Türk Futbolu İçin Bazı Basit Öneriler
Ekonomiden, paradan, kurdan
sıkılmış birçok izleyici var. Zaman zaman ben de çok sıkılıyorum. Çünkü sürekli
aynı konular, aynı hatalar ve aynı öneriler çerçevesinde dolanıp duruyoruz.
Onun için haftaya bir futbol yazısıyla başlayayım.
Türk futbolunu geriye düşüren
birçok neden var. Bunların bazıları sahadaki olaylarla ilgili bulunuyor. Yıllar
önce söylemiştim, bir kez daha yazayım belki bir işe yarar.
Türkiye’de hiçbir futbol maçı
yeterli süre oynanmıyor. Maçların sonuna eklenen 3 – 5 dakika da bu kayıpları
kapatmaya yetmiyor. Bunun çeşitli nedenleri var ama en yaygın olanları üç tane:
(1) Hakeme itirazla kaybedilen zaman, (2) Gol sevincinin uzamasıyla kaybedilen
zaman, (3) Sakatlık bahanesiyle yerde yatmaların yarattığı zaman kayıpları.
Bunların her üçü de inanılmayacak kadar fazla süre çalınmasına yol açıyor. İlk
ikisinin hiçbir toleransa yer bırakmayacak biçimde uygulanacak sarı kart
cezasıyla çözümlenebileceğini düşünüyorum. Sonuncusu için bir çözüm önerim var
ama ondan önce olayın nasıl olduğunu hatırlatayım.
Özellikle maçın son 15 – 20
dakikasına galip giren takımın oyuncuları en ufak bir temasta hatta bazen temas
olmadan kramp bahanesiyle kendisini yere bırakıyor ve bu yolla oyunun 2 – 3
dakikasını çalıyor. Bu tür sakatlıkların sahte olduğunu, oyundan sakatlanıp
çıkan oyuncunun saniyeler içinde tekrar oyuna dönmesinden anlamak mümkün. Çözüm
önerim şu: Sakatlanıp da oyundan çıkan oyuncunun maça yeniden dönmesi için en
az 3 dakika dışarıda kalması ve tedavisinin yapılması kural haline getirilmeli.
Süreyi 4’üncü hakem tutabilir. Bu bir ceza olarak uygulanmamalı, bir sağlık
kuralı haline getirilmeli. Böylece takımını en az 3 dakika 10 kişi oynamak
zorunda bırakmamak için sahte sakatlanma yoluna giden oyuncuların bu davranışa son
vereceğini düşünüyorum. Dünyada böyle bir uygulama yok. Bu öneriyi UEFA kabul
eder mi etmez mi bilmiyorum. Çünkü bu tür sahte sakatlıklar bizde ve bazı
ülkelerde var. Avrupa ülkelerinin çoğunda bu tür yaygın uygulamalara
rastlanmıyor. O nedenle eğer bunu uluslararası bir kural olarak kabul ettirmek
mümkün değilse, durum açıklanarak, UEFA’dan bu uygulama için özel izin
alınabilir diye düşünüyorum.
Bir başka çözüm önerisi futbolda
oynanan sürenin basketboldaki gibi net süre olmasının sağlanması olabilir. Süre
brüt 90 dakika değil net 60 dakika olarak belirlenir ve topun oyunda kalmadığı
sürelerde saat durur. Bu uygulama için basketbolda olduğu gibi bir masa
hakemleri ekibi olması ve statlardaki saatin bu uygulamayı yansıtması gerekir.
Bu durumda orta hakemin saatle işi olmaz. Bunun tek sakıncası maçların bitiş
sürelerinin birbirinden farklı zamanlarda olması olacaktır.
Oyle olursa da gercekten sakatlanmis olan oyuncu takimi yanliz birakmamak icin oyuna devam edip daha buyuk sakatliklar yasayabilir.
YanıtlaSilBir insanin rahatsizligini saniyeler icinde anlamasi mumkun degil. Tabi ki suistimal edenler oluyor ama bu birilerinin daha fazla rahatsizlanmasi ugruna cozumlenmemeli.
Ayni kurallarla Premier lig gayet izlenir oluyor, belki sorun baska yerdedir.
Sorun sahtekarlığın prim yapması. Kimse bu yüzden cezalandırılmıyor.
SilBu kuralda ile sahtekarligin prim yapmasi engellenirken gercekten sakatlanan oyuncu ve takimina ceza veriliyor malesef. Benim onerim sakatlik nedeniyle duran oyunun suresinin tamamiyle mac sonuna eklenmesi ve bunun bir kural haline getirilmesi olurdu. Ornegin sakatlik sayisi x 3 dakika gibi bir kural olabilir. Ayni konu gol ve kirmizi kart icin de gecerli. Her birine otomatik bir carpan belirlenip macin sonuna eklenmesi kurali gibi.
SilZaman çalmalar için bir futbol istatistiği var mı acaba?Türkiye'deki zaman çalmaları,Dünya'dakilerle karşılaştırmak gerekir.Bu zamanda,zaman çalmalar,bilgisayar programlarıyla bulunabilir diye düşünüyorum.Yüz tanıma teknolojisinin olduğu bu zamanda,futbol zamanla hakemsiz oynanabilecektir.
Silhttp://www.milliyet.com.tr/la-liga-yi-gectik---2582983-skorerhaber/
SilHocam üçüncü duruma sunduğunuz birinci çözüm bir başka yönden bakınca sakıncalı bence. Mağlup takım gerçekten yarı-sert 1-2 yada 3 faul yapıp 30 sn-1 dk da tedavi olabilecek 1 yada daha fazla futbolcunun 3 dk oyun dışı kalmasına sebep olabilir. Tabii ki galip takımda aynı yönteme başvurabilir.
YanıtlaSilHer çözümün sakıncası olabilir ama mevcut uygulamadan daha iyi olacağı kanısındayım.
SilHocam kuralı mantıkla kurgularsak daha iyi sonuç alınır.
SilOyuncu sakatlanmış ve tedavi istiyor. Bu tedavinin minumum süresi 30 saniye olabilir. Bu süreye kimsenin itirazı olamaz. Çünkü tedavi isteyen oyuncunun kendisi olacak. Hakem soracak tedavi istiyor musun? Oyuncu evet veya hayır diyecek.
Oyun başladıktan sonra kenarda tedavi olan oyuncu, minumum 30 sn içinde oyuna dahil olma isteğini 4.hakeme bildirecek.İnsiyatif 4.Hakemde olmak üzere oyun o an o bölgede oynanmıyorsa, oyuncu orta çizgiden oyuna dahiledilecek.
Hiç bir defans oyuncusu, 30 saniye de olsa kritik dakikalarda oyun dışında kalmayı göze almayacaktır.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilhocam süper ligde oynayan futbolcular neden %15 vergi ödüyorlar. ve bu kanun yanlış hatırlamıyorsam yılbaşında 2 yıl için uzatıldı. bu ülkede memurlar bile gelirlerine göre %15ten başlayıp %27 arasında vergi öderken milyon eurolar kazanan futbolcuların %15 vergi ödemesi çok ilginç.
YanıtlaSilBu da ayrı bir sorun.
