Varlık Fonu Böyle Bir Şey Değil
Varlık Fonu yetkililerinin “fon
bünyesindeki varlıklara ilişkin kapsamlı bir çalışma yapıldığı ve atıl arsalar
ve uzun vadeli alacakların nakde çevrileceği ve bu yolla sağlanacak kaynakların
Türkiye’nin nitelikli yatırımlarına sıfır faizli finansman imkânı olarak
sunulacağı” şeklindeki açıklamaları gündemde yer aldı.
Ulusal Varlık Fonları, çeşitli
finansal varlıklara yatırım yaparak gelirini artırmayı hedefleyen, devletin
sahipliği ve yönetimi altında çalışan fonlardır. Bu fonun geliri genellikle
bütçe fazlalarından oluşur. Bir ülke eğer bütçe fazlası veriyorsa bu fazlayı 4
şekilde kullanabilir: (1) Harcamalarını artırır. (2) Mevcut vergi yükünü
düşürür. (3) Borçlarını erken ödemeye tabi tutabilir. (4) Bir varlık fonu
kurarak bütçe fazlalarını buraya aktarır ve bu fonla ulusal ya da yabancı bazı
finansal varlıkları satın alıp gelirlerini artırmaya çalışarak gelecek
kuşaklara refahı aktarma yoluna gidebilir. Bu tür fon yönetimlerinde temel
hareket noktası varlıkları risk ve getiri dengesini gözeterek kazanç amaçlı
kullanmaktır. Bu işlemleri, bütçe kısıtlamaları ve parlamentonun sıkı denetimi
altında yürütmek kolay değildir. Varlık fonu kuruluşunun bir nedeni de bu
kısıtlamalardan kurtulmaktır.
Varlık fonları, ağırlıklı olarak,
devlet tahvillerine, hisse senetlerine, yatırım fonlarına, çeşitli projelere
geçici ya da kalıcı ortaklıklar yoluyla girip yatırım yaparlar. Bazı ülkeler
varlık fonlarının yatırımlarıyla ilgili bazı kısıtlamalar ve standartlar
getirmişlerdir. Örneğin birçok ülkede varlık fonları için S&P ve Fitch’in
BBB - ve Moodys’in Baa3 kredi notları yatırım yapılabilir en düşük not olarak
kabul edilmekte, bu notun altında kredi notu olan ülke tahvillerine yatırım
yapılamamaktadır.
Bu genel tanımları ve çerçeveyi
verdikten sonra gelelim yetkililerin açıklamalarının değerlendirilmesine. Varlık
Fonu banka değildir. Amacı kredi vermek değildir. Hele sıfır faizle ya da düşük
faizle kredi vermek hiç değildir. Eğer verirse varlık fonu olmaktan çıkar
kalkınma bankası halini alır. Yıllık enflasyonun yüzde 10 olduğu bir ekonomide
varlık fonunun 10 milyar TL krediyi sıfır faizle 3 yıl süreli bir projeye
verdiğini düşünelim. 3 yılın sonunda 10 milyar TL’yi geri aldığında bu paranın
satın alma gücü yüzde 30 değer kaybıyla 7 milyar TL’ye düşmüş ve dolayısıyla
varlık fonu 3 yılda varlığının yüzde 30’unu kaybetmiş olacaktır. Bunun mantıklı
bir açıklaması olamaz.
İşin ekonomi mantığı yönü
böyledir. Bir de hukuksal mantığı var. Kamu kesiminin sahip olduğu varlıklar ya
devlete ait bedelsiz edinilmiş arazi gibi varlıklardır ya da vergilerle veya
bir tekel hakkını kullanarak veya borçlanılarak edinilmiş varlıklardır. Bedelsiz
edinilmiş varlıkların bile bir değeri vardır. Devletin sahip olduğu her varlıkta
o ülkenin yurttaşlarının hakkı vardır. Bu varlıklardan elde edilen kaynakları faizsiz
borç olarak vermek yurttaşların haklarını çiğnemek anlamına gelir. O nedenle
devletin kaynakları ancak fakirlere yardım gibi sosyal projelerde bağış
şeklinde verilebilir.
Özetle söylemek gerekirse varlık fonu
elindeki varlıkları kullanarak düşük faizle borç verip varlığını kaybedecek bir
kurum değildir. Tam tersine varlık fonu varlığını artırarak gelecek kuşaklara
servet bırakmayı hedefleyen bir düzenlemedir. Yani getirinin yüksek, riskin
düşük olduğu alanlara para yatırıp elde edeceği kazançları varlığına katarak
büyüyecek ve gelişecektir.
Yeni Türkiye filan derken Osmanlı’nın
durumuna düşmeyelim. Osmanlı, finansal buluş yapma sevdasıyla Düyun-u Umumiye’nin
eline düşmüş, borçları ödemek de bize kalmıştı.
Not: Bu yazı yazıldıktan sonra Varlık Fonu Başkanı bu yönde demeç vermediğini, basında yer alan bu haberlerin doğru olmadığını açıkladı. Bu açıklamanın sevindirici bir gelişme olduğunu belirtmek isterim. Buna karşılık yazımın yine de ileride oluşabilecek benzer düşüncelere karşı burada durmasında yarar görüyorum.
Not: Bu yazı yazıldıktan sonra Varlık Fonu Başkanı bu yönde demeç vermediğini, basında yer alan bu haberlerin doğru olmadığını açıkladı. Bu açıklamanın sevindirici bir gelişme olduğunu belirtmek isterim. Buna karşılık yazımın yine de ileride oluşabilecek benzer düşüncelere karşı burada durmasında yarar görüyorum.
Hocam, zaten en baştan belliydi bu fonun varlık fonu olamayacağı. Ekonomimiz bütçe fazlası,dış ticaret fazlası vermiyor ve petrol,doğalgaz gibi doğal kaynaklara da sahip değiliz; dolayısı ile Türkiye'de varlık fonu kurulamaz.
