Japonya Slumpflasyona Girdi
Japonya iki çeyrek üst üste reel olarak küçülüyor ve aynı
zamanda enflasyon olgusu yaşıyor. Bu durumda Japonya’nın içinde bulunduğu
ekonomik kriz nedir? Japonya’nın bugün içinde olduğu ekonomik durumu teşhis
edebilmek için önce Japonya’da son bir yılda neler olduğunu özetleyelim.
Japonya’da Abe Eylül 2012’de Başbakanlığa geldikten sonra üç
ayaklı bir ekonomi programı açıkladı: Genişleyici para politikası, genişleyici
maliye politikası ve yapısal reformlar. Uzun yıllardır durgunluk içinde bulunan
Japonya yine uzunca bir süredir zaten gevşek maliye politikası uyguluyordu.
Bütçe açıkları yüzde 8’lere varmıştı ve bunun yarattığı kamu kesimi borç yükü
de (kamu kesimi borç stoku / GSYH) dünya rekoru olan yüzde 250’lere ulaşmıştı.
Abe, gevşek maliye politikasına parasal genişleme ve yapısal reformları
ekleyerek ekonomiyi içine düştüğü sıkıntıdan çıkarmayı planlayarak işe başladı.
Enflasyonu yüzde 2’ye çıkarmayı hedeflerinin arasına koydu ve Japon Merkez
Bankası’nı bu hedefe yönlendirdi. Japonya bir yandan kamu harcamalarını
artırmaya devam ederken Merkez Bankası da tahvil alarak piyasaya para sürmeye
başladı. Bütçe açıklarının çift haneyi zorladığı kamu borç yükünün GSYH’nın 2,5
katını aştığı bir ortamda bu yılın ilk çeyreğinde büyüme önceki çeyreğe göre yüzde
1,6 çıkınca ekonomide bir toparlanma başladığına kanaat getiren Abe, büyük
açıkları kapatmaya başlamak için zamanın geldiği izlenimine kapıldı ve satış
vergisinin oranını artırdı. Bu hamlenin ardından ekonomi ikinci ve üçüncü
çeyrekte bir önceki çeyreğe göre sırasıyla yüzde 1,9 ve 0,4 oranlarında
küçüldü. Böylece Japonya, büyümenin büyüsüne erken kapılmanın faturasını
ödedi.
Bugün itibariyle Japonya iki çeyrek üst üste ekonomik
küçülme yaşamış yani teknik anlamda resesyona girmiş ve uzun bir süreden sonra
da enflasyonu yüzde 3,2’ye getirmiş durumda bulunuyor. Uygulanan gevşek maliye
ve para politikaları ekonomiyi büyüme rayına oturtamadığı gibi hedeflenen
enflasyonun (% 2) üzerine çıkarmış bulunuyor.
2014 yılına gelinceye kadar Japonya uzun yıllar, bazen
deflasyonun bazen büyümenin ama çoğu zaman sıfıra yakın düşük büyüme ve düşük
enflasyonun egemen olduğu bir görünüm içindeydi. Buna durgunluk demek mümkün. Büyümede
geçmişte yaşanan kıpırdanmalar kamu kesiminin bütçe açıkları vererek yaptığı
harcamalara dayanıyordu. Bugün Japonya eksi büyümeye karşılık yüzde 3’ün
üzerinde bir enflasyonun olduğu bir görünüm sergiliyor.
Şimdi konuyla ilgili kavramları bir kez daha hatırlayalım.
Enflasyon; fiyatlar
genel düzeyinde ortaya çıkan sürekli artış demektir. Bir veya birkaç malın
fiyatının sürekli artış göstermesi, ya da bütün malların bir defa artış
göstermesi enflasyon değildir. Enflasyonun bir ekonomik kriz olarak
adlandırılması için yüzde 2 – 3 aralığını geçmiş ve yükselen bir sürece girmiş
olması gerekiyor. Örneğin yüzde 4 düzeyinde duran ve yükselmeyen bir enflasyon
oranı orta - yüksek enflasyon kategorisinde sayılsa bile bir kriz durumuna
işaret etmiyor.
