Fenerbahçe Yönetimine Son Açık Mektubum
Sayın Başkan, Yönetim Kurulunun
Saygıdeğer Üyeleri,
Bir yıl kadar önce tarafınıza bir
açık mektup yazarak devşirme oyunculara dayalı takım kurma modelinin gerek tek tek
alınan oyuncuların bir araya geldiklerinde takım ruhu oluşturamaması gerekse
çok pahalı bir yöntem olması ve kulübün maddi imkânlarının elvermemesi
nedeniyle terk edilmesi gerektiğini yazmıştım. Bu modelin yerine birkaç
deneyimli oyuncunun alınması ve yanlarına genç oyuncuların monte edilmesiyle
kurulacak bir takım modeline geçilmesini önermiş, mevcut modelin sürdürülemez
olduğunu vurgulamıştım. Ne yazık ki tam tersi yapıldı ve yine birçok üçüncü
sınıf futbolcu dünyanın parası ödenerek alındı ve takıma monte edilmeye
çalışıldı. Sonuç tıpkı önceki yılda olduğu gibi tam anlamıyla bir facia oldu.
Bir örnek olarak Adil Rami’ye değinmeme izin verin. Büyük umutlarla ve paralar
ödenerek alınan bu oyuncu birkaç maç oynadı ve negatif katkı yaparak (bir maçta
takımın gol yemesine neden olmuştu) ayrıldı gitti. Fenerbahçe takımında an
itibariyle benim hayalimdeki Fenerbahçe’de oynayabilecek tek bir oyuncu yok.
Hayalimi de öyle Avrupa düzeyi filan gibi yüksek tutmuyorum. Ona karşın bu takımdaki
tek bir oyuncu böyle bir hayalde yer alamıyor ne yazık ki.
İkinci bir mesele Obradoviç’in
ayrılması meselesi. Her ne kadar Obradoviç bunu kendi arzusu gibi sunmuş olsa
da ben bunun kendisine yapılan teklifin ve verilmesi planlanan bütçenin yetersiz
olmasıyla ilgili olduğu kanısındayım. Sanırım birçok kişi de benimle aynı
kanıda. Fenerbahçe Spor Kulübünün tarihindeki en büyük başarısına imza atmış
olan bir koçu yollamak ancak ve ancak maddi imkânsızlık gerekçesiyle haklı gösterilebilir.
Buna karşılık basketbol takımının maliyetini yarı yarıya düşürerek sağlanacak
10 – 15 milyon Euro tasarruf yine geçen sezondaki gibi üçüncü sınıf futbolculara
harcanacaksa basketbolda yapılanın çok büyük bir yanlışlık olarak
değerlendirileceği açıktır.
Ne yazık ki spor kulüplerimizde
başarı ve toplumsal ilgi büyük ölçüde futbola endeksli bulunuyor. Oysa son
yıllarda Avrupa’da ve dünyada takım oyunlarında alınan sonuçlar açık biçimde
gösteriyor ki Türklerin basketbola, voleybola olan yeteneği futbolun çok
üzerinde. Ne var ki futbola olan ilgi nedeniyle bu konuda ne desek boş olacak.
Sayın Başkan, Yönetim Kurulunun
Saygıdeğer Üyeleri,
Bu benim sizlere yazdığım son
mektuptur. Son olmasının iki nedeni var: İlki aynı şeyleri sürekli
tekrarlamanın anlamsız hale gelmesi. Yönetiminize bunları yazmamla Türkiye için yapısal reformları yazmam arasında pek bir fark yok. İkisi de havada kalıyor ne yazık ki. İkincisi ise bu mektubumu da dinlemeyip
aynı hataları yaparsanız artık hata yapacak kadar maddi imkân kalmayacak
olması. Herkes Max Kruse’nin aylık ücretlerini alamadığı için takımı terk edip ülkesine
dönmesine kızdı. Ben tam tersini düşünüyorum ve bunu Fenerbahçe’ye yapılmış bir
iyilik olarak görüyorum. Fenerbahçe, Kruse’nin bu davranışından ders çıkarıp
yukarıda yazdığım gençlere dayalı modeli yaşama geçirebilirse Kruse’den ettiği
zararı bir süre sonra çıkarabilir.
Fenerbahçe, futbol takımının
maliyetini bugünkünün dörtte birine düşürmeden sürdürülebilir bir finansal
yapıya kavuşamaz. Yönetim kurulunuzda bunu benden çok daha iyi bilecek üyeler
var. Geçen yıl kurduğunuza benzer bir takım kurarsanız ne finansman sorunlarını
çözmeniz ne de başarıyı sağlamanız mümkün olabilir.
Son olarak birkaç yıldan beri
yaşama geçirdiğiniz ağabeylik müessesesinin yanlışlığına değinmek istiyorum. Bu
tür düzenlemeler oyuncuların kafasını karıştırır. Teknik direktörle oyuncu
arasında hangi sıfatla olursa olsun birileri varsa oyuncu kime bakacağını,
kimden talimat alacağını şaşırır. Bir teknik direktörün danışacağı kişiler
elbette olmalıdır ama bu kişiler oyuncularla aynı yerlerde olmamalı. Sizler
hepiniz şirket yönettiniz ya da yönetimlere danışmanlık yaptınız. CEO olduğunuz
bir şirkete patron iki tane ağabey yollasa ve o ağabeyler şirketteki
çalışanlara talimat verse, tavsiyede bulunsa CEO olarak sizin otoriteniz
zedelenmez mi? Şirkette çalışanların kafası karışmaz mı? Bu her yerde böyledir.
Bunları da sizler benden daha iyi bilirsiniz. O nedenle bu ağabeylik müessesesini
zaman geçirmeden kaldırın ve oyunculara onların tek muhatabının teknik direktör
olduğunu söyleyin.
Saygılar sunarım.
Nokta atışı tespitler.Tebrikler Mahfi abi.
YanıtlaSilTeşekkür ederim
Silagziniza saglik keske herkes sizin gibi yapici cozumlerle elestirilerini yapsalar saygilar
SilHocam tebrikler tüm tespitler tam isabet
SilSadece gerçekler, teşekkürler hocam
SilTeşekkür ederim güzel ve doğru tespitleriniz için, Finansal sizin mesleğiniz ama abi konusu'da yerinde bir tespit, bende Emre'nin hal ve davranışlarından rahatsız oluyorum, Kral'dan çok kral olması, kontrolsüz güç zarar verir takıma, Teşekkürler 👍
SilSayın eğilmez
Silİflah olmaz bir fenerbahçe iyim. Öyle ki futbolda bir alt lige düşse de sitem etmem. 4 milyarı aşkın borçla futbolda alınacak 1-2 sezonluk başarıyı istemiyorum. Birkaç sene sonrası için uygun planlamaya üçte bir bütçeyle başarılı olunur, örneği çoktur. Amatör sporlara verilen destek gurur kaynağıdır. Devamı şarttır. Saygılar.
Koyu bir fenerbahçe taftarı olarak Ali Koç bey'in orta saha alanındaki başarısı su götürmez bir gerçektir. Forvet olarak da iyi. Ama orta sahada daha başarılı.
SilAli koc obradovici iscisi basketbol subesinide sirketi zannetti...Tepeden bakti ama bavulunu toplasin futbol ve basket maclari baslayinca tepkilere dayanamayacak...
SilSayın Hocam,
SilYazdıklarınıza katılmamak elde değil. ancak kanımca en önemli husus, ağabeylik konusundaki uyarınız. 30 yılı aşkın özel sektörde yöneticilik yaptım. Hiyerarşinin zedelendiği her ortam çatışma çıkardı. Hele Emre ve Volkan gibi heyecanlı ve baskın tiplere bu tür görevler verilmesi şimdiden gelecek olan Teknik direktöre çatışmalı bir ortamı hazırlamak demek olur ki, 3-5 maç sonra kavga kaçınılmaz.
Saygılar
Ağzınıza sağlık hocam. Umarız bu mektubunuzu dikkate alırlar.
YanıtlaSilSağ olun
SilObradoviç 'in gitmesine bir GS li olarak çok üzüldüm. Türk basketboluna çok şey katıyordu. Türk takımları için iyi bir challenge oluyordu. Rekabet gelişimi artırıyordu.
YanıtlaSilEvet Obradoviç Fenerbahçe teknik direktörüydü ama Türkiye'ye de çok şey katıyordu.
SilMahfi Beyin yazisi ve yorumlarin cogu cok guzel kaleme alinmis. Ancak bu yorumda "challenge" gibi Ingilizce kelime kullanilmasini garipsedim. Mahfi Bey hergun bircok yabanci yayini incelemesine ragmen yazilarini mukemmel bir Turkce ile yaziyor. 70 yasindayim ve 40 senedir yurt disinda yasiyorum. Medyamizda guzel Turkcemizin yabanci ozentisi ile hergun daha fazla yozlastirildigini gordukce icim kan agliyor.
