2017 Falı

Fala inanmam ama 2017 yılında neler olacağını tahmin etme imkânı olmadığını, ancak fal benzeri öngörülerde bulunmanın mümkün olabileceğini vurgulamak için bu başlığı kullandım.

Her yıl yaptığım gibi 2017 yılı için de sayısal tahmin yaptım ama iki nedenle bu tahminlerimi açıklamayacağım.

Birinci neden:
Ekonomik göstergeler ile ilgili bilimsel tahminde bulunabilmek için iki aşamalı bir işlem yapmak gerekiyor: Geleceğe ilişkin varsayımları ortaya koymak ve bu varsayımlar altında mevcut verileri bir model çerçevesinde kullanarak tahminleri yapmak. Tahminlerin dayanacağı varsayımları ortaya koymakta yani ilk aşamada bir sorun yok. Örneğin 2017 yılı için şöyle varsayımlar yapılabilir: Fed 3 kez faiz artıracak, Avrupa’da toparlanma olmayacak ve mevcut ekonomik durum devam edecek, Çin, eski büyüme ivmesine geri dönemeyecek, gelişme yolundaki ekonomilerde finansman sorunları yaşanacak. Buna karşılık ikinci aşamada yani bu varsayımlara dayanarak ele alınacak veriler konusunda sorunlar var. TÜİK, Avrupa Birliği hesaplar sistemiyle uyum sağlamak üzere ESA 2010 düzenlemeleri çerçevesinde GSYH hesaplama sistemini değiştirdi. Bu değişikliğin çeşitli etkileri ve sorunları ortaya çıktı. Eski ve yeni GSYH serileri arasında genel görünümü fazlaca etkilemeyen buna karşılık ayrıntılarda görünümü etkileyen bazı yer değişiklikleri yapıldı. Örneğin bazı kalemler tüketim harcaması olmaktan çıkıp yatırım harcaması olarak sınıflandırılmaya başlandı. Bunun sonucunda eski seri GSYH’de mesela nihai tüketim harcamalarının toplam harcamalar içindeki payı yüzde 70 dolayındayken yeni seri GSYH’da bu oran yüzde 60 düzeyine düştü. Bunun sonucunda tüketim oranı düşerken yatırım ve tasarruf oranları onar puan yükselmiş oldu. Bu durum oldukça tartışmalı görünüyor bana. TÜİK’in yaptığı açıklamada yeni hesaplamaya göre bulunan GSYH’da eski hesaplamaya göre ortaya çıkan 384 milyar TL farkın ağırlıklı bölümü inşaat kesimindeki artıştan kaynaklanıyor. Bu tutar GSYH’nın yaklaşık yüzde 20’sine denk geliyor. Bu kadar büyük bir tutarın hesapların nasıl dışında kaldığı tam olarak açıklanamıyor ve ister istemez bir şehir efsanesi olarak ortada dolaşan ve GSYH’nın yüzde 20’si dolayında olduğu öne sürülen kayıt dışılık oranı esas alınarak hesaplara ekleme yapıldığı düşüncesinin doğmasına yol açıyor. TÜİK’in açıkladığı yeni seride nominal değerlerde geçmişe dönük düzeltmelerin reel değerleri nasıl olup da yüzde 25 – 50 oranında etkilediği yanıtlanması gereken en önemli sorulardan birisi olarak karşımızda duruyor. TÜİK, GSYH serisini ve buna bağlı olarak büyüme oranlarını yeni sistemle geçmişe doğru revize etmekle birlikte 2016 yılının üçüncü çeyrek büyümesini eski seriye göre açıklamamış bulunuyor. Dolayısıyla ortada bir veri kopukluğu var. Bu tür bir seri değişikliği yapıldığında bir süre eski seriyle de tahmin açıklamaya devam edilmesi gerekiyor.  

Özetle söylemek gerekirse GSYH, tasarruflar, yatırımlar, tüketim, büyüme oranı gibi temel verilerle ilgili bu sorunlar tahmin yapma konusunda ciddi sıkıntı yaratıyor.       

İkinci neden:
TÜİK’in yeni serisini bir kenara bırakarak eski verilerden giderek 2017 yılı için tahmin yapmayı ve bunları yeni serideki verilerle karşılaştırmayı denedim. Buradan da anlamlı sonuçlara ulaşamadım. Beni tatmin etmeyen bu sayısal tahminleri sizlerle paylaşmak daha da anlamsız olacağı için bunları paylaşmamaya karar verdim. Paylaşabileceğim şeyler falcı söylemlerine yakın gelecek öngörülerinden ibaret.  

2017 yılında küresel krizden çıkış görünmüyor. Hatta daha da kötüye gidiş söz konusu olabilir. Avrupa’da mali kuruluşlar arasında batışlar olabilir. Eğer ABD, Çin’e karşı ticareti kısıtlayıcı önlemler alır ve bunun sonucunda Çin krize girerse, küresel sistem, bir yazımda[i] ayrıntılı olarak değindiğim bir kriz kısır döngüsüne girebilir. Öte yandan küresel krizin başından beri durumu idare etmeyi başarmış görünen gelişmekte olan ekonomilerin dayanma güçlerinin artık tükenmekte olduğunu da gözden kaçırmamak gerekiyor.

Bu gelişmelere paralel olarak Türkiye’nin 2017 yılında hem bu dış gelişmeler hem de içerideki risk artışları nedeniyle sıkıntılarının devam edeceğini düşünüyorum. Siyaset, bu karışık ortamda bile ilk sırayı tutuyor ve istikrarsızlık unsuru olmayı sürdürüyor. Oysa böyle bir ortamda siyaset geri planda kalmalı ve ağırlık yapısal reformlara verilmeliydi. Ne yazık ki Türkiye, yapısal reformları kendi başına yapamıyor. Turizmde görüntü geçen yıldan da kötü bir gidişe işaret ediyor. Kredi genişlemesi amacıyla yaratılan yeni imkânlar çoğunlukla yeni harcama ya da kullanım değil eski kredilerin çevrilmesinde kullanılıyor. Türkiye 2016’da doğrudan yabancı yatırımlarda yarı yarıya düşüş yaşadı ve buradaki kayıp sıcak para girişindeki artışla giderildi. Bunun sürdürülebilmesi büyük ölçüde Fed’in izleyeceği faiz politikasıyla bizim içeride yaratacağımız riskler arasındaki dengeye bağlı bulunuyor. TL’nin ciddi değer kaybı yaşadığı bir yılda ihracatın da düşmüş olması ayrı bir sıkıntının habercisi. TL’deki değer kayıpları bir yandan enflasyonda artışa yol açacağı gibi faizlerde de ister istemez artışa gidilmesine yol açacak gibi duruyor.

Türkiye açısından son 2 yılda her yeni yıl eskisinden daha sıkıntılı geçti. Umarım ben yanılırım, umarım gelen gideni aratmaz.    

Yorumlar

  1. Hocam bazı konularda size katılıyorum.Mesela cari açık dahada artar.Dış finansman konusunda daha zor bir yıl bekliyor bizi.Diger olumlu yanlarda beklediğim ise turizm gelirlerinin 2016 yılına göre daha iyi olacağı yönünde.Kisa bir degerlendirme yaptım.Tabii en önemlisi biran önce yapısal reformları yapmak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet o işe hakkıyla girsek iyi olacak tabii ama hakkıyla.

      Sil
    2. Hocam konu dışı ama sizden bir şey rica edebilir miyim.iktisat yuksek lisans tezi için güncel bir konu önerebilir misiniz ?

      Sil
    3. Sayın Hocam iktisat bilimi gerçekten gerekli bir sosyal bilim midir? İktisat bilimi bence boş bir uğraştan öte gidememiştir.Çünkü kullandığı araçları bile olasılıklar evresine sokmuş ve çıkan net sonuçları bile ne yazık ki görmezden gelip gereksiz felsefik akımlar yaratarak ne olduğu kestirilemeyen ihtimaller üzerinde kafa yoran çokta olmazsa olmaz bir bilim değildir ve iktisat okuduğum için kendime kızıyorum bazen...boşa geçen bir 4 sene....

      Sil
  2. Hocam gelişen ülkelerin dış yatırım almakta zorlandığı bir döneme girdik, artık küresel üreticiler yatırımlarını anavatanlarında yapmayı daha çok tercih ediyor. 2017 ve sonrasının bu anlamda da zor geçeceğini tahmin ediyorum.Endüstriyel gelişimimizin arkasındaki önemli bir itici güç artık olmayacak. Bilim/teknoloji üreterek bunu dengelemek ve uzun dönemde lehimize çevirmek zorundayız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım artık kısa dönemle uğraşmayı bırakmak gerek.

      Sil
  3. Suriye'de ateşkesin sağlanması ve IŞİD in Musul ve takmayı kaybetmesiyle acaba ihracatımız artar mı? Bu varsayıma dayanarak ihracata dayalı büyümeyle bir çıkış yakalayabilir mıyız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilemeyiz bunlar spekülatif varsayımlar tabii.

      Sil
    2. İhracat yapabilmek için ihracat yapılacak ülkenin parasının olması gerekir, karşıda talep için nüfus gerekir, ihracat yapacağınız ülke iyi siyasi ilişkilerinizin iyi olması gerekir. Bu üç kriterde varsayımımız için maalesef olumsuz.

      Sil
  4. falcıya inanma ama falsız da kalma,,,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence falsız da kal. Hiç bir anlamı olmayan şeyler.

      Sil
    2. hocam benim falcım sizsiniz zaten,,,yani diğer bir değişle falcıya inanma ama mahfi'siz de kalma.☺☺

      Sil
  5. piyasaya bırakmak lazım (ihtiyati önlemleri alarak),,,batan batsın,,aç gözlülük ve daha kar getirisi için ayağını yorganına göre uzatmayan, bırakınız batsınlar bırakınız diplesinler

    YanıtlaSil
  6. hocam bizde asgari ücret 1400 oldu yani, 388 euro
    bulgaristanda asgari ücret 460 leva , 236 euro. bu ikisini karşılartırırsak ne gibi bir sonuç çıkar hocam.. saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Satınalma gücüne bakmak gerek.

      Sil
    2. 10 yıl önce Bulgaristan'da asgari ücret bizdeki asgari ücretin 1/4 ü kadardı

      Sil
    3. Bay adsız, kıyaslamak için Bulgaristan'a kadar gitmenize gerek yok. Asgari ücreti kendi harcamalarınızla kıyaslayın, bakalım ne gibi bir sonuç çıkar.

