Özdeyişlerim (Aforizmalar)
“Bir kez yalan söylemeye başlarsanız sonuna kadar yalan söylemek zorunda kalırsınız.”
“Sorunu yanlış tanımladığımız
sürece çözümü bulamayız.”
“İnsanlar gördüklerine değil de
duyduklarına inanmaya başlamışsa doğruları anlatmak giderek zorlaşır.”
“Yaptığınız hataları kabul edip
düzeltmek yerine kendinizi haklı göstermeye çabalarsanız yaşamınız bir hatalar
zincirine dönüşür.”
“Riskleri düşürmek istiyorsanız,
hatalarınızı kabul edip düzeltmeye başlayın.”
“En büyük risk hatayı kabul
etmemekle oluşur.”
“Kimse dinlemese de gerçekleri konuşmaya devam etmek gerek. Gerçekleri konuşmazsak bir süre sonra gerçeğin ne olduğu unutulur.”
“Hata yaptığımızı kabul etmenin
zayıflık değil erdem olduğunu görebildiğimiz andan itibaren doğruyu bulmaya
yaklaşabiliriz.”
“Gerçekler teorimize uymuyorsa
teorimizi değiştirmemiz gerekir. Teorimizi değiştirecek yerde gerçekleri
değiştirmeye çalışırsak yalnızca kendimizi kandırmış oluruz.”
“Türkiye, son kırk yılda
risklerini düşürmeye değil faizi düşürmeye odaklandığı için enflasyon sorununu
çözemedi.”
“Faizi düşürmenin yolu riskleri
düşürmekten geçer. Riskleri düşürebilirseniz kur düşer, kur düşünce enflasyon
düşer, enflasyon düşünce faiz düşer. Mesele bu kadar basittir. Yapılması
gereken tek şey konuya bilim penceresinden bakarak neden-sonuç ilişkisini doğru
kurabilmektir.”
“Bir ülkede sürekli irrasyonel
kararlar alınıyorsa irrasyonellik istikrar kazanmış olur ve insanlar
kendilerini bu duruma uyarlamaya çalışırlar. Buna irrasyonelliği rasyonalize
etme eylemi diyebiliriz.”
“Türkiye, istikrarsızlığı
istikrarlı hale getiren, irrasyonelliği rasyonelleştiren bir yapı içinde görünüyor.”
“Faiz artırmayla sorunlar
çözülebilseydi Türkiye dünyanın en sorunsuz ülkesi olurdu. Faiz artırımı geçici
çözümdür. Sadece asıl adımları atabilmek için zaman kazandırır.”
“Bugüne kadar açıklanan her
reform paketi reform umudunun biraz daha azalmasına yol açtı.”
“Yapısal reformların
yapılmamasından daha kötüsü, yapılıyormuş havası yaratılmasıdır.”
“Bir insan büyürken bilgisini,
kültürünü, görgüsünü artırırsa kaliteli insan olur. Artıramazsa sadece büyümüş
olur. Ekonomi de böyledir. Büyürken demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, düşünce
özgürlüğünü geliştirebilirse büyümeyle birlikte kalkınır, geliştiremezse sadece
büyümüş olur.”
“Risk almak başka şeydir, risk
yaratmak başka şey. Risk alırsanız kazanabilirsiniz ama risk yaratırsanız
kaybedeceğiniz kesindir.”
“Sıcak para faizin yükseldiği,
kurun düştüğü ortamları sever. Kur yükseldiğinde faiz değişmiyorsa sıcak para
kaçar. Faizi sürekli artıramayacağımıza göre sıcak parayı sürekli tutmanın yolu
yoktur. Asıl olan doğrudan yatırımı çekebilmektir. Onun da yolu risk
yaratmamaktır.”
“Bizde yapısal reformların ilk
adımı kamu yönetiminde 'söz gümüşse sükût (susmak) altındır' atasözüne uygun
davranılmasını sağlamak olmalı.”
“Bir toplum, geçmişte çekilen
acıları hatırlamaz, yapılan hataları değerlendirmezse aynı acıları çekmeye
mahkûmdur. Tarihini doğru okumayan kuşaklar, gün gelir o tarihi başkalarından
dinlemek zorunda kalırlar.”
“Bir okur: Peki siz niye siyasete
girmiyorsunuz da benden istiyorsunuz diye sorarsanız Mahfi bey, ben sizin kadar
tecrübeli değilim. Ben: Siz yeteri kadar tecrübeli olmadığınız için
girmiyorsunuz siyasete, bense yeteri kadar tecrübeli olduğum için.”
“Enflasyon yükselirken bankalar
mevduat faizlerini indiriyorsa ortada bir tuhaflık var demektir.”