SilÜstat gerçekten sakatlanan ama takımını 3 dakika yalnız bırakmamak için oyuna devam eden iyi niyetli oyuncuların daha ağır bir sakatlık geçirme ihtimali katlanılacak bir risk midir. Bence sakatlık nedeniyle duran sürelerin doğru bir şekilde oyunun sonuna eklenmesi(gerekirse bir miktar fazla) daha sağlıklı olacaktır. Oyuncu yerde kalınca hakem kronometresini beklemeden durdurup tam olarak oyun akmaya başlamadan başlatmazsa süreleri gerçeğe yakın bir şekilde maç sonuna eklemiş olur diye düşünüyorum.
YanıtlaSilGerçekten sakatlandıysa çıkar yerine başka oyuncu girer. O oyuncunun 5 dk da iyileşmesi de aynı sorun.
Silgecen hafta blogunuzda farkli konularda neler yazmissiniz diye bakip, 6 yildir spor hakkinda yazmadiginizi fark etmistim.
YanıtlaSilingilizlerin ozellikle itina gosterdigi bir konu var, topun oyunda kalma suresi. bizim ligde cok dusuk bu sure. sizin verdiginiz orneklere ek olarak, duran toplarin (kose vurusu, tac atisi, serbest vurus) gec kullanilmasi da verilebilir.
futbolun amaci daha fazla gol atmak ve en guzel meyvesi de gol. bence bu sevincin cok gorulmemesi lazi =)
Haklısınız ama bizde çok abartılıyor. 1 dk oluyor 3 dakika. Bu, özellikle son dakikalarda olmuşsa oyunun sonu oluyor.
SilHocam, ülkemizde futbol popularitesinin giderek düştüğünü tezine katılıyor musunuz? Populeritenin artması için ücretsiz yayına geçilmesi çare olur mu?
YanıtlaSilOlmaz. Ayrıca bu kadar düzeysiz hale gelmişse bırakın düşsün popülaritesi.
SilÖnerileriniz futbolun gelişimi için zihin açıcı. Futbolun içindekiler futbolun kaosunu futbolun doğallığı sandıkları için bu tür çözümlere kapalılar. VAR sistemine bile oyunu durduruyor diye karşı çıkanlar var. Bahsettiğiniz zaman çalmaları görmezden geliyorlar.
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Karşı çıkanların çoğu sistemin içinden gelenler. Onlar yetiştikleri sistemi (ya da sistemsizliği) en iyisi sanıyor.
SilAman Hocam ne yaptiniz?
YanıtlaSilFutbol konusu basli basina bir olay. Birkac saat icinde yorum bombardimanina tutulacaksiniz. Bu ülkede 40 milyon Erman toroglu, Ahmet Cakar var.
Konu cazip fakat öyle bir tartisma aciyorsunuz ki, Futbolun temel kurallarini sorguluyorsunuz. Hele Türkiyede böyle tartisma nerede sonuclanir kestirilemez.
Bunları tartışmazsak futbolun seyircisi daha da düşecek.
SilMahfi hocam burada sistemin bireysel sömürüye açık yerlerine yönelik yaklaşımlar önermişsiniz, bence bu bakış açısına bir de kurumsal sömürü/lobi baskısını da eklememiz güzel olur. Örneğin üç büyüklerden birinin oyuncusuna kırmızı kart gösterilmesi ile anadolu takımlarından birinin oyuncusuna kırmızı kart gösterilmesi hakemler üzerinde (özellikle saha dışında) farklı baskılara sebep olmamalı.
YanıtlaSilBir de naçizane düşüncem Türk futbolunun (aslında genel olarak futbolun) önündeki en büyük engel (ki benim TR'de futbol izlemeyi bırakma sebeplerimden biridir bu) paralel pastır, buna bir kuralla müdahale edilemez, takımından taraftarına kadar bütün ilgili kitlenin futbol kültüründe güzel/yapıcı futbol ve gol beklentisi olmalı ki bu şekilde amaçsız top çeviren oyuncular/takımlar ligde kendine yer bulamasın.
Çok doğru.
SilParalel pas konusunda o kadar doğru bir tespit yaptınız ki tamamen aynı kanıdayım. Tuttuğum takımın maçlarını bu yüzden izleyemez oldum. Yüzde 60 top üstünlüğü var deniyor ama yüzde 60'ın yüzde 80'i hiçbir işe yaramayan paralel pas. Bütün seyir zevkini öldürüyor. Ben konunun futbolculardan çok teknik adamlardan kaynaklandığını düşünüyorum. Top bizde kalsın felsefesi bu sonuca yol açıyor.
Bir Galatasarayli olarak bu yan paslar yüzünden futboldan, takimimdan ve mac boyunca verdigi 150 pasin 140 tanesini saga, sola ve geriye vererek senede 2,5 milyon Euro kazanan ayni zamanda her macta macin en isabetli pas yüzdesine sahip oyuncu secilen Selcuk Inan dan sogudum.
SilFutbol oyununda bir takimin amaci topu rakibin kale direkleri arasindan, rakibinden daha fazla sayida gecirmektir. Yani attiginiz kadar yediginiz gol de esit oranda onemlidir. Bu bakimdan topun paralel-risksiz paslarla sizin kontrolunuzde bulunmasini, yani rakibin atak yapmiyor olmasini saglamak takiminizin avantajinadir. Ayrica topu ayaginda tutan takimin oyunculari daha az kosup yorulurken rakip oyuncular daha fazla efor sarfetmek ve yorulmak durumunda kalir. Son olarak, 50x50 ebatindaki bir alanda iki takimin oyuncu sayisinin da esit oldugunu varsayarsak, ne kadar az oyuncu var ise atak yapan takimin gol atma olasiligi artar. Bu nedenle yan pas yaparak rakip takim oyunculari birbirinden uzaklastirilmaya (gaza gelip pres yapan oyuncular sayesinde) calisilir. Lakin butun bunlarin zamandan calmak icin sakatlik numarasi yapmak gibi etikle-sahtekarlikla bir alakasi yoktur, oyunu kazanmak icin uygulanan bir taktiktir. Yan pasin ilaci ise yuksek kondisyonlu bir takim olusturarak rakibe surekli pres yapmaktir.
SilBu işi biraz azaltmak için basketboldaki gibi yarı saha kuralı getirilebilir. Rakip sahaya geçen topu hücum eden takım bir daha geri döndüremez. Ayrıca kaleciye geri pas kuralı değiştirilerek pasın sadece 1. bölgeden yapılmasına izin verilebilir. Oyuncuları biraz açmak için ofsayt'ı da yine 1. bölgeyle (hücum eden için 4. bölge) sınırlamak gerek. Ayrıca çok fazla penaltı çalınıyor, bu sebeple ceza sahası küçültülebilir. Bunun gibi bir çok öneri getirilebilir. Eminim FIFA da böyle şeyleri düşünüyordur ama belki yanlış yaparım oyuna ilgi azalır diye yapmıyordur. Ama bunları deneyecek bir sürü alt lig, turnuva var. Oralarda hepsi denenip görülebilir.
SilSayın Hocam,
YanıtlaSilTespitleriniz ve önerileriniz rasyonel ve isabetli fakat ülkemizdeki futbol ekosistemi içinde, bahsettiğiniz problemlerden daha büyük sorunlar var aslında, sizin de takdir edeceğiniz üzerine; altyapı yetersizlikleri, vizyonsuzluk, sevk ve idare beceriksizlikleri (kötü yönetim), personel(futbolcu, teknik, idari kadro vs) kalitesizliği. Türk Futbolu için de "yapısal reformlar" gerekiyor sanıyorum.