Resesyon; ekonomide
küçülme halidir. Bununla birlikte ekonomide bir çeyreklik dönemde yaşanacak bir
küçülme hali resesyon olarak tanımlanmamaktadır. Eğer bir ekonomide üst üste
iki çeyrek GSYH küçülmesi yaşanmışsa o ekonomide resesyon söz konusu demektir. Bu
durumda mutlaka enflasyonun bulunması gerekmez. Yani resesyonda enflasyon yüksek
olabileceği gibi sıfır veya sıfıra yakın olabilir ya da deflasyon hali de
mevcut olabilir.
Resesyonun enflasyonla birlikte olduğu durumu resesyonun
enflasyonsuz halinden ayırabilmek için slumpflasyon deyimini kullanıyoruz. Slumpflasyon; bir ekonomide enflasyon
olgusu yaşanırken ekonomi reel olarak küçülüyorsa o ekonomide slumpflasyon hali
var demektir.
Bunu sayısal bir örnekle açıklayayım. Yalnızca ekmek üreten
bir ekonomi düşünelim. Bu ekonomide t yılında 100 ekmek üretilmiş ve adedi 1
TL’den satılmış olsun. Bu durumda bu ekonominin GSYH’sı (100 x 1=) 100 TL’dir.
t+1 yılının başında ekmek fabrikalarından birisinin üretimden çekildiğini ve
üretilen ekmek miktarının 95 adede düştüğünü varsayalım. İlk üç ayda ekmek
fiyatının 1 TL olmaya devam ettiğini ikinci üç ayda 1,05 TL’ye, üçüncü üç ayda
1,10 TL’ye ve son üç ayda da 1,15 TL’ye yükseldiğini varsayalım. Bu durumda t+1
yılında ortalama ekmek fiyatı (1 + 1,05 + 1,10 + 1,15) / 4 =) 1,075 TL olarak
bulunur. Bunu 95 adet ekmek ile çarparsak GSYH’yı 102,1 TL olarak hesaplamış
oluruz. Görünüşte (nominal olarak) GSYH artmış görünse de reel olarak
küçülmüştür. Çünkü bu ekonomi, t yılında 100 adet ekmek üretmişken t+1 yılında
95 adet ekmek üretebilmiştir. Demek ki ekonomi reel olarak yüzde 5 küçülmüştür.
Buna karşılık t yılının sonunda 1 TL olan ekmek t+1 yılının sonunda 1,15 TL’ye
yükselmiş yani enflasyon bir yılda ötekine yüzde 15 artmıştır.
Japonya yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde reel küçülme
yaşadı. Üçüncü çeyrekteki küçülme yıllıklandırılmış bazda yüzde 1,6 olarak açıklandı. Japonya’nın
enflasyon oranı da (yine yıllık bazda bakıldığında) yüzde 3,2. Yani Japon
ekonomisi hem reel olarak küçülüyor hem de enflasyon olgusuyla karşı karşıya
bulunuyor. Bu durum yukarıdaki tanımladığımız slumpflasyon tanımına uyuyor.
Not:
Enflasyon, resesyon vb kavramların ayrıntıları için bu
blogda yayınlanmış şu yazıma bakılabilir:
hocam o zaman stagflasyon ile slumpflasyon arasında bir fark yok.her ikiside resesyon içinde enflasyon anlamına geliyor ?
YanıtlaSilStagflasyonda büyümede durgunluk var ve enflasyon var. Yani sıfır dolayında büyüme ve enflasyon. Slumpflasyonda ise hem enflasyon var hem de ekonomik küçülme var.
SilHocam o zaman slumpflasyon süreci devam ederse sonu stagflasyona mi, gidiyor. Fark bu mu yani
SilEkonomi stagflasyonda ise sıfır dolayında olan büyüme eksiye dönüşürse slumpflasyona geçiş olur. Ekonomi slumpflasyonda ise eksi olan büyüme sıfıra ya da sıfırın hemen üstünde bir artıya (0,5 gibi) giderse satgflasyona geçiş olur.
Sil'Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 8,96, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 10,10 oldu.'' böyle bir ifadenin yorumunda fiyatlar baz alınan 2003 yılına göre mi arttı yani baz alınan yılda fiyatlar 100 iken şimdi 2014 te 108,96 gibi mi yorumlamak lazım yoksa 2013 yılında 100 iken 2014 de 108,96 oldu şeklinde yorumlamak doğru ?
