İşsizlik Niçin Düşmüyor?

Devlet yetkilileri sanayicilere mevcut istihdama ek olarak 2 kişi daha istihdam etmeleri yolunda çağrı yaparak bu şekilde işe alınanların bir aylık ücretinin işveren tarafından ödenmesine karşılık bir aylık ücretinin de devletçe ödeneceğini açıkladılar. Benzer bir uygulama bu yılın ilk aylarında yürürlüğe sokulmuş ve her sanayicinin bir kişiyi yeni eleman olarak işe alması teşvik edilmişti.

İstihdam anketinin uygulandığı dönemde ücretli ya da ücretsiz olarak hiç bir işte çalışmamış kişilerden son 4 hafta içinde iş aramak için başvurmuş olan 15 ve daha yukarı yaştaki kişiler işsiz sayılıyor. İşsiz sayısının toplam işgücüne bölünmesiyle bulunan işsizlik oranına literatürde resmi işsizlik oranı deniyor. Bu işsizlerin dışında bir de çeşitli nedenlerle iş aramayan, ancak iş bulursa 2 hafta içinde işbaşı yapmaya hazır olduğunu belirtenler var. Bunlar, son 4 hafta içinde iş aramak amacıyla başvuruda bulunmadığı için işsiz olarak kabul edilmiyor. Bunlara da çalışmaya hazır kişiler diyelim. Resmi işsizlerle çalışmaya hazır kişileri toplarsak bu da bize geniş işsizleri veriyor.

Aşağıdaki tablo Eylül 2017 itibariyle istihdam ve işsizlik sayılarını (bin kişi olarak) ve oranlarını (% olarak) sergiliyor. 

Sıra
2017 Ağustos
2017 Eylül
Değişim (%)
1
İşgücü
32.233
32.215
-0,06
2
Çalışmaya Hazır Kişiler
2.155
2.053
-4,73
3 (1+2)
Geniş İşgücü
34.388
34.268
-0,35
4
Resmi İşsiz Sayısı
3.404
3.419
0,44
5 (2+4)
Geniş İşsiz Sayısı
5.559
5.472
-1,57
6 (4/1)
Resmi İşsizlik Oranı (%)
10,56
10,61
0,50
7 (5/3)
Geniş İşsizlik Oranı (%)
16,2
16,0
-1,22

Tablo bize Eylül ayında, Ağustos ayına göre işsiz sayılmayan ancak çalışmaya hazır kişilerin sayısında düşüş (sıra 2), buna karşılık resmi işsiz sayısında az da olsa bir artış (sıra 4) olduğunu gösteriyor. Bu gelişmelerin sonucu olarak geniş işsizlik oranı düşerken (sıra 5), resmi işsizlik oranı (sıra 6) yükseliyor.

23.02.2017 tarihinde bu blogda ‘İstihdamı Artıralım Derken İşsizlik Oranı Yükselebilir’ başlıklı bir yazı yazdım. Yazıda öne sürdüğüm hipotez şuydu: “Devlet, işverenleri yeni işçi almaya teşvik edince iş aramayan ama iş bulursa çalışmaya hazır olduğunu beyan eden kişilerin en azından bir bölümü, iş imkânlarının açıldığını düşünerek iş başvurusunda bulunabilir. Bu şekilde başvuruda bulunanlar ‘iş aramayan ama iş bulursa çalışmaya hazır olduğunu beyan edenler’ kategorisinden çıkarak ‘resmi işsizler’ kategorisine girerler. Eğer bu hipotezim doğru çıkarsa istihdam çağrıları bir yandan istihdam edilen sayısını artırırken bir yandan da resmi işsizlik oranının yükselmesine yol açabilir.”

Tablo, hipotezimi doğrulayan veriler sunuyor. Devlet istihdam için çağrıları ve teşvikleri artırdıkça çalışmaya hazır olan ama resmi işsiz kategorisinde yer almayan kişiler iş aramak için başvurarak resmi işsizlerin arasına katılıyorlar. Bu da çalışmaya hazır kişi sayısında düşüşe karşılık resmi işsiz sayısında artışa yol açarak işsizlik oranının yükselmesine ya da en azından azalmamasına yol açıyor.

Yorumlar

  1. aslında yazınızın gösterdiği bir gerçek var. türkiyede işsiz sayısını bilmiyoruz. başvuranlardan bir sonuç çıkartıyoruz. gerçek işsiz sayısı kaç katıdır kimse bilemez. diğer bir sorunda devletten maaş alanların gerçekte kaç kişinin bir iş yaptığı. aklıma takılan bir örnek.kamudan bir spor proğramı sunucusu 50000 tl maaş alıyor. yorumcular ise milyon dolarlar alıyor. bunlar gerçekten bir iş sahibi mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gizli işsizleri syarsak rakamlar iki katına çıkar.

      Sil
    2. Size katılıyorum kaldı ki bu insanlara ek olarak kamu idarelerinde gizli işsizleri de eklersek tamamen bütçeye bu da vatandaşa yük. İşin atıl kapasite kulanılamamasında değilim bir vatandaş olarak tamamen kendi cebimi düşünüyorum

      Sil
    3. İşsiz kaldım ama sisteme kayıt yaptırmadım. Sanki bana iş bulacak? Benim gibi dolu işsiz, devletten zaten hayır beklemediğimizden kayıt vs yaptırmayan.

      Sil
    4. Özellikle Bakanlıklarda o kadar boş, aylak aylak gezen öğle aralarında kaçıp gün boyu avmye kafeye giden kadın erkek "çalışan" var ki görsen şuka girersin.

      Sil
  2. hocam bir de 'gizli issizlik' denen bir sey var malum..sonucta is akislarinin gerektirdigi kapasiteye uygun istihdam olmadigi surece isletmelerde verimsizlik kacinilmaz olur...2 kisinin normalde yapabilecegi bir akisa 3 kisi koyarsaniz 'gizli issizlik' dogar.

