Korikorodan ya da 20 Yıldır Değişmeyen Durum

Çocukken babam bir dizine beni, öbür dizine kardeşimi oturtur masallar anlatırdı. Çoğu kendi uydurduğu masallardı. En sevdiğimiz masal korikorodan masalıydı. Ayrıntısını hatırlamıyorum şimdi ama bir yerinde şöyle bir şeyler geçiyordu “…ormanda yürürlerken ağaçların arasından birden bire koskoca bir korikorodan çıkmış.” İkimiz birden hemen sorardık “korikorodan nedir?” Babamın anlattıklarından hayalimizde canlandırdığımız kadarıyla, korikorodan, ejderhayla dinozor arası, ağzından burnundan ateşler çıkaran apartman boyunda bir yaratıktı. Tam bir masal canavarı. Bize sevimli bir canavarmış gibi gelirdi. Sonra Herkül gibi biri gelip korikorodanı öldürür, kardeşim de ben de Herkül benzeri adamın başarısına sevineceğimize korikorodana acırdık.

Ne zaman enflasyon canavarı deseler gözümün önünde korikorodan canlanıyor. Kim bu canavarı öldüreceğim dese başlıyorum canavara acımaya.

Korikorodan masalından sıyrılarak düşünebilirsek ekonomik sorunların ancak ve ancak ekonomik yaklaşımlarla çözülebileceğini anlarız. Enflasyonu düşürmenin yolu, bu konuda üretilmiş ekonomik teorileri gözden geçirmek ve dünya uygulamalarından çıkan pratik sonuçları teoriler çerçevesinde formüle ederek ilgili ülkeye uyarlamaktan ibarettir. Önce parasal önlemlerin alınması hemen ardından mali politika önlemlerinin yaşama geçirilmesi ve eğer ihtiyaç varsa yapısal değişikliklerin hızla tamamlanması zorunludur. Her şeyden önce bunları sapmalara meydan vermeden yaşama geçirecek bir siyasal irade gereklidir. Siyasal irade eksikliği söz konusuysa o zaman korikorodan masalları devreye girer.

Nobel ödüllü bir iktisatçının dediği gibi “enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir olgudur”. Bir ülkede mal az, para çoksa enflasyon olur. Enflasyonu düşürmek için ya malı çoğaltmak ya da parayı azaltmak gerekir. Kısa dönemde malı çoğaltmak pek kolay değildir. O zaman kısa dönemde öncelikle parayı azaltmaktan başka çare yoktur. Tersine mal azken parayı da çoğaltıyorsanız o zaman korikorodan hikâyeleri anlatmaya başlayacaksınız ve korikorodanı öldürecek bir Herkül’e ihtiyaç duyacaksınız demektir. Yok, eğer enflasyonu bilimsel olarak çözmeye niyetliyseniz, o zaman Hazinenin Merkez Bankasıyla yaptığı protokolü işletecek ve Merkez Bankası’na piyasaya az para süreceği bir program sipariş ederek bozmadan uygulayacaksınız. Hazineye gelirinin üstünde gider talimatları verip borçlanmaya zorlamayacaksınız. Topluma fedakârlıkta bulunması gereğini daha ilk günden açık açık anlatacaksınız. Ve ikna edici olabilmek için fedakârlığa önce kendinizden başlayacaksınız.

Eğer, siyasal irade eksikliği nedeniyle, insanların kafasında enflasyonla korikorodan arasında ilişkiler kurarsanız bilimsel olmayan yollara sapıyorsunuz demektir. Sonuç olarak enflasyonu Herkül benzeri birinin düşüreceği gibi bir saçmalığı topluma anlatmaya kadar gidebilirsiniz. O zaman da insanlar niye enflasyonu düşürmeye sizin uğraştığınızı, ekonomi yönetiminin niçin Herkül gibi adamlara bırakılmadığını sormaya başlayabilirler. Yani toplumsal bir bilim dışılığa hızla geçilebilir.

Bilim dışı düşünmeye itilmek Türk toplumunun giderek kaderi haline geliyor. 1980’li yılların ikinci yarısında Darwin’in evrim kuramını ders kitaplarından çıkaran bir ülkenin enflasyonu bilimsel yöntemlerle düşürmeye çalışması kolay değildir. Böyle bir durumda, o ülkenin ekonomi yönetimindeki kişilerin birbirinden farklı şeyler konuşması da çok doğaldır.

21’nci yüzyıla enflasyonda dünya birincisi olarak girmeye hazırlanan Türkiye’nin bu sorundan kalıcı olarak kurtulması, sorunu korikorodan hikâyesi olmaktan çıkarıp bilimsel yaklaşımlarla çözmeyi denemesinden geçmektedir.


Not: Bu yazı ilk kez 20.01.1998 Salı günü Yeni Yüzyıl Gazetesinde yayınlandı. Benim ilk gazete köşe yazımdır. 20 yıl sonra aynı konuyu konuşuyor olmamız ne kadar üzüntü verici.

Yorumlar

  1. 20 yılda bir arpa boyu yol gidememişiz. Akıl ve bilim hamaset söylemlerini kaldırmaz, "uyan artık bu gafletten" diyerek gelip ilk fırsatta sana tokatını atar.. :-(

    YanıtlaSil
  2. Konunun güncelliğini koruyor olması üzücü gerçekten. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yuzde 10 ile 12 civarinda bir enflasyon ne diye krize sebeb oluyor bu ulkede yillarca yuzde 60/70 enflasyon oldu onunda bedeli 2001de ödendi 15 yildir eski rakamlarin yanina dahi yaklasilmadi duz bir trent var ve büyük çoğunluğu tek hane devletin borcu gsmh gore %28 düşmüş tamam sirketlerin ve hane halkinin borclari yükselmiş ancak gsmhda 4 kati olmuş sonra blancoda pasif kalemlerinin karsisinda aktif degerler vardir kasa mal al. Sen demirbas bina tasit gibi pasif bunlardan düşer ozsermayeye ulaşılır önüne gelen borctan yakiniyor bu borclar alinip barda pavyondami harcandi araba almış ev almış arsa almış kriz olmasi icin bizden alacakli olanlarin paralarini nakten ve defaten istemeleri gerekir hemde döviz olarak tamam bazı sektorlerde durgunluk olabilir ancak oto satislari oyle demiyor

      Sil
    2. Enflasyon rakamlarının nominal değerlerine bakıp aldanmamak lazım. Dünyada daha düşük bir enflasyon trendi başlamıştı 2000'lerden itibaren. Türkiye de bunun bir parçası oldu ve mali disiplinle geçirilen bir kaç yıl ile hızla görece düşük enflasyon rakamlarıyla tanıştık. Ama asıl önemli olan nominal değerleriniz değil dünyadaki yerinizdir. Bu konuda Türkiye'nin maalesef övünülecek büyük bir başarısı yok. Eskiden de enflasyon konusunda son sıralardaydık, şimdi de son sıralardayız. %7-%8 gibi enflasyon rakamlarımız ile en iyi olduğumuz dönemde dahi 200'e yakın ülke içinde yine son 30 civarında idik. Şimdi enflasyonun hızla tekrar %10 üzerine taşınmasıyla dünyadaki en kötü 15-20 ülke arasına tekrar girdik. Bizden daha kötü durumda olan ülkeler içinde ise, Suriye, Venezuella, Mısır, Haiti, Arjantin, Ukrayna, Gana, Nijerya vs. gibi ya fakir Afrika ülkeleri, ya savaş halindeki ülkeler ya da derin siyasi ve sosyal kriz içindeki ülkeler var.

