Türkiye Ekonomisinin Dünyadaki Yeri


Türkiye Ekonomisin Dünya Ekonomisindeki Payı
Ülkelerin birçok gösterge açısından dünyadaki yeri ölçülüyor ve açıklanıyor. Bu göstergelerin bir bölümü GSYH, borçluluk, yatırımlar, dışticaret gibi maddi değerlere bir bölümü yargı bağımsızlığı, eğitim kalitesi, basın özgürlüğü gibi kısmen madden ölçülebilen kısmen de algılara dayalı anketlerle varılan sonuçlara dayanıyor. Burada Türkiye’nin dünya ekonomisindeki payı, GSYH büyüklüğü, kişi başına gelir açısından dünyadaki yerini ve 2000 yılından 2017 yılına bu değerlerdeki değişimi ortaya koymaya çalışacağım. Bu 3 konuyla ilgili 3 ayrı tablo hazırladım (Tablolardaki veriler için kaynaklar: IMF WEO Database, Knoema, Haver Analytics ve Trading Economics.)

İlk tablo dünya GSYH’sinden en yüksek payı alan 20 ülkenin satınalma gücü paritesine göre hesaplanmış GSYH’lerinin 2000 ve 2017 yılları itibariyle karşılaştırılmasını gösteriyor.

GSYH (SAGP, Trilyon USD)
2000
2000'deki Sıra
2017
2017'deki Sıra
ABD
20,6
1
15,3
2
Çin
7,4
2
18,3
1
Japonya
6,8
3
4,3
4
Almanya
4,9
4
3,3
5
Hindistan
4,2
5
7,5
3
Fransa
3,4
6
2,2
10
Rusya
3,3
7
3,2
6
İtalya
3,3
8
1,8
12
Brezilya
3,2
9
2,5
8
İngiltere
3,1
10
2,3
9
Meksika
2,4
11
1,9
11
İspanya
2,0
12
1,4
15
Endonezya
1,9
13
2,6
7
Kanada
1,8
14
1,4
16
Kore
1,5
15
1,6
14
Türkiye
1,4
16
1,7
13
S. Arabistan
1,4
17
1,4
17
İran
1,4
18
1,3
18
Tayvan
1,0
19
0,9
20
Tayland
0,9
20
1,0
19

Tablodaki verilere göre 2000 yılında en yüksek GSYH’ye sahip olan ABD 2017’de birinciliği Çin’e kaptırmış görünüyor. Japonya üçüncü sırayı Hindistan’a bırakarak dördüncü sıraya gerilemiş, Fransa, İtalya ve İspanya oldukça geriye düşmüşler. En büyük çıkışı Endonezya gerçekleştirmiş ve 6 sıra birden yükselerek 7'nci sıraya oturmuş. 3 basamak yükselerek 13'üncü sıraya gelen Türkiye, Endonezya’nın ardından en hızlı çıkışı yakalayan ülke konumunda bulunuyor.

Tablo, eksen kayması olarak ortaya konan, ekonomik gücün batıdan doğuya kaydığı yolundaki hipotezin en azından bu aşamada doğru olduğunu ortaya koyuyor. Buna karşılık Japonya ekonomisinin 1990’ların başında girdiği durgunluktan bir türlü çıkamayarak gerilemeye devam etmesinin de bu eksen kaymasının o kadar kolay olmayacağını gösteriyor.

18 Yıldaki Gelişim
İkinci tablo, 2000 yılından 2017 yılına GSYH değişimlerini ortaya koyuyor. Bu tablodaki sıralama ilkinden farklı olarak cari GSYH değerlerine göre en yüksek GSYH’ye sahip 20 ekonomiyi kapsıyor.

GSYH (Milyar USD)
2000
2017
2017/ 2000
Artış Sırası
ABD
10.285
19.362
1,9
14
Çin
1.215
11.938
9,8
1
Japonya
4.887
4.884
1,0
20
Almanya
1.956
3.652
1,9
15
Fransa
1.372
2.575
1,9
16
İngiltere
1.639
2.565
1,6
19
Hindistan
477
2.439
5,1
4
Brezilya
655
2.081
3,2
7
İtalya
1.145
1.921
1,7
17
Kanada
742
1.640
2,2
12
Kore
562
1.530
2,7
9
Rusya
279
1.469
5,3
3
Avustralya
399
1.390
3,5
6
İspanya
597
1.307
2,2
11
Meksika
680
1.142
1,7
18
Endonezya
179
1.011
5,7
2
Türkiye
273
851
3,1
8
Hollanda
414
824
2,0
13
İsviçre
272
681
2,5
10
Suudi Arabistan
190
679
3,6
5

Tabloya göre 20 ekonominin 19’u GSYH’sini 2000’den 2017’ye kadar artırmış sadece Japonya’nın GSYH’si bu 18 yılda gerilemiş görünüyor. Bu görünüm, Japonya’nın son 25 yılda nasıl bir durgunluk yaşadığını ortaya koyuyor. 1940’ların sonunda bugünkü Çin kadar hızlı bir büyüme trendi yakalayarak dünyanın en büyük ikinci ekonomisi konumuna gelen Japonya, 1990’ların başında girdiği krizden halen çıkabilmiş değil. O nedenle Çin’in 1980’lerin başında başlayan hızlı büyümesinin de Japonya’nın bu durumuna benzeyip benzemeyeceği çok tartışılan bir konu durumunda bulunuyor.

Türkiye cari fiyatlarla GSYH sıralamasında 17’nci sırada yer alıyor. 2000’de de 2017’de de yeri değişmemiş durumda. Bu 18 yıllık geçmişe bakıldığında 2023’de ilk 10 ekonomi arasına girmenin artık hayal bile olması mümkün görünmüyor.

2000’den 2017’ye GSYH’si en hızlı artan ekonomi Çin. Onu Endonezya, Rusya ve Hindistan izliyor. Türkiye GSYH artışında 20 büyük ekonomi arasında 8’inci sırada yer bulabiliyor. Türkiye’nin daha iyi bir sırada yer bulamamasının nedenlerinden birisi de kuşkusuz son yıllarda TL’nin Dolara karşı çok hızlı bir değer kaybı yaşamış olması.

Orta Gelir Tuzağından Çıkma Yarışında Türkiye
Üçüncü tablo 2000’den 2017’ye Türkiye’nin bulunduğu kategorideki ülkelerin kişi başına gelir artışlarını sergiliyor. 2017 verilerine göre Türkiye, karşılaştırmaya alınan 190 ülke arasında kişi başına düşen gelir sıralamasında 64’üncü sırada yer alıyor. O nedenle karşılaştırma için Türkiye’nin üstünde ve altında yer alan ekonomiler esas alındı.  

Kişi Başına Gelir (USD)
2000
2017
2017/2000
Artış Sırası
Uruguay
6.817
17.253
2,53
13
Barbados
11.600
17.159
1,48
20
Antigua ve Barbuda
10.981
16.826
1,53
19
Litvanya
3.297
16.443
4,99
3
Letonya
3.337
15.403
4,62
4
Trinidad ve Tobago
6.431
14.784
2,30
15
Panama
4.046
14.409
3,56
6
Şili
5.054
14.315
2,83
10
Arjantin
8.387
14.062
1,68
18
Macaristan
4.618
13.460
2,91
9
Polonya
4.476
13.429
3,00
8
Hırvatistan
4.970
12.863
2,59
12
Maldivler
2.967
12.569
4,24
5
Ekvator Ginesi
2.230
11.948
5,36
2
Kosta Rika
3.928
11.857
3,02
7
Lübnan
5.331
11.684
2,19
16
Türkiye
4.219
10.597
2,51
14
Romanya
1.670
10.372
6,21
1
Granada
5.118
10.328
2,02
17
Brezilya
3.779
10.020
2,65
11

Tabloya göre 2000’den 2017’ye kadar kişi başına düşen geliri en fazla artıran ekonomi Romanya olmuş. Onu Ekvator Ginesi, Litvanya, Letonya ve Maldivler izliyor. Kişi başına düşen geliri artırma konusunda Türkiye bu 20 ekonomi arasında 14’üncü sırada yer bulabiliyor.

Tablo, orta gelir tuzağıyla ilgili de bir fikir veriyor. Tabloda yer alan birçok ekonomi, Türkiye’nin aksine, orta gelir tuzağından yani 10 – 12 bin Dolarlık kişi başına gelir düzeyinden çıkma yolunda önemli gelişme kaydetmiş görünüyor. 

Sonuç
Türkiye, 2000’den 2017’ye kadar geçen 18 yıllık sürede bütün iddiasına karşın satınalma gücü paritesi itibariyle bakıldığında sağlamış göründüğü ilerlemeyi cari fiyatlarla bakıldığında yakalayamamış görünüyor. 2000 yılında dünyanın en büyük 17’nci ekonomisi konumundayken 2017’de aynı yerde bulunuyor. Kişi başına gelir açısından rakipleri 20 bin Dolar düzeyine ilerlerken Türkiye, 10 bin Dolar düzeyinde yani orta gelir tuzağında sıkışıp kalmış görünüyor.

Batı – Doğu eksenlerinin tam ortasında yer alan Türkiye’nin eksen kaymasını doğru kullanması halinde bu değişimden yararlanabilme imkânı var. Türkiye’nin batının kalite standartlarıyla doğunun yaratıcılığını birleştirecek yapısal reformları yapabilmesi halinde bu değişimden önemli yararlar sağlayabileceği kanısındayım.

Yorumlar

  1. Bizdeki duzeltmeler dahil mi

    YanıtlaSil
  2. Jeopolitik konum ve dış iliskileri avantaja çevirme olanağı pekte mümkün görünmüyor. Hele ki günümüz Türkiyesi popülist gündem oluşturma ritüelinden vazgeçip yapısal sorunlara kol sıvamaya başlamadığı sürece...

    YanıtlaSil
  3. Mahfi bey

    Bıkmadınız mı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin bu sorunuzu kastediyorsanız evet bıktım.

      Sil
    2. Sayın hocam tüik tarafından verilen gsmh.rakamlarının gerçekçi olmadığı söyleniyor.Sizin fikrinizi merak ediyorum.saygılar.

      Sil
    3. 2000 den berı yayınlanan yuksek buyume oranlarına ragmen nasıl bu kadar gerıde kaldık

      Sil
    4. sayın vedat, elalem de armut toplamıyor.

