleşmesi, savaş ve savaş tehdidi
altındaki koşullarda Çanakkale Boğazından Karadeniz’e kadar bütün geçişleri
Türkiye’nin denetimine bırakarak Karadeniz’de bir deniz savaşı çıkmasını önemli
ölçüde önlemektedir.
ABD’nin, Nato’nun ya da Rusya’nın
savaş gemilerini Karadeniz’e sokmak istemesi halinde Türkiye’nin elinde Nato
Antlaşması’nın 5’inci maddesi ve ondan da önemlisi Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin
19, 20 ve 21’inci maddeleri koz olarak bulunmaktadır. Kuşkusuz bu alanda ABD’nin
Nato’nun ve Rusya’nın ısrarları ve Türkiye’nin reddetmesi, uluslararası hukuka
uygun olsa da, Türkiye’ye karşı ekonomik olanlar başta olmak üzere başka
sorunlar yaratabilecektir.
Türkiye Ekonomisinin Durumu
Türkiye ekonomisi bu gerginliğe
kötü zamanda taraf olmuştur. Enflasyonun yüzde 50’leri bulduğu, Merkez Bankası
swaplar hariç net rezervlerinin eksi 43 milyar dolar olduğu, ekonominin risk
priminin (CDS primi) 500’lerin üzerinde olduğu (bugün 626) bir aşamada bu krize
yakalanmış bulunuyoruz.
Bu kriz bize birkaç yerden darbe
vuracak: Kur yükseliyor, bu enflasyonu daha da yukarıya itecek. Çünkü ithal
maliyetlerimiz hızla artıyor. Sadece kurdaki yükseliş değil doğalgaz ve petrol
fiyatlarındaki yükseliş de ekonomimize darbe vuracak. Yılbaşında 76 dolar olan
ham petrolün varili bugün 103 dolar dolayında bulunuyor. Bir zamanlar Brent
petrolün varil fiyatındaki her 10 dolarlık artış cari açığa 4,4 milyar dolarlık
yük getiriyor diye hesaplanmıştı. Bu hesap değişmemişse şu ana kadar olan
değişme böyle kalırsa cari açığa bir yılda 13 milyar dolar tutarında ek getirecek.
Bir başka sorun turizm gelirlerinde karşımıza çıkacak. Bu konu, krizin nasıl
şekil alacağına ve ne kadar süreceğine bağlı olarak değerlendirilebilir. Eğer
kriz bir sıcak savaşa ya da ciddi bir soğuk savaşa doğru evrilirse, Türkiye’nin
alacağı tutuma bağlı olarak Rus turistlerin gelmesi sıkıntıya girebilir. Benzer
bir durum Avrupalı turistler açısından da söz konusu olabilir. Böyle bir
gelişme turizmini yavaş yavaş toparlayan Türkiye açısından ciddi bir gelir
kaybına yol açabilir. Bir başka sorunlu konu kur ve altın fiyatı yükseldikçe
Hazine’ye binecek yükte artışa yol açacak olan kur ve altın korumalı mevduat
hesaplarıdır. Bu işe girilmemesi için yapılan uyarıların ne kadar haklı olduğu
şimdi ortaya çıkıyor.
Selam hocam,
YanıtlaSilÇok güzel noktalara değinmişsiniz. Bir önceki yazınızda "kaybeden el" tabiri ile yorum yapmıştım.
Nato ve Batı, yaptırımlar ile Rus ekonomisini hedef alacaklar, Ukrayna içinde ayrılıkçıları silahla destekleyip, savaşın maliyetini Rus tarafı için artıracaklar. Benzerini Suriye de de yaşadık.
Avrupa, malesef, son 20 yılda yaptığı hatanın bedelini ödemek durumunda, şimdi fatura önüne geldi. AB ülkeleri doğal kaynaklar yönünden Rus tarafına bağlı kalmamaları yönünde ciddi eleştiriler almışlardı. Dün gördük ki, bir günde 20 yılda yaptıkları yatırımlardan zarar yazdılar. Putin rejimi, AB 'nin parası ile ordusunu iyi kötü modernize etmişti, ayrıca AB ülkelerinde üretilen (veya AB destekçisi Asya firmaları tarafından) çipler ile uçak, s400 vs silahlarını geliştirmekteydi. Bu çiplerin de Ruslara asla satılmaması gerekiyordu.
Şimdi, mecburen, 45 milyona yakın nüfusu olan Ukraynalı göçmenleri de beslemek zorunda kalacaklar. Savaş, tahminimce 7-8 yıldan önce bitmeyecek, bu sürede insani yardım ve göçmen sorunu Avrupa için yaptığı hatanın fatura ödemesi olacak. Avrupa, olası göçmen Ukrayna'lıları beslemezlerse, Ukrayna'daki direnişçiler silah bırakıp, Rus tarafına hızla geçer, Ukrayna'nın Batı tarafından kaybı olur.
Türkiye, Nato sözleşmesince bağımsız kalabilir, hakkıdır. Tabi, kurt yediği ayazı unutmaz diye bir laf vardır. Ben kurmay yüzbaşı iken, 2003 tezkeresinin geçmesini savunurdum. Zira, biz ordu olarak hep Kuzey Irak içindeydik. Yani Kuzey Irak bizim için hem lojistik hem saha bilgisi açısından Türkiyenin uzantı bir bölgesi gibiydi. Kandil dağına iki kere gitmişliğim vardır. Tabi meclisten tezkere çıkmayınca, hele de CHP hayır verince, hem Türk Meclisinin hem de Türk muhalefetinin başına neler geldiğini gördünüz, Türk halkı da bedelini ödedi ve ödüyor. Ki ben bile bedelini ülkemden ayrı yaşamak ile ödüyorum. Kurt, 2003 tezkeresi ve Irak savaşında Türk tarafından bir ayazda bırakıldı, yediği ayazı da unutmadığını mevcut Türk rejimi ile yaşıyorsunuz. Ukrayna'da da benzeri olacaktır.