SilSayın hocam iyi gunler. İlk yazinizida okumustum ve paylasmitim.Yazilariniza tamamen katilmakla beraber bir eksigide vurgulamamiz lazim. Yönetim taraftarin ,tribünün sesine kulak vererek takim oluşturamaz. Taraftarin günlük istekleri ile kulüp yönetilemez. Ben bir kongre uyeai olarak baskani yine destekliyorum.Ama Koc holding gibi yonetecekse destekliyoruz.
YanıtlaSilTeşekkürler
SilAli Koç'da Nato kafa,nato mermer...Anlamaz hocam
YanıtlaSilsizi getirmek lazım
Silhocam saygılar basketbola ayrılan bütçe futbola verilemiyor yani para komple yok böyle olunca da basketbol şubesi küçülmek zorunda
YanıtlaSilDaha da kötü olmuş desenize.
SilHocam dolaylı olarak katkısı var basketbol bütçesi küçülünce kulübün borcu azalıyor öyle olunca futbola ekstra 15 milyon borç yapma hakkı geliyor
SilBaskette yasak yok cebinden verecek Başkan gerekirse Sonuçta Fenerbahçe başkanı
SilSayın Hocam,
YanıtlaSilYazılarınızı büyük ilgi ile takip ediyorum. Bu yazınızda size katılmadığım noktaları belirtmek isterim.
Yönetimimiz göreve başladığı günden itibaren mali durumun vahametini çok iyi gözlemledi ve bizlerle de açıkca paylaştı. Çok fazla hareket alanı yoktu maalesef ama kağıt üzerinde doğru hamleler yaptı diye düşünüyorum. Örneğin geçen sene transfer edilen Slimani ve Ayew Fenerbahçe'de neredeyse hiç katkı veremediler ama bu sene takımlarında çok iyi performanslar gösteriyorlar. Aynı performansı geçen sene Fenerbahçe'de yakalayabilselerdi bu sene bambaşka şeyleri konuşuyor olacaktık.
3'de 1 bütçe ile takım kurulmasını öneriyorsunuz, bu durumda rakiplerimiz, özellikle Galatasaray ile kadro kalitesinde inanılmaz bir fark oluşacaktır. Mali anlamda sürekli olarak şampiyonlar ligine katılan rakiplerimize karşı makas sürekli açılacaktır. Bu nedenle bonservisi olmayan kaliteli oyuncularla anlaşmanın doğru olduğuna inanıyorum. Yanlarında elbette Ferdi, Ömer Faruk gibi gençleri kullanmalıyız.
Bu sene ilk yarıda oynadığımız futbol ligin en iyi takımı olduğumuzu düşündürüyordu.Ligin başında bireysel hatalardan kaybettiğimiz puanlar olmasa yine bambaşka bir görüş ortada olurdu.
Yapılan yanlışlar da var tabiki, hem geçen yıl hem de bu sene şampiyonluk yarışından uzaklaştığımız noktada gençlere daha fazla fırsat tanımamız lazımdı. Saha dışı konulara çok takıldık, bu takımın motivasyonunu da etkiledi. Teknik direktör konusunda yeterince sabır göstermedik. Başka eleştirlerde getirilebilir elbette. Ancak yönetime biraz haksızlık edildiğini düşünüyorum.
Saygılarımla
Tamam da iki senedir onca oyuncu alındı bir iki oyuncu dışında hepsi çöp,altı stoper alindi ama stoperde jailson oynadi;o da yediğimiz gollerin yarısından fazlasına sebep oldu,otobana çevirdiler,n
SilIki senede neredeyse dogru adim yok,doğru transfer yok..
yüzde yüz katılıyorum
SilHaklı olduğunuz yönler var ama ben Galatasaray veya Beşiktaş'ın fark yaratacağını sanmıyorum. Çünkü aynı sorunlar onlarda da derece derece mevcut. Galatasaray'ın fark yarattığı tek dönem Derwal'in yetiştirdiği genç oyuncularla Fatih Terim'in UEFA Kupasını aldığı dönemdir. Model bu olmalıdır. Bugünkü yolla hiçbir yere varmak mümkün görünmüyor.
SilMahfi Hocam'a açık, yürekten, samimi ve rasyonel fikirlerini içeren mektubundan dolayı teşekkür etmek istiyorum.
SilAli Koç'un başkan olmasını, kulübe genç, dinamik, çağdaş bir vizyon katacağını düşünerek en çok isteyenlerden biri oldum o malum seçim sürecinde. Her ne kadar eski başkanımız Aziz Yıldırım hakkında (genel kanaate nazaran) çok da olumsuz düşünmeyen biri olmakla beraber; zamanı geldiğinde değişimin gerekliliğine inandığım için destekledim Ali Koç'un başkanlığını. Buraya kadar herşey normal.
Başkan Ali Koç; kulübün içler acısı mali durumunu yıllardır yönetimde olması yönüyle, sıradan bir taraftarın bilebileceğinden çok daha fazlasını biliyordu. Taraftar da bu durumun farkında ve mali anlamda toparlanma sürecinde kulübe destek olup, sportif başarı beklentisini minimal ve makul seviyede tutmayı tercih etti. Ta ki; Ali Koç'un seçim kazanmasının ardından yaptığı vizyon ve yüksek hedef içerikli beyanatlarına kadar. Durum böyle olunca da taraftar da beklentilerini zirveye taşıma ihtiyacı hissetti. Yani şöyle ki; Ali Koç çıkıp deseydi ki "Sayın taraftarlarımızdan özür dileyerek, ortada olan finansal durumumuz sebebiyle önümüzdeki 1 -belki 2- yılı toparlanma süreci olarak geçirmemiz gerekebilir." taraftar zaten buna hazırlamıştı kendisini.
Bir anda 2017-2018 sezonunu 2. ve ligin en çok atan ve sadece 3 puan (tek bir galibiyet) ile şampiyonluğu kaçırmış takımının teknik direktörünü değiştirmekle işe başlandı ve şahsi fikrim ilk ve en büyük hata kesinlikle buydu. Yeni getirilen Cocu'nun başarısızlıklarına değinecek değilim. Ancak anlaşma sürecinde benim gibi Cocu'yu internetten ve Hollanda basınından çok basitçe araştırmış olan herkes; yeni hocanın eski hocayı -Aykut Kocaman- aratacak düzeyde korkak, defansif ve zevksiz (taraftarın isteği her zaman buydu) oyun anlayışına sahip olduğunu rahatça görebilirdi. Kaldı ki; PSV Eindhoven taraftar forum sitelerinde üyeler ayrılık haberiyle bayram ediyordu. Ve milyonlarca euro para böylelikle çöpe atılmış oldu.
Promosyon olarak alınan Damien Comolli faciası ve maaş + bütçe olarak buharlaşıp giden para da arkasından el salladığımız kocaman bir eksi olarak bilançolara eklenmiş oldu.
Hocamın da mektubunda değindiği gibi 3. sınıf futbolculara ödenen yüksek maaş ve transfer bütçesi; 2017-2018 kadrosu ile birlikte Aykut Kocaman'a sunulsaydı; 2018-2019 sezonunda çok daha iyi bir yerde olurduk. Hatta kemikleşmiş bir kadroya yalnızca birkaç takviye transfer ile hem maddi yükümlülük artmaz ve hem de kadro baştan aşağı değişmemiş olacağı için oyuncuların adaptasyon gibi saçma sapan bahaneleri kalmamış olacaktı. Ki bu durum da olası bir başarısızlıkta Ali Koç'un camia nezdindeki kredisinde negatif bir etki meydana getirmeyecekti.
Burada değinmek istediğim bir başka husus da şudur ki: bu sezonun başında yapılan açıklamalarda özellikle amatör şubeler başta olmak üzere erkek basketbol şubesinin de bütçesinden kısıtlamaya gidileceği AÇIKLANDI. Evet AÇIKLANDI ve daha sonrasında bundan vazgeçildiği şeklinde DÜZELTİLDİ. Yılların asırlık camiasında bu gibi ikilem olan açıklamaların sporcular ve teknik kadro üzerinde olumsuz bir etki bırakacağını düşünebilen ve mali toplantılarda "iki düşünüp bir konuşalım" diyen akl-ı selim sahibi bir tane bile yönetici yok muydu? Bu gibi yönetimsel ufak tefek krizlerin bile bizleri getirdiği durum ortada.
(Ek olarak) Obradoviç'in gidişine de, Alex de Souza kadar üzüldüm. Ancak yıllardır bize tattırdıkları keyifli anların baş mimarı olan bu insanların da kariyer ve kişisel tercihlerinin taraftarın gözünde "anlamlı ve değerli" olduğunu düşünüyorum.