En acısı da Edirne'den ötede çok ama çok nadiren, eser miktarda iş yapabilen bu vasatlığın topçularının, milyon euroların havalarda uçuştuğu ücret skalasında gezinmelerine rağmen %15 gelir vergisine tabiî olması, bu esnada ise benim gibi bordrolu sade çalışanların/işçilerin, yıl sonuna doğru son vergi dilimine girerek - son kur gelişmeleri ve nominal değil reel/hissedilen enflasyon etkisi ile birlikte de etkisi katlanan- tabiri caizse fakirleşmemiz...
AAA
Çok doğru. Ben onlara girmedim çünkü onlar saymakla bitmeyecek kadar çok. Sonunda bütün takımlar iflas noktasına geldi bu yüzden.
SilHocam belirttiğiniz zaman kayıplarına hakemin maç esnasında belli pozisyonlarda maçı durdurup not alması sırasında yaşanan zaman kayıplarını da ekleyebiliriz. Bazı maçlarda bu durumla sıklıkla karşılaşabiliyoruz. Bildiğiniz üzere futbol karşılaşmalarında maçı yöneten hakem dışında 3 hakem daha var, yani maç esnasında sahada görevli 4 hakem var. Son dönemde teknolojiye yatkın bir hakemin temsil ettiği 5.hakem diyebileceğimiz VAR sistemine de geçtik. Zaman kayıplarını önlemek için maçı yöneten hakemin maç esnasında not alma uygulamasına da teknolojik bir çözüm bulmaları gerekiyor. Saygılarımla.
YanıtlaSilDoğru diyorsunuz.
SilMahfi bey net süre oynanması masa hakemliği sanırım futbol oyununun yapısına uygun değil ama ilk 3 soruna özellikle sahte sakatlık sorununa bulduğunuz çözüm son derece etkili, ekonomi ile ilgili sorunlarımıza getirdiğiniz efektif ve yapısal çözümlere paralel bir bakışla üretilmiş saygılar .
YanıtlaSilNot : 2000 krizinden çok etkilenmiş gençlik enerjisi ve idealleri de krize girenlerden birisi olarak o dönemde tv de eko diyalog programında sizi dinlemek tekrar enerjimize ve ideallerimize kavuşmamızı sağlamıştı . 2018 e geldik artık gençlik enerjisi kalmadı ama hem krizler hemde sizin umut veren çözüm önerileriniz devam ediyor.Artık siyasi karar alıcılar bunları uygulamaya geçirsede evlatlarımızın gençlik enerjileri ,idealleri krizlere yenik düşmese dileğiyle teşekkürlerimi kabul ediniz lütfen .
Evet ben de zaten net süre konusunda çok net değilim.
SilÇok teşekkür ederim.
Hocam futbolcu gerçekten sakatlandıysa, kritik dakikalarda takımını 3 dakika yalnız bırakmamak için tedavi almayı reddedebilir. Bu da futbolcu sağlığını kötü etkiler. Bazı futbolcular kendi sağlığını ikinci plana atabiliyor. Sahtekârlığı önleyelim derken iyi niyetli futbolcuları yakabiliriz.
YanıtlaSilDiğer önerilere katılıyorum. Seyir zevkini artırabilecek öneriler. İyi günler diliyorum size:)
Sayın hocam, teknik önerilerinizin uygulamaya koyulması durumunda bir sonuç vereceğine katılıyorum. Fakat, sizin de vurguladığınız bu sahte rollerin bir ahlak problemi olduğunu da ortaya koyup, bu yönde de bir mücadele verilmesi gerektiğini de düşünüyorum. Yere yatan futbolcunun yanı sıra ona “yatma kalk” diyen antrenörün, bu hareketi “profesyonellik” adı altında normal olarak pazarlayan yorumcuların da toplu suçu olduğu kanaatindeyim. Hepsini ayıplayabilecek bir kamuoyu oluşturabilmek de çözüm noktasında hiç de fena olmayan sonuçlar verecektir diye düşünüyorum. Belki biraz daha iyi ifade edebilmem için, bu ve benzerini dert ettiğim naçizane bir yazımı da buraya not etmiş olayım. https://medium.com/t%C3%BCrkiye/ahlak-terletmek-3504f9135ec3?source=linkShare-4e9a3cfdbf7b-1535355120
YanıtlaSilSelam ve saygılarımla.
Galib takımın oyuncusunun son dakikalarda yaptığı sakatlık numaralarının önüne geçmek için tedavi süresinin uzatılması kuralının, gerçekten sakatlandıktan sonra tekrar takımına dönmek isteyen oyuncular ve takımları için bir ceza uygulamasına dönüşme olasılığını artırır mı?
YanıtlaSilOyunu durduran bir diğer önemli etken de kritik duran topların kullanılması. Barajı sabitlemek 2 dakikaya yakın. Sonra barajın bozulması ve tekrar uyarıyla kurulması 1 dakikaya yakın. Hele bir de kart varsa itirazlar vs 2 dakika. Kornerlerde itiş kakış uyarısı 1 dakika. Ne hakem ne oyuncular futbol için sahaya çıkıyor. Tek amaç bir şekilde amaca uygun puan almak. Bundan rahatsız olan gerçek futbolseverler de zaten çok uzun zamandır stadları ve ekran başını terk etti. Ne yazık ki futbol sadece bahis aracı oldu. Dünyada bahis kaldırılsa bu futbolun alıcısı olmaz. Özellikle Türkiye'de bu acı durum çok daha belirgin. 100 yıllık kulüplerimiz bile derbyler hariç kapalı gişe oynayamıyor.
YanıtlaSilFutbola hic ilgim yok ama bence Turk futbolunun en buyuk sorunu federasyonundan futbolcusuna kadar kalitesizligi. Bu kadar çiğlik, bu kadar alt yapisizlik, bu kadar eğitimsizlik, bu kadar gorgusuzluk bir de ustune basarisizlik dunyanin hicbir yerinde olamaz, tam bilmiyorum ama yoktur. Ve utanmadan kustahlar. Para verip maça giden insanlarda da kabahat var bence, bu denli zavalli bir basarisizlik odullendirilmemeli.
YanıtlaSilHocam futbolcuların ödedikleri vergileri ve takımların vergi afları ve takımların borçları için biz vatandaşlar olarak kampanya yapmalıyız. Sessiz durmamalıyız bu konuda. İngiltere de, Fransa da, İspanyada çok yüksek vergi öderlerken ve ülkede yaşayan biz sıradan vatandaşlar yüksek vergi oranları öderken bu adaletsizliğe son vermeliyiz. Takımlardan batmadan borç yükleri için bir an önce bir şey yapılmalı. Bu konuda öncü bir adım atamaz mısınız?
YanıtlaSilSayın Hocam, futbolcuların ve takımların ödedikleri vergi oranları ve takımlarımızın borç durumları ile ilgilide sizden bir yazı bekliyoruz. İlla bir tedbir almak için takımlar batmalı mı? Hükümet neden bu konuda sessiz? Bu yerli ve milli bir sorun değil midir? 4 büyükleri satsak borçlarını kapatabiliyor muyuz? İleride bu borçların çok ciddi biz vatandaşlara külfeti olacağını düşünüyorum.
