Türkiye Dünyanın Kaçıncı Büyük Ekonomisi?

IMF’nin Nisan aynında açıkladığı Dünyanın Ekonomik Görünümü Raporu ve bunun veri seti ekinde (https://www.imf.org/external/pubs/ft/weo/2019/01/weodata/index.aspx) yer alan verilerden giderek hazırladığımız ekteki listeler bize karşılaştırmalı olarak Türkiye’nin 2000 ve 2019 yıllarında GSYH büyüklüğü olarak dünya sıralamasında kaçıncı sırada olduğunu gösteriyor. Bu listelerden 2019 yılına ait olanı IMF’nin tahminlerine dayanıyor (tablolardaki GSYH büyüklükleri milyar dolar olarak okunmalı.)

Sıra
Ülke
2000
Sıra
Ülke
2017
Sıra
Ülke
2018
Sıra
Ülke
2019
1
ABD
10.252
1
ABD
19.391
1
ABD
20.494
1
ABD
21.345
2
Japonya
4.888
2
Çin
12.238
2
Çin
13.407
2
Çin
14.217
3
Almanya
1.955
3
Japonya
4.872
3
Japonya
4.972
3
Japonya
5.176
4
İngiltere
1.651
4
Almanya
3.677
4
Almanya
4.000
4
Almanya
3.964
5
Fransa
1.366
5
İngiltere
2.622
5
İngiltere
2.829
5
Hindistan
2.972
6
Çin
1.215
6
Hindistan
2.601
6
Fransa
2.775
6
İngiltere
2.829
7
İtalya
1.145
7
Fransa
2.583
7
Hindistan
2.717
7
Fransa
2.762
8
Kanada
745
8
Brezilya
2.056
8
İtalya
2.072
8
İtalya
2.026
9
Meksika
708
9
İtalya
1.935
9
Brezilya
1.868
9
Brezilya
1.960
10
Brezilya
655
10
Kanada
1.653
10
Kanada
1.711
10
Kanada
1.739
11
İspanya
597
11
Rusya
1.578
11
Rusya
1.631
11
Güney Kore
1.657
12
Güney Kore
561
12
Güney Kore
1.531
12
Güney Kore
1.619
12
Rusya
1.610
13
Hindistan
477
13
Avustralya
1.323
13
İspanya
1.426
13
İspanya
1.429
14
Hollanda
418
14
İspanya
1.311
14
Avustralya
1.418
14
Avustralya
1.417
15
Avustralya
399
15
Meksika
1.150
15
Meksika
1.223
15
Meksika
1.241
16
Rusya
278
16
Endonezya
1.016
16
Endonezya
1.022
16
Endonezya
1.101
17
Türkiye
273
17
Türkiye
851
17
Hollanda
913
17
Hollanda
914
18
İsviçre
272
18
Hollanda
826
18
Türkiye
784
18
S. Arabistan
762
19
S. Arabistan
190
19
S. Arabistan
687
19
S. Arabistan
782
19
İsviçre
708
20
Endonezya
180
20
İsviçre
679
20
İsviçre
704
20
Türkiye
706

Tablolarda dikkati çeken noktalara değinelim: (1) İlk beş ekonomi arasında 2000 yılında Uzakdoğu’dan tek ülke (Japonya) varken 2017 ve 2018’de iki ülke (Çin ve Japonya), 2019’da üç ülke (Çin, Japonya ve Hindistan) yer alıyor. Böylece dünyanın en büyük beş ekonomisinin üçü Uzakdoğulu ülkeler, biri ABD biri de Almanya oluyor. Bu bize artık Avrupa’nın gerileme sürecinde olduğunu açık biçimde gösteriyor. (2) Bu 20 büyük ekonomi içinde 20 yılda en büyük çıkışı Hindistan yapmış görünüyor. 2000’de 13’üncü sıradayken 2019’da 5’inci sıraya çıkıyor. (3) Bu ekonomiler arasında yerini en iyi ABD ekonomisi korumuş bulunuyor. (4) Avrupa ülkeleri (İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya) düşüş eğilimine engel olamıyorlar. (5) Meksika, hızlı bir düşüş sonrası durağan bir duruma erişmiş görünüyor.

Türkiye, 2001 krizi öncesinde (2000 yılında) dünyada 17’nci sırada yer alıyordu. Kriz sonrası uyguladığı ekonomik programın yarattığı ivmeyle 2014 yılında 16’ncı sıraya yükselmişti. Ne var ki burada kalamadı ve 2017 yılında tekrar 17’nci sıraya, 2018 yılında ise 18’inci sıraya geriledi. Eğer IMF’nin tahminleri gerçekleşirse 2019 yılı sonunda 20’nci sıraya düşeceği anlaşılıyor.  

Türkiye açısından bu gidişi tersine çevirebilmek için üç adım atılması gerekiyor: İlk adım; geriye gidiş gerçeğini kabul etmek. Yani düne kadar bu karşılaştırmayı kabul edip de işler kötüye gidince satınalma gücü paritesi hesabına dönmek gibi adımlar atarak gerçeği saklamaya çalışmamak. İkinci adım; yükselen bir ekonominin, başkalarının girişimleriyle değil de hangi hatalarımız sonucunda düşüşe geçtiğini araştırmak. Üçüncü adım; ekonomi yükselirken siyasal, sosyal ve ekonomik alanlarda neler olduğunu, bunlardan hangisi değiştirildiğinde kayıpların ortaya çıkmaya başladığını belirleyip ona göre gerekli değişiklikleri yapmak.

Bunların dışındaki her adım zaman kaybına yol açmaktan öteye bir şey getirmeyecek gibi duruyor.

Yorumlar

  1. Batiyoruz ama bunu söyleyen vatan haini.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Battı balık yan gider.

      Sil
    2. Yahu hocam sen namazin guzelliginden bahsediyosun ve sonuclarindan bahsediyorsun ama nasil kilinacagini soylemiyorsun yada sende bilmiyorsum

      Sil
    3. Nasıl kalkınacağımızı sokaktaki insanlar da aşağı yukarı biliyor artık ama önemli olan memleketi kalkındıracak insanların başa gelmedi lazım.Necmettin Erbakan gibi örneğin.

      Sil
    4. 15 Temmuz darbe girişiminin bu gerilemeye etkisi nedir? Sıfır mı?

      Sil
  2. İyi tarafından bakın, hala G20 üyesiyiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Züğürt tesellisi.

      Sil
    2. Ne züğürdü kardeşim?
      Dünyada G20 de olmak isteyen kaç ülke var sen biliyor musun?
      G20 de olmak büyük prestijdir.

      Sil
    3. Mesela Hollanda, Belçika ve Avusturya G 20 de yok. Bu ülkelerin prestiji Türkiye'den ya da Güney Afrika'dan düşük mü?.

      Sil
    4. Prestij saygınlık demektir ve zenginlik düzeyiyle doğrudan ilgisi yoktur.

      Sil
    5. Doğrudur züğürt tesellisidir,ülke 2001 krizi zamanında bile 17.sıradaydı zaten,neticede boşa geçmiş 20 yıl.

      Sil
    6. hocam turkiyenin 100 yillik siralamsini derleyebilirmisiniz. mehteran takimi gibiyiz

      Sil
    7. 5 yıl sonra o g 20 de giderse ağlamak yok. Sen son 15 yılda eğitime önem verme, gençlere kendilerini geliştirecek imkanı verme, planlama yapma, ara eleman yetiştirme, tüketim ekonomisine yönelt insanları sonra neden büyümüyoruz. Üstüne cabası hak ve özgürce konuşanları sustur cezalandır içeri at sonra g20 de kaldık diye sevin. Geçin bunları baylar insanları eğitip ürettirip demokrasiye sahip çıkarsak liyakatı devreye alırsak anca 10 yıl sonra meyvesini alır g20 de yüksebiliriz kendi fikrimce

      Sil
  3. Hocam, paraları yanlış saymış olmasınlar?

    Belki arada çalınan paracıklar olmuştur!!!

    YSK yeniden saysın mı? Yargıya gitmeli mi bu iş?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanlış saymamışlar,
      700 milyar çok olduğu için 1 Ocaktan 31 aralığa kadar anca bu kadarını sayabilmişler,
      sonra yeni yıl başladığı için burada bitirmişler.

      Sil
  4. İLO verilerine göre Türk İşçisi çok çalışıyor Abi, karşılığı bu mu yani çok çalışıp geriye gitmek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Calisan cok calisiyor, pek cok calismayan var, bir de ustune bankamatik calisanlar var.

      Sil
    2. Fason üreterek ileriye gidilmez,dünya markası yaratacak beyinler lazım.

      Sil
  5. Selam hocam,
    Ülkeden ayrılan milyonerler bu rakamları etkileyebilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Etkiler, bizim hesaplara göre 2015 ile 2018 yılları arasında Türkler 35 milyar dolar para çıkardılar, bu çıkışın bir kısmı şu hesaplar altında,

      1. Patron Türkler yurtdışına özellikle ingiltere kurdukları şirketlere yaptıkları transferi ithal mal hizmet alımı gibi gösterdiler.
      2. Henüz yabancı ülke vatandaşlığına geçmeyip, yurtdışına yerleşmek isteyenlerin transferleri yurtdışına yapılan türk yatırımları gibi göründü,
      3. Devlet tahvil ve bonolarından, borsadan çıkıp, dövize geçip parayı transfer ettiler, bankaların yurtdışı borçlarında görünür.

      Ne olur?
      Devlet tahvilinden bu para çıktığı için yeni para bulmak zorlaşır, devlet tahvil faizi artar. Nitekim arttı.

      Borsa çıkışı olduğu için yeni yatırımcı gelmedi, borsa düşer, düştü.

      Dövize talep olduğu için döviz talebi artar, döviz fiyatı yükselir. Döviz fiyatları yükseldi.

      Türkiye'deki varlıklarını teminat gösterip iş yaptıkları için kredi hacmini yükseltirlerken, varlığa dayalı kredi aldıkları için, çıkışları hem kredi hacimlerini düşürür, hem de sorunlu kredi oranını artırır. Her iki rakam da oldu.

      İç piyasadaki işlerini bıraktıkları için, çıkışları ile işsizlik artar, arttı.

      Nakit döngüsünü sağladıkları için, çıkışları piyasadaki nakit döngüsünü azaldır, azalttı.

      Tabi, sadece milyoner deyip bu insanları 8 karakterli bir kelimeye indirgememek lazım.

      Türkiye'de milyoner olmak için, ya yılların birikimi ile çok çalışmak veya siyasetçiye yakın olmak lazım. Siyasi rant bitmediği için siyasetçiye yakın olan milyonerler yerlerinde duruyor, ancak yılların birikimi ile çalışan, yeteneği yüksek insanlar çıkıyor.

      Her Türk milyonerin yurtdışına çıkışı kolay değildir, günümüzde her Türk milyonerin iyi kötü bir evi vardır, emlak vergisi çok düşük olduğu için Türkiye de çalışmadan bile uzun süre yaşayabilir. Ancak, Avrupa'da emlak vergisi yüksektir, harcamalar da yüksektir. Türkiye de milyonlarına güvenerek yaşayan biri Avrupada uzun süre yaşayamaz. O sebeple, giden milyonerlerin büyük kısmı, yurtdışında da işini yapabilecek yetenekli gençler ve tecrübeli orta yaş insanıdır. Türkiye bu insanları kaybederek büyük hata yapıyor. Hem zengini hem yetenekliyi kovuyor.

      İşgücündeki bu azalış, etkisini kısa ve uzun vadelerde hissettirir.

      Geriye kekolar kalıyor, dünyada da keko sayısı çok fazla olduğu ve daha ucuza keko bulunabildiği için, ya ülkemizdeki kekolar da fiyatlarını (maaşları) düşürecek, veya üretim bu topraklarda bitecek. Üretim bitmeyeceğine göre keko fiyatlarında tanzilat olacak. Ne kadar sayıda kekonun iş bulabildiğini de hükümetin yurtdışı ile olan ilişkileri belirleyecek.

      Özetle, ayrılan milyoner sayısında 20 bin kişi deniyor, toplam giden sayısına da 250bin kişi deniyor. Bu miktar 35 milyar doları açıklıyor, ancak ülkenin %40 dan fazla ekonomisinin kayıt dışı olduğunu da düşünürseniz, en az 50 milyar Euro gelmemek üzere çıkmıştır.

      Çoğu kişi yurtdışına çıkarken, cebinde 5-10 bin Euro kadar çıkarabiliyor, ceplerinden de en az 1 milyar Euro para çıkarmıştır 250 bin kişi, varın siz hesaplayın bu para ülkede olsa ne olurdu diye?

      IMF den istenecek para da aşağı yukarı bu kadar.

      Başka bir sorun da bu para, yıllardır burada yaşayan insanların parası olduğu için, kalıcı bir para idi, şimdi o gitti.

      Sil
  6. Hocam RTE 5 sene daha kalsın 23.lüğe bile şükreder hale gelmemiz işten bile değil

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Madem öyle kovun RTE yi? Niye kovamıyorsunuz?

      Sil
  7. Hocam, hiç bir şeye üzülmedim de bizim Konya kadar olan İsviçre ve Hollanda'nın bizi geçtiğine üzüldüm.
    Cücük kadar ülkeler hocam, ağrıma gidiyor hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hah. Üzüldügün seye bak. Ben en cok sogani suriye, patatesi Misirdan ithal ettigimize üzülüyorum.

      Yemisim G20 yi 30 u.. Benim seker fabrikam yok artik. Ciftcim seker pancari üretmiyor.. Dünyanin en güzel ve enco cayini tüketen ülkemin tekel olan cay-kur isletmesini 650 milyon TL zarar ettirmisler.. Buna yanarim ben..

      Ayni zamanda kizarim kinlenirim bazen bu gerzek millete. Aklini yitirmis herseyini birilerine teslim etmis milyonlara.

      Bunun egitim ile uzaktan yakindan alakasi yok. 5 Kilo makarna 1o Kilo fasülyeye 2 ton kömüre gelecegini satti yazik ettiler bu güzel vatana.

      Hocam gercekten batiyoruz. Henüz bu krizin sosyal ve siyasi patlamalari aciga cikmadi.

      Cok zor günler bizi bekliyor.

      Sil
    2. Aslında ne varsa cücük kadar olanlarda var belkide yanlışı toprakları tutarak yapmıslar

      Sil
    3. Kardeş, onlar soğanın cücüğünü yerken sana bana Suriye'den İran'dan gelen çürük soğanların kabuğu kalıyor, o da paran yeterse. Üzülmeyi bırak, nasıl yaparız da şu cücüklerden biz de yeriz diye düşünmeye başla. "Düşün, düşün, .......işin", "düşünen beyinlere zararlı fikirler üşüşür" öğretileri ile büyüdüğümüz için düşünmeyi unutmuşuz, veya hiç öğrenmemişiz. Merak etme, sonradan da öğrenilebiliyor.