SilSözün özü hatalar zinciri ardı ardına geldi ve buna gerek yönetimsel tecrübesizlik gerekse de kulüp dışı argümanların etkili olduğunu söyleyebilsek bile; geçmişi konuşmanın -ders çıkarmak maksadı müstesna- pek bir yararı yok. İleriye dönük rasyonel hedefler belirlenmeli ve tüm camia buna mental olarak hazırlanmalı. Bu taraftar ki en zor şartlarda dahi kulübüne ne destekler verdi. Gerek maddi gerek manevi. Geçen yıl ki o "net" başarısızlığa rağmen, bu yıl ki kombine satışında lider olması bunun apaçık bir göstergesi. Yoksa Kadıköy'de Galatasaray'a bilmem kaç yıl sonra yenilmiş, ligi 6.-7. bitirmiş, yok bilmem kaç yıldır sportif bir başarı yokmuş gibi "geçici" örneklerin gerçek bir taraftarın gözünde zerre kadar ehemmiyeti yok. Taraftarın ve camianın istediği tek şey istikrar ve buna yönelik makul adımlar. Bunlar yapıldığı zaman zaten başarı dediğimiz -sebeplerin bir sonucu- şey kendiliğinden gelecektir. Gelmiyorsa zaten bir yerlerde hala yanlışlar yapılıyor demektir. Yönetimin yapması gereken de sürekli aktif olarak bu yapılan yanlışların üzerine eğilmek olmalıdır.
Geçmişin hataları, geleceği revize ettirmiyorsa aynı yerde dönüp durmaya mahkumuz demektir.
Gönülden bir Fenerbahçeli taraftarın sitemleri... Saygılar :)
Yazınıza canı gönülden katılıyorum.
SilAykut 13 Temmuz sürecindeki duruşuyla
Takım hocalığını hak ediyordu.
Sanki süreç devam etmekte ve bu yönetimde hiç birşey yapmamakta veya
Yapamamaktadır. Birkere yapılana hata denir. İkinciyi ve diğerlerini siz adlanırım. Saygılarımla
Büyük resmi gösteren bir yazı ve açıklama, tebrikler. Ufak ilgili bazı detayları tekrar hatırlamakta yarar var; Aziz Yıldırım 1998 - 2018 yılları arası 20 yıl aralıksız başkanlık yaptı. Spor basınında yer alan bilgiye dayanarak, o sürenin ilk beş yılında hiç bir başarı gösteremedi, ilk şampiyonluk 2000-2001 sezonunda... daha da önemlisi o yirmi yıl süresince 97 farklı yönetici ile klüp yönetimi yaptı. Kendi yorumum; yaptığı işi ilk başta bilmiyordu, işi bilenlerden oluşan çekirdek bir yönetim ekibi de yoktu, işi, işin başına geçince hata yapa yapa öğrendiler. Şartlar ve duruma göre pozisyon alıp en kolay yoldan geleceği düşünmeden hareket ettiler. Şampiyon olmuş teknik çalıştırıcı Ziko'nun şampiyonluktan hemen sonra gönderilmesi de bu bağlamda önemli bir örnek. Bu arada 3 Temmuz fetö kumpası sonrasında yaşananları ve dikkate şayan mücadeleyi dikkate almakta ve o yönetime karşı adil olmakta yarar var... ama esas sorun, hazırlık olmaması, plan olmaması, sabırla planı uygulayacak ekibin olmaması. Bugünkü yönetimin genel tavrı; param var, gücüm var, ben yaparsam olur... ama yaptığı işin bilmeyenin ortaya sonuç çıkartması hele günümüzde kesinlikle mümkün değil. Olsa olsa doldur boşalt ve nabza göre şerbet vermek olur. Bugünkü başkan bu mevkiye gelmeyi çok istemiş ama gözüken o ki ne bir plan, ne bir ön hazırlık yapmış... parasına güvenmiş, evdeki hesabı çarşıya uymamış. Sonuç budur.
YanıtlaSilAlnınızdan öperim...
YanıtlaSilSağ olun
SilKaleminizden öperim...
YanıtlaSilMahfi Bey, elinize emeğinize sağlık. Prof. Damien Hughes'un ''The Barcelona Way'' diye bir kitabı var. Tam da sizin dediğiniz gibi takım ruhunu yakalamak adına yapılanları tek tek yazmış. Süreçlerin ne kadar önemli olduğundan da bahsediyor. Belki de bir değişiklik yapılıp futbol dışından da uzmanlara danışarak yeni bir sistem oturtulmalı. Almanya'da genç Türk oyuncular çok makul ücretlere bizim ligimizdeki oyuncuların beş katı kadar disiplinle sporlarına sarılıyorlar. Umarım dedikleriniz duyan birileri olur. Saygılarımla.
YanıtlaSilTeşekkürler
SilMahfi Hocam,
YanıtlaSilKaleminize sağlık. Bir Fenerbahçeli olarak sizinle tamamen aynı şeyleri düşündüğümü belirtmeliyim.
Ben de Fenerbahçe'de bir paradigma değişikliğine gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Fakat, şu anki yönetim yapısına ve anlayışına baktığımda bunun pek de olası olduğunu görmüyorum. Futbol takımının görüntüsü tam bir "Saldım çayıra, Mevlam kayıra!" şeklinde. Kenarda görevli bir teknik direktör dururken tribünden cep telefonu ile talimat veren ağabey futbolcular! Bu durumları gördükçe bir Fenerbahçeli olarak utanıyorum. Takım kötü oynayabilir, maç kaybedebilir, ama bu dağınık, saçma sapan görüntüyü vermemeli diye düşünüyorum. Bu durumun aynı bu şekilde devam edeceğini düşündükçe tüm umutlarım yıkılıyor. Bu utanç tablosu için başarılı olan diğer branşların feda edilmesine de anlam veremiyorum.
Son söz; insanların isimleri maalesef iyi yönetici oldukları anlamına gelmiyormuş. Bunu yaşayarak öğreniyoruz.
Saygılarımla.
Teşekkürler
SilMerhabalar hocam, mektubunuzda değinilen hususlara katılmamak mümkün değil. Ne yazık ki Obradovic'in gönderilmesi, daha doğrusu sürecin bu sonuca ulaşmasına zımnen izin verilmesi, büyük umutlarla gerek sportif, gerekse de çatışma ve kargaşa ortamının sona ereceğine dair umutlarımızın sonuna geldiğimizi gösteriyor. Pek çok örnekten bahsetmek mümkün, ama odağın tümüyle bir spor kulübu olmaktan "futbol ve diğer külfet yaratan alanlar" şeklinde evrilmesi beni temelde en çok sıkıntıya sokan konu. Umarım yapılan hatalardan dersler çıkarılarak, sizin gibi değerli insanların görüşleri de dikkate alınarak, geçmişte vaat edilen çok sesli kültüre yönelmeye öncelik verilebilir. Fakat sportif başarısızlıklardan ziyade, bu son yaşanan yönetsel sıkıntılar sanırım hayallerimizin uzağında olduğumuzu gösteriyor. Saygılar sunarım.
YanıtlaSilHaklısınız
Silkaleminize sağlık.
YanıtlaSilAli Koç bir fanatik ve buda gözünü kör ediyor,takıma en çok zararı da bu fanatikligi veriyor.koca Fenerbahçe bir Emre'nin avucunun içinde popülist stratejiyle transferler yapmaya uğraşıyor ve sonu yine hüsranla biteceği o kadar belli ki
YanıtlaSilFenerbahçe'nin mektuplarla verilen akıllara değil, elini taşın altına koyarak görev alacaklara ihtiyacı var Mahfi bey.. çıkın aday olun veya muhalif olarak faaliyet başlatın..
YanıtlaSilMektup yazarak akıl vermek fazla kibirli bir yöntem..
Hocam kulup yonetmekle sirket yonetmek cok farkli seyler bence Ali Koc kendi ismine ve ailesinin ismine saygi duyuyorsa bir an once istifa etmelidr , bir seyler de ısrar etmek doğru değil.
YanıtlaSilMükemmel tespitler yapmışsınız. Bence siz bu mektubu tüm klüplerede göndermelisiniz. Çünkü hepsi aynı.
YanıtlaSilAklı başında Galatasaraylı ve Beşiktaşlı arkadaşlarım da aynı şeyleri söylüyorlar.
SilZaten Ağabeylik ablalık kavramlarını duyduk mu balık hafızasına sahip değilsek ülke olarak tüylerimizin diken diken olması gerekmiyor mu?
YanıtlaSilMahfi bey size üzülüyorum artık. İskandinav ülkeleri, almanya veyahut uzakdoğu japonya. Bu ülkelerden birinde hizmetleriniz- fikirleriniz web sayfalarının tozlu arşivlerinde kalmazdı.
Coğrafya kadermiş gerçekten. Ne dersiniz hocam?