Türkiye, Nato'ya destek vermediği durumda, bazı soft yaptırımlar olacak, kaçarı yok. Ya bir kaç milyon Ukrayna'lı göçmeni 3-5 kuruşa besleme görevi alacak, ya ekonominin küçülmesi (Türk askerinin ve insanının ucuzlaması) için bazı soft ekonomik sıkıntılar yaşanacak.
Türkiye, bu süreçte destek vermez ise Nato dan atılır mı? Asla, atılmaz. Anadolu, ucuz ve büyük bir Nato arazisi, arazi üzerinde yaşayanlardan daha değerli.
Oldu da, bizim rejim gaza geldi, Natodan ayrılmak istedi, illahi de ayrılacağım diye tutturdu ve ayrıldı diyelim. Bu durumda, 10 seneye kalmaz, Ruslara savaş maliyeti daha yüksek olsun diye, Rus ordusu Anadoluya çekilir, Türklere vatanlarını savunsunlar diye silah verilir.
Umarım, Türkiye Nato dan çıkmak gibi bir hata yapmaz, ama Natoya bu savaşta destek vermeme hakkı vardır ülkemizin, maliyeti de bellidir.
Natoya destek verirsek ne olur? Bu durumda da Suriye biraz alevlenir, Ermenistan dolayları ve İran tarafları biraz alevlenir, Türk ordusu Ruslarca, bu bölgelere çekilmeye çalışılır.
Yazdığınız üzere, ekonomisi güdük Türkiye'ye tek destek Batıdan gelecektir. Desteğin de askeri maliyeti olacaktır.
JlCQqQS670zS6XuC
"3. sınıf Holywood korku! filmlerinden hatırlarsınız, şeytan kovmak isteyen aktör eline Haç alır, şeytan geri geri kaçar."
SilPutin'le ilgili olarak, pek çok kişinin aklına şu soru geliyor, niye direk sonuç alıcı bir harekat yapılmıyor, veya Putin'in uçağı teknik bir arıza sebebi ile çakılmıyor, ne bileyim otel odasında kalp krizi de geçirebilir. Tabi bunlar yapılamayacak şeyler değil.
Buna en güzel cevabı, bundan 7 sene önce, 2015te ismini şimdi unuttuğum Chicago Üniversitesinden bir akademisyen cevap vermişti. Bir saatlik bir cevaptı, özeti nükleer güç olunması. Yani, Rusya öyle bir dengede tutulmalı ki, ne acından sürünmeli, ne de cebine para konup sonradan görme güç budalası yapılmalı.
Bu denge içinde en büyük hatayı başta Alman Merkel ekolü önderliğinde Alman politikası ve Avrupa yaptı. Ucuz Euro ile destekli klasik AB markaları üzerinden Çin ve Rusya'ya yüksek miktarda teknoloji, makina techizat ihracatı yapmanın sarhoşluğu geo-politik gerçeklerden kopmalarına sebep oldu. Hatırlarsınız, o yıllarda ne sükse yapmıştı Almanlar, dünyanın en büyük ihracat yapan ülkesiyiz diye. -Şimdi tersine alıyorlar o ihracatı, daha da alacaklar.- O ürünlerin satılmaması gereken yerlere kimseyi dinlemeden rakipsiz ürün satmışlardı.
Ekonomik maliyetini, AB Kobi pazarlarının, AB makinaları ve ucuz işçilik ile Çin firmalarının alması, ucuz diye aldıkları Rus gazının hem fiyatının zamanla artması hem de askeri tehdit olarak dönmesi olarak aldılar.
Ancak, ekonomik ilişkiler ilerleyip çetrefilleştikçe, Batı tarafı Rusya ve Çin'den demokratik olmalarını beklerken, demokratik atılımlar yapmalarını isterken; Çin ve Rusya ise filmlerdeki Haç görmüş Şeytan gibi kaçtılar. Rusya ile Çin'i ortak bir blok içinde bütünleşmeye ittiler. Ortaya günümüzde gördüğümüz çatışma ortamını hazırladılar.
Çin ile de Tayvan süreci ve güney çin denizi sorunu, bir sıcak savaş potansiyeli olan bölgedir. Çin tarafının da yine, Rusya gibi ne çok güçlendirilmemesi, ne de süründürülmemesi gereken sürece girilmiştir. İster istemez, bir kaç yıl sonra vuku bulacak bu çatışmada da Avrupa tarafı ciddi yatırımlar yaptığı Çin bölgesinden biraz çekilmek zorunda kalacaktır.
Çin tarafı ise, ekonomisi için hayati önemde olan doğal gaz ve petrol kaynağına Rusya sayesinde daha da ucuza ulaşacaktır. Günümüz Rus ekonomisi, neredeyse tüm ürünler anlamında Çin ekonomisine bağlıdır. Olası Batı ambargosunu Rusya ancak Çin desteği ile aşacaktır.
Bir önceki yazımda belirttiğim gibi, sıcak savaş ortamı, yeni oluşacak ekonomik denge ve gerçeklikler için Batı politikacılarının, kendi kamuoylarına karşı ellerini rahatlatmıştır. Daha rahat hareket edeceklerdir, işin maliyetini üstlenmeye halklarını daha kolay ikna edeceklerdir.