YanıtlaSilBence bu hala varlik fonu ama kimin varlik fonu? Sorunun cevabi: sarayin varlik fonu. Denetimsiz, raporsuz istedigine (yandaslara) kredi verebilen bir kurum olmasi istenmisti. Acaba yandaslara verilen sifir faizli krediden komisyon mu alacakti birileri, o da ayrica incelenmesi gereken bir konu. Odeme gunu gelince muhtemelen bu kredilerin bazilari geri odenmeyecekti ve resmen yandaslara bagis yonunde (tabi bagistan komisyon alarak) calisacak bir mekanizmaydi. Bunun boyle olmayacagini kimse iddia edemez ve aksini ispatlayamaz cunku denetleme raporlama filan yok. Birisi resmen TC varliklarindan hem harac aliyor hem de yandaslarini besliyor yani. O birisinin kim oldugunu da biliyoruz zaten.
SilAbdnin kuklasi devletten abdye ayar veren devletiz artik
YanıtlaSilOsmanli torunlari gencleri olarak onurluyuz gururluyuz. Kendi insanimizi dusunuyoruz. Dusundugumuz gibi de tum dunyadaki gariban multecilere sahip cikiyoruz. Hatta onlari kendi insanimiDan daha cok dusunuyoruz ekmegimizi asimizi cebimizdeki paramizi en onemlisi kalbimizi paylasiyoruz. Tum dunydaki yolda kalmislarin magdurlarin abisiyiZ
Oamanli torunu cengiZ agasoylu ceCec
Vay beee helal sana :) İşimize gelmeyince sınır kapılarını açarız diyerek gariban mültecileri çok iyi koruyoruz haklısın.
SilMahfi Hoca'nın blogunda da trol varsa.. osmanlı torunları paris, ingiltere, amerika gibi müreffeh ve medeni ülkelerde yaşıyor. sen osmanlı torunu falan değilsin, muhtemelen osmanlı imparatorluğu'nda bir kapıkulunun belki bir çarıkçının falan torunusun. yani osmanlı dediğin bir ailedir, onlar da basıp gittiler. :)
SilAtıl arazilerin kimlere peşkeş çekileceğinin toplumda daha da fazla hezeyan yaratacağı gibi,atıl alanlarda kurulacak otel,is merkezi,site vb. nedeniyle çevre sorunlarının daha da artiracak olmasınin yaninda ,üzerine elde edilecek gelirin uzun vadede bu fonun zararina neden olacak sekilde kimlere kredi sağlayacağı sorusu,sanki kredi verdikleri sirketler yada girisimciler,ortaya cok buyuk katma deger yaratacakmiş gibi plansiz bir politika.Eger bu ekonomik politikadan vaz gecilmezse,2001 deki krizden daha derin kriz bizi bekler korkarım.
YanıtlaSilOHAL de kriz olmaz,yasaklanmıştır.
SilOhal'in kendisi kriz zaten.
SilHocam faize müdahale edemediklerinden yuksek faizden ticari kesime sübvansiyonlu kredi verecekler, biraz daha borçlanalım...
YanıtlaSilHocam bu gemi buzdağına çoktan çarptı su almaya başladı mı? Buzdağına doğru gidiyor, çarpışma kaçınılmaz mı? Yoksa buzdağı filan yok ben faiz lobisinin veya dolar baronlarının veya avro kontlarının adamı olduğum için olmayan şeyleri varmış gibi gösterip algı operasyonu mu yapıyorum?
YanıtlaSilGemi coktan buz dagina carpti, su aldi batti. Biz buz dagina ciktik naralanip etrafa efeleniyoruz. Buzlar eriyince de...
SilOsmanlilar bize cok sey verdi. Turk milletini bas taci etti. O gunleri ozluyoruz. Niye cunku turk milleti o zaman bolluk bereket gordu o zaman devlet idaresinde bastaci oldu. Anadoluda bostanlar tarlalar costu. Cumhuriyet osmanli miraaini yedi yedi yedi su anda hep o mirasla geldik. Abd kudurdu vizeleri kaldirdi.niye osnanliua donmemizi kisakndi almanya bize muhtac muhtac oldugu icin alam kurt kopeklerini icad ettiler osmanliya karsi cunku korkuyorlardi ama bizim tarihimizde kangal var onu hic hesaba katmadilar. Sivasta kangal uretiliyor ciftlikler var arge merkezleri var.almanin kirma kurtlari var baska da biseyi yok.
YanıtlaSilOsmanlının bize çok şey verdiği doğru. İyisiyle kötüsüyle pek çok şey verdi. Ama Osmanlının Türk milletini baştacı ettiği ifadesi asla doğru değil. Osmanlı kendisini Türk olarak kabul etmezdi. Bu konuda geniş bir literatür var.
SilCumhuriyetin Osmanlı mirasını yediği de asla doğru değil. Cumhuriyet Osmanlı'nın borçlarını ödedi. Osmanlı'dan Cumhuriyete kalan miras artı değil eksidir ne yazık ki.
ABD hakkında söylediklerinize bir şey diyemem ama bence bu sözleri dikkatli kullanmakta yarar var çünkü sonunda ABD bizim dostumuzdur noktasına gelinmesi uzun sürmez.
Hocam adam kangal diyor ona cevap vermek için geçen zamanınıza yazık
SilAslında ona cevap vermiyorum, bildiğini sandığı ve ortaya yaydığı yanlışları düzeltmeye çalışıyorum. Çünkü yanlışlar düzeltilmediği takdirde doğru sanılıp kabul görmeye başlıyor.
SilAbd almanaya ye kafa tutmamiz giclu oldugumuzu gostermez mi? Dis politikada akil almaz bir startejik cesaret ornegi gosteriyoruz. Boyle devam etmeli...derim ben
SilBoyle bir sığırın bu blogu okuması sevindirici.