YanıtlaSilTürkiye’de hangi alanda futbola yapılan yatırım kadar yatırım yapılsa, o alanda Dünya’da sayılı ülkelerden biri olurduk. Bence yapılan yatırıma göre en başarısız olduğumuz alan futboldur, hem de insan yoğun çalışma alanı olduğu halde... Bunu da çok kısıtlı bir kesime seslenmesine bağlıyorum. Sektör olarak ülkenin genelini sanıldığı kadar ilgilendirmiyor.
YanıtlaSilSüre konusunda; VAR ile birlikte basketboldaki süre durdurma olmalı, bu sefer de 90 dakika fazla gelebilir!
Mahfi hocam aslında takip ediyorsanız Premier Liginde uzatmalar daha uzun süre oluyor.Oyun aslında daha çok durabiliyor.Bizim kameramanlarımız Yeşilçam filmlerindeki gibi futbolcuların,hakemlerin yüzüne anlamsızca uzun süre focuslanıp,aksiyondan uzak kalıyorlar.Oyun duraksadığında Premier Liginde pozisyon tekrarı,önemli anları çok hızlı yayınlıyorlar.Aslında emin olun o kadar bariz bir fark yok.Geçen yıl istatistiklerini veriyorum.(Topun oyunda kalma süresi)
YanıtlaSil1)İtalya 57 dk 18 sn
2)İngiltere 56 dk 18 sn
3)Almanya 55 dk 42 sn
4)Fransa 54 dk 42 sn
5)Türkiye 54 dk 36 sn
6)İspanya 54 dk 35 sn
Görüldüğü üzere ciddi bir fark yok hatta İspanya’dan 1 sn öndeyiz ama izlerken dediğim sebeplerden dolayı oyun daha çok duruyor gibimize geliyor.
Bu bahsettiğiniz futbolun doğası aykırı , futbol , basketbol gibi bir oyun değil.
YanıtlaSilHocam kisa vade icin belki uygulanabilir bunlar ancak bu tarz cezai/polisiye uygulamalardan ziyade sanirim daha cok onem vermemiz gereken yer futbol akademileri... kaliteli insanlar/futbolcular yetistirmek egitime/altyapiya önem vermek.. saygilar, selamlar.
YanıtlaSilTecrübeli bir iktisatçı ve 68+ yıllık bir gözlemci olmanıza istinaden:
YanıtlaSilSORU 1: Sizce, dünya genelinde, insanlar, tembelliğe eğilimli varlıklar mıdır? Geç yatıp geç uyanmak, yavaş hareket etmek, coğrafi koşullar, kültürel alışkanlıklar, iklim değişikliklerinin insan davranışları üzerindeki etkileri gibi durumlardan bahsetmiyorum. En geniş çerçevede "çalışmak / çalışmamak" anlamında insanların tembelliğe eğilimli olup olmadıklarını soruyorum.
SORU 2: "Universal Basic Income" ve/veya "National Basic Income" tasarıları önümüzdeki yıllarda daha çok tartışılacak, belki mantıksız bulunacak, belki uygulanmaya başlanacak.
Bunlar araştırılırken, pilot (deneme) uygulamaları yapılırken pek çok faktör göz önünde bulunduruluyor, test ediliyor. Ve hâttâ, test esnasında, akademisyen ve araştırmacıların öngöremedikleri insan davranışları da vuku bulabiliyor. Bütün bu faktörler üzerinde tek tek durmadan, sadece şunu soruyorum:
"Universal" ve/veya "National" Basic Income'a karşı çıkanlar, "Eğer insanlara bu parayı verirsek, tembellik etmeye başlarlar, çalışmazlar. Yarar umduğumuz yerde zarar yaratmış oluruz." gerekçesi ile ilgili sizin görüşünüz nedir?
SORU 3: Siz, "Universal Basic Income"ı ve/veya "National Basic Income"ı savunuyor musunuz?
Mahfi bey futbolla alakasız ama aklıma takılan bir soru var. Resesyona giren ekonomilerde Döviz fiyatları artar deniliyor. Bunun sebebi nedir? Kısaca açıklayabilirseniz çok memnun olurum.
YanıtlaSilSayın Eğilmez, Erkin Şahinöz'ü tanıyor musunuz?
YanıtlaSilTwitter'da kendisini sürekli eleştirenlere şöyle cevap vermiş:
Kendine “usta” diyebilmek için önce kendi ustanı geçeceksin.
Daha önemlisi, seni geçecek hatta tarihin çöplüğüne gömecek bir öğrenci yetiştireceksin.
Japon “öğretisi” böyle.
Bizim diyalektik başka çalışıyor.
Sadakat, liyakatın önünde kaldığı sürece ilerleyemeyiz.
Kaynak: https://twitter.com/ErkinSahinoz/status/1033772931623596033
Hocam değerli önerilerinizin pilot bölgelerde denenmesi ve federasyon raporuna göre uygulanmasının futbolumuzda kaliteyi yükselteceğini düşünüyorum.
YanıtlaSilTurkiyeyi osluyorum eskiden futbol turkiyada cok guseldi
YanıtlaSilArcil ve Shota
amocahchi uche
hagi
schumaher
Futbolda Yapisal Reformlar
YanıtlaSil1=Ofsayt kaldirilmali!
2)Siyasi partiler futbol takimlari da kurabilmeli
Ak parti spor CHP spor HDP spor Saadetspor MHP genclik futbolklubu vs
3)Kadinlar futbola tesvik edilmeli bunun icin alt yapi calismalarina baslanmali Kadin futbol klupleri derhal kurulmali turnuvalar karsilasmalar amator duzeyden profesyonel duzeye kadar organize edilmeli
Kadinin olmadigi bir sporun bir yani eksiktir. Tuerkiyede futbolda kadin maalesef yok.
4)Tribunlerde sahaya materyal atandan kufur edene herkes tespit edilip derhal cezanlandirilmali
5)Uluslarasi karsilasmalar haricinde istiklal marsi okunmamali. Takimlarin kendi marslari okunabilir.Istiklal marsi sadece ve sadece uluslarasi karsilasmalarda turnuvalarda Milli takim hasebiyle okunmalidir.
6)Okullarda Futbol ile ilgili hem teorik hem pratik dersler verilmeli
7)Bilet Fiyatlarindan ekstra %10 OTV alinmali burdan alinan OTV ile Devlet butcesi fonlanmali
8)Takimlarin bos sahalari uygun zamanlarda insanlarin hizmetine piknik vs spor hareket vs yapmasina olanak taninmali belirli ucret karsiliginda
9)Uluslarasi karsilasmalar buna bir spor kulubumuzun dunyanin baska bir ulkesinin spor klubu ile yapacagi karsilasmalar da dahil Sifresiz cine5siz kosulsuz sartsiz herkes tarafindan tvden izlenmeye acilmalidir
10) Futbol maclari gunduze alinmalidir elektrikten tasarruf amaciyla, Gece ancak uluslarsi karsilasmalar icin olabilir. Gece olan maclarda ekstra bilet fiyatlarinda OTV alinmalidir
Futbolda sureklilik istikrar ve inovasyon amacli reformalarim bunlardir
Sevgiler
bukadar saçma öneriler olurmu
Sil1) ofsayt olmazsa futbol olmaz futbol hucüm ve savunma oyunudur bunun içinde bir matematiği vardır satranç gibidir hamleleri belirlidir kuralları vardır sizin dediğiniz kuralsız spor mahalle maçlarıdır çok seviyorsanız mahallede zaten ofsayt olmaz.