      Sil
    4. Japonya da Türkiyenin yarısından küçüktü oysaki üzülmeye çok önce başlanmalıydı, biz sadece üzülürüz, ders almayız, tembelliğimizi kader diyerek kamufle ederiz. Ben de buna kahroluyorum!!! Yalan umurumda bile değil. Üzülen üzülebilir serbestçe desteklerim.

      Sil
    5. şu ana kadar gördüğüm ülkeler arasında isviçre en ileri olan ülke. maalesef ülkemizle aynı cümlede bile geçmeyecek kadar ileri bir ülke. almanlar bile günü birlik çalışmak için sabah gidip akşam dönüyor isviçre'ye.

      hollanda'yı zaten anlatmaya gerek yok. genel kültür seviyesi tüm dünyada en yüksek halk hollandalılar. niteliksiz yığınlar bu ülkelerin karşısında duramaz.

      Sil
    6. Nereden baktığınıza bağlı... TC tarımsal üretimde Avrupa lideri konumuna geldi.. Çiftçimizden kimse soğan patates üretmesini istemesin.. Nasıl ki Almanya ıspanağı Sırbistan'dan alıp yiyorsa, TC de Mısır'dan, Afrika'dan alacaktır..

      Sil
    7. Uğur Şahin arkadaşımız doğru söylemiş. Biz artık Mango, Ananas, Avokado, Hindistan Cevizi, Papaya gibi high class yüksek teknolojili, yüksek katma değerli tarım ürünleri üretip Avrupa lideri olduk, yakında dünya lideri olacağız. Dünya liderliği de yakışır hani, alıştık ya :) Öyle soğandı, patatesti avam ürünler üretmiyoruz. Onları ayak takımı üretsin...

      Sil
    8. Vay anasini Sayin seyirciler. Almanlar günübirlik calismak icin Isvicreye gidiyormus. Bunu da duyduk ya. Desene Almanya batiyor. Demek o yuzden bizi kiskaniyorlar. Dogruymus meger.

      Sil
  8. Ezberletilen yalanlara karşı gerçekleri tokat gibi yüzlere vuran bir tablo hazırlamışsınız sayın hocam. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  9. Hocam sizin şahsi tahmininiz IMF ile paralel mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2019'da küçülmenin biraz daha fazla (yüzde 3) olacağını düşünüyorum.

      Sil
  10. Hocam emeğinize sağlık. Saygılar.

    YanıtlaSil
  11. S400 alabilir miyiz bilemiyorum, S400 bizi nasil etkiler bilemiyoruz ama gorunurde S2 almisiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapilan satasmalara, yanli ve yanlis bilgilere verilen hicbir hakaret icermeyen yorumlari yayinlamayip, su yorumu yayinladiginiza gore gerileme sadece gsyih'da degil ayni zamanda ahlak ve demokrasi kriterlerinde.

      Sil
  12. Biz severiz hocam oyle seyleri nere işimize gelirse ordan tutarız satınalma gücü paritesi de öyle işte

    YanıtlaSil
  13. Esasında beni merak ettiren olgu bundan 10 sene sonra ki hindistan

    YanıtlaSil
  14. Türkiye'de problemin "sistemde" olduğunu, kişilerle uğraşmadığınızı sürekli söylüyordunuz.

    16 Kasım 2018'de ( http://www.mahfiegilmez.com/2018/11/finanse-edilmeyen-cari-ack-olmaz-ama.html ) yazınızın yorumlar bölümünde, sosyal bilimlerin temelinde "insanlar" olduğunu size ısrarla hatırlatmış, özellikle siyaset ve ekonomide bütün sistemleri "insanlar"ın kurduğunu, geliştirdiğini ve yıktığını söylemiştim.

    "İnsanlar"a yönelik aksiyonda bulunmazsanız, hiçbir "sistem"in değişikliğe uğramayacağını ve yeni "sistem"lerin de kurulamayacağını belirtmiştim.

    Aylar sonra (10 Nisan 2019), twitter'a şunu yazmışsınız: "Benim açımdan yapısal reform konusu kapanmıştır."

    Nihayet haklı olduğum bir kez daha ispatlandı. Keşke ben haksız çıksaydım ama olmadı, haklı çıktım.

    Mahfi bey, siz ve sizin gibi nitelikli kişiler (özellikle Türkiye gibi bir ülkede) "sistemler" ile "insanlar"ı ayrı ayrı kefelere koyarak söylemlerine devam ederse; bu ülkeyi daha karanlık günler bekliyor.

    10 Nisan 2019'da yazdığınız tweet'ten sonra, "ben kişilerle uğraşmıyorum, benim derdim sistemle" isabetsiz söyleminizden umarım vazgeçersiniz.

    Eğer size (ve sizin gibi niteliklie kişilere) hangi tavsiyelerde bulunduğumu hatırlamak isterseniz:

    ( http://www.mahfiegilmez.com/2018/11/finanse-edilmeyen-cari-ack-olmaz-ama.html ) yazınızın;

    16 Kasım 2018 15:18

    17 Kasım 2018 01:05

    20 Kasım 2018 08:43

    21 Kasım 2018 23:49

    22 Kasım 2018 23:46

    22 Kasım 2018 23:47

    24 Kasım 2018 09:40

    kısımlarını yeniden okumanızı öneririm.

    Saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Halka açık tartışma ortamı ve bilgi sunum ortamı hazırlamak çok zordur,
      Türkiye'de daha da zordur,
      Ben Mahfi beyi isabetli veya isabetsiz olduğu için değil,
      Bilgilerini paylaşma arzusu için takip ediyorum.

      Türkiye karanlığın içinde, karanlığın daha karanlığı olmaz.
      Mahfi bey gibi diğer aydınlar, karanlıkta yaktıkları ışıkla Türkiye'de hemen dikkat çektikleri için hedef alınmaları çok normaldir, karanlıkta ışık saçan cisim net görünür.

      Herkesin buradaki bilgi paylaşımı ile başka insanlar da öğrenir, bilgiye ulaşımın zor olduğu Türkiye'de bu blog gibi ortamlar çok önemlidir.

      Türkiye bu karanlığa hemen girmedi, kaç tane aydın karanlıkta yaktıkları ışık sebebi ile hedef olup öldürüldüler. Herkesin tercihi farklıdır, saygı duymak gerekir.

      Ben Mahfi beyin çabasını seviyorum, bana kalsa, ben olsaydım, Türkiye'deki varlıklarımı satıp, Avrupa'da bir ülkeye geçer, çok sivri eleştiri yazıları yazardım.

      Sil
    2. 2019 yılı için Türkiye, benim GDP beklentim 630 ile 690 Milyar seviyelerine düşmesi.

      Tayvan ile Türkiye arasındaki fark bu sene büyük ihtimalle azalacak veya belirsiz halde kapanmış olacaktır.



      Sil
    3. Sayın adsız 20:35

      Yorumunuzu Mahfi hoca'ya yönelik yaptığınız için ben size kısaca şunları hatırlatıp ortamdan çekileceğim:

      1- Kişilerle kaim bir sistem sistem değildir. Sistemin en önemli özelliği, onun dişlileri olan insanların herhangi bir şekilde devre dışı kalma durumlarında bile aksamadan çalışmaya devam etmesidir. Bunun en güzel örneği Amerikan sistemidir. Herkes sistemin başında başkanın bulunduğunu zannederken Trump gibi palyaçolar gelir-gider ama sistem tıkır tıkır çalışmaya devam eder.

      2- Hayatta huzurlu olabilmek haklı olmaktan ve sürekli haklı olduğunu kanıtlamaya çalışmaktan çok daha önemli ve rahatlatıcıdır.

      Saygılar...

      Sil
    4. Sayın Şahabeddin Batarel (20:58)

      Önce yukarıda listelenmiş tarihlerde yazılanları okumanızı öneririm.

      Mahfi bey, eğer hâlâ Türkiye'yi bırakıp başka ülkelere taşınmamışsa; birşeyler var demektir...

      * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *

      Sayın Mahdut Mesuliyetli (21:23)

      ===== 1 =====

      Önce

      ( http://www.mahfiegilmez.com/2018/11/finanse-edilmeyen-cari-ack-olmaz-ama.html ) adresinin altında;

      16 Kasım 2018 15:18

      17 Kasım 2018 01:05

      20 Kasım 2018 08:43

      21 Kasım 2018 23:49

      22 Kasım 2018 23:46

      22 Kasım 2018 23:47

      24 Kasım 2018 09:40

      kısımlarda yazılanları okuyunuz.

      Okumadığınız için "kişilerle kaim" çıkarımı yapıp, konuyu tamamen yanlış anlamışsınız.

      Sosyal bilimlerde, hayatta, siyasette, ekonomide; "insan" unsurunun çok önemli olduğunu ıskalıyorusunuz. Önce yukarıda listelenmiş olan metinleri okuyunuz. Emin olunuz, yanlış anlamayı bırakacaksınız.

      ===== 2 =====

      Hayatta huzurlu olabilmek için; önce, "sistemler" ile "insanlar"ı ayrı ayrı kefelere koyup analizler yapmaya kalkışMAmak gerekir. "Haklı olup olmamak, haklı olduğunu kanıtlamayı istemek" meseleleri daha sonra karara bağlanabilir.

      ===== 3 =====

      Rahatlamak istiyorsanız (şimdilik) şunu okumanızı öneririm:

      “Kitlelerin Ayaklanması”
      Yazan: Jose Ortega Y Gasset
      Çeviren: Neyyire Gül Işık
      İş Bankası Kültür Yayınları

      Sil
    5. Saygıdeğer 20:35 yorumunuz çok aptalca kusura bakmayın..Hoca sistemle uğraşmakta haklı..İnsanı sistem yaratır,şekillendirir.Bunu anlamanın basit yolu: Yeni doğmuş ikizlerden birini İsveç'te diğerini Arabistan'da yetiştir.Büyüdükleri zaman yap karşılaştırmanı,o zaman görürsün (umarım) sistemin önemini..En derin saygılarımla,

      Sil
    6. Sayın Adsız (12 Nisan 2019 10:38)

      Hayatta, siyasette, ekonomide (ve benzerlerinde) hiçbir sistem "kendi kendine" kurulmaz, büyümez, yıkılmaz. "İnsan" faktörünü ötelediğiniz müddetçe; "sistemler" ile "insanları" apayrı yerlerde görürsünüz, yukarıda (11 Nisan 2019 20:35)de yazılanları "aptalca" zannetmeye devam edersiniz ve yanlışınızda kaybolursunuz.

      Arabistan'daki "sistem", kendi kendine kurulmadı; "Arabistan'daki insanlar" tarafından kuruldu.

      İsveç'teki "sistem", kendi kendine kurulmadı; "İsveç'teki insanlar" tarafından kuruldu.

      Eğer üzerinde kafa yorduğunuz "sistem"in değişmesini (ve hâttâ yenilerinin kurulmasını) istiyorsanız; önce, "insan" faktörünü öteleMEmeyi öğrenmelisiniz.

      Arabistan'daki insanları güncellemeye niyetli değilseniz; oradaki sistemin "kendi kendine" değişmesini, dönüşmesini bekleyemezsiniz.

      İsveç'teki sistemi, İsveç'teki insanlar kurdu. Kurdukları sistemde aksaklıklar, yalpalamalar, bozulmalar gördüklerinde değiştiriyor, dönüştürüyor; sistemin kendi kendine değişmeyeceğini, dönüşmeyeceğini gayet iyi biliyorlar. Benzeri durumun Arabistan'da da olmasını istiyorsanız; önce, Arabistan'daki insanları güncellemek için çaba göstermelisiniz. Arabistan'daki insanları güncellemezseniz; oradaki sistemin değişmesini bekleyemezsiniz. Aynı durum Türkiye için de geçerli: Eğer Türkiye'deki "sistem"den memnun değilsek; sistemin "kendi kendini" değiştirmesini, dönüştürmesini bekleMEmeliyiz.

      Umarım, artık anlamışsınızdır.

      Sil
    7. Ben sisteme bakarim, kisilere degil lafi topu taca atmaktan baska bir sey degildir. Olayin hic de oyle olmadigini bir cok ornekle ispatlayabilirim. Hic bosuna klavyelerinizin mekanizmasini yipratmayin.

      Sil
    8. Sayın Adsız (13 Nisan 2019 14:09)

      "Ben sisteme bakarim, kisilere degil lafi topu taca atmaktan baska bir sey degildir."

      Haklısınız.

      Bu mühim durumu; önce, Mahfi Eğilmez gibi nitelikli insanların kabul etmesi gerekiyor.

      Not: "Sadece" Mahfi Eğilmez'in değil; onun gibi "pek çok" nitelikli insanın kabul etmesi gerekiyor.

      Sil
    9. Türkiye'de 2 koyunu güdebilecek nitelikli insan sayısı kaç tanedir. Tabii önce bu iki koyunu legal-illegal yollardan kaptırmamayı, edinirken legal yollarla edinmeyi de başarmış olacak bu kişi.
      100 000'den fazla diyorsanız memleket için ümitvar olacağım.

      Sil
  15. @Adsız11 Nisan 2019 20:35 "Benim açımdan yapısal reform konusu kapanmıştır." ben bunu hiciv olarak algıladım.

    YanıtlaSil
  16. Burada bence tavukmu yumurtadan yumurtami tavuktan cikar paradoksunun icine girmissiniz.Boyle anlamsiz paradoksa girmege gerek yok.Hocam burada kendine gore bilgi ve birikimini ulke yararina kullanmak isteyenlere bilgi dagarcigini genisletmek isteyenlerin istifadesine sunmaktadir.Yapmis oldugu karsiliksiz bu hizmet icin hocamiza tesukkur etmeliyiz.Hocamiz bazen basit gorulebilecek yorumlara dahi alcakgonullulukle cevap vermekte,yanlislari olgunlukla duzeltmektedir.

    YanıtlaSil
  17. Bilgilendirme yazınız için çok teşekkürler.

    Yazınızla doğrudan pek ilgisi olmayan güncel bir bilgi konusunda fikrinizi sormak istiyorum.

    Bugün medyada çıkan haberlere göre son 6 ay boyunca sürekli yükselen yurtiçi yereleşiklerin döviz mevduatları 29 Mart - 5 Nisan haftasında ilk defa azalma göstermiş. Sanki yurtiçi yerleşikler dövizlerini bozdurmuşlar gibi bir algıya sebep olunuyor.

    Bugün yayınlanan TCMB Haftalık Para ve banka İstatistiklerine göre yurtiçi yerleşiklerin TL mevduatları aynı dönem içinde yaklaşık 16,6 milyar TL azalmış. Yabancıların döviz ve TL hesaplarındaki değişme cüzi miktarlarda.

    Ben bütün bu verilerin ışığında yurtiçi yerleşiklerin bankalardan dövizlerini nakit olarak çekmeye başladıklarını düşünüyorum. Aksi halde bir hafta içinde bu kadar TL mevduat azalması olmazdı diye düşünüyorum.