      Sil
    3. Recep gene basladin sacmalamaya. Once noktalama isaretlerini kullanmayi ogren. Kimin trolusun sen diyecegim ama adindan belli kimin trolu oldugun. Iyi makarna nohut veriyorlar mi sana?

      Sil
    4. Ah Recep ah.

      hic degismediniz, degismeyeceksiniz.

      2002-2017 arasini parlatmak icin tam 15 yildir bikmadan usanmadan hatta utanmadan 1923, 1934, 1937, 1946 li yillara gittiniz. icinde yasadiginiz Zaman dilimini iyisi ve kötüsüyle bilimsel temellere dayali tartisip elestireceginize 1929 dünya Ekonomik buhrani icindeki Yeni dogmus Türkiye yi kiyas yaparak yerden yere vurdunuz.

      Inanilmaz bir biat ile efendileriniz, sihlariniz ne dediyse papagan gibi tekrar ettiniz.

      Ben inaniyorum ki senin torunlarin da 2007-2019 arasindaki Türkiyeyi elestirmek icin yine ayni malzemeyi kullanacaklar. yine 1923, 1929 lara gidecekler.

      Halbuki özellikle 1960 tan sonra tam 60 yildir Menderes, Demirel, Özal, Ciller simdide RTE
      hep ayni siyasal zihniyet bu ülkeyi yönetti. Hem de Özal ve RTE koalisyonsuz tam 26 yil.

      Bu nasil bir biat ve gaflet uykusudur. Akil tutulmasindan da öte birsey olsa gerek.
      Halbuki hersey gözlerinin önünde yasandi. carsiya pazara ciktiginda gercekten birseyler dikkatini cekmiyor mu.?

      Dolar olmus 3,85 Cari acik 70 milyar Dolar. Turizm cökmus. Tarim ülkesi Türkiye saman ithal ediyor. Sirbistandan alinacak 5 Bin ton et ile et ffiyatlarini kontrol edecegini sanan bir ülke. Egitim sisteminin icine sokuldugu durumu gercekten görmüyormusun.
      Gecmedigin köprünün, saglik hizmeti almadigin Hastanenin parasini ödemek sana zor gelmiyor mu.?

      Ülkenin sosyal yapisindan kimyasina Kadar degismesini saglayan icindeki 5 milyona yakin Suriyelinin ülkende yaptigi tahribatin farkinda olmaman mümkün degil.

      Dünyada baska bir ülke daha yok, bu kadar Recep üreten.




      Sil
    5. ""Gecmedigin köprünün, saglik hizmeti almadigin Hastanenin parasini ödemek sana zor gelmiyor mu.?"" demişsiniz. bu bile sizin ekonomiyi anlama seviyenizi ortaya koyuyor. sonrada başkalarına tepeden bakarak "ah recep ah" demiyor musunuz, çok zavallıca. Maden Mahfi hocayı okuyorsunuz azıcık bişeyler kapmış olmanız gerekti ama içinizdeki düşmanlık... neyse boşveriyorum.

      Sil
    6. Kusura bakma ama eleştirdiğin kişi yerden göğe kadar haklı. Çünkü 80'lerde kendine yetebilen bir ülkeyken şimdi samanı bile ithal edecek duruma düştük. Üstelik Ortadoğu'da Lübnan merkezli yeni bir savaşın başlama ihtimali ve ülkemizin burada da taraf olma tehlikesi söz konusu. Allah korusun bu savaş çıktığında halkımız nasıl beslenecek ?

      Sil
  3. Sevgili hocam merkez bankamız baz etkisini bekliyor böylece enflasyon düşecek ama kur başta olmak üzere bir çok faktör enflasyonu artırıyor bu gidişle daha yüksek bir faizle müdahale etmek zorunda kalacak olan yine bizlere olacak keşke araç bağımsızlığı tam olan bir Merkez Bankamız olsa

    YanıtlaSil
  4. Hocam tüketim malı ithal etmek milli gelir üzerinde bir etkide bulunmaz değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İthalat milli geliri azaltıcı etki yaratır.
      Çünkü içeride talep yaratacak gelir dışarıya transfer edilmiş olur.

      Sil
  5. Hocam elinize sağlık. Bunca yıl sonra aynı şeyleri yazmak sizi de üzüyordur. Ülkemizde akıl ve bilim ne zaman hakim olacak?

    YanıtlaSil
  6. Hocam ben de sizin gibi hikayeler dinledim, yalniz biraz daha olgulara dayaliydi.
    Mesela enflasyon nedir? diye sordugumda bir buyugum bana soyle ifade etmisti

    Bir bakkal var bakkalda cok az mal ve urun var hatta bakkal borc bataginda ama bakkalin musterilerinde cok para var diye....

    Bir baska buyugum ise cay ocagi uzerinden gitmisti bu cay ocaklarinda esnaflar bilen bilir! MARKA ile alis verisini yapar. Bu markalarda plastik paradir.(kart falan degil) bu plastik paralarin her biri bir caya tekabul eder yani alim degeri su ; 1Marka : 1Cay
    Isin ilginc ve bana kalirsa tehlikeli kismi su bu plastik markalar alalade pazarda tahtakale gibi gildir gicik her seyin satildigi yerde kolaylikla bulunabilen birsey.

    Esnaflara her hafta sonu cay ocagi kapanmadan once cumartesi gunu esnaflar gelecek hafta kac tane kac iceceklerse o kadar marka satiyorlar. Bu satin alma islemi daha cok o esnafin hatir sinas musteri yogunlugu+misafir ziyareti+ ve ozellikle esnafin cay tiryakiligi olcusunde ele alinan bir hesaplamayla orantili ele alinan markalar.

    Diyelim ki bir cay ocagi haftada 1000 cay satiyor cevresindeki esnaflardan biri o hafta icin cumartesi gunu 50 marka satin aldi. bu arada her markanin karsiligi 1 lira.
    denklem su "1MARKA 1CAY 1LIra

    Bu cayocaginin bulundugu handa bir suru esnaf var hepsi de musterisi kimi 50 marka aliyor kimi 70 marka kimi de 10 marka kimi bir hafta 50 marka aliyorsa ertesi hafta 30 markaya dusebiliyor bazende 70 markaya cikabiliyor.