“Öğrenciler geleceğimizdir.
Onların önerilerini dinlemeliyiz. 1968'de biz öğrenciydik. Başka ülkelerdeki
öğrenciler gibi taleplerimiz vardı. Herkes öğrencilerini dinledi, çözümler
getirdi, ileri gitti. Bizde kimse kimseyi dinlemedi ve kaybettik. Aynı hatayı
tekrarlamayalım.”
“Kapitalizmin reset'i yani
fabrika ayarlarına dönüşü bugünden çok daha kötüye dönüş anlamına gelir.
Kapitalizmin fabrika ayarlarının nasıl olduğunu anlamak için Charles Dickens
romanlarını (mesela Zor Zamanlar) okumak yeterli.”
“Geçmiş, geleceğin aynasıdır
derler. O nedenle büyük sıfırlama adı altında masum görünen bu yaklaşımdan
kuşku duymakta haksız değiliz.”
“Türkiye ekonomisinde sorunların
temelinde risklerin yüksekliği yatıyor. Bir sorunu çözmenin yolu nedeni bulup
onu ortadan kaldırmaktan geçer. Biz tersini yapıp sonuçtan gitmeye çabalıyoruz.”
“Riskleri ortadan
kaldıramadığınız ya da en azından azaltamadığınız bir ortamda çözümler hep
geçici olmaya mahkûmdur.”
“Bugünkü ekonomik sıkıntıların
çoğu aslında ekonomik olmayan nedenlerin yarattığı risk artışından
kaynaklanıyor. O nedenle çözüm de oralardan başlamak zorunda.”
“İnşaata dayalı büyüme modeli
uygulayan ekonomilerde faiz sebep gibi görünür.”
“2000’lere gelirken seçimi
kaybedenlerin koltuktan kalkmasının erdem haline geleceği bir dünyayı
hiçbirimiz düşünmemiştik sanırım.”
“Dünya, her alanda ve her yerde
ciddi bir nitelik düşüşü yaşıyor. Meritokrasi hızla mediokrasiye, demokrasi
hızla ahbap çavuş demokrasisine dönüşüyor. Kurtuluş gibi sunulan küreselleşme
tam anlamıyla bir karabasana dönüştü.”
“Devlet, Varlık Fonu olsa da
olmasa da her durumda hastalarına bakmalıdır. Devlet olmak böyle bir şeydir.
Devlet, şirket değildir, kâr amacı gütmez, vatandaşını korur, hastasına bakar,
toplum yararını gözetir.”
“Ekonominin temel uğraşı konuları
bazı arkadaşların sandığı gibi dolar, borsa, türev işlemler gibi sorunlar
değildir. Ekonomi, asıl olarak; tüketim, üretim, yatırım, tasarruf, değerin
kaynağı, gelirin paylaşımı, paranın reel dünyayı etkileme biçimi gibi
sorunlarla uğraşır.”
“Bir sorunun çözümü için her
şeyden önce ortada bir sorun olduğunu kabul etmek gerekir.”
“Bir dönem yüksek faiz düşük kur
vardı. Sonra düşük faiz yüksek kur dönemi geldi. Şimdi yüksek faiz yüksek kur
var. Bütün bu dönemlerde riskler hep yüksekti. Riskleri düşüremediğimiz sürece
faiz ve kurla oynayarak bir yere varamayız.”
“Ne oldu da kur yükseldi?
Düşerken ne olduysa şimdi tersi olduğu için yükseldi. Faiz artırıldığı halde
niçin böyle oldu? Faiz artışı tek başına kur sorununu çözmez. Asıl olan
riskleri düşürmektir. Risk yaratmaya devam edersek kur da yükselmeye devam
eder.”
“Benim yapısal reform
yaklaşımımla IMF'nin yapısal uyumlandırma yaklaşımının çakıştığı alan yalnızca
ekonomideki bazı kısımlardır. Siyasal ve sosyal reformlar IMF programlarında
hiçbir zaman yer almaz. Oysa onlar olmadan yapısal reform olmaz.”
“Magna Carta'dan beri (1215)
demokrasinin olmazsa olmaz (sine qua non) koşulu; hükümetin halktan topladığı
vergileri nerelere harcadığının hesabını kuruş kuruş vermesidir. Bu hesabın
verilmediği yerde demokrasi yok demektir.”
“Keynes: "Bir ülkede
sermayenin gelişimi kumarhane faaliyetlerinin yan ürünü haline gelmişse, orada
işler hastalıklı bir hal almıştır" der. Bugünün dünyasında büyük ölçüde
kumarhane faaliyetine dönmüş finansal sistemi görse ne derdi acaba?”