Sevgili üstad, keşke bu doğruları bildikleri halde neden yapmadıklarını da bir sorabilsek ! Bundan önce yazdıklarınız ve bizim söylediklerimiz de dosyada mevcut ama oralarda bir yerlerde garip bir şeyler var, sağduyu , dirayet, ortak akıl ve beceri bir türlü tesis edilemiyor ! Nasihat yerine başka bir şey mi yapsanız ? Hani, sözüm meclisten dışarı ! :-)
YanıtlaSilPopülizm önüne katmış sürüklüyor herkesi
SilElinize sağlık.Harika bir yazı olmuş... Bütün fikirlerimize tercüman olmuşsunuz. %100 katılıyorum. Ama bu yönetim dinler mi? Hiç ihtimal vermiyorum...
YanıtlaSilSağ olun.
SilKatılıyorum...Biraz katkıda bulunmak için affınıza sığınarak;
YanıtlaSilİlk başlangıçta Yeni,başarıya aç,kendini kanıtlamış Cocu doğru idi ama Ülkeyi,Mantalitesini,futbol anlayışını tanımaması Handikap idi Yanına konulan Comolli tam bir Felaket olup Handikap puanını 10 ile çarptı,devralınan Borç felakete tuz-biber etkisi yaptı.Sonra gelenler için söylenecek tek söz Yönetim Panik Atağı'dır.Naçizane fikrim Ülke Futbolunu bilen,Futbol Kariyer Portföyü dolu ve aynı zamanda Gençlerle harman yapabilecek beceride Teknik adam seçimi birinci öncelik,yoksa istediğiniz şöhretli ismi yine Panik ile getirin enaz 50-60mil.Euro Transfer listesi önünüze koyacaktır,konuyu uzun ve derin tartışmak mümkün ama Bence ana eksen bu,Buna göre(Kulübümüze fikrimi daha önce de Mail olarak da attım)Bu koşullarda en uygun aday Lucescu'dur daha önce şunu bunu çalıştırmış sığlığından uzak durarak 5yıl sözleşme ve yanına Gerçek Fenerliliklerini kanıtlamış,Kişilik sorunları olmayan Pierre,Alex ve Kuyt gibi isimleri teknik ekibe katarak zamanla yetişmesini sağlamak.Uzun süreli PLANLAMA...Hepinize Saygılarımla Op.Dr.M.Orhan Solakoğlu
Lig başladıktan kısa süre sonra anlaşıldı ki bu yıl ya Trabzon ya da Başakşehir şampiyon yapılacak. Tüm Türkiye’nin gördüğü bu duruma rağmen mücadele eden diğer takımları, oyuncularını, yöneticilerini eleştirmek bence haksızlık. Önünüzde onlarca maç, ödenmesi gereken milyonlarca borç var ve biliyorsunuz ki ağzınızla kuş tutsanız zirveye çıkamayacaksınız. Böyle bir motivasyon kaybı yaşayan takımları eleştirmek, KPSS’de 95 alıp mülakat sonrası elenen adayları eleştirmeye benziyor bence...
YanıtlaSilHaklı tarafları var yazdığınızın ama Fenerbahçe özelinde konuşuyorum iki yıldır hiçbir maçta tatmin edici bir futbol oynadıklarını görmedim.
SilHocam; ben maçları çok nadiren seyrederim, özellikle de taraftarı olduğum Beşiktaş maçlarını izlemeye çalışırım. Gördüğüm kadarı ile siyaset futbol dünyasına ağırlığını koyduğundan beri hiçbir takımın oynadığı futbolun tadı kalmadı. Yine izleyebildiğim kadarı ile Ali Koç başkan olduğundan beri ne iktidar, ne de eski yönetim tarafından rahat bırakıldı. Bu adaletsiz koşullarda büyük bir kulübü yönetmeye çalışmanın çok zor olduğunu düşünüyorum. Her şeye rağmen taraftar desteğini alıyor gibi görünüyor, umarım bu fırsatı heba etmez. Sizin gibi iyi niyetli, sözü dinlenir, kulüpten başarı dışında beklentisi olmayan kişilerin yaptığı uyarıları da dikkate alarak Fenerbahçe'ye tarihi kuruluş misyonuna uygun bir yol çizerse Beşiktaş ve Galatasaray için de örnek teşkil etmiş olur, ülkenin yaşadığı olağanüstü koşullarda futbolun sadece futbol olmadığını bu millete göstermiş olurlar. Aksi takdirde -her kim olursa olsun- iktidarın atadığı ya da en azından onayladığı yöneticiler dışındaki birileri tarafından yönetilen hiçbir kulübün bu ülkede artık başarı şansı olamaz, bu çok açık görülüyor.
SilÜlke futbol dinamiklerinin gerektirdiklerini göz ardı etmemek gerekli sayın hocam. Ekonomiden de Avrupa futbolundan da çok farklı bizim ülkemizin dinamikleri. Ali Koç'un Türk futbol Dinamikleriyle Avrupalılık arasında kalmış durumda. bir yere yönlenmek zorunda, ya Avrupalı gibi davranıp ülkeninde ona evrilmesini bekleyecek ya da Türk Futbolunun saçma dinamiklerine yenik düşüp Küçük Aziz Yıldırım olarak günlük başarılar elde edecek.
YanıtlaSilGençleri al ama oynatma,kiralık ver...
YanıtlaSilYıllardır alt yapıdan A takımına tek sporcu çıkaramayan kadrolar...
Mahfi Bey, gerek kurumsal organizasyon yönetimi, gerek sürdürülebilir mali yapı açısından tespitleriniz o kadar doğru ki...Keşke yeni yönetimimiz bunları göreve başladığı sene tespit edebilmiş olsa, şimdi kaybedilen 3 yıl ve heba olan milyonlar olmasaydı. Eklenebilecek tek şey bahsettiğiniz yerli veya yabancı yetenekli gençlerle, milli takım tecrübesi olan yerli tecrübeli oyunculardan oluşturulacak bu takımı büyük bütçelerle başarılı olmuş yıldız bir teknik direktöre değil; aksine gençlerle çalışmak isteyen başarıya aç bir teknik direktöre emanet edilmesi. Tıpkı Daum ile başlayarak Zico ile devam eden dönemdeki gibi...Bu vesileyle ellerinize sağlık.
YanıtlaSilSağ olun.
SilKulüplerimizin dernek statüsü devam ettiği surece boşuna basari beklemeyelim
YanıtlaSilCevap vereceginizi dusunmuyorum ama bir rica ile baslayacagim. Klube uye olmak istiyorum ve referans olarak sizi gosterebilirsem ne mutlu bana.
YanıtlaSilDers verirken de uluslararasi firmalarla strateji konusurken de sikayet ve hedeflerden once sorunlarin ustunde mutabik kalmayi ilk asama olarak kabul ediyoruz. Eger sorunlar uzerinde mutabik kalamiyorsak cozumler icin yapilan girisimlerin basarisi her daim tartisilir. Ornegin, pazarlama muduru hazirladigi kampanyanin gorsellerini muthis bulabilir, fakat satis muduru etkisiz buldugu icin girisim basarili basarisiz mi bilinmez ve bu vakum icinde firma gelisim gosteremez. Fenerbahce'den bir ornek verirsem Ali Koc'un devir aldigi donemde kadroyu o denli sekillendirmesi onemli basariydi fakat dediginiz gibi surdurulebilir seviyede olmadigi icin 2 sene sonra adamlarin gemiyi odeme yapilmadigi icin terk etmesi acik basarisizlik. Baskan kendine baktigi zaman hala Kruse'yi basarili transfer olarak gorebilir, sorun uzerinde mutabik kalinmadigi icin disaridan bakanlar tartismaya devam edecektir.
Daha dun Antu'da bu duzlemde bir yazi yazdim. http://forum.antu.com/KonuOku.aspx?gID=4&fID=9&kID=85949
Benim tespitlerim
- TFF/Hakemlerin takim ustune oyunlari
- Bize haksiz verilen cezanin ekonomik tazminatinin tahsil edilemeyisi
- Sike davasinda yenen hakkimizin‚ itibarimizin iade edilmeyisi
- Normal medya´nin tekellesmesi ve bize karsi tavir almasi
- Borc yuku‚ gelirlerin temlik altinda olmasi 2 yil icin
- Turkiye´nin sosyo ekonomik erozyonu dolayisiyla futbolcular icin soru isareti olusturan bir yer haline gelmesi
- Turkiye´nin sosyo ekonomik erozyonu dolayisiyla zengin uyelerin destek veremeyecek duzeye inmis olmalari
- Futbol takimda Zico´dan sonra olusan liderlik ve felsefe boslugu (plan programlar bunlar olmadan hep basarisiz olmaya mahkum)
- Stadimizin kapasitesinin dusuk kalmasi (bilet fiyatlarinin daha yuksek olma ihtiyaci‚ gelirlerin rakiplere oranla dusuk kalmasi)
- Organik sponsorluklarin dusmesi
- Genc taraftar sayisinin rakiplerin altinda kalmasi
- Futbolcularin yuklu maas kontratlari ve uzun sureli kontratlar
- Altyapidan verim alinamayisi
- Klube yapismis asalak eski futbolcular
Dunlara ek olarak forumda sunlar bahsedildi
- Yapilanma eksikligi (sorumluluk alanlarindaki karmasa, transferden kim sorumlu ornegin)
Sizin tespitleriniz bunlarla uyusuyor. Cocume atlamayi bahsettim gibi sevmiyorum, fakat mutabik oldugumuz sikintilara nazaran yapilabilecekler soyle:
- Amator de olsa her bransta mucadele etmek, mucadeleyi organik halde tabana indirmek. Bu taraftar sayimizi arttiracak, aidiyeti ve markayi guclendirecek (orta uzun vadeli)
- Organizasyondaki yapilandirmayi netlestirmek (bunun icinde TD nin TD lik yapmasi, scoutun scoutluk yapmasi, Emre/Volkan gibi abilerin klubun disinda bir yerde abilik yapmasi)
- Gelirler icin avrupa'daki taraftar sayisina gidilmesi (gerekirse havuz sisteminden cikilmasi)
Fenerbahce icin yazmaniz, dusunmeniz guzel. Saygilarimla.