    Nyese, A esnafi her hafta surekli degisen grafikte 100Marka aldi. O 100 markayi o hafta bitirmedi ertesi haftalara kaldi. Ama bizim A esnafi uyanik :))) gitti tahtakaleden bir suru marka aldi tanesi 10kurustan 10 lira verip 100 markayi kapti :D amaci piyasaya surecek olmasi haftalara bolerek!

    Zamanlada her hafta piyasaya azar azar surdu. Bizim cayocaginda malum aciklar olusmaya karlarda azalmalar borclara evrilmeye yuz tuttu zamanla! Bundan kurtulmak icin olagan ustu zamlara ihtiyac duydu- Yani A esnafi caktirmadan oyle bir piyasaya marka surmuski haftalar boyunca..... Bizim cay ocagi cayi 1 liradan 1.5liraya cikartti. dogallayin 1 marka 1.5 lira 1cay denklemine burundu.

    A esnafi durur mu gitti yine piyasadan ucuza marka satin aldi yine haftalari ilerleyen gunlerde azar azar piyasaya surdu.

    Sizce bu isin sonu ne olur
    1) cay ocagi olaganustu zamlara devam eder cay fiyati cevre ishanlarinda en yuksek seviyeye gelir baska cay ocagi olmadigi icin esnaf kendi cayini kendi demler duruma gelir
    2) A esnafi handan ayrilir geride piyasada biraktigi ve diger esnaflara verdigi icmedigi caylarin markalarini verir kisaca para basimini bilmeden b c d e f g esnaflari devam ettiririr

    hangi olasiligi uygun goruyorsunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel örnekmiş.
      Bence çay ocağı uyanıp marka sayımı yapar.

      Sil
    2. Yapti diyelim! Kimin nereden bulacak marka piyasaya surdugunu :))) A esnafi fiyaka edip ziyaret maksadiyla handaki diger esnaf arkadaslarini ziyaret ettiginde 3 5 marka atsa oraya buraya koridorlara millet baliklama atlar! ayrica icilen cayin verilen markasi ortak cay tablasina giriyor! yani a kisiisne ozel bir tabla yok ;)cay ocaginda calisatigim icin biliyorum

      Sil
    3. Y ada bizim cay ocagi artan talep karsisinda ve dusen kar oranlari karsisinda cay posalarini kurutup yeni aldigi caya katarak arzi ucuz yollu arttirabilir.
      yani 1kgt cay 20liraysa cay posalarini kurutup 1kg cay denklemini 10liralara kadar indirebilir.! Boyleikle artan talebe dusen kar acigina karsi arzi bu tarz bir sistemle uretim faktorlerinde dengeye getirir.

      NOt: karbonat olayina hic girmiyorum. O isin baska bir boyutu!

      Sil
    4. Para peşin kırmızı meşin desin çay ocağı da onu da yapamıyorsa piyasa da kalmaya hakkı yok zaten :D

      Sil
    5. Marka basimi sart! para basimi sart! Ulkemizin enflasyonu yenmesi icin para basmasi lazim1

      Sil
    6. Hanlardaki buyuk ishanlarindaki hatta benim bildigim devlet dairelerindeki cay ocaklari cay verdikleri handaki esnaflara dairedeki memurlara MARKA uzerinden cay veriyorlar. Bu bir gelenek olmus durumda. Belki de Turkiyeye ozgu uzun yillardir devam eden bir alis veris bicemi.

      Disaridan bir vesile ile yolu handan gecen soluklanmak isteyen kisi ve kisiler dogal olarak cayin parasini tl olarak para pesin kirmizi mesin hesabi oduyorlar.

      Sil
  7. Ama hocam faiz artigi icin kur artiyir diyor hazineciler

    YanıtlaSil
  8. The answer is blowin' in the wind.

    YanıtlaSil
  9. Yeni fed baskanini nasil buluyorsunuz?

    taylor eger fed baskani olsaydi parasal daralmayi sonlandirip faizleri arttiracakti. Muhtemelen kendi kuralina gore uzuan vadeli tahviller oraninda bir faiz seviyesine faizleri cikartacak yaani enflasyonun 1- 1.5 puan ustunde faiz oranina ulsamya gayret gosterecekti.
    Boyle bir durumda fed piyasadan para almayip fed politika faizlerini de %3-3.25 bandina cikarmasi sizce daha mi tehlikeli olurdu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed Başkanı tek başına etkili değildir. FOMC komitesinde bir oyu var.

      Sil
    2. Fed başkanının adının önemi yoktur. Fed in uzun dönem politikası bellidir ve fed başkanı istediği kadar güvercin olsun, fed yeri ve zamanı geldiğinde o faiz artırımlarını takır takır yapacaktır.
      Abd ekonomisi şu anda çok iyi veriler üretiyor, üstüne üstlük vergi indirimi konusu var ki enflasyonun artış hızını artırabilecek gündemde olan en önemli konudur.

      Sil
  10. 20 yılın sonunda hala aynı şeyleri konuşuyorsak, bir arpa boyu yol alınmamış demektir. Peki, nasıl idare ettik.. Özelleştirme şu bu adıyla evdeki eşyayı satmakla.. Evdeki eşya bitti ise ne kaldı şimdi satılacak? Ev mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Osmanlı aynen böyle idare etti. Ama sonunda Düyun-u Umumiye ye teslim etti mali idareyi.

      Sil
  11. sizce suanki durumda enflasyonla mucadele etmek icin merkez bankasi +0.75 baz puan faiz arttirmali mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faiz artırma geçici zaman kazandırır. Asıl olan bunlara neden olan hastalıkları tedavi edebilmek.

      Sil
  12. Hocam ülkemizde HSYK gibi ekonomi yüksek kurulu kurulsa ve bütün ekonomik sorunlara,problemlere merkez bankası ve hukumetle birlikle is ortaklagi yapıp çözmeye calışsa.Ve hükümet ve merkez bankasinin aldigi önemli kararları inceleyip karar sunsa nasıl olur ? Ama dokunulmaz,mudahale edilmez bir kurul ? Bi nevi TBEM(Türkiye büyük ekonomi meclisi)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle bir şeyin olabileceğine inanıyor musunuz? Örnek olarak verdiğiniz HSYK bu konumda mı?

      Sil
    2. İşi uzmanına sormak iyidir. Sorunlarımızın çözümünü uzmanına havale edip ucu bize hiç değmeden sorunların çözülmesini beklemek iyi değildir. Ekonominin sorunları da, bu sorunları çözmek için yapılması gerekenler de sır değil, sorun bunları hayata geçirmekte.

