İdeal Ekonomik Dengeye Ulaşmanın Yolu
Ekonomi bilimi bazı kavramlarını fizik bilimlerden almıştır. Denge kavramı bunlardan birisi hatta belki de en fazla bilinenidir. Fiziksel anlamda denge; İki karşıt gücün birbirine üstünlük sağlayamadığı durumdur. Bunun en basit örneği ip çekme oyununda iki tarafın birbirini hiç kıpırdatamadığı durumdur.
Fizik bilimlerde iki tür denge vardır: İstikrarlı denge, istikrarsız denge. Bu iki dengeyi aşağıdaki şekilde gösterelim. Aşağıdaki şekilde iki tas var. Soldakinde tas normal şekilde duruyor ve içinde bir top var. Sağdaki şekilde ise tas ters dönmüş durumda ve top tasın üzerinde duruyor.
Ekonomideki dengeler de istikrarlı ve istikrarsız denge olarak ikiye ayrılır.
Soldaki şekil fiyatlarda ve/veya
arz ve talep miktarında meydana gelen değişimler nedeniyle dengenin bozulduğunu
ve fakat zaman içinde yeniden arz ve talep eğrilerinin kesiştiği noktada dengeye
gidildiğini gösteriyor. Bu durum istikrarlı dengeye bir örnektir. Tıpkı tasın
içindeki top gibi yeniden eski dengeye dönülecektir. Sağdaki şekilde ise denge
bir kez bozulduktan sonra arz ve talep eğrilerinin kesiştiği noktaya
dönülememektedir. Bu da istikrarsız denge halinin ekonomideki örneğidir. Tıpkı
tasın üzerindeki top gibi eski dengeye dönülebilmesi için dışarıdan müdahale gerekli
olmaktadır.
Ekonomide her iki dengenin en çok
görüldüğü örnekler tarım alanında ortaya çıkar ve Cobweb Teoremi (örümcek ağı
teoremi) denilen bir teori yardımıyla açıklanır.
Denge her zaman eski noktaya
dönülerek sağlanmaz. Bazı hallerde (hatta çoğu halde) yeni denge noktası
eskisinden farklı bir yerde oluşur. Ekonomi politikasının amacı en iyi dengeyi
yakalamaya çalışmaktır. Dengeyi etkileyen değişken sayısı arttıkça bu iş
zorlaşır. Örneğin Türkiye için ideal ekonomik denge enflasyonun yüzde 1 – 2 gibi
düşük oranda, işsizliğin doğal işsizlik oranı dolayında (ülkeden ülkeye
değişir, Türkiye için yüzde 8 kabul edilebilir), büyüme oranının potansiyel
büyüme oranı dolayında (yüzde 5) olduğu bir denge halidir. Hatta iş bunlarla da
bitmez: Bütçe açığı ve cari açığın da yüzde 3’ün altında olması, borç yükünün
artmaması, çevrenin korunup kollanması gibi birçok değişken daha işin içine
girer. Bu kadar çok hedefin bir arada olması ideal denge bileşimine ulaşmayı,
imkânsız değilse de, çok güç hale getirir. Çünkü bu hedefler birbiriyle
çelişir. Örneğin enflasyonu düşürmeye çalışmak genellikle büyümeyi de düşürür
ve sonuçta işsizlik artışa geçer. Bütün bu hedefleri birbiriyle çelişmeyecek
şekilde ele almanın bir tek yolu vardır: Beklentileri iyileştirmek. Ekonominin
karar alıcıları ve yönlendiricileri insanlardır. İster bireysel, ister şirket
yönetimi isterse kamu yönetiminde karar alsınlar eğer insanlar ekonominin
geleceğinden umutlu iseler alıp uygulayacakları kararlar da iyimser olur.
Örneğin yakın gelecekte enflasyonun düşeceğine ve TL’nin yabancı paralara karşı
değer kazanacağına inanmaya başlarlarsa döviz talebini bırakırlar. O zaman
kurlar düşer TL değerlenir ve enflasyon da geriler.