“Her hipotez, altındaki
varsayımlar ve çevrelendiği koşullarla ele alınıp değerlendirilmelidir. Aksi
takdirde hipotez olmaktan çıkar, slogan haline dönüşür.”
“Kur yükselmesin diye döviz
rezervlerini kullanıp kura müdahale ederseniz rezervler düşer, rezervler
düşünce riskler artar, riskler artınca kur yükselir ve tekrar aynı noktaya
gelirsiniz. Buna kısır döngü deniyor.”
“Önemli olan bizim dolara bakmamamız
değil doların bize bakmaması.”
“TCMB'nin faiz konusunda ne karar
vereceği sorusuna verdiğim yanıt hiç değişmez. Bu kez de aynı yanıtı vermiştim:
TCMB'nin faiz kararını tahmin edemem, çünkü neye göre karar verdiğini
bilmiyorum."
"Uzman olmadığın konuda
konuşma" diyen kişiye bakıyorsun, o konuda onun yaşı kadar okumuşluğun
var. Gülsen mi ağlasan mı bilemiyorsun. Sonra bir bakıyorsun aynı kişi hiç
anlamadığı ekonomi ve finans konularında uyduruk teoriler geliştirmekte sınır
tanımıyor.”
“Osmanlıyı bilim yolundan
ayrılması, aydınlanmaya sırt çevirmesi batırdı. Bilimden ayrılanı kurt kapar.”
“Yaşam değişir, insanlar da
değişir. Eğer yaşam değiştiği halde insanlar değişmiyorsa orada gelişme
sağlanamaz. Türkiye, bugüne kadar değişime gösterdiği dirençle inanılmayacak
kadar zaman yitirdi.”
“Analiz yapmayı, soru sormayı,
sorgulamayı öğretemediğimiz bir kuşağa hangi bilgiyi verirsek verelim, sonuç
almak mümkün değil. Eğitimde diğer ayrıntıları ayıklayarak sadece bilim,
felsefe, mantık ve analiz yapmaya yönelik bir anlayış benimsemeliyiz.”
Ben de Ak Partililere yepyeni bir bahane buldum:
YanıtlaSil"Adamlar orduya, yargıya taa 1980 darbesi sonrasında sızmışlar, biz 2002 de gelene kadar her yere yerleşmişler, hakim, savcı, paşa olmuşlar, bizi engellemeye başlamışlar. Bugüne kadar kimse bir şey yapmamış. Ülke için çabamızı hep engellemişler. Biz bunu 17/25 Aralık ve 15 Temmuz süreci ile fiilen gördük. Bu yapı ile ilk biz mücadeleye başladık. Halen de devam ediyoruz...."
Böyle bir giriş ve çomar desteği ile, ülkeyi 20 sene daha yönetirler. Biri reise bu sözleri ateşlesin.
Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim. Şayet bir gün çaresiz kalırsanız, bir kurtarıcı beklemeyin. Kurtarıcı kendiniz olun.
SilMustafa Kemal Atatürk
Ah Sn Muhammed Ali, keşke insanımız kurtuluş savaşı tarihini doğru öğrense.
SilTBMM ordusu, Kütahya - Eskişehir savaşlarını Yunan'a karşı kaybetti.
İngiliz destekli Yunan, Eylül 1921 de Sakarya'da zor durduruldu. Şehit, yaralı, kaçak olmak üzere, 40 bin e yakın askeri kayıp ettik. Çok büyük rakamdı. Sakarya'da durduramasaydık, Ankara'ya 50km kadar gelmişlerdi. Seneye tekrar toparlanıp geleceklerdi. Yunan askeri 4bin e yakın ölü ve 16 bin civarı yaralı ile Afyon'a çekildi.
1 milyon'a yakın Türk yerlerinden oldu o sene. Sivil kaybın hesabını yapabilecek tarihçi daha anasından doğmadı, İlber Ortaylı bile giremiyor bu topa.
O bir sene ne toparlanırsa toplandı, asker, silah, cephane, ancak Yunan ile denk gelebildik. Her toplanan 10 askerin 2-3 tanesi kaçıyordu. Tek bir hücum ile zafer gelir veya Anadolu elden giderdi.
Paşalar düşündüler, Afyon da düşman arasına asker sokarak kazanırız dediler. Çok büyük bir şans, büyük bir istihbarat çalışmasıydı. Yunanlıların farketmesi, Anadolunun bitişiydi. Öyle direk cehpe savaşını göze alamadık, baskın ile ancak şansımız olurdu. Baskın başarılı oldu.
