Faizi Düşürdükçe Faiz Yükseliyor
Yeni ekonomik model diye
açıklananlar kabaca şöyleydi: Faizi düşürünce kur yükselecek, kur yükselince ihracat
artacak, ithalat azalacak. Kur yükselişiyle ithalat pahalı hale geleceği için
yerli üretim onun yerini alacak, cari açık cari fazlaya dönüşecek. Yerli üretim,
ithal girdilerin yerini almaya başlayınca enflasyon da düşecek.
Bu çerçevede Merkez Bankası Eylül
ayında % 19 olan politika faizini yüzde 18’e sonra da sırasıyla 16, 15 ve 14’e
düşürdü. Faizi düşürünce kur fırladı ve arkasından enflasyonu çekip getirdi.
Model buralarda tam bir faciaya yol açarken acaba diğer faizlerin düşmesini sağladı mı? Aşağıdaki grafik Merkez Bankası politika faiziyle 2 yıllık Devlet tahvili faizini bir arada gösteriyor.
Merkez Bankası politika faizinin
düşürülmesi tahvil faizlerinin düşmesine değil tam tersine ciddi oranda
yükselmesine yol açmış görünüyor. Merkez Bankası bankalara yüzde 14 faizle borç
veriyor, bankalar da aldıkları parayı yüzde 22 faizle Hazine’ye borç veriyor.
Ve biz buna model diyoruz.
Bir toplantıda Keynes’e biraz da
dalga geçmek amacıyla sormuşlar: “Üstat gerçeklerin teorinize uymadığını
görürseniz ne yapardınız?” Keynes yanıtlamış: “Teorimi değiştirirdim. Siz ne
yapardınız?” Biz teorimizi gerçeklere uydurmak yerine gerçekleri teorimize
uydurmak konusunda kararlı gibiyiz.
Ne diyeyim 🤷🏻♂️
YanıtlaSilSanki tipki seleflerine giderayak yaptirilanlar halefe yaptiriliyor gitmeden..
Korkuyorum Mahfi öğretmenim, çok korkuyorum; aç kalmaktan
YanıtlaSilsokakta kalmaktan korkuyorum. Elimdeki üç kuruşunda sokakta gasp edilmesinden korkuyorum. BA-TI-YO-RUZ, Bİ-Tİ-YO-RUZ !
Korkunun ecele faydası yok.
SilDevlet topu vatandaşa attı. Batarsakta birlikte çıkarsakta birlikte dedi. Beni takip edin bende sizi takip edeyim. Liberal ekonominin kralını yaptılar. Daha önceki deneyimlerde verim alınmamış. Bu sefer de verim alınamazsa sorumluluk milletindir deyip çıkacaklar. Olay budur. Artık öyle klavye basında bik bik yazma bitti çalışacaksınız diyor devlet.
SilHocam merhaba,öncelikle kaleminize sağlık. İhracatın artması ve dövizin yükselmesiyle iç pazara ürün de vermek istemez üretici sanki. Devlet buna kota koyarak mı önlem alacak? Bu mantıkta yerli üretim ithal girdilerin yerini nasıl alabilir?
YanıtlaSilBenim bir arkadaş öyle yaptı, kışlık paltoları iki üç ay önce bayilerine vermedi. Gıdım gıdım dış piyasaya sürüyor. Bayilere verseydim, sözleşmeleri gereği 1 - 3 ay arasında paraları tl toplayacaktım, yerine de yenisini koyamazdım, şimdi cash döviz ile stok satıp, yerine koyabilecek nakit giriyor demişti.
SilAlım gücü düşeceğinden zaten talep de düşmez mi? Yani satıcı iç pazardaki ürün sayısını azaltıcak olsa da talep de düşecek, bu sayede sorun çözülecek.
Silherkesin tuzu o kadar kuru degil!!
Siltrx
Yurtdisina gidin mutlaka...
SilKimsenin yazmadığını gördüğüm için yazmak istedim. Aslında ortada bir model değişikliği falan yok. Birisi cıktı yorumladı; model değişikliği oldu. Ekonomide model ha deyince değişmez. Amerikalı avrupalı dünya bize bir tarafı ile güler. Esas neden kayıtdışı ekonomiden kaynaklanan gelirin kur ve enflasyonla vergilendirilmesinden başka birşey değil. Tam olmaz ama olduğu kadar. Modelin falan değiştiği yok. Iki günde çinden haberi olmayan çin ekonomisini öğrendi. Olan şu bir zaman Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çok tarihi bir konuşma yaptı. Bu blogda daha önce yorum olaral yazdığımı hatırlıyorum. "Kaynakların verimsiz ellerden verimli ellere geçmesi için gereken çalışmalar başlatılmıştır" dedi. Işte o zamandan sonra yapılan düzenlemeler bu çerçevede oldu. Bir yerlerde atıl bir para var. Kur ve enflasyon baskısı bu parayı dışarı çıkarsın diye böyle bir operasyon yapılıyor. Aynı covid de olduğu gibi operasyon bitince virüsde bitti. Bu operasyon bitince cin modeli falan ortada kalmayacak. Sanırım bu yazıda bir yorum okudum. Vergilendirme türü hakkında. Bizde kazlar çeşitlidir. Her kaz kendi tercihine göre yolundur ama mutlaka yolunur. Ecelden ve vergiden kaçış olmaz. Eskiden böyle şeyler direkt yapılıyordu. Şimdi anlaşılmasın, tepki çekmesin diye perde arkasından işler dönüyor. Yoksa herkesin malı mülkü yerinde duruyor. Herkes kirasını alıyor geliri harcaması yerinde.
SilHocam şu ekonomik durumda eğer 20 yaşında bir üniversite öğrencisi olsaydınız ne yapardınız? Fikirleriniz ve takipçilerinizin fikirleri çok değerli...
YanıtlaSilÜniversiteyi 5 sene daha uzatmak iyi olur.
SilAynı soruyu bende,
SilYeni mezun olsaydınız ne yapardınız?
Diye sormak istiyorum,
Hocam dip ne zaman görülür, ne zaman bundan vazgeçerler?
YanıtlaSilElden ne gelir,memlekette döviz bitti.
SilMerhaba hocam. Hazine borçlanma faizini TCMB faizine indirmek için bir şey yapamaz mı? Bankaları bu yönde neden zorlamıyor.
YanıtlaSilSelam İsa,
SilZorlar, niye zorlamasın ki? Eski damat bakan banka müdürlerini toplayıp azar çekerdi. Bence iyi de olur.
Borç işi iki yönlüdür, bir borç veren bir de borç alan vardır. Borç vereni sıkıştırırsın, onların parasını alırsın. Bi sonrakine onların parası azaldığı için veremezler, yenileri de gelip borç vermez. Yine faiz artırmak ardından da ek teminat vermesi gerekir.
Bakan 100M ateşleyin demiş iş adamlarına, çoğu devletten iş alan adamlar, ateşletsin, kimse kimsenin elini tutmuyor. Rahmetli Gaddafi de böyle yapardı. Libya halkı üzerinde çok emeği geçti, babaları gibi oldu, da hayırsız evlat çıktı Libyalılar. Yapanın sonu da böyle oluyor işte.
Bankalara neden sürekli sermaye enjekte edildiğini anlamak zor değil bu durumda.
YanıtlaSilHocam yanlış anlamayın ama bu söylenen model ve hedeflenenlerin gerçekleşip gerçekleşmediğine 6 ay - 1 yıllık sürede bakıp karar vermemiz gerekmiyor mu? Bildiğim kadarıyla 2001 ve 2018 kur şokları yaşandığı zaman Türkiye cari fazla verdi. Bu son dönem de yaşanan kur şoku veya devalüasyon artık ne derseniz daha meyvelerini vermemiş olabilir mi? Belki önümüzde ki 6 ay - 1 yıl içinde Türkiye de bir ihracat patlaması yaşanacak ve hemen ardında Türk Lirası'nın değer kaybında bir yavaşlama göreceğiz. Benim asıl sorum da bu, Türkiye 2022 de cari fazla verip + Türk lirasının değerini koruyarak ( hatta belli bir ölçüde değer kazandırarak) yılı kapatabilir mi?
YanıtlaSilBuradaki esas soru şu, bahsettiğiniz değer kaybındaki yavaşlamayı ne zaman göreceğiz yani usdtry hangi değerinde bir dengelenme oluşacak ve yeni ekonomik plan çalışmaya başlayacak. Şu an ki durum bize gösteriyor ki bu dengelenme sağlanana kadar değer kaybı devam edecek ve bu tahmin edilememis olamaz fakat bu kadar yuksek bir ivmeyle değer kaybı tahmin edilemedi sanırım. Bir eşik değeri olmalı ve oraya yaslanmali,ihtiyacımız olan da geri zıplama yapacağımız bu noktadan çok daha yüksek ivmeyle yukarı geri çıkmak. Umarım top ya da balon yeniden yükselmek için sektigi yerden yüksek bir sürtünme kuvveti ile karşılaşmaz. Selam olsun
SilBu dedikleriniz ne yazık ki olmayacak.
SilBence tahmin ettiler. Yani daha dün bu adamlar faiz indirirken doların değer kaybedebileceğini bilmiyorlar mıydı? Biliyorlardı. Her şey planlandığı gibi gidiyor. Bence asıl sorulması gereken soru gerçekten bu kadar fazla bir devalüasyona ihtiyaç var mıydı? Ya da bu politika neden küresel para birimlerinin karışılıksız basıldığı Merkez Bankalarının faiz düşürüdüğü 2019 sonu 2020 başında yapılmadı da şimdi bütün Merke Bankaları faiz arttırırken yapılıyor? Bunlar düşünülen ve tahmin edilen şeyler.
SilMaaesef Mahfi hocam haklıdır.
SilÇünkü düşük faiz yüksek kurun işe yaraması için, talep enflasyonunun , faiz artışıyla kontrol altına alınması gerekir.
2001 şubat ve 2018 eylül aylarında ciddi faiz artışı yapıldı ve talep enflasyonu kontrol altına alınarak bu sayede 2001 yılında ve 2019 yılında cari fazla verildi.
Eğer bu faiz artışı yapılmazsa, talep enflasyonundaki artış devalüasyonu yeniyor ve kısır döngüye girilerek cari açık çığ gibi büyüyor.
Bakın Ağustos Eylülde cari fazlaya geçildi ana talep enflasyonu arttığı için kasım ayında tekrar ciddi bir dış ticaret açığı verildi. Kasım ayında cari açık ciddi anlamda yüksek çıkacak. Aynı şekilde faiz arttırılmazsa aralık ve diğer aylarda da cari açık;artarak devam edecek. Çünkü faiz düştüğü için enflasyon, devalüasyonu yenecek.
Hocam, piyasadan cikmak zorunda olan yabanci fon mudurleri var. Gri rebkle lanetlenmis liradan ayrilip yili kapatacaklar. Bunlarin suratina carpacak usd olmadikca, tl kredi cekecek, borsadaki varliginiz nakite gecirecek, Gayrimenkulleri cakacak.. yeter ki yerel cayci markalarindan kurtulup usd alsin. Yoksa compliance officer emekliligini yakar bu profesyonellerin. Bu kumeste nakit yapan ne varsa yilsonuna kadar bosaltcaklar. Eski tabiriylr.. haydii! batan Geminin mallari bunlar.. eyyy merkez bankasi, bu talepleri susturamazsan, hic konusmayacaksin.. cephaneyi tuketmeyecekti, facayi cizdirmeyecekti. Yasasina uymayan piyon basinda.. kimse inanmiyor
YanıtlaSilHocam merhaba alanım iktisat değil ancak yazılarınızı severek takip ediyorum ve bana çok şey kattınız bugüne kadar. Benim merak ettiğim çok basit bir soru var. Malumunuz üzere dün itibariyle asgari ücret TL bazında görülmedik bir seviyeye çıktı bunun ana nedenleri uygulanan yanlış politikalar ve enflasyondaki muazzam artış. Peki bir gün doğru adımlar atılırsa enflasyon, kur gibi etmenler kontrol altına alınırsa asgari ücret - piyasadaki fahiş fiyatlı ürünlerin durumu ne olacak? Bu sefer de asgari ücreti düşürmemiz mi gerekecek ya da para birimimizi degistirmek zorunda kalabilir miyiz, ilk örneğin ekonomi tarihinde tarihinde yeri var mıdır. Şimdiden teşekkür ederim.