Türkiye, beklentileri düzeltmeyi
2001 krizinden sonra başardı ve gerçekten de ekonomide bu saydığım
değişkenlerin hepsinde hedefe doğru yol alınmaya başladı. O dönemde demokrasi,
insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi karar alıcıların beklentilerini
fazlasıyla etkileyen konularda Türkiye bugünkünden çok farklı bir yol
izliyordu. Ne var ki hedeflere tam ulaşılamadan önce sosyal ve siyasal alanlarda sonra da ekonomi alanında beklentilerin bozulmasına yol açacak adımlar atıldı.
Bu yazının özeti şudur: Eğer ekonomik
dengeyi fazlasıyla etkileyen beklentileri düzeltemezsek, bir başka deyişle
ideal olmayan dengeye dışarıdan müdahale etmezsek, ideal dengeye ulaşmamız
mümkün olamaz. Burada dışarıdan müdahaleden kastettiğim şey ekonomi dışı gibi
görünen sosyal ve siyasal düzenlemeleri çağdaş görünüme uygun hale getirmek ve ekonomide sistemin çalışmasını engelleyecek hamlelerden kaçınmaktır. Bir başka deyişle dışarıdan müdahale; bazı hallerde düzeltmek için müdahale etmek, bazı hallerde ise müdahaleden kaçınmak biçiminde olmalıdır.
Sevgili Mahfi Hocam, yazınızı okuyunca; Dücane Cündioğlu'nun, Motto isimli kitabındaki şu cümleyi okumuştum. Okuduğum cümleyi ise izninizle burada paylaşmak istiyorum.
YanıtlaSil''Tarih ayrıntılardan, ekonomi belirsizliklerden, hukuk istisnalardan, fizik rastlantılardan, politika zorunluluklardan hoşlanmaz.''
Çok yerinde bir alıntı.
SilGüzel tespit.
Teşekkürler
Yeni nesil kriz teorilerinde beklentilerin spekülatif ataklarlarla özellikle kurlar üzerinden krizi ve ekonomik dengeyi etkilediği tezi şuan Türkiye için de geçerli mi sizce hocam? ( Bu yazınızda beklentilere ataf yapmanız bana yeni nesil kriz teorilerini hatırlattı).
YanıtlaSilMahfi hocam bugünkü ekonomik ortamda işadamı olsaniz yatırım yaparmisiniz fabrika vs saygılar
YanıtlaSilBütçe ve gelecek öngörülerine göre atılacak adımlar çeşitlenebilir/çeşitlenmelidir. Bu soru biraz da "Borsada paramı nereye yatırmalıyım?" gibi olmuş. KOBİ'ler ya da olma niyetinde olanlar için risk taşısa da mekan ve yer bağlamında değişkenlik de gösterebilir. Saygılar :)
SilBunca belirsizlik içinde ( ekonomik-siyasi-dış politika- mülteci- ve saymakla bitmeyecek diğer etkenler) bırakın dengeyi yarın ne olacağını bilebilmek olanaksız... Bindik bir alâmete..........
YanıtlaSilKatılmıyorum,başkanlık sistemi hertürlü dengeyi kurmuştur ve herhangi bir belirsizliğe yer bırakmamaktadır.
SilBir mühendis ve girşimci olarak, ekonomide dengeyi benzetimlerle anlatmanızdan etkilenmekle kalmadım, anlamam çok hızlı oldu. Teşekkürler…
YanıtlaSilHocam elinize sağlık, yine çok sade, anlaşılır güzel bir makale çıkarmışsınız. Yalnız Türkiye ekonomisi için %1-2 enflasyon çok ütopik değil mi? Şöyle %5-6 bandında olsa tadından yenmez :) ama itibar edilen 5-6 bu!
YanıtlaSilHocam yazi icin tskler ve emeginize sağlık. Ekonominin hem dengeye ulasmasina izin verilmiyor hemde beklentilerde bozulma siddetini artirarak devam ediyor diye düşünüyorum. Ayrica makaleniz bu konuda yine reçete niteliginde ve cok isabetli olmuş.