    YanıtlaSil
  3. Büyüme-enflasyon ve philips eğrisini düşündüğümüzde sonucun farklı çıkması gerekmiyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkes tutturmuş bir Philips Eğrisi. Artık çizin şu eğriyide herkes rahat etsin hocam.

      Sil
    2. Haklısınız oranlar ve ilişkiler arasında tutarsızlıklar var.

      Sil
    3. Philips eğrisinin TR de karşılığı yok

      Sil
    4. İktisadi teorileri yeni öğrenenlere tavsiyem Türkiye'nin güncel verilerine bakarak bilgilerinizi sindirmeye çalışmayın çünkü MB ve Maliye politikalarının birbirleriyle çelişmeleri,politik hatalar ve bazı tabuların kısa dönemde çok fazla tutarsız veri çıkardığını düşünüyorum.Hocam bana katılıyormusunuz?

      Sil
  4. türkiyede işle ilgili diğer bir proplemde yetenekli işçimizin çok az daha doğrusu kıt olmasıdır.örnekleyelim futbol işçimiz nedense pek az. futbolcuları dışardan ithal ediyoruz. koşumuzda az. onlarda ithal. basketçimizde ithal. liste uzar gider. teknik personel anlamında yaratıcılık anlamında ciddi sorunlarımız var.yaratıcı personelimiz neredeyse sıfır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir konu var ki asla atlanmamasi gerekiyor. Istediginiz kadar rakamlar ile oynayin. Ayni kisir döngü icinde gidip gelirsiniz.

      Yaratici personel neredeyse sifir diyor yorumcu. Bir noktaya kadar dogru.

      Pekiyi özellikle son 3 yildir yurtdisina kacmis ve kacmaya devam eden yaratici personel sayisini bilen var mi.?

      Bu ülkeyi hicbir askeri güc yok edemez.

      ülkeyi terkeden yaratici beyinlerimiz var ya, o yaratici beyinlerimiz. Hergecen gün artarak devam eden bu terkedis, bu ülkenin cöküsüne neden olacak.

      Artarak devam eden meydanlardaki tekbir sesleri tam da bu ülkenin cöküsünü isteyenlerin bekledigi gibi.





      Sil
    2. Daha az futbolcu ithal etmek icin kuru yuksek tutmaliyiz! Kuru yuksek tutarsak takimlar futbolculara dolar yetistiremez dolar yetistiremeyince de futbolcular gol atamaz gol atamyinca da bizim yerlilerin yildizi bir anda parlar. Bizim yerliler takimlara girdikce gol atma hevesiyle turnuvalarda daha cok heyecanli gecer reklamlarla dolu olur daha cok kazaniriz daha cok kazaninca da turk futbolu dunya kupasini alir.

      Sil
    3. Basketbolda da ayni olay kuru yuksek tuttugumuz zaman basketbolcu ithalati azalir!
      Yerliler on plana cikar NBA CSK MSK bunlara karsi yerli yildizlarimizla boy olcusuruz
      Dahasi ekonomi guclenir kupalarimizi evimize gotururuz abd bizden basketbolcu ister ihracatimiz artar

      Sil
    4. Tanerus Bey, birçok sektörde firmalar kurumsal değil. En tepedeki firmalar bile kurumsallıktan çok uzak yönetimlerle yönetiliyor. Yaratıcı personel sevilmiyor, onların ne yapmaya çalıştığını dahi anlamaktan aciz yönetimleri olan firmalar var. Birde kapasitesiz eş dost doluşmuş firmalarda yaratıcı personelin ayağını kaydırmaya uğraşıyorlarki rakip çıkmasın.

      Sil
    5. Adsiz 13:36, merak etmeyin o yaratici beyinler gider, sonra elindekiyle mutlu olabilen bireyler kalir. Cocuklarini dogru duzgun yetistirirler bu giden fireleri daha az verip yolumuza devam ederiz. Burada kendisine ihtiyac varken uc bes kurus icin giden kayip degil kazanctir.

      Sil
    6. Ben bir ara elemanı olarak çalışan teknik personelim. 35 yıl önce kamu da işe girdim. Yıllar geçtikçe azalan gelir. Düz liseyi bitiren mezunla hemen hemen aynı maaşı alıyoruz. Bir cazibesi kalmadığı için kimse başarılı çocuğunu meslek lisesine göndermek istemiyor. Öğrenci kalitesi düştükçe eğitimin ve çıkan ürünün niteliği de düşüyor. Memleketin ihtiyacı olan nitelikli ara eleman yetiştirilemiyor. Verimlilik düşüyor. Biraz kafası çalışan da yurtdışına doğal olarak gitmek istiyor. Ülkenin gelişimi için ön şart bence nitelikli ara elemanıdır. Olmazsa olmaz üretimdir.

      Sil
  5. BİLİM VE VATAN SEVGİSİ;1960 yılında İstanbul üniversitesinde bir makale yayınlanır. makale türkiye kurak bir ülke bu nüfus artışı ile su fakiri ülkeler arasına girecek diye özetlenebilir.türkiyenin yıllık yağış ortalaması 57 cm dir. ve yarı kurak ülkeler arasındadır.bilimie inanmayan ama vatanı çok sevenler 1980 li yıllarda türkiyeyi su zengini ilan ettiler. turgut özal dönemleri su satıp zengin olacağız ile geçti.şimdi su fakiri olduğumuzu herkes yaşayarak görüyor. bilim olmadan vatanı sevmek bir işe yaramaz.

