2014'de Yaşadığımız Ekonomi ve Finans Gelişmeleri

Aşağıdaki tablo 2014 yılının bir anlamda ekonomik ve finansal kronolojisini veriyor. Ben böyle bir tabloyu günlük olarak tutuyorum ve sizinle burada paylaşıyorum. Ayıca bu gelişmelerin grafik haline getirilmiş görünümlerini de tablonun altında bulabilirsiniz.

Yılın ekonomi ve finans açısından en önemli olayları şöyle sıralanabilir: (1) ABD ekonomisinde beklenenden daha iyi bir toparlanmanın ortaya çıkması. (2) Petrol fiyatının yılsonuna doğru 60 USD/Varil’in altına gelmiş olması. (3) Rusya’nın batma noktasına gelmesi, (4) Çin’de yaşanan ivme kaybı. (5) Gelişmekte olan ekonomilerde yaşanan piyasa dalgalanmaları. Türkiye açısından yılın önemli ekonomi ve finans olayları da sanırım şöyle sıralanabilir: (1) Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 4,5’tan yüzde 10’a artırmak zorunda kalması. (2) Cari açığın yüzde 6’nın altına gerilemesi. (3) Yüzde 5’lik enflasyon hedefine karşılık enflasyonun yüzde 9 dolayında gerçekleşmesi. (4) Büyümenin üst üste üçüncü yılda da potansiyel büyüme oranının altında kalması. (5) Yaşanan olumsuzluklara karşın bütçe açığının yüzde 1 dolayında çıkması.

Bundan sonrasını tablo ve grafiklerden izleyebilirsiniz.

