Olumlu Baz Etkisinin Sonuna Geldik

Baz etkisinin olumlu etkisi
Baz etkisi; karşılaştırmaya konu olan iki dönemden ilkinde herhangi bir nedenle oran ya da sayılar üzerinde ortaya çıkan aşırı bir yükseliş veya düşüşün karşılaştırılan dönemlerin sonuçları üzerinde yarattığı etkidir. Bu etki bir sonraki döneme ilişkin karşılaştırmada ortadan kaybolabilir.

Baz etkisini bu yılın Eylül ayı enflasyonunu geçen yılın Eylül ayı enflasyonuyla karşılaştırarak açıklamaya çalışalım. Geçen yıl yaşanan kur artışları sonucu Eylül ayında aylık enflasyonun yüzde 6,30 gibi çok yüksek bir oranda geldiğini düşünelim. Bu aylık artış, endeksi 6,30 puan artırmış olur. Bu yılın Eylül ayında kurlar aynı sıçramayı göstermediği, başkaca da bir olumsuz etki olmadığı için aylık enflasyonun yüzde 0,99 geldiğini varsayalım. Bu durumda geçen yılın Eylül ayına ait yüzde 6,30’luk enflasyon oranı endeksten çıkacak yeni gelen yüzde 0,99’luk oran girecek ve 12 aylık enflasyon ciddi oranda düşmüş olacaktır (endeks ile hesaplama buradaki basit hesaplamadan biraz farklı olduğu için düşüş oranı 5,75 olmuştur.)

Bu aşamada TÜFE’nin geçen yılla karşılaştırmalı grafiğine bakalım (Kaynak: TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi, Ekim 2019 Haber Bülteni.)


Grafik bize bu yıl enflasyonun düştüğünü ve düşüşün yılın üçüncü çeyreğinde hızlanarak devam ettiğini gösteriyor. Baz etkisini açık bir şekilde görebilmek için grafikte özellikle Eylül ayında ortaya çıkan büyük düşüşe dikkat edilmelidir.

Kasım ayında baz etkisinin olumsuz etkisi devreye girecek
Şimdi de son 2 yılın enflasyonuna TÜFE bazında bakalım (Kaynak: TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi, Haber Bültenleri.) 

ENFLASYON (TÜFE)
2018
2018 
2019
2019 
Aylar
 Aylık
 12 Aylık
Aylık
12 Aylık
Ocak
1,02
10,35
1,06
20,35
Şubat
0,73
10,26
0,16
19,67
Mart
0,99
10,23
1,03
19,71
Nisan
1,87
10,85
1,69
19,50
Mayıs
1,62
12,15
0,95
18,71
Haziran
2,61
15,39
0,03
15,72
Temmuz
0,55
15,85
1,36
16,65
Ağustos
2,30
17,90
0,86
15,01
Eylül
6,30
24,52
0,99
9,26
Ekim
2,67
25,24
2,00
8,55
Kasım
-1,44
21,62


Aralık
- 0,40
20,30


Ortalama
1,57
16,22
1,01
16,31

Tabloda turuncu ile gösterilen bölgeler 2018 yılında yaşanan büyük kur artışlarının da etkisiyle enflasyonun çok yüksek gerçekleştiği aylardır (Ağustos, Eylül, Ekim.) Söz konusu aylarda 12 aylık enflasyon rekor düzeylere çıkmıştır. Bu yıl söz konusu aylarda (yeşil ile gösterilen bölge) kur artışları çok daha makul düzeyde kaldığı için aylık enflasyon oranları geçen yılın aynı dönemindekinden çok daha düşük kalmış ve 12 aylık enflasyon bu üç ayda hızla düşerek 8,55’e kadar gerilemiştir (olumlu baz etkisi.) Tabloda sarı ile gösterilen alan (2018 yılı Kasım ve Aralık ayları) aylık enflasyonun sırasıyla eksi 1,40 ve eksi 0,40 olduğu aylardır. Bu yıl bu aylarda enflasyonun bu oranlarda olması mümkün görülmemektedir. Son 2 ayda enflasyon 1’er puan gelse 2019’da yılsonu enflasyonu kabaca yüzde 12,35 olur.

Reel faize dikkat
Merkez Bankası son üç ayda politika faizini 10 puan indirdi (yüzde 24’den yüzde 14’e.) Enflasyon düşüşe geçtiğinde Merkez Bankasının faizini düşürmesi doğaldır. Neden (yüksek enflasyon) sonuç (yüksek faiz) ilişkisi bu hamleyi gerektirir. Bankaların da bu düşüşe ayak uydurması normaldir.

Bankaların nominal faizi yüzde 12, gelir vergisi stopajı düşülerek hesapladığımız net nominal faizi ise yüzde 10 dolayında bulunuyor. Merkez Bankası Beklenti Anketine göre bir yıl sonraki enflasyon beklentisi yüzde 11,18 olduğuna göre bu durumda reel faiz (Reel Faiz = (1 + Net Nominal Faiz) / (1 + Beklenen Enflasyon) – 1 = - 0,0106 ya da yüzde eksi 1,06.

Eksi reel faiz, ekonomideki beklentileri olumluya çevirebilecek bir programla desteklenmediği sürece ekonomide dövize yönelişi artırır. Bu yöneliş, yüksek faizden düşük faize hızlı geçiş dönemlerinde daha etkili olabilir. Bu da Merkez Bankasının para politikasının etkinliğini düşürür.