YanıtlaSil2001 krizinden sonra doğru adımlar atılmış ve ekonomi rayına girmişti.
SilHocam, bence ortada ne bir teori ne de bir model var. Kur artınca doğal olarak kısa süreliğine ihracatın artması kısmını bir tarafa bırakırsanız kur yükselmesi, ithalatın düşmesi ve cari açığın kapanması bu ülkede ancak kriz dönemlerinde olur. Bence rezervleri bir şekilde eritip transfer ettikten sonra gelecek krizi biliyorlardı ve buna bir kılıf uydurmaları gerekiyordu, bu nedenle de faiz indirimlerine giderek kontrollü bir kur artışıyla gelecek krize bahane üretmeye çalıştılar. Sanki bu işi bilinçli yapıyorlarmış da rekabetçi kur sağlayarak ihracatı artırıp ülkeyi kalkındıracakları bir model uyguluyorlarmış masalını millete satmaya çalıştılar. Aslında faiz indirmeselerdi de kur artışı kaçınılmazdı, sadece daha uzun sürede ve biraz daha yumuşak olacaktı. Bunun kaçınılmaz olduğunu bildikleri için akıllarınca "biz yükselmesini istiyoruz zaten" havası vermek için faizleri indirdiler. İş kontrolden çıkınca da mızrak kılıfa sığmamaya başladı.
YanıtlaSilAçıkçası bu ekipten memleket hayrına en ufak bir davranış beklemediğim için yapılan bu akıl dışı işlere ancak böyle bir gerekçe bulabiliyorum...
Zamanlama hatası var. Fed'in 2022 enflasyon hedefi %3 civarında. Ufkun ötesini görmek mühim demiş Atatürk de kime? maalesef...
SilBu blogu sürekli takip eden biri olarak işin bu noktaya geleceğini bu blogu takip eden herkes biliyordu ve bence de durum tam olarak sayın Mahdut'un söylediği gibi.
SilHocam ithal urunlere damping yapilsaydi cari acik onlenmis olmazmiydi.
YanıtlaSilNasıl olacaktı o iş?
SilHocam dusunmeden yazmisim simdi farkettim. Sorulmamis sayin.
SilHiç endişelenmeyin. 21. yüzyılın sonralarına doğru; 5nm cep telefonu çipini, yerli kaynaklarla üretmeye başlayınca tüm bu dengeler yerli yerine oturacaktır. Biraz sabır. Torunlarımız bize çok dua edecek çok!
YanıtlaSil2018'de uçağımız göklerde olacaktı diye hatırlıyorum.
SilDua yerine stabil bir ekonomi alabilir miyim ben? Yükselen veya yüksek ekonomi mümkünse onu tercih ederim tabi.
SilDaha Mars'a yumuşak iniş var hocam, yersek.
SilCipler su sira 7 nm cizgisinde uretilebiliyor ve bunu yapan tek makina 150 milyon eur fiyatinda. Tayvan abd ve kore bu makinadan her yil 10 milyar eur cerceveainde siparis ediyor, ve Turkiye de bu makinalardan bir adet dahi yok. Ben sektorun icinden bilgiyle bunu yaziyorum, siz hangi bilgiyle bu yukaridakileri yaziyorsunuz?,
SilElimizden, teorinin bir an evvel değiştirilmesini temenni etmekten ne gelir!
YanıtlaSilMahfi Hocam, güncel piyasalardaki sıradışılığa ulus olarak tanığız. Bu durumun Pek çok nedenleri ya da yanlış hükümet politikalarının neden olduğunu kabul ediyoruz.
YanıtlaSilİyi de, Türklerin tarihinde ekonomik olarak iktisadi başarılı bir dönemi olmuş mudur?
Doğrusu merak ediyorum. (İsmet İnönü dönemi hariç)
Yani bu bir hükümet sorunu dersek konuyu sığlaştırırız, millet olarak iktisat bilincimiz sığ.
Bu disiplinsizliğin amiral gemisi de seçilen ya da kurulan hükümetler.
Diyelim ki yarın seçim oldu hükümet değişti yeni kurulan kısa dönemlik bir hükümet 2000 yıllık iktisat sakatlığını bir iki dönem hükümetiyle tersine çevirme imkanı olabilir mi?
Türkler yaşadıkları coğrafyada 2000 yıl boyunca üretmeden tüketmeyi, tüketmekten de öte var olan değerlerini yok etmeyi milli politikaları kabul etmişler.
Türklere kazandırılan vatan millet bilinci gibi iktisat bilincini de sıfırdan kazandırmak gerek.
Tüketeceksen - üret, satın alacaksan - önce para kazan. Birşey yapacaksan - önce eğitimini al kendi birikiminle yap.
Üretmeden, akıl, bilgi ve mühendislik gelişmez tecrübe kazanılmaz .
Bizde durum şöyle.
Ali'den parayı al- veli'den satın al.
Birşey yapacaksan Kemal'e yaptır finansmanını Erol'dan al.
Yap işlet yaptır maliyeti veya geri dönüşüm muhasebesi yapmaya gerek yok isteyene istediğini, istediği cins değerden öderiz.
Hocam kusura bakmayın selamlar
hocam, faiz indiriminin kuru artıracağı bilinirken dolar 12 seviyelerine çıkmışken müdahele etmeyen merkez bankası 14 lerde ısrarla müdahele etti. müdahele etmesi boşu boşunaydı. 17 lere çıktı yine müdahele etti.
YanıtlaSil12 lerde müdahele etmeyen ve faiz düşüşünün kuru artıracağını bilen MBsı, bu müdaheleler ile rezervleri boşa harcamıyor mu? neden bu müdahele geliyor? neden rezervleri eritiyorlar zira müdahelelerle beraber 40-50 kuruşluk düşüş görebiliyoruz sadece.
Ne yazık ki bu sorularınızın yanıtını bilmiyorum. Yetkililer biliyor mu onu da bilmiyorum.
SilSayin Hocam piyasalar kapalıyken doviz kuru %40 aşağıya nasil gelebiliyor.
SilBirde anında halk bankası reklamlarında konu isleniyor
Hocam kaleminize sağlık. Kısa ama öz bir yazı olmuş. Yalnız bir noktada size katılmıyorum. Evet bu bir ekonomik model olabilir. Şöyle ki Ege Cansen üstadımızın yıllardır savunduğu gibi özellikle bizim gibi kırılgan ülkelerde cari açıkla büyüme sürdürülemez bir büyümedir. Bu modelde kur bir noktada sabitlenirse (sabit kur sistemine geçelim demiyorum, piyasanın fiyatladığı bir nokta, örneğin 1$=20₺ gibi) ekonomideki tüm mal ve hizmetlerin fiyatı da yeniden belirlenmiş olacak. Örneğin unun çuvalı 215₺ iken ekmek 1,5₺ idi. Döviz arttı un 500₺ oldu ekmek de 3₺ oldu. Kur sabit kalırsa sonraki aylarda ekmek ve un fiyatları değişmeyecek ve fiyat istikrarı sağlanmaya başlanacak. Bu noktada nominal gelirler de artacak ve eğer biz üretimi artırmayı başarırsak talep kaynaklı enflasyonu da kontrol altına almış oluruz. Size sonuna kadar katıldığım nokta ise bu modelin işlemesi için vatandaşlarımızın, şirketlerimizin, siyasilerimizin ve en önemlisi yabancı yatırımcının bu modele inanması gerekir. Ben bu modele (ya da hikayeye) siyasiler de dahil kimsenin inanmadığını düşünüyorum. Mevcut yönetim başka alternatifi olmadığı için (rezervler tükendiği için) bu yolu seçmek zorunda kaldı. Oysa gayet uygulanabilir bir model ve bence bu yönetim bu modeli heder edecek. Bizim eğitim başta olmak üzere hukuk, insan hakları, liyakat vb. ekonomiden önce çözmemiz gereken birçok sorunumuz var. Özetle YAPISAL REFORM…
YanıtlaSilYüksek teknoloji ihracatımız %3 bile değil. Katma değerli üretim yapamıyoruz. Model denilen laf salatasından ibaret uygulamalarla derin bir krize doğru ilerliyoruz...
YanıtlaSilBelki de bazı şeylerin değişmesi için büyük krizlere ihtiyaç vardır!
Fatura çok ağır olacak ne yazık ki
SilMahfi Bey, bir sorum olacak. G20 ülkelerine baktığımızda Çin ve Rusya hariç diğer tüm ülkelerin MB faizleri enflasyonlarından daha düşük. Bunu rezerv paraya sahip olmaları, yüksek teknoloji üretmeleri (Avrupa ve Amerika için) ve petrol gelirleriyle (Suudi Arabistan) mi açıklıyoruz? Diğer taraftan Çin ve Rusya neden ayrışmış? Rusya'nın CDS'si görece yüksek konumda bunun etkisi Rusya için sebep olabilir mi? Çin'deki durum nasıl açıklanabilir? Saygılarımla.
SilBenim bir sorum olacak size:
YanıtlaSilMerkez bankasinin son gunlerde piyasaya mudahelesini goruyoruz. Ama bu piyasaya surulen dolarlar cok yuksek miktarda bankalar/mevduat sahipleri tarafindan satin aliniyor ve dolar tirmanmaya devam ediyor. Merkez bankasi mevduat sahiplerinin bankalarda tuttugu dolarlari mi tekrar piyasaya satmakta? Eger oyleyse, insanlar aslinda bankada dolar tuttuklarini dusunurken aslinda bunun bir karsiligi yok mu? Bunun sonucu yakin gelecekte ciddi bir fiziksel dolar bulma problemi olarak karsimiza cikmaz mi?
Yani bugun gunden gune lineer gibi gozuken artislarin hiperbolic egrilere donecegini ongorebilir miyiz?
Bu bildiğiniz faiz yoluyla kamuyu zarara sokmaktır. Cezai müeyyide şarttır. Tabi hukuğun üstün olduğu ülkeler için geçerli bu düşüncem.
YanıtlaSilHukukun
SilYapılan model filan değil, günü kurtarma söylemlerinden bir yalan.
YanıtlaSilTüm ülkenin kapıldığı bir yalan, enteli modelin niye tutmadığını anlatır, muhalefeti modeli küçümser, insanı sosyal medyada zeka yoksunu şakalarını yapar.
Olayın özünü yalancıdan alıp, yalancının lafına sarmak, yalancıyı da meşrulaştırmaktır.
Kimse de demiyor ki adam yalancı, hiç bir modeli ve lafını dikkate almayız.
Muhalefetin hepsi kuyruklu tren vagonu gibi yalancıyı lokomotif bellemişler, peşinden koşuyorlar, çünkü o vagona ihtiyaçları var.
Ben de aynı kanıdayım. Ortada model filan yok gidişe göre model uydurma çabası var.
SilBence olayın detayına takılıyoruz. 20 yıldır başkasının parasıyla kurulan hormonlu Türkiye ekonomisinin son çırpınışları bunlar. Hormonlu iç tüketim için kurulmuş fizibil olmayan sayısız tesis ve beton ekonomisini yaşatabilmek için önce 128 milyar dolar bitirildi, şimdi sıra tc parasına güvenip de elinde tutanları soyup onların parasını bu düzene pompalamakta. Yazık oldu onca yıl döktüğüm(üz) tere, haram olsun ucundan kapan herkese!
YanıtlaSilFakat benim gibilerin üç kuruşluk tl'si onların dişinin kovuğunu doldurmaz. Kamu bankalarına 100 milyar TL sermaye koyacaklarmış, tabiki ardından gelsin en az 1 trilyonluk kredi yoluyla para basılması. İşte o zaman ne benim gibilerin üç kuruşluk tl birikimi ne TCMB nin olmayan rezervleri ne de kağıt üzerinde görünen fakat aslında çoktan yurtdışına çıkmış olan 230 milyar dolar mevduat TL nin itibarını, paçavraya dönmesini önleyebilir.
Tekstil yüksek kur ile iyice ucuzlamış emek sayesinde bugünlerde para kazandırıyor olabilir fakat diğer sektörler ya çevreyi aşırı kirletecek ya da devlet süspansiyonları sayesinde rekabet edebilecek durumdalar. Genelde kapasite fazlalarını ihraç ederken (vergi kaçırmak için de çok uygun), parayı iç pazar satışlarından kazanıyorlar.
