Türkiye Ekonomisinin Dünya Ekonomisindeki Yeri

Bir ekonominin dünya ekonomisi içindeki yerini (payını) ölçmenin en kestirme yolu o ülkenin GSYH’sinin dünya toplam GSYH’si içindeki payını hesaplamaktan geçer. Burada hesaplamaya alınacak GSYH iki farklı şekilde ele alınabilir: Cari fiyatlarla GSYH ve Satınalma Gücü Paritesine (SAGP) göre GSYH. Ben bu karşılaştırmalarda cari fiyatlarla GSYH’yi almayı tercih ediyorum, çünkü SAGP’ye göre GSYH bizim gibi dolarizasyonu yüksek, dual paraya dayalı ekonomilerde yanlış sonuç veriyor ve GSYH’yi olması gerekenden yüksek gösteriyor. Bu hesaplamalarda dual para kullanan ekonomilerde yerli para yabancı paralara karşı değer kaybettikçe satınalma gücü yükselmiş görünüyor. Dolayısıyla bu yöntemle yapılan ölçümler ABD gibi Euro Bölgesi ülkeleri gibi, Birleşik Krallık gibi rezerv paraya sahip gelişmiş ülkelerde doğru sonuç verse de bizim gibi dual para ekonomilerinde yanlış sonuç veriyor. Bu konuyu ele alan yazım için şu linkden yararlanılabilir:

https://www.mahfiegilmez.com/2020/06/turkiye-ilk-10-ekonomi-arasna-girebilir.html 

Bu açıklamalar çerçevesinde cari fiyatlarla Dolar cinsinden GSYH’mizi dünya ve Gelişmekte Olan Ülkeler (GOÜ) toplam GSYH’lerine oranladığımızda karşımıza şöyle bir grafik çıkıyor (veriler IMF, World Economic Outlook Database Nisan 2021veri setinden alınarak grafik oluşturulmuştur. https://www.imf.org/en/Publications/WEO/weo-database/2021/April)

Grafikten görüleceği gibi Türkiye’nin dünya ekonomisinden aldığı pay (mavi) 1980’lerde yüzde 0,85 dolayındayken inişli çıkışlı bir gelişme göstermiş. 2001 krizinden sonra hızlı bir yükselişe girmiş, 2008’de başlayan küresel krizle birlikte tekrar durgunluğa geçmiş, 2013’den itibaren düşüşe geçmiş, düşüş 2017 sonrasında hızlanmış. 2020 sonunda Türkiye’nin dünya ekonomisinden aldığı pay 1980’deki düzeye düşmüş. Grafiğe tekrar baktığımızda Türkiye’nin ivme kaybına girdiği dönemin küresel krizle birlikte başlayan dönem olduğu görülüyor. Bunun küresel krizden başka birçok nedeni var: Her şeyden önce Türkiye o tarihlerde Avrupa Birliği üyeliği idealinden uzaklaşmaya başladı. Bu gelişme, küresel kriz nedeniyle azalan yabancı sermaye yatırımlarının daha da düşmesini tetikledi. Yanlış bir yatırım politikası izlendi. Sanayiye yönelecek yerde inşaata ağırlık verildi. Bu yatırımların çoğunun geri dönüşü olmadığı gibi çevreye de çok büyük zararı oldu. Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü geliştirilecek yerde tam tersi adımlar atıldı. Bu yanlış adımlar yabancı kaynak girişini daha da düşürdü, yerli yatırımcının da yatırım yapma şevkini kırdı. Ekonomi politikasında da ciddi yanlışlar yapıldı. Gerek atamalar gerekse para politikasına yapılan siyasal müdahaleler sonucu Merkez Bankasının bağımsızlığı tartışılır hale geldi. Neden – sonuç ilişkilerinin karıştırılması sonucu yanlış faiz kararları alındı, kura döviz satarak müdahale edilmeye çalışıldı. Merkez bankası rezervlerin eksiye düşmesi sonucuyla karşı karşıya kalındı. Bu hatalara dış politikadaki hatalar, eğitim politikasındaki yanlışlar gibi ekonomi dışı görünen bazı alanlardaki hataların da eklenmesi sonucu Türkiye’nin dünya GSYH’sinden aldığı pay 2013 yılında çıktığı yüzde 1,23’lük orandan 2020 sonunda yüzde 0,85’e geriledi. 1980 sonunda bu pay yüzde 0,86 idi. Sonuç olarak Türkiye’nin dünya ekonomisindeki yeri kırk yılın sonunda başladığı yerden geriye düşmüş bulunuyor.

