Yöneticiye Öğütler
Hazine başlıklı kitabım ilk kez
1996 yılında basıldı. İlk iki baskıda kitabın son sayfasında Hazineyi yönetecek
siyasal ve teknik kadro için bazı öneriler yer alıyordu. Sonraki baskılarda
bunları, yerinin bu kitap olmadığı düşüncesiyle çıkardım. Yeri orası değildi
belki ama aslında önemli gözlemlerdi. Bunları bugün biraz değiştirerek gerek
kamu kesimindeki gerekse özel kesimdeki bütün yöneticiler için yeniden yazmakta
yarar olduğunu düşünüyorum.
Günü kurtarmaya yönelik parlak
formüllere itibar etmeyin. Bir günü kurtarmanın maliyeti bazen birkaç günü
yitirmek şeklinde karşınıza çıkabilir.
Yabancıların açıkladığı aleyhte
raporları sert biçimde yanıtlamak yerine bu eleştirilerden dersler çıkarıp hata
ve eksiklikleri gidermeyi deneyin.
Seçeceğiniz çalışma
arkadaşlarınızın sizin hoşunuza gidecek olan şeyleri değil gerçekleri
söyleyecek kişiler olmasına dikkat edin.
Bulunduğunuz makamı
devir aldığınızda asla enkaz devraldığınızı söylemeyin. Bu tür açıklamalar
devraldığınız enkazı büyütmekten ve işinizi zorlaştırmaktan başka bir işe
yaramaz.
İlk anda dahice gelebilecek bazı
çözümlerin geçmişte de denenip hayal kırıklığı yaratmış olabileceğini
unutmayın. Bu hataya düşmemek için mutlaka geçmişi inceleyin.
Kurumların gelenekleriyle ayakta
durduğunu göz ardı etmeyin. Birçok durumda gelenekler yazılı kurallardan daha
önemlidir.
Risk taşıyan işlere girişirken defalarca
düşünmek gerektiğini aklınızdan çıkarmayın. Buna karşılık bazen risk almadan ileri
gitmenin ya da yanlışları düzeltmenin mümkün olmadığını da dikkate alın.
Hangi kademede olursanız olun,
yanlış veya hatalı talimatlara karşı direnin. Bu uğurda istifayı göze alın.
Türk toplumunun çoğunluğu istifa etmiş kişiyi korkak sanır. Aldırmayın. Asıl
korkaklık, hatalı bir talimatı boyun eğip yerine getirmektir.
Görevden ayrılırken koşullar ne
olursa olsun yerinize gelen kişiye ayrıntılı bir rapor bırakın ve neleri yapıp
neleri yapamadığınızı anlatın.
Sayesinizde düşünüyoruz,yorum yapıyoruz ve aksiyon alıyoruz. Teşekkürler Hocam.
YanıtlaSilNeden adsız merak ettim, çok dikkatli takip edip yorum yazıyorsunuz halbuki
SilEstağfurullah, sağ olun.
SilAdsız bey size ulaşabileceğim bir mail var mı
SilHocam, 7,015 milyarlık dünya nüfusunun 7,014,999,999'u için çok güzel öğütler ama dünyaya dünya tarihinde ancak bir kez, doğuştan her şeyin en iyisini bilerek gelen yöneticileri kapsamıyordur herhalde...
YanıtlaSil:-)
SilHocam merhaba,sizce pandemi yüzünden dış ticaret politikaları nasıl şekillenir. Buna ticari akımlar ve faaliyetler de dahil tabii
SilSaygıdeğer Dr. EĞİLMEZ;
YanıtlaSilUzun süreden sonra yeniden merhaba...
"Doğru yazılanı yapan, yaptığını doğru yazan" bir mesleğin temslcisi olmaktan onur duyarak, her görev dönemimin sonunda, ekleri ile kanıt derinliği ve yönlendrme de içeren kapsamlı "Devir-Teslim Tutanağı" bıraktım ve başladığım görevlerde de bunu aradım. Böyle bir yazılı kaynağın, yazının ilk kısımlarında dikkat çektğiniz bazı hataları en başından engelleyeceği ve belli bir seviyeden sonra SIFIRINCI GÖREVİ haline gelen kendinden sonraki kuşağı yetiştirmeye katkısı nedeni ile yönetcinin öz görevi olduğunu düşünürüm.
Yıllar önce okuyucuna kavuşan ilk kitabım (https://www.canerel.com.tr/index.php/kitap) yayınlandıktan kısa bir süre sonra beni cesaretlendiren yorumunuza "Deneyimlerinizi, görüşlerinizi gençlerle paylaşmak..." girişi ile yaptığınız atıfta da bu yazıdkii belirlemelerinizin nüvesini görmüştüm.
Böyle bir sıkıntılı günde, düşüncemin ve davranışımın doğrulaması anlamına gelen yazınızı okumak ferahlık verdi; size ve bu yazıyı ileten saygıdeğer dostum Dr. KARAER'e Can-ı gönülden teşekkür ederim.
Sağlıkla güzel bir gün ve huzurlu bir haftasonu dilerim🍀☀️
🐝
Can bey paylaşım için teşekkür ederim. Size de sağlıklı günler dilerim.
SilTeknik bilgi ve becerileri çok yüksek olsa da, vizyoner becerilerinin eksikliği çok dikkat çekiyor (özellikle kamu bürokratlarının )
YanıtlaSilMüzakere becerisi, ikna, geri bildirim vb. alanlarda aldıkları profesyonel eğitimler sayesinde (çoğunlukla kurumsal seviye özel sektördeki) yöneticiler fark yaratarak hem işi hem çalışanı çok daha üst seviyelere çıkarabilmektedir.
Saygılar sevgiler sayın hocam.
Çünkü giderek görüşleri sorulmayan kişiler durumuna getiriliyorlar.
SilNe yazık ki ne kadar da haklısınız Mahfi Bey.
SilBelki şehre bir virüs gelir her yer hastalık olur acılarla şartlar değişir işsizlik olur haydi üzülme. Tut ki kriz oldu imefeye küstüm tüm dünya bana küstü, bir ihtiyat akçem bile yok anlıyor musun haydi üzülme...biz bize yeteriz:)))
YanıtlaSilHocam çok güzel tespit ve öğütler için teşekkürler
YanıtlaSilUmarım yöneticiler bir ustanın öğütlerini dikkate alır.
Bir çoğu ben bilirim mantığı ile kendini ve çevresini zarar veriyor.
Teşekkür ederim
SilKaleminizden yine bilgi birikim öngörü akmış. Yüreğiniz e kaleminize sağlık.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilSayın hocam
YanıtlaSilElinize sağlık. Şu fikride sunmak isterim müsadenizle. Son zamanlarda olduğu gibi göreve talip olup kendini liyakatçlı zannetmemek gerek.
Teşekkürler
SilSağlıkla ilgili konuda her türlü yetkinin Sağlık Bakanında olması gerekirken, Bakanın, sn c.başkanı'na arz ettim demesi; önerdiğiniz ilkeler açısından içinde bulunduğumuz felaketi gösteriyor. Herkesin cumhurbaşkanına arz yarışında olduğu bir yönetim modelinde ekonomik ve sosyal gelişme olamaz
YanıtlaSilHarika!
YanıtlaSilelinize saglik..
YanıtlaSilTeşekkürler
SilSn. Mahfi Eğilmezin böyle prensip yazıları yazdığını bilmezdim. Tebrik ederim. Güzel yazı. Selam ve saygılarımı sunarım.
YanıtlaSilSağ olun
SilGüç zehirleyicidir Hocam, Önerileriniz ise panzehir veya şuana uygun olarak aşı gibi, Lakin malumunuz üzere henüz aşı bulunamadı, Saygılarımla. Üzgünüm.