Koşullar uygun iken hiç akla gelmeyen bu model dedikleri şey, varını yoğunu kaybetmiş birinin cebindeki son parayla 100 tane piyango alması gibi bence.
Bu yazıyı ben yazmadım. Ama benim düşündüğüm herşeyi birileri yazmış. Cadı mısın kardeşim sen. Sen bene geresit misin? 😀 Bu arada şu dune dene kitap serisinç okumalısınız.
SilHiç birimiz masum değiliz. Bunu biz hakettik. Ama çocuklarımızın günahı yoktu. Onlarda nasibini alacak. Üzüldüğüm konu bu.
SilBilimsel düşüncede inat olmaz. Bilim yanıldığını gördüğün teoriden vazgeçerek gelişmiştir.
YanıtlaSilYazı için teşekkürler hocam. Daha önce burda yazdığım gibi tek para edecek yapılmış konut stogumuz. Onu satacağız 1250 000x70 000$ oda bize turizm sezonuna kadar zaman kazandırır. Ayrıca değersiz tl sığınmacı istilası gibi sorunu kökünden çözer di. Bunun dışında olanların tamamı dolar severlerin şuçu. Birde döviz getiren yabancı kim önemli değil.
YanıtlaSilTekrar söylüyorum yeterki canbaz düşmesin.
Sanayi ye alman modeli
YanıtlaSilOrta gelir tuzağından çıktık çıkacaz derken düşük orta gelirli gruba doğru bir geri dönüş var gibi... 2001 ve öncesi krizleri hep kitaplardan okuyup neler yaşanmış böyle derdim. Bugünkü olaylara tanıklık etmek insanı derinden etkiliyor. Hocam bir ekonomi modelinin uygunluğunu test etmek için 6 aylık bir zaman dilimi yeterli midir ya da ne kadarlık bir süre zarfında sonuç değerlendirilebilir?
YanıtlaSilYanlış bir şeyi test etmeye gerek yoktur. Bu model 1994 yılında test edildi ve bir faciayla sonuçlandı. Son üç yılda defalarca denendi yine faciayla sonuçlandı. Ders almadıktan sonra biz bu faciaları hep yaşayacağız.
SilHocam hani hep derler ya borcumuzu neden para basıp ödemiyoruz?
YanıtlaSilUSD arttığında da bir gece de bilmem kaç TL kaybettik de denir.
Bir de 1920'deki Almanya gibi parayı ısınmak için kullanmayız diye de umut ediyorum.
Son olarak şunu düşünüyorum hocam hayalimde bir köy var köyde 2 tane ev var. İki evde de anne baba ve 2 çocuk var.
1. evdeki bir çocuk kendi evlerindeki oyuncaklar yerine hep 2. evdeki oyuncaklarla oynamak istiyor.
İstemese de başta 2.evdeki çocuk ücretsiz veriyor oyuncaklarını. Sonra borçla alıyor 1.evdeki çocuk başka oyuncağı. Tabiki sonunda 2.evden geliyorlar karşılığını almaya.
Sonuç olarak demem o ki; instagrama bir bakın hocam çok sayıda başka evden aldığı yakıtla başka evden aldığı oyuncakta dinlediği müzikle story çekenler var. Ve de bunu üreterek diğer eve ödemeye çalışanlar var. Ekonomi bilmiyorum ama umuyorum faizlerin düşürülmesi başka evlerden alımı düşürüp başka evlere oyuncak vermemizi sağlar. saygılarımla
Bence bu modeli icat edeni de uygulayanı da tutuklamalı
YanıtlaSilhocam
YanıtlaSilbu defaki kisacik ve tam nokta atis olmus. tesekkurler.
ya tutarsa, cip uretince isler baska olacak, cari acigi sadece kur yoluyla cozulecegi, vs. yorumlara degil ama sizin 2001 de dogru adimlar atildigini soylemenize uzuldum. ne yazik ki sorunlarin kokeni 1980 den baslayip, 2001-2012 doneminde zirveye cikan "miras yedi" ve "aldigi borcla sahte zenginlik yasama" anlayisi ve bu surecten az cok pay aldigi icin sesini cikarmayan bizlere dayaniyor bence. siz ne dersiniz . .
trx
Teşekkürler.
SilBu sadece şaşkınlık ve panik hali.
anlasilamadi..ne demek bu saskinlik ve panik hali? saskinlik ve panik sonrasi?
SilMahfi Bey Sadece gelecekten umut duyabilmek için gereken iyimserlik seviyesi benim boyumu aşmaya başladı. Artık iyimser olabilmek mümkün mü ? İçtenlikle soruyorum.
YanıtlaSilBu benim yaşadığım kaçıncı kriz hatırlamıyorum. Umut her zaman var.
SilSayin Egilmez,
YanıtlaSilGene sade ama aciklayici ve güzel bir yazi olmus, tesekkür ederiz. Yeni ekonomik model ile ilgili olarak kendi uzmanligim olan bir konuda kisaca üzerinde neredeyse hic tartisilmayan bir konuyu dile getirmek isterim.
Diyelim ki Türkiye de üretilen ürünlere olan talep patladi ve ihracatta cok büyük artislar yasanmaya basladi ve en büyük ihracat pazarimiz olan Avrupa bizim mallarimiz icin yanip tutusuyor. Acaba bu mallari yurtdisinda ki alicilara nasil ulastiracagiz ? Türkiye nin Avrupa ya ihracati % 5 daha artsin, ihracatcilarin yüklerini göndermek icin kac takla atmalari gerektigini izleyecegiz ki durum su an bile icler acisi. 2021 yilinda özellikle insaat malzemelerinin Avrupa ya ihracati konusunda ciddi artislar oldu tabi bunun ic pazara ve insaat maliyetlerine yansidigini görecegiz. Bircok tedarikci ic piyasaya üretimi birakip yurtdisindaki insaat malzemesi ihtiyaci nedeniyle oraya yöneldiler ancak nakliyede ciddi sorunlar yasaniyor ve bunu kisa zamanda asabilmek mümkün gözükmüyor. Cok fazla detaya girmek istemiyorum yoksa bu yaziyi bitiremem ancak 2 noktaya özellikle dikkat cekmek istiyorum . 1 ) Türkiye den Avrupa ya ihrac edilen bir ürün icin ithalata göre en az 2 kat ( döneme göre 3 -4 kat ) navlun ödemek zorundasiniz ve ödenen navlunun bedeli % 60 oraninda yurtdisi baglantili ( forwarder , armatör ... ) firmalara gitmektedir. 2) Cin Avrupa ya ihracatini arttirabilmek icin öyle büyük yatirimlara girdi ki mesela Yunanistan da liman yatirimlari ve sonrasinda demiryolu ile Cin den gelen konteynerleri tasiyip Avrupa nin iclerine ulasmak icin gecis ülkesi olan ve altyapisi kötü olan Sirbistan demiryolu altyapisina cok büyük yatirimlar ( insaat calismalarinin büyük kismi 2022 de basliyor - pandemi nedeniyle gecikmeli ) , kuzey koridorunu kullanarak demiryolu ile Avrupa ya ulasmak vb. bununla öyle dövizi yukari tasiyarak rekabet edemezsiniz , isterseniz Cin den 10 kat ucuza üretin , ürettiklerinizi ulastiramadiktan sonra kim neden satin alsin .
Saygi ve sevgilerimle
Hocam canım hocam moralim çok kötü. Resmen ülkenin olmayan parası bir yerlere transfer ediliyor. Enkaz korkunç boyutlarda. Tahvil ve politika faizi arasındaki zararı kim ödeyecek peki? tabii ki biz ve gelecek nesiller.
YanıtlaSilBen ülkeyi bilerek kaosa götürme planı olarak görüyorum yapılanları. Bir taraftan da ülkenin birikimlerini, sermayesini kendi yandaşlarına aktarmayı emme basma tulumba misali sürdürüyorlar. MB müdahaleleri bu amaca hizmet ediyor. Sonunda halkın bankalara koşmasını bekleyecek ve sonra Ohal deyip seçimi ertelerler….
YanıtlaSilHocam Merkez Bankası bankalara benim verdiğim parayı gidip hazineye borç olarak veremezsiniz deyip Hazineye gereken parayı doğrudan verse olmuyor mu?
YanıtlaSilYasaya aykırı. Bu şekilde yasanın arkasından dolanarak yürüyorlar.
SilTurkiyede tek adam modeli yani Cumhurbaskaanligi sistemine gecemiz nedeniyle,ulkemiz,ortak akil ikullanamaz oldu.zPara yonetimi yetersiz yoneticilerle ilerlenmeye baslandi. Daha evvelki krizlerde iktisatci kurmaylar bir araya gelir,aklin yoluna hitap eden ekonomik programlarla sureci kriz durumundan cikarirlardi.Simdi liyakat yerine sadakat donemi baslamistir.
YanıtlaSilIsin aci tarafi faturayi bizler odemekteyiz.
Bizleri zarara ugratan hergun kuculmemize sebep olan baska bir deyisle cebimizden para calan yoneticilere yaziklar olsun..
Sayın Eğilmez, bu model yerine faiz artırmayı öngören modelden neden vazgeçilmiş olabilir? Siyasi iktidarın fonlama faizini artırdığı durumda ödeyeceği bedel şu durumdan daha büyük müydü ki bu modele geçildi? Bu noktayı aydınlatırsanız çok sevinirim.
YanıtlaSilİkisi de model değil aslında. Sorun başka yerlerde. Ama oralara giremiyorlar o nedenle faizdi kurdu oralarda oyalanıyorlar.
Sil"Bu kadar yanlış bilinçsiz yapılamaz... Bilerek ekonomiyi çökertmekle başka bir amaç hedeflenmektedir?" i. Kahveci
YanıtlaSilHocam bu arada varlık fonu ne durumda batak içinde mi? Piyasa da devlet eliyle yapılan bu manipülasyon varlık fonunun lehine mi aleyhine mi? İnsan bu kadar kör gözüne parmak hataları görünce işin içinde bir hinlik var mı diye sormadan edemiyor.
YanıtlaSilVarlık Fonu ile ilgili elde bilgi: https://www.tvf.com.tr/uploads/file/2020-tvf-faaliyet-raporu.pdf
SilHocam ekonomik model dedikleri kısaca sadece kendilerini ve yanındakileri zenginleştirip kalan herkesi fakirleştirme planı degilmi?çünkü fakir halkı yönetmek,bir vaadin arkasından sürüklemek daha kolaydır.onları sadece ücretine zam yapıcam diyerek kandırabilirler ama refahı bulmuş halk sadece ücretine zam değil,hak,hukuk,adalet,eşitlik,özgürlük,serbestlik,modernlik,sağlık,mutluluk,huzur,saygı,sevgi,aşk da ister.bunları herkese vaad edebilecek çapta olmadıklarını zaten biliyorlar.
YanıtlaSilSelam Mahfi Hocam,
YanıtlaSilBen ekonomist değil sıradan, 3-5 kuruşu olan bir sınıf öğretmeniyim.
Elimizde kalan 3-5 kuruşumuzu korumak için 2022’ye girerken hangi araçlara ( döviz, emtia, gayrimenkul, fon, hisse) yatırım yapmalıyız. Bu seviyelerden döviz ve emtia alımı yapmak mantıklı olur mu?
Sağlıkla…
Mahfi Hoca yatırım danışmanı değildir.
SilYasa gereği merkez bankası hazineyi doğrudan fonlayamaz. Bu nedenle faizler indirilerek hazine’nin borçlanma maliyeti yukarı çekildi.
SilYa hazinede çok büyük bir delik var ya da erken seçim..veya her ikisi..
Xyz..
Hocam faiz indirimi uygulandıktan sonra yükselen dövize neden müdahale edilir? Bunun iktisadi olarak bir mantığı var mı?
YanıtlaSilPek çok uygulama gibi bunun da bırakın iktisadi mantığı olup olmamasını herhangi bir mantıksal dayanağı yok.
SilMahfi hocam biz bu krizden kaç yılda çıkarız. ekonomideki çıkmaz sokak ne zaman açılır. faiz düştü döviz arttı enflasyon arttı sarmalı ne zaman bitecek.