    YanıtlaSil
  6. Bu güzel yazıları bizle paylaştığınız için teşekkür ederiz. Peki niye bir ülkedeki işsiz sayısı aktif olarak SGK kaydı olmayan insanlar üzerinden yapılmıyor. Iş aramayan insanları bu şekilde ayırmanın mantığı nedir? Ekonomiden ortalama anlayan biri olarak niye istatistiki verilerin bu şekilde manipüle edildiğini anlayamıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha sağlıklı bir ayırıma gidilmeli bence. Tanımda yanlışlık olduğu kanısındayım.

      Sil
    2. SGK kaydı olmayan ama işi olanların oranı yüzde 40 dolayında. Yani bunlar SGK anlamında kayıt dışı çalışıyor. Bunları işsiz sayarsak oran yüzde 30'a çıkar.

      Sil
    3. Doğru mu anladım; son 4 hafta içinde değil de daha önce (2,3,4... ay önce) baş vurdu ise, bu kişi işsiz olarak sayılmıyor mu ?

      Sil
  7. Hocam tl de ki toparlanma devam eder mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayalimdeki dolar kuru 1.23. Başarabilir miyiz?

      Sil
    2. Elbette başarabiliriz. 1923'te 80 kuruştu, yeni bir Atatürk bulursak başarırız ama bulamayacağımıza ve onun antitez(ler)i ile idare edeceğimize göre bence 8 TL'ye kendinizi hazırlayın.

      Sil
    3. Yılbaşından sonuna aynı düzeyde bu toparlanma değil midir?

      Sil
    4. Adsız 18:46 doğru söylüyor. 31 Aralık 2016 akşamı ile 1 Ocak 2017 sabahı arasında hiç değişmedi, sabit kaldı...

      Sil
    5. 1923 den bize ne,bayat yorumlarını kendine sakla.

      Sil
    6. O zaman sen 2023'ü bekle bak nasıl uçmuş olacağız, o zaman göreceksin. Hani lodosta çatılar uçar ya, o misal. Sıkı tutun, uçuşa geçiyoruz.

      Sil
    7. 22:00 adsız dolarda fazla artış yok diyorsan euroya bak, doları hızlanamaması bu artışı istemeyen inşaatçı bir başkanlarından dolayıdır, kafan karışmasın

      Sil
    8. Doları alan üsküdarı geçti.

      Sil
    9. Dolar işini biliyor. TL'yi kurtaralım.

      Sil
  8. DOLARI YASAKLAYALIM:bir partinin sokak afişini gördüm. doları yasaklayalım yazamışlar.tl ile ticaret yapalım diyorlar.bunu paylaşan parti biraz solcu biraz atatürkcü. şimdilerde birazda başka birşeyci..İslamcıların görüşüde dolar yerine yerel para birimlerinin kullanılması.doların yasaklanması yerel para birimlerinin kullanılmasının epey taraftarı olsada tümüyle saçma.nedeni basit bir şey olan ticaretin mantığını gizleyerek suçu doların amerikanın üzerine atmak.uluslar arası ticaret takas işleminden ibarettir. bir ülke mal ve hizmet üretir. bunun bir kısmını satar. diğer ülkeden mal ve hizmet satın alır. yeteri kadar üretim yapamazsanız ve satacak ürün bulmazsanız sadece ölçü birimi olan paranın adını değiştirmeniz propleminizi çözmez.örneğin ölçü birimi metre yerine arşın kullansanız satacağınız alacağınız mal değişir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O gördüğünüz de zaten parti değil tarikat

      Sil
    2. Tam tersi, doları yasaklamak yerine resmi para birimi olarak kabul etmeliyiz,böylece kur, faiz,enflasyon döngüsüde kırılır.

      Sil
    3. adsız 14:21 sen yarın egemenliğide verek kurtulak looo dersin. Böylece bizim üzerimize oyun çevirmelerinden kurtuluruz dersin.. Ahh ülkem ahhh ne günlere kaldık

      Sil
    4. Bence bu bilim dışılığı yasaklasak daha iyi sonuç alabiliriz.

      Sil
    5. Dolarize olmuş bir ekonomide dolara geçmek yapılacak en doğru işdir.Böylece hem dolarla borçlanan özel sektör hem kamunun sırtından büyük yük kalkar.

      Sil
  9. Hocam çalışmaya hazır kişiler sayısını nerden buldunuz? Tüikin sitesinde bulamadım ben.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. http://www.tuik.gov.tr/HbGetirHTML.do?id=24634
      Bu haber bülteninin altında yer alan tablolardan 6 numaralıyı tıklarsanız orada bulacaksınız.

      Sil
  10. Hocam görünüm daha kötü ve ciddi. Çırak, stajyer ve kursiyerler son 1 yılda inanılmaz arttı. Gerçek anlamda işçi olmayan bu kısım işçi kategorisinde değerlendiriliyor. Görünüm çok daha kötü maalesef

    YanıtlaSil
  11. Hocam bitcoin alındığında bu para tam olarak nereye gidiyor, kimlerin eline ulaşıyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nereye gidecek,sermayenin cebine gidiyor.

      Sil
    2. Para sizin. Sizin cüzdanınızda veya hesabınızda duruyor.

      Sil
    3. Hocam bitcoinde seneye 100k$ bandı 2020 ye 1m$ bandına gelme ihtimalini nasıl görüyorsunuz?

      Sil
    4. 400 bin dolara kadar yolu var.

      Sil
  12. Yahu, bu yazıyı da okudum. Çözüm için birkaç adım ötesini düşününce yol hukuk ve eğitim reformuna çıkıyor hep. Tabii yol orada da tıkanıveriyor!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yolu tıkamazsak nasıl çalıp çırpacağız? 7 sülalemizi zengin edeceğiz?

      Sil
    2. Hep reform yapalım dedik reformdan uzak durduk! Yanlış anladık reformu. Yol nasıl açılacak?? Yollarda çürüyüp gidecek miyiz?