Yorumlar

  1. Mahfi hocam vergi, harç ve cezalarda yeniden değerleme oranı %22.5 oranında ve düz mantıkla enflasyonun iki katı. acaba bu oran neye göre belirleniyor. Saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vergi Usul Kanunu gereğince yeniden değerleme oranı, yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayında (Ekim ayı dâhil) bir önceki yılın aynı dönemine göre TÜİK'in Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinde meydana gelen ortalama fiyat artış oranı olup, bu oranın Hazine ve Maliye Bakanlığınca Resmî Gazete ile ilan edilmesi gerekmektedir. Bu oran Ekim ayında % 22,5'dir.

      Sil
    2. Hocam, enflasyon niye bu ortalama artışa göre değilde niye ay başı ay sonuna göre olan verilerden hesaplanıyor. Yani örneklemenin aylık yapılması verilerin doğruluğunu engelliyor, haftalık veya üç gün yapılması daha bilimsel değilmidir?

      Sil
    3. Motorlu taşıtlara da yüzde 22.58 zam geldi.

      Bu zamları, sabah memurlar 8:00 ile 9:00 arasında düşündüler. Müşteşar beye ilettiler.
      Müşteşar bey 15:00 ile 16:00 arası düzeltip imzaladı.

      Bakan beyin odasına imzaya götürdüler, bakan bey yoğun olduğu için evraklara geç baktı.
      Evrağı okuduğu esnada, gözü duvardaki saate ilişti 22:58 i gösteriyordu, kağıda saati yazıp imzaladı.

      Bu oran düz mantık ile buna göre belirleniyor.

      Sil
  2. Hocam ABD ve AB para basarak parayı bollaştıracak varsayımı ile. Dünyada Para bollaşsa bile ortamı sevmeyip ülkemize gelmeme ihtimali yok diyebilir miyiz? Yoksa bu ihtimali düşünmekte ve buna göre strateji geliştirmekte fayda vardır, demek mi gerekir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ülkemize de gelecektir amam CDS primi bu kadar yüksek kaldığı sürece yeteri kadar gelmeyecektir.

      Sil
    2. CDS primi gelişmekte olan ülkelerin durumunu yatırımcılar için özetleyen en büyük veri kaynağı olmuş gibi görünüyor. Hem ülkelerin içi dinamikleri hem de dış dinamiklerini yansıtıyor sanırım.
      MB enflasyon hedefini tuttura bilmesi için kendi parasal manevraları yeterli değil, hükümetin iç ve dış politikaları yanı sıra rakip ülkelerin hamleleri ve dış pazarında durumu belirleyici oluyor.

      Madem CDS primi bu kadar belirleyici ve ülke durumunu özetleyen bir veri, MB veya ülkeler niye bu veriye dayanarak enflasyon hedeflemesi yapmıyor?
      Örneğin CDS Primi 350-400 arasında olursa Enflasyon Hedefim ..... olur
      CDS Primi 300-350 arasından olursa Enflasyon Hedefim...... olur
      CDS Primi 250-300 arasında olursa Enflasyon Hedefim .....olur
      CDS Primi 200-250 arasında olursa Enflasyon Hedefim ..... olur
      Böylelikle, MB her yıl sonu enflasyonu neden tutturamadım diye bir mektup yazmaz, Hükümetin nasıl bir iç veya dış politika değişiklikleri üzerine toplantı üzerine toplantı da yapmaz. Hükümet MB Başkanına ve yönetimine çatmaz. Vatandaş, Yatırımcı, Sanayici olarak bizlerde de önümüzü tek bir veri ve ona dayanan enflasyon hedeflemesini baz alan sistem vahıstası ile daha net görürüz.
      Selamlar ve Saygılar

      Sil
  3. Hocam, son 2 ay 1 puanlik artis ile enflasyonun 11.60 olacağını belirtmisiniz. Ancak yanlis degerler almadiysam şu an 435.59 olan endeks iki ay %1lik artis ile 444.35'e çıkacaktır. Gecen yil Aralik endeksi 393.88 idi dolayisiyla yil sonu enflasyonu %12.81 dolayinda olacaktır. Saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sizin yaptığınız çok daha teknik hesap, ben kabaca, basitleştirerek hesap yaptım.

      Sil
  4. Üstadım bugün sayın bakana verdiğim cevapta da bunu kasdederek, sizi de ekleyerek sadece finansal araçları kullanarak sürekli düşüş yakalamanın imkânsızlığını ve mutlaka duvara toslanacağını hatırlatarak neden yapısal reform konusuna girmediklerini tekrar sormuştum..
    Yazınız gerekçeyi daha net açıklamış..
    Keşke okuyabilse..!

    YanıtlaSil
  5. Enflasyonda baz etkisini anlatımınız sayesinde net anladık teşekkürler.

    İşin realitesine gelince cebime bakıyorum ve ihtiyaç listeme bakıyorum ki çok uzun süredir listedeki maddeler hiç eksilmeden artıyor ama ne hikmetse cebimdeki para hep eksiliyor. Bunun adı nasıl enflasyon düştü oluyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyon fiyat artış hızıdır.

      Sil
    2. "uzun süredir listedeki maddeler hiç eksikmeden artıyor" ama "cepteki para hep eksiliyor"
      Burdan fiyatların sürekli arttığı bu nedenle harcamaların ertelendiği ama zorunlu olanlar yüzünden cepteki paranın sürekli azalması da bu harcamalaya konu olan ürünlerinde fiyatlarının bu süreçte arttığı anlaşılmıyor mu? Burdan da enflasyon anlaşılmıyor mu?
      Acaba ben mi çok kapalı düşünüyorum?

      Sil
    3. Hocam baz etkisi tersine dönerse tiz etkisi mi olur?