SilEroin tedavisi gorenlere agri kesici verilir (ki pek etkili degildir ama bir nebze rahatlatmasi beklenir). Eroin kullanimini kesen kisinin her yerinin agriyacagi pek tabi ki bilinir, ama kimse 'ya madem agrilarini kesmek icin agri kesici vereceksin niye eroini biraktiriyorsun' demez. Bu da onun gibi bir durum. MB dovizin yukselecegini biliyor ancak bunu mumkun oldugunca yavaslatmak isiyor. Hiz tumseklerinin etkisi gibi soluksuz bir ilerlemenin olmasini engellemeye calisiyor.
SilHocam sizce AKPnin ilk 10 yıllık sürecindeki başarısında temel etkenler nelerdi
YanıtlaSilIMF Programı
SilNe yapılmaya çalışılıyor ve nasıl bir sonuç bizi beklemekte? Sabah işime giderken dahi kalkmakta zorlanıyorum artık kim için ve ne için iş yaptığımın bile farkına varamaz oldum saygılar...
YanıtlaSilNe yazık ki hepimiz aynı durumdayız.
SilÇok sevgili Mahfi Bey,
YanıtlaSilBu ülkede, insan gibi yaşamayı bilmeyen, kıt mı kıt beyinli o kadar çok zavallı var ki... O kıt beyinlerini de bir türlü kullanamadıkları ve böylece doğru düşünmeyi de beceremedikleri için, yaşadıkları rezilliklerle doldurdukları hayatlarını "hayat" sanıp, zırvalarla, bomboş kafaları ile bu toplumun asalakları ve safraları haline gelen bu zavallı kesimin buralarda yorumlarını okudukça, kanım donuyor.
Örneğin bu zavallılardan biri, "Alım gücü düşeceğinden zaten talep de düşmez mi? Yani satıcı iç pazardaki ürün sayısını azaltıcak olsa da talep de düşecek, bu sayede sorun çözülecek." diye yazmış. Bir insan nasıl bu kadar zavallı olabilir? Yaşanılan bunca rezilliğe, yanlışa rağmen nasıl bu denli (kelime bulmakta zorlanıyorum) ....... olabilir?
Bu zavallıya sormak isterim: Alımgücü düştüğü için beslenmekten vazgeçip, kişisel talebini azaltabiliyor mu? Günde 1 ekmek alıyorken, bunu yarım ekmeğe, giderek çeyrek ekmeğe ve daha da giderek dilim ekmeğe düşürebiliyor mu? Çocuğu varsa, onun ihtiyaçlarından da kısıp, taleplerinden vazgeçirebiliyor mu? Sorumluluğunu üstlendiği kişiler varsa, aynı yolla, onları da yoksunluklara mahkum edebiliyor mu?
Sizden bir ricam var.
"Olanlar"ı, "olması gereken"le kıyaslayamayan bu zavallılar için:
Ortalama ve sağlıklı yetişkin bir bireyin, insan gibi yaşaması için günlük ihtiyacı olan ve alması gereken besin ihtiyacını, sosyal ve kültürel gereksinimlerinden hiç bahsetmiyorum zaten, sağlık kontrolleri ve barınma - giyinme ihtiyacı, tasarruf edip, gelecekte güvenli yatırımlar yapmasından da vazgeçtim, sağlıklı ve güvenli bir yaşam sürmesi için ne kadar bir gelire sahip olması gerektiği konusunda ülkemizde yapılmış sağlıklı bir araştırmayı burada paylaşabilir misiniz? Kıyaslama yapmadan, gerçekleri değerlendirebilmek mümkün değil. Yani, bugün ne kadarlık bir gelire sahip olmalısınız ki, temel ihtiyaçlarınızı - herhangi bir yoksunluk yaşamadan, kimseye muhtaç olmadan, bir şeylerden vazgeçme zorunluluğuna katlanmadan- rahatlıkla karşılayabilesiniz...
Yok... Bu insanların, bu zavallıların, gerçekleri doğru- dürüst algılamalarını sağlamak bu kadar mı zor? Bu kadar mı olanaksız tanrım?...
Mahfi Bey değerli fikirlerinizi ilgiyle okuyoruz. Yaşı ellinin üzerinde olan benim gibiler kıyafet ve çorap yamasını eski hatıra diye anlatırken bu gidişle gelecek günlerde çocuklarımıza ve torunlarımıza öğreteceğiz galiba.
YanıtlaSilSormayın.
Silkeske biz bunu utanilacak bir sey olarak gormese ve zuppelik yapip suca ortak olmasaydik.. not: ofiste keskeyi yasaklamis biri olarak keske kelimesini kullandirdiginiz icin sagolun..
SilMahfi bey
YanıtlaSilSiz, duvar örme alanında usta mısınız? Yani, mason musunuz?
Değilim. Sadece masonluk değil benzer hiçbir kuruluşa üye değilim, derneklere de üye olmuyorum. Çok genç yaşta aldığım özgür düşünceye bağlı kalma kararım nedeniyle meslek dernekleri olan Maliye Müfettişleri Derneği ve Hazine Uzmanları Derneği dışında hiçbir derneğe, örgüte veya kuruluşa üye değilim. Öte yandan hiçbir görüşe de yüzde yüz desteğim ve bağlılığım yok. Kendimi sosyalist, Kemalist veya liberal olarak da tanımlamıyorum. Hepsinin iyi taraflarını alarak kendi görüşümü oluşturmaya çalışıyorum. Ve eleştiri hakkımı asla elden bırakmayı kabul etmiyorum. Kendimi tanımlayabileceğim tek yol Atatürk'ün çizdiği bilim yoludur. Mesela üye olmasam da çocukluğumdan gelen Fenerbahçe taraftarlığım var. Ama orada da asla "hep destek tam destek" görüşünü benimsemem, eleştirimi yaparım.
SilIşte yaa rol modelim tarafsız herkesi dinleyen reel düşünen bir adam tebrikler mahfi bey uzun zamandır takip ediyorum
SilGeçenlerde cadde röportajlarında sıradan halkla yapılan söyleşilerden birini izledim.
YanıtlaSilBir amca şöyle diyordu: "Yeğenim, eskiden, açlık yokluk o kadar çok idi ki, affedersin ama, at pisliğindeki pis kısımları temizleyip kalan kırıntıları tencerede kaynatıp yerdik, karnımızı öyle doyururduk. Şimdiki gençlik bunları bilmez, rahata alışmışlar hepsi."
2021 yılındayız!
Halkımızın çile çekme seviyesi öyle bir hâldeki, Dolar/TL kuru 50'ye bile yükselse "buna da şükür" diyerek, at pisliğini örnek gösterecek insanımızın sayısı çok! 2021 yılındayız!
Vah ki ne vah...
Maalesef öyle.
SilMahfi bey
YanıtlaSilHatırlar mısınız, 'TCMB'nin yedek akçeleri' konuşulurdu bir zamanlar.
Kur 17 küsüre yükselmişken piyasayı bir nebze rahatlatmak için, TCMB, 'yedek akçe'yi şimdi kullanıyor olabilir mi?
Onları kullandılar zaten.
SilSayın Eğilmez
YanıtlaSilKanal İstanbul inşaatı tüm hızıyla devam ediyor.
Bu da aklınızın bir köşesinde bulunsun.
Hocam bunlar kuru da yükseltmek istemiyor anladığım kadarıyla çünkü Merkez Bankası 5. müdahalesini yaptı.
YanıtlaSilNe yaptıklarını biliyorlar mı yoksa mecburen yaptıklarını model olarak mı takdim ediyorlar?
SilMahfi hocam
YanıtlaSil2022 ilkbaharı geldiğinde, Marmara Denizi kıyılarında müsilaj yine çıkacak mı? Bu konuda bir bilginiz var mı acaba?
Şu sorumu yanıtlarsanız ben de sizin bu sorunuzu yanıtlayabilirim: Müsilaja yol açan deniz kirliliğini azaltıcı önlemler alındı mı? Bir başka deyişle denize deşarj edilen atıklar için ciddi anlamda arıtma tesisleri yapıldı mı?
SilMahfi bey lütfen yanlış anlamayınız:
YanıtlaSilEge beyle yıllardır dostsunuz.
Fakat, ikinizin, Türkiye ekonomisindeki mevcut krize getirdiğiniz çözüm önerileri uyuşmuyor.
Siz, sürekli "yapısal reformlar" diyerek, hükümetin zihniyetiyle neredeyse taban tabana zıt çözüm önerileri sunuyorsunuz.
Yanılıyor olabilirim; Ege bey ise, "ya tutarsa..." diyerek, hükümetin uyguladığı ekonomi politikasını dolaylı da olsa destekliyormuş gibi bir görüntü veriyor.
Ege Bey benim çok yakın arkadaşımdır. Faizi yükselterek çözüm gelmeyeceğini ikimiz de biliyoruz. Onun söylemek istediğinin de bugünkü uygulama olmadığını biliyorum. Ben Ege Beyden farklı olarak faizle uğraşmak yerine riskleri düşürmekle uğraşmak gerektiğini ve risklerin ekonomi dışı konularda daha fazla yoğunlaştığını öne sürüyorum.
SilGerçekten çok merak ediyorum.
YanıtlaSilAcaba Pekin'deki Çin yönetimi ve Ankara'daki Çin Büyükelçiliği'ndeki yetkililer, şu meşhur "Türkiye bundan böyle Çin'in ekonomik büyüme modelini uygulayacak" cümlesini duyduklarında, içlerinden kıs kıs gülmüşler midir?
Çin bile Türkiye'ye güvenmiyordur herhalde...
Çinliler bunun siyasi bir söylem olduğunu hemen anlamıştır merak etmeyin.
SilMahfi bey
YanıtlaSilSürekli deney yaptıkça, bilim ilerler. Bunu hep vurgularsınız.
6 aylık bir deney uyguluyoruz. Bunun iktisat bilimine katkısı hiç yok mu sizce?
Denenmiş ve başarısız olmuş şeyleri yeniden denemek deney yapmak değil hatada ısrar etmek demektir. İnsan kaynar suya bir kez elini soktuğunda yandığını görür ve bir daha sokmaz. Bu da öyle.
SilMAHFİ HOCAM
YanıtlaSilARTIK
IŞIN KILICINIZI ÇIKARIP MÜCADELE ETMENİZİN VAKTİ GELDİ!
TÜRKİYE'Yİ ANCAK, SİZİN GİBİ BİR JEDI KURTARABİLİR!
MAY THE FORCE BE WITH YOU
Sanki para yokmuş gibi yaşasak, olmaz mı?
YanıtlaSilBir süredir aşağı yukarı öyle yaşıyoruz sanki.
SilEdebiyatla anlatamadık. Matematikle anlatalım.
YanıtlaSilGSYİH= Tüketim+Yatırım+Devlet harcaması - Cari Açık
GSYİH= 50 araba üretmişiz
Faizler düşük olduğu için vatandaşlar ve firmalar arabalara saldırmış ve gerekli gereksiz araba almış.
50= 35 Araba Vatandaş almış+ 25 Araba şirketler almış+15 Araba devlet almış- Cari açık
Cari Açık=35+25+15-50= 25 arabalık cari açık verdik. Çünkü ürettiğimizden fazlasını tükettik.
Eğer faizler yüksek olsaydı, vatandaş ve firmalar araba alamayacaktı.
Cari açığı düşürmek istiyorsanız, Hem faizleri hem de kuru yüksek tutmalısınız. Çünkü faizleri düşük tuttuğunuz sürece, yatırım ve tüketimi patlatmış oluyorsunuz. Bu da cari açığı arttırıyor.
İşte bu sebeple, Ağustos ve Eylül ayında düşen dış ticaret açığı, faizlerin düşmesiyle beraber artan enflasyonla , kasımda tekrar yükselişe geçti.
Eğer ana hedefimiz cari açığı kapatmak ise yüksek kur ve yüksek faiz uygulamalıyız. Sadece kuru yüksek tutarak cari açığı kapatamayız.
Krizden çıkış formülü şudur.
1-) TCMB para basmayı durdurmalı ve hazineyi fonlamayı bırakmalıdır. Hazine, bu şekilde piyasadan borçlanmak zorunda kalacak ve faizlerin artması sağlanacaktır. Hem para emisyonu sıfırlanacak , hem de faizler yükselince enflasyon hızla düşüşe geçecektir.
2-) Tuik derhal gerçek enflasyonu açıklamalıdır.