      Sil
    3. Evet bu iki alanda reform yapamazsak ne yapsak boş.

      Sil
    4. Hocam eğitim alanında reform yapmadan kalkınan ülke görmedim ben hiç. Fakat hukuk alanında fazla reform yapmadan kalkınan bir ülke biliyorum ben ve bu ülkenin adı Güney Kore. 1962 yılında Park Chung-hee tarafından yapılan askeri darbe ile Güney Kore 1992 yılına kadar hep askerler tarafından yönetilmiştir. Ve bu tarihler arasında doğal olarak Güney Kore hukukun üstünlüğü konusunda hep geri kalmıştır. Bu zaman diliminde Güney Kore hukuk üstünlüğünden bahsedilemeyen bir ülke olmasına rağmen ekonomisi inanılmaz bir şekilde kalkınmış hale gelmiştir. Türkiye için aynı senaryonun ihtimaller dahilinde olması sizce de mümkün değil mi?

      Sil
  13. Hocam enflasyon mu faizin nedeni faiz mi enflasyonun nedenidir ?

    YanıtlaSil
  14. Çözüm belli. Her işveren fazladan 1 çalışan aldı, işsizlik küt aşağı. Sonra ne olduysa, işsizlik canavarı kobra yılanı gibi kafayı kaldırmaya başladı. O zaman her işveren 2 çalışan daha alır, işsizlik küt aşağı. Olmadı, 3,4,5.... sorun çözülür. Hocam, bu ülkede şu kadar ekonomist var (siz dahil) şu çözümü bulamadınız ya, ne desem bilemiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Azalan marjinal verimler yasası diye bir şey var. Kar var. Maliyet var. İşçiden verim alamazsa işe almıyor:) benim gibi tespit edilemeyenler yok daha işin içinde...

      Sil
    2. İnat etme sıfır inat, belli okumuş yazmış bir insansın, bulabilirsen gir 1404 lira maaşla işe, her şey rabbimizdendir, hayır da şer de ondan gelir de çalış işte. Gerçi sıfır inat demişsin ama ben sende bir inat seziyorum. İlle de eğitimime, deneyimime uygun bir iş bulacağım, yoksa saklanacağım diye inat ediyorsun ama böyle olmaz. Devlet seni elbet birgün bulacak ve o istatistiklere yazacaktır.

      Sil
    3. Ben üniversite mezunuyum. Bekarım. 1404 TL aylik kazaniyorum. Arkadaşlara tavsiyem, sakin boyle bir hata yapmasinlar. Oyle rabbim verir falan olmuyor. Gercekler ..... insanı.

      Sil
  15. Issizligin dusmesi icin devletin kamu istihdamini arttirmasi lazim. Daha cok memur daha cok amir almasi lazim.
    BU memur ve amirler sayesinde ciddi oranda issizlik duser halk refaha kavusur dolar durulur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam nasıl olacak bu? Herkes sınava çalışıyor. Memur amir olmak isteyen çok kişi var. Asgari ücreti beğenmiyorlar. Kimse de dolar nereye gidiyor demiyor. Dolar nasıl durulacak?

      Sil
    2. Kamuya gereksiz şekilde memur alıp gizli issizligi mi artirmak gerekiyor? Kaş yapalim derken göz cikarmayalim. Hadi aldik diyelim peki bütçeyi nasil yapacağız arkadaşım?

      Sil
    3. Para basacagiz! Tek care para basmak
      Para basmak son yillarin en onemli icadi artik iktisad literaturu de kabul etti ki para basmak enflasyon yaratmiyor dunyada.
      Basarsin parayi alirsin memuru
      Matbaalar ne gune duruyor
      Tek care para basmak

      Sil
    4. Tek care hiddetten uzak durmak. Bagnazlik azalırsa toparlarız

      Sil
    5. Para basılıyor zaten.

      Sil
    6. Hiddetten uzak duralım hidayete koşalım.

      Sil
    7. Neyi bekliyoruz?

      Sil
  16. Bu yazıdan resmi verilere güvendiğiniz ve kalem oynaması olmadığı anlaşılıyor Hocam. Ben ne yazık ki sizinle aynı fikirde değilim bu verileri görünce aklıma hep Yunanistan geliyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elimde başka veri yok. Ama daha önemlisi güvenmeseniz de o resmi rakamlar bile durumu iyi gösteremiyor.

      Sil
    2. Bakiyorum da bu kadar memur taşeronların da kadroya al8nmasiyla devlst siser ve hantallaşır ve devlette zaten varolan bürokrasi daha da artar. Ekonomik acıdan da bu kamu kalitesine daha da yük getirir.

      Sil
  17. Sonuç komünist ülkelerdeki gibi asansörde kat düğmesine basmak için bile personel görevlendirmeye kadar gider.

    YanıtlaSil
  18. Hocam son bir ay içinde işe başvurmuş olanların sayısı resmi olarak nerde yayınlanır.Diyelimki ben işsizim son bir içinde x bir şirkete CV gönderdim.D evlet bunu nasıl bilecek.Devletin baz aldığı rakamlar ne derece doğru sizce?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anketlerle öğreniyorlar. Her anket kadar doğru veya yanlıştır. Ama yanlış da olsa eğilim doğruyu gösterir.

      Sil
  19. Hocam gelismis ülkelerde issizlik orani nasil hesaplaniyor? Resmi issizlik rakami üzerinden mi, genis issizlik rakami uzerinden mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizde ve gelişmiş ülkelerde insanların olaylara yaklaşımı farklı. Gelişmiş ülkelerde insanlar işsizse sürekli başvurusunu yeniliyor genel olarak. Bizde ise bir süre sonra bıkıp yenilemiyor ve iş aramayan statüsüne geçiyor.

      Sil
  20. Bu kadar kayıt dışının,tembelin ve iş beğenmeyenlerin olduğu bir ülkede az bile çıkmış.
    Pek çok işveren işci bulamıyor.Suriyeliler de olmasa .... Gürcü,Ukraynalı kacak çalışanlar da az değil.Sen daha yeni mezun ol gel müdür veya amir maaşı iste olmazsa bu paraya çalışacağıma boşta gezerim diye çalışma sonra da ülkede iş yok diye yaygara kopar.Hem devletten destek alıp hem kaçak çalışan dogulu pek çok kimse var.Sigortalı yapmak istediğin zaman ise ya yanaşmıyor ya da yüksek paralar istiyor.Ne de olsa devlet baba bakıyor.
    En basitinden yunan adalarına gidip baktığınızda azımsanmayacak Türk turist var ve yunanlılara sorduğunuzda Türk turistler için en iyi para harcayan kesim ve Türkler zengin diyorlar.
    Ya işin başında ya da vasıfsız biri olarak eğer müdür,amir... makamını gözleyip onların aldığı paraları isteyip,çalısırsam bu paraya çalısırım olmazsa kahvede pineklerim derseniz tabii ki işsiz kalırsınız.Avrupa ile kıyaslama yapanlar ise Avrupalıların nasıl çalıştığını bilmeyen işkembeden atan veya konuyu çarpıtan kesim. Geçmişte Avrupada çalışırken,Türkiyede de bu şekilde çalışsam köşeyi dönerdim diye düşünerek Türkiye ye döndüm.Sözün özü Türkiye de işşizlik yok sadece kayıtdışılık ve tembellik var.

    YanıtlaSil
  21. hocam 1 gün dahi sigortalı çalışanlar o ay çalışan kişi statüsüne giriyor değil mi?

    YanıtlaSil
  22. Hocam fazlaca açılan lise ve üniversiteler bu oranı ne kadar etkiler. Üniversitelerdeki yaramaz bölümlermi azaltılmalı?

    YanıtlaSil
  23. Umudunu yitirmiş işçilerin işsizlik oranına etkisi de azımsanacak kadar değilmiş. Hocam diğer ülkelerde de işsizler bu şekilde tespit ediliyor?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ama gelişmiş ülkelerde bu kadar umudunu kesmiş insan yok.

      Sil
  24. Hocam tarım ekonomisi 4. Sınıf ogrencisiyim. Egitimim boyunca aldığım derslerin yarısı ziraat yarısı iktisatti. Aldığım dersler: mikro ve makro ekonomik, uluslararsı iktisat, ekonometri, tarım işletmeciliği, ekonomistler için matematik, kooperatifçilik, genel muhasebe ve tarımsal finansman. Ama ben iktisatçı olmak istiyorum. Neler yapmamı önerirsiniz ? Bu dersler iktisatçı olmaya yeter mi ? Üniversite hayatım boyunca almadigim bazı dersleri kendim çalıştım. Finansal tablolar analizi, para politikası gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında aldığınız dersler oldukça iyi ama düzeyleri önemli. Mesela Zeynel Dinler'in Mikroekonomi kitabını alıp okuyun bakalım kendinizi nasıl hissedeceksiniz. Eğer o kitabı anlamakta sorun yaşamıyorsanız durum fena değil demektir. Sonra başka öneriler yapabilirim.

      Sil
    2. Cok teşekkür ederim hocam zaman ayırdığınız için. Hemen kitabı edinip geri dönüş yapacağım.

      Sil
  25. İşgücü rakamlarına ülkemizdeki göçmenler de dahil ediliyor mu?

    Edilmiyorsa, bence dahil edilmeli. Eğilimi daha sağlıklı görebiliriz. Belki işsizlik daha çok arttı veya azaldı.

    Bir de toplam çalışma günleri de yayınlansa gelişimi daha iyi görebilirdik. Kişi bazında gidildiğinde 1 kişi 1 gün dahi çalışsa istihdam rakamlarında yer alıyor. O ay 30 gün çalışan da 1 kişi olarak yer alıyor, 1 gün çalışan da 1 kişi olarak yer alıyor. Ama o ayki toplam gün sayısı 30'a bölünse bu etki sıfırlanmış olur. Daha sağlıklı bir kıyaslama yapmış oluruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Göçmenlerden çalışmak için başvuruda bulunanlar dahil.
      Çok doğru.

      Sil
  26. 12 yıllık eğitim politikası değişmedikce ne işsizlik azalır ne de işveren işçi bulabilir.

    YanıtlaSil
  27. 12 yıllık eğitim politikası değişmedikce ne işsiz iş bulabilir ne de işveren işçi..

    YanıtlaSil
  28. Hocam merhaba,
    Bu kadar çok tartışıyoruz.Milli ekonomi modelini uygulayarak sorunlarımıza neden çözüm üretmiyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz okuduysanız ve mesela işsizliği düşürmek için nasıl bir önerisi varsa bu modelin bizimle burada paylaşabilirseniz biz de belki bir şey söyleyebiliriz.

      Sil
    2. Tüketmek kaynaktır.Buradan yola çıkarak emisyonu artırıp vatandaşlık maaşını uygulayıp
      mukabilinde üretim artacağından firmaların emek talebi artacaktır.

      Sil
  29. AKP'nin amacı reel ücretleri düşürüp kendince rekabet gücünü işgücü maliyetleri üzerinden arttırmak. Bu nedenle işsizliği arttırmak gibi bir hedefi var. 2001 krizinin etkisine rağmen 2002 yılında işsizlik oranı 8,6 idi... AKP hiçbir zaman bu oranın altına inmedi. Çünkü inmek istemiyor. Hem enflayonun hem de işsizliğin birlikte yükselmesi AKP'nin reel yoksullaştırma politikasıdır. Ne kadar çok kişi mutlak yoksul olursa o kadar çok rekabet gücü artar diye düşünülüyor... Gören gözler için Türkiye'de 80 milyon, Almanya da... burada 1 kişi çalışıp üç kişiye bakmak zorunda orada bir kişi 2. kişiye bile bakmak zorunda değil.

    http://xebatistihdam.blogspot.com.tr/2017/12/akpnin-istihdamtrak-uygulamalari-ve.html
    Yazıdaki stajyer istihdamı akp'nin istihdam cennnetidir!!!

