Para Basmanın Sonuçları
Para basmanın dayanakları
Artık pek fazla işlevi kalmamış
olan madeni parayı hazineye bağlı Darphane, asıl para işlevi gören kâğıt parayı
merkez bankası basar. Bunlara ek olarak kaydi parayı da (hesap parası ya da
banka parası) bankalar yaratır ([i].)
Kaydi para, madeni para ve kâğıt para gibi fizik olarak dolaşımda bulunmaz ama
paranın yukarıda sayılan bütün işlevlerini görür. Kâğıt para miktarı bir ölçüde
kaydi paranın da miktarını belirleyeceği için merkez bankasının dolaşıma
soktuğu para miktarı (emisyon) önemlidir.
Buradaki temel soru şudur: ‘Basılacak
paranın miktarı nasıl belirlenmelidir?’ Bu sorunun yanıtı en basit haliyle ‘ihtiyaç
ölçüsünde basılmalıdır’ şeklindedir ([ii].)
Ne var ki bu yanıt bu kez ‘ihtiyaç nasıl belirlenir?’ sorusuna davetiye
çıkarır. Bu sorunun yanıtı da ‘normal koşullarda beklenen enflasyon ve reel
büyüme kabaca para arzı artışının temelini belirler’ şeklinde verilebilir.
Bunun ötesinde basılacak para miktarı enflasyonun yükselmesine yol açar. Bu
yanıtta dikkat edilecek konu ‘normal koşullar’ ifadesidir. Ekonomide
genelleştirilmiş yaklaşımlar normal koşullara göre dizayn edilmiş olan
yaklaşımlardır. Örneğin ‘denk bütçe’, ‘enflasyon ve büyümeyi hedef alarak para
basma’ gibi ekonomik sloganlar normal koşulların yaklaşımlarını ifade eder. Koşullar
değişmeye, bozulmaya başladığında yaklaşımlar da değişir. Örneğin ekonomide
hızlı bir bozulma ortaya çıkmış, ekonomik küçülme, artan işsizlik gibi sorunlar
yaşanmaya başlamış ve bu durumun müdahale edilmeden düzeleceğine ilişkin bir beklenti
de kalmamışsa o zaman bu yaklaşım değişir. Bu değişimi ‘zor, oyunu bozar’ diye
bilinen atasözüyle özetleyebiliriz. Böyle bir durumda iki politikadan birisi (ya
da ikisi birden) genişlemeci bir yaklaşımla devreye sokulur: Vergi indirimlerine
gidilmesi ve kamu harcamalarının arttırılması yoluyla uygulanacak maliye
politikası veya faiz indirimleri ve para basılması yoluyla uygulanacak para
politikası. Bu politika değişiklikleriyle talebin ve dolayısıyla ekonominin
canlandırılmasına çalışılır. Böyle bir durumda talep düşük olduğu için bu
önlemlere başvurulması normal koşullardan farklı olarak kısa dönemde enflasyonist
baskılar yaratmaz. Bunun en açık kanıtı olarak ABD, Avrupa, İngiltere ve
Japonya merkez bankalarının para basarak finansman sağlama yoluna gitmelerine
karşın bu ekonomilerde enflasyonun normal sınırların dışına çıkmamış olması gösterilebilir.
Para basmak tabu olmaktan çıkıp nasıl normal yaklaşım
haline geldi?
Özellikle 20’nci yüzyılın ikinci
yarısında ortaya çıkan enflasyonist genişlemeler sonucu merkez bankaları,
enflasyon yaratmayacak, reel büyümeyle at başı gidecek kadar para basmayı hedef
alır oldular, hatta bu bir tabu haline geldi. 20’nci yüzyılın sonlarından
başlayarak para arzını hedef alan yaklaşımların yerini enflasyon hedeflemesi yaklaşımı
alırken ihtiyaçtan fazla para basmak tabu olarak kalmaya devam etti. 2006
yılında ABD’deki Subprime Mortgage Kriziyle ucu görünen ve sonra 2008’de Lehman
Brothers’ın batışıyla su yüzüne çıkan küresel krizle birlikte bu tabu yıkıldı.
Başta ABD Merkez Bankası Fed olmak üzere, İngiltere Merkez Bankası (BOE),
Avrupa Merkez Bankası (ECB), Japonya Merkez Bankası (BOJ) ve sonrasında onları
izleyen birçok merkez bankası para basarak talebi canlandırma yoluna gittiler. Para
basma tabusunun yarattığı izlenimi yenmek için de buna’ parasal genişleme’ gibi
farklı algı yaratacak isimler verdiler. Yaptıkları şey aslında para basıp bu
parayla hazine ve diğer bazı finans kuruluşlarının tahvillerini satın alarak
piyasaya para sürmek ve talebi canlandırmaktı.
Para basma tabusunun yıkılmasından
sonra merkez bankaları iki yoldan birisini izlediler. Bazıları (Fed, BOE, ECB,
BOJ gibi) basılan parayla piyasadan ağırlıklı olarak hazinenin ve bir miktar da
finans kuruluşlarının tahvillerini satın aldılar. Bu uygulama dolaylı olarak
hazinenin merkez bankası tarafından finanse edilmesi demekti. Diğer bazı merkez
bankaları doğrudan para basıp kredi ya da destek gibi farklı yollarla hazineye
veya doğrudan piyasaya verdiler.
Para basarak harcamaları finanse etmek doğru mudur?
Para basmanın tabu olduğu dönemde
yeni klasik ekonomi okulu ve rasyonel beklentiler teorisinin önde gelen iki
temsilcisi Thomas Sargent ve Neil Wallace ‘Hoş Olmayan Parasalcı Aritmetik’
başlıklı bir makale yayınladılar ([iii].)
Bu makalelerinde o güne kadar söylenenlerin tam tersini söylüyorlardı: “Hazine’nin,
artan maliyetlerle borçlanması ve sürekli piyasaya daha yüksek faiz ödemesi, piyasada
para bolluğuna ve enflasyonun artmasına neden olur. O nedenle bütçe açığını para
basarak finanse etmek daha az enflasyon yaratıcıdır.” Sargent ve Wallace’ın bu beklenmedik
sonuca ulaşırken yaptığı iki önemli varsayımı gözden kaçırmamak gerekir: (1) Bu
sonucun doğması için reel faiz oranının GSYH büyümesinden daha hızlı büyümesi
gerekir. (2) Uygulanan maliye politikası veri olarak alınır ve geçerli olan
veya gelecekte uygulanacak olan para politikasıyla ilişkili değildir.
Fed başta olmak üzere gelişmiş
ekonomilerin para basarak finansman sağlamasının bugüne kadar enflasyon
yaratmadığına bakarsak Sarget ve Wallace’in önerisinin yanlış olmadığı sonucuna
varabiliriz. Buradaki kritik nokta ekonomi toparlanıp da talep yükselmeye
başladığında bu para bolluğunun ne olacağı sorusudur. Fed, bu sorunu, ekonomi
toparlandığında fazla parayı piyasadan çekip sterilize ederek çözmeyi
planlıyordu. Bunu da 2018’de uygulamaya geçirmişti. Ne var ki ekonomideki gidiş
yeniden bozulunca bu planı iptal edip tekrar para basmaya döndü.
Para basarak finansman yapmak
ülkeden ülkeye, koşuldan koşula değişkenlik gösteren bir konudur. Özellikle
ekonominin krize girerek küçülmeye başladığı, vergi indirimlerinin sonuç
vermeyeceğinin düşünüldüğü bir ortamda bu döngüyü tersine çevirmek için para
basılabilir. Merkez bankaları bu gerçeği görerek küresel krizle birlikte para
basmaya yönelmişlerdir.
Türkiye’de durum
Merkez bankalarının temel
görevleri kabaca devlet adına para basma yetkisini kullanmak, bastığı paranın
istikrarını sağlamak, bankalara gereken likiditeyi vermek ve para politikasını
yürütmektir. Merkez bankası, bankalar dışında kimseye hiçbir amaçla kredi
vermemelidir.
TCMB, 2001 krizi öncesinde
hazineye her yıl bütçe yasasındaki ödenekler toplamının yüzde 15’ine kadar kısa vadeli avans verirdi.
2001 yılı sonunda bu uygulama kaldırıldı. Bugün uygulamada ihracatçıya kredi
vermekte kullanılan reeskont kredisi var. Geçtiğimiz günlerde ona benzetilerek yatırım kredisi verilmesi uygulamasına
da başlandı. Böylece TCMB para basarak bankacılık kesimi dışında reel kesimi de
finanse etmeye girişti. Arada Eximbank ya da Türkiye Kalkınma ve Yatırım
Bankası’nın bulunması bu gerçeği değiştirmiyor.
Açık söylemek gerekirse hazineye
kısa vadeli avans uygulaması bu iki uygulamadan çok daha doğru bir uygulamaydı.
Çünkü o yolla verilen para bütçe disiplini ve kuralları çerçevesinde harcanıyor,
dolayısıyla nereye harcandığı biliniyor ve denetleniyordu. O uygulamanın tek
yanlışı ekonomide kriz olsun olmasın sürekli kullanımda olmasıydı.