    Sizin bu konuda fikrinizi alabilir miyim?

    Teşekkür ve saygılarımla

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Millet korkuyor, İstanbul da güvenlikli sitelerde oturanlar paraları
      evlerine almaya başladılar,

      ben 24bin dolar aldım eve, işsiz kalıp, her ay en kötü durumda bin dolar harcama yapsam 2 yıl yeter bana.

      Banyoya, küvetin seramiklerinin arkasına koydum.

      Sil
    2. Millet korkuyor mu?

      Bu nasil bir korkudur ki, daha 10 gün önce elinde oy pusulasi ve mühürü ile perdenin arkasinda tek basina geregini yapti ve %52 ile taclandirdilar.

      Hani Türk milleti korkusuz du?

      Sil
    3. Adsız 11 Nisan 2019 21:48 yorumuma

      Paraanaliz sitesinde konuyla ilgili habere yapılmış yorumu aşağıya alıntılıyorum. Sanırım bir kısım vatandaşın dövizlerini sistem dışına çıkardığına dair şüphelerim doğrulanmış oluyor.


      "Senay Colakoglu
      Yanlış yorum yapmışsınız.Sadece döviz tevdiat değil ,TL mevduat hesaplarına da 'ne olmuş diye bakıp' birlikte değerlendirmeniz gerekirdi.Baktığımızda durum şu:
      -Yurt içi yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları erimesini sürdürerek , 15.663 milyar TL azalarak , 1011.495 milyar TL'den 995.832 milyar TL'ye inmiş.Yaklaşık 2.795 milyar dolara karşı gelen TL muhtemelen döviz tevdiat hesabına geçmiş olabilir.Bir önceki hafta da Yurt içi yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları 18.698 milyar TL azalarak , 1030.193 milyar TL'den 1011. 495 milyar TL'ye inmişti.

      -Yurt içi yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı Eylül ayından bir ilk defa geçen hafta 801 milyon dolar azaldı ama TL mevduattan dövize 2.8 milyar dolar geldiği varsayılırsa aradaki fark kadar yani(2.8+0.8=) 3.6 milyar doların da sistem dışına çıktığı şeklinde yorumlamımız gerekiyor.

      NOT:Bu yorumu yaptıktan sonra Merkez Bankasının verisine tekrar baktığımda Merkez Bankasının döviz tevdiat hesabı verisini düne göre , bu sabah değiştirmiş olduğu gözüküyor ,rakamlardaki değişiklikle döviz tevdiat hesaplarındaki haftalık azalma 801 milyon dolardan 51 milyon dolara inmiş.Verinin TL mevduatlara ilişkin kısmında ise bir değişlik yok.Bu durumda muhtemelen sistem dışına çıkan paranın 2795+51=2.846 milyar dolar olduğu şeklinde bir yorum yapabiliriz."

      Sil
  18. En moral bozucu olanı da el kadar isviçrenin bizi geçmesi..

    YanıtlaSil
  19. Yapısal reformdan daha çok kurul kurmayı, daha çok fon oluşturmayı, daha çok vergi salmayı ve daha çok bürokrasi çıkarmayı anlarsanız bu iş böyle gider. Hesap oyunlarıyla alinin takkesini veliye giydirerek oyalanır dururuz.

    YanıtlaSil
  20. Hocam uzun vadede yapısal reformlar asla yapılmaz,iktidarda bildiğini okumaya devam eder ve arkasındaki desteğe güvenip aynı ekonomik modeli kullanırsa en son nereye kadar dayanabiliriz?

    YanıtlaSil
  21. Önce Hukuk önce Adalet önce Demokrasi.
    Bunlar olmadan ekonomi asla düzelmez...

    YanıtlaSil
  22. 2023 hedefleri vardı NE OLDU?

    Böyle giderse 23. olacağız. Yani sürekli geriliyoruz.

    Bu işler köprülerle, yeni havalimanıyla, bol inşaatle, Kanal İstanbul'la olmuyor. Oluyorsa da çalışanın sırtına

    - Zorunlu BES ve
    - Kıdem Tazminatının kaldırılması olarak yükleniyor.

    Daha önce de ABO'yu değiştirmişlerdi. Reform'muş!

    Sağ sağ bitmiyor. Bir gün zavallı sıska işçiler düşüp gidecek ve sağılacak ne süt ne de kendisi kalacak.

    Artık gereksiz ve öncelikli olmayan proje yapmayın. Emekliler, asgari ücretliler, çalışanlar ABD, Avrupa keriz mi de böyle büyük projelere girmiyorlar. Sizin paranızla bunlar yapılıyor ve sizin üzerinizden birileri zengin oluyor. Siz de geçmediğiniz köprülerdeki ışıklara bakıp saf saf bir gün iyi olacak diye hayal kuruyorsunuz. Bu arada buzdolabınız boş, kredi kartı borcunuz var, günde 10-12 saat çalışıyorsunuz ve çoğunlukla Cumartesileri de çalışıyorsunuz. Daha çok paranızı alırlar elinizden. Kızmayın, ışıklara bakıp dalmanızdan sizi ayıltmaya çalışıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/ege-cansen/yeni-havalimani-milli-geliri-azaltacaktir-4377967/

      Sil
  23. Hocam bu tabiki önemi büyük ama büyük oranda da konunun dolar kuruyla ilgisi olduğunu sizde biliyorsunuz...Türkiye kur şoku yaşadı fazla birşey yapmasak bile kur etkisiyle milli gelir dolar bazında tekrar yükselecektir...


    Dolar kuru 7 lere yaklaşmazsa enflasyon 15'in üstünde kalırsa...nominal dolar bazında milli gelirin IMF'nin 2019 tahminindeki kadar düşeceğini sanmıyorum... 2020 yılı kur etkisiyle tekrar 850 milyar dolarlara atar bizi.

    2001 krizi sonrası dolar bazında milli gelir arttı ama bu bence iyi birşey değildi....Yüksek enflasyon(%5+) olmasına rağmen tl'nin değerlenmesi etkisiyle gereğinden fazla arttı dolar bazında milli gelir, biz bunu haketmedik...Buda sizin dediğiniz gibi hollanda hastalığı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dolar 7 tl ye yaklaşmazsa mı. pardon. şimdiki cılız atakları bile karşılamakta zorlanıyoruz. daha birkaç saat önce dolar kuru 5,82 tl yi gördü hemen kamu bankalarına döviz sattırıp üzerlerindeki kur risklerini artırma pahasına 5,75 tl ye gerilettiler. bir yandan bütçe disiplini deyip de bir yandan hala teşviklerden dem vurarak mı doların 7 tl ye gitmesini engelleyeceğiz. ya da hani sağlam bankacılık sistemimizin içerisine 28 milyar tl lik devlet iç borçlanma senetlerini koyarak bilanço makyajlayarak mı doların 7 tl yi görmemesini sağlayacağız. yoksa merkez bankasının net döviz rezervi 14,2 milyar dolar değil de 142 milyar dolar mı ki kurun 7 tl yi görmesini engelleyeceğiz. merkez biraz swap kotasını yükseltmeye başlayıp da ertelediği repo işlemlerini yeniden yapmaya başlayınca dolar yeniden başını kaldırmaya başladı. peki teşvikler verilmeye başlayıp da arka kapıdan para politikasını gevşetince bakalım döviz kurları ne olacak. s-400 konusunu fıratın doğusu konusunu iran yaptırımlarındaki muafiyetin devam edip etmemesi gibi konuları saymıyorum bile. büyük bir mucize olmazsa dolar daha önce gördüğü yeri kolay kolay unutmaz tekrar ziyaret eder diye düşünüyorum. öyle sorunlu kredileri uluslar arası fonlara transfer etmekle iktisadi sorunlar bitmiyor üstelik de daha da kötüsü borçlular artık yabancı fonlarla muhatap olacak ve bu fonlar rahatlıkla şirketlerimizi ucuza kapatacaklar. bence ımf fazla iyimserdir. 2020 de de 2021 de de ekonomik daralmamız artarak devam edecek.

      Sil
  24. Bu tablolarda bir eksik var.Türkiye 2009 ve 2016'da hesaplama güncellemesi yapmıştı.Bu güncellemelerle 2009'da %30,2016'da da %20 avantaj sağlamıştı.Eğer bu güncellemeler hesaba katılırsa 400-450 milyar$ lık bir ekonomi oluruz.Bu durumda 25-30.sıra arası oluruz.Zaten 30.sıradan öte ülkelerde henüz hiç otomobil bile yok ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diğer ülkelerde hesaplama degisikliğine gitti...Bu sıralamalar 2000 yilida dahil hepsi güncellenmiş veriler.

      Burada milli gelir eklenmesi filan yok eksik hesaplanan verilerin sayilmesi var...

      Türkiyenin 450 milyar dolarlık ekonomi olması imkansiz...Türkiyenin mevcut kişi başı milli geliriyle benzer seviyede olan ülkeleri karsilastirdigimizda diğer göstergelerde de gayet benzer korelasyonlar var...Yani 450 milyar dolar olması asıl şaşırtıcı olur.

      Türkiyenin toplam ihracatı hizmet ihrata ila birlikte neredeyse 250 milyar dolari bulacak.Yani senin milli gelirinin yarısından fazlası....kusura bakma ama Türkiye bu kadar dışa açık bir ekonomi degil..milli gelirin 450 milyar olmasının imkanı yok

      Sil
    2. Milli geliri 1,58 ile çarparak güncelledik ama G20 ülkeleri de aynı güncellemeleri yaptı mı?
      2000 Milli gelirimizi de 1,58 ile çarparsak G20 sıralamaları değişmeyecek mi?

      Sil
  25. Türkiye 2009 ve 2016'da hesaplama yöntemlerini güncellemişti.Yani GSYH erimesini el çabukluğu yaparak kamufle etmişti.Bu güncellemeler sayesinde 2009'da %30, 2016'da da %20 avantaj sağlanmıştı.Eğer bu güncellemeler (yani üç kağıtçılık) olmasa 400-450 milyar$ lık bir ekonomi olurduk.Bu da bizi 25-30.luk arası bir ekonomi yapardı.Zaten 30.sıradan ötede olan ekonomilerde otomobil bile yokmuş ;)

    YanıtlaSil
  26. Bir toplumdan refah bir toplum çıkmasını beklemek için insanların din ve laiklik arasındaki ilişkiyi kavraması gerekir. Yoksa toplumdaki hassas olan her şey kukla siyasetçilerin oyuncağı olur.

    YanıtlaSil
  27. Kerem İNANIR12 Nisan 2019 00:27

    Hocam, "Benim açımdan yapısal reform konusu kapanmıştır", demiştiniz, gene dayanamayıp yazmışsınız. Sonuç paragrafında değinmişsiniz gene. Teşekkürler, ellerinize sağlık 😊

    YanıtlaSil
  28. Hocam 10 nisan paketini değerlendirmeyecek misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Paket yok,göz boyama var..Hocamız dün ''Yapsal reform meselesi benim açımdan kapanmıştır'' demedi mi?

      Sil
    2. Degerlendirilecek bir sey mi gördünüz pakette Melike Hanim?

      Sil
    3. Değerlendirilecek bir şey göremedim.

      Sil
  29. Hocam bakan albayrakin açıkladığı sözde reform paketi 20 in de altına dusecegimizi isaret etmez mi ayrıca hatanın hala ısrarla kabul edilmediği de aşikar durmuyor mu sizcede

    YanıtlaSil
  30. Mahfi Bey,
    Yazinizda "Avrupa’nın gerileme sürecinde olduğunu açık biçimde gösteriyor... Avrupa ülkeleri (İngiltere, Fransa, İtalya ve İspanya) düşüş eğilimine engel olamıyorlar." ifadesini, bilhassa ulkemizdeki "Avrupa bitti artik" diskuru hesaba katildiginda sorunlu buluyorum. Kastettiginiz siralamada gerileme, fakat ifade sanki Avrupa ekonomileri geriliyor ve Turkiye'nin de ekonomisinin ayni sekilde (siralamada) geriledigi dusunuldugunde pek farkimiz yokmus gibi bir hava ortaya cikiyor.

    Sizin de gosterdiginiz uzere 2017-2019 arasinda Almanya ekonomisi %8, Britanya %8, Fransa %7, Italya %5, Ispanya %9 buyumus. Ayni donemde Turkiye ekonomisi %17 daralmis. Boyle "gerilemeye", boyle "dusus egilimine" can kurban.

    YanıtlaSil
  31. İlla dışarıdan ekonomimize müdahale arıyorlar ya onlara bir sebep vereyim. Bizim ekonomimiz gerileyen Avrupa ekonomisine entegre olduğu için gerilemekte. Çözüm Asya ekonomileriyle entegre olmak. Onların istediği kestirimci çözüm işte...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aferin.. Iste bir yurdum insani. Tam bir kul.

      Sen hele bir git avrupaya gör bakalim kim geriliyor. Hem de dogu avrupadan basla. Eger algilayabilirsen temelden kalkinma ve gelisme nasil olurmus gör.

      Hollandanin Tarim ürünleri ihracati toplami 120 milyar dolar Hacii.. ilk 20 büyük ekonomiye bak isvicre seni sollamis..

      Italya, Ispanya ve Fransanin yillik sadece turizm gelirlerine bak. Almanyanin yillik dis ticaret fazlasi 300 milyar Dolar. Rakami aklin alabiliyor mu..

      Sen daha dün gecmedigin köprü otoyol ve tüneller ile kullanmadigin hastahanelere 4 milyar ödedin.
      Caykur`u bilirmisin Haci abi.. Türkiyenin cay Tekeli. gecen yil 650 milyon TL zarar ettirdiler. Eski para ile 650 trilyon..

      1,5 milyon bas sigir ithal ettin gecen yil..

      Artik seker fabrikan yon ve Türk ciftcisi artik seker pancari üretmiyor.

      Bankacilik sistemini ve ülkenin tüm büyük ve stratejik kuruluslarinin %80 ini yabancilara sattilar. Artik senin degil. Simdide senin paran ile batik kredilerini kapatmak icin 28 milyar vericekler.


      Ve sen diyorsun ki, tüm bunlar Gerileyen Avrupa ekonomisi yüzünden. Avrupaya entegre olmamizdan.

      Hadi oradan..

      Sil
    2. Selam 10.31,

      Türkiye Almanya ya karşı 7 milyar dolar kadar yıllık cari açık veriyor, 10 milyar doları gördüğümüz zamanlar olmuş, mesela 2013 te.

      Son 5 yılda 35 milyar dolar, son 6 yılda 45 milyar dolardan fazla almanya ya karşı açık vermişiz.

      Ama Almanya, bize o miktarda yatırım yapmıyor, o miktarda devlet tahvilimizi de almıyor,
      Alman mallarına boykot uygulamalıyız bakın o zaman nasıl yatırıma geliyorlar.

      Türkiye nin yeri Asya dır, yükselen değer asya ile birliktir.

      O zaman Almanya bizim değerimizi anlar.