      Sil
  13. 20 yıl derken şöyle bir ahh çekmemek içten bile değil.

    YanıtlaSil
  14. Mahfi hocam elinize, emeğinize sağlık yazılarınızı mümkün olduğunca takip edip yararlanmaya çalışıyorum, üniversitede konu ile ilgilenen tüm arkadaşlarıma da tavsiye edilirim. Emekleriniz için teşekkür ederiz. Eğer mümkünse yerli para ile ticaret konusunu etraflıca ele alan bir yazı paylaşabilir misiniz ?
    İyi çalışmalar.

    YanıtlaSil
  15. Murat Birecik5 Kasım 2017 15:23

    Ya ihracat, ya olum... dedik; lakin,
    herkes ithalat pesinde!.. TIM bile.

    YanıtlaSil
  16. 60 yildir masallardan bikmamissiniz o daha sizin adiniza uzuntu verici.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En üzüntü verici olanı bu blogu izleyen birisinin böyle saçma bir yorum yollaması.

      Sil
  17. Mevcut hükümete oy verenler ve başkanlık sistemini isteyenler, Ankara il sınırlarının doğusunda yaşasın.

    Mevcut hükümete oy vermeyenler ve başkanlık sistemini istemeyenler, Ankara il sınırlarının batısında yaşasın. Ankara, bu tarafta kalacak.

    Nasıl bir plan sizce bu Mahfi bey, iyi mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanları siyasi görüşleri dolayısıyla ayırmak son derecede yanlış bir yaklaşım olacağı için bence hiç iyi bir plan değil.

      Sil
    2. adsız arkadaşım, mahfi bey için bir sorun yok ki.

      kendisi, istanbul'un en zengin semtlerinden biri olan sarıyer'de yaşıyor. yani senin anlayacağın, bir eli yağda, bir eli balda.

      sen sorunu yanlış kişiye sormuşsun bence.

      Sil
    3. ne yapsın? senin gibi popülistlerin dilinden kurtulmak için esenyurtta mı otursun? ki bahsettiğimiz yer de her kesimden insanın oturduğu sarıyer... bebek, etiler vb. değil ki onlar olsa ne olur? mahfi hoca, kibarca bahsedilen absürt önerinin saçmalığını ifade etmiş, şu cevabın için kendinden utanmalısın.
      hocam gerçekten çok temiz bir kalbiniz var, yerinizde olsam şu densizin mesajını yayınlamaz, engeller geçerdim, prim vermeyin böyle kötü niyetli insanlara.

      Sil
    4. can arkadaşım, isminin üzerindeki linkte bazı yazılar yazmışsın. bazılarını okudum.

      görünen o ki, senin de bir elin yağda, bir elin balda.

      yazdığın yazılar, senin de mahfi bey'den pek farklı olmadığını ortaya koyuyor.

      yani demem o ki, kendinizi toplumda bambaşka bir yere konumluyorsanız, kendinize payeler biçiyorsunuz, sonra da toplumun sizin gibilere saygı göstermesini bekliyorsunuz.

      böyle olmaz ki.

      Sil
    5. Bence benzer fikirlere sahip insanlarin ayni yerde ayni cografi butunluklu alanlarda yasamasi mevzilenmesi zaruridir.
      Bu vesile ile farkli siaysi fikirden baska partilere oy veren insanlarla ben sahsen birak beraber yasamayi arkadaslik dahi etmiyorum. AKPli birinden ben ne alabilirim ki ? ya da akpli biri akpye oy veren biri bana ne verebilir.

      Onu da gectim zarar gormemek adina kendi siyasi sosyal ayni dusunce ve fikir yapisina sahip kisilerle birliktelik kurmak birleikte yasamak alisini verisini ticaretini bunun uzerinden organize etmek daha elzemdir.

      Sil
    6. Almanya yapti! eskiden alman solculari dogu almanyaya alman ilericileri liberalleri bati almanayyi kurdu. Ayni sey korede oldu. Comar takimi kuzey koreyi kurdu aydin laik tayfa guney koreyi kurdu!
      Bizde oyle yapabiliriz
      Muhafazakarlari akplileri belli yere atariz ilericileri aydinlanmacilari belli yere koyariz. ortaya sinir duvar cekeriz. Herkes kendi kaderinin tayinini yapar.
      Sonra ben biliyorum bu comar tayfasi yine izmire gelmeye bakar ha cunku bunlar yuzsuz! bunlar icin de duvarlar oreriz.
      Cunku bunlara hak bunlar bize coook zulum etti!

      Sil
    7. Yahu anlayamiyorum. Bir eli yagda bir eli balda olanlar ülkenin durumuna daha fazla üzülüp tartisma yaratirken gercekten zor durumda olanlarin umurunda degil.

      bu ne Yaman celiskidir.

      Ben de diyorum ki.

      Ey bir eli yagda bir eli balda olanlar. sizin baska isiniz yok mu.? size mi kalmis Makarnacilarin durumunu düzeltmek. Birakin ne halleri var ise görsünler. Hatta beter olsunlar.

      Sil
    8. İyi günler Hocam;
      Yazınızı okumuştum, bugün annemle paylaşmak için ona sesli okudum. Sonra da yorumlara gözüm takıldı.
      Eğitimdeki bilimsellikten uzaklaşmanın etkilerini ben de düşündüm ve bundan 10-15 sene sonra iş mülakatlarında ne ile karşılaşacağımızı düşünmek beni biraz korkutuyor.
      Yapılan yorumları tarafsız ama saygı ve hoşgörü süzgecinizden geçirerek yayımlamanıza ayrıca hayranım.
      Ekonomik politikalarda bilimselliğe gelince, çok haklısınız. Bilimsel düşünce sistemi Türk Milli Eğitim müfredatında yok. Bu yüzdendir ki üniversiteye ilk girdiğimde (1998) bütün sınıf arkadaşlarımla beraber ben de çözümleme ve kritik düşünce yeteneklerini yeniden öğrenmek zorunda kaldım. Varsayım (ya da yok sayım) yaparak bir yola çıkmayı ve sonuçlara göre varsayımlarımızı ya da hipotezimizi eleştirmeyi, geliştirmeyi bilmiyoruz.
      Kimya mühendisiyim ve yakında işletme yüksek lisansımı almaya adayım. Bu durumda ekonomi teorileri benim için yeni ve ilgimi çeken bir konu. Bununla birlikte aynı yıl, hem (efficient market theory) Eugene Fama'nın hem de (behavioral economics) Robert Shiller'in nobel alması aklımı karıştırmıştı. Ta ki eknominin bir bilim olduğunu, bu teorilerin belirli varsayımlar ve hipotezlerden geliştiğini, ve, kendi hipotezleri ve tanımlı uzaylarında 'yalanlanmadığını' hatırlayana kadar.
      Bilimsel metodolojide bizlere bir türlü öğretilmeyen bir ayrıntıdır yalanlanabilirlik. Herhangi bir hipotezi test ederken, bilim çevresinde, 'doğru' ve 'yanlış' yoktur. Bir hipotez reddedilir (yanlış), ya da, reddedilmez (YANLIŞ DEĞİL). İyi bir hipotezin reddedileceği koşullar açıkça ortadadır. Örnek vermek gerekirse, dinozor kemikleriyle aynı katmanda ve yaşta bulunacak bir köpek fosili Darwin'in Evrim (neyse ki evolution ülkemizde Türkçesini oluşturacak kadar kaldı, yoksa buna da bihaber olacaktık) teorisini çürütür. Bu durumda bize düşen soru sormaktır. Bu teori tamamen yanlış mı yoksa kısmen yanlış mı? Sonrasında ise bu soruların cevabını yeni hipotezler ve deneylerle aramaktır.
      Bizim Türkiye'deki pozisyonumuz her zaman 'doğru' ve 'yanlış' üzerine oldu. Halbuki, dünya siyah ve beyaz değil. Türkiye'de 1 saniyede 5 metre düşen bir taş kutuplarda 5.2 ekvatorda 4.8 metre düşebilir. Brezilya'da uygulanan bir ekonomik program Arjantin'de çöküşe sebep olabilir. Bu durumda bizler bir hipotezi 'bu doğru- bu yanlış' şeklinde sınıflandırıp çöpe atmaya ya da dogma haline getirmeye çok yatkınız.