YanıtlaSil"Beklentileri ekonomik yapı kadar, elde edilen bilgiler de yönlendirmektedir. Elde edilen her bilgi doğru olmayabilir. Elde edilen bir haber piyasaları bir yönde hareketlendirirken, bir süre sonra bu haberin yanlış çıkması, piyasaları bu kez ters yönde de hareketlendirecektir."M.Eğilmez,11/06/2013
YanıtlaSilTürkiye'de ekonomik istikrarsızlık söz konusu diyenlere teessüf ediyorum. 2013'ten bu yana her geçen yıl istikrarlı olarak düşmeye devam ettik, tablo bir kez dahi olsun bozulmadı. Beklentilerimiz bu yöndeyken, birkaç sene daha istikrarımızı koruyacağız gibi duruyor.
YanıtlaSilGörsellerin yerleri mi farklı yazıyla uyumsuz geldi de? Yoksa ben mi anlayamadım?
YanıtlaSilHocam,klasik bir soru olacak ama türkiyede özel tüketim vergisi oranlarının düşürülmesiyle yaşanacak iktisadi canlanma toplam vergi gelirlerinde artışa yol açarmı? tsekkürler :)
YanıtlaSilBu oranın bir sınırı var. Oraya düşerse sorun olmaz. Mükemmel canlanma sağlanır.
SilHer mal veya hizmet için farklı durum söz konusu. Esnekliği düşük olan zorunlu mallarda vergi oranı düşerse toplam vergi miktarı azalır. Fakat talep esnekliği düşük olan mobilya, beyaz eşya vb mallarda vergi oranı düşerse toplanan vergi artar.
SilBizim tas aslında soldaki gibi duruyor da hain dış güçler arada gelip tekme atıp kaçıyor.
YanıtlaSilSevgili hocam, linkteki videomu izleme şansınız olursa ve yorumunuzu alabilirsem çok mutlu olurum. Saygılarımla...
YanıtlaSilHocam
YanıtlaSilArkadaşlarımla birlikte, bir gün, Salacak'taki bir balık lokantasında sizle beraber "erik dalı" oynamak istiyoruz.
Gelir misiniz lütfen?
Sayin Mahfi Egilmez,
YanıtlaSilSitenizdeki makaleleri surekli okuyorum. Bizler gibi ekonomi bilgisi sinirli insanlara müthiş bir kamu hizmeti veriyorsunuz. Bugüne kadar hiç yorum yazmadım ama bu makaleniz bir "felsefeyi" özetleyen bence en guzel yaziniz olduğu icin ozellikle teşekkür etmek istedim.
"Ekonomi politikasının amacı en iyi dengeyi yakalamaya çalışmaktır". Yıllardır anlamaya calistigim bir "concept"i bundan daha guzel açıklayan bir cümle olamazdı.
Sag olun, var olun.
Sayın Eğilmez, güzel yazınızın bir yerinde "Örneğin enflasyonu düşürmeye çalışmak genellikle büyümeyi de düşürür" diyorsunuz. Genellikle böyle olur diyorsunuz. Ancak uzunca bir süredir enflasyon düşürülmeye çalışılıyor, hatta bu günkü açıklamaya göre ikinci çeyrekte %21,7 büyüdüğümüz rapor edildi (eğer doğruysa) , buna rağmen büyüme devamlı yüksek seyrediyor (eğer doğruysa) .Bu büyük büyüme oranıyla, enflasyonun daha da artacağını anlamamız mı gerekiyor acaba?
YanıtlaSilEkonomide denge Turkiye icin konusulacaksa sayet
YanıtlaSilEnflasyon :%3.5
MB Politika Faizi: %4.75
Cari Denge acigi orani: -%3
Butce Dengesi acigi orani: -%1.5
Cari Denge ve Butce dengesi Acigi toplamda -%4.5 gecmemesi gerekir hatta bu bir kural unusuru olarak da ele alinabilir ekonomi politkasini olusturan faktorler tarafindan.