Yunan ordusuna, balkan göçmeni çok Türk iyi yunanca bildiği için istihbarat için sızdırılabilmişti. Onlar taaruz öncesi 4-5 gün, asker kaydırıldığı anlaşılmasın diye, İzmir Yunan karargahına hep hatalı istihbarat verdiler. Yunan karargahı, ikileme çok düştü, anlamamaları çok büyük şansımız idi. Bir de dönemin yunan uçaklarının kalitesiz olması. Eğer Afyon Yunan komutanlarına kalsa, bir iki tümeni kaydıracaklardı. Çok büyük şans, İzmir karargahı çelişkili haberleri alınca kafası karıştı, cephe komutanını dinlemedi. Olası Yunan hücumu için tümen kaybetmek istemedi. Normalde tersinin olması lazımdı, niye dinlemedi, hala muammadır.
Başka da kurtuluş yok idi.
Fazla değil, eğer, 1930 ların teknolojisi olsa, veya Yunan yerine daha organize bir askeri birlik olsa, biz kurtuluş savaşını kaybederdik.
Ankara Ulusdaki Zafer Anıtının önünden sıklıkla geçerim ve savaşı kazandıran Türk Kadının sırtladığı mermiyi çephe yönüne değil de neden tam tersi istikamet de taşıdığını anlamam. Anıtdaki askerler doğru yere bakarak düşmanı gözler, komutan doğru yere bakarak düşmanın karşısında dikilir, zaferin kazanılmasında emeği unutulmayacak Türk kadını neden mermiyi cephe gerisine taşır anlamam? Zafer Anıtı ilk yapıldığında da maalesef yanlışlıklar nedeniyle tekrar elden geçirilmişti, rica etsem Zafer Anıtındaki Türk Kadını mermileri cephe istikametinde taşıyabilir mi? Sadece 180 derece döndürülecek, Alman askerini Türk askeri yapmaktan daha kolay, sırtladığı mermiyi cephe yönünde taşımadığını görünce en azından Türk Kadınını doğru tasvir etmiş deyip yürümek zoruma gidiyor.
Silmuhteşem
YanıtlaSilSağ olun
SilEllerinize sağlık.
YanıtlaSilHocam dostlarla sıradan bir konu hakkında bile konuşurken herşeyin dönüp dolaşıp siyasete çıkması sıradan bir ülkede normal midir?
Siyaset yapmayalım önümüze bakalım dersek diyelim, peşimizi bırakmıyor, yapılan hatalar, bir türlü gerçekleşmeyen reformlar...
Ümitsiziz, yıldık, tüm enerjimizi çektiler..
Çünkü siyasetin bu kadar bozduğu bir ortamda siyaseti düzeltmeden insanlar önünü göremiyor. Dolayısıyla kimse de önüne bakamıyor.
SilHer şeyin devletin elinde olduğu, devleti yönetenin devletin sahibi, insanların kul olduğu bir sistemde devletin sahibi olamadığınız zamam bütün uğraşınız hiçtir. 10 saniyede kafanıza geçiriverirler. Devletin sahibi olana, bir parça koparmak için grub olarak destek olmanın şekli siyaset.
SilHocam hep söylemek istediklerinizi yumuşatıyormuşsunuz gibi hissediyorum.
YanıtlaSilHocamız okumuş adam, %$&%%^!? diyemiyor, ekonomi incinmiş diyor.
SilAli yazar veli bozar,küp suyunu çeker azar azar..
Silüzülmüşsün neye yarar,keskin sirke küpüne zarar.
Ne durumda olduğumuz ve nereye varmamız gerektiği ağırlıklı olarak gündemi işgal ediyor. Yanlış olduğunu düşünmüyorum. Gerçekten kötü durumdayız ve gerçekten iyi yerlere gelmeliyiz. Bu iki konu siyaseti de, gündelik sohbetleri de belirliyor. Sıkıntı ise var olan durumdan ideal duruma NASIL gideceğimizin yanıtında yatıyor. NASIL daha iyi olacağız? NASIL yapılması gereken adımları atacağız? NASIL sorusu bence kritik soru olarak önümüzde duruyor.
YanıtlaSilYapılması gerekenleri biliyoruz ama NASIL yapacağımızı aynı netlikte biliyor muyuz?
Bu sene daha iyi anladım.
SilTürk halkı demokrasi ve cumhuriyet ile sınavını kaybetti,
100 yıl kadar sürdü, 2017 de bütünlemeden de kaldı.
Yapacak bir şey yok artık.
“Yaşam değişir, insanlar da değişir. Eğer yaşam değiştiği halde insanlar değişmiyorsa orada gelişme sağlanamaz. Türkiye, bugüne kadar değişime gösterdiği dirençle inanılmayacak kadar zaman yitirdi.”
YanıtlaSilHocam, Türkiye, özelde Anadolu, genelde tüm ortadoğu coğrafyası,
1000 yıldır bir yıllık medeniyet gelişmesi bile yaşamadı.