3-) TCMB, Faizleri gerçek enflasyonun 5 puan üstüne çıkartmalıdır . Bu sayede stokçuların stokladığı mallar ellerinde patlar. Otomobil firmaları, araç satmak için kampanya bile düzenler.
4-) Faizler artınca tüketim ve yatırımlar azalır. Ekonomi buz gibi soğur ve Cari açık kapanır.
5-) Gerçek enflasyon hızla düşüşe geçer.
6-) Enflasyon düşünce cari açığın kapanması hızlanır. ( Çünkü enflasyon demek, ülkedeki ürünlerin diğer ülkelere göre pahalılaşması demektir)
Almanya Japonya ve Çin gibi cari fazlayla büyüyen bir ülke olmak istiyorsanız, Öncelikle enflasyonu düşürmelisiniz.
ENFLASYON DÜŞMEDEN CARİ AÇIK DÜŞMEEEEEZZZZZZ !!!!!!!!!
Sayın TCMB , acil faiz artışına gitmelisiniz. Mevcut uygulanan düşük faiz yüksek kur modeli, tüketim ve yatırımları patlatarak cari açığın artmasına sebep oluyor ve bu model TCMB rezervlerini eriterek ülkeyi morotoryuma götürüyor. Lütfen bunu görün artık…
1998 dolar kuru 0,26 Tl
1999 dolar kuru 0,42 TL
2000 dolar kuru 0,62 TL
Dolar kuru nerdeyse 2.5 kat artmış ama buna rağmen 2000 yılında cari açık kapanmamış. Çünkü faizler %40lara kadar düşürülmüş. Ne zaman 2001 yılında kurla beraber faizler artmış o zaman cari açık kapanmış…
Ülkenin kurtuluşu, yüksek faiz, yüksek kur modelindedir. Başka bir seçeneğimiz yoktur.
Yüksek faiz ülkeyi kurtarmaz ama şu durum için bir nefes aldırır. Ülkenin kurtuluşu çok daha zor kararları alıp uygulamaktan geçiyor.
SilSayın 22.05,hem dolar artsın hem de enflasyon düşsün diyorsunuz. Dolar artınca enflasyon da artacak ama? Nasıl olacak bu?
SilSayın 14.14,
SilEğer faizler, artarsa, talep enflasyonundaki düşüş , dolara bağlı maliyet enflasyonundaki artışı yeniyor ve dolar artmasına rağmen enflasyon düşüyor. Bu sayede devalüasyonla enflasyon arasındaki makas açılıyor ve ciddi bir cari fazla ortaya çıkıyor.
Çünkü hem faizler yüksek olunca hem de kur yüksek olunca vatandaşın ithal mallara ulaşması imkansızlaşıyor .
İphone 13, 40.000 Tl olmuş. Adam diyorki ben %15 faizle kredi çekerim yine de bu telefonu alırım. Ama faizi %70 yaparsan bunu diyemiyor işte...
Faiz artislari ve dusurmeleri etkili olabilmesi icin ve faizin ekonomi icin yararli yanlarinin dengeleyici faktorlerinin zararlarindan yuksek olmasi icin o ulkede Enflasyonun dusuk fiyat istikrari icinde uzun yillardir devam etmesi lazim.
SilFaizin ve faiz artis-indirimlerinden bir ekonomik faktor hareket alani olarak faydalarindan nimetlerinden en iyi fiyat istikrarina sahip olan ulkeler faydalanir.
Dusuk enflasyona sahip bir ulkede faiz artisi yuksek enflasyona sahip bir ulkeye gore daha olumlu makro ekonomik faydalara sahiptir. Fiyat istikrari ve dusuk enflasyonlu bir ulkede faiz arttirdiginiz vakit ekonomide balonlasma tuketim ve fiyat artis sureci daha rahatlikla kontrol imkani saglar. Ekonomide kontrolu saglamaniza firsat verir.
Bunun tam tersi ekonomide durgunluk resesyon gibi donemlerde de faiz indirdiginiz vakit yuksek enflasyona sahip bir ulkeye gore faiz indirdiginiz de daha kolay ekonomik fayda elde etmenizi saglar. Tuketim ithalat bu gibi ulkelerde yuksek enflasyonlu ulkelere gore faiz indirimleri yan etki yaratmaz. Yuksek Enflasyonlu ulkelerde faiz indirimi yan etkisi kotu yani daha etkin ve fazladir.
Mamafih dusuk enflasyona sahip fiyat istikrarli bir ekonomide faiz arttirmak ithalat tuketim balonlasma is piyasi vb faiz yuksek enflasyonlu ulkeye gore daha fazla yarar saglar ekonomideki faktor olarak faiz bu ulkelerde zararindan ve yan etkisinden ziyade daha fazla faydasi one cikar.
Turkiyeye gelince mevcut fiyat istikrarinin olmadigi yuksek enflasyonun oldugu dahasi bu yuksek enflasyonun da surekli yukselen trendde istikrarsiz oldugu bir ekonomide makro ekonomik acidan; faiz artisinin veya indiriminin yararli etkisi dusuk enflasyonlu uzun yillardir fiyat istikrarina sahip ulkedeki faiz artisi veya indirimine gore daha azdir yan etkisi ise daha fazladir.
Bir ornek vermek gerekirse
Sil%2 enflasyonlu bir ulkede politika faizini 25bp artirmanin ve ya azaltmanin yarar etkisi
%20 enflasyonlu bir ulkede politika faizini 250bp artirmanin ve ya azaltmanin yarar etkisinden daha fazladir. Faizin yan etkisi ise daha azdir.
Yukaridaki ornekten yolacikarsak; dusuk enflasyonlu bir ekonomide faizi arttirarak ve ya indirerek ekonomiye yon vermek ekonomiyi stabil hale getirmek kendi hedeflerimize kanalize etmek daha olasidir. Bu gibi ekonomilerde faiz gercekten bir politika araci olarak daha iyi calisir ve daha iyi yonde ekonomiye fayda verir hem arttirim patikasinda hem indirim patikasinda.
Diger turlu yuksek enflasyonlu bir ekonomide ise faiz indirim ve arttirimlarinin olumlu yonde etkisi enflasyonun yuksek olmasindan dolayi azdir faiz indirim ve arttirimlarinin olumsuz etkisi ise daha fazladir.
Onun icin fiyat istikrari sarttir gereklidir. Bu da bizim gibi ulkelerde yani GOUlerde %4 ve altidir. %3.5luk bir oran ise en makul olandir. Bunun uzerinden 1.5puanlik yani %5lik bir MB politika faizi ise uygun bir rakamdir. Aradaki fark yani 1.5luk fark ise enflasyon-buyume-issizlik denklemlerini diyalektigini dengelemek saglamak icin MBnin bir oyun kurma aracidir. Aslinda bir anlamda bagimsizlik alaninin matematiksel ifadesidir.Bunun uzerinden MB paraya yon verir makro dengeleri stabilize etme ekonomik celiskilerarasi arabulma islevini yerine getirir finansal piyasalara yol gosterir. Bunun aksi hali ise MB icin bir faciadir. Bu aksi hal ise MBnin hem piyasalarin hem hukumetlerin oyuncagi kuklasi olmasini saglar.
Merhabalar hocam
YanıtlaSilBende doların bu kadar sert artacağını düşünüyor idim düşüncemi destekleyen koşullar ise şu şekilde
Birincisi cari açığımız var ikincisi borçlanma sınırımıza geldik üçüncüsü enflasyonun yanlış hesaplanması bende ÜFE yi baz aldım son bir kaç senedir ÜFE yüzde 30 un üzerinde dolar enflasyonu yüzde 5 olsa TL dolar karşısında yüzde 25 değer kaybetse ancak kur dengelenmis olur ama öyle olmadı dolar 8 TL'den 7 liraya kadar indi ortada suni bir durum vardı bunuda rezervleri harcayarak yaptılar bundan sonra ne rezervin var ne borç stoğunu artırma imkanın var demem o ki seneye bugün dolar 30 lirada aşağı olmaz en iyi şartlarla
Hocam artık yazı yazmaya gerek yok bence. Sadece grafikleri koysak altına yorumsuz yazsak yeterli. Anlayan anliyorda , anlamak istemeyen zaten anlamiyor.
YanıtlaSilEvet doğru diyorsunuz.
SilTicari Bankalar %14 maliyetle kısa vadeli (7 günlük) fon toplayıp %22 getiriyle uzun vadeli (2 Yıllık) fon kullandırıyorlar. %22 getirinin 7 günlük karşılığı nedir hocam?
YanıtlaSilfaiz oranları yıllık bileşik oran üzerinden karşılaştırılır
SilHocam kapikule den geçerken büyük tır kuyruğu vardı ama bu büyük kuyrukta dikkatimi çeken bir türk tırı göremedim (yapım)daha da dikkat çekiçi türkiye de bendem başka bu ayrıntınım hiç dikkat çekmemesi a türkiye de fabrikalar üretim yapıyormuş tırlar yollarda çalışıyormuş
YanıtlaSilHocam siz japonya yı güney kore y iyi bilirsiniz balarılı öörnekler oldukarı için soruyorum bunlara yanamcı yatıtırım gıdıyor mu ?
YanıtlaSilİkisine de yabancı yatırım geliyor ama aynı zamanda ikisinden de dışarıya yatırım gidiyor. 2019'da Japonya'ya gelen net yabancı sermaye yatırımı 40 milyar dolar Güney Kore'ye 10 milyar dolar.
Silhttps://tr.sputniknews.com/20211219/uluslararasi-yatirim-bankasi-jp-morgan-turk-lirasi-islemlerine-son-verdi-1051901569.html
YanıtlaSilHocam,"bari sen bir dur j.p.morgan zaten ortalık karışık" ruh halindeyken bu kurulustan gelen açıklama ne anlama geliyor sizce,geçici bir durum mudur?
Yabancı yatırımcılar TL ile işlem yapmayacaklarını açıklıyor yavaş yavaş. Bu yaklaşımları TL'nin aşırı oynak bir görünüm almasından kaynaklanıyor. Her an değişen kurlar nedeniyle fiyat veremiyorlar sanırım.
SilHocam, bu kur hareketinden önce bankalarda toplam mevduatın kabaca %60 'ı yabancı para cinsinden iken kredilerin %40'ı yp cinsinden yani %60 yp borç, %40 alacak şeklinde hatırlıyorum, dolar 2 katına çıkınca aradaki fark yüzünden %20 zarar olur, zaten %17 olan öz sermayeleri sıfırın altına inmiş olmuyor mu?. Yani normalde bütün kredileri sorunsuz şekilde geri dönse de sermayeleri bitmiş hesaplıyorum, nasıl bir bilanço açıklayacaklar. Bir mühendis olarak anlamıyorum. Bir sorun yok herhalde ki ortalık sakin. Aydınlatırsanız çok memnun olurum.
YanıtlaSilBüyük sorun var aslında. TL cinsinden karlı görünseler de dolar cinsinden çok sıkıntılı bir durumdalar. Tıpkı Türkiye'nin TL ile hesaplanan GSYH'sinin yüzde 10 büyümesine karşılık dolar cinsinden gerilemesi gibi.
SilEkonomi kötü diyorsunuz da, çıkarın gösterin bakalım cep telefonunuzu Mahfi bey, var mı cesaretiniz?
YanıtlaSilBence bu soruyu ekonomi kötü diyenlere değil iyi diyenlere sorsanız daha şaşırtıcı sonuçlar alacaksınız.
SilBir kisinin telefonunun iyi olmasi ya da binlerce kisinin bazi esyalarinin iyi olmasi gercegi degistirmez. Kitlelerin issiz, ac, asgari ucretin altinda calisiyor olmasi Turkiye gercegi. Bu kafayla dusunursek, Cumhurbaskani sarayda yasadigi icin herkesin zengin olmasi lazim...
SilSayın Eğilmez,
YanıtlaSilHükümetin hayal alemiyle ilgili sormuyorum.
Şu an dünya, paradigma değişikliği içinde mi? (Sorumu falcılık babında değil, biliminsanı projeksiyonu babında soruyorum.)
Şu an değil 2008'de küresel krizin başladığı dönemden itibaren paradigma değişikliği yaşanıyor.