Issizlik:%7.5
Buyume:%5
Burada zannimca bu blogun yazarindan ayrildigim husus enflasyon konusudur. Kendisi %1-2 oraninda bir enflasyonu denge ve/veya hedef olmasi gereken seviye olarak ele almis. Ben buna kulliyen katilmiyorum. Katilmama nedenim oncelikle 90larin ortasindan itibaren ozellikle 2000lerin basinda Amerikan merkezli ekonomik arastirmalar neticesinde ozelinde ABD ve gelismis ekonomiler icin Enflasyonda altin oranin yani is as yaratan balonlasma yaratmayan ekonomide verimliligi etkin kilan yan etki yaratmayan surdurulebilir buyume atmosferi olusturan uzun yillarin ortalamasiyla uyumlu enflasyonu %2 ile 2.5 arasinda bir rakam olarak telafuz etmislerdir. Orta nokta olarak da %2.2 rakaminin enflasyonda basta ABD ekonomisi ve Gelismis ulkeler icin altin oran pi sayisi gibi bir dengenin oldugunu hesaplamislardir. Bu baglamda da Gelismis ulke mblarinin hedef enflasyon ve para politiklalarini olusturma yapitasi da bu %2.2 lik enflasyonun yarattigi fiyat istikrari kavramidir. Bu rakamin %1.95 olmasi ve ya %2.6 olmasi kisa sureler icin tolere edilebilir goz yumulabilir seviyelerdir.
Ancak Ekonomi anlayisi olarak Kita Avrupa merkezli ekonomilerde anlayis daha cok %2 ve onun hemen altindaki seviye fiyat istikrari olarak betimlenmistir. Bu bakimdan buradaki farklilik ekonomi anlayisinin farkliligindan kaynaklanmaktadir. ABD merkezli anlayis issizligi onemserken Kita Avrupa merkezli anlayis ise daha cok dusuk enflasyon kosullarini onemsemektedir.
Bu baglamda Gelelim neden TR icin enflasyonun %3.5 bandinin fiyat istikrari altin oran olabilecegi argumanima ya da neden %1-2 ve yahut Gelismis ulkeler baglaminda %2.2 olamayacagi dusunceme...
Bana gore Basta TR olmak uzere GOUlerdeki demografik kulturel ve buyume faktorleri icin gerek %1-2lik enflasyon gerekse GUler icin belirlenen %2.2lik enflasyon bir anlamda deflasyonik yapinin farkli bir durumudur. Cunku biz gibi ulkelerde buuyume gereksinimi her daim olgusal bir fenomendir sonuc olarak gelismekte olan bir ekonomik durumun tezahurudur. Dahasi demografik olarak da genc kusaklardan olusan nufus yapisi dinamik dogal olarak tuketime her daim meyillidir. Bu durum hem buyume ekseninde hem de talep yonlu surecte ekonomiyi farkli kulvara surukleyen bir durumdur. Dahasi artan is gucu arzi ise takdir edersiniz ki istihdam acisindan philips egrisi baglaminda biraz enflasyonun zarardan cok yarar getirecegini dusuncesini olusturmaktadir. Bu baglamda TR ve biz gibi GOU ulkeler icinde ideal denge enflasyon orani %4 ve altidir. %3.5 ise son derece ideal makul surdurulebilir bir orandir. Bu rakamin %1.25 uzerindeki MB politka faizi ise gerek buyume dinamikleri gerek enflasyon gerekse issizlik oranlarina efektif etki etme anlaminda makul bir araliktir. %1.25lik reel faiz MB oyun alani olarak MB etkinligini saglamasi bakimindan idealdir.
3 dişli çatal neyin simgesi hocam, komplo mu gerçek mi olduğunu nasıl ayırt edebilirim? Ben gerçek olmasını arzu ediyorum.
YanıtlaSilEkonomi yüzde 21 büyüdü, benim evlerin TL değeri de yüzde 21 büyüdü!
YanıtlaSilKiracılarım ekonominin büyüdüğünü henüz kavrayamadı.
Ülkece böyük böyüdük netekim.
Dünyada herkes bi şekilde oyalanıyor,
Türkiye de böyle oyalansın,
Biz kendi bahçemize bakalım,
Canlar erenler, kendi dengemizi bulalım.