YanıtlaSilMutlaka bir gün bulunacak. Sevgiler
SilAh hocam..O kadar ütopik ki günümüze göre. İlk yazmış olduğunuz yillarda mi daha yakındık bu tavsiyelere şimdimi?
YanıtlaSilO yıllarda daha yakındık.
SilElinize sağlık hocam
YanıtlaSilKeşke bu öğütleri uygulasalar
Mevcut siyasilerin bu değerli önerileri yapmakta zorlanmasının sebeplerine dair görüşlerim (her öğüt için sırasıyla);
1.Siyasiler kendileri koltukta otuturkenki günlerden sorumlu tutuluyor.Bu yüzden de günü kurtarmak daha cazip geliyor.
2.Siyasiler oy maksimizasyonu için kendi hatalarını üslenmeye yanaşmayabiliyor. Bu yüzden de kendi hatalarını anlatan yabancılara düşmanca tavır takınabiliyor.
3.Siyasetçiler etraflarına yerleştirdiği kişilerin; tecrübeli ve saygın olmasının yanı sıra güvenilir olmasını ister.Doğruyu söyleyenlerden çok kendisiyle aynı şeyi söyleyenleri tercih edebilirler.
4.Enkaz devralma işi gerçek olabilir bunu sebebi yönetimi devretme zamanlarının seçim zamanları ile aynı zamanlarda olmasıdır.Seçim zamanları seçimi kazanmak için masraflar arttırılabilir.Bu ise bir borç enkazına sebep olabilir.Koltuğu devralanlar haklı olarak bu sorumluluğa girmekten uzak durmak için enkazı(bazen bir bin katarak)halka duyurabilir.
5. Geçmişte uygulanmış fikirleri denemek yeni fikir üretip risk üslenmekten daha zordur.Başarısız olsa bile geçmişte uygulanmış fikirler siyasilere daha cazip gelebilmektedir.
6.Geleneklere düşmanlığı sayesinde iktidara gelebilmiş kimseler bu geleneklerle barışık politika yürütmekte sıkıntı çekebilmektedir.
Son üç maddeye gerekçe bulamadım.Bulan varsa yazarsa sevinirim.
Niccolo Machiavelli Prens adlı eserinin bir çok yerinde sıkça bunun tersini söylüyor.Ama ben de sizinle aynı fikirlerdeyim elinize sağlık.
YanıtlaSil1-Başkasının güçlenmesine neden olan kişi, kendi yıkımına yol açar; çünkü o güç, ya becerinin ya zor kullanmanın sonucudur ve güçlü hale gelmiş kişi için bu iki nitelik de kuşkuludur.
2-Ya insanların gönlünü hoş tutmalı ya da onları yok etmelidir; çünkü insanlar uğradıkları küçük zararların öcünü alırlar, ama büyük zararların öcünü alamazlar.
3-Çünkü yenilik yapana, eski sistemden kazancı olan herkes düşman olur.
Küçük de büyük de zararın öcü alınabiliyor artık, alamazlar kısmı eskide kalmış...
SilSelam,
SilSize ek olarak,
Machiavelli'nin Prens kitabından sonra daha derinlemesine yazdığı "Discourses on Livy" kitabı vardır. Çok kişi bahsetmez, bu kitap çok kapsamlıdır, bir cumhuriyetin çürümüşlükten ve rüşvetten nasıl korunacağını detaylı olarak yazar.
Kendisi o dönemdeki diğer İtalyan yazarlar gibidir, bazı kavram ve kelimeleri kullanmakta özürlüdür. Machiavelli yi eleştiren yazarlarlar beraber okunması faydalı olur.
Sevgili Hocam, bu eşik çoktan aşıldı. Kamu kurumlarına ve Akademiye atananlara ve nasıl yükseldiklerine bakınca bu çok açık. 'Geçmiş numaralı' gözlüğü çıkarmanız gerek diye düşünüyorum. Saygılar.
YanıtlaSilFatih bey ben bunları 1996 yılında yazdığımda eşik aşılmamıştı. Bugün aşılmış olabilir. Ama bunları yazmaz, susarsak geleceğe dönük umut da kalmaz.
SilHocam çok önemli bilgiler içeren bir yazı. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilBugün yazılanların tersi olduğu için bu yazıyı okuduk.
YanıtlaSilEvet
SilMerhabalar, günümüz dünyasını ve şartlarını göz önüne alacak olursak, ekonomiye ilgi duyan biz liseli gençlerin, ekonomi lisans eğitimi almasını tavsiye eder misiniz? Sizce, yapay zekanın gelişimi, ekonomistleri olumsuz etkiler mi?
YanıtlaSilSevgi Try, ekonomi veya başka bir dal, hangisini seçerseniz seçin sizi arkadaşlarınızdan farklı kılacak bir şeyler öğrenmeye çalışın. Okulda okutulanla yetinirseniz sıradan birisi olursunuz. Farklı olmanın tek yolu kendi kendinize okuyup kendinize katacağınız bilgilerdir. Eğer bunu yapabilecekseniz ekonomi okuyun çok yararını görürsünüz ama eğer bunu yapmayıp derste okutulanla yetinecekseniz o zaman başka dallara yönelin.
SilHocam iyi günler, ben de bir hukuk fakültesi mezunu olarak aldığım eğitimin niteliğini sorguluyorum. Ama bu sadece kendi alanım için değil, bütün sosyal ve idari bilimler için geçerli. Acaba pozitif bilimlerden çok mu uzak kalıyoruz? Gerçeklik ve somut bilgiden uzaklaşıyoruz gibi geliyor. Hatta hukuk, iktisat, felsefe gibi alanların yüksek lisansta öğretilmesi gerektiğini düşünmeye başladım.
SilHukuk ABD'de sadece yuksek lisans seviyesinde ogretiliyor. ABD'de hukuk derecesine sahip herkes sosyal bilimler, muhendislik, fen vs. gibi bircok daldan birisinde lisans derecesine sahip. Hukuk fakultesine basvuru surecinde LSAT sinavindan yeterli skorlari aldigi surece lisansta hangi bolumu okudugunun onemi yok, bunu kisitlayan aptalca kurallar yok. Dolayisiyla ABD hakim, savci ve avukatlarinin liseden sonra hukuk egitiminin icine atilan Turk meslektaslarindan cok daha dengeli ve kapsamli bir dunya gorusune, genel kultur ve bilgi seviyesine sahip olduklarini dusunuyorum.
SilSelam Try,
SilYapay zeka uygulamaları, ekonomistlerin değerlerini daha da artırdı.
Nobel kazanan ekonomistler, Dünya Bankası ve IMF ekonomistleri, büyük bankaların ekonomistlerini baktığınızda, çoğunun kendi modellemelerini yapay zeka üzerinde veriler ile test ettiklerini, kendi kütüphanelerini kodlayacak kadar Python diline hakim olduklarını görürsünüz.
2018 Nobel ödül sahibi Ekonomist Paul Romer;
https://qz.com/1417145/economics-nobel-laureate-paul-romer-is-a-python-programming-convert/
2011 Nobel ödül sahibi Ekonomist Thomas Sargent, sadece Python dilinde önemli bir uzman olmakla kalmayıp, işlerinde yapay zeka, data engineering ve data science(bunu yazmaya gerek bile yok ama neyse) çok üst seviyede kullanan birisidir.
Sevgili Try, önceki yorumda en üst düzeyde ödül almış ekonomistlerin yapay zeka kullanımı yazmıştım, şimdi farkettim olumsuz etkiler mi diye bir soru sormuşsunuz.
SilBu, filan gelişimi olursa falan konuda olumsuz bir ilgi, tarzı kısır soruları Türkçe konuşan insanlarda çok görüyorum.
Düşünce gelişimini engelleyen bu tarz karakterin, pedagojik olarak aile gelişiminden, hatalı gelişimin topluma yansıyıp karakter özelliğine gitmesine kadar uzun bir açıklaması var.