SilHocam kamu yüzde 22 ile borclanirken faizlerin dusemeyecegini herkes bilebilir sanirim. Yani politika faizi ile piyasa faizini etkileme dönemini coktan gectik. (Politika faizi oldukca dusuk kaldigindan)
YanıtlaSilBuna rağmen Politika faizinin düşürülmesinin nedeni piyasa faizlerini düşürmek değil, kamu bankalarınca kredi verilecek kişilere düşük faizli kredi verilebilmesine hukuki alt yapı oluşturmaktır. Diye dusunuyorum.
İyi de bankalar kredi faizlerini düşürmüyor ki.
SilHocam nasil olur. Konut kredilerinde 50 puan tüketici kredilerinde 20-30 puan fark var.
SilHazinenin döviz cinsinden borcu 144 milyar dolar.
YanıtlaSilDolar 8 Tl arttığı için 1152 milyar Tl kur farkı zararı oluyor ve dolar borcunun maliyeti %105 oluyor.Çünkü 1152 milyar Tl borç alıyorsunuz geri öderken, Anapara 1152 milyar, kur farkı 1152 milyar + %5 55 milyar Tl faiz ödeyeceksiniz
Devlet neden Tl borçlanmak yerine dolarla borçlanıyor? Faizi düşük olduğu için mi? Ama devalüasyon olunca bu kur farkına bağlı borçlanma maliyeti katlanmış olmuyor mu?
Bu 1152 milyar Tl , vatandaş tarafından ödenmeyecek mi? Devletin 2021’de topladığı vergi toplam 1197 milyar Tl .. Bu vergiler 2 ayda oluşan devalüasyondan dolayı,kur farkı zararına gitmiş olmuyor mu?
Bütün sorularınızın yanıtı evet.
Silhocam elinize sağlık harika yazmışsınız.
SilBunların yönettiği devlete TL borç verir misiniz? Dövizi bile ben borç vermem. Haziye iyi borç alıyor.
SilBorcun kaynağını bilemiyoruz, bazı eski bürokratlar abidik gubudik yerlerden gelen para diye ara ara açıklama yapmışlar. Kripto imzalı yazan yorumlara bakılırsa bu para MB dan çalınan paranın Türkiye'ye döviz bazlı dış borç olarak verilmesi. Şahap başkanın ifadesi ile varlıkların yükümlülük olması. Her üçü de aynısına işaret ediyor. Para çalınmış, hazineye döviz borç olarak verilmiş.
Hocam merhaba yazınız yine çok öz ve açıklayıcı. Benim şöyle bir sorum olacak. Amerikan dolarında enflasyon %6'nın üstünde, Eurozone'da ise %5 civarlarında dolaşıyor. Bu merkez bankaları ise %0.25 %0.5 gibi faiz veriyorlar, yani orada da reel faiz eksilerde. Bu para birimleri rezerv para birimi olsa dahi, bu memleketlerin sıradan vatandaşları da bir yılda cebindeki parasının %5-6'sını kaybetmiş olmuyor mu? Peki o zaman neden onlar direk 500-600 baz puanlık şok artışlar yapmıyorlar? Ya da neden oradaki insanlar başka para birimlerine, altın vs gibi değerli madenlere, para benzeri ödeme/yatırım araçlarına yönelmiyorlar? 'Ancak 3 ay sonra faiz arttırırız' demeleri neden piyasalarda bir paniğe yol açmıyor?
YanıtlaSilHocam Merhaba,
YanıtlaSilYıllardır yazılarınızı okuyup pek çok konuyu öğrendim. Sonrasında kendimi ekstra kaynaklarla da destekledim. Anlamadığım ve mümkünse açıklamanızı istediğim bir konu var.
https://evds2.tcmb.gov.tr/
Adresinden reel efektif döviz kuru Yİ-UFE bazlı baktigimiz zaman, başlangıcı 94 senesi alırsak bu seriyi 2021 yılına kadar nasıl yorumlamak gereklidir? 70 yazması TL'nin aslında olması gerekenden yüzde 30 değersiz olduğu manasına mi gelmektedir?
Güncel bir yazı yazabilirsiniz çok sevinirim.
Saygılarımla
Bu konuda bir yazım vardı, eskidi ama özü değişmedi:
Silhttps://www.mahfiegilmez.com/2012/11/reel-efektif-doviz-kuru-endeksi-nedir.html
REK'in 70 olması aynen dediğiniz gibi olması gereken yerden yüzde 30 aşağıda olması demek.
Burada 10gün önce yılsonu dolar tahminim 20tl demiştim hocam,23tl ye çıkartıyorum :)Sn.Atilla Yesilada i)hiperenflasyona gidiyoruz,ii)sokak olayları olabilir demiş..ikisi de olmaz,çünkü eskiden kur %10artarken fiyatlarda benzer artardı,şimdi kur %100artıyor ,fiyatlar %20..çünkü fiyatı alıcılar belirler..bütün marketlere bulgarları getiremezsiniz,şu anda migrosdayım en kalite ekmek 10tl,muz 20tl.oysa almanyada ekmek 2yuro,muz 5yuro..bence dolar yuro 2022de 100tl yi geçse bile yani kur %500artsa bile enflasyon %100ü ge-çe-mez çünkü ülkemiz yapı olarak hiperenflasyona uygun değil,haa bu tıpkı %1-2 enflasyona da yapısal olarak uygun olmadıgı gibi,hatırlayın 2006-7 yi %5-6enflasyon daha fazla düşmüyor direnç gösteriyor deniyordu,o sene dolar 1,7 den 1,17ye düşmesine rağmen.sanırım hükümet buna göre riskli bir satranç oynuyor..sokak olaylarına gelince:zaten istenen bu,milliyetçi cepheden oy toplamak için tek ihtimal bu kaldı.gezi olayları olmasaydı,15temmuz da referandum da olmazdı,şu anki hükümet sistemi de..çoktan gitmişlerdi.ülkenin gençlik yapısı şuanda birkaç istisna çevre dışında birşeyleri protesto edebilecek yapıda ve tabiyatta değil,zaten olmasınlar,ekmeklerine yağ sürerler.türkiye seçime 15bin tl nin üstünde bir asgari ücret,%80-90enflasyon ve 100tl nin üstünde bir dolar kuruyla,ücret-maaş ve döviz bazında dünyanın en ucuz ülkelerinden biri olarak girecektir..
YanıtlaSilAllah size uzun ömür versin Hocam. Okulda talebeniz olabilme şerefine nail olamadım ve sizi geç tanıdım. Paylaşımlarınızdan çok faydalanıyorum, bana katkılarınız dolayısıyla teşekkür ederim. Bu mecradaki paylaşımlarınızı çok faydalı buluyorum ve devam etmesini ümit ediyorum.
YanıtlaSilÇok teşekkürler sevgili Naci
SilHocam yıl sonu dolarda 30-35 bandı gerçekçimi?
YanıtlaSilMahfi bey şöyle bir habere rastladım:
YanıtlaSilTL'nin tarihindeki en düşük değerleri görmesiyle birlikte para üretiminde de maliyetler yükseldi.
Yaklaşık 8 gram olan ve içerisinde %65 bakır, %18 nikel ve %17 çinko barındıran 1 lira, 1 lira 61 kuruşa üretilmeye başlandı
Bu maliyet geçen ay 99 kuruştu.
https://www.dw.com/tr/chpli-yal%C4%B1m-1-liran%C4%B1n-maliyeti-1-lira-61-kuru%C5%9F-oldu/a-60196924
Evet tabii para değer kaybettikçe içindeki metal daha değerli hale geliyor.
SilAslinda boyle donemler, para gercekten ne demek, banknot (borc senedi) ne demek, neden tekini imtiyazli bir ozel sirket (TCMB) basiyor da digerini hazine (darphane) basiyor ortaya cikartiyor.
SilDaha da detaylandiracaktim ancak finansal kapitalizmin propagandalariyla iki uc paragrafla mucadele etmek mumkun degil. 1 liralik madeni paranin maliyeti 1 lira 61 kurus diyorsaniz, ya mademi para icin kullandiginiz lira lira degil, ya da karsiliginda kullandiginiz lira lira degil, en azindan matematik bunu soyluyor.
Türkiye'de faiz, gölgeler arasında faaliyetini sürdüren, ismi cismi bilinmeyen dini ulema tarafından "helalleştirilmediği" sürece, biz bilimi savunanlar şu faiz meselesini daha çoooook konuşacağız!
YanıtlaSil"Katılım Bankacılığı" gibi "helal faiz" de uydurulur yakında, olay çözülür, kurlar sakinleşmeye başlar, kendi kendilerine başarı öyküsü anlatır dururlar!
Ekleyecek bir şey yoktur.
SilDe Çe Me (Dövize Çevrilebilir Mevduat)
YanıtlaSil1970'lerin Dövize Çevrilebilir Mevduat'ına (DÇM) geri döndük. Hakan Özyıldız DÇM'lerin 70'lerde nasıl tıkandığını, sistemin nasıl iflas ettiğini şurada anlatmıştı:
http://www.hakanozyildiz.com/2017/05/yakn-tarihten-bir-ds-borc-hikayesi-de.html
"Dövize endeksli, değişken faizli TL mevduatı"
YanıtlaSilVatandaş buna inanmazsa, güvenmezse, kur yine yükselir mi?
DÇM nereden çıktı yahu?
YanıtlaSilMahfi bey bundan haberiniz var mıydı sizin?
Bence yanlış yorum. Konvertibilitenin olduğu bir düzende her mevduat zaten DÇM'dir.
SilHocam bu mevduat geliri dolardan düşük kalırsa farkı devlet ödeyecek olayına bir yorum yapsanız. Bence imkansız bunun uygulanabilirliği ve sürdürülebilirliği.
YanıtlaSilBu dediğinize tebliği düzenleyenler bile yorum yapamıyor.
SilHocam merhaba,
YanıtlaSilYazınızın sonunda yaptığınız alıntı yaklaşık 2 aydır ülkemizin içinde bulunduğu durumu anlatıyor.
Hocam ben 1 haftadır yapılan müdahaleleri merak ediyorum acaba satılan dolarlar ne karşılığında satılıyor. Bizim bunu öğrenme şansımız var mı dır
Hiçbir bilgim yok.
Sil
YanıtlaSilTl mevduatın kur riskini devletin üstlenmesiyle ilgili olarak devletin önünde 3 seçenek olduğunu düşünüyorum.
1-)Bu risk gerçekleşirse, para basarak riski finanse etme.( Bu durumda emisyondaki artışa bağlı olarak enflasyon ve kur artış riski görülür)
2-) Tcmbnin Viopta Tl mevduat için long pozisyon alması . Ama bu durumda sözleşme fiyatları, arz talebe göre oluştuğu için sözleşme fiyatlarında astronomik artışlar görülür ve bu durum , short kontrat alan ihracatçılar için yıkım demektir. Ayrıca kur riskinin düşüş yönünde gerçekleşmesi durumunda, ortaya çıkacak zararın ayrıca karşılanması gerekir.
3-)Devlet, aldığı kur riskinin bedelini ödememek için faiz artışına gider ve faizle kuru kontrol eder.
Bu 3 seçenekten en mantıklısı 3. Seçenektir. Devlet şu saatten sonra, faiz artışı yapmaya mecburdur.
Aksi takdirde oluşacak saadet zincirinin maliyeti, altından kalkılamıyacak miktarlara çıkar ve bu bedel, parası olmadığı için faiz geliri olmayan gariban vatandaşa ödetilir.
Faiz artışıyla kur kontrolü, hem enflasyonu düşürür hem de cari açığı kapatır. Olması gerekendir.
Eğer Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı ise kimseye kur farkını ödemeden faizle kuru dengede tutacağını garanti ederim. İkisinin de seviyesi ne olursa olsun. Çünkü onun için önemli olan istikrar. Seviyesi değil. 3 ay sonra sonuçları göreceğiz. Bende bunu buraya yazdım. Belki ilk dönemde biraz kur farkı çıkar fakat 6-12. aylarda kur farkını ödemeyecek şekilde dengeye getirip istikrara oturtacaklarına inanıyorum. Halkın desteği önemli.
Sil3 Ay sonra bakalım kim nerede olacak. Hele de 6-12 aylarda. Ben de bunu buraya yazdım...
SilBıhtıh hocam yahu, 3 kuruş para var, çoluk çocuk aç açıkta kalmayalım diye tutuyoruz, nereye nasıl yatırıcamı düşünüyom iki gündür.