      Sil
    3. Adsiz 16:23 kardesim Almanyanin Türkiyeye karsi 7 milyar dolar fazla vermesinin sucunu neden Almanyaya yiktiniz anlasilir gibi degil.

      Almanya sadece Türkiyeye karsi degil Dünyadaki tüm ülkeler karsi 300 milyar dolar fazla vermis. ABD japonya Cin veya diger büyük ülkelere karsi yakalamis bu basariyi.

      Anlasiliyor ki son 17 yildir verilen algi basarili olmus. Bizim bu halimizin en büyük suclulari dis gücler. Biz herseyi cok iyi yaptik fakat dis gücler bizi 370 milyar dolar borclandirdi, ülkenin nesi var yok herseyini sattirdi, Tarimi bitirdi, Issizligi arttirdi, tüm fabrikalarimizi sattirdi.

      Bu nasil bir Mantik, nasil bir kafadir.

      Alman mallarini boykot edicez ki Almanya Türkiyeye yatirim yapsin. kusura bakmayin ama bu Kadar cok fazla yuh diyorum artik.

      igneden iplige donumuzdaki lastik makinesine kadar adamlara bagimliyiz. Cumhuriyetin tüm fabrikalarini satmisiz. Almanyar bize yatirim yapmiyor diyor yaa..

      Biz ne yapicaz bu arada.Armut mu toplayacagiz.

      Saniyor ki Doguya Asyaya dönünce hersey cok güzel olacak. Oradaki ülkelerin hepsi bizi bekliyor bize muhtaclar, ve biz hep cari fazla verecegiz.

      Bak güzel kardesim.. Hani Dünyanin en büyük havaalnini yaptik diye böbürleniyorsun ya..

      Iste buradaki hersey.. elektrik kaplosundan yürüyen merdivenlerine ve tüm dijital aksamina kadar Aöman patentli biliyormusun.?

      O Havaalanina incek ucaklarin en az yarisi (Airbus) Alman patentli.

      Kafaya bakarmisiniz? "Almanya, bize o miktarda yatırım yapmıyor, o miktarda devlet tahvilimizi de almıyor,"

      Devlet tahvilini alinca ne olacak. Basin göge mi erecek.

      12 tane seker fabrikani sattilar Haci Abi sesin cikmiyor.. Elin Almani Devlet tahvilini almiyor diye tepki veriyor.

      Be-ter O-lun.


      Sil
  32. Hocam,

    Bu liste problemli... Türkiye’de iyi olduğuna dair her 3 örnekten 2’si olan Hollanda ve Güney Kore de yerinde saymış, petrol doğalgazı olan ülkeler, kalabalık olan ülkeler yükselmiş, Türkiye ise Irak, İran, Suriye, Mısır, Filistin konularında abd ile problem yaşamış, komşularının en iyisi batmış Yunanistan, Türkiye’nin emtiası yok, Meksika, Hollanda ve Güney Kore ise zengin komşulara sahip en yakın komşusu ile yaptığı ticaret yetiyor. Bir de dünyada yapılan zulme itiraz etmiyorsan teslim oluyorsan sorun yok demektir, bakınız Vietnam elinden tutan olunca nasıl yükseliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi de biz 2002 - 2010 arasında yükseliyorduk.

      Sil
    2. 2009 yılında çözüm süreci başladı, 2010 yılında iran ambargo referandumuna hayır dedik, 2011’de arap baharı başladı, Mahfi Bey o söylediğiniz tarihten beri çevremizde yangın olmayan ülke yok, bunu siz biliyorsunuz ama neden bu şekilde haksızlık yapıyorsunuz onu bilmiyorum!

      Sil
  33. Bu tablo GSMH kişi başına hesaplanırken suriyeliler ve göçmenler hesaba dahil edilmemiş.Daha da kötüyüz.

    YanıtlaSil
  34. Londra finans merkezi başkanı 4 gün önce dünyanın en büyük 13. Büyük ekonomisi dedi Türkiye için. Hani Londra sermayesi tefeciydi. Bunlar baya bize çalışıyor🤔

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hala anlayamadınız mı?. 2009 dan bu yana türkiyedeki siyasal iradenin sahibi london city nin sahibi olan dünyanın en büyük sermaye hanedanlığıdır. söylemekten bıktım bazıları hala anlamamaktan bıkmadı.

      Sil
  35. Türkiye'nin kaçıncı sırada olduğu hükümetin hiç de umurunda değil..Önemli olan iktidarda kalmak..İstanbul'u ne pahasına olursa olsun vermemek (Yoksa mahdum bey'in vakıfları ve ondan geçinenler ne yapar?).Amerika Birleşik Devletlerindeki mafya abd ekonomisinin durumunu dert edinir mi? Edinmez tabi,kendi mafya düzeni devam ettiği sürece Godfather aldırmaz hiç bir şeye..Beyaz perdenin efsanelerinden merhum Marlon Brando'nun toprağı bol olsun !Allah rahmet eylesin! Pardon ! Rest in peace !D:)

    YanıtlaSil
  36. Mahfi Hocam 10 nisan çarşamba günü açıklanan pakette "kamu bankalarına 2.8 milyar tl dibs verileceği" ifadesi likititeyi azaltmak dolayısıyla kredi sıkılaşması anlamına mı geliyor? saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. adsız 10:41 likidite sıkıştırılması olur mu aasla!. bizzat kredi genleşmesine gidişin ön aşamalarından bir tanesidir. çünkü bilanço olduğundan daha iyi görünecek ve dış finansman yani sendikasyon ve seküritizasyon yoluyla kaynak sıkıntısı hafifletilip faizler bastırılacaktır. ama bu düşüşün daha büyük döviz talebi yaratarak güçlü kur artışlarına sebep olmasını hesaba katmıyorlar. 1993 yılının ikinci yarısında benzer bazı mali oyunlar yapılarak faizler yapay şekilde düşürüldü sonrası ise malum sert devalüasyon ve çok daha yüksek faizlerle kamu finansmanı mecburiyeti yaşandı. akıllanmıyoruz çünkü aklı maalesef vestiyere asmış görünüyoruz.

      Sil
  37. Hocam, 2 gün önce Reform paketini aciklayan Hazine Bakanimiz Damat Berat Albayrak su anda ABD de.

    Secimlerden hemen sonra gerceklesen bu ziyaretin amaci.

    1- Biz bittik para verin..
    2- IMF ile yapilan mutabakatin ön anlasmasini imzalamak icin midir.?

    Bu iki sorumun karsiliginda

    1- ABD ve IMF ekonomik, siyasi, ve stratejik olarak bizden ne isteyecekler.?

    2- Yoksa kara gözümüz, kara kasimiz icin bize onlarca milyar dolar hibe mi edecekler.?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. IMF ekonomik olarak bizden şeffaf bir bütçe ve borç yapısı istiyor.

      Bakanın ikna edemediği konular bunlar, ne kadar sıkılaştırma yapılırsa yapılsın,
      piyasa Türk devletinin ve bankalarının net borcunu merak ediyor.

      Mesela, Garanti, Akbank ve İş, Türk Telekom kredisinde zarar ettiler, hisselere el koydular, şimdi bu bankalar TTye hiç yatırım yapmadan hisseleri oranında kar aldıklarında, bu krediyi çıkarabiliyorlar mı?

      Yatırım yapmazlarsa TT den önümüzdeki dönemde aynı kar akışını alabilecekler mi?

      Bunlar banka iken, şu anda benim gözümde reel sektör oyuncusu oldular.

      Bu ve diğerleri gibi bankacılık sektörünün batırmadan yüzdürdüğü kredilerin miktarı nedir mesela?

      Bu rakamlar şeffaf şekilde ortaya çıksın ki, para verenler ne ile karşı karşıya olduklarını bilsinler.

      Netice de kredi notu AA olan bir ülke değil, spekülatif bir ülke ile muhataplar.

      Sil
  38. hocam bir şey soracağım, benim maaşım 1.000.tl fakat ben banka kredi kartları ile her ay 2.000.tl harcıyorum benim ekonomim 1.000.tl mi yoksa 2.000.tl midir. Türkiye'de aynı durumu var yabancılardan borc alıyoruz olmayan parayı harcıyoruz, cari acığı patlatıp sonrada ülke bilmem şu kadar büyümüş denilerek övünülüyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asgari ucret bile 2000lira kardes

      Sil
  39. Hocam tabloda 2018 Türkiye 784, ancak verdiğiniz kaynakta 766.428 olarak çıkıyor.
    (Gross domestic product, current prices U.S. dollars) Acaba ben mi yanlış yere baktım?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiyenin açıkladığı rakam 784 milyar USD ben onu aldım.

      Sil
    2. Merkez Bankası döviz kuru ile Kalkınma bakanlığı döviz kuru arasındaki fark milli geliri 18 milyar dolar farklı gösteriyor.

      Ben Kalkınma Bakanlığı rakamını kullanmıyorum.

      Teknik olarak, Bakanlığın açıklaması doğru olsa bile, piyasa alım satımlarda TCMB döviz kurlarını günlük işlemlerde kullanmaktadır.

      Yani piyasa ihracat ve ithalat yaparken, TCMB kurunu baz alıyor, hiç bir zaman bakanlığın ağırlıklı işlem hacmine göre kuru şudur diye ticaret yapmıyor, kredi mekanizması bakanlığın açıkladığı ağırlıklı ortalamaya göre hesaplanmıyor.

      Sil
  40. Saygıdeğer Mahfi Hocam sizin kesin yanıt vermenizi bekleyen bir mail var , değerli yanıtınız her şeyi belirler :)

    YanıtlaSil
  41. Sayın Yorumcular; Ben gelişme ile zenginleşme arasındaki farka dikkat çekmek istiyorum. Ülkemizin en önemli sorununun zenginleşme değil, halkımızın gelişmesi olduğunu düşünüyorum. Halkımızın gelişmesinde en büyük engelinde Halkımızın çoğunun (eğitimi yüksek veya eğitimi düşük olsun) BAĞNAZ olduğunu öne sürüyorum. BAĞNAZLIK (İnat, Nispet, Haset, Nefret, Kin, İntikam) maalesef içimize işlemiş. Pazara kadar değil, mezara kadar sözleri, Damarlarımı kessen ...... Partisi akar lafları BAĞNAZ lığın en önde gelen belirtileridir ve bunları söyleyerek övünüyoruz. Eğitim Sistemimiz de BAĞNAZ lığı azaltamıyor. Eğitim bilgisizliği alır, BAĞNAZ lık baki kalır sözü bunu açıklıyor. Benim düşüncem önce BAĞNAZLIĞIN (İnat, Nispet, Haset, Nefret, Kin, İntikam) azaltılmasına öncülük edilmesidir. Aksi takdirde halkımız; AÇ kalır, AÇIK kalır, HASTA olur, ÖLÜR yine de aklını başına almaz ve bununla övünür. Halkımız için REFAH, HUZUR pek önemli değildir. Benim önerim; BAĞNAZLIĞA karşı bir proje geliştirerek her yere yaymak dır. Bu proje bence yapısal reformlardan, GMYH mızın artmasından, İhracatımızın, ithalata bağımsız hale getirilmesinden daha önemli görünüyor. Acaba yanılıyor muyum?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Size katiliyorum. Asla yanilmiyorsunuz.

      Sil
  42. Subat ayinda tavuk eti uretimi 158 bin 411 ton, hindi eti uretimi ise 4 bin 291 ton olarak gerceklesti. Tavuk eti uretimi subatta, bir onceki aya gore yuzde 6,2, bir onceki yilin ayni ayina gore yuzde 4,9 azaldi. B001

    Hocam yeniden sayım istemeye gerek var mı? :-))

    YanıtlaSil
  43. Kamu çalışanların etkinsizligi performans programının uygulanamaması , gençliğin geleceğe yönelik hayallerinin torpilden geçmesi , profesörlerin kendi kitabını satmak için kitap almazsınız sınavı yapamazsınız diyerek kitabını satmak için çabalayacak duruma gelmesi , kamu ihalelerinin hükümet yandaşçılıgı yapıp sülük görevi gören insanların varlığının sürmesi bizim idamımızı hazırlamış olmamızdır . kısacası insanlıgımızın düzeltilmesi bilinçlerin değiştirilmesi gerekmektedir . Biz dibe vurmadan geri yukarı çıkamayız biz bunları hak etmedik ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu saydıklarınız sanki bizim bunları hak ettiğimizi gösteriyor.

      Sil
    2. Saygı değer hocam öncelikle değer verip düşüncelerimizi okuduğunuz için teşekkür ederim . Ulusların düşüşü adlı kitabı okurken bir sayfayı atlamak dakikalarımı alıyordu gözümde sürekli kendi ülkem ve politikalar canlanıyordu ve bu ülke için ne yapabiliriz düşününce sürekli planlar yapıp vaz geçiyorum çünkü düşündüklerimi anlattıkça insanlar yadırgıyor yada bir bahane buluyorlar kendileri birer cümle kurup devleti düşünmezken senin düşüncelerini eleştire biliyorlar . Yabancı ülkelerin dikte ettiği tv kanallarını açıp daha yeni emeklemeye başlayan çocuğu karşısına koyarak yetiştirdik . Behlülle Bihteri izlettik millet arz namus bilmez oldu , çukuru yada kurtlar vadisini izlettik herkes mafya oldu . Tv başında bilgisayar oyunları başında yetişiyor gençler . Japonya’da yediği yemeği kendi kaldıran ilk okul çocukları varken bizde çocuklar aman yapamazlar diye diye bu duruma getirdik . Eğitimi kökten değiştirmek işe yaramaz bedava dağıtılan kitapları toplatmak ardından toplu sınavlarda başarı sağlanamayan okullarda ki öğretmenlerin tekrardan yaz kurslarına gönderilip teftişten geçirilmesi ve tv kanallarına bilinç oturtturucu eğitim çizgifilimleri ve yayınlarının konması , ailelere çocuk yetiştirme kurslarının açılması gerekmektedir . Üniversitede lavabo kapılarının arkasında siyaset yapan gençlikle aman okumaya ne gerek var hayatını yaşa nede olsa atanamayacaksın diyerek yaşayan genç bir işsiz kütlesi Türkiye’yi beklemekte . Yeni yapılan kyk yurtlarında bile o kadar kalitesiz eşyalar kullanılmışki sadece terör dağda askere mermi sıkmayla degil devletin verdiği ihaleler ile haksız kazanç elde etmek te birer terörizimdir . Geleceğimiz vahim durumda. 4 cü sınıf maliye öğrencisiyim gecelerim gündüzümle karışıyor bu memleketin hali ne olacak . Artık bir şeyler değişmeli ve bunları bizler yapacağız .

      Sil
    3. Furkan Soylu

      Fazla safça düşünüyorsunuz.Her şey bu kadar kolay bir denklemde gerçekleşmiyor. Türkiye'den umudu kesin bence. Aydınlık sizin hayalinizden bile uzakta. Medeniyet , bu diyarlara maalesef uğramayacak.