Şurada düzenli olarak izlediğim Pedagog Adem Güneş in youtube linkini de ekliyorum.
https://www.youtube.com/channel/UCjM_LW8lL9miNanR9Qet8VQ
Önerileriniz için teşekkürler. Ancak bu günlerde ne kadar işe yarar bilmiyorum. Çünkü Türkiyemizde maalesef az da olsa olan liyakatin yerini bağırıp çağırıp astığım astık kestiğim kestik ben şunun adamıyım zihniyetine bıraktığını görüyorum. Sizce böyle bir ortamda önerilerinizi dinleyen kaç kişi çıkar...
YanıtlaSilBugün yaramazsa belki yarın yarar.
SilNikolay Çavuşesku yönetiminde Romanya, 1980'lerin sonlarında artan dış borç yükünü hafifletmek için yerli üretim çeşit ve kalitesini artırmayı hedefleyen bir ekonomik plan hazırlamış ve dış ticareti kısıtlamalarına girişmiştir. Sizce boyle bir sey denenebilir mi Otarsi turunde bir durum Cavusesku yapmisti
YanıtlaSilTürkiye bu işi 1980'lerin ortalarına kadar yaptı. Yararını göremediği için dışa açılma kararı aldı.
SilKitabınızın benim kütüphanemdeki baskısında bu tavsiyeleriniz yer almıyordu. Şimdi okuyunca keşke çıkarmamış olsaydınız diye düşündüm. Syg.
YanıtlaSilBelki de bırakmalıymışım haklısınız.
SilYazınız için teşekkürler, liyakat yerine yalakaat şekli ile bu kadar oluyor işte
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam önerilerinize ben de bir katkıda bulunmak isterim. Kamu kesiminde çalışanlar, akademisyenler vb kuralları belirleyenler, uygulayanların yani reel kesimin yaşadığı sıkıntıları bazen tam olarak yorumlayamıyor olabilirler. Teori uygulamaya geçtiğinde her zaman öngörülemeyen bir çok engel çıkıyor. Teori ile pratik arasına gölge düşer mealinde bir söz vardır bu durumu iyi özetleyen. Selamlar.
YanıtlaSilAslında kural çok basittir: Gerçek yaşam yanlış olmayacağına göre gerçek uymayan teori yanlıştır. Teoriler çoğu kez gelişmiş dünyada, normal koşullar için yaratılır. Gelişme yolundaki ülkelere gittiğinizde veya anormal koşullar oluştuğunda teoriler geçersiz olabilir. O zaman onu koşullara göre revize etmek gerekir. Bilim,in inançtan farkı buradadır.
SilTürkiye Cumhuriyeti şahsimistan olmuş hocam. Şahsimistanın bürokrasisi ise Anadolu Üniversitesi ‘nin rektörü gibiler. Sizin yazdıklarınız köre renk göstermek ne yazık ki! Bu dertler sizde somut halini bulmuş rasyonel, demokratik, bilimsel ve hümanist zihnin ülkeye egemenliğine vesile olur dilerim.
YanıtlaSilKöre renk tarif etmeye devam.
SilÇok yaşayın hocam başarmanız başarmamız dileklerimle
SilHepsi yanlış doğrularını aşağı yazıyorum:
YanıtlaSil1. Sadece günü kurtarmayı hedefleyin, yitirilen günlerin sorumluluğunu üstlenmeyin, başkasını suçlayın.
2. Yabancıların yaptığı eleştirilere çok sert yanıt verin, bu raporlar can suyunuzdur. Unutmayın hamaset en iyi dostunuzdur.
3. Biat etmeyen çalışanları ezin, pasifize edin, güçlü görünürsünüz. Yöneticinin en sert olanı makbuldür.
4. İlerleme, işe yarama, kural, gelenek takmayın makamınızı daha iyi bir makama geçebilmek için kullanmak tek hedefiniz olsun.
5. İstifa etmek lügatınızda olmasın, bizde istifa zayıflık olarak görülür. Önemli olan gerçekler değil çoğunluğun algısıdır.
6. Sizden sonra gelecek kişi size ne kadar gebe olursa o kadar iyidir. Mümkünse sizden sonra gelecek kişiyi kendinize gebe bırakın. (Benden sonra tufan, deyin ne raporu!)
7. En önemlisi kişisel çıkarınızdır. Çıkarınız için her şeyi yapın. İkiyüzlü olun, yalan söyleyin ve asla ama asla utanmayın, yüzünüz kızarmasın, rezil olmayın.
Keşke benzer makamlara aynı anda iki kişiyi oturtabilsek, biri benim dediklerimi biri de Mahfi Hocanın dedikleri yapsa... Acaba 2 yıl sonra nerede olurlar?
Benden de siyasetçilere bazı tavsiyeler 10 adımda gelişmiş bir ülke olmak
YanıtlaSil1-hukuku üstün yap
2-sadakat değil liyakat
3-egitimi bilimsel yap
4-devlet olarak elinden geldiğince küçül varını yoğunu eğitime ver
5-övgüleri değil eleştirileri dikkate al
6- görevler üstten alta değil alttan üste gitmeli en önemli olanlar en üstteki kişilere gelmeli. Yöneticinin temizlik yaptığı şirket batar.
7-yerli ve milli olmak için önce evrensel olmak gereklidir. Adaletten güvenliğe herşeyi evrensel standartlara taşı.(seçmenleri bile)
8-amerikayı tekrar keşfetmeye gerek yok karşılaştığımız sorunları yaşayanlardan ders al mesela yüksek faiz tartışmaları 100 yıl önce bitti biz hâlâ bunlarla uğraşıyoruz.
9-bu güne değil geleceğe yönelik hamleler yap
10-tüketme üret üretenler daima kazanır çünkü üretmek zor tüketmek kolaydır.
Hepsi güzel yalnız son öneriye itirazım var. Çünkü tüketmeden üretilmez.
SilBizde bu dediklerinizi isteyen kimse yokki.Toplum kurnaz ,akıllı değil
SilZengin ulke kervanını dağdan aşırır, fakir ulke düz ovada yolunu şaşırır.
YanıtlaSilHocam ellerinize sağlık, süper bir hatırlatma yazısı olmuş :))
YanıtlaSilAşağıda belirtilen konulara dikkat etsek, aslında olayın çok büyük bir kısmı çözülecek ama işte ???
"çalışma arkadaşlarınızın, gerçekleri söyleyecek kişiler olmasına dikkat edin"
"hatalı talimatlara karşı direnin. Bu uğurda istifayı göze alın"
Sevgi ve saygılarımla.
Teşekkürler, sevgiler
SilBöyle bir yönetici bulursanız bana da haber verin hemen işbaşı yapsın.
YanıtlaSilUfak şirket yöneticileri dahi artık siyasiler gibi hatayı sürekli başkasına yüklemeyi adet edinmiş kişiler oldu. Kendi eksikliği hiç olmadığını iddaa eden sözde yönetici doldu şirketlerimiz.
Fakat maalesef karşı şirketlerde rakipler ve diğer işyaptığımız şirket yöneticileri de aynı durumda olduğundan. Bizimkilerde bize normal gelmeye başladı.
Eskiye dönüş yapıp adaletli liyakat sahibi ehliyeti olan dürüst insan istiyorum. İsmi markası geçmişi kariyeri artık hiç önemli değil. Bizim için önemli olan ehliyet liyakat dürüstlük adaletli ve işini seven insan olmalı.
Balık baştan kokar diye bir söz vardır.
SilSn Adsız, siz uluslar arası şirketlerde uzun süre çalışan yöneticileri görmelisiniz.
SilMahfi hocamızın yazdıklarının canlı uygulaması gibiler.