      Bu kadar bilimsel metodoloji incelemesinden sonra bir sonuca bağlamak gerekirse;
      1 - Üniversite öncesi öğrenimde çocuklarımıza mantık, retorik ve bilimsel metodoloji dersleri vermemiz lazım.
      2 - Kanımca, yine üniversite öncesi öğrenimde çocuklarımıza klasik ekonomi teorisi dersleri vermemiz lazım.
      Bunlardan beklediğim sonuçlar:
      1 - Vatandaşlarımızın boş korikorodan hikayelerinden umduğu güvencenin azalması
      2 - Siyasetçilerin hibe kömür, belirli sosyal gruplara zam vs gibi genel bir ekonomi politikası içeren vaatlerle oy verenleri ikna çabasından, tutarlı ve bilimsel (no bullshit) sosyal ve ekonomik politikalar üzerinden rekabet etmek zorunda kalacakları yönünde.

      Yazınız için çok teşekkürler Hocam, ilgiyle takip ediyor ve ilgisini çekeceğini düşündüğüm insanlarla paylaşıyorum.

      ST (mimaroba, semte göre karakter tahlilimi merak etmedim değil :D)

      Sil
    9. Düzeltme :
      2 - Siyasetçilerin hibe kömür, belirli sosyal gruplara zam vs gibi genel bir ekonomi politikası içerMEYEN vaatlerle oy verenleri ikna çabasından, tutarlı ve bilimsel (no bullshit) sosyal ve ekonomik politikalar üzerinden rekabet etmek zorunda kalacakları yönünde.

      Sil
  18. Artik krikorodan ormanda yasamiyor hocam, sehirlere yerlesti. Osmangazi koprusu, hasta garantisi verilmis hastaneler, gecis garatisi verilmis yollar ve kopruler hepsi birer krikorodan. Meralari imara acip saman ve et ithal etmek, tarimi oldurup gida maddesi ithal etmek krikorodan'i besleyip buyutmekten baska bir ise yaramiyor. Sarayin masraflari, sarayin ucaklari, devletin Audi'leri, Mercedes'leri krikoradan'i buyutmekten baska bir ise yaramiyor. Herkul ise Turk milletinin kendisiydi ama bolundu malesef, artik tek bir Herkul yok, Herkulcukler var ve bazi Herkulcukler Krikorodan'dan nemalanip ona calisiyor. Kurtulus? Eninde sonunda IMF'nin elini opup ormana yeni bir Herkul (Kemal Dervis) getirecegiz. Bu iktidar bunu yapamaz tabi, IMF'ye borcumuzu odedik dedikten sonra. Demek ki, baska bir ikidar gerekiyor bunu yapabilmek icin.

    YanıtlaSil
  19. Hocam yazı için teşekkürler.
    Birinci:Yazıda Nobel ödüllü bir iktisatçıya atfen 'Bir ülkede mal az para çoksa enflasyon gerçekleşir' şeklinde belirtiyorsunuz.
    Para miktarının artması dolayısıyla talebin yükselmesi enflasyon oluşturuyor anlamını çıkartıyorum. Oysa bizde daha çok kur etkisiyle fiyatların artması sonucu maliyet enflasyonu oluşuyor.
    Yani 50 paraya karşın 50 mal-hizmet varken, para miktarı artırılarak 50 mala karşın 100 paraya çıkmıyor da; para miktarı ve mal-hizmet sabitken mal ve hizmetin fiyatı(ücreti) arttığı için para miktarı artıyor.
    Yani Mübadele denkleminde MV=PT durumunda iken yazı:M'nin bağımsız P'nin bağımlı değişken olduğu temeline dayanıyor. Ben ise bu örnek olayda P'nin bağımsız,M'nin bağımlı olduğunu düşünüyorum. Kur etkisinden dolayı fiyat düzeyi artıyor bu yeni fiyat-ücretteki mal-hizmeti tüketmek için para miktarı artırılıyor. Ne dersiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mübadele denklemi ve bundan türetilen miktar teorisinde ilişkinin yönü M den P ye doğrudur teori bunu söyler şu an ülkemizde enflasyon sebebi ağırlıklı olarak kur geçişkenliğinden kaynaklanan maliyet enflasyonu ama bu reel durum Friedmanın ve Fisherin miktar teorisindeki ilişki yönünü değiştirmez

      Sil
    2. :) o zaman yeni bir teori ortaya çıkarır.
      Para miktarı sabitken P yükseliyor ve bu da parasal GDP'yi büyütüyor. Bu yeni büyüklüğe göre piyasaya para sürülüyor. Yani P, etkileyen M ise etkilenen oluyor. Bu açıdan bakıldığında mümkün gibi duruyor.

      Sil
  20. Hocam ,
    10 Yıllık Devlet Tahvıllerı Faizlerı Rekor üstüne Rekor kırmakta .Dollar ve Döviz sepeti TL karşısında yükselişi Rekor seviyesinde . Bir dğer Rekor Dış Tıcaret açığında elde ettik . Enflasyonda diğer bir Rekor . Türkiye ekonomisi ilk 6 ayda %5 lık bir büyüme göstermiş , işsizlik düşeceğine aksine artmış. Bütçe Rekorla açık verecek bu sene . 250 Milyarlık KGF sayesinde büyüme tutturuldu ve Şirketlere ucuz kredi ve Nakit sağlandı nefes aldırıldı . KGF süresiz uzatıldı .Bu açıklarla ikiz veya üçüz ne kadar dayanabilir Yani . Dünyada para bol iken biz bu kadar zorlanmaya başladıysak , Amerika ve AMB parayı geri çağırınca Dollar Euro ne öngörüyorsunuz ? Enflasyon gerçekten Tek haneye düşermi 2018 de ? Teşşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enflasyon butun hanelere dusecek 2018'de. Dusmeyecehi bir tek hane var o da saray. Sordugun bu muydu?