      Sil
    4. Neden Furkan'ın hayallerini ve umudunu söndürüyorsunuz.Her insanın hayatını anlamlı kılabilmek için hayallere ve oradan türeyen amaçlara ihtiyacı vardır.Ve bunlar yaşamı anlamlı kılar.Aynen devam Furkan senin yolun doğru yol....

      Sil
    5. 11.13, Furkan Soylu'ya doğruları söylemek lazım, gerisi kendi tercihi.

      Türkiye den artık ümit yok, istediği hayatı asla yaşayamaz. Şimdiden kendine bir kariyer planı çizip, alanındaki yurt dışı imkanları değerlendirmesi en iyisi.

      Sil
  44. Negatif büyümeye devam eden ekonomimizde dolar da negatif çakılmasına devam ediyor. Şu aralar 5,80'lerde, muhtemelen düzeltmesini yapıp haftayı 5,75-76 üzerinde kapatacak. Uzun süredir böyle çakılmamıştı, ekonomi reform paketi ve seçim tuluatı ile gerçekten sıkı çakıldı. Bu gidişle yakında negatif büyümemize, dolardaki negatif düşüşe ve demokrasideki negatif patlamalara bağlı olarak 2023 hedefleri derken 1923 hedeflerine ulaşacağız...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1923 mü?

      Derin bir kargaşa(1) dönemindeki ülkenin siyasi yapısı ve birliği oturtulmamış. Ülke birlik içinde değil, dağınık. Halkın büyük bir kısmı fakirlik içinde...

      Ülkenin batısında kendini, İstanbul'un desteği(2) ile yönetici ilan eden bir lider(3) var.

      Ülkede hem güçlü liderlik(5) ile siyasi birliğin kurulması gerekiyor, hem batı(4) ile ilişkilerin düzeltilmesi, hem devlet teşkilatının yeniden tesisi (ordunun güçlendirilmesi ve maliyenin oturtulması)(6), hem de halkın durumunun toparlanması gerekiyor.

      1423 Türkiye'sinin en büyük sorunları bunlardı.

      (1) Fetret devri
      (2) Bizans
      (3) Mustafa Çelebi
      (4) Venedik, Balkan ülkeleri ve Bizans ile ilişkilerin düzeltilmesi
      (5) Sultan 2. Murad
      (6) Çandarlı Birinci İbrahim Paşa


      :)))

      Sil
    2. Şahabeddin bey, bir-iki reform paketi daha açıklarsak okları yayları hazırlayalım, avcı-toplayıcı döneme giriyoruz demektir diyorsunuz anlayabildiğim kadarı ile :)))

      Sil
  45. Hocam açık açık yaz işte başkanlık sistemi ülkeyi bu hale getirdi, parlamenter demokrasiyle serbest piyasa ekonomisi yürür, böyle diplomasız başkanla olmaz diye. Neden çekiniyorsun anlamıyorum. Sizin gibi aydınlar da vaziyeti açık açık yazmazsa vatandaş ne yapsın?

    Selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz buraya yazdıklarınızı adınızı ve açık adresinizi koyarak yazın sonra biz de bakarız. Öyle adsız anonim yazıp da bütün yükü aydınlara bırakmak yok. Si de bu ülkede yaşıyorsunuz ben de.

      Sil
    2. Biz dedik, başkanlık sisteminden çok önce dedik,
      Önce kafamıza gaz bombası yedik,
      Sonra terörist ilan edildik,
      Siz ne yapıyordunuz o sırada?

      Ekran başından izleyip,
      ah tüh diye kuru sıkı twit atan bomboş laikçi tipler vardı,
      onlar neler yaptı?

      Öldürülen aydınların hesabını bu halk istedi mi?
      Türkan Saylan için gözaltı kararı alındığında ona destek verdiniz mi?
      Taner Kışlalı, Uğur Mumcu niçin öldürüldü?

      Benim güzel okulum, Kuleli Askeri Lisesi, müze yapıldı, kimin sesi çıktı?
      (Belki de başka bir şey yapmışlardır).

      Yok öyle, her şeyi başkasından beklemek, zaten benden beklenecek bir şey kalmadı,
      hem yaşım geçti, hem de kim için hayatı riske edeceksin ki?

      Herkes ne hali var ise görsün, gemisini kurtaran kaptandır.

      Bir ülkede Genel Kurmay Başkanı, terörist diye hapse atılıyor, halk sesini çıkarmıyorsa,
      kimse tatlı canını o halk için tehlikeye atmaz, verirsiniz parasını, kendinizi ailenizi
      koruyacak birilerini bulursunuz.

      Sil
  46. Hocam Cenevre'deki konferansın videosu falan var mı? Olsa da izlesek.

    YanıtlaSil
  47. En önemli paket Adalettir.bunu başaramadık.herkesin birbirine olan sevgisi ve saygısı düzeltmeli.cok uzağa gitmeye gerek yok.bir ailede baba çocuklarına adaletli davranmazsa herkesin hukukunu gözetmezse orda ne sevgi ne birlik ne beraberlik nede huzur kalır.biz şu an bu ailevi sorunu yaşıyoruz.birileri miras benim deyip herşeyi yiyip tutarken diğerlerinin hakkı hukuku gozetilmemekde.ve bunu savunanlar maalesef en dindar geçinenler.

    YanıtlaSil
  48. HEDEF 2023 !!! 23. BÜYÜK EKONOMİ.

    YanıtlaSil
  49. Dusardan alnan 500.000.000.000 dolar borcu yandaslar kullandilar carcur ettiler. Simdi vatandas odeyecek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aferim evladım, kafa çalışıyor,
      Ülkeyi akıllılar terkettiği için o borç bizim çomarlara kalacak,
      Henüz farkında değiller, avrupa bizi kıskanıyor diyorlar,
      Faturayı öderken onlar da akıllanacak, merak etmeyin.

      Sil
    2. Aynen böyle. Halk bunlar bir şey yapıyor zannetti ama yaptıkları sadece borç alıp, parıltılı şeylerde harcadılar. 2000 Bin TL geliri olan asgari ücretlinin, bankalardan borç alarak aylık 7-8 bin TL harcaması gibi. Eninde sonunda patlayacaktı. Ben CHP’nin yerinde olsam iktidara talip olmazdım. Eskiden enkaz devraldık derlerdi şimdi bunun çok çok ötesinde. Artık enkaz ekonomik değil sosyal ve siyasal olarak da karşımıza çıkıyor. Bakınız seçimler, ülkedeki kutuplaşma, yurtdışına taşınmalar. Türkiye başkanlık sistemini taşıyamaz. Başkanlık sistemi de Türkiye’yi taşıyamaz.

      Sil
  50. Seneye goodbye G20!! Yanılmıyorsam 96 yıllık tarihimizde hiç ilk 20 dışına çıkmadık. Emeği geçenlere tebrikler, hayaldi gerçek oldu...

    YanıtlaSil
  51. Hocam, IMF verilerine göre 2018 yılı Türkiye'nin GDP'si 766 Milyar Dolar, bu durumda 19.sırada olmuyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2018 de TUİK verileri 784 milyar dolar olduğu için onu aldım.

      Sil
    2. diğer ülkeleri neye göre aldınız peki? onları İMF'ye göre aldınız. yaptığınız çifte standart.

      ayrıca hala 2000'de 17. değil, 20. imişiz demenizi bekliyorum. aksi halde gözümde ahlaksız bir adam olup, çıkacaksınız.

      Sil
    3. Onların kendi rakamlarını bilsem onu alırdım. IMF de buradan alıyor rakamı ama son kesin rakamı almadığı için 766 yazmış. Bu tür konuları bilmediğiniz ve bilen birisine de sormadığınız için cahilliğinize bakmadan insanları ahlaksız olarak damgalamaya kalkmışsınız. Bu tavır sizi belki ahlaksız yapmaz ama ahmak olduğunuzu kanıtlar.

      Sil
  52. 1)Hocam yeni gelen sigara zamlari maliyeye hazineye nefes aldirir mi?
    2) Kenevir ekim alanlari kenevir uretimi saglikta tipta kagitcilikta sizce bize ulkemize katki saglar mi?Iktidar keneviri kurtulus recetesi gibi sunuyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1- Sigaraya gelen zam vatandaşa nefes aldırabilir sigarayı bırakırsa. Maliyeyi etkilemez, millet sarma tütüne döner.

      2- O kenevir dedikleri, Avrupaya sattıkları uyuşturucu için, tıp keneviri üretimi miktarı ciddi bir talep sağlamaz.

      Sil
  53. Fatih Kömürcüoğlu12 Nisan 2019 16:45

    Batı'nın gerilemesinden ziyade Doğu'nun arayı kapattığı önermesi daha gerçekçi bana göre.

    Hocam konu ile ilgisi yok ama enflasyonu zıplatmayacak emisyon hacminin ne kadar olacağına kim ve nasıl karar veriyor?

    YanıtlaSil
  54. Subat ayinda tavuk eti uretimi 158 bin 411 ton, hindi eti uretimi ise 4 bin 291 ton olarak gerceklesti. Tavuk eti uretimi subatta, bir onceki aya gore yuzde 6,2, bir onceki yilin ayni ayina gore yuzde 4,9 azaldi.

    Hocam tavukların tekrar sayılmasını istesek mi acaba? :-))

    YanıtlaSil
  55. Nufusumuzu arttirisak sayet 15. buyuk ekonomi olabiliriz, Baktigimiz zaman tabloya yuksek nufuslu ulkeler ciddi manada buyuk ekonomi.Turkiyenin bence en onemli sorunu nufusunu 100 milyona cikartmak olmali bunun icinde ne gerekiyorsa derhal yapilmali. 100 milyon oldugumuzda ciddi manada sira atlariz. Suriyeliler geldi de ayakkabicilik teksil atlet corap tornacilik utuculuk harekete gecti. Yoksa kucuk esnaf kobicilik kucuk isletmecilik silinip gidecekti.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rakamlara bakarsaniz suriyeli ler geldikten sonra da ekonomi kuculmeye devam etti.

      Turkiyeden nufusu fazla olup daha fakir olan ulke sayisi zenginden daha cok.

      Isvicre ve hollanda nasil?

      Sil
  56. sayın maliye bakanının paketini kısa özeti bana göre: sgk özelleştirilmesine hazır olunuz. bankacılık sistemimiz iddia edildiği gibi yeterli sağlamlığa haiz değildir. bankacılık sektöründe başta kamu bankaları olmak üzere bilanço makyajlamaları yapacağız. bes zorunlu hale getirilerek hem işçi hem de işveren üzerindeki yükü artıracağız. yani ekonominin taşıyıcı kolonu olan üretici-tüketici çatırdamaya devam edecek. kıdem tazminatı fonunu arpalık yapacağız. bankaların sorunlu kredileri ki çoğunluğu enerji-inşaat sektörünündür bu kredileri uluslar arası fonlara transfer edeceğiz . yani bu yolla örneğin 1 milyar dolarlık kredi değeri 250 milyon dolara düşebilir bu da bankalara zarardır. ve borçlu artık uluslar arası sermayeye muhatap olacaktır. zaten bu yüzden dibs ler banka bilançolarına konuluyor. zararları minimize olsun diye. ama bunlar yatırımcıların gözünden kaçmaz kolay kolay. bu paket kanaatimce büyük çelişkiler yumağından başka bir şey değildir. bütçe disiplininden bahset tasarruftan bahset ancak teşvikleri de arka kapıdan genişleyici para politikalarını da aynı pakete koy sonra da bu pakete güvenin ve yatırım yapın bekleyişinde ol. rasyonel bulmuyorum. ne dersiniz sayın hocam;?. iyi akşamlar.

    YanıtlaSil
  57. Çok yakında hepimiz istanbul seçiminin nasıl yenilendiğini göreceğiz. Ardından kürt seçmenini bloktan koparma operasyonu başlayacak. TV kanallarında sergilenen tiyatro kimseyi yanıltmasın, AKP istanbula mecbur, o kimsenin anlamaďığı dava varya, işte onun son halkası için istanbul büyükşehir belediyesi'ni elinde tutmak zorunda, yoksa kanal istanbulu yapamazlar, yapsalar da rant dağıtımını kontrol edemezler.
    Kanal istanbul yapilamaz ise bu dönemin sonu olur, Katar sermayesi bye-bye der.

    YanıtlaSil
  58. Türkiye'yi inceleyenler rejim değişikliğini henüz algılayamadıkları için hata yapıyorlar.

    Bu rakamların değişmesi, ekonominin küçülmesi, bazı iktisatçıların durumu açıklayamaması ve ümit taşımaları yeni rejimin fiyatlanması ve gereği şeklindedir.

    Türkiye içinden baktıkları için ister istemez bu körlük oluşuyor.

    Atatürk bu ülkenin rejimini değiştirmişti, rejime karar veren kişi idi.
    İsmet Paşa ise yeni devleti inşaa etmişti.
    Padişahlık bir daha gelmesin diye ne yapmışlardı?
    Padişahı kovmuş, halifeliği de kapatmışlardı.
    Böylece rejim değişikliğinin önüne geçilmişti.

    O zaman Anadolu ekonomisi yeni rejimin gerekliliğine göre kendi değerini bulmuştu,
    rakamları o yönde ilerlemişti.

    Şimdi yine benzer bir süreç yaşanıyor.
    Tayyip Erdoğan yeni inşaa ediyor.
    Rejim değişikliğinin önüne geçmek için gerekli hamlelerinin büyük kısmını yaptı,
    geri kalanını da önümüzdeki bir kaç yıl içinde tamamlayacak.

    Bu yeni Türk rejimi de burada insanların ümit etmesi ile değişmez,
    Nasıl Atatürk padişahı kovmuşsa, yeni rejimin kurucuları da kovulması gereken insanları
    kovdular.

    Bundan sonrası sadece zamanın akışı ve günlük basit vakalar.
    Bu rakamlar da onu gösteriyor.

    Merak etmeyin, dünya bu yeni rejim ile de çalışır,
    maliyeti ve miktarı farklı olur ama çalışan birileri bulunur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. şahabeddin bey yalnız çok önemli bir noktayı unutuyorsunuz. M.K.ATATÜRK devlet-i ebed müddet fikriyatının kadim taşıyıcısı olan teşkilat-ı mahsusanın destekleriyle cumhuriyeti kurdu. bugün sözde yeni rejimin kurucusu olan şahıs küresel sermaye odaklarınca desteklenen yeni Osmanlıcılık adı altında üniter yapıyı tasfiye edici şehir devletleri şeklinde sermaye güdümlü devletçikler kurmanın peşindedir. 1912 Osmanlısı yani ingilterenin istediği rejim inşasına çalışıyor. 96 yıl önce inisiyatif bizdeydi bugün inisiyatif küresel sermayenin elindedir. işte bam teli bu ayrıntıdır. birkaç yılı kalmadı çünkü onu buraya taşıyan güç parlattığı yerden adım adım sonunu da getiriyor. gücün kaynağı neresiyse güç de oradan kesilir. bu kadar net. bu son türk devletiydi bence. tasfiye ettiğinde o da tasfiye edilecek. tüm sistemi bir şahsın üzerinde topla sonra o şahsı devir yıkım gelsin. o şahıs da hala bunu ya anlamıyor ya da bunu o da istiyor.