Teşekkürler.
SilKulübe üye olmak için beni referans gösterirseniz sizi almazlar dikkat.
Keşke ilk uyarı ciddiye alınsaydı. Umarım buna duyarsız kalmazlar.Büyük bir coşku ile gelen yönetim için son şans ne yazık ki.Kimse vazgeçilmez değildir.
YanıtlaSilSayın Eğilmez güzel yazınız için teşekkürler. Bazı yorumcuların yazdığı , yorumları gibi ben de bu mektubunuzun Ülkemizdeki tüm futbol kulüplerine gönderilmesinin çok uygun olacağı düşüncesindeyim. Futbol kalitemizin en düşük olduğu yılları yaşıyoruz. Bu da Futbol seyircisinin azalmasına, Futbol gelirlerinin ve sponsorlarının düşmesine, azalmasına neden oluyor. Bir Futbol Kulübünün çok iyi diğer Futbol Kulüplerinin çok düşük kalitede olması beklenemez. Ayrıca Futbol seyircilerinin, taraftarlarının Fanatik olmaları normal karşılanabilir, ancak Futbol Kulübü yöneticilerinin Fanatik , Bağnaz olmaları çok yanlıştır. Futbol Kulübü Yöneticilerinin gerçek Futbol Sever olmaları gereklidir. Ancak bu şekilde Futbol Kalitesinin muhafazası ve arttırılması mümkün olabilir düşüncesindeyim.
YanıtlaSilBir gs olarak hep ayni terane yok hakem doğradi yok tff berbat olmadi siyasilerde katilir 2011 şampiyon kim? Sorun hep başkalarinda kendileri on numarada izin vermiyorlar diye diye olmayan kalite daha dibe vurdu şampiyonlar liginde adamlar yürüyerek 5-0 yeniyor club bruggeve slavia pragin maçlarini izleme firsat buldum adamlar taş gibi top oynuyor hemde bizimkilerin bütçesinin yarisinin azina sonrada yok fb kayriliyor yok gs kayriliyor belhanda aldiği parayla en az on genç oyuncu yetişir birakin bir senede başkasi şampiyon olsun sistem oturtun
YanıtlaSilZaman,para,emek,yetenek. Bunların hepsi boşa harcanıyor. Herşey değişip hiçbirşey değişmiyorsa, nedir bu?
YanıtlaSilSon açık mektubunuz ile yine herkesin anlayacağı dilde özetlemişsiniz hocam ama yine karşılığı olmayacak sanki.
Kupa falan değil öncelikle umudumuzu kaybettik.
Kimse dikkati almasa bile doğruları dile getirmek gerekir. Bir gün dinleyen birisi çıkabilir.
SilBir paragraf yazarken giriş,gelişme,sonuç şablonunda muazzam yalın bir dil kullanarak derdinizi anlatmanızı çok başarılı buluyorum.. Hangi konu olursa olsun çok güzel bir yazı ortaya koyuyorsunuz.Böyle bir blogdan bizlere ulaştığınız için teşekkür ederim
YanıtlaSilSağ olun.
SilMerhaba mahfi bey yazılarınızı yaklaşık 3 yıldır takip ediyorum. Yazılarınızı geçtim yorumlara verdiğiniz cevapları bile okuyorum. Öncelikle futbolla başlayayım. Azîz yıldırım 20 yıl yoneticilik yapti geldigi nokta belli. Bu durumu bile bile ali koç aday oldu. Durumu dürüstce anlatti yeni bir vizyon geliştireceklerini söylediler. Ali koçun başarılı bir şirket yöneticisi bunun farkındayım. Ilk ve ikinci mektubunuzda yazdığınız şeyleri ilk yıl yapsa ve küme düşse hickimse sesini çıkartmazdı. Bundan sonra taraftar kazan kaldırır gibi
YanıtlaSilSiyaset noktasında uyarılarınızı, ikazlarınızı dikkatle okuyorum hepsine katiliyorumda fenerbahce örneğinden yola çıkarak durumu bilerek yönetime aday olan muhalefet iktidarla benzer hataları yaparmı? Son olarak şirket yönetmeyle toplum yönetmek ayrı şeylermi? Yada muhalefette olmak iktidarda olmaktan dahamı kolay
İyi yönetimin ilkeleri her yerde aynıdır, futbol, şirket, devlet her yerde aynıdır. Yerine göre bazı özellikler eklenebilir ya da çıkarılabilir ama her yerde aşağı yukarı aynıdır. Liyakati esas alacaksın, ücretler arasında büyük farklar yaratmayacaksın (aksi taktirde düşük ücretliler küser), prim esasını gerçekten verimliliğe göre uygulayacaksın, yöneticiyle çalışan arasına ağabey falan sokmayacaksın gibi ilkeler. Bir de tabii hatada ısrar etmeyeceksin. FB (ve diğer bütün kulüpler) bu konularda hatalar yapıyorlar ve sonuç da ortada.
SilAğzınıza sağlık hocam.
YanıtlaSilSağ olun
SilBir Fenerbahçeli ve bir ekonomist adayı olarak her konuda sizi idol almak ile ne kadar doğru bir karar verdiğime bir kez daha ikna oldum. Kaleminize sağlık değerli hocam.
YanıtlaSilSevgili Hocam,
YanıtlaSilcok net bir sorum var vede ayni netlikte bir cevap arzu ediyorum.
2010-2011 Türkiye süperligi sampiyonu kimdir?
Saygilar
Fenerbahçe olduğu tescillendi, bunu tartışmak boş. Ama bunun hiçbir önemi yok. Çünkü asıl konu Türk futbolunun ve takımların geldiği feci durum.
Silmerhaba mahfi bey iktisat ödevi için yardımcı olur musunuz
YanıtlaSilHayır. Bugün ödeve yardımcı olursam yarın işe girmek için yardımcı olmamı istersiniz. Kendi ödevinizi yapamıyorsanız iktisatçı olamazsınız. Aslında başka bir şey de olamazsınız.
SilHocam bir de cevap veriyorsunuz bu arkadaşa , valla süper sabırlısınız :)
SilMahfi Hocam,
YanıtlaSilYönetimin sorunu sürekli çelişen davranışlarda bulunması. Kurumsalız diyen zihniyet 20 yıllık kaptanını kadro dışı bırakıp sonra ego tatmini için plastik sandalyede özür dilettirmez.
Kurumsalız diyen zihniyet zankayı, freyi alıp Josef ve giulianoyu göndermez.
Kurumsalız türk toca ile çalışmayacağız sağol Aykut hocam deyip 5 ay sonra Ersun yanalı getirmez.
Örnekler maalesef çoğaltılabilir.
Ali Bey ve yönetimi çok büyük destek ile seçildi. Belki bu farklı seçim galibiyeti yönetime haddinden fazla özgüven verdi. Ama artık takke düştü kel göründü. Büyük oynayacaksak eğer " Ya tutarsa transferlerini " kenara bırakmalı ya da düşük bütçeliysek ona göre oyuncular alınmalı. Net bir hedef konmalı yani Hocam. Kalitesiz adamlara milyonlarca para verdi kulüp. Fenerol dediler olduk, kombine al forma al dediler aldık. Sonuç ?
Çok doğru tespitler hocam. Umarım kulübün de kendi yaptığı doğru değerlendirmeler ve aldığı dersler vardır. Yoksa son sürat yokuş aşağı gitmeye devam edeceğiz.
YanıtlaSilHocam, son paragrafınızdaki konuda şirketlerde de farklı bir tablo yok malesef. Yöneticiler için durum elbette farklıdır, ancak çalışanlar için "abilik / ablalık" kisvesi altında yöneticilik de "outsource" edilerek çalışandan mümkün olan en yüksek fayda elde edilerek, çalışanın ikilemde bırakılması hala revaçta... Malesef...
YanıtlaSilGenç bir çalışan olarak, en azından özel sektörde bu anlayışın hala hayatta olduğunu paylaşmak istedim hocam.
Saygılar...
Hocam iyi günler güzel tavsiye ama bizim taraftarımız beklemez,bu dediğiniz modelin tutması için 2-3 yılının harcanması lazım bizim Türk milletinde böyle bir sabır maalesef yok.Başkanda böyle bir şeyi göze alamıcağından yine takımı komple değiştirip ya tutarsa ya kalacak işimiz.Sonrası geri dönülemez bir İFLAS
YanıtlaSilHocam finansal uyarınızı daha önce de yapmıştınız. Lakin şu ağabeylik müessesi ile ilgili tesbitiniz hepsinin ötesinde öneme sahip. Futbolcuların büyüğü küçüğü hepsi aynı olması gerekirken ağabeylik yüzünden kafasını kaldıramayan gençler var. Tecrübe ayrı bir şey ağabeylik ayrı bir şey.
YanıtlaSilSelam Hocam,
YanıtlaSilBu yazınızı okumadan direk yorum olarak düşüncelerimi yazıyorum.
Tek sebebi futbola 18 yıldır hiç bir ilgimin olmamasından dolayı.
Son 18 yıl hiç bir Türk futbol maçı izlemedim,
yabancı takımlar ile yapılanlar ve milli maçlar da dahil.
Anı 1 : Bir komşum 70 küsür yaşında, eski GS oyuncusuydu. 19-20 yaşlarında GS alt yapısından bir takımda oynuyormuş, şimdi unuttum, İstanbul sahil takımlarından birisi. Bir FB-GS maçında FB li bir oyuncu hastalık sebebi ile maça çıkamayacakmış, görünümleri çok benzer olduğu için GS ve FB Başkanları anlaşmışlar, bunu FBli oyuncu yerine maça çıkarmışlar, ne hakem, ne tribün, oyuncular dışında kimse bilmiyormuş. Zaten hakemler bilse de bir şey olmaz.
Anı 2 : Kuzen Kayserispor oyuncusu, takımı 1.lige çıktı. Erciyesspor mu Kayserispor mu bilemiyorum, 1. ligde kayseri ismi olsun diye takımlar isim değiştiriyorlar sürekli, neyse. İnşaat ustası benim kuzen. Haftada 4 gün inşaatlarda çalışır, 2-3 gün önemli bir maç ise idman yapar. FB maçı var haftasonu, otobüse atlamışlar 10 saat sonra sabah İstanbul, otel konaklaması da yok, otobüste ne kadar uyukladılar ise, akşama maça çıkılacak. FB tesislerinde idman yapmışlar o gün, takımın yarısı çimenlerde uyuyor. Akşam diyor, kafam dağınık, karşımda 50 bin adam manyak gibi bağırıyor, yanımızda FB oyuncuları ısınma yapıyor, göz ucuyla bakıyorum Tuncay Şanlı'yı tutacağım, adam dinlenmiş, sporcu, düzenli antreman yapmış, kas gelişimi yerinde, ben onla nasıl aynı kefede olayım diyorum. Yine de FB , hatırlamıyorum, ya zar zor yeniyor, ya berabere kalıyor. Bunlar gol bile atıyor FB ye.
Yazınızı okumadım dedim ya, böyle ortamlarda ne yazarsanız yazın boştur.
Okunmaz. Okuyanlar da bu işi hiç bilmeyenlerdir.
Kaleminize sağlık hocam
YanıtlaSilSelam hocam, "son" demeseydiniz iyiydi.
YanıtlaSilBunlar anlamazdır hocam; ister tek mektup yazın, ister son mektup yazın, ister her gün whatsapp mesaj yazın.
Bunlara askerde komutanlık yaptım, bunlar eğitilemezdir, anlamazdır, adam sendecidir, boşvercidir, günün adamıdır, dinlemezdir, düşünemezdir.
Askerde hep der idik, bu ülkeyi düzeltmenin tek yolu, Türk kadınlarına zorunlu askerlik yaptırmaktır, bunları anaları adam eder ancak (2 ile 13 yaş arası) Mahfi hocam. (Sizin meşhur yapısal reformlardan önce gerekli olan budur, yoksa bunların bakanı çıkar yapısal reform da neymiş der.)
Hocam, siz meseleyi anlamadınız, ha köydeki öküz, ha bunlar, arada askeri faydaları açısından fark yoktur, sivil hayatta belki öküz daha faydalıdır, bilemem.
(Bilerek inek demedim, inek her ortamda insanlık için onlardan daha faydalıdır)
Hocam, bugüne kadar okuduğum en iyi iki futbol yazısının size ait olduğunu belirtmeliyim. İlk yazınızdaki gibi yine eleştiri ve önerilerinizi net bir şekilde dile getirmişsiniz. Düşüncelerinizi paylaşıyorum. Ben de arkadaşlarıma benzer fikirleri aktardığımda kimsenin heyecanlanmadığını görüyorum. Sanırım sorun sandığımızdan daha büyük. Yöneticilerin yanlışlarına taraftarlar da zemin hazırlıyor sanki.Hocam, Obradoviç'le yaşanan ayrılığın doğru olduğu kanaatindeyim. Obra'nın önünde saygıyla eğilirim; ancak bu mali tabloda basketbolda küçülme kaçınılmaz. Düne kadar final four'a kalamayan takımdan her sene şampiyonluk beklemek ne kadar gerçekçi olabilir.
YanıtlaSilHocam,küçük bir isteğim olacak, lütfen bu yazınız son olmasın.
Tebrikler hocam.
YanıtlaSilHocam çok teşekkürler. Bir Fenerbahçeli olarak çok doğru tespitler yapmışsınız. Ali Koç ilk geldiğinde Aykut hoca ile devam edebilseydi en azından durumu anlayana kadar, takım bu kadar kötü bir duruma gelmezdi diye düşünüyordum. Obradoviç mali sıkıntılar kapsamında gittiyse o zaman basketbol seyri de benim için bitecek demektir. Çok yazık.
YanıtlaSilHocam duygularıma tercüman olmuşsunuz, elinize sağlık.
YanıtlaSilEskiden bi ortega, anelka, rapaic falan gelirdi. Bi şey diyemezdik. Şimdi aldıkları 3. sınıf futbolcuları napalım. Alt yapıdan çıkarsınlar daha iyi...
YanıtlaSilAli Koç'u seviyoruz ve başarılı olmasını istiyoruz. Benim hâlâ umudum var ve Fener çok başka yerlere gelecek Ali Koç ile inşallah...
YanıtlaSilMahfi bey söylediklerinizin hepsi doğru fakat eksik bence Türkiyede Futbol bütçe ve oyuncular değil,siyasetin yol vermesi ile mümkün bu oyun sadece sahada oynanmıyor.Bunuda en iyi Trabzon spor biliyor.Teşekkür ederim.
YanıtlaSilEmeğinize sağlık gece gündüz çalışıp bilgiler aktarıyorsun cevaplar veriyorsun çok faydalı oluyorsun fakat fenerbahçeli olmana şaşırdım seni trabzonsporlu yaptım tamammi
YanıtlaSilaynı görüşleri paylaşıyorum hocam ve İnsan bir kere sevdimi vazgeçemiyor ne yapalım FB seviyoruz..
YanıtlaSilüSTAD Selamlar.Sıkıntı yönetimde ve takımda değil.Sıkıntı sizin mektubun açık oluşunda.Kapalı ve gizli olsa idi mutlaka dikkate alınırdı.Sizi seviyoruz.
YanıtlaSilAli Koç sanki çok vizyoner biri imjıyla geldi ve geldiği noktada bana göre Aziz beyden kat ve kat başarısız. Ersun yanalı düşünmüyoruz deyip sonra imza attrımalar, sonra tekrar kovmalar, tribünden inip taraftarla kavga etmeler , comolli diye bir enkazı alıp tazminat ile göndermeler, yanında da Semih adında biri var ne olduğu belirsiz, çirkin bir yönetim şekli. Herkes illallah etmiş, hoca da hala yazıyor, umudumuz yaşasın ne diyim.
YanıtlaSilBoş adam futbol ile uğraşır.
YanıtlaSilHaklısınız ama bu yazı aslında bir futbol yazısı değil. Dikkatle okunursa bu bir Türkiye yazısıdır.
SilBir kişi bile sistemi değiştirebilira o kişi Ali koç değil bunda herkes hemfikir sanırım.
SilBu platformda ki herhangi bir kişi çok daha kötü yönetemezdi. Fenerbahçe bir dönem küme düşmeme oynadı. Ekonomik açıdan baksak orası da kötü. Bence bu tarz liderler genelde herşeyi en iyi ben bilirim tarzı düşünür ve aslında uzun vadede hep kaybeder. Yönetimde futboldan anlayan kişiler yok. İyi danışmanlar ve onları dinleyen lider yok. Volkan ve Emre gibi abiler var 3 maçta 1 kırmızı kart görüyorlar.