      Sil
  7. Hocam bende iyimser olmak istiyorum ama şu ana kadar yaşadıklarımız ve yapısal reformların yapılmayacak olması maalesef daha kötüye gideceğini gösteriyor.
    1) Şu an EUR/USD paritesi %1,04'e düşmüş durumda. Siz %1,10 altının tehlikeli olacağını söylemiştiniz. Bu durumda şirketlerde iflaslar başlayabilir mi?
    2) Sizin dediğiniz gibi gelişmekte olan ülkelerde bir küresel kriz başlayacak ve bu Çin merkezli olacak demiştiniz. Trump'ın politikaları bunu 2017 yılına çekebilir mi? Böyle bir kriz Dünyada en kırılgan sondan 2. ülke olmamızdan dolayı bir felaket olur diye düşünüyorum.
    3) Japon yen'inin daha ne kadar değer kaybı Japon ekonomisini canlandırmaya yeter mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Başladı zaten
      (2) Çekebilir, bu bizim için çok kötü olur.
      (3) Tek başına kurla bu canlanma mümkün değil. İnsanları geleceğin iyi olacağına ikna etmek gerekiyor. Ki harcama yapsınlar.

      Sil
    2. Hocam ohal kalktiginda iflas erteleme de ortadan kalkacak.. iflas edecek sirket sayisinin cok olacagi soyleniyor. Katılır misiniz

      Sil
    3. Adsiz 19:55, iflas erteleme kaldirilinca iflas etmeyen, iflas erteleme gelince niye iflas etsin, edecekse bile en azindan iflasini erteleyip kurtulma sansi olur.

      Bu konularda pek bilginiz olmadigi anlasiliyor, ancak bilgi edindiginiz kaynaklarin guvenilirligine ve tarafsizligina dikkat etmenizde fayda var.

      Sil
  8. Hocam, Son 13 yılda ülkeye giren net döviz miktarının özelleştirme + diğer yabancıya satılan kurumlar + borçlanmalar + sermaye hareketleri + net hata noksan + vs. gibi yollarla 700-800 milyar dolar civarında olabileceğini tahmin ediyorum.(sizin elinizde bilgi varsa paylaşabilir misiniz) Başta tüketim malları ithalatı ve inşaat sektörü malları üreten şirketlerin ithalat ihtiyaçlarını karşılamak için bu dövizin çok büyük kısmını geri göndermiş olduk.

    İçeride artan tüketim, başta inşaat sektörü ve onu besleyen mal gruplarındaki canlanma olmak üzere toplam ticaretin ciddi artışına sebep oldu. Böylece gerçekleşen sunni refah artışı, başta gayrimenkulde olmak üzere birçok mal fiyatında çok ciddi artışları gördük. TUİK şimdi artan inşaat miktarı üzerine bu yeni fiyatları koyduğu için böyle bir sonuca ulaşıyor olabilir mi?
    Başkasının parasını tüketerek ulaştığımız bu ekosistemin sürdürülebilir olması mümkün olmadığına göre, ekonomi eninde sonunda Türkiye'nin potansiyeli ve verimlilik düzeyine uygun seviyeye geleceğine göre (umalım ki, çok fazla dip yapmadan denge durumuna gelelim) oluşacak yeni fiyatlar TUİK rakamlarına nasıl yansıyacak.

    Tarihe baktığımızda ekonomi ve siyaset her zaman birbirini besleyen verimli döngüler veya kısırdöngüler yaratmış. Kapsayıcı büyümeler, kapsayıcı siyasal kurumların oluşumunu beslerken, sömürücü ekonomik kurumlar ise çoğunlukla mutlakiyetçi yönetimlerin oluşumunu desteklemiş. Ekonomik durumumuz ortada, bu kadar sermaye girişine rağmen verimlilik artışımız çok sınırlı, rekabet gücümüz sadece ucuz iş gücüne takılıp kalmış. Peki siyasette neredeyiz ve daha önemlisi nereye doğru gidiyoruz. Son günlerde yaşananlar 20. yüzyıl güney Amerika'sını bazen de Rusya veya Afrika ülkelerini anımsatmıyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende bunları sizin gibi hesaplayarak buluyorum yani topluca bir yerde yok. Ulaştığınız miktar bana makul geldi.
      Maalesef dediğiniz doğru. Sermaye girişi bizde ne emeğin verimliliğinin artmasına ne de sermayenin doğru alanlara yönelmesine yaramadı.

      Sil
  9. Bir önceki ekonomik ilizyon yazısıyla birlikte okununca ülkemizdeki kalkınma yalanının patlayacağı bir 2017 yılı için kemerleri bağlayın.
    Başkanlık referandumu iki farklı Türkiye ye çıkan bif tünel gibi görünüyor. Çıkışların birisi ekonomisi berbat ancak 5 yıl içinde toparlama umudu olan bir Türkiye, diğeri ise kısaca yeni Suriye.

    YanıtlaSil
  10. Hocam yazı için teşekkürler.
    Hocam kamu altyapı yatırımlarının bütçede gösteriliş şekli nasıldır?

    YanıtlaSil
  11. hocam 45 no lu tebliğde KÖİ ile ilgili olarak "talep ve alım garantileri nazım hesaplarda izlenir" diyor? bunu nasıl anlamalıyız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Garantiler call edilmedikçe devreye girmediği için nazım hesaplarda (bir çeşit bilgi notu gibi) gösteriliyor. Ama bir kurum borcu ödemezse o zaman bu garanti borca dönüşüyor ve Hazinece ödenmesi gerekiyor işte o zaman bütçede nazım hesaptan çıkıp asıl hesaplara geliyor.

      Sil
    2. Hocam teminat mektupları gibi değil mi? Standart gayri nakdi kredi iken nazim hesaplarda izleniyor. Nakde dönüşmesi söz konusu olduğunda 12 veya 14 hesaplara çekiliyor.

      Sil
  12. Hocam şöyle bir fikrim var bilmiyorum sizin prensiplerinize uyar mı ama müsadenizle yazmak istiyorum çünkü size uyarsa bizler için de faydalı olacağını düşünüyorum.

    Küçük bir tablo yapıp ilk sütuna geçen sene başındaki sene sonu tahmininizi, ikinci sütuna gerçekleşenleri, üçüncü sütüna ise sayısal veri olarak değilde gerçekleşen değerlere göre "Artar/Azalır" olarak yazarsanız daha iyi olmaz mı?

    Birde 2017 yılı sonunda bu tahminlerinizi açıklayacak mısınız hocam?

    Size sevdiklerinizle iyi bir yıl diliyorum.

    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu ben de düşündüm ama GSYH serisi değiştiği ve ona bağlı olarak bütün oranlar değiştiği için anlamsız görünecek.
      Başında açıklamadığım tahminleri sonunda açıklamam uygun olmaz.
      Ben de size ve sevdiklerinize iyi bir yıl diliyorum.

      Sil
    2. İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim hocam. Bir kaç soru sorayım müsade ederseniz.

      1) Hocam peki TÜİK hatasından dönüp, 2011 yılını baz alıp, mantıklı bir revizyona tekrar giderse ve elinizde tutarlı, daha güvenilir rakamlar olursa tahminlerinizi açıklar mısınız? Yoksa yine bu sene için beklemede mi kalmayı tercih edersiniz?

      2) Bu sene birikimlerinizde yine %50tl, %50usd olarak mı kalacaksınız hocam? Bir değişime gitmeyi düşünüyor musunuz? Böyle sorulardan ve ilerleyen yazılarınızda satır aralarından yola çıkıp sizin tahminlerinizi tahmin etmeye çalışacağız hocam:)

      Saygılarımla.

      Sil
  13. Goz gore gore, bagira bavira, salt ayrisma ve kisisel cikarlar sebebiyle ayrisa ayrisa bu duruma bile bile geldik. Ben bu durumun ulke lehine orta vadede cok iyi olabilecegini dusunuyorum. Her krizi vucuda verilmis bir asi gibi xusunuyorum. Mesela 80 oncezini yasadik ve artik feristahi gelse bir daha sag-sol kavgasi yasanamaz. Son 15 senede de din eksenli ayrisma yasiyoruz. Fakat tum taraflarin ortak mesneti karin doyurmaktir. Bu kriz ne kadar kamu harcamalarina yuklenselerde yan gelirler (turizm, ihracat, tarim gibi) olmazsa, ki olmayacak gibi gorunuyor, bir ise yaramaz. Toplumun 3de biri yoksulluk sinirinin altinda ama yardimlarla vs. Ayakta durabildi. Bu kaynakda bittigine gore artik gercekler kafalara carpacak mecburen. Lafla peynir gemisinin yurumeyecegini anlayacaklar. Sonucta dibe vurucaz mart-nisan gibi. Bunun evlere yansimasi 2-3 ay en fazla. Sonra kafalara erecek durum. Deprem olucak. Yikilmazsak cok kuvvetli ve akillanmis olarak kalkabiliriz. Aklin dinin arkasinda kalmasinin ne demek oldugunu ogrenicez. Care yok. Bireysel olarak bu mucadele yillarindan ancak ciddi tasarruf yaparak cikabiliriz. Dah dogrusu yapabilenler hayatda kalacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 80 oncesini iyi yasadik ama o kavga darbe ile idamlar ile hapishaneler ile bitti. Bugun gecmise bakip "artik bitti bir daha olmaz" demesi kolay; bir taraf zaten kazandi da bitti. Din / laiklik kavgasi nasil bitecek sizce?

      Sil
  14. Dünya ekonomisi hızlı büyüyünce kaynaklar çabuk tükeniyor, çevre kirleniyor, küresel ısınma daha hızlı artıyor. Küresel krize çevreci bir çözüm bulmak gerek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru belki daha düşük bir hızla büyümeye ya da hatta mevcudu korumaya razı olmamız gerekiyor.

      Sil
    2. Hocam bunu cok mumkun bulmuyorum. Butun Dunya cevreci bir politika izlerse olabilir ama herkesin katilmadigi bir durumdaki rekabette hayatta kalmak icin herkesin cevre icin en kotu olani yapmasi zorunlu oluyor. Tragedy of the commons dedikleri...

      Sil
  15. Hocam alakasız bir soru olacak ama kusura bakmayın. Politik İktisat'ın ilgi alanı sanki politikadan çok felsefi bir alan gibi duruyor. Katılır mısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Politik İktisat (Political Economy) esas itibariyle ideolojiye dayalı ekonomi olduğu için siyasetle de felsefeyle de yakın ilgilidir.

      Sil
  16. Hocam baz yılın 2011 olmasi durumunda 2009 yılına göre daha sağlıklı verilere ulasabilecegini soylemissiniz 2011 de enflasyon 2009 yılına göre daha yüksek değil mi deflatorde ve tufe hesaplanirken 2011 yılı seçilmiş olsaydı veriler dahada sağlıksız olmazmiydi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TÜFE ayrı bir şey büyümeyle ilgisi yok bu yüzden büyüme için alınan baz yılın TÜFE için de alınması gerekmiyor. 2003 yılı alınıyor.

      Sil
    2. Evet yeni seri GSYH serisi ve onun baz yılı 2009 olarak alındı. TÜFE nin baz yılı değişmedi. Sorun GSYH ve ona bağlı büyüme tasarruf, yatırım gibi oransal göstergelerde.

      Sil
  17. Hocam merhaba

    Gsyh ile ilgili yeni bir düzenleme yapıldı
    Ve 2009 yılından bu güne kadar bütün veriler olumlu bir şekilde arttı..
    Peki diyelimki bu veriler doğru
    2009 yılından itibaren eğerki veriler böyle ise bunu başta 2009 yılında neden yapmadılar ? O zaman yapmış olsalardı türk şirketleri yabancı yatırımcılar daha çok yatırım yapmazmıydı belki türk ekonomisi 300 ,400 milyar dolarlık bir haçim daha yaratacaktı..
    Peki bunun hesabını ki verecek....



    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tür düzenlemeler hemen yıl bitince yapılamıyor, üzerinde çalışmak gerekiyor.

      Sil
  18. Mahfi Bey bu haber hakkında ne düşünüyorsunuz acaba?

    http://haber.sol.org.tr/emek-sermaye/halki-soyan-bankalarin-keyfi-yerinde-net-karlari-yuzde-46-artti-180602

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok ideolojik ve saçma bir haber. Hükümetin dediği şeylerin aynısını söylüyorlar çünkü onlar gibi ekonomiye dair hiçbir şey bildikleri yok.
      Solculuğun ne olduğunu bilmiyorlar.

      Sil
    2. Popülist bir haber, üzerinde durmaya değmez.

      Sil
  19. ben kendi kahve falımda enflasyon sepetindeki ağırlıkların değiştirildiği gıdanın azaltıldığı ve tasarruf sorunumuzun aslında olmadığını almanya kadar tasarruf yaptığımızı öğrendiğimiz gibi enflasyonunda aslında 4 olduğunu öğrendiğimiz bir yıl olacağını gördüm tabi faizde ona göre sadeleşir herhalde !! tabi fal bu tutmayadabilir ! sağlıklı mutlu yıllar hocam

    YanıtlaSil
  20. Hocam, şimdiden aileniz ve sevdiklerinizle size iyi seneler dilerim.

    Allah sizi başımızdan eksik etmesin, şu karanlık, puslu günlerde fener gibi parlıyorsunuz, ışığınız hiç sönmesin.

    Saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim ben de sizin ve ailenizin yeni yılını kutlarım.

      Sil
    2. harika temenniler aynen katılıyorum..

      Sil
  21. Ben turizm gelirlerinden ümitliydim, 2017 de rus turistler yeniden gelir sanmıştım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben geçen hafta Antalya'daydım. Turizmciler ve sanayiciler bu yıl geçen yıldan çok daha kötü olacak diyorlar.

      Sil
    2. Siz sizin gibi dusunen sanayici ve turizmcilerle bir arada olmussunuz, o yuzden felaket senaryosu dinlemissiniz.

      Sil
    3. Keşke gelseler, avrupa'dan turisti geçtik iş için adam getirtemiyoruz. Güvenlik gerekçesi ile birçok firma çalışanlarını göndermiyor.

      Sil
  22. Hocam İstanbul'da emlak balonu için ne diyorsunuz? Patlar mı?

    YanıtlaSil
  23. Georg Friedrich List'le ilgili görüşleriniz nedir?

    Önemli bir iktisatçı mıdır?

    Sizin iktisadi müktesebatınıza katkıları olmuşsa, nelerdir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İktisadi düşünce tarihini incelerken eserlerinden bazılarını incelemiştim. Düşüncelerimin oluşumuna doğrudan bir katkısı olduğunu söyleyemem.

      Sil
  24. 2005 yılında çalışmaya başlasalardı olmazmı?
    2 . Neden yeni değişiklikler tee 7 yıl geriye gidiyor 2017 yılında bu düzenlemeye geçilmiştir dense ve 2017 den itibaren başlatılsa daha doğru olmazmı
    Suandaki uygulamaya bakarsak geçmiş 7 yıl yalan yaşamışız gibi oluyor


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizimkiler AB standartlarına göre revizyon yapıyor. AB de standartları 2010 yılında değiştirdi.

      Sil
  25. Hocam sanayi 4.0 ile ve artık eskisi kadar insan emeğine ihtiyaç kalmayacak çünkü her şeyi makineler halledecek. Enerji ve geri dönüşüm konusunda ilerleme oldukça ham madde ve enerji maliyetlerinde artış olmayacak gibi görünüyor. Böyle bir durumda gelişmekte olan ülkelerdeki ucuz iş gücüne gerek kalmayacak ve gelişmiş ülkeler kendi kendine yetme moduna girecekler ve diğer ülkeleri kendi söküklerini dikme konusunda baş başa bırakacaklar gibi geliyor hocam bana. Ve bu sayede Trump'ın istediği şey yani yurtdışında ki fabrikalar, yatırımlar vs. ülkeye geri dönebilecek.

    Böyle bir durumda sizin bahsettiğiniz sürekli bir birini vuran krizler yerine tıpkı kapitalizmin ilk yıllarındaki gibi bir birinin ekonomilerini çok etkilemeyen ama bir birleriyle ticareti de çok kolay yapabilen yeni bir sistem olacak gibi geliyor bana hocam.

    Sizce böyle bir şey mümkün mü? Çünkü ham madde ve insan gücüne eskisi kadar ihtiyacınız kalmazsa diğer ülkelere de ihtiyacınız kalmaz öyle değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanayi 4.0 da olsa o sanayiyi yapacak, planlayacak, işletecek birilerine ihtiyaç olacak. Ama bu birileri çok daha basit gibi görünen işleri yapacak gibi görünseler de eski birilerine göre daha sofistike kişiler olmak zorundalar.
      Sizin dediğiniz de olasılıklar içinde tabii. Ne var ki nasıl her ülke sanayi devrimine giremediyse şimdi de her ülke sanayi 4.0 a giremeyecek ve emek gücüne dayalı çalışmaya devam edecek. Birilerinin de domates yetiştirmesi gerekiyor.

      Sil
    2. http://www.mahfiegilmez.com/2016/05/fed-faizi-artracak-m.html?showComment=1464527700418#c4008912828827284459

      Hocam bu arada ben yıl sonu dolar tahminimi tutturmuş mu oldum? Yoksa 3.5966 gördüğü için 0,0034tl farkla tutturamamış mı oldum? Eğer tutturmuş sayılıyorsam yılın en iyi falcısı ödülünü benim almam gerekir öyle değil mi?:) Sonuçta sabah bir kere görmesi yeterli demiştiniz:))

      Sil
  26. Hocam yayın sonrası veya öncesi Mehmet Şimşek ile özel görüşme imkanınız oldu mu? Görüştüyseniz ileriye dönük ekonomik kanaatinizde bir değişiklik oldu mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mehmet Şimşek beyle hem yayın öncesi hem yayın sonrası oldukça uzun sayılabilecek bir süre görüştük. Ama oradaki görüşmeleri kamuoyu ile paylaşmak için yapmadık. O nedenle bunları açıklamam doğru olmaz.

      Sil
  27. Hocam az önce Oral Erdoğan'ı dinledim, 2,5,10 yıllık tahvil faizlerinin 1 yıllık grafiğinden ve bugün geldiği seviyeden , bir "yumuşak" krizin sonuna geldiğimizi, 2017'nin iyi geçeceği öngörüsünde bulundu.. Dinlerken benim beynime kramp girdiği için algılayamadım herhalde, bir dayanağı var mı tahvil faiz eğrilerinin öngörü aracı olarak kullanılmasının?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sonuçta tahvil faizleri de bunları talep edenlerin geleceğe bakışlarına paralel olarak oluşuyor. Ama unutmamak gerekir ki geleceğe dönük faiz beklentileri bugünkü duruma bakıp çıkarılan sonuçlarla oluşmuş beklentilere dayanıyor. Beklentiler çok önemlidir. Ama sonunda hiç beklenmeyen bir gelişme olur ve beklentiler boşa çıkabilir.

      Sil
    2. yanıtınız için teşekkür ederim hocam. iyi ki varsınız

      Sil
  28. Mahfi Bey,
    Turgut Uyar okur musunuz?

    yine de kötü bir kış geçirmedik sanıyorum
    altın düştü örneğin
    karlar beyaz yağdı, direndi uzun zaman
    geleceğin sevgisi bir aklık olarak başladı
    sevgilim senin ellerin bir keçi sever kadar taze
    sevgilim kolera yavaşladı
    üstelik birkaç kez de aya gidildi
    gelindi bile

    şimdi ey benim badem gözlüm
    su çiçeği, kızamık boğmaca geçirmişim
    ancak ölünce hatırlanan sarışınım
    altın sarısının beyaza dönüştüğü şu günlerde
    sabah sabah aç karnına ölünen şu günlerde
    kararlı yüreğin bir manşeti yadırgarken
    silah kullanmayı isterken ellerin şu günlerde
    -sana onu da öğretirim-
    yüreğin kıpır kıpır yerinde duramazken
    saçını taramamaktan aktardığın sıkıntı
    sarı bir boya halinde parmaklarına yayılırken
    öyle bir sarı boya ki kanlardan damıtılmış
    ve kanların bağışlanmaz dirimini taşıyan
    sana bir türkü söyleyeyim
    güzel olmasın gerçek olsun
    beklet kendini hazır dur
    adı belirsiz bademlerle birlik dur
    kağnı güdenlerle birlik dur
    şehir kuşatanlarla birlik dur
    ölen ve yara alanlarla birlik dur

    bir tarihte bir dağ yamacında
    onikibinsekizyüzelliüç kişi öldü
    yamaç yeşildi çünkü bir bahara başlıyordu
    ölenlerin bir kısmı, küfeksiz, onların bir kısmı
    tüfek müfek bir yana donsuz gömleksizdi
    sayı bilmezlerdi toptandılar
    böylece bir yerlerde toplandılar
    yürekleri uzun bi süre atmadı
    aslında
    çoğu da insan olduğundan yüreksizdi

    bir sürü alan ve ova bir sürü ağaçaltı ve orman
    ölmemeye bir sürü bahane
    örneğin suyu görünce hemen ayaklarını soktular
    çünkü gölgeli bir su her zaman
    bitmemiş bir yapıda her zaman
    çünkü sonu buysa
    ölmek elbette gereksizdi

    bilirim hoşuna gitmiştir bu ilkel türkü
    ilkelliği bütün bir yaz ve kış yaşanan
    çünkü sağlıklı bir güneşe taparsın sen
    her bir ışını şiir yazanlara umut ve hüzün veren
    bir karanfil olarak süner gider belleğinde
    atı ve insanı doyuran çavdar
    sevgilim hazırlığın tamdır
    ve şiire artık saygın yok
    üstelik ben de seninleyim bu konuda
    pazardan karsız dönen köylüler gibi

    kanın ateşin ve seslerin böyle cömertçe kullanıldığı
    böyle sorumsuzca kullanıldığı bir dönemde
    herkesin şimdilik hakkı vardır hüzünlenmeye

    yukarda dediğime bakma aslında
    başarısız boktan bir kış geçirdik
    kanımız bile doğru dürüst akmadı
    bir sürü çocuğu öldürdüler

    YanıtlaSil
  29. En büyük yapısal reformumuz anayasa değişikliği dedi Sayin Basbakanimiz bugün. Siz de israrla yapisal reformlardan bahsediyorsunuz. Bu sizin beklediğiniz reformlardan biri midir? Ekonomiye ne tur bir katki yapabilir bu değişiklik? Tesekkurler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim kastettiğim yapısal reforma uymuyor bu anayasa değişikliği. Öte yandan yasa değiştirmekle reform yapılmıyor. Asıl olan yasada yazılı olanları en üsttekinden en alttakine eşit uygulayabilmek gerek. Uygulanmayan yasalarda Türkiye dünya birincisidir.
      Mevcut anayasa kötü bir anayasadır ama yapılan değişiklikler onu daha da kötü hale getirecek.

      Sil
  30. Hocam
    İyi yıllar diliyorum.

    YanıtlaSil
  31. Kediler nasıl kediler?

    Yine geliyorlar mı kapınızın önüne süt içmeye?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kedileri her gün görüyorum bazen geliyorlar süt içmeye ama sitede herkes ilgilendiği için her gün gelmiyorlar.

      Sil
  32. Kapitalist duzende cine abd agir ekonomik tedbirler alamaz uygulamayaz abd sirketleri bunaizin vermez turkiyeye gelince yazin saklayin turkiyeyi natodan cikarmak icin her yola basvuracaklar cunku ne dedigimiz belli degil

    YanıtlaSil
  33. "İlkelerine bir kez ihanet edersen, hayat her gün seni sorgular. Hayat ile olan saf ilişkini yitirirsin. Bir insanın kendisine karşı hile yapması, onun; filminden, hayatından vazgeçmesi demektir."

    Andrei Tarkovsky
    4 Nisan 1932 - 29 Aralık 1986

    MAHFİ EĞİLMEZ'E SAYGIYLA...

    YanıtlaSil
  34. Osmanli devlet erkanina adam secerken sadece bilgisine ve yeteneklerine bakarak degerlendirirmis. Amac devleti en iyi sekilde idare etmek icin tabii. Simdi bunun tam tersini yaparak neyi amacliyoruz sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Osmanlı'nın bu seçim sisteminin 17'nci yüzyıldan başlayarak bozulduğunu biliyoruz. Eş, dost, akraba, hemşehri, cemaat yoldaşı, tarikat arkadaşı, sınıf arkadaşı gibi kayırmalar ne yazık ki devlet yönetimini ehil olmayan ellere teslim edilmesine yol açıyor.

      Sil
    2. Mahfi Bey, 1. Dunya Savasi sonrasi tarih bilgilerinden daha objektif tarih bilgilerine gecmenin vakti gelmedi mi sizce de? Omur geciyor, yerinizde olsam 1970 sonrasi yazilmayan hicbir Osmanli Tarihi metnine guvenmezdim. 17. yy'lin basinda bozulan bir devlet 300 yil ayakta kaldiysa, ya 300 yil ayakta kalmamistir, ya da 17.yylin basinda bozulmamistir, bu ikisi size celiski gibi gorunmuyor mu? Tarihcilere gorunuyor.

      Sil
    3. (1) Bence o zaman yazılanlara da bakın. Mesela İstanbul kuşatmasıyla ilgili kuşatma sırasında tutulan notlara göre yazılanlara da bakın. Ama iki tarafın yazdıklarını da okuyun ve kendi görüşünüzü oluşturmaya çalışın.
      (2) Hiç bir bozulma bir anda olmaz. Mutlaka bir geçmişi, bir tarihi vardır. Osmanlı'nın çürümeye başlaması Kanuni zamanında ilk kez gözle görülür hale gelmiştir. 4. Murat zamanında yaşamış olan şair Nefi bunları ta o zaman anlatmıştır genç padişaha. Kapitülasyonlar, bilime ağırlık veren medrese eğitiminden dinsel eğitime geçiş gibi adımlar Osmanlı'da bozulmanın temelini atmıştır. Ama elbette sistemin bir direnci var. Çöküş zaman almış ve 20. yüzyılın başlarına kadar getirmiştir Osmanlı'yı.
      Bence siz tarih ayrımı yapmayın, sadece tarafsız, objektif yazan tarihçileri seçmeye çalışın. Mesela Halil İnalcık'tan okuyun Osmanlı tarihini.

      Sil
    4. Siz kendinizi tekrar etmeyi seviyorsunuz, ancak asagidaki linki okursaniz bu saydiginiz seylerin artik tarihciler tarafindan kabul gormedigini goreceksiniz. Bilimsel bilgiler zamanla degisebilir, eger sahip oldugunuz bilgileri guncellemek gibi bir egiliminiz yoksa bilimsel olmak yerine, gelenekci olmaniz hayatta yanilgilara dusmenizi engeller:

      https://en.wikipedia.org/wiki/Ottoman_Decline_Thesis

      Turkcesi:
      https://goo.gl/atN8ia

      Sil
    5. Bence bir durun ve wikipedia dan daha iyi kaynaklar okumaya layık olduğunuzu düşünün. Wikipedia ile yetinirseniz bir türlü kısır döngülerden kurtulamazsınız zira.

      Sil
    6. Sayın Adsız, Osmanlı'nın devlet görevlisi seçim sisteminin 17'nci yüzyıldan başlayarak bozulduğunu o dönemde yaşamış kişiler de yazmış. Aralarında şeyhülislamlar, padişah nedimleri, müderrisler var. Bu durumu belirtip düzeltilmesini sağlamaya çalışan padişah fermanları var. Devlet-i Aliyye'nin ikinci cildi olan "Tagayyür ve Fesad 1603-1656"yı okursanız, o dönemde Osmanlı devlet adamlarının,askerlerin, bizzat hanedan üyeleri ve padişahların gerçekten devletin çökeceğinden endişe ettiğine dair sayısız bilgiye ulaşabilirsiniz. Bunu nasıl sadece 1. Dünya Savaşı sonrası - 1970 öncesi yazılmış tarih kitaplarının hezeyanı gibi düşünebilirsiniz? Gerçekleri kafamızdaki şablonlara oturtmaya çalışmak doğru bir yaklaşım değil.

      Sil
  35. hocam, kanaatimce abd ekonomisi beklenenden biraz daha fazla büyüyebilir ve enflasyonist baskılarda biraz fazla artış olabilir. ab ekonomisinde büyüme ivmesinin 2016 da gördüğümüz biçimde gerçekleşme olasılığı fazla gibi geliyor ama ben özellikle euro/ dolar paritesinde biraz daha kapanma olasılığını yüksek görüyorum ve bunun en çok almanya gibi ihracata dayalı büyümeye bağımlım ekonomilere az da olsa bir canlanma getirebileceğini düşünüyorum fakat ab genelinde resesyondan çıkış ve %2 enflasyon hedefinin tutması yine zor görünüyor. çin ekonomisinde aşırı borç yükü ve dış ticaretteki daralmanın 2017 de daha da artabileceğini düşünürsek belki % 6, 5 in de altına doğru gerilemesi ve bunun borç stokunun çevrilmesinde yaratabileceği riskler tüm gelişmekte olan ekonomilerde ciddi dalgalanmalar ve istikrarsızlıkları derinleştirmesi gibi etkileri olabilir. çin ayrıca iç talep hscmini de istenilen düzeye getirmemiş görünüyor ki bu dab ayrı bir hsndikaptır. keza Japonyada da aşırı kamu borç stoku ve kamunun üzerine fazlasıyla yıkılmış görünen iktisadi aktivasyonlar
    bu borç stokunun bu deflasyonla ve çok düşük büyüme hacmiyle ve daralmaya başlayan küresel ticaret hacmi nedeniyle sürdürülmesi giderek zorlaşıyor. türkiye ise bana göre 2017 genelinde büyük olasılıkla önce resesyona ve sonraki süreçte ise kurların yönlerine bağlı olarak ki büyük oolasılıkla da stagflasyona girebilir. dış finansman sıkıntısının artması büyük olasılıklar dahilindedir.kamu bütçe dengemizin de bozulma emareleri göstermeye başlaması şaşırtıcı olmaz. özellikle abd ekonomisindeki iyileşme belirginliği ve artacak faizler nedeniyle kötü etkilenebiliriz ve ayrıca düşük büyüme ve bunnun yanı sıra pek de hedeflediğimiz ölçüde düşmeyen cari açığımız ve çok düşük tasarruf hacmimiz ve reel kesim döviz açık pozisyonumuzun büyük olması ve bankacılık sistemimizin de 5 yıl öncesi kadar rasyolarının sağlam olmaması ve bize yönelik artmaya başlayan risk algılamalarının yaşanması ciddi sorunlar arassında başı çekmektedirler. gelişmiş ekonomiler arasında abd pozitif ayrışabilir ddiğerlerinde yatay seyir bekliyorum; gelişmekte olanlarda ise pozitif ayrışma beklemiyorum ama nötr olanlar ila negatif ayrışanlar olacaktır. türkiye bu sene olduğu gibi negatif ayrışmada başı çekebilir muhtemelen. çin Hindistan gibi ülkelerde ise daha çok nötr iktisadi performans yaşanabilir. ancak çinin borç sorunu yaratması kötü oldu. 2008 ve sonrasında aşırı borçlanmaya dayalı büyüme yolunu tercih etti oysa çin bence iç talep yaratmak için ücretleri artırabilir ve hane halkları gelir düzeylerini yükseltip iç talep yaratak yani biraz da içeriye dönük olarak arz fazlasını eritebilirdi. yani biraz cari fazladan ödün vererek de şu anki büyüme ivmesini sürdürebilirdi üstelik aşırı borçlanmaya gitmeden!. 2017 başta bizim için olmak üzere esasen küresel çapta iktisadi ve ticari açılardan daha da sıkıntılı olmaya aday görünüyor. bu arada hocam, yeni yılınızı şşimdiden kutlar ve sağlıklı mutlu ve başarılarınızın artarak devam ettiği bir 2017 yılı yaşamanızı saygılarımla temenni ederim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, umarım sizler de sağlıklı ve mutlu bir 2017 geçirirsiniz.

      Sil
  36. Hocam sermaye piyasası araçları ile ilgili kitap tavsiye edebilirmisiniz?

    YanıtlaSil
  37. Afrikada sabah uyanan her ceylan hayatta kalmak icin en hizli kosan aslandan daha hizli kosmak zorundadir.
    Aslanlar ise ac kalmamak icin en yavas kosan ceylandan daha hızlı kosmak zorundadir.
    Ulkeler aslan veya ceylan olmak zorudna değil ama artık kosmamiz lazim hocam umarim siz yanilirsiniz en azindan kosabiliriz 2017de.

    YanıtlaSil
  38. Fal denmişken:
    "Eski zamanlarda dünyanın günah yüküne yazıklanılırken şimdilerde insanlarda üzüntü uyandıran şey dünyanın borç yüküdür. Eskiden gaipten haber verilen şey kıyamet günü iken günümüzde bu, er geç bir gün gerçekleşecek olan ulusların evrensel iflası hakkında kehanette bulunmaktır."
    Arthur SCHOPENHAUER-İnsan Doğası Üzerine s.51

    YanıtlaSil
  39. hocam Kendineze Yazdıklarınızı bizimle de paylaşıyorsunuz, paylaşımcılığınız için teşekkürler.

    Yalnız merak ediyorum; iktidar ve üçüncü sıra muhalefet partisinin hazırladığı (cumhur)başkanlık sistemi için KENDİNİZE ne YAZIYORSUNUZ ?
    Lütfen bu konuda kendime yazmadım ya da yazdığımı sizinle paylaşmayacağım demeyin. Çünkü bu konu sizin gibi fikri ve zikri akılcıl ve dosdoğru olan biri için konuşulmaktan imtina edilecek bir konu olamaz.
    Paylaşımınızı bekliyoruz.

    Saygılar daima bizden.

    YanıtlaSil
  40. Mahfi Bey,
    Pozitivist misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben hiç bir şeyci değilim. Pozitivizmin doğru yanlarını da benimserim ama bu beni pozitivist yapmaz.

      Sil
  41. Hocam konuyla alakali degil ama acaba ornekleriyle birlikte kaliteli bir istatistik kitabi onerebilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Açıköğretimin kitabı iyi.
      http://azanadolu.edu.az/images/Dersler/PDF/E-KITAP/Iktisad_fakultesi/Iktisad_lisans_programi/3_yariyil_dersleri/istatistik%201.pdf

      Sil
  42. Hocam bankalar bu yıl muazzam kar elde etmiş sizce nedeni nedir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir nedeni faizlerin düşmesidir.

      Sil
    2. Başka hangi nedenlerle kar elde edebilirler?

      Sil
    3. Bankalar muazzam kar elde etmediler, karlılıkta muazzam artış elde ettiler. Özsermaye karlılığı %10 lardan 13-14 lere geldi. Bir kısmı da bilanço makyajı. Bu özsermaye karlılığı birçok sektöre göre kötü, alınan o kadar risk düşünülürse. Gereksiz bir finans kesimi düşmanlığı yapılıyor, olaylar abartılarak.

      Sil
    4. Bu finans kesimi dusmanligi, bocekten, yilandan urkmek gibi icgudusel herhalde. Yoksa insanlara bu finans kesimi bir sey yapiyor da ondan mi dusman ilan ediyorlar? Terzilere olan bir dusmanlik duymadim hayatimda.

      Sil
    5. Doktorlara, avukatlara, taksicilere, emlakçılara ve daha pek çok mesleğe ya da insan grubuna düşmanlık duymuşsunuzdur muhtemelen. Görünüşe göre kendisi hariç her şeyden nefret eden bir kitle var.

      Sil
    6. Tasarruf üretenin reel olarak sıfır faize razı olmak zorunda kaldığı bir ortamda, bankacılık kesimi bu paradan %7-8 kar marjıyla kredi verebilme keyfiyetini (şimdi yeterli tasarruf yok diyeceksiniz, fakat ülkeye oluk oluk para akarken farklı mıydı)buluyorsa. Bu marja rağmen üstelik karları sınırlıysa.

      Topladığı primin dörtte birini geri ödeyen sigorta şirketleri, herkes kanuni mecburiyetten dolayı gidip arabasını sigorta ettirdiği halde ve bu şirketler yıl sonunda kar edemiyoruz diye ağlamasını.

      Sıradan teknoloji (demir, çimento, gübre, kimya, vs) malı üretimi yapan şirketlerin bazılarının 1'e mal ettiğini 2-3 'e satabilme imtiyazına sahip olmasını ve yıl sonu kar/ciro oranlarının her nasılsa %15 olması.

      Herkese yayılan dolaylı vergilerle, örneğin akaryakıta konulan vergilerle, gerçekten yurtdışıyla rekabet etmek zorunda olan sektörlerin rekabet gücünün elinden alındığı

      Gibi konuları dile getirmek, sorgulamak niye birilerinin veya bir şeylerin düşmanlığı olsun. Kaynakların verimli kullanılması, gelişimin, refahın, innovasyonun temelini oluşturmuyor mu? Toplumun ürettiği katma değer birilerinin eline haksız geçiyorsa, çok büyük bir ihtimalle de hoyrat yani verimsiz kullanılıyordur. O zaman da gelişim olmaz, olamaz, olursa da çok kısıtlı olur. Diğer toplumlarla rekabet edemeyiz.

      Sil
  43. mevcut anayasa kötü dediniz. mesela neler kötü hocam...saygılar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mesela Anayasa dediğiniz metin 20 - 25 madde olur. 200 maddelik anayasa olmaz. O 20 - 25 maddede cumhuriyetin temel ilkeleri, özgürlükler, yasaların nasıl yapılacağı yasama, yürütme ve yargının nasıl örgütleneceği yazılır. Gerisi yasalara bırakılır. Bizim Anayasa yönetmelik gibi. Ama şu da var: Bu Anayasayı dinlemeyen, kafasına göre uygulama yapan ve hiç bir yaptırımla karşılaşmayan bir siyasal sistem varken Anayasa değişikliğiyle uğraşmak anlamsızdır. Mevcut Anayasayı uygulayamayan bir toplumda Anayasa değişse ne olur değişmese ne olur?

      Sil
    2. Siz sanirim kucuklugunuzde cok laf dinleyen bir cocuktunuz. Fikirleriniz o zaman sekillenmis.

      Turkiye'de yavas yavas demokrasi oturdukca, tepeden inme 'Anayasa'lar bittikce insanlar da anayasayi 'dinlemeye' baslarlar. Su haliyle kim niye dinlesin? Bugun herhangibir Cumhurbaskani, 'benim gecmisteki cumhurbaskanlarindan neyim eksik, onlarin yaptigi anayasayi ben niye dinleyeyim, onlar da sadece cogunlugun destegini aliyordu, ben de, onlar da muhalefeti dinlemedi, ama gene de Anayasa dayattilar, kafalarina gore anayasayi degistirdiler o zaman bu metni ben de degistiririm' neden demesin?

      Bu sadece mevcut siyasi iklimin sorunu degil, gecmiste 1960 anayasasi yapilirken DP dislandiginda ses etmeyen CHP'nin bugun 'biz dislaniyoruz' demesi komik degil mi? Eger o gun CHP dik dursaydi bugun cok daha ileri bir noktada olurduk. Ak Parti gecen donemde denedi, ama CHP uzlasmaci olmadi. Gene de 60 senede bir nebze karsinin fikrini alma konusunda ilerleme oldugunu dusunebilirsiniz.

      Bu anayasa da umarim kabul olur, ve bu topraklarda '1000 yil surecek' eylemlerin olmadigini herkes, herkes olmasa bile en azindan belirli bir zekanin uzerindekiler, artik kafasina yerlestirir. Daha sonra daha genis katilimli daha guzel bir anayasayi cocuklarimiz ancak bunu ispatladigimizda yapabilirler. O zaman da insanlar anayasa'yi dinlemeye baslarlar belki.

      Sil
    3. Laf dinleyen bir çocuk olsaydım sizin gibi tuttuğum tarafın hep doğru söylediğine, doğruyu yaptığına inanırdım.
      CHP'nin ya da başkasının ne dediği önemli değil. Siz ne diyorsunuz? Bir fikriniz var mı? Yoksa hep tuttuğunuz tarafın size empoze ettiklerine göre mi tavır alıyorsunuz? Önemli olan bu.

      Sil
    4. Gecmisten daha kotu degiliz kafaniz rahat olsun, Gregoryan yeni yilinizda gelecege daha umutla bakabilirsiniz. Yazdigimi daha sakin bir sekilde tekrar okursaniz belirli bir tarafa ait olamayacak kadar evrensel fikirleri tasidigini goreceksiniz. CHP'yi demokrasi kulturunun gelismesi acisindan ornek olarak verdim. Soylemek istedigim seyde yerine AKP'yi de koysaniz bir sey degismeyecek.

      Sil
    5. Medeniyeti dinlere ait görme hastalığı...Aman hicri yeni yılın olsun..Aman islam anjiyo tekniğin olsun...Aman uhrevi bilgissyarın..Aman dini bir tıbbii tedavi yöntemin olsun...Kardeşim insanı testmi ediyorsunuz..Hicmi sınırınız yok.Sayfanızdan cevap icin ozur hocam.

      Sil
    6. Kenan Karadag, kendi degerli gorusleriniz disinda tartismaya katabileceginiz bir sey var mi? Varsa onlari da ekleseydiniz keske. Inanmiyorsaniz inanmayin, bu ne buyuk bir saygisizlik, ne buyuk hazimsizlik anlamiyorum. Medeniyet hakkinda ne biliyorsunuz ki? 100 sene once basladi medeniyet zaten.

      Sil
  44. Tespit ve değerlendirmelerinize göre ülke ekonomisinde yaşayacağımız sorunların çoğunluğu dış kaynaklı görünüyor yanılıyor muyum

    YanıtlaSil
  45. Hocam 1900 lü yılların başında komşuyu zarara uğrat politikaları vardı uluslararası piyasalar durgunluk dönemine girmişti ve aslında birinci dünya savaşının çıkmasında en büyük nedenlerin başında geliyordu bugüne baktığımızda trump ın Çin e ve diğer kendine rakip ülkelere uygulayacağı korumacı uygulamalar o yılların bir benzeri olabilir mi piyasalarda büyük bir durgunluk dönemi başlayabilir gibi

    YanıtlaSil
  46. Hocam merhabalar, benim sorum biraz alakasız olabilir ama aklıma takılan bir soru size sormak istedim. Bir makalede okumuştum. Şöyle diyordu" Kore ekonomisi geleneksel olarak borsayla değil, banka kredileriyle gelişen bir büyüme modeline sahiptir" Bunun anlamı nedir hocam? Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Borsayla gelişme esasen geleneksel bir model değildir. Önce krediye dayalı sanayileşmeyle gelişir sistem sonra borsa da ona yardımcı olur. Son 30 - 40 yılda borsayı öne çeken ekonomiler oldu ama bunlar zaten çok da sürdürülebilir bir atak yapamadılar.

      Sil
  47. Tuik'in yeni hesaplamasında gmenkul'lerin 2.ci 3.cüsü tasarruf olarak kabul edilmiş. Bu doğru bir yaklaşım mı? Tasarruf tam olarak nedir? Benim bildiğim naktinizi borsaya yatırmak hem şirketler için iyidir hem tasarruftur. Veya bono almak da öyledir. Hatta vadeli yatırmak da tasarruftur. Bu şekilde atıl duran para hem değerinden bir şey kaybetmeden korunuz (gerçek enflasyon faizi hesaplama şartları olsa idi tabii) hem de bu paralar girişimciye kredi olarak verilir ve istihdama dönerdi. 2.ci konut almanın tasarrufla ne alakası var? Sadece iç piyasada bir miktar daha canlılığı sürdürmek, işsizliğin artmasını engellemeye çalışmak amacından başka. Üstelik inşaat malzemelerinin en az yarısı dövizle yurt dışından alınırken birde bu şekilde negatif bir etki doğurması kaçınılmazken. Ben anlayamıyorum hiçbir şey. Herşey algı operasyonu üzerine kurulu sanki. ben İnşaat mühendisiyim. Bir yandan şanslıyım bu şartlarda ama diğer yandan ülkemle beraber son hızla duvara doğru gidiyorum. Hatta tampon çokdan çarptı duvara ve sönümlemeye çalışıyor. Ben korkuyorum açıkçası. Galiba araştırmacı olmak, bilgi sahibi olmak bana yaramıyor. Hiçbir şey bilmesem korkmazdım da herhalde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadar haklısınız ki korkmakta. İllüzyonu yapan da yaptığı illüzyonu gerçek sanmaya başlarsa korkmak lazım gerçekten.

      Sil
    2. Duymak istemediginiz bir seyi soyleyecegim biliyorum ancak 2. 3. gayrimenkulun tasarruf olarak kabul edilmesine TUIK degil EUROSTAT karar vermis. Nelerin tasarruf, nelerin yatirim olacagi hesaplama yonetiminde belirtiliyor. O kadar haklisiniz yani.

      Sil
    3. Tabii ki Eurostat karar verdi. TUİK, Eurostat'a uygun yapıyor bu değişikliği. Ne var ki Bu saçmalığı Eurostat'ın yapmış olması neyi değiştirir ki? Eurostat'ın da illüzyona onay verdiğini gösterir. Bir süre sonra evdeki buzdolabını tüketim harcaması ama ona ek olarak alınan derin dondurucuyu tasarruf sayarlarsa şaşırmayacağız. Saçmalamanın milliyeti yoktur.
      Öte yandan Avrupa'da 2'den fazla ev bizdeki gibi yaygın değil. Yani bu değişiklik bize yaramış bulunuyor.

      Sil
    4. Bir yanlışlık olmasın, gayrimenkulün 2.kez el değiştirmesi ulusal hesaplara mı dahil ediliyor? Tüketim olarak bile dahil edilmesi yanlış olur 2.el gayrimenkullerin.

      Ama bu blogda okumuştum sanırım, yatırım amaçlı konut alımların (2.el değil) yatırımlarda gözüktüğü idi. Yatırım amaçlı alınmayan konut tüketimde gözüküyor. Oradaki istatistik kurumu bunun da istatistiğini tutuyor. Biz de böyle bir istatistik yok. İlk satım,ikinci el bazında bir ayrım var. Ve 2.el hesaplara dahil değil. Şimdi bir yılda üç kez el değiştirirse 3 kez mi girecek hesaplara:)

      Sil
    5. Pardon, 2.ci derken ikinci el diye anladım. Bu aralar yanlış anlıyorum nedense:)

      Mahfi Bey, yeni yılımız size, sevdiklerinize ülkemize huzur, mutluluk ve barış getirsin. Rahatlıkla tahminlerin yapabileceğiniz bir yıl olsun inşallah.

      Sil
  48. Hocam hesaplamama göre zorunlu karşılık yüzde 10 olduğu takdirde banka mevduatın 9 katı kadar kaydi para yaratabiliyor. Yani teorik olarak kredi mevduat oranı yüzde 900 oluyor. Gel gelelim kredi mevduat oranı yüzde 100ü geçtiği zaman ekonomistler sıkıntı olabilir diyor nedeni nedir hocam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hangi ekonomistler diyor bilmiyorum. Ama sıkıntı bu oranlarda değil kredinin kime ve hangi koşullarda kullandırıldığında.

      Sil
    2. sağolun hocam yukarıda kurduğum mantık doğru mudur peki? yani yüzde 900 oranı kredi mevduat oranı

      Sil
    3. 100 / 0,10 = 1.000
      Yani 100 TL'lik bir mevduat, zorunlu karşılık oranı % 10 ise 1.000 TL'lik kredi yaratabilir (teorik olarak)

      Sil
    4. Arkadaşın anladığı husus sanırım, zorunlu karşılık %10 olduğu durumlarda mevduat 100 ise kredi 1000 olmalıydı diyor.

      Kredilerin tek kaynağı mevduat olduğunda bizim örneğimizde kredi/mevduat oranı= 90/100 =0,90 olur.

      Sizin bakmanız geren oran zorunlu karşılık/kredi oranı olmalı

      Sil
  49. Sıcak para girişi oldukça çöküş olmaz ancak sıcak parayı getirmek bu ortamda oldukça güç. Sıcak parayı sonsuza dek kovalamak olmaz yapısal reformlar şart. Sıcak para+reformlar olmazsa köye mecburi dönüş başlar. Turizm gelirleri ve moral açısından yaz Türkiye için önemli. Şuan yaşanan bir ekonomik savaş galibi belli değil kaybedeni halk. 2017 de savaş daha da sertleşecek.

    YanıtlaSil
  50. hocam BIST halka arz edilecekmiş dünyada böyle borsanın kendisi halk edilmiş bir borsa var mıdır? ve bu borsanın değerlemesi nasıl yapılır acaba?

    YanıtlaSil
  51. Hocam, bankaların batık kredi oranları olarak verilen 3.2 rakamı yıllık mı, yoksa birkaç yıldan oluşan kümülatif birikmiş yani varlık yönetim şirketlerine satılmamış kredileri mi tanımlıyor. kümülatif ise yıllık oranlar nedir acaba? Batık kredilerin, kredi faizleri üzerindeki payını/yükünü anlamak için faiz yıllık olduğuna göre, batık kredi oranının da yıllık bakılması gerekeceğinden merak ettim.
    Mutlu, sağlıklı yıllar diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunlar stok oranlardır. Yani birikimli.
      İyi yıllar

      Sil
  52. Mahfi hocam ben Antep üniversitesi iktisat bölümünde okuyorum aklıma takılan bir husus var

    30.12.2015
    1$ : 2,91 TL
    Asgari ücret: 1300/2,91= 447$

    30.12.2016
    1$ : 3,52 TL
    Asgari ücret: 1404/3,52= 399$

    Asgari ücret arttı mı düştü mü ?

    Ayrıca enflasyonun artmasındaki sebepler arasında TL nin dolar karşısında değer kaybetmesi yatıyor mu mesela ihraç ettiğimiz mallardan üreticiler daha çok kazanç sağladılar ve üreticiler daha çok ihraç etmek istediler dolaylısıyla ihraç ettiğimiz mallar yurt içinde kıtlaşıp fiyatları arttı bu faktörün enflasyon üzerinde ki etkisi uzun süreli midir ve derecesi nedir
    Anlatırken hatam olmuşsa af ola hocam şimdiden teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence meseleye Dolar bazlı bakmak çok doğru olmaz. Sonuçta asgari ücretliler dolarla bir şey satın almıyorlar. Asıl olarak enflasyona bakmak gerekir.
      TL'nin değer kaybı ihracatı artırır ama bizim sattığımız malları alanlar iyi durumdaysa. 2016 boyunca bizim ihracatımız azaldı.

      Sil
  53. Hocam euro da yön ne

    YanıtlaSil
  54. Hocam Öncelikle Küresel Finans Krizi ve Ekonomide Analiz kitaplarınızı okudum.Özellikle Ekonomide Analiz kitabınız iktisat bölümü mezunu olarak 4 yılda göremediğim pratikler yapmamı sağladı.Emekleriniz ve verdiğiniz faydalı bilgiler için çok teşekkürler. Hocam sorum şu; TÜİK İnşaat verilerinin hesaplamalardaki yoğunluğunu arttırarak biraz aldatıcı rakamlar ortaya çıkarmadı mı ? Ayrıca bundan sonra TÜİK'in güvenilirliğini sorgulayabilir miyiz ? Onlar da siyasal rüzgarın etkisine kapılırsa doğru verilere nasıl ulaşacağız ? Teşekkürler,mutlu yıllar dilerim hocam.

    YanıtlaSil
  55. sizi sevmiyorum ama saygı duyuyorum
    keşke rekabet ettiğimiz insanlar sizin kadar omurgalı olabilse
    bu ülkenin en büyük sorunu kaypak omurgasız insanların virüs gibi yayılması

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginç bir durum. Beni sevmediğiniz halde bana saygı duyabiliyorsunuz. Bu çok önemli bir şey. Teşekkür ederim.
      Öte yandan omurgasız insanların hızla artması gerçekten de en önemli sorun, haklısınız.

      Sil
  56. Hocam bireysel emekliliğin uzun vadede (5-10 yıl) getirisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Mevcut sözleşmemi devam ettirmek konusunda kararsızım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tümüyle sizin kişisel kararınız olmalı ben sizin için bir şey diyemem.

      Sil
  57. Şahsınızı töhmet altında bırakmak için değil, sadece, bu ülkede gittikçe azalan münevverlerden biri olmanız sebebiyle soruyorum:

    Ahmet Şık'ın tutuklanma talebiyle mahkemeye sevkedilmesiyle ilgili görüşünüz nedir?

    1970'lerde 80'lerde bu ve benzeri olaylar yaşanıyor muydu? O yıllarda toplumda, az da olsa çok da olsa, muhalefet kıvılcımları var mıydı "gazetecilere dokunmayın" diye?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer ortada bir eylem yoksa hiç kimse düşüncesi dolayısıyla tutuklanmamalı.
      Bu olaylar her zaman yaşanıyordu hiç kuşkunuz olmasın. Ama bu dönemde tavan yaptı.

      Sil
  58. Hocam bireysel emekliliğin uzun vadede (5-10 yıl) getirisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Mevcut sözleşmemi devam ettirmek konusunda kararsızım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Portföyünüzü nerede değerlendirmek istemenize bağlı değişir. Devlet desteği nedeniyle iyi bir yatırım aracı. Likit fonda değerlendiriyorsanız enflasyona karşı korursunuz.
      Eğer, biriktirdiğiniz paraya çok ihtiyacınız yok ise devam ettirin pişman olmazsınız. Şu an çalışması yapılıyor, emeklilik gibi ömür boyu maaş alma hususunda.

      Sil
    2. Birçok fonda yıllık toplam birikim üzerinden % 1-2.5 işletim gideri kesiliyor. Orta uzun vadede devlet desteği (ne kadar devam edeceği belli değil) devam etse bile, bu desteğin üzerinde toplam kesinti oluşabilir, hesaba katmanızda fayda var

      Sil
    3. Aylık olarak kesiliyor zaten. Tüm kesintilerden sonra likit fonlar en kötüsü enflasyon kadar bir getiri sağlar. Devlet desteği devam eder etmez bilemem ama diğer yatırım araçlarında hiç yok. Ben eşim için ödüyorum yıllardır. Bireysel emekliliğe girmese bu parayı biriktiremez harcardık. Bu haliyle bile artısı var. Önceleri yatırdığımız paradan yüzde 6 kesiliyordu, yönetmelik değişti yüzde 2 ye indirdiler. Belli bir yıldan sonra da, sanırım beş yıl hiç kesilmiyor. Bizden hiç kesilmiyor artık. Diğer kesintiler emeklilik fonları haricindeki fonlarda daha çoktur. Yada değişir kesinti çıkarırlarsa bilin ki diğer yatırımlarda daha çok çıkartırlar.

      Sil
    4. Devam ettirme cik. Bu aslinda devletin paralari cukka etmesi icin bir tuzaktan baska birsey degil. Dolar al vadeli hesapta degerlendir ve uzerine surekli ilave et.

      Sil
  59. İstanbul'da sık sık elektrikler kesiliyor.

    Siz daktilo kullandınız mı gençliğinizde? Evde saklıyor musunuz, vitrinde mi, deponuzda mı, dolabınızda mı?

    Yeni mürekkep şeridi var mı elinizde? Bobinler sağlam mı halâ?

    Harf demirlerinin bağlantı noktalarını yağlamak için özel makine yağınız var mı, klavyeye bastığınızda harfler takılmasın?

    BLOGUNUZU DAKTİLOYLA YAZMAYA MECBUR KALIRSANIZ, BİZ NASIL OKUYACAĞIZ? GAZETEYE Mİ, DERGİYE Mİ GÖNDERECEKSİNİZ?

    PEKİ BİZ SİZE NASIL YORUM GÖNDERECEĞİZ, TELGRAFLA MI?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Babamın bir daktilosu vardı, onu kullanırdık. Daktilo kardeşimde. O saklıyor.

      Sil
  60. Hocam aklıma çok güzel bir fikir geldi. Ben sizin geçmiş yıllarınızı çok merak ediyorum. Mesela çocukluk yıllarınız, gençlik- üniversite- yıllarınız vs. Daha sonra çalışma yaşantınız, ABD yıllarınız, Hazine'de ki zamanlarınız gibi..

    Yılbaşında bu dönemlerden birer fotoğraf koyarak bloğunuzda paylaşsanız güzel olmaz mı sizcede? Hem siz hatırlamış olursunuz hemde hatıralarınızı bizimle paylaşmış olursunuz hocam ne dersiniz?:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim çocukluğumdan itibaren yaşamım etrafında Türkiye tarihini anı- belgesel - öykü bileşiminde anlattığım Light Günlük diye bir kitabım var. 2002 yılında yılın kitabı olmuştu.

      Sil
  61. Mahfi Eğilmez'e hatırlatma:

    "Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

    Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin!

    Bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!"

    YanıtlaSil
  62. Hocam dunyada hukuk sistemlerini begendiginiz ulkeler hangileri? Bu ulkelerin ekonomileri guclu mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İngiltere'nin hukuk sistemini beğenirim. Ekonomisi de fena değil.

      Sil
  63. Hocam günümüzde de para arzının belirleyen tek kurum merkez bankası mıdır? Bankalar kredi verse de bu güç MB'den mi gelmektedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merkez Bankası emisyonu yani banknot olarak bildiğimiz kağıt paranın arzını belirler. Bankalar kaydi para yaratırlar. Eğer para arzı olarak M1' i alırsanız bu büyük ölçüde MB'nin belirlediği para arzıdır. M2 veya M3'ü alırsanız o zaman MB + Bankalar girer işin içine.

      Sil
    2. MO ne oluyor hocam

      Sil
    3. O en dar para arzı sadece emisyon.

      Sil
  64. Sn. Hocam öncelikle Iibf sorunlarını dile getirdiniz onun için çok teşekkür ederim size.. Tuik yaptığı değişiklikle baz yıl olarak ekonomik krizin hissedildiği yılı seçti acaba merak ettgim nokta abd çin ve diğer ab ülkeleri baz yılları seçerken neleri dikkate alıyorlar...yoksa onlarda kriz in etkilediği yılları baz olarak seçebiliyorlar mı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Benim bildiğim kadarıyla böyle uç bir yılı seçen bir ekonomi yok ya da ben görmedim en azından.

      Sil
  65. Mutlu noeller Mahfi bey.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hristiyan olmadığım için Noel beni ilgilendirmiyor. Siz hristiyansanız size mutlu noeller demek isterdim ama onun da zamanı geçti.
      Hristiyan da olsanız, Musevi de olsanız, Müslüman da olsanız, Ateist de olsanız size iyi yıllar dilerim. Yılların dini olmaz sadece tarihi olur.

      Sil
    2. Sayın Eğilmez,
      Siz daha iyi bilirsiniz ama ben tekrar hatırlatayım, geçen şey, adı Noel de olsa hristiyanlık için hiç anlamı olmaması gereken, Konstantin denen uyanığın kendi dininde kutlanan "Günlerin uzamaya başlaması" kutlamasının hristiyanlığa uyarlanmış şeklidir. İsa (Eğer yaşamışsa) İÖ (yani İsa'dan önce) 7. yılda ve Temmuz ayında doğmuş olmalıdır (Yıldız haritaları öyle gösteriyor). Gerçi her şeyin kaydını tutan Roma'lılar İsa'nın varlığı ile ilgili kayda değer bir kayıt tutmamışlardır, bu da ayrı mesele. Bu "dindar" kardeşlerimiz Noel ile yılbaşı ayrımını bir yapabilseler bu bile onlar için büyük bir aşama olacak!!!

      Sil
  66. Hocam nisbi gelir hipotezine göre kişi geliri artınca ait olduğu grubunda geliri aynı oranda artması kişinin tüketim oranini artırmıyor bunu biraz açabilir misiniz tesekkurler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tek başına bir kişinin geliri arttığında kişi kendisini zenginleşmiş hissediyor ve harcamasını da artırıyor. Buna karşılık kendisiyle aynı grupta (mesela üst gelir grubu) bulunan kişilerin de geliri aynı şekilde artmışsa iki şey düşünüyor: (1) Durumunda herkesten farklı bir değişiklik olmadığını yani zenginleşmediğini hissediyor ve harcamasını artırmıyor. (2) Herkesin geliri arttığı için herkesin harcamasının artacağını ve dolayısıyla enflasyonda artış olacağını ve geleceğin karanlık olabileceğini düşünüp tasarrufunu artırıyor.

      Sil
  67. Bankalarin cogunun sendikasyon kredisi borcu vardir eger aralik sonuna gore degerleme yapacaklarsa karlar duser kur artisi nedeniyle. Gununu gunune kur degerlemesiyapiyorlarsa karlilik dogru olabilir aklinizda olsun asil kur artisi ekimden sonra olmustur hazine bonosu tahvilde fazla getiri saglamadi nisan kurumlar beyanindan sonra gecen yillara gore karlar cok dustugunu goreceksiniz

    YanıtlaSil
  68. Hocam siz yine de fal demeyin tutarsa adınız falcıya çıkmasın sonra.

    YanıtlaSil
  69. Eh baktınız tahminler tutmuyor ekonomistliği bırakıp falcılığa başlamanız isabet olmuş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tahminlerim yine de herkesten daha iyi tuttu onu da söyleyeyim.

      Sil
  70. Hocam bu ülke için fal bakmaya gerek yok. Görünen köy kılavuz istemez. 2016 yılında yaşananlara bakınca 2017 için tek söyleyebileceğim umutsuzluk..