      Sil
  6. Hocam CDS primimiz niye yuksek? Siyasiler buna cozum uretemez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. üretir üretmesine de bir daha seçilemez

      Sil
    2. CDS’nin başını çeken şeylerden bir tanesi zaten siyasettir. Kanun yazma veya politika ve siyaset ile çözüm olsaydı, dünyada sorun olmazdı.

      Sil
    3. Genellikle sorunun nedeni olan sorunu çözemez.

      Sil
    4. Artık seçimleri kaldıralımda çözüm üretmeye bakalım.

      Sil
  7. Değerli hocam sanırım ufak bir yüzdesel çevrim hatası oldu. Tekrar bir gözden geçirebilir misiniz. -0,0106= -%1,06 diye çevrilir gibi geldi hocam.

    YanıtlaSil
  8. Hocam 2018 Aralik enflasyonunu tabloda +0,4 olarak gostermissiniz. -0.4 olmali.

    SAYGILARIMLA

    YanıtlaSil
  9. Hocam merhaba, faiz düşünce kurlar yükselir tezi niye çöktü.herkes bu soruyu birbirine soruyor.ama yazılanlar pek tatmin edici değil sanki

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. https://www.paraanaliz.com/2019/doviz/kerim-rota-yazdi-con-ahmetin-devri-daim-makinesi-doviz-piyasasinda-40122/

      Sil
    2. Tez cokmedi, ekonomi mantiginin disinda off-road gidildigi ve kur her durumda yapay bir "piyasaya dolar sur/tl cek"le baskilandigindan ve artik bu kaniksandigindan kimse tekrar tekrar ayni seyi soylemiyor, ama gene de hala arada bir analitik yazilarda bu geciyor..

      Sil
    3. adsız 22:41, eğer gerçekten yerli ve milli bir yönetim olsaydı en az 2001 deki kadar kur patlaması olurdu. ama siz küresel güç merkezinin istediklerini yapar cumhuriyeti yıkıma kadar götürebilecek paradigma değişimlerini yaparsanız ülkeyi komple deregülatif biçimde küresel sermayeye açarsanız elbette faiz düşürmenizi fiyatlamazlar kurlarda yerinde sayar. bu ülkenin tarihine bakınız sonra da coğrafyasına bakınız bahsettiğiniz durumu asla iktisat teknikleriyle açıklayamazsınız çünkü türkiyenin ekonomisini salt dış siyasal gelişmeler belirliyor. maalesef ekonominin kendi dinamikleri belirlemiyor aksi olsaydı bugün doları sanırım 7,5-8 tl de görebilirdik.

      Sil
  10. Herkes 55 ten geriye saysın ve 1 ocak 2020 de bu son 55 günü çok arayacağız.

    Ekonomi yönetimi değişecek
    Gelecek yıl herkes bu yediğini yarısını yiyecek ekonomik bunalım yaşamak Türkiye.

    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmediğimiz birşey söyle.

      Sil
    2. Ortada değişen, merak edilecek bir durum yok.

      Sil
    3. Bu olmayacak . Bu olumsuz kahin fikriyatı zannımca ekmeği çok yenmiş bir mecra . Size de oradan bulaştı galiba. Bu dediğinizin gerçekleşmesi durumunda hane halkının ekonomik durumundan çok sosyal durumunu konuşur hale geliriz. Biraz dozunda yorumlar lütfen

      Sil
    4. Yıl 2024. Adsız'ın "kahin öngörüsü" ile yaptığı yorum doğru çıktı!

      Sil

  11. 10 sene önce asgari ücretle 675 ekmek alıyoduk şuan asgari ücretle 1600 üzeri ekmek alıyoruz ayrıca telefon ucuz.... 80 leri 90 ları yaşıyan bizler yıllarca ev telefonuyla yaşadık cebimize telefon alamadık arabamız yoktu hafta sonlarıda dahil 15 saat calısıyoduk şimdi 10 saatten fazla calıstırılınca şikaye ediyoruz sağa sola bide $ dan bahsediyor millet.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ...dedi ve sonra havaya tükürdü...

      Sil
    2. O zamanlar dunyaya kapali geri kalmis bir ulkeydik, sonra disa acilim politikasiyla tanistik, sonra 21.yuzyilda Bilgi Cagina girdik, teknoloji cag atladi, sonra ABD ve AB parasal genisleme politikasiyla dunyayi paraya bogdu, bugunku rejimi da anormal destekledi.. tum bunlara ragmen bugun bu durumda olmak geriye gitmektir, kendimizi kandirmayalim.

      Sil
    3. Yaklaşık 650 sene önce araba yoktu. Millet köle gibi çalışıyordu. 80 ve 90 ları yaşayan bizler. İyi ki 80 ve 90 larda yaşamışız diyip gece gündüz şükrediyoruz.

      Sil
    4. Kahrolsun ameriga hep dis gucler bizi cekemiyor kalkinmamizi istemiyor almanya bizi kiskaniyor

      Sil
    5. Eski ahitte insan ekmekle yaşamaz der ama neticede herşey inanç meselesi.

      Sil
    6. Ekmek fiyatından bahseden yorumcu emekli oldu mu acaba? Yıl 2024. Emekli maaşı 10 bin TL, asgari ücret 17 bin TL. Simit 15 TL

      Sil
  12. Hocam merhaba, Paranın Yükselişi (N.F.) kitabını okuyorum, savaşların bile ekonominin iyi yönetilip yönetilememesi üzerine kaybedilip kazanıldığını ve orduların güçlü olsa bile uzun vadede ekonomik sıkıntılar nedeniyle, daha zayıf fakat ekonomisi güçlü olana yenilebildiğini çok güzel anlatmış. Ülkelerin refahı ve gelişmesi ekonomi politikalarının akılcı kullanılması ile doğrudan bağlantılı olduğu için ekonomi iyi yönetilmediğinde, çok çalışmanın ve üretmenin bile olumlu sonuçlara ulaşmayı sağlayamayacağını düşünüyorum. Saygılar.