    YanıtlaSil
  30. Hocam bu çalışmaya hazır kişiler neye göre belirleniyor.2 milyondan fazla kisi var. TÜİK verilerine göre ise neden resmî işsizlik kategorisine dahil edilmiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çünkü bu kişiler işsiz sayılmak için gerekli kriter olan son 4 hafta içinde iş aramak için başvuruda bulunmamışlar.

      Sil
  31. Yıllardır derin kuyu açıp, gübreleyip, 1. Sınıf hale getirdiğiniz tarlalara geçen cuma termik santral yapmak için kamulaştırma şerhi koydular. Para verip toprağımızdan ve işimizden kovacaklar bizi. İşi olanı da işinden ediyor kalpsizler...

    YanıtlaSil
  32. Hocam issizlik ilginç bir kavram degil mi? Issizlik olmasi firmalarin çalışan aramadigi anlamina gelmiyor. Ornegin bir seramik firmasi eleman ariyor, ustelik yetistirecek de o kisiyi. Sokakta issiz gezen yeni üniversite mezunu kisi o ilana bakmiyor bile. Ailesiyle yaşıyor, annesi babasi ne is olsa yapiyor veya yapmis ama o yapmiyor.

    Üniversite okumus, baska iş ve hayat hayalleri kurmus, o kisinin etrafinda etrafinda sanal bir dunya oluşturulmus.

    Her sehre bir üniversite mantigi, ustelik o üniversitelerin bir cogunun lise egitimi bile verememesi, iyi bilinen vakif üniversitelerinde bozulma (ticarethaneye dönüşmeleri, hatta kimi hocalarinin egitimciden cok show business insani haline gelmeleri)..

    Ve ogrencilere, genclere herkesin her seyi olabilecegine dair temelsiz, surekli aksi ispat edilen cumleler kurulmasi, bir nevi beyinlerinin yıkanması.. Bunlar bizim cok temel problemlerimiz bence..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet doğru tespitler. Bize gerekli olan endüstri meslek lisesi ya da diğer teknik liseler iken biz başka okullar açıp boşta gezecek insanlar yetiştiriyoruz.

      Sil
  33. Elinize sağlık hocam.

    İzninizle konudan bağımsız bir şey sormak istiyorum hocam. Portföy Sigortalama Teknik ve Stratejileri nelerdir?

    Cevaplarsanız sevinirim hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda bilgim yok ne yazık ki. Bilen birisi yanıtlarsa ben de öğrenmiş olurum.

      Sil
  34. Hocam Türkiye'de bütçe sürecini ele alabilir misiniz?
    - Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bütçeden en çok pay neye harcanıyor kıyaslayabilir misiniz?
    -Başka ülkeler de de örtülü ödenek var mı?
    -Bizim bütçe yapısında ve bütçe kalemlerindeki payın değişimi ortaya koyabilir misiniz? (2000 öncesi 2005 sonrası gibi).
    - Sizin gördüğünüz eksiklik ve sıkıntı nedir?

    YanıtlaSil
  35. Hocam Türkiye'de bütçe sürecini ele alabilir misiniz?
    - Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bütçeden en çok pay neye harcanıyor kıyaslayabilir misiniz?
    -Başka ülkeler de de örtülü ödenek var mı?
    -Bizim bütçe yapısında ve bütçe kalemlerindeki payın değişimi ortaya koyabilir misiniz? (2000 öncesi 2005 sonrası gibi).
    - Sizin gördüğünüz eksiklik ve sıkıntı nedir?

    YanıtlaSil
  36. Dolayısıyla işsizlik oranın yanında, "istihdam oranı"ni da incelemek yol gösterici olacaktır.

    YanıtlaSil
  37. TCMB'nin yillik raporunu okuyorum.

    "... 2016 yılı sonu itibarıyla (A) sınıfı hisselerin toplam hisseler içindeki payı yüzde 55,12; (B) sınıfı hisselerin payı yüzde 25,74; (C) sınıfı hisselerin payı yüzde 0,02 ve (D) sınıfı hisselerin payı ise yüzde 19,12’dir."

    Hocam D sinifi hisse sahipleri kimlerdir?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TCMB sitesindeki açıklama şöyle:
      Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası A.Ş.'nin sermayesi 25.000 TL olup 250.000 adet hisseye ayrılmıştır.
      1211 sayılı Bankamız Kanunu uyarınca, Bankamız hisse senetleri (A), (B), (C) ve (D) olmak üzere dört sınıfa ayrılmış olup (A) sınıfı hisse senetleri münhasıran Hazineye, (B) sınıfı hisse senetleri Türkiye'de faaliyette bulunan milli bankalara, (C) sınıfı hisse senetleri 15.000 hisseyi geçmemek üzere milli bankalar dışında kalan diğer bankalarla imtiyazlı şirketlere, (D) sınıfı hisse senetleri ise Türk ticaret müesseselerine ve Türk vatandaşlığını haiz tüzel ve gerçek kişilere tahsis edilmiştir.

      2016 yıl sonu itibarıyla, Bankamız sermayesinin yüzde 55,12'si (A) sınıfı, yüzde 25,74'ü (B) sınıfı, yüzde 0,02'si (C) sınıfı, yüzde 19,12'si ise (D) sınıfı hisselerden oluşmaktadır.