Sayın hocam bence sizin denge dediğiniz Türkiye ekonomisi söz konusu olduğunda dengesizliğin dengesi olmaktadır. Öncelikle denge olması için yapının zeminin dengeli olması elzemdir. Oysa Türkiye her 100 birimlik üretim için en az 70 75 birim ithalat yapmak zorundadır. İşte bu zemin duzeltilmedikce cari dengesizlik olur bunu da genelde sıcak para dediğimiz kalitesiz ve kısa vadeli finansman ile dengeler ve böylece dengesizliğin dengesi ortaya çıkar. Keza bütçe açıkları da genellikle ülke tasarrufu yetersiz olduğu için yine dış finansman ile kompanse edilir. Yine dengesizliğin dengesi devreye girmiş olur. Hatta son 20 25 yıla bakacak olursak global ekonomide bile çin bas üretici ABD bas tüketici hale gelmiştir. ABD cari açığını önemli oranda çin tasarruf fazlasıyla finanse etmektedir. Bu bile dengesizliğin dengesi.
YanıtlaSilSon 5 yilin eko politik ve ekosiyasi analizi ve diger ulkeler yazisi yazarmisiniz?
YanıtlaSilTürkiye cumhuriyeti devleti ekonomosinden sebep orman yakıyor diyor dış basında bazıları bunu keza ekonomisi bozuk olan italya ispanya rusya vs. de yapıyor bunun hakkında ne cevap verirsiniz teşekkürler hocam.
YanıtlaSilDis müdahale olmadan istikrar ve dengede birlesme ve/veya insaat çalışması olur diye dusunuyorum
YanıtlaSilDeğerli Hocam..
YanıtlaSilIki şekil ile bir kitap anlatımı bu kadar olur..Sonuç kısmı da tam bekledigim gibi..
Çünki "sizin alanıniz ekonomi"
Ancak etkili dahli olan ama yetkisi kadar bilgisi olamayanlar da,bazen " benim alanım ekonomi" diyerek denge teorilerini altüst edebiliyorlar..
Teorik sonuclar, pratik hayal kırıklığı ile bitebiliyor tabi..
Saygılarımla..
Mahfi Hocam kaleminize sağlık, çok güzel açıklamışsınız.
YanıtlaSilBir sorum olacaktı size. Yanlış hatırlamıyorsam eski yazılarınızda veya röportajlarınızda Türkiye için ideal enflasyon oranının (gelişmekte olan ülkeler kategorisinde olmasından dolayı) %6-7 bandında olması gerektiğini söylediğinizi hatırlıyorum. Bu yazınızda ise %1-2 civarında olması gerekliliğini belirtmişsiniz. Bu aradaki farkın diğer ekonomik faktörlerden (büyüme hedefi, borç seviyesi vb.) dolayı olduğunu düşünebilir miyiz? Yoksa başka bir nedeni var mıdır? Teşekkür ederim.
Hocam ekonomide devletin rolü bakımından “en iyi devlet en az devlettir” fikrini katılır mısınız?
YanıtlaSilBu,Türkiye’nin karar vericilerinin açısından, hemen şimdi uygulanabilir bir model olabilir mi?Yoksa Türkiye için bu fikir,devletin ekonomideki konumunun zamana yayılarak ve kademeli olarak azaltılacağı bir vizyonu mu işaret etmelidir?
Saygılarımla
Hocam grafiklerle anlattığınız denge değişiminde arz ve talep hiç hareket etmemiş (sağa sola) bu durumda dengenin bozulduğu ve yeniden dengenin kurulduğu nasıl anlaşılıyor? Konuyu çok açık anlatmışsınız da ben grafiği (arzın dik olması okları fiyata geri getiriyor şekil gereği ama denge?) anlayamadığım için soruyorum
YanıtlaSilHocam fizikten ödünç alarak denge kavramını açıklamanız ve ardından ekonomiye nasıl uygulandığını anlatmanız gerçekten açıklayıcı.Herkesin anlayabileceği kadar açık Elinize sağlık
YanıtlaSil