    YanıtlaSil
  13. 2020 yılı ZamFlasyon yılı olacak belli oldu!

    Her yıl bir önceki yılı aratır oldu. Başkanlık geldi dedikleri gibi ekonomi uçuşa geçti.

    YanıtlaSil
  14. Hocam tabloda 2018 yılı aylık TÜFE ortalaması 1.64 gözüküyor, 1.56 olması gerekmez mi?

    YanıtlaSil
  15. Olumlu baz etkisinin sonuna geldik demişsiniz. Ya tuik enflasyonu eksi 3 çıkarırsa. Ozaman olumlu baz etkisi devam eder ve uçuşa geçeriz. Bence tüikte o kabiliyet var.

    YanıtlaSil
  16. Hocam 2018 Aralik enflasyonunu tabloda +0,4 olarak gostermissiniz. -0.4 olmali. -0,4 olduktan sonra ortalama değişiyor hocam. Saygılarımla...

    YanıtlaSil
  17. Hocam yazınız için teşekkürler.

    Önümüzdeki iyi ay ortaya çıkan tabloya göre enflasyonun yıllığı yine iki haneli orana ulaşacağı -olağanüstü bir gelişme olmazsa- herkesin malumu. Buna rağmen MB Aralık ayında faiz indirimine devam edecek mi bence önemli olan o. Bu konudaki ısrarı hep döviz artışına sebep olur diye konuşuyoruz ama Türkiye'nin bu dönemde bütçe açığı, işsizlik vs gibi sorunları da var. Sorun çeşitliliği arttıkça işimiz zor gibi.



    YanıtlaSil
  18. Kerem İNANIR5 Kasım 2019 09:55

    Hocam teşekkürler yazınız için, inşallah birşey yaparlar ya da yapmaya çalışırlar, ya da şöyle diyebiliriz;
    Hey !
    Sesimizi duyan var mı ?

    YanıtlaSil
  19. Hocam,TÜİK ve diğer verilerin manipüle edildiği aşikar ancak piyasadaki talep eksikliğinin ürün başına maliyetleri artırdığından ürün fiyatlarını artırdığını şu andaki fiyat artışlarının talep eksikliğinden oluşan maliyet artışı kaynaklandığını düşünüyorum.Asıl sorum size şu andaki piyasa talebi normal mi ? önceki yıllar biz mi hızlıydık.Sorunuzun cevabı çok önemli eğer bu talebe yakın ise çok firma batar ,biraz üstü ise yarısı batar, bu geçici ise çeyreği batar gibi ileriye dönük bir karar almada kullanılabilir.

    YanıtlaSil
  20. Okudunuz mu hocam?

    https://www.gercekgundem.com/guncel/131239/yilmaz-ozdilden-carpici-ispanak-yazisi-iddia-ediyorum

    YanıtlaSil
  21. Hazine Müsteşarı olmak, eften püften bir şey.

    Dört işlemi bilen, biraz muhasebe bilgisi olan herkes, Hazine Müsteşarı olabilir.

    Mahfi Eğilmez, kendini abartıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru bir saptama. Herkes Hazine Müsteşarı olabilir ama herkes Hazine Müsteşarlığından istifa edemez.

      Sil
    2. Hazine Müsteşarı olmak bakan, başbakan, cumhurbaşkanı olmaktan daha fazla niteliği gerektirir. Yukarıdaki yorumu yapan bir kişi Maliye Müfettişi ya da Hesap Uzmanı olmanın ne kadar uzun ve meşakkatli bir yol olduğunu bilseydi, utancından ömrünün sonuna kadar ağzını açmazdı. Maalesef eften püften yorumlar yapıyor. Bırakın Maliye Müfettişi olmayı, onu yetiştiren okulun kapısından bile giremez.

      Sil
    3. Ortaokul mezunu yandaş güreşçi kamu bankasına yönetim kurulu üyesi, ilahiyat mezunu mimarlık fakültesine dekan olabiliyorsa, hazine müsteşarı olabilmek için 4 işlem bilmeye bile gerek yok şimdilerde. Yorumu yapan arkadaş abartmış bence...

      Sil
  22. Hocam yüksek vergi oranlarıyla yerleşiklerin döviz alımını durdurmak çözüm sağlar mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Reel faiz negatifse sağlamaz.

      Sil
    2. Yerleşiklerde döviz alacak kazanç bırakmazsanız işe yarayabilir.

      Sil
    3. Nedir bu yerleşiklerden çektiğimiz,işi gücü yok döviz alıyorlar.

      Sil
  23. Her sey cok guzal olacak mi Ekonomide?

    YanıtlaSil
  24. Fatih Kömürcüoğlu5 Kasım 2019 16:57

    Hocam, merkez bankasının faiz rakamını beklenen enflasyona göre yüksek veya düşük diyoruz. Eğer enflasyon rakamlarının manipüle edildiğine inanıyorsak hangi rakama bakmamız gerekiyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TÜİK'in açıkladıklarından başka veri yol elimizde.

      Sil
    2. Yıl 2024. ENAG (Enflasyon Araştırma Grubu) da enflasyon verilerini açıklamaya başladı. TÜİK'in 2 katı!