YanıtlaSilKafa beyin kalmadı hocam, sizin kitabı aldım dün, Sahte Sultan kitabın ismini bile unuttum, eve geldim eşime dedim, Sağır Sultan kitabını bir getirir misin biraz karıştırayım, o da boş bulundu, masanın üstünde Sahte Sultan var, raflarda 5 dakka boşu boşuna Sağır Sultan arıyor.
İkimizin jeton sonradan düştü, dedim kalsın Sahte Sultan, hocanın internetten eski yazılarını karıştırayım, zorunlu karşılık ne olacak, DTH ne olacak diye. Hocam yeni kitabı bile okutmuyorlar bize, eskileri karıştırıyoruz.
Valla hocam, siz diyosunuz bu eski DÇM değil, öbürü diyor bal gibi eski DÇM, beriki diyor hazine öder, yeni yetmenin teki yazmış MB öder, biri çıkmış yenileri Hazine eski hesapları MB öder, eski yetme diyor ki bu yasa geçerli değil iptal davası gelir, tuzu gurunun teki diyor hiperenflasyon geliyor, millet malatyada halay çekiyor. Beynim yandı hocam ya.
Mahfi bey,
YanıtlaSilellinize sağlık güzel ve teknik yazı. Ekonomi bir sosyal bilimdir. Yani toplumu ilgilendiren bir bilim dalı. Çin devleti, zorla ve Batı'nın gözü dönmüş kâr hırsı ile; ki İnsan Hakları bahane para şahane; ekonomisini dünya'nın en güçlü ekonomileri arasına çıkarmayı başardı. Çin tek parti yönetimi 1 milyar 400 milyon civarında olan bir nüfustan sorumlu. Rasyonel bir düşünce ile Çin'in çıkış yolu belki de bu idi diyebilmekteyim.
Bizim Ekonomimiz bilindiği gibi daha çok Tarıma ve Emek yoğuna dayanıyor. Çünkü bizde de nüfus 84 milyon + 9 milyona yakın kayıtlı veya kayıtsız mülteci göçmen kaçak vs var.
Tüm yorumlar yapılırken bence bu nüfusun varlığı göz ardı ediliyor.
İkincisi
2021 yılı üçüncü çeyrek net Uluslararası Yatırım Pozisyonu yayınlandı. Buna göre net borçlu bir ülkeyiz yani 255,7 milyar USD borçluyoz ki bu rakam 2020 yılında aynı çeyreğinde - 384,7 milyar USD imiş (Kaynak TCMB ve TCMB EVDS).
Size sormak istediğim Soru ise, bu NIIP (nUYP) rakamı bize HEMEN ÖDENMESİ GEREKEN BORCUMU GÖSTERİYOR yoksa her borçlunun ödediği gibi taksitler ve faiz ile oluşan kumulatif değeri mi gösteriyor?
Yanılmıyorsa bu bizim kısa ve uzun vadeli tüm yani kamu ve özelin varlık ve yükümlülükler sonucu oluşan farkı gösteriyor.
En zor durumda olunsa bile yastık altı altın varlıklar ile bu borç 280 milyar $ - 256 milyar $= 24 milyar $ ödenir. Bilindiği gibi ve Sizin de bahsettiğiniz gibi Türk Hanehalkı Altına yatırım yapar ve en beğenmediğimiz evlerde bile Altın bilezikler vardır (o gökdelenlerde uçanların böyle bir Tasarruftan haberleri var mı bilemiyorum). Yani 280 milyar USD doğru bir tahmin.
Ayrıca Müzelerimizde en azından Topkapı Sarayında bulunan değerli takı ve antikalar bu varlık hesabına dahil edilmemiş.
Yani farz edelim İspanyollar (ki en çok onlar alacak durumunda) sıkıştılar ve Kredilerin hemen ödenmesini talep ettiler ki böyle bir durum onların Moratoryum öncesi bir çıkış olarak görülebilinir, o zaman Yastıkaltı Değerler kayıt altına alınınca bu sıkıntı aşılmış olunur.
Üçüncüsü
Bir çok arkadaş son döviz dalgalanmalardan etkilenerek Dolar Euro vs almıştır ve bu varlıklara geçerken piyasalardaki en kötü hastalığa yakalnmışlardır:
HIRS
Gözü dönüp kendi parasına ihanet edip Yabancı paraya geçerek KÖŞEYİ HEMEN DÖNMEK istemiştir yani çalışmadan para kazanmak.
İngilizlerin bir sözü var:
What goes up must come down
Çok hızla yükselen değerler çok hızlı düşer. Bu hayat için de geçerlidir.
Hemen Müdür Yönetici olmak ve Hızlı şekilde zenginleşmek ve köşe dönmek isteyenlere bu ihtar olsun.
Hızla yükselen hızla Yere çakılır.
Saygılarımla,
Şenol
Öyle gerçekten, dolar mesela, bi anda 18 i gördü, ne oldum delisi oldu. Millet de bi şaşırdı, elinde 3 kuruş doları olan kendini ülkenin sahibi saymaya başladı. Neyse reis el attı. bir günde çaktı kafasına.
SilBu 280Milyar dolarlık altın hesabı çok saçma bir tahmin.
SilBenim alyansım var, ülkede en az 100 milyon adet farklı alyans vardır. Ortalama 1 gram üzerinde altın vardır bunlarda. Bunun bile miktarı 5 milyar dolar eder. Kimse alyansını satmaz ki.
işlenmiş altın vardır. en az 100 - 120 milyar dolar eder, bulunduğu yer veya kullanım amacı sebebi ile asla satılamaz.
türkiyedeki altın stoğu her an bozulup başka bir enstrümana çevrilebilecek altın değil. Dedemin eşime verdiği hediye var, 20 gram altın varsa içinde - ki bilmiyorum ne kadar var, ilgilenmedim bile- ben bunu bozup , çeyrek veya gram altına bile çeviremem ki! manevi değeri var. o da satılamaz. insanlarda manevi değeri olan altın çok eşya var.
bu yastık altı altının ekonomiye gireceği varsayımı hesabı yaş bir hesap. kim ortaya attıysa, iyi b.k yemiş.
Sayın Adsız 22 Aralık 2021 17:06
SilEvet ilk etapta saçma geliyor ancak bilindiği gibi ülkemizin adı Türkiye Cumhuriyeti ve bizler de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyız. Olur ki bazı arkadaşlar çift vatandaşlıdır örneğin hem Bulgar hem Türk vatandaşıdır ama bunlar azınlıkta. Ancak biz Türkler bu ülkenin çoğunluğunu ve mayasını oluşturuyoruz. Bu ülkenin adı Türk iye yani Türk sahibi.
Ülkemiz zorda kalınca farz edelim savaş çıktı o zaman iki şı var:
1. Topyekun savaşa gideceğiz, ki eldeki Altın alyans harcanacak
2. Ülkeyi terk edip kacacağız.
İsteyen istediğini yapabilir ancak zor bir zamanda Hükümet her kesimden Altın Para Buğday Arpa Araç vs toplayabilir çünkü Zor kullanma Yetkisine sahip. Hükümet şu anda Yastık Altın varlıkların (Altın Döviz vb) var ise diyor getir Bankaya yani Sisteme girsin ben sana karşılığında örneğin Altına dayalı Sertifika benzeri (Altın Mevduat Hesabı) açayım ve Altından ne kazanmayı umuyorsan onun getirisini sana sağlayayım (ancak her zaman Altın yükselecek diye bir kural yok!!!!. Kağıt para itibarsızlaştıkça Altın'ın değeri artar.) Veya Dövizin mi var (Yastık altında veya bilmem neredende) onu getir sana bir DEM Dövize Endekli Mevduat Hesabı açalım ve vade seçeneğine göre Türk Lirası faiz getirsin ancak vade sonunda ve vade başındaki kur farkından bir kazancın olacak ise onu da sana vereyim Diyor.
Buradaki Hesap VARLIKLARIN YASTIK ALTINDA VEYA BAŞKA YERLERDE SAKLANMAMASI ki en büyük tehlike o, O VARLIKLARIN SİSTEME GİRİP görünümü ekside olan Uluslararası Yatırım Pozisyonunu düzeltmek. Çünkü görünürde biz Türkiye olarak dışarıa net BORÇLU görünüyoruz halbu ki saklanan Varlıklar SİSTEME girince, hepimizin bildiği gibi, Sistem görünümü daha olumlu olacak. Elin yabancısı Yastık altı ANLAMIYOR ama biz Türkler anlıyoruz.
Elin yabancısı veya bizim Yabancımız Sistemde görünmeyen birşeyi Yok sayıyor.
Devletin zor kullanma yetkisi: örneğin YOL PARASI, VERGİ, ASKERLİK vs. Savaş ve OHAL zamanlarında daha geniş.
Elinizde eski Altın var ise ve bunu değerlendirmek istiyorsanız o zaman Kuyumcuya gidip talep edeceksiniz. Birçoğu eski Altını yeni Altını kıymetine gire (Ayarına ve İşçiliğine göre) alıyor. İşçiliği çok fazla olan Altının Satış Fiyatı yüksektir ancak Geri Alışta sadece Altın değerine bakılır, Ayar ve gramajı. Eski bir hatıra Altın yani yadigâr Sizin için kıymetli olabilir halbuki gramı ve Altının ayarı örneğin 8 ayar altın gibi az olunca ederi az olur yani size daha az PARA olarak geri dönebilir.
Zor zamanda, belki duymuşsunuz Savaşlarda insanlar temel ihtiyaç maddeler için örneğin Irakta yüklü Altın Dolar vs ödemişlerdir, zor kurallar geçerlidir.
Allah ülkemizi Savaş ile sınamasın ve Düşmanlarımıza karşı biz Türkleri GÜÇLÜ eylesin Yani net borçu ülke olcağımıza NET KREDİTÖR bir ülke olalım.
Şenol
Türkün Türke Türklük propagandasıdır bu Şenol.
SilEvet Türküm. Soyum Türk, Atam Türk. Ben Türk oğlu Türküm.
SilNe mutlu Türküm diyene.
Ama ırk üstünlüğü taslamıyorum.
Şenol.
Hocam, ekonominin kitap yazarı Reis, siz yeni makale yazmadan ekonomik dengeydi, modeldi ne varsa değiştirdi.
YanıtlaSilŞimdi sizin başlık faiz düşürünce iken, Reiz faizleri değişken faizler ile kökledi gitti. Model de terse döndü. Demirelin bi zamanlar dediği kim ne veriyorsa 5bin fazla veriyorum, sözünü uyguladı, amerika size ne veriyorsa yüzde 14 fazlasını veriyorum yaptı.
ortalık bi anda altüst oldu hocam.
Soru şu: Bütün bunlar kimin parasıyla yapıldı? Sizin paranızla yapıldı sevgili kardeşim.
SilBu hafta gözlemlediğimiz gibi sanırım eski okul ekonomistlerin de Erdoğan'dan öğrenecekleri dersler varmış. Günümüz dünyası trolleme ve algı üzerine dönüyor. Elon Musk crypto'da ne yapıyorsa, etikdir değildir, ama Erdoğan'ın bilerek üst üste ateşe odun koyup dövizi şahlandırması, sonra da piyasadan ucuz döviz toplayacak hamleler yapması, hem Dövizi frenlemesi hem de paradan para kazanmaya çalışan krizcileri terste bırakması gerçekten takdire şayan. Görünen oku ki , yine eski okul ekonomistlerin iddiasının aksine, hazineye hiç bir yükü de olmayacak, çünkü tırsan dövizciler dövizi yükseltmeyecekler, hatta 1-3 aylık banka faizi yukarıda kalacak ve daha da fazla düşüşe izin verecek. Yazın da turizm canlanacağı için, sanırım Erdoğan tüm eski okul ekonomistlere ders verdi diyebiliriz.
YanıtlaSilSizce milletin milyarlarca dolarlık rezervini harcayarak ders vermek iyi bir şeyse zarar yok biz ders alalım.
SilBen ne eski okul ne de yeni okul ekonomistiyim. Ancak dört işlem ve biraz da faiz hesaplaması biliyorum. Bu Dövize Endeksli Mevduat (DEM) hesabıyla ilgili bende çok ciddi kuşkular var. Bunları aklımın yettiğince belirteceğim.