Arada ikna olmayan, olamayan aktörler olursa, önceki yorumda yazdığım gibi; ister politikacı olsunlar, ister iş dünyası liderleri, ya uçakları düşecek, ya otellerinde başlarına bir şey gelecek, ya çeşitli geçmişleri ile ilgili bazı illegal işleri (rüşvet, hileli yatırım, cinsel taciz, vergi kaçırma vs...) yüzünden işlerini devredeceklerdir. (Hatırlayınız, türk ana muhalefet parti liderinin kasedi). Bizler gibi saf insanlar ise onları haberlerden okuyup vay anasını yaa diyeceğiz.
P2AL6kNQ6rSHtwgx
Adsız 19:19,
SilKuzey Irak harekatını ordumuz mu istemedi mi? Yoksa istedi mi?
Sn 20:19;
SilYorumunuzu okuduktan bir saat sonra Almanların, Rusya yaptırımlarının düşük seviyede tutulması yönünde pazarlık yaptıklarını haberini okudum. Yorumunuz bakışımı genişletti. Swift sisteminden Rus bankalarının çıkmasını şu anda Alman politikacılar engelliyormuş. Belli ki Alman ekonomisini çok sıkışmış Rusya'da.
Süper bir perspektif yakalamışsınız.
Hocam, emeklerinize sağlık, sizin ve yorumcularınızın sayesinde bu bilgi kirliliği içinde ufkumuz açılıyor.
Zoologlar tarafından yapılmış araştırmalara göre içinde yaşadığımız gezegende canlıların zekaları ile akıllarını kullanma seviyeleri arttıkça canlıların daha saldırgan olma yönündeki davranışlarının da artma eğilimine paralel olarak diğer tür deki canlılar ile kendi türlerindeki diğer canlılara karşı saldırganlık güdüleri ile eylemlerinin arttacağı yönde gerçekleşeceğidir , İnsan dediğimiz canlı türünününde temel güdüleri olan seks ile saldırganlığın hangi koşullarda artma eğiliminde olacağı maslov hiyerarşisi ile az çok öngörülebilinir , eğer bir insanı ve veya insanlardan oluşan bir toplumu temel ihtiyaçlarından mahrum etmeye kalkarsanız, bir insan ve veya bir insan topluluğunun kendi güvenliğinin veya toplumunun geleceğini tehlike altına sokacak koşulları harekete geçirirseniz o oranda da beklenen sonuç saldırganlığın artacağı yöndedir , içinde yaşadığımız gezegende her şey dengeye dayanmaktadır örneğin uluslararası ilişkilerdeki güç dengesini göz önünde getirdiğimizde bir güç dengesi olduğundan söz edilir bu ne kadar doğrudur hesaplamsı yapılmışmıdır ? ayrıntılarını elbette jeopolitik uluslararası ilişkiler uzmanları daha iyi açıklayabilir ancak sosyal psikoloji ile psikolojide de şöyle bir kavram vardır korkan bireyler daha toplumsal olma eğilimine girererken kaygı duyanların ise toplumsal davranışları azalırken yanlızlığı tercih etme yönündeki davranışlarının da artacağı yönündedir jeopolitik te de bunu açıkça görmek olanaklı örneğin bir taraftan natoya ait ülkeler sürekl yeni üye kazanımları ile genişleme eğiliminde olmak isterken - korku davranışı bazı ülkelerde ne yaparsan yap biz buradayız ama herşeyin de bir sınırı var beni tehdit etmeye kalkarsan sanada verilecek yanıtımız gücümüz , teknolojimiz , gerekli silahlarımız var diyebiliyorlar,.......
SilSaçma saçma yanıtlar var putin rusya konusunda bizler batı yanlısı bir tarih okutulduk aslında cccp nin teknolojisi iyi özellikle savaş teknolojissi iyiydi şimdi daha iyi beyler bayanlar rusyayı küçümsemeyin uzay istasyonlarının motorları ruslar tarafından üretiliyor caydırıcılık , savunma gücü olarak daha iyi teknolojileri var öyle bir kovboyun çıkıp ta tv lerde yaptırım yapıcaz şöyle olacak böyle olacak pek sökmez bunlara kanırtır geçer bunlar abd nato ne olduğunu anlamaz bile
SilSiz iktisatçı değil misiniz Mahfi bey?
YanıtlaSilRusya-Ukrayna arasındaki mücadeleyi analiz etme hakkını kendinizde nasıl görebiliyorsunuz, siz tarihçi değilsiniz, askeri stratejist değilsiniz?
Uzmanı olmadığınız bir konuda niçin yazıyorsunuz?
Bence siz beni izlemeyin. Çünkü insan izleyeceği kişiyi tanımalı.
Silsn. Adsız 19.54, yazının neresinde askeri strateji veya tarihle ilgili bir şeyler gördüğünüz merak ettim.
SilŞahsen sabahtan beri bu yazının çıkmasını bekliyordum, gelişen olayların bize ekonomik geri dönüşünün nasıl olabileceğine dair uzman görüşü önemli.
yazıyı okumadan yorum yaptığınızı düşünüyorum. asıl soru şu; siz kişisel bir blogda, blog sahibinin hangi konuda yazacağı konusunda ahkam kesme hakkını kendinizde nasıl görüyorsunuz? okumak zorunda değilsiniz
SilMahfi bey
SilTCMB başkanlığınızdan sonra bıldırcın beslemeye gidecektiniz ya hani, n'oldu ;-)
Hocamız, işin ekonomi boyutunu yazmış. Askeri stratejiyi de altındaki eski subayımız kripto imza ile yazmış. Ona da askersin, ekonomi yazma mı diyeceksin? Ülke ekonomisi bir kaç yıl önce 900 milyar iken kripto imzalı yorumcu, ekonominin 600 milyar seviyelerine düşeceğini yazdı. Ekonomi benzer rakamlara gelmeye başladı. Yazılanlar kişisel bakış açıları, sen de kendi görüşünü yaz öğrenelim. Beğenmiyorsan altına beğenmediğin yeri yaz, düşünceni yaz.