Sonuç
Normal koşullarda ihtiyaçtan öte
para basmak enflasyonist baskılar yaratır. Bu özet doğrudur. Buna karşılık ekonominin
küçüldüğü, işsizliğin arttığı ve dolayısıyla talebin hızla düştüğü anormal
koşullarda (ki buna kriz diyoruz) Para basmak kısa vadede enflasyon yaratmaz. Buradaki
kritik konu basılan paranın nasıl kullanılacağı ve zamanı geldiğinde nasıl sterilize
edileceği konusunun topluma şeffaf olarak anlatılmasıdır. Bunu sağlamak için basılan
paranın, ekonomi canlanmaya döndüğünde nasıl geri çekileceğine ilişkin plan
önceden açıklanmalıdır. Basılan para mutlaka bütçe içinde, bütçe kurallarına
uygun olarak harcanmalıdır. Kamu harcamalarında tasarrufa gidilmeli ve
insanlara basılan paranın gerçek ihtiyaçlara yönlendirildiği gösterilmelidir.
Bunlar yapılırsa risklerin artması denetlenebilir, işler düzeldiğinde de bu
para bolluğunun enflasyon yaratması önlenebilir.
[i] Kaydi paranın nasıl yaratıldığı konusunu merak
edenler şu yazımda bu mekanizmanın işleyişini bulabilir: http://www.mahfiegilmez.com/2019/11/piyasada-ne-kadar-nakit-para-var.html
[ii] Burada para basmak deyimiyle kastedilen kuşkusuz
piyasadaki para miktarının (para arzı) artışına neden olacak ek para
miktarıdır. Yoksa fersude (eskimiş) kâğıt paraların toplanıp yerine yenisinin
basılıp piyasaya sürülmesi değil.
Sayın hocam elinize sağlık. Cok kıymetli bilgiler ediniyoruz yazilarinizdan
YanıtlaSilTeşekkür ederim
SilTL yi toprak altında bulunan bor madenine fixleyelim. Fiziki değer yaratalım.
SilSayın Eğilmez öncelikle yazılarınız dan çok bilgi edindik teşekkürler. Başta ABD ve Avrupa Birliği olmak üzere birçok dünya devleti piyasaya para pompalamakta. Bunun küresel emtialar üzerindeki özellikle altın ve petrol açısından etkileri ne yönde olabilir
SilEn basit hali ile. Piyasada 10 para var ve 2 varil petrol varsa. 1 varil petrol 5 para eder. Piyasaya 90 para daha sürersen ve de petrolün miktarı değişmezse. Piyasada 100 para 2 varil petrol olur. 1 varil petrol 50 para olur. Gerçek dünyada ne olur diyorsan. En yakın örnek olarak Venezuela'nın haline bak. Gerçi dünya medyası bu olayı hiç göstermedi. Bu da çok ilginçtir. Nasıl bir algı operasyonu ile yönlendirildiğimizin başka bir kanıtı. Eski bir örnekse Almanya'da ki hiperenflasyon macerasıdır. Bu daha çok bilinir.
SilHocam benim kafamda oturtamadığım bir konu var, size daha önce soru da sormuştum ama hala tam emin olamadım. Şimdi Türkiye'de yerleşikler örneğin döviz hesaplarından 50 milyar dolar satıp tlye dönse dolar düşer. Bu ödemeler dengesinin hangi kaleminde yer alır?
YanıtlaSilBir işlemin ödemeler dengesine girmesi için Türkiye'de yerleşiklerle Türkiye dışında yerleşikler arasında yapılmış olması gerekiyor. Bu işlemin dövizle ya da TL ile yapılması önemli değil. Yurt içinde yerleşiklerin kendi aralarındaki döviz işlemleri ödemeler dengesine girmez.
SilBir tarafın YP satabilmesi (yurtiçi yerleşik) için bir tarafında TL satması (kamu/TCMB) gerekiyor, bu işlem sonucunda Ödemeler Bilançosundaki Resmi Rezervler hesabı kuvvetlenecektir.
SilSo, do not just criticize and stop grumbling, tell us and idea creates added-value..
Mahfi bey geçenlerde ingilizce bir makale okumuştum makalede şundan bahsediyordu. İran 2012 yılından beri petrolünü yuan ile satıyor. Çin ve rusya dünyada en çok altın alan ülkeler,çin birkaç yıl önce yuanı altına bağladı hani bir zamanlar Amerika da doları sadece altın karşılığı basıyordu ya çin de bunu yuan ile deniyor okuduğum makalede yeni bir soğuk savaşın geleceği yazıyordu. siz böyle bir ihtimali görüyor musunuz ? ve bunun onlarca yıl süreceğinden bahsediyordu
YanıtlaSilGörebildiğim kadarıyla soğuk ya da sıcak savaş çıkarmaya kimsenin hali yok.
SilHocam peki, bu gidişatın sürdüğünü varsayarak, ilerleyen zamanlarda bankalarda batık kredi sayısı artıp bazı bankaların iflasın eşiğine kadar gelme riskleri var mı? Hatta devlet bankaları bu duruma karşı görev zararı yazıp bu riskten kaçınabilir mi? Ya da merkez bankası bu risk durumunu nereye kadar kompanse edebilir?
YanıtlaSilPara basmanın ve bunu kredi olarak dağıtmanın en büyük riski burada zaten. Ve bu risk ne yazık ki önemli ölçüde gerçekleşecek.
SilTeşekkürler Mahfi bey , yine çok güzel anlatmışsınız.
YanıtlaSilPara nereye gidiyor (beton , döviz-altın,ithalat)
Para nasıl geri toplanacak (daha fazla vergi daha fazla vergi)
Fakir ile zengin arasındaki fark gittikçe açılıyor. Ülkenin durumu konusunda gerçekten çok üzgünüm.
Teşekkür ederim. Maalesef Türkiye'de basılan paralar aynen dediğiniz yerlere gidiyor.
SilDeğerli Hocam, hayat pahalılığı ile mücadele edebilmek için özellikle zaruri ve dayanıklı tüketim mallarını eski toptancı kafa ile yapmaya çalışıyorum. Eşim ise; çok yanlış yaptığımı söylüyor. Ne kadar artarsa artsın, az az alalım diyor. Sizce hangisi doğru? Teşekkürler, iyi çalışmalar.
SilHocam merhabalar, elinize sağlık öncelikle. Ben geleceğimden endişe duyduğum için borsayı ve yatırımın nasıl yapılması gerektiğini öğrenmeye çalışıyorum. Bu konuda düşüncelerinizi ve bir büyük olarak öğütlerinizi dinlemeye hazırım. Umarım cevaplarsınız, ilginiz için teşekkür ederim.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilBorsa benim uzmanlık alanım değil. Ama mutlaka teknik analiz öğrenmeye çalışın.
Yaşar Erdinç, Ahmet Mergen ve Ali Perşembe'nin bu konularda güzel kitapları var.
Kısacası şeffaflık kısmında kaybettik.
YanıtlaSilMaalesef hep orada kaybediyoruz zaten.
SilÜzülmeyin, artık şeffaflık olmadığı için orada bir daha kaybetmeyeceğiz.
SilHocam merkez bankası tamamıyla hükümetin elinde olsa yani mali ve para politikası tek elden yurutulse daha iyi olmaz mı
YanıtlaSilSizce hükümetin elinde değil mi?
SilYanıtı okurken istemsizce gülümsedim. :)
SilHocam verdiğiniz bilgiler için çok Teşekkür ederim.sizin yazinizdaki su bölüm gerceklesmezse yani denetlemezse nasil bir durumla karsilasiriz şiddeti ne olur .( Basılan para mutlaka bütçe içinde, bütçe kurallarına uygun olarak harcanmalıdır. Kamu harcamalarında tasarrufa gidilmeli ve insanlara basılan paranın gerçek ihtiyaçlara yönlendirildiği gösterilmelidir. Bunlar yapılırsa risklerin artması denetlenebilir, işler düzeldiğinde de bu para bolluğunun enflasyon yaratması önlenebilir.)
YanıtlaSilSaygılarımla
Hesabı verilemeyen her adım maalesef risk artışına ve risk artışı da kaynak bulma maliyetinin artmasına neden olur.
SilSaygıdeğer hocam piyasayı canlandırmak için vergilerin düşürülmesi ve para arzının genişletilmesi şeklinde 2 yol izlenebilir demişsiniz. Hemen hemen bütün ürünlerde ek vergiler kondu. Aynı zamanda da para basıldı. Bu çelişki değilmi? Sağlıklı günler hocam.
YanıtlaSilFarklı kesimlere hitap ettiği için çelişki yaratmıyor.
SilGörüşlerinize katılmıyorum. Basılan para bütçe içinde harcanırsa Suriye'de (Libya'da) beslediğimiz ÖSO'nun maaşlarını nasıl öderiz?
YanıtlaSilAnonim kardeşim, sen TL ile Suriye'de bir ordu sürüsü insan (ordu diyemiyorum) besleyebilir misin? Kim TL ile maaş almak ister? Geçen sene isyan ettiler, maaşlar dövize çevrildi. Bizimkiler dara düşünce Türk askeri sürdüler sahaya.
Silİşin iç yüzünü bilip bilmeden sallamak iyi tabiki.
Libya'da TL ile evinize temizlikçi tutamazsınız, siz can pazarından insan alınır diyorsunuz.
Basılan para bütçe içinde harcanır, TSK veya diğer kurumlar amaçlarına göre harcar. Yok, ben bütçede harcamam derseniz, vatandaş parasını dövize atar. TL bastığınız renkli kağıt parçası olarak kalır.