Adam faiz haram diye laf atıyor. Adamlara bakıyorsun, ev alıp kiraya veriyorlar.
Ev kiraya vermek ile adama para vermek aynı şey diyorsun, kafası basmıyor.
Bunlar değişmez hocam, bunlar beyni çürümüş bir kavim, zaman ile ellerindekini kaybede kaybede biterler.
Siz zaman yitirdi diyorsunuz, ben toprağını varlığını da yitirir diyorum. Atatürk de benzerini söylemiş, hürriyetini toprağını kaybeder demiş.
Bakın işte, hürriyet gitmiş, batının güvenliği için, Montrö'yü değiştirecekler.
Maalesef böyle ama Montrö'yü değiştirmek öyle kolay değil.
Sil''Adam faiz haram diye laf atıyor. Adamlara bakıyorsun, ev alıp kiraya veriyorlar.
SilEv kiraya vermek ile adama para vermek aynı şey diyorsun, kafası basmıyor.''
1- Ev alıp, kiraya verdiğiniz de para (aracı) fiziksel bir nesne ile el değiştiriyor.
2- Para (aracını) faizle borç verdiğiniz de, para (aracı) artarak tekrar size geri dönüyor.
Ev alıp, kiraya verdiğinizde bu durumda en azından ev ihtiyacı olan birilerinin ihtiyacı gideriliyor.
Paranızı kiraya verdiğinizde sadece sizin kazancınız olacak. Şunu öne sürebilirsiniz; benim kiraya verdiğim para ile insanlar yatırım yapıp, iş imkanları elde ediyorlar. Peki faiz olmasa da insanlar daha çok yatırım yapıp, daha fazla iş imkanları elde etseler, ülke ve dünya barışı için daha iyi olmaz mı?
Kanımca temel sorun; denklemin bir tarafında insan elinin/zekasının ürünü ve diğer tarafında istenildiği zaman yaratılıp/yokedilebilen para ve faizi.
Sn İbrahim Kabak,
SilParayı faiz ile verdiğinizde de birinin ihtiyacını gideriyorsunuz. Evi yapması gereken firma borç alıyor, ev yapma sözünü yerine getiriyor mesela.
Sistemde denklemin bozuk yanı yok, bozuk yan Politik. Yani müslüman dünyasının,
özelde ise peygamberin para ilişkisini 1400 yıl önce yanlış yorumlaması.
Peygamber hem kitapta hem de hadis olarak faizi yasaklayınca, sonradan gelenler çıkış bulamadılar. Kitabı redetmek dini tamamen redetmek, insansları yönetmek için kullanılan
çok büyük gücün elden gitmesi demekti.
Müslümanlar da, kendilerine uygun söylemler uydurup, kitaba paralel bir İslam dizayn ettiler. Dediler ki enflasyon kadar faiz haram olmaz.
Dediler ki ev sahibi olup kiraya verirsen mal/hizmet sunuyorsun haram olmaz.
Dediler ki parayı eğer toplum yararına olan bir dernek verirse haram olmaz.
Emevilerde ve Abbasilerde şu gelenek çıkmıştı. Sana 100 para borç veriyorum. Yanında değersiz bir kumaş satıyorum. Bu kumaşın bedeli 15 para. Bana bir sene sonra sen faizsiz 100 para borcunu öde, satın aldığın kumaşın 15 para bedelini de öde.
Politik olarak, peygamber devleti yeni kurduğu dönemlerde ticaret yapan tebasının malları (dolayısı ile vergisi) faiz ile para ticareti yapan kabilelerce ele geçiriliyordu. Altın para dışardan bulunabilirdi, etrafta Mısır, İran ve Roma gibi güçlü ülkeler ve tüccarları vardı. İslam devletine yakın olan faiz işleri yapan kabileler fethedildi ve onlara ve diğerlerine faiz yasaklandı. Hatta bir kabile ile anlaşma şu şekilde yapıldı, fetih öncesi faiz işleri haram kapsamından çıkarıldı, fetih sonrası faiz işi yaparlarsa cezalandırılacakları söylendi. Kutsal kitaba da böyle yazıldı.
Müslümanlar kıramadılar bu zinciri, Avrupaya karşı da kaybettiler. Günümüzün en geri kalmış insan topluluklarını oluşturuyorlar. Türkiye, Cumhuriyet ile bankacılık ve diğer alanlarda dini emirleri devlet yönetiminden çıkardığı için şimdi gördüğünüz refah görece olarak diğer müslüman toplumlarından daha iyi duruma geldi. 100 yıl önce, Anadolu da çorak toprak dışında hiç bir şey yoktu.