SilHerkese sen o değilsin bu değilsin demek kolay. Sen nesin? Yaz öğrenelim.
Cehalet ne gözel şey!?
SilKafa gıcır gıcır,
0 kilometrede,
Hiç anlamamış,
Hiç kullanılmamış,
Hiç düşünmemiş,
Hiç yorulmamış,
Hiç bozulmamış.
Biz yapamayız ağa,
Bi kere kullandın mı beyini,
Kullanılmıştır, bozulmuştur,
Eski haline gelemez,
Bizim beynimiz bozuktur artık.
Onunki böyle değil?
Sahibinden tertemiz beyin,
Bomboş taşıyorsun,
Taşırken başka beyinleri de ütülüyorsun,
Geldiği gibi bom boş iade ediyorsun.
Adsız bey.Mahfi hocamın yazısını sonuna kadar okumadınız galiba..
SilAdsız, okuman yazman olmayaydı daha anlamlı soru sorardın.
SilBıldırcıncı, sende de bıldırcın kadar beyin olaydı, üzülmezdim.
Utanmadan bir de tarihçi değil demiş, yahu hoca Hitit tarihi kitabı yazdı, tarih araştırmacısı.
Bunlar bilerek böyle yazıyorlar hocam, boş insanlar işte
Ülkeyi idare edenler de o söylediklerinin hiçbiri değiller ama ileri geri konuşup duruyorlar hacı. İki lâf da onlara etsene...
YanıtlaSil:)
SilUğur Şahin'e söyleyeceğim, troller için de bir MRna aşısı geliştirsin. Umarım çaresi vardır. Özellikle bilgisiz ve eğitimsiz olup ama o da şöyle yaptı, öyleyse bunu niye demediniz, ama o zaman neredeydiniz diye herşeye nane olanlar için ayrıca booster aşısı vardır. Evlenecek kızlar, erkekler aman dikkat! Önce trol araştırması yapın imzayı atmadan önce! Bu çeneyle ömrünüzü sömürürler!
SilUkrayna'da ne varsa Dinyeper'in doğusunda var. Gördüğüm kadarı ile Rusya ve batı ülkeyi doğu-batı ekseninde bölüşüyorlar. Bu işten kârlı çıkan Putin olacak. Mevcut durumdan %30 Putin %70 batı sorumlu olduğuna göre bence adil bir paylaşım...
YanıtlaSilSn Mahdut,
SilFinlandiya ve İsveç'i hatırlatırım.
Bi kaç ay önce Nato üyeliğine yeşil ışık yakmıyorlardı, şimdi iş değişti.
Politik olarak üye olamasalar bile, ciddi anlamda Natoya savunmaları için kaynak sağlayacaklar.
Ruslar çok hızlı hareket edecektir, sonuç almak için, mümkünse Ukrayna devlet başkanını yakalamak isteyecekler.
Uzun vadede, son bir iki yazıya yorum olarak ekledim, ülkeye Nato birlikleri de girecek.
Sivil direniş örgütlenecek, Suriye, Afganistan ve Çeçenistan gibi.
Bugünden sonra Ruslar bu iş oldu bitti deyip askeri çıkaramazlar da.
Belarus'un topraklarını kullanarak onları da belanın içine attılar,
Ruslar Ukraynadan çıkınca veya çıkarsa Belarus da karışır.
Putin dün gece hayatının hatasını yaptı, ayrı gayrı kalan tüm Avrupa liderlerini konsolide etti.
Gerisini zamana bırakmak lazım. 7 yıldan önce konuşmak anlamsız olur artık.
Bir kaç yazı önceki yorumda belirtmiştim, Putin, istihbarat görevinde iken de, SSCB dağılmasaydı, stratejik öngörü, kabiliyet, yetenek ve hiyerarşik derece olarak ülkemizdeki ilçe emniyet müdürlüğüne eş bir makam seviyesinden emekliye ayrılırdı. KGB geçmişi de bu kadardır. Demem o ki, Türkiye bürokrasisinde Putin'den daha üstün yeteneklere sahip on binlerce kişi aktif görev yapıyor.
Batı, bu savaşı 7-8 yıla yayar, Ruslar bir çukurda bunun cesetini yakmazlarsa, fakir ülkenin süslü sarayında, ülkesindeki isyanlarla uğraşa uğraşa bunar gider.
v5t4haaGA3G5Uo3J
Sn Adsız 00:27
SilPutin'in Ukrayna'nın mevcut cumhurbaşkanı ile şahsi bir sorunu yok, iktidardaki faşist zihniyeti değiştirme derdinde ki bu konuda Ukrayna halkının büyük bölümünün de kendisi ile aynı fikirde olduğu ortada. Halkın bir bölümü batı, daha doğrusu AB yanlısı, bir bölümü de Rusya yanlısı olsa da bildiğim kadarı ile devletin güvenlik mekanizmalarına monte edilmiş NAZİ zihniyetli tiplerden kimse memnun değil. Zaten halihazırdaki savaş durumuna yol açan da Minsk sözleşmelerini hiçe sayan bu zihniyet. Putin, Dinyeper'in doğusundaki statüyü kendi istediği ve uluslararası hukuka da uygun hale sokmanın yanı sıra iktidarı da istediği kıvama getirirse zaten amacına ulaşmış olacak, bu nedenle işin sizin dediğiniz gibi 7-8 yıl süreceğini hiç sanmıyorum.