Ülke mevduatının yarısı TL dışındaki paralarda. Bu şu demek, hükümet, merkez istediği renkte, rakamda, miktarda kağıt bassın, bizi ilgilendirmiyor diyor vatandaş.
Hocam, FED'in 2008'deki genişlemesinin enflasyon yaratmamasının ardında, fazla paranın iç piyasadan çok, büyük ölçüde dış piyasaya verilmesinin olduğu da belirtiliyor bazı uzmanlar tarafından. Bugün de dünyada büyük bir dolar açlığı olduğuna göre, büyük çaplı genişlemenin ciddi bir bölümü ABD dışına gidebilecektir. Ama TL rezerv para olmadığı için, sadece iç piyasada kullanıldığı için, enflasyon yaratma riski, ABD, AB, Japonya genişlemelerine göre daha büyük olur denebilir mi? Ekonomist değilim, saçmaladıysam kusura bakmayın..
YanıtlaSilÇok doğru söylüyorsunuz o nedenle bizim bu işi çok ölçülü ve şeffaf yapmamız lazım ama ne yazık ki öyle yapmıyoruz.
SilÖzcan bey, 2008 sonrası fed parasal genleşmeleri enflasyon yaratmadı çünkü o genişlemelerde para önemli oranda finansal sisteme girdi de ondan. genişlemeler reel ekonomiye sınırlı olarak girdi ve mal-hizmet çıktılarına dönüşüm hacmi zayıf kaldı. bunun nedeni de abd merkezli olarak 1980 sonrasında hızlanan kapitalizmin finansallaşmasıdır. parasal genişlemeler ücret artışlarına bu yüzden dönüşmedi ücret artışlarındaki zayıflamalar sürekli kredi tabanlarının finansal genleşmelere tabi olarak genişletilmesiyle kompanse edildi. ücretler artmadığı için de bilakis borçluluk stokları adeta patlatıldığı için de enflasyonist baskı zayıf kaldı ve bu başarı olarak sunuldu insanoğluna!. oysa gerçek başarı kapitalizmin üretim proseslerinin güçlendirilmesi yoluyla hem mal-hizmet çıktılarının artırılması ve bunlara paralel olarak da ücretlerin artırılabilmesi ve daha az borç stoklarıyla daha optimal büyüme tabanlarının oluşturulması ve daha dengeli ve sürdürülebilir iktisadi kalkınmadır. iktisadi kalkınma anlayışının yerini finans kapitalizmi üzerinden büyüme illüzyonu almıştır.
SilYorumunuzu çok beğendim ve aynen katılıyorum , ekonomist misinizbmisiniz? Adınızı bağışlar mısınız
SilHerkesin anlayabileceği bir dilde anlatabilmek de ayrı bir yetenektir. Iyi ki varsınız hocam iyi ki...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilHocam değerli paylaşımlarınız için teşekkür ederim. Normalleşme adımları sonucunda yeniden faaliyete geçen çocuğumuzu gönderdiğimiz kreş, öncelikle mevcudunun yarısını kullanabileceği için, belki iki ay gelir elde edemediği için (nedenler çoğaltılabilir) yoluna %33 fiyat artışı yaparak şu anda devam ediyor. Faaliyete başlayan diğer işletmelerde de benzer fiyat artışları olduğu aşikar. Yazınızda belirttiğiniz üzere talebin düşük olmasının geçmiş örneklerinde ki gibi enflasyon yaratmamış olmasını, içinde bulunduğumuz koşullar göz önüne alındığında talebin düşük olmasından dolayı oluşacak maliyet kaynaklı ürün ve hizmet fiyatlarında artış ihtimalini göz önüne alarak değerlendirirsek enflasyon oluşmaması beklentisi boşa çıkabilir mi?
YanıtlaSilEğer bu para basma işini abartırsak elbette sonuçta enflasyon yaratırız.
SilFED bahsettiğiniz 2018’de piyasalardan yanlış hatırlamıyorsam Çeyrek başına 50milyar$ çekerken son bir kaç ayda buna kıyasla inanılmaz bir para sürdü (bir kaç trilyon $ olup halihazırdaki para miktarını ~2 katına çıkaracak kadar). Uzun vadede bu hem enflasyon hem de aldığı tahviller nedeniyle hem kullandığımız günlük ürünlerde hem de şirket/hisse değerlerinde benzer şekilde 2 katına çıkmaya neden olur mu COVID sonrası? FED’in bu parayı sürerken olduğu gibi çekerken aynı şekilde tek hamlede çekemeyeceğini varsayıyorum.
YanıtlaSilZaten tek hamlede çekerse sistemi çökertir. Önceki parasal daralma programı biliyorsunuz 4,5 yıl sürecek bir programdı
SilHayat!
SilKarşılıksız USD basmak, USD nın değerini düşürecek..
Hayat!
Convertible veya değil; hemen,tüm ülkeler karşılıksız para basmak zorunda..
(Belki İsviçre, Norveç, vb istisnadır)
Bu durumda, "Dolar değer kaybeder!" Yorumu anlamsız.
Paraların değer kaybı, hep beraber olacağı için, Doların değer kaybını, Her türlü hesapta "negligible" alabilirsiniz..
F. B. Doğanlar..
Benzer düşünüyorum , doların değer kaybetmesi için en basit kural arz talep dengesi önemli. Bizde dövize dayalı girdiler ve borçlar daha fazla olduğu sürece dolar TL ye karşı değer kaybetmez. Ama belki de bundan çok daha farklı yanan konular var onlara odaklanılmalı, işsizlik aşırı arttı sosyal patlama olabilir.
SilHocam emeğinize sağlık. Finans doktorası yapıyorum, 48 yaşındayım ve hem işim hem de akademik çalışmalarım için bilgi birikiminizden ve öngörülerinizden kendi adıma çok faydalanıyorum. Saygı ve sevgilerimle.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilSadece siz mi, Hocanın yaklaşımı, tarzı ile ben kendi bilişim bloglarımı İngilizce yazıyorum. Faydalanıyorum.
SilAslında hersey tolere edilebilir. yapılan yanlış ve doğrular da
YanıtlaSilLakin kuralları olmalı demis şair uzunca..
Toprağa tohum atmak kayıptır. Ama arkasında durursan bakarsan sularsan ilaçlarsan sana fazlaca döner.
Bakacakmiyiz? Yok
Hocam su an hangi finansal araçlara yatırım yapılmalıdır Bilgi verir misiniz
YanıtlaSilBen o konuya girmiyorum. Sevgiler
SilSelam Mine hanım,
SilFiziki olarak altın ve döviz alabilirseniz alınız. Bu yatırım tavsiyesi değil, elinizdekileri koruma tavsiyesidir.
TL fiyatında anlamlandıramadığımız bir sorun var. TL arafta kaldı. Yani konvertible değil, ama tam olarak dünya piyasasından da silinmedi. Arjantin benzeri durumu daha farklı şekilde yaşadı.
Dün burada bir yorum okudum, TL'nin 3 adet fiyatı oluştu diye. Arjantinde yerel paranın 10 üzerinde fiyatı var.
Şu an TL nin, banka ekran alış fiyatı x 1.01 (Yüzde bir) ihracatçı fiyatı var.
İthal ürün için firmalar kendi dönen sermayelerini koruyacak bir TL fiyatı belirliyorlar, yani ithal ürünü 9TLUSD ile 10TLUSD arasında bir fiyat ile piyasaya sürüyorlar.
Hükümetler arasındaki anlaşmalarda daha yüksek bir kur konuşuluyor, swaplarda özellikle. İspat edemediğim için yazmıyorum, ama yüksek bir değer.
Dün bu yorumu yazan arkadaş, Katar aldığı TLyi uluslar arası piyasada kıramadığı için Türkiye Hükümetinin Swap fiyatı hakkında bilgi sahibi olamıyoruz demişti. Ben o fiyatı swap vadesine göre test edeceğim. Yani SWAP günü öyle veya böyle o fiyat görülecektir. Büyük ihtimal ile bir sonraki Swap hamlesi de o fiyatın 1.5 katı filan olur. TL yi böyle adım adım takip edebiliriz.
1736 size ek olarak,
SilEğer Katar TL USD kurunu bahsedildiği gibi 12.50 den anlaşmış ise, vade günü bizden Katar riyali veya USD alamayacağı için;
a- kur 12.50 altında gerçekleşir ise, Katar adına Türkiye de açılan bir hesaba fark yatırılır, o fark kadar Katar tarafı Türk şirketi, gayrimenkulu veya farklı bir varlığı satın alır. İşlem yeni bir TL USD fiyatı belirlenerek 15 Milyar dolar karşılığı Riyal TL ile yinelenir.
Örnek: kur 10TL olursa, 2.5x15 Milyar = 30 Milyar TL yapar. 30 Milyar TL lik varlığı satın alıp, işlemi realize eder Katar tarafı.
12.50 üzeri olmasını hükümet asla istemez. Kuru baskılamak için anlaşma bu sefer 15 Milyar USD karşılığı Riyal + kuru baskı altına alacak kadar yeni miktar olarak yenilenir.
-Türk Ekonomisi, MB işlemleri, yeni yasal düzenlemelerini anlamak için artık ciddi hesaplar yapmanıza gerek yok. Esnaf kafasını anlarsanız ne yapılacağını anlarsınız.