      Sil
    2. Sayin Sahabettin Batarel , cok sakasiniz veya ciddiyseniz profiliniz super otesi dusuk..

      Gercek bir devlet adami ve getirdigi devlet sistemi ile tarihe ve kitaplara ilelebet gecen Ataturk ile

      rejimi olmayan hirsizlik yagma duzenini haydut duzenini kabile duzenini nasil kiyas eder ve sistem olmayan bu duzene de nasil alisir dersiniz ?

      Olmayan bir siatemin rejimin yok edici yagmaci musluman kiligina girmis bir guruhun pesine takilip nasil boyle seyler yaziyorsunuz ?

      Bir sistemle bir sistemsizlik
      bir ahlak ile ahlaksizlik
      ...
      karsilastirmak aklimizla dalga gecmektir.

      Biri de tutmus ahlak ile basyapit Ask-i Memnu romanini devletin ahlaki ile iliskilendirmis. Bir de utanmadan bilmem neyin 4.cu sinifinda egitim aliyormus.

      Ahlak demek hep anlasilan bel alti gecen olay demek degildir.
      Bu halk bu cahilligi yuzunden daha cok gececektir.

      Bu saka yapan aklimizla dalga gecen arkadaslarin sonu o romandaki Behlul'den cok farkli degil aslinda. Sonucta bunlarin hepsi behlul kalmis bu hayatta...

      Dalganizi gecin bakalim, nereye kadar aklimizla dalga gecilecek bu ulkenin sonu ve rejimi ne olacak gorecegiz.

      Ataturk'un dedigi olacak beyler uyanin, birakin dalgayi !!

      ilelebet Turkiye Cumhuriyeti kalacaktir !!!

      Sil
    3. Selam,

      Yönetim rejimleri, devletlerin idare şeklidir.
      Yönetim rejimi ile devletin kuruluşunun ve milletlerin hayat tarzlarının,
      dünya görüşünün derin bir ilgisi vardır.

      Şahsen, 2017 de Türk halkının rejimini değiştirmek istemediğini çok iyi biliyorum, bu sebeple, "rejim değişikliği için gereken hamlelerin büyük kısmını yaptı ve kovulması gereken insanları kovdu, yeni rejimini koruyacak hamlelerini yaptı" diyebiliyorum.

      Neticede rejim değişmiştir, gerisi zaman akışı ve günlük basit vakalardır.

      Türk halkı Parlementer Cumhuriyet rejimini tekrar istiyorsa, buyursunlar getirsinler, kendilerini tutan yoktur!

      Teşkilatı mahsusa, üye sayısı 40 bin e etki alanı Trablusgarb'tan günümüzdeki Pakistan ve Afganistan içlerine kadar uzanan bir yapı idi. Resmen 1918 de kaldırıldı!
      Kurtuluş savaşımızın öncü liderlerinin neredeyse tamamı bu teşkilat içinden yetişmiştir.

      Atatürk, bu teşkilatın yapısını en iyi bilen siyasi liderimiz olmuştur, o sebeple teşkilata çok ciddi eleştirilerini getirmiş, kurduğu Cumhuriyette, Teşkilatı Mahsusa gibi kafası politika ile bulanabilecek bir yapı istememiştir. Politik mensuplarını pasifleştirip, işine odaklanan bir yapı kurmuştur.

      Yeni yapının kuruculuğunu askerliğine, disiplinine ve yeteneğine en çok güvendiği kişilerden olan Maraşal Fevzi Çakmak Paşa'ya vermiştir. Fevzi Paşa'yı incelerseniz, kişisel duygularını işine asla karıştırmayan güzel bir insan tanımış olursunuz.

      Teşkilatı Mahsusa nın Atatürk tarafından yeniden dizaynı bile ileri görüşlülüğünün göstergesidir. Teşkilatın Atatürk tarafından kovulan politik unsurlarının Irak, Afganistan, Pakistan, Kuzey Afrika (Mısır) ve Orta doğuda sonradan yaptıkları ile Türkiye'nin inkişafı aradaki farkı bize göstermektedir.

      Atatürk'ün dediğinin olması için akılcı insanların, iş yapması lazımdır. Ben o aklı son 25 yılda Türk yöneticilerde görmedim.

      Gerek CHP gerekse AKP gerçeklerden çok uzak duygusal saçmalıkları topluma iletirken, toplumun gerkçek varlıklarının yok olmasına sebep olmaktadırlar.

      Mahfi beyin bu makalesi ile alakamız da bu sebepledir. Ülkenin kaybettiği ekonomik seviye rakamlara ve sıralamalara yansımıştır.

      Duygusallığı bırakıp, gerçeklere odaklanmak gerekir. Atatürk, "Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" sloganını söylerken bile bir gün bu devletin batacağını çok iyi bilen realist bir insandır.

      Sil
  59. Hocam size emeğinizden dolayı çok teşekkür ediyorum.Ülkemizin sorunlarını halkımız yaşayıp tecrübe etmeden malesef okuyup dinleyerek ve daha sonra analiz ederek çözemiyor, bunun yerine yaşayıp tecrübe etmeyi deniyor. Sizin gibi değerli aydın insanların bu yazdıkları yıllar sonra işte o tarihte mahfi eğilmezde gerçekleri yazmış ama dinleyen olmamış diyecek. evet bugün geç kalınmış olacak fakat halk yaptığı yanlışı kendisi görmeden anlamaz. sizin değerinizde eminim yıllar sonra anlaşılacak ozaman belki kitaplarınız yazdıklarınız eserleriniz çok değerli olacak ama keşke zamanında bu aydın kişiler dinlenseydi denilecek durduğunuz yerde insanlar durmaya başlayacak belki birçok uç görüşteki sağ partili insan sizin yolunuzundan arkanızdan gitmeye başlayacak eminim buna. Bugün hükümetin yaptığı yanlışlarada bu kadar kötü yanlışlar yapılırmıydı hiçmi aklınız yoktu denilecektir. ben bugünleri belki ileride anlatırken biz ışığın peşinden giden azınlıktık ama artık mahfi hoca gibi aydınlar sayesinde çoğunluk olduk diyeceğiz. yazdıklarınız ve bize kattıklarınızla haklı olduğunuzu defalarca gördüm. bazen ülkemizin bakanı yapısal reform diye bize ülke sorunlarını anlatıp gitti diyeceğiz evet komik ama yapısal reform ile alakalı olmayan sadece uzun zamandır ekonomistlerin söylediği sorunları çıkıp aynısını açıklayan bakan sanki çözüm üretecek değilde muhalefet edecek pozisyondaymış gibi ve daha kötüsü yapılan açıklmaya yapısal reform diye dünyaya yutturmaya çalışmak. yapısal reform nedir anlatmak gerekmiyor artık herkes biliyor sorunların tespiti ve çözüm önerileri ama biz şunları yapacağız edeceğiz diye açıklamalar var nasıl yapılacağı yok kanun yok yapısal reform yaptık bunları şu kanunla yaptık diyecek bir yönetici yok. gerçekten artık eskiyen akılların yada hantallaşan insanların yapısal reform yapmasını beklemek acizlik. bırakalım yapsınlar bırakalım etsinler diyemiyorum ama bazende bırakalım batsınlar demek beni rahatlatıyor sonucuna biz katlanacak olsakta halkımız zulüm çekmeden bunu anlamayacak.

    YanıtlaSil
  60. Hocam Çin 12 kat Türkiye 2.5 kat büyümüş.ABD ise 3 kat büyümüş son 20 senede.
    Oysa ABD dolar emisyonu 5 kat büyüdü. Bu ABD de basılan paranın ve ekonomik büyüklüğün ABD dışına çıktığını mı gösteriyor? Nuri

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, yoksa ABD'de enflasyon böyle kalamazdı.

      Sil
  61. Hocam geçen açıklanan sözde reform hakkında ne düşünüyorsunuz. Sizin reform denince akla ne geldiğini çok duyup bildiğimiz için merak ettim. Açıkçası sayin bakan yatirimcilara bu adam ne anlatiyordan başka bir etki yaratmamis. Keşke sizin yazdıklarınızı okuma fırsatı olsaymış.

    YanıtlaSil
  62. En tepeye güven yoksa bu iş bitmiştir. Bunu sadece Türkiye'de yaşayanlar için söylemiyorum. Yurtdışı yatırımcısıda artık güvenmiyor ve her fırsatta parasını çekiyor. Tek çözüm birinin bırakması, oda mümkün görünmediğine göre gittikçe daha kötüye gidileceği kesin.

    YanıtlaSil
  63. Sayın Adsız,
    Şubat ayı 28 gün, ocak ayı 31 gün olduğundan olabilir mi? :-)

    YanıtlaSil
  64. Normalde yazılarınızı ve bu yazılara yapılan yorumları pek okumam fakat ne zaman okusam aklıma şu sorular geliyor:
    1-iyi güzel yazmışsınız fakat gerçekçi çözümleriniz nelerdir? Sanıyorum siz ya sadece teoride boğulmuşsunuz uygulanabilirliği umrunuzda değil, ya siz halkınızı ve vatanınızı tanımıyorsunuz, ya da sadece bildiklerinizi sırf muhalefet olsun okuyanı muhalif olmaya sevk etsin diye yazıyorsunuz.
    2-Türkiye tarihi ve ülkenin içinde bulunduğu jeopolitik önem ve Türkiye karşıtı küresel sermaye güçlerinin çıkar savaşlarını görmezden gelmeyi mi gerçekçi buluyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adsız 02:08,

      Şöyle düşünün: Siz diyorsunuz ki hukuk reformu yapılması, hukukun çağdaş normlara uydurulması lâzım, kişilere göre hukuk olmaz v.s. Bu düzeltmeyi yapması gerekenler diyorlar ki "Hayır, dünyada en ileri hukuk sistemi bizde".

      Siz diyorsunuz ki eğitim reformu yapılması, çocuklara bilimsel eğitim verilmesi, eğitimin kalitesinin yükseltilmesi v.s. lâzım. Bunları yapması gerekenler diyorlar ki "Hayır, bizim 1 milyon öğrenci için daha imam hatip açmamız, çocuklara dini ağırlıklı muhafazakâr eğitim vermemiz lâzım, zaten islâmi ülkeler ancak ara eleman yetiştirebilir".

      Siz diyorsunuz ki tarım öldü, yüzbinlerce dönüm tarım arazisi atıl dururken soğanı patatesi bile ithal eder olduk, tarım reformu yapılması lâzım, yapması gerekenler diyorlar ki "Avrupa lideriyiz".

      Siz diyorsunuz ki ihracatı ithalata dayalı halden çıkartmamız, yüksek teknolojili, yüksek katma değerli üretime hemen geçemesek bile en azından ara malı üretimine bir an önce geçmemiz lâzım. Yapması gerekenler eldeki tüm sanayi tesislerini özelleştirme adı altında o bahsettiğiniz küresel güçlere peşkeş çekerken bir de "bizden önceki iktidarların dikili bir ağacı bile yok" diye ortalıklarda geziyorlar.

      Bu örnekler çoğaltılabilir de siz anlamak ister misiniz bilmem. Türkiye'nin jeopolitik önemi bugün ortaya çıkmadı. O küresel güçler bu iktidara para yağdırıp iktidar da o paralarla yandaşlara hazine garantili yollar, köprüler, tüneller yaptırırken, İstanbul'u rant uğruna yüksek binalarla doldurup perişan ederken iyilerdi de bugün mü kötü oldular?

      Mahfi hocadan ve burada yorum yapanlardan net olarak ne yapmalarını beklediğinizi, ne yazarlarsa sırf muhalefet olmayacağını ve okuyanları muhalif olmaya sevketmeyeceğini açıkça yazarsanız belki anlayanlar çıkabilir.

      Sil
    2. Selam 02.08,
      Bir akademisyenden ulkeyi kurtarmasini bekleyemeyiz, bilgilerini ve dusuncelerini ozgurce paylasimini bekleriz.

      Mahfi bey kendi imkanlari ile bunu Turkiye sartlari icinde yapiyor.

      Sizin bahsettiginiz gibi baska sorunlar da olabilir, rica etsem siz de isminiz ile bir blog acip paylasiyorsaniz linkini yazarmisiniz?

      Sizi de okumayi isteriz.

      Sil
    3. Mahfi Egilmez zaten hazine mustesarligi yapmis bir yuksek burokrat. Yani yapacagi seyleri yapmistir. Simdi de ukdelerini yaziyor.

      Sil
    4. Sehabeddin Bey cok güzel yazmis. Daha da ötesi yok. Bir ekonomistten ülkeyi kurtarmasini beklemek kadar ahmakca bir sey olabilir mi?


      Sil
    5. Ben yaklaşık 25 yıldır hem hataları hem çözüm yollarını yazıyorum ama arkadaşımız normalde beni okumadığı arada bir okuduğu için çözüm yollarını gösteren yazımı okumamış. Genellikle az okuyan insanların teoriyle sorunları olur. Teorinin yaşamın ve uygulamanın bir özeti olduğunu anlamazlar. Kafalarında hep kendilerine göre basit ve ucuz görünen ama aslında pahalı çözümler vardır. Tıpkı Türkiye'nin son on yılda yaptıkları gibi. Onun için de teoriyi suçlarlar.
      Bir ekonomistten veya herhangi birinden Türkiye'yi kurtarmasını beklemek yanlıştır. Türkiye'nin kurtuluşu demokrasiyi, hukuku, insan haklarını, eşitliği yerleştirerek olur.

      Sil
  65. Bu küçülme büyüme nasıl hesaplanıyor. Düz mantık (706-784)/784*100=-9.9 yani %9.9 eksi olduğu içinde küçülme olarak hesaplıyorum ben. 2,5-3 nasıl çıkıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Milli gelir TL olarak hesaplanıyor. Fiyat değişimleri arındırılarak büyüme veya küçülme oranı bulunuyor.

      Sil
  66. Hocam IMF den Thomsen diye birisi Türkiye ekonomisi zor donemden geciyo ama bunu abartmamaliyiz rahatlikla atlatır uyguladığı politikalar doğru dedi sıkı para politikası uyguluyorlar dedi bu konuda ne düşünüyorsunuz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mahfi Hocam, Türkiye ile imf televizyon ekranlarinda anlastiklarini ilan etmedikleri sürece soylemeyecek olsa da..

      Ben söyliyeyim.. IMF ile Türkiye anlasti. Bu aciklamalar piyasanin ve özellikle kahraman Türk milletinin, özellikle ve özellikle her ne kadar birsey degismeyecekse de AKP secmeninin gazini almak icin ufak ufak yemlemeler.