Elbette sonucun ne olacağını daima olduğu gibi zaman gösterecek...
SSCB'nin istihbarat örgütü "NKVD & KGB" ve güdümünde olan Doğu Alman polis ve istihbarat teşkilatı "Stasi"yi daima hatırlayınız. Tam anlamıyla birer işkence ve ölüm makinesi idi bu iki teşkilat. (Batı'daki muadilleri CIA ile boy ölçüşecek kadar eli kanlıdır ikisinin de.)
SilSSCB, kendi kontrölünde olan devletler eğer kontrolden çıkmaya başlarsa (ve çıkmaya yeltenen devlet yetkilileri olursa), hem hegemonyasını sürdürmek hem de Batı'ya bahane göstermek için, Stasi'deki yetenekli(!) ajan-manipülatörleri ile; bu uydu devletlerin güvenlik teşkilatlarına "milliyetçi ve Nazi'liğe özenen gruplar"ın sızdığı kurgusunu yayarak, bu uydu devletlere onyıllar boyunca sürekli müdahale etmeyi ve onları Kremlin'e bağlı tutmayı becerdi.
Vadimir Putin, bugün, Ukrayna'ya müdahale ederken; KGB ve Stasi'den devraldığı taktiği 2022 yılına göre modifiye ederek kullanıyor.
Ukrayna'nın devlet kurumlarının bazı kademelerine ve Ukrayna ordusunun bazı bölümlerine "Nazi zihniyetliler"in sızdığı yalanı, tamamen Putin'in kurgusudur.
Twitter'da, instagram'da gördüğünüz, ortasında Gamalı Haç olan Ukrayna bayrağını tutarak fotoğraf çektiren "sözde" Ukrayna askerleri; bizzat Putin'in Ukrayna'ya müdahale etmek için kurguladığı fotoğraf sahnesidir, Putin'in taşeronluğunu yapan Ukrayna askeri görünümlü ajan-manipülatörlerdir. Dünyada olup biten her şey ABD'nin oyunu değildir. Bu gerçeği asla unutmayınız.
Sn Adsız 15:58
SilPutin'in şu aralar nokta operasyonlarla toplamakta olduğu ve umulur ki yargılamayı amaçladığı bu Ukrayna'lı neo-nazilere en büyük tepkinin İsrail ve Almanya'dan gelmekte olduğuna, diğer batılı devletlerin ise bunları adeta görmezden gelmekte olduklarına dikkatinizi çekerim. Yani keşke sadece instagram ve twitter'da bulunsalardı. Dünyada olup biten her şeyin ABD oyunu olmadığı konusunda ise haklısınız, bizdeki neo-osmanlıcılar gibi Putin'in de neo-çarlık hevesine kapılmış olduğu çok açık. Üstelik elindeki devasa savaş gücü ve Çin desteği ile bizdeki topal eşekle kervana katılmaya kalkanlarla kıyaslandığında dünyanın başına belâ olma potansiyeli çok daha yüksek...
"Bazı arkadaşlar Ukrayna'daki bazı marjinal Neo-Nazi grupların gösteri fotoğraflarını yayarak bütün Ukrayna'yı neo-nazi ilan ediyor. Şimdi ben, Vatan Partisi'nin (D. Perinçek'in) aşırı sağcı çizgisinden yola çıkarak Türkiye'deki bütün solu aşırı sağcı ilan etsem doğru olur mu?"
Silhttps://twitter.com/gunzileli/status/1497176882013474819
Gün Zileli, 25 Şubat 2022
(1946 doğumlu. Ankara Üniversitesi DTCF Felsefe bölümünü yarım bıraktı, edebiyata yöneldi. "1968 Hareketi"nin içinde çeşitli gençlik hareketlerinde görevler üstlendi. 1974 yılına kadar Doğu Perinçek'in önderliğini yaptığı "Aydınlık" hareketinde yer alırken, 1974'de Perinçek'in ve hareketinin "sağ"a evrilmesini protesto ederek hareketten ayrıldı. 12 Eylül darbesinden sonra yurtdışına kaçmak zorunda kaldı. İngiltere'ye sığınma başvurusu kabul edildikten sonra yaşlı bakım evlerinde personel olarak çalışarak geçimini sağladı. Türkiye tarihindeki sol hareketleri "objektif" bir şekilde tahlil edip, eleştirilerini sakınmadan yazdığı 5 ciltlik otobiyografi kitapları kıymetlidir. 2000'lerin başında Türkiye'ye geri döndü. Türkiye'de sol içinde kalıp Stalin'in katil olduğunu söyleyebilen nadir '68 kuşağı üyelerinden biridir. Kendini artık "anarşist" olarak tanımlıyor. Çevirmenlik yaparak geçimini sağlamaya çalışıyor. [Ve Doğu Perinçek'i eleştirmeye devam ediyor.])
Otoriter bir adamın işgaline karşı mücadele eden halk hareketleri arasında püritenlik, homojenlik, saflık, %100 temiz olma hâli, hiç kire-kana bulaşmamışlık aranmaz.
SilOtoriter bir adamın işgaline karşı mücadele eden Ukrayna halkı arasında, diğer bütün halklarda olduğu gibi, bütün kiriyle, pasıyla, müphemliğiyle, geçmişteki gaddarlıklarıyla nam salmış örgütler var. (Bunlar, Putin işgalini tamamladıktan sonra da birbirlerinin kafasını yarmaya muhtemelen devam edecek.)
Ukrayna halkının Putin'e karşı kazanamayacağı belli!