Hocam, sizce Türkiye'nin bu pandemi sürecinde bastığı paraların miktarı yeterli miydi ve nasıl kullanıldı?
YanıtlaSilNe yazık ki bunun miktarını tam olarak bilmiyoruz. Ama kullanım şekli bence doğru değil.
SilSayın Eğilmez. Tüik'in açıkladığı işsizlik verilerini nasıl yorumluyorsunuz?
YanıtlaSil1. Hükümetin işten çıkarmayın kararı karşılık mı buldu?
2. İnsanlar işkura işsizlik başvurusu mu yapmadı virüsten dolayı?
3. Bu veriler de matematik hatası mı var?
Bizim istatistikler giderek tuhaf bir görünüm alıyor. Bu sorularınızın yanıtı yok ne yazık ki.
Sil1. Ücretsiz izin çoğu firmanın işine yaradı, özellikle mavi yakada iş yapamayan personeli işçi olarak tutarken maaş verilmedi. Beyaz yakalıların çoğu ise yine maaşları almaya devam ettiler.
SilYasa 3 ay daha uzadığı için firmaların ayakta kalması sağlandı. Firma tarafında ciddi bir karşılık buldu. İşçilerin yüzde 60 yüzde 70 i kültürel sebepler ile iktidar dışında alternatifi düşünmediği için Türk iş dünyası açısından, Türk siyaseti açısından hayırlara vesile olmuştur diyebiliriz.
2. İşkur başvuruları ister istemez düştü, sokağa çıkmak yasaklanınca.
3. İmam hatip matematiği ile istatistik hesap bu kadar çıkıyor, idare edin artık.
Not: Yazıda ironi yapmadım, gerçek düşüncelerim.
İnsanlar iş aramayı bile bıraktı umutsuzluktan. O nedenle toplam çalışan sayısı bölü toplam popülasyona bakarım ben. O kısımda da hep gerideyiz.
Sil"...basılan paranın, ekonomi canlanmaya döndüğünde nasıl geri çekileceğine ilişkin plan önceden açıklanmalıdır."
YanıtlaSilPlanın açıklanabilmesi için planın var olması gerekir.
Birikiminize dayanarak yanıtlarsanız böyle bir planın var olma olasılığına yüzde kaç verirsiniz Hocam?
Sıfır
Silhocam, Reference paranin, doların bolca basılması ile, yerli çaycı markasının bolca basılması aynı değil bence. Dolar sorumsuzca kullanılıyor, swift silah oldu. Abd halkına fakir halimizle yardım yapıyoruz, buna bağlandıkça. Desantralize Kripto paralar ile, şeffaf dağıtılmış defter kullanıp, barter sistemine geçerek bu dayatılmış kaderden kurtulmak mümkün. Ama hangi hükumet bu nebze şeffaflığı göze alabilir? Çin bu konuda atak yaparsa,tahsilat yapamayacağı alacaklarını belt road ülkelerle paylaşırsa, bretton woods sonrası dünya değişmez mi? Bu konularda fikirleriniz bizleri aydınlatacaktır.
YanıtlaSilBretton Woods sonrası dünya iki kez değişti zaten, yine değişir. Kripto para bu işlerin alternatifi değil.
SilVedat G, pardon Çin ve Şeffaflık nasıl bir araya geldiler?
Silİktisat mezunuyum ama bu işlerden doğru düzgün anlamam, sevmem de aynı zamanda.Fakat youtubeda Erkan Öz isimli bir ekonomistin bu işleri açıkladğı birkaç video izledim ve kafamda çok fazla soru işareti olmaya başladı.Adam özetle başkan Nixon'dan sonra iradeye göre para basılması sistemine geçilmesinin krizin asıl nedeni olduğunu ve 2008deki krizin 98de para basılarak ertelenmiş şekli olduğunu, aynı zamanda o ertelenen krizin de daha fazla para basılarak 2020'de öngördüğü krize kadar getirilebildiğini, bundan sonrası için ne kadar para basılırsa basılsın merkez bankalarının batacağını başka bir ihtimalin olmadığını falan anlatıyor.Ne kadar komplo teorisi gibi olsa da doları basma yetkisine sahip kuruluşun tamamen özel bir kuruluş olup bu parayı borç olarak abd için yaratması gerçeği başlı başına korkunç değil mi? Ekonomistler eğer böyle bir gerçek varsa bunu nasıl atlayıp herşeyi başka parametrelerle açıklamaya çalışıyolar?
YanıtlaSilEğer bir şeyin komplo teorisi olduğundan kuşkulanıyorsanız o komplo teorisidir.
SilErkan Öz değerli bir abimizdir, FED Başganı olacak kapasitededir amma izin vermezler, büyük güçlere dokunur çünkü.
SilNecmettin Üstadımız reçeteyi yıllar önce vermişti, sat doları kardeşim diye.
Sattık bakın ne oldu? Hiç bir şey olmadı.
Elinizi korkak alıştırmayın, şimdi ülke vatandaşında 200 milyar dolar var, yarın bir bozalım desinler dolar olur 1 TL.
Bak, şu an hesabında 200 bin TL kabaca 30 bin dolar ediyor. Herkes dolarını satsa, o para bir günde 200 bin dolar olur. Gider amerigadan bir ev alırsın. orta halli bir amerikalı hayatı boyunca sana çalışır.
Bu işler böyle olur.
Hocam merhabalar
YanıtlaSilYazınızı okuduğumda kafamda şu soru canlandı, Reel faiz ödemesi GSYH büyümesinden yüksekse para basmak enflasyon yaratmayabilir ifadesinin ardından aslında tüm dünyanın pandemi öncesinde yüksek faiz veremediğini düşünelim. Yeni dünya da talebi canlandırmak için inanılmaz paralar basıldı ve bu ister istemez nominal olarak GSYH'leri, paranın dönüş hızını arttıracaktır. Reel faizin geride kalmış olmasından ötürü enflasyonun sırf bu para basımı nedeniyle hesaplanandan daha yüksek bir enflasyon değerleriyle karşılabileceğimizi söyleyebilir miyiz?
Hocam. Merhaba. Yazdıklarınızı takip ediyoruz. Devlet bankaları üzerinden düşük faizli kredi veriliyor. Tahminim bunların maliyeti banka açısından daha yüksek. Sonunda yıl sonu zararı yazabilirler. Bir de vatandaş bu krediyi alıp doğru eve yatırıyor. Enflasyon karşısında gelirler zaten eriyor. Bu kredileri ödeyecek pozisyonları bozulunca Türkiye mali piyasasının durumu ne olacak. Altın ve döviz daha da mı yükselecek
YanıtlaSilBunun mutlaka faturası çıkacak ne yazık ki.
SilAydınlatıcı makale için teşekkür ederiz hocam.
YanıtlaSilİyi günler hocam peki fed ve avrupa merkez bankası bu basılan parayı geri ne zaman çekmeye başlıyacak sizce
YanıtlaSilİkincisi bu para türkiyeye gelir mi geldiğinin göstergesi nedir?
Ne Fed ne Ecb o paraları çekemez. Biraz çekermiş gibi yapar. Bu iki merkez bankasını gözünüzde çok büyütmeyin.
Silİkincisi o para Türkiye ye gelmez. AB de tonla aç, işsiz varken, Türkiye ye yatırım yaptıran siyasetçiyi iskemlede bile oturtmazlar. Adamlar Çin den bile çıkmaya başladı, çakma Çin olan Türkiyenin hiç şansı yok. O para dar alanda gelişmiş ülke ekonomileri arasında koşacak. Arada bir kısım risk sever Türkiye'ye atlamak isteyebilir. Onlar içinde hükümetimiz çıkışı olmayan tek yönlü yol yaptı. Giren çıkamayacağını iyi biliyor. Eğer yatırım yaparak Türk vatandaşı olmak isteyenler var ise, onlar gelebilir.
Ki, yabancı birisi ev alsa bile ikinci el ev satmak kolay değil. Hükümet inşaatçılar için öyle bir yasa ve kolaylık koyar ki, herkes yeni konutları almak zorunda kalır. Misal, yeni konuta bir yıl ödemesiz 15 yıl taksit imkanı verirse, 2. el evi olan o evi iyi fiyat ile asla satamaz.
Tabi bir de işin, herkese evi verdikten sonra emlak vergisi boyutu var. senede emlak vergisini evin değerinin yüzde 1 i bir yapsalar ortalık şenlik alanına döner.
Biliyorsunuz Fed 2014'de parasal genişlemeyi durdurmuş ve 2017 sonundan itibaren de önceden açıklanmış bir program çerçevesinde geri çekmeye başlamıştı. ECB de aynı yolda açıklamalar yapmış ve 2018'in ikinci yarısında parasal genişlemeyi yavaşlatmış ve bir sonraki yıl durduracağını açıklamıştı. 2019'da işler kötüye gitmeye başlayıp da resesyon olasılığı doğunca ikisi de parasal sıkılaştırmadan vazgeçmiş sonrasında ise yeni bir parasal genişleme hamlesi başlatmıştı. Bu hamle devam ediyor. Bu krizden toparlanma uzun sürecek gibi görünüyor. O nedenle basılan paraların ne zaman geri çekilmeye başlayacağını tahmin etmek zor. Ama bu parayı sonsuza kadar ortada bırakamazlar. Ekonomi toparlanıp talep canlandığında bu para fazlası enflasyon için büyük tehdit oluşturur.