2) spor birleştiricidir her partiden o takımı tutan insanlr bu sebeple birleşir birlik olur farklı siyasi görüşlerden olup aynı takımı tutan insanlar aynı heyecanı yaşar buda birlik olma sebebidir, sizin dediğinizde ozaman milli takıma akp spor çok fazla futbolcu verdi bizden az gitti , siz milli takımı sevmiyosunuz olur çok saçma bu dünyada örneği bile yok.
5) milli marşlar her ülkede okunur niye zorunuza gitti anlamadım, her takım marş yaparsa milli marşın anlamı kalmaz kafasına esen tutuğu takımın marşını okur ki uluslararası karşılaşmalarda milli marşı değil kendi takımının marşını bilir futbolcu okumadıkça akıldamı kalır.
6) okullar eğitim bilim yeridir sporun tek dalı futbol için eğitim veremez ozaman futbol okulları açarsınız ki bunun için altyapılar vardır kluplerin işi budur. siz okulda analatik zekasını çalıştıran çocuk yetiştirin yeter.
7) Türkiye dolaylı vergiler cenneti ülke daha vergi eklemek aklım yok demektir.
8) futbol saha yapımları milyon dolarlar drenaj sistemleri bermuda çim bakımları verticat verdidireyn çalışmalrı hepsi para akar teçhizat makinalar bilr 50 bin dolarlar, siz mangal piknik yaptırıyosunuz ne akıl gerçekten şakamısınız.
9) kluplerin en büyük gelirleri yayın gelirleri eğer yayın geliri kesilirse ya bağış toplarlar sürekli yada her sene sponsor arayıp yalvarırlar. zevkin bir bedeli vardır.
10) futbol maçları gündüze alınırsa kombine satışları biter satdyum boş kalır herkes çalışıyorken stadı kim gelir siz herkesi devlet memuru mu sandınız. bu dedikleriniz futbolu batırma planı olsa gerek. dediklerinizde süreklilik kesin yok, istikrar hiç yok, inovasyon sıfırı sizin önerileriniz ki bunlara öneri bile denilmez saçmalık uzayda mı yaşıyorsunuz.
bunlara yapısal reform deme cehaleti bile kullanılmış düşünmeden yazmayın laf olsun diye konuşmayın.
3-4 atlatmissin acaba neden sacma oneriler derken :)
Sildusunurumde yazarimda dusumem sacmalarim da bunu ne siz belirlersiniz ne baskasi galiba analitik zeka derken beyin firtinasini farkli fikir ve onerileri hatta en sacma onerilerinde sunuldugu bir egitim ortamini hic hesaba katmamissiniz.
sizin dediginiz sacmaliklar oluyor zaten Bazi belediylerin futbol spor kulubleri hatta cogu adeta siyasal parti futbol takimi gibi sanirim haberiniz yok. Ak parti spor olsa valla daha iyi en azindan belediyenin paralari futbolculara gitmez ;))
Adsız27 Ağustos 2018 14:43
Silnereden biliyorsunuz Mahalle maçlarında ofsayt olmadığını ? belki var bu kadar peşin fikirli olmayın
Adsız27 Ağustos 2018 14:43
Sil"siz "mangal" piknik yaptırıyosunuz ne akıl gerçekten şakamısınız"
-Adam,mangal dememiş iftira atmayin
"piknik vs "spor" hareket vs yapmasina olanak taninmali"
piknik-spor demiş...
Mahfi Hocam, Beşiktaşlı mısınız acaba ?
YanıtlaSilFenerbahçeliyim.
Sil30 Ağustos 1922'den 30 Ağustos 2018'e...
YanıtlaSilEpey süre geçmiş...
Artık unutmanız gerekmez mi Mahfi bey?
Onyıllar önce yaşanmış bitmiş bir olayı, niçin hatırlatıyorsunuz?
Nostaljiyi çok mu seviyorsunuz Mahfi bey?
Bu nostalji değil sevgili kardeşim bu minnet. Önce kavramları öğrenin sonra buralarda espri yapın.
SilMahfi bey, size bir miktar öfkeliyim! (Saygım sonsuz, ama öfkeliyim!)
YanıtlaSil"Faşizme karşı birleşmeyenler, faşizmin zindanlarında buluşurlar!" Bertolt Brecht
Brecht'in uyarısını yerine getirmek istemediğiniz için size öfkeliyim!
Futbol Roma İmp. dönemimdeki gladyatör savaşlarından farkı olmayan bir spor ikisininde amacı fakir halkı uyutup zenginlerin bu fakir halkı sömürmesinin amaçlandığı bir tiyatrodur.
YanıtlaSilFutbolun oynama süresi 60 dakikadır zaten kalan 30 dakika sakatlık oyun durması gol sevinci penaltı duran toplar gibi sebeplerden 60 dakikadan çalmamak içindir. Dolayısı ile ekstra 30 dakika zaten futbolda mevcuttur ve futbol oynama süresi birçok lig istatistiklerine bakın 60 dakikaya yakındır 55 dakika 56 dakika 54 dakika gibi vs.
YanıtlaSilFutbolda sorun ahlak sorunudur, Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklı olanını severim.
fahiş ücretler verip altyapıdaki çalışana asgari ücretle milyon dolarlık futbolcu yetişmesi istenen en komik ülkelerdeniz. adam ev kirasını mı düşünecek yoksa yetiştirdiği futbolcunun geleceğini mi düşünecek, yoksa kendini geliştirmek için zaman harcayacağı paraları mı. gerçek sorun ortada dururken süre sorunu var demek çok anlamsız. doğu avrupa ülkelerinde futbolcular 100 bin dolar yıllık ücretle futbol oynarken bizde 3 milyon dolar artı maç başı 50 bin dolar alanları nereye koyacaz soruna ciddi bakmak lazım süre ile futbol sorunu dediğiniz şey çözülemez. aynı takımda birisi 1 trilyona futbol oyanayan adamla başka biri 4 milyon euro yani 30 trilyon para kazanıyorsa ozaman gitsin golleride o atsın kurtarışıda 30 kişilik adam yapsın.
seyirci futbol fahişliğinden bıktı benim paramla yabancıları dış mihrakları zengin edecen sonra batıyoruz yardım edin diyecen olurmu forma alın kombine alın müzemize gelin yani kek varya sürekli para verin demek bu ahlaklı oluyormu sizce yöneticilerin yaptıkları. yöneticisi ahlaklı olmayınca futbolcu, seyirci, hakem ahlaklı olurmu yada ahlak kalırmı. imam şey yaparsa cemaat başka şey yaparmış
Futbolun sorunu süre değil ahlaksızlık.
Sayın hocam.
YanıtlaSilOyun süresinden çalmalar için önerinizi okuyunca, Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün sözünü bir kez daha saygı ile hatırladım.
SPORCU; ZEKİ, ÇEVİK ve AHLÂKLI OLMALI!
Adı herkesçe malum yerli bazı hocalar, bu konuda özel uygulamalı taktikler veriyorlar!
