İkarus Sendromu
Atinalı mimar Daedalus[i], işlediği bir suç
nedeniyle sürgün edildiği Girit’te Kral Minos tarafından, insan yiyerek beslenen
yarı boğa yarı insan biçimindeki, Minotaurus adlı oğlunu hapsetmek için bir
labirent inşasıyla görevlendirilir.
Daedalus içinden çıkılması mümkün
olmayan bir labirent inşa eder ve Minotaurus yakalanarak oraya hapsedilir. Canavar
için sürekli 7 kadın 7 erkek kurban olarak labirente atılmaktadır. İnsanlar
buna başkaldırsa da krala bir şey yapamazlar. Günün birinde Thesseus, kurban
adayı olarak canavarla savaşıp onu öldürmek amacıyla Girit’e gider. İşi bitince
içeriden çıkabilmek için Daedalus’a bunu nasıl yapacağını sorar. Daedalus, ona bir
ip yumağının ucunu labirentin girişinde bir yere bağlayarak ilerlemesini ve
dönüşte de ipi izlemesini söyler. Thesseus labirente girer, canavarı bulur, onu
öldürür, sonra da ipi izleyerek labirentten çıkar. Thesseus, kral Minos’un kızı Ariadne’ye
aşıktır. Babası izin vermediği için onu Girit’ten kaçırır. Buna çok kızan
Minos, labirentin sırrını Thesseus’a veren Daedalus’u cezalandırmak için onu yapımda
kendisine yardım eden oğlu İkarus ile birlikte labirente hapseder. Daedalus’un
yaptığı labirent öyle karmaşıktır ki kendisi bile çıkış yolunu bulamaz. Üstü
açık olan labirentin üzerinden uçan kuşların dökülen tüylerini toplar, sonra bu
tüyleri balmumuyla yapıştırarak kanatlar yapar. İkarus’la birlikte bu kanatları
kollarına bağlarlar ve uçmak için hazırlanırlar.
Daedalus, İkarus’a, çok alçaktan uçmamasını
çünkü öyle yaparsa denizin neminin kanatları ağırlaştıracağını ve dolayısıyla
uçmayı engelleyeceğini, çok yüksekten de uçmamasını çünkü o zaman da güneş
ışınlarının tüyleri tutan balmumunu eriteceğini anlatır. Birlikte uçarak
labirentten çıkarlar ve yükselmeye başlarlar. Girit halkı şaşkınlık ve sevinçle
onları izler. İkarus, uçmanın verdiği keyifle babasının sözlerini unutur ve
yükselmeye devam eder. Yükseldikçe, her şeye tepeden bakmaya ve kendisini üstün görmeye
başlar, güneşe yaklaştıkça, balmumunun eridiğini, kanatların kopmaya
başladığını fark edemez. Sonunda kanatlar kopar ve İkarus Ege Denizi’ne düşerek
boğulur.
Amerikalı yazar Peter Beinart, Yunan
mitolojisinin hazin öykülerinden birisi olan bu öyküden hareketle İkarus
Sendromu adını taşıyan kitabında[ii] aynı adla anılan bir
yönetim ilkesi geliştirmiştir.
İşlerin iyi gittiğine aldanıp ‘bize
bir şey olmaz’ düşüncesine kapılarak denetimi gevşetmek akıllıca bir yaklaşım
değildir. Yönetim her zaman dengeli olmalıdır. İnsan, bazen kendisini her
şeyden üstün, her şeye hâkim gibi görebilir. İşte o zaman denetim mekanizmaları
devreye girmeli ve onu uyarmalıdır. Aksi takdirde işler iyi giderken pek sorun
yaratmazmış gibi görünen bu kendini üstün görmeye dayalı ‘bize bir şey olmaz’
yaklaşımı, işler kötüye gitmeye yönelince sorunlar yaratmaya başlar.
Kibir, kendini beğenmişlik,
yıkılmazlık sanısına kapılmak bir yönetimin içine düşebileceği en büyük hatadır.
Beinart, kitabında Amerikan yönetiminin tarihsel olarak bu zaafların içinde olduğunu
anlatıyor. İkarus Sendromu, yalnızca devlet yönetimleri için değil şirket
yönetimleri için de tedavi edilmesi gereken önemli bir hastalığı ortaya
koyuyor.
Bir İtalyan Atasözü der ki: “Ata
kibirli binen, eve yürüyerek döner.”
[i]
Daedalus’un adı sonradan “hünerli şekilde işlenmiş” anlamında kullanılır
olmuştur.
[ii] Peter Beinart: The Icarus Syndrome:
A History of American Hubris, HarperCollins Publishers, 2010.
Mahfi Bey şu basit hikayeyi bile okuması çok keyifli bir hale getirmişsiniz
YanıtlaSilTeşekkürler
SilHarika bir yazı. Bu mitolojik hikayenin siyaset-yönetim bilimine uyarlandığını bilmiyordum. Teşekkürler.
SilFakat temel soru-sorun şu: bal mumu yapışkanların erime süresi ve topluma maliyeti.
Ege denizinde boğulmak.
SilHocam çok güzel yazı yine tebrik ederim. İkarusu okuyunca AK Parti aklıma geldi hemen nedense aynen öyle oldular hiç yıkılmayız sandılar ekonomimize taş vursa birşey olmaz dediler biz çok iyiyiz Türkiye okadar güçlü ki kimsenin yıkmaya gücü yetmez dediler ama ilk hengamede dış güçlerin oyunu dediler hemen. Şimdide kanatlar koptu aşağı düşüş başladı ama düşmüyoruz uçuyoruz diyorlar bakalım kaç fit kaldı daha yere
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
Silİslam Alimlerinde Sadi Şirazi ve onun sözlerinden bazıları;
SilNe kadar okursan oku; bir bilgine yakışır şekilde davranmadığın sürece, cahilsin demektir
Çocuklarımızı kuzu gibi büyütmeyelim ki ileride koyun gibi güdülmesinler
Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz, eleştirin; basit bir adamı dost edinmek isterseniz methedin.
Halkın bahçesinden padişah bir elma yerse, adamları ağacı kökünden sökerler.
Eskiden dünyada, görünüşte dağınık ama iç dünyaları derli toplu insanlar vardı. Oysa şimdikilerin dış görünüşleri derli toplu ama iç dünyaları dağınık.
Kişi bu, alçak dünyaya tenezzül etti mi, bala kapılmış sineğe döner.
On derviş bir kilimde uyurken iki padişah bir dünyaya sığmaz.
Eşeğini düşman, vergisini de sultan alıp gittikten sonra o memleketin tacında, tahtında ikbal kalır mı?
Kendi ahlakını düşmanından dinle; dostun gözünde her yaptığın iyidir.
Hastaya şeker vermek günah olur, çünkü ona acı ilaç fayda verecektir.
Padişahken zulmedersen, padişahlıktan sonra dilenci olursun.
İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok uzaklaşma donarsın; çok yaklaşma yanarsın!
İnsan ruhunu iki şey karartır: susulacak yerde konuşmak ve konuşulacak yerde susmak.
Üç şey sürekli kalmaz; ticaretsiz mal, tekrarsız bilgi, cesaretsiz iktidar.
Öğüdü, tesir etmeyeceğini bildiğin bir kimseye verme, ey şaşkın. Elinden dizgini kaçırmış olan zavallıya, “oğlum yavaş sür” denmez
Çok guzel olmuş elinize saglik
SilKaleminize sağlık
YanıtlaSilSağ olun
SilBatılı tarihçilerin her şeye Yunan demesi maalesef bizim yazarlarımızın da diline oturdu. Halikarnas Balıkçısı Anadolulu olmaktan söz ederdi. Milas'ın Kariyesi (ilçesi) Karya'nın kraliçesi 2.Artemis Bodrum açıklarında Atina/Yunan donanmasını denize mıhladı, zaferle döndü Bodrum limanına... Anlatısından sonra ben de Yunan tarihçilerinin Ulu Analarla dolu (Anası Ulu) Anadolulu kahraman MİTRA/Hilal inanışlı kraliçelerimize Yunan demelerine artık gülüp geçiyorum. Ve Milas, Millet olmuş kaynaşmış bu halkın yöneticileri SİRKASYA Başoğuzlu Kolkhis (Eyzi/Oğuz Halkı) kökenlidirler demişti. İşte tarihin LAT anası Sirkasyalı, batıya kaçırılan bilgeler de buradan, Media otacı prensesler de, Hekate (O'kote/Oğuze) de Rizelidir, Rize Kalesinden Roma'ya ganimet götürülen panzehir, ilaç reçeteleri, toksikoloji kitapları ve Monimeye mektuplar... Rize Mitra Kalesini Başoğuzlu hanedanınına başkent yapar. Tarihi böyle okuyorum artık.
SilHocam, " Mağrurlanma padişahım senden büyük Allah var. " olarak söylerseniz ilgili kitle anlayacaktır.
YanıtlaSilYunan mitolojisi yazdığınız için size Yunanmısın eleştirileri gelebilir. :)
Son cümle için de İtalyanmısın diye sorulabilir. Bir zamanlar Çin atasözlerini yazardım ama kimse Çinlimisn diye sormadı. Gözlerim çekik olmadığı için oradan kurtardım sanırım.