      Sil
  4. tuikin açıkladğı kiş başı geliri koyduysanız .Daha kötü yerlerdeyiz diyebilirim.çünkü rakamlar gerçeği yansıtmıyor..

    YanıtlaSil
  5. İnşaata dayalı, dar ufuklu yatırım önceliklerinin sadece yerli sermayenin değil, aynı zamanda uluslararası sermayenin de küresel ölçekteki stratejik birikim tercihlerini yansıtmakta olduğunu gerçeği ile,Türkiye’nin izlemekte olduğu sermaye yatırımı ve üretim biçimlerinin, nihayetinde Türkiye’nin uluslararası yeni işbölümünde taşeronlaştırılmış bir sanayi ve buna bağlı olarak istihdam edilen enformalleştirilmiş ucuz iş gücü deposu ve bir ithalat cenneti olarak eklemlenme projesinin bir sonucu olduğunu ortadadır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kadar çok yazıp hiç bir şey anlatamamanız ilginç.

      Sil
    2. türkçe yazsaydınız iyiydi

      Sil
  6. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  7. Hocam merhabalar,
    Türkiye cari fiyatlarla GSYH sıralamasında 17’nci sırada yer alıyor. 2000’de de 2017’de de yeri değişmemiş durumda. Bu 18 yıllık geçmişe bakıldığında 2013’de ilk 10 ekonomi arasına girmenin artık hayal bile olması mümkün görünmüyor. cümlesindeki 2013 aslında 2023 değil mi ? Mevcut iktidarın bir söyleminden kaynaklı olarak söylediğinizi düşünmüştüm de

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız yanlışlıkla 2013 yazmışım 2013 olarak düzelttim. Yalnız bu mevcut iktidarın bir söylemi değil ciddi ciddi açıklanmış bir programdı.

      Sil
    2. sayın hocam hafızam yanıltmıyorsa TUİK 2 kez hesaplamaları değiştirdi.bu değişiklikler yapılmasa durum nasıl olurdu acaba?

      Sil
  8. Cok tesekkurler yaziniz icin hocam. Merak ve keyifle okuduk yine. "2013’de ilk 10 ekonomi arasına girmenin..." 2023 olacak sanirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, o hatayı düzelttim, sağ olun.

      Sil
  9. Bir konuda sanırım yanılıyorsunuz hocam. Japonya ekonomik krizde demek pek doğru değil. Ekonomik anlamda hala dünyanın en kompleks ve stabil ekonomilerinden birisi. Kişi başına milli geliri 40.000$ civarında ve ekonomik faaliyetler ve rakamlar olarak dünyanın en aktif ekonomilerinden birisi. Nüfusunun azalması ekonomik rakamları sabit gibi gösteriyor, fakat aslında hala azda olsa büyüyen bir ekonomi. Cin`in Japonyanın kişi başına düşen milli gelirine ulaşması için ekonomisinin bir kac kat daha büyümesi gerekiyor, o zaman ancak Cin ekonomisinin duraklamasindan bahsedebiliriz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomi bilimi açısından bir ekonominin büyüyememesi durgunluk hali olarak adlandırılıyor ve bu durumun uzunca bir süre devam etmesi ekonomik anlamda kriz olarak kabul ediliyor.

      Sil
    2. Hocam,Japonya 2 yıldır büyüyor. Japonya Merkez Bankasının Ekonomik programı işe yaramış ggörünüyor. Enflasyon hala çok düşük olduğu için parasal genişlemeye devam edebilirler.

      Sil
  10. Merhaba hocam iyi günler kişisel bir sorum olucak şuan iktisat bölümü 2. Sınıf öğrencisiyim mezun olunca akademisyenlik gibi bir hedefim var ama ales ve yds birde ortalamanın yüksek olması dışında yapmam gerekenler hakkında pekte bir bilgim yok( mesela ekonomi konusunda akademisyenlik icin gerekli bilgi birikimini nerelerden ne sekilde elde edebilirim)yardımcı olabilir mısınız?
    Şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konularda blogda yazılarım var onlarda görüşlerimi belirttim.

      Sil
    2. Tamamdir hocam daha dikkatli bir sekilde inceliyecegim yazılarınızı teşekkürler,iyi günler.

      Sil
  11. Uçtuk, kaçtık, dünya lideriyiz hikâyelerinin nasıl bir palavra olduğunu birileri bu yazı ile de anlayamazlarsa hiç anlayamzalar demektir. Aslında bu gerçekleri bildikleri halde sırf trollük amacı ile yazanlar dışında samimi olarak bu palavralara inananları kastediyorum elbette...

    YanıtlaSil
  12. Mahfi bey yine güzel bir çalışma olmuş.Emeğinize sağlık.
    18 yildaki degisim basligi altinda 3. paragrafta 2023 yerine 2013 yazmışsınız.Zannedersem bi yanlışlık var.

    YanıtlaSil
  13. Hocam ilk tablodaki degerlerin bin milyar USD veya trilyon dolar olmasi gerekmiyor mu?

    YanıtlaSil
  14. Burada kafa karıştıran konu,
    diğer ülkeler de bizim gibi YeniSeri kullanarak GSYH'larını artırdı mı?
    YeniSeri kullanmadılarsa karşılaştırmada Türkiye için de EskiSeri GSYH kullanılmalı..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Euro bölgesi de serileri yeniledi ama değişiklik ülkeye göre yüzde -1 ile +1 arasında oldu. Bizimki gibi anormal artışlar olmadı serilerde.

      Sil
  15. Ne olup bittiğini anlamak açısından karşılaştırmalı istatistikler çok daha iyi fikir veriyor. Son derece aydınlatıcı ve yararlı bilgiler için çok teşekkürler..
    Tablolara bakınca biz daha çok yerimizde saymışız gibi görünüyor. İlginç olan batı avrupa (kanada ve abd dahil) batının gerilemesi, doğunun ilerlemesi gibi görünüyor. Böyle bir gelişme eğiliminden yeni bir paylaşım savaşı çıkar mı diye soruyor insan kendine. Bu arada, kişi başına düşen gelirde, tabloda yer alan ülkeler bakımından artış ortalaması 2,06 görünüyor. Sizce 17 yıllık bir sürede bu artışlar normal mi yoksa yüksek mi? Yoksa tüm dünyada milli gelir hesaplamaları mı değiştirildi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Artış normal çünkü bu dönemde likiditede büyük çaplı genişleme oldu.

      Sil
  16. Tablolara bakınca biz daha çok yerimizde saymışız gibi görünüyor. İlginç olan batı avrupa (kanada ve abd dahil) batının gerilemesi, doğunun ilerlemesi gibi görünüyor. Böyle bir gelişme eğiliminden yeni bir paylaşım savaşı çıkar mı diye soruyor insan kendine. Bu arada, kişi başına düşen gelirde, tabloda yer alan ülkeler bakımından artış ortalaması 2,06 görünüyor. Sizce 17 yıllık bir sürede bu artışlar normal mi yoksa yüksek mi? Yoksa tüm dünyada milli gelir hesaplamaları mı değiştirildi?

    YanıtlaSil
  17. Hocam saygılar bu ekonomik gidişat gelecek vaad ediyor mu sizce iktidarlar cari açığı kapatmak için ithal edilen ara mallarının türkiyede üretilmesi için girişimde bulunurdu yaptığı çalışma varmı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son proje finansmanı bu yolda bence doğru bir adımdı.

      Sil
    2. Çok teşekkürler hocam Allah hayırlı ömürler versin inşallah

      Sil
  18. Herkes sürekli eleştiriyor da kimse gerçekleri görmek istemiyor. Eskiden 10 maaşa televizyon ancak alınabiliyordu. şimdi ise bir asgari ücret 1600 tl ve 2-3 televizyon alabiliyorsunuz. Avrupada yüzde 50 vergi maaşlar üzerinden kesiliyor. Avrupada meyve sebze 2-3 eurodan başlıyor,yani 10 tl.Bizde ise meyve sebzeler 4-5 tl. Sürekli avrupayı ovmekten vazgeçin avrupa açlıktan kırılıyor gittikçe zayıflıyor bizse halimize şükredeceğimize isyan edip duruyoruz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1600 TL'ye 2-3 televizyonu nereden alıyoruz? Hurdacıdan mı? :)

      Sil
    2. Sana Avrupa acliktan kiriliyor diye mi soylediler, ve sen de inandin mi? Avrupa'daki 2-3 Euro'luk sebze (ki bu da dogru degil) Avrupali icin cok ucuza geliyor cunku alim gucleri cok yuksek. Televizyon alim gucunun yuksek olmasi ise ucuz Cin uretimi sayesinde, ki bu butun dunyada boyle sadece Turkiye degil. Sen asgari ucretle 2 televizyon alabiliyorsan Avrupali ayni televizyondan 20 tane alabiliyor. Avrupa'ya meyvenin sebzenin en iyisi dunyanin butun ulkelerinden akiyor cunku parasi doviz. Her an her turlu meyveyi bulmak mumkun. Mesela incir yilin mevsinime gore Sili'den gelir, Ispanya'dan gelir, guney Afrika'dan gelir, Israil'den gelir, Temmuz Agustos ayinda da Bursa'dan gelir. Sen 4 mevsim incir yiyebilityor musun orada? Bu mu acliktan kirilmak? Hadi git trolluk yapman icin verdikleri bedava makarnayi ye yoksa acliktan kirilacaksin orada.

      Sil
    3. Avrupa'da kişi başına gelir 40 bin dolar bizde 10 bin dolar.

      Sil
    4. Dünyada kurulu üretim kapasitesindeki artıştan haberi olmayanlar ,Türkiye'de ücretliler içerisinde asgari ücretliler oranını merak etmeyenler,asgari ücret ile açlık sınırı arasındaki farka bakmayı bile düşünemeyenler halinize şükredin diyor. Şükür ki okuyoruz,kıymetli Hocalarımızın paylaşımlarını takdir ve şükranla karşılıyoruz.

      Sil
    5. Avrupalı maaşını tl ile alıp euroya çeviriyorsa yaptığınız meyve sebze hesabı doğru :))

      Sil
    6. Türkiyede kisi basina gelir 10 Bin dolar diyorsunuz.

      Hocam Ülkemizdeki 10 milyon Emekli, 10 milyon asgari ücretli, 10 milyon ciftcimizin kisi basina gelirinin 10 Bin Dolar oldugunu söyleyebilirmiyiz..