Zamanı geçiren kaleciye SARI KART cezasında olduğu gibi, sakaklanma numarası yapana da mutlaka ceza verilmeli ve bu hareketinin bir yaptırımı olmalı!
Bence sakatlanan oyuncu çimlere yattığı anda hakem zamanı durdurmalı, hemen sedye ile sağlık ekibini davet etmeli ve oyuncu dışarı çıkınca 5 dakika oyuna dahil olamamalı veya gerçek sakatlanmış ise 2 dakika içinde yeni oyuncu oyuna dahil olmalı.
Saygılarımla,
Hocam Ulusların Düşüşü kitabını okudunuz mu?
YanıtlaSilOkumasina gerek var mi? Türkiyede yasayarak görüyor.
SilOkudum
Sil"Keşke Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'ndeki görevim bittiğinde, kamu ile bütün bağlarımı sonlandırıp, ABD'deki şirketlerden bana gelen iş tekliflerini inceleyip birinde çalışsaydım, şu an bambaşka bir hayatım olurdu. Hele Türkiye'nin dertleri ile hiç uğraşmazdım artık."
YanıtlaSildiye hayıflandığınız oluyor mu arasıra Mahfi bey?
Hic olmuyor.
SilAtatürk fenerli miydi yoksa beşiktaşlı mı?
YanıtlaSilBeşiktaşlıydı.
SilAtatürk muhtemelen takım tutmuyordu. Ama bu çok önemli değil. Önemli olan kimin Atatürkçü olduğu.
SilAtatürk çok zeki olduğu için şu takımı tutuyorum dememiş yada gönlündeki takımı söylememiş her takıma sporcuya ahlkalı zeki çevik olanını severim demiş, birleştirci olmuş ayrıştırıcı olmamış, biz olsak şu takımı tutuyorum derdik belki ama Türkiye kurulurken taraf olmamış tarafsız kalmış ülkesi için herkese eşit yaklaşmış önemli olan bu, helal olsun Atatürk çok akıllı insanmış.
SilHocam bir de rica etsek Türk takımlarını engin bilginizle ekonomik yönden inceleyen-analiz eden, döviz artışının etkisinin takımlara nasıl yansıdığını da içeren bir inceleme yazabilir misiniz? Eminim Türk kulüpleri ve biz futbolseverler için önemli bir argüman olacaktır.
YanıtlaSilInstagram'da bir fotoğraf paylaşmışsınız Mahfi bey.
YanıtlaSilAnladım ki, aslında siz de normal bir insansınız:
https://www.instagram.com/p/BdeNrsJBxPF/
Mahfi Eğilmez Türk Futbolunu İzlerken Bazı Basit Öneriler
YanıtlaSilTürk Futbolu izlemeyin çünkü üzerine para verip izlediğiniz maçı izlediğiniz için üzerine para vermeleri lazım
Kazanan takımın futbolcuları sakatlanırken (sözde) size katılıyorum kanalı değiştirin 1 dk sonra geri dönün
Türk Futbolunun en büyük sorunu saha içi takım oyunu oynayan takımlarımız yok avrupa turnuvularında en dandik takım yeniyor gidiyor bizi
Türk Hakemleri taksicilerden daha beter takıma göre,sahaya göre,duruma göre maç yönetmeleri istisna cüneyt çakır çünkü avrupada düzgün maç yönetiyor Türkiye'de berbat maç yönetiyor.
Galatasaray 3-4-5 gol yediğinde şampiyonlar liginde çoğu maçta anlarız "Türk Futbolu" diye bir şey var mı!
GALATASARAYLIYIM
Not;Fenerbahçe ve Beşiktaşın puan kaybettiği haftada yüksek ihtimalle Galatasaray-Alanyaspor maçında hakem Galatasarayı doğrar izleyin
Fatih Terim Belhandayı 8 numara olarak değilde zorla 10 numara olarak oynatmak istediği için takım kuramıyor belhandayı istemiyor kusura bakmasın ama dünyada sayılı 8 numara oyuncu belhanda göbekte ayağından top alınmaz iyi top sürer saklar top tutar arapası müthiş oyun kurar çok zeki paslar verir yani şelçuk inandan 10 kat daha verimli, ancak adamdan beklenen hagi olsun kaleye şut çeksin gol atsın iyide o adamın görevi 8 numara top alıp top dağıtacak adam, eğer sen emre akbaba istiyorsan belhandadan cok beklersin. eğer barcelonada oynasa belhanda süper yıldız deriz almak için can atarız ama biz adamın nerde oynayacağını bilmiyoruz. gerçekten futbolu bilen teknik tarktörümüz bile yok
SilHocam,Çözüm ile açıklama çok güzel.Adama soruyorum:'Ne yapsınlar'Bilmiyorum diyor.
YanıtlaSilMahfi Bey selamlar, önerileriniz ilginç ancak ben mesleki açıdan yaklaşmanızı beklerdim. Türk futbol ekonomisi dipsiz bir kuyudur. Kulüplerimiz hak etmedikleri büyüklükte bir kaynağı, üzerine bir dünya borçla birlikte heba etmektedir. Ölçümüz tektir, Edirne'nin dışarısı. Bunca havuz, şifreli yayın, loca, ürün, asgari ücretlinin rüyasında göremeyeceği bilet fiyatları... Sonuç; anlı şanlı takımlarımız Avrupa'da patinaj çekiyor. Eskiden hatırlar mısınız, yirmi-yirmi beş sene önce; kulüplerimiz daha amatör ruhla, oyuncularımız daha az kazançla ancak Milan'ların, Real Madrit'lerin, Manchester'lerin yenildiğini izliyorduk göüsümüz kabararak. Türk futbolunun ekonomisi de Türk ekonomisi gibi çarpık ve yanlış gelişiyor maalesef. Naçizane çözüm önerimi açıklıyorum; 1-Parayı Türk futbolunun içinden çıkartmak. Devlet (kamu yararı gözeterek) yayıncı kuruluşun sözleşmesini fesh ederek tazminat dahil gerekli ödemeleri yapacak, havuz dağıtılacak. 2 - Maçlar TRT'den şifresiz olarak yayınlanacak, tıpkı çocukluğumuzda olduğu gibi hafta sonunu heyecanla bekleyeceğiz, futbol tabana yani halka inecek. Futbol zenginlerin değil, halkın eğlencesidir. 3 - Devlet, yayıncı kuruluşa ödediği sözleşme bedeli ve tazminatı; havuzdan yararlanma oranlarına göre kulüplerden tahsil edecek. Kulüplerden bugüne kadar ertelediği, hasır altı ettiği vergi ssk borçlarını da alacak. 4 - Kulüplerin kasalarında bunları ödeyecek paraları yok, bütün lisanslı oyuncularının bonservislerine haciz koyacak, bu oyuncuları süratle satacak. Yani Mahfi Bey, devlet bu çarkıfelek masasını dağıtacak. Bu kısa vadede Türk futbolunu dibe çökertir belki ama, öncelikle kulüplerin rantı kesilince, kulüplerin içinde ve etrafında tek derdi para olan asalak takımı da voltasını alır. Anlı şanlı kulüplerimiz hakikaten adlarında yazdığı gibi futbol takımı olur. Ve bu takımlarda, bu memleketin altyapılarında harcanan nice genç çocuk bir fırsat yakalayabilir. Bakım Mahfi Bey; sizin liginiz neredeyse Hollanda ve Belçika liglerinden daha pahalı olacak ama Avrupa'da bu ülkelerin takımları kadar esameniz okunmayacak. Avupa'da bir başarınız olmayacaksa, yani dünyaya bir değer satamayacaksanız, ihraç edemeyecekseniz futbolunuzu o zaman Avrupa'nın en pahalı liglrinden biri olmanızın da bir gereği yok. Bizim gibi sıradan insanların dişinden tırnağından arttırarak doldurdukları futbol havuzu maalesef alaturka bir usulle yağmalanıyor. Bu paranın karşılığında bir başarı yok. saygılarımla,
YanıtlaSilHocam Washington Büyükelçili'ğindeki göreviniz neydi , Ve hangi yıllarda bulunduz bu görevde ?
YanıtlaSilAtatürk'ü diğer insanlardan ayıran temel şey size göre neydi ?
YanıtlaSilBunu hic kimse yazamaz.. Anlatamaz. Yazmakla da anlasilamaz. 100 yilda anlayamadiysaniz..?
SilBir millet Onu yasadi. Ve bu millet maalesef Türk milletiydi. Tarihin her aninda oldugu gibi yine anlayamadi. Anlamadi. Anlamak istemedi. Simdi küfür ediyor ona.
Sonuc.. ortada. bir yigin sey yazmaya gerek yok.
Fakat su kesindir ki. Bu topraklara bir daha asla böyle bir sahsiyet gelmeyecek. Bu gerzek millet de kendi kendini helak edecek.
Hocam kaleminize sağlık, çok güzel bir noktaya değinmişsiniz. Dünya kupasında hangi takım hatırlayamadım, onunla ilgili yapılan çalışmadan bahsedilmişti. Bence Türk futbolu ve milli takım hakkında da buna benzer bir çalışma yapılmalı. Böyle giderse sizin gibi herkes soğuyacak futboldan.
YanıtlaSilOynuyormuş gibi yapıyorlar. Seyrediyormuş gibi yapalım.
YanıtlaSilBence kılasik tavrımızdan vazgeçmemeliyiz.
Mahfi Hocam,
YanıtlaSil30 kişilik bir firmada (otomotiv yan sanayi) 3 bin TL (mesai dahil) maaşla çalışan bir tanıdığım kriz kriz diye konuşuyorlar hani nerde kriz dedi. Bu tanıdığım gibi olanlar ne zaman işsiz kalır, daha doğrusu toplu iflaslar, işten çıkarmalar ne zaman başlar bir öngörü yapılabilir mi? 2019 ikinci çeyrek başından itibaren kriz başlar mı? Finans tarafında da bir YP likidite krizi olur mu sizce? Bir de yabancı basında ülke ekonomimiz için veriye dayalı çok ciddi analizler yapılıyor (BDDK yapılandırma koşullarında esnekliğe gitti, TL nin değerini düşürecek türev işlemleri sınırladı vs. ama çözüm değil gibi), şakkadak 10 milyar dolar sattınız ama rezervinizi biliyoruz gibi bir durum :)
Ciddi birşeyler yapılıyor mu sizce, ya da birşey yapılmayacağı kanıksandı da vatandaş alıştırılıyor mu?
Teşekkürler.
hocam öncelikle böyle bir bloğu açtığınız için teşekkür ederim. zira bu ülkede ciddi bir iktisat kültürü eksikliği var ve siz bu bloğu açmakla bir nebze de olsa bir iktisat kültürü oluşturma gayretindesiniz. hocam, müsaadenizle iki sorum olacak. 1- reel sektör işletmelerinin karlılıklarının özellikle son yıllarda ana faaliyetlerinden çok faaliyet dışı alanda yoğunlaşmış olması ekonominin sağlıklı durumda olmadığını göstermez mi?. 2- bankacılık sektörünün mevduat/kredi rasyosu 100/130 ları bile aşmış görünüyor. aradaki en az %31 lik farkı sendikasyon ve seküritizasyon kredileriyle kompanse etmiş olması yüksek olasılık. hocam bu durumda bankacılık sektörünün de dış finansal yükümlülükleri artmış görünüyor. bankaların merkezde yanılmıyorsam 70 milyar doların üzerinde döviz cinsinden varlığı var döviz tevdiat hesabı kalemleri olarak!. hocam sektörün dış finansal yükümlülüğü mesela 100 milyar dolarsa aradaki 30 milyar dolarlık fark sektörün dövizde açık pozisyon miktarını mı gösterir?. saygılar..
YanıtlaSilBu tanidiginiz 3 Bin TL maas ile gecinebiliyor ve ülkenin icinde bulundugu durumdan bir kriz isareti cikaramiyorsa siz ona günlerce anlatsaniz da anlamayacak, anlayamayacak. Birakin ne yaparsa yapsin.
YanıtlaSilAha buraya da yaziyorum.. Bu arkadasiniz issiz kalsa da hani kriz nerede diye sormaya devam edecek.
Kurbagalar haslanmis, kaynama noktasina yaklasiyorlar.. Bir sey hissetmez onlar artik.
"Ayranı yok içmeye, beygir üzerinde gider helaya." sözünü hatırlattı yazdıklarınız...
SilMilad-ı İsa'dan üç asıl evvel Efes'te Apelle (Apel) isimli bir ressam yaşarmış. Bu ressamın en büyük özelliği yaptığüı resimleri halka açması ve gizlendiği bir perdenin arkasından onların tenkitlerini dinleyip hoşa gidecek yeni resimler için fikir geliştirmesi imiş.
YanıtlaSilGünlerden birinde bir kunduracı, Apel'in resimlerinden birini tepeden tırnağa süzüp tenkide başlamış. Önce resimdeki çizmeler üzerinde görüşlerini bildirip, kunduracılık sanatı bakımından tenkitlerini sıralamış. Apel bunları dinleyip gereklinotları almış. Ancak bir müddet sonra adam, resmin üst kısımlarını da eleştirmeye hatta teknik yönden, sanat açısından, renklerin kontrasından ve gölgelerin derecesi üzerine de ileri geri konuşmaya başlayınca Apel, perdenin arkasından bağırmış:
- Efendi, haddini bil; çizmeden yukarı aşma!
Mahfi bey harika ekonomi yazıları yazıyorsunuz. Bence bu yazılara aralıksız devam etmelisiniz.
Mahfi hocayı burada yerdiniz mi övdünüz mü ben tereddütde kaldım.
Silkaş yapayım derken göz çıkartmış
SilGelişme ilerleme yolunda en önemli ve en zor adım fikir yaratmaktır. Sonrasında tartışılır, en doğru yol bulunur.
Silsayın hocam 3 dakika olayında karşı takımın futbolcusu rakibi eksik bırakmak adına sakatlayabilir.
YanıtlaSilHocam, 3 F formülünü kesin biliyorsunuzdur. Fado, Fiesta ve Futbol zannedilse de aslında üçüncü F Futbol değil Fatimadır. Futbol güzeldir, değildir, önemli değil. Bir gün düzelir. Bizim asıl sorunumuz Fatima. Ondan kurtulmadan hiçbir şey düzelmez...