SilHiç korkmayın çalışma bak reform haberi geldi, maaş ve ücretlerden zorunlu kesinti artacak, emeklilikte rahat edecekmişiz
YanıtlaSilMerhaba hocam. Kamu bankalarının döviz mevduatlarına düşük faiz vermesinin nedeni aktif rasyosundan kaçmak mıdır? Ancak temelde arkasında devlet olduğu için bu ceza neden etkilesin kamu bankasını. Buna alternatif olarak döviz mevduatlarına - görece yüksek faiz vererek toplayacağı dövizleri kuru dengelemek için kullanma uygulamasından vaz mı geçti kamu bankaları (devlet)? Kur, hükümetin istediği seviyelere düştüğü için midir yoksa aktif rasyosundan kaçmak için midir döviz mevduatında bulunan düşük faizler ?
YanıtlaSilselamlar, saygılar...
Kamu bankalarının düşük faiz vermesinin temelinde hükümetin dth hesap miktarını düşürmesi yatıyor.
SilBu vatandaşı özel bankalarda dth tutmaya zorlarken, bddk da aktif rasyosu ile özel bankalardaki dth ların çözülmesini istiyor.
Türkiye de uzun vadeli olarak söz verilen swap vb döviz işlemleri, döviz borçları, zorunlu ithal hammadde alımları vs için dövize ihtiyaç var. Bunun en kolay elde edileceği yer DTH hesapları. Hükümet ilgili kurullara yaptığı öneriler ile DTH sahiplerinin kendi iradeleri ile uzun sürede DTH hesaplarını bırakmalarını istiyor. Bu işlerin maliyetleri kur cinsinden DTH sahipleri hesaplarını TL ye çevirince çıkacak. Eğer, DTH sahipleri kendi iradeleri ile hesaplarını TL yapmazlar ise, son aşamada bizzat KHK ile bu iş kökten çözülecek.
Kamu bankaları döviz tevdiatına düşük faiz vermiyor, tersine yüksek faiz veriyor.
SilSevgili hocam biraz argo olacak ama sorum:bu iktidar neyin kafasında?biraz açayım şöyleki dünyada ençok vergi yükü türkiyede..gerçekten uzun yıllar iktidarda kalma gibi bir hayalleri varsa zaten böyle vergiler koymazlar hiç kimse bu kadar ekonomik gaddarlıkla halk destegini elinde tutamaz,bu yaptıkları babanın devamlı evladını dövüp; evlad attığım tokatların şamarların değerini ilerde anlayacak diye düşünmesi gibi birsey..yok hayır biz zaten ilk seçimde gidicez diyorlarsa zaten bu aldıkları kararlarla,politikalarla halkı böylesine sıkmaları daha da saçma..ülkede zaten fakirler ölmüş bitmiş,ancak zenginleri karşılarına alarak neyin dalgasındalar?kendimden örnek vereyim çok şükür halim iyi,hayalimde bir araba var,biraz lük bir araba,bmw 840d cabrio..uzun zamandır almaya gücüm oldugu halde erteliyorum belki iktidar ortaklarından biri ahirete intikal eder de iktidar değişikligi olur diye,bu otomobil dünyada enpahalı türkiyede satılıyor.yılbaşı tatilinde bulgaristana kayağa gitmiştim.kırcaalide bu arabanın 0ının fiyati 95bin euro+7bin euro alım masrafı olduğunu gördüm(münih fabrika çıkış fiyatı 89bin),35km doğusunda edirne bmw bayisinde bu aracın fiyatı nekadar biliyormusunuz?2milyon 450bin tl :)evet yanlış duymadınız 2450000 türk lirası..dünyada aynı malın iki komşu ülkede 3kat farkla satıldığı başka bir yer varmıdır bilmiyorum.resmen kaçakçılığa teşvik.bu hükümet neyin dalgasında?eger fakir babalığı yapıyorlarsa buyursunlar yapsınlar,ama benim gibilerden 5kuruş vergi alamazlar bu kafayla..
YanıtlaSilTürkiye'de fazla bir vergi yükü yok, verginin harcanma şekli ve harcandığı yer vatandaşa yaramadığı için yük gibi geliyor.
SilEğer, verdiğiniz vergi ile mahallenize civardaki çocuklar için ücretsiz bir çocuk kreşi ve yanında çocuk oyun parkı, içinde de pedagojik eğitimi yüksek çalışanlar görürseniz vergi vermek sizi mutlu eder. Veya, işsiz kaldığınızda mevcut maaşınızı en az 4 ay kadar daha alabileceğinizi bilirseniz, en az 12 ay kadar ailenizin yemek ihtiyacı kadar devlet gıda karnesi verirse size vergi ağır gelmez.
Türkiye'de taşıtlar vergisi tamamen motor hacmine göre hesaplanıyor,sınıfına ve segmentine göre değil.sorun burada bence.mesela mercedes a180 260bin tl iken aynı kasanın premium modelleri a350(a35amg) 600bin tl a450(a45amg)900 bin tl civarına satılıyor ülkemizde.fark sadece motor hacmi değil tabiki,üst modellerin +onlarca ek özelliği de var ancak aynı kasa sonuçta..lüks otomobil firmaları ülkemize genelde endüşük motor hacimlerini getiriyor bu yüzden.sizin almak istediginiz model bmw nin tamamen italyan spor araba firmalarına rakip olsun diye ürettigi bir model bu nedenle 850 ve 840 modelleri varken 830,820 gibi modelleri yok maalesef.eger olsaydı aynı kasada nerdeyse yarı hatta 3te bir fiyatına alabilirdiniz türkiyede de.sanırım istediginiz arabayı herhangi bir avrupa ülkesinde rahatlıkla alabilcekken türkiye almak size enaylilik gibi geliyor haklısınız sizin gibi düşünen çok kişi var..size önerim 900bin tl civarına aynı firmanın 620d modeli,tabiki bir 8serisi değil ama sizi cezbedicektir..türkiyede illa lüks bir araba alıcaksak yurt dışındaki fiyattan çok daha yüksek birsey ödememek için endüsük motor hacimli olanını tercih etmeliyiz.bize başka seçenek sunmuyorlar ne yazıkki
SilBizde masraf çok. Kamu kesimine bir bakın. Lüks binalar, son model arabalar, şoförler, gezilşer. Buna vergi mi dayanır?
SilÇok teşekkür ederim emekleriniz için,
YanıtlaSilHocam şunu söylemek istiyorum yazınızda her ne kadar bahsetmeseniz de (ben de taraftarı ve destekleyeni olmasam da) hükümetin şuan doğru adımlar attğını anladım. Adaletin gelmesi en başta benim istedğim adım ancak sevmesem de maalesef doğru adım atıyorlarmış bu da ekonominin daha da bozulup insanlara dokunmasını daha da geciktirecek, üzüldüm. İyi günler hocam
Yüzbinlerce insan ücretsiz izne çıkarıldı, aldıkları gelir yarıdan fazla kesildi. İşten atılsalar tazminat alır, yüksek işsizlik maaşı alırlardı.
SilŞu anda düzenli işi olanların hepsi devlet memuru, eşimin yeğeni 30 yaşında 2 yıllık yüksek öğretim mezunu, bu yaşa kadar girmediği iş kalmadı, en az 5 firma değiştirdi, pazarlamadan, inşaat kontrolörlüğüne, kargo taşımacılına, emlak değerleme uzmanı yardımcılığına kadar çalıştı çocuk.
Baktık olmuyor, çocuk kariyer yapamayacak, tanıdık, torpil ararken bir bakanın danışmanı uzaktan da olsa tanıdık çıktı, bakan torpili ile zabıta yapabildik. Zabıta olabilmesi bile en az 5 ay sürdü. Çocuk CHPye oy verir, başvuru öncesi tüm sosyal hesaplarını kapattırdık, ne yapsın ekmek hatırı için herşeye he de, muhalif muhalif sağda solda konuşma diye tembihledik.
İnsanlara dokunan dokunmuş zaten, hükümet onu yaptı, bunu yaptı, iyi yaptı diyenler, geriye dönüp bozulanlara bakmıyorlar.
Bunun gibi kaç tane genç var.
Piyasa aldırmazlığı yazıma bir göz atın isterseniz:
Silhttp://www.mahfiegilmez.com/2017/12/piyasa-aldrmazlg.html
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilO kadar kısa süreyle bankaların kredi vermesi pek mümkün olmadığı için etkisi çok düşüktür.
SilArkadaşlar, vaziyet alın, çarşı pazar yine karışacak.
YanıtlaSilNeden karışcak hocam fed kararı mı
SilFed kararından sonra 1 milyar dolar ve üzerinde varlığı olan hiç kimsenin bir kaç büyük ülke dışında hiç bir yerde yatırım yapmaması gerekir.
SilTürkiye den TL borçlanabilen var ise son limitine kadar borçlansın, altın döviz alsın.
Teşekkürler hocam.
YanıtlaSilSağ olun
SilHarika bir yazı olmuş Mahfi Bey.
YanıtlaSilElinize ve emeğinize sağlık.