Konuya bizim de aralarında yer aldığımız gelişmekte olan ülkeler grubu (GOÜ) çerçevesinde bakarsak durum çok daha kötü görünüyor. 1980 yılında Türkiye’nin GOÜ grubu GSYH’sindeki payı yüzde 3,55 imiş. Bu pay 1993’de yüzde 5,31 ile en yüksek noktaya çıkmış. Ardından gelen 1994 kriziyle yitirilen ivmenin yeniden kazanılması 2001 krizinden sonra gerçekleşmiş. 2005 yılında payımız yüzde 4,46’ya ulaşmış. Sonrasında, yukarıda özetle değindiğim nedenlerle hep gerileme var. 2020’de geldiğimiz nokta 2,12. Bir başka ifadeyle 1980’i başlangıç alırsak başladığımız noktanın çok gerisindeyiz.

Özetle söylemek gerekirse Türkiye ekonomisi, arada birkaç kez hamle yapmış görünse de son kırk yılda dünya ve GOÜ grubu ekonomileri içinde geriye gitmiş bulunuyor. Bu uzun sürenin an acıklı bölümü 2001 krizinden sonra yakalanan büyük çıkış fırsatının heba edildiği 2008 ve sonrasıdır.   




Yorumlar

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Bütün dünyanın bizi kıskandığını sananların ivmesi azalmadıkça umut yok...

    Muhlefetin olası iktidara gelmesi durumunda, önünde çok büyük fırsatlar yatıyor.

    AB'ne yönelen, ekonomide, hukukta, eğitimde yapısal reformlar yapan, kaynakları çaldırmadan, sanayi ve tarımda akılcı yatırımlarda kullanan, iç kavgaya düşmeyen bir muhalif iktidar, grafiği yukarı çevirip uzun yıllar kalıcı olabilir.

    YanıtlaSil
  3. Hocam, bu uzun tarih araligi icin "turkiye" denilince, ceaterus paribus, ayniymis gibi bakiliyor. Oysa nufusa onca gocmen eklendi, fakirlere dogrudan kaynaklar aktariliyor, dogma anlaticilari payi yukseltildi. Bu dagilim onceliklerinin mutlu tarafinda kalanlar acisindan gsmh bakimindan fakirlesme yok. Motive olmuyorlar. Talibandan iyiyiz sukur, hamdolsun.. hikayesi hakim kilindi. Bir de adamlar katma degeri yuksek islere goctuler.. yakalayamadik.. cop ayikliyoruz. Moratorium sonrasinda bakacaz kanimca. Iyice batsinlar diye Kara bir bekleyis var artik.. devlet reflex bitti.

    YanıtlaSil
  4. Hocam hem size hem de bu siteyi takip eden arkadaşlara selam ve saygılarımı sunuyorum. Doğal olarak karınca kararınca tasarruf edip bunları bir şekilde değerlendiriyoruz. Bir keresinde bu işlerden anlayan birisi, “Bol bol daire alıp daire koleksiyonu yapan birinin ülke ekonomisine hiçbir faydası yok” demişti. Bu doğru mu? Her yatırım/tasarruf aracının hem yatırım/tasarruf yapan insana şahsen hem de ülkeye faydası olması beklenir. Sizden ricam/maruzatım aşağıda belirttiğim belli başlı yatırım/tasarruf araçlarını şahıs ve ülkeye faydaları yönünden kısaca değerlendirmenizdir.
    1. Vadesiz mevduat (TL)
    2. Vadeli mevduat (TL)
    3. Yastık altı (TL)
    4. Altın hesabı
    5. Yastık altı fiziki altın
    6. Arsa
    7. Daire/dükkan vs.
    8. Hisse senedi
    9. Vadesiz mevduat (Dolar)
    10. Vadeli mevduat (Dolar)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    2. Tamamı şahıs için iyi olabilir ama hepsinin kendine göre üstünlüğü ve riskleri var. Gelir-risk dengesi yapmak lazım. Onu yapınca kişi açısından: 2, 4, 6, 7 ve 9 iyi görünüyor. Ülke açısından bakarsak: 3,5,9,10 hariç hepsi iyi görünüyor.

      Sil
    3. Çok teşekkür ederim. Selam ve saygılarımla...

      Sil
  5. Merak ettiğim bir konuyu bu kadar kısa ve öz bir şekilde anlattığınız için teşekkür ederim hocam. Bloğunuzda " ekonomide olup bitene inanmayanlara" sunabileceğimiz harika kaynaklar sağlıyorsunuz.

    Linkini verdiğiniz yazınızı da okudum, o da harika kaleme alınmış,

    Ancak gel gör ki bu bilgi selini toplumun %80 nine anlatamayacağız.

    A haber SAGP' ye göre GSYH hesaplayıp Türkiye ilk 10 ekonomi arasına girdi diye haber yapacak ve muhalif kesim dahil ciddi bir kitle buna inanacak.

    Maalesef..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz gerçekleri söyleyelim de kim neye inanırsa inansın.