      Sil
  21. Devletin kendisi borçlanmada 12-13% yıllık Faiz ödüyorsa ( 10 yıllık tahvıllerde ) fiyatların ne kadar artmasını bekliyoruz . Kur etkisi ile Fiyat artıyorsa ki kısmen doğru . Dövizde sonuçta bir Mal değilmi ? ithalatımız , dış borcumuz vs dollarla karşılanıyor . Devlet ve halk / özel sektör dolarizasyona gidiyor . Mevduat yapısına bakınca anlarsınız zaten.

    YanıtlaSil
  22. Hocam bahse girerim ki bu yazıyı bir sonraki 20. Yıl sonunda tekrar yayınlayacaksınız.
    Bu topraklar tarihin hiçbir döneminde gerçek bir üretici olmamıştır. Her zaman gasp kültürü vardır buralarda. Her zaman birileri buralara gelmiş ele geçirmiş vergilendirmiş vergiler sıkıntıya girince devlet batmış. Şu an yaşadıklarımız da bundan başka birşey değildir. Atatürk bunu değiştirmeyi denemiştir ama hem ömrü yetmemiş hem de toplumsal zorluklar yaşamıştır. Rant bu coğrafyanın kaderidir. Arazi rantı ticari rant coğrafi rant jeopolitik rant inanç rantı vs. Hak verirsiniz ki bunu değiştirmenin yolu da yok gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yolu var da.. neyse, ne dediğimi anladınız sanırım.

      Eskiden fetih ve aktarma ticareti ile geçiniyorduk, birinci kapı kapandı, diğerinde ise hacim düştü, içerde olanı paylaşma kavgası veriyoruz.

      Toplumda çok derinden gelen "malıma el koyacaklar" kaygısı ver. "Büyük kaçgun" diyeyim.

      Üretim için hukuk'un işlemesi temel şsrt, dönüp dolaşıp yapısal reformlara geliyoruz. Reformları yapma konumunda bulunanların çıkar çatışması yaşadığı, kendiliklerinden razı olmayacakları için bir sınıfın ve onlara destek çıkanların elinden imtiyazlarının alınması konusunda takılıp kalıyoruz.

      ice.

      Sil
  23. Merhaba hocam,yimi yıl öncede 17.büyük ekonomi idik şimdide.sn rahmi Koç bir makalesinde(,Başarılı olmak için,Ya herkesin yaptığını daha iyi yapacaksın.Yahutta hiç kimsenin yapmadığı yepyeni bir şey yapacaksınız.)Ben yazıyı hiç unutmam.Bugün teknolojinin yaratıcısı Amerika ise onu takip eden ülkeler,(almanya japonya g kore)kopya teknolojiyi en iyisini yaparak büyüdüler geliştiler ve zenginleştiler.
    Biz enerjimizi bilime teknolojiye edebiyata iyi insan yetiştirmeye harcamadığımız zaman. Yerimizde sayarız.saygı ve sevgilerimle hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru bir söz.İşte o nedenle yerli otomobile girmedi Koç grubu zaten.

      Sil
    2. Koc grubu kimsenin yapmadigi yep yeni ne yapmis acaba? Guldurmeyin adami.

      Sil
    3. Herkesin yaptığını daha iyi yapacaksın kısmını yapmış görünüyor. Arçelik ve Beko var mesela.

      Sil
    4. O sözün doğrusu hiç kimsenin yapmadığını yapamıyorsan herkesin yaptığını daha iyi yapacaksın dir..koc grubu bunu tr de yapmıştır..yani ikincisini...

      Sil
  24. Eğitim, sanat, spor gibi konularda geriye giden bir ülkenin ekonomik açıdan ileriye gitmesini beklemek biraz zor değil mi hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kadın voleybolda mesela dünyanın en iyi takımlarını çıkarabiliyoruz.

      Sil
  25. Bu Ülkeden bir maydonoz olmaz Hocam;zira bakın teog açıklamalarına. Ben bireysel olarak çocuklarımı kendim Atatürk'ün söylediği gibi en hakiki mürşit ilimdir 'izinde okul dışı kendim eğitiyorum.

    YanıtlaSil
  26. Acil para bulacaklarmış,bu daha da yükseltmez mi enflasyonu?

    YanıtlaSil
  27. Hocam konuyla ilgisi yok ama keşke bizim de norveç fonu benzeri bir fonumuz yıllar öncesinden olsaydı biliyorum petrol gelirimiz yok ama damlaya damlaya göl olmaz mıydı? Çocuklarımıza ornek olmak adına turkiye tasarruf nedir biliyor derdik

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Norveç, Kuzey Denizinde petrolü bulduktan sonra cari fazla ve bütçe fazlası verdiği için o fonu kurdu. Biz hem bütçe açığı veriyoruz hem cari açık hem de emeklilik fonlarımız açık veriyor.

      Sil
  28. Mahfi Bey Light günlükte okumuştum ilk ve güzel bir tespit olduğunu düşünüyorum güncel bir Light günlük kitabınızı sabırsızlıkla bekliyorum var mı böyle bir dusunceniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir zamanlar vardı ama şimdi başka kitaplar yazmakla uğraşıyorum.

      Sil
  29. Hocam yıllardır eğitimden ekonomiye, hukuktan demokrasiye çözülemeyen ve devam eden sorunların ülkesinde yaşamaya çabalıyoruz. Artık içimiz çekildi aynı şeyleri dert edip birşeyleri çözememekten.

    Bir sorum olacak hocam, Bitcoin piyasasında yaşanan bu fantastik yükselişi nasıl değerlendiriyorsunuz. Burada bir balon oluşmuş gibi sanki ama nereye kadar devam eder ne olur çok karışık. Vaktinde bitcoin almışlığım vardı ve 1300 dolar civarında biyerdeyken daha yükselmez heralde deyip satmıştım. Şimdi ise etrafımda bitcoin zenginleri türemeye başladı. Çok ilginç hocam.

    Yorumunuz nedir ? Sizce .com balonu gibi bir süreç muhtemel midir ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kadar hızlı yükselmeler genellikle orada bir balon oluştuğunun işaretidir.