Silhttps://www.youtube.com/watch?v=-6SpbR3Y0RM
SilAdsız 7.31'in kafa tuttuktan sonra başına gelecekler. Temsili.
Bu blogu belirli bir seviyenin üzerindeki insanların takip ettiğini düşünürdüm ta ki bu yorumu görene kadar. Neyse hiç olmazsa okuyor. Bir kelime öğrense kardır.
SilCeddin deden, neslin baban..
SilO herseyin farkinda. Gercek bir trol. bilerek bu sekilde yaziyor. bu blogu sulandirmak icin yapiyor(lar).
SilTabiri caiz ise.. gaz a gelmeyin.
yazdiklarinin elle tutulur hicbir yani yok. kendisi de biliyor. tam bir provakatör.
Amma sallamişsın.Allahtan tarih diye bir şey var...
SilHocam sabırlar dilerim.
YanıtlaSilHepimize sabırlar dilemekte yarar var.
SilSanki proje siyasiler başka bir proje olan ekonomik yöneticiler tarafından yok olmaları için sabote ediliyorlar.
SilBende sabırlar dilerim
SilBir de Sivas mangal kopegi vardi Hocam. Kofte pisince havlayip haber veren. Alman iste onu hic hesaba katmadi dagildi resmen adamlar. 2. Dunya savasindan hiper enflasyonla ciktilar neden ? Yuksek faiz yuzunden. Hitler' in silah fabrikalari ponzi semasiydi Stalin bunu soyleyince gercek ortaya cikti bittiler. Oh.
YanıtlaSilHadi al kangalını çık bi çayıra orda koştur koştur dur!! Bazen de "bittin sen Alamanya,Ameriha,İsrayel" diye çığırmayı da unutma! Sonra yine koştur koştur dur.
Silbu zevat a cevap vermeyin. bilerek yapiyor. bagirdigi cagirdigi ülkelerden birinde yasiyor.
Silkendini akilli ve Uyanik saniyor. aklinca herkesi gaza getirdigini saniyor. verilen her cevap amacina ulastiracak.
hocam norveç varlık fonu 1 trilyon dolar büyüklüğüne erişmiş. Norveçliler bu 1 trilyon doları mesela önümüzdeki yıl hepsini devlet eliyle şirketlere vatandaşlara dağıtsa ülke ekonomisi büyüklüğü bizi rahat geçmez mi ? mesela zararları ne olabilir. beyin jimnastiği yapmak için sordum hocam.yoksa öyle birşey yapmayacakları aşikar
YanıtlaSilNorveç’in toplam milli geliri 300-400 milyar dolar . 1 trilyon dolar dağıtsalar Norveç’in enflasyonu %1000leri geçer Venezuellayı bile sollar. İnsanlar ellerine dünyanın parası geçtiği için bir daha çalışmazlar. Kısaca Norveç ekonomisi küçülür bir daha da kolay kolay kendine gelemez.
SilNorvec ve Norvecliler gerizekali mi bu parayi paylassinlar. adi üstünde varlik fonu ve amaci gelecek nesillerini Garanti altina almak.
SilGünü kurtarmaya calisanlar ancak bu varliklari harcar.. bir de g..ü kurtmaya calisanlar.
1 trilyon dolar fonun kasasında nakit olarak duruyor değil. Bir kısmı yurt içinde portföy yatırımında kullanılmış, kalanı da yurt dışında değerlendiriliyordur.
SilNakte döneyim dediği anda, bu operasyonun sonunda 1 trilyon USD elde ederler mi orası meçhul.
Ayrıca bu konuda uzmanlaşmış bir kurumun bu parayı değerlendirmesi ile, bu konulardan uzak kişilerin değerlendirmesi bir olmayacaktır.
Hollanda hastalığı denen şey olur, orta vadede ekonomik durumları kötüye gider. Reel sektör tarumar olur.Bu fonların amaçlarından biri de bu duruma düşmemektir.
SilSayın Eğilmez, Türkiye ekonomisine dair Uluslararası kuruluşların raporlamalarında, olumlu ve pozitif değerlendirmeler söz konusu olunca onları görmemezlikten geliyorsunuz.Türkiye ekonomisine dair,Ege Cansen' in bugünkü yazısının bir bölümünü alıntılıyarak değerlendirmenize sunuyorum.Umarım yayınlar vede değerlendirirsiniz.
YanıtlaSil#Son birkaç günde olanlar gösterdi ki; Türkiye'nin bugün karşı karşıya kaldığı sorunların kaynağı, iktisadi değil siyasidir. Cumhuriyet döneminde yetişmiş, bilimsel düşünebilen, önemli bir kısmı laik, becerikli ve üretken insanlardan oluşan yeterli büyüklükte bir “beşeri sermaye”miz var. Zaten bir ülke, önce insan, sonra toprak demektir. Mali açıdan zaman zaman krizlere girse de Türkiye ekonomisi kendi çapında sağlamdır. Tabii ki bir Almanya veya Kore değiliz. Müslüman bir milletten bundan daha fazlasını beklemek haksızlık olur. Aklınızda kalması için vurgulamak istiyorum. Türk ekonomisi, milli gelirinin kabaca yüzde 4-5'i kadar “dış açık/cari açık” veriyor. Bu, tüketim ve yatırım harcamalarımızın yüzde 96'sını kendi yarattığımız kaynakla finanse ediyoruz demektir. Öyle, dendiği gibi, üretmeden tüketmiyoruz. Kaldı ki; yüzde 4-5 açığın yarısı da yurtdışına yollanan veya kaçırılan “yurtiçi” kazançlardır. Geriye kalan açık olmasa da olur#.