      Ekonomi reformunun mimari hazine bakanimiz Damat Berat bey nerede su anda? ABD de..

      bilmem anlatabildim mi?

      Sil
    2. bakalım ne demiş:
      "Uluslararası Para Fonu (IMF) Avrupa Departmanı Direktörü Poul Thomsen, Türkiye için sıkı para politikasının ve enflasyon beklentilerini yeniden kontrol altına almanın kritik önemde olduğunu belirtti."
      ne dememiş:
      Bunu abartmamalıyız dememiş. Rahatlıkla atlatır dememiş. Uyguladığı politikalar doğru dememiş. Sıkı para politikası uyguluyorlar dememiş.

      ilk ikisi zaten imf yetkilisinin ağzından çıkması tuhaf açıklamalar. Sıkı para politikası zaten uygulamıyoruz. Uyguladığımız politikalar da buna istinaden doğru değil.

      Kaynak:
      https://www.bloomberght.com/imfthomsen-turkiye-icin-siki-para-politikasi-kritik-onemde-2212120

      Sil
    3. Zor olan IMF ile bir düzenleme içine girmek değildir. Zor olan her 3 ayda bir o programın performans kriterlerini yerine getirip devam edebilmektir.

      Sil
    4. http://m.haber7.com/ekonomi/haber/2851160-imfden-turkiye-aciklamasi-abartmayin/?detay=1

      Bu adrese bak bakalım ne demis

      Sil

    5. Konuşmanın orijinalini buldum.
      https://youtu.be/pBKAmfGBKPg?t=1873

      Soru:
      Neredeyse bütün ekonomistler ve analizciler Türkiye ekonomisinin Bu yaz çökecegini düşünüyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
      Cevap:
      O kadar da değil ama Türkiye zor zamanlara, çok daha zor zamanlara giriyor.
      (Kısalttım cevabın tamamı aşağıda ayrıca https://youtu.be/pBKAmfGBKPg?t=1873)
      Anlaşılan soruyu yazmaya cesaret edememişler. :)
      Ayrıca çok ilginç bir şey söylemiş. PPP ile alakalı şeffaflık sorunu var demiş.
      Hocam ppp'de şeffaflık sorunu var ise bu enflasyonda da sorun olduğu anlamına gelir mi?

      :
      almost all the economists all the analists they agree that turkish economy is going to collapse in the summer. and I wanted to know what is your take on this because I saw one of your reports that you cover them.

      :
      I would not agree with the way you described it. I don't this everybody expects the collapse of the Turkish economy. We certainly do not. Yes, Turkey is facing some challenges at the moment and yes we do think that Turkey will go through a period... will have a recession if you want with some reduction in GDP. the fact is that the political and financial turmoil that we have seen have taken a toll on the economy. But we should sort of not accessor... exaggerate the difficulties turkey are facing.
      ((Not: Burası çok ilginç sanırım exacerbate diyecekti ama sonra çevirdi)(Sorunları bir de biz kaşıyıp daha da zor hale getirmeyelim'i ağzından kaçırmış gibi duruyor.))
      :
      Clearly Turkey took some important measures during the last six months including on monetary policy. I think it is critical that first that Turkey maintain an appropriately tight monetary policy to reduce inflation and reenter inflationary expectation. There has been progress, it is critically important that the central bank is being given the independence that will allow it to, in a forward-looking manner as circumstances change maintain this appropriately tight monetary policy. So central bank independence is critically important on that regard.

      On fiscal policy Turkey actually has fiscal space. We certainly would recommend that Turkey can allow automatic stabilizers to work as it goes into this difficult, more difficult period. Not some of the critical issues facing Turkey here is around the issue of transparency relating to ppp's relating to course I fiscal operation. Third clearly with this relatively significant downturn, its always important to keep a close watch on the financial sector and take actions if needed. And I think particulary to reform the insolvency and restructuring framework to deal with any problems that might arise.

      Let me stress its important. (IMF ile anlaşma yok demiş.)

      Sil
  67. Adsiz 19:28 in analizini dikkat cekici buluyorum.

    YanıtlaSil
  68. 20.lik söz konusu olamaz.tekrar tekrar sayılsın pardon hesaplansın.gerekirse sadi güven devreye girsin.

    YanıtlaSil
  69. Nüfus artışımız bizim(Türkiye) senelik 2buçuk-3..büyük tabloda Türkiye 20 senede 2buçuk büyümüş..19 sene zarar da değil miyiz?!..Mahfi hocam..avrupanın nüfusu sâbit..%5 bile büyüse cebi şişiyor-geliri artmıyor mu?.Tekirdağ'dan selâm olsun..haliltopuz..küçük esnaf..

    YanıtlaSil
  70. Dönüp dolaşıp aynı yere geldik

    YanıtlaSil
  71. Hocam merhabalar,sizin zamanında müsteşarı olduğunuz bir kurumun sınavında sorulmuştu kafamı karıştırdı, abd kalıcı para arzını artırırsa bunun euro üzerindeki etkisi ne olur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. basit. euro dolar karşısında değer kazanır. çünkü küresel rezerv tek para birimi dolardır. dolar giderek bollaşır ve euro daha sınırlı oranda piyasalarda olduğundan dolar değer kaybederken euro giderek değer kazanır.

      Sil
    2. Euro dolara karsi degerlenir. Euro degerlendiginde dis ticaret konusunda dengeleri bozulmaya baslar disaridan ucuza gelen ithal edilen urunler sayesinde enflasyonu duser bu nedenle euro bolgesi de bir zaman sonra kalici ya da gecici para arzini arttirici onlemler alir.

      Buna benzer durum 2011den 2015e kadar donemde oldu. Bu donemde ABD para arzini arttirmis bu yillar arasinda bu durumun euro bolgesinin deflasyonist etkiye acik olmasini ve euro-dolar bandinda euronun daha degerli olmasini saglamistir.Bu donemin sonunda ise Euro bolgesi 2015den itibaren ABD tarzi para arzi politikasina girismis deflasyondan ve euronun degerli olmasinin yarattigi sikintilardan uzaklasmaya calismistir. Bu politika halen daha devam etmektdir.

      Sil
  72. Mahfi bey,

    Şu buhranlı günlerde kızgın ve üzgün olduğunuzu, aynı zamanda yoğun çalıştığınızı biliyorum. Serbest vakitlerinizi de dolu dolu geçirmeye çalıştığınıza eminim.

    İlginizi çekeceğini düşündüğüm bir film vizyona girdi: "The Professor and the Madman (Deli ve Dahi)"

    IMDb tanıtım adresi: https://www.imdb.com/title/tt5932728/

    1857'de ilk basımı yapılan Oxford İngilizce Sözlük'ün hazırlanış öyküsünü anlatan, gerçek olaylardan uyarlanmış bir film.

    Leksikograf James Murray (Mel Gibson) ile Doktor William Chester Minor'ın (Sean Penn) nasıl bir araya geldiğini ve sözlüğün oluşum sürecini anlatıyor.

    Seyredecek misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın Adsız 18:38

      Tamamen meraktan soruyorum, mazur görün; birisine film, kitap, müzik önerdiğinizde hep böyle "seyredecek misiniz, okuyacak mısınız, dinleyecek misiniz" diye sorar mısınız?

      Sil
  73. Hocam iyi günler, https://evds2.tcmb.gov.tr/index.php?/evds/portlet/IScH%2BA8YwOo%3D/tr bu siteden mi Merkez Bankası'nın rezervini öğreniyoruz ?

    YanıtlaSil
  74. Bir yorumda benden NTV de çalışırken 2 sene önceye kadar ekonomi çok mu iyiydi? Yani 2 sene önce enflasyon %10 veya 9 gibiydi peki gerçek enflasyon ne kadardı ?Çalışanların durumu,binlerce şey.Bakın Mahfi Bey gerçekler her zaman aynıdır hiçbir zaman değişmedi yani sonuç olarak doğrular her zaman her yer de her koşulda aynıdır.

    YanıtlaSil
  75. Sayin Sahabettin Beterol !!

    ya cok sakacisiniz veya ciddiyseniz profiliniz super otesi dusuk..

    Gercek bir devlet adami ve getirdigi devlet sistemi ile tarihe ve kitaplara ilelebet gecen Ataturk ile

    rejimsizlik kuralsizlik yuzunden yikilmadi mi Osmanli ?

    Kabile haydutluga rejim mi denir ?

    nedir rejim ?

    muz rejim mi?
    saraylar mi rejim ?

    rejimi olmayan hirsizlik yagma duzenini haydut duzenini kabile muz duzenini nasil kiyas eder ve sistem olmayan bu duzene de vatandas da dunya da nasil alisir dersiniz ?

    adalet olmayan rejimsizlik
    ati alan uskudari gecen sisteme kim guvenecek ?

    iste ekonominin hali, vatandas bile guvenmiyor ?

    bir de utanmadan bu rejimsizligi,
    Gercek ulkeli durust bir asker ve devlet adami ile Ataturk ile karsilastirmak bu vatana ihanettir.

    Kiniyorum sizi Beterol !!!

    Olmayan bir sistemin rejimin yok edici yagmaci musluman kiligina girmis bir guruhun pesine takilip nasil boyle seyler yaziyorsunuz ?

    Bir sistemle bir sistemsizlik
    bir ahlak ile ahlaksizlik
    ...
    karsilastirmak aklimizla dalga gecmektir.

    Biri de tutmus ahlak ile basyapit Ask-i Memnu romanini ve dizisini toplumun ahlaki ile iliskilendirmis. Bir de utanmadan bilmem neyin 4.cu sinifinda egitim aliyormus.

    (Yahu sen Ask-i Memnu yu anlayacak kulturde olsan,
    boyle sefil kalmazdin.
    Sefil sorular da sormazdin.

    Hani sapkam olsa bu kadar dusuk profile sapka cikarilir, sapka yenilir.

    Hani dusuk otesi dedik de,
    bir de diplomasi supheli
    soyadina gore oylarin ne oldugunu anlayan kahinlere ne demeli ?

    Bu mu rejim ?

    Dusuk profil dedik de, ama bu kadari da vallahi pes billahi pes....)

    Ahlak demek hep anlasilan bel alti gecen olay demek degildir.
    Bu halk bu cahilligi yuzunden daha cok gececektir.

    Bu saka yapan aklimizla dalga gecen arkadaslarin sonu o romandaki Behlul'den cok farkli degil aslinda. Sonucta bunlarin hepsi behlul kalmis bu hayatta...

    Dalganizi gecin bakalim, nereye kadar aklimizla dalga gecilecek bu ulkenin sonu ve rejimi ne olacak gorecegiz.

    Ataturk'un dedigi olacak beyler uyanin, birakin dalgayi !!

    ilelebet Turkiye Cumhuriyeti kalacaktir !!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 22.38 sen ne saçmaladın böyle?

      Ortada cumhuriyet mi kalmış?

      Bir belediyenin başkanlığını hak etmişsiniz, alamıyorsunuz, gelmiş burada cek cak cuk diye konuşuyorsunuz.

      İstanbul Belediyesi orada, mazbata da orada, hadi gidin alın, ondan sonra edebiyatı yapın.

      Adamlar senin her gün geçtiğin yoldan TC ibaresini silmişler, eline aldığın her evraktan silmişler, her gün gittiğin devlet dairelerinin tabelalarından silmişler, çocuğunun her gün gittiği okuldan silmişler sen hala ilelebet dalgası geçiyorsun.

      Aklın neredeydi o zamanlar?

      Sen dalgayı yemişsin hala boş boş aklımızla dalga geçiliyor diyorsun.
      Sizin aklınız mı var?

      Sen karısını behlül e kaptıran Adnan olmuşsun haberin yok!

      Sil
  76. Kamu+Özel sektör dış borcumuz 570 milyar dolar deniyor (2018). 2002'de ise 130 milyar dolar kadarmış. GSYH hesabında dış borçlar dikkate alınıyor mu? Örneğin dış borç 2018'de 130 milyar dolar olsaydı GSYH yine aynı değerde mi olacaktı ? (Cahilliğimi bağışlayın, mesleğim : Elektronik Y.Mühendisi)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elektronik Y Mühendisi için başarılı bir soru..

      Sil
    2. adsız 01:58, dış borçları hangi iktisadi mobilizasyonda kullandığına bağlıdır daha çok. mesela imalat sanayinizi dış finansmanlarla güçlendirirseniz bunun hem enflasyonu düşürmeye dolayısıyla da faizleri düşürmeye hem istihdamı artırmaya hem de rekabet gücünüzü yükselteceğinden ihracata faydası olur. üretim teknolojisini yükseltmeye ve alt yapılarını güçlendirmeye harcarsanız ar-ge know-how faaliyetlerini artırmaya harcarsanız dış borç stokunun pekala 2-3 kat fazlasına karşılık gelecek hacimde sermaye birikimi sağlayabilirsiniz. her seçim aynı zamanda bir vazgeçimdir. biz özellikle son 9-10 yıllık konjonktürde betonu yani inşaatı seçerek yazdığım diğer gerçek iktisadi değerler stokundan vazgeçmiş olduk. bu nedenle de bu ülkeye 16 yılda 652 milyar dolar gibi devasa sermaye aktı ama biz ancak o da biraz şişirme hesaplamalarla 784 ya da 763 milyar dolarlık bir ekonomi olabildik. üstelik çok değerli ve karlı kamu iktisadi işletmelerini sattık üstüne. yani verimliliğimiz çok düşmüş durumdadır. zira inşaat gibi dövizle borçlandırıp ihracata konu olmadığından döviz geliri yaratmayıp lira cinsinden gelir yaratan bir tabana aşırı sermaye yığılımları yaparak aşırı derecede dövizde açık pozisyona dayalı sanal büyüme yaratıp fazla kur riski üstlendik. zaten GSMH de dış borçlanmalar da özellikle ara malları sermaye malları gibi harcamaların finansmanında kullanıldıysa milli gelir olarak kaydedilmektedir. uzun lafın kısası ; 1980 sonrasındaki borçlanma ekonomisi modeline göre dış borçları patlatmasaydık kuvvetle muhtemel bugünkü büyüklüğün yarısı kadar bir ekonomi olabilirdik. dikkatinizi çekiyorum son 38 yıllık iktisadi modelden ve bu modeli kırbaçlayan yüksek reel faiz-düşük kur uygulamasından bahsediyorum. eğer bugün her 100 birim üretimin 70 i dış girdilere bağımlı hale getirilmeyip de bu daha kabul edilebilir oranda tutabilecek başka bir iktisadi paradigma üretebilseydik daha düşük borçlanmayla daha kaliteli ve yüksek kalkınma ve büyüme tabanı kurabilirdik. yani düşük borçlanmaya karşın daha büyük GSMH ve GSYH lere sahip olabilirdik. tabi bu sadece ,iktisadi modelle ilgili değil ayrıca eğitim modeli ve tümsel yaklaşım olarak sistematikle de çok ilgili bir durumdur.