      Hepsi 30 milyon yapar.

      Sil
    7. Adsiz 00:15, 'kisi basina gelir' pek bir anlam ifade eden bir tabir degil. Dunyada da pek kullanilan bir terim degil zaten, bizimkiler niyeyse cok seviyor hala israrla kullaniliyor. Halk da surekli 'benim gelirim o kadar degil ki' diye aglamayi cok sevdigi icin sariliyor rakama.

      Aslinda bu rakamin esas tanimi 'kisi basina uretim' (GDP Per Capita - Gross (Brut) Domestic (Yurt Ici) Production (Uretim) Per Capita (Kisi Basina) / GSYMH Kisi Basina Dusen Gayri Safi (Net Olmayan - Brut) [Yurt Ici] Milli (Yerli) Hasila (Urun)) rakamidir. Bu da ulkelerin kisi basina uretim gucunu gosterdigi icin dogru duzgun bir ekonomik karsilastirma oluyor. Yoksa ne AB'de ne de ABD'de herkes 40bin dolar civarlarinda yillik gelire sahip degil.

      Siz de eger hala 'benim yillik uretime katkim bu kadar degil ki' diyorsaniz o zaman biraz daha calisip ortalamayi dusurmemeye caba gosterin, birilerinin sirtindan geciniyorsunuz demektir.

      Sil
    8. Çünkü geçen süre boyunca firmalar teknoloji olsun AR-GE olsun birim maliyetlerini düşürdüler. Şu anki parayla o son çıkan 150 ekran oval 3D olanlardan iki tane alabilmen gerekiyordu. Şimdi git 5 yıl takside gir o tv Yi alabilmen için

      Sil
  19. Teşekkür ettik hocam bu çok önemli bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  20. Mahfi Bey,
    Endonezya 6 basamak yükselerek 7. sıraya yerleşmiş heralde, 13. değil. Bir kalem sürçmesi olmuş veya klavye :)
    Semih

    YanıtlaSil
  21. Tablolardaki veriler için kaynaklar: IMF WEO Database, Knoema, Haver Analytics ve Trading Economics.

    Bahsettiğiniz kaynaklar, güvenilir gözükmüyor.

    Sağlıklı olmayan kaynaklarla, sağlıklı olmayan analizler yaparsınız.

    Unutmayınız Mahfi Bey: Dünya, 5'ten büyüktür. Yukarıdaki kaynaklar, 5'in yörüngesindedir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kuruluşlar bu verileri kendileri üretmiyor, her ülkenin istatistik kurumundan alıyor. Bizimkileri mesela TÜİK'den alıyorlar. Ha siz TÜİK verilerine güvenilmez diyorsanız ona bir şey diyemem.

      Sil
    2. Kaleminize sağlık Hocam. Saygılar.

      Sil
  22. Hatalari gormekte uzerimize yok hocam sizin rakam hatalari tek tek bulundu.
    Hocam benim nacizane fikrim ilkokul dan baslayarak cocuklarimiza tasarrufu ögreterek israfin cömertlik olmadigini tasarrufun cimrilik olmadigini bunlari ayirabilmeyi ögreterek kisir döngümüzden 15 sene sonra kurtulabiliriz.mesela bakkaldan yarim ekmek yada 100 gr peynir istemekten cimri demesinler diye utanmamaliyiz.manavdan dilim karpuz isteyebilmeliyiz.bunu yapabilirsek bile ekonomiye cok buyuk katki saglariz.kötű aliskanliklarimizi degistirmemiz en buyuk yapisal reformdur benim icin.
    Ahh hocam cok dertliyim bu israf konusunda o yuzden uzattim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu iyi bir şey.
      Bir kişi tasarruf yaparsa bu onun için iyidir. Ama hepimiz tasarruf yaparsak fakirleşiriz. Bakınız tasarruf paradoksu.

      Sil
    2. Hocam,bu konuda örneğin kamu kurumları tasarrufa gitse ısınma,elektrik,resmi araçların yaktıkları vb. her ne olurasa bu ülke ekonomi için zararlı mı olur ?

      Sil
  23. Mahfi bey

    Yazdıklarınızdan hiçbir şey anlamıyoruz.

    Keşke Osmanlıca yazsanız.

    Saygılarımızla...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Osmanlıca diye bir dil yoktur. Osmanlılar Türkçeyi Arapça ve Farsça ile karıştırarak melez bir dil olarak kullanmışlardır.
      Öte yandan siz de yorumunuz Türkçe yaptığınıza göre anlamamak gibi bir sorununuz yok demektir.

      Sil
    2. Elalem, Amerikan Ingilizcesi ile Ingiliz ingilizcesi hata Kanada ingilizcesi farkli der, "ceviri"ler yapar, bizimkilere de dil begendiremezsin. Birisi cikar "Kurtce diye bir dil yok" der, birisi cikar "Osmanlica" diye bir dil yok der. Batililarla aramizdaki fark iste.

      Sil
    3. O kadar farklı konular ki bunlar. Aksan veya yöre dili farklı bir şeydir dil farklı bir şeydir. Bizde de Türkçeyi Kayserili farklı konuşur, İstanbullu farklı konuşur. Bazı kelimelerin anlamları bile farklıdır. Ama bu fark Kayserilinin konuştuğu Türkçeyi ayrı bir dil yapmaz.
      Kürtçe bir dildir. Çünkü bir halkın dilidir ve Türkçe'den tamamen farklıdır. İstanbullu Kayseriliyi anlar ama Kürtçe bilmiyorsa Kürdün konuşmasını anlamaz.
      Osmanlı diye bir halk ya da ulus yoktur. Osmanlı bir hanedan bir ailedir. Tıpkı Habsgurg'lar gibi. Onun için de Osmanlıca bir dil değildir.

      Sil
    4. Keşke "Mahfili hanedanı" olsa bugün.

      Bu hanedanın kapıkulu olmak isterdim, aklımı sultana kiraya vermek isterdim.

      Sil
    5. Siz siz olun babanıza bile kulluk etmeyin.

      Sil
  24. Hocam merhaba, Ege CANSEN, bugün yazmış olduğu yazıda Türk ekonomisi için yapılacak en büyük yapısal reformun TL den euroya geçemek olduğunu belirtmiş. Sizce bu çözüm müdür? Düşüncenizi öğrenmek isterim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben katılmıyorum. Türkiye için tek yapısal reform bilim ve aklı egemen kılmaktır. Bunu yapabilirsek Euroya filan geçmeye gerek kalmaz.

      Sil
    2. Bilim ve aklı egemen kilamadigimiz ortada. Ege Hoca da bu yüzden kestirme bir yol önermiş. Hatta, gerek kalmaz diyerek siz de zımnen bu öneriyi onaylamış oluyorsunuz. Öyle değil mi?

      Sil
  25. Mahfi bey

    Sizin bu sabrınız nereden geliyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşlanmanın verdiği bir şey o. Ama yaşlanmanızı tavsiye etmem.

      Sil
  26. Çok teşekkürler.

    "Türkiye’nin batının kalite standartlarıyla doğunun yaratıcılığını birleştirecek yapısal reformları yapabilmesi halinde bu değişimden önemli yararlar sağlayabileceği kanısındayım."
    Çok hoşuma gitti bu son cümle. Merak ettiğim doğunun yaratıcılığı derken neyi veya neleri anlamam gerekir?Aklımda bir şey oluşmadı. Global gündemi yeterince takip edemedigim için bilmiyorum sayın hocam


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu o kadar basit degil.Bu egitim sistemiyle bir yere varmak söyle dursun geriye gidiyoruz. Analitik düsünceyi yerlestiremedikten sonra yukardaki orneklerde de gördugumuz gibi neyi neyle kıyaslayacagını bilemeyen,bilgi yoksunu ama fikir sahibi yıgınlar olusturuyoruz.Bu kitlelerle yaratıcılık yapmak hele bir de kaliteli urun uretmek mumkun degil. Sürekli aynı egitim seklinde ısrar edip farklı sonuc beklemek Einstein a saygısızlık olur

      Sil
    2. Yine bir şey öğretmek söyle dursun hemen eleştiri zihniyetinde ısrarcılik...

      Sil
  27. Hocam yazı için teşekkürler.

    Orta gelir tuzağı hep 10-12 bin dolar aralığında olarak mı tanımlanıyor? Doğu avrupa ülkeleri dahi 15 bin doların üzerine çıkmış ama o ülkeler çok varlıklı ülkeler de sayılmazlar. Belki de orta gelir tuzağı tanımını değiştirmek gerekir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır. Dünya GSYH'sini dünya nüfusuna bölerek buluyoruz.

      Sil
  28. Peki hocam satın alma gücü paritesine göre yapılan hesaplamalar mı yoksa cari fiyatlara göre yapılan hesaplamalar mı daha anlamlıdır?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değişiyor ama ben cari fiyatları tercih ediyorum.

      Sil
  29. Süper hocam ilk önce araştırsınlar sonra öğrensinler. ..

    YanıtlaSil
  30. Hocam mukayeseli tablolarınız tüm gerçeği ortaya koyuyor. Benim sorum kişi başına düşen gelir ile ilgili. Kişi başına düşen gelirimizin hesabı bildiğim kadarıyla GSMH'nin nüfusa bölünmesiyle bulunuyor. Ancak bulunan 10 bin dolar değeri ülkemizdeki gelir dağılımı bozukluğunu perdelemek amacıyla çok fazla kullanılıyor. 4 kişilik bir ailenin 40 bin dolar yıllık gelirinin olması bence hayalden öte birşey değil. Yakın zamanda basında yer alan habere göre ülkemizde milyoner sayısı 140 bin civarında. TL mevduat hesabında 1 milyon ve üzeri parası olan kişi sayısı bu. Ülkenin GSMH'nın %60'ına yakınını ülkenin %1'inin elinde bulundurmasını uzun vadeli ülkemiz için bir tehlike olarak görüyor musunuz? Kişi başına düşen gelir hesabı gerçek hayatta insanların yaşamını yansıtıyor mu sizce? Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelir dağılımı bozukluğu her zaman tehlikedir.

      Sil
  31. Merhaba hocam. Öncelikle yazılarınız için teşekkürler, size minnettarız. Son dönemde dövizde ve borsada yaşanan dalgalanmaların nedeni ve bu durumun ekonomimize etkisi nedir sizce?