      Sil
  6. Kisaca az gittik uz gittik dere tepe duz gittik ancak basladigimiz noktaya geri geldik:)

    YanıtlaSil
  7. Merhaba mahfi bey bir konu hakkında bilginize ihtiyacım var

    YanıtlaSil

  8. Hocam enflasyonu da içinde barındıran Cari Fiyatlarla GSYH verileri yerine enflasyon etkisinden arındırılmış Zincirlenmiş Hacim Endeksiyle GSYH verileri kullanılması analiz yapmak açısından daha doğru olmaz mıydı? Çünkü dünyadaki ülkelerin enflasyon değerleri birbirinden oldukça farklı, enflasyonu içeren cari GSYH verilerini kullanarak analiz yapmak bizi yanıltmaz mı?
    Emeğinize sağlık hocam.
    Saygılar, sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru ama her ülkede o hesap yok.

      Sil
    2. Bu tarz karşılaştırmalarda tüm diğer etkenlerin sabitlenmesi denklenmesi karşılaştırmatı değerlendirme ve yargılama açısından çok önemlidir. Bu konuda hassas olmanız çok güzel. Parçanın tamamını okumadım tam hakim değilim yanılıyor olabilirim. Fakat söylediklerinize katılmıyorum. Şöyle ki ülkelerin zenginliği dolar ile ölçülüyor ve dünyadaki gelir oranına karşın bizim oranımız tablolarda veriliyor. Eğer doğru anlamışsam bu verilere karşı enflasyon arındırma etkeni eklemenin bir manası yok. Yani değerlendirmeyi etkılemez. Şunu diyebiliriz en fazla; enflasyon yuksek olan ülkelerin oranları haliyle diğerlerine nazaran daha hızlı payında kayıp yaşandı. Teşekkürler

      Sil
    3. Ebubekir Bey analize enflasyon arındırma etkeni eklemenin analizi daha sağlıklı kılacağını düşünmemin sebebi şu: Cari GSYH verileri enflasyon etkisini barındırdığı için bu senenin Cari GSYH verisi geçmişin enflasyon etkisini barındırıyor. Yani enflasyondan dolayı fiyatlar artıyor ve GSYH daha fazlaymış gibi görünüyor. Böylece geçmişin enflasyonu da bu senenin güncel Nominal GSYH değerlerini daha fazla gösteriyor. Zincirlenmiş Hacim Endeksi ile GSYH verisi ise enflasyon etkeninden arındırılmış bir veri olduğu için nominal GSYH verisi kullanmadaki oluşan bu olumsuz etkiden kurtulunmuş oluyor ve analiz daha isabetli ve daha doğru hale geliyor.
      Cevabınız için teşekkürler Mahfi hocam. Her ülkenin Zincirlenmiş Hacim Endeksi ile GSYH verisi olduğunu sanıyordum. Öğrenmiş oldum.

      Sil
    4. Ülkelerin zenginliği bildiğim kadarıyla dolar cinsinden GSYH'in verileriyle ve Kişi Başı GSYH'in dolar cinsindem verileriyle ölçülüyor.

      Sil
  9. geleceğe yöneluk yeni bir teorim var
    3T: tayyip togg taliban..
    şimdi diyceksiniz bu 3t arasında ne alaka var,siz hiç lityum iyonu minerali diye birşey duydunuzmu?ne işe yaradığını biliyormusunuz ve bunun yeniden şarj-yeşil enerji ve küresel ısınma ile ne alakası olduğunu..çinin neden bu ülkeyi çok sevdiğini ve bilin bakalım dünyanın enbüyük lityum madeni yatakları nerede?ipucu vereyim üzerinden uçak geçen ve uçaktan atlayan insanların olduğu biryer..bilemediyseniz bir ipucu daha vereyim google da taliban 1trilyon dolarlık mineralin üzerinde oturuyor yazın bakalım..

    YanıtlaSil
  10. Türkiye ekonomisi her ne kadar veriler ile oynanarak da olsa büyüyor gibi gösteriliyor. Fakat şunun bilinmesi gerekir ki her geçen gün fakirleşen halkın alım gücü azalırken ekonominin büyümesi pek bir anlam ifade etmeyecektir.

    YanıtlaSil
  11. Hocam gene durumumuzu rakamlarla çok net şekilde ortaya koyan bir yazı olmuş.Elinize sağlık. Sizden isteğim mümkünse ons altına yön veren ve etkileyen tüm faktörler ile ilgili yazı yazabilir misiniz? Veya açıklama. Bunca dolar basılmasına ve covite ragmen yetersiz görüyorum sebebi ne olabilir doyurucu crvap alamıyorum

    YanıtlaSil
  12. Bir grafikle herşeyi anlatmışsınız hocam. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!