Bir hocamız üniversitede demişti, yirmi yıl kadar önce, teknoloji çok gelişiyor, önümüzdeki dönemde kaliteli insan çok daha değerli olacak, kendinizi mutlaka uluslar arası şirket çalışanı yapmaya bakın diye. Nedense o sözü hiç aklımdan çıkmadı.
Yaşadığım her sene onun dediğinin ne kadar doğru olduğunu gördüm.
Kaliteli insan, altın gibi, petrol gibi, piyasasının olduğu yerde değeri var. O piyasa Türk piyasası değil.
Hocam siz de varsa hayatınızdan örnek verseniz.
YanıtlaSilLight Günlük kitabımda vermiştim.
Silmahfi bey kusura bakmayın ama çok hayalperestsiniz!
YanıtlaSilDaha önceki yazılarınızda sorunu doğru tahlil edip,çözümü ona göre getirmekten bahsediyordunuz.
Bu yazı için sizce sorunu doğru tahmin etmiş misiniz?
Hâla devlet aklıyla yönetilen bir ülke olduğumuzu mu düşünüyorsunuz?
Önerileriniz günümüz şartlarında ütopik kaçıyor maalesef. Biraz halkın arasına inmeniz mümkün mü?
Halkın arasına inmemiş olsam, durumu görmesem bunları yazabilir miydim?
SilSizce ne yazamam lazımdı?
Çalın, çırpın, yalan söyleyin, doğru söyleyeni kovun mu yazsaydım?
Bunları yazamaya gerek yok zaten olan o.
Sayın Hocam, Yazınızı okuyunca; Şeyh Edebali'nin Osman Gaziye olan öğütlerindeki bilgeliği hissettim. Varlığınız ve birikiminiz ülkemiz için bir şanstır. Biz bunu biliyoruz. Gerisini boş verin. Lütfen kendinize iyi bakın. Siz bu ülke için önemli bir değersiniz. Saygılarımla..
YanıtlaSilEstağfurullah, çok teşekkür ederim.
SilAslında ülke olarak büyük bir şansımız var. Bu ülke insanları 100 yıllık bir süreçte:
YanıtlaSilAkıl-bilim-liyakat ile hareket edildiğinde bir ülkenin nasıl yoktan var edilebildiğini ve çok kısa sürede dünyanın en saygın ülkelerinden biri haline gelebildiğini de, bunlar reddedilip hurafelerle, ideolojik saplantılarla, nepotizm-adam kayırmacılık-popülizm-hamasetle, cehaleti yücelterek, cehaletin verdiği cesaretle her şeyi bildiğini zannederek, kimseye danışmaya ihtiyaç duymayarak yönetilmeye kalkıldığında ise nasıl çok kısa bir süre içinde yok olma noktasına getirilebildiğini de deneyimlediler.
Bundan sonrası millete kalmış. Önlerinde iki örnek var, ülkenin geleceğini bu iki örnek arasında yapılacak "bilinçli ya da bilinçsiz" seçim belirleyecek. Eğer birinci örnek kazanırsa Mahfi hocanın yukarıda verdiği öğütleri ilke edinmiş yöneticiler bu ülkeyi kısa sürede derleyip toparlayabilirler, bu konuda hiç kuşku yok. İkinci örnek kazanırsa ülkenin tek parça halinde kalması mümkün değil. Muhtemelen bir kısmı Afganistan-Pakistan arası, bir kısmı Malezya benzeri bir parçacığa dönüşür, geri kalanı ise Avrupa ile bu parçacıklar arasında tampon görevi görecek şekilde ne o, ne bu olarak bir süre daha yoluna devam eder.
Sn Mahdut onlar eğitilemezdir, anlayamazdır.
SilBen, hristiyan, yahudi veya müslüman olup, sağlıklı karar verebilen, kişisel gelişimini tamamlamış tek bir insana rastlamadım.
Hayatım boyunca bu tiplerden uzak durmaya, her fırsatta hayatımdan atmaya çalıştım. Başarılı da oldum, etrafımda kritik bir şekilde beni etkileyebilecek bir tane bile yoklar.
Sayın Adsız 23:52,
Silİşte bu söylediğiniz nedenle “bilinçli ya da bilinçsiz” dedim. Şahsi gözlemlerimin ne kadar bilimsel değeri vardır bilmiyorum ama gördüğüm, çok muhafazakar insanlar bile özellikle şu son yaşananlardan sonra içgüdüsel olarak da olsa birinci gruba girmeye başladılar...
Teşekkürler Mahfi bey.. Ama benim düşünceme göre günümüzde kamuda ve özel sektörün büyük bir bölümünde sizin önerilerinizin tam tersi uygulanıyor... Çünkü sizin önerilerinizi engelleyen bir mekanizma var... Umuyorum bugünler geçer ve normale döneriz, o zaman da sizin önerdiğiniz normlara uygun yönetici bulmak samanlıkta iğne aramak düzeyinde olabilir...
YanıtlaSilEvet zaten benim dediklerim uygulanıyor olsaydı bunları yazmazdım.
SilVerdiğiniz bilgiler, tavsiyeler için teşekkürler, sağlık ve hayırlı ömür dilerim.
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam yerleşik bir ekonomistten çok bir filozof kral gibi yazmışsınız.
YanıtlaSilEstağfurullah
SilHoca düz mantıkla yazmış aslında: "Bir günü kurtarmanın maliyeti birkaç günü yitirmek şeklinde karşınıza çıkabilir." ama kimilerinde düz mantık bile yok.
SilSayın Eğilmez, gerçekleri tavsiye eden yazınız için teşekkürler. Yazınıza yorum yapan izleyicilerinizin yorumlarına katılıyorum. Yapılması, izlenmesi gereken yönetim usulünü basitçe belirtiyorsunuz ancak halen uygulanmakta olan usuller, yorumlarda da belirtildiği üzere tam tamına zıt usuller. Sebebi de malum ; Tarikat, Cemaat, Medrese eğitimli yöneticiler zihniyeti. Tarikat, Cemaat, Medrese zihniyetli insanlar fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür olamazlar. Onlar için varsa yoksa Şeyh leri, Şıh ları, yani amirleridir. Onlar için çalışırlar, onlara yaranmak gayedir. Çünkü onları göreve getirende, görevden alacak olanda aynı zihniyetteki insanlardır. Yukarıdaki yorumlarda da bahsedildiği üzere sadece biat, itaat zihniyetine sahiplerdir. Sizin bahsettiğiniz ilkelere sahip Yöneticilerimiz sadece Atatürk Cumhuriyeti zamanında vardı, o zamanlar Ülkemiz her yönden uçuşa geçmişti. İleride inşallah bahsettiğiniz ilkelere uygun zihniyetteki insanlarımız iş başına gelecek ve Ülkemiz tekrar her yönden uçuşa geçecektir.
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
SilKorona virusu olmasaydi sizce Kanalistanbul yapilir miydi?
YanıtlaSilya da simdiye kadar kanalistanbul yapilsaydi kanalistanbulla bogaz arasinda olusacak ada yeni kita nufusun yogunlugu hasebiyle daha kolay karantinaya alinabilir miydi? Sonucta adayi karantinaya almak daha kolay
Yapılırdı, hiç kuşkum yok, hala bile yapılabilir.
SilHocam iyi çalışmalar, bir sorum olacak yardımcı olursanız çok sevinirim. Covid-19 Türk vergi sistemini nasıl etkiler, devletin gelir kaynaklarından biri de vergi gelirleri bu durumdan nasıl etkilenir ve ne gibi sonuçlar doğurur? sizce bu konuda ne gibi tedbirler alınmalıdır?
YanıtlaSilCovid - 19 vergi sistemini olumsuz etkileyecek. Alış veriş gıda hariç çok düşeceği için KDV ve ÖTV tahsilatı düşecek. İşyerleri üretim dışına çıktığı için gelir elde edemeyecek dolayısıyla gelir ve kurumlar vergisi de düşecek. İthalat hızla düştüğü için gümrük vergisi ve ithalde alınan KDV tahsilatı da düşecek.
SilCevabınız için çok teşekkür ederim hocam. Peki ilerde bizi ne gibi bir süreç bekliyor? şuan açıklanan pakette mücbir sebepten dolayı vergi ertelenmesi getirildi, aynı zamanda elektrik, doğalgaz faturalarına zam yapılmayacağı açıklandı . İlerde bunun bize nasıl bir geri dönüşü olur? devlet ne gibi önlemler almalıdır? para basılması bu konu da işe yarayabilir mi?
SilOHAL gelmeden bu salgın bitmez.
SilHerkes kendi ohalini ilan edecek öyle bitecek.
SilGeçen ay OHAL ilan edilseydi Mayıs dan sonra kontrol sağlanabilirdi,bu vaziyette bütün sene
Silgeçer artık,seneye Allah kerim.
Hocam peki mobbing yapılıyorsa ve işe muhtaçsak ne yapmalıyız? :(
YanıtlaSilZor bir soru, zor bir karar. Başka bir iş aramak lazım herhalde, çünkü mobbinge maruz kalarak sonuna kadar dayanmak çok zor.
SilHocam merhabalar,
YanıtlaSilMaalesef kamuda çok haksızlıklar var, sizin zamanınızdaki Hazine-dış ticaret- DPT-TCMB-BDDK uzmanları artık yok, (hoş zaten bu kurumlardan kapatılan ve siyasi baskıyla yapısı değişenler de oldu) birçok uzmanı bezdirdiler istifa ettiler, kalanların da özlük hakları bitti gitti, düzelir belki diye sabrediyorlar.
Uzmanlara Murakıplara Kaymakamlara bilimum A kadro memurlara hükümet maalesef düz memur gözüyle bakıyor, dışardan veya farklı şekilde içerden haksız atamalarla/ tayinlerle motivasyonunu bozuyorlar, hakettikleri maaşı vermeyip nitelikli personeli özel sektöre kaptırıyorlar. Liyakat sıfır şu anda kamuda, emeklerimiz zayi oluyor, birçok aşamadan geçerek uzmanlığı kazandık ama elimizden haklarımızı gasp ediyorlar.
Hocam kusura bakmayın uzattım, dediklerinizi inş dinlerler ama bunlar çok farklı ve acımasızlar, işin içinde olduğum için görebiliyorum, siyasi hiçbir yorumda bulunmadım, tarafsız bakarak gördüklerimi çok kısa özetledim.
Saygılarımla.
Çok haklısınız. Maalesef hepsi doğru. Onun için gerçekleri söyleyenler kalmadı. Onun için işler iyi gitmiyor.
SilBravo teşekkür ederiz bilgilendirmeler için
YanıtlaSilTeşekkürler
SilSevgili üstad usunuza, elinize sağlık, kitabın ilk baskısına sahip olanlar için bir ayrıcalık oldu ve yeniden okumak fırsatı doğdu ! O tarihte aktif görevde olan bizler için gerçekten çok yararlı olmuştu. Takdir ve şükranlarımı sunar esenlikler dilerim, saygılarımla,
YanıtlaSilTeşekkürler, sevgiler
SilHocam önerileriniz için teşekkürler, "filozof kral" yorumunda bulunan okuyucunuza katılıyorum. Ekonomiden çok daha fazlasını paylaşıyorsunuz bizlerle. Ben, sizin bazı yerlerden, tehdit alıp- almadığınızı çok merak ediyorum. Ekranlara çıkarmamakla yetindiler mi?
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.
SilTehdit almıyorum çünkü ben kişilerle uğraşmıyorum, siyasete girmeyeceğimi açık açık söylüyorum yani kimsenin yerine talip değilim.
Birçok tv kanalından teklif var ama ben çıkmıyorum.
Ellerinize sağlık hocam. 42 yaşındayım ancak tecrübe edecek daha çok şey var.sağlıklı günler dilerim
YanıtlaSilSağ olun
SilMahfi hocam sizlere özelden soru sorabileceğim bir ortam varmıdır. Benim için hayat memat meselesi olan bir durum.isin içinden bir türlü çıkamıyorum ve sizden fikir almak istiyorum. Benim için hayatı derecede önemli. Size nasıl ulaşabilirim. Dikkate almanızı umuyorum. Sevgiyle kalin
YanıtlaSilmahfie@gmail.com
SilDeğerli paylaşımlar olduğu su götürmez ancak ülkemizde şöyle bir durum var mahfi bey; Okuma yazma biliyoruz ancak okur yazar değiliz.
YanıtlaSilDoğru
SilSevgili Hocam Merhaba;
YanıtlaSilYazınızdan bağımsız olarak ,yazdığınız ve okuma şansı bulabildiğim yüzlerce makalenizden de yola çıkarak ve bazı yazılarınızda anladığım kadarıyla veya işaret ettiğinizi düşündüğüm gibi ,kapitalizmin sonu mu geliyor? Siz başka bazı yazılarınızda ya da yorumlarınızda uzun vadede kent devletlerine dönüşecebileceğini belirtmiştiniz dünya ekonomisinin. Bu konuyu çok iyi bilmiyorum o yüzden yorum yapamayacağım ,kent devletlerine dönüşürse ekonomiler sonuçları ne olur ya da avantaj ve dezavantajları bunları belirten bir yazı yazmanız mümkün olursa çok sevinirim. Ayrıca ben açıkçası hiçbir konuda olmadığım gibi bu konuda da hiçbir zaman fanatik olmadım ancak 41 yaşında biri olarak ,neredeyse çocukluğumdan beri sosyalizm veya planlı ekonomiye içten içe sıcaklık hissetmişimdir ,yani sosyalizmde özellikle Stalin gibi canavar yöneticilerin yaptığı kötülükleri bir kenara koyarsak ,yani kaynakların daha eşit paylaşıldığı ve insanların daha eşit şekilde eğitim ve sağlık hizmetleri aldığı ,dolayısıyla insanların daha insan gibi yaşadığı bir sistem olduğunu düşünmüşümdür ,sistem kapitalizme oranla çok daha verimsiz bir sistem olsa da.Ancak tabii ki kapitalist sistemin teknolojik olarak ilerleme konusunda sosyalist sisteme göre çok daha üstün olduğu ,çok daha verimli olduğu ve kapitalist sistemin daha çok para kazanma ve teknolojik üstünlük sunabilmesinden dolayı sosyalist sistem ile yönetilen ülkelere karşı daha güçlü konumda kalmasının da daha mümkün olduğunu düşünüyorum.Fakat kapitalist sistem insanı merkeze koymuyor ve sadece küçük bir eliti merkeze koyuyor.Açıkçası istihdam yaratıyor büyük projeler doğru fakat çoğunluğu 3 kuruş asgari ücret alan insanlar için istihdam yaratılması için yapılmıyor bu işler ,azınlığın büyük paralar kazanması için bir süre bir kısım insana sınırda yaşaması için ekmek kapısı oluyor ancak doğanın da canına okuyor bu mega ve gereksiz birçok projeler. Ve belki çok ütopik olacak fakat yapay zeka bir şekilde ülkeler üzerinde sözü geçer ve önerileri uygulanır bir sistem haline gelirse ,o zaman onunda önereceğinin planlı bir ekonomi veya bazı yorumlarda da söylenegeldiği gibi evrensel maaş vb. gibi bir uygulama ve planlı ekonomi çerçevesinde sürecin yönetileceğini düşünüyorum.Ancak burada insanın para kazanma hırsı ile yapay zeka planlaması arasında da bir savaş doğal olarak çıkabilir.Bütün bu yazdıklarımdan aslında amacım sizin bunca yıllık hoca olarak gönlünüzden geçen veya en mantıklı gördüğünüz iktisadi sistem nedir bunu öğrenmek isterim.Cevabınız için şimdiden teşekkür eder ,yazılarınızla bedelsiz olarak bizleri aydınlatma hizmetiniz içinde ayrıca şükranlarımı sunarım.