YanıtlaSilMahfi bey sizle siyaset konuşmak için değil sadece öğrenmek için soruyorum.
YanıtlaSilEvet veya hayır diye cevaplamanız yeterli, detaylı yazmak zorunda değilsiniz:
"Sosyal demokrat" mısınız?
Bu blogda "hakkımda" başlıklı bölüme girerseniz sorunuzun yanıtını bulabilirsiniz.
SilHocam piyasalar kapalıyken kur değişimi nasıl etkileniyor? Kur hareket ediyor ancak normalden daha az.
YanıtlaSilBankalar kapalı oldugundan veriler acıklanmıyor mu veya sadece doların kendi değer değişimine göre mi oynuyor yani TL nin değeri aynı kalarak. İnternette bilgi bulamadım ondan sormak istedim teşekkürler.
Siz hep şunu diyorsunuz Mahfi bey: "FED'in şu tarihli toplantısında faiz arttıracağını piyasalar önceden fiyatladığı için, faizi arttırdığı an, kurlarda yükseliş olmadı. Piyasalar zaten hazırlıklıydı."
YanıtlaSilSizin verdiğiniz standart cevap yukarıdaki gibi.
Eylül'deki FED toplantısı yaklaşıyor. Yine aynı cevabı mı vereceksiniz:
"Dolar/TL kurunda yükseliş olmadı, çünkü FED'in Eylül'de faiz arttıracağını Türk piyasası da fiyatlamıştı."
Futbolu güzelleştirmek ve heyecanı arttırmak adına benim de bir önerim var. Bu öneri puanlı maçlar için. 2 gol atana +1 puan verilirken aynı zamanda 2 gol yiyenden de 1 puan silinsin. 85. dakikaya 5-1 önde giren takım 6.yı atmak için uğraşırken geride olan takım da 1 gol atıp +1 puan almak isteyecektir. Puan farkları bir anda açılıp kapanacağı için heyecan artar. Topla oynama yüzdesi daha yüksek olan takıma da ilave 1 puan verilip karşı takımdan 1 puan silinmeli. Vakit geçirmeyi önlemenin tek yolu da aynı zamanda ahlaklı sporcular yetiştirmek gibi görünüyor.
YanıtlaSilHocam 4 büyük takım (Bjk,Gs,Fb,TS) borçlarının faizini bile ödeyemecek duruma gelecek. 4 takımın güncel borcu 10 milyar tl'yi geçti ve Euro artmaya devam edince borç artmaya devam ediyor. Kulüp gelirlerinin sadece %40-50'si faize gidiyor. Geri kalan da giderleri karşılamaya yetmiyor. Borcu kapatmak için başka bir yerden güncel faizle borç alınıyor. Bu girdapa ne kadar dayanırlar bilmiyorum.
YanıtlaSilHocam kulüplerin devasa borcu için düşünceniz nedir?
Başarı söz konusu olduğunda kulüp yöneticileri podyumda. Ama borçlar kulübün borcu. Kötü yönetimlerin sorumluları yok! Havuz uygulamasına geçildiğinden beri kulüplerin kasasına giren toplam paralar (havuz+uefa+loca+bilet+ürün+sponsor+transfer+kredi) ile kasalarından çıkan toplam ödemeler (transfer+yatırım+borç ödeme+genel giderler+kulüp başkanları ve menejerler gibi asalakların yedikleri) tek tek ortaya doğru dürüst dökülmeli. Her başkanın dönemine tekabül eden borç şahsi mal varlığından ve şirketlerinden tahsil edilmeli. Havuz süratle dağıtılmalı, maçlar trt'den şifresiz yayınlanmalı. Paranın olmadığı yerde yiyici asalak takımı sıvışır, geriye Türk futbolu kalır.
SilSayin hocam, öneriniz cok yerinde. Türk futbolunda da yapisal reformlar sart. Almanya da futbol okullari dernek statüsündedir. Oyuncu dernek'e girdigi andan itibaren federasyon tarafindan takip edilir. Federasyon, dernek antrenörlerine calisma programlari gönderir. Bütün dernekler hemen hemen ayni calisma programi ile oyuncularini calistirir, Alman ekolü böyle olusur. Federasyon zaman zaman derneklere uyarilar yaparak hangi tür oyunculara agirlik vermesini de tavsiye edebilir, ( örnegin teknik oyunculara daha fazla sans verilmesi gibi). Maclar Cumartesi 15:30 da oynanir, Cuma ve Pazar günleri de oynanan Bundesliga maclari vardir ancak cogunluk cumartesi 15:30 dur. Bu Bundesliganin gelenegi oldugu icin böyledir. Yabanci antrenör veya oyuncu Almanca ögrenmek zorundadir... Oyuncularin Almanca konusmasi konusunda daha esnek olabilirler.
YanıtlaSilAlman kulturunun digerlerinden en gozle gorulur farklarindan biri, Pazar gunlerinin kesinlikle tatil/dinlenme/aile ile vakit gecirme isleri icin ayrilmis olmasidir. Pazar gunleri sadece fabrikalar ve isyerleri degil tum AVM'ler, magazalar, restoranlar, bar ve kafeler hep kapalidir. Herkes Pazar gununu evde ailesiyle, parklarda vs. gecirir, bundan dolayi futbol maclarinin da cogu Cumartesi gunu oglen oynanir (yine de kapitalist sisteme bir noktaya kadar boyun egmislerdir ve TV gelirlerinden olmamak icin iki uc maci Cuma aksam, C.tesi aksam ve Pazar gunduz-aksam saatlerinde oynatirlar).
SilHocam o değil de Super Bowl (Amerikan futbol finali) gibi bir uygulamaya gitsek, basketboldaki finaller gibi ilk 4 takım katılsa küçük bir final aşaması olsa, final maçında da etkinlik olsa şarkıcı vs. çok güzel görüntüler olmaz mı? Bir de holiganlığı bitirsek. Holiganlığı bitirmek çok basit ancak kaostan çok para kazanıyoruz..
YanıtlaSilHocam, belki belli bir noktadan sonra saat tutulabilir.. mesela 75 ya da 80. dakikaya gelindiğinde saat işletilir ve oyun durduğunda saat de durur.
YanıtlaSilHocam en az 3 dakika kuralınızı ben de düşünmüştüm. Kuralın kapsamı sakatlığı sebebiyle oyunun durmasına sebep olan oyuncular olarak daraltılabilir. Ufak tefek sakatlığı olan oyuncular oyunu durdurmadan çıkıp tedavisini olur, zaten ağır sakatlığı olan oyuncuların durumu da dışarıda olduğu 3 dakika içinde daha net gözlenebilir.
YanıtlaSilHOCAM VALLA BI TON FUTBOL YORUMCUSUNUn aklına bile gelmedıgı cepten CIKARTACAK ONERILER .arsen burda da işe yarıyor:)
YanıtlaSilMerhabalar hepinize futbol hakkında nacizane bi kural uygulansa nasıl olur yorumlarsanız sevinirim maç esnasında takım atak üzerine atak yapıyor ama ne hikmetse top hep direkten geri geliyor ben diyorum ki böyle bi durumda 3 defa dirikten topu dönen takımı ödül olarak bi penaltı atma hakkı olsun böylece ligimizde daha fazla bol gollü maç seyretme şansımız olur saygılar
YanıtlaSil