Ekonomi Politikası ve At Arabası
İki
at koşulmuş bir at arabası düşünün. Atlar arabanın okunun iki yanında yer alır.
İkisinin de aynı yönde koşması halinde araba yolda düz bir biçimde ilerler.
Atların birinin düz koştuğunu ötekinin mesela sağa doğru koştuğunu düşünelim.
Bu durumda araba başlangıçta yalpalar, sonra hangi at güçlüyse onun çektiği
tarafa doğru gitmeye başlar.
Ekonomi
politikası başlıca iki temel alt politikadan oluşur: Para politikası ve maliye
politikası. Merkez Bankası tarafından yürütülen para politikasının üç tane
aracı vardır: Faiz, zorunlu karşılıklar ve açık piyasa işlemleri. Bu üç aracı
kullanarak Merkez Bankası piyasadaki para hareketini ve dolayısıyla talebi
denetlemeye çalışır. Maliye politikasının da başlıca üç aracı vardır: Kamu
harcamaları, vergiler ve kamu borçlanması. Maliye ve Hazine bu üç aracı
hükümetin desteğiyle kullanarak bazen piyasadaki talebi denetlemek bazen de arzı
artırmak için kullanırlar.
Para
ve maliye politikaları tıpkı bir arabaya koşulmuş iki ata benzer. Bunların da
atlarda olduğu gibi aynı yönde gitmeleri gerekir. Yani para politikası sıkıysa
maliye politikası gevşek olmaz. Olursa ekonomi politikası yalpalar ve bir süre
sonra politikalardan güçlü olanın çektiği tarafa doğru gider. Bu da genellikle daha
gevşek olan politika yönünde olur.
2017
yılına gelinceye kadar maliye politikası sıkı, para politikası yarı sıkıydı.
Yarı sıkı dememin nedeni enflasyonu tam olarak denetleyememiş olmasından
kaynaklanıyor. Bu durumda ekonomi politikası iyi kötü enflasyonu denetim
altında tutabiliyordu. Sonuçta büyüme ortalamayı tutturuyor, enflasyon da biraz
olsun denetim altında görünüyordu. 2016 yılında büyüme, potansiyel büyümenin
(yüzde 4,9) altına düşünce (yüzde 3,2) ve bu düşüşe işsizlikteki artış da
eklenince hükümet, büyümeyi ne pahasına olursa olsun artırma kararı verdi.
Çünkü Türkiye’de hükümetler daima ‘yüksek büyüme yüksek enflasyon’ durumunu ‘düşük
büyüme düşük enflasyon’ durumuna tercih etmişlerdir. Bu kararla birlikte 2017
başından itibaren maliye politikası gevşetilmeye başlandı. Bu çerçevede
vergilerde indirime gidildi, kamu harcamaları artırıldı, SGK prim tahsilatları
ertelendi ve kredi garanti fonu aracılığıyla Hazine garantili kredi mekanizması
devreye sokuldu. Amaç bu yolla piyasada canlılık yaratıp arz yönlü bir etki
yaratarak büyümeyi yükseltmekti. Ne var
ki aynı dönemde kurda hızlı artışlar ortaya çıkıp da enflasyonu artırmaya
başlayınca Merkez Bankası para politikasını biraz daha sıkmaya karar verdi ve
geç likidite penceresi uygulamasını bankaları fonlamanın ana aracı haline
getirerek ortalama faizi yüzde 11,95’lere kadar yükseltti. Bu durumda atlar
farklı yöne koşmaya başlamış oldular. Bir yanda gevşek maliye politikası bir
yanda sıkılaşmaya başlayan para politikası. Sonuçta farklı yöne koşan atların
çektiği at arabasının başına gelenler ekonomi politikasının da başına geldi ve gevşek
maliye politikası ağır basınca para politikasının görünümü sıkı olsa da maliye
politikasının etkisi altında kalmaya başladı.
Bu
durumu aşağıdaki grafikten net bir biçimde görmek mümkündür. Grafiğin ortaya koyduğu
gibi Merkez Bankası ortalama faizini Mayıs ayından bu yana USD kurunda ve
enflasyonda önce düşüş sonra artış başladığı halde pek değiştirmiyor. Sıkı para
politikası enflasyonu denetim altında tutan döviz kurunun da fazla oynamasına
izin vermeyen bir politikadır. Grafikteki görünüm; Merkez bankası faizinin her
ikisini de denetim altında tutamadığını açıkça ortaya koyuyor. Demek ki bu faiz
oranı enflasyonu denetlemeye de kurlardaki oynaklığı stabilize etmeye de yetmiyor.
Buradan varılabilecek tek bir sonuç var: Demek ki uygulanan para politikası
sıkı değil.
Ekonomi
politikasında bir taşla iki kuş vurabilmek özel koşullara bağlıdır. Mesela
Türkiye bunu 2001 krizi sonrasında başardı. Çünkü o zaman yapısal reformları
yapıyor, doğru adımları atıyor, beklentileri olumlu yönde oluşturabiliyordu. Bugün
farklı bir konumda bulunuyoruz. Onun için ya yüksek büyüme ya da düşük
enflasyon seçimi yapmak durumundayız. Görebildiğim kadarıyla tercih, her zaman
olduğu gibi yüksek büyümeden yana kullanılmış bulunuyor. Bu tercihin bizi
yükselen bir enflasyon – kur sarmalına soktuğunu biliyorsak ve tercihimiz ona
karşın yüksek büyümeden yana ise mesele yok. Bu bir siyasal tercihtir ve ekonomide
yaratabileceği olumsuz sonuçlara katlanılır. Ama bu tercih yapılırken hem
yüksek büyümeyi yakalar hem enflasyonu denetler hem de kur oynaklığını
giderebiliriz diye yola çıkılmışsa bugün 2001 sonrasında oluşan koşullardan çok
uzakta olduğumuzu bir kez daha hatırlamakta yarar olduğunu düşünüyorum.
Hocam, Merkez Bankasının kanunu gereğince serbest davranması gerekmez mi? Neden siyasilerden bu kadar baskı yapılıyor? Üniversite mezunu olmayan bir cumhurbaşkanı, çıkıp da diyebiliyor ki faizler düşerse enflasyon düşer. Bunu uluslararası röportajlarda da böyle anlatıyor ve rezil oluyoruz. koskoca ekonomi bilimi. Ekonomiden zerre anlamayan bir şahsiyetin baskısı yüzünden hatırlayacak olursanız eski TCMB başkanı Erdem Başçı istifa etmişti ve şu anki başkan göreve gelmişti. Şu anki başkan da arada sıkışmış vaziyette ve bu adamın da ancak elinden gelen bu.
YanıtlaSilyabancı yatırımcı yine iyi geliyor bence. 2 sene önceki maaşımdan daha fazla kazanıyorum ama dolara vurduğunuz zaman daha düşük dolar elde ediyorum. sonra ekonomi patinaj yapıyor diye sitem ediliyor. önce büyüme tercihi yerine enflasyon düşse oysa, herkes çok daha mutlu ve huzurlu olurdu. tl'ye güven artar, dolarizasyon bu kadar yükselmezdi. eminim şu anki hükümet buna da halkı ikna edebilecek seviyededir, neler neler oldu bu mu olamayacak?
ekonomik itaatsizlik diye bir akım yok mu hiç sivil itaatsizlik gibi?
senin de ne kadar ekonomiden anladığın belli oluyor,,erdem bey istifa değil, görev süresi bitti.
SilMaasinizi dolar ile mukayese ettiginize gore su faturasini New York Sular Idaresi'ne yatiriyorsunuz herhalde. Havale ucreti sorun olmuyor mu?
SilFaiz ile enflasyon arasındaki ilişkini yönü konusunda iktisatçılar arasında bir birli bulunmamaktadır. Bazı iktisatçılar faizin bir maliyet unsuru olduğunu ve artan faizlerin üretim maliyetlerini arttırarak maliyet enflasyonuna neden olduğunu belirtmektedir. Dolayısıyla böyle bir ilişkinin var olduğunu söylemek, ekonomi konusundaki cehalet ile uzaktan yakından alakalı değildir. Ekonomide tek doğruyu bulmak, hocamın belirttiği gibi aynı yönde ve hızda giden iki atı bulabilmek oldukça zordur ve çoğu zaman (her zaman) bir tercih yapmak durumunda kalabilirsiniz. "Enflasyon düşse oysa" demekle keşke düşse enflasyon. Sayın hocam zihin açıcı yorumlarınız için teşekkür ediyorum.