Sayın Ali Hakan, iktisadi ya da siyasi sorunu kim çıkartıyor? Mesele o. Sorunları yaratan biziz. Belki şu anki sorunu biz yaratmamış olabiliriz ama bir adım geri gittiğinizde bugünkü soruna yol açan dünkü sorunu yaratan biziz. Öte yandan müslüman bir milletten bundan fazlasını beklemek niçin haksızlık olur onu anlayamadım.
SilBen de anlamadım hocam müslüman bir milletten daha fazlasını beklememenin neden haksızlık olacağını . Hristyanlıktaki gibi ticareti ya da kazanç peşinde olmayı lanetlememiş aksine teşvik eden bir dine mensup bu milletten daha fazlasını beklememek haksızlık olur açıkçası . Bununla çok ilgili olmasa da şunu sormak isterim hocam sizce talep arttığında fiyatların yükselmesi fırsatçılık mıdır? Mesela yağmur yağdığında 5₺ olan şemsiyenin 10₺ satılması ya da sezonda otel fiyatlarının ölü sezona göre 5 katı fiyatla satılması ya da uçak biletlerinin tatil bayram zamanları çok pahalanması, bir de kişiye göre fiyatlandırma var ( first degree price discrimination ) .Bunların hepsi satıcının karını arttırmaya yönelik uygulamalar ve piyasayı bir mezat gibi görürsek toplam refahı artırır( yani mal ya da hizmet en çok ödemeye razı dolayısıyla en çok değer verene gider ) ama fırsatçılığın çoğu din ve yaşam felsefesinde aşağı görüldüğü düşünülürse piyasa sisteminin temelini oluşturan fiyatların belirlenmesinde bu kadar etkili olan ( insani ) özelliğimizi ahlaki olarak siz nasıl değerlendirirsiniz .
SilBence talep arttığında fiyatın artması gayet normal bir durum ve ahlaka da ayrı değil. Piyasada dengeyi sağlayacak bir unsur. Fiyat arttığı zaman anormal kar elde edebilirler. Ama bir de fiyatın aramadığını düşünün. Mesela bayrama yakın uçak biletleri talebi inanılmaz artıyor. Havayolu şirketi fiyatı artırmazsa tüm talebi karşılayacak kadar koltuk yok. Bu sefer koltuk bulmak tam bir şans işine dönüşür. Dengeyi sağlayacak fiyat sistemidir.
SilMahfi hocam,
YanıtlaSiltasarruf acigi var, dis ticaet acigi var, cari acik var, butce acigi var, ve baska aklima gelmeyen tum onemli kalemlerde acik var...
peki neyin fazlasiyla kuruldu bu "fon"?
hangi net varlikla kuruldu bu "fon"?
Bunu gerçekten ben de merak ediyorum..
SilBen bu soruları fon daha kurulmadan önce sormuş ve yanıt alamamıştım.
SilBu fon cesaret ve aymazlik fazlasiyla kuruldu. Cahil cesareti ve ben yaptim oldu aymazligi fazlasi ile.
SilBirkaç ay içinde İstanbul Kanal Projesi'nin de temelini atacakmış bu milli felaket hükümeti..Bunlardan herşey beklenir.
YanıtlaSilKanal Istanbul projesinin gercek amacini ögrenmedikce bu tür uygulamalara alkis tutmaya devam edecegiz.
SilHocam hakkaniyet adına burada her türlü yoruma izin veriyorsunuz. Bu takdire şayan bir davranış. Ama bu arkadaşlar sizin zamanınızı olduğu kadar, sizin yazılarına ve yapılan gerçek yorumlara değer veren okuyucularınızın da zamanından çalıyor.
YanıtlaSilGülü seven dikenine katlanır. Çok teşekkürler hem bu blog için hem emeğiniz için.
Evet ama sabırla anlatalım ki belki bir şeyler öğrenirler.
SilSabırla anlatmak işe yaramıyor zira akılları kirada.Ne zaman ceplerinden adamakıllı para çıkmaya başlar veya ceplerine gelen yemler kesilir işte o zaman kiraladıkları akıl devreye girer ve anlarlar ama o zaman bizde bedeli ödemiş oluruz.
SilHocam halen varlık fonu denetim raporunu yayınlamadı; bu da usulsüzlük yaratmıyor mu?
YanıtlaSilBenden başka yazan oldu mu bilmiyorum. Ama eğer bir toplum, kamuoyu ortak malvarlığına sahip çıkmazsa yapılacak fazla da bir şey yok demektir.
SilMahfi Hocam,
SilSizden başka konuyla ilgili durumu yazanın olmaması biraz değişik. Sizin sesiniz de bu kadar çıkıyor, yapacak bir şey yok. En azından birileri sizin sayenizde burada ne olup bittiğini öğrenebiliyor.