Hocam bu özdeyişlere ek olarak bende ulu önderin benim için iham olan şu sözünü paylaşmak istiyorum; "Yolunda yürüyen yolcunun, yalnız ufku görmesi kafi değildir. Muhakkak ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi lazımdır."
YanıtlaSilBizim ufukta hacı hocadan başka bişi yok.
SilBirey olarak konuşmuyorum, ülke geneli için diyorum. Ufuktan ötesinde de hiç bir şey yok.
Son 20 yılda liselerden hangi ideolojiler ile insanlar çıktı?
Lisede 23 yıl önce, iki yaş üstüm bir arkadaşım, cemaatciydi,
matematiği süperdi, perpada 0 sermaye ile elektonik işi yapmaya başladı. İTÜ elektronik mezunu. Dün facebook resmini gördüm, üçüncü eşi ile bir kaç ay önce imam nikahı evlenmiş, Sarıyer sahilinde geziyorlarmış. Aynı anda üç kadınla evli.
Lise sınıf arkadaşım, o da cemaatciydi, eczane sahibi, ailesinde doktor çoktu, İstanbul Eczacılık Mezunu, sınıftan biri ile evlenmişti, İstanbul Nişantaşında estetik merkezleri var, bir kaç sene önce Suriyeli doktor bir kadınla imam nikahı ikinci evliliğini yaptı. 2 kadın da halinden memnun, ikisi de üniversite mezunu.
Lisemden başka bir mezun arkadaş, cemaatcı, milletvekili oldu, resmi nikahlı eşi var, benim bildiğim bir tane de imam nikahlı var.
Lisemiz, Kayseri Fen Lisesi. Hepsi 95-99 mezunları.
Ben İsviçre'deyim.
Anonim7 Nisan 2021 20:30, ben de Kayseri Fen Lisesi, 97 mezunuyum.
SilİTÜ elektronik, kazananlar listesine baktım, Mehmet abi o yazdığın, internetten soyadı ile arattım perpa daymış iş yeri. Eczacının adı Y.... bizim yatakhanedeydi.
Evet, ikisi de muhafazardılar, abdest namaz niyaz onlardan sorulurdu. Hafta sonu izinlerinde cemaat sohbetlerinde yer alırlardı.
Gençlik böyle böyle bitirildi hocam, bu adamlardan daha sofu çocuklar vardı lisedeyken. Bunlar yüksek mertebelere gelince bilim yöntemi yerine niye hacı hocadan emir aldıklarına şaşmamak lazım. Çocukluktan böyle yetiştirilirlerdi, bize de çok uğraştılar, kaç kere değişik cemaat sohbetlerine gittik. Fetöcüler ile diğerleri nasıl yarışırlardı çocukları kapmak için.
Türkiye'yi batıran da budur zaten. Atatürk boşuna dememiş: "Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. en doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.."
SilSayın Eğilmez yazınız için teşekkür ederim. Böyle yazılarınızı ve önerilerinizi daha öncede defalarca yazmıştınız. Yönetim de defalarca sizin önerilerinizin tam tersini yapmıştı. Ekonomimizin düzelebilmesi için , her şeyin sorumlusu benim diyen Yönetimin zihniyet değiştiremeyeceği aşikardır.
YanıtlaSilYönetimin zihniyeti İnat üzerine kurulunca ne yazsanız, ne önerilerde bulunsanız da bir şey değişmez. En kötü zihniyet, karakter, İnatçılıktır. İnatçılık , hemen yanında Nispetçiliği, Hasetçiliği , Nefretçiliği, Kinciliği getirir ve sonunda çılgınlık haline dönüşür. Sonunda ; Biatçılık, İtaatçılık, Takiyyecilik, Tarikatçılık Yönetimine gelir.
Olması gereken ; İyiyi , güzeli, doğruyu, Hakikati aramaktır. Bu da sorgulama , araştırma , iyi elemanları seçebilme Yönetimine gelir.
Yönetim kendini daha işbaşına geldiği ilk üç ay içinde belli eder;
Ya İyiyi , Güzeli, Doğruyu, Hakikati arayan Yönetim haline gelir
Veya İnat, Nispet, Haset, Nefret, Kin dolu , Biat İtaat Takiyye, Tarikatçı Yönetim haline gelir.
Bu ana iki tip Yönetimden birini seçmek Halkımızın seviyesine, kalitesine bağlıdır. Halkımız ilk seçimde yanılabilir, ancak arka arkaya diğer seçimlerde de yanılması Halkın seviyesi ve kalitesinin çok düşük olduğunun göstergesidir. Düzelmesi için üç nesil geçmesi gereklidir diye düşünüyorum . Acaba yanılıyor muyum?
3 nesile türkiye kalmaz, dağılır gider. etraftan dünyadan, eskiyen ülkeleri görüyoruz, kaç parça oluyorlar. Sovyetler vardı, dağıldı, balkan ülkeleri vardı dağıldı, ortadoğu ülkeleri vardı rezil oldu, asya da iran, pakistan, afganistan ne sıkıntılar yaşadı.
SilNe yazık ki haklısınız.
SilHocam yazılarınızı okudukca surekli farkli şeyler ogreniyorum. Surekli gercekleri anlatma cabanizi takdir ediyorum. Cok teşekkürler.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilEksik kalmış hocam, şimdi sırası değilse de Çin atasözleri nerede?
YanıtlaSilÇin atasözleri burada:
SilKötü bir şey yapmadıysan şeytanların kapını çalmasından korkma.
Eğitim, her zaman sahibini peşinden takip eden bir servettir.
Gazetedeki yalanlar tertemiz çorbaya düşmüş fare dışkısı gibidir. Sadece iğrenç olmakla kalmaz, aynı zamanda barizdirler.
Duyduğuma inanmam; gördüğümün yarısına, yaptığımın tamamına inanırım.
Mahalledeki tüm köpeklerin aynı anda havlaması asla tesadüf değildir…
Eğer Tanrı yağmur yağdırmak ve anan ikinci kez evlenmek isterse, buna kimse mani olamaz.
Neden birbirimizi öldürüyoruz ki biraz beklesek zaten kendiliğimizden öleceğiz.
Eğer bir ülkede cücelerin gölgeleri uzamaya başlamışsa güneş batıyor demektir.
Fısıldanan sözler, çok kere yüksek sesle söylenenden daha uzağa giderler.
İyi cins ata hafif bir darbe, akıllı insana da ufak bir söz ya da işmar yeterlidir.
Fidan ekmek için en iyi zaman, yirmi yıl önceydi. Sonra ki en iyi zaman ise şimdi.
Büyük kişilerin iradeleri, zayıfların ümitleri vardır.
Akla sırt çevirmektense ölmek daha iyidir.
Balık mı arıyorsun ağaca tırmanma.
Gelin ne kadar hamarat olsa da pirinç yoksa pilav yapamaz.
Hepsi birbirinden güzel ve özel. Emeğinize sağlık hocam.
YanıtlaSilSağ olun
SilBen de anonim bir söz yazayım hocam, "Türkiye'nin derdi bitmez."
YanıtlaSilMillet dolmuş hocam, burada yazmasalar patlarlar sıkıntıdan, iyi ki varsınız.
Teşekkür ederim
SilBütün günler ölüme gider son gün varır.
YanıtlaSilAzdan az,çokdan çok gider
YanıtlaSilDamlaya damlaya göl olur
Her arz kendi talebini yaratır
Zira her malın bir alıcısı vardır
Ucuzlarken satma sakla samanı gelir zamanı
Oğul sermaye,torun faizdir
Sonuçta hepimiz...
Kazanabiliriz
ve ekinler baş vermeden kör buzağı topallamaz.
SilDeğerli Hocam, iyi ki varsınız da sizin gibi bir değere soru sorabiliyoruz. Sizce önümüzdeki 2-3 ki süreç, enflasyon mu deflasyonu mu yoksa stagflasyon mu olarak geçecek? Teknik olarak resesyon gibi görünmese de , tüketimde bir yavaşlama bariz görünüyor. Bunun temel sebebi ise insanların alım güçlerinin düşmesi.
YanıtlaSilBahsettiğiniz tablo da bunu kanıtlıyor aslında maaş artışının bazı açıklanan enflasyon olduğundan satınalma gücü düşüyor, çünkü belirttiğiniz gibi gerçek enflasyon daha fazla. Ben tam olarak resesyon olmasa da hem satın alma gücünün düşeceğini, hem de işsizliğin artacağını, maliyetlerin de kur ve commodity olarak arttığı için tüketim olarak azalacağının ve dolayısıyla hem enflasyon hem de daralma (yada çok az büyüme) yaşayacağımızı düşünüyorum, sizin görüşünüz nedir hocam?
Saygılarımla,
Teşekkür ederim. Evet bu öngörünüz gerçekleşebilecek bir öngörü, gidişat böyle gösteriyor ne yazık ki.
SilSatranc oynayan ulkeler var, go oynayanlar var, tavla oynayip isi sansa birakanlar var, bric oynayip ortak cikar bulanlar var,,, dama oynayanlar ulkedinde dogmusuz.. herkes piyon, bir pozisyona gelen, herkesi kesebiliyor.. talih iste...
YanıtlaSilDama olsa yine iyi. Bizimki hileli zar atıp tavla oynamak.
SilYapılan derleme dilerim başka yazarlara örnek olur da onlar da kendi yazıları için hazırlarlar. Bir de aforizmalar konu başlıkları altında sıralansa keşke...
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Ben tarih sırasına göre yaptım ama dediğiniz (konu sırasına göre) daha mantıklı olur.
SilMahfi bey rica ederim. Ben de size teşekkür ederim, çünkü sayenizde hazırladım: Özlü Fikirler Konulu Bazı Yayınlar ** https://bulentagaoglu.blogspot.com/2021/04/ozlu-fikirler-konulu-baz-yaynlar.html ** Zamanla başka yayınları da listeye eklerim.
SilSayın Mahfi Eğilmez , yazılarınızı ilgi ile okuyorum.Düşüncelerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.
YanıtlaSilErdal Turunçoğlu
Çok teşekkür derim Erdal Bey.
SilMahfi hocam, sizin gibi değerli insanların olduğunu gördükçe umudumuzu koruyoruz. Teşekkür ederiz bu değerli bilgiler için.
YanıtlaSilBir tane de kıdemli okuyucunuzdan;
YanıtlaSiluzun olan kuyu değil kısa olan iptir. / Konfiçyus.
Sad-i Şirazinin bir sözünü çok beğenirim.
YanıtlaSil"İnsanı iki şey yiyip bitirir, söylemek istediğini söyleyememek ve söylemek istemediğini söylemek"
Aforizmalar harika Elinize sağlık, sağlıklı günler diliyorum.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil"Kimse dinlemese de gerçekleri konuşmaya devam etmek gerek. Gerçekleri konuşmazsak bir süre sonra gerçeğin ne olduğu unutulur."
YanıtlaSilbıkmadan usanmadan anlatıyorsunuz gerçekleri var olun...
Beni de kimse dinlemiyor, ben de gerçekleri söylüyorum insanlara, 1400 yıl önce, daha sonra veya daha önce, asla hiç bir insan yukardaki yaradan ile konuşmadı, yukardaki kimseye kitabım budur diye kitap göndermedi. Hepsi uydurma.
SilBıkmadan usanmadan anlatacağız, adamlar güç için, vergilerimizde kendilerine tapan insan yaratmak için dindar nesil yetiştiriyorlar.
Ben de iki özlü söz yazayım.
- Dindarım demek insana tapıyorum demektir.
- Allah, Tanrı, Rab kafada yaratılan hayali puttur.
İzninizle güzel sözlere bir eklemede dede mirası olarak benden ...
YanıtlaSil"Her zarar bir öğüttür. Ama ne zarar tükenir ne de öğüt."
Mahfi Bey, blogunuzun eski tasarımında yazılarınız yıllara, aylara göre sınıflandırılmış haldeydi ve daha kolay ulaşılabiliyordu. Bu yeni tasarımda eski yazılara ulaşamadım.
YanıtlaSil
YanıtlaSilKadınlar duyduklarına erkekler gördüklerine inanırlarmış. Derler ki o nedenle kadınlar makyaj yapar erkeklerde yalan söylerlermiş
Mahfi Bey merhabalar. Ben 22 yaşında bir genç olarak bir şey sormak istiyorum. "Geçmişi bilmeyen geleceğe yön veremez" deyişi surekli dillendiriliyor. Ancak bugünün dinamiklerini anlamak için bugüne bakmak gerekmez mi? Misal bugünün kapitalizmi dünün kapitalizmine bakılarak nasıl olurda okunabilir bir genç olarak bu durumu hala anlamlandıramıyorum. Tarih düz bir yolculuktan ziyade daha çok zikzaklı bir yolculuğa tekabül etmiyor mu ? Bizim once çağın dinamiklerini anlamaya ihtiyacimız var diye düşünüyorum ve çağın dinamiklerini düne veya yarına bakarak değil bugüne bakarak anlamak zorunda değil miyiz ? Cahil bir genci aydinlatabilir misiniz acaba? Teşekkürler şimdiden.
YanıtlaSilHocam muhteşem bir derleme olmuş. Bir kısmını sizi takip ederken hafızama kazımaya çalıştığım aforizmalarınızı külliyat halinde bulmak şansımız. Çok Teşekkürler
YanıtlaSilGüzel İnsanlar,
YanıtlaSilGüzel işler yaparlar,
Güzellikleriyle tarihte anılır hatırlanırlar,
Güzel insan,
Deneyim ve tecrübelerinizin ürünü olan yazınızı,
Sayfam da Yayınladım..
Selam ve Saygılarımla.. Kenan SAYIN.
https://www.edebiyatdefteri.com/215934-mahfi-egilmez-den-aforizmalar/