      Sil
  30. Hocam dışa bağımlılık da enflasyonu arttırırıcı bir sebep değil mi? Hammaddeyi dışarıdan tedarik eden sanayici, kur artışı ile birlikte fiyatları arttıracaktır. Biz dışa bağımlılıktan kurtulabilsek, bir tek mevsimsel sebeplerden dolayı tarımsal ürünlerdeki artış nisbi olarak artış oranını düşürecektir diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  31. Herşey basit aslında. Zorlaştıran güçlenenler ve bundan nemalananlardır. Bir ekonomiyi bağımsız ve kalkılır hale getirmenin matematiği basit. Her birey tükettiğinden en az bir fazlasını üretecek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konu matematikse eğer söyleyeyim: Milli gelir hesapları üç şekilde yapılır: Üretim, harcamalar ve gelir yönünden. Bunların hepsi birbirine eşittir. Yani dünyada hiç bir ülke ürettiğinden fazlasını tüketmez. Tasarrufa bakmanızı öneririm.

      Sil
  32. Bizim oğlan bina okur döner döner gene okur.

    YanıtlaSil
  33. Hocam yazınızı okudum. Elinize sağlık. Sizce Türkiye açısından en uygun enflasyon oranı yüzde kaç olmalı. Konuyla alakası olmadan kamu kurumlarına girişte mülakatlarda referansınız olursa bizim için ve sizin için iyi olur diyen vergi mufettisleri var. Bu referans olayı nasıl hiç bir tanıdığı olmayan nasıl bir referans bulabilir.Simdiden cevabınız için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye açısından uygun enflasyon oranı yüzde 3 - 5 arasında bir orandır diye düşünüyorum.
      Referans meselesi doğruysa eğer çok üzücü.

      Sil
  34. Mahfi hocam yaşım 61 oldu bu ülkede birgün bile yüzümüz gülmedi bir dönem karma ekonomimi devletci ekonomimi bir dönem planlı kalkınma dönemi ülkeyi uçurur tartışmaları döviz darboğazları cari açıklar tünelin ucunda ışık göründü masalları bu bizim ekonomistler ekonomiyi kimden öğrendilerse ya iyi öğrenmemişler yada ekonomi biliminin alavere dalavere kısmında uzmanlaşmışlar tabiki sizi hem siyasetten hemde tv programlarından tanıdığım için tenzihediyorum ve sorumu soruyorum adam gibi ekonominin reel kurallarını adam gibi tatbik edersek ülke gerçekten kaç yılda ekonomik rüştünü kazanırda bizde kalan kısa ömrümüzün ne kadarını adam gibi yaşarız teşekkürler

    YanıtlaSil
  35. Hocam konu dışı bişey soracam , ben şunu anlamıyorum bizde hem faizler hem kur birlikte artıyor aynı zamanda büyüme artıyor işsizlikte artıyor enflasyonda artıyor borsada artıyor stagflasyonu anlıyorum ama diğerlerini nasıl açıklayacaz, ya rakamlar gerçek değil yada bunlar Türkiye'ye özgü mu ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye stagflasyonda değil. Stagflasyon olması için büyümenin sıfır dolayında olması buna karşılık enflasyon olması lazım. Oysa bizde hem büyüme pozitif hem de enflasyon yüksek. Faizlerin kurla birlikte artması anormal bir durum değil. Hatta normal bir durum. Borsanın artma nedeni ise dolar cinsinden sürekli ucuzluyor olması.

      Sil
  36. Mahfi Hocam,bence sorunun temelinde devletin daima acik veren bütçe meselesi var. Az açık az enflasyon, çok açık çok enflasyon. Yani siz açığı ister para basarak, ister borçlanarak kapatın yine de enflasyon yaratır. Biz enflasyon canavarını K.Derviş programları sayesinde öldüremedik sadece bayılttık. Şimdi uyanmaya başladı. Demek o ki siyasetçiler ve ekonomi bürokratları enflasyonu öldürme (%2 lerin altına çekme) konusunda hiçbir zaman samimî değiller.

    Saygılar.
    Mustafa Avcı

    YanıtlaSil
  37. Bugün yazılmış gibi okudum ve hiç acaba demedim.

    YanıtlaSil
  38. Turkieymizde 10 yillik fazilerin%15 li seviyelere gelecegini dusunuyorum.
    Bunun en buyuk iki ana sebebi var
    1- enflasyonun yuksek cikmasi ve ilerleyen aylarda %15 bandina cikabilme tehlikesi guclu olasiligi
    2- butce dengesindeki bozulmanin ilerleyen aylarda daha belirgin olmasi

    Bu iki ana temel beklenti nedeniyle kisa vadede 10 yillik faizlerin %15i gostermesi guclu olasilik.

    Siz ne dusunuyorsunuz bu konuda ?

    YanıtlaSil
  39. Degerli Hocam

    Asagidaki haber bugün piyasaya düstü

    Anlasiliyor ki TCMB mudahale etmis. sizce bu yerinde ve Dogru bir müdahalemidir.

    Bir de söyle bir cümle var ki anlayamadim.

    ""son dönemde piyasalarda ekonomik temellerle uyumlu olmayan sağlıksız fiyat oluşumları gözlendiği belirtilerek, ............""

    yani ülkemizin tüm ekonomik olusum ve degerleri temelde Dogru ..buna ragmen hayret verici bir sekilde sagliksiz fiyat olusumlari olusturmus birileri..(Bunlar kesin Faiz lobileri CHP zihniyeti ve Kemalist Darbeciler galiba) ve müdahale yapmis MB..

    Hani daha gecen hafta Türkiye ekonomisi cosmustu...

    gercekten 80 milyonluk bu ülkede bunlari yiyen varmi ..?

    Ayrica ülkemiz ekonomi piyasasi icin cok önemli bu aciklamayi bizim anli Sanli medya REUTERS ten mi ögreniyor.. zira haber kaynagi olarak orasi verilmis.

    """"Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) rezerv opsiyonu mekanizması kapsamında döviz imkân oranı üst sınırını yüzde 60’tan yüzde 55’e düşürürken, tüm dilim aralıkları da 5’er puan aşağı çekti.
    TCMB tarafından yapılan yazılı açıklamada, son dönemde piyasalarda ekonomik temellerle uyumlu olmayan sağlıksız fiyat oluşumları gözlendiği belirtilerek, “Bu durum dikkate alınarak, fiyat istikrarına ve finansal istikrara destek sağlanması maksadıyla rezerv opsiyonu mekanizması kapsamında döviz imkânına ilişkin üst sınır ile dilim aralıklarında değişiklik yapılmıştır” denildi.
    Açıklamaya göre söz konusu değişiklik ile yaklaşık 5.3 milyar TL likiditesi piyasadan çekilecek, yaklaşık 1.4 milyar dolar döviz bankaların kullanımına geçecek.