    YanıtlaSil
  32. Turkiye’nin gidecek daha cok yolu var. Bu gayet net. Sadece Turkiye’nin buyuk bir kayit disi ekonomi sorunu var. Oyle ki %50 civarinda. Bu kayit disi ekonomi de kayit altina alinabilse idi yerimiz farkli bir yerde olurdu diye dusunuyorum. Tabi obur ulkelerde de benzer kayit disi oranlari yok ise.

    YanıtlaSil
  33. Hocam son dönemde dövizde ve borsada yaşanan dalgalanmaların nedeni ve bu durumun ekonomimize etkisi nedir sizce?

    YanıtlaSil
  34. Hocam asagidaki linkte OECD'nin PPP oranlari var. 2017 yilinda PPP Endonezya icin 4186,361..Türkiye icin 1,37. Turkiye icin dusunursek Turkiye'de 10.000 USD karsiliginda yaptigim alisverisin aynisini Amerika'da 13.700 USD'a yapmisim 2017'de. Endonezya'da ise tamamen absürt bir rakam cikiyor. Benim yorumum mu yanlis Hocam?

    https://data.oecd.org/conversion/purchasing-power-parities-ppp.htm#indicator-chart

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye için tespitiniz doğru ama Endonezya işini ben de çözemedim.

      Sil
    2. Hocam soruyu soran kişini yorumu yanlis degil mi? Türkiye icin PPPnin 1.37 olmasi Turkiyede 1.37 lira olan şeyin USA'de 1 USD olmasi anlamina gelmez mi?

      Sil
  35. Merhaba Hocam,
    2. tablonun 4. sütunu 2017/2000 olmalı

    YanıtlaSil
  36. TL den çıkıp,EURO veya DOLAR'a geçme aşamasını aslında bir bakıma biz yaşadık, dövizin ucuz olduğu, 1 USD, 1 TL olur mu diye hayal ettiğimiz dönemlerde yaşadık. Geçince neler olabileceğini bu süreci tahlil ederek fikir sahibi olabiliriz. O dönemlerin sıkıntısını şimdi yaşıyoruz. Bu tarz bir geçiş bizi cari fazla veren bir ülke konumuna götürebilir mi? Esaslı ama tek bir parametre değişikliği yeterli mi?

    Gerçi burada Euro bölgesine dahil olmaktan mı bahsediliyor, yoksa endekslemeden mi bahsediliyor onu da bilmek lazım. İkisi farklı şeyler yanılmıyorsam.

    Tek bir parametre yeterli mi dedim ama;

    Yunanistan örneğinde kriz zamanında Yunan borsasına bakalım. Euro cinsinden işlem gördüğü için borsada işlem yapanların yerel para cinsinden bir kayıp/kazanç durumları yoktu. Kriz var ama borsanın üzerinde bir kur baskısı yok, kısa vadeli bir düşünce yapısı yok. Borsada işlem yapan şirketlerin performansı esas. En güzeli dövizin ucuz olduğu, yerel paranın değerli olduğu anlarda yabancı yatırımcının kur farkı ve hisse değer artışından müthiş kar elde etme durumu yaşanmaması. Bu anlarda yabancı ülke borsasından elde ettiği kar, o ülkenin ihracat artışının üstünde olabiliyor. Bu verileri UYP de görebiliriz. O dönemlerde verdiğimiz cari açığın üstünde olumsuz net UYP artışlarını görüyoruz.

    Yakın zamanlarda da bunun tersini yaşadık cari açığımızın tutarından daha az artış yaşadı net UYP, taki borsamız son dönemde yakaladığı çıkışa kadar. Kur yükseliyor ama borsa da yükselldiği için net UYP TL nin değer kaybından olumlu etkilenmiyor artık.

    Euro bölgesine dahil olmamız ülkeye borsa üzerinden kısa vadede kurdan kazanç sağlamak isteyen yatırımcılara ket vurabilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yunanistan da kriz olmadı..Yunan halkı zaten yeterince zengindi.gsmh dan anlaşılabilir kriz zamanı.Biraz gelirlerinde bozulma olunca kriz olarak yansıdı..Kriz zamanı yunanistan da tüm cafeler dolup taşıyordu...

      Sil
    2. Kardan zarar ettiler gibi oldu.

      Sil
    3. Anlatmaya çalıştığım kriz değildi sayın Adsız. Siz kriz kelimesini, gelirlerinde bozulma olarak okuyun.

      O kadar şey anlattım bunu mu anladınız😊 Cafelerin dolup taşması ise kriz olmamasına, bizim ezelden beri cafeler, kıraathaneler dolup taşıyor.

      Ama ben Yunanistandaki krizdi iddiasında değilim zaten. O dönemi yerel para ile karşılasalardı siz de kriz derdiniz. Demekki euroda olmaları bir fayda sağlamış.

      Ama bu faydaya değer mi ona bakmak gerekir.

      Sil
    4. sayın timur çimen TL den çıkıp,EURO veya DOLAR'a geçme aşamasını aslında bir bakıma biz yaşadık, dövizin ucuz olduğu, 1 USD, 1 TL olur mu diye hayal ettiğimiz dönemlerde yaşadık. Geçince neler olabileceğini bu süreci tahlil ederek fikir sahibi olabiliriz. O dönemlerin sıkıntısını şimdi yaşıyoruz. Bu tarz bir geçiş bizi cari fazla veren bir ülke konumuna götürebilir mi? Esaslı ama tek bir parametre değişikliği yeterli mi? YAZMIŞSINIZ. sizi gibi sıkca yazan biri için biraz anlamsız olmuş. tl nin dolara eşitlenmesi dolara geçtik anlamına gelmez. sadece tl aşırı değerlendi anlamı taşır. doğrusu biraz yadırgadım

      Sil
    5. Yadırgamayın tanerus8. Konu birkaç cümle ile anlatılacak gibi değil, okuyanlar burayı sürekli takip edenler anlar diye az ve öz yazmaya çalışıyorum ama ben beceremiyorum demekki.

      Dolar ve euroya geçtiğimizde enflasyon ve faizler düşecektir. Bahsettiğim dönemlerde de biz bunu yaşadık. Ama ne oldu sanayi mi atağa kalktı yoksa ithalat mı? İthalat. O dönemlerin sıkıntısını şimdi çekmiyor muyuz?

      Elimizde böyle bir veri seti yok, TL yi herhangi bir dövize endekslemediğimiz için. O zaman ne yapmamız gerekir, en yakın benzer anları inceleyerek geçilmesi durumunda neler olabileceğine dair çıkarımlar yapmamız gerekir. Benim de yaptığım bu.

      Ayrıca Euro da dolara karşı değer kazanıyor, değer kaybediyor. Geçmişte 1 dolar 1 euro olur mu diye de konuşuluyordu. 1,32 paritelerden 1,10 lara ordan 1,25 lere tekrar çıktı euro/dolar paritesi. TL nin o dönemde değerlenmesiyle benzer bir süreç geçeceğimiz ülke para birimlerinde de yaşanıyor. Yoksa endeksleme yada euro bölgesine dahil olma demek tüm dövizlerin sabit olması demek değil. Bahsettiğim dönem de işte bu yüzden iyi bir örnek.

      Şimdi bu hususun neresi anlamsız ve neresi yadırganır? Anlatmaya çalıştığım böylesi bir kararda ülke ekonomisinin ne şekilde yansıyacağıdır. Bu açıdan bakın ve değerlendirin.

      Anlatılacak çok şey var ben buradayım sizi bekliyorum. Güzel bir tartışma olur benim için.

      Sil
    6. Bu cevabinizida begenmedim.mantik kurgusunu yanlis kuruyorsunuz.

      Sil
    7. Yanlış olan mantık kurgusunu ortaya koyun ben dize beğeneceğiniz cevabı vereyim. Beğenmedim demek bir cevap değil. Beni istediğiniz kadar yadırgayabilir, anlamsız bulabilir her türlü eleştiride bulunabilirsiniz bir sakınca yok benim için.

      Doğruya sizin tavrınızla ulaşamsyız.

      Ben birşeyi muhakkak atlıyorum, ama sizde birşey yazmıyorsunuz ikna olmam için.

      Dolara eşitleyince paramız dolar olacak, dolar basacağız demiyorum ki. Bunu anladıysanız ben sizi yadırgadım şimdi.

      Endeksleme hiçbirşey elde etmek için yapılmıyor sonuçta. Bir kazanım oluyor bu süreçte. Bunun yansıması kısa vadede olumlu yönde enflasyona oradan faizlere oluyor tıpkı bahsettiğim dönemde enflasyona ve faizlere olduğu gibi. TLZ nin o dönemde aşırı değerlenmesi enflasyonu düşürmüş, gösterge faizlerde bir ara yüzde 4,5 seviyelerine gelmişti.

      Buna dayanarak İki olay birbirine eş demiyorum, ekonomiye etkileri benzeşiyor diyorum.

      Hatta o dönemde TL nin değer kazanması fabrikaların kapanmasına, ithalatın artmasına neden oldu diyorum. Biz endeksleme yaptık o dönemde demiyorum.

      Şimdi siz neye karşı çıkıyorsunuz? Yazdıklarımın neresi hatalı?

      Sil
    8. Aslında yazımın ana konusu endeksleme değil, euro bölgesine dahil olma (oluruz olamayız) durumunu ortaya koymaktı. Bu yapımızla euroya geçme durumunda neler olabileceği idi.

      Sil
    9. Yoksa ABD dolarına endeksledik diye paramız ABD doları muamelesi görmüyor onu biliyorum. İyimser bir ihtimalle kabul görse bile olabilecekler budur diyorum.

      Sil
  37. Sayın hocam, emeğinize sağlık,sanırım ikinci tabloda yerimiz 18.sırada yazılması gerekirken 8.sıra olarak yazılmış "Türkiye GSYH artışında 20 büyük ekonomi arasında 8’inci sırada yer bulabiliyor" yazılmış, saygılarımla.

    YanıtlaSil
  38. Güzel bir yazı olmuş. SAGP kişi başı gsyh için daha anlamlı ama ekonomik büyüklüğü cari hesaplar daha iyi göstermez mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünya içindeki payı gösteren SAGP dışında bir hesap yok ne yazık ki.