      Sil
  25. Hocam bizim halkımız enflasyonu seviyor. Çünkü cahil. Emekli memur enflasyon çok çıksın da maaşım daha çok artsın istiyor. Araç alan adam araçlara zam gelince seviniyor. Daire alan adam dairelere zam gelince seviniyor. Pasaport alan adam pasaport harcı arttı diye seviniyor. Marketten peynir alan adam bile ertesi gün zamlı fiyat görürse seviniyor. Esnaf zam yapmayı seviyor. Kolay kazanç olarak görüyor. Yani demem o ki yöneticilerin kötü yönetimi bir yana fiilen halk olarak enflasyonu seviyoruz aslında. Yanılıyor muyum?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanıldığınızı düşünüyorum.

      Sil
    2. Halkın enflasyon sevdiği falan yok. Alım gücü düşmüşse tüik enflasyonu yüksek açıklasın beklentisi var. Ki alım gücünü geri kazanabilsin.

      Sil
    3. İroni yapmış...

      Sil
  26. Bana diyorlar ki hükümetin bu rakamlarına millet niye inanıyor?
    Bana diyorlar ki bu millet ne zaman uyanır?

    Kardeşim diyorum, ülkenin %90'ı gökyüzünden yeryüzüne canlı koyun indiğine bin yıldır inanıyor,
    sen bana ne diyorsun?

    Buradaki malı mülkü satın, gidin yurtdışında adam gibi yaşayın, verginizi verin,
    işinizi geliştirin, kendinizi geliştirin, üretin, alın-satın,
    bunlar ile vakit kaybetmeyin.

    Buradakilerin şu anda parası var, kafası yok. İkincisi olmadığı için birileri
    o paraları alıyor, size kalan para sürekli azalıyor.

    Düzelir mi? Düzelmez. Bin yılda akıllanmayan, on yılda da akıllanmaz.

    Endüstri devrimi sonrasında, en büyük savaşlar, gökten canlı koyun indiğine inananların topraklarında yapıldı. Osmanlı devletinin kaybettiği kadar insan kaybını yeryüzünde o dönem hiç bir devlet yaşamadı.

    Bu bir dini kültürdür, sonu da budur. İnanmayan doğudaki uygur türklerinden, batıdaki saray bosnaya kadar baksın, kuzeyde kafkasyadan güneyde yemene kadar gitsin. Akıl bunun içindir, gerçek budur.

    2. Dünya savaşında, Türkiye'de yaşayan gökten canlı koyun indiğine inananlar şanslılardı, ülkeyi onlar değil aklı başında olan insanlar yönetiyordu. Son 30 yılda, aklı başında olan insanları yönetimden temizliyorlar. Kozmik odaya girilince, devlet içinde kalan aklı başındaki insanlar da temizlendi.

    Şimdi çoban koyunların sütünü sağıyor, tüylerini kesiyor, bir sonraki aşamada tüm koyunları mezbahaya gönderecek, tıpkı dedelerinin başına geldiği gibi, güneydeki-kuzeydeki, doğu ve batıdaki koyunlara yapıldığı gibi.

    Daha ne diyeyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herşeye rağmen bölgemiz ortadoğunun en kaliteli ülkesiyiz sizin gibiler bunu küçümseyip demogoji yapmak yerine saygı ve gurur duymayı öğrenmeliler.

      Sil
    2. 22:21
      Ortadoguda Kalite mi varda kaliteden bahsediyorsunuz?
      Hadi diyelim Kaliteli ulkeyiz Kaliteden kastiniz nedir acikcasi bilmiyorum.
      Anladigim kadariyla Sosyal ekonomik Refah+Demokrasi
      Eger boyleyse Once bu ulkenin insanina soracaksiniz bu refah var mi ekonomik refah ve demokrasi
      Cogunlukla yok hatta hic yok
      Ancaaaak Ortadogunun halklari icin var cunku bu ulke ve yonetimi kendi insanina vermedigi degeri onlara veriyor. AKP yonetimi arapi sever Turku ve Kurdu sevmez

      Sil
    3. Enteresan Arap ve Kürt arasındaki fark nedir vatandaş olması mı?

      Neden sevelim Kürdü aynı Araplar gibi geri kalmış bir toplum.

      Sil
    4. 2221, Türkiye ortadoğunun en kaliteli halkı ise bunu Cumhuriyet ve arkasından yetişen cumhuriyet kuşağına borçludur. Anadolu tarihi kaderini değiştiren bir harekettir. Hacı hoca takımı sevmezler.

      Sil
    5. Ortadoğu'da 1 teori vardır, şeriat isteyen kitle güçlendikçe, o ülkeye yavaş yavaş diktatörlük ve şeriat gelir. 1400 yıllık İslam tarihi bu.Islamda mutluluk sevgi demokrasi ve refah yok

      Sil
    6. Daha kadın ile erkek eşitliğini tartışıyoruz. Bunu sağlayamayan toplum sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel ve tarihsel olarak geridir. Türkiye ilerler ilerler ama 100 birim gitmek için 100 birim enerji gerekiyorsa, biz 200 birim enerji harcıyoruz. Sürtünme katsayısı çok fazla. İnsanlar, yaşamlar heba oluyor. Neyse faiz mi enflasyona yol açar zaman harcamaya devam. Eğitim de İmam Hatip oldu. Cumhurbaşkanı yine dindar nesiller istediğini söyledi. Eğitimin ve insanların dini ağırlıklı olduğu yerde bilim gelişir ama diğer ülkelere göre arkadan gelerek gelişir. Haydi hayırlısı.

      Sil
    7. 2023'te ekonomi yönetimi "Nas var Nas" dedi. "Ben ekonomistim, onlar anlamaz" dedi. "Sorumlu benim ben!" dedi. 2024'te emekli maaşı 10 bin TL, simit 15 TL, Dolar 33 TL oldu.