    REUTERS

    YanıtlaSil
  40. "Merkez Bankası'ndan düzenleme: 1.4 milyar dolar bankaların kullanımına bırakıldı" haberi var. Ne amaçla böyle bir hamle yapıldı sizce? Teşekkürler

    YanıtlaSil
  41. Sağolun hocam teşekkür ederim değerli bilgileriniz için

    YanıtlaSil
  42. HOCAM MERHABA, MERKEZ Bankası bugun yaptığı açıklama ile kısmen de olsa sıkı para politakası uyguluyor diyelim. Failerde hala bır sıkı duruş var fakat arttırıdığı zaman hem enflasyona fayda hemde dış finansman desteği ile kura. bunlar için geç kalınmıyor mu hocam , neden bu kadar bekleniyor ? Talep düşeceği etki tabi bazı büyüme modellerine göre de büyümeyi azaltır. Bununda çözümü genişletici maliye politakası olamaz mı?

    YanıtlaSil
  43. Hocam saygılar. Durumumuz hiç iç açıcı değil. 27 Kasım da başlayacak rezil zarap pardon reza zarap davası Türkiye Cumhuriyeti Devleti ni çok zor durumda bırakacak diye düşünüyorum. Sizin bu konuda düşünceniz nedir acaba. Saygılar hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Spiderman 1 sene oncesi ironik degildi. Simdilerde de gercekleri yasiyoruz aslinda ama bazilari ironik hayati tercih ediyor. Bazen diyorum ironik hayatta ne var bu kadar cok sevilecek..

      Sil
  44. Hocam, Borsa dolar yükseldiği için yükseliyor tezi normal bir ekonomi de doğru olabilir belki.Ama konu krize ramak kalmış,tüm verileri kötü gelen bir ekonomi de ne kadar doğru olabilir?Yatırımcıların rasyonel davranması beklenir, daha güvenli limanlar varken neden kriz eşiğinde ki bir ülkeye sırf borsası döviz bazında düşük kaldığı için yatırım yapsınlar.Ya paraları çöpe atacak kadar çok,ya da koşulsuz destek adına birileri kar-zarar düşünemiyor.

    YanıtlaSil
  45. Artan işsizlik sorununun ; "gençler ve kadınların çalışmaya başlaması" diye tanımlamak ta bu korikorodan'ı bile puf ayıcık olarak algılamamızı sağlar.

    YanıtlaSil
  46. Sanırım; Gres yağı ile rehabilite edilip, çalıştırılmak istenen eski model, paslı ve dizilimi hatalı çarklardan oluşan ekonomi makinesi ile, dijital ve aşırı verimli gelişmiş ekonomilerin problemleri ayrışıyor..Ancak, kendi adıma, bizim ekonomimizin bu problemini, daha basit bir denklemle tarif etmek de kolayıma da geliyor doğrusu ..Eski bir kamyonla, 1 kilo domates taşırsan, dövizin domates fiyatına geçirgenliği başka, daha yeni bir kamyonla 1 ton taşırsan başka, trenle 50 ton taşırsan bambaşka..Yani benim naçizane önemsediğim konu verimlilik hocam:):)

    YanıtlaSil
  47. Turkieymizde 10 yillik fazilerin%15 li seviyelere gelecegini dusunuyorum.
    Bunun en buyuk iki ana sebebi var
    1- enflasyonun yuksek cikmasi ve ilerleyen aylarda %15 bandina cikabilme tehlikesi guclu olasiligi
    2- butce dengesindeki bozulmanin ilerleyen aylarda daha belirgin olmasi

    Bu iki ana temel beklenti nedeniyle kisa vadede 10 yillik faizlerin %15i gostermesi guclu olasilik.

    Siz ne dusunuyorsunuz bu konuda ?

    YanıtlaSil
  48. hocam malı artıramıyorsak parayı azaltmak için neler yapılmalı ki enflasyon düşsün ? örneğin faizin mi yüksel olması gerekli ?

    YanıtlaSil
  49. TÜİK'in enflasyon verilerini ciddiye almayın abesle iştigal.Bazı devletler sıkışınca, enflasyonu düşük göstererek para basar,halktan çalar.

    YanıtlaSil
  50. Hocam merhaba,
    Son 2-3 yıldır devletin açıkladığı enflasyon oranı kadar maaşıma zam almama rağmen alım gücümün zayıfladığını farkettim.Sonra bir internet sitesindeki "sizin enflasyonunuz" hesaplamasıyla kendi enflasyonumun devletin açıkladığı 7,5 yerine 16,7 olduğunu gördüm.Sonrasında nacizane kafamda şu şekilde bir senaryo oluştu.Sanırım enflasyon rakamı açıklanırken eskisi gibi günlük hayatta yer almayan ürünleri hesaba katma kurnazlığını bırakmış ama başka bir kurnazlık olarak hane halkı harcama istatistiklerindeki ürün paylarını fiyat artışı düşük olan ürünleri yüksek olacak şekilde planlıyor.
    Örnek verecek olursak 2013 yılında benzin fiyatı 5,00 TL iken şu an ancak 5,50 ye geldi.5 yıllık enflasyonu %10 olan ürünü harcama payında %10'dan %25 e çıkarsanız bu enflasyon rakamları ancak ortaya çıkar diye düşnüyorum.
    Ayrıca KGF'dan bu kadar piyasaya para pompalanmasına rağmen ticaretteki durgunluk insanların benim gibi bu enflasyon aldatmacasıyla alım güçlerinin düşmesinden kaynaklandığını düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  51. Hocam dünya ekonomisini Trump olumsuz etkiliyor mu?

    YanıtlaSil
  52. Mükemmel bir anlatım Mahfi Bey, bir solukta okudum. Enflasyon konusundan hareketle okadar çok noktaya varilabilir ki...mesela liyakat olmaması, sadece devlet kurumlarında değil yerli dev kurumlarda da böyle...eğer işi ehline vermezseniz elbette eline yüzüne bulastiracaktir...suçu da gözle görülmeyen elle tutulmayan bir imaja atarsanız, her zaman aklanirsiniz...dış mihraklar dersiniz geçer gider. Kimse de yahu kardeşim sen bu işin başındasin neden sen sorumlu degilsin diye sormaz. Bu kadar basit aslında. Davar topluma geçiş. Ben bildimbile tcmb enf.hedeflemesi yapiyor..hatta cok komik bir keresinde tv de çıktı dediki bu kurumun genel müdürü "yil sonu hedefimizin %70 hata payiyla %5tir dedi..naptik aklımızı peynir ekmekle mi yedik ne oldu bize...istastik yada ekonometriden anlamaya gerek yok %70 diye hata payı hic bir yerde duyulmus birsey midir? Bu nedir biliyor musunuz " beni isimden atmasinlar diye ben istenen enf rakamini buldum ve hedef koydum ama iste bunun olması %70 hata payiyladir...yani siz anlamayin diye böyle soyluyorum nasil olsa alayiniz koyun...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı