Mikroekonominin Özeti
Bütün bunların ayrıntısı için
benim Remzi Kitabevi yayınlarından çıkan Mikroekonomi kitabımı okumanız
gerekiyor. Bu tür bütünleyici bir yaklaşımı başka bir mikroekonomi kitabında
bulamazsınız. Bu kitabı okuyanlar sınavlarda ve mülakatlarda öne çıkarlar.
Ayrıca daha da önemlisi analiz yapma konusunda epeyce bir yol alırlar.
http://www.remzi.com.tr/kitap/mikroekonomi
Mikroekonomi Kitabı konusunda Kültügün Kağan Akbulut'un Remzi Kitabevi Kitap Gazetesinde yayınlanan makalesinden bir bölüm. http://www.remzi.com.tr/kitap/mikroekonomi
http://www.remzi.com.tr/kitap-gazetesi/mikroekonomiye-adim-adim
En başta ders olarak ekonomiyi öğrenmesi gerekenlere kitabı tavsiye edelim. Kuru kuruya yazılmış ders kitapları arasında Eğilmez’in kitabı rahat bir nefes aldıracak cinsten. Sonrasında da dünyada olup bitenleri yorumlamaya çalışan herkese tavsiye edelim.
Kitabınızı okudum ve çok beğendim,hocam.Genelde yazılarınızda makroekonomi ve para-banka ile ilgili konular olduğu için, eskiden ben sizin mikro ekonomi ile ilgilenmediğiniz zannediyordum...
YanıtlaSilHocam bir konuda fikrinizi merak ediyorum; arsa/arazi kısacası toprak daha canlılar var olmadan önce vardı.Ev yapılması ve ürün yetiştirilmesi normal tabii ama, bu arsa/arazi rantı da ne oluyor.Sizce insanların boş arsa/arazileri alıp-satmaları normal midir?Yani toprağın sahibi mi var ki adam 'parasını verdim, aldım' diyebiliyor.Adam benden önce doğmuş ve arsayı satın almış,üstelik satmak zorunda da değilsiniz.Bu duruma nasıl izin veriliyor.Aynı dünyada doğmuşuz,nasıl olur da insanlar yeryüzünün bu kısmını satın aldım diyebilir acaba?:.....
Mikroekonomiyle ilgilenmeyen kişi emin olun ekonomik analiz konusunda eksik kalır. O nedenle ben mikro analizle oldukça ilgiliyim.
SilArsa ve araziler konusunda söylediğiniz şeyler aslında pek çok konuda geçerli. Ve bunların net, açık, herkesçe kabul edilebilir yanıtları da yok.
Birçok şey derken hocam,ben insandan önce var olamaları nedeniyle toprağa vurgu yaptım.İnsanların yaptıkları(ev,araba kullandığımız eşyalar vs),ürettikleri,icat ettikleri şeyleri değil.Arsa/arazi de emek,yok,maliyete katlanma yok.Üstelik arz miktarı da sabittir.Nüfus sürekli artıyor fakat,toprak aynı.Bu sonradan doğanlara karşı bir haksızlık değil midir?...
Silİnsandan önce var olan doğal kaynaklar da var (petrol, altın, elmas, kömür vb)bunları da oralarda bulunanlar karşılıksız olarak elde ediyorlar.
SilSatin alacaginiz arsa/arazi'de emek yok diyemezsiniz. Arsa sahipleri en basitinden o arsa icin guvenlik hizmeti verir, siz de senelerce istila edilmemis arsada rahat bir sekilde yapacaginiz isi yaparsiniz. Ne istilasi diye sorarsaniz, hazine arazilerine bakin. Devlet guvenlik hizmetini veremedigi icin merkezi konumdaki kimi arsa gecekondu ve buyuk ozel sirketlerin coreklenmesi ile istila edildi. Bir noktadan sonra bu istila edilen yerleri temizlemeniz size ek maliyet getirecektir, hatta mumkun dahi olmayacaktir (2B arazileri ve bir suru ornek var). Bunlarin disinda ictiginiz su da, kullandiginiz dogal gaz da ayni arazi gibi onceden var olan seyler. Ancak bunlarin size ulasmasi icin belirli bir servis/hizmet ihtiyaci var. Siz de aslinda bu bedeli oduyorsunuz. Sonradan doganlar aslinda kendilerine sunulan hicbir sey icin ugrasmiyorlar, asil ugrasi onlardan oncekiler vermis oluyor. Yani haksizlik olmuyor.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilYeni tedavi bicimleri de bulmasinlar o zaman, eskiden doganlara haksizlik oluyor. Hem hayati maddesel dusunup hem de manevi adalet kavramlarini harmanlarsaniz boyle cikmazlarin icine girersiniz iste.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilBravo... Yazdıklarınız arasında katılmadıklarım oldu ve hala var ama "işin özünü" bu kadar doğrudan ve doğru olarak ele alan bir yazı nadir okuduk buralarda.
SilEklemek istediğim bir nokta var. Maneviyatın bizzat bir sömürü aracı olarak kullanılmasından öte, sürekli olarak "manevi değerler" olarak değerlendirilen adalet, eşitlik vb kavramların bugün bizzat evrimsel süreçler sonucunda ortaya çıkmış şeyler olduğunu da farkediyoruz. Yani klasik olarak "adalet, eşitlik, yardımseverlik değerleri evrim ile açıklanamayacağına göre..." şeklinde başlayıp ilerleyen bu kavramları sadece kendi manevi alemine ait gören düşünce zaten oldukça geride kaldı. Aksine bu değerlerin hemen hepsinin hayvanlar aleminde de karşılıklarının bulunduğunu 20.yy'ın ortalarından beri gözlemlemekteyiz.
Evet, hayvanlar da kendilerince hiçbir çıkar gözetmeksizin diğer hayvanlara yardım edebiliyorlar (bu noktada hala açıklamalar biraz göreceli ama durum böyle). Sudan çıkmış balığa su sıçratarak yaşamasını sağlamaya çalışan köpeği, suya düştüğü için uçamayan kargayı pençesiyle kurtaran ayıyı, ortada annesiz babasız kalan yavruyu sahiplenmek için hücum eden penguen sürülerini, başka bir türün yavrusunu emziren hayvanları hatırlamak gerek. Bunlar sanıldığının aksine sıradışı davranışlar değiller. En vahşi hayvan bile karnı aç değilse diğer hayvanlara saldırmıyor ve aksine onların yaşamasını sağlamaya çalışıyor. Meraklısı Bonobo maymunları üzerine yapılan bilimsel araştırmaları ve yazılan kitapları okuyabilir. Kısacası adalet, eşitlik ve yardımseverlik vb bizzat evrimin sonucu olarak görülmekte. Evrim sadece vahşi biçimde birbirine saldıran canlılar değil, aksine birarada hayatta kalmaya çalışan bio-varlıklar dizisi olarak yorumlanmakta artık. İnsan bile tüm bencilliğine rağmen bu çağda doğayı korumazsa bizzat kendisinin yok olacağını farketti ve çevrecilik akımları başladı.
Üstüne üstlük, tanrı ve din kavramlarının bile evrimsel bir sürecin sonucunda ortaya çıkmış olabileceğini tartışıyoruz bugün. Hayatı anlamlaştırma gibi bir zorunluluğu olan insan, açıklayamadığı şeylerin yerine "joker açıklama" olarak bu gibi kavramlar koymuş olabilir. Bunlar tamamen çöp değil, sosyal ve bireysel açıdan anlamı ve yararı olan kavramlar aslında. Yani hem statükoyu devam ettirecek bir sosyal sistemin ortaya çıkmasını sağlıyorlar ve "istikrar" getiriyorlar, hem de kafası karışan ve soru işaretleriyle yaşamayı sevmeyen (ya da sevdirilmeyen) insanın önüne "herşeyi açıklaması" olabilecek türden birer sahte-cevap koyuyorlar. Gerisini zaten inanan insan kendisi yazıyor.
Saygılar
İ.İ.
Ek: Yukarıdaki yorumum Candan Atadostu'nun yazısını kastederek yazılmıştır.
Silİ.İ.
Ego ile cehaleti birlestirince ortaya ateism cikiyor. Kara cahillik hicbir sey bilmediginiz bir seyi reddetmektir diye bir laf var. Din, tanri; iki kuran, incil okuyarak, budha'nin ogretilerini hatmederek tartisilacak ve yorumlanacak seyler degil. Insanlar dini nasil yasiyor bunu gorebilmeniz, belki onlarla birlikte hissetmeniz gerekir. Milyarlarca insanin tatbik ettigi kavramlar bunlar. Bunca insanin binlerce senedir 'anlayamadigini' anlayabildigini dusunmek dunning kruger etkisinin muzdaribi olmaktir, baska bir sey degil.
SilMateryalizmin tanimini merak ediyorsaniz bilim fetisizminden baska bir sey degildir. Yani her sey bilim ile aciklanabilecegi yanilgisidir. Cunku insan o vakit kendini Tanri zanneder. Bu da kibirindendir. Kibiri bosuna en buyuk yedi gunahtan saymamislar.
Bir tartışma "hayır siz cahil ve hatta aptal olduğunuz için bunları anlamıyorsunuz" şeklinde devam edemez. Herkesin birbirini Dunning Kruger sendromu ile suçladığı yani herkesin kendini akıllı ama diğerlerini aptal kabul ettiği bir ortamda tartışma olmaz. Burada sürdürülen tartışma en azından bilim denen yani kendi içinde bir yöntemi ve kanıtları olan bir sürecin tartışması. Buna karşılık tam olarak ne dediğin belli olmayan bir sistemi savunmak hiç de mantıklı olmaz. Hiçbirimiz uzaydan gelmedik ve din nedir, dini yaşamak nedir biliyoruz. "Benim dediğim şeyi anlamak için benim gibi hissetmeniz gerek" demek ne kadar mantıklı bilemem ama bunu diyenlerin her biri başka bir inanca sahip olabildiğine göre bunların kendi arasındaki uyumsuzlukların halledilmesi gerek. Sonuçta aynı mantıla desteklenen her inanç doğru olamaz. Bu türden temel mantık sorunları çözülmeden sadece ve sadece kendine göre bir anlam ifade ettiği için buna katılmayanları aptal yerine koymak da aynı derecede mantıksızdır.
SilSaygılar
İ.İ.
İnancınızı sorgulamak gibi olmasın,tamamen bilim ile ilgili bir soru soracağım:
YanıtlaSilEvrim Teorisi hakkında ne düşünüyorsunuz?...
Bu konuda bir yazım var: http://www.radikal.com.tr/yazarlar/mahfi-egilmez/inanc-ve-evrim-832030/
SilHocam, bilim evrenin var oluşu ve evrim ile ilgili bilgiler veriyor.Peki ama zaman?... Zaman nasıl var oldu,bu konuda hiçbir bilimsel görüş görmedim.Bir de duygular hocam evrim sevgiyi,korkuyu,merhameti vs. açıklayabiliyor mu? Türlerin Kökeni'ni okudum,fakat bu konuya rastlamadım.Tabii özellikle zaman......zaman konusu çok önemli...
SilSanırım Freud'u ve Stephen Hawking'i de okumak gerekiyor.
SilÖrneğin insanın rüyasında sık sık düşmesi ve uçmasının insanın onbinlerce yıl ağaçların üzerinde yaşaması ve sıklıkla düşmesinin yarattığı korkunun genlerle günümüze taşınması olarak açıklar Freud.
Hocam, zamanın nasıl var olduğu ile ilgili de herhangi bir ipucu var mı acaba?...Bilimsel bir açıklama falan?...
SilHer şeyi ben bilemem. Benim bilgim sınırlı. Bilsem de vereceğim yanıt sizi tatmin etmeyebilir. Okumak lazım. Araştırmak. Big Bang teorisini incelemek gerek.
SilAt what point is it fair to admit that it is science itself that suggest that we cannot be the result of random forces? Çevirmeye üşendim ama bence temel sorumuz bu.
Silhttps://www.youtube.com/watch?v=UjGPHF5A6Po.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilTeşekkürler Atadostu, katkınız için.
SilZaman evren ortaya ciktigi ilk anda olustu (yani buyuk patlama'dan sonra). Daha once zaman ve uzay diye birsey yoktu. Dolayisi ile zaman ile birlikte uzay da buyuk patlama ile olustu. Buyuk patlama aninda ve sonrasinda uzay boslugu bugun bizim bildigimiz sonsuz buyuklukteki uzay boslugu degildi, daha kucuktu. Evren genisledikce uzay da genisledi. Zamanin olusmasinin ve varolmasinin sebebi Fizik'teki entropi kavramidir. Buyuk patlama'dan itibaren evrendeki duzensizlik (Entropi) surekli arttigi icin zaman da ilerlemektedir. Entropi'nin artisinin durdurulmasi veye entropinin azalmasi mumkun olmadigi icin zaman da durmaz ve geriye gitmez. Yani evren bir gun maximum genislige ulasip sonra kuculmeye baslasa bile (big crunch) zaman geriye gitmeyecek ama ilerlemeye devam edecek cunku Entropi artmaya devam edecek. Entropi'nin artisi'nin durmasi sadece mutlak sifir (-274 C) durumunda mumkundur ancak mutlak sifir'a hicbir sekilde ulasmak mumkun degildir, ancak cok yaklasilabilir. Yani zamanin akisi durdurulamaz. Zamanin ve Entropi'nin evrim kurami ile bir ilgisi yoktur. Evrim kurami Biyoloji'nin konusudur, Entropi ise Fizigin. Mahfi hocanin bahsettigi gibi Stephen Hawking'in "Zamanin kisa Tarihi" kitabi bu konuyu ozetle aciklar. Daha detayli bilgi icin Roger Penrose'un "Zaman Donguleri" kitabi var.
SilHocam kitabınız müthiş.Diğer mikro ekonomi kitapları dersleri geçmek için okunuyor.Sizinki ise hem öğrenciyken hem de mezuniyet sonrası için ekonomi öğreten ve diğer kitaplardan ayrılan bir eser...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilHocam mikroekonomi kitabınızda düzeltme yaptığınız yerler var mı?
YanıtlaSilEğer düzeltmeler yaptıysanız yeni baskısını beklememi mi önerirsiniz? Yoksa ilk baskıda bir sorun yok mu?
2. baskı piyasada onu alın. Orada ufak tefek düzeltmeler yapıldı.
SilSayın Hocam, kırmızı eğri AVC (ortalama değişken maliyet) olacaktı sanırım. Keza, AVC'nin üzerindeki kısım kısa dönem arz eğrisi idi.. TEŞEKKÜR EDERİM.
YanıtlaSilEvet.
SilHocam iktisadın tanımında kıt kaynaklar ifadesi geçiyor.Eğer öyleyse o zaman kıt kaynağa bir örnek versinler.birde insanların sınırsız ihtiyaçları karşılamak ifadesi geciyor. İnsanların ihtirasları sınırsızdır bence onun için kıt olmayan kaynaklar insanların aç gözlülüklerinde dolayı kaynaklar yetmiyor.kaynaklar kıt geliyor.iktisadın tanımı bence değişmeli siz ne dersiniz bu söylediklerime iktisadın tanımı değişmeli belki farklı oluşumlar ortaya çıkar... Saygılarımla hocam teşekkür ettim...
YanıtlaSilBu konuda kitabımda da değindiğim Marshall Sahlin'in yaklaşımı var. Sahlin'e göre insan ihtiyaçları sonsuz değil, onu sonsuz gösteren kapitalizm. Reklamlar aracılığıyla her şey insana sanki ihtiyacıymış gibi sunuluyor.
SilKaynaklar ise gerçekten sınırlı. Mesela dünyada herkese yetecek kadar içecek temiz su yok. Yiyecekleri de herkese yetecek düzeye getirmek pek mümkün değil.
Bence bölgesel olarak kıt kaynak var ama genel olarak yok örneğin petrol her yerde yok ama bu petrolü kıt olan bölgeye taşıyabiliriz çeşitli yollarla kıtlığı sonlandıra biliriz eğer kapitalizm izin verirse.temiz su konusu da öyledir.açgözlülük ortadan kalkarak kominal düşünce yapısı oluşturulursa kıt kaynak olan bölgeyi zenginleştirebiliriz.örneğin Dubai bugün zengin bölgedir. Kıtlığı yok etme çabası,zenginlestirme ...
Silİş sinavlari zamanim bittigi ici benim için geç kalmış bir kaynak... ama başka bir tavsiye istiyorum sizden hocam Şuan doktora (finans isletme)yapıyorum. Tez aşamasına geldim. Konu olarak ne tavsiye edersiniz? Özellikle sığ kalmış alanlardan çarpıcı olsun diye konu arıyorum. Teşekkür ederim.
YanıtlaSilTasarruflar, cari açık ve dış finansmanın karşılanma şekli üzerine bir tez düşünülebilir. Türkiyenin temel ekonomik ve finansal sorunlarının başında geliyor bunlar.
SilHocam inş kitabınizi yakın zamanda alicam. Birde sorum olacaktı bir ekonomist olarak faizin haram olup olmadığı hakkında dusunceniz nedir. Ayeti kerimeyle sabit ehaallahu bey'u ve harramel riba
YanıtlaSilBir iktisatçı olarak işin o kısmıyla ilgilenmem. Ama mantığım haram olan faizin o dönemdeki tefeci faizi olduğunu söylüyor. Normal faiz ile ev kirası arasında büyük bir fark görmüyorum.
SilO zaman katılım Bankacılığı ve Karpayi mantığını normal konvansiyonel bankacilik işleyişinden farklı görüyorsunuz?
SilFarklı görmüyor musunuz? olacaktı.
SilHocam,
YanıtlaSilSizi ne zaman TV'de izlesem, aklıma şu fotoğraf geliyor:
http://www.trt1.com.tr/media.ashx?id=557e8c308a58c90acc76dd86
Taptuk Emre - Payidar Tüfekçioğlu
Haliniz tavrınız, üslubunuz, jest ve mimikleriniz ve tabii ki bilgeliğiniz neredeyse aynı...
Ne diyeceğimi bilemedim, sağolun.
SilHocam ekonometristi iktisatçı dan ayıran şey nedir?
YanıtlaSilEkonometrist daha çok matematik ve istatistik yöntemleri kullanarak analizler yapan, geleceğe ilişkin tahminler yapan kişidir. İktisatçı, işin felsefesiyle, psikoloji ve sosyolojisiyle de ilgilenen kişidir.
SilBilgisizler içinde bir bilgili, ölüler içinde bir diridir.
YanıtlaSil(Hz. Muhammed)
En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır.
(Mustafa Kemal Atatürk)
Mahfi Pir'im önünüzde saygıyla eğiliyor, elinizi öpüyor ve anlıma koyuyorum.
Estağfurullah, pirlik haddime değil.
SilAlnına olmasın o
SilHocam konunun isminde K harfi dusmus. miroekonomi olmus
YanıtlaSilYeni bir bilim dalı gibi olmuş. Teşekkürler uyarı için, düzelttim.
SilSelam;
YanıtlaSilBen 90 larda bir üniversitede işletme okumuş biriyim.
Bize bu dersleri anlatanlar bu konuları kendileri özümseyememiş olduklarından bize de anlatamadılar tabi ki.
kitap ezberledik açıkçası.
(Hukuk dersi hariç. Hukuk hocamız müthiş bir eğitimciydi.)
kardeşim İstanbul'un en büyük üniversitelerinden birinde okudu.
o ve arkadaşlarının çoğu fotokopi notları ezberleyerek mezun oldular.
Bu dediğiniz çok yaygın bir durum ne yazık ki.
SilBir mühendis olarak, her şeyin basitten karmaşığa doğru öğrenilmesi gerektiğini ve işe tanımlarla başlanması gerektiğini düşünürüm.Ekonomi bilimi, içinde insan ve kümesel davranışları da barındırdığı için nispeten karmaşık bir bilim dalı. Mühendislikte de pek çok modelde belirsizlikleri yönetmeye çalışmakla beraber, ender model dışında tasarımın modelden uzaklaşma oranı, ekonomik modellere göre daha öngörülebilir noktada.
YanıtlaSilSn.Eğilmez'in konulara hakimiyetini ayrı tutarsak, bir konuyu ele alış biçimi ve anlatım yöntemi mükemmele yakın. Karmaşık bir konuyu basit parçalara ayırması, okuyucuya ve dinleyiciye bütünün basit parçalarını anlatması ve sonra yeniden karmaşık sisteme dönmesi, zor anlaşılan bu bilimi herkese öğretecek ve sevdirecek bir şekilde.
Ben mühendisim, işim ise mali işler ve finans alanında yöneticiliktir. Sn. Eğilmez'in kitapları bu anlamda her zaman başucu kitaplarım içinde yer almıştır. Kitaplarını sadece okumam, altını çizerim, yanına not alırım. Bahsi geçen kitaba da arada sırada döner, tanımları yeniden gözden geçiririm.
Türkiye'de Sn. Ege Cansen, Sn. Ercan Kumcu ile beraber yakın takip ettiğim bilim insanlarındandır.
Bu arada mikro ekonominin, lisede bir dönem hafifletilmiş şeklinin okutulması taraftarıyım. Bırakınız bir bilim dalına giriş yapmanın faydasını, bu dalı öğrenen bir gencin hayata daha doğru bakabileceğini düşünüyorum.
Çok selamlar ile,
Çok teşekkür ederim nazik sözleriniz için.
SilGerçekten de lise son sınıflara ekonomi okutulabilir ve yararlı da olur.
Hocam bilimin yanına epistemoloji veya ontoloji konmadan ne kadar bilim yapılabilir? Bilim ile ilgili görüşlerinizin ne kadarı felsefe filtresinden geçiyor? Bilimsel yöntem ve bilimsel bilgi konusunda ne kadar şüphecisiniz?
YanıtlaSilBen her konuda kuşkucuyum.
SilHocam emeğinize sağlık mikro ekonomi kitabınızda alacağım bunları imzalamanızı istiyoruz teşekkürler
YanıtlaSilKitabeviyle konuştuk belki bir imza günü yapacağız.
Silhocam merak ettiğim için soruyorum 2014 yılı sonu itibarıyla oecd üyesi olan 34 ülke arasında enflasyonda kaçıncı sıradayız? madem çok methediyorlar enflasyonu düşürdük diye 34 üye ülke arasında neredeyiz hocam?
YanıtlaSilBrezilya 1 numara, Rusya 2 numara, Türkiye 3 numara.
SilHocam Türkiye Irak'a asker gönderdi Irak hükümeti tepki gösterdi bu duruma. Oraya asker gönderdi durup dururken bunu yapmaktaki amaç neydi. Türkiye'de ekonomik bakımında olumsuz yönden etkilenecek dolar,eruo yükselecek, risk primi daha da artmaya baslayacak,kırılganligin içinde kırılgan oluşacak.Türkiye kredi notu inişte...
YanıtlaSilNe yazık ki buna verebilecek mantıklı bir yanıtım yok.
SilHocam bir şey soracaktim bu göstergeler tablosunda GSMH dolar ve tl cinsinden neden farklı..
YanıtlaSilAdı üstünde: biri TL cinsinden biri Dolar cinsinden de ondan.
Silhocam bir hisse senedinin değeri 0,20 den 2 haftada nasıl 1,05e gelebilir ki? transtürk holding şirketi bu başarıya imza atan. aklım almıyor olay spekülatif mi yoksa manüplatif mi spk ne iş yapıyor aklım almıyor. sizce bu yasal mı hocam nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu
YanıtlaSilEğer şirket el değiştirmişse, yeni yatırımlar yapılacaksa vs olabilir.
SilHocam Merhaba
YanıtlaSilRusya krizinden dolayı meyve sebzenin ucuzlayacağına dair güçlü yorumlar var ama ben tam tersini düşünüyorum. Rusyadan edilen zararı çıkarmak isteyen tüccarların söz konusu ürünleri daha yüksek fiyattan satacaklarını düşünüyorum. Siz bu konuda bana katılır mısınız?
http://www.milliyet.com.tr/rusya-nin-geri-cevirdigi-sebzeye/ekonomi/detay/2174494/default.htm
SilHocam memleket beni hiç sasırtmadı malesef, dediğiniz gibi ülkenin sosyolojisini öğrenince insanların yapacakları hakkında daha iyi fikir sahibi oluyorsunuz...
Hocam iyi günler,
YanıtlaSil2016 yılına ilişkin beklentilerinizle ilgili bir yazı yazıcak mısınız acaba? Daha önce yapısal reformlarla ilgili yazılarınızda biraz bahsettiniz. Ancak genel ekonomik parametreler ile ilgili bir yazınız olacak mı?
hocam affınıza sığınarak bir şey söylemek istiyorum hocam mikro ekonomi kitabının yeni basımını 1.kalite hamurdan yaptırmanızı istiyorum üzerine rahat not alamıyorum şahsi görüşüm hocam kalın sağlıcakla .....
YanıtlaSilHocam o değilde birazda mas colell anlatsanız
YanıtlaSilHocam,iktisat 2.sınıf öğrencisiyim ve sizin yazdıklarınızı yeni gördüm ve okumaya başladım,tam bölümü bırakma dusuncesindeydim,ama bir,iki yazdığınız makaleleri okuyunca içime bölümümle ilgili heves doğdu.hocam mikro ekonomide analiz yapmakta çok zorlanıyorum bu konuda kendimi geliştirmek istiyorum başlangıç olarak hangi kitabınızı onerirsiniz?
YanıtlaSilHocamızın mikroekonomi kitabı yeni çıktı. Startı bu kitapla verebilirsiniz. Ekonominin makro boyuttaki temel kavramlarını anlamak ve ekonomiye ısınmak için yine Mahfi Hocamızın eseri Kolay Ekonomi'yle de başlayabilirsiniz.
YanıtlaSilhttp://www.idefix.com/kitap/mikroekonomi-mahfi-egilmez/tanim.asp?sid=G6DT4FG8W5VE6BFSKVJZ
http://www.idefix.com/kitap/orneklerle-kolay-ekonomi-mahfi-egilmez/tanim.asp?sid=JYMPNPW2K4U1OQ42WW6Y
Hocamızın önerdiği okuma sıralaması ise şurda yer almaktadır:
http://www.mahfiegilmez.com/p/yazlar-kitaplar.html
Hocam dünya ekonomisindeki çatlaklara ve sızmalara baktığınızda ''küresel piyasaları belirleyen'' görünmez bir ekonomi kavramının geçmişten günümüze kadar gelinen son noktada ulusal ve uluslararası alanda ortaya çıkardığı sonuçlar itibariyle geçerli ve doğru bir ekonomik anlayış mıdır ?
YanıtlaSilHocam insan, hayatı boyunca bir veya birden fazla tehlikelerin tetiklenmesiyle meydana gelen risklere maruz kalıyor ve ortaya çıkabilecek zararların etkisini azaltma konusunda da fiziki ve finansal önlemler alma çabasına girişiyor. Bu bakımdan herhangi bir riskin tamamen önlenmesi söz konusu olabilir mi? Neden?
YanıtlaSil