      Sil
    3. bu arada unutmadan cahilliğimi bağışlayın demişsiniz. herkesin cahil olduğu konular vardır. mesela ben de naçizane elektrik elektronik konusunda çok cahilim. hiç kimse her konuyu bilemez bilmek zorunda da değildir. ama hepimiz hayatımızın sonuna kadar ALLAHIN bizlere biçtiği ömrü bitirene kadar öğrenmeye ve araştırmaya zorunluluğu olmalıdır.

      Sil
  77. 10 nisanda açıklanan paket adeta okuyup araştıran düşünen toplumun özellikle giderek daraltılmış orta sınıfına yani doktor avukat mühendis işletmeci gibi kesime daha fazla vergi yükü yükleyeceğiz paketidir. yani resmen okuma araştırma cahil kal bize faydalı ol ki daha az vergi yüküne katlan mesajı verilmiş. hala utanmadan bu asalaklardan bu ülkeye hayır gelmesini bekleyen aptallar var.

    YanıtlaSil
  78. Gsmh ye göre ilk 5 te olmanın vatandaş için önemini bir türlü anlamıyorum.
    Bizden daha üst sırada olan Hindistan, Çin’de kim yaşamak ister.
    O hasılayı nüfusa böldüğünde eline kalan para ne?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben geçen yıl İsviçre'ye taşınacaktım, baktım listede bizden geride, vazgeçtim...

      Sil
    2. Herşeyimiz hasıla olmuş. Herşeyin para ile ifade edilemeyeceğini anlayıncaya kadar sadece 15 yılda her alanda dip yapan turkiyede yaşamaya devam et sen.

      Sil
  79. Türkiye ekonomisinin son 10 yıllık büyümesine baktığınızda,yıllık ortalama büyüme hızı %4,8 görünüyor.
    2002 dahil olmak üzere son 17 yıllık büyümesi ise,yıllık ortalama %5,4.
    Söz konusu yıllardaki büyüme oranlarını(Mahfi Bey in grafiklerinde kullandığı TÜİK kaynaklı rakamlar) alt alta topladım ve yıla böldüm.
    Hesaplama yöntemimde veya rakamlarda bir yanlışım varsa,lütfen belirtiniz.
    Bunun dışında,sanırım bir de TÜİK hesaplama yöntemini değiştirdiği için(Mahfi Bey’in haklı olarak eleştirdiği),herhangi bir yıla ilişkin açıklanan bir verinin,geçmiş yıllarda FARKLI AÇIKLANMIŞ OLMASI.
    Örneğin Mahfi Bey’in hazırlamış olduğu “Krizden Çıkışın Anahtarı” makalesinde,2007 ve 2008 yıllarına ait işsizlik rakamları sırasıyla %9,2 ve %10.
    Ama benim rakamları incelerken arama motorunda karşıma rasgele çıkan ve 2012 de yazılmış bir bilimsel makaledeki oranlar,% 9,9 ve %10,6.!!!(yine TÜİK ten alındığı yazıyor)
    Sanırım bu konuda da bir kafa karışıklığı veya farklı bir niyet olabilir.
    Bilmiyorum...
    Neyse.
    Asıl konumuzu dönersek,
    Takip edebildiğim kadarıyla bu büyüme rakamları,aslında çok sayıda iktisatçımızın ve ekonomistimizin Türkiye için öngördüğü yıllık ideal büyüme rakamını(%5) yakalamış görünüyor.
    E madem ki ekonomi ideal ölçülerde büyüyor,o zaman neden bu büyüme ve getirmesi gereken refah artışı toplumda hissedilmiyor?
    Neden tabana yayıl(a)mıyor?
    Demek ki ya ideal rakamlarımızda bir yanlışlık var ya da bu büyüme rakamlarının refah getirip getirmeyeceğini,farklı verilerle birlikte okuyup yorumlamak gerekiyor.
    Bir yerde yanlış giden bir şeyler var ve bunu tespit edip NESNEL GERÇEĞİ olarak ortaya koyamazsak,çözümü de hiç bir zaman bulamayacağız.
    Sanırım bu noktada “Türkiye gerçeği” nden biraz uzaklaşıp,DÜNYANIN NE YAPTIĞINA VE NEYİ HEDEFİNE ALDIĞINA bir bakmakta fayda var.
    2008 yılında abd de başlayan finansal kriz,kısa sürede yayıldı ve tüm dünyayı etkiledi.
    Özellikle abd de çok büyük dengesizlik,kitlesel işsizlik ve gelir kaybı ortaya çıkardı.
    2008 yılında %5,8 olan abd deki işsizlik;2009’da %9,3’e,2010’da da %9,6’ya yükseldi.
    Bunlar inanılmaz artışlar.
    abd nin,bu işsizliğin ve fakirleşmenin neden olabileceği kitlesel ayaklanmalardan ÇOK BÜYÜK ENDİŞE duyduğunu düşünüyorum.
    Sanırım bu endişe de,fed’in parasal genişlemeye başlamasının en önemli sebebiydi.
    Başka nedenlerde vardı tabi,ama neden en önemli olduğunu şunun için söyledim:
    Fed in geleneksel olarak kamuoyuna yaptığı sözlü ve yazılı bilgilendirmelerin,parasal genişleme ile birlikte TEK BİR KONUYA VE HEDEFE odaklandığını gözlemledim.
    Fed başkanlarının basın toplantılarında;parasal genişlemenin ne kadar süreceği,ne zaman biteceği,faiz oranları vs. sorularına verdikleri cevaplar,hep bir yeri işaret ediyordu:
    “İŞSİZLİK ORANI HEDEFİ yakalanınca,duruma bakacağız!”(1.BÖLÜM)
    (Sanırım yazı uzun olduğu için,sistem yüklemedi.O nedenle 2 bölüm olarak yüklemek zorunda kaldım.)

    YanıtlaSil
  80. (2.BÖLÜM)
    ........
    Peki neydi fed in açıkladığı işsizlik oranı hedefi?
    Sürecin başında % 6,5 ti.
    fed in yürüttüğü program başarılı olunca,bu oran yakalandı.(sanırım öngörülenden daha kısa sürede)
    Zaman ilerledikçe fed de hedeflerini büyüttü ve daha düşük işsizlik beklentileri açıklamaya başladı!
    Peki bugün abd işsizliğinin geldiği yer neresi?
    Yanılmıyorsam son açıklanan Mart 2019 rakamı, % 3,8!!!
    Yani 2010 daki %9,6 lık işsizlik oranı,bugün itibariyle % 3,8!!!
    Kabaca 10 yıllık bir zaman zarfında büyük kitleler iş buldu ve gelir artışı yaşadı.
    Hatta işsizlik rakamı hedeflemeleri o kadar başarlı oldu ki,bu oran artık neredeyse FED İN HEDEFİ OLMAKTAN ÇIKTI.
    Artık fed toplantılarında bir işsizlik oranı hedefi değil,çalışanların SAATLİK ÜCRET ARTIŞINI hedefleyen konuşmalar duymaya başladık...
    abd faslını açarken ne demiştik?
    Dünyanın ne yaptığına ve neyi hedef aldığına bakmak dedik.
    PEKİ,abd bu krizi için aşmak için ne yaptı?
    ÖNCELİKLE işsizliği azaltmayı ve REFAHI TABANA YAYMAYI.
    Gerisi zaten kendiliğinden geldi.
    Şüphesiz ki abd ve Türkiye’yi bire bir birbirine benzeyen ekonomiler olarak değerlendirip çıkarımlar yapmak hatalı olur.
    Burada anlatmak istediğim;TÜRKİYE VE ABD’NİN KARAR ALICILARININ,SORUNA BAKIŞINDAKİ FELSEFİ FARK VE ÖNCELİKLERİ!
    Her şeyden önce,dünyanın en büyük miktarda biriktirilen ULUSLARARASI REZERV PARA BİRİMİ’ni basabilme yetenek ve imkanına sahip bir merkez bankasına sahip bir ülkeden bahsediyoruz.
    Sanırım bu imkan ve yetenek,abd nin 2008 krizini aşmak için kullandığı en önemli enstrümandı.
    O da bunu gayet akıllıca kullandı ve sonuç aldı.
    Ancak şunu da unutmamak gerekir.
    abd ekonomisi % 70 iç tüketime dayanan bir ekonomidir.
    Gelirinin sadece % 30’u ihracat kaynaklıdır.(Sanırım bizde bu oran %60 iç,%40 dış şeklinde.Lütfen yanlışsa düzeltiniz.)
    Yani 330 milyon abd li tüket(e)mez ise,abd büyüyemez.
    (Dünyanın en büyük ekonomisi ve rezerv para biriminin sahibi olduğu için de,bu durum dünya ekonomisinin büyümesini bire bir etkiler)
    O nedenle her bir amerikalının iş sahibi olması;geliri,gelirinin artışı,tüketmesi ve tüketme kabiliyetinin sürdürülebilir olması,abd ekonomisinin ve fed in ÖNCELİĞİDİR...
    Peki bizim önceliğimiz nedir,ne olmalıdır?
    BENCE EN BÜYÜK ÖNCELİĞİMİZ,BEŞERİ SERMAYEMİZİ EN VERİMLİ BİÇİMDE YÖNETEBİLECEĞİMİZ SİSTEMİ KURABİLMEK OLMALIDIR.
    İnsanlarımızı sürdürülebilir gelir ve iş imkanlarına kavuşturmak için gereken planlamaları yapmak zorundayız.
    Başı boş mayın gibi dolaşan kitleleri rehabilite edip,ekonomiye kazandırmak zorundayız.
    Bakınız,
    Yıllardır ortalama %10’un altına düşmeyen bir işsizliğimiz var.(Tabi ki resmi rakamlara yansımayan kayıt dışı işsizlik ve genç işsizliğimiz bunun çok daha üzerinde)
    Ve ne yazık ki bu oran bizim normalimiz olmuş.
    %10’un biraz altına düşünce seviniyoruz,üstüne çıkınca endişeleniyoruz.
    Bu noktada da dünyadaki gerçeklik ile örtüşmeyen bir algımız olduğunu düşünüyorum...
    Şüphe yok ki bu en büyük önceliğin altına çok sayıda başlık açmak,tartışmak ve ortak aklı üretmek en doğru yöntem gibi görünüyor.
    İşsizliği,gelir dağılımını,gelir artışını,refahı ve bunların sürdürülebilirliğini önce BİRİNCİ HEDEF yapalım,
    Gerisi kendiliğinden gelecektir diye düşünüyorum.

    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. türkiyenin büyüme motoru iç taleptir. %75 iç talep etkisi vardır. o konuda yanılıyorsunuz. biz abd den de tüketim ekonomiyiz.

      Sil
  81. Doğrudur.
    Mahfi Bey’in tablosundaki 2018 GSYH rakamını,aynı yılın ihracat rakamı ile orantıladığınızda %79’a %21 gibi bir sonuç veriyor.
    Yani sizin verdiğinize daha yakın bir rakam.
    Ama bu veri böyle mi hesaplanır,bilmiyorum.
    TÜİK’ in veya başka bir kurumun da bu başlıkta bir veri açıkladığını da duymadım.
    Mahfi Bey bizi bilgilendirirse,doğrusunu da öğrenmiş oluruz.

    YanıtlaSil
  82. Suudi Arabistan ve Endonezya'nın İsviçre'yi geçmesi dikkat çekici...

    YanıtlaSil
  83. GEnel Denge yani Cari acigin GSMH orani+ Butce aciginin GSMH orani toplami bize genel dengeyi veriyor.
    Ben hem dunya ekonomileri icin hem de Turkiye icin yaptigim hesaplamalr ve analizler neticesinde saglikli uzun vadeli buyuyen bir ekonomi icin bu ikiz acigin toplami -4.5 -5i gecmeyecek

    Bu baglamda bu genel acik orani
    2005 -6.1
    2006 -6.6
    2007 -7.5
    2008 -7.5
    2009 -7.7
    2010 -9.9
    2011 -11.3
    2012 -8.7
    cikiyor. Nasil enflasyonda %2.2 sayisi gelismekte olan ulkeler icinde %3.5 sayisi onemliyse Genel acikta da maksimum degerin -4.5 ve ya en fazla -5 toplaminda olmasi gerektigini dusunuyorum.

    Aksi halde ekonomiler bir sure sonra en akillica para politikasi bile uygulansa krize girmeye basliyor. Baslamasalar bile bir yerlerde sorun ortya cikiyor issizlik yukseliyor buyume dusuyor enflasyon artabiliyor kurda hareketlilik basliyor yerel para deger kaybediyor Bunlardan bir ya da iki tanesi sorun olarak ortaya cikiyor.Boyle oluncada Ekonomi kendi kendini dengeye getirmeye basliyor. Bizzat gelismis gelismekte olan ekonomileri inceledim boyle bir sonuca vardim. Bunun en tipik ornegi mesela Avusturalya ikiz acik veren bir ekonomi cok uzun yillardir keza Ingiltere mesela bu ulkelerde son yillarda yerel para birimleri deger kaybetti bu iki ulkenin uzun yillardir birikimli enflasyonu bir cok gelismis ulkeden daha yuksektir.

    YanıtlaSil
  84. Hocam bu degisik para cinsleeiyle olculurse degisik sonuclar cikarir su anda olcum cetvelinin sahibiyle kavgali oldugumuz icin (hakli haksiz nedenler ona siz karar verin) olcum icin uygun degil su siralar

    YanıtlaSil
  85. önce eğitim sistemi değişmeli . Eğer iyi bir eğitim sisteminiz varsa buradan çıkacak öğrenciler adalet sistemini de doğru bir şekilde oluşturabilirler
    Siz hem eğitim sisteminizi hem de hukuk sisteminizi düzeltmediğiniz sürece yapısal reform da zor ilk on ekonomi arasına girmekte çok zor
    Önce eğitim diyorum

    YanıtlaSil
  86. sizce ekrem imamoğlu nasıl bir siyasetçi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence Kelek ve Boş bir siyasetçi,

      yukarıda bir yorumda yazdığım gibi duygusal,
      ne istediğini bilmeyen,
      halkın özlediği ve halkın hoşuna giden duygusal boş lafları kullanan birisi,
      Türkiye'de ihtiyaç duyulanları getirebilecek bir altyapısı yok.

      Türk insanının sevdiği bir insan profili ama iş yapma yeteneği çok farklı bir şeydir,
      Türk insanını Avrupaya taşıyabilecek bir altyapısı ve gücü yok.

      Seçilirse, ülkenin yarısı sevinir, Türkiye yine Ortadoğu bataklığına doğru onun yönetiminde gider.

      Not : Hiç bir şeyi beğenmeyen tiplerden değilim, ben Türkiye'yi ve ihtiyaçlarını insanların değil, sistemlerin çözeceğini düşünürüm, sistem kurabilecek bir yapısı ve imkanı olmadığı için bunları yazdım.

      Sil
  87. Bugün açıklanan işsizlik rakamları!

    http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=30682

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!