Fakat, otoriter bir adamın işgaline karşı mücadele eden Ukrayna halkı "bütüncül" bir ölçekle savunulmalı; kendi içlerindeki hırıltılı-gürültülü-kanlı haydutların, çetelerin muhasabesini yapmak, şimdinin, şu anın işi olmamalı.
Hayatta öyle bir an gelir ki, Hitler'e karşı mücadele etmek için Stalin'in bile elini sıkmak zorunda kalırsın! Hayat, böyledir...
15:58'e cevaben,
SilUkrayna tarihinde, II. Dünya Savaşı'nda, Naziler'in desteğiyle kurulmuş milliyetçi örgütler var. Fakat bunlar, daha savaş bitmeden Nazilere karşı da savaştı. Hem Sovyetlere hem Nazilere karşıydılar.
Daha en başta, kuruluş aşamasında bir cellatlar devinden (Nazilerden) yardım aldıkları için, isimleri epey lekeli şekilde doğdu. Başlangıç bu kadar büyük bir yanlışı içerince, sonradan doğru şeyler yapmak bile istesen (ve hâttâ yapsan), sana hep şüpheli gözlerle bakarlar; yani, Nazi izini tarihinde taşıman yetiyor.
Standart "kafatasçı", Ukrayna ırkını en üstün gören ırkçılığa varacak kadar bir milliyetçilik türü değil bunlarınki.
Bu milliyetçi örgütler Putin'den zaten nefret ediyor. Putin, elbette, KGB-Stasi tatktiklerini kullanacak (daha beterini de yapacak) ama Putin'in bu Ukraynalı milliyetçi örgütleri manipülatör olarak devşirmesi neredeyse imkânsız.
Ukrayna içindeki, Nazi desteğiyle kurulmuş veya kurulmamış bütün örgütlerin tarihindeki kırılım noktalarını, yıllar geçtikçe amaç değiştirip değiştirmediklerini, kendilerini lağvedip başka örgütlere, ve Rusya'nın taşeronluğuna katılıp katılmadıklarını net olarak bilmiyoruz. Bunları dezenformasyona uğramamış bir şekilde öğrenmek için, Ukrayna'nın en az 80-100 yıllık tarihini iyi bilen, ojektif kaynaklara ulaşabilmiş tarihçilerin, gazetecilerin ve diğer araştırmacıların söylediklerini takip etmek gerekir. Ki böyle insanları, şu hengâmenin içinde Google'dan çabucak bulmak kolay değil.
Zamanın ruhuna uygun bir yazı olmuş. Elinize sağlık. Sevgiler selamlar.
YanıtlaSilDaha sayfa açılır açılmaz karşınıza çıkan tablodaki tüm veriler ekonomiyle ilgili ama yapılan bir yorumda yapılan eleştiriye hiç anlam veremedim. Yazının içeriğini eleştirebilirsin zaten Hocanın da buna karşı olduğu yok ama bu eleştiri saçma olmuş
YanıtlaSilHocam, dalga geçmiyorum:
YanıtlaSilTürkiye'de sığınaklar var mı? Yönetmelik güncellemesi ile yeni inşa edilen apartmanların altına yapılması zorunlu kılınan araba garajlarından bahsetmiyorum. Standart sığınaklardan bahsediyorum.
Hiçbir fikrim yok. Ama eğer varsa çok şaşarım.
SilBir mimar oralar söylüyorum. Yönetmelikte konutlarda 12 bağımsız birim(daire) ve üzeri tüm yapılarda sığınak zorunlu. Bu sayı altındaki binalar savaş anında doğa üstü bir güç kalkanı ile korunacak zannedersen. Bir tane doğru eylemimiz yok ki? Sığınak yönetmeliğimiz doğru olsun.
SilBu çatışmaların temel sebebi NATO-abd- dur.NATO Sovyet coğrafyasında yayılmama konusunda söz vermesine rağmen eski Sovyet ülkelerini üye yaparak rusya yı çevreleme politikası gütmüştür.Yakın geçmişte Ukrayna da darbe yaparak hükümet değiştirilmiştir.Rusya da bütün bu çevreleme politikasına bir reaksiyon göstermiştir. Uluslararası ilişkilerde doğrular yoktur çıkarlar vardır. Karşılıklı çıkarlar çarpışınca bu durum ortaya çıkmıştır.türkiye de ki rejim ise dış politikada ki yaptığı yanlışların bedelini ödemektedir. Dışişlerinde gelenek yok edilmiş niteliksiz kimseler büyükelçi yapılarak zafiyet yaratılmıştır.Her krizde de yalpalama kaçınılmaz olmaktadır.
YanıtlaSilABD eleştirinize bir şey diyemem benim de çok eleştirim var ama Sovyet coğrafyası diye bir çerçeveyi kabul edemem. Bizzat Sovyetlerin (Lenin) geliştirdiği bir self determinasyon hakkı (ulusların kendi kaderini belirleme hakkı) geçerliyse o zaman Ukrayna'nın da tarafını belirleme ve ona göre davranma hakkı olmalıdır. Buna sadece Ukraynalılar karar verebilir. Bununla birlikte Ukrayna'nın, ABD'nin dolduruşuna gelip Nato'ya girme çabasına girişmesi de özellikle 2014'de yaşadıklarından sonra akıllıca olmamıştır. Daha sabırlı davransalar Putin sonrasında büyük olasılıkla bu hayallerini gerçekleştirebilirlerdi. En büyük hataları ABD'ye güvenip bu maceraya girişmeleri olmuştur.
SilYaıiçin teşekürler.
YanıtlaSilSağ olun
SilDeğerli hocam kaleminize sağlık Bizleri bilgilendirdiniz.Son iki paragraftan önceki başlıkta cümle düşüklüğü var (Türkiye ekonominin durumu ) saygılar hocam
YanıtlaSilDüzelttim, teşekkür ederim.
SilHocam biz gelir olarak ukrayna gerisine düşmüştük şimdi ukrayna bizim gerimize düşer mi ? Bir de rus savaş uçağını düşurup rusyala karşı karşı kalınca obama iki ülke arasında olay demişti ayrıca nato dan hiç öyle sözlü desktek te geşmedi nato ğyei oşduğumuz halde !!!!yine ukrayna baya destek verıyorlar sözlü olsa bile
YanıtlaSilBiz gelir olarak hiçbir zaman Ukrayna'nın gerisine düşmedik. Bizim kişi başına gelirimiz 9.000, Ukrayna'nın kişi başına geliri 3.500 dolar dolayında.
SilHocam şu son olay gösterdiki;rusyanın tam öyle olduğunu iddia etmiyorum ama eğer makro ekonominiz sağlamsa,londraya bağımlı değilse,swaplar hariç rezervleriniz milli gelirinizin bile üstündeyse,üstelik paranız rezerv paraysa,borsanızın çoğunluğu yerli yatırımcı ise,birgünde kredi notunuzun 2-3basamak inip cds in 2-3katına çıkması bile paranızın değerini düşürmüyorsa,tarımda dışa bağımlı asla değilseniz,doğal kaynaklarınız var enerjide de dışa bağımlı değilseniz ve üstüne üstlük güçlü bir ordunuz varsa;rusya&çin yada bir nato üyesi olmamak kaydıyla asker kaybını göze alarak istediğiniz ülkeye girebilirsiniz,yaptırımlar sizi pek etkilemez,haksızmıyım?
YanıtlaSilSelam,
SilYazdığınız konuma Rusya gelene kadar çok seneler bekledi, maddi birikim yaptı.
Buna rağmen, teknoloji, gıda dışındaki temel ihtiyaçların üretimi, askeri techizat bakımı, internet, bilgisayar sistemleri, günlük hayatta kullanılan kablo, masa, araba, cep telefonu vs ürünlerin hiç birini üretemiyor.
Bu parayı bir araya getirebilmek için Çin ile 400 milyar dolarlık enerji anlaşması yaptıydı. Yani Çin e ucuza doğal kaynak satmaya başladı.
Savaş ve ambargo durumunda , birikim yaptığı tüm parayı bir kaç yıla ürün almak için Çin e kaptıracak. Karşılığında tarım ürünü vermesi lazım, dengeye gelmek için. Ancaak; Çin açık bir ekonomi, yani tarım ürünlerini dünyanın her yerinden alabiliyor. Ruslardan en ucuz fiyatın altına inmelerini isteyecek. Rus tarım ürünlerini de ucuza kapatacak. Rusya ise, batıya kapalı halde, tüketim ve diğer ihtiyaçlarını fiyat rekabeti yapamadan Çin den alacak. İkili ticaret Rusları vuracak, Rus halkını fakirleştiren yapıya girecek.
Rusya karşılık olarak çok stratejik liman ve üslerini Çinlilere peşkeş çekecek.
Kazın diğer ayağında, devlet açıklarını finanse etmek için tek kaynak olarak Çin'e başvuracak. Rakipsiz Çin tefeci faizini iteleyecek. 650 milyar doları var deniyor Rusyanın, o para güneşte eriyen buz gibi bitecek.
Bir tarafta 145 milyon insan; diğer tarafta 45 milyon insan. 190 milyon insan boş yere çile çekecek, sebebi de en fazla taş çatlasın en fazla 750-800 tane hırslı yönetici yüzünden. Bu 750 insan arasından 25-30 tane kilit isim oturup anlaşsa, bu sorunlara hiç gerek kalmayacak.
Mahfi hocacağzım,
YanıtlaSilSon iki yazınızın yorumlar kısmında "Putin karşıtı" görüşler dikkat çekiyor.
Ya sitenize "cyber attack" yapılırsa?
Ya bizim gibi emekli ve yaşı ilerlemiş okurlarınız analizlerinizden mahrum kalırsa?
Yeni blok kurarız.
SilYeni blogda “Yorumlarınız silinemez” özelliği isteriz Hocam.
SilSelam hocam, özel bir sorum olcak;
YanıtlaSilSon twit mesajınızda bizim çocuklar döviz sattı yazmışsınız.
Hayrola! hangi çocuklar bunlar?
Bizim maliye müfettişleri gençliklerinde çok renkli bir hayat mı yaşıyorlardı, bu çocuklar ortaya çıktı :)
O söz bana değil Bakan Nebati'ye ait. Yani bizim çocuklar Bakanın adamları.
SilHocam,
SilSize değer verip, sizin yazılarınızı okuyoruz, elinize sağlık.
Onun bunun çocuğunu dinlemeye değer görmeyince, sözün sahibi bilinememiş.
Türkçe de böyle bir dil, bakan hakaret davası açsa, dava düşer.
Başka bir twit mesajınızda 60ların Cağaloğlu'ndan bir foto paylaşmışsınız, Sn Tunalı'da yorum yazmış. O gazeteciler dili öyle bir kullanırdı ki, muhatabı överken yererdi. Övdü mü, yerdi mi diye anlaması için muhatabının bi eşek yükü kitap okuması da gerekirdi.
Halkı da etkilemişlerdir. Ahalimizin bir kısmının 50 yıl sonra sosyal medyada kendince espri kasmaya çalışmasının kökeninde eski gazetecilerin dil kullanma yeteneği vardır.
Haliyle ahalide dil kullanma yeteneği olmayınca boş konuşup, yerdiklerini meşrulaştırdıklarının farkına varmıyorlar ya, neyse onların derdi.