Biraz konu dışı gibi görünse de Şu altın tahvili çıkartan Ziraat Bankası'nın Varlık fonunda olmasından da hareketle bir soru geliyor aklıma: Mesela bazı vatandaşlar 100 ton altın getirip altın tahvili aldı, ve bazı vatandaşlar da mesela 50 ton altın karşılığı TL ödeyerek Altın tahvili aldı...Askeri harcamalarımız var..Para bassan, enflasyon vergi salsan 2019'da oy kaybı..Şu durumda, elimizde 100 ton altın, 50 ton altın karşılığı TL vatandaşların elinde de 150 ton karşılığı Altın tahvili olacak..Ve mesela TOKİ Veya Emlak GYO ortaklığındaki projelerden, altın tahvili getirerek ya da buna dayalı finansal araçlar karşılığı konut alanlara faiz avantajı ve/veya peşin ödemede indirim avantajları falan diyerek altın tahvilini teşvik ediyor olalım...Şu durumda, bunu nasıl yorumlarsınız hocam?:):)Uçmuş olabilirim ama, ki bu kuvvetle muhtemel:), Bence Türkiye'de 3 para birimi üretilebilir..1-) Devletin parası; TL 2-)Halkın parası; Altın Tahvili 3-)Elit para; birden fazla ülkenin ortak varlık fonlarına dayalı dijital para sistemleri:):)Diğer tarfatn piyasada ki 150 ton kaşılığı kağıt aracılığı ile elmizde 100 ton altın 50 ton karşılığı para da miktarı ile orantılı olarak risk primimizi düşürücü etki yaratmaz mı?..2000 ton yastık altı altından deniyor..150 den hesap etsek 300 milyar TL...Eğer zamanında idare İMar BAnkası örneğinde olduğu gibi; ANAYASAYA açıkça aykırı kanunlarla, devlet garantisindeki mevduatlara el koymaya kalkmasaydı (AYM kanunları iptal ettiği için bu yapılamadı ama birr sürü mağdurun parası 4 yıl falan bloke oldu) bu gün altın karşılığı tahvile vatandaşın teveccühü daha yüksek olurdu kanımca...2000 ton yastık altının 100 tonu bile gelse öpüp başa koymalı kanımca:):)Türkiye şartlarında; Dünyanın her yerinde geçerli taşşş gibi altını getirip karşılığında kağıt almaya özendirecek güven iklimi çok güneşli olmasa gerek
YanıtlaSilVarlık fonu tarafından bakarsak, fonun kaynaklarını çeşitlendirici genişletici bir etki yaratsın diye düşünülmüş olmasına da şaşırmam doğrusu...Fakat; Ve Mesela olacak şey değil ya:)...Herkes aynı anda "ver bakiiim altınlarımı" dedi:):)..Hoş o raddeye gelindiğinde dese ne yazar ya:):):)Bretton Mehmet sistemi nereye evrilir? o da ayrı bir konu...:):)
SilSon çıkan altın tahvillerinden bahsediyorsanız TL getirerek alamıyorsunuz. Muhakkak altın olacak. Amaç yastık altı altınları sisteme sokmak.
SilBu altın tahvillerini aldıktan sonra istediğiniz bir zamanda bozdurabilirsiniz ama vadesinden önce çekildiği için altın olarak değil, altının o günkü TL karşılığını alabiliyorsunuz. Ancak vade sonunda fiziki altın olarak alabiliyorsunuz.
Bretton Mehmet sistemi ilk önce BES sisteminin cayma oranının yüzde 10-20 olarak öngörüp ama sonuçta yüzde 60 çıkmasının hesabını ortaya koymalı.
Diğerlerine göre tahmin edilmesi çok daha kolay olabilecek cayma oranı konusunda bu kadar sapmanın çıkması tartışılmaya değer bir konu. Bu hesabı da biz yapmadık. Kim yaptı, ekonomimizin en üst yönetimi yaptı.
O yüzden BES karnesine bakarak Altın Tahvili konusunda pek ümitli değilim.
Gelecekte bu tahviller para karşılığı da satılmaya başlanır mı?..Kendi adıma bunu şaşırtıcı bulmam...Şimdilik Kayıt düşmek için yazıyorum:):)Keza BES'teki cayma oranını da değindiğiniz gibi şaşırtıcı bulmuyorum...Sebeplerinden biri yukarıda dikkat çektiğim finans ve hukuk ile ilgili konular olmakla beraber bir diğeri ise...Rahmetli babamın bana verdiği bir nasihat olsa gerek...Derdi ki: "OOolllm... bi kızı ayarlamak istiyorsan, git kendin konuş..Araya aracı koyarsan, kızı aracıya kaptırırsın":):)Şimdilik bu altın tahvilleri bir test alanı olarak görüyorum..ilgi ve talebe göre nereye doğru evrilir...merak da ediyorum:):)
SilBen de şaşırtıcı bulmuyorum, ama üst düzey yönetiminin bu konuda isabetli bir öngörüde bulunamamasına dikkat çekiyorum. Yoksa otomatik katılımda yüzde 40 lık kalma oranı (bardağın dolu tarafı) da iyi bir orandır. 2017 de değil 2016 yılında çıksaydı cayma oranı daha düşük olabilirdi.
SilBu blog kamu yararına kuruluş gibi çalışıyor.
YanıtlaSilYorumcular da çok katkıda bulunuyor sağ olsunlar.
Silhttps://tr.sputniknews.com/ekonomi/201710121030550905-imf-zengin-ek-vergi-onerisi/
YanıtlaSilMahfi Hocam, Türkiyede uygulanabilirliği var mıdır?
Önemli olan demokratik, laiklikten yola çıkıp ileri demokrasi ile taçlanaraktan, uçaraktan gitmemiz. Ha nereye gitmemiz, orasını bilen bilir. Dolar misal bugün 3,68 yarın bakıyorsun 3,48. Bu ne demek. Dolar'ın bir alıcısı bir satıcısı var. Demekki ekönömi canlı capscanli. Şimdi burada kalkıpta keleğin fiyatı 3 kuruştan 5 kuruşa çıktı diye enflasyonun sepetinde delik var diyen arkadaşlar, otursun kendi deliklerine, delik çoraplarına baksın. Ayıptır günahtır. Ekonomi 10,5 numara, serbest hemi de.
YanıtlaSilAnlıyorum farklı görüştekilerle onların görüşündeymiş gibi yaparak dalga geçiyorsunuz ama bunun yeri bu blog değil.
SilMaalesef bu tip insanlardan Ülkemizde çok var. Reyiz RT Erdoğan'ın bağnaz itaat çıları, biat çıları. Bu tip insanlarımızdan Ülkemize hiç fayda gelmedi, aksine çok zarar geldi. Keskin sirke küpüne zarar verir hesabı. Bunların yerine Fikri HÜR, irfanı HÜR, vicdanı HÜR insanlarımız gelmedikçe kaos içerisinde bir Orta Doğu Ülkesi olmaktan kurtulamayız.
SilYorumlar kısmının bir nebzede olsa trollerden temizlenebilmesi için anonim yanıt seçeneğini kapatmanızı rica ederim.
SilDiğer seçenekler de aslında anonim. Neyi engelleyeceksiniz? Adsız yazmayacak sadece. Ama düşünün, trol yazanlar bir kişi ise, samimi düşüncelerini paylaşanlar 100 tane. Asıl engellenecekler onlar olacaktır. Ve en önemlisi de çeşitliliktir. Engellemeyi düşündüğünüz kişilerinde bu düşünce ekosisteminde yeri olduğunu düşünüyorum. Neyin yeni fikirlere yol açtığını bilemezsiniz. Belki böyle bir 'dürtme' sizi ateşleyebilir, yeni bir fikrin doğmasına yol açabilir. Bir de bu açıdan düşünün.
SilSonuçta her yorumu okumak mecburiyetinde değilsiniz.
Hocam öncelikle iyi günler değerli bilgileriniz için teşekkürler, sizce kamuda özel yönetim tekniklerine geçilmesi 'hukuk' kavramının sözde olduğu bir devlette liyakatsızlıklara yol açmaz mı?
YanıtlaSilTrump yönetimine bir bakın isterseniz sorunuzun cevabı için .
SilSayın Eğilmez, Varlık fonu için Ekonomik ve Hukuki açıdan değerlendirme yapıyorsunuz. Esas değerlendirmeye alınması gereken SİYASİ açıdır. Ülkemizde yapılan her şey maalesef hep SİYASİ (Siyasal İslam) açısından olmaktadır. Bütün alanlarda bir adım dahi ilerleyemememiz bu sebeptendir.
YanıtlaSilO yüzden din, siyasetin içinde olmasın diyoruz. Dinini yaşamak isteyen yaşıyor zaten. Bunu siyasetin içine koyunca insanlar bunu kıstas alarak oy veriyor. Dini bilmedikleri için de sectiklerinin yaptiklarini da anlamiyor. Ben aza kanaat edeni gormedim simdiye kadar.
SilBatililardan duydugunuzu, isin aslini bilmeden tekrarlamayin. Bunu aydin, karanlik herkes yapiyor gercekten ulkenin entellektuelliginin bu kadar geri kalmasi utanilacak bir durumdur.
SilSiyasal Islam diye bir kavram kabul edilemez. Islami teror gibi sacma sapan bir tabir. Bu kavram batililarin uydurdugu (political islam) ve esas anlami Islam'in bir din olmadigi, bizzati siyasal bir akim oldugudur. Bu propaganda sayesinde, ornegin Almanlar'in gecmiste Yahudi'lere yaptiklari gibi Muslumanlara da dinlerini ozgurce yasama hakkini ellerinden alma imkani elde ediyorlar. Cunku din ve vicdan hurriyeti cok evrensel bir haktir, fakat Islam "bir din olmadigi icin", ozgurce yasanamaz, pratik edilemez. Siyasal Islam lafinin altinda yatan budur. 40-50 yillik mazisi olan bir seyi, bizim Musluman toplumunda agiza sakiz etmek de, kavramlari bilmeden kullanma aliskanligimizin trajik bir ornegini olusturuyor.
Eğer camilerde siyaset yapılıyorsa bu siyasal islamdır bu kadar basit.
SilAdsiz 22:19, cami'lerde tabi ki siyaset yapilir. Insanin oldugu her yerde siyaset yapilir. Siyasetin ne anlama geldigini de bilmiyorsunuz herhalde. Insan ulke meselelerini her yerde konusur, paylasir, bunu yapmalidir da. Sapla samani birbirine karistirmayin. Siyasal islam diye kullandiginiz tabir, bu soylediginizin cok disinda.
SilKonu dışı yorum yazdığım için öncelikle özür dilerim. TCMB'nin yayınladığı tedavüldeki banknot raporunda nasıl oluyor da küsurat olabiliyor? Örneğin piyasada 226.099.863,5 adet 5 TL, 725.251.843,5 adet 100 TL var imiş??? http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/97287bca-188e-4b37-ad37-fa2c58a803a2/Tedav%C3%BCl_t%C3%BCrk%C3%A7e+%283%29.pdf?MOD=AJPERES&CACHEID=ROOTWORKSPACE-97287bca-188e-4b37-ad37-fa2c58a803a2-lXt01JE
YanıtlaSilBasimin yarisindaymis, iki saat sonra tam sayi olur :)
SilLatife bir yana dogru bir soru tabi ki.
Enteresan bir durum degil mi?
SilMerhaba hocam
YanıtlaSilEkonomi politikasi kitabinizi okuyordum.
Bankalarin reeskont kullanmasi bana pek mantikli gelmedi. Sonucta istediklerinde merkez bankasindan borc alabiliyorlar.
Reeskont kullanmanin avantaji nedir?
Tesekkurler
Birincisi bu işlemi bankalar yapmak zorundadır. Mesel bir tüccar olduğunuzu düşünün paraya ihtiyacınız var, merkez bankasına gidip iskonto ettiremezsiniz ki. Bu işleri banka yapar. Ayrıca MB'ler reeskont faizini değiştirip piyasayı etkilemeye çalışabilir. Böylece bankalar daha ucuza kredi bulma şansı edip bunu kredi faizlerine de yansıtabilir.
SilHocam iyi günler, birkacgündür merak ettigim bir konu var.Nakitsiz veyahut düsük nakitli bir ekonominin avantajlari dez avantajlari nelerdir bugunku bulundumuz durum icerisinde. Ornegin, 100 lira ve ustu banknotlar kullanimdan kaldirilsa,kayitsiz ekonomi azalir mi?enflasyona nasil bir etkisi olur? Hizmet sektorune bagli GSMH'miz yükselir mi? Saygilarimla
YanıtlaSilEmeğiniz için teşekkür ederim hocam. Sanırım artık ekonomi de sona geldik. Az önce saray ABD ye size muhtaç değiliz diyerek çıkıştı. Yıllardır adamlardan dış borç alıp, şimdi bu çıkışı yapmak, yakın zamanda bizi Venezuela ya döndürecek sanırım. (yılmaz özdil al sana başkanlık yazısında Venezuela yı detaylı anlatmış) merak edenler için. Saygılar hocam. Kaleminize yüreğinize sağlık.