      Sil
    2. Hocam peki ama kim bu gercek ve tuzel kisiler?:)

      Sil
  38. Yeni kitap ne zaman geliyor hocam. Sabırsızlıkla bekliyoruz :)

    YanıtlaSil
  39. Hocam, çalışmaya hazır kişiler zaten işgücünün içinde yer almıyor mu, onları tekrar işgücüne ilave edince bir mükerrerlik söz konusu mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Almıyorlar. İşgücü; istihdam edilenlerle işsizlerin toplamından oluşuyor.

      Sil
    2. Hocam, bu arkadaşlar zaten çalışıyor, iş de aramıyorlar ama fırsatını bulsalar iş değiştirecekler.Bence işgücü rakamı ( istihdam rakamı içinde olduğu için) içinde vardır Hocam, mantıken.

      Sil
  40. Hocam,

    Çalışmaya hazır kişiler toplam işgücü sayısı içinde yer alıyor mu, bir mükerrerlik var mı? Not : benim mu soru da mükerrer olabilir !

    YanıtlaSil
  41. İyi günler sayın hocam. yazı ve yorumlarınızı severek takip ediyorum, her bir harf için sonsuz teşekkürler öncelikle. borsalar için önem arzeden sosis parmak sendromu nedir acaba? araştırdım bir sonuç bulamadım yanıtlarsanız çok sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şişman parmak olmasın o !

      Sil
    2. Şöyle bir tanımı var ekşi sözlükte (ki bu tanım doğru bir tanım): "borsalarda yapılan işlemler sırasında bilgisayarda yanlış bir tuşa basılması sonucu istenen alım ya da satım miktarından çok daha fazlasının gerçekleştirilmesine borsa literatüründe şişman parmak işlemi adı veriliyor. yanlış tuşla yapılan büyük alımlar hisselerde anlık fiyat yükselmelerine yol açarken büyük satışlar ise hisselerde büyük düşüşe yol açabiliyor."

      Sil
  42. Harika bi haber hocam, ntv artik yayinlarinizin videolarini sitesinden yayinliyor,yeni ogrendim.

    https://www.ntv.com.tr/video/geri-sayim/geri-sayim-18-aralik-2017,FllhqR31AEq8ZQhMwH6OMg

    YanıtlaSil
  43. Hocam yazınızı okudum guzel bir değerlendirme katılıyorum size.Bir de teknoloji temelli büyüme üzerine araştırma yapıyorum bir öneriniz var mı araştırmam için makale veya yazılar vb.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      http://citeseerx.ist.psu.edu/viewdoc/download?doi=10.1.1.372.9277&rep=rep1&type=pdf
      http://brie.berkeley.edu/brie/publications/WP%2097.pdf
      https://www.oecd.org/cfe/tourism/34267902.pdf

      Sil
  44. Yazınız ve katkılarınız için çok teşekkür ederim hocam sizce ülkemizin doğal işsizlik oranı kaç hocam bunu nasıl ölçebiliriz? sağlıkla kalın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu tür oranlar eğer ortada daha iyi bir ölçü yoksa uzun yıllar ortalamasına bakılarak bulunuyor. Bizde 2000'ler öncesinde bu oran yüzde 7 - 8 arasındaydı. Ama 2000'ler sonrasında işler değişti. Artık yüzde 10'lar gibi görünüyor.

      Sil
  45. Merhabalar Sn. Hocam,
    Blogunuzu yeni keşfettim. Avukatlık mesleğini icra etmekte olduğumdan, ekonomi bilgimdeki eksiklikleri gidermek amacıyla "Örneklerle Kolay Ekonomi" isimli kitabınızı edinip, okudum ve çok fayda gördüm. Yazılarınızın şimdiden sıkı bir takipçisi olduğumu söyleyebilirim. Yazılarınızda, ülkedeki ekonomik gelişim için hukuk güvenliğinin önemini sıklıkla vurguluyorsunuz. Hukuk ve ekonomi ilişkisine dair özellikle önerdiğiniz eser, makale vb. olup olmadığını merak etmekteyim hocam. Saygılarımla,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.
      Benim kastettiğim anlamda böyle bir makale var mı bilmiyorum. Benim kastettiğim konu hukukun doğru dürüst, objektif ve yürütmeden bağımsız uygulanamaması haline yatırımların, tasarrufların, girişimciliğin gelişemeyeceği ve tabancı sermayenin de yatırım amaçlı gelmeyeceği düşüncesi.

      Sil
    2. Önce Hukuk,Hukuk çalışmaz ise gerisi ve ileriside çalışmaz ve siz Hukukçular figurandan öteye gidemezsiniz.NOKTA.

      Sil
  46. Benzer bir durum dava sayısında da var. İnsanlar mahkemeden bir sonuç alamayacağını düşündüğü için haklı olduğu durumda bile hakkını aramıyor. Olmaz ama, insanlar bir gün ülkeye adalet geldiğine ikna olursa, mahkemelere dava yağar.

    YanıtlaSil
  47. Yanlış sorduğum için özür dilerim yine de açıkladığınız için ise sonsuz teşekkürlerimi sunarım..

    YanıtlaSil
  48. Problemin kaynagi IIBF'lerdir.

    Butun IIBF'leri derhal kapatmazsak, issizlik artmaya devam edecek.

    IIBF'lerde okumakta olan ogrenciler, fakulteleri kapandiktan sonra, isci arayan fabrikalara gitmeli ve oralarda kablo ayiklama isiyle calisma hayatina hemen atilmalidir. Vardiyali calismaya alismalidir, gunde 10 saat ayakta durarak, uretim bandindan akan kablolari ayiklaya ayiklaya kariyer basamaklarini yukselebilirler IIBF hayaliyle yasayan ogrenciler.

    Boylece ulkemizin issizlik orani hizla duser.

    YanıtlaSil
  49. Aklıma yirmidokuz buhranı tedbirleri geliyor devlet bir kişiye çukur kazdirir başka bir kişiyede o çukuru kapattırır, böylece bu iki kişininde eli para görür, işsiz kalmaz , para piyasada gezer, dolayısıyla piyasa nispeten nefes alır. Krizin etkisi hafifler,hafif hissedilir bunları devlet para basarak yapar yani para havadan gelir. yan etkisi enflasyon olarak kendini gösterir.
    Nedense aklıma bunlar geldi, istihdam seferberliği deyince işsizlik psikolojisinde ciddi tramva yaşayan vatandaşlar sevgili yöneticilerimizin hiç bukadar umrunda olmamıştı
    Düşünüyorum bir-kaç politikacimizin çocukları üniversiteyi bitirdi işsiz kaldı fark ettiler böyle bir kesimi gibi bir iyimser tablo çizmek istiyorum .:)

    YanıtlaSil
  50. torpiliniz yoksa bu ülkede iş bulmak hayal...gerçi artık o bile para etmiyor.genç nüfus arasında ki işsizlik ise inanılır gibi değil...kısacası toplum da bu konuda da zaten duyarsız genel anlamda...sadece inşaat ve rant üzerinden günü kurtarmak ta eh bir yere kadar... avrupa birliği,vizelerin kalkması falan ancak gelecek yüzyılda bu şartlar ile...

    YanıtlaSil
  51. YAPISAL ÖNLEMLER:varsayalım ki bir aileye ayda 3000 tl girsin. yıllık geliri 36000 tl yapar. ve her yıl bu aile 1800(%5) açık versin.ve birikmiş borcu 25000 tl olsun.her yıl açık vermeye de devam etsin. borcunu çevirmek için o bankadan bu bankaya gidip dursun faiz ödesin.
    bu arada koca çoluğunu çocuğunu dövsün. cocukları okula göndermesin. komşuları ile dalaşsın.
    şimdi bu aileye önereceğiniz ilk şey fazla harcamanı kes. borcunu ödemeyi bir takvime bağla. yoksa haciz gelir demek mi olur
    yoksa kocaya medeni insan ol çoluğunu çocuğunu okula göndermi olur
    acilen yapılacak olan nedir?
    işte buna vereceğiniz cevap türkiyeye önereceğiniz yapısal önlemdir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ekonomiyi insana, aileye ya da bir şirkete benzeterek analoji üretmek hoştur ama her zaman doğru sonuç vermeyebilir. O nedenle benzetmeleri dikkatle yapmak gerekir.

      Sil
  52. Anolojiler yanlış olabilir demişsiniz. ama şu tarz analojiler durumumuzu görmek için işe yaramaz mı Hocam:
    bir ülkede sadece 5 kişi yaşar. Sırasıyla çiftçi kadir, fırıncı nazmi, bakkal aşır, mazotçu niyazi,vergici devlet. bu toplum yalnız ekmek üretir. hepsi çalışarak günde 5 ekmek üretirler. Vergici devletin dışındakiler maliyet dışında günlük ekmek başına 1 lira alırlar. vergici devlet hepsinden ve herşeyden vergi alır.
    1: bugünkü vergi sistemine göre 1 ekmek kaç liradır?
    2: vergiler hariç ekmek kaç liradır.?
    3: vergi oranlarının bu kişilerin doğacak çocuklarına iş bulunmasıyla ilgisi varmıdır?
    4:DEVLETLERİN MALİYETİNE KAFA YORAN (chomski gibi kafayı ideolojiyle bozmamış) ADAMLAR VARMIIDIR? Kaynak önerebilirmisiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mesela nüfusu 100 milyon olan bir ülkenin devlet olmadan var olabilmesi mümkün mü?

      Devleti kaldıran bir sistem, ideoloji var olabilir ama maliyeti ortadan kaldırabilir miyiz?

      Sen evinden uzakta iken geride bıraktığın eşin ve çocuğunun güvenliğinin bir maliyeti olmayacak mı? Bu bir örnek?

      Şunun çabası her daim olmalı; verilen vergilerin en ekonomik bir biçimde en çok fayda sağlayacak şekilde adil bir biçimde kullanılması nasıl sağlanacağı gibi.

      Sil
  53. Ülke olarak içinde bulunduğumuz en önemli soruna parmak basmışsınız. Ekonomide kanayan bir yara olarak önümüzde duruyor : İşsizlik!

    YanıtlaSil
  54. bu kadar ne ve açıklayıcı olmayı nasıl başarıyorsunuz hocam. Çok teşekkürler yazınız için.

    YanıtlaSil

  55. 2012 yılının Ekim ayında dönemin İŞKUR Genel Müdürü Nusret Yazıcı ile sohbet ederken dikkat çekmişti...
    “İŞKUR olarak önceliği, sanayiciyi dinlemeye ve anlamaya vereceğiz...
    Eleman ihtiyacı olanların, hangi sayıda, hangi özellikte elemana ihtiyacı olduğunu tespit edeceğiz...
    2 bin 800 iş ve meslek danışmanı, işveren ziyareti yapmaya başladı... Geçenlerde konusu da oldu, 100 bin işçi açığı var, yani işveren 100 bin işçi arıyor ve biz bunu karşılayamıyoruz.
    Bize kayıtlı 3 milyon kişi var.
    Bunun 2 milyonu işsiz, 1 milyonu çalıştığı işten memnun değil ve yeni iş arıyor.
    Bu üç milyon kişiyle 100 bin kişilik ihtiyacı eşleştiremiyoruz.”
    Kaynak: Bugünkü DÜNYA GAZETESİ'İNDEN
    Ferit Barış PARLAK'ın yazısı.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kapitalizm

Paradan Para Kaybetme Dönemi

Lozan Antlaşması 2023'de Bitecek, Biz de Madenlerimizi Çıkarabileceğiz!