Sil- Özel bankaların önemli bir döviz açık pozisyonları yok. Kamu bankalarının vardı ve bu açıklar hazinenin verdiği döviz cinsi tahvillerle, yani Türk'ün Türk'e propagandası gibi fiktif olarak kapatıldı. Gerçi özel bankaların elindeki dövizlerin de büyük bir kısmı kaydi dövizdir. Şimdi Merkez Bankası (MB) DEM uygulaması ile bankaların elindeki fiktif veya kaydi dövizleri satın alacak. Dövizler kaydi olarak MB'ye geçecek de bu durumun ülkemizin döviz ihtiyacına ne faydası olacak?
- Gerçekçi tedbirlerle yastık altındaki dövizlerin ekonomiye kazandırılması gerekmiyor muydu? DEM uygulamasının buna bir faydası olmadığı belli. İşte bu nedenle önce gönüllüce banka hesaplarının çözülmesinin sağlanmasının ardından umulmadık/umulan başka uygulamaların yapılabileceğini düşünüyorum.
- DEM uygulamasına göre MB saat 11'de DEM uygulama Dönüşüm Kurunu (DK) açıklayacak. Ben DEM uygulamasına katılan bir banka yöneticisi olsam, bugün olduğu gibi MB'nin açıkladığı DK'dan vatandaşın dövizini DEM hesabına alıp piyasada daha düşük oluşan kurdan derhal yeni döviz alırım.
- Elbette bazı günler bu iş tersine de dönebilecektir. O takdirde döviz hesaplarını DEM'e çvirme konusunda işi elimden geldiğince ağırdan alırım.
- Anladığımız kadarıyla, vatandaş koşa koşa hesaplarını DEM'e çevirmeye gidiyor. Ancak vatandaşın anlamadığı bu hesapların kendisini enflasyona karşı bir korumaya almadığı. Halbuki çoğunun döviz hesabı tutma amacının parasına para katmaktan ziyade parasının alım gücünü koruma macı vardı. Bu amaçtan vaz mı geçiyor vatandaş?
- DEM hesap sahiplerinin vade sonunda kur farkı alma hakkı ortaya çıkması durumunda, alacakları bu paranın veraset ve intikal vergisine tabi olması gerekmiyor mu? Bununla ilgili yasal düzenleme arkadan mı gelecek?
HA ha! Ben bu yazısı yazıp asıncaya kadar 10,39' a kadar düşen USD/TRY kuru 45 dakika içinde yeniden MB'nin DK seviyesi üstüne çıktı. Birileri benim düşündüğümü düşünmüş olmalı.
Reuters haberine göre iktidar için ideal dolar kuru 9-10TL arasıymış. Şu aralar bozulan döviz tevdiat hesabı varsa bunlar 9 TL'nin altından açılmış, cari seviyelerden kâr realizasyonu yapıp iktidar için ideal seviyelere gelindiğinde tekrar alınmak üzere bozulmuş hesaplardır, benim tanıdığım ideal dolar yatırımcısı böyle yapar. DEM hesabına koşan bir dolar yatırımcısı olacağını sanmam, olsa olsa vadeli TL'deki hesaplar DEM'e geçer. Bu DEM hesapları muhtemelen döviz hesaplarını yarın öbürgün zorunlu olarak TL'ye geçirmek üzere dizayn edilmiş hesaplar ama Türkiye'de bu da çalışmaz, önümüzdeki süreçte yastık altının çığ gibi arttığını gözlemleyeceğiz...
SilAdsız23 Aralık 2021 10:48,
Sil9 yıldır yurtdışındayım, kamu borcum var, 5 yapılandırma çıktı, ilk kez bu son yapılandırmada ödemek istedim borcu peşinen, ilk kez ödeme imkanını buldum.
Miktar da 3 milyon lira. Kendimi Euro kuru 11.50TL ye göre ayarladım, hatta yorumu yazarken Euro kuru 12.80TL yani yine de avantajlıyım. Ama kurun 20 lere çıkıp indiğini görünce ben de ödemekten vazgeçtim. 12 yıldır ödemediğim bir borç, 2 yıl daha beklesin benim için sorun değil. Nasılsa seçim dönemi 1 tane daha süper yapılandırma çıkar. Nasılsa kur yine yükselir.
Benim ki çok küçük bir miktar, dün bir arkadaşım diyor iki hafta önce peşin para 4-5 aylık pamuk almış tekstil atelyesi için kur yüksek iken, beriki diyor plastik parçası aldım imalathane için iki hafta önce. Bunlar bekleyip de alım yapan insanlar değiller, işleri gereği düzenli mal alan insanlar. Yüksek pamukla yapılan kazağın parasını kim ödeyecek, millet. Üretilen parçaları da. Enflasyon üretecek. Bu insanlar manipülatör değil ki senin reisin gibi. İşinde gücünde insanlar.
Aklını başına al. O giden para milletin parası. Kimsenin Erdo dan alınacak akla ihtiyacı yok. Kur manipülasyonu yapacağına işine baksın.
Şu döviz hesabının arkasındaki muhasebe ve matematiği ben yazayım.
SilMevcut DTH hesaplarında bankaların yasal olarak %25 zorunluk karşılık döviz bulundurması lazım. Yani sistemin içinde; DTH hesabı banka borcunu gösterirken, karşı tarafındaki denge unsurunun bir kısmı zorunlu karşılıktır. Gerisi bankaya kalmış.
Mevcut döviz hesabında ise; bankaların böyle bir zorunluluk bulundurma yükümlülüğü yok. Yani tüm risk kamu tarafında. Yani döviz tutanların riskini tüm türkiye taşıyacak.
Hükümet ise, DTH hesabından yeni hesaba geçenlerin zorunlu tuttuğu karşılığı MB bünyesinden istediği gibi kullanacak. Yani hükümet dövize erişirken, yükselen faiz ile DTH ların çözülmesi teşvik ediliyor.
DTH hesaplarının yasaklanmasından önceki son adım gibi. Bu dövizler de bitince, DTH hesapları yasaklanır, ardından gelen kaynak da bir süre hükümeti idare eder.
Adsız23 Aralık 2021 18:59 Yani diyorsun ki , devlete borç takıp yurt dışında bunları ödemeden yaşamak çok etik bir şey , diyorsun ki döviz kuru yüksek olsun ki yurt dışında çalışanlar Türk Lirası karşılığında alış veriş yapmaktan borçlarını ödemekten çekinmesin. Bu mudur senin ülke sevdan ? Desen ki kurdaki ani hareketler doğru değil anlarım, ama kur yüksek olmalı diyorsan bu düpedüz ihanettir. Türk Lirası değerli olmalıdır, bizim asgari ücretimiz de bir Almanya olmasa da en azından Avrupa ortalamasını yakalamalıdır. Sorun kur değil , rant peşinde koşanlar , yolsuzluklar ve senin gibi devlete borcunu ödememeyi doğru gören kitlede, yoksa vergisini hep düzenli ödeyen bordrolu adamlara olan oluyor.
SilTırsan dövizciler dediği de üç kuruş birikimini korumaya çalışan Türk halkı.
Silyeni yazınızı bekliyoruz, ileride bu modelin artıları eksileri nedir lütfen aydınlatın
YanıtlaSilKatılıyorum.
SilArtısı yok.
SilHocam merhaba. Kur artışları ve düşüşleri akaryakıt fiyatlarına hemen yansırken diğer mallara neden hemen yansımıyor bunun mikro iktisadi açıklaması nedir? Teşekkür ederim saygılar.
YanıtlaSilÇünkü akaryakıt fiyatı dolarla belirleniyor.
SilMerhabalar hocam
YanıtlaSilDÇM kısa vadede de ters tepebilir mi
BU DÇM değil. Çok daha sıkıntılı bir araç.
SilTcmb 'nin son açıklamasından. Faiz indirim sürecinin bittiğini anlıyorum.
YanıtlaSilAyrıca DEM, Tcmb'yi faiz artışına mecbur bırakan bir sistemdir. Bu aşamada faize karşı olanları kararından vazgeçirebilecek ve faiz artışını savunan hale getirecek bir sistemdir.
Bu sistemde devletin ana amacı, Tl mevduat faiziyle (Bu faiz , gösterge 2 haftalık repo faizidir %14) dolar artış yüzdesinin makasının açılmamasıdır.
Bu makası kapatmak için Tcmb'nin elindeki tek araç ,faiz arttırmaktır.
Tcmb faiz arttırarak 1 taşla 4 kuş vuracaktır.
1-) Dem'in Tl faizini (%14'ü)arttıracak ve döviz artışıyla aradaki farkı sıfırlayacaktır. Böylece fark ödeme durumu olmayacaktır.
2-)Artan Faizle, döviz baskılanacak ve dolardaki artışın Demin Tl faizinden düşük olması sağlanacaktır. Yine fark ödeme durumu olmaz.
3-)Artan faizle hem dolara bağlı maliyet enflasyonu düşecek, hem de Tl faizin artmasıyla talep enflasyonu baskılanacak ve sonuç olarak enflasyon düşüşe geçecektir..
4-) Enflasyonun düşmesiyle, cari açık hızla kapanacak ve cari fazlaya geçilecektir.
Eğer Tcmb, bu sistemde faiz artışına giderse, ekonomide ortaya çıkan dengesizliklerin birçoğu düzelir ve Dem için ödenmesi gereken fark ortaya çıkmaz.
TCMB faiz artırabilse zaten bu saçmalıkların hiçbirine gerek kalmazdı. Sorun daha en başında uygun faiz artışlarıyla halledilseydi dolar şu aralar 7,5-8 arasında olur, rezervler yerinde durur, enflasyon kudurmaz, hazine de böyle garip ve tehlikeli yükümlülükler altına girmezdi. Temel sorunun faiz değil akıl ve bilimdışılık olduğunu görmezseniz yaşanan zırvalıkları mantık çerçevesine oturtmaya çalışır, boşuna zaman kaybedersiniz. Ülkede son 10 yıldır yapılan her şey, atılan taşların kuyudan çıkarılmaya çalışılmasından başka bir şey değil. Taşlar atılmaya devam edildikçe de böyle gidecek...
SilHatta artırabilse değil hiç indirmeseydi bunlara gerek kalmayacaktı.
SilHocam bundan sonra MB şahin uçar mı?
SilMuhalif medyada bile sabah akşam "dolar düştü" diyorlar.
YanıtlaSilNasıl düştü bakalım:
31.12.2020 dolar kuru 7.42.
24.12.2021 dolar kuru 11.87, hadi 11.50 diyelim.
11.50/7.42=1.55 yani %55 artmış dolar yılbaşından bu yana.
Hala dolar düştü fiyatlara yansıması lazım diyenler var!
Dolar fırtınası Aralık 2021'de sadece 15 gün sürdü. Bu 2 haftada zaten işler durdu, bu dönemde fiyatını 15-18 kura göre artıranlar azınlıktadır.
Tüketiciyi ilgilendiren mevcut fiyatlar 10-12 kura göre çoğunlukla.
Maalesef bu fiyatların enflasyona etkisini önümüzdeki aylarda göreceğiz.
Bu durumda tüketici fiyatlarının düşmesi beklenebilir mi? "Dolar düştü" denebilir mi?
Kimse bu gerçeği görmek istemiyor. Biz 7 günlük hafızaya sahibiz. 1 yıllık hesap bizi çook aşar.
SilMucize (!) sistemi anlatan yazınızı merak ile bekliyoruz hocam
YanıtlaSilMucitlikle kurnazlık arasındaki kalın çizgi:
YanıtlaSilYok "geç likidite penceresi" yok "dövize endeksli TL mevduat" .
Kunazlık, icat gibi sunulup bir süre idare ediliyor.
Tam sona geldik artık derken bir kurnazlık daha çıkarıyorlar.
Bir sonraki ne olacak bakalım
Mahfi bey iktisat eğitimi alamadım ne yazık ki.
YanıtlaSilSiz belki daha net gözlemliyorsunuzdur.
Çarşıda-pazarda-döviz ofislerinde-kuyumcularda-piyasada belirlenen Dolar/TL kur seviyesi ile TCMB'nin her sabah 11'de belirlediği Dolar/TL kur seviyesi arasında büyük farklar oluştuğu ve bunun giderek açıldığı yönünde haberler geliyor.
Kısacası, "dual Dolar fiyatı" veya "iki başlı Dolar/TL fiyatı" gibi bir problemin doğduğu söyleniyor.
Sizin böyle bir tespitiniz, şahitliğiniz var mı? Gözlemleyebiliyor musunuz?