YanıtlaSil1) Kısa vadeli dış borç stoku 108, bir yıldan az vadeli kısa vadeli dış borç stoku 170 milyar dolar. Aradaki 62 milyar dolar vadesi gelen ama uzun vadeli olarak alınan dış borçları mı gösteriyor?
YanıtlaSil2) Önümüzdeki bir yıllık dönemde cari açığı da iyimser olarak 30 milyar dersek toplamda 200 milyar dolara ihtiyacımız var. Şimdi burada benim kafamı karıştıran konu şu: ödemeler dengesinde finans hesabında bir yılda ortalama 20-30 milyar dolar para giriyor net hata noksanı da eklersek bu parayla cari açığı anca kapatabiliyoruz. Geriye kalan 170 milyar dolarlık para nasıl bulunuyor, dışarıdan borçlanılır denilirse bunlar zaten ödemeler dengesi rakamlarında gözüküyor. Ödemeler dengesi rakamlarıyla cari açığı anca kapatabiliyoruz rezervler de zaten ya fazla ya açık veriyor? Geriye 160-170 milyar dolar para kalıyor. Bu para nasıl bulunuyor hocam?
Adsiz 16:32, yeniden borclaniliyor. Bir nevi borc borc ile odenmis oluyor ama faizler dusuk oldugu muddetce sorun olusturacak bir sey degil. Bankadan 10% ile borclandiginiz dusunun. Buna borc cevirme, borc yeniden yapilandirma vs. deniyor. Cok da zor olmuyor.
Sil170 milyar içeriden mi borçlanılıyor?
SilAdsiz 18:47, 10% ile olan cumle yarim kalmis. Eger disaridan bulunamazsa iceriden borcun faiz kismi kadari disaridan borclanilabilir. Ama genellikle disaridan tekrar borclaniliyor. Aslinda buna pek borclanma denemez, borc cevirmesi yapiliyor.
SilBorc yuku farkli sekillerde hesaplanir, bunlarin en etkilisi "geliriniz ile borcun faizini kac defa odeyebileceginiz" dir. Yani 100 lira geliriniz var, 100 lira da borcunuz var, buna 1 lira faiz veriyorsaniz borcunuzun faizini gelirinizle 100 kat odeyebiliyorsunuz demektir. Bu durumda size 100 lira daha borc verse ayni kurum, 2 lira faizi rahatlikla odersiniz.
Faiz boyle lanet bir seydir, borcunuz sabit kalir, ama siz surekli borcunuzdan daha fazla para odersiniz. Surekli daha fazla borclanmanizin yolu sonuna kadar aciktir. O 180 milyar lirayi verenler zaten 180 milyar'i odemenizi istemiyor, onlar kendi tabirleri ile "para" satiyor, ve "satilan mali geri almak" istemiyorlar. Mal sizde dursun, siz faizini verin, onlar bundan fazlasiyla memnunlar.
Faizin dusuk kalmasi ile bu sistem mumkun, ancak faizler artar, ve siz borcunuzun faizini dahi karsilayamayacak duruma gelirseniz iste isler o zaman degisiyor.
Hocam emeğinize sağlık blog sayesinde farkındalığımız artıyor.
YanıtlaSilhocam sizin ders verdiğiniz öğrencilerle sınırlı olmak üzere;
YanıtlaSil- son 4 seneyi kıyaslarsanız yeni gelen öğrenci profilini nasıl tanımlarsınız?
- mezun olan öğrenci profilini nasıl tanımlarsınız?
hocam sizin ders verdiğiniz öğrencilerle sınırlı olmak üzere;
YanıtlaSil- son 4 seneyi kıyaslarsanız yeni gelen öğrenci profilini nasıl tanımlarsınız?
- mezun olan öğrenci profilini nasıl tanımlarsınız?
Degerli Hocam % 100 Dogru söylüyorsunuz. Daha ne denebilir.? bundan gayri nasil izah edilebilir?
YanıtlaSilBunlarin, hem de en üst telden Ülke kadinlarina seslenip, yastik altindaki altinlarin faydasi yok cikarin ve bozdurun demeleri bosuna degil.
Amaci disinda kullanilacagi belli olan varlik fonu dedikleri olayin kullanimi da bunu gibi birsey anladigim kadariyla. Amaci ve varligi disinda yine har vurup harman savuracaklar.
Anladigim baska bir sey de, Denizin bittigidir. yapacak baska seyleri kalmadi. 15 yilda ülkenin temel diregi varliklarini sattilar yerle bir ettiler. iktisadi acidan o Kadar zor durumdalar ki normal yollardan cikis yolu yok. bunu kendileri de biliyor.Ali Cengiz oyunlarina döndüler.. süslü ve zengin cümleler ile allayip pullayip satacaklar bu korkunc durumu. nasilsa hala alicilari var.
Göreceksiniz yandas medya yakinda cigirtkanliga baslar.. Müjde Müjdeee.. hükümet dügmeye bastii.. Milletin bekledigi haber geldiii..
Allah sonumuzu hayir etsin diyecem..
Bu akilsiz topluma niye yardim etsin düsüncesi agir basiyor.
Hocam Tüik'deki milli gelir hesaplarında milli gelir üç yöntemle de aynı çıkıyor. Ama ABD'de GDP ve GNI ufak da olsa farklı rakamlar veriyor. Bunun nedeni onların istatistiksel hesapları daha iyi ve ayrıntılı yapması mı?