SilHocam buna baya güldüm 😁 yazı için ve bu güzel yorum için teşekkürler:)
SilHocam iyi çalışmalar diliyorum. Yazınız çok güzel olmuş. Benim düşünme tarzımda herhangi bir konuda eleştiride bulunmak demek onun çözümü için alternatif üretmek demektir. İçinde çözüm odaklı olmayan eleştirilere şüphe ile bakıyorum. Bundan önceki iki öneri yazıma olumlu ya da olumsuz cevap vermediniz, saygıyla karşılıyorum. Tabiattaki tüm canlılar yaşamlarını iktisadi davranarak hayatlarını sürdürür. Kuşların uçuş düzeninden mevsimlik göçlerine, karıncaların yuva düzeninden ayıların kış uykusuna, ağaçların daha iyi güneş ışığını almak için uzarken sağa sola gövdelerini şekillendirmesinden, köpeklerin soğuk havada farklı sıcak havada farklı yatış pozisyonuna...... İnsanda arada bir iktisadi davranmak istiyor. Bende bu yolu seçerek artık sayfanıza sorunlara çözüm odaklı öneri yazılarımı yazmamaya karar verdim.
YanıtlaSilSaygılarımla.
Kesinlikle böyle bir şey yapmayın ve lütfen yazmaya devam edin. Benim bazen yanıt vermeme nedenim okurların bir şeyler söylemesini, yazmasını beklememdendir. Yani bu bloğu bir anlamda karşılıklı görüş alış verişine açık bir yer yapma çabamdandır. Her şeye ben yanıt verirsem o zaman istediğim şeyi yapamamış olurum.
SilKibir insan oğlunun başa çıkamadığı duygulardan biri. Bir öğretmen olarak bu konuda başarılı olamadığımızı kabul ediyorum. Nedenini de eğitim proğramımızda kasıtlı olarak 'hoşgörü' kavramının 'saygı' kavramından daha fazla yer bulmasına ve kazanımları desteklemek için seçilen hikayelerin 'hoşgörülü olmamız' konusunu işlemesine bağlıyorum. Halbuki bir insana hoşgörülü ol demek ondaki kibir duygusunu desteklemekten başka bir işe yaramıyor. Engin olmanın yüksek olmaktan daha yüce bir duygu olduğu kazanımına ulaşılmıyor. 'Saygı' kavramını özellikle temel eğitimde bütün ders disiplinlerinde kazanım olarak konularla ilintili verilmesini öneriyorum. Ancak o zaman alçak gönüllü olduğunun farkında olmayacak düzeyde alçak gönüllü insanlar yetiştirebiliriz. Kişi alçak gönüllü olduğunun farkındaysa kibir bir kıvılcımla alevlenebilir.
SilSaygılarımla.
Tespitleriniz güzel ve eleştiri seviyesi makul kıvamda.hocam haklı bencede yazmaya devam edin.okur ve yazarın düşüncelerini farklı açıdan değerlendirebilmesi için bu platform fırsat.teşekkürler
SilTürklerin de bir İkarus'u var,şimdiden efsane oldu.Yere çakılmasını sabırsızlıkla bekliyoruz
YanıtlaSilCok beklersin.
SilAdsız 23:04 Çanlar bizim ikarus için çalıyor duymuyormusun. Herşeyin bir sonu var.
SilBelkide
SilYazılarınızı severek ve ilgiyle takip ediyorum ancak ilk kez yorum yaziyorum: Coelho'nun Simyacı'sı tadında ekonomi yazmak...
YanıtlaSilÇok özgün, elinize emeğinize sağlık...
Çok teşekkür ederim.
SilAyin 15i, haftasonu kahvaltısı ve sizin yazınız... Güne çok keyifli bir başlangıç :)
YanıtlaSilTeşekkürler
SilUçmayı sizden öğrenecek değiliz
YanıtlaSilKuşkusuz. Ben inmeyi öğretmeye çabalıyorum zaten. Uçmak kolay, inmek zordur.
SilHer yönüyle kalite kokan, mükemmel bir yanıt olmuş hocam. Yalnız Gökhan Bey ironi yapmıştır diye düşünüyorum. :)
SilÇok uzun zamandır okuduğum ve duyduğum en güzel eleştiri. Eleştiri ve geribildirim bir sanattır ve bu coğrafyada pek zayıftır. Her ne kadar günümüz koşulları bizleri nasıl söylesem de başım ağrımasa yollarına zorlasa da, çok ama çok güzel bir mesaj verme olmuş. Çok teşekkürler. Umudum yeşerdi gelecek için.
YanıtlaSilUmudunuz mu yeserdi gelecek icin? 20 yildir ne mesajlar verildi bir bilseniz..Geldigimiz noktaya bakiniz. Bir hikayenin verdigi mesaj ile umudunuz yeserdiyse, keske Hoca bu yaziyi 16 yil önce yazsaydi..
SilTeşekkür ederim. Aslına bakarsanız benzeri yazıları son 20 yıldır yazıyorum ve çoğunu Kendime Yazılar adlı kitabımda topladım. Ama o zamanlar bu kadar tanınmış değildim belki ve bu kadar dikkat çekmiyordu yazdıklarım.
SilHocam sonraki kitabınız kesinlikle Yunan mitolojisi üstüne olmalı.
YanıtlaSilYok, o benim işim değil.
SilÇok güzel bir hikaye hocam����
YanıtlaSilMahfi hocam içtiğim bitki çayından daha iyi uyandırdı beni bu yazı.
YanıtlaSilHarika
Ne mutlu bana, teşekkürler
SilTebrikler hocam cok guzel bir yazi olmus emeginize sağlık. Ikarus un pesinden gidenler de ana fikri anlasalar keske...
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilManidar bir anlatım ve eleştiri olmuş. Türkiye iyi giderken çelişkiye kapılanlar bugün bedelini ödetiyorlar.
YanıtlaSilManidarlığını bilemedim, basit bir öykü ve bir ders sadece.
SilHarika hocam.
YanıtlaSilTeşekkürler
SilHocam merhaba
YanıtlaSilHerşeyden önce bizde ekonomik olarak öok israf yapıyoruz her evin kapısında adam başı araba var bir insanın onlarca ayakkabısı var eşyası var kontorlsüz bir şekilde sürekli tüketiyoruz günlük milyonlarca ekmek yemek çöpe gidiyor insanlar olarak bizde bunları tasarruf etsek birikim yapılsa 80 milyon nüfüs var günlük 1 tl tasarruf etse en düşük daha az su elektirik israfa gitmeden neler değişir bnce eğiitim olarak bunlarda verilmeli iktisat okudum o kadar alakasız şeyler öğrettiler ama bunları öğretmediler biz islam ve müslümanız kapitalizm göre hayat yaşıyoruz sürekli tüket islam cok malı azaltır tasarruf eder kapitalizm az malı sürekli çoğalt diyor kar tek amacı dünya gelecek nesil din vb hiçbirşey umrunda değil birçok ekonomistler bu düzenin dağılacağı söylüyor artık bu düzen nereye kadar gider kontrolsüz güç güc değildir hocam saygılar
Bizde de `Ayağını yorganına göre uzat.` atasözü bu hikayeyi özetliyor. İdarenin bu kadar çok yarı insan yarı vahşi yaratık içinde ayakta kalması bir mucize zaten. 80 yıldır akbabaların yemi olmuş bir ülkenin ayağa kalkmasını kim ister ki. Şu küresel sermayenin uşağı olan sözümona ekonomistler tecavüzcüsüne aşık olan kişilere benziyorlar.
YanıtlaSilHocam kaleminize sağlık.Iyiki varsiniz
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilSevgili Üstat,
YanıtlaSilİzninizle, Kuran da yer alan kibir ile alakalı ayetlerden ikisini paylaşmak isterim.
——————-
Hicr Sûresi 32. Ayet; Allah, “Ey İblis! Saygı ile eğilenlerle beraber olmamandaki maksadın ne?” dedi.
—————
Hicr Sûresi 33. Ayet; İblis dedi ki: “Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş balçıktan yarattığın insan için saygı ile eğilemem.”
—————
Çok selamlar..
Iblis hakli
Siliblis sorgulamis biat etmemis
bize teknoloji buluslar yapabilecek nesiller lazim bunun icin biat etmeyen sorgulayan insanlar yetistirmemiz lazim. Bu da egitim ogretim sisteminin komple degismesiyle olacak is.
Bize iblis gibi dusunen ogrenciler nesiller insanlar lazim.
biat etmeyen elestren sorgulayan.
Iblisin yolundayim. Sorguluyorum ve biat etmiyorum. Kimse onunde de egilmiyorum. Kimseyede saygi duymak zorunda degilim hamdolsun
SilMahfi Hocam, bir denetci olarak yaptigim isin sorumlulugunu hatirlattiginiz bu cok degerli yazi icin tesekkurler.
YanıtlaSilSelamlar,
Deniz.
Çok teşekkür ederim. Aslında bu yazı denetimi bir kenara iten yöneticilere de bir şeyler hatırlatmalı.
Silbence cumhuriyetle beraber ilk kibir kemalist kadrolarda oldu, her zaman sandılarki kamu kendilerinde olacak, fakat gün geldi kemalist kadroların kanatları zayıfladı, kamu gücünü başka bir ideoloji gibi görünen ancak yarı kemalist yarı eski türk devletlerinin yönetim anlayış ele geçirdi, ve kanatlardaki bal mumu erimeye başladı...bakalım bu sefer hangi ideoloji bu halka tepeden bakmaya başlayacak.
YanıtlaSilKemalist kadroları zayıflatan akp ve ortağı fetö duvara tosladı.Fetö kaçacak delik arıyor.akp de sıkışınca Kemalizme sığınıyor.Eee bir gün millet uyanacak ve başta yanlış Suriye politikası olmak üzere herşeyin hesabını soracak (umarım ve inşallah !)
SilÇok keyifli ve düşündürücü; okurken aklıma bir kaç örneği geldi:) elinize sağlık.