Konuya ilişkin bir sormak isterim:
2008 krizinden bu yana büyük merkez bankalarının para basarak ekonomilerini canlandırma yarışını izliyoruz.
Ancak bu yarışta fed in(veya doların) en başarılı banka olduğunu görüyoruz.Diğer büyük bankaların (ecb,boj) bu stratejisinin,ekonomilerini canlandırma anlamında aynı başarıya ulaşamadığını görüyoruz.
Bunun nedeni doların dünya rezerv para birimleri arasındaki payının,euro ve japon yeni’ne göre çok daha yüksek olması mıdır?
Yoksa avrupa’nın ve japonya’nın demografik bir dezavantıjı mı söz konusudur?
Yani avrupa ve japonya’daki ekonomik durgunluğun temelinde,harcama yerine daha çok tasarruf etmeyi tercih eden yaşlı bir nüfusun bulunması mı vardır?
Saygılarımla,
Çok teşekkür ederim.
SilFed'in daha başarılı olmasının üç nedeni var: İlk ikisi sizin dedikleriniz. Yani doların ötekilere göre çok daha fazla kabul gören bir rezerv para olması ve ABD nüfusunun ötekilere göre daha genç olması ve daha fazla tüketim yapması. Üçüncüsü de Fed'in çok daha önceden bu işe girmiş olması, bir başka deyişle ötekilerin biraz geç kalmış olmaları.
Yanıtınız için teşekkür ederim.
SilAnlayabilmek için konuyu biraz daha detaylandırabilir miyim?
Aslında Japonya’nın bugün için kronikleşmiş hale gelen resesyonu,90’ların ilk yıllarında başlıyor.
30 yıl geçmesine rağmen Japonya bu sorunu çözemiyor.boj’un parasal gevşeme politikasına başladığı tarih,sanırım 2008 krizinin de çok öncesine gidiyor.Ama Japonya açısından sonucun yine değişmediğini görüyoruz.
Japonya’nın yaşadığı durumun,para politikasının dışında,kendine özgü mali veya ticari nedenleri de olabilir.
Ama sizin cevabınızdan çıkardığım sonuç,para basma politikasının başarısını belirleyen faktör,söz konusu para biriminin ne kadar güçlü bir rezerv para olup olmadığı.
Peki bu gücü rakamlarla nasıl somutlaştırabiliriz?
Acaba şöyle bir somutlaştırma doğru olur mu?
imf’nin 2019’un 4.çeyreği için açıkladığı istatistiklerde,dünya toplam rezervinin % 60,89’unun dolar,% 20,54’ünün euro, % 5,7’sinin yen olduğu görülüyor.Yani basitleştirirsek, tüm dünya ülkelerinin kasalarında sakladıkları 100 birim değerin yaklaşık 6 biriminin japon yeni olduğunu söyleyebiliyoruz.(Boj’un kasası da dahil olmak üzere)
Eğer bu somutlaştırmada bir yanlışım yoksa,şunu sormak isterim;
Japon Yeni’nin küresel anlamda sahip olduğu bu kabul,boj’un eline ne kadar bir para basma gücü verir?
Boj,yapacağı bir hesaplamayla ideal bir miktar mı belirler?
Ya da böyle bir hesap var mıdır,yapılır mı?
Saygılarımla...
Söz vermiştiniz, her zamanki gibi sözünüzü tuttunuz. Uzun süredir beklediğim ve yıllar sonra dönüp yine okuyacağım bu referans niteliğindeki değerli yazınız için çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilSevgiler
SilHocam plan yok, açıklama yok, şeffaflık yok :((
YanıtlaSilYazı için teşekkürler, ama işte diğerleri olmayınca, hayırlısı mı desem, başka bir şey mi bilemedim 😟
Ellerinize sağlık, sevgi ve saygılarımla 🤗
Sağ olun.
SilBaşganlık sistemi var, Reis var, marabalar var, şirket gibi yönetilen bir devlet var, daha fazlasını beklemeyin.
SilHocam merhaba, Libya'da punduna getirip bir iki petrol kuyusu kapamazsak vay halimize. Şalvar bank gibi para bassak da bu gemi yürümez. Bütün hesaplar Libya'dan gelecek maliyetine petrole endekslenmiş. Petrol gelmezse 2001 krizi sütlü tatlı gibi kalır diye düşünüyorum. Doğu Akdeniz'de doğalgaz ve petrol arayıp bulacak teknoloji transferi yaptık ama çıkaracak teknoloji transferine Norveç dahil hiçbir ülke yanaşmıyor. Almanya ve İsrail engelliyor deniyor. Libya Libya Libya. Tek umudum sensin.
YanıtlaSilMucize bekleyen insanlar gerçek mucizenin kendi çabaları sonucu ortaya çıkabileceğini anlamadığı sürece hiçbir şey düzelemez.
SilYaklaşık son üç dört senedir vatandaş derin bir ekonomik kriz geldiğini ödemekte zorlanacağımız dış borçlarımızın olduğunu gördü ve parasını korumak adına özellikle vadeli mevduata altın ve dövize hucum etti. Kimi sepet yaptı, kimi dolar kimi altın aldı kimi faize taktı. Enflasyonmu neyse kimse parasını yine koruyamadı ondan, altının afaki çıkışı bile nispeten korudu yatırımcısını ev fiyatları araba fiyatları uçuyor resmen heleki borsa oynayanların ne kazandıklarını hiç anlamıyorum aselsan hissesi bistin en önemli hissesi sanırım saçma sapan hisselerin endeksi aştığı durumda bile hareket etmekte zorlanıyor. Vatandaşta ne yapacağını şaşırdı hepimiz ekonomist olduk, bakkal amca Katar ile swap yapacak merkez bankası diyo geçen emekli bir amca aktif rasyosunu anlatıyordu yanındakilere herşeyi biliyoruz ama bilmesek daha mutlu olurduk herhalde
YanıtlaSilhocam hükümet bukadar tahat para basabiliyorken neden iban göndererek para dileniyor bunu anlayamıyorum
YanıtlaSilzaten bastığı parayı neredeyse zorla kredi veriyor .iban göndererek istediği paraya neden ihtiyacı var devletin?
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilBen de anlamış değilim. Muhtemelen belediyelerin yapmasını engellemekti amaç. Benim bildiğim devlet bağış toplamaz. Ya para basar ya da ortam müsaitse vergi alır.
Silteşekkürler hocam
SilSelam Samet TC, Iban verenler de niçin verdiklerini bilmiyorlar.
SilHocamınız yazdığı gibi baktılar belediyeler yardım işi ile çok ilgi çekiyor, bunlarda rol çalmak istediler.
Şimdi de twitter merkezi yönetilen twitleri silmiş, sesi Cumhurbaşkanı Danışmanından çıktı. Adam bir de resmi yazının altına "Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanı" diye kendine ünvan uydurmuş.
Çok şükür patagonya gibi kabile devleti değiliz, 2 bin yıllık geçmişi olan köklüüü, büüyyyüüüük bir devletiz!
18 senedir zaten +emisyonu kullanıp,abrakadabra düşük değer açıklıyor.Corona salgını ile yaşanan yıkılışla daha bir abarttı.Yunanistan nüfusu kadar yiyici Suriyeliye bakıyor.İki yerde savaşa müdahil. Gelir Lodosçuluk.Artan nüfusa iş olanağı yaratılamadığı için Doğusu Bengaldeş,Batısı Pakistan .ŞU da fakirlik yardımı alan sayı 1.5milyon,o ilde yardımı ulaştırma ayrı bir sorun.+emisyon tüketime değil köilere gidiyor,enfilasyon yaratmıyor.Bu sayede Forbes$ilk1000 milyarder içine girerken bunlar Samsung ,Hyundai gibi sanayi grupları değil,İçlerinde Vergi rekortmenide çıkmıyor.
YanıtlaSilAstiras Tombili
Merhaba Mahfi Hocam,
YanıtlaSilYazılarınızdan çok şey öğreniyorum.Ben ekonomist değilim. Saçma bir soru olabilir belki ama yazınızdaki bu iki paragraftaki kamu harcamaları ile ilgili kısmı tam anlayamadım.
Saygılarımla.
"Vergi indirimlerine gidilmesi ve kamu harcamalarının arttırılması yoluyla uygulanacak maliye politikası veya faiz indirimleri ve para basılması yoluyla uygulanacak para politikası. Bu politika değişiklikleriyle talebin ve dolayısıyla ekonominin canlandırılmasına çalışılır."
"Basılan para mutlaka bütçe içinde, bütçe kurallarına uygun olarak harcanmalıdır. Kamu harcamalarında tasarrufa gidilmeli ve insanlara basılan paranın gerçek ihtiyaçlara yönlendirildiği gösterilmelidir."
Vergi indirimlerine gidilmesi veya kamu harcamalarının artması demek insanların eline daha çok para geçecek ve daha çok harcama yapılacak demektir. Ki bu satışları ve ekonomiyi canlandırır.