YanıtlaSil
YanıtlaSilAkıl alır şey değil.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Metin Topuz’un Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı işlenen bir suçla ilgili olarak Türkiye Cumhuriyeti makamları tarafından tutuklanması, Türkiye Cumhuriyeti’nin ABD’ye verdiği hangi taahhüde aykırılık teşkil ediyor? ‘Sizin bünyenizde çalışan ve diplomatik dokunulmazlığı olmayan kendi vatandaşlarımı da her türlü cezai takibattan muaf tutacağımı taahhüt ederim’ mi demiş Türkiye Cumhuriyeti?
Hocam, anladığım kadarıyla devlet gelecekte daha refahı yüksek bir ülke yerine bugünü kurtarma peşinde. Çünkü bu gün varlar ve yarınlarda büyük ihtimalle başkaları olacaklar. Bu gün kemerleri sıkıp geleceğe yatırım yaparak refahı yüksek bir ülkenin alternatif maliyetinden vazgeçerek bugün refahı daha yüksek bir ülkeyi tercih ediyorlar.
YanıtlaSilYazı için teşekkürler hocam.
YanıtlaSilBahsedilen nitelikli yatırımlar kamu eliyle yapılacaksa ve Fon'un,âtıl arsa ve borçlara değerinde karşılık alınacaksa bunda bir sakınca görmüyorum.
Kamu tarafından bu fondan alınacak sıfır faizli kredi bütçeden transfer gibi olduğu için crowding out etkisi de oluşmaz. Haksız mıyım?
"Fon" sadece kamu kurumlarina mi kredi verecek ve yatirimlar sadece kamu kurumlari tarafindan mi yapilacak? Oyle bile olsa bu nihai olarak ozel sektore verilen ihale bedellerinin odenmesi anlamina gelmeyecek mi?
YanıtlaSilKredi fiyatlamasi zaten yapimiyor, sifir faiz, ama kredilerin risk analizini kim yapacak ki yatirimlarin "nitelikli" olduguna karar verilecek?
hersey kamu 'ihale'siyle yaptirirsa bundan daha buyuk crowding out ne olabilir ki?
Evet genelde YİD ya da Yap işlet vb. modeller kullanılıyor ancak nitelikli yatırımlar,mesela milli savunma, için bunu kamu kesimi bağlı, ilgili vb. Kuruluşlarla yapabilir.
SilKamu hizmetinin niteliğini kredi fiyatlandırması belirlemez efendim. Öyle olsay elektrik üretmek için aldığımız doğalgaz ve petrol fiyatları yükseldiğinde bu alımları durduracak miyiz? Kamu hizmetinin niteliğini daha çok hizmetin gerekliliği belirler.
Crowding out, kamunun yatırım yapmasından ziyade iç piyasadan(kamu dışı) borçlanması sonucu faizlerin yükselmesi ve özel kesimin yüksek faizden kredi kullanamaması. Bu açıdan bakıldığında kamu bu kaynağı özel kesimden değil yine kamuya ait bütçeden kullanırsa bu dışlama ortaya çıkmayabilir. Tabi hocam daha iyi bilir.
sanirim temel bir konuda anlasamiyoruz efendim. bu kredilerin tamamiyla yol su elektrik uretimi mi yapilacak ya da milli guvenlik harcamasi mi yapilacak? hic sanmiyorum, butuk ihtimalle dogrudan kar amacli, ihaleyi alanin ihya edilecegi isler yapilacak. burda anlasirsak gerisi zaten kendiliginden gelir.
Silcrowding out'a gelince, soylediginiz teorik tanimi (yuksek degil dusuk faizden kullanamamasi olacak bu arada, sanirim dalginliginiza geldi). ama uygulamada sen butun isleri kendin yapip fiyatlari (faizi) de kendin belirlersen uygulamada ayni sonuca varirsin, likiditenin tamami sende, fiyati sen belirliyorsun. daha nasil crowd out edilsin ozel sektor (secilmis oyuncular disinda tabi)
hocam prf.Acar Baltas ıle ıs yasamında tanısdınızmı.Sızın kusaktan oldugu ve cok sey ogrendıgım bılım adamı.
YanıtlaSilHocam sizin yazılarınızı okuyunca insan ülkesi adına çok üzülüyor.Yagma hasan in böreği gibi bu ülkeye yazık ediyorlar.Secim kazanmak buna yetiyor.Hukuk devleti olmak zorundayız.Ve bunu başarmak zorundayız.
YanıtlaSilÕncelikle bu faydali blog için teşekkür ederim. Belirtmek istediğim bu sistemin komple değişmesi gerektiği yoksa birileri birilerini sömürmeye, diğerlerinin yaşamlarını mahfetmeye devam edecek, peki sistem nasıl değişir? Bu teknolojiyi kullanarak devlet yönetimine halkında katılımının sağlanmasıyla olacaktır yani örnek verecek olursam e-devlet adında zaten bazı devlet kurumlarına ulaşılabilen bir sistem var ve neden meclis, bakan vs yetkililerin aldığı kararlar e-devlet sistemi üzerinden oylamaya sunulmasın? Her vatandaş bu sisteme vatandaşlık numarası ile giriş yapıp çıkacak olan yasalara devletin alacağı kararlara olumlu yada olumsuz oy vermesin? Böylelikle devletin aldığı her karar ve uygulamada halkın iradesi ne kadar destek veriyor ortaya çıkacaktır ve bu sonuçların yaptırımıda olursa yani çıkan kararlara göre devlet hareket ederse bu gerçek manasıyla halkın devlet yönetimine katılımını sağlamış olacaktır. Burdan Mahfi beye şunu sormak isterim, sizce böyle bir sistemle devlet ve dolayısıyla millet daha sağlıklı yönetilmiş olmazmı? Teşekkürler
YanıtlaSil