    YanıtlaSil
  71. hocam, öncelikle yeni yılınızı en içten dileklerimle kutlarım. hocam, türkiyede bankacılık sisteminin mevduat/kredi rasyosu % 124 lere çıktı. hocam bu %24 lük mevduat dışı kaynaklar sizce likiditeye çevrilebilir varlıkların kullanılmasıyla mı yaratılmıştır yoksa dış piyasalardan seküritizasyon ya da sendikasyon kredileriyle mi yaratılmıştır?. bir de hocam yanılmıyorsam bu rasyoda maksimum oran %110 dur dolayısıyla üzeri kırmızı alarm anlamına gelir. bu doğru mudur?. saygılar.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konu ekonomi kitaplarında anlatılan kaydi para yaratılması mekanizmasıdır.
      Böyle bir maksimum oran söz konusu değil. Bu oran ülkeden ülkeye, ekonomiden ekonomiye ve piyasanın derinlik derecesine göre değişir.

      Sil
  72. hocam naçizane 2017 yılına yönelik iktisadi bazı tahminlerimi siznle paylaşmak istedim. 1- abd 2017 de beklentilerin de üzerinde büyüyebilir bence. katılır mısınız?. 2- ab ekonomisi 2017 yılında 2016 yılı geneli benzeri performans gösterir. katılıyor musunuz?. 3- Japonya ekonomisi hedeflediği % 2 enflasyona ve resesyondan çıkışa maalesef yine ulaşamayacak. katılıyor musunuz?. 4- çin ekonomisi büyümesini muhtemelen %6 nın üzerine çıkaramayacak çünkü hem dış talep daralacak hem de iç talepte istediği canlılığı yakalayamayacak bence. katılıyor musunuz?. 5- fed bence 3 ve üzerinde faiz artışı yapacaktır. katılı mısınız?. 6- dolar tl karşısında bence 2017 genelinde %15 civarında değerlenme yaşayacak ve ayrıca euro/dolar paritesi 1,02 ye kadar gerileyecek ve türkiye ekonomisi makro olarak %1 hatta altında büyüyecek ve stagflasyona girmeye başlayacak. katılı mısınız?. yeni yılınızı kutlar mutluluklar ve sağlık esenlikler dilerim hocam. saygılar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1. Katılırım
      2.Katılırım ama İtalya'nın durumuna bağlı.
      3. Katılırım.
      4. Evet
      5. Olabilir
      6. Benim tahminlerime yakın
      Yeni yılınız kutlu olsun.

      Sil
  73. Başkanlık sistemine bu kadar hızlı geçme çabası anlattığınız sebeplerden olabilir mi? Krizler iktidar değiştirir. İktidarı kaybetme korkusu, başkanlığa geçerek dokunulmazlık zırhı kazanma çabası olabilir mi? Ama öyle ise, Cumhurbaşkanlığı diye bize yutturulmaya çalışanın kişisel çıkardan öte bir şey olmadığı çıkar. Eee Millilik bunun neresinde ?

    YanıtlaSil
  74. Bazen,size bile utanmadan trollük yapılıyor ya.Allah onları ıslah etsin.İnşaallah bir gün bu toplum sizin gibi insanların kıymetini anlar.

    YanıtlaSil
  75. Hocam Kıymetli bilgileriniz için çok teşekkürler.Bilgi ve tecrübenizden faydalanmak üzre şimdiye kadar
    Hükümet kanadından şahsınıza bir girişim oldu , bunu merak ettim.
    Yeni yılınızı kutlar sağlıklı ve mutlu bir yıl geçirmezi dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Ben bilgimi ve tecrübemi burada toplumun hizmetine sunuyorum. Yararlanmak isteyen buradan bakabilir.
      Ben de sizin yeni yılınızı kutluyorum.

      Sil
  76. ABD'de 6 yıl yaşadığınızı yazmıştınız önceki yzılarınızdan birinde.

    Şu bir şehir efsanesini mi, gerçek mi?

    ABD'deki ailelerin çoğu, çocukları (kız-erkek farketmez) 18 yaşına girdiği veya tamamladığında, eğer hâlâ aileleriyle aynı evde yaşıyorsa, "oda kira"sı adı altında para alıyorlamış.

    Oradaki anlayışa göre, çocuklarını kendi ayakları üzerinde durmaya teşvik etmek için, anne-babaların çocuklarından oda kirası aldıkları bilgisi doğru mu? Bir tür yazılı/kanuni olmayan kural gibi bir şey mi?

    Bu durum hakikaten var mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben ABD firmasında açılışıyorum. ABD'de toplumun genel yapısı itibari ile çocukların 18 yaşını geçince ayrı eve çıkmak istemeleri normal karşılanan bir durum.Ailenin maddi durumu orta gelir olsa bile çocuğun kendi parasını kazanması, masraflarını karşılaması teşvik ediliyor.. Bu sebeple, belli yaşa gelmiş ama hala ailesiyle yaşayan ama eve bir katkısı olmayan çocuklara bir "mahalle" baskısı oluyor.. Bizde "kazık kadar adam oldun..." gibi bir durum..

      Özel olarak "18 yaşına geldin hani nerede kira" dendiğini ben duymadım.

      Sil
  77. hocam seneye görüşürüz

    muhahahahahahaha..................

    hocam üniversitede zıpır öğrencileriniz var mı? varsa nasıl başediyorsunuz?

    YanıtlaSil
  78. Şu an okuduğunuz kitabın adı, yazarı, yayınevi nedir?
    Hemen sonrasında okumaya başlayacağınız kitabın adı, yazarı, yayınevi nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir gün önce bitirdim. Simon Kernick'in Son 10 Saniye adlı gerilim - polisiye türü bir romanıydı. Olimpos yayınlarından çıkmış. Zaman sorunlarından dolayı bugüne dek okuyamadığım Adam Fawer'in Olasılıksız'ını okuyacağım April Yayıncılıktan çıkmış.

      Sil
  79. Hocam yeni yılınızı kutlarım ve mutlu bir sene dilerim. Çok yardımcı oluyorsunuz bize, minnettarız desek yeridir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim ben de sizlere iyi yıllar dilerim.

      Sil
  80. İyi yıllar Mahfi hocam. İyi ki varsınız.

    YanıtlaSil
  81. Hocam asgari ücret 1300 liradan 1404 liraya çıktı.nominal artis %8
    Eger gecen yillarda oldugu gibi enflasyon %8 ve üzeri cikarsa 2017 yil sonunda asgari ücrete zam yapılmamış ve hatta asgari ücretlinin cebinden gitmiş oluyor mu

    YanıtlaSil
  82. 2017 yilinin gerek ulkemize gerekse yasadigimiz dunyaya huzur saadet baris getirmesini temenni ediyorum. Size de iyi yillar diliyorum.

    Bu vesile ile Dunya ekonomisi ve Turkiye ekonomisi uzerine dusunursek 2017yi zorlu bir yila girecegimizi dusunuyorum. Turkiye ekonomisi kuculme ve +%1 buyume arasinda debelenecegini enflasyon ve issizliginde yukselecegini dusunuyorum. Artik bunun icin eldeki verilere bile bakmaya gerek kalmadi. Dolar ve Euro kuru 3.5lu bandlardan 4lu rakamlara cok rahat gorecegini dusunuyorum.

    Dunya ekonomisi yine mevcut buyume ile yola devam edecegini. Petrol fiyatlarinin 55-65 arasinda olacagini Avrupa ekonomilerinde dusuk buyume ve dusuk enflasyonun devam edecegini buna karsilik issizlikte dususlerin devam edecegini dusunuyorum.

    Avrupa merkez bankasinin bana kalirsa son yaptigi nisan ayindan baslamak uzere parasal gevsemedeki indirimin hem dunya hem avrupa hem de gelismekte olan ulkeler icin iyi olmadigi kanisindayim. Soyleki sicak paraya ozellikle de dolara bagli ulkeler euro bolgesindeki parasal genisleme ile moral buluyorlardi. Eger euro bolgesi parasal genislemeyi indirmeyip 90-95 milyar euroya cikarsaydi parasal genislemeyi bu ulkeler icin FEd baskisini hafifletecegi gibi avrupa ozelinde guney avrupa ekonomileri icin cok daha iyi olurdu. Boylesi bir genisleme artisi hem avrupanin toparlanmasi iyilestirirdi hem guney uleklerin ihracatta daha avantajli olmasini saglardi hem deflasyonla mucadelede ivme kazanilirdi. hem de gelismekte olan ekonomilere moral sicak para akisi saglardi. Dahasi fed etkisi ve trump etkisi ile para birimleri deger kaybeden biz ve bizim gibi gelismekte olan ekonomiler hareketlenen avrupa pazarina ihracat yapma olanagina kavusurdu.
    Bilemiyorum siz ne dusunuyorsunuz

    unutmadan son bir not kasim ayindan sonra artan dolar cogunlukla FED kaynakli degil daha cok TRump kaynakli ve bizim siyasi ekonomik sorumsuzluklarimiz kaynakli oldugunu dusunuyorum.

    YanıtlaSil
  83. 2017 yılında yaşanacak ekonomik sıkıntılar, Nisan ayında gerçekleşecek olan rejim değişikliğinin yanında oldukça önemsiz kalacak. Özgürlük, adalet ve demokrasinin olmadığı bir ülkede yaşamın cehenneme döndüğünü ne yazık ki hepimiz göreceğiz. Ve bu yazdıklarım bir tahminden ibaret değil.

    YanıtlaSil
  84. sayın hocam ,sizinde yazdıgınız gibi açıklanamayan şaibeli rakamlar, her gün patlayan bombalar ,ölen yüzlerce insan.bu ortamda neyin tahminini nasıl yapacaksınız.gelecegimize umutla bakamıyorum.daha yılbaşının kutlandıgı gecede eglence mekanına saldırı ve ölen insanlar.ve hükümetimizin klasik söylemleri.teröre lanet,birligimizi bozamazlar,ölenlere rahmet ve yanlarına kalmayacak şeklinde kınama mesajları.yani aynı teraneler.hükümetimiz hiç suçu kendinde aramıyor,eleştiri kabul etmiyor.bu böyle devam ettigi sürece ne ekonomi kalır ne güncel hayat kalır nede can güvenligi.biz sadece yaşadıgımız için kendimizi şanslı saymalıyız.öyle bir karamsarlık içindeyimki kafayı yemek üzereyim ve çok zoruma gidiyor türkiyenin geldigi bu du durum.biz böyle degildik bu hükümet gelmeden önce.insanımız bile degişti.kendi görüşünden,dininden olmayanlara düşmanca bakıyor.nasıl eski hale gelecegiz bilemiyorum.eskiden terör dagdaydı şimdi hem dagda hemde şehirde,artı yeni düşmanlar edindik.içinden çıkılması zor bir durum.saygılar,selamlar sayın hocam

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!