      Sil
  39. Hocam ilk olarak son olayda Rusya’ya da biraz kazık attık gibi sanki bu tutarsız politikayla gidersek daha ne kadar ilerleriz bilmiyorum bide bir söz vardır ya taşıma suyla değirmen dönmez onu yaşıyoruz son 10 yılda siz ne dersiniz bilemiyorum son olarak da cidden bizim insanımız çok bilinçsiz ve söylenen herşeye inanıyor şu an sorsanız abd Rusya Çin sonra Türkiye diyecekler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bugün cumhurbaşkanı doları bırakalım altına geçelim dedi dolardaki baskının kaybolması için siz ne düşünüyorsunuz

      Sil
    2. Altını da Dolarla almıyor muyuz? Ben mi yanlış biliyorum.

      Sil
    3. bensede altına geçelim. olmazsa gümüşe oda olmazsa bakıra geçeriz.açıkca biz bu ekonomiden anlamıyoruz bir türlü iki yakamızı bir araya getiremeyiz diyemiyorlar saçma sapan fikirlerle ortaya çıkıp zavallı insanların beyinlerini karıştırıyorlar

      Sil
  40. http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-37407139 Eylül 2016 da yayınlanan haber başlığı "Çin'de borç krizi kapıya dayandı" yazıyor. Haber içeriğinde Çin'in toplam borcunun 25 Trilyon dolara ulaştığı belirtilmiş. Gsyh sının 2 katından fazla borçla hızlı büyümeyi sürdürebilir mi, merak ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Çin'in toplam borcu yüzde 242 dolayında. Ama bu borç kendi kendilerine bor. Yani Çin'in dış borcu yok.

      Sil
  41. Emekliyim aldığım maaş 1580 TL,x 12=18.960 TL..
    18960÷4.09 = 4635 dolar eder.
    Biri bana anlatsın kişi başı milli geliri lutfen..
    Benim 5500 doların kimin cebinde..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ufak bir not: 4 kisilik bir aileyseniz ve aile sadece sizin gelirinizle geciniyorsa aile olarak kisi basina milli geliriniz $1,159... Esiniz de emekliyse ve sizin kadar maas aliyorsa bu rakam $2,318 oluyor.
      Yani aslinda geliriniz $4,635 bile degil...

      Sil
    2. 15 yılda altı delik ayakkabıdan "gemicik " ler yaratan , "milletin orasına koyacagız " diyenlerde

      Sil
    3. Hasan bey malesef bu sekilde hesaplanmiyor. Siz uzmeyin kendinizi, emekliligin tadini cikarin (eger varsa bir tadi bu rakamlarla) ve sagliginiza dikkat edin de Ex-calibur olmayin.

      Sil
    4. Nasıl yapiliyor anlatirsaniz bilgilendirmis olursunuz,laf ebeliğine gerek yok,ayrıca çok yerinde bir soru sordum,cevabınız saygısızca..akmall olunca gayet normal

      Sil
    5. Kişi başı düşen gelir direkt bir ekonomik ölçüt olarak kullanılamaz. Zaten Türkiye gelir dağlımı bakımından fazlasıyla adaletsiz bir ülke. Gelirin büyük bir payı yüzde birlik nüfüsta. Bu durum ileride büyük sıkıntılara yol açacak gibi. İşlemeyen bir ekonomi paslanır sonuçta.

      Sil
  42. Dünya bize muhtaç. Bizde bir kriz çıkarsa en az 10 ülke de bundan etkilenir ve batmaya mahkum olur. O yüzden hepsi akıllı olsunlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dünya neden türkiyeye muhtaç lütfen açıklayabilirmisiniz ?

      Sil
    2. Haklisin, mesela Bati Samua, Dominik cumhuriyeti, Faro adalari, Papua yeni Gine Turkiye olmazsa ne yaparlar bilmiyorum. Hepsi uzun adam ne yapacak diye bekliyor. Hepsi ekonomilerini Turkiye'ye endekslemis durumda. Cihan, seni taburcu ederken eline belge verdiler mi yoksa belgesiz filan mi cikip karistin halkin arasina.

      Sil
    3. tanerus

      dunya turkiyeye muhtac cok nedenle startejik konumdayiz
      dunyanin sebze ve meyvesini uretiyoruz
      turizmde canavriz ozellikle ucuz turizmde
      dunya artik yuvarlak degil dunya duz bunu bilim adamlari bile itiraf etti ve biz bu duz dunyada tam ortada bir yerdeyiz.
      Dunyada faiz kalmadi tipki ortacagdaki gibi faizsiz duzen kuruluyor bunun en buyuk destekcisi de turkiye ve yonetenleridir.
      Bir muhendis olarak fizik muhendisi olarak turkiyenin geldigi nokta cok onemli fizik demek denge demektir denge ise tam ortada olur denge bozulursa dunyanin dengesi de bozulur.

      Sil
    4. Adsiz, farkinda olmadan agzindan kacirmissin, ozlediginiz bu degil mi, ortacag duzeni. Duz dunya inanisi, bilim bir kenara birakilmis, faizsiz barter ekonomisi, vs. Denge tam ortada olur oyle mi? Denge agirlik merkezinin oldugu yerde olusur fizikci olarak bunu bilmen gerekirdi (centre of gravity). Sence Turkiye bir agirlik merkezi mi? Neyin agirligi bu, egitimsiz kultursuz 80 milyonluk cahil insanlardan olusan, ortacag da yasayan kara kalabaligin agirligi benim gordugum bu. Bu mu stratejik konumda olmak? Cografya'dan gelen stratejik konum baska ama onun icin de birsey yapmak gerekmiyor ki, o zaten dogal yapi.

      Sil
  43. Tamam haklısınız hocam çoğu kazanım olarak görülen iyileşmiş rasyolar bozuldu, ileriye dönük beklentilerde iyi değil,fakat satınalma gücüne göre meydana gelen gelişme bence anlamlı, yeterli mi yetersiz, bir de orta gelir tuzağı kavramını biraz daha farklı yorumlamak gerekiyor, kişi başına gelir bir gösterge değil, çalışmanız için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  44. SATINALMA GUCU PARITESI anlasilmasi zor bir kavram hocam benim gibi konuyu tam bilmeyenler ama anlamaya calisanlar icin. Şöyle ki;

    Turkiye'de SAGP=2 olsun. Bir mal ve hizmet paketine Türkiye'de 200 TL ödüyorum, Amerika'da ayni pakete 100 USD oduyorum. Yani 1USD'in alim gucu 1TL'nin 2 kati. (Aslinda kurun da 2 olmasini beklerim ama kur sadece bu pariteyle belirlenmiyor demek ki.)

    Diyelim ki USDKur=5 TL. Yani kur, SAGP degeri olan 2 degil de 5. 1 USD'im vardi, 5 TL'ye cevirdim. SAGP=2 olduguna gore 5 TL'nin karsiligi mal ve hizmet cinsinden =2,5 USD.

    Bu durumda bu paketi Türkiye'de 1 USD'a satin aliyorum, ayni paket Amerika'da 2,5 USD. Yani bir Amerikali icin Turkiye 2,5 kat ucuz. Veya bir Turk icin Amerika 2,5 kati pahali oluyor bu paket uzerinden. Bu durumda 2,5 ne SAGP'ye ne de kura esit. Ikisi arasinda belirleniyor.

    Eger buraya kadar dogru geldiysem, birinci tablodaki değerlerde Kur da gözetilerek mi siralama yapılmış? Eger oyle yapilmadiysa Kur neden önemli degil bu siralamada?

    Cok teşekkürler Hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. http://www.mahfiegilmez.com/2012/05/satnalma-gucu-paritesi-nedir.html?m=1

      Sil
  45. Hocam çok merak ettiğim bir konu var örneğin Türkiye'nin 13. büyük ekonomi olduğunu görüyoruz ama bunun halkta yansıması nasıl ? Sıralamada Turkiye'nin gerisinde olan bir çok ülke turkiyeden çok daha gelişmiş örneğin Hollanda bir çok dahası Türkiye de yoksulluk çok daha yüksek karşılaştırılamaz eğer halk fakir ise ekonomi nasıl güçlü olur ki olsa dahi bunun halkta yansıması olmaması ekonominin güçlü olmasına ne önem arz eder? ve bir kısa daha yorum olarak biri avrupadan bahsetmiş açlikta sefalette diye; isim dolayısıyla avrupaya gitme imkanım oldu en son haziran 2017 hollanda da şu deneyimi anlatacağım; bir Türk Vatandaşı Hollandalı arkadaş ile görüştüm ve kendisi burdaki insanların en düşük 2500 euro kazandığını ve çok fazla fark olmadığını genel olarak herkesin o civarda veya daha fazlasini kazandığını söyledi ve merak ettim marketleri gezerken meyve fiyatlarını sebze fiyatları çok inceledim örneğin Ankara'da haziran 2017 de 1 kg Muz 8 tl idi ve Amsterdam'da bilen bilir Albert adli markette 99 cent olarak gördüm ve bunun gibi bir çok örnek yeme içme vb gıdalarda şimdi Turkiyede 2500 tl ye çalışan birinin 1 kg muzu 99 kuruşa alması gibi birşey bu ama biz 8 tl den anca bulabiliyoruz şuanda. Bu basit örnek beni biraz daha aydınlattı Türkiyede fiyatlar genel seviyesinin alım gücünün nasıl olduğu konusunda. ilk soruma cevap verirseniz çok teşekkür ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muz biraz farklı bir örnek. Ama genel olarak halkta yansıması değişik. Etrafa bakın mesela otomobil stokuna baktığınızda çok zenginmişiz gibi görünüyor. Buna karşılık asgari ücretin altında bir gelirle geçinmeye çalışan milyonlar var. Gelir dağılımı son derecede bozuk.

      Sil
  46. hocam bilginize hem güvenirim hem inanırım.Ancak tüm bu veriler makro bazda doğru gibi gözüksede mikro anlamda asla gerçekçi değil. Döviz kurlarının bu kadar yükseldiği,yabancı sermayenin gelmediği,emekli maaşlarının 336 dolar civarına gerilediği,inşaat dışında yatırım ın olmadığı,her yerde kiralık tabelalarının olduğu ve tek bir fabrikanın bile açılmadığı bir ortamda neyi açıklayabiliyor ? Keşke 10 bin dolar olsa milli gelirimiz..Tüik in açıkladığı veriler gibi olmuş..İşsizlik,enflasyon vb..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sizinle aynı görüşteyim

      Sil
    2. Daha iyisini üretemedikçe bunları kullanmak zorundayız ne yazık ki. Ama ne kadar yanlış da olsa eğilim doğrudur.

      Sil
  47. Üstadım bir arkadaş bıkmadınız mı? diye sormuş. Epeyce güldüm ne zaman "yapısal reform" sözünü duysam okusam aklıma siz geliyorsunuz. Klasik koşullandım anlayacağınız, pavlov'un itine döndüm :)

    YanıtlaSil
  48. Hocam, iki önemli parametre daha eklesek kendimizi kandırmış olur muyuz?

    1-Türkiye ekonomisi emtiadan bağımsız büyüdü, pek çok ülke emtiaya dayalı değil mi? Bu bizim için büyük avantaj değil mi?

    2-Türkiye bağımsız bir devlet, bağımsız devletler askeri harcama diğerlerine göre daha fazla yapmak zorunda, bu ülkelerden kaç tanesi sınır dışı operasyon yapabilecek kapasitede? Büyük devletlerin şemsiyesi altına girmemenin bedelini ödediğimizi de unutmayalım

    Yazı için teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk konuda haklısınız. Bu önemli ama emtiası olmadan hızla büyüyen çok daha iyi örnekler var. Japonya, Kore, İrlanda gibi.
      İkinci konuda büyük devletlerin şemsiyesi altına girip girmediğimiz konusunu bence bir daha inceleyin.

      Sil
  49. Mahfi Hocam,sıralamadaki yerimiz 2000 öncesinde de 17.lik değil miydi? Üniversite öğrenciyken (1983-1984 yılları yanlış hatırlamıyorsam) makro iktisat dersinde hocamız 17.sırada olduğumuzu anlatmıştı. Eğer öyleyse, durum daha da vahim demektir. Umutsuzluk rutin halde...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet haklısınız. Sıralamadaki yerimiz değişmiyor. Hatta bir ara 16. bile olmuşluğumuz var. 16 ile 18 arasında gidip geliyoruz.

      Sil
  50. MAHFİ BEY : gerçekten bizim gelirimiz 10 bin dolar mı. benim bildiğim bu hesap yöntemini bir kaç kez değiştirdiler. tabi bu yöntemi benim bilmem mümkün değil. siz belki biliyorsunuzdur.eski yöntemle hesaplansa ne kadar çıkar. diğer bir sorunda bugün devülasyon olsa hem genel hasıla hem kişi başı gelir düşer. şu anki dolar üzerinden hesap yapıyoruz ama dolar fiyatı da gerçekçi değil. standart olarak bir değer alma imkanımız nedir. varmıdır?rica etsem açıklayabilirmisiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biliyorsunuz bu son derecede afaki bir hesap. Ama değiştirilmeden evvel de 10 bin dolar civarındaydı. Maalesef böyle bir standart alma imkanı yok.

      Sil
  51. hocam, sosyal kalkınmanın gerçekleşebilmesi için gerekli yapısal reformlar nelerdir sizce? burada bahsettiğim ne IMF ve Dünya Bankasının politikası olan özelleştirme, mali baskınlık ve deregulasyon uygulamaları ne de şu anda uygulanan teşvik politikaları.gerçek yapısal reformdan bahsediyorum. saygılar dilerim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Atatürk devrimleri bence sosyal alanda yapısal reformların en iyi örneğidir.

      Sil
  52. MAHFİ BEY ege cansenin önerdiği euroya geçelim önerisini beğenmemiş. nedeninide açıklamadı.nedenini söylemediği için bir şey söyleyemem. ama bence euroya geçiş türkienin gerçek ekonomik değerni dünyadaki yerini gösterecektir.bu aslında ab ye girmekle eş anlamlı bir şey. türkiye yıllardır ab ye girmememk için elinden geleni yapıyor. girmiyor çünkü girdiğinde istediklerine ihale veremezler imam hatiplere zorla öğrenci gönderemezler din devleti kuramazlar.ab zaten bizi almayacak ta saçma. hem bizim çok önemli olduumuzu hem madenlermizin yer altı kaynaklarımızın bol olduğunu söyleyip sonrada ab bizi almaz demek saçma. tutarsız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu nedenle beğenmedim. Ege bey Euro'ya geçersek popülizmi mecburen bırakacağımızı öne sürüyor. Ben ise o aşamada bile popülizmin sürebileceği kanısındayım. O nedenle bizim gerçek çözüme ulaşabilmek için Euroya geçmek yerine bilime dönmemiz gerekir diye düşünüyorum. Bilime aykırı işler yapan bir toplum Euro'ya geçse bile iflah olmaz.

      Sil
    2. mahfi bey evet haklısınız. bilime aykırı hareket eden toplumlar iflah olmaz.bilime aykırı bir şey söyleyeyim. CARİ AÇIK FİNANSE EDİLİYORSA SORUN DEĞİLDİR.evet finanse ettik sorun olduğunu gördük :)

      Sil
  53. Bu arada senelerdir haklarinda olduler, bittiler diye yaygara kopartilan Yunanistan'in kisi basina dusen geliri Turkiye'nin iki kati.

    Mahfi bey, cok nufus, buyuk ekonomi, az kisi basina gelir mi, yoksa az nufus, kucuk ekonomi, yuksek kisi basina gelir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece akıllı ve bilime dayalı yönetim.
      Çünkü ikisinin de iyileri var. Mesela Çin, mesela Kore, mesela Lüksemburg.

      Sil
  54. Sayin Hocam
    Ülkemizin Dünya ekonomisindeki yerini ögrenebilmemiz icin sizin ve gercekten aydinlatici paylasimlar yapan bu Blogun okuyucularinin yüzlerce rakam, grafik ve Iktisadi teoriler ile aciklamalara gerek yok. Inanin ülkemizde hicbir tabani ve gecerliligi yok.

    80 milyonluk ülkenin Cumhurbaskani bakin biraz önce neler söylemis.
    Nerede. ? Global girisimcilik kongresinde.

    ""Güven olmasa sermayenin Türkiye’ye girmesi mümkün değil. Şimdi küresel sermaye de bunu yapıyor. Kendi girişimcimiz de adımlarını atabiliyor.
    Döviz rezervlerimiz 17.5 milyar dolardan bir ara 130 milyar dolara kadar çıktı. Ancak son dönemde bu rakam 110 milyar dolar seviyesine özellikle bu darbe girişimi ertesinde inmiş seviyede maalesef. Çıkarmaya tekrar muktediriz.""

    Görüyorsunuz.. yine hicbir sorumlulugu olmadan konusuyor. Darbeden sonra inmis kendi kendine.. Neredeyse biz Darbe girisimine Kadar iktidarda degildik. CHP ydi diyecek.

    Ya buna ne demeli Hocam..

    ""IMF’in ruhunda vesayetçilik var. Dünyanın zavallı garip ülkelerinin bir çoğu kurtulamadıkları için onları inim inim inletiyorlar. Biz taksitimizi
    öderiz dedik. Siyaseten karışamazsınız.""

    IMF nin ülkelere Altin ile borc vermesini önerdigini anlatiyor...

    ""2013 biz borcumuzu ödedik bitirdik. Ondan sonra 5 milyar euro borç istediler. Verelim mi dedim arkadaşlara verdik. Biz yolumuza onlar yoluna, IMF’e bir kuruş borcumuz yok şu anda. Borcumuzu ödedik anlaşmayı sonlandırdık. IMF’i kuran kim? Mesela bir teklifim olmuştu niye bu borçlandırmaları dolarla yapıyorsunuz gelin başka bir birim yapalım. Altınla olsun, "" dedim

    Sayin Hocam Bu ülke bu olanlari duymak ve yasamak icin ne günah isledi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saymayalım günahlarımızı isterseniz. Çünkü sayılamayacak kadar çok.

      Sil
  55. En yandas Gazetede yine sürmanset.

    **Erdogandan dengeleri sarsacak Dolar cikisi**

    Dünyaya bu cagriyi yapti

    **"Geçtiğimiz 15 yılda yaptığımız reformlar ile ülkemize sınıf atlattık. Sadece 2006 yılından 2017 yılına kadar 180 milyar dolarlık uluslararası yatırım çekmiş bir ülkedir. Yüzde 7.4'lük büyüme ile G20'de birinci sırada, OECD'de ikinci sırada yer aldık. Türkiye'nin büyüme başarısı daha da iyi anlaşılacaktır.Kamu ve özel sektör yatırımlarının tutarı ilk defa 1 trilyon lirayı aşacak. Bu da 4 katlık bir artışa denk geliyor"dedi. Erdoğan, Türkiye'nin bu yıl 36 milyon turisti çekebileceğini dile getirdi. IMF örneğini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kur baskısına karşı dolar yerine altınla borçlanmayı önerdi..**

    Biz neymisiz be Abi..



    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Altin neyle ithal ediliyormus? Gazoz kapaklari ile mi? Diplomasiz ekonomist bunu dusunmemis mi?

      Sil
    2. simdi sıra yastıkaltı altınlarımıza mı geldi.Bir o kalmıştı ellenmedik.

      Sil
  56. Hocam biz genç iktisatçılar için çok önemli bir kaynaksınız. Yazılarınızı takip ediyorum ve gerçekten çok faydalı oluyor. Size çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  57. Kişi başına düşen gelir bir gelişmişlik göstergesi olup olmadığı tartışılır evet ülkeleri kıyaslama açısından kullanılan önemli bir değişkendir fakat ülke içinde pek bir anlam ifade etmez. Türkiye 'nin Gini katsayısı da bunu doğruluyor.

    YanıtlaSil
  58. Kore diye bir ülkemi kuruldu?
    Ben güney kore ve kuzey kore (kdhc) diye iki yer biliyorum ama kore'den haberdar değilim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet yeni kuruldu. Dubai merkez camisinden az ileri git sola don orada. Boyle soruya boyle cevap.

      Sil
    2. Kuzey Kore verilerini yayınlamadığı için Kore denince Güney Kore anlaşılıyor. Girip sitelere bakabilirsiniz.

      Sil
    3. Dünyada Kuzey veya Güney Kore diye iki devlet yoktur. Bizim Güney Kore dediğimiz ülkenin resmi adı Kore Cumhuriyetidir. Kuzey de Demokratik Kore Cumhuriyetidir. Tek başına Kore denince normalde dünyada daha etkin bilinen Güney ya da bu iki ülkenin birleşmiş hali kastedilir ki şu anda sadece son kış olimpiyatlarında söz konusu oldu bu.

      Sil
  59. GDP per capita karşılaştırması yaparken neden nominal değerleri kullandınız? Nominal yerine PPP kullanmak daha mantıklı olmaz mıydı kişi başına düşen gelir karşılaştırması için? Genelde PPP kullanılır çünkü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünyada bu tür karşılaştırmalara PPP hesapları o kadar fazla kullanılmıyor.

      Sil
  60. Öncelikle verdiğiniz bu hizmet için teşekkür ederim Mahfi Hocam. Keşke ülkede daha çok aydın bulunsa. Benzer girişimlerde bulunmak adına ilham oluyorsunuz. Ekonomi bilimini bizlere sevdirdiğinizi de belirtmek isterim.

    Ülkelerin gelişmelerini markete alışverişe gidince görebiliyoruz aslında. Örneğin tekstil ürünlerindeki daha önce hiç görmediğimiz 'Endonezya'da üretilmiştir' etiketleri bir süredir dikkatimizi çekiyor. Gençliğimizin müzik setleri, walkman/diskman'lerini üreten Taiwan, Japonya yapımı şeyleri ise görmek giderek zorlaşıyor. Artık her şey çin malı.

    Bu yazıyı sürekli 'Türkiye nereden nereye geldi' diyen dedeme de okutmalıyım. Sonuçta aynı zaman zarfı içinde dünyanın nereye geldiğine bakmamız gerekiyor.

    YanıtlaSil
  61. Doğuş Holding'in 2,5 milyar dolara kadar yapılandırma görüşmelerinin bu hafta yapılacağı belirtildi. Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, toplam borçlarının yaklaşık yüzde 40’nın yeniden yapılandırılması için 10’dan fazla banka ile görüşmelere bu hafta başlıyor.

    % 40 bölümü icin 2,5 Milyar Dolar yapilandirma talep ediyor ise %100 icin ne kadar gerekir.

    Buradan hareketle Dogus Holding toplam borcunun ne Kadar oldugu hesaplanabilir mi.?

    Bu konuda iktisat bilgisi iyi olan bir okuyucu cevaplayabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sitenin sahibi bir iktisat hocası ama sorunuza cevap vermeyebilir.

      Çünkü Ferit bey, Mahfi bey'in patronu. Mahfi bey yıllarca Garanti Bankası'nda üst düzey yöneticilik yaptı, şimdi de NTV'de programı var. Mahfi bey'in eli kolu bağlı, cevap vermez galiba (?)

      Sil
    2. Bu konuyu ben bilmem ancak bankacılar bilir. Benim elim kolum bağlı değil. Hayatımda hiç patronum olmadı. NTV'deki programa da Ferit beyin tek kelimeyle karışmışlığı olmadı.

      Sil
    3. Şunu da ekleyeyim. Programa Ferit bey dışlında da kimsenin karışımı olmadı. En azından bana yansıtılan bir şey olmadı.

      Sil
    4. Bu soruyu sormamdaki amac Mahfi Hocami zor durumda birakmak degil. Tabii ki yorumcunun da belirttigi gibi O gurubun televizyonunda program yapiyor ve bu konuda yorum yapmak gercekten zor olsa gerek.

      Gereken cevabi da kendisi vermis zaten

      Ülkenin en büyük 5 Holdinginden birisinin durumu ülke ekonomisinin de bir aynasidir düsüncesiyle sormustum. Kaldi ki Ülker Gurubu da ayni sekilde yapilandirmadan gecmis. Hem de 6,5 milyar Dolar gibi korkunc bir rakam ile.

      Belirtmek isterim ki, ekonomist degilim. Bu blogu ilgiyle izliyorum. Yorum ve degerlendirmeleri ile diger okuyuculardan da cok sey ögreniyorum.
      Mahfi Hocanin dürürstlügünden asla süphe duymuyorum. Günümüz Türkiyesinde böylesine objektif ve dürüst insanlara gereginden fazla ihtiyacimiz var diye düsünüyorum.

      Sayin Mahfi Hocama saygilarimla.

      Sil
    5. Prof. Elvan Aktaş bu konuyu ilginç bir şekilde yorumluyor. Bu holdinglerin borç yapılandırmasına giderek hükumet'e mesaj verdiklerini, "bizim üzerimize gelme zira şirkerlerin içi boş" demek istediklerini söylüyor. İlginç bir röportaj, 34 dk., dinlemenizi öneririm.

      https://www.youtube.com/watch?v=UCC6bzTgwhA

      Sil
    6. Addiz 19:49, siz siz olun suphecilikten asla vazgecmeyin.

      Sil
    7. Prof. Elvan Aktasi izledim. Duyduklarim beni dehsete düsürdü. Durum gercekten de vahim gözüküyor.

      Bu akilsiz millet maalesef ektigini bicecek gözüküyor.

      Isimiz yine Allaha kaldi.

      Allah sonumuzu hayir etsin.

      Sil
  62. Hocam tesviklerin kaynagi ne? MB rezervleri mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bütçe, sizin ödediğiniz vergiler ve kamu borçlanması.

      Sil
    2. Tesvikleri dolarla oduyorlar ya hocam, tl'yi nerede usd'a donuyorlar? Rezervdeki dolarlardan alip dagitmayacaklar mi? Baska yerde dolar var mi ki?

      Sil
  63. Hocam butce aciginin finansmani ile cari acigin finansmani ayni mantikta midir? Cari acikta ilk once finansman kaynagini buluyoruz sonra harcamayi yapiyoruz. Butce aciginda da devlet once hazine kagitlarini satıyor daha doğrusu iskonto ediyor, sonra mi harcamayi yapiyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değildir. Cari açık için finansmanı önceden bulmanız gerekir yoksa cari açık veremezsiniz. Bütçe açığı ise ortaya çıkar ve finanse edilmek için borç alınır.

      Sil
  64. Hocam kişibaşı 10bin usd milli gelir hesabından gidersek, dört kişilik bir ailenin yıllık ort geliri 40bin usd ve aylık geliri yaklaşık 15bin tl çıkar. Dolayısıyla bu mevcut milli gelir hesabının gerçekleri yansıttığını düşünüyor musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır düşünmüyorum ama elde daha iyisi yok.

      Sil
  65. Hocam, degerli yazilariniz icin tesekkurler. Litvanya ve Letonya'daki kisi basi gelirde cok ciddi bir artis gorunuyor. Iki ulkeyi de gezme sansim oldu, kisisel gozlemim fakirligin oldukca gorunur oldugu idi. Yani hic $15K-$16K duzeyinde gorunmuyorlar diger ulkeler ile kiyaslayinca. (Bu yazinizdan once de arastirdim ancak mantikli bir aciklama henuz bulamadim). Bildigim kadariyla ortalamayi artiracak bir toplumsal kesim de bulunmuyor (Rusya'daki varlikli kesim ornegi gibi). Bu konu hakkinda bir fikriniz var mi acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tür ülkelerde para kurumlarda olur genellikle.

      Sil
  66. Turkiye'de fakirligi goremedin mi? Mesela Hakkari'yi Van'i Agri'yi bir gez istersen. Burdur ve Sinop da olur, bak bakalim kisi basina 10 bin $ ile yasiyor halleri var mi.Dunyanin her tarafinda boyledir, ABD'deki Ohio koylusu de 40 bin $ lik gelire sahip gibi durmaz. New York desen evsiz dolu. Londra'nin kenar mahallelerine giremezsin bile, girersen de kestaneyi cizdirmis olarak cikarsin. Gozle gorulmez bu gelir, zahiri dir.

    YanıtlaSil
  67. Günün Bomba haberi.

    Merkez Bankası’nın “Özel Sektörün Yurtdışından Sağladığı Kredi Borcu Gelişmeleri - Şubat 2018” verilerine göre, bu dönemde özel sektörün uzun vadeli dış borçları 6.8 milyar dolar artarak 228 milyar dolara, ticari krediler dışındaki kısa vadeli dış borçları da 1.4 milyar dolar artarak 19 milyar dolara yükseldi. Böylelikle yılın ilk iki ayında dışa borçlanma toplam 8.2 milyar dolar artışla 247 milyar dolar oldu.

    YanıtlaSil
  68. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  69. Kişi başına düşen gelire sadece cari GSYH ile bakmak yerine birde SAGP ile bakılması gerek bence. SAGP cinsinden kişi başına düşen gelirde gayet güzel bir ilerleme kaydettik 2000 yılından bu yana. Ekonomik refah seviyesini ölçmek için cari rakam yerine SAGP cinsinden kişi başına düşen gelir daha iyi bir gösterge sonuçta.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. SAGP hesapları karışık hesaplar. Bizde enflasyon herkesten yüksek olduğu halde o ilerlemeyi nasıl sağladığımız konusunu ben tam olarak çözemedim, çözen varsa anlatsın yararlanalım.

      Sil
    2. SAGP cinsinden kisi basi milli gelir, GSYH(SAGP)'nin nufusa bölünmesiyle bulunmuyor mu Hocam?

      Sil
  70. hocam satin alma paritesine gore gsyh kisi basina ele alininca anlamli, fakat ilk tablodaki gibi nufusla carpinca anlamsiz bir degisken haline gelmiyor mu? bu degisken bir ekonominin diger ekonomilere gore buyuklugunu yansitamaz ki, nasil siralamada kullanabiliyoruz? ancak kisi basina gelire vurup yasam standardini kiyaslamakta kullanilabilir benim anlayisima gore.

    YanıtlaSil
  71. Güzel bir yazı Mahfi bey,

    Umarım daha iyiye gideriz.

    http://www.tr724.com/bankalardaki-doviz-hesaplarina-mudahale-an-meselesi/

    YanıtlaSil
  72. Hocam endonezyanin yakaladigi bu basarisinin sirri nedir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Riskleri düşürüp kuru fazla oynatmamak olabilir.

      Sil
  73. Hocam yemyeşil bir ormanda dağ manzarasında oturmuş kara kara düşünüyorum;” çevreme yeterince büyük işler yaptım ama şu an en küçük bir şeyi yapmak bile istemiyorum. Kafam çok karışık”. Bir kaç kelam eder misiniz siz de varoşluşsal düşüncelerde kayboldunuz mu? Üç dört aydın yazılarınızı takip etmiyor oluşuma rağmen Aklıma ilk siz geldiniz. Bir kaç kelam eder misiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok kayboldum ben de. Her seferinde düşüncelerimi yazıya dökerek ve o yolla kendimle tartışarak çıkış yolu buldum.