      Sil
  27. Enflasyonun hangi tekniklerle düşük hesaplandığını İbrahim Kahveci anlatmış. Hocamızın yazısını tamamlayıcı yazı olarak okumanızı tavsiye ederim. https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/enflasyon-hesabina-kucuk-dokunuslar-11628

    YanıtlaSil
  28. https://twitter.com/euronews_tr/status/1191684260031291394

    Mahfi hocam dinleyin dinleyin, Sn Cumhurbaşkanı bi dakkada ekonomi dersi veriyor,
    MB bağımsızlığı, faiz enflasyon ilişkisi.

    Tüm iktisat öğrencileri dinlesinler.

    YanıtlaSil
  29. Hocam yapısal reformlarsan bahsederken rezil akademisyen sorununa neden deginmiyorsunuz?

    Hayır hayir konu devletin özgür akademi oluşturmaması değil. Bu da önemli fakat birincil sorun bu değil.

    Esas konu sosyal açıdan sorunlu ve alt tabakandan gelip başka alanlarda kariyer yapmak yorucu geldiği icin akademiyi kolay lokma gören kişiler.

    Peki böyle olunca ne olur sürekli asık suratlı her şeyin en iyisini ben bilirim havalarında. En ufak bilgi paylaşımına tenezzül etmeyen hocalar.

    Ben sonuçta akademi de bir öğrenciyim ve hocam tamamıyla yanlış verilerden oluşan bir bilgiyi bana sunuyor. Ben de hayır o öyle degil böyle diyorum. Ve kendileri haftalardır binbir surat halinde tavır koyuyor.

    Türk akademisi çökmüş durumda. Sistem degil bireyler çöktü.

    Sosyal açıdan çocukluğundan ergenliginden itibaren ezilmiş yaşaması gereken seyleri yasayamamis kisiler elbette. 'Weird' 'Awkard' kisilere dönüşüyorlar

    Suanda akademinin %99 a yakını bu durumdadır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ülkenin akademisyenleri hapislere atılıp, bombalar ile patlatılırken, faili meçhul cinayetler ile öldürülürken sesi çıkmayanlar için bu akademisyenler bile fazla, neylerine ses edilmesi gerekiyor ki?

      Akıllı olanlar ülkeden gidiyorlar, hangi bilgi sahibi akademisyen bu ortamda durur ki?

      Sil
    2. Yurt dışında olan ve burdakilerden daha zeki bir iktisatçı söyle bakalım.

      70 iq'su olmayan embesil tipler hep yurtdışına kalıcı olarak yerleşti.

      Hepsi de oportünist öyle ilkeli adamlar değil yani. Yurt dışına çıkıp hükümet destekciligi yapiyor senin akademisyenlerin.


      Yazdigimi bile okumadan cevap vermişsin bu ne acziyet. Ezbere atla her konum

      Sil
    3. Bilge bir akademisyen bulunduğu her yerde ilgi görür. Yurtdışına çıkar görür burada da görür.

      05.12 yaptığın şey slogan atmak olmuş sadece. Bin kişiden duyuyoruz söylediğin şeyleri ama içi boş herzaman olan şeyler

      Sil
  30. Hocam, siz Maliye bakanı olsaydınız ülkenin ekonomisini nasıl yönetirdiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yönetemezdim çünkü bu sistemde yönetmek için yetkim olmazdı.

      Sil
    2. Hocam yetkinin nerede toplandığını biliyor. Bakınız TCMB eski başkanının serüvenine ya da Maliye Bakanının serüvenine.

      Sil
  31. Merhaba hocam. Bir süredir ekonomiye ilgi duyuyorum ama karsima cikip da anlamadigim bazi noktalar var. Bunun için sizden ve yorum yapan arkadaslardan yardim isteyecektim. Sorularim size basit gelebilir maruz gorun :)
    Hükümet vergi oranlarini azalttiginda faiz ve enflasyonun durumu nasil olur?
    Kamu bütçelerinde kisintiya gidildiginde faiz oranlari artar mi azalir mi?
    Bir de para piyasalarinin likidite odakli oldugunu ancak para piyasasi araclarinin likit olmadigini okudum burayi pek anlayamadim yardimci olursaniz cok sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sorular birer cümleyle yanıtlanacak sorular değil. Bu konuda blog yazılarımı taramanızı öneririm.

      Sil
  32. Cokca veri var fakat ben en cok kuresel kriz icin iki veriye bakarim
    1. ABD Cari dengesi
    2. Baltik Endex

    ABD buyuyorsa istikrarli bir sekilde bu buyumeyi devam ettiriyorsa buna mukabil Cari dengesi acilip sacilmiyorsa burdan bir kriz vs cikmaz
    Baltik Endex ise her zaman tarafsiz spekulatorsuz gelmistir bana dunyadaki buyumeyi ticareti arzi talebi guzel veriler baltik endex ani dipler yapmiyorsa ani cikislar yapmiyorsa cikisi da uygun adim yumusal yapiyorsa inisi de ayni sekilde yapip belli bir seviyeye indikten sonra yukselis trendine giriyorsa burda da sorun yok. Bu endexin rekorlar kirmasi nasil tehlikeli ise dip yapmasi da tehlikeli ama bence rekorlar kirmasi cok daha tehlikeli. O nedenle dalgali bir seyri yukselisi zaman zaman dususu dengelenmesi iyi bir sey.