YanıtlaSilBuradaki yıllık sözcüğü son 12 aylık anlamına geliyor. Yani 2013 Kasım ile 2014 Ekim arasındaki dönem kastediliyor. Kasım 2013'de TÜFE endeksi 227,96 imiş, Ekim 2014'de 248,37 olmuş. Buna göre TÜFE son 12 ayda yüzde 8,96 olmuş diyoruz.
SilHocam (1 + 1,05 + 1,10 + 1,15) / 4 =) 1,9075 yerine 1,075 olmalıydı.
SilDüzelttim teşekkürler
SilHocam m.b sının yaptığı faizleri sabit tutma hamlesi kurları aşağıya çekti bu nasıl bir ilişkiden dolayı oldu ? Faizlerin düşceği beklentisi vardı da m.b sı sabit bıraktı diye olmus olabilir mi ? Ama beklenende bu yöndeydi
YanıtlaSilHocamın affına sığınarak düşüncemi belirtmek isterim, şöyle oldu sanırım. Faiz düşseydi eğer yabancı yatırımcı Türkiye'deki yatırımını çekecekti, Türkiye'de döviz azalacağından liraya karşı değeri artacaktı fakat faiz düşmeyip sabit kaldığından yabancı yatırımcı parasını çekmedi ve üzerine daha fazla yatırım yaptı bunun sonucunda da Türkiye'de döviz arzı arttı ve dövizin liraya karşı değeri düştü.
SilHocam merhaba,
YanıtlaSilBu durumda t+1 yılında ortalama ekmek fiyatı (1 + 1,05 + 1,10 + 1,15) / 4 =) 1,9075 TL olarak bulunur. Cümlesindeki hesaplamanın sonucu 1,075 olması gerekiyor. Bilginize.
Yazınız için şükranlarımı sunarım.
Düzelttim, teşekkürler
SilHocam reel GDP'nin daraldığına dair verilerle fiyat artışı verilerini yan yana görebilsek durumu daha net anlardık.
YanıtlaSilYazıdaki örnekte bu dediğiniz anlatıyorum zaten. Ekmek üretimin 100'den 95'e düşmesi % 5 reel gerileme, ekmek fiyatının 1 TL'den 1,15'e yükselmesi de % 15 enflasyon. Yani resesyon + enflasyon = Slumpflasyon.
SilHocam Isvec"in durumuna ne diyeceksiniz. Deflasyon icinde buyume soz konusu en azindan japonya ve kita avrupasi konumunda degil buyume oranlari ama deflasyon hususunda bu cografyalarla yarisir vaziyette. Kisaca buyume var enflasyon yok. Bunu tanimi var mi teoride litaruturde ve / ve ya gecmiste buna benzer bir durum yasanmis mi ? Isvec faizleri sifira indirdi. Bu duurmdan kurtulmak icin. Buna ne diyeceksiniz? Ekonomik kuresel kriz ttum ekonomilerde ve teorilerde ezber bozan bir yapiya burundu kanimca.Her sey altust oldu hem ekonomilerde hem teori ve Pratik ekseninde litaruturde. Yanlisim varsa affiniza siginiyorum-
YanıtlaSilSaygilarimla
İsveç'in durumu iyi hem fiyatlar düşüyor hem ekonomi büyüyor. Burada tek endişe fiyat düşüşleri yarın öbürgün üreticleri üretimden vazgeçmeye iter mi? Öyle olursa büyüme de düşebilir. Bunun tanımı deflasyon. Deflasyon büyüme ile de küçülme ile de ortaklık yapabilir. İsterseniz deflasyon içinde büyüme diyebilirsiniz.
SilHocam,
SilDeflasyon olan ülkede üreticilerin üretimden vazgeçmesi riskini anlıyorum sanırım. Ancak deflasyon olan bir ülkede ihracata dayalı üretimin ve hizmet sektörünün bu durumdan olumlu etkilenmesi gerekmez mi?
Saygılar
hocam kisaca japonyanin suanki durumu basbakan abenin politikalari uygulamadan onceki durumundan daha mi kotu durumda ?
YanıtlaSilİlk çeyrekte daha iyiye gidiyor gibiydi ama iki ve üçüncü çeyrekte daha kötüye gitti.
Silbizdeki slumflasyon 2001 krizi degil mi hocam
YanıtlaSilBizde 2001 ve 2009'da slumpflasyon var.
YanıtlaSil2001'de enflasyon % 68,5 büyüme - 5,7
2009'da enflasyon % 6,5 büyüme - 4,7.
2001'de ortalama enflasyon %54,4 idi. 2009'daki daralma da %4,83'e revize edildi.
Sil% 68,5 yılsonu enflasyonudur. Bu tür kıyaslamalarda artık otalama değil yılsonu enflasyonu kullanılıyor. Aslında doğrusu ortalama enflasyonu kullanmaktır.
SilHocam slumpflasyon ile ilgili olarak verdiğiniz örnek gayet açıklayıcı olmuş.Hocam AB ile ilgili ne söyleyebiliriz?AB deki durum da slumpflasyona doğru gidiyor diyebilir miyiz?
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilEuro Bölgesi şu sıralar kabaca büyümesiz bir deflasyon yaşıyor. Büyüme sıfıra yakın enflasyon da sıfıra yakın. Büyümeyi toparlayamazlarsa slumpflasyona gidebilir.
hocam japonyanin icinde bulundugu durumdan cikmak icin tekrar genisletici bir maliye politikasina basvuracagini dusunuyor musunuz? US nin para arzini dararltigi bir ortamda Japonyanin uretimi ve ihracati nasil etkilenecektir? Zira japonya para arzini artiracagini gosterdi. Bu durumda bu US daralmasi ve Japan buyumesinin gelismekte olan ekonomilere etkisi ne olur?
YanıtlaSilTesekkurler
Orhan C.
Japonya bir yandan genişletici para ve maliye politikası uygularken bir yandan da yüksek kamu borçlarına son verebilmek için vergileri artırmayı deniyor. Doğal olarak bu çelişkiler ekonominin toparlanmasını engelliyor.
SilABD'nin faizi artırmaya başlaması sadece Japonya'yı değil herkesi olumsuz etkileyecek ama ABD'nin de başla çaresi yok. Sonsuza kadar genişleyerek bir yere varmak mümkün değil.
Sonu 'yon'la biten olguların hepsi de kötü, iyi olanı yok galiba..Tanrı ülkemizi tüm yonlardan korusun!
YanıtlaSilSonu yon ile biten iyi şeyler de var. Mesela şampiyon gibi. Ama o da mesela enflasyonda şampiyon gibi olduğunda yine kötü oluyor.
Silhocam iyi geceler. Ülkemizin şu anki ekonomik durumu hakkinda hangi terim kullanılır bilemiyorum bildiğim tek şey sokağın ve ticarethanelerin büyüklü küçüklü bu durgunluğa dayanacak durumu kalmadı.
YanıtlaSilTürkiye'nin durumu enflasyonlu (yüzde 9) büyüme (yüzde 3,3) tanımına uyuyor.
Silhocam size diyetisyenlerin bile cevaplamakta zorlandıkları bir soru: ortalama bir Japon ortalama bir Türk'ten %50 daha az günlük kalori almasına rağmen nasıl oluyor da bizden daha fazla saat çalışıyor?
YanıtlaSilnot: bizim bağırsaklarımızın Japonlardan daha verimli çalıştığını söyleyen diyetisyenler var. Japonlar çıkarmakta zorlanıyor filan demişti.
Konu beslenmenin yanı sıra alınan eğitimle ilgili olsa gerek.
SilJaponyann sorunu ne hocam surekli tasarruf edip tuketmemeleri mi ? surekli tasarruf etmeleri de ileride kotu gunler olursa diye beklemeleri mi hocam ?
YanıtlaSilJaponya'nın en önemli sorunu gelecek beklentisinin bozuk olması ve o nedenle tasarrufa ağırlık vermeleri.
SilJaponya'nın en önemli problemi 1.2 olan doğurganlık oranı. Japonya asla büyüyemiyecek. Istedikleri mali/para politikasını uygulasınlar, sonuç değişmeyecek. Hiçbir mali/para politikası çocukları olmayan bir ülkenin ekonomisini ve geleceğini kurtaramaz. Literatürde ülkelerin potansyel büyüme oranlarından bahsedilir. Bu durum Japonya için potansyel küçülme oranı boyutuna büründü. Göç almıyor olsaydı aynı problemle aslında Avrupa da karşı karşıya kalacaktı. Hatta ben aldığı göçe rağmen Avrupa'nın yakın gelecekte Japonya'nın son 30 senedir tecrübe ettiğine benzer stagflasyon ile onyıllar boyunca karşı karşıya kalabileceğini tahmin ediyorum.
SilHocam yazı için teşekkürler. Bu kavramları Kolay Ekonomi kitabınızda çok açık ve net bir şekilde yazmıstınız. Şimdi de canlı örneği karşımızda duruyor.
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilThomas Piketty, Galatasaray Üniversitesi'nde konferans verirken, Türkiye'deki milyarder sayısını öğrenince, Japonya ile karşılaştırıp , Türkiye'de nasıl bu kadar çok milyarder olabilir deyip şaşırmış.
YanıtlaSilSevgili Piketty.
Dünyanın en güzel, ama en tuhaf, en irrasyonel ülkesi bu ülke.
Nasıl anlatmalı ?
Bilmem ki ......
Güzel özet.
SilBu ülkenin insanları bütün bu irrasyonelliklere yıllardır alıştıkları için onlardan rasyonel sonuçlar çıkarmayı da öğrenmiş bulunuyorlar.
Türkiye'de gelir dağılımının bozuk olduğu bir gerçek. Ama Forbes listesinde 40'tan fazla görünen milyarder sayımız biraz da bizim milyarderlerimizin çoğunlukla listeye girmek için alt limit olan 1 milyar dolar civarı servete sahip olmasından kaynaklanıyor. Bu durum diğer ülkelerde böyle değil. Örnek vermek gerekirse; Rusya'daki en zengin 3 oligarkın toplam serveti bizim bütün dolar milyarderlerimizin servetlerinin toplamına karşılık geliyor.
SilMevcut durumda "yen" in yönü ne olur hocam?
YanıtlaSilJaponya genişlemeye devam edeceği için Yen değer kaybedecek gibi görünüyor.
Silİyi günler hocam. Üniversiteye 4 yıl önce geldim. O zamanlar elime geçen harçlık ve burslar bana fazlasıyla yetiyordu. Aradan 4 yıl geçti. Şimdi de elime, hemen hemen, aynı para geçiyor. Ama hocam sanki her ay birileri cebimden paramı çalıyor. Bu durumun sorumlusu enflasyon tabi ki hocam. Peki enflasyonun sorumlusu kim hocam? Yada yüksek enflasyon dönemlerinde en çok kim kazanıyor. Kazancın bir kısmını dört yıldır aynı harçlığı gönderen babam ve burs verenler paylaşıyor, onu biliyorum:) Geri kalanını kimler alıyor hocam ?
YanıtlaSilEnflasyonda en çok sabit gelirliler (maaş, ücret alanlar) kaybeder. En çok da ürettiği malların talebi katı olanlar kazanır.
SilHocam bu yazınızın konusu ile ilgisi yok ama yine de bilmenizi istedim.
YanıtlaSilEski bir öğrencinizim ve ne yazık ki ismimi burada veremiyorum!
Adana'da bir şirkette üretim müdürü olarak çalışıyorum. Ve şunu söylemek zorundayım: Türkiye'ye ekonomik kriz geldi! Öyle sanıyorum ki bu haberin yayılmaması için bu ülkede bir çok kesim kasten sesini çıkarmıyor!
Adana'da geçen iki haftada 7 büyük işletmede toplu işten çıkarmalar oldu!
Bugün Cuma, ve Pazartesi günü bizim şirketimizde de 75'in üzerinde çıkarma yapılacağı departman müdürlüklerine tebliğ geldi!
Haberi öğleden önce aldık. Bir saattir ne yapacağımı bilmiyorum! Adeta şok içindeyim, pazartesi ne ile karşılaşacağımı bilmiyorum!
Elim ayağım titriyor hocam! Ben ne yapacağım şimdi?
Demek ki işler iyiye gitmemiş. Umarım işten çıkarılan siz olmazsınız. Ama olursa hemen kariyer.net'e cv'yi yollayın. Ekim ve Kasım aylarında eleman arayanların sayısında artış olduğu görülüyor.
SilAh hocam ah...
SilBahsettiğiniz site de dahil olmak üzere nicesinin nasıl çalıştığını iyi biliyorum! Özellikle İK birimleri ve departman müdürlükleri ile olan ilişkilerini...
Neyse hocam.. Bir dersinizde anlattıklarınız aklıma geldi bu satırları yazarken.
Bu sitelerin pek işe yaramayacağını biliyorum ama deneyeceğiz bakalım! Eşime ne diyeceğim onu düşünüyorum şimdi!
hocam Japonya'da işsizlik %3,6 hayat standartları iyi. dünyada ülke yöneticilerine güvenin en yüksek olduğu ülke. 2011 Mart'taki deprem başka bir ülkede olsa en az 5 sene ayağa kalkamazdı. bu ekonomi insanları mutlu ediyor gibi. sürekli Japonya şöyle kötü böyle kötü. ekonomileri kötü olsaydı işsizlik bu kadar düşük olmazdı ki bunlar Çin gibi verileri manipüle eden bir ülke de değil. nüfus yaşlandığı için kişisel tasarruflar çok düştü. hanehalkı net tasarruflarının GDP'ye oranı 1970'lerde %20-25 filanken şimdilerde %0'a yakın (kaynak: OECD) dışarıdan borçlanmayı, elaleme muhtaç olmayı isteyen bir ülke değil. haliyle yatırımların düşmesi büyümeyi aşağıya çekti. bence dışarıdan borçlanma yapmamaları uzun vadede iyi bir şey. bunların durumu 1950-90 arası otobanda 6.viteste 250 km hızla giden Ferrari'nin 6.vitesi arızalandığı için 5.vitese düşmesi gibi. şimdi 5.viteste 200 km hızla gidiyorlar ve birileri sen çok yavaşsın diyor. biz ise biraz yokuş aşağı (küresel likiditenin bol olması) Şahin'le motor bağırmadan 120 km hızla gidince bayram ediyoruz.
YanıtlaSilPek o kadar değil. % 250 borç yükü olan ve bütçe açığı % 8 olan bir ekonomi Japonya. Son 10 yılda Çin geldi geçti. Sizin dediğiniz kadar rahat olsalar bu önlemlere ihtiyaç duymazlardı.
SilHanehalkı tasarruf oranı düşmüş olsa bile Japonya'da topla tasarrufların GSYH'ya oranı hala % 23.
Ferrari'nin 6. vitesi arızalanmışsa ve tamir de edilememişse o zaman 5. ve 4. viteslerin de arızalanması sırada demektir.
Çin'le mukayase ne kadar doğru olur bilmem ama mesela son 8 yılda küresel rekabet endeksindeki pozisyonu sadece 1 sıra değişmiş Japonya'nın. örneğin ABD 2 sıra düşmüş. tabii, Japonların tahvil piyasası bir gün mutlaka çökecek ve 1-2 yıl epey enflasyonları olacak ama Japon tahvil piyasası çökerse etkileri tüm dünyaya yayılır. kendileriyle birlikte muazzam bir servet erozyonu yaratırlar. Japon halkı hükümetine kızsa da gidebilecekleri başka yerleri yok, fiziksel ve beşeri sermayelerini iyi kötü koruyacakları için yeniden toparlanırlar. şu an tahvil piyasasının çökmemesi için uğraşıyorlar ama görünen köy kılavuz istemez, sadece süreci erteliyorlar. çünkü dünyada büyüme yoluyla ağır finansal kriz atlatmış tek ülke ABD ki o da 2.dünya savaşı sayesindedir. 2.dünya savaşı sırasında tüm dünyanın imalathenesi konumundaydılar. coğrafi avantajları sayesinde fiziksel sermayede kayba uğramadılar. ve savaş ortamı nedeniyle ücret,faiz,fiyat kontrolleri yapabildikleri için büyük buhran yıllarının etkilerini toplumsal bir yıkıma neden olmadan atlatabildiler.
SilJaponların 70'li yıllarda %40 civarı brüt tasarruf ettikleri gerçeği karşısında şu an %23'lük oran onlar için düşük sayılır.
bence 6.vitesi tamir edecekler ama önce benzinlerinin bitmesi ve arabanın durması gerekiyor. Japonya'nın 1-2 yıl çok büyük bir finansal kriz yaşayacağını düşünüyorum ama sonra hızlı toparlanacaklar. ben 80 bin euro civarı fiyata o konforu sunan bir tek Mercedes olduğunu sanırdım ama Lexus'a binince anladım ki Japonlar teknoloji ve mühendislikte gerçekten çok iyiler.
Japonlar bundan kırk yıl önce ilk arabaları ABD ye yolladıklarında alay konusu olmuşlardı bilir misiniz. Amerikalılar bu arabalara binilmeye demişler, bunların iç parçaları plastikten yapılmış diye dalga geçmişlerdi. Şimdi Amerika'daki en prestijli arabalar Japon arabaları.
SilÇin aşağı yukarı Japonya'nın o dönemdeki haline benziyor..
Tesekkurler, sevgi ve saygilarimi sunarim.
YanıtlaSilTeşekkürler
SilHocam yazilariniz harika. Tesekkurler.
YanıtlaSilTCMB dun yaptigi toplantida faiz oranlarini sabit tuttu. Sizce bu dogru bir karar mi? Hukumetin baskilari eninde sonunda MB yi faizleri dusurmeye goturu mu?
Teşekkürler
SilBence doğru bir karar. Hükümet'in ne kadar etki yapacağını bilmiyorum.
Hocam kişi başına milli gelir artarken enflasyon oranı nasıl etkilenir? Türkiyede tasarruflar neden azalıyor?
YanıtlaSilIkisi Arasında ölçülmüş bir ilişki olduğunu bilmiyorum.
SilHocam Türkiye'ye eğer sıcak para ,doğrudan yatırım yada borçlanma ile para girmesse Türkiye eskisi kadar cari açık veremez ,eskisi kadar ithalat yapmaz ve büyüme durur denilmketedir. Bunun mantığı saydığım yollarla döviz girmesse kurlar yükseleceğinden dövize olan talep azalır ve Buda doğal olarak ithalatı azaltır gerekçesine dayandırabilirmiyim ?
YanıtlaSil2) aynı şekilde Türkiye'ye döviz girişi olursa ithalatı sürdürebilir denilmekte; bu da ülkeye giren döviz yoluyla kurun düşmesini sağlamakta Buda ithalat yapılması için teşvik edici bir ortam sunmakta bundan dolayı da döviz girişi ithalatı artırır.diye düşünüyorum eksik gördüğünüz yada katılmadığınız yer var mı?
3)kısacası ithalatın yapılıp yapılamaması fiyat mekanizmasına yani kura yansımaktadır,eğer kur yüksekse zaten döviz arzı döviz talebini karşılayamıyor yani yeteri kadar döviz girişi olmamış demektir. Yada kur düşükse döviz arzı döviz talebini aşmıştır Buda ülke yeteri kadar dövizin girdiğini göstermekte Buda ithalat yapmamızı sağlayıcı bir nedendir diye düşünüyorum katılırmsınız ?
Hocam konuyla alakasız ama sizce hükümet ek vergi koyma yoluna gidebilirmi 2015 için
YanıtlaSilŞimdilik böyle bir durum görünmüyor.
SilHocam size son teknoloji ile yaptığım ölçümlerde çıkan sonucu aktarayım. O gün gelince umarım hatırlarsınız:
YanıtlaSil15 Haziran 2015 Pazartesi - 3 Temmuz 2015 Cuma tarihleri arasında, ABD Merkez Bankası (FED) faizde ilk artışı yapacak.
Sonra Türkiye de dahil olmak üzere ilk önce gelişme yolundaki ülkelerin hepsi, saniyeler sonra ise gelişmiş ülkelerin topallayarak yürüyenleri depremin enkazı altında kalacak.
Ortada bu sonuç var iken, bugün hala gönül rahatlığıya polyannacılık oynamaya devam ediyoruz!
Yazık!
Saygılarımı sunarım...
faiz artışını nasıl yapacak? amerikan bankaları bizim bankalar gibi merkez bankasından borçlanmıyor ki Fed onların fonlama faizini artırabilsin. Fed'in 0,25 puan artış yapabilmesi için en az 1 trilyon dolar varlık satması lazım. bunu yapabilir mi? hiç sanmıyorum. 2008 öncesi bankalarda 50-60 milyar dolar rezerv vardı. Fed 10 milyar dolar kağıt satsa piyasa faizlerini epey etkileyebiliyordu. şimdi bankalarda 2,5 trilyon doların üzerinde rezerv var. Fed'in esnekliği azaldı.
Silzaten elindeki kağıtların vadelerinin dolmasıyla bilançosunu yavaş da olsa küçültecek ve kredi faizleri yine yavaş da olsa artacak. bu durum şu an zaten %80 fiyatlanmış vaziyette. neden yüklü varlık satışlarıyla kısa vadeli para piyasası ve mevduat faizlerini artırmak yoluyla piyasaları sarssın ki? bilançosunu kademeli bir şekilde küçülterek de kredi faizlerini etkileyebilir. yalnız amerikan borsaları "ekonomi yavaşlıyor" fiyatlaması yaparsa o zaman hava birden bozulur, orası ayrı tabii.
Fed'in kısa vadeli para piyasası ve mevduat faizlerini piyasaları ciddi anlamda sarsmadan nasıl artırabileceğini birçok iktisatçıya sordum ancak hiçbiri tatmin edici bir cevap veremedi. hatta birçoğu Fed'in TCMB gibi bankalara kısa vadeli fonlama sağladığını sanıyordu.
Sayın Hocam Türkiye'nin ekonomik sorunlarından cari açığa sosyolojik açıdan yaklaşırsak;
YanıtlaSilBildiğiniz üzere, (X-M)=(S-I)+(T-G) denkleminde (X-M) cari açığı vermektedir. Cari açığı ise tasarruf açığı ve bütçe açığı oluşturmaktadır. Türkiye'deki cari açık politikası olabildiğince bütçe açığını düşük tutup tasarruflarımızı arttırmaktır. Hocam Türkiye'de genelde herkes her şeyi devletten beklediği için sanıyorum devlet bütçe açığını düşük tutmakla kalmamalı (T-G) bütçe açığının yıl sonunda olabildiğince pozitif olması gerektiği kanısındayım. Yüzyıllardır hemen hemen her şeyi devletten beklediğimiz gerçeğiyle yüzleşip devletin ekonomide daha fazla müdahale etmesi kanısındayım hocam.
Hocam, hayat size başka seçim imkanları sunsa idi yıllar önce,
YanıtlaSilMesela üniversite değil de lise kademesinde bir öğretmenliğe karar verseydiniz, hangi branşı isterdiniz?
Hocam japonyada ekonomideki küçülmenin sebebi nedir. Bir de yine Japonya'da yaşanan deflasyonun nede ni nedir avrupada yasanan deflasyonun sebepleri ile benzer midir. Saygılar.
YanıtlaSilMerhabalar Mahfi Hocam, 5 Aralık'ta ABD tarım dışı istihdam verilerinin beklenenin çok üstünde gelmesi neticesinde doların hızlı artışına tanık olduk. Herkesin malumu yen de dolar karşısında epeydir büyük değer kaybı yaşıyor. 14 Aralık seçimleri sizce Japonya'nın ekonomik gidişatını nasıl etkiler? Başbakan Abe sizce meşhur "yapısal reformları" uygulayabilir mi ya da 2014'teki hatalarından ders almış mıdır? Bu konuda ne düşündüğünüzü merak ediyorum. Çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilHocam ben iktisat 2. Sınıf öğrenciyim benim bir araştırma ödevim var ve ben hocamıza ne konu dediysem ona cazip gelmedi pek bende deflasyonu tek yaşayan ülke olan Japonya'yı araştırmayı düşünüyorum bana kaynakça konusunda yardımcı olabilir misiniz
YanıtlaSil