SilHaha, güzel kafa, mantığa bak.Cok biliyor ya arkadas, bir de kafasınca havale v.s espiri de yapmış. Ne güldüm.
SilAdınızı yazın da üniversite mezunu olmadığını öyle yazın. Yedek subay nasıl oldu bu kişi?
YanıtlaSilKolaysa sen adini yaz misafir. Universite mezunu olan kisi diplomasini cikarip gosterir. Istanbul belediye baskani iken mezun oldugu en son okulu neden imam hatip lisesi diye yazdi peki? Universite mezunu oldugunu yazmaktan cekindigi birsey mi vardi? Tehditle nereye varacagini saniyorsun. Gercekler su goturmez. Icabinda bu is Avrupa Insan Haklari mahkemesine kadar gider. Diplomasiz oldugu ortaya cikarsa attigi butun imzalar gecersiz olur, ozellikle baskanlik referandumu sonucu da gecersiz olur. Buyur buradan yak. Sen adini yaz biz seni ziyaret edip adimizi soyleyelim, var misin?
SilO zamanlar (1990 Yılı Öncesi) 2 yıllık yüksek okul mezunları yedek subay ve kısa dönem askerlik yapıyorlardı.Bilgi sahibi olmadan konuşmak,ülkem insanı !
SilAtlardan saga veya sola hamle yapan da durumdan şikayetçi, sinyali de veriyor ama atları koşanlar atları anlamıyor. Anlayan varsa da sesleri bastırılıyor. Ülkemiz için iyi seyler hayal etmek istiyorum ama olmuyor.
YanıtlaSilHocam şöyle güçlü bir dua okusak dolar düşer mi acaba??? O kadar imam var ülkede hepsi bir ağızdan yalvarsalar yapısal reform etkisi yapar mı???
YanıtlaSilAdin cikar dokuza inmez sekize. Adsiz yazmak daha iyi tabii.
SilYahu su arz yonlu maliye politasini gevsetici vergileri indiren ekonomi politasinda bir analaslim!
YanıtlaSilVergi indirimi var "vergi indirimi var"
Sen tutup tuketim arttirici vergi indriimi yaparsan bunun arza katkisi olmaz talepe katkisi olur.
Sen tutup cocgunlugu ithal olan mal ve hizmet urun ve urun grublarindaki vergilerde indirim yaparsan bunun talebe etkisi olur arza uretime degil. ithalati azdirir.
Sen tutup uretim uzerindeki vergileri indirmeyip alalade sacma sapan yerlerde vergi indirisen anca tuketimi pohpohlarsin.
Benim arz yonlu mali politikadan anladigim sudur
kurumlar vergisinde indirim isci asgari ucretler uzerindeki vergi yukunde indirim temel gida maddlerindeki kdv indirimi(gecici ya da kalici veyahut yeni vergilendirme bicimi)
butun bunlardan dogacak boslugu da diger urunlerde vergi artisi ile telafi etme(luks ithalata dayali mal ve hizmet gruplarina vs...)
Turkiyede olan arz yonlu vergi indirimi DEGILDIR.
2009da mesela otomobillerde otv indirimi olmustu. Dogru otomotiv sektorunde kriz vardi. Ama boylesi vergi indirimi yerine hurda indirimi yapilsaydi ki 2003de bunu cok basarili yaptilar daha iyi olurdu. Hem de ulkenin hurda ithalati kisilirdi ic piyasa arziyla.
Arza dayali maliye politikasi iceride uretimi olan uretim yapan issizligi azaltici yonde vergi indirimleri yonunde olur.
Bunun aksi OLMAZ!
Turkiyede arz yonlu politika falan yoktur.!
Hocam,
YanıtlaSilYazılarınızı çoktandır takip ediyorum.Fakat bana göre ekonomistlerin atladığı bir şey var.O da dindir.İslam dinindeki rızık kavramı ekonomiyle çok yakından ilgilidir.Ama nedense bazı bilim adamları sadece pozitif bilimlerin eksikliğinin herşeyin esas nedeni olduğunu düşünüyor.Bence din ilmi de pozitif bilimler kadar gerekli ve ikisi beraber değerlendirilmelidir her zaman analiz yaparken.
Saygılarımla,
Senin bu setede ne isin var o zaman git mezarliklar mudurlugunun web sitesine filan takil.
SilSayın adsız 14:02 islam dinindeki rızık mevhumunun ekonomiyle ilgisini ya da gözden kaçırdığımız önemini biraz daha açar mısınız lütfen . Davranışsal iktisat son zamanlarda bilim dünyasında çok konuşulur oldu ve bu alana katkı sağlayan Thaler ve Kahneman Nobel e layık görüldü. Davranışsal iktisadın bulgularının iktisadın temel varsayımlarından biri olan rasyonel insan ı çürütür nitelikte olması ve özellikle insanların belli durumlarda teorinin öngördüğünden farklı davranmasına mantıklı açıklamalar getirmesi Politika tasarımı açısından çok önemli . Siz pozitif bilimlerin eksikliği derken pozitif bilimlerin kendi içinde anomalileri çözemeyişini ve teorinin kadük kalmasını mı yoksa pozitif bilimden uzaklaşılmasını mı ifade ettiniz ?
SilSayın Dostum,
SilBunu bir cümlede anlatmak çok zor ama size naçizade tavsiyem din konusunu çok iyi anlamaya çalışmanız.Bu bir anda olacak bir şey değil.Derin bir çalışma ve tefekkür gerekir.Evrendeki herşey yaratıcının muhteşem ilmi ve kudreti ile kuşatılmış durumda.Herşeyi bir bütün olarak anlamaya çalışmak en iyisi bence.
Hiçbir minvalde açıklama getirmiyor yalnızca aynı şeyi geveleyip duruyorsunuz " din anlaşılmalı din anlaşılmalı". Bilimde bu böyledir ki, eğer ortaya bir iddia bir hipotez koyuyorsanız onu gerekçelendirmelerle ve ileri sürdüğünüz fikirlerle desteklemeniz gerekir. Bu ne şimdi? Hocam takip ediyorum da dini de gözden kaçırmayınmış,bu adamın işi ekonomi hatırlatırım. Ayrıca her türlü ekonomik kurumun dinsel bakış açısıyla harmanlandığı bir yapı arıyorsanız, ortadoğu'nun yalnızca petrol ihracatıyla ekonomisini döndüren ; Daron Acemoglu'nun da deyişiyle " petrol kaynakları olmasa ortalama bir sahraaltı Afrika ülkesinden farkı olmayacak " ülkelerine bakmanızı öneririm.
SilTurkiye tekrar yuksek enflasyona gidiyor. Turkiye ile benzestirilen brezilya meksika ile alakasi yok.Tuturmuslar trump meksika yok meksika su olacak boyle olacak yok brezilya bitti. Yahu bunlarin hepsi yalan dolan!
YanıtlaSilBugun meksikada issizlik ve enflasyon cok iyi seviyede.
Brezilyanin enflasyon sorunu yok.Enflasyonu adeta kriminal suc gibi yendi. Faizleri reel faizi yuksek issizligi yuksek buyumesi dusuk. Ancak cikis ve kacis noktalari var. Reel faizleri dusurdukce dusuk enflasyon karsisinda diger sorunlarini da yeneebilecek potansiyelde.
Trukiyenin benzedigi yer arjantin ve venezuelea denkleminde yuksek enflasyonlu ulkeler.
Ben kisa vadede enflasyonun %15ler bandina daha sonra ise yukselen kur ve petrol/emtialar artan butce aciklari neticesinde %25ler bandina gidecegini dusunuyorum.
mamafih, Bu hukumetin ve bizim toplumun zihniyetini iyi okumak bilmek gerektini dusunuyorum.
Bugun sokakta kime sorsaniz buyume issizlik enflasyon denkleminde cogu kisi yuksek buyume yuksek enflasyon dusuk issizligi tercih edecektir dusuk enflasyona karsi. Bu baglamda :
Hatta size kamyoncularin cok guzel bir sozunu hatirlatmak isterim
"Gardas IS olsun da Mazota hergun ZAM gelsin yeter ki IS olsun!"
Mevcut yonetim icin ise yuksek issizlik toplumsal dinamikler bakimindan da tehlikelidir. dolayisiyla tercihleri issizligin bas dusmani yuksek enflasyondan yana olacagi kusku goturmez bir gercektir.
Butun bunlarin aksini soyleyen beri gelsin...
Her sey istatistik degil mutlak biraz da zihniyet arka plan okumak lazim. Toplum ne hissediyor mevdut iktidarin bu husulardaki algisi nedir.Bunlari bilmeden yorum yapmak bizi yanilgiya surukler. Bu acidan yukaridaki kamyoncu sozu(bizzat duydum) bakis acisini ortaya koymasi bakiindan onemlidir!
Bizler Findik fiyatlarini begenmeyip 10 Binlerce üretcinin günlerce gösteri yaptiktan sadece 2 ay sonra AKP ye %67 oy verdigini gördük
SilBu Cay üreticisinde de ayni oldu.
Sekerpancari üreticisi icin de aynen gecerlidir.
Soma da maden faciasinda 304 iscinin ölümünden kimlerin sorumlu oldugu kabak gibi ortadayken. nerdeyse Soma nin her hanesinde bir aci yasanmisken sadece 1,5 yil sonra %48 i de gördük
Burada siralamakla bitmez. daha nicelerini gördük yasadik.
Demem odur ki.. Biz Findik üreticileri gibi Kamyon soförlerini de biliriz.
15 yilda Yurdum insanindan cok seyler ögrendik.
Sokaktan 20 vatandasi cevirin.. Türkiyenin Dis Borcu 490 milyar Dolar olmus deyin. en az 15 kisi üzerinize yürür.
karsilasacaginiz argüman.
"" Sen ne diyorsun kardesim. Bu Hükümet 90 yillik ülkenin IMF ye olan borcunu kapatti. Kurus Borcumuz kalmadi kimseye""
seklinde olacaktir.
Genlere Kadar islemis Biat böyle birseydir iste.
Yani o kamyoncu aylarca is bulamayip calismasa bile Reisin bir aciklamasi ile sucluyu ilan eder.
CHP zihniyeti,Kilicdaroglu ve Darbeci Kemalistler
Ben bunu bilirim bunu söylerim
Bu millet ektigini bicecek.. yorumcu arkadasa tamamen katiliyorum. bu günler iyi günler. enflasyonlu ve krizli günler simdi basliyor. Hasbahcede sonbahar bitti.
TCMB nin müdahalesi bile sadece 1,5 Kurus etki etti. bu bile bircok seyi göstermiyor mu.`?
Benim kamyoncu ornegim bizzat yasadigim 2009a ait bir ornekti. Toplumdaki ekonomik olgulara bakisi anlatan bir durum.
SilBU kamyoncu tirci tayfasi malumun vecize piyasayi(Ic-Dis) nabzini tutan insanlar. Nasil bankacilar hengi sektorde kriz belirtisi var kredi odemelerinde sorun var kredi cekimlerinde istah var biliyorlarsa bu is kesimi de boyle bir ozellige nail.
Dahasi bildigim kadariyla FED bile kararlar alirken Kamyon tur sektorundeki is hacmine sikligina bile baktigini biliyorum.
Sayın adsız 14:04;
Sil'Ben kisa vadede enflasyonun %15ler bandina daha sonra ise yukselen kur ve petrol/emtialar artan butce aciklari neticesinde %25ler bandina gidecegini dusunuyorum.'
Öngörünüze katılmıyor değilim, bununla birlikte petrol fiyatlarının arması için büyük bir olay gerekiyor. Misal, İran'a ambargoların yenilenmesi (arz tarafından) ya da bir ABD Kuzey Kore savaşı (Talebi arttırma tarafından).
Petrolün 100$/varil olduğu günlerde yurt dışında keşiflerde aktif olarak çalıştım. Keşfini yaptığımız devasa yeni rezervler şu anda ilk yatırımı yüksek olduğu için atıl bekliyor. Petrol fiyatlarında güvenilir bir artış trendi oluşması durumunda bu rezervler kullanıma açılacak karlılık oranına gelecektir ve arzı karşılayacak talep oluşturacaktır.
Saygılarımla
Benim iddiam ongorum eskisi gibi 100lu rakamlari baz alan bir iddia degil.
SilBugun 60li seviyelerdeki petrol 65-70 bandina gelmesi bile Turkiyenin enflasyon cari acik ve kamu maliyesi uzerinde ciddi yukler olusturabilecegini dusunuyorum. Bunun dolardaki artisla daha efketif bir durum olusturmasi elzemdir.
Petrol eskisi gibi 100leri yakalayamaz. cok halki nedenleri var cunku kaya gazi elektrik devrimi bazi uretici ulkelerin libya iran gibi ulkeelrin piyasada aktif olmasi vs..
Düzeltme: Türkiye'deki petrol ürünleri fiyatlarından bahsediyorsak, dolara bağlı yükselmeler görülebilir.
Silher ikisi de petrol fiyatlarini yukselmesi 65li rakamlar ve uzeri dolar fiyatinin yukselmesi turkiye ekonomisinde bu iki etkinin birbirlerini besleyerek Para politakasini enflasyonu cari acigi butce kamu dengesini olumsuz yonde karsilikli etkileyebilecegini dusunuyorum.
SilHele emtialara petrole bagli dis soklar maalesef para politikalarini islevsiz ve etkisiz kilmaktadir. Bundan ozellikle bizim gibi cari acigi yuksek enflasyonu yuksek gelismekte olan ulkeler etkilenecektir para politikasinin islevsizligi baglaminda.
Hatta bana kalirsa Avrupa gibi enflasyon serabi goren dusuk enflasyonlu ulkeler icin petrolun bu seviyelerde olmasi avantaj bile olabilir deflasyon tehlikesiyle dusuk enflasyon talep hareketsizligi ile mucadelede(65 - 70 bandi)
Öyle insanlar varki,üniversite mezunu olmasada milyon dolarları yönetebiliyor.öyle insanlar varki üniversite mezunu olsada kendini dahi kontrol edemez bu insanın kapasitesi ile ilgilidir.Bizim sorunumumuz kurumsallaşamamak.Hocamında dikkat çektiği gibi 2001 kıriz sonrası yapılan yapısal reformlara devam etmeyip siyasi otoritenin daha idelojik hal alması ekonomik olarak zayıflamamıza yol açmıştır diye düşünüyorum.saygılarımla.
YanıtlaSilSorun üniversite mezunu olup olmamak değil. Üniversite mezunu olmadığı halde mezunuymuş gibi davranmak ve üniversite mezuniyeti şartını taşıyan makamlara gelmek. Yani sorun eğitim sorunu değil ahlâk sorunu.
SilHocam yaziniz icin tesekkurler Tl nin bu seviyeki deger kayiplari artik hayatimizda cok daha hissedilir olmaya basladi. merkez bankasi ustundeki baski yuzunden dogru kararlari alamadigini dusunuyorum. Ekonominin basina onemli bir isim getirilmelidir. Ulkede ki sn buyuk iki sorun egitim ve ekonomi bizim suanda bir Ali Babacana ihtiyacimiz oldugunu dusunuyorum.
YanıtlaSilBen açıkçası ekonomi alanında söz sahibi karar alıcıların ne yapılması gerektiği konusunda Ali Babacan dan daha bilgisiz tecrübesiz olduklarını düşünmüyorum . Bu daha çok şu tercihle ilgili : şimdi mi önlem alalım gelecek krizin süresini ve şiddetini azaltalım yoksa gittiği yere kadar gitsin kriz kapımıza gelmeden rahatımızı bozmayalım.
SilYazılarınızda genel olarak olan bir şey: sadece ekonomi değil. Elinize sağlık hocam.
YanıtlaSileksik olmasınlar ülkemiz ekonomistlerle dolu,,,,şimdi ismini unuttum fenerbahçe teknik direktörüydü kendisi 'türkiyede herkes herşeyi biliyor' diye,,,
YanıtlaSilGalatasaray teknik direktoru olmasin sakin. Yorumunuzla teknik direktor baglantisini kuramadim.
Sildoğru,,,hatırladım manciniydi (yazılışını bilmiyorum),,,yorumunla hatırlamış oldum, teşekkür ederim
SilAt binicisine gore kisner. Bizdeki binici ne ata binmesini biliyor (zamaninda attan dusmustu) ne de ekonomiden anliyor (diplomasinin gecerliligi tartismali). Olur olmaz herseye de karisinca sonuc da bu oluyor iste. Jeopolitik unsurlari, OHAL'i, obez devleti saymiyorum bile.
YanıtlaSilHocam elinize sağlık. Konudan biraz alakasız ama bir şey sorabilir miyim?
YanıtlaSilVade uzadıkça risk artıyor. ABD 2, 5 ve 10 yıllık tahvil faizleri sırasıyla artarak giderken, TR 2, 5 ve 10 yıllık tahvil faizleri sırasıyla azalarak gidiyor. EURBOND faizleri de sırasıyla artarak gidiyor. Risk arttıkça tahvil faizlerinin artması gerekmez mi? TR 2, 5 ve 10 yıllık faizleri sırasıyla neden azalarak gidiyor? Cevaplarsanız çok sevinirim hocam.
Uzun vadeli tahvil faizleri enflasyon beklentisine göre değişir. Örneğin avrupa ülkelerinde enflasyonun artacağı beklentisi varken bizde düşeceği beklentisi var, bu yüzden bizde uzun vadeli tahvil faizleri düşerken onlarda artıyor.
SilAdsız 17.42 teşekkürler.
SilHele bi gelsin şu 27 Kasım, o zaman anlayacağız başımıza geleni. Gönlümüzün efendisi hayır sever türkücü kocası Türkiye nin tekbaşına cari açığı nın yüzde 15ini kapatan rezil zarap pardon reza zarap davası ABD de 27 Kasım da başlayacak. Anlaşılan büyük rezillikler var. Bu ülkede üretmeden tüketme ve kısa yoldan köşeyi dönme eğitimzizliği olduğu sürece daha çok krizler hatta çöküşler yaşarız. Rahmetli Kemal sunal çok yaptı bize bizi anlatan filimler belki ders alırız diye, ama bütün o emekleri boşa gitti malesef. Saygılar.
YanıtlaSilEğer türkiyede ikamet ediyorsan 27 kasımdan çok feci şekilde korkmanı tavsiye ediyorum. Ben bu işin türkiye'nin bir miktar parasal tazminat vermesi ile kapanacağını düşünüyordum, fakat dünyadaki diğer gelişmelere ve ABD'nin bu durumu idare şekline bakarsak, çok farklı bir tazminat almak istediklerini görüyorum. Türkiye'yi yönetenlerin değişmesini bekliyorsanız bence bunu beklemeyin. Durum, ABD'nin Türkiye ve Suudi Arabistanı teşvik ve zorlama ile İran'a savaş açmaya ikna etmeye çalıştığını gösteriyor.
SilMalesef durum dediğiniz gibi çok kritik. Halk bankası na kesilecek para cezası da ayrı sıkıntı oluşturacak. Benzer başka ülke bankalarına 7 8 milyar dolar ceza lar kesilmiş. Bizim halk bank da böyle bir ceza yerse işimiz çok çok zor. Ayrıca yargılama içeriği de zarap değil malesef. Amerika Birleşik Devletleri ulusal güvenliği ni tehlikeye sokmak ve abd ulusal güvenliğini tehdit etmek. Zarap çoktan itirafçı olmuş. Bu iş çok sıkıntılı. Saygılar
SilO atları sucuk yabdılar hocam
YanıtlaSilArabayi kim cekiyor o zaman? Yoksa arabayi yokus asagi biraktilar gidiyor da biz ekonomi ne guzel hizlaniyor diye seviniyoruz?
SilHani derler ya, "öküzün trene baktığı gibi".
YanıtlaSilİşte bu iktisatçılar da böyle bir şey galiba.
Ekonomi geçiyor gidiyor, iktisatçılarda bakaduruyor, ahkâm kesiyorlar.
Not: Burada, kişiye özel bir itham yoktur. "İktisatçılar (veya ekonomistler)" olarak, çoğul anlamda kullanılmıştır.
Bu işi bilen iktisatçılar bu uyarıları uzun zamandır yapıyor. Trene bakan onlar değil, onların uyarılarını dinlemeyenler. Siz karıştırıyorsunuz.
SilHocam;Bu iş kanlı bitecek ,zira hükümet istediğim vergileri vereceksin veya vereceksin yoksa itibarda tasarruf edemem derken güneydeki savaşı öne sürüp şavaş hali var deyip milli duyguların coşmasıyla ceplerden birikimlerin indiragandi edilmesini şimdilik ödeyenler atlıyor.Bir süre sonra ailede bütçeyi her kim yönetiyorsa para artık yetmiyor diye isyan edince hepsinin zihninde bir akampül(9W LED) yanacaktır.Fakat bu ampülün aydınlanması fakirleşmeyi engellemeyecektir.Olan çiftçiye,üreticiye,emekçiye velhasıl herkesime fakirlik olarak yansıyacaktır.Üretimin olmadığı yerde para üremez...
SilHocam ne olacak bu işin sonu 2019 belki de daha önceki bir seçimi kazanmayı ölüm kalım meselesi haline getirmiş bir zihniyetin hiçbir acı reçeteyi uygulamadan iktidarda kalma çabası var. Bu işin sonu ya dikta ya kaos çok mu karamsarım. Yazık oluyor canım ülkeye.
YanıtlaSilYeni bir şet değil. Hep olan budur.
SilEline sağlık üstad.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilSevgili EĞİLMEZ Türkiyede Ne Merkez Bankası bağımsız olur nede Hükümetler Popilizmden uzak durur kurallara göre hareket etme alışkanlığından çoook uzağız
YanıtlaSilSayın Hocam,
YanıtlaSilŞahsen bende büyümeyi seçerdim ama hormonsuz olanından. Yüksek enflasyon ve düşük veya eksi reel faiz tüketimi tetikliyor bu durum büyümeye pozitif etki yapıyor. Büyümenin diğer yararı ise en azından teoride istihdama pozitif katkıda bulunduğunda. Zaten tasarruf oranımız ne kadar %26 bandında olsa:) çoğu Türk vatandaşın tasarruf yapma imkanı maalesef yok.
Ben sizin tercihinizi merak ediyorum çünkü ikisini bir arada yürütme imkanımız yok.
Son bir ricam ise sizden 2002 yılından itibaren nominal ve reel kur açıklaması/karşılaştırmasını 4 gözle beklemekteyim. Böylece TL değeri hakkında brn ve takipcileriniz bilgilenmiş olur.
Teşekkürlerimi sunarım.
Ben geçici önlemleri aldıktan sonra hemen yapısal reformları yapmaya başlardım. Bu yolla uzun vadede hem enflasyonu düşürecek hem de büyümeyi yüksek tutacak ortamı yakalamayı amaçlardım. Türkiye bunu 2002 - 2008 arasında yapmayı başardı.
Sil2002 sonrası nominal reel kur karşılaştırmasını yapalım.
Hocam MB'ler amaç bağımsızlığına sahip değiller. Sizce buna da sahip olmaları gerekir mi? Yoksa olumsuz yanları olur mu?
YanıtlaSilO zaman hükümetin dışında yeni bir siyasal otorite oluşturulmuş gibi olur. Her yıl farklı bir amaç peşine düşerse kaos yaratır.
SilSayın Eğilmez, açıklayıcı yazınız için teşekkür ederim. At arabası ve atlar konusundaki benzetmenizin kökeninin Otto von Bismarck olduğu söylenir. Malum Bismarck müthiş zekası ve devlet adamlığı ile Birleşik Almanya'nın kurulmasında en büyük paya sahiptir. Birleşik Almanya kurulduğu anda Kıta Avrupasının en güçlü devleti olmuş ama çevresi Almanya'dan çekinen ve çıkarları zedelenmiş büyük devletler ile sarmalanmıştır. Bismarck'ın buna karşı çözümü Avusturya Macaristan ve Rusya İmparatorlukları ile pakt kurup (Üç İmparator Ligi) Fransa'yı izole etmek şeklindedir. Bu usta diplomatik manevra ile Rusya ve Avusturya arasındaki anlaşmazlıklarında usta bir arabulucu olup, kendi deyimi ile "anlaşamayan iki atı aynı arabaya koşmayı" becermiştir. Yazınızdaki para ve maliye politikalarındaki durumumuz ise doğal olarak Bismarck'ın diplomasideki ustalığının yakınından bile geçemiyor. Sanki elindeki pek çok malzemeyi birbirine karıştırarak, alkemistlik yapılmaya çalışılıyor. Saygılar ile. Burak Köylüoğlu
YanıtlaSilTeşekkür ederim paylaşım için. Ufuk açıcı oldu.
SilHocam maliye politikası sıkı dediğiniz dönemde bile vergi tahsilatı ve kayıtdışilik sıkıntılı idi. Şimdi gevşek maliye politikası var durum vahim.
YanıtlaSilDoğru
SilElinize sağlık Mahfi Hocam.Yabancı Dil Öğretmeniyim. Ekonomi biliminden çok anlamam. Ama sayenizde çok öğretici bilgiler öğreniyoruz. Yazılarınız çok aydınlatıcı ve bilimsel. Bu ülkenin sizin gibi değerlere çok ihtiyacı var.
YanıtlaSiladsız 22:36 y.dil öğretmeni arkadaş. Türkçe yerelleştirme ekibine katılmak ister misiniz? Firefox gönüllüsü olur musunuz?
Silhttps://support.mozilla.org/en-US/kb/localize-mozilla-support?redirectlocale=en-US&redirectslug=localize-firefox-help
S&P, Türkiye'nin orijinal 'Kırılgan Beş' listesinde kalan tek ülke olduğunu belirtti.???
YanıtlaSilBu konuda analiziniz olacak mı hocam?
Bugün saat 9,15 de başlayacak olan NTV Geri Sayım Programında yorumlayacağım.
Silmalesef izlemeye imkan bulamadım. Bu konuda blog yazısı hazırlayacak mısınız? Diğerleri çıkarken biz neden kaldık? Biz neden çıkamıyoruz? Bu sınıflama ekonomik mi yoksa daha çok siyasi mi?
SilS&P, Türkiye'nin orijinal 'Kırılgan Beş' listesinde kalan tek ülke olduğunu belirtti.???
YanıtlaSilBu konuda analiziniz olacak mı hocam?
1 kişi işsiz kalacağına 10 kişinin geliri azalsın daha iyi diye bakarsak olaya hükumetin tercihini büyümeden yana kullanması makul görünüyor. Gel gör ki büyüme beklenen istihdam artışını getirmedi. Daha da önemlisi kurdaki yükseliş devam ederse dolar cinsinden borçlu şirketleri batırabilir.Bu durumda yüksek enflasyon pahasına istihdamı artıralım derken iflaslardan dolayı daha çok insan işsiz kalabilir. Hocam, ekonomi yönetiminin öncelikle kuru düşürmeye çalışması daha uygun olmaz mı?
YanıtlaSilKuru tek başına kalıcı olarak düşüremezsiniz. Kuru yükselten nedenler çok fazla. Aralarında siyasal istikrarsızlık, dış politikada izlenen yöntemler vb gibi ekonomi dışı çok faktör var.
SilMahfi Hocam,
YanıtlaSilNTV programında çok fazla konuşmuyorsunuz bir nedeni var mı?
Ben yalnızca konular üzerine yorum yapmayı tercih ediyorum.
Silhelal olsun hocam!
Silyüksek büyüme düşük enflasyona her zaman tercih edilmiştir. türk ekonomisiyle duyduğum en iyi bir iki tespitten biri. sağolun hocam. merkezin sitesindeki tek hedef fiyat istikrarını kaldırsınlar hocam bari birazcık senkronize hareket etmiş olurlar böylece.
YanıtlaSil"Gevşek maliye politikası ağır basınca para politikasının görünümü sıkı olsa da maliye politikasının etkisi altında kalmaya başladı."
YanıtlaSil"Buradan varılabilecek tek bir sonuç var: Demek ki uygulanan para politikası sıkı değil."
Hocam anlamadığım bir nokta var. Sıkı para politikası ve genişletici maliye politikası bir arada uygulandığı için mi bu durumdayız. Yoksa para politikası sıkı olmadığı için mi?
İçinde bulunduğumuz durum yüksek büyüme yüksek enflasyondur. Eğer enflasyonu düşürmek ve kurları denetim altında tutmak istiyorsak para politikasının sıkı olması maliye politikasının da ona eşlik etmesi gerekir. Biz yarı sıkı para politikası ve gevşek maliye politikası bir o yana bir bu yana savrulur durumdayız.
SilMahfi bey, Türkiye’nin stagflasyonist bir durum içinde olduğunu söylersek ki yapısal işsizlik ve maliyet enflasyonunun yüksekliği ile bu görülüyor bu durumda stop And go politikalar uygulamanın doğru olduğunu düşünüyorum. Hükümet kgf kredileri ile para arzını artırmayı amaçladı ancak 14.40ile verilen krediler 14.90la vadeli mevduat yapıldı.bu noktada ne yatırımlar gerçekleşti ne ekonomi büyüdü çünkü bunu fırsat bilen firmalar krediyi ucuzken kullanıp pahalandığını ve ihtiyacı olduğu dönemde kullanmayı tercih etti. Maliye politikasında oluşan bütçe açığını ise dolaysız vergiler üzerinden kompanse etmeye çalıştı keza bunda da başarılı olunamadı.Ben uygulanmaya çalışılan politikanın doğru ancak yönteminin yanlış olduğunu düşünüyorum. Amaç maliye politikasında sıkılık ise bunun dolaysız değil kdv ötv gibi tabanı geniş dolaylı vergilerdeki artışla sağlanması gerektiği aynı şekilde para politikasında gevşek bir politika uygulanıcaksa da belli ölçüde enflasyonu göze alıp artırılan para arzının yatırımlara kanalize edilmesi için gerekli kanalların açılmasını ve bunların sıkı takip edilmesi gerekmektedir.bu yüzden hükümetin uyguladığı uygulamaya çalıştığı politikanın doğru yönteminin yanlış olduğu kanısındayım,
YanıtlaSilSaygılarımla.
Eğer işletme KGF den 14,40 faiz ile aldığını 14,90 dan mevduata yatırmış ise bana göre hata etmiş olur.
SilMevduatta yüzde 15 stopaj kesintisi var, bununla sınırlı değil eğer işletme o yıl kar ederse brüt faiz geliri üzerinden yüzde 20 vergi ödemiş oluyor. Yani net mevduat faiz oranı yüzde 11,92 oluyor.
Birde hala devam ediyor mu emin değilim, faiz giderlerinin tamamı da gider yazılamıyordu. Belli bir tutarı kanunen kabul edilmeyen gider olarak kabul ediliyordu. Bu uygulama da devam ediyorsa işletmenin bu karardaki zararı büyür.
Ama dediğiniz gibi birkaç ay sonra ihtiyacı olacaksa bunu göze almıştır, ona bir şey diyemem.
Bendende teşekkürler hocam.ilgi ile her yazınızı takip ediyor faydalaniyorum.saygılarımı sunarim.sag olun.
YanıtlaSilHocam merhaba,
YanıtlaSilBen bir illistratorum(Turkce meali:Resimlemeci)
Instagram sayfanizda tesadufen cok ilginc sekillerin soyut figurlerin yer aldigi bir fotofraf gordum. Zannimca bir tarihi yerden cekmissiniz
Merakladingim husus su
Bu resim hangi uygarliga ait ve yahut kime ait.Bu konuda bilgi verebilir misiniz?
Inanilmaz guzel sekiller ve soyut abstract figurler....
Yok o fotoğrafı İzmir'de Swiss Hotel'de (eski Büyük Efes Oteli) çektim. Bir duvar süslemesiydi.
SilHocam, fevkalade bir sey!
SilBuyuk ispanyol ressam Miro esintileriyle Buyuk Anadolu Uygarliklarinin ve gunumuze kadar kilimlerle gelen sanat figurlerinin ve desenlerinin adeta bir dev karisimi bu duvar suslemesi.
Sizden boylesi seyleri sayfanizda daha fazla gormek umuduyla
Yanitiniz ve ayrintili aciklamaniz icin ayrica tesekkurler
Saygi ve sevgilerimle...
Selam Mahfi hocam
YanıtlaSilDün akşam ABD den gelen vize açıklaması ve sonrasında bizim yaptığımız yalanlamada bir spekülasyon sezdiniz mi ?
Uzun zamandır borsa kapanışından sonra USD/TL yi tetikleyecek duyumlar ortaya çıkıyor ve çok geçmeden bunların üzerleri kapanıyor net bir açıklama ortaya çıkmıyor.
Türk ekonomisi tamamen spekülatif bir piyasaya dönüştü diyebilir miyiz ?
Diyebilirmiyiz.? de ne demek. De artik be kardesim. Hersey ortada.
SilMB nin müdahale etkisi sadece 1,5 gün sürdü. Döviv kurlari yine tavanda.
Yarina Allah Kerim.
Bir tek cözüm yolu var. Büyük bedeller karsiliginda Binali Yildirim ABD de Riza Zarrap pazarliginda teslim payragini cekerse (ki cekecek) 2019 secimlerine Kadar nefes alacaklar. Yandas medyanin büyük bir algi taarruzu ile secimi tekrar kazanacaklar.
Bence ana hedef enflasyon veya buyume olmamali ana hedef cari acigi ekonomiyi kucullmeye sebep vermeyerek azaltmak olmali gi buda refah sevyesini artiran gelismeyi getirir dedidiginiz ihracat oranindako yerli payini artirarak gelir
YanıtlaSilHocam ekonomi politikalarımız işin ehillerine verilmediği için mi bu durumdayız yoksa başka sebepler mi var? Ekonomik olarak çoğu tahminlerimiz tutmuyor. Tutan olsa da olumsuzlukların arasında kaybolup gidiyor. Bir de mesela siyasal istikrarımız var, artık maşaAllah eskisi gibi büyük şehirlerimizde terör eylemi de olmuyor, faiz oranları da döviz çekmek için yeterince yüksek ama bir türlü döviz kurları düşmüyor hatta aldı başını gidiyor. Neden acaba? Ne zamandır yorum yapmıyordum biraz ortaya karışık oldu sanırım kusura bakmayın
YanıtlaSilBu durumda olmamızın nedeni ekonomi değil. Siyasal, sosyal sorunlarımızı yanlış yönlendiriyoruz ve dış politikada tamamen hatalı bir yönde ilerliyoruz. Bunların sonucunda ekonomimiz bu duruma gelmiş bulunuyor.
SilTeoriler icin cevaponizi okudum bende ayni kanisayim cari fazlalik veren bir ekonomide diyelim japonya da bir sonuc veren bir teori cari acik veren bizim gibi bir ekonomide uygulandiginda tam tersi bir sonuc verebilir ve bu dogaldir ve bu yuzden bunun goz onunde bulundurulmasi taraftariyim hocam inanin universite ogrencisiyken sadece sinavlari gecmek icin okuyordum su anda yaptigim boyle bir yorumu bile yapamaz durmdaydim neyse ki yillar sonra teorilelere bir yorum getirebiliyorum
YanıtlaSilHocam merhaba. Osmanlı'dan Cumhurriyete yazınızı yeni okudum. Türkiye 23-29 yılları arasında ciddi dış açıklar verdi, o yıllar arasında bu açıklar nasıl kapatıldı? O dönemde biz dış borçlanmadan da uzak durmuştuk.
YanıtlaSilBütçe o dönemde fazla veriyor. Yani iç tasarruflarımız pozitif.
SilHocam şuradaki tatlı sarışın bayan kim?
YanıtlaSilhttps://www.instagram.com/p/Ba4bVPRhNx_/
Her sabah NTV de Geri Sayım programını birlikte yaptığımız sevgili Berfu Güven.
SilMerhaba hocam
YanıtlaSil2008 krizini detayli ogrenmek istiyorum. Onerebileceginiz kitap var midir?
Tesekkurler
Benim kitabınm var: Küresel Finans Krizi. Bundan sonra da yazılmış kitaplar var:
Silhttp://www.iletisim.com.tr/kitap/kuresel-kriz-ve-yeni-ekonomik-duzen/8800#.WgJ60Wh-qM8
Carmen Reinhart ve Kenneth Rogoff tarafindan yazilmis "This Time Is Different: Eight Centuries of Financial Folly" kitabi var, oneririm.
SilSayıştay, hükümetin KOSGEB aracılığıyla küçük ve orta ölçekli
YanıtlaSilişletmelere (KOBİ) dağıttığı 50 bin liralık sıfır faizli işletme
kredilerinin yüzde 65’inin hatalı olduğunu tespit etti.
Kaynak:http://www.diken.com.tr/sayistay-kosgeb-kredilerinin-yuzde-65i-hatali/
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), faaliyet gösterdiği 37 ülke için büyüme tahminlerini keskin şekilde yükseltti.
YanıtlaSilEBRD, faaliyet gösterdiği 37 ülke için ortalama büyüme tahminini mayıs ayındaki yüzde 2,4'ten 3,3'e çıkardı. Geçen yıl büyüme yüzde 1,9 seviyesindeydi.
Rusya'ya kredilerin durdurulması sonrasında EBRD'nin en büyük iki yatırım ülkesi haline gelen Türkiye ve Polonya, EBRD bölgesindeki büyümenin ana yönlendiricisi konumundalar. Türkiye ekonomisi için 2017 büyüme tahminini yüzde 5,1'e çıkararak mayıs ayına göre neredeyse iki kat artıran EBRD, 2018 yılında ise büyümenin yüzde 3,5 olmasını bekliyor. Bir önceki tahmin yüzde 3 olarak açıklanmıştı.
Hocam ben yazılarınızı ve yorumlarınızı geriden takip ettiğimden geçen ki soruma verdiğiniz yanıtla ilgili bir noktaya yorum yapmak ve görüşlerinizi almak istiyorum;
YanıtlaSilToplumsal eşitsizliğin sadece ekonomik eşitsizlikle oluşmayacağını ,ekonomik eşitsizliğin toplumsal eşitsizliğim sadece bir parçası olduğunu belirttiniz aynı zamanda bir ülkede mezhepler arasındaki farklılıklarda toplumsal eşitsizliğin bir parçasıdır dediniz.
Bunların haricinde ben toplumsal eşitsizliği hayat seviyelerindeki ya da hayat kalitesindeki farklılık olarak tanımlıyorum bu tanımlamadan yola çıkarsam sadece bireyler arasındaki ekonomik uçurumlar hayat seviyelerini farklılaştırmıyor
Örneğin; farklı sektörlerde çalışan iki kişinin aldığı ücretler aynı olmasına rağmen birisi daha ağır koşullarda ve daha uzun saatler çalışıp sosyal aktivitelerine(gezmek,kitap okumak,dinlenmek ) pek vakit ayıramayıp
diğer sektörde çalışan kişi ise aynı ücreti almasına rağmen sosyal aktivitelerine daha fazla zaman ayırabiliyorsa 2 kesim arasında aynı ücretleri almalarına rağmen mesleki farklardan doğan hayat seviyesi farklılığı doğacaktır sonucuna varıyorum
Kısacası ekonomik olarak kişiler aynı ücreti alsada mesleki faktörlerden ya da Başka faktörlerden dolayı bazıları daha kaliteli hayat standardına sahip olabilirken diğer kesim aynı hayat standardına sahip olamayabilir
Buda ekonomik eşitsizlik haricinde başka etkenlerinde toplumsal eşitsizliği tetiklediğini ortaya koyar diye düşünüyorum hocam katılır mısınız ??
Saygılarımla
Enflasyonu düşürmek icin buyumeden feragat ettigimiz durumda; buyumenin dusmesi dis yatirimci icin negatif bir gösterge olarak yorumlanip bu sefer de ülkeye doviz girisinde azalmaya sebep olmaz mi?
YanıtlaSilDöviz girisinin azalmasi kurun yukselmesine, kurun yükselmesi de tekrar enflasyon artisina neden olmaz mi, Hocam? Ya da olur mu?
Faiziniz tatmin edici, kur hareketleriniz durağan ve cds priminiz düşükse döviz girişinde sorun olmaz.
Silhocam benim gibi iktisatla pek alakası olmayan biri için bile çok aydınlatıcı bir yazı, teşekkürler
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilMahfi Hocam ,
YanıtlaSilAydınlattığınız gibi nazikçe hemen her yoruma ve soruya da cevap vermeye çalışıyorsunuz .
Çok çok teşekkürler emeğinize, alakanıza bizi aydınlatıyorsunuz.
Sağ olun.
Silbir yanda tüketimi canlandırmaya çalışmak ve büyüme bir yanda sıkılaştırmak ve tasarruf tedbirleri.nasıl olacak bu işler anlamıyorum.burda biri açıklarsa ve bilgilendirirse sevinirim.sayın hoca dahil kim olursa.
YanıtlaSilOlmuyor zaten.
SilHiç bilenle bilmeyen bir olur mu.
SilSayın Eğilmez, yine çok güzel yazmışsınız.
YanıtlaSilMB rezerv opsiyon mekanizması üzerinden son olarak dövize yapılan müdahale ahlaki olarak doğru, şeffaf bir karar mıydı; belirli gruplara öncelik sağlandığını söylemek mümkün mü?
Saygılar
Öncelik meselesini bilemem ama görebildiğim kadarıyla MB yangını üfleyerek söndürmeye çalışıyor.
SilHocam biraz alakasız olacak ama Andrew Mango'nun Atatürk kitabını okudunuz mu? Tavsiye eder misiniz?
YanıtlaSilİş Bankası yayınlarından çıkan Nutuk'u okumaya başlayacağım ama öncesinde bu biyografiyi okumak daha faydalı olur mu sizce?
Tavsiye ederim. Ama bence Nutuk'u önce okuyun derim.
SilCok acik bir soru soracam lutfen yanitlarsaniz sevinirim,
YanıtlaSilEuor TLnin 4.5 bandina gelmesi ve daha da gidecek olmasi en azindan oyle bir gorunum ve yolunun olmasi sizce;
1)ihracatimizi ozellikle Avrupa ulkelrine olan ihratimiza ciddi bir katki sunar mi?
2) Tlnin euro karsisinda reel degerinin cok dusuk seviyelerde olmasi sizce Avrupada ABDde oldugu gibi bir Cin etkisi efekti yapabilir mi ? yani fiyat artislarinin baskilanmasi bunun da enflasyon uzerinde etkis gostermesi ozellikle turkiyeden ithal edilen tekstil ve bazi sanayi gida urunleri bazinda ...
1) İhracata olumlu katkı yapar ama bu kadar oynaklık başka dengeleri bozar.
Sil2) Bunu bilemeyiz.
hocam türkiye cari büyüme yaşıyor reel büyüme zayıf durumdadır. yani üretim miktarımız artmıyor ama özellikle kamusal taleplere dayalı mal-hizmet fiyatlarında artışlar yaşanıyor. kısacası sadece varlık değerlerindeki artışa daa
YanıtlaSilyanan reel temeli olmayan bir büyüme var. enflasyonlu büyüme yaşıyoruz bir nevi. işletmelerin kur yükselişleri nedeniyle yaşadığı defter değerleri erimelerinin bir kısmı borsa üzerinden değerlemelerle piyasa değer artışı sağlanarak dengelenmeye çalışılıyor. ancak kamu bazlı genişleyici mali politikalar yakında stagflasyona götürecek ekonomiyi. ileride ciddi durgunluk ve yüksek enflasyon ve kur ila hızlanan işsizlik oranlarıyla bedel ödemek zorunda kalabiliriz hocam. ne dersiniz?. saygılar....
Sanayi üretim Eylül ayında yüzde 10,4 büyümüş görünüyor.
SilHocam bazı bankalar eft ücreti alırken diğerleri niye almaz?
YanıtlaSilpazarlama stratejisi. Acısını başka yerden çıkarıyordur :=))
Sil1. Kural : there is no free good. (türkçesi: beleş mal yoktur herşeyin bir maliyeti vardır)
Adsız 23:14 güzel yanıtlamış.
SilHocam ATATÜRK tüm dünya için büyük bir değer tabi anlayana...!
YanıtlaSilhttps://m.gercekgundem.com/tesla-ceosu-elon-musk-anitkabiri-ziyaret-etti-300867h.htm
Dünya anlıyor merak etmeyin. Bizim anlayışımızda öteden beri sorunlar vardır.
SilEski bir Ingiliz kolonisinde yetismis birisinin, Ingilizleri dize getirmis birisine saygi duymasini anlamak cok kolay degil, yapacak bir sey yok. Kolonilerde yetisenler genellikle somurgecilerinden nefret etmez, hayranlik duyarlar. Bu da dip not olsun.
SilElon Musk, Anıtkabir'i ziyaret ettikten sonra, instagram hesabına şunları yazmış:
YanıtlaSilhttps://www.instagram.com/p/BbPzHC2AW34/
I placed the flowers
Three broken ribs
A pierced lung
And still he fought
Atatürk'ün hayatını biliyor olabilir mi Mahfi bey?
Okuması yazması olduğuna göre biliyordur.
SilMerak etme sen. Türk Halkinin en az yarisindan daha fazlasindan daha fazla biliyor.
SilSadece o mu.? Bu büyük insani bizden baska herkes bizden daha iyi biliyor.
bundan emin olabilirsin.
Yabancılar bir yere giderken ve hele orada devlet büyükleriyle karşılaşacaklarsa uçakta gelirlerken o ülkeyle ilgili bir şeyler okurlar. Türkiye ile ilgili bir şey okumaya başlarsanız da ya başında veya sonunda ya da hem başında hem sonunda mutlaka Atatürk vardır.
SilHocam merhaba. Yeni hesaplamalara göre ülkemizde %25 tasarruf oranı var ve hesaplamalarda bu tasarruf oranı olduğu gibi yatırımlara dönüşüyor. Tasarrufların yatırımlara dönüşme özelliği yadsınamaz ancak var olan tasarruflar tüketici ve bireysel krediler şeklinde de dağıtılabiliyor. Bu durumda nasıl tasarruflar olduğu gibi yatırımlara dönüşüyor? Teşekkürler.
YanıtlaSilyeni hesaplama yöntemiyle %14 olan tasarruf oranımız neredeyse %75 artırılarak 25 yapıldı. yani her zamanki kağıt oyunu oynandı. madem hakikaten %25 tasarruf hacmimiz var neden hazine borçlanmalarında faizler yüksek seyrediyor. akıl var mantık var tasarrufun yüksekse çok daha düşük faiz marjıyla borçlanmaya gidersin yoksa şu anda olduğu gibi kaynak için bin takla atarsın. ayrıca daha da vahim olanı çok düşük olan tasarrufların daha da düşmesi için sürekli bankacılık sistemine baskı yapılarak kredi genişlemesinin devam etmesinin sağlanmaya çalışılmasıdır. üstelik bunların çoğunluğu üretime değil ranta bağlanmış durumdadır. buna yatırım denilmez. bizde maalesef üretim dışında hemen herşeye özellikle de ranta bağlanılmış sermayeye bile yatırım deniliyor. toplum olarak ekonomide de maalesef çok cahiliz.
SilHocam merhabalar. İktisatta "steady state level" çok önemli bir kavram ve buna binaen amortismandan arındırılmış gsyih göstergeleri var mı dünya çapında?
YanıtlaSilBilmiyorum.
SilHocam iyi günler. Sıkı para politikasından bahsediyoruz ama M.B'nin verdiği emisyon değerlerine bakarsak geçen yıl aynı döneme göre %25'lik bir büyüme söz konusu. Bu durumda zaten arzın bu hızda yükselmediğini göz önüne alırsak hükümet parayı değersizleştirme çalışması yapmaktadır. Yorumlarınızı bekliyorum, teşekkürler.
YanıtlaSilGeçen yılın sonundan bugüne M2 deki artış yüzde 10,4 olmuş. Enflasyonun yüzde 11, büyümenin de yüzde 5,1 olduğuna bakarsak burada bir sorun görünmüyor.
SilPara arzinin arttigini hangi veriden tam olarak anlariz bir ulkede ?
Silm1 m 2 m3 m0 ???
ab komisyonu türkiyenin büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etmiş. eh gayet normal ne de olsa enflasyonlu büyüme sürecindeyiz. enflasyon yükseldikçe kurlar da yükselir ve ucuz ihracatla ve içeride de borçları biraz daha büyüterek büyürüz. henüz küresel dolar endeksi 95 bile değil iken bizde dolar kuru böyleyse ileride dolar endeksi yükselip güçlendiğinde kurları düşünemiyorum bile. önce enflasyonlu büyüme süreci 2 yıl sonra ise güçlü stagflasyonist süreç.. küresel finans dalgalanmaları başladığında çok fena sarsılacağız gibi görünüyor mahfi hocam. bu hususta ne dersiniz?. iyi çalışmalar dilerim.
YanıtlaSilSıkıntılı bir döneme doğru ilerlediğimiz açık.
SilSayın Eğilmez; Yurtdışı, Türkiye ekonomisine dair raporlar, maalesef sizi bir türlü teyid edip doğrulamıyor.Sizin ekonomi kötüye gidiyor, sıkıntılı günler geliyor diye yazdıktan hemen dışarıdan gelen raporlamalar adeta sizi yalanlıyor.Geçenlerde Avrupa yatırım ve kalkınma bankası, bugün de AB komisyonu.Umarım yayınlarımız. "AB komisyonu, üye ve aday ülkeler için yayınladığı sohbahar dönemi makroekonomik tahminlerinde, Türkiye ekonomisi için 2017 GSYH büyüme beklentisini yüzde 3'den yüzde 5,3'e çıkardı. Ancak Komisyon, aşağı yönlü risklerin kayda değer seviyede olduğunu da ifade etti.
YanıtlaSilKomisyon; Türk ekonomisinde büyümenin 2017 yılının ilk yarısında şaşırtıcı derecede güçlü olduğunu, büyümenin güçlü ihracat, kamu harcamalarında artış ve diğer politika teşvikleri ile desteklendiğini belirtti.
Komisyon raporunda, Türkiye için 2018 büyüme tahminini yüzde 3,3'ten 4'e yükseltirken, 2019 yılı için büyüme beklentisini de yüzde 4,1 olarak ortaya koydu.
Enflasyon ve işsizlikte aşağı yönlü revizyon
Öte yandan AB Komisyonu, Türkiye için 2017 enflasyon tahminini yüzde 11,1'den yüzde 11'e indirdi. 2018 için 8,6'dan yüzde 8,5'e düşürülen enflasyon beklentisi 2019 için ise yüzde 7,6 olarak belirlendi.
Komisyon, 2017 için işsizlik oranı tahminini yüzde 13,6'dan 11,3'e revize etti. 2018 için beklenti yüzde 14,1'den 11,0'a düşürüldü. 2019 yılı için ise işsizlik oranı yüzde 10,7 olarak belirlendi."
Hocam FED eğer QE politikası hiç uygulamasaydı yine de ekonomi belli bir zamanda düzlüğe çıkar mıydı mesela 2025-2030 yılında?
YanıtlaSilHocam elinize sağlık, büyümenin uzun dönemli bir kavram olduğunu ve enflasyonun kısa dönemde düşürülmesi gerektiğine inanıyorum, büyüme uğruna fiyat istikrarımızı koruyamamız halinde dolarizasyonun artarak, kısa vadeli spekülatif sermaye çıkışlarına bağlı ekonomik krizlerin yaşanması muhtemel olduğu inancındayım, halkımızın fiyat istikrarının öneminin yeterince anlatılarak popülist politikalardan uzak durulması gerekmekte,diğer türlü bu at arabası maalesef yol alamaz hatta geçmişe bizi götürür inancındayım.
YanıtlaSilSayın Eğilmez, çok anlamlı ve güzel bir yazı. Atatürk'ün büyüklüğünü hem asker hem de devlet adamı olarak değerlendirmek gerekiyor. Asker olarak insanlık tarihinde hem savunma (Trablusgarp, Çanakkale, Sakarya Savaşları) hem de taarruz savaşını (Doğu Anadolu 1916, Büyük Taarruz) mükemmel bir şekilde yöneten az sayıdaki komutanlardan biridir. Çanakkale Savaşında 34 yaşında tümen komutanı, Büyük Taarruz'da 41 yaşında ordular grubunun başkomutanı olarak görev yaptığını hatırlayalım. Askerlik mesleğinin zirvesini 41 yaşında bıraktıktan sonra, bu ülkeye cumhuriyet ile yönetilen modern bir devlet kazandırmıştır. Üstelik bu başarımı 1929 Büyük Buhranına ve 1930’ların Dünya’yı saran faşizm ve dikatörlük eğilimleri rüzgarlarına rağmen yapabilmiştir. 1923-1938 arasındaki genç Türkiye Cumhuriyetinin kat ettiği yol gerçekten müthiştir. Atatürk, Rönesans’tan Sanayi Devrimine kadar ülkemizin kaybettiği zamanı, büyük ölçüde 15 yıllık kısa bir dönemde kazandırabilmiştir. Üstelik tüm başarımları, maceraya girmeden, mümkün mertebe barışı muhafaza ederek sağlayabilmiştir. Atatürk’ün büyüklüğünü I. Dünya Savaşında savaşmış, yenen ve yenilen ülkelerin 1930’ların sonundaki hali ile analiz edebiliriz. ABD ve İngiltere’yi bir yana bırakırsak; 1930’ların sonunda Rusya’nın ardılı Sovyetler Birliği, İtalya, Almanya, Japonya, Fransa, Avusturya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan gibi ülkeler ya dikta rejiminin pençesine düşmüş ya da müthiş bir siyasi kararsızlık içindedir. Büyük Savaş’tan sonra yeni kurulan/organize olan ülkeler de aynı sorunlar ile karşı karşıyadır: Çekoslovakya, Yugoslavya, Polonya, Baltık Ülkeleri. Genç Cumhuriyet bu başarımı çok daha yıkıcı ve uzun bir savaş döneminden sonra sağlayabilmiştir. Ülkemizin Trablusgarp, 1912’de Balkan Savaşları felaket, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı ile Cumhuriyet öncesinde 11 yıl boyunca savaş halinde olduğunu unutmayalım. Büyük bir askeri lider ve devlet adamı olan Atatürk, tüm bu başarılarını son 27 yılına sığdırmıştır. İnsanlık tarihinde bu kadar büyük etkiyi sağlayabilmiş çok az sayıda liderden biridir, Atatürk. Saygıyla anıyoruz.
YanıtlaSilYabancının uyguladığı parasal genislemenin nimetlerini ülkemizi yönetenler yedi sonuna gelindi. Kurlar duserken başarı bizimdi ama şimdi ekonomik göstergeler bozulurken hep dış güçler hep küresel olayların etkisi deniliyor. Oldu canım yemezler.
YanıtlaSilMahfi Hocam, Mahfi Hocam,
YanıtlaSilHemen şu videoyu açıp izleyin...
https://www.59saniye.com/pazardaki-fiyatlarin-artisindan-memnun-olan-vatandaslar/
Sadece 30 saniyelik bu video, size 30 yıl sonrasının Türkiye ekonomi vizyonu hakkında bilgi verecek, ekonomik gidişat ile halkın politik seçimlerinin ne yöne doğru gittiğini %100 anlamanıza yardımcı olacaktır.
Not : Yukarda yorumlarında mantıklı, rasyonel, eğitime ve bilgiye dayalı yorum yapan
arkadaşlarımıza da halkın verdiği çok güzel bir cevaptır bu 30 saniye.
Saygı ve sevgilerimle
Rönesans ve reformu, onlarla gelen aydınlanmayı, üstüne bir de sanayi devrimini ıskaladığında böyle bir sonuç çıkması kadar normal bir şey olamaz.
SilSelam hocam aydınlanma mı yazdınız? O video paylaşımımdan bir gün sonra, değerli büyüğümüz, hepimize iktisat teorisi dersini aktardı, ben aydınlandım. Sizi de, yazıdaki "Batılı kafalardan" gördüğüm için aydınlatmak için aktarmak istedim.
SilSn Cumhurbaşkanımızdan ;
"Faizin sebep enflasyonun netice olduğu kanaatindeyim... Ana sebep faizdir, faiz. Bunu öğreneceksiniz... Hala bunu anlamak istemeyenler, batıdaki kafalarla çözmeye çalışanlar tabii ki bizi anlamazlar. Batıdaki kafaların da bir kısmı zaten uygulamaları ile bizi destekliyor. ABD'deki faiz oranları ortada. Japonya ortada. Avrupa ortada. Enflasyonların da orada ne olduğunu zaten görüyoruz. Bizdekilere bunu hala anlatamadık. Faiz lobisine çalışıyorsunuz başka bir şey yok. Bu ülkede en çok kazanan hangi kurumlar, kimler? Banka sahipleri, finans sektörü. Onlar götürüyor parayı. Bu kadar yüksek ile kredi vermeye kalkarsan tabii ki yatırımlar bu ülkede yürümez. Hala bunu anlatamıyoruz. Bu konuda maalesef devletin bankaları dahi ciddi bir muhafazakarlık içindedir. Bu iş böyle yürümez, bunu çözeceğiz. Başbakan ile de konuştuk. 15 senedir bunda inat edilmiştir. Faizi düşürdük, enflasyon tek haneliye geldi. "
Sayın hocam bu gidişle 2023 hedefine (ilk 10 ekonomi) ulaşmak mümkün müdür?
YanıtlaSilTürkiye’de hükümetler daima ‘yüksek büyüme yüksek enflasyon’ durumunu ‘düşük büyüme düşük enflasyon’ durumuna tercih etmişlerdir.
YanıtlaSilHocam bundaki ısrar delicesine artan nüfus mu? (özellikle genç nüfus oranının yüksekliği)