    Hocam siz ne dusunuyorsunuz Bu iki veri bence kritik kuresel buyume ve kuresel ticaret acisindan krizi onceden tahmin etme acisindan. Cunku 2007-2008lerde Baltik endex rekoranda rekora kosuyordu ABD ekonomisi icise 2008e kadar iyi buyuyordu ama cari acik da acilip gidiyordu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu iki veri önemlidir ama her şeyi açıklayamaz. Dünya ticaret hacminin artışı, Çin'in büyümesi, Euro bölgesinde enflasyon, PMI endeksleri ve daha birçok veriye bakmak gerekir.

      Sil
    2. Ben daha cok ortodoks ve eski klasik mantikla bir bakis acisiyla baktim duruma.
      Euro Bolgesi enflasyonu daha cok 2014 sonrasi kuresel ekonomi degerlendirmelerinde goz onunde bulunduruldugunu dusunuyorum.
      Cin buyumesi de yine 2011den sonraki kuresel buyume tahmin degerlendirmelere konu olmustur.
      PMI Endeksleri zaten klasik her zaman degerlendirmede goz onunde bulundurulmustur.
      Konuya son 50 yil icinden baktigimizda bu yukaridaki iki veri one cikmistir kanimca. Bu iki veride tehlike canlari ayni zamana geldiginde islerin sakata gelme ihtimali cok yuksek

      Sil
  33. Faizler düşünce enflasyon fırlayacaktı teori bize böyle öğretti. Ama olmadı faizlerle beraber enflasyon da düştü . Sebebi nedir? Şunlar olabilir mi?

    1-) Faiz inince , daha da iner diye ülkeye dolar girişi oldu dolar çıkışı durdu. Bu sayede dolar artmadı dolar artmayınca enflasyon da düştü .

    2-) Faizler düşünce devletin piyasaya ödediği faiz oranı düştü. Bu da piyasanın para bolluğundan para kıtlığına geçmesine sebep oldu. Faiz geliri elde edemeyenler tasarruf oranlarını arttırdı ve talep enflasyonu düştü..

    3-) Japonya'da da aynısı oldu. Devlet eksi faizle piyasanın faiz gelirine çöreklendi. Piyasanın faiz gelirinden mahrum kalması, insanları daha da tasarrufa itti.

    Demekki yeni model şu:
    Enflasyonu arttırmak için devlet ya para basacak ya da faizleri arttırıp piyasayı fonlayacak.

    Enflasyonu düşürmek için de Faizleri düşürecek.

    İktisat teorileri yeni dünya düzenine adapte edilmeli aksi takdirde dünyalılar tasarrufu daha da arttırıp gezegeni ekonomik krize sokacak.

    Aşırı harcama iyi değildir. Aşırı tasarruf da. Herşeyin azı kar, çoğu zarardır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. adsız 03:48 sen ve senin gibiler hala aynı telden pardon birinin ağız telinden çalıyor. 1- faizin inmesi için enflasyonun düşmesi beklendi. enflasyon %25 lere çıktı o dönem merkez faiz indirdi mi? hayır bekledi ve faiz şokunun önce kurlara yansıyarak kurlarda gevşeme yaratmasını bekledi. zamanla bu olunca bu enflasyon üzerinde de gevşeme yarattı çünkü hem talep düştü hem de kur gerilemesi enflasyonist baskıyı azalttı. 2- ithalat kur şokuyla sert daraldı. ithalat için döviz talebi de paralel olarak geriledi.bu da dövize talebin azalmasını getirerek döviz kurlarındaki gerilemeyi güçlendirdi. 3- merkez bankası kur riski alarak ki yapmaması gereken işlerden birisini yaptı ve short yaptı yani vadeli işlemler piyasasında aktör oldu swaplarla döviz borçlandı. merkez bankası bilançosunu izlemediğiniz belli. çünkü izleseydiniz eğer merkezin dış finansal yükümlülüklerinin arttığını da görürdünüz. kısacası özel sektörün alamadığı çünkü artık finansal kaldıracı çok yükselmiştir; kur risklerini merkez bankası kamu bankaları almaktadır. 4- kamu bankaları son 1 yıldır ciddi derecede döviz satarak kur riskini artırmış ve görev zararı artmaya başlamıştır.5-swap işlemlerde yurt dışı sıcak para merkezine yüksek reel faiz imkanları sunulmaktadır. politika faiz %14 olmakla birlikte swapta dövize ortalama olarak %8-9 gibi reel faizler sunuluyor yani ciddi bir faiz farklılaşması farklı koridor uygulaması yapılıyor. eh böylece enflasyonumuz üzerindeki en yüksek etkisi olan kur baskılanıyor. siz de sanıyorsunuz ki faiz iniyor aynı anda enflasyonda iniyor. asla böyle değildir. 6- enflasyon hesaplamasında sık sık değişimler yapılıp gıdanın yani mutfak sepetinin hacmi daraltılıyor. anlaşmalı market zincirlerine gelen malların bır kısmının geliş fiyatı bir kısmını da özellikle düşürülen satış fiyatları baz alınarak enflasyon hesaplanıp özellikle olduğundan düşük çıkması sağlanıyor. dünyada bir örneği daha yok ki elektrik doğalgaz sigara telekomünikasyon ulaşıma %25 - 30 zam gelsin buna karşın enflasyon sürekli inişte olsun. bir kere sadece faizlerle oynayarak tasarruf artırıp azaltılamaz. tasarruf bir kültür meselesidir. japonyayı örnek vermek büyük hatadır. neden mi?. Japonya her zaman tasarrufu yüksek bir toplumdur. çünkü tüketim kültü zayıftır. çin yıllardır mesela iç talebini artırmaya çalışıyor ancak hala dış talep ağırlıklı büyüyebiliyor. çünkü tüketim kültü zayıftır. ama abd de faizler düştüğü an tüketimin hızlandığını rahatlıkla görürüz çünkü tüketim kültü çok güçlüdür. faizler arttığında bankalara mevduat halinde tasarruflar yatırılmaya başlar. ve mali sistemde tasarruf hacmi genişler. faizler azaltıldığında ise mevduatlardan para çıkışı olur ve yatırım tüketimde artış olur. 2002-2008ila 2010 -2016 arasında bunlar olmadı mı?. siz sadece son birkaç aylık periyotta sözde düşük gösterilen hileli hurdalı enflasyon rakamlarına inandığınız için ya da siyasi düşüncenizden bağımsız düşünemediğiniz için ve ayrıca başta suriyenin kuzeyi olmak üzere ırakta Kıbrıs ve d.akdenizde ege de verilen birtakım tavizleri göremediğiniz için türkiyenin iktisat ve siyasal tarihine bakmadığınız için ve artık ekonomide dış siyasetin büyük etkisini görmediğiniz için bu yorumu yapmışsınız. kaldı ki eli kulağında bir benzerini 1993 ekim-kasım döneminde çiller yapmıştı sonra 5 nisan kararları 1994 yılında gelmişti. benzeri yine olacaktır.