Tarih
BIST 100
USD
EURO
Sepet Kur
Gösterge  Faiz
TCMB Pol. Faizi
Olay
2 Ocak
66.986
2,18
2,98
2,58
10,24
4,50
3 Ocak
65.967
2,17
2,96
2,57
10,17
4,50
2013 TÜFE, beklentilerin üzerinde % 7,4 ile kapandı
10 Ocak
67.912
2,18
2,96
2,57
9,86
4,50
ABD Tarım dışı istihdamı beklenenin çok altında arttı
13 Ocak
68.062
2,18
2,97
2,57
9,86
4,50
14 Ocak
68.073
2,19
3,00
2,60
9,86
4,50
Kasım ayı cari açığı beklenenin altında geldi
21 Ocak
66.319
2,25
3,04
2,64
10,19
4,50
TCMB PPK EPS günlerinde faizi % 9 uygulama kararı aldı
27 Ocak
64.569
2,35
3,21
2,78
10,70
4,50
28 Ocak
63.544
2,27
3,10
2,68
11,06
4,50
TCMB politika faizini yüzde 4,5’ten yüzde 10’a artırdı
29 Ocak
62.089
2,23
3,04
2,63
10,74
10,00
Fed tahvil alımını 10 milyar daha azaltma kararı aldı
7 Şubat
64.614
2,22
3,01
2,62
10,60
10,00
S&P Türkiye'nin notunu BB + Negatife çevirdi
19 Şubat
63.382
2,19
3,01
2,60
10,88
10,00
20 Şubat
63.109
2,21
3,03
2,62
10,88
10,00
Başbakana ilişkin ses kayıtları ortaya çıkmaya başladı
5 Mart
63.445
2,21
3,04
2,62
11,19
10,00
Kırım Rusya'ya katılma yolunda ilerliyor
10 Mart
62.732
2,22
3,08
2,65
11,41
10,00
Gezi olaylarında yaralanan Berkin Elvan öldü
12 Mart
63.259
2,25
3,12
2,69
11,53
10,00
Berkin Elvan'ın cenazesi ve sonrasında olaylar çıktı
14 Mart
63.279
2,24
3,10
2,67
11,38
10,00
Bakanlar hakkındaki fezleke ortaya çıktı
17 Mart
64.198
2,23
3,09
2,66
11,27
10,00
Kırım Rusya'ya katılma kararı aldı
18 Mart
65.574
2,23
3,10
2,66
11,23
10,00
Batı,  Kırım'ın Rusya'ya katılmasını tanımıyor
20 Mart
65.261
2,24
3,09
2,67
11,41
10,00
Twitter'a giriş yasaklandı
25 Mart
64.696
2,24
3,09
2,66
11,44
10,00
TCMB Zorunlu Karşılıklara faiz verebileceğini açıkladı
26 Mart
67.731
2,22
3,06
2,64
11,10
10,00
Konda, AKP için % 46 oy tahmini açıkladı
28 Mart
69.117
2,19
3,01
2,60
10,79
10,00
Yellen ABD ekonomisinin destek ihtiyacının sürdüğünü söyledi
31 Mart
69.736
2,16
2,98
2,57
10,69
10,00
AKP yerel seçimde % 44 oy aldı
1 Nisan
70.857
2,15
2,97
2,56
10,57
10,00
Rusya, Kırım'dan sonra Donetsk'i de referanduma sokacak
2 Nisan
70.648
2,14
2,94
2,54
10,52
10,00
Yabancı fonlar Rusya'yı terk ediyor
7 Nisan
72.489
2,12
2,91
2,52
10,41
10,00
MB Başkanı faizi indirmek için erken olduğunu söyledi
11 Nisan
72.736
2,12
2,95
2,53
9,94
10,00
Moody's Türkiye notunu  Baa3 Negatife çevirdi
24 Nisan
72.391
2,14
2,96
2,55
9,73
10,00
TCMB faizleri değiştirmedi
5 Mayıs
74.761
2,10
2,91
2,51
9,48
10,00
Manşet enflasyon % 9,38
6 Mayıs
75.190
2,10
2,92
2,51
9,30
10,00
7 Mayıs
74.967
2,10
2,92
2,51
9,24
10,00
Rusya, Ukrayna'daki referandurumu erteledi
13 Mayıs
75.776
2,07
2,85
2,46
9,15
10,00
Soma'da büyük maden kazası çok sayıda ölü
22 Mayıs
78.043
2,10
2,87
2,48
8,68
10,00
TCMB politika faizini % 9,5'e indirdi
26 Mayıs
78.603
2,09
2,85
2,47
8,68
9,50
Başbakan TCMB'nin faiz indirimini yetersiz buldu
27 Mayıs
77.533
2,10
2,87
2,48
8,64
9,50
Başbakan TCMB'yi eleştirdi
3 Haziran
78.818
2,11
2,87
2,49
8,51
9,50
Başbakan TCMB’yi eleştirdi
5 Haziran
79.803
2,11
2,87
2,49
8,28
9,50
AMB Faizleri indirdi, parasal genişleme paketi açıkladı
11 Haziran
79.021
2,10
2,84
2,47
8,45
9,50
IŞİD tarafından Musul Konsolosu ve çalışanları kaçırıldı
18 Haziran
78.093
2,15
2,91
2,53
8,58
9,50
Fed tahvil alımını 10 milyar daha azaltma kararı aldı
19 Haziran
79.057
2,13
2,90
2,52
8,42
9,50
Obama Irak'a müdahale edilebileceğini söyledi
24 Haziran
78.986
2,14
2,91
2,52
8,36
9,50
TCMB politika faizini % 8,75'e indirdi
30 Haziran
78.489
2,13
2,90
2,51
8,15
8,75
1 Temmuz
77.107
2,12
2,91
2,51
8,23
8,75
Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklandı
11 Temmuz
79.364
2,13
2,89
2,51
8,28
8,75
Cari açık 12 aylık bazda 52,6 milyar USDye geriledi
16 Temmuz
82.271
2,13
2,88
2,50
8,15
8,75
İsrail, Gazze'ye kara harekatı başlattı
31 Temmuz
82.157
2,14
2,86
2,50
8,35
8,25
Arjantin iflas etti, Rusya'ya ambargo artırıldı
1 Ağustos
82.094
2,15
2,88
2,51
8,77
8,25
ABD II.Ç büyüme oranı yüzde 4 geldi
4 Ağustos
81.893
2,14
2,87
2,50
9,32
8,25
Enflasyon beklentilerin tersine artış gösterdi
6 Ağustos
79.432
2,17
2,89
2,53
9,47
8,25
Rusya, Ukrayna sınırına asker yığıyor
8 Ağustos
79.199
2,17
2,91
2,54
9,36
8,25
II. Çeyrek sanayi büyümesi düşük çıktı (% 3,1)
11 Ağustos
77.271
2,15
2,88
2,52
9,34
8,25
Erdoğan ilk turda CB seçildi
12 Ağustos
77.827
2,17
2,89
2,53
9,51
8,25
Abdullah Gül, AKP'ye genel başkan olamıyor
14 Ağustos
77.570
2,16
2,89
2,52
9,25
8,25
Cari açıktaki düşüş hız kesti
15 Ağustos
76.692
2,16
2,89
2,53
9,36
8,25
Moody's siyasal istikrarsızlığa dikkat çeken bir Türkiye notu yayınladı
26 Ağustos
80.754
2,17
2,87
2,52
9,07
8,25
Babacan'ın devam edeceği beklentisi arttı
27 Ağustos
80.467
2,16
2,85
2,51
9,04
8,25
Davutoğlu AKP Genel Başkanı seçildi
28 Ağustos
80.838
2,17
2,86
2,51
9,11
8,25
Davutoğlu, Başbakanlığa getirildi
29 Ağustos
80.313
2,16
2,85
2,51
9,07
8,25
Davutoğlu kabineyi açıkladı. Babacan yerini koruyor
1 Eylül
80.825
2,16
2,84
2,50
9,04
8,25
Babacan ve Şimşek yerinde
4 Eylül
82.226
2,16
2,84
2,50
9,04
8,25
Draghi faizleri indirdi VDMK alım programı başlatacak
8 Eylül
82.200
2,17
2,81
2,49
8,90
8,25
Fed'in faiz arttırımını erken yapacağı beklentisi yayıldı
11 Eylül
78.966
2,20
2,84
2,52
8,99
8,25
İngiltere MB Nisan 2015'de faiz artırımına gidebileceğini açıkladı
23 Eylül
76.669
2,24
2,88
2,56
9,28
8,25
Türkiye IŞİD'e karşı operasyonda yer alacak
30 Eylül
74.938
2,28
2,88
2,58
9,98
8,25
Suriye Tezkeresi TBMM'de görüşülüyor
2 Ekim
73.858
2,28
2,88
2,58
9,70
8,25
Suriye Tezkeresi TBMM de kabul edildi
8 Ekim
72.944
2,29
2,90
2,60
9,78
8,25
Türkiye'de PKK saldırılar yaptı, 22 ölü, 6 ilde sokağa çıkma yasağı
9 Ekim
75.208
2,26
2,89
2,57
9,60
8,25
Fed,  faiz artışının zaman alacağı izlenimi verdi
15 Ekim
74.856
2,27
2,88
2,58
9,10
8,25
ABD'den faizle ilgili karışık mesajlar geliyor
16 Ekim
74.639
2,28
2,91
2,60
9,23
8,25
ABD 10 yıllık tahvil faizleri hızlı düşüşler yaşadı
23 Ekim
79.495
2,25
2,84
2,54
8,69
8,25
TCMB faizlerde ve diğer araçlarda değişiklik yapmadı
30 Ekim
79.899
2,22
2,80
2,51
8,66
8,25
Fed, tahvil alım programını sonlandırdı.
3 Kasım
80.028
2,23
2,79
2,51
8,66
8,25
Brent petrolün fiyatı 65 USD/Varil düzeyine indi
6 Kasım
77.510
2,24
2,81
2,52
8,52
8,25
Hükümet yapısal dönüşüm paketini açıkladı
13 Kasım
80.876
2,25
2,80
2,53
8,25
8,25
Cari açık düşmeye devam ediyor
17 Kasım
80.500
2,23
2,79
2,51
8,08
8,25
İşsizlik Ağustos'ta çift haneye yükseldi
19 Kasım
81.284
2,23
2,80
2,52
8,07
8,25
TCMB, faizleri değiştirmedi
21 Kasım
83.282
2,23
2,77
2,50
7,99
8,25
S&P Türkiye'nin notunu ve görünümü değiştirmedi
27 Kasım
84.689
2,22
2,77
2,49
7,69
8,25
OPEC petrol üretim kotalarında kısıntıya gitmedi
1 Aralık
86.147
2,22
2,77
2,50
7,40
8,25
İsviçre halkı, MB'nin altın stokunu artırmasını reddetti
5 Aralık
85.240
2,24
2,77
2,50
7,78
8,25
Moody's not açıklamadı, ABD tarım dışı istihdamı iyi geldi
10 Aralık
84.126
2,26
2,80
2,53
7,98
8,25
III. Ç Büyüme % 1,7, MB 2015 para politikasını açıkladı
11 Aralık
84.718
2,26
2,82
2,54
8,16
8,25
Yılsonunda  döviz talebi artınca  TL değer kaybetti
17 Aralık
80.221
2,37
2,95
2,66
8,72
8,25
Fed faiz konusunda sabırlı olunacağı mesajı verdi
23 Aralık
84.488
2,32
2,84
2,58
8,12
8,25
ABD III Ç büyümesi % 3,9'dan % 5'e revize edildi
26 Aralık
84.947
2,32
2,84
2,58
7,88
8,25
Brent petrolün fiyatı 60 USD/Varilin altına indi
31 Aralık
85.721
2,33
2,83
2,58
8,02
8,25
Brent petrol 58 USD/Varil, Altın 1183 USD/Ons




Yorumlar

  1. Hocam emeğinize sağlık. Geçmiş yılları değerlendirirken kaynak olarak kullanılabilecek çok güzel bir doküman olmuş. Saygılar , sevgiler..

    YanıtlaSil
  2. Sayin hocam BIST 'in yükselme eğilimi göstermesi sadece faiz oranlarının artmasiyla mi alakali? Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır başka faktörler de etkili tabii ki. Hatta bazen faizle aynı yönde hareket ettiği de olabiliyor. Ama genel trend borsa ile faizin ters yönde hareket etmesidir. Çünkü tahvil ile hisse senedi birbirine rakip enstrümanlardır.

      Sil
  3. http://www.mahfiegilmez.com/2014/12/2015-tahminleri.html

    ...

    Adsız 2 Ocak 2015 02:57

    Hocam kimi yorumlar sizin asil yazinizdan daha uzun masallah. Hayir hepsi elle tutulur olsa tekrar tekrar okuyayim gercekten . Zaten sizde genelde bu yazilara ultra kisa cevap veriyosunuz cunku biliyosunuz o kadar uzun yazi bir soru degil esasen yorum icerir! Ben istiyorum ki herkesin yazisini okuyabileyim ama ne mümkün maalesef destan gibi . Buna bir sinirlama getirseniz nasil olur atiyorum 500 karakter gibi. Affiniza siginiyorum.

    ...

    Cevap:

    Hayatı olabildiğince 'kısaltmaya' çalışıyorlar; siz de bu tuzağa seve seve düşmek istiyorsunuz sevgili Adsız!

    Evde veya tarihi bir lokantada, bir yemeğin lezzetli olması için meşakkatli bir süreç, üzerinde emek sarfedilmesi gerekir. Ancak bu işlem gerçekleştikten sonra o yemeğin tadından birşey anlarsınız.

    Tabii siz de dahil olmak üzere çoğunluğunuz -fast food- tarzı; çabuk yemeye, kısa zamanda yemeye, kısa yazılar okumaya, kısa YouTube videoları izlemeye, kısa mesafeli yolculuklara çıkmaya, sayfa sayısı az olan kitaplar okumaya alıştığınız için, burada yazılan yorumları da -armut piş, ağzıma düş- misali, bırakın 500 karakter, twitter da olduğu gibi 140 karakterle sınırlı olmasını bile istersiniz!

    Üslubumu sert tuttuğumun farkındayım. Ama en başta Mahfi Hocamın ne demek istediğimi çok iyi anladığını tahmin ediyorum.

    Kendisi hoca olduğu için yukarıda verdiğim eleştiriyi çoğumuzdan daha iyi anlayacaktır! Çünkü özellikle yeni nesil öğrencilerin (yukarıdaki yorumu yazan 'Adsız' kişinin öğrenci olup/olmamasını dikkate almadan, genel manada söylüyorum), en az 2 yaprak A4 kağıda dişe dokunur bir metin yazmaktan gitgide aciz hale getirildiklerini en iyi gözlemleyenlerden biri de Mahfi Hocanın kendisidir! Ve bu duruma kahroluyordur!

    Saygılarımla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Asıl olan kısa yazmak veya uzun yazmak değil işin özünü yazabilmektir. Bazen fikirleri bir cümlede anlatmak mümkün olur bazen sayfalar dolusu yazsanız yeterli olmaz.
      Uzun yorumları kısaltmak veya yayınlamamak gibi bir yaklaşımım yok. Uzun bulan sıkılan okumaz. Ben okuyorum. Ve en kısasından en uzununa hepsinden bir şeyler öğreniyorum.
      Bu blogda ben başkalarına ne kadar yararlı olmuşsam yorumculardan da o kadar yarar gördüm. Belki bir şeyler öğrettim ama emin olun ben de çok şey öğrendim.

      Sil
    2. Hocam, aman kısaltma falan yapmayın yorumlarda!

      Bir yorum penceresi için zaten kaç karakterlik klavye tuşuna basılması gerektiği ile ilgili bir standart getirmiş bu blog hizmetini veren şirket. Bu ölçüyü neye göre belirlemişler bilmiyorum ama bir standardın olduğunu açık.

      Siz bir üniversite insanısınız.

      Bir öğrencinizin, bir asistanınızın, bir yüksek lisans öğrencinizin, bir öğretim üyesi adayının vs. akademik araştırmalarını metinleştirirken, örneğin 40 - 50 yaprak arası, paragraf ölçüleri şu şekilde, karakter sayısı 50.000 - 75.000 arası, dipnotlar her yaprağın en alt kısmına 9 punto büyüklükte yazılacak şeklinde hazırlanmalı gibi bir yönergeyi en baştan veriyorsunuz zaten.

      Ama sizin siteniz bir nevi 'Halka Açık İktisat Fakültesi' gibi; bilimden sapmadan cevap vermeye gayret ediyorsunuz...

      Espri yapanı da var, tarafgiri de var, muhalifi de var...

      Aman limit falan getirmeyin hocam!

      Daha açık konuşayım:

      2011 sonlarında tek başınıza yazmaya başladığınızda, en çok 15'er yorum geliyordu. Bunlar da 'çok teşekkür ederiz' gibi sadece iyi dilek bildirimi idi.

      Fakat yıllar geçtikçe, bazı yazılarınıza 160'ın üzerinde (sizin cevaplarınız da dahil) yorum gelmeye başladı. En önemlisi, birşeyler öğrenmek için soru soranlar (ağır da olsa) artıyor.

      Keşke daha çok soru soran, görüş beyan eden olsa...

      Saygılarımla.

      Sil
    3. Çok teşekkür ederim. Kısaltma niyetim yok zaten. Onu söyledim. Benim bloguma yorum yapma nezaketi gösteren bir kişinin yorumuna ben nasıl kıyarım?

      Sil
  4. 2014 denince çevrenin ve yerelin talanına dayalı (neoliberal) ekonomik büyüme (!) anlayışından ve bu talana karşı çıkan emek ve çevre dostu direnişten de mutlaka söz etmek gerekir.

    Bir hatırlatma: Doğayı acımasızca kirleten ve katleden endüstriyel dogmatizm doğu bloku rejimlerinin çökmesinde önemli rol oynadı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok doğru. Özellikle de ahbap çavuş kapitalizmi uygulayan ülkelerde çevre ve yerelin talanı çok daha yaygın.

      Sil
  5. Mahfi Hocam öncelikle emeğinize ellerinize sağlık. Döviz kurunun ekonomi ile nasıl ilişkili olduğunu çok güzel özetlemişsiniz tabloda. Biz zaten müdahaleli dalgalı kur rejimini uyguluyoruz bu sebeple dalgalanmaların olması normal ama anlamadığım sosyal olaylar kuru nasıl etkiliyor soma faciası mesela?
    bir de döviz kurunun artması cari açığımızı arttır mı? çünkü ihracat artıyor gibi gözükse de genelde dolar bazında pazara girdiğimiz için euro bölgesinde kaybımız oluyor . Bu sıra da ithalatta artıyor çünkü TL ucuz. Şimdi ithal mallara konulan vergi bu dengesizliği giderir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Soma faciası gibi olaylar iktidarın yaygın biçimde eleştirilmesine ve dolayısıyla siyasal istikrar olarak görülen 'mevcut iktidarın devamına dayalı model' zedelenebileceği endişesine yol açıyor. Bu gibi konularda çok duyarlı olan yabancı sermaye (sıcak para olarak geldiği için) hemen dışarı kaçıyor. Bu da dolar talebini artırarak kuru yükseltiyor.
      Eğer artan euro olursa ihracatımız artar ama eğer artan dolar olursa iş karışır. Çünkü maliyetlerimiz dolar ağırlıklı gelirlerimiz euro ağırlıklı. İthal mallara giderek daha ağır vergiler konuyor. Bu da ithalatı pahalı hale getirerek çekiciliğini bir miktar düşürür.

      Sil
  6. Yine ne oluyor hocam, yine ne oluyor hocam, yine ne oluyor hocam!

    Daha Ocak'ın 2'si, ortada olay yok bir şey yok, 1 dolar çıktı 2,35 küsür TL'ye!!!

    Boynumu mengene ile sıkıştırıyorlar hocam!

    ...Paydosta müdürün odasına gidin, dolar yine yükseldiği için bir açıklaması olacak sizlere...

    Her şey bu cümle ile başladı hocam!!!

    Aylar sonra zor-bela iş buldum, yine mi beni aynı gerekçeyle işten çıkaracaklar hocam!!!

    Çocuğumu kucağıma alalı daha 2 hafta olmadı, ben ne yapacağım şimdi!!!

    Yine ne oluyor hocam???!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kez ortalığı Draghi karıştırdı. Umarım işinizle ilgili bir sorun olmaz.

      Sil
  7. hocam ekonomiyle ilgili görüşünüzü okudum piyasa ekonomisinde tamamen serbest bırakırsak tekelleşme meydana geleceği için sosyal refah kaybı oluşuyor, devlet olaya fazla el atarsa vergilerle falan bu sefer de özel sektör fazla gelişemediği için yine sosyal refah kaybı ortaya çıkıyor. bunun orta yolu optimumu nedir hocam? denetimli piyasa sistemi mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ama denetimi yapacak olan devlet kurumunun gerçekten siyasetten bağımsız tamamen bilimin emrinde çalışacak şekilde örgütlenmesi gerekiyor.

      Sil
  8. ROUBİNİ: FABRİKALARDA BİR İŞÇİ ÇALIŞACAK

    2 Ocak 2015

    New York Üniversitesi Profesörü Nouriel Roubini, üçüncü sanayi devriminin mavi yakalı işçileri yerinden edeceğini söyledi.

    Yeni tahminler şöyle:

    “Teknoloji ilerledikçe üçüncü sanayi devrimi heyecanı da artıyor. Üretimde verim artacak, ancak istihdam talebi artacak mı, belli değil.

    Sermayeye ve yetkinliğe duyarlı, işgücü kısmaya yönelik teknolojilerle üçüncü sanayi devrimi, tozu dağılmadan mavi yakalı işçileri yerinden edecek.”

    İSTİKRAR BOZULACAK

    “Yeni fabrikalarda bin robot, bir işçi olacak. Hizmet sektöründe yaratılan istihdam imalattaki kaybı telafi edemeyebilir.

    Gelir ve servet dağılımındaki eşitsizlik artacak, bu da talep ve büyümeyi etkileyecek.

    Sosyal ve siyasi istikrar bozulacak.

    Gelir; çok harcayandan, çok biriktirene akacak.”

    şeklinde yorum yapan Roubini, dijital ekonominin yeni cesur dünyasında genele yayılan kalkınma için eğitimin şart olduğuna dikkat çekti.

    Roubini, işini yazılım ve makinelere kaptıranlara kalıcı gelir sağlamak gerekeceğini belirterek geçmişten ders alınmasının şart olduğu uyarısını yaptı.

    (http://www.cnbce.com/haberler/ekonomi/roubini-fabrikalarda-bir-isci-calisacak)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş bir tahmin. Geçmişte de benzeri tahminler yapılmıştı.

      Sil
  9. Hocam 2015 sonu BIST 100 endeksi tahmininizi paylaşabilir misiniz?

    YanıtlaSil
  10. Hocam ekonomi politikası kitabınızı okuyorum izninizle bir soru sorucam:
    Syf:195 de dr.Ercan Kumcu hocanın,"paradigma değişmesinin arkası" isimli makalesinde hoca fed'in bilançosunu 2007-2012 arasında 3 kat arttırmasından bahsediyor ve bunu ek hazine bonosu ile konut kredilerine dayalı menkul kıymet alımlarıyla herçekleştirdiğini yazıyor.ancak aynı paragrafta fed'in 2007 yılındaki bilançosunda emisyonun toplam yükümlülükler içindeki payının %90.2012 yılında ise bu rasyonun %40ın altına gerilediğini yazıyor.benim anlamadığım fed bu varlıkları alıp asset tarafına yazarken bastığı parayı emisyon olarak değil de ne olarak yükümlülük kısmında belirtti?
    Yani,emisyon düşüyorsa şayet bastığı para bilançosunun yükümlülük kısmında rezerv para içinde ne olarak yazıyor?
    Son olarak ercan hoca paragrafın sonunda bu durumun fedin para politikasında ipleri başkalarına teslim ettiğini gösterdiğini yazmış.
    2 gündür "neden" diye sormaktan diğer bölüme geçemedim hocam rica etsem açıklayabilir misiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu soruyu isterseniz Ercan hocaya sorun. mekumcu@superonline.com

      Sil
  11. Hocam euro dolar paritesinin düşmesi içeride euro tl paritesinin de aşağıya çekmede bir sebep olur mu ?

    YanıtlaSil
  12. hocam bugun cnbce com'a sorunda gösterge faiziyle ilgili bir yorum yaptınız ve tahvile olan talep artıkça tahvilin fiyatı düşer gösterge faiz yükselir dediniz bu yorumda bir yanlışlık yok mu ? tahvile talep artıkça fiyat yükselir ve faiz düşer doğru bir yorum değil mi ? Ve son sorum benim yorumun doğru olduğundan yola çıkarsak tahvile girişler artarsa faiz düşer ve borsaya da giriş başlar.bu açıdan bu iki yatırım aracı birbirinin alternatifi olmadan çıkmaz mı borsadan kaçan tahvile girecek ve faizleri düşürecek ardından tekrar borsaya giriş olacak bu mantıkta.Bu akışın yönü nasıl olur ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet öyle demişsem tersini söylemişim. Tahvile talep arttıkça fiyat yükselir faiz düşer olmalıydı.
      Akışın yönü dediğiniz gibi olur. Yani tahvile talep artarsa fiyat yükselir faiz düşer, faiz düşünce borsaya giriş başlar, kaynaklar borsaya yönelince tahvile talep azalır ve fiyat düşer o zaman da faiz yükselir ve tahvil yeniden çekici hale gelir.
      Ne var ki faiz ile borsa getirisi birbirine rakip olsa da başka etkenler de zaman zaman devreye girer.

      Sil
  13. Hocam 2001 krizinde hazinenin kamu bankalarına olan borçlarını görev zararı olarak göstermesi meselesi nedir? Yani bu "görev zararları" neleri kapsıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hükümet kararname çıkararak KİT'lere görev zararı verebilir. BU halen de söz konusu. Ama eskisi kadar kullanılmıyor. 2001 krizi öncesinde Halk Bankası hükümet kararnamesiyle piyasadan düşük faizle (zararına) KOBİlere kredi veriyordu. Aynı şekilde Ziraat Bankası da çiftçiye zararına kredi veriyordu. Zararı Hazine karşılayacaktı. Ne var ki bütçeye yeterli ödenek konmadığı için bu zararları Hazine ödeyemiyor bu bankalar Hazineye faiz yürütüyorlardı. İşte bu bankalara ucuz faizle kredi verdirilmesi görev, bu görevden doğan zarara da görev zararı idi. Hazine'nin değil hükümetin kararıyla uygulanıyordu.

      Sil
  14. doğkan aygün2 Ocak 2015 22:33

    hocam öncelikle bizi zaman yolculuğuna çıkaran yazınız için teşekkür ederim.kendi adıma bir ufuk turu oldu.ben genel olarak bir soru sormak istiyorum;
    1)Türkiye'nin orta gelir tuzağında olduğu meselesi çok dillendirilmekte ve Senelerdir bu 10-12.000$ kişi başına gelir seviyesinden çıkmak için artık hali hazırda ürettiğimiz ve ihraç ettiğimiz ürünlerle değilde Buluş yaparak ve bunu ticaret Kanalı'nı genişletecek şekilde pazarlamamız ile mümkün olacağı söylenmektedir.soruma gelirsem örneğin; Türkiye savunma sanayi yada herhangi bir alanda Buluş yapmayı becerse bile , Buluş yaptığımız ürün yada ürünlerin talep görmesine bağlı olarak bu Ürünün üretilmesi sağlanacaktır.Buluşu yapılan ürünlere iç piyasa ve dış piyasadan olağandan fazla bir talep geleceğini doğal olarak varsayarsak kısa bir zamanda bu malların fiyatları artarak,bu ürünler talep görmeme tehlikesi yaşayarak pazar kaybetmez mi? Kısacası Buluş yapılsa bile eğer kitlesel üretime geçilemezse ve bir şekilde bu başarılmazsa ilk başta buluş yapılan üründen dolayı belki pazarın kaymağı alınabilir fakat daha sonra tesisleşmenin yetersizliğinden, gelen taleplere yüksek fiyatla cevap verilmesi Tüketicileri alternatif ürünlere ve pazarlara iterek yapılan buluştan faydalanılamamasına sebep olmaz mı ?
    Bu konuda ki görüşleriniz merak ediyorum .

    2)acaba şu şekilde düşünerek sonuca ulaşabilir miyim emin olmak için soruyorum ; Buluş yaptıktan sonra iç ve dış piyasadan arza göre fazla talep gelirse fiyat yükselecektir. Bu fiyat artışı karşısında eğer Buluş yapılan ürün esnek olmayan bir ürün ise tüketiciler fiyatı artsada bu ürüne talebi kısmayabilir lakin Buluş yapılan ürün esnek bir ürün ise fiyat artışı karşısında tüketiciler alternatif,ikame ürünlere yönelecektir. Bu durumda da Buluş yapan ülke hem buluşundan yararlanamama hemde birçok pazarı kaybetme tehlikesi ile karşılaşacak ve Buluş yaptığı pazarı kaybetmemek adına fiyat kıracak kaybettiği pazarları geri alacak ve yeni denge oluşacaktır katılırmısınız?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. (1) Bu konu sadece buluş yapma meselesi değil katma değeri yüksek mal üretmeyle de çözülebilir. Örneğin Türkiye 200 yıldır tekstil sektöründe ama dünya çapında bir tek markası yok. İngilizi, Fransızı, İtalyanı, İspanyolu bir takım elbiseyi markalı olduğu için 2 - 3 bin dolara satarken biz 200 - 300 dolara satıyoruz. Sonra buluş sadece savunma sanayiinde olmaz. Kore, çok sonradan geldiği halde televizyon, telefon işini Japonların elinden alıverdi.
      (2) Kore buluş yaptığı cep telefonu işinde fiyat kırıyor mu? Kırmamak için yeni ürünler geliştiriyor.
      Ama tabii buluş yapabilmek, marka yaratabilmek bilimi dışlayan bir eğitim sistemiyle yapılamaz. Önce bunu kabul edip oradan başlamak gerekirken biz tam tersini yaparak yola çıkıyoruz.

      Sil
  15. Hocam politika faizi gösterge faizi gecelik faiz vb faiz türleri biraz karisiyo bu konuda bilgilendirme yapabilirmisiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. BU konuda bu blogda aram bölmesine faiz yazıp arama yaptırırsanız bunlarla ilgili açıklayıcı yazılarımı bulabilirsiniz.

      Sil
  16. Yazınız için teşekkürler hocam. Bir de" 6-8 ekim olaylarında PKK'nın Türkiye'de saldırı yaptığı" bilgisi doğru değildir. Olayların sebebinin neler olduğu sanırım siz benden daha iyi bilirsiniz herhalde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Ben buraya medyadaki bilgileri aldım. Kendi düşüncemi koymadım.

      Sil
  17. Hocam iyi akşamlar
    Türkiye 3. Kez büyüme hedefinin altında kaldı ancak gelişmekte olan bizim gibi ülkelerin ilk olarak tüketim yaparak büyümesi kabulü söz konusu mu? Böyle bi durum ülkeyi krize götürmez mi? Cevap verirseniz sevinirim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tüketim olmadan hiçbir şey olmaz. İnsan önce tüketecek ki üretim ihtiyacı ortaya çıksın, üretim ihtiyacı doğacak ki yatırım ihtiyacı çıksın ve büyüme olsun. Tüketim yani talep olmadan üretim olmaz.

      Sil
  18. Hocam petrol fiyati ile dolar arasında negatif ilişkiyi anlamış değilim.petrol fiyatının dolarla işlem görmesiyle ikisi arasında ters ilişkiye neden olduğu söylenir.ama petrolun fiyatının artması ulkelerin daha cok dolar talep etmesine neden olacak ve doların fiyatı artacak.yani bu mantıkla dolar ile petrol arasında pozitif ilişki olması gerek.bu durumu açıklar mısınız ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Petrol ile dolar arasında negatif ya da pozitif ilişki tamamen ABD ekonomisinin durumuna bağlı. Eğer petrol fiyatındaki düşüş ABD ekonomisine yarıyor ve ABD ekonomisi güçleniyorsa Dolar da güçlenir.

      Sil
  19. Kendi düşünceniz olmadığını biliyorum ama yine de belirtmek istedim. Teşekkürler hocam

    YanıtlaSil
  20. Mahfi bey merhaba,
    Öncelikle iyi yıllar dilerim.
    Son zamanlarda biraz toparlanıyor olsa da, makro göstergelerde bazı olumsuzluklar varlığını sürdürürken, politik ve jeopolitik belirsizlikler devam ederken, nasıl oluyor da ülkemiz CDS'leri düşüyor ya da diğer ülkelerden daha fazla yükselmiyor? Yabancılar Türkiye'ye bizden daha fazla mı güveniyorlar? Ne dersiniz?
    Çok selam ve saygıyla, Tuğrul Akşar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Tuğrul bey iyi yıllar.
      CDS'ler yeniden yükselmeye başladı biliyorsunuz. Petroldeki düşüşün bizim cari açığa olumlu katkı yapacağını ve dolayısıyla dış finansman ihtiyacımızı düşüreceğini düşünürsek CDS primlerinin eskisi kadar yüksek kalmaması doğal. Ama kurlarda başlayan yükseliş yeniden yukarı itti primleri.

      Sil
  21. Hocam elinize saglık cok guzel bir kronoloji olmuş, yalnız dolar kuru yıl içinde 2.41lere kadar cıkmıştı, bunları grafiklerde goremedim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Grafiklerde yer alan veriler aylık ortalamaları esas aldığı için her hareket görülemiyor.

      Sil
  22. Hocam merhaba,
    Grafiklerinizi çizmek için kullandığınız özel bir çizim programı var mı?
    Çok şık duruyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır yok, bildiğiniz excel grafikleriyle çiziyorum.

      Sil
  23. Hocam bir sorum olacak izninizle,cevabını hiçbir yerde bulamadım.
    Fed niceliksel gevşeme ile varlık alımlarını bitirmeden evvel,her ay 45 milyar dolar hazine kağıdı ve 40 milyar dolar tutarında konut kredilerine dayalı menkul kıymet(mortgage based security) alımı yapıyordu.şimdi uzunca bir sürede bilançosunu küçülteceği yazılıp çiziliyor.hazine kağıtlarını hazineye verip parasını geri alarak bilançosunu küçültecek.Ancak ipotekli kredilere dayalı menkul kıymetleri kime geri verip parayı geri alıp bilançoyu küçültecek?lehman brother gibi yatırım bankaları zaten çoğu subprime denilen marjinal kişi ve alanlara verilen ve geri dönmeyen krediler yüzünden zor duruma düşüp kendi yükümlülüklerini yerine getirememişti.şimdi fed bu batık kredilere dayalı olarak alldığı menkul kıymetleri kime verip de parayı geri alıp bilançoyu küçültcek?Mortgage kredilerinin büyük bölümü zaten geri dönmüyordu ki..
    Ne dersiniz bu işe hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed'in aldığı mortgage based securities, subprime olan mortgage'lere ait olanlar değil. Bunlar normal sağlıklı mortgage kredilerine dayananlar ya da Hazine tarafından mortgage kurumlarından devralınanlar. Yani ya o kurumlar ya da Hazine tarafından ödenecek.

      Sil
  24. Mahfi Bey, bahsi çok geçen tasarruf oranımız hususunu biraz açmak gerektiğini düşünüyorum. Eksik birşeyler var, tam anlatamayabilirim, ama şu soruyla belki ifade edebilirim.

    Tasarruf oranının %100 olması mümkün mü? Böyle bir soru sordum, çünkü bu tasarruf oranına, bir faiz oranıymış gibi, konuyu bilmeyenler açısından bir anlayış oluştu.

    Faiz ile karşılaştırdığım için, yanlış anlaşılmamak adına, faiz silahıyla tasarruflar arttırılamaz demiyorum, faizler %100 olabilir, ama tasarruf oranı %100 olamaz. Demek ki bu oran başka birşeyi ifade ediyor.

    Bir tüketici harcamasından, yıllık 1.000 TL.- tasarruf yapsın, GSYH göre hesaplanan tasarruf tutarımız 1.000 TL.- artar mı?
    İlk etapta tüketicinin 1.000 TL.- lik gideri, bir başkasının geliri. Eğerki tüketici bu tasarrufunu yastık altında saklarsa tasarruf tutarımız artmaz, azalır.

    Tüketici bankaya yatırırsa, GSYH hesaplamasına göre tasarruf tutarımız 1000 TL kadar artar mı? Bu soruya hemen cevap vermek mümkün değil, nerede kullanılacağına bağlı. Bu kısımda banka bu parayı kredi olarak bir başkasına kullandıracağı için, para yine harcanmış olacak. Artıran/Azaltan ne olacak? Kredi kullanan kişi bu parayı tasarruf sahibinden, ülkemiz adına daha verimli olacak şekilde harcarsa tasarruf tutarımız artar, tasarruf oranımıza da olumlu katkı yapar.

    Bir örnekle anlatalım, tüketici bu parayı bankaya yatırmamış olsaydı ithal cep telefonu alacaktı diyelim. Vazgeçti bankaya parayı yatırdı, banka kredi olarak bir başkasına kullandırdı, kredi kullanan ise, bu parayı ülkede üretilmiş bir cep telefonu alarak kullandı. Alınan yine bir cep telefonu, ama bu alım tasarruf tutarımızı arttırdı; yurtiçi katma değer tutarı ithale göre daha yüksek olduğu için. Bu durum tasarruf oranımıza da olumlu katkı yaptı.

    Buradaki bir ayrıntı, tüketmeyerek değil tüketerek de arttırmış olduk, tasarruf tutarımızı/tasarruf oranımızı.

    Birnevi bu tasarruf oranı yurtiçi üretim, ihracat kabiliyetini/kapasitesini/imkanını vb.gibi şeyleri ifade eden bir gösterge de denilebilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Diğer bir ifadeyle tasarruflar yeni yatırımlara dönüştüğü zaman faydalıdır da diyebiliriz. Yoksa yastık altındaki paralar ya da altınlardan ne sahibine ne de başkasına bir faydası olmaz. (Yastık altında geçen süre boyunca tabi)

      Sil
    2. Diyelim ki 5000 TL aylık geliri olan bir kişi bu gelirinin 4500 TL'sini her ay harcıyor ve 500 TL'sini tasarruf edip bankadaki vadeli hesabına yatırıyor. Bu durumda iki olay karşımıza çıkar: (1) Bu kişinin harcadığı (kira, yiyecek, giyecek, ısınma, yakıt vb) 4500 TL başkalarının geliri olur onlar da buradan bir kısmını harcar kalanını tasarruf eder. Bu harcamalar, talep yarattığı için firmaları üretime sevkeder yani arzı artırır. (2) Bu kişin tasarruf edip bankaya yatırdığı 500 TL'yi banka ya başkalarına yeni harcamalar yapması için kredi olarak verir ya da şirketlere üretim ve ya yatırım yapması için verir. Bu şirketler bu tasarrufları kullanarak ya üretimi artırır veya yatırım yapar ve üretim kapasitesini artırır. Bunların her biri GSYH'yı artırır.
      Bir ülkede tasarruf GSYH'nın % 100'ü olamaz. Biz de dahil birçok ülkede özel tüketim yüzde 70, kamu cari harcamaları da yüzde 10 dolayındadır. Bazı ülkelerde tüketim düşüktür ve tasarruf oranı yüzde 40'ları bulur.

      Sil
  25. hocam sistem olarak karma ekonomi uygulasak da kapitalizme daha yakınız sanırım. ama devletteki çalışan memurlar eşit maaş alıyor bu sosyalizmin fikri ağırlığında ezilmek demek değil midir? kapitalizme uyar mı bu durum hocam? doğrusu bu mudur hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğrusu bu değildir ama kamuda prim sisteminin uygulanması ne yazık ki çok kolay değildir. Hele bizim gibi siyasetin aşırı etkisinde kalan ülkelerde bunu uygulamaya kalksak yukarıya yakın olanların prim aldığı ötekilerin alamadığı bir düzen yaratma olasılığı çok yüksektir.

      Sil
  26. Merhaba hocam öncelikle elinize emeğinize sağlık. Benim merak ettiğim şey şu petrol fiyatları ABD ekonomisine yarıyor ya ABD ekonomisinin büyümesi bizim faiz oranlarımızı nasıl etkiler?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      ABD ekonomisinin toparlanması Fed'in faiz artışını öne çekmesi anlamına geliyorsa bu bizim gibi dış finansmana muhtaç ekonomilerin işine gelen bir durum değildir.

      Sil
  27. sayın hocam, merkez bankasının bugün açıkladığı zorunlu karşılıklara ilişkin kararın gerekçesi ve muhtemel etkileri konusundaki düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?

    konuyla ilgili çok çeşitli yorumlar var. pazartesi günü kurun yükseleceği, merkez bankası rezervinin 5 milyar dolar artacağı, bankaların fonlama maliyeti artacağı için yabancı para mevduat faizi oranlarının düşeceği, kararın hafta sonu açıklanmasının özel bir anlamı olduğu... gibi. Konuyla ilgili değerlendirme yapabilirseniz takipçileriniz için oldukça aydınlatıcı olacaktır.

    teşekkürler.

    YanıtlaSil
  28. Hocam emeğinize sağlık çok güzel bir çalışma teşekkürler.

    YanıtlaSil
  29. Hocam fed neden faiz artıracak ya da faizi artırmasa ne olur değerli yorumlarınız için şimdiden teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fed küresel kriz boyunca o kadar çok para dağıttı ki gün gelecek bunlar dönecek ve ciddi sıkıntı yaratacak. O nedenle faizi yavaş yavaş artırıp bu dönüşün düzenli olmasını sağlaması en akıllıca yol.

      Sil
  30. Hocam" 2014'de Yaşadığımız Ekonomi ve Finans Gelişmeleri" başlığında paylaştığınız tabloda kullandığınız gösterge faiz 2 yıllık devlet tahvilinin oranı mıdır ?

    YanıtlaSil
  31. FED faiz arttırdığında bu on yıllıklarda %3'ü geçmeyecek, değil mi? Bizde BIST'te yıllık %15-%60 aralığında kar ihtimali varken,politika faizi %8-9 aralığında kar vaad ederken...FED'in on yıllığa vereceği %3 ile 2 yıllığa vereceği %2,5 (takriben) neden DAHA DEĞERLİ oluyor Mahfi hocam? Bu kuş kar karın peşine takılıp gitmek için kulağı kirişte bekliyor bu meşhur sımsıcak para?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Finans piyasalarında (aslında bütün piyasalarda) kar zarar hesabı yapılırken yalnızca getiriye değil aynı zamanda riske de bakılır. Bir yerde faiz yüksekse orada risk olduğu içindir. O nedenle risk almayı sevmeyenler çok daha az getiri vaad eden Amerikan tahvillerini tercih ediyor.

      Sil
  32. Hocam son on yıldır bir büyüme de büyüme lafıdır gidiyor..İstihdam yaratan, refahı geniş halk kitlelerine yayan (yukardaki dar bir elit kadroya değil), topyekün kalkınmayı hedefleyen ve gözeten, Üretim artışını planlayan gerçek bir büyüme, topyekün bir kalkınma hamlesi falan göremiyorum..Cumhuriyetin tüm varlıklarının haraç mezat satıldığı, nerdeyse tüm ekonominin iç ve dış borcu döndürme( -pahalı- kredilerle / sıcak parayla / net hata noksan ile / iran altın ticareti ile vs) akrobasisi sergilendiği bir manzara görüyorum..Gerçek büyüme bu mudur? Bir ülke ekonomisi ağustos böceği gibi yaşayabilir mi? BIST'in en az %70'inin yabancı hükümranlığında olduğu, ülke bankalarının en az %66 yabancıya satılmış olduğu ve daha bir çok vahim satış projesinin (galataport, Haydarpaşa) kapıda beklediği bir garip ülkeNe olduk....3,5 derece miyop gözlerimle manzara bana böyle görünüyor....Ya size Mahfi hocam?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizinle aynı şeyleri görüyorum ama farklı bir görünüm de olabilirdi diye düşünüyorum. Yani ben kamu teşebbüslerinin satılmasına karşı değilim. Yeter ki satıştan elde edilen gelir doğru yerde kullanılsın. Örneğin daha yüksek katma değer üretebilen bir üretim yapısı yaratmak için kullanılsaydı bunlar itirazım olmazdı. Ama o kadar değeri satıp elde edileni AVM yapmakta kullanmışsak bu doğru nir iş değil. Ki öyle oldu.
      Akrobasi meselesinde ne yazık ki haklısınız. Eldeki bütün baruru sanal iyi görünme uğrunda harcadık bitirdik. Ve bu işlin farkında olan kişi sayısı da fazla değil.

      Sil
  33. Değerli Hocam,
    Konu dışında ama size özellikle sormak istediğim bir konu var. Düşüncelerine önem verdiğim bir başka kişi Sayın Uğur Civelek son aylarda bireysel emeklilik sisteminin geleceğinin olmadığını ve bu sisteme para yatıranların bir bardak su içmesini dillendiriyor. İlk bakışta mantıksız gibi gelebilir ama büyük bir krize girilmesi durumunda fona devlet tarafından el konulması mümkün müdür? Şu şekilde de sorulabilir: Devlet garantisi gerçekten %100 güvenli birşey midir?
    Saygılar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki geçmişte uygulanan emeklilik sistemleri böyle sonuçlar verdiği için kesinlikle olmaz diyemiyorum. Sadece umarım ve dilerim olmaz diyebiliyorum.

      Sil
  34. Hocam 2 paragraf yukarıdaki soruma değinmediniz..Zaman darlığı mı? sorunun içeriği mi problem?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisi de değil. Bazen yazı geçtiği için dönmek zor oluyor. Yanıtım yukarıdadır.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!