      Sil
  74. Merhaba hocam;
    Acaba bu çalışmayı 2000-2017 değilde 2000-2008-2017 olarak yapmış olsaydık nasıl bir tablo çıkardı?? Kazınımların kaybedilmesi olduğu kanaatindeyim; yanılıyor olabilirim. Sizin fikriniz nedir hocam?

    YanıtlaSil
  75. Hocam rica etsem IMF nin bu veri setlerini oluşturduğu ilk tarihi başlangıç kabul ederek ulkemizin dünya ülkeleri içerisinde kaçıncı sırada yer aldığını bir grafik olarak gosterebilme imkaniniz varmidir acaba. Hem bu yolla populist söylemlere bir cevap olur.

    YanıtlaSil
  76. Hocam maliye bakanligi 50 bin kamu konutunun satisina izin verildigini duyurdu bunu nasil yorumlamaliyiz?

    YanıtlaSil
  77. Hayaller Paris gerçekler Trinidad tobaco hocam buyuk ekonmilerde 14. sıra G-17 etiket , ama kişi başsına millli gelirde 64. sıra Trinidada Toboca da bile bizden daha fazla kişi başına gelir var.Şişirme ekonomi devletim var para var, halkta yok.Yani Nişantaşında dukkanım var. İşe yürüyerek gidip geliyorum dolmus param yok misali bir durumumuz var değil mi hocam

    YanıtlaSil
  78. Mahfi Hocam;
    Bu kadarlık yükselmeye rağmen bunu hissedemiyor olmak ilginç olmalı öyle değil mi? Diye soracak oldum zaten aynı minvalde bir yazınız varmış.
    http://www.mahfiegilmez.com/2016/12/gsyh-hesaplamas-degisti-kisi-basna.html
    Yazınız çok bilgilendirici sağolun. Yalnız şunu belirtmek gerek eleştiri olarak; Kuru tabloya bakan bir insan gerçekten her şey yolunda zanneder.
    Erdem

    YanıtlaSil
  79. hocam türkiyedeki kurumsal yapılandırmalarla ilgili bir yazı gelir mi?

    YanıtlaSil
  80. Büyüksünüz hocam, aylar öncesinden erken seçim olabileceğini göstergeler ile anlatmış; farklı konulardaki yazılarınıza yapılan yorumlara da bu konudaki fikrinizin değişmediğini belirtmiştiniz. Bilim egemen akıl böyle olur; trollere duyurulur😃

    YanıtlaSil
  81. Hocam yazılarınızı ilgiyle okuyorum. Çalışma ve gayretlerinizi tebrik ediyorum. Yapısal reformlar konusunda katıldığım birçok nokta var özellikle kayıt dışı ekonomi ile mücadele noktasında bağımsız ve tarafsız bir vergi denetim sistemi v.s. Ancak sosyal reform noktasında aklıma yatmayan bir durum söz konusu. Bir toplumun kültürünü, ahlakını, inancını dönemin şartlarına, çağın önümüze sunduklarına mı uyarlamak gerekli yoksa toplumu toplum yapan hak bildiğimiz manevi değerlerimizi muhafaza ederek aklın ve bilimin ışığında çağı topluma uyarlamak mı gerekli. Ne yazık ki tarihte ki gibi bilime olan şevkimizi kaybettik. Ancak akıl ve bilim yolunda manevi değerleri kaybetmek, diğer türlü rasyonel ve materyalist bir topluma dönüşme endişesi beni daha da korkutuyor. Sizce nasıl olmalı?

    YanıtlaSil
  82. Hocam ~10 gun onceki ricami kirmayip cok hizli dondugunuz icin tesekkurler. Gayet anlasilir, sade ve hedefe odakli olmus. Hatta ben satin alma gucune gore hesaplamayi ihmal etmistim, boyle daha iyi olmus.
    Yalniz sanirim 2000 yili cari fiyatlari eski hesaplamaya gore degil mi? Bu durumda Turkiye'nin cari buyumesinin daha kotu olmasi gerek miyor mu? Mesela 3 kat yerine 2 kat artma gibi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazıdaki "GSYH (Milyar USD)" başlıklı tablodaki Türkiye 2000 yılı GSYH'si de galiba en yeni GSYH serisine göre. Bkz http://m.marmarayerelhaber.com/ibrahim-Kahveci-/60562-Hesaplar-degismeseydi-GSYH-540-milyar-dolardi bağlantısındaki yazıdaki "DOLAR BAZLI GSYH" tablosu.

      Sil
  83. Sayın Hocam ,ülkemizdeki "kayıt dışı ekonomi "bu tabloları nasıl etkiler ?

    YanıtlaSil
  84. Hocam, IMF WEO Database (https://www.imf.org/external/pubs/ft/weo/2018/02/weodata/download.aspx) excel tablosu ile sizin yukarıdaki tablodaki veriler birbirini tam olarak tutmuyor. Örnek sizin tablonuzda Kişi Başı Gelir (USD) 2017 Türkiye için 10.597 Romanya için 10.372. Halbuki excel tablosunda Türkiye için 10.537,Romanya için 10.785 görünüyor. İlgili sitede sizin verdiğiniz tablo gibi hazır tablo bulamadım. Varsa https yazarsanız memnun olurum.

    "SAGP hesapları karışık hesaplar. Bizde enflasyon herkesten yüksek olduğu halde o ilerlemeyi nasıl sağladığımız konusunu ben tam olarak çözemedim, çözen varsa anlatsın yararlanalım." demişsiniz. 1983-2000 ile 2000-2017 yıllarını karşılaştırdım: artış sırasıyla yüzde 146 ve yüzde 156 olmuş. Kendi içinde tutarlı görünüyor. Aynı dönemde Romanya yüzde 27 ve yüzde 208 artış kaydetmiş. Romanya'nın enflasyon geçmişini bilmiyorum.

    YanıtlaSil
  85. Mahfi hocam merhaba,
    Ben de bir çalışama yapıyorum, bu nedenle IMF WEO Database girdim. Tab Deliminated Values başlığı altındaki ‘By Countries’ başlıklı excel dosyasını inceledim. (https://www.imf.org/external/pubs/ft/weo/2018/02/weodata/download.aspx) Hocam bu dosyadaki veriler ile sizin ilk tablonuzdaki rakamların birbirlerinden çok farklı olduğunu gördüm. Ben hata yapıyor olabilirim diye düşündüm, bazı verileri kontrol ettim. Siz Türkiye’nin satınalma gücü paritesine göre hesaplanmış 2017 GSYH’ni 1.7 trilyon dolar olarak göstermişsiniz. Halbuki ilgili dosyada bu rakam 2.18 trilyon dolar olarak görünmektedir. Sizin rakamınız esas alındığında kişi başı gelir (SAGP) 21 bin dolar olarak hesaplanıyor (nüfus 80.8 milyon) Ama siz T24’deki bir başka yazınızda bu rakamı 24.912 dolar olarak vermiştiniz (Verdiğiniz rakamın 2017 yılına ait olduğunu düşünüyorum. Yok eğer 2016’ya ait ise 2017’de böyle bir düşüş olmadığını biliyoruz.) Linkteki dosyada ise rakam 27.049 dolar olarak görünmektedir.
    Asıl büyük sapmalar diğer ülkelerin rakamlarındadır. Üşenmedim, ülkelerin 2000 ve 2017 nüfuslarını da dikkate alarak sizin tablonuzdaki rakamlara göre kişi başı gelirin değişimini hesapladım. Tablonuzdaki rakamlara göre kişi başı gelir (SAGP) 17 yılda içerisinde İtalya’da % 49, Fransa’da % 41, İspanya, Suudi Arabistan, Japonya, ABD’de, Meksika, Kanada ve Brezilya’da % 39-% 35 bandında, İngiltere ve Almanya’da % 34-% 30 bandında, İran ve Tayvan % 29-% 15 bandında düşüş göstermiştir. Türkiye ve Kore’de ise % 3 düşüş yaşanmıştır. Tablodaki 20 ülkeden yalnızca Çin, Hindistan ve Endonezya sırasıyla % 125, % 40, % 8 oranlarında artış kaydetmiş, diğerleri ise gerilemiştir. Gerçekten G-20 ülkelerinde yaşayan insanlar 17 yılda bu kadar fakirleşmiş olabilirler mi? Ben linkte yer alan dosyadaki rakamları kullanarak bir tablo hazırladım. Bu tablodaki rakamlar sizin tablonuzdakilerden çok farklı şeyler söylemektedir.

    GSYH (SAGP, Trilyon USD) 2000 2000'deki sıra 2017 2017'deki sıra GSYH değişimi (SAGP, yüzde) Kişi başı gelir değişimi (SAGP, yüzde)
    ABD 10,3 1 19,5 2 90 65
    Çin 3,7 2 23,2 1 525 470
    Japonya 3,4 3 5,4 4 59 59
    Almanya 2,4 4 4,2 5 72 70
    Hindistan2,1 5 9,5 3 354 255
    Fransa 1,7 6 2,9 10 70 55
    Rusya 1,6 7 4,0 6 145 149
    İtalya 1,6 8 2,3 12 42 33
    Brezilya1,6 9 3,2 8 105 71
    İngiltere1,6 10 2,9 9 86 66
    Meksika 1,3 11 2,5 11 94 58
    İspanya 1,0 12 1,8 15 82 59
    Endonezya1,0 13 3,2 7 238 166
    Kanada 0,9 14 1,8 17 94 62
    Kore 0,8 15 2,0 14 162 139
    S.Arabistan0,7 16 1,8 16 149 57
    Türkiye 0,7 17 2,2 13 220 156
    İran 0,7 18 1,6 18 145 93
    Avustralya 0,6 19 1,2 19 125 74
    Tayland 0,5 20 1,2 20 169 142

    Hocam, yukarıdaki tablodaki rakamların doğru olma olasılığının daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Yazınızdaki diğer tabloları incelemedim. Yaptığım çalışmayı düşüncelerinizi öğrenmek için size göndermek istiyorum.
    İyi çalışmalar,

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!