SilEğer devlet para basacaksa bu para da aynı şekilde insanların eline geçmelidir. Basılan para devletin lükse harcamalarına gider ve nereye harcandığının hesabı verilmezse insanların beklentileri düzelmez.
hocam dün ecbnin blançosunu inceledim varlıklar ve borçlar eşit.satın aldıkları tahvillerden bir zarar oluşsa bunu nasıl finanse eder.karlarını üye merkez bankalarına degıtmıştı.bastıgı parayıda borç hanesinde gösteriyor yani para basarak bilançosunu düzeltmesi imkansız.merkez bankalarının zararını kim finanse eder.saygılarımla
YanıtlaSilECB'nin satın aldığı tahvillerden zarar oluşmaz. Çünkü vadesi geldiğinde ülke hazinelerinden gidip anapara+faizi tahsil edecek. Bastığı para borç hanesinde ama onunla satın aldığı tahviller de alacak hanesinde kayıtlı
Sil1873 viyana borsa çöküşünün sebeblerinden biri altın satandardına geçip dolaşımdaki parayı azaltmak.1929 krizinde fed faiz artışı.2008 krizindede fed faizleri 5,25 kadar çıkarmış buda supprime kredilerde bu krediler fed faizine göre belirleniyordu büyük açık filminde bu faizin bu kredilerde /20 çıktıgını söylüyorlardı.faiz artışı krizleri tetikliyor dogru.fakat uzun depresyonda büyük yangınlar.at gribi salgını.altın taşıyan geminin batması.1935de amerikan kuraklıgı gibi korkunç üretim azalması,altın enflasyonu yıllarındada dünyanın küçük buzul çagına girerek yine üretim azalması da kriz oluşturuyor.korona krizinde de hem talep daralması var hemde üretim azalması var.2008de para bankalara verilmişti bu krizde direk vatandaşa verildi.acaba fazla para arzı enflasyon yaparmı.
YanıtlaSilEnflasyon olgusunu incelerken sanırım konunun davranışsal boyutuna da bakmak lazım. Özellikle Türkiye'de üreticilerin artan talep karşısında sergilemiş oldukları fiyatlama davranışı iktisadi modellerle tanımlanamayacak bir şark kurnazligini içeriyor olsa gerek...
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilHayır. Kağıtların vadesi geldiğinde MB o kağıtları hazineye veya ilgili finans kuruluşuna verip parayı alıyor ve o parayı bir daha piyasaya sürmüyor. Hazine ve ilgili finans kuruluşu bu tahvilleri ödeyebilmek için piyasaya yeni tahviller sürüyor ve piyasadan parayı çekiyor.
SilMahfi Bey,
YanıtlaSilBugün enflasyon olmadı derseniz eksik kalır.
Kaydi para henüz oluşmadı.
70 Milyar en az 700 Milyar kaydi para doğuracak (zorunlu karşılıklar yüzde 5'ten daha aşağıda, bundan dolayı 70 Milyarın 1,4 Trilyon kaydi para oluşturma potansiyeli var, bilirsiniz).
Bunun süreci de 1-2 yıl.
4,5 Trilyonda 70 Milyar enflasyon için önemsiz ama 700 Milyar veya 1 Trilyon önemli.
Zorunlu karşılıklar değişmezse, her iki yıl için enflasyona yüzde 5-10 eklenmesi muhtemel.
Hayırlısı olsun bakalım.
1.Paran rezerv paraysa,
YanıtlaSil2.Cari dengen makul seviyedeyse,(Serbest dis ticaret sartlarini uyguluyorsan ve bunu yaparken cari dengen cok fazla acik vermiyorsa hatta fazla veriyorsa yani tukettiginden cok uretiyorsan kisaca cari dengeni gumruk duvarlariyla korumadan makul acikla kapatabiliyorsan ve ya cari dengede fazla verebiliyorsan)
3.Demografik olgunlugu yakalamissan(Genc ve tuketime egilimli nufusun yoksa oransal olarak az ise nufus yas ortalamasi tuketime doymus doygun bir haldeyse o ulkede enflasyon kolay kolay cigrindan cikmaz kontrol altina alinmasi daha kolay olabilir tam tersi demografik olgunluga erismis toplumlarda deflasyon olasiligi daha yuksek ve gercekci bir risktir),
4.enflasyonun tarihsel olarak en az 25 yil boyunca "fiyat istikrari" seviyesinde dalgalaniyorsa(bir ulkede enflasyonun %2-3 aralginda dalgalanmasi dahilinde o paraya hem toplumun hem reel ve sanal piyasalarin hem de hukumetlerin itibari guveni yuksek sekillenir),
5.Gecmiste tarihsel olarak son 50 yilda hiper enflasyon ve travmasi yasamamissan(Yani toplumun toplumsal bellek ve bilincaltinda enflasyon travmasi egilimi aliskanligi kusaktan kusaga da aktarilan hikayeler bile yoksa bu kullanilan paraya guveni itibari kusaktan kusaga yillar icinde saglar ve saglamlastirir bu piyasalara da etki edebilir olumlu faktordur)
Boyle bir Ekonominin dara girdigi issizligin arttigi deflasyona yakin enflasyon oranlari yasadigin hatta zaman zaman deflasyon yasadigin durumlarda yani kabaca ekonomik kriz yasadigin da para basmak senin gorevin ve hakkindir. Bunun da lami cimi yoktur.
Tabii bu yukaridaki sartlari saglamak kaydiyla en azindan bu yukaridaki sartlarin 5te 3unu saglamak kosuluyla. Kaldiki bahse konu olan ulkeler yani para basan parasal genisleme yapan hatta hazineleri finanse eden ulkeler bu yukaridaki sartlarin 5te 5ini saglamaktadirlar.
Bu baglamda bu turlu sartlara nail olan ulkelerin para basmak nedeniyle enflasyon yasayacaklarini dusunmuyorum. Boyle bir risk olsa bile boyle bir sorun o da en fazla %5 belki %7li rakamlar olur o bile bu turden ulkeler icin adeta colde serap gibi bir avantaj silsilesi yaratir. Gecmiste yasanmamis fiyat istikrarini olusturmamis fiyat istikrarinin altindaki %2nin alti olan enflasyon ve deflasyona sayilir. Cunku enflasyon bir yonuyle reel olarak borclari eritir bazi balonlarin reel bazli deger kaybetmelerine sebeb olur.
Devam;
SilYukaridaki 5 kosulu saglayan ulkeler "Modern Para Teorisi" icinde sekillenen para basip parasal genisleme yapip ekonomileri bu yonlu ayaga kaldirma sansina enflasyon yaratmadan sahip olabilirler. Bu turden ulkelerde "Modern Para Teorisi ve Argumanlari" isler hale gelir.
Hatta bu turden para basip ekonomileri isler hale getirmeye calisan ulkelerin diger ulkelerle olan birikimli enflasyon farki avantaji ve deger kaybeden rezerv para birimi avantaji sayesinde cari dengeleri daha da bir guclu hale gelebilir. Cari acigi ufaksa kapanabilir cari fazlasi varsa artabilir.
Dahasi bu turden ulkeler bastiklari parayla kendi paralarina talepte olusturabilirler. Yani bir yandan kur avantajiyla cari denge baglaminda ihracatta mal hizmette yukselme talep gozlemlenirken diger yandan arzi artan rezerv para talebini de otomatikman olusturur.
Bu vesileyle yukaridaki sartlari saglamak kaydiyla parasal genisleme uygulamalari makro ve mikro olcekte bu turden paraya sahip olan ulkelere avantaj saglama ozelligi bulunmaktadir.
Ancak bizim gibi ulkelerde en azindan yukaridaki 5 sarti saglamayan ulkelerde bu turden parasal genislemeler enflasyon yaratmaya egilimlidir. En azindan istatistiki ve tarihsel ve de psikolojik toplumsal bilincalti acisindan.
kuyu kazmak iyidir su cikabilir
YanıtlaSilSelam Mahfi hocam yıllardır (kabaca 4 yıl) yurtdışından türkçe twitter hesaplarını okumak istediğimde twitter mahfi yazarım. Sizin yazılarınızı okuduktan sonra ekran kenarında çıkan ekonomistlere tıklarım.
YanıtlaSilSon iki gündür twitter mahfi yazarken Google da yine en üstte siz çıkıyorsunuz, ancaak, ikinci sıraya Uğur Gürses girmiş. Nasıl girdi, nereden girdi, ne yaptı da girdi bilemiyorum.
Önceden ikinci ve sonraki sıralarda yine sizin diğer twit mesajlarınız çıkardı. Şimdi ikinci sıradaki Gürses'ten sonra yine sizin mesajlarınız sıralanıyor.
Ben şimdi araştırıyorum, acaba Uğur Gürses veya hayranları mı coştular, yoksa Google her sizin hesabınızı okuduktan sonra tıkladığım Uğur Gürses'i bana kolaylık olsun diye mi ikinci sıraya yerleştirdi.
Emeklerinize sağlık, bilginize.
Tam olarak nasıl olduğunu bilmiyorum ama Uğur Gürses çok okunan, beğenilen,izlenen benim de beğenip izlediğim bir iktisatçıdır. Merkez Bankası kökenli olduğu ve son dönemlerde MB operasyonları önem kazandığı için izlenme sayısı da artmış olabilir.
SilSaygıdeğer hocam, para basmak, pul hepsi hikaye.
YanıtlaSilDün kuzenim ve ortaokul sınıf arkadaşım ile konuştum, iyi bir hastanede hekim, Covid durumu nasıl diye.
Bana söylediğini aynen yazıyorum, sadece son hafta
"33 kişiyi Covidden kaybettik, raporlara verem, akciğer hastalıkları diye geçirildi."
Para işinde de sağlık işinde de herkes kendi önlemini alsın.