Sevgili Ozan, bu yorumunuzda değindiğiniz konularda bir makale veya bir kitabın bir bölümü olacak şekilde düşünüyor ve notlar alıyorum.
SilTeşekkür ederim Sayın Hocam ,sabırsızlıkla ilgili kitap ya da makalenizi bekleyeceğim. Sevgi ve saygılarımla.
SilHocam meslek lisesi fenbilimleri fizik kimya biyoloji tarih cografya edebiyat felsefeyi ogretmen atamasi arapca ve dinkulturu atanmasindan daha az sizce duzelirmi birseyler ve bu durum 6 senedir ayni sekilde artik ihtiyactan cok bizim adamlar devri
YanıtlaSilDeğişmezsek yaşama devam etme şansımı çok az olacak.
SilBizim adamlar devri değil, o imam hatipliler onları yerleştiren otoritenin hiç bir şekilde umrunda değil.
Silİmam yerleştirilmesinin sebebi, ülke kaynaklarının bir an önce azaltılması, bu arada geçen sürede liyakatsiz imam yöneticilerin işlerinden olmamak için otoritenin her istediğini yapması.
Ohal ilan edilmeli
YanıtlaSilAynen,"Fırsat penceresi çok dar. Bu ayın sonuna kadar çok sıkı bir sokağa çıkma yasağı ilan edilirse, belki 100-130 bin vakayla atlatırız bu badireyi, yeni bir gelecek kurarız. Yoksa? Siz biraz daha tuvalet kağıdı ve deodorant depolayın. Yazın ihtiyacınız olacak."A.Yeşilada
Silsevgili MAFİH EĞİLMEZ .. GENELDE YAZILARINIZ EKONOMİYE DAİR OLUR BU YAZINIZDA PRENSİP KONULU OLUNCA KÜÇÜK BİR ENDİŞE DUYDUM DUYMALIMIYIZ SİZDE ÖNÜMÜZDEKİ 2021 2022 YILLARI İÇİN ENDİŞELİMİSİNİZ
YanıtlaSilBöyle yazılar da yazıyorum arada bir. Bu yıl ve gelecek yıl için endişeliyim.
SilHocam para basılmış hayırlı olsun. Bugün bankamatikten aldığımız tüm paralar günlük süt gibi oldu. Yeni başkanın imzası falanda var.
YanıtlaSilPlastik gibi kırılmıyor değişik bir kağıt yapmışlar. Hocam piyasaya sürülen para nekadar bilginiz varmı. Çünkü bugün ödeme için diğer firmalarda aldıkları tüm paralar aynı şekilde herkes whats app tan paranın resmini atıyordu
Miktar olarak bizi kurtarır ı yoksa dükkanları kapatalım mı. Dönemeyecez artık çünkü borç sürekli artıyor.
Para uzun süredir basılıyor zaten. Bizim itirazımız bunun açıklanmamasına.
SilHocam ne kadar uzun zamandır? Kamuoyuna açıklanmasına dair kanun yok mu?
SilMerhaba hocam. Ben sizinle çalışmayı çok isterim. Yok mu bir yolu?
YanıtlaSilTeşekkür ederim sevgili Nihal Aslan. Uzunca bir süredir tek başıma çalışıyorum ben, alıştım buna.
SilHocam,
YanıtlaSilİçinde bulunduğumuz buhranlı günlerimizde çok önemli dikkat çekici bir yazı olmuş. Özverili çalışmalarından, gayretlerinden, samimiyetinden genel olarak şüphe duymadığımız deyim yerinde ise canını dişine takıp çalışan sağlık bakanımız dahi tahminimce istifa etsem de kurtulsam bu tahkim altında olmaktan diye düşünmüş olabilir mi ?
İzninizle sorularım :
Bu erdeme sahip olmayan yöneticilerimiz için ne yapmalıyız ?
Bilimsel temelli eğitimin sağlanması için öncelikle yöneticisini doğru seçebilen insanları eğitmek, bilinçlendirmek bugün zor görünmekte bunun için kısır döngüden çıkış öneriniz nedir ?
Okullarımızda biat kültürü ( her alanda her kesimde olduğu gibi ) hakimken, yöneticilerinin cehaletinden şikayetçi, üzülerek gözlemliyorum ki idealizmini kaybetmiş geniş bir öğretmen kitlesi çocuklarımızı gençlerimizi yetiştirirken umudumuzu yitirmemek için öneriniz nedir ?
Önceki yazılarınızdan cevabınızı biliyorum Bilimsel eğitim kesinlikle doğru katılıyorum ama şu düşüncelerimi dahi yazarken bu eleştiri için bana çocuklarıma bir bedel olur mu diye çekincelerimizin olduğu günlerden nasıl çıkacağız ?
Saygılarımla Levent
O kadar haklısınız ki tespitlerinizde diyecek bir şey bulamıyorum. Çocuklarımızı elden geldiğince evde bıkmadan usanmadan bilimle uğraşmaya teşvik etmemiz gerekiyor. Bu ortamda ailelere çok görev düşüyor.
SilSelam Sn Levent,
SilÇocuklarınızı uluslar arası geçerli bir meslek sahibi yapmak önemli bir adım olacaktır.
Benim etrafımda çok Hintli insan var, çalıştığım iş kollarında da Çinli - Hintli karması bir grup.
Ortak özellikleri, kendi ülkelerinin düşük gelirli ailelerinden gelmeleri, anne ve babaları kendi ülkelerinde iyi-kötü eğitim almış insanlar. Günümüz Türkiyesi insan hikayelerine çok benziyorlar. O anne ve babalar çocuklarını dünya da geçerli mesleklere yönlendirmişler. Çocuklar da fırsat bulunca istedikleri ülkeyi tercih eder hale gelmiş.
Okullardaki biat kültürünü, yöneticilerin halini ve etrafımızdaki olumsuz gördüklerimizi bizim aile olarak değiştirme gücümüz yok.
Değiştirebileceğimiz tek şey çocuğumuz. Bence, yaşları ne olursa olsun, dünyada kolay iş bulabilecekleri bir alana yönlendirin. Meslek sahibi olsunlar. Siz de yurtdışı fırsatlarını araştırın.
Sayın Batarel;
SilSamimi önerileriniz için çok teşekkür ederim. Dediğiniz mantıkda mutlu olabilecekleri ve tüm dünyada çalışabilecekleri iş altyapısı eğitimleri için bir baba olarak gayret içindeyim. Bende memleketten umudu kesip yurtdışı iş uğraşları içindeyim. Ancak ülkemizdeki durumu kabullenmek verdiğimiz mücadelelerden yorgun düşüp vazgeçmek erişebildiklerime dokunmak, diğerlerine ise gözlerimi yummak canımı acıtıyor. Acaba yapmam gereken birşeyler daha vardı yeterince yapmadım mı sorularını sürekli sorduruyor. Hele şu günlerde......
Levent
Değerli hocam çok doğru olduğunu düşünüyor ve buna göre karalar alıyorum. Çünkü gelir kaygısı yerine prensip kaygısı taşıyorum. Ama Ne yazıkki gelir kaygısı taşıyan insanlar bunlara cesaret edemiyor. Geçim derdi sebebiyle işinden olmak istemiyor. Çünkü toplum olarak doğru söz söyleyenlere tahammül eden yönetici ve lider sayısı çok az. Yönetici ve liderler yaptıklarını eleştiren değil destekleyen personellerini terfi ettiriyor.
YanıtlaSilMaalesef öyle. Onun için de işler iyi gitmiyor.
SilSayın Hocam
YanıtlaSilBugün bankadan bir miktar Usd çektim, dikkatimi çeken şey ise bana verilen dövizlerin yeni ve moneyfactory.gov etiketli olmaları idi. Buna bir anlam yüklemek gerekir mi? Saygılarımla
Bilemedim.
SilHocam kendinizi 5 yıl ilerde dusunurek ekonominin virüsten sonra nasıl bir hâl aldiğiyla ilgili bir yazi yazar mısınız?
YanıtlaSilAşağıda Şahabeddin bey yazmış, daha ne yazılsın?
SilBakalım
SilAlmanyada ilk secimlerde AFDye oyumu verecegim cunku buradaki AKPli Almancilar SPD ve Yesillere veriorlar. Onlar bize Turkiyede zulum ettiler bizde AFDye vererek onlara burda dunaynin kac bucak oldugunu gosterecegiz
YanıtlaSilBunlar çok güzel öğütler hocam, üzüntüm bu yazılanların profesyonel hayattan önce gençlerin sahip olması gereken ilk iş normları olması gerekirken daha üst seviyelere aktarılmak zorunda kalınması.
YanıtlaSilAklımca aynı maddeleri farklı kelimeler ile yazayım:
Yabancı yorumlarını değiştirmeye gücümüz yetmez, kontrol edemediğimiz değişkenlerle vakit kaybetmek, yel değirmenleri ile uğraşmak yerine işimize odaklanalım, daha iyi iş çıkarmaya çalışalım.
Liyakatin, bilgi seviyesinin ve kurumsal kültürün kariyerde yükselme taşları olduğu kurumlarda, profesyonel insanlar gerçekleri söyleme eğilimindedir. Herkes kendi koyduğu katkının kuruma etkisinin farkındadır, kurum içindeki tüm profesyoneller, sonradan gelecek olanlar katkınıza göre sizi takdir eder. Bu ortamda kimse enkaz devraldığını söylemez, çünkü herkes o kurum içindeki katkısı ile geçmişte o enkaz ya da başarının bir parçası olduğunu bilir.
O kurum ortamlarında dahice anlık çıkan olağanüstü fikirler doğa gereği üremez, insanlar kurum, meslek, iş ortamı ve kurum ortamında meşru sürelerde faal oldukları için işin gerçeklerini iyi bilirler.
Bu ortam, kurum geleneğini günün ve teknolojinin koşullarına göre yeni gelenlere aktararak gelişir.
Riskli işler, alttan üstte açık bilgi akışı, ilgili her kademenin katkısı ve onayı ile yukarı aktarılır, yukardan da kurum içinde onaylanmış işler tercih edilir. Risk bu sebeple tüm kurum çalışanları tarafından paylaşılmış, çoğu kez iş niteliğine göre azaltılmış, dağıtılmıştır.
İstifa, işten ayrılma değil, doğru bildiğiniz konuda yukardakinin hatalı kararına katılmama anlamı taşır, bir nevi sorumluluğu devretmektir, hatalı sonuçtan kariyerini kurtarmaktır. Benzer iş ortamında ilgili herkesin istifa ile aldığı mesaj budur. İstifa edenden sonra alınan hatalı kararların maliyeti, istifa edenin değerini artırır, belki de hatalı karar alan makama daha yüksek bir rütbe ile gelmesini sağlar.
Türkiye insanı, ilk olarak ilk, orta ve lise eğitimlerinde kopya çekmeye izin verilmesi ile yoz bir ortama adım atmaktadır. Böyle bir orta eğitim tezgahından geçen insanların, Mahfi beyin yazdığı öğütleri içselleştirmeleri imkansıza yakındır.
Büyük oğlum 25 yaşında üniversitede yardımcı akademisyen, 4 ay önce dersi zayıf ve devamsızlığı olan bir öğrenci yazılı sınavda yüksek puanlı cevaplar vermiş. Bizimki öğrencinin kağıdına kırmızı kalem ile not vermeyeceğini, yazılanlara ikna olmadığını, notu geçerli saymak için öğrenci ile mülakat yapmak istediğini, öğrenci ister ise alandaki başka bir akademisyen ile de görüşebileceğini veya farklı sorular ile yeni sınav yapmak istediğini yazmış. Öğrenci mülakat istemiş, kurumsal yapı içinde çözüm bulundu.
Az sonra Türkiye ile ilgili vakanın ne boyutta olduğuna dair bir misal vereyim.
Mahfi hocamızın yazdıklarının olmadığı toplumlarda, bizim meslek erbabının vitrine adam yerleştirmek dedikleri bir yöntem vardır.
YanıtlaSilÇok kullanılır.
Misal Rus devlet başkanı Patagonya!da işlerini yönetirken gençliğinde, Patagonya kurumlarında müdür, şef, proje müdürü konumundaki yönettiği insanlar vardı. Putin görünüşte yönettiği kişilerin şöförü, çanta, evrak taşıyıcısı gibi getir görevini yapardı.
Mahfi beyin yazdığı öğütleri içselleştiren kişiler, vitrindeki adam yerine arkadaki ikinci üçüncü adamlara, dönemler değişse bile değişmeyen adamlara odaklanırlar.
Adamın teki, yüksek bir eğitimi varmış, Patagonyada 50 ve 60 lı yıllarda yetişmiş. 70 li yıllarda aktif siyasette rol almış. En tecrübeli olduğu günlerde birden siyasi tüm görevlerinden istifa etmiş. Patagonya askerleri darbe yapmışlar, bu adam da kendi kardeşini başbakan yaptırmış. Vitrinde kardeşi milleti yönetirken, arkada kendisi devleti yönetmiş. Az zamanda bir şekilde gazete ve TV demeci olursa da, bu ne saçmalıyor tarzında laflar söylemiş.
Patagonya'nın kardeşinden sonraki en büyük siyasi hareketinin de temel taşlarını atıp, ikinci, üçüncü adamlarını bizzat yetiştirmiş. Kardeşinin zengin ettiği, servet çantacısı iş adamlarını, vitrin adamının etrafına yerleştirip kenara çekilmiş.
Patagonya halkı arasında, Mahfi hocanın öğütlerini bilen insan sayısı az olduğu için hep vitrin adamlarına bakmışlar. Tıpkı yel değirmeni ile savaşır gibi vitrin adamları ile savaşarak enerjilerini ve zamanlarını boşa harcamışlar. Yeldeğirmenine her saldırdıklarında kaybetmişler, ve tabiki her geçen gün güçleri ve takatları azalmış, fakirin ekmeği olan boş umuda sarılmışlar.
O kadar kör olmuşlar, gözlerine öyle bir perde inmiş ki, düzgün bir eğitimi olmayan, eline kağıt, önüne ekran verilmeyince konuşamayan, kimse ile hayatında karşılıklı tartışamamış bir insanı vitrinde tutan, her gün gözlerinin önünde duran kişileri görememişler.
Hocamızın öğütleri işte bu kadar önemlidir.
Çok şükür, güzel Türkiye'miz ve yüce Türk devletimiz bu serin hikayedeki Patagonya asla olmayacaktır.
Teşekkürler bu paylaşımlar için.
SilSumerbank kurulsun maske uretsin
YanıtlaSilMerhaba Hocam, aşağıdaki linkte bu yazınızdan bahsedilmiş ve yazım yanlışları ile sunulmuş.
YanıtlaSilhttps://t24.com.tr/amp/haber/mahfi-egilmez-yazdi-hangi-kademede-olursaniz-olun-yanlis-veya-hatali-talimatlara-karsi-direnin-istifayi-goze-alin,870699
Hocam merhaba konu dışı bir sorum olacaktı size.Suç ve cezalarda kanunilik ilkesi ile kabahat ve yaptırımlarda kanunilik ilkesi arasında benzerlik söz konusu mudur?