      Sil
    2. Bu dediklerinizi 1994 yılında Türkiye'nin kredi notu BBB iken zamanın başbakanı da söylüyordu. Söylemekle kalmadı uyguladı da. Türkiye'nin kredi notu 1 yılda B'ye düştü, GSYH % 25 azaldı.

      Sil
    3. aynen mahfi hocam. türkiyenin iktisat ve siyaset tarihini bilmeyenler maalesef sadece kısa süreli ve geçici görünüme göre konuşuyor ve yazıyorlar. indirilen faizlerin ki özellikle emeklilere ve çalışanlara daha az zam verilsin diye de yapıldığını düşünüyorum; gerçek enflasyon tek hanede olmadığı halde bunu realite kabul edip faizleri düşürenler ileride büyük kur şoku yaşandığında bakalım yine faiz sebep enflasyon sonuçtur diyebilecekler mi?. hep birlikte göreceğiz.

      Sil
    4. 2024 yılında faiz %55, enflasyon %80, dolar 33 TL, en ucuz simit 15 TL oldu. Güç sarhoşları ülkeyi uçurdu. Ama havaya değil, uçurumdan aşağı...

      Sil
  34. Mahfi bey, amacım sizle kuru tartışmaya girmek değil.

    Akademisyen olmanız sebebiyle, olayın "mantığını" anlamaya çalışıyorum:

    Karl Popper'ın şöyle bir önermesi var: Bilim felsefesi açısından "bilim tanımı" için doğrulanabilirliğe gerek olmadığını, aslolanın yanlışlanabilirlik olduğunu söyler.

    Size sorularım:

    (1) "Enflasyon sebep, faiz sonuç" olduğu, tarihsel akış içersinde ne zaman ve nasıl "doğrulandı"?

    (2) Bugün, "faiz sebep, enflasyon sonuç" iddiasını dile getirenlerin Karl Popper'ın önermesi ile uyumlu olduğu söylenebilir mi? (Dikkat ederseniz, sürekli yanlışlamaya uğraşıyorlar.)

    Not: Türkiye'de siyasi iktidarın ekonominin gerçeklerinden, "bilimsel bakış açısı"ndan koptuğunu elbette biliyorum. Ben, hatalı analiz yapmamak için olayın "mantığını" anlamaya çalışıyorum. Çabam bu Mahfi bey.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müslümanlarla liberallerin buluştuğu nokta
      Karl Popper ovücülüğü

      Sil
    2. Bu konuda çok sayıda makalem var. Bir şeyin ne zaman kanıtlandığı önemli değildir her an kanıtlanabilir olup olmadığı önemlidir. Faizin sonuç olduğu, neredeyse kanıtlanmaya bile gerek duymayacak kadar açık bir konudur.

      Sil
  35. evet her ay zam geliyor ama enflasyon düşük çıkıyor. Bu ayki elektrik faturam Hazirandaki elektrik faturamdan %50 zamlı.
    ilk zamanlar zamları idare ediyorduk. Şimdi artık zorlamaya başladı.
    Dikkatimi çeken bir şey var firmalar kendi başına buyruk, ne tüketici hakkı, ne müsteri memnuniyeti vs. Şikayet etsen ilgilenen de yok.bir başı boşluk var sanki... Nasıl söylesem, Sanki devlet demiş ki ben yasal olarak arkanızdayım kafanıza göre takılın, zamsa zam yapın ama yeterki batmayın. Telekom operetörü ile 2 kez görüşmem oldu o kadar lakayt cevap veriyorlar, bddk ya bi konuda şikayet ilettim resmen bankanın avukatı gibi savunuyor.
    Firmalar çirkefleşmiş sırtlan gibiler sanki her biri bi parça para koparma derdinde gibi.
    vergimi veririm, cezamı öderim, zamlara katlanırım, bir şekilde yaşamaya çalışacaz tabi ama bir yere kadar. Haddinden fazla millete yük ekledin mi insanlar bir yerde patır patır çöküşe geçer. E devlet de halkın vergisi ile ayakta kaldığına göre.

    Bilgisayar bir süre sonra yavaşlar ağırlaşır artık format atmak gerek ki rahatlasın ama bir daha program kurmak, format atmak vs üşenirsin. O şekil kullanmaya devan edrsin.Bizimkiler de format atmak yerine direniyor. Ama sonuçta o bilgisayar böyle giderse error verip kapanacak, verilerini de kurtaramayacaksın belki.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı