Türkiye Sıcak Parayı Nasıl Çekiyor?

Türkiye’ye ihracat gelirleri, turizm gelirleri gibi kanallarla giren dövizler dışındaki döviz girişleri nereden kaynaklanıyor? Bu sorunun yanıtı doğrudan yabancı sermaye girişleri ve portföy yatırımı girişleri olarak verilebilir. Yılın ilk 6 ayı itibariyle doğrudan yabancı sermaye girişleri toplamı 4,9 milyar, portföy yatırımı girişleri toplamı da 17,6 milyar Dolar. Demek ki 2017 yılının ilk 6 ayında Türkiye’ye yatırım amacıyla gelen toplam 22,5 milyar Doların % 78’i sıcak para, yüzde 22’si ise doğrudan yatırım amacıyla gelmiş. Sıcak para niçin Türkiye’ye bu kadar hevesle geliyor? Bu soruyu yanıtlamaya çalışalım.

Sıcak para, tanımı gereği, yüksek getiriden yararlanmak üzere risk alarak gelen, risklerde artış hissettiği zaman kazancını alıp çıkan para olduğuna göre bu tanımın Türkiye’deki yansımasına bir bakalım.


2016 Sonu
Eylül 2017
CDS Primi
273
164
Gösterge Faiz (%)
10,63
11,65
USD Kuru
3,52
3,39

Tabloya göre yabancı yatırım fonu için 2017 yılında Türkiye’de ideal sayılacak bir durum ortaya çıkmış. Risk primi düşerken Dolar kuru da düşmüş ve buna karşılık faiz artmış. Amiyane deyimle tam anlamıyla çifte kaymaklı ekmek kadayıfı denilen durum oluşmuş. Dolayısıyla parasını Türkiye’ye getirip tahvil alan ya da TL mevduata yatıran yabancı, hem yüksek faizden hem de TL’nin değer kazanmasından çift taraflı kazanç elde etmiş.

Bunun nasıl olduğunu bir örnekle açıklayalım.

Diyelim ki yılbaşında kur 3,52 ve tahvil faizi yüzde 10 (net) iken bir Amerikalı yatırımcı Türkiye’ye 1 milyon Dolar getirip TL’ye çevirerek elde ettiği (1 milyon Dolar x 3,52 =) 3.520.000 TL’yi tahvile yatırmış olsun. Tahvil faizinin değişmediğini varsayalım. 10 Eylül 2017 itibariyle 250 günlük sürede bu paradan elde edeceği faiz (3.520.000 x 0,10) / 360 x 250 =) 244.444 TL olur. Anapara ve faiz toplamı (3.520.000 + 244.444 =) 3.764.444 TL eder. Bunu bugünkü kurla Dolara çevirirsek (3.764.444 / 3,39 =) 1.110.455 Dolar buluruz. Demek ki bu Amerikalı yatırımcı, 2017 yılının ilk 250 gününde Türkiye’de tahvilde tuttuğu 1 milyon Dolarını 1.110.455 Dolara çıkarmış oluyor. Demek ki 2017 yılının ilk 250 gününde 1 milyon Dolarını Türkiye’de tahvile yatıran bir Amerikalı bu yatırımından (110.455 / 1.000.000 =) % 11 faiz geliri elde etmiş olur. Bunu yıllığa çevirirsek (360 x 11 / 250 =) yüzde 15,8 faiz oranı buluruz. Amerika’da yıllık enflasyon oranı yüzde 1,5 dolayında olduğundan bu nominal faiz kazancı kabaca yüzde 14 reel faiz kazancına denk gelir. Bu Amerikalı parasını Amerikan Hazine Tahviline yatırsa yıllık reel faiz kazancı eksi olacaktı (1 yıllık tahvilin faizi yüzde 1,20.)

Bu hesap, sıcak paranın niçin Türkiye’ye geldiğini anlatmanın yanı sıra TL’nin niçin değer kazandığını da açıklıyor. Yüksek faiz yabancı fonları sıcak para olarak çekiyor, bir yandan Trump’ın katkısıyla bir yandan da döviz girişi arttıkça USD kuru düşüyor, döviz bollaşıp kur düştükçe CDS primi de düşüyor. Birbirini besleyen bir süreç çalışıyor. Türkiye’ye bol döviz girişi iyi bir durummuş gibi gözükse de bu dövizleri getirenlerin sonuçta üzerimizden inanılmaz oranda para kazandığını gözden kaçırmamak gerekir. Türkiye, sıcak paraya dünyanın en yüksek bedelini ödeyen ülkelerden birisi konumunda bulunuyor.     

Aslında bu durum övünülecek bir durum değil, son derecede üzücü bir durumdur. 

Yorumlar

  1. Ekonomisini böyle döndürebilen ülke/ülkeler var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın Eğilmez,18 Haziran 2017 Pazar;" Pastırma Yazı" başlıklı yazınız son parağrafı aşağıda.
      "İşte bunun için bizim gibi ülkelere bu aralar fon yağıyor ve bu sonbahara kadar sürecek gibi görünüyor. Sonbahara kadar sürecek olması o tarihlerde (muhtemelen Ekim gibi) Fed’in bilanço küçültme amaçlı olarak tahvilleri verip paraları almaya başlayacak olmasına ilişkin tahminlerden kaynaklanıyor. Aylık 10 milyar Dolarlık miktarlarla başlayacak olan bu küçülme operasyonu, başlangıçta çok sert etkiler yaratmasa da aylık miktarlar arttıkça bizimy gibi dış kaynak bağımlısı ekonomiler için havanın giderek soğuyacağı günler başlayacak. O nedenle bu döneme pastırma yazı diyorum. Bu dönemi değerlendirip de geleceğe ilişkin sağlam adımlar atmaya başlayan gelişme yolundaki ekonomiler bu sıkıntılı dönemi daha rahat geçirecek. Pastırma yazını gerçek yaz sananlar ise sıkıntıya düşecek" şeklinde bir hükümde veya tahminde bulunmuşsunuz.Bugünkü yazınızı ve yine bugün açıklanan 2. çeyrek büyümenin 5.1 olarak gerçekleşmesinide gözönüne alarak tahminleriniz ötesinde bir tablonun ortaya çıkmasını nasıl değerlendirirsiniz.

      Sil
    2. Dikkat ederseniz yazıda pastırma yazının FED'in bilanço küçültmeye başlayacağı ekim ayının ortalarına kadar süreceğini yazmış hocamı. Yani tahminlerinin ötesinde bir tablonun oluşup oluşmadığı ile ilgili konuşmak için henüz erken.

      Sil
    3. @Ali Hakan
      Tahminler oluşmadığı için bu paragrafta yazanlar gerçekleşememiş.Bunlar olursa bunlar olur demiş Mahfi Bey haziran ayında.Olmamış o da gerçekleşmemiş...Öte yandan aklıma şu geldi.Doğru tahminler yapamamakla itham ettiğiniz bir kişinin bloğunu neden takip etmeye devam ediyorsunuz?

      Sil
  2. Hocam konuyla alakası yok ama Dolar'ın diğer paralar karşısındaki düşük seyrinin Amerikanın enflasyonuna bir etkisi olur mu? Olursa ne yönde ve hangi zaman aralığında olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muhtemelen Amerikan enflasyonunda hedeflenen % 2'ye varılması daha uzun zaman alacak.

      Sil
    2. valla hocam, fed in bastığı dolarlar reel ekonomi yerine sürekli borsaya finans piyasalarına gittiği müddetçe ve abd halkı da bu derece borçlu kalmaya devam ettiği sürece %2 lik enflasyon çok zor abd ekonomisinde. hem dolarlar reel ekonomik tabana az koşuluyor hem de piyasa dinamiklerinde ki abd büyük ölçüde iç taleple büyüyen bir ekonomi olduğuna göre içerdeki dinamikler borçlu olduğuna göre hane halkları+kamu fazla borçlu; bu şartlarda enflasyon yaratmak zordur. böylece dünyada ve özellikle de bizim gibi ülkelerde sıcak para gelmeye devam ederken cari açıklar yeniden büyür ve yine yeniden balonlar oluşur. ve ileride yeni bir 1929 buhranı daha çıkar ve dead money olayı gerçekleşir zira 2008 krizi gibi deflasyonist krizden çok enflasyonist kriz yaşanması daha muhtemel görünmektedir. abd-ab Japonya dışında neredeyse dünyanın büyük bölümünde enflasyon artışları ve bunlara dayalı kur yükselişleri yaşanması olası gibi görünüyor hocam. yani fed in dolarları çekmesinden çok gelişmekte olanların kendi zafiyetleri bence kriz çıkartmaya yatkındır. ne dersiniz?. iyi çalışmalar.

      Sil
    3. 15,54 guzel yazmissin. Katiliyorum. Gouler suan faizlerini nerdeyde fede baglamis durumda. Dolarin reel olarak dusuk seyri emtia fiyatlarinda yukselme gosteriyor. Goulerde sicak paraya dayali sermaye artisi tuketimi arttiriyor. Abd ab vsdevufuktabenfladyon gozukmuyor. Kendi maliyetlerini boylelikle goulerde ilimli enflasyon yaratarak aradaki farki kapattiklarini dusunuyorum. Goulerde yukselen enflasyon dusuk stabil kur issizlivide dusurmesi muhtemel

      Sil
  3. Mahfi hocam selamlar! Peki Tcmb'nin faizi düşürme gibi bi ihtimali var mı ? Ayrıca yıl sonuna doğru dolarda beklentiniz nedir?

    YanıtlaSil
  4. Hocam öncelikle merhabalar. Kafamı karıştıran bir kaç konuda görüşlerinizi merak ediyorum. Paylaşırsanız sevinirim.
    1- Bilindiği gibi TUİK geçen Aralıkta milli gelir hesaplama yöntemini değiştirdi ve artık yeni yöntemle milli geliri daha iyi hesaplamaya başladık dedi. Bunu söylediği gün 2016 3. çeyrek büyümesini -1.8 olarak paylaştı. 3 ay sonra -1.3, bugünde -0.8'e revize etti. Sadece o çeyrek değil diğer çeyreklerde de çok yüksek revizyonlar yaptı ve bu revizyonların tamamı yukarı yönlü.Artık daha doğru hesaplıyorum dediği tarihte hesapladığı rakamlarla sonradan açıkladığı arasında çok büyük farklar oluştu.
    Artık idari kayıtlardan hesaplıyorum dediği büyüme rakamlarında hemen her çeyrekte revizyon yapması normal midir sizce?

    2- Makine ve teçhizat yatırımı4 çeyrektir küçülüyor. Bu küçülmeye karşın milli gelire esas sanayi üretimi katma değeri çok yüksek büyüyor. Bu çelişki midir sizce yoksa sanayi üretimini makinasız yapmaya başlamış olabilir miyiz?
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1- ABD nin de çeyreklik büyümeleri 2 kez revize ettiğini düşünürsek bunda tuhaf bir durum yok gibi görünüyor ama bir yıl geriye gidip bütün çeyrekleri en baştan revize etmek çok da alışıldık bir durum değil.
      2- İmalat sanayiinde kapasite kullanımı artıyor. Bir bölümü yeni makineler yerine eski makinelerin daha fazla kullanılmasından gelen üretim artışı olarak kabul edilse de burada da açıklanması gereken bir şey var.

      Sil
  5. Sıcak para getiren kişi/kuruluşların dolar bozdurarak TL'ye geçmeleri üzerine kurgulanan tez bana biraz gerçekçi gelmiyor. Yatırımcının döviz cinsinden de faiz alabilmesi mümkünken ikinci bir risk alarak TL'ye geçmesi ve TL cinsinden faiz geliri hedeflemesi ilginç. Kırılgan 5'li diye tabir edilen ülkelerde aynını yapmış olsanız ülkenin para biriminden mi yoksa dolar cinsinden mi faiz geliri hedeflerdiniz sorusuna şahsen kesinlikle dolar cevabını verirdim. Hocama teşekkür ediyorum böylesi zihin cimnastiğine olanak tanıyan yazıları bizimle paylaştığı için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Yabancı yatırımcı İlk 6 ayda 17,5 milyar Dolarlık tahvil aldığına göre bu taz pek de yabana atılır bir tez olamasa gerek.

      Sil
    2. Hocam merhaba. Bu şekilde giren yabancılar çıkış için tl/usd ın ne kadarını hedgelerler? Bilinebilir mi tutar, tarih vb., muhtemel çıkış tarihleri buradan tahmin edilebilir mi? Saygılarımla.

      Sil
  6. bu ülke düzelir mi Mahfi hocam?..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbet düzelirde biz göremeyiz.

      Sil
    2. Ayni fikirdeyim. Birileri bu ülkeyi düzeltiyor.

      Sil
  7. bunu daha önceden anlatsanda millet faize yatırsaydı herkes dolar aldı şimdi dolar sahipleri napsın yaz bakalım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dolar fena gümleyecek.

      Sil
    2. Ben yatırım tavsiyesi vermiyorum. Kimsenin parasını oraya buraya yatırmasını önermiyorum. Ayrıca ben bunu yıllardır arada sırada yazıyorum. Bu blogda benzer birçok yazım var.

      Sil
    3. Neye istinaden dolar fena gümleyecek? Hissiyata dayalı bir tespitmi yoksa bilimsel bir açıklamanız varmı?

      Sil
    4. Uslubunuz ne kadar kaba ve itici Mehmet bey, Karşınızdaki kıraathane arkadaşınız mı asker arkadaşınız mı? Kimse de okuyup dikkate almak zorunda değil.

      Sil
  8. hocam bugün açıklanan ikinci çeyrek büyüme verileri ne kadar objektif ve doğruysa bile övünülecek bir durum mu sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Objektifliğini bilmiyorum ama yeni seri GSYH'nin doğru ölçülüp ölçülmediği konusunda tereddütlerim olduğunu daha önce yazmıştım.
      İhracat artışıyla büyüme gelmiş görünüyor ama dışticaret hadleri son altı ayda aleyhimize dönmüş. Yani daha fazla mal satarak ihracatı artırmışız, daha fazla kazanarak değil.

      Sil
    2. GSYH üretim yöntemiyle hesaplanıyor diyor.

      Sil
  9. Peki hocam, yüksek faiz bu seviyelerde ne kadar süre devam eder,
    1 yıldan fazla sürebilir mi?

    YanıtlaSil
  10. Merhaba hocam, TL ye yüksek faiz ne kadar sürer sizce ?
    İyi calışmalar, iyi günler.

    YanıtlaSil
  11. Hocam bu cary trade denilen sicak para ile y.icindeki ılık para (kgf) simdilik buyumenin ve dolayısı ile ekonominin yakiti..her sey yolunda gibi kisa vade icin..ama bu paralar sonsuza kadar bizi terketmeyecek diye bir garantimiz yok..gidekende herhalde geldikleri gibi donmeyecekler ve hatırı sayilir bir kar ile sistemden cikip baska cary trade ortamlarina göc edecekler.Bu durumda buze gelen ornegin 10.mia usd 15 mia usd okarak gittiginde bizim karimiz ne olmus olacak..bu serseri paralara guvenip uzun vadeli yatirimda yapilmazki ileride kazanip oderiz diyelim..

    YanıtlaSil
  12. Hocam iyi günler amerikan ekonomisi ne durumda ve bu kasırgalar ekonomiye çok zarar verir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Verecek gibi görünüyor. Kısa dönemde aleyhe olur ama orta dönemde ekonominin canlanmasına yol açabilir. Yeni yatırımlar, yeni istihdam vb.

      Sil
  13. Hocam,
    Verdiğiniz örneğe göre, ülkeye 1 milyon USD getirip 250 gün tutan bir sıcak para yatırımcısını 250 gün sonra kabaca 1.100.000 USD vererek gönderdik. Bu verdiğimiz ilave 100.000 USD'yi biz nereden bulupta veriyoruz. Yani sormak istediğim şu. Biz bu gelen bu 1 milyon dolardan 250 gün içinde 100.000 USD'den fazla para kazanabiliyormuyuz ki bu işten karlı çıkabilelim. Eğer böyle değilse biz sürekli assetlerimizden yiyoruz gibi bir anlam çıkmaz mı..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ha haa.. işte buna ponzi düzeni diyorlar.. ilk gelen yatırımcının ana parası, sonradan katılanlara nema olarak ödeniyor.. yüksek getiriyi duyan geliyor.. katlanarak devam ediyor.. sistem yeni oyuncular gelmeyene kadar devam ediyor.. ama en sonunda düzen bir yerde nasıl nasıl tıkanıyor.. bu oyunu oynayarak hükümet kuru baskı altında tutuyor..

      Sil
    2. Saadet zinciri diyebilirmiyiz.?

      öyle ya, gelen bu paralar ülke icinde herhengi bir yatitm icin gelmiyor. dolayisiyla üretime ve istihdama bir katkisi yok o Zaman.

      kaldi ki son yilda istihdam ve üretim icin Devletimizin belirgin yatirimlari oldu mu?

      pekiyi bu zincirin sürdürülebilirligi ne Kadar olabilir.?

      zincirin bir halkasinin koptugunu varsayalim. Durum nice olur?

      Sil
    3. Tam ponzi sayılmaz ama değil mi düzen çökecekken yabancılara satılacak bir kit/varlık fonu varlığı ile borcun sonraki kuşağa aktarılması mümkün değil mi?

      Sil
    4. BU Ponzi değil çünkü orada sonunda ödenemeyen bir miktar kalıyor. Burada birisi ödeyecek bu borcu eninde sonunda. Tıpkı bizim Osmanlı borçlarını ödediğimiz gibi.
      Tarihini okumayan ya da inkâr eden uluslar eninde sonunda o tarihi tekrar yaşamak zorunda kalırlar.

      Sil
  14. Hocam Merhabalar,
    Benim anlayamadığım şu; yabancı yatırımcı kur 3,52 TL iken geldi ve 249. günde kur kontrolden çıktı ve 4.02 oldu. Getirdiği 1 milyon USD'yi 937.000 geri aldı. neredeyse edeceği kar kadar zarar etti. Bu ciddi risk değil mi? Kurun uzun vadede yükselmeyeceğini nasıl bilebilir ki?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Faizlere bakmak zor değil.

      Sil
    2. Adamlar ülkenin tüm kojonktürlerini o Kadar iyi biliyorlar ki..
      Faiz hareketleri ile de bunu kombine edince sonucu görmek zor olmasa gerek.
      Köpek baliklari kan kokusu olmayan yere hücum etmez.

      Hem bahsedilen rakamlar Üc, Bes milyon degil 17,6 Milyar Dolar.

      Parayi Hanutunla götürüyorlar.

      Sil
  15. Bıktım şu dolardan. Bakalım yeni krizler nasıl aşılacak.

    YanıtlaSil
  16. İyice sömürge olduk yani. Çoluk çocuğu olanlara yurtdışı tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  17. Hocam bu durum borsayı nasıl etkiler sizce.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Borsa 77.000 den 110.000 e (fark +%50 neredeyse) gelmiş, kur 3.90 dan 3.40'a düşmüş. Eğer faizlerin düşmeyeceğini kurun daha da aşağı gideceğini düşünüyorsanız önden buyrun lütfen... ben tamamen kendi fikrim olarak ( kesinlikle herhangi bir şekilde yatırım tavsiyesi değildir ) içeride faizin düşeceğini ancak bunun borsaya çok olumlu yansımayacağını ve düşen faizle birlikte usd kurunun 3.50-3.60 arasında dalgalanacağını öngörüyorum. Büyüme lazım ülkeye faiz inmek zorunda enflasyonist ortamda büyümeyi kaybetme lüksünüz yok... Kotalar boşuna artırılmıyor ithalatta, kurun ciddi düşüşüne enflasyon gereken tepkiyi vermedi yılbaşından bu yana , büyümeyide kaybedersek nurtopu gibi krimiz olur hele ki 2018 seçim arefesi bir sene iken..

      Sil
  18. Hocam en az 10 yıldır "bu durum iyi gibi görünse de değil" diyoruz, ama en ağır olaylara rağmen bir şekilde ekonomik göstergeleri düzeltebiliyoruz. Yanlış dediğimiz şeyler yapılmasına rağmen gelişmeler ve projeler artıyor. Sizce biz mi yanlış düşünüyoruz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanayici karın tokluğuna iş yapıyor ve başka işler de aynı şekilde yürüdüğü için zincir vurup alan değiştiremiyor. Aslında gerçekten o kadar zor durumdayız ki ülkenin tüm ekonomisi üreticinin belinin üzerinde.

      Sil
    2. Bunun tam yanıtını verebilmek için ülkenin borç stokuna bakmak lazım. Eğer artıyorsa demek ki biz borçlanarak ve borcumuzu artırarak yaşıyoruz. 2002 de özel kesim ve han halkı borç toplamı 94 milyar TL imiş bugün 2,2 trilyon TL.

      Sil
    3. Sayın Eğilmez,bize makro ekonomiye giriş dersinde,kamu borç stoğunun da borçlunun miktarı değil,borç oranının belirleyici olduğunu öğretmişlerdi.Kural mı değişti.Türkiynin 2002 yılı borçlunun GSMH'a oranı % 80,2016 yılı oranı ise % 35' ler.Hangi oran daha kabul edilebilir ve AB massirit kiriterlerine (% 35) uygun ve de daha düşük.

      Sil
    4. Hocam borç artışı tamamen Fed ve AMB nin parasal genişlemesine bağlı oluşmuyor mu,yani qe devam ettiği sürece borçlar 4 trilyonda olur 5 de?

      Sil
  19. Hocam gelen portföy yatırımlarını nereden hesaplıyoruz? TCMB nin her hafta perşembe günü açıkladığı dibs ve hisse senedi net alımları verisi ile hesapladığımda 2ocak2017-31ağstos2017 arasında toplam 7,786Milyar dolar çıkıyor. 17,6milyar doları nasıl hesaplıyoruz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ben de anlamadim.

      Sil
    2. Biz netleştirmeden bakıyoruz. Çünkü gelen giden hepsi o faizi iyi kötü alıp gidiyor.

      Sil
  20. bügünden harca gelecege borc kalsin sicak paranin etkisi böylemi

    YanıtlaSil
  21. konuyla alakali degil merak ettigim sun 25-30 yas arasi gunde kaç saat uyuyordunuz? ve su an kac bunu sizin calisma azminizi örnek aldigimiz icin soruyorum.saygilar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 6 - 7 saat uyuyordum. Doktora yapmaya başladığımda (ki 28 yaşındaydım) uyku süremi 5 saate düşürdüm. Şimdilerde 5 - 6 saat uyuyorum. Ama benim şimdiki durumumu örnek almayın. İnsan yaşlandıkça uyku ihtiyacı azalıyor.

      Sil
    2. Güniçindeki kestirmede dahil mi Hocam?

      Sil
  22. Eninde sonunda ya kur patlıyor ya da enflasyon olarak bedelini özellikle de dar gelirlilier ödüyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dar gelirli bedel filan ödemez,ödeyecek parası yoktur zaten.

      Sil
  23. Bu sürecin sonunda ya kur ani olarak yükseliyor ya da Hans'a George'a ödenen bu faizler milletçe özellikle de dar gelirliye enflasyon olarak geri dönüyor.

    YanıtlaSil
  24. hocam yabancı o getiri üzerinden vergi vermiyor mu muaf mı?

    YanıtlaSil
  25. hocam Amerika da enflasyon 1.5 iken tahvil faizi neden 1.2 de kalıyor, normalde 1.5'in üzerinde olması gerekmez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ABD'de 1 yıllık tahvil çok yaygın değil. Uzun vadelilerde faizler yüzde 2'nin üzerinde.

      Sil
  26. Hocam merhaba. Kur takası faizini MB neden düşürdü? Saygılar, sevgiler..

    https://twitter.com/Merkez_Bankasi/status/907259121052930048

    YanıtlaSil
  27. hocam alakasız bir soru olacak kusura bakmayın. ankara sbf'de okuyorum. bu sene 3.sınıf oldum ama hala mikro ve makro iktisat derslerini veremedim. sizin kitabınızı alıp çalışmayı düşünüyordum ama blogdaki bir yazınızda mikro kitabınız için zor demişsiniz.zordan kastınız nedir http://www.mahfiegilmez.com/2017/09/ekonomi-ogrencisi-icin-ek-okuma-listesi.html

    YanıtlaSil
  28. çifte kaymaklı ortam diyorsunuz ama o çifte kaymaklı ortam oluşması için öneriyide yine siz veriyordunuz hemen faizlerin artırılması lazım diyordunuz noldu neye yaradı faiz artışı üç beş büyük fon geldi nemalandı. kur düştü diye herşey ucuzladımı benzin ucuzladımı hayır ozaman ne anladık kurun düşmesinden. enflasyon kur maliyeti kaynaklı dediniz ocak ayında faizler arttı kur düştü nedense 9 aydır enflasyona etkisini göremedik düşmüyor enflasyon. herşey kitapta yazdığı gibi olmuyo. para basmak enflasyon yaratır tezini bile abd çürüttü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İçerideki faiz yüksek değil ki, yabancıya faiz yüksek. Bizde enflasyon yüzde 10,7 net faiz yüzde 10,5. Yani reel faiz negatif.
      Faizi % 20 yap yabancının faiz getirisine de yüzde 50 vergi koy bak enflasyon bitiyor mu bitmiyor mu? Ama o zaman büyüme de gider. Ekonomiyi iyi yönetemezsen böyle tercihler karşısında kalmak kaçınılmazdır.

      Sil
    2. Keske 90'lardaki gibi duzgun yonetselerdi de boyle tercihler yapmak zorunda kalmasalardi. Tercihi bizim yerimize IMF yapardi.

      Sil
    3. Adsiz 19:16, biz o zamanlar faizin yukseltilmesinin faydadan daha cok zarar getirecegini soyluyorduk ama dini takintili oluyorduk. Bilimsel olacagim diye her yanlisin deneyini yapmaya gerek yoktu halbu ki.

      Sil
    4. Adsiz 22:29 anlasiliyorki bu son verilerden sonra kendine pay cikariyorsun. Kis kis güldügünü de hissedebiliyorum. Adsiz 19:16 da ekmegine yag sürünce baliklama atlamissin.

      Sevincten Hocanin cevabini belli okumamissin .

      Hadi bir de ben yazayim.

      "İçerideki faiz yüksek değil ki, yabancıya faiz yüksek. Bizde enflasyon yüzde 10,7 net faiz yüzde 10,5. Yani reel faiz negatif.
      Faizi % 20 yap yabancının faiz getirisine de yüzde 50 vergi koy bak enflasyon bitiyor mu bitmiyor mu? Ama o zaman büyüme de gider. Ekonomiyi iyi yönetemezsen böyle tercihler karşısında kalmak kaçınılmazdır."

      Sil
    5. Abd de kriz zamanı basılan para halka ulaşmadı, borsalara aktı faizi yüksek ülkelere gitti yani sıcak para dünyaya yayıldı abd deki vatandaşın cebine çok az bir miktarı girdi. Bu yüzden enflasyon çok hızlı artmadı.. Ha birde işin psikolojik yani abd li krizde ağzı çok yandı, tasarrufa yöneliyorda olabilir gelecek endişeleri ile.. buda ayrı bir sebep

      Sil
  29. üretim olmadığı için ya faiz ödersin enflasyonu düşürmek için, ya da faiz ödemezsin oluşan enflasyondan dolayı satın alma gücün düşer. konunun özü budur değil mi hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Üretim var aslında olmasa bu ihracatı yapamayız. Asıl sorun tasarrufların yetersizliği.

      Sil
    2. hocam şu tasarruf yetersizliği deniyorya ben ona birtürlü anlam veremiyorum.bu ülkede işçi sınıfı aldığı maaşla ayın sonunu zor getiriyor nasıl tasarruf yapacak

      Sil
    3. Türkiye'de kişi başına gelir 10.743 Dolar, tasarrufların GSYH'ye oranı yüzde 20.
      Çin'de kişi başına gelir 8.113 Dolar, tasarrufların GSYH'ye oranı yüzde 46.
      Tayland'da kişi başına gelir 5,900 Dolar tasarrufların GSYH'ye oranı yüzde 33.
      Vietnam'da kişi başına gelir 2.173 Dolar tasarrufların GSYH'ye oranı yüzde 31.

      Sil
    4. Demek ki giderlerimizi azaltmamız gerekiyor.

      Sil
    5. Memlekette otomobil almayan yok tasarruf yapılması imkansız çünkü alıncada benzine gider kalan para.

      Sil
    6. Satirim arabayi. Saka bir yana cidden alternatif yolları deneyebiliriz. Bisiklete binin.

      Sil
    7. Adsız 06:05 Size sonuna kadar katılıyorum. Kişi başı et tüketimi avrupanın 10 da biri, giyim dersen aynı elbiselerle yıllarımız geçiyor. En büyük lüksümüz alabilirsek 1000-2000 liralık telefon o da tarifeye ek. Ondan sonra tassarruf yapmadığımızdan bahsediliyor. Olmayan paranın nesini tassarruf edeceğiz. Tok açın halinden anlamıyor maalesef.

      Sil
    8. Marjinal tüketim eğilimi aşağı yukarı 0,70.

      Sil
  30. hocam 2016 büyüme 2.9 ama göstergelerinizde 3.2 yazıyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TÜİK, 2016 büyümesini de revize etti ve 3,2 yaptı.

      Sil
  31. Aslında bu kısır döngünün en temel nedeni, tasarruf noksanlığı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bireysel tasarruf mu ?

      Kamu tasarrufu mu ?

      Sil
    2. TÜİK'in "icat ettiği" yeni milli gelir hesaplaması yöntemiyle büyüme hızımızın yüksek olduğunu öğrenirken, tasarruf oranımızın da meğerse çok yüksek olduğunu öğrenmiştik. O nedenle de, her ağzımızı açtığımızda söylediğimiz "tasarruf oranımız çok düşük" sözünü kimse çoktandır söylemiyordu. Ne oldu da şimdi,tasarruf oranımızın düşük olduğunu yeniden hatırladık? Hem de bunu TÜİK'in milli gelir hesaplama yöntemi uydurmadır demeden yapıyoruz.

      Sil
    3. Saraylarda yaşayanlar mercedes lere binenler yapsın tasarrufu. Halkın yüzde 80 i yoksulluk sınırının altında. Nasıl tassarruf yapsınlar.

      Sil
  32. Hocam peki bu %11 faiz'in parası nereden geliyor?

    YanıtlaSil
  33. sayın hocam madem zorunlu veya plansız bir şekilde durum yukardakı gibi peki biz bu 250 günlük parayı yatırım yada üretim alalnında bir şekilde faydalamaz mıyız?yada en uç sorum şöyle olsun
    sıcak paranın bize getirebileceği fayda>sıcak para çıkışı faydası
    böyle bir döngü yaratamazmıyız?
    Son olarak hocam II. Çeyrekdeki büyümeyle ilgili yazınızı heycanla bekliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ama bu ortamda bu faizlerle yatırım yapmak isteyen yok.

      Sil
    2. evet hocam peki faizler neden düşmüyor enflasyon yüzünden mi?

      Sil
  34. Sayın Eğilmez, enflasyon ile faiz oranları arasında bir korelasyon söz konusu değil mi?Siz faiz içeri için düşük derseniz,o zaman enflasyon da içersi için düşük anlamı çıkmaz mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yabancı ile yerli aynı faizi alıyor: % 10 - 10,5 (net) Yabancının ülkesinde enflasyon % 1. Dolayısıyla kur değişmezse kazancı % 9. Türkiye'de enflasyon % 10. Dolayısıyla Türkün kazancı ya çok düşük ya da hiç yok.Burada içerisi için faiz mi düşük enflasyon mu yüksek siz karar verin.

      Sil
    2. Keşke enflasyon yüksek olmasa.

      Sil
  35. Değerli hocam uzun süredir okuyorum. Ekonomik kırılganlıktan tutun krize kadar bin türlü olumsuzluk paylaşıyorsunuz ama yıllardır hiçbir sorun olmadığı gibi size uyup sürekli kenarda beklediğimiz için zararlı çıktık. Buradaki felaket senaryolarına uymadığım gün yeniden kazanmaya başladım. İşi bilmiyorsunuz desem işin öğretmenisiniz. Bu işte bir tuhaflık var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben kimseye yatırım tavsiyesi vermiyorum, bana uyun filan da demiyorum, sadece gördüğüm eksiği gediği yazıp çiziyorum. Madem beni dinlemeyince para kazanıyorsunuz aynen devam edin. Bakın zaten yabancılar da kazanıyor. Ama unutmayın burası onların vatanı değil. İşler kötüye gidince onlar çeker gider sizle ben başbaşa kalırız burada.

      Sil
  36. Hocam teşekkürler, ABD'de iki kasırganın yarattığı toplam zararın büyümeye negatif etki edecek olsa da, istihdam oranında ve işgücü ücretlerinde artış ile birlikte orta vadede enflasyona yukarı yönlü etki etmesi beklenemez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar hızlı olacaklarına bağlı. İlk ağızda olumsuz etkileri olacağı ama onarımlar başladıktan sonra bir canlanmaya yol açacağını bekleyebiliriz herhalde.

      Sil
  37. Hocam büyüme, gelir dağılımı düzelmediğii müddetçe artsa ne artmasa ne, bırakın düzelmeyi, büyüme arttıkça gelir dağılımında bozulma artıyor, Rusya'dan sonra dünyada gelir dağılımı bozukluğunda ikinciyiz. Makro verilerden sadece büyüme istenilen şekilde, o da devlet garantili kredilere dayanan iç talep artışıyla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rusya gelir dağılımında en kötü ülkeler arasında değil. Biz de ikinci değiliz. Bizden kötü gelir dağılımına sahip çok ülke var. ABD bunlardan birisi.

      Sil
  38. Yabancı sermaye ne kadar yabancı... Yedi düvel yabancı mı, yoksa muvazaalı bir yabancılık var mı? varlık fonu özelinde bu soru sorulabilir mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yabancı fonların içinde ne kadarı yerli yatırımcı (yani parasını dışarıda tutanlar) onu bilmiyorum.

      Sil
  39. Mahfi bey

    Bazen sizi Kurt Friedrich Gödel'e benzetiyorum.

    Yazılarınızda ekonomi konusunu işlerken hep istatistik ve matematiğe saplanıp, "insan"ı ıskalıyorsunuz.

    Bilirsiniz, "insan"ı hiçe sayan iktisatçılar ile, "insan"ı merkeze koyarak analizler yapan iktisatçılar vardır.

    Siz, ilk gruba mensup biri misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanlış benzetme. Yazılarımı dikkatle okursanız, ayan beyan görünmese de insanın tam merkezde olduğunu hissedeceksiniz.

      Sil
  40. Cok guzel bir yazi olmus.

    MB'ye Ocak Subat gibi faiz arttir arttir diye baski yapanlarin amaclarini, MBnin de dustugu tongayi cok guzel ozetlemissiniz. Demek ki ekmek kadayifini cok seviyorlarmis. Zihni aciyorsa demek ki bilimsellestiriyor, dini takintilardan arindiriyor olsa gerek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yabancı faizden böyle kazanırken Türk zarar ediyor. Faiz net % 10, enflasyon % 10,7.

      Sil
    2. Parasinin degerini korumus faizden daha ne zarari orasini anlamadim. Faiz ile para mi kazanilir?

      Sil
  41. Hocam merhaba, kurların bu şekilde düşüşü içeride büyüme hızını düşürmez mi? Bu durumda büyümeyi en azından sabit tutabilmek için faizlerin bir miktar aşağı çekilmesi gerekmez mi? Nasıl aşırı yüksek kurlar bizim ekonomimizi enflasyon baskısına maruz bırakıyorsa aşırı düşük kurunda büyümeyi baskılayabileceğini ve cari açığı artıracağını düşünüyorum. Bu konuda sizin görüşünüz nasıl olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer ödediğimiz faiz sadece yabancıya olsaydı evet faizi düşürmemiz gerekirdi. Ama yerliye de aynı faizi ödüyoruz. Ve içeride enflasyon ödenen net faize göre tasarrud sahibine getiri sağlamıyor. Net nominal faiz yüzde 10 olsa enflasyon yüzde 10,7. Yani faizden zarar ediyor yerli tasarruf sahibi. Faizi indirseniz adam dolara dönecek. O zaman da ekonomi yine dolarizasyona girmiş olacak.

      Sil
  42. Hocam peki sizce dolar eski günlerdeki gibi 2küsürlere inme ihtimali var mi ?

    YanıtlaSil
  43. IMF'nin %10'luk faizine ilaveten, şimdi de yabancı yatırımcılara %10 gibi bir faiz ödüyoruz. Yani IMF'ye verilen faiz oranını aynısını devlet yabancı yatırımcıya da sağlıyor. Bu devlet eliyle yabancıya tefecilik yaptırtmaktır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 241. maddesine göre tefecilik suçtur ama devlet yabancıya izin verirse suç olmuyor demek ki. Lan ben yapsam aynı şeyi tutup komşuya verdiğim 1000TL ye 100 TL faiz bindirsem, ne müslümanlığım kalır ne de insanlığım ha suç olduğu içinde bir de hapis yatarım!

    Kimse IMF'e borcumuz kapandığı yalanına inanmasın. Ticari açığı bu denli büyük olan bir ülkenin dış borçlarını ödemesi şöyle dursun, iç borçlarını da dışarıdan aldığı kredilerle ödediği su götürmez gerçektir. Bkz: http://www.trademap.org/Country_SelProductCountry.aspx?nvpm=1|792||||TOTAL|||2|1|1|1|1||2|1|1

    Bu devletin IMF'ye borcu başkanlık referandumundan önce 450 milyar dolar gibiydi, şu an 550-700 milyar dolar arasındadır. (Devletin Araplara olan borcu ise apayrı bir konu fakat Katar'a çok büyük borçlarının olduğu da kesin! O havalimanları, stadyumlar, saraylar, nükleer santraller havadan inen kredilerle yapılmadı- yapılmıyor.) Yabancı tefecinin 20 milyar dolarlık borcuna (sıcak para) ödenecek faiz de var bunun yanında tabi. 2 milyarlık bir faiz ödemesi IMF ile karşılaştırınca devede kulak kalır fakat toplamı 60-65 milyar doları bulan bir ulusal servetin, yerli yatırımcı yerine IMF ve elin yabancısına faiz ödemesi olarak çarçur edilmesi ne acıdır. Çeşitli nedenler öne sürüp tüketici bir toplumdan üretici bir topluma geçmenin mümkün olmadığını söyleyenler,sanayi ve tarıma yatırımı desteklemeyenler, inanın bana bu işin kaymağını yemekle meşgül olan tefecilerdir. Millete enflasyon olarak geri döner bu verilen faizler diye birisi bir tespit yapmış yukarda. Bu vakitten sonra enflasyon az gelir kardeş, bir aydan kısa bir sürede TL'ye %100 deflasyon yapıp halkın üç kuruşluk maaşına da göz diker bunlar daha önceleri de yaptıkları gibi.

    YanıtlaSil
  44. Hocam birbirine bagli 1-2 sorum var.
    1. CDS priminin jesap parametteleri nelerdir? Gecen sene 300 vivari ikem simdi ne degistide 160 lata dustu. Benim gordugum birtek hormonlu %5 buyume var. onunfa buyuk kismi indaatdan geliyor ama makina techizat uatorimi yok. Enf ve issizlik yukseliyor. Borc cevirme oranida yukseliyor. eeeee ne olduda vds primi dustu? Yoksa bu dususde bir yezgahmi var?
    2. Yabancilarin milyarlarca dolar satmasina ragmen yerliler satmiyor. Sokakdaki halk herkezden dahami ileri goruslu sizce?
    3. Trump dusuk faiz istiyor ama Fed yetsini. Abd ihracatcisida bunu istemez. Sizce kim kaxanir?
    4. kore riski muhtemelen rusya ve cin'in baslilariyla sona erecek. Bu plursa dolar guclenmeye hayta ziplamaya baslarmi sizce?
    5. Eyluk sonu OTV VE KDV indirimleri sona ererse ve sgk primlerindeki tesvikler kalkarsa butcemiz gercekten buna dayanabilirmi? 2.ci varlik fonunun gerekmesi bu sebeptenmi?
    6. Halkbank ve belki ziraatde Abd'dan ceza yerlerse ne olur?
    7. varlik fonundaki tum varliklarin teminatlari nerdeyse kullanilmis olabilirmi?
    8. her sekikde bir erken secime %5 buyume ile gitmeya calisiyoruz. Gerci 2018de baz etkisi ile bu cok zor olacak. Demekki secim cok yakin. sizce secimin ertesi gun ekonomik olarak nelerle karsilasabiliriz?
    Yesrkkurler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1. Türkiye dışarıdan finansman bulabildikçe CDS primidüşüyor. Yani borç verenler asıl olarak Türkiye dış yükümlülüklerini ödeyebiliyor mu bunun için finansman bulabiliyor mu diye bakıyor. Tabii bu ikisi de birbirine bağlı. Yani CDS primi düştükçe dış finansman bulmak kolaylaşıyor, dış finansman bulmak kolaylaştıkça CDS primi düşüyor.
      2. Sokaktaki halkın gidecek yeri yok. Yani riskler artmaya başlasa parasını alıp gidemeyecek. Oysa yabancı hemen alıp gider.
      3. Hepsinin kendisine göre artıları ve eksileri var. Yarın öbürgün enflasyon azarsa herkes niye faizi zamanında yükseltmedin deyip Fed'i suçlar.
      4. Hayır çünkü tek sorun o değil.
      5. Bütçe kötüye gidiyor. ÖTV ve KDV olayı biterse bu kez büyüme düşecek. Bir yanda da enflasyon var, işsizlik var. Zor seçimler. Aslında o ikinci varlık fonu değil 2. kredi garanti fonu.
      6. Bunu bilemiyorum.
      7. Sanmam ama bilgim yok.
      8. Sıkıntı giderek büyüyor. Seçimle daha da artar.

      Sil
    2. Ya İsmet bey kardeşim koskoca Mahfi Hoca'ya aklına geleni soruyorsun, o da efendice cevap veriyor. Biraz daha dikkatli olup yazdıklarını bir gözden geçirsene. Bu yazım hataları nedir yahu? Kankana mesaj mı yazıyorsun hocaya soru mu soruyorsun belli değil.

      Sil
    3. Ben okurken utandım. İnsan yazdığını göndermeden önce şöyle de bir olsa okur.

      Sil
  45. Sicak para istikrara geliyor. Milletin sicak paraya ihtiyaci oldugunu goren bankerler bu paralari bizim milletimize veriyor yatirimlar artiyor. Koylu kalkiniyor ciftci sanayici zenginlesiyor. Bakiyorsunuz Koylunun altinda essek varken simdi luks araclara binebiliyor sanayici limuzinle isyerine gelebiliyor. Artik guven istikrar ve huzur ortami var. Bu huzuru da Ak iktidarlara borcluyuz. Sicak para bu iktidarlar doneminde artti ve devam ediyor. Bize itibarlari var ki bize borc veriyorlar demekki kredibilitemiz yuksek guven verebiliyoruz. 2003lerdenonce sicak para gelmezdi turkiyeye hatirlayin 1994 krizi bile sicak para gelsin diye yapildi bile diyebiliriz. Turkiyede uretim arttiyor son buyume rakamlari bunu acikca teyit ediyor. Ciftcimiz mahsulunu aldi topragindan koylumuz inegini satti bayramda kazancina kazan bereketine bereket katti. Iddia ederim su son yillarda koylunun bu kadar yuzunun guldugunu hic hatirlamiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanlış biliyorsunuz. Türkiye 1980'lerin ortasında finansal liberalleşmeye geçtiği tarihten bu yana hep sıcak para cenneti oldu. Sıcak para bize hep gelirdi. Çünkü hep yüksek faiz verirdik. Ama bugünkü kadar yüksek faizi enflasyonun yüzde 70 - 80 olduğu dönemlerde bile vermiyorduk.

      Sil
    2. Saçma %80 enflasyonda %10 faiz vermeyen ülke ayakta kalabilir mi? Kaynak var mı?

      Sil
    3. https://m.dunya.com/finans/haberler/buyume-sonrasi-revizyonlar-pes-pese-geldi-haberi-381211

      Hocam bu bir anda olabilecek bir sey mi? Hortumlama taktiği bu olsa gerek. Gelmesin sicak para zaten borçluyum daha da borçlaniyorum.

      Sil
    4. Hocam bahsettiğiniz zamanlarda Türkiye stand-by anlaşmalarının öngördüğü istikrar politikaları gereği kura dayalı enflasyon düşürmeyi hedefliyordu . Fakat krizlemizin sıklığına bakıldığında riskleri indirmek şöyle dursun daha da istikrarsız bir ekonomimiz olmuş.Bunun sonucu olarak kur çıpalama politikalarımız başarılı olamadı ve bu risk ( kur riski) karşılığında yabancı yatırımcı daha fazla faiz talep etti. Şimdiki konjönktürde bu kadar faiz vermemiz risklerimizin arttığını gösterir.

      Sil
    5. Köylü lüks araca binebiliyorsa sanayicimiz limuzin değil helikopterle işyerine gelebilmeli
      istikrar dediğin onu gerektirir.

      Sil
    6. Bir ülkede toplam bütçe gelirinin %82'si sadece vergilerden oluşuyorsa orada üretim yoktur, teknoloji yoktur, sanayi yoktur, tarım yoktur.

      Sil
    7. adsız 06:28 %80 enflasyonlu ekonomide %10 faizle büyüme mi olur ülke ayakta mı kalır demişsin!. kalır. neden mi?. büyük bütçe açıkları vererek kamu merkezli talep yaratarak ve kamu salt kar odaklı çalışmadığı için zarar bile etse memurunu çalışanını kolay kolay işten çıkarmadığı için ve genişleyici parasal politikalara bağlı olarak büyür. yani pahalılık olur ancak emisyon fazla ve bu nedenle de paraya ulaşım zorlaşmadığından ötürü talep yüksek seyreder ve tüketim ağırlıklı büyüme olur. ya cari fiyatlarla büyürsün ya mal-hizmet niceliğinde artışlara dayalı büyürsün ya da her ikisinin de gerçekleştiği bir büyüme skalası yakalarsın. bugünkü hükümet aşırı özelleştirme yaptı ve ikttisadi aktivasyonları çok fazla özel sektöre devretti. bu yüzden de şimdi devasa borçlu özel sektörümüz var ve hane halkları da aşırı borçlandırıldığı için patinaj yapar olduk ve yine yeniden kamusal genişlemelerle büyüme dönemine dönüş yaptık. ama bu sağlıksızdır zira bütçe açığı büyüyecek ve tek iyi görünen makro ölçekte de bozulma hızlanacak. esasen her halükarda ne kadar geciktirilse de her yol ciddi bir iktisadi krize çıkmaktadır. bu kaçınılmazdır. 2018 olmazsa 2019 olmazsa da 2020 yılı mutlak kriz başlangıcı yaşanacaktır. eh şimdilik abd ekonomisinde trumpın faiz artırımı istememesi ve bence fedin çok anlamsız %2 enflasyon inadı ki bu kadar borçlu abd halkı ve borçlu kamu ekonomisiyle ve sürekli genleşen finansal piyasalar olgusu karşısında %2 çok zordur bence 1,5 lik enflasyon daha rasyoneldir ve abd zaten tam istihdama ulaşmış sayılır ve tarım dışı istihdam artışı bilinçli olarak küçümseniyor ki aslında iyi bir artış olmuştur şu makro iktisadi iklimde!. işte bu paradoksallık bizim gibi ekonomilerde beklentileri biraz iyimserleştiriyor ve tl suni değer kazanıyor. ayrıca bazı reel değerlerimizin satışı da halen deb-vam ediyor ve sıcak para akımları azalsa da devam ediyor ve kuru baskılayabiliyoruz.enflasyon çift haneli abd de ise enflasyonist eğilim zayıf. bu durumda kur yükselişinin artması lazım ama tersi yaşanıyor.çünkü köpekbalıkları dediğimiz hedge fonlar vb gibi büyük sermaye fonları özellikle siyasal olarak da istedikleri gibi bir türkiye oluşumu devam ettiği için 2001 deki gibi kur şoku yaşatmıyorlar bize. bu nettir. eğer tersi yaşanırsa çok kısa zamanda doların 5 tl ye çıktığını görürüz ki bu da aslında yaşanabilir. ucuzdan toplayacaklar doları.. borsa-inşaat-tahvil balonlarımız patladığında umarım büyük bir çöküş olmaz.

      Sil
    8. adsız 12:09 sen neyin kafasındasın!!!.. köylü ürettiğini satamaz olmuş borç içinde diyorsun ki;lüks araca biniyor. pes doğrusu.. bakanlar filan köylü oldu da biz mi bilmiyoruz. keşke köylü kadar olabilseler. köylü demek alın teri ve üretim demektir.

      Sil
    9. Adsiz 12:09, siz sanirim "koylu" demeyi "fakir" demek saniyorsunuz ama haklisiniz Cumhuriyet donemi koylu diye bir kavrami ortadan kaldirdigi icin, artik koylu yok fakir var.

      Cunku koylulerin sahip oldugu yetenek ve degerlere paha bicilemez. Paha bicilemez seylere sahip olanlara da fakir denilemez.

      Sil
    10. Cumhuriyet dönemi köylü kavramini ortadan kaldirdi demek nasil bir kafanin ürünüdür.
      "Köylü milletin efendisidir" felsefesi ile yoktan kurulan bir rejim kendi felsefesini nasil cigner.

      15 yilda köylünün yerle bir oldugunu gördügü halde bunu söylemek nasil bir gaflet türüdür.

      Bu kafalar ile ülkenin ayakta kalmasi tam bir mucize.

      Sil
    11. Adsiz 00:10, Birincisi o bahsettiginiz felsefe bu topraklarda, Avrupa'dan dahi once var olmus bir felsefedir, Mustafa Kemal'in nerede soylendigi belirsiz bir sozune baglanamayacagi gibi, anlayacaginiz tarihi Cumhuriyet'ten cok daha onceye dayanir. Ayrica Cumhuriyet'in "koyluluk" uzerine bir felsefesi hicbir zaman olmamistir, ispat istiyorsaniz Cumhuriyet doneminde kentlesme nasil ilerlemis bir arastirin isterseniz. Grafigini cizin bir bakin bilimsel olarak da goreceksiniz.

      Ikincisi son 15 yil "Cumhuriyet donemi" degil midir? Baska bir rejim mi vardi ulkede?

      Son olarak da onun bunun kafasina laf edip de, klise koylu romantizmi yapmayin. Aynen sizin gibi, kimin kafasinin neyi nereye koydugunu cok iyi bilirim ben. O acidan mucizelere de bos yere inanmayin. Son olarak mucizeler gibi diger inandiklarinizin da varliklarini sorgularsaniz kendiniz icin hayirli bir is yapmis olursunuz.

      Sil
  46. Yıllardan beri Türkiye ye sıcak para geldiğinden bahsedilir, bunun büyük problem yaratacağı hatırlatılır. Yalnız şu zamana kadar benim gördüğüm çok büyük problem yaratmadığı. Yabancı çıkmak istediğinde hızlı davranan yatırımcılar ilk başta çıkıyor, tl develüe olduktan sonra kalan yabancı yatırımcı para kaybedeceği için de çıkamıyor. TL nin belli bir seviyede değer kaybı ile durumu kurtarıyoruz gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. adsız 06:57 yabancı dediği çoğunluğu küresel büyük sermayenin elindeki fonlardır. bir ara türkiyeyi terbiye etmek için doları 3,94 tl ye çıkardı ve sonra baktı ki istenilen hizaya gelmeye başladı çekti 3,50 nin altına. çaykur gibi ayder yaylası gibi varlıkların satılımı şişirilen borsa gayrimenkul tahvil balonları sayesinde kur şimdilik bu seviyede tutulabiliyor. bugün isterse küresel sermaye doları hızla 5-6 tl ye de çıkarırı çünkü ekonomide inisiyatif tamamen uluslar arası sermayededir. olay bu kadar nettir. gerisi teferruattır. bugün türkiye irade kazanıp k.ırak referandumuna engel olsun ege adalarından yunanı çıkartsın pyd ye doğrudan savaş açıp enerji koridoruna hayır desin her alanda kendi milli politikasını belirlemeye çalışsın bakın bakalım kurlar çabucak nerelere çıkıyor borsa nasıl ikiz kuleler gibi yıkılıyor. balonlar ardı ardına patlıyor. türkiyenin kendi inisiyatifi kalmadığı için böyle şimdilik. aksi durumda 2001 i mumla arattırırlar adama!.

      Sil
  47. Hocam, 2 sorum var;
    1. Her ne kadar dış borçlanma artsa da bu özel sektörün borçlarındaki artış olduğu için, kamu dış borç oranını çok artmadığı(ki aslında burada bence garanti verilen büyük projeler ve PPPler özel sektör değil kamu borcu sayılmalı, o konuda bir üçkağıt yaptığımızı düşünüyorum) için bu başarı sayılmaz mı? Belki doğru bir büyüme modeli değil ama borçlanarak büyüme sağlamak da bir başarı değil mi? ki hala dış borç/GSMH'mız gelişmiş ülkelere göre düşük mesela G. Kore'de bu oran bizden yüksek diye biliyorum. Burada eleştirebileceğimiz konu bu borcu sürdürülebilir büyümeye kullanmak yerine suni büyüme(inşaat) yada tek seferlik büyüme (ithal son ürün) olarak kullanmamız değil midir?
    2.Yerliye yüksek faiz sağlamıyoruz yabancıya sağlıyoruz diyorsunuz ama TLde kalan ve faizini TL olarak kazanan yerli de usd olarak tutma fırsat maliyetine göre yabancı kadar kazanıyor bence. Zaten herkes bu ülkede şahsi para ve fon büyüklüğünü usd olarak hesaplamıyor mu? Burada tek risk, yerli için de yabancı için de bir sonraki kur zıplamasından önce doğru zamanda çıkış değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelirini Dolarla kazanan yerli kazanır ama gelirini TL ile kazananın bu düzeni kurması o kadar kolay değil.

      Sil
    2. "Belki doğru bir büyüme modeli değil ama borçlanarak büyüme sağlamak da bir başarı değil mi?"

      Kesinlikle değil. Borçlanarak hangi ülke büyümüş şu dünyada? Durum öyle olsaydı yıllardır IMF'den borç alan Arjantin ve Türkiye dünyanın en gelişmiş iki ülkesi olurdu. Borcu olan fakat sanayisi, altyapısı, ticari açığı olmayan veya çok az olan bir ülkeyle mesela Çin, Güney Kore, Japonya ile bizim gibi kıçı kırık -borç yiğidin kamşısıdır diye övünen- tüketici toplumu bir ülkeyi birbirine karıştırma. Güney Kore'nin sanayisi ve teknolojisi şu an dünyada bir numara. Iphone bile çiplerini Samsung'dan tedarik ediyor. Eee şimdi böyle bir ülke borç istese IMF'den en düşük faizle borçlanır, biz istesek o faiz oranları %10'dan aşağı inmez. Kaldı ki sorun sadece borçlanıp kredi bulmakla bitmiyor. O yüksek faizle borçlanarak alınan kredilerin ülke içinde uygun biçimde harcanması, üretimin tıpki Güney Korede olduğu gibi teşvik edilerek ticaret açığının kapatılması lazım iken o paralar saraylara, havalimanlarına, camilere harcanıyor, kalanıyla ise dış ve iç borcun kapatılmasına çalışılıyor. Bıçak kemiğe dayanınca da enflasyonu yani fiyatları artırıyorlar, TL'yi de devalüe ederek halkın cebindeki üç kuruşuna da göz dikiyorlar. Boşuna demedi kendini işadamı sanan eski bir tefeci 'bu milletin anasını s.....' diye.

      Sil
    3. adsız 07:37, g.korenin dış borç/GSMH oranı bizden kötü demişsin de. 1- bizim GSMH miz g.kkore gibi değil tamamen şişirmedir. gerçek GSMH miz 600-700 milyar dolar arsındadır ve dış borç stokumuz da açıklanandan daha yüksektir. saadece döviz pozisyon açığımız 400 milyar doların üzerindedir. borç stokumuz ise 600 milyar doların üzerindedir. 2- g.korenin borcuna karşılık döviz rezervleri brüt değil net olarak bizden çok daha yüksektir. kullanılabilir döviz rezervleri bizden çok ama çok yukarıdadır.3- biz dövizle borçlanıp döviz getirisi düşük tl getirisi yüksek inşaat avm gibi alanlara yatırım yaparken g.kore sanayiye üretime yatırım yapmış yani aldığı dövizlerle döviz getirisi yüksek alanlara sermayesini bağlamıştır. yani bizden hem finansal olarak hem de reel olarak çok daha iyi pozisyondadır. 4- biz net borçlanan pozisyonundayız; g. kore ise net borç ödeyen pozisyonundadır. biz sıcak paraya yüksek reel faiz veririz g.kore çok daha az reel faiz verir. bırakalım artık hayal aleminde yaşamayı bizim bir dünya markamız yok ama g.korenin en az 6-7 dünya markası var.adamlar üretiyor. ve ihracatlarındaki ürünlerin %18 i yüksek teknolojiye dayalı katma değeri yüksek ürünlerdir. biz daha g.korenin bu konuda yanına bile yaklaşamıyoruz. iktisat hayallerle değil gerçeklerle düzeltilir. iktisat bilimi gerçeklere göre düşünen hareket edenleri ödüllendirir; bizim gibi hayallerle hareket edenleri ve rasyonel düşünmeyenleri mutlak cezalandırır. ister akp ister chp bilmem ne partisi.... hiç fark etmez.

      Sil
  48. Hocam iyi günler sizlere şöyle bir sorum olacaktı bildiğim kadarıyla Türkiye ekonomisinde bugüne kadar hiç benzeri görülmeyen kayıt dışı para hakkındaki yorumunuzu merak ediyorum eğer yanlış bilmiyorsam en son 2016 yılında 11 milyar dolar civarında bir miktar olduğu söyleniyor kaynağın akıbetini merak ediyorum ?

    YanıtlaSil
  49. Isin bir de borsa tarafi var tabii ki, 1.5 yilda 70,000'den, 110,000'e geldik. Hatta asil yukselis dolarin 4'ten donmesiyle basladi. Sizin orneginizle gideyim, 1,000,000 dolari 4 liradan bozduran yabanci yatirimci, 4 milyon lirasini borsaya yatirdi ve yaklasik %50 kazandi. Bugunku kurdan 6 milyonunu dolara donerse yaklasik 1,750,000 dolar ediyor. Toplamda %75 kar var burada. Korkunc bir rakam.

    Mahfi bey - Burada fatura kime cikiyor? 750,000 dolar kimin cebinden cikti?

    YanıtlaSil
  50. Hocam bütçenin bu kadar gevşediği bir ortamda kamu harcamaları nasıl 4.3 küçüldü?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu da ayrı bir konu. İlginç bir tespit.

      Sil
    2. Kamu harcama yapmadı, sadece vergileri düşürdü bu yüzden bütçe açığı artarken büyümesi küçüldü diye yorumlanabilir mi hocam?

      Sil
    3. Tek mantıklı görünen açıklama o ama o da doğru değil. Çünkü kamu harcama da yapmış. Üretim yönünden GSYH tablosuna bakarsanız kamu harcamalarında % 5,5 artış göreceksiniz.

      Sil
  51. Sayın Hocam,
    Bence yanlış yorumluyorsunuz, eğer kurun düşeceğini birisi bilse zaten para kazanabilir. Yerli ya da yabancı olmasının bir önemi yok.
    Örneğin X Holding'teki hazine müdürü;
    1. %5'ten 1M USD kredi çekebilir.
    2. 3.52'den 1M USD'yi satıp TL'ye dönebilir. Bu TL'yi tahvile yatırabilir.
    3. Vade sonunda 3,52'den sattığı USD'leri geri alabilir.
    4. %5'ten kredi alıp %11 gelir elde etmiş olur.

    Yukarıda yazdıklarımı herkes yapabilir. Burada sıkıntı bunu yapan kişi yada kurum USDTL pozisyonu alıyor. Siz bunu görmezden gelip yabancı gelir elde ediyor diyorsunuz. Yabancı USDTL'nin geri geleceğini nereden bilebilir. Zaten bilse bu kadar işleme gerek yok, forward'da USDTL satar, kur sabit kalırsa %10 hemen kazanır. Bence hayatınız boyunca al-sat (trade) işlemlerinde çalışmadığınız için bu tip işlemleri yanlış yorumluyorsunuz.

    Not: Yazılarınızı severek okuyorum, devamını dilerim.

    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yabancı yatırım fonlarının anlaşarak birlikte büyük paralarla gelmesi kuru düşürür. Vatandaş hep birlikte hareket edemez.

      Sil
    2. Sayın Hocam,

      Gelirken kuru düşürüyorlarsa çıkarken de yükseltmeleri gerekir değil mi?

      Kurun forward'dan daha az yükseldiği bir zaman dilimi belirliyorsunuz ve bu zaman dilimine bakarak yabancılar çok para kazandı genellemesini yapıyorsunuz. Halbuki son yıllarda kur hep forward'dan daha fazla yükseldi. Sizin kurduğunuz ilişkiye göre yabancıların son yıllarda hep para kaybetmiş olması lazım.

      Sizin bir varsayımınız var, bu da yabancıların kurun ne olacağını bildikleri. Halbuki bilmiyorlar. Kur yıllardır yükseliyor, yabancı kurun yükseleceğini bilse neden elinde Türk senetleri tutsun (Hisse piyasasında ağırlık hep yabancılarda.). Kurun ne olacağını bilse zaten bu kadar operasyona gerek yok, forward'da satıp işi bitirir, neden tahvil almakla uğraşsın?

      Özellikle al-sat konularında yanlış yorumlar yaptığınızı, Sayın Tevfik Güngör gibi iyi niyetli fakat tek taraflı sonuç olarak gerçekten uzak yorumlar yaptığınızı düşünüyorum.

      https://www.dunya.com/kose-yazisi/londra-dolari-150-ytl039ye-cikarmayi-basardi/2738


      Saygılar

      Sil
    3. Rıfkı Bey, bu konudaki varsayımınızı veriler ile de ortaya koymanız gerekir diye düşünüyorum.

      Ama ilk önce yabancı tanımını ortaya koymak lazım. Bu ülkeye para aktarmış tüm yabancıları mı kapsamalı ispatımız, yoksa sadece kısa vadeli pozisyon alan yabancı yatırımcıları mı?

      Tüm yabancıları ele aldığımızda son yıllarda( 2017 yılı hariç) dediğiniz gibi yabancılar USD bazında kaybetmiş gözüküyor. Bunu Net UYP verilerinden görebiliyoruz.
      2015 ve 2016 yıllarında cari açık vermemize rağmen Net UYP artması gerekirken azalmış, sanki cari fazla vermişiz gibi. Bunun sebebi, yabancı yatırımcının TL pozisyonunda olması.

      Peki,euro - TL bazında işlem yapan yatırımcı kaybetmiş midir?

      Çok bir tutar değil, 3 milyarlık bir dövizin borsaya girmesi, yabancının borsadaki kazancını 15 milyar usd ye çıkartabiliyor. Çünkü yabancının borsada alıma geçmesi, yerlileri de tetikliyor. Onların da katkısıyla hisse değerleri daha fazla yükseliyor. Kur gevşiyor bu aşamada ve ortaya bu kazanç hesaben ortaya çıkıyor.

      Bunu TCMB nin haftalık olarak açıkladığı menkul kıymet istatistiklerinde de görebiliriz.

      Bakın borsa endeksi 80.000 binden 110.0000 binlere geldi. Net ne kadarlık bir döviz girişiyle bu artış sağlandı? Ve 80.000 de iken usd cinsinden yabancının hisse tutarı ile, 110.000 binde iken USD cinsinden hisse tutarı ne olmuş. İnanın verilere bakmadım, ama ciddi bir kazanç sağlamışlardır.

      Düşünün gazetelerinin ekonomi sayfalarında borsa rekor kırdı deniyordu ama yabancı açısından değerinden düşük seviyelerdeydi döviz cinsinden. Ki Mahfi Bey daha önceden yazmıştı bu durumu.

      Yani borsadan yapılacak kazanç belli, o vakitlerde döviz kuru yüksekteydi bu günkünden.

      Seçim zamanı yaklaşıyor, hükümet seçime avantajlı girmek için elinden geleni yapacağını varsayabilir yabancı, ki yaptı da.

      Kuru nokta atışı ile tahmin edemeyebilirler ama tatlı kazancı hesap ettiler.

      TL den Dövize geçen yabancıyı düşünelim, aynı anda Dövizden TL ye geçende yabancı ise. Yabancı döviz alımı ile kuru yükseltiyor, alan da yabancı ve dövizini yüksek kurdan satarak TL ye geçiyor. Döviz alan kurdan dolayı bir kayba uğruyor ama tüm kazancını kaybedecek kadar değil. Çünkü döviz girişi olduğu anda satıyor.

      Sil
    4. İlginç yorumlar...

      Eğer borsada ağırlık yabancılarda ise, bu adamlar bu senetleri kime satacaklar ki çıkarken? Kendileri girdikleri piyasayı yükselmiş ve şu anda en tepesinde oturmuş etrafı seyrediyor durumundalar. O getirdikleri noktadaki değerlerden alacak adam yok ki? En az ama en az piyasanın yarısının potansiyel alıcı olması lazım ki bir satma ve kar etme durumu söz konusu olsun.

      Şu anda bu ülkede olup bitenlerin hiçbirini akıl ve mantık çerçevesinde ilişkilendirmek mümkün değil. Burası Sherlock Holmes'ün bittiği nokta. O bile bulgudan yani veriden hareket ederek ilişkiler kurar. Oysa biz ancak ucundan gösterilen şeyler ile burada yorum yapıyoruz. Varlık fonunda ne oluyor bilmiyoruz. Büyüme de öyle. Tasarruf rakamları da öyle. Şu anda akıl ve mantık durmuş durumda.

      Sil
  52. Mahfi hocam. Yazılarınızı ara ara takip edebiliyorum fakat her zaman objektifliğinizi takdir ettim. Açıkçası finans sektörü kökenli olmamamdan dolayı kimi terimlerde vs takılsam da sonuç olarak yorumlar ve sorulara verdiğiniz özenli cevaplardan az çok fikir ediniyorum. Benim sorum siz değerli hocaların gördükleri, bildikleri bilgiler aynısı yöneticilerde de varken, onlar neden hala bu konuda diretiyorlar o zaman? Demek istediğim şu an tasvir edilen ortam bizim sırtımıza günden güne yük getiriyor ve bir gün mutlaka yük taşınmaz hale gelecek. O durumda kriz denilen durum ortaya çıkacak. Özetle rakamlar bu kadar bariz gösterirken populist yaklaşımlarla ve başka kaygılarla bu tercihe devam edilmesi krizin mimarı yapmaz mı şu an ki yönetimi ve bundan dolayı da bilerek ve isteyerek vatana ihanet olarak değerlendirilmesi gerekmez mi? Bunlar tabi siz değerli hocamızın yazısı için alakasız gözükebilir. O yüzden kusura bakmayın sadece bütün bu konuda yazılanları okuyunca bu sonuca vardım. Son olarak klasik sorumuz, tespit yapmak da sıkıntı yok fakat çözüm üretmek de mi sıkıntımız var? Eminim çözümünüz bulunuyordur bu konular için de fakat bir nokta da var ki gerçekler ile teori uyuşmayabiliyor. O yüzden şu an geleceğe borç birikiyor olabilir fakat memurunun parasını ödeyemeyen bir devlet bundan daha iyi bir durumda olmaz sanırım. Geleceğin ne getireceği belli olmayacağı için kısa vadede mutluluk bir umut bize uzun vadede çok büyük fayda sağlayabilir. Dediğiniz gibi tarihi okuyamayan devletler o tarihi tekrar yaşarlar. Bu sebeple de Osmanlı için o gün rakamlar hiç iyi göstermiyorken, devletin yok oluşu ortadayken Anka kuşu misali küllerinden daha iyisinin doğma fırsatı oldu. O yüzden benim de nacizane görüşüm bizim kültürümüzdeki günü kurtarmaya tekrar devam etmek. O gün gelince tekrar doğru ya da yanlış bir çözüm bulup onunla devam ederiz.

    YanıtlaSil
  53. Hocam yazılarınız ve KPSS sürecinde kitaplarınız benim hayatımnda ayrı bir öneme sahip. Bu şekilde yazılarınızı bizlere doğrudan ve hiçbir karşılık beklemeden sunmanız da ayrıca takdire şayan. teşekkür ederim. Bu yabancı sermaye akışının yabancılara vatandaşlık verilmesi hakkında yapılan düzenlemelerle bir bağlantısı ya da etkisi var mı? kolay gelsin.

    YanıtlaSil
  54. https://intvd.gib.gov.tr/borclumukellefler/1b.jsp

    Buna ne demeli?

    YanıtlaSil
  55. Hocam bu gidişata bakılırsa kontrollü bir devalüasyon yaşıyoruz. Bir ara söylentisi ayyuka çıkan Merkezin fazla para basması ihtimali için gelecek yakın ve orta vade de öngörünüz nedir? Ne zaman böyle bir yönteme başvurulmak zorunda kalınır sizce?

    YanıtlaSil
  56. Hocam ben sıcak paranın içeriden çıkarılıp tekrar faize yatırılmış olan paralar olduğunu düşünüyorum. Sanırsın müslüman tekasür suresini de okusalar nafile.

    YanıtlaSil
  57. Hocam,
    Kredi Garanti Fonu ile gelen kredilerin devletin garantisi sınırlı oldu.Ayrıca büyük bir oranda kredinin zorda olan firmaların değil,sahiplerinin düşük faizle lüks harcamaları finanse etmek isteyen ihtiyacı olmayan firmalara dağıtıldığı söyleniyor.Eğer bu ekonomiyi döndürmek için yapılan operasyon işe yaramayıp(bu seneki büyüme rakamlarının KGF etkisinden arındırıldığında pozitif olduğunu da açıkçası düşünmüyorum)piyasada durgunluğa gittiğinde ve ödemelerde sıkıntı olduğunda bankalarda büyük risk görüyormusunuz?değerlendirme kuruluşlarının yüksek karlar açıklayan bankaları düşük not ile gözlem altında tutmaları bu durumdan mı kaynaklanıyor?yatırımcı olarak banka senet ve birikimleri yönünden endişe duymalımıyız?
    Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bankacılık verileri böyle bir risk göstermiyor Ama veriler 2001 krizinden önce de durumu iyi gösteriyordu. Buna karşılık sokağa çıkınca duyduğumuz pek çok şikayet var.
      Sanırım risk kuruluşları bu durumu yakından görüyor. Yatırımcı bence her şeyden endişe duymalı

      Sil
    2. Bildiğimiz kadarıyla KGF'nin büyümeye etkisi %1,5 kadar. Daha çok olamaz.

      Sil
  58. Hocam Merhaba, yazılarınız için teşekkürler. ellerinize sağlık. sayenizde bilgi birikimimiz ve perspektiflerimiz gün geçtikçe ve sizi okudukça değişiyor ve kuvvetleniyor.
    hocam bir sorum var, yanıtlarsanız sevinirim.
    tasarruf açığımız olduğu için faizler yüksek. peki hem kamu hem de bireysel olarak tasarruflarımızı nasıl arttırabiliriz? daha önce "ücretlerin hepsi tüketime gidiyor, tasarruf edilemiyor, ücretler yükselirse tasarruf edilir" gibi bir yoruma bunun öyle olmadığını belirtmiştiniz. Benimde aklıma hep insanların zorunlu ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandıkları için tasarruf edemedikleri gelmiştir.
    peki hem ülke hem bireysel olarak bu tasarruf açığının altından nasıl kalkarız? ufak birikimleri değerlendirmek için BES türü araçlar var. Başka nasıl çözülür bu durum? iktisadi bir kalkınma gerçekleştirerek ve milli geliri arttırarak mı?
    yanıtınız için şimdiden çok teşekkürler Sayın Hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunun en doğru yanıtı enflasyonu yüzde 2'lere düşürmektir. İnsanlar tasarruflarının erimediğini görmek ister.

      Sil
  59. Mahfi hocam 5 yıldır kiradayim ! ancak bu yıl en çok kira aarttirdigim yıl o oldu??! eylül Üfe den dolayı %12,x arttı!?...ancak sizin söylediniz çok ilginc enflasyon %80 lerde iken bile bu kadar faiz vermiyordu bankalar ! Likidite sorunu had safhada mı acaba diye düşünüyor insan!

    YanıtlaSil
  60. http://www.kitapyurdu.com/index.php?route=product/product&product_id=434109

    Tapınak Şövalyeleri benim ilgimi çekiyor çünkü banka sistemi taa orada başlıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bankacılık Çin de başlamıştır.

      Sil
    2. Demek ki bunu da kendilerine mal ettiler. Bir kaynakta böyle geçiyordu. Asıl babillerde ortaya çıkmıştır.

      Sil
    3. Heee Kübayi da Türkler kesfetmisti.

      Sil
  61. Hocam tersten bir soru soracagim. Diyelim o veya bu sebeple sicak paranin gelisi simdiki mertebelerinin yarisina dustu. doviz yukselmeye borsa dusmeye ve MB fonlama faizleriyle betabet DIBS VE EUROBOND faizleri artmaya basladi. Piyasa dahada yavasladi. Bu olasi etkilerin yaratacagi ekonomik verileri tarihimizde kiyaslayabilecegimiz hangi donemi gosretebilirsiniz? Bana sanki 94 krizi buna yakin gibi geliyor ama sizce hangisi? Lutfen tum krizlerin bazi yonlerine benzer diye topu taca atmayiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Topu taca atmak bazen tek çözümdür. Bu arada da durum öyle. Çünkü gerçekten de hepsinin farklı yönleri kadar benzer yönleri de var. Ama haklısınız en çok benzerlik 94 kriziyle kurulabilir.

      Sil
    2. hocam, o dönemi çok iyi hatırlıyorum. dönemin hükümet kamunun borçlanmasındaki faiz bandını düşürmek için yapay faiz indirimleri yapmış ve genişlemeci para politikası uygulamıştı. ancak zamanla genleşen emisyon giderek dövize yönelince bu sefer doğal olarak faizler çok daha fazla yükselmiştir ve kamunun belini daha çok bükmüştür. 5 nisan karalarının temeli maalesef piyasaya müdahaleyle atılmıştı. o dönem kamunun ekonomideki payı yüksekti ve bankacılık-özel sektörden faizle tasarruf alıyordu. bugün ise özel sektörün tasarrufu çok azdır ve kamu borçlanmasını da nispeten daha iyi görünen bankacılık sistemine dayandırmıştır. ancak artık ancak kamusal genleşmeyle talep yaratıp büyüme sağlayabilecek makro iklim var. bu durumda zamanla kamu bütçe açığının büyümesiyle 94 hükümetinin yaptığına benzer yapay biçimde faizleri aşağıya çekelim de kamu borçlanma maliyetini indirelim denileceği günler yakındır. zaten bir ara bu yönde bazı söylemler vardı ki bu ileriye dönük ilk sinyallerdir bence!. 94 benzeri kriz olması olasılığı vardır ancak kanaatimce 94 krizindeki gibi V şeklinde bir iktisadi eğilim oluşmaz daha çok Z şeklinde ve uzun soluklu bir kriz süreci oluşması kuvvetle muhtemeldir. ana hatlarıyla 94 krizini andırabilir ama zafiyetlerin yarattığı negatif fazlı enerji birikimi nedeniyle ve üstelik 15-16 yıl gibi nispeten uzun birikimi de hesaplarsak yıkımın daha geniş tabanlı ve büyük olması maalesef büyük olasılıklar dahilindedir bence!. ne dersiniz hocam?. saygılar.

      Sil
  62. Iyi de sicak para gelmese ithalata bagimli ihracatin artmasindan kaynaklanan car acik artisi nasil finanse edilir bunu cevabini gizlemeyin soyleyin mesela basak kalem olan otomotiv sektoru boyle bir kalem uretimi artirdikca bu uretimi finanse sicak para girisi gerekiyor cunku bir getirisi varsa uc goturuyor ve uretim artirimi bu negatif fark artirimi demek bunu finanse etmek icin dis kaynak bulmamiz gerekir yani sicak para

    YanıtlaSil
  63. Hocam MB bir sürpriz yapıp perşembe tek faize döner mi sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ortalama Faizi % 12 olarak uyguladığına göre zaten dönmüş demektir.

      Sil
  64. hocam esfender hoca kurun 3.12 olması gerktiğini söylemiş bu hesap neye göre yapılıyor hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. rek 89 dolar kuru 3.50*0.89 dan mı çıkıyor hocam

      Sil
  65. Ülke büyümüş gibi yapıyor ama istihdam artmıyor, turizm geliri geriliyor, bu film ne zamana kadar sürer tabi ki bu faiz ödenemediği zaman...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birileri issizlik azaliyorsa enflasyonun artmasinin nesi kotu diyordu. Asgari ucret eriyor efendi. Bunu anlamiyorsun.

      Sil
  66. Hocam büyümeyle ilgili bir soru soracağım. Mesela A ülkesinin kişi başına milli geliri 20 bin dolar B ülkesinin 100 bin dolar. A ülkesi %5 büyüyerek 21 bin dolara, B ülkesi %2 büyüyerek 102 bin dolara ulaşıyor. Aradaki fark 80 binden 81 bine çıkıyor. Ama aradaki fark 5 kat iken 4,85'e iniyor. Toplam şeklinde bakarsak aradaki fark açılıyor, çarpım şeklinde baktığımızda fark kapanıyor. İktisatçılar böyle durumları nasıl yorumluyor. Bu durumda iktisatçılar fark artıyor mu kapanıyor mu diyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. A Ülkesi daha hızlı büyüyor diye yorumlarız ve devam ederiz ama aradaki farkın kapanması için A ülkesinin daha hızlı büyümesi gerekir.

      Sil
    2. Hocam yapmayın, A daha hızlı büyüyorsa er geç B'yi geçer. Benzer büyüme oranları ile 56 sene sonra A ve B'nin geliri eşit olur sonra A geçer.

      Sil
    3. Evet 58 yılda geçiyor. Ama bu işler böyle olmaz. B ülkesinin büyümesinin yavaşlaması olgunluğa erişmesindendir. A ülkesi de önce böyle büyür sonra mesela 15 - 20 yıl sonra büyüme hızı yüzde 3'e düşer sonra o da A gibi 2'ye düşer. Çin mesela yüzde 10 büyüyordu şimdi artık yüzde 6,5 büyüyor. ABD, hiç bir zaman artık % 5 büyüyemez. Buna büyüme sınırı deniyor.

      Sil
    4. Sayın Hocam,

      Bu işler genelde böyle olmaz ama bazen olur.

      Saygılar

      GDP Annual Growth Rate in South Korea averaged 7.49 percent from 1961 until 2017.

      Saygılar

      Sil
  67. Üstat,
    Sabahları NTV de yaptığınız "Geri Sayım" programını yeniden izleyebileceğimiz NTV'nin bir portalı yada başka bir kaynak mevcut mu? Bilgi verirseniz çok sevinirim.
    Çok selamlar
    Cafer Demir

    YanıtlaSil
  68. Kum Krizi Kapıda!

    Doğal kaynaklarımızdan biri olan kum, bilinçsiz tüketim ile hızla azalıyor. Özellikle inşaat sektöründeki bilinçsiz çalışmalar, kum miktarını tükenme seviyelerine getiriyor.
    12.09.2017 / 13:00 http://shiftdelete.net/kum-krizi-kapida-85001

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artık inşaatı bırakalım. Zaten inşaat da inşaat değil. Onun yerine yaratıcı şeyler bulmamız gerekiyor. Yapılan şeyleri yapmayalım. Aynı yanlış yolda yürüyenler bir şey elde edemiyor. Borcu kime yıkacak bakalım güya akıllı insan.

      Sil
    2. Kıt kaynaklarla kıt insan ihtiyaçları olur. İhtiyacı sınırsız yaparsan krizden de çıkamazsın.

      Sil
  69. Hocam Merhaba,

    Bu sıcak para sarmalı bizim çok uzun zamandır problemimiz olarak gözüküyor. Bunun çözümü nedir diye sorduğumuzda yapısal reformlar ile yatırımı ve katma değerli ürünler ile bu sarmaldan dünya liglerinde daha rekabetçi olarak öne geçebiliriz gibi duruyor. Bu bağlamda Güney Kore'yi izlemek ve onların yaptıklarını kendimize rehber almak sizce ne kadar mantıklı bir politika olur? Ayrıca bir ülke yapısal reformları yaparak bunun çıktılarını en kısa ne kadar sürede alabilir? Yani bugün yapısal reformları yapsak sizce bu sarmaldan en kısa ne zaman sürede çıkabiliriz? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  70. Hocam, bu büyüme oranında baz yılının 2009 olarak seçilmesi temel etken değil midir?.....

    YanıtlaSil
  71. neden bu ülke hep ham hayallerle oyalanır. galiba tatlı rüyalar hoşumuza gidiyor. ihracatımız artmış vay be!. birisi de çıkıp şunu açıklamıyor kardeşim bugünkü yapısallıkta sen istediğin kadar ihracatını artır senin her 100 birimlik ihracatının en az 70-75 i ithalata bağımlı ve bu yüzden ithalatın asıl patlamayı yapıyor demiyor. neymiş biz ikinci çeyrekte %5,1 büyümüşüz de ab ise sadece 2,4 ortalama büyümüş. yahu kimse de demiyor ki adamların ekonomileri trilyonlarca dolarlık ekonomi. adamların %2,4 büyümesi senin %8 büyümene bedel demiyor. adamlar 2,4 büyümeyle senin %9 büyümeyle ancak yaratabileceğin katma değeri oluşturuyor demiyor. senin nüfusun çok daha genç, sen g.o.ü onlar ise sanayileşmesini tamamlamış doymuş toplumlar. buna rağmen biz hala istikrarlı biçimde her yıl ortalama olarak %8 büyüme gösteremiyoruz. hep aynı cımbızlama sözde başarılar.... madem büyüyoruz da neden sermaye birikimi halen düşük seyrediyor. sadece inşaatla borsayla sözde büyüme var. bir de tasarruf oranımızı ne hikmetse %14 den 20 lere çıkardılar. gerçekte tasarrufumuz %14 civarlarındadır.çünkü eskiden %8 büyümeyle verdiğimiz cari işlemler açığını artık %5 ve altındaki büyüme ile vermeye başladık. çünkü gerçek tasarruflarımız %14 civarındadır 20 filan değildir. tüikin işi gücü şişirmektir. dikkat et tüik bir gün çok fena patlayacaksın sen de bu rant ekonomisi de!.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet hayallerle değil somut rakamlar üzerinden ülkemizin düne göre 2001/2002' ye göre büyüdü mü? küçüldü mü? temel dört alanda karşılaştırma yapalım.Şöyleki;
      Yıl 2002 Asgari ücret:184 TL, Ekmek:0.25 TL, 184/0.25=736 Ekmek.
      Yıl 2017 Asgari ücret:1404 TL, Ekmek:1TL,. 1404/1=1404 Ekmek.
      Yıl 2002 Asgari ücret:184 TL,. Mazot:1.26 TL 184/1.26=146 lt mazot.Yıl 2017 Asgari ücret:1404 TL, Mazot:4.7 TL 1404/4.7=298 lt.mazot.Yıl 2002 Asgari ücret 184 TL,1$=1.62 TL.Asgari Ücret:114 $,Yıl 2017 Asgari ücret:1404 TL,1$=3.45 TL, Asgari ücret:406 $,Yıl 2002 Asgari ücret:184 TL, 1.4 Clio sıfır araç:11.000 TL,11.000/184=60 Asgari ücret,Yıl 2017 Asgari ücret:1404 TL, 1.4 Clio sıfır araç:65.000 TL, 65.000/1404=46 Asgari ücret ile alınabilir.RAKAMLARIN DİLİ BÖYLE.YORUM SİZİN..

      Sil
    2. Açıkla büyüyecegimize yatırım ve ihracat artışıyla büyüsek keşke.

      Sil
    3. Çin dahil goü lerden kac tanesi yüzde 8 üstü büyüyor? Yüzde 5 lii büyüme gelişmekte olan ülkeler için de gayet iyi bir oran. Büyümenin niteliği tartışılır( kamusal harcamalar ve ic tüketime bağımlı büyüme) ancak iyi bir oran

      Sil
  72. hocam aslında bu faizle elde edilen sıcak para günü kurtarmaktan başka bir şey değil. peki neden bu kadar ısrarcıyız açıklayabilir misiniz?

    YanıtlaSil
  73. hocam, ahmet ümit in hangi kitaplarini beğeniyorsunuz? ahmet umit in kitaplari analitik düşünmeye katki saglar mi?

    YanıtlaSil
  74. Sayın Eğilmez, yazınız çok can alıcı bir noktaya değinmiş. Ben de şu şekilde katkıda bulunmak isterim. Ülkeye giren yabancı kaynağın önemli bir kısmı belirttiğiniz üzere kısa vadeli ve yüksek getiriyi hedefleyen bir yapıda olduğu çok açık. Burada ülke olarak kaybettiğimiz sadece yüksek "hard currency" cinsinden faiz değil. Bu kaynağa her geçen zaman diliminde ekonomideki kan dolaşımını sürdürmek için daha çok gereksinim duyar durumdayız. Üstelik bu kaynağa ödemiş olduğumuz "gerçek" bedel, kendi sınıfımızdaki ülkelerin ödediğinden çok daha fazla. Bu da şu anlama geliyor, kamu ve özel sektörün doğrudan ve dolaylı ödediği faiz ve faiz benzeri maliyetin yüksek olması, kaynaklarımızı daha da tüketir durumda. Normal koşullarda yabancı kaynak, ödenilecek bedele göre çok daha yüksek verimlilik artışı yaratmak için kullanılır. Biz ülke olarak bu yabancı kaynak bileşimi ile bırakın verimliliği ve katma değeri arttıracak yatırım yapmayı, var olan varlığımızı eritiyoruz. Bu kadar pahalı yabancı kaynak kullanımı uyuşturucunun bedeni etkilemesi gibi giderek vücudun fonksiyonlarını bozuyor. Ve bu uyuşturucudan da, likidite krizine girmemek için vazgeçemiyoruz. Saygılar ile.

    YanıtlaSil
  75. Hocam konuyla alakalı değil ama, Borsa İstanbul Varlık fonuna aktarıldıktan sonra Forexe işlem limiti konularak Forexteki paraların ve yatırımcıların Borsa İstanbula kanalize edilmesi düşünülmüş. Ancak bu limit artışıyla Forex merdiven altına inip yurtdışı sistemlere geçince istenilen olmamış diyorlar. Bende limit artışını forexte tecrübesi olmayan insanlar girip para kaybetmesin diyerek yapılmış olduğunu sanmıştım.

    YanıtlaSil
  76. 1. SDRnin ağırlığı kura göre değişir mi?
    2. Bu da bir nevi sömürü olmuyor mu?

    YanıtlaSil
  77. Hocam büyüme ve milli gelirle ilgili benim anlamadığım iki konu var:
    1) Dünyada milli gelir niye cari fiyatlarla ifade ediliyor da enflasyondan arındırılmış verilerle ifade edilmiyor? Büyüme böyle ifade edilirken milli gelir niye cari fiyatlarla ifade ediliyor, bu enflasyonu yüksek ülkelerin milli gelirinin yüksek gözükmesine neden olur.
    2) Büyüme oranı dendiğinde herkes toplam milli geliri konuşuyor ama kişi başına düşen milli gelirdeki büyümeyi konuşmuyor. İkincisi daha önemli bana göre. Bunun bir nedeni nüfus artışının dünyanın hemen hemen her yerinde azalıyor olması olabilir mi?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Faizin Doğuşu ve Yasaklanışı