YanıtlaSilHukukta tartışmalı bir konudur. Genel kabul bazı istisnaları olmakla birlikte kabahat ve yaptırımlar için de kanunilik ilkesinin uygulanması gerektiği yolundadır.
SilHocam selamlar. Kayıt dışı istihdam yasak olduğu halde bu nasıl TÜİK tarafından hesaplanıyor ve buna müdahale edilmiyor, eğer kimlerin kayıt dışı çalıştığı biliniyorsa buna müdahale edilmesi lazım. Bu konuyu aydınlatabilir misiniz?
YanıtlaSilÇünkü TÜİK, topladığı verilerin detaylarını hiçbir kurumla paylaşmayacağı garantisi veriyor. Aksi taktirde anket yaptığı, bilgi aldığı kimse doğruyu söylemez.
SilMerhaba hocam, bu süreçte sizinde söylediğiniz gibi Merkez Bankası para basıyor diye düşünenlerdenim. Peki buna rağmen, " Biz Bize Yeteriz" kampanyası düzenlenmesinin ekonomik bir sebebi olabilir mi bir kesimin tüketimlerini buraya aktararak enflasyonist etkileri baskılamak gibi.Saygılarımla...
YanıtlaSilMerkez Bankasının bastığı para yetmiyor.
SilHocam yeniden keynesnen programlar uygulanır mı? Yani 2. Marshall planı gerekli mi salgın sonrası
YanıtlaSilŞu anda bütün dünya Keynesyen program uyguluyor. Kimsenin kimseye Marshall Yardımı benzeri bir yardım yapacak hali yok.
Silo kadar bilim bilim bilim diyordunuz noldu bakın bir hastalık kırdı geçirdi dünyayı bilimi çaresiz bıraktı uzaya roket yollamakla olmaz hocam o çok övdüğünüz gelişmiş ülkeler kan ağlıyor bakın gözle görülmeyen bir virüsü yenemediler yaaa. 1 yıl sonra milyonlarca insana bulaştıkata sonra binlerce insan öldükten sonra aşıyı ilacı bulsan ne yazar bulmasan ne yazar.
YanıtlaSilSonuçta çareyi de bilim bulacak değil mi? Başka bir şeyden yarar yok.
SilYOBAZLIK FAKİRLİK CEHALET TÜRKİYEYİ YEDİ BİTİRDİ ORTADOĞULULUK VE ARAPÇILIK...
YanıtlaSilOrtadogudan nefret ediyorum.
SilMerhaba Hocam, merkez bankası para bastığında bu paralar eğer ihtiyacı olanlara doğru bir şekilde aloke olmaz ise, paraların bir kısmı döviz ve altına belki de borsaya alım olarak döner mi sizce? Bu da dövizi artırabilir mi?
YanıtlaSilAn itibariyle öyle oluyor. Merkez Bankası piyasaya sürdüğü paraları döviz satarak geri alıyor.
SilHocam elinize sağlık, sizce Türkiye deki ekonomik büyüme ne zaman tekrar başlar? Aşının 1 yıl içinde, ilacın ise mayıs/haziran gibi bulunduğunu var sayar isek?
YanıtlaSilBence bu yıl gitti.
SilMerhaba, FED'in para basma politikasına rağmen doların hala değer kazanması, sadece rezerv para birimi olmasından dolayı mıdır hocam?
YanıtlaSilPanik ortamında dünyadaki dolar talebinin nasıl arttığını gördük. Dolar güçlenmeye devam ederse, dolar finansman ihtiyacı yüksek olan ülkelerin sıkıntısı artacak. Merkez bankalarının bankası olarak da bilinen Uluslararası Ödemeler Bankası’nın raporuna göre; hiçbir bilançoda gözükmeyen, off shore hesaplarda bulunan, türev enstrümanlar üzerinden yaratılmış 14 trilyon dolar borç var. Büyük bir resesyonun yaratacağı iflas ve temerrüt dalgasının, yeni bir dolar talebi yaratması olası senaryodur.
SilHocam sizce bütün bu olaylardan sonra AB dağılır mı? Euro para birimi ne kadar süre kalır? Değeri dolara göre daha da düşer mi?
YanıtlaSilAB'nin dağılacağını düşünüyorum. Deutsche Mark Euro'nun yerini alır, diğer ülkelerin paraları zayıf para birimleri olarak kalır.
SilHocamız netflixde şuanda lütfen biraz rahat bırakalım =)
YanıtlaSilHocam, la casa de papel mi? =)
Sadece akşamları (o da her akşam değil) dizi izliyorum. Fauda bitti.
Sil"Seçeceğiniz çalışma arkadaşlarınızın sizin hoşunuza gidecek olan şeyleri değil gerçekleri söyleyecek kişiler olmasına dikkat edin." Hocam bu cümlenizi müsadenizle kullanmak istiyorum.
YanıtlaSilFakat; "Hangi kademede olursanız olun, yanlış veya hatalı talimatlara karşı direnin. Bu uğurda istifayı göze alın. Türk toplumunun çoğunluğu istifa etmiş kişiyi korkak sanır. Aldırmayın. Asıl korkaklık, hatalı bir talimatı boyun eğip yerine getirmektir." bu dediklerinizi hayata geçirebilmek imkansız, genele baktığımız zaman gerçeğe dönüştürmede biraz ütopik duruyor. Ülke proleterlerden oluşuyor. Bu söyleminiz insanları yalnızken heyecanlandırabilir ama...
Not: Proleterim.
Hocam konu dışı türkiye imf ile sdr üzerinden bir anlaşma yapar mı ekonomi destek paketi açısından
YanıtlaSilZor görünüyor. Çünkü IMF bir ülkeye geldiğinde gerçek veriler ortaya çıkabilir.
SilBunlar, IMFe gitmez. Bunun bir kac nedeni var.
Sil1) IMF "Dis gucler" paradigmasi dahilinde AKP tabaninda ideolojik olarak iktidar tarafindan mahkum edilmis ve eski iktidarlarin kalintisi gorunumundedir. Bu baglamda IMF ile flort iliski onlardan kredi yardim alma AKP icin yenilginin baslangici olarak adledilir. Kisaca karizmanin cizildigi andir. Iktidara bir "ORTAK" geldiginin resmidir. Bu, hem tabanda hem ideolojik atmosferde kabul edilebilecek bir durum degildir. Kisaca ac kalirimda dusmanim Ahmetin kapisina gitmem mantigi soz konusudur.Burdaki Ahmet ise IMFdir. Bundan oturudur ki AKPnin ekonomi siyasasi ihtiyac duydugu parayi IMF gibi son derece cuzi kolay kredi kosullari yerine tefeci faiziyle kisa vadeli kredililer icin bile swap libor CDS cenderesinde hattinda takilmaktadir
2)IMF ideolojik bir kurulustan ziyade daha cok teknik bir kurumdur. IMF gibi teknik kurumlar para verdigi ulkelerin ekonomik verilerinin seffaf ve erisilebilir olmasini ister. Buna istinaden bir durum degerlendirmesi yapip IMF, ona gore kredi verecegi ulkenin kredi dilimlerinin serbest birakilmasini saglar. IMF icin verilerde istatistiklerde ekonomik gerceklesmelerde seffaflik yansizlik okunabilirlik objektiflik hesap verilebilirlilik esastir. Bu durum ise bu baglamda AKP icin bu son derece imkansiz icinden cikilmaz bir durumdur. Boylesi teknik bir durum ve on kosul AKP icin ideolojik siyasi cokuntuyu de beraberinde getirir.
Dolayisiyla sirf bu iki neden hasebiyle AKP, IMFye gidemez.
Verdiğiniz öğütler için teşekkürler hocam. Fakat bunlardan birden fazlasının büyüklerce uygulanmadığını düşünüyorum. Sonrası malum zaten.
YanıtlaSil