YanıtlaSilMotor kullananlar,pilotlar,kaptanlar hep bu sendromdan dolayi kaza yapiyor
YanıtlaSilDoğrudur.
SilHocam kaleminize saglik...
YanıtlaSilTeşekkürler
SilHocam keşke yunan mitolojisininde bir ceşit din olduğunu belirttiğiniz gibi,ikarus hikayesindeki temel yanlışıda belirtseydiniz.bildiğiniz üzere güneş ışınları atmosferde kırınıma uğrayıp,yeryüzüne çarpıp atmosferden geri dönüşünde dünyayaýı ısıtıyor. yani atmosfer kalınlığı az olan yer soğuk olur.dağların zirveleri güneşe daha yakin olduğu halde bu yüzden kar kaplı olur.ikarusteki olan yanlış bilgi. yukarı çıkınca kanatlarındaki bal mumu erimez yani.allahın ayetlerine hurafe diyene asıl hurafe bu mitolojik hikayelerdir deseydiniz.
SilHocam şu Yunan destanlarında dolarla ilgili bir bolum yok mu acaba? Kasandraydı bilmem Okeopustu filan... Ne olacak bu dolar?
YanıtlaSilDolara bir şey olduğu yok TL de sorun.
SilBirileri de bir ayet sokuşturmuyormu illet oluyorum.Bu yazının huarafelerle desteklenmeye ihtiyacı yok.Git ayetlerini dinci sitelerde paylaş
YanıtlaSilHerkes inandığını saygıyla ifade hürriyetine sahiptir. Lütfen saygılı ve nezaketli olmayı öğreniniz.Kendi üyeliğimiz için bir tavsiye olarak kabul ediniz. Agresif tutum en az kendisi kadar reaksiyon doğurur ve kötü bir yere vardırır....
Sil14.35
Silsikinti yok ustad .Ayet yorumunun altinda daha guzel yorumlar ortaya cikmis hem de zekice gunumuze uygun.istersen bak
Ayni seyi dinler soyleyince hurafe oluyor.
YanıtlaSilYunan mitolojisi de bir çeşit din zaten.
SilBazen kısa cümleler çok şey anlatır, yazınız tam da bu kıvamda olmuş.
YanıtlaSilTeşekürler.
ABD yönetiminden önce Türkiye yönetimi var bence. Kibir deyince üzerimize ülke tanımam. (Bir de kankamız Maduro’nun ülkesi var tabi ) İkarus bugün yaşasaydı TC kimlik kartını taşırdı büyük ihtimalle. Yöneticilerin kibirli olmasına yanmam da halkın bunlara kanat takmasına yanarım. Onlara kanat kendilerine at gözlüğü. (Herhangi bir partiyi ele almıyorum, tüm partileri ele alıyorum. Günümüz Türkiye’sinde a partisinin gidip yerine gelen b partisinin daha iyi şeyler yapacağını inancında değilim) Katranı kaynattık olmadı şeker sayın hocam, bu saatten sonra daha da kaynatırsak olup olacağı zivttir. (Günümüz yönetim sistemine ithafen)
YanıtlaSilSaygıdeğer hocam arjantin gibi ekonomik kriz yaşayan ülkeler neden bizim merkez bankasının uyguladığı ve başardığı kurları baskilayarak dusurme yontem ve tekniğini uygulamak yerine imf ye başvurdular?
YanıtlaSilÇünkü onlar gerçekçi davranıyor eninde sonunda IMF ye gideceği için baştan gidiyor, Bizim gibi ülkeler seçim kazandıktan sonra gider. Ayrıca Merkez Bankasının baskısı biryere kadar sonra sert yükselme olur ozaman ne yapacaksınız ve elinizde kaynak azalınca nasıl müdahale edeceksiniz? İşte ozaman hastalık çok daha ağır olur ve bedel ödemekte çok daha ağır olacak biz sırf seçim için hastalığı bekletiyoruz ama biliyoruz ekonomik sorunlarımız olduğunu. Günü gelince madem IMf ye gidecektik neden bu kadar bekledik birçok firma battı insanlar işsiz kaldı şartlar daha ağırlaşmadan gitseydik önelem alsaydık diye soracaksınız ozaman.
SilNOT: IMF iyi demiyorum ama IMf ye kendini mahkum edipte ilaç kullanmak istemiyorum demek gariptir. Madem ilaç istemiyorsun ozaman kendini her zaman dinç ve güçlü tutacaksın. Yoksa IMF doktor size ilaç yazar acı ilaçları içersiniz uzun süre yine tedavi olmak için yemekten ekmekten herşeyden keseceksiniz. işte olay burda zamanında bunları tıka basa doyup taşana kadar birileri midesine indirmeden obez olacağınız neden kabul etmedi. Neyse velhasıl IMF kötüdür evet ama kendine başka şans bırakmazsan ozaman ağlamanın faydası yok. IMF ülkelere para verir sizde bir ülke olarak piyasadan borçlanamayınca kalp doktoruna gideceksiniz demektir.
Adsız 02:49 arkadaşın yorumunun not kısmı çok önemli. Evet IMF'ye gitmek istemiyorsan ona göre davranacaksın.
SilHocam, Hayat bir tekrardır. Öyle ise mitolojik hikaye günümüz olaylarına o kadar uygun düşmüş ki,
YanıtlaSilBizim ikarus un tekrarı yakındır.
Çok teşekkürler hocam
YanıtlaSilSağ olun
SilMahfi bey
YanıtlaSilBenim gibi henüz baba olmuş kimselere tavsiyeleriniz neler olur? Tecrübe ve gözlemlerinizden birkaç cümle yazar mısınız?
Saygılarımla...
Çocuğunuzu normal insan gibi yetiştirmeye çalışın. Üstün çocukmuş gibi beklentilere girmeyin. Onu korkutmayın, soru sormasına, sorgulamasına izin verin. Bilime yönelmesini sağlamaya çalışın. Ve mutlaka bir hobi edinmesini sağlamaya çalışın.
SilKitaplar çocuk yetiştirmek için tek yol değildir ama yararları çoktur.
SilŞu kitapları okumanızı öneririm:
Asrın Vebası: Narsisizm İlleti
Jean M. Twenge & W. Keith Campbell
Çev. Özlem Yüksel
Kaknüs Yayınları
https://www.kitapyurdu.com/kitap/asrin-vebasinarsisizm-illeti/240293.html
Ben Nesli
Jean M. Twenge
Çev. Esra Öztürk
Kaknüs Yayınları
https://www.kitapyurdu.com/kitap/ben-nesli/127925.html
iNesli
Jean M. Twenge
Çev. Okan Gündüz
Kaknüs Yayınları
https://www.kitapyurdu.com/kitap/inesli/476836.html
Prekarya: Yeni Tehlikeli Sınıf
Guy Standing
Çev. Ergin Bulut
İletişim Yayınları
https://www.kitapyurdu.com/kitap/prekarya-amp-yeni-tehlikeli-sinif/353543.html
Prekarya Bildirgesi: Hakların Kısılmasından Yurttaşlığa
Guy Standing
Çev. Senem Demiralp & Sercan Çınar
İletişim Yayınları
https://www.kitapyurdu.com/kitap/prekarya-bildirgesi-amp-haklarin-kisilmasindan-yurttasliga/433995.html
"Boşuna mı Okuduk?" Türkiye'de Beyaz Yakalı İşsizliği
Necmi Erdoğan & Tanıl Bora & Aksu Bora & İlknur Üstün
İletişim Yayınları
https://www.kitapyurdu.com/kitap/quotbosuna-mi-okudukquot-turkiyede-beyaz-yakali-issizligi/253078.html
hocam, kendi yaptığımız ekonomi labirentinde kaybolduk. çünkü yaptığımız labirent asla planlı ve bilinçli değildir. bu yüzden de ikarus gibi uçmaya çalışıyoruz ama fazla yüksekten uçunca 2017 yılında olduğu gibi 2018 yılında sert irtifa kaybı yaşamaya başladık. buna rağmen hala kaybettiğimiz irtifayı yeniden kazanıp tekrar yükselme peşindeyiz. oysa bu daha sert ve onarılamaz irtifa kabını getirmez mi?. bizim yapmamız gereken sert irtifa kaybını yumuşatarak az hasarlı bir iniş yapıp hayatta kalmaya çalışmamız gerekmiyor mu hocam?. iyi çalışmalar..
YanıtlaSil2019 İkarus yılı ilan ediyorum. sert düşüş 2019 da olacak, şuan yani 2018 kanatların koptuğu zaman dilimi artık havalanma bitti balmumu eridi kanatsız olduğumuz ortaya çıktı. esas düşüş 2019 da olacak ve düştüğümüz yerden kalkabilecekmiyiz oktor IMF rapor yazınca görecez ne kadar hasar var öğrenecez. yada kaç bin feat ten düştük öğrenecez. seçime kadar kanatlarımız kalsaydı iyi olacaktı
SilKaleminize sağlık.
YanıtlaSilHocam yine güzel bir yazınızla çok güzel ve size yakışır şekilde uyarınızı yapmışsınız. Yarın kitabınızı imzalatmak için Remzi Kitabevine gelmeye çalışacağım. Saygılarımla
YanıtlaSilElinize sağlık
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilMitolojinin çıktığı yerin zamanına ,bilgi düzeyine bakın.
YanıtlaSilPtt birinci lig futbolcularıyla şampiyonlar liginde oynayamazsınız.
Çalışsanız dahi bu öyle 3 5 senede ya da 30 40 senede olacak şey değildir. Atatürk gibi tepeden inme getirseniz dahi ömrü geçici olacaktır. Çünkü buna hazır değildir.