6IXYjt7Ja1SscQKO
Hocam, bu çatışmanın ülkemize kısa vadeli ilk yansımasının enerji fiyatlarındaki artış olacağı görülüyor. Malum bir-iki hafta önce en önemli konumuz elektrik faturalarıydı, savaş bu konunun önüne geçti ama Şubat faturaları ulaştıkça feryatlar da tekrar yükselmeye başlayacak. Dün youtube'da Cem Uzan'ın bir videosuna rastladım, verdiği fiyatlar korkunç. Bunların EPDK tarafından da doğrulandığını söylüyor. Özetle diyor ki:
YanıtlaSilEÜAŞ elektriği üretim şirketlerinden kilovatı 5,5 sentten alıyor, dağıtım şirketlerine ise 2,35 sentten satıyor. Dağıtım şirketleri 2,35 sentten aldıkları bu elektriği halka 11,5 sentten satıyor. Toplam 21 dağıtım şirketinin bu işten kârı yıllık 5,5 milyar dolar ama bu kârın 4,5 milyar doları 6 gruba gidiyor.
Bu grupları da isimleri ile sayıyor ve aldıkları payları açıklıyor ama burada yazmak ne kadar doğru olur bilmem, merak eden videoyu arayıp bulur.
Gerek petrol/doğalgaz/ithal kömür fiyatlarındaki artış, gerek döviz kurlarındaki kaçınılmaz yükselişle faturalarımızın nerelere gideceği ortadayken Putin ne yaptı, Biden ne dedi gibi işleri bırakıp doğrudan bu konuya odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum. Değerli muhalefetimiz de bir zahmet harekete geçip bu durumu açıkça ortaya koysa çok iyi olacak...
Deva Partisi dışında muhalefetin bu tür hazırlığı var mı yok mu bilmiyoruz. Ali Babacan'ı bir programda izlemiştim. Orada her konuda yaptıkları hazırlığın kitapçığını gösterdi. Yanlış hatırlamıyorsam 22 önemli konu seçmişler, neler yapılacağını, kimin yapacağını ve zamanlamasını belirlemişler. Bunun dışında bir hazırlık ben görmedim. Oysa muhalefetin şimdiye kadar her alanda ayrıntılı hazırlıklar yaparak bunları kamuoyuyla paylaşması gerekirdi. Bir konu ortaya çıktığında onunla ilgili o anda geliştirilmiş bir çözüm üretmekten ancak bu şekilde kurtulabilirler.
SilHocam, her konuda bu kadar değerli uzmana sahip olup da bu derece zamanın ruhunu yakalamaktan uzak bir muhalefet her iktidara nasip olmaz, kendilerini tebrik etmek lâzım...
SilSayın Eğilmez, benim gördüğüm ana tablo; Putin kendi Şan ve Şöhretini arttırarak devamlı - ömür boyu seçimleri kazanacağını hesaplıyor. Rusya kaybettiği toprakların büyük bölümünü tekrar geri kazanarak, eski güçlü Rusya'yı kurarak, ikinci "Büyük Petro" durumuna geçmeyi düşünüyor. Bunun tabi olarak büyük bedeli olacak, bu faturayı da Rus halkı ödeyecek. Sadece Rus halkı değil yakın çevredeki bütün halklar da sıkıntılar çekecek.
YanıtlaSilPutin'in Şanı , Şöhreti için , devamlı seçimleri kazanması için , Rus halkının faturayı ödemesi, yakın çevre halklarının sıkıntı çekmesi ne kadar doğru olacaktır ?
Diğer taraftan, Rusya'nın en kötü , zayıf zamanlarında (1989 civarında) fırsattan istifade ABD nin Rusya'yı parçalayarak toprak kazanması ne derece doğru bir yaklaşım dı ?
Bence burada en ciddi hatayı Ukrayna yaptı. Elbette ki hangi yönde gideceğine karar vermek kendi hakkı ama bu koşullar altında acele etmemesi, Nato ile ilişkileri düşünse bile bunu zamana bırakması lazımdı.
SilSaygıdeğer Eğilmez,
YanıtlaSilEğer yazı planınızı bozmayacaksa, SWIFT'in tarihi nedir, bugün bir caydırma aparatına nasıl dönüşmüştür, bir yazı yazar mısınız?
(Blog'unuzdaki sözlüğe baktım, SWIFT'i bulamadım.)
Hocam, cahilliğimi açıkça ifşa ediyorum:
SilDonbas'ı ilk duyuşumda, arabalara döşenen hoparlör sistemleri arasında popüler bir marka olduğunu sanmıştım, yanılmışım.
Swift'i ilk duyuşumda, şarkıcı Taylor Swift'in yeni albüm çıkarmaya hazırlandığını ve bu albümün Rusya'ya ceza verilmesiyle ne alâkası olduğunu anlamaya çalışmıştım. Yanılmışım.
Cahilliğimi farkettiğim için memnunum, şimdi kendimi geliştirmek için sürekli okuyorum.
Wikipedia diyor ki;
SilThe Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication, resmi olarak S.W.I.F.T. SCRL.
Belçika'da kurulu, uluslararası bankalar arasındaki işlemlerin güvenli bir biçimde yapılmasına olanak sağlayan kuruluş. Bir tür finansal noter.
SWIFT sisteminin en önemli noktası, işlem yaptığınız para birimi her ne ise o para biriminin sahibi olan merkez bankasının da bu işlemi görebilmesidir. Yani dolarla yapılan tüm işlemlerin bilgileri FED'e, euro ile yapılan işlemlerin bilgileri ECB'ye v.s. gider...
SilKıymetli yorumlarınız için teşekkür ederiz.
YanıtlaSil