Doktor bu insanlar, öyle korkuyor ki, konuşmayı normal cep telefonu hattı yerine beni
şifreli whatsapp hattı ile arayarak yaptı.
Para bassan ne basmasan ne hocam. Para işi zurnanın artık zırt dediği delik.
Hocamın kaleminize emeğinize sağlık. Kıymetli bilgilerinizi yorumlarınızı paylaşıyorsunuz. Sayenizde yorum kabiliyetimiz olayları görüşümüz şekilleniyor. sevgi ve saygıyla.
YanıtlaSilSağ olun
SilHocam teşekkür ederiz yazılarınız ve değerli zamanınızdan ayırdığınız için. Benim sorum şu olucak, para basmanın yanı sıra bunu piyasaya sürme yolu olarak ev, taşıt kredisi gibi kredilendirme yöntemlerinin seçilmesi ve bunu borçlunun geri ödeme zorluğu yaşayıp yaşamayacağı çok incelenmeksizin verildiğini görüyoruz. Bu durum 2008 USA ‘de yaşanan mortgage krizine benzerlik gösterir mi ülkemizde Önümüzdeki yıllarda böyle bu kriz yaşamamız olası mı cevaplayabilirseniz sevinirim. Teşekkürler saygılar.
YanıtlaSilSelam, USA 2008 gibi, borç alanın ödememe riski gibi olmaz Türkiye'de.
SilOrada uygulanan faiz ile borç verme sistemi ile Türkiye sistemi çok farklı.
Türkiye faiz oranını belirlerken daha öngörülü genel bir oran ile kredilendirme yapıyor.
Amerika'daki tamamen serbest piyasa şartlarında belirlenen bir faiz oranı.
Hocam hepsini anladık ta bu amerikalıların parası ne olacak?
YanıtlaSil(Soruyu bir de böyle soralım bakalım :))
Hocam, arkadaş dolar ne olur diyor, alalım mı almayalım mı diye soruyor.
SilGücün varsa al!
SilDünyanın her yerinde, bir şey satın almak istediğinde alırsın!
Sorunun diğer ucu, TL..
Yanı, soru bir "kıyas" içeriyor ya!
(Otoban geçiş ücretinin bile USD olarak saptanıyor, dolar daha ne olsun!)
Kambiyo vergisi yüzde 1 olmuş, o nedir öyle kuş kadar vergi?
YanıtlaSilBize yakışmaz.
Kambiyo vergisi en az yüzde 20 olmalı,
döviz alabilen alamayan belli olsun.
Eline 200 lira geçiren gidiyor 30 dolar alıyor, sonra hava atıyor,
iki sakız almak için dolar bozduruyor.
Yap vergiyi yüzde 20, bak bakalım alabiliyor mu?
Mahfi hocam, Sn Cumhurbaskani sizi gures federasyonuna uye atayacakmis :)
YanıtlaSilDeğerli Hocam , bu yılki daralma ile ilgili çok farklı senaryolar var, tabii bu 2. Bir dalga olacak mı onlara da bağlı ancak sizin görüşünüz nedir? Benim düşüncem bir çok Kobi özellikle hizmet sektörü veyve içme kanalı vs geri açamayanlar olacak. Minimum 1 aylık kayıp olsa yüzde 8 daralma yapar. Bu sektörlerin ekonomimize yeri büyük. Sizin bir tahmininiz var mı?
YanıtlaSilHocam ne yazıkki ekonomi yönetimi bir çok hata yaptı. Sizce bu hataların en büyüğü veya büyükleri nelerdir?
YanıtlaSilMahfi bey büyüme rakamları sizce güvenilir midir yoksa enflasyon ve işsizlik gibi mi değerlendirelim?
YanıtlaSilBankaların batma ihtimali var mı hocam?
YanıtlaSilHocam Enflasyon tahmininiz var mı?
YanıtlaSilFaizler düştü ama satınalma gücü kalmadı, sizce gayrimenkul alımı için doğru bir zaman mı hocam , önerir misiniz? Ben ekonominin daha da zayıflayacağından fiyatların düşme ihtimali olduğunu düşünüyorum ya siz?
YanıtlaSilHocam ben bir şeyi çözemedim. Devlet konut stokları eritilsin, piyasa canlansın diye kamu bankaları aracılığı ile konut ve taşıt kredilerinde faiz oranlarını düşürdü. Ancak bizim konut sektörü evlere %25 zam yaptı. Bir nevi bu olanaklar direk müteahitin cebine girdi. Artı bu yük kamu zararı olarak yine vatandaşın cebinden çıkacak. Ev almayı düşünen bir vatandaş olarak bunun ekonomide bir mantığı var mıdır? Cevaplarsanız sevinirim.
YanıtlaSilMerkez bankası açık piyasa işlemleriyle tahvil alması o ülkede dış ticaret nasıl etkiler?
YanıtlaSilHocam gresham kanununu dikkatinize sunarım.
YanıtlaSilHerşey artmasına rağmen ne kadar para basılırsa basilsin bence enflasyon artmaz. çünkü nedeni ortada.
YanıtlaSilOldukça açıklayıcı bir yazı kaleme almışsınız. En nihayetinde basitleştirilmiş bir modelde, para basmak sadece enflasyona neden olacaktır.
YanıtlaSilHocam iyi günler,yazılarınızı çok faydalı buluyorum.Sizden istediğim belirttiğiniz terimleri,kanunları,teorileri... Ingilizce adıyla yanına parantez açabilir misiniz .
YanıtlaSilMahfi bey selamlar, herkese cevap vermişsiniz , çok naziksiniz.
YanıtlaSilSize basılan para miktarı konusunda kafama takılan soruyu sormak istiyorum
Miktar bireylerin ihtiyaçlarının üstüste eklenip ve toplanarak bulunması gerekmez mi?
Sonuçta bu parayı bireyler ihtiyaçları için kullanacak. Mesela bir pense her kişiye gerekli (kullansın veya kullansın) şimdilerde covit 19 aşısı veya önümüzdeki 10 yıl içinde elektrikli araba her bireye gerekli OLARAK değerlenip basılması gerekmez mi.
Bir de basılan paranın enflasyon yaratması basit ekonomi için doğru olurdu artık basit ekonomi kalmadı takdir edersiniz.
Sonuç insan ihtiyaçlarını miktarını teknoloji belirtiyor ve bu teknoloji 1 yılda da bir yenileniyor dolayısı ile hesaplamaların eski yöntemlere göre yapılması krizleri sıklaştırıyor.
Meramını anlatım zannediyorum fikrinizi çok merak ediyorum.
Umarım cevap yazarsınız.
Teşekkür ederim.
Hocam tek bir sorum olacak basılı olan paranın arkasında olan temel güç nedir nereden kaynaklanır genel olarak?
YanıtlaSil"Zenginin malı fakirin çenesini yorar" Ne güzel bir atasözü.
YanıtlaSilTeori; Para Politikası Teorisi, Maliye Politikası, velhasıl Demokrasi "Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir" sloganları güzel.
Ancak işin içinde insan oldu mu işin rengi değişiyor. Birileri iktidarda kalmak için her yolu meşru görüyor, kendine ve yandaşlarına para basıyor, ve doğal olarak her şey yolunda gidiyor diyebiliyor. Milletin sırtından Saray Yol vs yapıyor ve çıkıp "Ben yaptım" diyebiliyor.
Hiçbir denetimin, çünkü sistem kendi kendini denetlediğinden kimse kimsenin kuyruğuna basmadığından, bir taraf Paşalar gibi sansasyonel yaşıyor; diğer kesim seyrediyor. Ondan sonra erklerin ayrılığını elinde bulunduran çıkıyor, Seçimde değiştirebilirsiniz diyebiliyor. Neyi değiştireceğiz?
Al birini vur birine.
Siyasetçiyi denetleyen bir mekanizma var mı? Yargı korkusu yok, Dingo'nun ahırı gibi konuşuyorlar ve seçildiklerinde ilk iş kendilerini emekli etmek oluyor hem de ne emekli.
Kayıp yıllarımızı kim verecek? Kayıp gelir haklarımızı kim verecek?
Fedakarlık isteyenler ne kadar fedakarlık yapıyor? Bunların alayı yalancı.
İşte bunlar kendilerine, Milletin sırtında para basıyor, Millette Saraya kul olmak için göbek atıyor. Belki de başka çareleri yok.
İşin aslı bizlerde göbek attık, Savaş meydanlarda atalarımızın savaştığı düşmanlar, topraklarımıza Turist olarak gelince benim emsal gençliğim, Döviz gelirleri için, ellin yabancısına göbek attı.
Balık her zaman baştan kokar. Hukukun üstünlüğü Anayasa'nın üstünlüğü Anayasa korkusu olan bir devlet adam olur dolayısıyla Millette adam olur.
İyi ki Mesut Yılmaz'ın hükümetinden istifa ettiniz. Adamın hayrı Beldibi/Kemer'de abisine yaradı 7 yıldızlı Otel. Ama orada Taylandlı masörler varmış.
Joshua Markwart
Yazılarınız bilgilendirici ve çok yararlı kendi adıma çok teşekkür ederim .
YanıtlaSilİyi günler hocam Türkiye de merkez devamlı olarak para basması durumunda hangi sorunlarla karşılaşılır
YanıtlaSil