Orada kalıcı olabilmek için yüzlerce sene o kültürün içinde olması gereklidir. Yolun çok başındayız çok.
Haklisiniz. Altina imzami atiyorum. Hele son 20 yilda yapilanlar ile bu artik mümkün degil. Bindik bir garabete gidiyoruz alamete. Akilli, zeki ve egitilmis Türkler kendilerine yeni yerler bulmaya basladi bile. Geride kalanlar ise Ortdogunun ortacag yasantisi icinde yuvarlanip gidecek. huzur ve refaha hicbir Zaman ulasamayacak.
SilHakediyorlar. Layik olduklari sekilde yönetilecek ve yasayacaklar.
Ellerinize sağlık hocam.
YanıtlaSilSağ olun
SilHocam bize ekonomiyi sevdirdiğiniz gibi mitolojiyi de sevdireceksiniz. Teşekkürler
YanıtlaSilEl yükselmenin yollarını bulup Mars'ın yolunu tutarken bir treni bile yürütmeyi beceremiyoruz. Bu hadise bile aslında çok şey anlatıyor ama çok. Kanatlar balmumundan olunca yükseldikçe sert düşüşle sonuçlanması kaçınılmaz görünüyor. Nasıl anlatsam diye çabalıyorsunuz. Ya okuyarak ya yaşayarak gerçekleri anlayacağız. Zaman gösterecek nasıl anlayacağımızı...
YanıtlaSilKeşke zamana bırakmadan görebilsek bazı şeyleri.
SilSayın Mahfi bey anlaşıldı ekonomiden sonra bizi mitoloji alanında da çağ atlatacaksınız. Bize katkılarınızdan dolayı çok teşekkür ederiz.
YanıtlaSilMitoloji kahramanlarının hikayeleri büyük çoğunlukla üzerinde yaşadığımız bu coğrafyada gerçekleşmesine rağmen alkımızın bi haber olması eğitim sistemimizin ne kadar ezberci ve verimsiz insanlar ürettiğinin bir vesikası olarak yüzümüze çarpmakta.
Bu öz eleştiriden sonra ikarusun serüvenini batmakta olan reel sektörümüzle özdeşleştirmemiz daha doğru olur.
Bizim şirketlerimiz, Türkiyede yıllardır uygulanan kötü mali ve ekonomik politika labirentlerinden kendini sıyırmış, gümrük birliği ile gelen yabancı firma rekabetine rağmen dış pazarlarda süzülebilecek bir yapıya güçlü kanatlara sahip olacağı bir dönemde, sizin gibi değerli daedalus misali bilge insanların uyarılarını dikkate almayıp, nasılsa ucuz ve bol denilerek alınan döviz borç ve kredilerinin, aşırı bir özgüvenle yüksek irtifalara çıkıldığını fark edemeden gelen ters rüzgarlar ve fedin güneş ışını gibi erittiği dolar bolluğunun kurbanı oldular ne yazık ki.
Sanırım bu ikarus hikayesine en güzel örnek olarak, değerinizi anlayamayıp sizi elinden kaçıran ayrıldığınız grubu gösterebiliriz.
Saygılar dilerim sevgili hocam.
Hocam birde affınıza sığınarak sormak isterim, Sadi Uzunoğlu hocamızın Mert Yılmaz ile yaptığı röportajdaki verdiği reçeteye katılırmısınız?
( Not blog katılımcılarına; Hikayeyi anlamayıp uygunsuz yakıştırma yapanlar,
Minosu oğlunu kızını ve Thesseusu temsil edenleri söylettirmeyin bana lütfen...)
Çok teşekkür ederim.
SilSadi hocanın reçetesine katılmamak mümkün değil. Önce kur volatilitesini durdurup sonra yapısal reformlara girişmek lazım.
Mahfi bey yerli parayla uluslararası ticaret yapmayı planlayanların kendi halkından piyasa değerinin altında bir faizle yıllık vadede para toplaması ne kadar mantıklıdır?
YanıtlaSilDemek ki millet güven duymuyor ki sistemden elini ayağını çekmiş.
Anlamadığım şeyde doların değerini suni bir şekilde hızla düşürüp yabancı parada madur ettiklerinizden ( bu kişiler tl karşısında zarar etmesine rağmen döviz tutmayı sürdürenlerdir) dövizlerini toplamak hemde yıllarca sürecek bir vadeyle... ne yaman çelişkidir.
Hocam vıdımık %4den yıllık döviz talebi mali ve ekonomik olağan üstü hal yetkisi konularında görüşleriniz netleşti mi sayın hocam?
Kolaylıklar dileriz.
Ben bu girişimleri doğru bulmuyorum. Bir devlet kendi vatandaşından başka ülkelerin parasıyla borçlanma yapmamalı. Bu, para ikamesini artırır.
SilVDMK uygulamasını beğenmiyorum, bizim gibi denge sağlamayı bilmeyen ekonomilerde sonu ateşten gömleğe dönüşebilir.
Ekonomide olağanüstü hal piyasa sistemine aykırı bir girişimdir kesinlikle doğru bulmuyorum.
Seçim sonrasına her türlü hazırlık tamamlandığı için bir sorun yok sayın hocam. Son muhalif gazetelerin yok edildiğini ve ağır bir sansürü çok yakında göreceğiz. Sanırım ekonomi üstüne olan bu bloglar da kısa zamanda kapatılacaktır. Göstermelik seçimler ve hızla artan hapishane nüfusu ile ileri demokrasi yolunda, orta doğuda hak ettiğimiz yeri bulacağız.
SilMahfi Hocam
SilVDMK konusunu farklı yazarlardan okudum ancak somutlaştıramadım, bir de siz anlatsanız bir örnekle.
Teşekkür
Mahfi bey kaleminize sağlık...
YanıtlaSilTeşekkür ederim
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilSadece yazı değil okuyucuların kanaati de akıbetin yaklaştığını gösteriyor ! İkarus u görmek için gökyüzüne bakmak gerekiyordu ama bu sefer daha belirgin bir noktaya bakılacak ! Umarım üstümüze düşmez !
YanıtlaSilTürk ekonomisinin hatta genelde Türkiyenin kısa ve orta orta vadede düze çıkması yada iyiye gitmesi mümkün değildir.Çünkü eğitim sistemimiz çok kötü ve göstermelik.Ne zamanki sistem ıslah edilirse o zaman bi şeyler olur tabiki uzun vadeli bi durum
YanıtlaSilHocam muthis bir yazi. Ellerinize saglik...
YanıtlaSilSağ olun
SilMahfi bey, Elinize sağlık yazılarımızı zevkle okuyorum. Ayrıca Ugur Gürses'in dolarizasyon forever yazısınıda az önce okudum. Hazinenin yeni döviz tahvilleri ve borc stoğu miktarı ile yöneticinin konuşmalarını birleştirince aklıma seçim sonrası kambiyo kısıtı ve varlık vergisinin kaçınılmaz olduğu sonucuna varıyorum. Bu tahvilleri ödemeyi bile düşünmediklerine eminim. Bu durumda malesef yurtiçinde faiz için tuttuğum dövizi, seçimin hemen öncesi yurtdışına aktarmayı düşünüyorum. Bunu tek düşünen benmiyim merak ediyorum?
YanıtlaSilAdsız 17.02 profiliniz bizim bıyıklı diye tabir ettiğimiz yurt dışında çalışan veya işlerinin ağırlığı yurt dışında olan ve orada ikamet edip parasını yurt dışında sıfıra yakın faiz oranlarında değerlendirme yerine ana vatan türkiyede tutan ve böylelikle ülkesine katkı sağlayan sayısı oldukça fazla bir gruba dahil sanırım.
SilEğer öyleyse bu güne kadar bin bir zorlukla kazandığı dövizi türkiyede bir çok uyanık tezgah şirketlere kaptıran bir kitlenin anavatanının bankalarına getirdiği varlıklarını bu kriz ortamında güven sorunlu kuşku dolu politikalar uygulanırken endişelenmesini hatta sizin gibi geri çekmeyi düşünmesi olağan ve gözlemim sizin gibi tedirgin olanların sayısı gittikçe artıyor. Seçime daha üç buçuk ay var ve kriz malesef seçimi beklemeyecek kadar ağırlaşabilir. Dolayısıyla türkiyeyi yakından takip etmeniz gerekir diye düşünüyorum.
Güzel yazı
YanıtlaSilHocam sayenizde iktisattan keyif almaya başladım. Bu yazınız çok hoşuma gitti, nicelerine inşallah!
YanıtlaSilIlginc.. Hoca arada sirada iktisat disi yazilar yazar. Bu da onlardan bir tanesi.
SilSiz de iktisat disi bu yaziyi okuyunca iktisattan keyif aldiysaniz. Hoca tarih yazmaya devam ediyor demektir.
En çok iktisadi yazılarını ve kitaplarını kastetmiştim. Üstelik bu hikayeyi günümüz koşullarına benzeterek anlatmasını da ayrı beğendiğimi dile getirmek istedim. Ayrıca başka bir mitoloji hikayesini iktisatçılara benzetmişti hem de örneklerle. Her konudan iktisadi sonuçlar çıkarılabilir. Sizin hoca tarih yazmaya devam ediyor demeniz pek hoşuma gitmedi açıkçası.
SilMerhaba hocam,
YanıtlaSilUygun bir baslik altina yazmadigimi biliyorum ama son donemde bu konuyu islediginiz bir baslik hatirlamiyorum.
Dilerseniz ayri bir baslik altinda da aciklayabilir, benim gibi kafasina bu soruyu takmis olanlara da bir cevap olmus olur.