FB yönetimi de size yazdı mı hocam?
YanıtlaSilHocam, boş adamlar ile uğraşmayın allasen!
Bizim İsviçre mahalle takımı daha iyi yönetiliyor, bu arada takımın sahası da benim evin bitişiğindeki boş yeşil alan. Bi çim biçme makinamız var, saha etrafında 5 eviz, bir ben biçiyorum, bir diğer komşu, artık kim müsait ise, sabahları koşuya giderken fiskeleri takıp hortumun suyunu veriyorum, kahvaltı sonrası kapatıyorum. 8-12 yaş çocukları da top toplayıcı yaptık, çekirdekten yetişiyorlar, koşuyorlar bol bol.
İlk-orta öğretim çocukları da futbol derslerine bizim sahaya gelirler, genç yetenekleri izler takıma ilerde katmak için bakarız.
Misal Stephan Lichtsteiner, bizim sahalardan çıkmadır. Türkiye'de oynamış Eren Derdiyok, bizim sahadan geçmiştir. Çocuğun Türk olduğunu öğrenince annem ona yemek yapardı, bizim balkonda yerdik beraber.
FB yi de bekleriz, en az 4 atar İstanbul a göndeririz.
Hocam, futbolu çok ciddiye almayın bu kadar.
Bu yazı aslında bir futbol yazısı değil bir yönetim yazısıydı. Fenerbahçe için yazdığım bu yazı Türkiye'deki şirketler ve hatta devlet için de geçerli. O gözle bakın.
SilSevgili Mahfi Bey, mektubunuzu okuyunca; size bu naçizane cevabı verme mecburiyeti hissettim. Fenerbahçe gibi kalpleri fetheden bir takımın, 6 yıl boyunca hiç kupa alamamasını nasıl açıklayacağız! TFF ve MHK’nın taraflı tutumu ile futbolu ve şampiyon olacak takımı siyasetçilerin belirlemesi, tüm pislikleri ortaya çıktığı halde bu kurumlarda çalışanların değişmediği ve kumpaslarını daha bir cesaretle yaptığı bir ülkede; eski yönetimin kasa dolu diye hava basmalarına karşılık, borç havuzunda yüzmeleri nedeniyle Sayın Ali Koç ve yönetimi ancak bütçe açığının kapatmak için uğraşmak zorunda kalır!
YanıtlaSilBasketbol takımı deseniz, bu ülkeye zaten büyük gelmiştir. Ne güzel Avrupa 2. liginde himmet ve dualı takımın şampiyonluğu vardı! Bu şampiyonluk hikayesi boyunca, yine yandaş ve satılmış: basın, federasyon ve hakemler, ellerinden geleni artlarına koymadılar ve sanki spor değil de düşmanlarına saldırırcasına her türlü çirkefliği yaptılar da; bir tek siyasetçi ne oluyor, bu takım bizi Avrupa’da temsil ediyor demedi! Üstelik, forma reklamı almamızı bile engellediler! Şampiyonluğumuzu bile doğru dürüst yazmadılar. Çünkü, onların takımı, o lige değil ikinci lige gidebiliyordu!
Diyeceğim, halkın takımı olan Fenerbahçe, taraftarlarınca; ölesiye sevilen, karda kışta tüm deplasmanlarda yalnız bırakmadığı ve her türlü zorluklara göğüs geren Fenerbahçe'miz, sözde şike diye uydurma sebeplerle yöneticileri hapse girmiş (devletin savcıları, TFF yöneticileri, gazeteler, rakiplerimiz (ezeli rakibimiz, ebedi dostumuz dediğimiz ve başarıları için üflendikleri, himmet ve dua edildikleri bilindiği halde; I Love You Hocam t-shirt giyip pankartlar asarak, alenen bu kişiye teşekkür mesajı verdikleri halde haklarında hiç bir soruşturma açılmayan, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı olan vergilerini bile ödemeyen) ve siyaset ve yargı tarafından suçlanmıştır (nedense hala Yargıtay kararı açıklanmamıştır).
Oysa, tüm Türkiye, o gün olmasa da; bugün biliyor ki olay, Aziz başkanın ilk başta söylediği gibi “Ne şikesi, memleket elden gidiyor” dediği gibi devletin bekasını yok etme ve iktidarı ele geçirme planıydı ve bu planın son halkası Fenerbahçe Spor Kulübünü ele geçirilmesiydi. Fakat bu plan tutmadı ve deşifre oldular.
Ancak, o gün bu planları yapanlar, hala TFF ve MHK’da aynen görevlerinde ve bir kısmı da üflenen, himmetlenen ve şampiyon olması için okyanus ötesinden dua edilen ve geçmişteki kupa ve başarılarını kutlarken utançlarından olacak ki; oyuncularının yüzlerini karalayan ve isimlerini yazamayan takımın ve yönetiminin himayesindedirler!
Tüm bunlara bakınca, bu durumumda şanlı Fenerbahçe’mizin hiç bir başarı kazanamaması çokta sürpriz değildir! Verilmeyen penaltılar, kurtarılan penaltıların tekrarı ve bunlara verilmeyen tepkiler, atılan gollerin dakikalarca yeniden incelenmesi, aleni olarak yapılan kural hatalarının görmezden gelinmesi gibi yaşanan hınç ve sindirme operasyonunu yapan bu insan müsveddelerini; her gün, daha da cesaretlendirmektedir!
Bizler, Fenerbahçe taraftarı olarak; iyi günlerde olduğu gibi, takımızın son yıllardaki kötü günlerinde de yine en büyük destekçisi ve taraftarıyız. Bizim büyüklüğümüz, öyle bir büyülüktür ki, kupa ve şampiyonluklarla ölçülemez! Başkanımız, kupa almasa da, şampiyon olamasa da sonuna kadar arkasındayız!
-Devam Edecek-
-Yazının devamı-
YanıtlaSilGemiyi ilk terk edenlerin fareler olduğunu ve bu farelerin kim olduğunu hepimiz biliyoruz! Gün gelecek o fareler de yeniden Fenerbahçeli olacak ve belki de bizden daha ateşli olarak takımı savunacak ve başarılarına sevineceklerdir; ama biz onların her yöne dönen fırıldak fareler olduğunu hiç unutmayacağız!
Ne olur sizden ricam, ulusal kahramanımız ve yurdumuzu düşmanlardan kurtaran ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bile yok sayılmaya çalışıldığı bu dönemde, siz de takımımıza ve yönetimimize sırt çevirmemeniz ve onların her koşulda (başarıda veya şimdiki durum gibi hep başarısızlıkta) yanında olmanız! Sizsiz, bir kişi eksik oluruz!
Ağabeylik konusunda sonuna kadar haklısınız. 18M Euro transfer parası ile FENERBAHÇE'ye tarnsfer olmuş bir futbolcu, 20/1 paraya oynayan Kayserili futbolcuya boğazını keserim diye işaret edemez! Bu adamın derhal ve acilen kulübümüzden uzaklaştırılması ve yanında da şımarık eski kaleci yeni tele-direktör müsveddesini de alıp gitmesi gerekir!
Son sözüm ise, alem buysa; bırakın, bu çirkeflik aleminde biz, hep başarısız olalım! Yeter ki; adam gibi adam futbolcuları kulübede görebilelim. Bakanımız da bir kaç yıl daha başarısız olsun.
Başka FENERBAHÇE yok!
Degerlli Mahfi Bey,
YanıtlaSilHeyecanını uzun senelerdir kaybetmiş bir Fenerbahçe taraftarı olarak, bu yazıyı yazdığınız, bu konuyu blogunuza getirdiğiniz için size teşekkür ederim.
Ali Koç beyefendiyi, beyefendiliği ve verdiği sözler sebebiyle tüm Fenerbahçelilerin büyük çoğunluğu olarak destekledik. Fenerbahçe’ye değişim getireceğini, teknik direktör kovmalara son verileceğini, soyunma odasına girilmeyeceğini, plansız transfer yapılmayacağını, camiaya kardeşlik ve kalite getireceğini vadediyordu.
Malesef, hiçbirini yerine getiremedi. Öyle ki stadyumda locadan atlayıp, taraftara saldırma noktasına kadar kontrolü kaybedecek bir noktaya geldi.
Diğer çok önemli bir vaadi olan olan klübe para katkısı bulunması konusunda da yanlış, plansız, aceleci ve fevri transfer politikasıyla getirdiğinin çok üstünde bir maliyet oluştu.
Klübün mali yapısı 3 sene öncesine göre daha kötü durumda malesef. Bu yanlış politikaya, iftihar ettiğimiz basketbolumuzu da Obraovich’i kaybederek kurban ettik.
Herşeyden önemlisi de bu vaadlerin camie tarafından desteklenebilmesi için değerli ve gerekli olan “zaman” kaybı oldu. Aynı birlik havasını tekrar yakalamak nasıl mümkün olacak bilemiyorum.
Ali Koç’un bu gidişle başkan olarak kalması pek mümkün gözükmüyor. Bu durumda klübün geleceğini tehlike altında görüyorum. Bir sonraki yönetimin nasıl seçileceği beni endişeye düşürüyor.
Şirketlerde geldiği anda öğrenme sabrı olmadan herşeyi değiştirmeye çalışıp çuvallayan yöneticiler gibi Aykut’u gönderip, ligimizi tanımayan, düşük vasıflı, havalı ve pahalı adamları getireceğine, Aykut’la devam edip, hem paraları çarçur etmez, hem de akıllı takviyelerle çok daha fazla yol alabilirdik.
Ali Koç’un şu anda sansasyon yaratmak gibi bir politikayı tamamen kenara bırakıp, daha ilk geldiğinde yapması gerektiğine geri dönmesini düşünüyorum. Aykut veya Abdullah Hoca ile, planlı, ani başarılar hedeflemeyen, sistemi olan bir takım yaratmak.
İşi bilmeden herşeyi değiştirmek isteyen heyecanlı müdür benzetmesi cuk oturmuş.
SilBen Ali Koç olsam, işi gücü bırakır Mahfi Bey’in yazısından başlar aşağı doğru herşeyi okur, bir kaç dostumla konuşur, bir durur, düşünürdüm herşeyi... ne vaadettim, ne yaptım diye.
Hocam anlattığınız gibi günlük palyetif tedbirlerle yönetilen bir takım gorünumundeyiz. Büyük dediğimiz diğer takımlarımız da malesef aynı durumda. Fairplayin sınırlarında dolaşarak harcamalardan ödün vermiyoruz. Borç katlanarak büyüyor. Borcumuzu kademeli olarak düşürecek gerçekçi iyi bir planla yola çıkmamız gerektiğini düşünüyorum.
YanıtlaSilAli Koç dağıidı resmen. Taraftara saldırma olsun Nihat Özdemir’le yaşananlar olsun, FB başkanının düşeceği seviyeler değil bunlar.
YanıtlaSilAziz Yıldırım, herkesle ağız dalaşına ve çatışmaya girdiği için antipatik bir hale gelmişti ve Ali Koç bunları değiştireceğine söz verdiği için seçildi.
Şimdi Aziz Yıldırım’ı mumla arar hale geldik.
Bugün çıksın desin ki, tecrübesizliğime verin, affedin, baştan başlıyorum, iki üç sene daha kredisi olur.
Aynı şekilde devam edecekse işimiz zor Ali Koç’la.
Hocam 2020 sonunda milli gelir dolar bazında 700 milyar doların altına iniyor. Neden birileri dalga geçiyor neden hocam? Biz bu aptalları neden çekmek zorundayız hocam neden?
YanıtlaSilBen siz ve sizin gibileri suçluyorum. Görevde kaldığınızda kaç tane liyakatli adam aldınız? Görev yaptığınızda dışarıdaki insanlara ne verdiniz bu allahın cezaları bizlerle dalga geçecek cüreti bulabiliyorlar birileri de bu aptalları alkışlayabiliyor?
Adam bugün dediğinin tam tersini yarın söyleyip alkışlanmasa bu ülke hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Bunu alkışlayan aptalların sayıları neden fazla hocam neden? Bundan çıkan sonuç şu ki zamanında pek fazla bir şey yapamamışsınız. Siz insanların arasına karışmayacaksınız da kim karışacak bu ahlaksızlar mı?
Atatürk o kadar büyük ki, bunların kat ve kat fazlasını adam edebilmiş. O yüzyılda daha fazlasını yapabilen insan yok. YOK. YOKKK
Hocam özür dilerim sinirden ne yazdığımı fark edememişim.
SilAğabey sistemi baştan aşağı saçma ama ağabey olarak da Türk futbol tarihinin en çok tepki çeken, huzursuzluk çıkaran adamlarının seçilmesi saçmalığın tam daniskası işte.
YanıtlaSilÇocuklara hakemle uğraşmayı, sahada kavga çıkarmayı, küfür etmeyi mi öğretecek bu ağabeyler?
Ağabey rütbesine erince, birden bilgelik mi saçacaklar?
Bunlar yönetim zafiyetleri işte. Duygusal kararlar veriyorlar, koç holdingden iki tane üst düzey yöneticiyi koysunlar, karışmasınlar, çözülür bu işler.
Turkiyede ve dunyada futbol mu kaldi allahaskina!
YanıtlaSilIddia ederim 2008 krizi en cok futbolu ve futbol kulturunu etkilemis ve deforme etmistir. Futboldan cok adeta bir borsa gibi transferleri ve kluplerin hisse degerlerini konusuyoruz.
Eskiden golleri hakem hatalarini sakatliklari yeni parlayan yildizlari sikesiz derbileri kisaca acisiyla tatlisiyla futbolun keyfini suruyorduk. Simdi boyle bir sey kalmadi. Sadece Turkiyede degil dunyada da kalmadi.
4 yilda bir dunya kupasi oluyor biraz ondan nasipleniyoruz onunda eski tadi tuzu yok artik.
Bana gore en guzel dunya kupalari 74-90-2002dir. ucu de farkli nuanslarla cekismeli kendi icinde siyasi sportif ilkleri barindirmistir.Ucu de cok cekismeli gecmis kupalardir her gunu bir solen olmsutur. 2002yi sevmenin nedeni elbette Turkiyenin kupada olmasi degil elbet 3. dunya ulkelerinin basta futbolcu fabrikasi Afrikanin ve futbolla uzaktan yakindan cok fazla ilgiisi olmayan ulkelerin ringe cikmasiydi.
Futbol artik bitti bunu kabul etmek lazim. Kisaca bundan sonra cok fazla bisey konusmanin manasi yok.
Tüpçü işlere karışmasın diye babası BJK’ye başkan yaptı. Yürüdü şirket.
YanıtlaSilBenzer plan olmasın bu?
Hocam bu yazınızı, kalitenize ve duruşunuza yakıştıramadım. Fenerbahce yönetimi ve şakşakçıları sizin degerli fikir ve önerilerinizi hic haketmiyor. (Ben, Ali Koç Baskan olduğu gün takimdan uzaklaşan bir fanatiğim)
YanıtlaSilFark orada. Ben sizden farklı olarak taraftarım ama fanatik değilim. Onun için doğru bildiğimi kim olursa olsun söylerim.
SilIste işin ehli meselesi yine her konuda olduğu gibi ama değisir mi değişmez işin ehli olsanız da tutmazlar sizi orada bknz. Şenol Güneş, Ünal Karaman
YanıtlaSilHocam yetenek konusuna katılmıyorum çünkü bu eğitim meselesi bakış açısı meselesi yine ve yeniden 3.5 milyon Türk'ün yaşadığı Almanya'dan ne Türk oyuncular çıkıyor 80 milyon Türk'ün yaşadığı Türkiye'den hangi oyuncular çıkıyor hiç bu konuda makale yazıldı mi acep niye böyle diye...
Kadın voleybolunu düşünün. O kadar az sayıda kız çocuğun uğraştığı voleyboldan dünya çapında yıldızlar çıkıyor ve kızlar Avrupa'da ve dünyada dereceye giriyor. Neden? Çünkü voleybol ve basketbol okullara girmiş. Çok basit hepsi okumuş yazmış kültürlü insanlar. Taktiği tekniği anlayıp uygulayabiliyorlar. Futbolculara bakın bir de. Mahalle aralarında oynanıyor ve çoğu oyuncu ilkokul ortaokul terk. Arada dağlar kadar fark var.
SilEğer anadolu takımları da sık sık şampion olmaya başlarsa türk fotbolu o zaman gelişir ama sadece istanbul takımları şampıon oluyor olmaları türk futbolu gelişimi için hiçbir katkı sağlamamıştır bu hep bazı holdinglerin şampıom olması gibi kapıtalizmin de sporun da başarısı rekabet ve dinamizim den geçer
YanıtlaSilSevgili hocam, Trabzonspor yönetimiyle alakalı fikirleriniz nelerdir? Son iki yılda hem sportif hem finansal alanlarda görülen düzelmeleri siz nasıl yorumlarsınız? Şimdiden teşekkürlerimi sunarım.
YanıtlaSilgençlerin oynatılması talebiniz kulağa güzel geliyor. ancak söz konusu gençler 2 hata yapsa "fenerbahçe gençleri oynatma yeri mi kardeşim, fenerbahçe'de yıldız oyuncu olur" şeklinde çatlak sesler çıkacak yine. canlı örneği altay değil midir? genç işte. hani sabır? aklıma gelen bir başka örnek de ahmethan köse. fenerbahçe'deki kredisi sadece 4 maçta kaldı. o sene kombinem vardı ve bulunduğum tribünde ahmethan'ı destekler tek bir insan göremiyordum. kendimden başka... ez cümle benim arzum, hayalim de sizinki gibi fakat gerçekçiliği yok. saygılar.
YanıtlaSil