Uzunca bir suredir tcmb nin viopta usd short pozisyonla kuru belirli bir seviyede tutabildigini okuyoruz. Bu noktada sunu merak ediyorum. Merkez bankalari teoride kuru bu sekilde belirli bir seviyede tutabilir mi? Pozisyonu zarar ettiginde para basip takasta odeyerek zararini kapatabilecegini ifade ediyorlar. Sizden de bir degerlendirme rica edebilir miyiz..
Tesekkurler hocam simdiden.
Tutamaz, çünkü eldeki dolarlar buna yetmez.
SilKonu hakkında hiç bilgisi olmayan biri olarak soruyorum Mahfi bey. Umarım kızmazsınız.
YanıtlaSilTürkiye'nin 1 yıl içinde ödemesi gereken borç: 183,3 milyar Dolar
1 Dolar = 5,37 TL (kurun durağan seyrettiğini, dalgalanmanın görece azaldığını öne sürerek bu seviyeyi yazdım)
183,3 milyar Dolar = 980,655 TL
TCMB, tek seferde "980,655 TL" bassa, bunu hemen, hiç vakit kaybetmeden Dolar'a çevirip tek seferde "hepsini" ödese, borç ödenmiş olur mu?
Hesaplamada yanlış yapıyorsam, neyi yanlış yapıyorum Mahfi bey?
Öncelikle ülke içinde o kadar dolar var mı diye sormakta fayda var, ikincisi ise tek işlemle bu iş olmaz ve kur artar, borç tl olsa olurdu tabiki
SilHesaplamada bir hata yok da.
SilTek seferde o fiyattan o kadar Doları, TL karşılığı satacak kişi yada kurum da yok.
Sen en iyisi yat uyu. Gecenin bu saatinde bu tür seylere de kafani takma. Hadi bakiim uyku vaktii..
Silyap bakayim oluyor mu? para arz ne olacak enflasyon ne olur tamamen batar ülke
SilAli Fikri Özzaim'in yanıtı çok net koyuyor olay ortaya. O kadar parayı çıkarıp o kadar dolar talep etsek o para o kadar doların üçte birini almaya yetmez. Anında kur fırlar gider.
SilHocam ellerinize sağlık, çok güzel bir benzetme olmuş. Son paragrafa ve ata sözüne ilave, mağrur olma padişahım senden büyük Allah var, ifadesi de çok manidar olacak 😕
YanıtlaSilTeşekkürler
SilHocam cok güzel anlatmıssınız ve bunu gelecek haftaki şirket sunumunda aynen bu sekilde arkadaslara aktarıp sizi de anmıs olacagız.Teşekkürler
YanıtlaSilHocam ben Marmara Üniversitesi'nde birinci sınıf iktisat öğrencisiyim hocamız bize case faır oster denilen bir kitaptan ders işliyor bu kitap hakkında ne düşünüyorsunuz?
YanıtlaSilİyi kitap. Bemim Kolay Ekonomiyi de okursanız Türkiye ile ilgili örneklerle tamamlamış olursunuz.
SilHocam benim size sorum biraz bu hikaye dışında olacak.Türkiyenin ihracat ithalat dengesinde ithal edilen enerjiyi petrol doğalgaz(vs) çıkarırsak ihracatımız ne durumda sanki bana enerji ithalatını çözsek,çeşitlendirsek yenilenebilire yönelsek ihracat rakamlarımız gayet iyi gibi
YanıtlaSilNasıl çözeceğimizi de söylerseniz enerji ithalatını mesele kalmayacak gibi.
SilNükleer enerji
SilSelam Gökhan bey,
SilAlmanya da bu konudan muzdarip, onlarda da enerji ithalatı çok yüksek seviyelerde.
Türkiye için sorun o değil,
Yeşil enerjiye geçerse Türkiye,
- Alet ve techizat için ithalat yapacak,
- Bakım ve yedek parçaları ithalatı takip edecek,
- Know how bilgisi ithalatı,
- Elektrik depolayan pillerin ve aksamların ithalatı
derken yine aynı kapıya çıkacağız.
17:10 cok hakli. Almanya su anda ne arastirmalar yapiyor bir bilseniz.
SilHele Elektrik depolayan Piller var ya Piller. Gelecegin enerji konusundaki ilk maddesi.
Bence en kral yöntemler bile denense artık dönülmez bir yoldayız artık bi yerlerden petrolde fışkırmayacaksa eğer tüm gücümüzle enerji problemine yönelmeliyiz
SilSayın Eğilmez, yazdığınız efsane gayet güzel gözüküyor, ancak bizim Ülkemizde "ŞEYH UÇMAZ, MÜRİTLERİ UÇURUR" diye bir söz vardır. Ülkemizde de o kadar çok mürit var ki. Şeyh ne yaparsa yapsın, müritleri ölümüne onu göklerde göstermeye devam ederler. Kapalı bir dünyada yaşayan ve aklını kullanmasını bilemeyen müritlere hiç bir şey yapamazsınız. Bu müritler Hindistan'daki dokunulmazlar (untouchable) gibidir. Bunların sayısının azalması ise nesiller sürecektir. Cüppeli Ahmet hocanın Malta adasında yaptığı JETSKI olayını hatırlayın, ne oldu ki?
YanıtlaSil"Bindik bir garabete gidiyoruz alamete." yazmışsınız.
YanıtlaSilAncak, bu blog üzerinden yanlış bilgi yayılmasını önlemek adına düzeltmek isterim, naçizane.
Doğrusu şöyle olacaktır: "Bindik bir alamete; gidiyoruz kıyamete."
Buradaki alamet ( mecazen_ Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne. )
bkz. http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.5c1773a24bcc42.54709103
Ayrıca, kıyamet ise ( mecazen_ Büyük felaket, afet. )
bkz. http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.5c1773a6ee8163.65370155
En iyi dileklerimle,
Eyvallah Rasit. Insanin Fikri ile zikrinin ayni olmadigina bir örnek. Uzatma daa.. Düzeltmeyi yap gec.
Silhocam, hazine ve maliye bakanlığı dövize endeksli devlet tahvilleri çıkarıyor. dolara %4 euro ya %2,5 faiz ile finansman sağlama hedefinde. hocam, bu kamunun özel sektöre ve bankacılık sistemine nazaran düşük olan dış borç stokunu ve kur riskini artırmayacak mıdır?. sonuçta dövizle borçlanacak ve kur şoku yaşanırsa özel sektörle beraber kamunun da iflas riski artmış olacak ve yine yeniden türkiyenin cds pirimi sert şekilde artmayacak mı?. dış finansman çok pahalı hale gelince içeriden döviz bulmanın derdine düştüler ancak artık gerçek dengelenme için 2-3 yıl biraz küçülme ya da sert yavaşlamayı göze almamız gerekirken hala borç stokunu büyütüp gaza basmaya çalışmak hangi akla hizmettir anlamıyorum hocam?. ne dersiniz. iyi çalışmalar.
YanıtlaSilBenim durumum farklı değil, ben de anlamıyorum.
Silyastık altında trilyon dolar var sanıyorlar.herhalde kendilerinin yastık altında çok paraları var.
SilYazınız için teşekkürler, Mahfi Bey.
YanıtlaSilReiz, meydanlarda haftasonu "portakal" konusunu işlemiş;
"Eğilir mi Eğilmez midir her nedir?
Benim vatandaşım neyi eğip bükeceğini iyi bilir"
benzeri lafları da duymamız yakın olabilir.
Ben kişilerle uğraşmıyorum.
SilOkuyacaklariniz asla Mahfi Hocanin yazdiklari sekilde olmayacak bilesin.
SilMahfi Bey'i yıllardır okurum, izlerim, dinlerim.
SilGüçlü ve vakur bir karaktere sahiptir. Günümüzde ikisini bir arada bulmak epey zordur!
Ekonomide daralma sürdükçe, akademisyenlere yönelik karalama, linç kampanyalarının artacağını düşünüyorum. Özellikle "Türkiye'nin geleceğine niçin güvenmiyorsunuz! Niçin ekonomi teorileri arasında kayboluyorsunuz!" söylemleriyle sosyal bilimcilere ve iktisatçılara çamur atarak gündeme taşıyacaklardır.
Mahfi Bey yıllardır tanınan biri olduğundan, linç kampanyasında ilk sırada yer alması muhtemeldir. Hatırlarsanız, geçtiğimiz aylarda bir gazetede köşe yazan "Cumhurbaşkanının eski danışmanlardan biri", direkt "Mahfi Eğilmez" ismini köşesinde yazarak hedef göstermeye çalışmıştı. Bu o zamanlar pek gündeme gelmedi, ama Mahfi Bey'den hoşnut olmayanların aklında tuttukları muhakkak!
İlerleyen aylarda ekonomi daha da kötüleştikçe iktidar hedef göstermeleri arttıracaktır; Mahfi Bey'e de sıra gelirse, "eğilmeyeceğine" eminim.
Hocam mitolojiyle ilgili daha önce hiç kitap okumadım. Başlangıç olarak hangi kitapları önerirsiniz??
YanıtlaSilhttps://www.dr.com.tr/Kitap/Mitoloji-101/Kathleen-Sears/Din-Mitoloji/Mitoloji-Efsane/urunno=0000000624030?gclid=Cj0KCQiAr93gBRDSARIsADvHiOq8HPj6oiRjV0uphALQcPiCPXa2r43UZR1l_1kl8VUycdIgXmkB7ecaApAYEALw_wcB
SilYASTIK ALTI ALTIN MEVZUU
YanıtlaSilSon günlerdeki farklı haber sitelerine göre Türkiye'deki yastık altında
bulunan altın miktarı 2500 ton ile 5000 ton arasında değişiyor.
Birileri, 200 milyar dolar tutan bu altını ekonomiye kazandırmak istiyormuş!
Haberlerdeki en az ve en çok altın miktarını doğru kabul eder isem;
ülkemizde kişi başına düşen altın miktarı 30 gram ile 60 gram arasında çıkıyor.
Ben bu rakamı, aile başına düşen ortalama altın miktarına çevirdim.
Haber siteleri doğru yazıyor ise;
Türkiye'de aile başına en az 120 gram ile en çok 240 gram arasında altın düşüyor.
Türk aile geleneğine göre; insanlar evlendiklerinde altın alyans alırlar.
Alyanslardaki altın miktarı yaklaşık 5 gramdır.
Bir Türk ailesinde ortalama 10 gram yüzük altını bulunur.
Ben evlilik yüzüğünü bozdurup, devleti kurtaracağım diyen bir cengaver hayatımda
görmedim. (Varsa yapanların, yüzük taşıyan pamuk ellerini buradan sevgiyle öpüyor, ülkemize katkıları için, kendilerine teşekkür ediyorum.)
Büyükannelerimin bayramda takmak üzere kalın küpeleri vardı.
Hiç bir zaman o küpelerini satmayı düşünmemişlerdi.
Onların bu hatıralarını taşıyan ailelerimiz satmayı düşünmezler.
Genç kadınlarımız da küpe takar.
Gençlerimiz de, yaşlılarımız gibidir,
zor zamanda küpeyi ekonomiye katkı için satarım diye düşünmez.
Yüzüklere, kadın küpelerini ekleyince, aile başına yaklaşık
30 - 60 gram civarında hiç satılamacak yastık altı altın elde ederiz.
Türk aile düğünlerinde altın takılır.
Aşiret düğününde kiloları bulabilen altın miktarı, o kadar şanslı! olmayan bazı yeni evlilerde ortalama 10-25 grama kadar düşmektedir.
Düğün altınlarını da hesaplayınca
aile başına, kabaca, 50 ile 100 gram hiç satılamayacak altın yastık altında bekler.
Başta esnaf eşleri olmak üzere,
pek çok ortalama gelirli Türk kadınının bir veya daha fazla bileziği bulunur.
Çoğu hatıra veya özel günlerde takılmak için alınmışlardır.
Bu bilezikler genellikle eski Türk filmlerinde bozdurulur.
Gerçek hayatta, çok zor günlerde belki gıda almak amacıyla bozdurulur.
Onlar faiz elde etmek için bileziklerini bankaya vermez.
Bilezikleri de eklediğimizde, asla satılamayacak altınımız 60 ile 125 gramları bulur.
Beyaz yakalı insanımızın, maddi durumu iyi olan insanlarımızın daha çok satın aldığı,
ziynet eşyası gerdanlık, kalın burma bilezik, kolye, altın işlemeli ziynet eşyaları, ismini sayamadığım vs altın yastık altında bekler.
Bu ailelerin maddi gelirleri görece iyi olduğu için bu altınları satmayı düşünmez.
Çoğunda işçilik maliyeti de olduğu için, yatırım amacı ile alınmamıştır, hatıra amacı ile saklanır.
Yastık altı ortalama altın miktarı, bunlar ile 70 ile 140 gram arasına rahatça çıkar.
Erkek çocuklarının sünnetlerinde takılan altınlar için ben;
"10 gram et gitti, 10 gram altın geldi" diyorum.
Ortalama bir Türk kadını, mutlaka bir iki tane çeyrek, yarım ve tam altını eş-dost kesimine mahçup olmamak amacıyla düğünlerde, bebek doğumlarında, özel günlerinde vermek amacıyla havuz olarak tutar.
Çoğunlukla, birinden alınıp, birine verilen bu altınlar ihtiyacen satılsa bile ilk özel günde yerine konur. Bu havuza da en az 10 gram altın ekliyorum.
Böylece, en düşük miktarları kullanarak ortalama bir Türk ailesinin asla ve asla satmayacağı 90 ile 160 gr altını olduğunu düşünebiliriz. (Aksi durumda ortada Türk kalmamış demektir.)
Bu hesabın içine yatırım amaçlı alınan altınları hiç eklemedim.
Hele yaşı ilerlemiş Türk insanının, "onlar benim kefen param" diye dokunmadığı/(evladına bile) dokundurtmadığı altınlardan hiç söz etmedim.
Bu altınların da muhafaza görevi, aile içinde, genellikle Türk kadınlarındadır.
Şimdi, birileri Türk kadınından eşine bile vermediği bu altınları %4-5 faiz ile
almanın planlarını yapıyormuş.
Ne diyeyim, Türk kadınını ikna edip bu altınları alabiliyorlarsa, helal olsun!
Son söz: Ülkede yastık altı altın yoksa, Türk de yoktur.
Son söz iyi oturmuş.
SilÖyle bir satarlar ki.. Ruhun bile duymaz. 95 yillik Cumhuriyetin herseyini sadece 15 yilda 3 kurusa hem de yabancilara peskes cekenleri sicak para ve tüketim icin satanlara sesini cikarmayan Türklerden bahsediyorsaniz, yaniliyorsunuz Sehabeddin bey.
SilBahsettiginiz Türkler, calistigi seker fabrikasini satanlari alkislayan, issiz kaldigi halde ilk secimde calistigi fabrikayi satanlara tekrar oy veren Türklerdir.
2 Ton kömür icin ülkenin varini yogunu satanlari bas taci edenlerden bahsediyoruz.
Hep beraber görecegiz. 16 yilda öyle seyler gördük ki. Khraman Türk Milleti bu zokayi da yutacak.
Velevki yastık altında denilen kadar altın var o altın Türkiyeye 1 senelik borcunu ödedi sonrası ne olacak hep 1 yıl ileri atmakla bu işler çözülmez. Siz üretime geçemedikten sonra evinizdeki yorganlarıda satsanız sonuçta bitecek bitmeyecek kaynak mı bu. devlet 2015 ten beri günü kurtararak geldi zaten vergi affı, muafiyetler, imar affı, ceza affı, yurtdışından para getir görmezden gelecem, bedelli askerlik, dolarları bozdurun, altınları saklamayın, yani aslında gelen yıkım uzun zamandır göstere göstere geliyor. yastık altında benim atletim bile yok, yastık altında olan arkadaşlarda versin 1 sene daha ileri atalım sonra ne olacak. Sisteminiz yoksa başkasının sistemine tabi olursunuz biz AB yada ABD neyapacak diye ağzıan bakıyoruz ama lafa geldimi AB kim ABD kim diyoruz yarın gidip yine kanki para versene diyoruz.
Sil1998 yılında üniversitede okurken fakir bir mahallede baraka gibi bir yerde kalıyordum. Kışın hava -20 leri görüyordu ben kömür alıyordum fakat orada oturanların çoğu alamıyordu
Sil8-10 yaşındaki çocuklar tahta kağıt toplayıp eve götürürken görüyordum. Havanın aşırı soğuk olduğu Geceler gözüme uyku girmiyordu düşünüyordum ya çocuklar donarsa diye ama elimden bir şeyde gelmiyordu 1 sonraki kış ne olduysa belediye muhtarla koordineli olarak fakir ailelere kömür yardımı yaptı ben o kışı huzurlu geçirdim. Bilmiyorum o çocuklar donup ölse veya hastalansa rahat edermisin kim gelirse gelsin hangi belediye olursa olsun bu tür yardımları yapmalı.
Sırf hükümeti sevmiyoruz diye Bu yardımı alıyor diye insanların onuru ile oynamaya hakkımız yok köpekleri bile düşünürken insanlara dönüp bakmaz isek bizim bir avrupalı dan bir amerikalı dan farkımız kalmaz.
Rüya görmeyelim. Reis hala "Bay Kemal, milyar dolarlık yatırımlara devam edeceğiz "diyor. Eğer imf ye gidilirse imf nin ilk söyleyeceği şey " Devlet yatırımlarını durdur. Sen yatırım yaptıkça faiz ve dolar yükseliyor özel sektör yatırım yapamıyor" Reis bunu kabul eder mi hiç?
YanıtlaSilBu şartlar altında dolar 10 tlye dayanır ,faizler %50 ye çıkar işsizlik %20 olur. Çok ağır bedel öderiz.
Eğer devlet ,yatırımları durdurmazsa, her bir Türk vatandaşı,vereceği yüksek vergilerle Akp'yi iktidarda tutmak için çalışan kölelere dönüşecek.
Şu saatten sonra faizi yükselt kuru düşür, enflasyonu düşür ya da tam tersi faizi düşür kuru yükselt cari açık azalsın v.b. hiçbir teori işe yaramaz.
Devlet tasarruf yapmayıp ,yatırımlara devam ettiği sürece bu ülkede hiçbirşey düzelmez.Özel sektör daha da batar. Hepimize şimdiden geçmiş olsun...
Haklısınız.
SilDemek devlet yatırım yapmasın, öyle mi? Allah bu ülkeyi senin gibilerden korusun.
SilEkonomi kötüye giderken devletin yapması gereken en önemli şey küçülmek ve tasarruf etmektir.
SilŞunu okumalısın:
"Japonya'da 4. yüzyılın sonlarına doğru tahta oturan İmparator Nintoku, yüksek bir kuleye çıkar ve ülkesine bakar. Gökyüzüne doğru yükselen tek duman dahi göremeyince, halkının yoksul düştüğüne ve bu yüzden hiç kimsenin evinde pirinç dahi pişiremediğini anlar.
Hemen bir ferman çıkaran Nintoku, halkının üç yıl boyunca sadece kendileri için çalışmasını emreder. Sarayda çalışanları bile evlerine gönderir...
Sadece kendileri için çalışan halk, üç yılın sonunda bolluğa kavuşur...
Nintoku kuleye çıkar, ülkenin her yerinde ocakların tütmekte olduğunu yükselen dumanlardan anlar. Yanındaki eşine sevinç içinde "artık zenginiz" der...
İmparatoriçe ise üç yıl boyunca bakımsızlıktan dolayı her yeri eskiyen, çatısı akan, çiçekleri solmuş sarayı göstererek "sen bu halimize zenginlik mi diyorsun" der...
Nintoku'nun yanıtı, yüzyıllardır Japonlar'ın aklından çıkmaz; "Halkın fakirliği, bizim fakirliğimizdir, zenginliği de bizim zenginliğimizdir."
Halkı zenginleşmeyen hiçbir ülkede devlet de zenginleşemez..
Mitoloji (Söylenbilim): Bir sözlükte mitoloji'yi açıklarken Haldun Taner'in bir sözü kullanılmış: 'Tezini mitolojiden hazırlayan gözlüklü bir delikanlı.'
YanıtlaSilSöylenbilim; efsaneleri araştıran bilim dalı.
Tales'le başlayan bilim devriminin soyut düzlemde belirlenimi, aynı zamanda Hz. İsa'nın kişiliğini beliryen tinsellik, sayılmış.
Biz, uygarlıkça daha gelişmiş yaratıklarla savaşmak zorunda kaldığımız halde, böyle bir bilinç düzeyine yükselemediğimizden, söylenbilime öykünmekte haklıyız!
Merhaba hocam, iktisat mezunu bir öğrenciyim. ilgim ve okumalarım hala devam ediyor. geçen gün bir makalede sosyal sigortalara yönelik devlet katkısının bütçe açıklarına etkisiyle alakalı bi takım şeyler okudum. tabi makale o kadar karmaşık ve içinden çıkılamazdı ki tamamımı anlamam mümkün olmadı. ama konu çok ilginç geldi. şayet programınızı bozmayacaksa sosyal sigortaların bütçe açığına etki edişi ve sigorta harcamalarını kısmanın yaratacağı konuları bir de sizden okumamız mümkün olabilr mi?
YanıtlaSilsaygılar
BU konuda yazılar var. Ama ben de bir bakayım.
Silhocam, değişim sürecinde türkiye kitabınızın 64.sayfasında dalgalı kura geçişin Türkiye'de döviz krizlerini önlediğini belirtmişsiniz. hocam, türkiye olarak 2018 yılının ikinci yarısından başlayarak yaşadığımız devasa dalgalanmalar silsilesi de döviz krizidir. yani dalgalı kura geçerek bence döviz krizinin önüne geçmedik. evet burada finansal paradigmada değişim yapıldı ancak dönüşümün yapılmadığı da bir gerçektir. dalgalı kur rejimi belli bir esneklik getiriyor elbette iktisadi aktörlerin pozisyon almalarını kolaylaştırıyor ancak yıkımı ya da yıpranmayı önleyemiyor. çünkü burada sadece kur rejimi değil hangi kur rejimini benimsersek benimseyelim önemli olan dış denge ve cari dengedeki durumdur. buralarda sürekli açık verdikçe ve en azından nötr olamadıkça ister sabit kur ister esnek kur rejimi uygulansın sonuç pek değişmeyecektir. hocam kaldı ki biz dalgalı kur rejimini de uygulamakta iyi değiliz zira kur piyasaya faiz merkez bankasına bırakılması gerekirken özellikle son 3 aydır her ikisini de merkez belirlemeye çalışıyor. hani biz piyasa ekonomisi idik?. esnek kur sadece ani yıkımın önüne geçerek bunun aşamalı olmasını sağlayabiliyor ancak olumsuz sonucu değiştirmiyor. evet türkiye gibi ekonomi için sabit kur intihar demektir ancak dalgalı kur da öngörülebilir olmaktan uzaktır ve yatırım istihdam üretim ithalat-ihracat gibi makro iktisadi değişkenler için riskler barındırıyor.
YanıtlaSilMerkez bankasının kura müdahalesinin nedeni enflasyonu gözettiği sinyalini vermek ve oluşan fiyatların panik fiyatlaması sonucu olduğunu piyasaya sinyallemektir yoksa dediğiniz gibi serbest piyasa ekonomisinde bütün fiyatları kontrol etme arzusu ve kararlılığı irrasyoneldir.
SilSelam, yorumun büyük bir kısmına katılmakla beraber şu noktaları göz önünde bulundurmak gerektiğini düşünüyorum.
Sil1- Türkiye şartlarında incelemek gerekir.
2- Dalgalı kur ile piyasa bilgisi toplum geneline yayılmaktadır.
Daha önce ekonomiyi çok yakından izleyenler, kur artışlarını önceden farkedip pozisyon alırken,
dalgalı kur ile kobi dediğimiz kesim de kur artışlarını minik minik fark etmeye başladı. Daha önce Kobiler kur artışından büyük darbe yer iken, şu aşamada benim konuştuğum basiretli KOBİ sahipleri önce döviz kredilerini KGF ile kapattılar, sonra tasarruflarını stok yerine daha akışkan olan dövize çevirerek firmalarının finans tablolarının düzelmesini sağladılar. Benzeri durum az da olsa sermaye bulunduran bireylerde de görüldü. En azından bu kesimler, ciroları azalsa bile, kur şokunu daha az hissettiler.
Bana göre her ne olursa olsun, Mahfi beyin yazdığı gibi, dalgalı kur ülke için faydalı olmuştur.
Türkiye'nin son dönemde yaşadıkları otoriter rejime geçiştir. Yan etkileri olarak döviz krizi hissedilmesi normaldir. Rejim değişiklikleri hem ekonomik değişimler, hem sosyal değişimleri bir arada getirir.
30 yaşındaki bir Türk genci hayatı boyunca tek bir kişinin iktidarını gördü.
50 - 65 yaşındaki bir Türk insanı kadar demokrasi tecrübesi bulunmuyor bu gençlerin.
İster istemez, zamanın ilerlemesi ile otokrasi biraz daha sosyal olarak içselleştirilecektir.
Türkiye şartlarında otokratik rejimin kalıcı olarak yerleşmesi için 8 yıla ihtiyaç vardır, bu süre içinde çoğu kişi için sürpriz! olarak düşünülen ekonomik gelişmeler ve güç değişimleri tam olarak bitecektir.
Türkiye bu anlamda bir geçiş aşamasındadır. Halkımızın yeni sisteme desteği çok yüksektir. Bana göre %25 ve üzerindeki halk desteği rejimin korunması için yeterli olacaktır.
Rejim konusuna uzun değinmememin sebebi sorularınızın hala eski yönetim tarzını baz alan ekonomik dinamiklere yönelik olmasındandır.
hocam yine değişim sürecinde türkiye adlı eserinizde yurtta sulh cihanda sulh olan politika paradigmamızın yerini 2000 li yıllarda abd teşvikleriyle Ortadoğu merkezli yeni bir paradigma zeminine kaydığını belirtmişsiniz. çok doğru bir tespitte bulunmuşsunuz hocam. eskiden orta doğuda arabulucu ve barışı koruma güdüsüyle hareket eden devlet aklı maalesef artık tersine savaşı teşvik eden akılsızlığa dönüştü. oysa bizim orta doğu coğrafyasında bugünkü stratejiyi uygulayabilmemiz ve sonuç alabilmemiz için siyasi,iktisadi,istihbari,teknik, fiziki ve beşeri tüm kaynaklara sahip olmamız gerekirdi. bunların önemli bölümünün olmamasına rağmen varmış gibi algıyla hareket etmek büyük bir stratejik hatadır. malum stratejik hatalar politik değişimlerle giderilemezler. bizim paradigmamız yanlıştır ve istediğimiz değil istemediğimiz bir dönüşüm sarmalı bizi de içine almaya başladı artık. şu anda adeta siyasal ve ekonomik olarak bir paradigma felciyle karşı karşıyayız ve bu felç artık toplum olarak da bizi esir almaya başladı.
YanıtlaSilsayın hocam, bu günlerde mitolojik yazılara takılıyorsunuz.çok güzel bir yazı anlayana
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Silhocam, Donald trump iktisadi politik olarak merkantilist midir sizce?. saygılar....
YanıtlaSilTrump'in iktisat bilgisinin oldugunu mu düsünüyorsunuz?
Siladsız 08:29 senden daha fazla iktisat bildiği kesin mesela!.
SilNasil anladin.? Bravo sana, bir soru sorduk ABD baskani ile sahsimi kiyasladi ve sonuc üretti. Artik biliyorum, Trump benden daha cok iktisat biliyor. Hem de 16. yüzyilda uygulanmis bir iktisat politikasini 5. sanayi devrimine hazirlik yapan ABD de uygulamaya koyacak kadar cesur.
SilDurum böyle olunca dogal olarak benden iyi..
evet ticaret kapitalizmine merkantilizm denir. merkantilist aynı zamanda korumacı politikaları benimseyenlere de denir. trump siyasetib dahi ticaret olarak algılayan bir abd başkanı bence. bu yüzden hocama düşüncesini sordum balık gibi atlamana geek yoktu. hocamızın yerine cevap de verme!.
SilHocam siz bir tanesiniz. Çok güzel bir yazı olmuş. Bu tarz, ders çıkarılacak yazıların devamının gelmesi dileğiyle...
YanıtlaSilTeşekkürler
SilBegenerek takip ediyorum yazilarinizi hocam, izninizle kücük bir düzeltme: "Hochmut reitet zu Pferde aus und kommt zu Fuß zurück - Ata kibirli binen, eve yürüyerek döner" Ulrich von Hutten (d. 21 Nisan 1488 - ö. 9 Ağustos 1523), Martin Luther Reformları yanlısı, Alman hümanist düşünür ve şair`aittir, Italyan Atasözü degildir. Almanya`dan Selamlar
YanıtlaSilBunu öğrenmiş oldum, sağ olun.
SilHocam yeni yıla girmeden 2019 yılına dair beklentileriniz veya öngörüleriniz nelerdir bir yazı yazsanız sizden de yeni yıl beklentilerini okumak isterim. Açıkçası herkes 2019 da dünya savaşı bekliyor kimileri çok kötü karamsar 2019 olacak diyor yani genel manada olumlu olan bir yazı yada düşünce duymadım sizin öngörüleriniz nelerdir nasıl bir yeni yıl olur düşüncelerinizi paylaşırsanız okumak isterim.
YanıtlaSilHocam elinize sağlık, büyük bir keyfile okudum
YanıtlaSilSağ olun
SilEkonomide olduğu kadar havacılıkta da pilotların başına sık sık gelen bu sendromu kulüp internet sitemizde paylaştım Mahfi hocam, sağolun.
YanıtlaSilhttps://www.facebook.com/groups/zonguldakyamac/
Teşekkürler
SilSizden bir isteğimiz var:
YanıtlaSilYakın gelecekte ikinizin de vakti olursa, Atilla Yeşilada'nın videolarından birine katılır mısınız?
Kendi bloğum ve BBC Türkçe dışında bir yerde yazmıyorum, yazılı ve görsel görüş vermiyorum.
Sil2 Ocak 2019 Çarşamba saat 07:01'de Dolar/TL kuru ne olacak aşağıya yazar mısınız Mahfi bey?
YanıtlaSilYanlis yerdesin bilader. Medyum ya da falciya gitmen gerekiyor.
Silmahfi hocam, abd ekonomisinde büyüme %4 ler civarına olup pmı verisi olsun ücret artışları olsun yatırımlardaki yükselişler olsun işsizliğin %3,7 gibi tarihi düşük seviyelere düşmüş ve kuvvetli bir büyüme yani en azından gelişmiş bir ekonomi için güçlü büyüme diyeceğimiz %4 ortalama büyüme momentumunu yakalamış görünüyor. bu arada dünyada brexit, italyanın bütçe sorunu, çinin yavaşlama emareleri göstermesi euro bölgesinde ortalama pmı verisinin düşüş trendi göstermeye başlaması çin-abd ticaret savaşları riski vb gibi muhtelif nedenlerle global ekonmomik büyüme ivmesinde düşüş riskini artıran etmenler vardır. hocam, bir müddet sonra abd kuvvetli büyüyen euro bölgesi ve çin yavaşlayan bölgeler olarak ciddi bir ayrışma içinde olacak gibiler. bu durumda fed, dünya ekonomisi genelini gözeterek mi yoksa giderek abd odaklı olarak mı faiz kararları alacaktır?. ne düşünüyorsunuz hocam bu konuda?. çünkü abd ekonomisi faiz artırımının gerekliliğini ortaya koyarken global çaplı kriz riskinin artmaya başlaması faiz artırımını ertelemesi ya da sayısını düşürmesi gerekliliğini ortaya koyacak gibi görünüyor.
YanıtlaSilKomiklik olsun diye sormuyorum:
YanıtlaSilŞu an, lise son sınıf matematik test kitabı elinize geçse, oradaki soruları zorlanmadan çözebilir misiniz?
Yine de komik oluyorsun. Vazgec.
SilArtık "Hazine Müsteşarlığı" diye bir kurum yok!
YanıtlaSilAnkara'daki yerleşkenin akıbeti ne oldu Mahfi bey bilginiz var mı? Bir başka bakanlığa mı devredildi? Satılığa mı çıkarıldı? Ne oldu?
Son olarak, (artık olmayan!) Müsteşarlık bünyesinde çalışan herkes işten mi çıkarıldı? Yoksa, devletin başka departmanlarına mı transfer edildi?
Hazine ve Maliye Bakanlığı oldu. Çalışanlar aynı yerde devam ediyor.
SilBU SENDROM???
YanıtlaSilHUBRİS SENDROMU
Hubrise yakalanmış olmanın 14 adet göstergesi vardır. Bu göstergeler;
Dünyayı, gücünü sergileyebileceği bir alan olarak görme,
Kişisel imajını sürekli artırma eğilimi,
Hareket ve söylemlerinin aşırı derecede endişe içeren görünüm içerme
Konuşmalarında, kendisinin “mesih, seçilmiş kişi” olduğunu ima etme
Kendisini, millet ve devletle özdeşleştirmesi, toplumun kaderini kendi kaderine bağlama
Söylemlerinde, kutsal bir kaynağa bağlı “biz” kelimesini kullanma
Aşırı özgüven göstermesi,
Kendinden olmayanları “öteki”leştirme ve onları açıkça aşağılama,
Kendini sadece üstün bir güce hesap verecek biri olarak gösterme (kendine kutsallık atfetme),
Ve bu alanda yargılandığında mutlaka haklı çıkacağına inanma,
Gerçeklerden uzaklaşma, sanal dünyasına inanma ve inandırmaya çalışma,
Pervasızlaşma, her şeye karışma, huzursuzluk, istikrarsızlık, bilinç çatışması yaşama,
Yanlışlarını doğru göstermek için din, kutsallıklar ve dürüstlüğe dayandırma,
Aşırı özgüvenin vermiş olduğu “asla yanlış yapmama”
Hocam merhabalar,
YanıtlaSilÖncelikle elinize sağlık. Yaklaşık bir aydır sizi takip ediyorum. Okulumuzda 4. sınıf dersi olan Uluslararası Ticaret'in ders kitaplarından biri de sizin Ekonomi Politikası adlı kitabınız Ercan Kumcu ile beraber yazdığınız... Blog ve kitaplarınızın okul hayatımda edindiğim ekonomi bilgisini pekiştirmemde muhteşem bir rol oynadığını söylemeliyim.
İst. Bilgi üniversitesi- Uluslararası tic. ve işletm. bölümünden bu ay içerisinde mezun olacağım ve şu anda da özel sermayeli bir bankada Bireysel krediler bölümünde stajyerim. Örneklerle Kolay Ekonomi kitabınızdan hemen sonra Ekonomi Politikası kitabınızı okumaktayım bu sıralar. Olayları anlayıp sindirdikçe ekonomi ve finansa olan ilgimin arttığını farkettim.
Sorum şu; Bankacılık sektöründe devam edip, yüksek lisansımı ekonomi ve finans alanında yapmam doğru bir eğitim-iş eşleşmesi olur mu? Sizin öneriniz nedir?
Sıhhatli günler..
Bence olur. Finans daha uygun olur.
SilArkadaşlar her ne kadar iktisatçı olmasamda yıllardır yaptığım isabetli tahminlerle pek çok arkadaşım kazanç sağladı yeni yılda dövizde önemli bir artış beklemeyin faiz ve enflasyonda artış olacaktır.Küçülme ve işsizlik mutlaka artacak marttan sonra muhtemelen imf nın kapısına gidilme ihtimali çok yüksek ayrıca bu ekonomik durgunluğun öyle üç beş ayda geçeceğinide kimse beklemesin üç yıldan önce düze çıkılması mümkün olmaz.Saygı ve sevgilerimle.
YanıtlaSilBu Kadar negatif tablo cizdigin halde hangi iktisadi veriye göre döviz artmayacagi sonucuna ulastin. Cok ilginc. Ülkede ekonomik anlamda hersey cok kötü fakat döviz artmayacak.
SilBu da degisik bir yaklasim.
Resmi enflasyon rakamlari gercek, Ülke risk oranimiz (CDS) düsük, mevcut Iktidarimiz, Adaletimiz vs.vs. güvenilir olsaydi, haklisin demek isterdim bende...
SilDöviz neden fazlaca artmaz demeyelim de artamaz diyelim.Cevap çok basit bankacılık sisteminin tolere edebileceği en yüksek noktalar buralar.Herkes bilirki bankalar sistemin ana taşıyıcı kolonudur.Sonuç olarak döviz artamaz.
SilGeçen hafta Seneca'nın Phaedra tragedyasını okudum, dün "brooklyn nine-nine" dizisinde ikarus hikayesinden alıntılar olan bir bölüm izledim, bugün yazınızı okudum. Evrenin ikarus mesajlarını alıyorum sanırım. :))
YanıtlaSilNitekim Batınîler de Selçuklu devletini en parlak döneminde sarmışlar dır Sultan Melikşah gibi bir hükümdar Nizamul Mülk gibi bir vezir varken ders almıyoruz hocam Millet olarak
YanıtlaSilyeniden uçabilecek miyiz hocam ne zaman?
YanıtlaSilelinize sağlık hocam
YanıtlaSilElinize sağlık. Yalnız bu bir hikaye değil mit'tir. Mitler basit hikayeler değil dini metinlerdir. Saygılar.
YanıtlaSilÇok güzeldi, Anadolu'da bir söz vardır boş başak dik durur, dolu başağın boynu eğridir. Cahilde Kibir varken gerçek ustada tevazu olur. Bugün de görüyoruz boş basakkken diklenenler habire yön değiştiriyor, bir rüzgarda yönü değişiyor, dağılıyor.
YanıtlaSil